B : 46 17.4 . 1961 cak? Bu takdirde durum hiç de salâh verici ol­ mayacaktır. Çünkü siyasi iktidarlar bol bol vaat­ lerde bulunacaklar, Anayasanın sosyal ve eko­ nomik hürriyetlerden bahseden maddelerini ger­ çekleştirmek uğrunda gayret göstereceklerdir. Fakat imkânsızlıklar dolayısiyle bunu yapamıyacaklardır. Bu maddede belirtilen ödevlerin ye­ rine getirilmesi hususunda bir kıstasa veya sarih bir mesnete ihtiyaç vardır. Hüküm, bu hali ile ihtiyaca cevap vermiyecek ve umumi efkârı da tatmin etmiyecektir. Benim kanaatime göre, bir kıstas aramak mecburiyeti vardır. Ben şöyle düşünüyorum, ortada bir 128 nci madde vardır. Bir Plânlama kanunundan bahse­ dilmektedir. Bunu göz önünde bulundurursak, esasen bu maddede istenen şeyler, 128 de de var demektir. Bir teklifte bulunacağım. O da şudur. «Devlet, Anayasada yer alan iktisadi ve sos­ yal haklan ve ödevleri geliştirme görevim, ikti­ sadi, sosyal ve kültürel kalkınma plânının ışığı altında, iktisadi gelişme şartları ve malî kay­ nakların yeterliği ölçüsünde yerine getirilir, de­ niyor. Yani, iktisadi gelişme şartları ve malî kaynakların yeterliği ölçüsünde yerine gotirme imkânının kalkınma plânının ışığı altında mü­ lâhaza edilmesine taraftar olduk. Bu tasarıdan farklı olarak, teklifimizde iktisadi ve sosyal haklar ve ödevler dedik. Halbuki, tasarı, sade­ ce, iktisadi ve sosyal amaçlara ulaşma ödevi diyor ki, benim anlayışıma göre, Devlet yükle­ nen ödevlerle sınırlı kalıyor. Haklar tâbirini ilâve edecek olursak, sosyal ve ekonomik hak ve ödevler daha şümullü ve geniş ifade edilmiş olur. Böylece bu madde sosyal ve ekonomik hakları gerçekleştirmede biraz ışık tutacak ve tamamiyle sübjektif bir kıstastan bir kanunla tanzim edilen, kalkınma kanuniyle tanzim edi­ len objektif bir kıstasa doğru meyledecektir. Saygılarımla. BAŞKAN — îlhami Soysal. (Yok sesleri) Bülent Ecevit BÜLENT ECEVÎT — Muhterem arkadaş­ larım, ben bu maddeyi, sosyal ve iktisadi hak ve ödevleri içine alan 35 ilâ 50 nci maddelerin temel ve teminatlarının ortadan kaldırıldığı şek­ linde görüyorum. Bu bölümdeki 15 madde ile, gerçekten, mem­ leket halkına ileri demokrasilerdeki, sistemleri ne olursa olsun insan hak ve haysiyetine önem veren demokrasilerdeki iktisadi ve sosyal hak- O:3 lar geniş ölçüde tanınmıştır. Kanaatim odur ki, 51 nci madde, bu hakları şüpheye düşürmekte ve bu haklar fiilen iptal edilmektedir. Bu hak­ lara inanmıyacak iktidarlara bunları ihmal et­ me imkânı tanınmış olmaktadır. Bundan evvel­ ki maddelerde, Devletin, iktisadi ve malî hak­ lar arasında yerine getireceği ödevler vardır. Meselâ, 48 nci madde; «Devlet, herkesin beden ve ruh sağlığı içinde yaşıyabilmesini ve tıbbi bakım görmesini sağlamakla ödevlidir», diyor. Şimdi, bu madde ile sağlanacak hakların, bu madde ile belirtilen ödevlerin, iktisadi ve malî imkânlar nisbetinde gerçekleşip gerçekleşme­ diğini tâyin etmenin ölçüsü ne olacaktır? Bu herkese göre değişir. Devlet, tıbbî bakımı sağ­ lamakla görevli. Vatandaşın sağlığını korumak için Devlet birtakım tedbirler alacak. Fakat, va­ tandaş, sağlığını kazanabilmenin şartı olarak. iyi bir hastanede, kendisine özel bir oda ayrıl­ masını da istiyebilir. Tıblbi bakımı, özel bir o da sağlanması sevi­ yesinde. mütalâa edilebilir. Devamlı olarak do,ha iyisini istiyen insanın başka yolda düşünmesi" beklenemez. Onun için bundan evvelki 15 nci maddede vaiz 'edilen ve sağlanan hakların ger­ çekleşip gerçekleşmediğini tâyin etmek, haliyle, vatandaşın iz'anma bırakılmış olacaktır. Bu dıı. rumda Devlet bu maddelerde .sağlanan hakları ancak iktisadi gelişme ile malî -kaynakların yeterliği ölçüsünde yerine getirir demek, zaten açık olan bir hakikati ibir Anayasa hükmü haline getirmekten ibarettir. Bir müddet fK>nra 76 nci maddede milletvekillerinin andını görüşeceğiz. Bu and şöyledir : «Yurdun bağımsızlığını ül­ kenin ve milletin bütünlüğünü koruyacağıma, milletin egemenliğine, demokratik ve lâik cum­ huriyet ilkelerine bağlı kalacağıma ve halkın mutluluğu için çalışacağıma namusum üzerine söz veririm.» Evet milletvekili böyle söyliyecek. 51 nci maddenin mantığı ile hareket ede­ cek olurlarsa bu and maddesini değiştirmek ih­ tiyacını duyacaklardır : «Yurdun bağımsızlığı­ nı, ülkenin ve milletin bütünlüğünü ancak gücü­ mün yettiği ölçüde koruyacağıma namu­ sum üzerine söz veririm», demeleri gerekecektir. Arkadaşlar, bu madde Anayasayı, maksadı­ nın aksi istikamete götürecektir. İktidarlar işleri esasen güçlerinin yettiği ka­ dar görürler. Fakat bu madde kalırsa, ödev­ lerinden hiçbirini yapmıyan bir iktidar da «Dev- 323