ÖN SÖZ Yeni bir yüzyılın ilk dönemini yaşadığımız şu günlerde dünyamız geçen yüzyıldan çok farklı bir konumda bulunmaktadır. Hukuk anlayışı, yaşam tarzı, toplumsal öncelikler, ekonomik beklentiler ve uluslararası ilişkilere bakış açısı çok önemli değişikliklere uğramış, âdeta tümüyle yenilenmiştir. Geçen yüzyılın son çeyreğine sığdırılan olağanüstü sayılabilecek gelişmeler, yaşanan hızlı değişim, örgütsel, ekonomik, sosyal ve uluslararası etkilerinin ne kadar güçlü ve kapsamlı olduğunu ortaya koymaktadır. 20. yüzyıl bizlere, insan kaynakları yönetimi, kalite, verimlilik, rekabet, sürdürülebilir kalkınma, değişim, küreselleşme, özelleştirme, hizmette halka yakınlık ilkesi, e-Devlet, yönetim bilgi sistemleri gibi toplumsal hayatımızı doğrudan etkileyen ve bizleri yakından ilgilendiren; ülkeler arasındaki ilişkileri, iş birliğini, dayanışmayı ve yakınlaşmayı zorlayan kavramlar mirası bırakarak sona ermiştir. Bu kavramlar mirasına, kamu yararı, kamu hizmeti, kamu tercihi, kamu ekonomisi, sosyal ekonomi, devletin yeniden keşfi, kamu harcamalarını azaltarak refah düzeyini artırmak, uluslararası ilişkilerde devlet dışı örgütlerin belirleyici rol oynaması ve buna benzer alanlarında meydana gelen yenilikler de eklendiğinde, bu dönemin bizlere bıraktığı mirasın hiçte küçümsenmeyecek bir boyutta olduğunu söyleyebiliriz. Günümüzde önemli hale gelen insan kaynakları yönetimi, gerek kamu yönetimi alanında, gerekse işletme yönetimi alanında çalışma hayatının bütün yönlerini etkilemesi yanında, örgütte personel seçimi, sınıflandırma, kariyer yönetimi, motivasyon, yükselme, personel değerlendirmesi, hizmet içi eğitim, ücret yönetimi, disiplin, ödüllendirme, cezalandırma, emeklilik gibi mal ve hizmet üretimini doğrudan etkileyen alanları kapsamaktadır. Hatta bir adım daha ileri gidilerek, son yıllarda “Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi” kavramı öne çıkarılmakta ve insan kaynakları yönetimine yeni bir boyut kazandırılmak istenmektedir. İnsan kaynakları yönetiminin önem kazanması, örgütte insana verilen değerin bir göstergesi olduğu kadar, her türlü gelişmenin insan kaynağına bağlı olduğunun genel kabul gördüğünün de bir kanıtıdır. Örgütlerin gelişmesi, amaçlarına ulaşmaları, etkili, verimli ve başarılı sonuç almaları, örgütlerin sahip oldukları insan potansiyelini doğru ve akılcı kullanabilmeleri ile yakından ilgilidir. İnsan kaynakları yönetiminin gelişimini, çalışma alanlarını, sorunlarını ve çözüm yollarını ele alan bu çalışmamız gerek kamu sektörü gerekse özel sektördeki teori ve uygulamaları kapsayacak şekilde on altı bölümden oluşmaktadır. Kısa sürede tükenen son baskının ardından, çalışmamızın yeni baskısında her bölüm sonuna; bölümün özeti, konuyla ilgili anahtar kavramlar, tartışma soruları, okuyuculara bilgilerini deneme olanağı sunacak test soruları, bölüm kaynakçası, İKY ile ilgili web sayfaları ve okuma parçaları koyduk. Başta 6111 sayılı yasa olmak üzere yapılan yasal düzenlemeleri ilgili kısımlara işledik. Mevzuatımızdan çıkarılan sicil gibi konuları kaldırdık. Kitabın bir sonraki baskısında çalışmaları hâlâ süren 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda yapılacak kapsamlı değişikliklere yer vereceğiz. Bu şekliyle oldukça kapsamlı sayılabilecek çalışma fakültelerimizde okutulan İnsan Kaynakları Yönetimi dersinin içeriğine bağlı kalınarak hazırlanmıştır. Çalışmanın öğrencilerimize ve konu ile ilgilenen herkese yararlı olmasını diliyoruz. Ankara 2013 IV