M. Meclisi Anayasada «doktrin» «•Sosyalizme» kapalıdır. yoktur. B : 52 7 . 2 . İ9?3 Anayasa Ayrıca kamulaştırmada taksit süresinin 10 yıldan 20 yıla çıkarılmasını da doğru bulmuyo­ ruz. 38 nci maddede 1971'de yapılan değişiklik­ ler, mülkiyot ve miras haklarını zedeler mahi­ yettedir. Bu sebeple 38 nci maddede yapılan değişikliklerin kaldırılmasını istiyoruz. Diğer maddelerde 1.1 nci maddeye ister atıf bulunsun, isterse! atıf bulunmasın, bu madde, Anayasanın bütün maddelerine şamil bir mad­ dedir. il9 neu maddede «Lâiklik» tarif edilmelidir: «Düşünce ve inanç hak ve hürriyetleri» ni, «Vic­ dan ve din hürriyeti»ni tanzim eden 19 ncu madde: yeniden ele alınmalıdır. «Lâiklik» ilke­ si tarif edilmeli ve vuzuha kavuşturulmalıdır. «Lâiklik» dine karşı olmak, dinsizlik demek de­ ğildir. «Lâiklik» din dışı dernektir. «Lâiklik» devlet idaresinde bahis konusudur. Devlet lâik olabilir, ama fert ve cemiyet lâik olamaz. Ce­ miyetin ve onu meydana getiren fertlerin bir dini vardır. O dine göre teşekkül etmiş bir dün­ ya görüşleri ve ahlâk anlayışı vardır. «Lâiklik» ilkesi, modern Batı anayasaların­ da olduğu gibi açıklığa kavuşturulur ise halkın dinî inançlarının istismarının da önüne set çe­ kilmiş olunur. 38 nci maddeden «Vergi değeri» kaldırıl­ malı, kamulaştırmalarda taksit süresi 20 yıldan 10 yıla indirilmelidir. Demokratik Partinin muhalefetine rağmen, 1971 Anayasa değişikliğinde «Kamulaştırma» yi tanzim eden 38 nci madde de değiştirilmiştir. Bu değişiklikle, Anayasaya «Vergi değeri» ko­ nulmuş, kamulaştırmada taksit süresi 10 yıldan 20 yıla çıkarılmıştır. «Vergi değeri» niıı Anayasaya konulması doğru olmamıştır. Bu suretle kamulaştırmada «gerçek karşılık» prensibi terkedilmiş, bunun yerine «ödenecek karşılık» prensibi kabul edil­ miştir. «Ödenecek karşılık» ise «Vergi değeri» ııi aşamayacaktır. Bir gayrimenkulun «vergi de­ ğeri» hakiki kıymetinden az ise, bu takdirde ka­ mulaştırmada devlet, gayrimenkulu hakiki kıy­ metinden daha az bir bedelle almak imkânına sahip olacaktır. «Vergi değeri» ni gösterilenden daha az aşağıya indirmek imkânı devlete veril­ miştir. Buna mukabil hakiki değeri «Vergi de­ ğ e r i n d e n yüksek olan bir gayrimenkulun ka­ mulaştırılması halinde «vergi değeri» ni yük­ seltmek ve bu suretle hakiki kıymetin karşılı­ ğını elde etmek imkânı mal sahibinin elinden alınmıştır. Ö : İ Anayasanın 47 nci maddesinde «Grev hakkı» bir Anayasa müessesesi olarak düzenlenmiştir. «Grev» in tanındığı yerde «Lokavt» da hir hak olarak tanınmalıdır. Vakıa, Anayasamız «Lo­ kavt» ı yasaklamış değildir. Nitekim «Lokavt»' kanunlarla işverenlere tanınmış bir haiktır. An­ cak Anayasaya konulmadığı için lokavt, grev gibi bir Anayasa müessesesi değildir. Binaena­ leyh «Lokavt» da Anayasaya konulmalıdır. Siyasî partilere Devlet yardımı T. B. M. Meclisinde grubu olan ve seçimlere katılma ni­ teliğini kazanmış bulunan siyasî partiler, Dev­ let yardımından hakkaniyet ve adalet ölçüleri içerisinde faydalanmalıdırlar. Siyasî partilerle ilgili davalar konusunda 57 nci maddede değişiklik yapılarak Anayasa Mahkemesinde, siyasî partilerin kapatılmasına mütedair davalar duruşmalı olmalıdır. Bu ko­ nudaki kararlara 'karşı kanun yolları da açık olmalıdır. Anayasa Mahkemesi Kanunun 32 nci mad­ desinin 2-nci fıkrasına göre, siyasî partiler hakkındaki davallara duruşmalı olarak bakıl­ ması gerekir. Ancak, Anayasa Mahkemesi almış olduğu bir kararla, Anayasanın 148 nci mad­ desinin 2 nci fıkrasını yorumlamış ve bu dava­ lara duruşmasız bakılacağını bildirmiştir. Bu sebeple Anayasanın 57 ve 148 nci maddelerine sarahat verm<e'k ve bu yanlış Itat'bikatı bertaraf etmek gerekmektedir. Askerlik hizmetinde «bedel usulü» ihdas olunmalıdır. «Bedel usulü» rue imkân verecek bir tarzda 60 nci madde değiştirilmelidir. Nüfusumuzun hızlı artışı, ihtiyaçtan fazla kimselerin askere alınması, Devleti büyük malî külfetlere sokmaktadır. Bedel usulü, askerlik ihtiyacının ayarlanmasını sağlayacak, ayrıca Devlete yeni bir gelir kaynağı imkânını açacak­ tır. Çift Meclis yerine tek Meclis sistemine dö­ nülmelidir. C. Senatosu ve Millet Meclisi T. B. M. M. olarak birlestirilmelidir. — 165 —