Aklını kullanıp eş seçmede başarılı olan, işinde ve toplumsal

advertisement
Danışma Meclisi
B : 89
«Aklını kullanıp eş seçmede başarılı olan, işinde
ve toplumsal aksiyonlarında da oldukça başarılıdır.»
denilebilir. Toplumsal hayatımızda, milletimizi büyük
bir aile olarak düşünürsek, seçim kanunlarının kusur­
suz yapılabilmesinin güçlüğü ortaya çıkar. Seçimler­
de fayda, pratik akılcıdır. Adaletli olabilmede daha
çok bilimsel akıl vardır. Adaletin faydalısı, kavram­
dan uzaklaşıp yaşatandır. Yaşatan adalet de akılcı
fayda, seçim sonucunda halledilecek geçim işlerini
ayarlar. Geçim demek huzur demek, istikrar de­
mektir. Ferdî bünyemizde 'bazı hastalıklar vardır. Bi­
yolojik kanunları dinlemeyen küçük anarşik bir hücre
normal hücreler aleyhine hızla gelişir. Urlar teşekkül
eder. Bunların habislerine «kanser» dendiği hepinizce
malumdur. Siyasî tarihte demokratik toplumların bün­
yesinde bazı küçük siyasî partilerin seçimle iktidar
olamayacağını bilince iktidar olabilmek için kanun­
ları zorlar hatta çiğner. Kanunun olmadığı yerde anar­
şi vardır; ister sağdan gelsin, ister soldan.
Getirilen Kanunda Komisyonumuz yorucu ve de­
ğerli çalışmaları sonunda getirdiği barajla siyasî bün­
yemizde bu urların gelişmesine fırsat vermemiştir.
istikrarlı, güçlü hükümetlerin kurulabilmesi için la­
zım gelen tedbirleri almıştır. Getirilen Yasada önse­
çimi daha geniş bir tabana yayan tüm partililerin iş­
tirak etmesi de güzel ve takdire şayan. Vatandaş ira­
desinin hür tecellisi için getirilen iki misli aday tespiti,
tercihli oy ve karma liste yapabilme imkânlarının ge­
tirilmesi de güzel. Bunun yanında, seçim bölgesindeki
barajın geçerliliği ne olacak? Oyların tasnifinde çıka­
cak güçlükler karşısında faydası, getirdiği götürdüğün­
den az mı olacak, çok mu olacak? Partiye oy verme
karma listeyle zedelenmiyor mu? Bazı arkadaşlarımız
gibi, partilere birleşik oy pusulası yaptıramazken neti­
cede aynı şey zuhur etmiyor mu? Bu bir çelişki de­
ğil mi? İstikrar ararken istikrarsızlığın kaynağı gelmi­
yor mu? Seçimlerde spordaki şike de gelmez mi? Ter­
cihli oy, karma liste pratikte uygulanması zor; fazla
oy iptaline sebep olacaktır. Vatandaşa önseçimin ta­
bana yayılması ve iki misli aday arasından seçme hür­
riyetini verirken iptal edilen oyların çokluğu nispetin­
de bu hürriyetleri kullanılamaz hale getirmiyor mu­
yuz? Her iptal edilen oy temsil edeceği bir hür ira­
demin katli manasına gelmez mi? En az oy iptal et­
tiren, en kolay bir sistem getiremez miyiz?
Siyasî Partiler Kanununda, belirttiğim gibi dar
bölge sistemi en kolay sistem, temsil bakımından en
gerçekçi sistem değil mi? Bu sualleri cevaplandıramıyorüm. Bir de gerçek var; memleketimizin 12 Eylül
— 39
25 . 4 . 1983
O : 2
öncesi şartları ve bugünkü durum, dünya yüzündeki
jeopolitik durumumuzun değişmezliği ve değişme­
yeceğine olan inancım.
1982 Anayasasının tarif ettiği «güçlü devlet» ima­
jını şekillendirecek, «güçlü iktidar» teşekkülüne fırsat
verecek, Seçim Kanununun, Meclisimizin çalışmaları,
Komisyonumuzun da gayretleriyle şekilleneceği ümi­
dini muhafaza ederek, Komisyona çalışmalarından
dolayı şükranlarımı, teşekkürlerimi arz eder, cümle­
nizi saygı ve sevgiyle selamlarım. (Alkışlar)
BAŞKAN — Teşekkür ederim Sayın Akaydın.
Sayın Uğur, buyurun efendim.
HÎDAYBT UĞUR — Sayın Başkan, sayın üyeler;
Bir seçim Kanunu yapılırken her şeyden evvel re­
jimin zedelenmemesi önem taşıdığından, bu konuya
değinerek seçim sistemi üzerinde kanaatlerimi sun­
mak istiyorum.
Demokratik idareyi diğer rejimlerden ayıran ve
üstünlük sağlayan temel faktör, millî iradedir. Millî
irade tam tecelli etmezse diğer rejimler değerlenmeye
başlar. Millî iradeye dayalı bir idarenin kurulması
için başlangıç noktası ise seçimdir. Gayenin tahak­
kuku bakımından bu başlangıç noktası önem taşır.
Bütün faaliyetlere böylece yön verilmeye başlanacak­
tır. Kâğıt üzerindeki Anayasa da inzibat kuvvetleriyle
değil, ancak seçimle oluşacak ortama bağlı olarak iş­
lerlik kazanabilir.
Demokraside kişi ve grup çıkarcılığı yoktur. Mil­
letin gerçek iradesinin tecelli yolunu açmak ve tecelli
eden millet iradesine razı olmak şarttır. Millete dayan­
mak, inanmak ve güvenmek esastır. Başarı ancak böy­
le sağlanabilir; Atatürk de 'böyle hareket etti.
Bu düzende yaratılan her türlü bozukluklar gü­
ven ve saygıyı yitireceğinden devleti kökünden sars­
maya başlar. Yorum ve beyanlarla meşruluk iddiaları
geçersiz kalır, tşte Türkiye'yi 12 Eylül öncesi duruma
getiren esas neden bu bozukluklardan kaynaklanmak­
tadır. Bu bozukluk demokratik sistem yerine, «hür»
kelimesi de eklenerek, onun ismini çalan partiler de­
mokrasisine yönelmekle başlamıştır. Halk, temsilcile­
rini seçerken hür iradesini serbestçe kuUanamazsa,
birtakım usul ve kaidelerle bu seçebilme olanağı etki­
lenirse, parti listelerine giren bazı kimseler seçilmiş
olma şansı bulurlarsa, bunun derecesine göre, de­
mokratik rejimden uzaklaşılır. Gerçek demokrasinin
var olup olmadığının ölçüsü bu faktörlere bağlıdır.
Sadece «millî irade» edebiyatıyla konu çözümlene­
mez, prensiplerin zedelenmesi rejimi dejenere eder.
Siyasî istikrarsızlığın ve bunalımın önemli bir nedeni
budur.
Download