Davranışçı akıma aşağıdaki eleştiriler yapılmıştır

advertisement
DAVRANIŞÇILAR
Behaviorizm yani davranışçılık, Birinci
Dünya Savaşı sıralarında bir grup
Amerikan psikoloğun, yapısalcılığa ve
işlevselciliğe karşı çıkmaları ve bilincin iç
gözlem yöntemi ile incelenmesine kuşku ile
bakmaları sonucu ortaya çıkan, bilinç
hallerinin değil, davranışların,
gözlenebilir durumların incelenmesi
gerekliliğini savunan psikoloji kuramı
akımıdır.
Davranışçılara göre
objektif tekniklerle
gözlenebilen sadece
çevresel uyarıcılara,
insanların bu
uyaranlara karşılık
gösterdikleri
tepkilerdir.
Davranışçılar, gözlem
ve deney yöntemini
kullanırlar.
Davranışçıların önde gelen temsilcileri
Watson, Pavlov ve Dashil'dir. Bunlar bilinç
kavramını bir yana bırakıp davranışları
incelemişlerdir. Davranışçılara uyaran
(stimulus)-tepki (response) psikologları da
denir
Davranışçılar, organizma ve çevre
ilişkilerinin insan ve hayvanlarda
birbirinin aynı olduğu kanısındadırlar. Bu
nedenle hayvanlar üzerinde psikolojik
araştırmalar yapmışlardır. Örneğin Pavlov
koşullu öğrenme deneylerini köpekler
üzerinde yapmıştır.
Davranışçı ekolün doğmasından önce
psikolojinin konusu zihinsel ve ruhsal
işlevler üzerine toplanıyordu.
Davranışçılar, nesnellikten ve ancak
gözlemlenebilen davranışların psikolojinin
konusu olabileceği düşüncesini savunarak
psikoloji alanında köklü bir değişiklik
yapmışlardır.
Onlara göre zihinsel süreçler, bilinç,
bilinçdışı ve içsel süreçler incelenemezdi
çünkü bunlar sübjektif yargı ve
varsayımlara dayalıdır.
1910 yılında, John B.
Watson tarafından
kurulan davranışçılık,
psikolojiye yüzyıl
başlarında hakim akım
olan içebakışçılığa bir
tepki olarak doğmuştur.
Watson'a göre davranışçılığın üç önemli
özelliği vardır.Bunlar;
1.)Davranışı oluşturan
unsurlar olarak koşullu reflekslerin
vurgulanması,
2.)Öğrenilmiş davranışın vurgulanması,
3.)Birey davranışlarının incelenmesidir
DAVRANIŞÇI;
Psikolojinin görevinin davranışa ilişkin
açıklama ve öndeyi olduğunu, davranışa
ilişkin açıklamanın davranışla ilgili
fonksiyonel bir analizden, yani davranışın
kendisinin bir fonksiyonu olduğu bağımsız
değişkenleri belirlemekten meydana
geldiğini öne süren psikoloji görüşü de
denilebilir.
Davranışçı yaklaşımın olumlu yönleri:
■ Klasik öğrenme kuramı psikolojinin tüm
alt dallarını önemli ölçüde etkilemiştir.
■ Programlı öğrenme, davranış terapisi,
reklamcılık ve hayvanları eğitmede bu
yaklaşım
sayesinde önemli bir yol katedilmiştir.
Davranışçı akıma aşağıdaki eleştiriler
yapılmıştır:
■ Bilinci tamamen gözardı etmiştir.
■ Davranışın iradeden değil sadece
çevreden etkilendiğini belirtmiştir.
■ Karmaşık davranışları sadece uyarı-tepki
bağlamında açıklamıştır.
■ Genelde daha çok hayvanlar üzerinde
çalışmıştır
Download