KURBAN BAYRAMI İÇİN BESLENME ÖNERİLERİMİZ Obezite cerrahisi geçiren hastalarımıza BariatrikLab ekibi olarak kurban bayramı öncesi birkaç önerimiz olacak. Ameliyat sonrası katı gıda almaya başlayan hastalarımız Kurban Bayramında olası hazımsızlık şikayetleri yaşamamaları için kesilmiş hayvanın etini hemen tüketmemelidirler! Geleneksel olarak kurban eti kesildikten sonra hemen kavutturulup sabah kahvaltısında yada en geç öğle yemeğinde sofralarda yerini bulur. Bu durum aslında yanlıştır. Hayvan kesildikten sonra et bir süre dinlendirilmeli, katılığı geçtikten sonra tüketilmelidir. Hemen tüketilen etin sindirilmesi güç olur. O nedenle bayram tatilinizi hazımsızlık uykusuzluk şikayetlerinizle geçirmemeniz için kurban etinizi en erken 24 saat sonra tüketmelisiniz ve etinizi tüketirken hayvanın iç yağları ile kavurma işlemi yerine sebzelerle yada domatesin bol olduğu bu ayda domates ile sotelenerek tercih edebilirsiniz. Bu şekilde daha az kalori de almış olacaksınız. Peki kurban bayramında her öğünde et tüketebilir miyiz? Sabah kahvaltısında etin tercih edilmesi sindirimin uzun sürmesi açısından biraz keyifsiz olabilmektedir. O nedenle kahvaltınızı klasik Türk Kahvaltısı yumurta ve peynir gibi tercih etmeniz sizin için iyi bir alternatif olacaktır. Öğle ve akşam yemeklerinizde ana yemek olarak etinizi soteleyerek tüketebilirsiniz. Et ürünleri önemli mineraller içermektedir. Özelikle kırmızı etin demir içeriği bizler için oldukça kıymetlidir. Minerallerin emilimini azaltmamak için öğle ve akşam yemeğinizden sonra hemen çay içmemeli mümkünse 40 dakika sonra tercih içmelisiniz. Sağlık problemi olanlar dikkat! Kalp hastaları, yüksek tansiyonu ve yüksek kolestrolü olan hastaların et porsiyonlarına dikkat etmeleri son derece önemlidir. Günde sadece bir öğünde (özellikle öğle öğününde) etli bir menü tercih etmeleri ve tercihen de sağlıklı pişirme teknikleri ile yapılmış eti tüketiyor olmaları olası sağlık problemleri riskini azaltacaktır. Önerilerimiz ile sağlıklı bir bayram geçirmeniz dileğiyle… BariatrikLab Ekibi DİYABET CERRAHİSİ NEDİR? NE DEĞİLDİR? Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de obezite cerrahisi hızlı bir artış gösteriyor. Elde edilen son verilere göre dünyada her yıl yaklaşık 500 bin ameliyat yapılır duruma geldi, bu ameliyatların yaklaşık 300 bin nini ABD, geri kalanını ise diğer dünya ülkeleri yapıyor, ülkemizde de net veriler olmamakla birlikte yıllık 12-15 bin ameliyat sayısını erişmiş bulunuyoruz. Bununla birlikte Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 1980’li yıllarda dünyada 108 milyon insan diyabetli iken, 2014 yılında bu sayı 500 milyon dolayına ulaştı. Bu sayının yaklaşık %90’nını Tip2 Diyabetli hastalar oluşturuyor. Obezite oranı arttıkça Tip2 Diyabetli hasta sayısıda artıyor, çünkü Tip2 Diyabetli hastaların %90’ı obezite grubunda bulunuyor. Beni tanıyan meslektaşlarımın büyük kısmı uzun yıllardır obezite cerrahisi ile ilgilendiğimi bilirler (Genel Cerrahi Uzmanlık Tezi; İstanbul Tıp Fak. Genel Cerrahi ABD, 1999, Tez Yayınlama; Coşkun, H., A.Bozbora, Y.Erbil, S.Özarmağan ve Y.Orhan, “Morbid Obezite Cerrahisinde Ayarlanabilir Silikon Mide Bandı Uygulamalarımızın Sonuçları”, Ulusal Cerrahi Dergisi, 18, 31-37, 2002). Obezite cerrahisi diyorum çünkü bu yıllarda Metabolik Cerrahi veya Diyabet Cerrahisi kavramı yoktu. Oysa bu işle uğraşan cerrahlar biliyordu ki obezite ameliyatlarından sonra bir çok hastamızın Tip2 Diyabetlerin de ciddi düzelmeler görüyorduk. Yani obezite ameliyatları sadece zayıflama sağlamıyor, kilo vermeden bağımsız başta Tip2 Diyabet olmak üzere bir çok metabolik hastalığın da