örgütsel zeka - bingöl mem ar-ge

advertisement
Doç.Dr.Ş.Şule ERÇETİN
Hacettepe Üniversitesi
Eğitim Fakültesi
Bu sununun amacı :
Örgütsel zeka kavramını
tartışmak
Bu kavramı eğitimde toplam
kalite yönetimi ile
ilişkilendirmektir.
ZEKA
Kimde ? Ne kadar? Nasıl? Niye ?
 Sayısız yanıt arayışı, bir o kadar gizem
yüklü bir kavram
 İşte bazı yanıtlar.

– Öğrenme yeteneği
– Bazı eğitimciler
– Çevreye uyma yeteneği
– Bazı biyologlar
– Muhakeme yoluyla sonuca ulaşma yeteneği
– Bazı psikologlar
– Sadece ve en çok kendi çocuğunda bulunan
şey
– Anne ve Babaların çoğu..
– Kendini o konuma getiren ve başkalarında
olmayan şey
– Bazı yöneticiler
Sizinde bir tanımınız vardır elbet...........
Örgütlerin zekası olabilir mi?
Örgütlerin de zekası vardır.
Yeni yüzyılda ikinci yaratılış
süreci yaşanmakta, dünya
yeniden düzenlenmekte ve
Bu gelişmeler sembiyonomik
evrim olarak tanımlanmaktadır.
Bir yandan genlerin, ilişkisiz türler
arasında bitki hayvan ve insan, tüm
biyolojik sınırları aşarak sayısız yeni
yaşam biçimleri, yeni yaratıklar
yaratmak için nakledilmesi;
klonlanarak, seri ve kütlesel üretimle
yeni yaratıkların çoğaltılması, yani
doğal dünyanın insan eliyle yeniden
düzenlenişi.
İletişim ve bilişim teknolojilerindeki
gelişmelerle, yazılı belgeler,
görsel-işitsel-tele iletişim araçları ve
bilişim sistemlerinin kavuşumu, bu
kavuşumu sağlayan internetle hiper
ağların oluşumu, ulus devletlerin
sınırlarını aşan, kültürleri
yakınlaştırıp benzeştiren
küreselleşme.
Bütün bunlar hem ayrı ayrı, hem iç içe, hem
aynı zamanda, hem de değişik yoğunluklarla
gerçekleşiyor. Bir alanda herhangi bir gelişme
diğerine hızla yansıyor,değişiyor.
Bu değişim yeniden diğerlerini ve ilk etki
oluşturan sistemi farklılaştırıyor,
karmaşıklaştırıyor.
Böylece moleküler parçacıklardan
insana, insan toplumlarından insanın
oluşturduğu yapı ve örgütlere kadar,
“tümüyle” ve “genelleşmiş ” birlikte
evrim süreci yaşanıyor. Doğalla yapay,
sanatla teknik ve kültürle uygarlık
evrilerek, bağdaşık bir bütünde yeniden
şekilleniyor.
Öyleyse canlı organizmalar, kendi
kendini uyarlayan karmaşık sistemler
olarak örgütler zekalarını kullanmak ve
geliştirmek zorundadır.
İşte bazı yanıtlar..
“Örgütlerin amaç yönelimli davranış
gösterebilme, bilgi tabanını
oluşturabilme ve erişimi sağlayabilme,
uygun eylemleri seçebilme,
yönetebilme ve sonuçlarını izleyebilme
yeteneklerinin bütünüdür.”
“Bir örgütün amaçları ve yeteneklerine
dayalı olarak; ortak eylem ve bilinçle
çevresine uyumu, çevresini
biçimlendirmesi ve değiştirmesidir. ”
“Örgütün algılanan güçlükleri aşmak
için uslamlama yapabilmesi ve bilgiyi
kullanabilmesini ifade eden bilişsel
kapasitesidir. ”
“Enformasyon teknolojisiyle
bütünleştirilen ve örgütün yapı, kültür,
çevreyle ilişkiler, bilgi varlığı ve
stratejik süreçler gibi çeşitli alt
sistemleri tarafından yaratılan problem
çözme kapasitesidir.”
“Örgütsel düzeyde düşünme,
anlamlandırma, esnek, yaratıcı,
uyarlanan biçimde davranma
kapasitesidir.”
“Örgütsel belleği kullanarak, çevreye
duyarlı olmayı, çevreyi algılamayı ve
yorumlamayı; bunlara dayalı olarak
uyarlanan davranışlar geliştirmeyi içeren
bir öğrenme sürecidir.”
Bu yanıtlar da göz önüne alınarak
örgütsel zeka dünyanın yeniden
düzenlendiği ikinci yaradılış sürecinde
yani sembiyonomik evrimde örgütlerin
dirimlerini sürdürmelerini olanaklı kılan
yeteneklerinin bütününü ve bunların
kullanımını ifade etmektedir.
Eylem ve tepkide çabuk olabilme
Değişen durumlara uyarlanabilme.
İşleyişte esnek ve rahat olabilme
Sezebilme ve öngörülü olabilme.
Açık fikirli olabilme
Hayal gücünü kullanabilme
Yenilenebilme olarak sıralanabilir.
• Uygun bir örgütsel yapılanmayı ve işleyişi
• İnsan kaynağının yönetimini
• Duyguların yönetimini
• Teknoloji yönetimini
• Bilgi yönetimini
• Örgütsel öğrenmeyi ifade etmektedir.
Eğitim örgütleri bütüncül bir yaklaşımla
toplam kaliteyi anlayışını gerçekleştirmek
istiyorsa zekalarını geliştirmek ve kullanmak
zorundadırlar. Bir başka deyişle zeki örgütler
olmak zorundadırlar.
Doç.Dr.Ş.Şule ERÇETİN
Hacettepe Üniversitesi
Eğitim Fakültesi
SUNUYU HAZIRLAYAN:
J.Tğm. Volkan Güner GÜNGÖR
Download