M. Meclisi B : 54 kim maceracılardan kurtarılması yolunda

advertisement
M. Meclisi
B : 54
kim maceracılardan kurtarılması yolunda Hü­
kümet, üzerine düşen düzenleme görevini yeri­
ne getirmelidir, demiştim.
Birçok kimselerin itirazla karşıladığı Sanayi
Bakanı arkadaşımızın bâzı tatbikatı oldu. As­
lında Sanayi Bakanı arkadaşımız, kendinizin
kanaatine göre bu mevzuda prensibolarak
isabetli bir tutum içerisine girdi. Yani, Türki­
ye'de bir kısım sanayi mamullerinde indirimler
yapma yolunda çabalar sarfstti. Yalnız, bu ko­
nudaki tedbirleri alırken, tedbirlerin de eko­
nomik olması noktasında Hükümete bir husu­
su hatırlatmak isterim, yani, falan sanayiciyi
çağırıp, efendi, senin mamulünü, 100 lira ~^a sa­
tıyorsun, ben 50 liraya satmam istiyorum, bun­
dan böyle 50 liraya satacaksın demek, polis ted­
biri ile âdeta piyasa düzenlemek mânası taşır
ki, bu yolda bâzı şikâyetler basma kadar intikal
etmiş bulunmaktadır. Ben Türkiye'de, bilhassa
yerli sanayide Hükümetin çok dikkatli davran­
ması lâzım geldiğine, gerek fiyat, gerekse ka­
lite kontrolü bakımından yerli sanayii devamlı
takibe tabi tutması gerektiğine ve yerli sanayii
himaye babında alınan, ithali menedici tedbirle
rin, yerli sanayi için bir fırsat olarak fiyatlnn
artırma, kaliteyi bozma fırsatı olarak kullanıl­
masına müsaade edilmemesi lüzumuna bilhassa
işaret ederim. Yani, dış ticaret rejimim izde bir
mekanizma kurmaya mecburuz. Himaye mi edi­
yorum, sanayii? Fiatlarında yükselişler yaptı­
ğın takdirde, kaliteni bozduğun takdirde otomatikman dış ticaret rejimi marifetiyle ithalâta
müsade edeceğim. Bu mekanizmayı mutlaka
Hükümet kurmak mecburiyetindedir. Yarın
Müşterek Pazara hazırlanıyoruz. Müşterek Pa­
zara gittiğimiz zaman Türkiye sureti katiyede Müşterek Pazar içerisinde perişan olmaya
ve bütün sanayiini mahvolur hale getirmeye
mecbur kalabilir. Bu itibarla b.*m müstehliki
himaye bakımından, hem do yerli sanayiin hem
fiyat, hem kalite mevzuunda vasıflı hale gelmesi
bakımından böyle bir mekanizmayı kurmak
mecburiyeti vardır. Aksi halde sanayide ala­
bildiğine kârlarla, işte, düzeni değiştirmek istiyenlerin sömürme edebiyatına hak verdirici
birtakım hususlar açıkça meydana çıkabilir,
çıkabilmektedir de.
BAŞKAN — iki dakikanız var Sayın Alican.
28 . 2 . 1968
O : 1
Y. T. P. GRUPU.ADINA EKREM ALÎCAN
(Devamla) — Şimdi, o halde bu meseleyi bura­
da böylece bitirdikten sonra, bir noktaya daha
temas etmek itsiyorum. İki dakikalık zamanım
içinde de inşallah onu bitirebilirim.
Muhterem arkadaşlarım, ben her zaman söy­
lüyorum, idari reform. Hükümet'in bir takım
reform hareketlerini yapacağız demesinin ge­
cikmelere uğraması, bütçe gerekçelerini okudu­
ğumuz zaman görüyoruz; aynı tasarılar, üzerin­
de çalışılmaktadır, denilerek senelerden sene­
lere devredilmektedir, bunun için hususi bir
prosedüre ihtiyaç vardır derim her zaman. Bi­
rinci plânımız bitmiş, plânın gerekli tedbirleri­
ni birinci plân devresinde alamadığımız bir ya­
ra,, ikinci plân devresine bağladık, ikinci plân
devresinde de plânı başarılı tatbik edebilmek
için almam lâzımgelen tedbirleri bu gecikmeler
dolayısiyle alamıyorum... Bu idarede reform
olmadıkça, bu çeşit reformlar halldilmedikçe
bunlar olmaz. Şimdi bunlar üzerinde uzun mü­
talâa beyanına vaktim yok. Yalnız far noktaya
Hükümetin bilhassa dikkatim çekeceğim, gene
iktisadî sahada.
Bu malî finans ihtiyacı bajkımından, Türkiye'­
nin, malî refnr m meselesine lütfetsin Hükümet
biraz daha ciddî alâka göstersin. Ben her zaman
"oyluyorum; vergi reformundan ziyade Türki­
ye'ye lüzumlu olan malî reformdur. Yani vergi
ka-n71n.lar1m.1zm vergi olarak alınmasını kabul
ettiği gelirleri, malî teşkilât olarak tesbit ede­
yim, bulayım, o gelirlerden vergimi alayım,
Alamıyorum ben bunu, alamıyorum. Baktım,
bütçe gerekçesinde var, 400 bin küsur mükelle­
fim var, hepsi bu. Yıllık beyannameye tabi 400
bin mükellefim var. .Yıllık gösterilen gelir va­
satisi 1968 da 15 bin liraya çıkabilmiş. Yani,
400 bin mükellefin vergisi değil, yıllık gelir va­
satisi 15 bin lira... 100 bin liradan yukarıya
Türkiye'de gelir kazandığını gösteren mükel.lefin adedi, 1966 da bir miktar artmış, 7 000
kişi. Türkiye'deki Gelir Vergisi düzeninin mut­
laka ıslaha muhtacolduğunu gösteren birtakım
misaller bunlar. (C. H. P. sıralarından gülüş­
meler) Bunlar malî...
Islah terimini kullandım, dikkat buyurur­
sanız Düzeni ıslah diyorum ben, düzeni değiş­
tirme demiyorum. (A. P. sıralarından gülüşme­
ler, alkışlar) Islah fikri, sosyal hayatın her
676 —
Download