gerilemesine hatta tamamen düzelmesine neden oluyordu. Tüm bu verilerin bir araya gelmesi sonucunda 2007 yılında American Society for Bariatric Surgery (ASBS) ve International Fedaration for the Surgery of Obesity (IFSO) elde edilen sonuçların neticesinde isim değişikliğine giderek, ASMBS (American Society for Metabolic and Bariatric Surgery), IFSO ise isminin sonuna “Metabolic Disorders” ekini alarak yapılan ameliyatların artık sadece tek başına kilo kaybı ameliyatı olmadığını, hala araştırmaları devam etmekle birlikte başta Tip2 Diyabet olmak üzere “Metabolik Hastalıkları” düzelten bir cerrahi olduğunu onaylamış oldu. İşte bu tarihten itibaren işler biraz karmaşık bir durum almaya başladı. Çünkü bir grup araştırmacı özellikle tüm Tip2 Diyabeti bulunan hastaları bu ameliyat ile tedavi etmenin uygun olup olamayacağını sorgulamaya başladı. Aslında konuyla ilgili olarak tıbbi litaretür de ilk kez Pories WJ ve ark. Ann Surg 1992 yılında Is type II diabetes mellitus (NIDDM) a surgical disease? http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC1242519/pdf/annsur g00088-0109.pdf yapmış oldukları çalışmada morbid obez+Tip2 Diyabetli hastalarda Gastrik Bypass ameliyatının olumlu etkilerini yayınlamışlardı ancak kişisel düşüncem o dönemde çok fazla bir etki uyandırmamıştı. Diyabet Cerrahisini bu kadar gündeme getiren asıl kişi ise Prof. Dr. Francesco Rubino oldu, kendisi gerçekten bu alanda ciddi akademik çalışmalar yaparak obezite ameliyatlarının Tip2 diyabet üzerinde nasıl düzelme meydana getirdiğini açıklığa kavuşturmaya çalıştı. Bu gün hala dünyada bu alanın önderliğini yapmaya devam etmektedir. Kendisi ve bu alanda çalışmalar yapan bir çok araştırmacı ile birlikte ilk kez 2007 yılının sonunda İtalya, Roma da 1. Diyabet Cerrahi Zirvesini, 2011 yılında ise ABD, New York da 2. Diyabet Cerrahi Zirvesini yaparak akademik dünyayı bir araya getirdi. En son olarak da 2015 yılında İngiltere, Londra da 3. Diyabet Cerrahi Zirvesini (http://www.wcitt2d.org) gerçekleştirerek tüm veriler bir araya toparlanarak 2016 yılı içerisinde Diabetes Care dergisinde bu alanla ilgili bir konsensus raporu yayınlandı. Raporun tüm detaylarına http://care.diabetesjournals.org/content/diacare/39/6/861.full .pdf linkinden ulaşabilirsiniz. Yapılan son 2 toplantıya bende katılarak çalışmaları yakından takip etme imkanı buldum. 2012 yılında Diyabet Cerrahisinin detaylarını ve güncel çalışmaları takip edebilmek amacıyla F. Rubino nun o dönemde çalıştığı merkez olan ABD, Cornell Medical Center Diabetes Surgery Dept. da kendisiyle belli bir süre çalışma imkanı yakaladım. Temelde şunu söyleyebilirim ki Tip2 Diyabet için yapılan özel bir ameliyat şekli yoktu, halada yok maalesef, yapılan ameliyatlar obezite ameliyatlarının kendisi, tüm obezite ameliyatları belli oranda Tip2 Diyabetin düzelmesini sağlıyor. Ama buna rağmen günümüzde Obezite ve Diyabet Cerrahisi diye bir kavram gündeme geldi ve bende bunu 2012 yılından itibaren hem web sitelerimde hem de sosyal medya alanlarında kullanmaya başladım. Ancak şunu da itiraf etmeliyim ki, pekte doğru bir kullanım yapmamışım, nitekim son dönemde bu kavramdan vazgeçerek “Obezite ve Metabolik Cerrahi” kavramına tekrar geri dönüş yaptım. Bunun nedenlerini aşağıda maddeler halinde açıklayacağım; 1Yukarıda linkini verdiğim Diabetes Care de yayınlanan makale bugün için 45 tıbbi organizasyonun onayladığı ve Tip2 Diyabet in cerrahi tedavisi ile ilgili güncel bilimsel verileri içermektedir ve bizler bu çıkarımlara değerlerimiz gereği uymak zorundayız. etik 2Diabetes Care de yayınlanan makalede Diyabetin tedavisi için geçen ameliyat tipleri Gastrik Bypass, Sleeve Gastrektomi (Tüp Mide), Duedonal Switch ve Mide Bandı (Kelepçe) dan oluşmaktadır, başka bir özel ameliyat tarifi yapılmamaktadır. 