0. Senatosu B : 21 yapmadan bu hareketlerin önlenmesi gerekirdi. Cidden bu hareketler Adalet Partisi siyasî ikti­ darının kusurundan doğmuş idiyse, Adalet Par­ tisi siyasî iktidarı görevi bıraktıktan sonra, Sı­ kıyönetimin ilânına, TRT'nin kanununda özerk­ lik anlayışındaki değişikliğe, dernek ve gazete­ lerin kapatılması tedbirine başvurulmaz. Anaya­ sa Mahkemesi, Yüksek Hâkimler ve Savcılar Kurulu kanunlarında yeniden değişikliğe gidil­ mez, memur sendikaları kaldırılmaz, bâzı par­ tilerin kapatılmasına lüzum hâsıl olmazdı. Geçen 22 aylık tatbikat göstermiştir ki, şiddet hareketleri Adalet Partisi siyasî iktida­ rını sadece demokratik bir iktidar olduğu için zor duruma düşürmek, böylece rejimi değiştir­ mek gayesine matuftur. Nitekim, bu hareketle­ rin elebaşıları maksatlarının siyasî iktidardan ziyade rejimi değiştirmek olduğunu açıkça ifa­ de etmişler ve hâlâ da etmekteler. Görülüyor ki, bu hareketleri mâsun bulanlar, teşvik ve hi­ maye edenler büyük vebal altındadır. Sayın senatörler, geçen 22 ay içerisinde alı­ nan tedbirler göstermiştir ki, 1961 Anayasasına göre hükümetlerin yetkisi yoktur, sadece göre­ vi vardır. Bu dönem içinde kurulan partilerüsfü Hükümetler, Devlet bünyesindeki idarecilere karşı tutumları hariç, ne müracaat ettikleri kuv­ vet bakımından, ne de t afcibettikleri yol bakı­ mından Adalet Partisi siyasî iktidarından fark­ lı bir tutum içinde olmamışlar, aslında olamaz­ lar da: ama 19-61 Anayasasının çizdiği çerçeve dı­ şına çıkılarak hüıkümdariar gibi hareket etmeyişi­ miz. rahatça bizim kusurumuz sayılmıştır. Biz, (> yılı aşan iktidar dönemimizde hükümetlerin kâfi miktarda yetki ile mücehhez olmadığını, takdir hakkı bulunmadığını birçok defa bütün detayları ile ortaya koyduk. Bundan maksat ve muradımız Devlet gücünün doğru bir şekil­ de harekete geçirilmesini, ahenksizlik içinde çalışan Devlet organlarının ahenksiz çalışmadan kurtarılması ve müessir bir şekilde işleyebilme­ si idi; yani, Devleti teşkil eden ünite ve organ­ la rm görev ve yetkileri bir şekilde belirli olsun. iler organ kendi yerini muhafaza edip, her or­ gan kendi yetkisini kullanarak Devletin hiyerarşıik zinciri içinde kendi görevini ifa etsin. 13u düşüncemiz aslında Anayasa emridir. Bu düşüncemiz maalesef bâzı çevrelerce kendi maksatları istikametinde aleyhimize, propagan- 30 . 1 . 1973 0:2 da vesilesi yapılarak Devlet idaresinde görevli organ ve kurumları Adalet Partisi aleyhine kış­ kırttılar, kâfi derecede de bu haksız davranış­ lar muvaffak oldu? Bu muvaffakiyetin sahiple­ rine bu hareketlerinin bugün ne sağladığını bi­ lemiyoruz; ama maalesef memleket hesabına çok zararlı olduğu bir acı gerçek olarak karşı­ mızda durmaktadır. Sayın senatörler, görülüyor ki, o yıllarda yetkisizlikten ve. kanunların yetersizliğinden söz etmemiz Hükümetin Devlet idaresindeki ro­ lünü ve sorumluluğunu hafife almadığını, baş­ kalarının hadiselere yanlış teşhis koyduğunu millî bütünlüğün parçalanması. Devletin çöker­ tilmesi ve bir iç savaşa doğru gidilmesi gibi çok vahim neticeleri önleme hususundaki ciddî, sa­ mimî ve vatanperverliğin gerçek sonucu idi. Bu itibarla Adalet Partisi siyasî iktidarı memlekette siyasî, iktisadî ve sosyal istikrarı sağlamanın, huzur ve güveni korumanın ilk vazifesi olduğunun idraki içinde olmuş, huzur ve güven hissedarlarına da siyasî iktidar kadar bu ciddî meselede, müşterek mesuliyetleri ol­ duğunu hatırlatarak, göreve davetle meselenin ciddiyetini ortaya koymuştur. Bizim bu kadar çırpınmamızın sebebi, ger­ çek niyetleri Devletin ve rejimin temellerini tahrip ve millî bütünlüğümüzü parçalamak, sosyal ve etnik sınıflar yaratmayı hedef alan­ larla. bu niyetlere yem olanlar o tarihlerde elele verip memlekette büyük ve içinden çıkılmaz sıkıntıları yaratabilmek için büyük, geniş ardı arası kesilmeyen direnmeler. protestolar, mi­ tingler. işyerinde oturmalar, işi gevşetmeler, toprak işgalleri, işyeri işgalleri, grevler, 'binlerce - onbinlerce kişilik gösteri yürüyüşleri üniversite anfilerin.de çeşitli tahrikleri hazırla­ ma formları, üniversite duvarlarına yazılan ko­ münist hezeyanlar, kanlı pazar uydurmaları, Beyazıt Kulesine Ayyıklızlı Bayrak yerine kızıl paçavra çekilmesi, üniversiteler ve yurtlarında silâhlı çarpışma olayları. -Bu hareketlerin Dev­ let Radyo ve Televizyonunda istedikleri şekilde tezgâhlanaraik ilânı. 100 milyonlarca değerdeki Devlet müesseselerinin ateşe verilmesi. İG Hazi­ ran İstanbul olayları ile ihtilâl teşebbüsü, adam kaçırmalar, fidye almalar, banka soymalar, dün­ yaca malûm, kızıl El - Fetih Teşkilâtında staj görmeler, ele geçen •milyonlarca mermi ve çe-