3Diyabet Cerrahisi kavramı bugün için obez (VKİ>30 kg/m2) bireyler için geçerlidir, hiç bir şekilde normal kilolu hastalara uygulanması söz konusu değildir. 4VKİ 30-35 kg/m2 olan Class 1 obez grup için eğer diyabet medikal tedavi ile kontrol altındaysa cerrahi tedavi gene önerilmemektedir (detaylar incelemenizi öneririm). için makalenin kendisini 5Obezite ameliyatında uygulanan cerrahi yöntemler Tip2 Diyabeti %60-90 oranında tedavi etmektedir ancak her yöntem herkes de aynı etkiyi göstermemektedir, burada diyabetin süresi, diyabete bağlı komplikasyonların oluşup oluşmadığı, diyabetin kontrol altında olup olmadığı gibi bir çok değişken faktör rol oynamaktadır. 6Yukarıda da belirttiğim gibi tek başına Diyabet Cerrahisi kavramını doğru bulmuyorum çünkü yapılan ameliyatlar sadece diyabeti değil diğer metabolik hastalıkları da ciddi oranda düzeltmektedir. Dolayısıyla yarın bir gün bir meslektaşım çıkıpta ben “Hipertansiyon Cerrahisi” yapıyorum derse, söyleyecek bir lafımız olamaz! Söylediğine yanlıştır diyecek hiç bir verimiz bulunmamaktadır çünkü obezite ameliyatları hipertansiyonu %50-85 oranında tedavi etmektedir. Şimdi bana sorabilirsiniz bu yazıyı neden yazma ihtiyacı hissettin diye! Son dönemde maalesef bir çok meslektaşımız ve hatta hastanelerimiz Diyabetin farklı bir şekilde tedavi etmekte olduklarını vurgulayan haberler ile gündeme gelmektedirler. Hele ki Diyabeti bitiriyoruz!, İnsülin iğnelerini kaldırıp atın! vs benzetmeli çıkarımlar son derece tehlikeli ve gereksiz sorunlarla karşılaşmamıza neden olabilir. Bugün için ülkemizde Sağlık Bakanlığı, SGK ve TTB bünyesinde diyabetin cerrahi tedavisine yönelik tariflenmiş hiç bir özel ameliyat tipi bulunmamaktadır. Uzun yıllardır bu alanda çalışmalar yapan, bir çok merkezde bir çok otör ile çalışmış birisi olarak “Diyabet Cerrahisi” kavramının yerine “Metabolik Cerrahi” kavramının kullanılmasını öneriyorum. Tabiki bu bir öneri, kimseyi buna zorlayamam ancak kendilerini özellikle Obezite ve Diyabet Cerrahı olarak tanımlayan meslektaşlarımın olası etik ve hukuki sorunlarda karşılaşacakları problemlere karşı dikkatlerini çekmeyi bir hekim olarak görev biliyorum. Prof. Dr. Halil COŞKUN OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI REAKTİF HİPOGLİSEMİ NEDİR? NASIL ÖNLEM ALINMALIDIR? Hipoglisemi düşük kan şekeri düzeylerini tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Bazı araştırmalar ; obezite cerrahisi ameliyatı geçirmiş olan hastaların 1 veya 2 yıldan sonra %18’inden fazlasında hipoglisemi gelişebileceğini göstermiştir. Genel olarak hipogliseminin prevelansının yüksek olmasına katkı sağlayan faktörler; fazla kilo kaybı sonrasındaki beslenme ilkelerinin farklılaşmasıdır. Kişilerin protein ağırlıklı yiyeceklerin yerine basit karbonhidratları tercih etmeye başlaması hipoglisemiye ardında da geri kilo alımına yol açabilmektedir. Reaktif hipoglisemi belirtileri nelerdir? Açlık hissi Terleme Titreme Endişe Baş dönmesi Halsizlik Uyku hali Sersemlik Yemekten sonra reaktif hipoglisemi yaşıyorsam ne yapmalıyım? Düşük kan şekeri sağlınız için iyi değildir ve bu durum sürekli devam ediyorsa kilo alma ihtimalinizi yükseltir. Kan şekeriniz düştükçe şekere eğiliminiz artar ve şekerli gıdalar tüketirsiniz. Bu durum ardından ani olarak kan şekerinin yükselmesine sonrasında düşmesine sebep olur. Her tüketilen şekerli besin sayesinde bu kısır döngü sürer ve kişi sonunda şekerli gıdalardan gelen enerji ile kilo almaya başlar. Reaktif hipoglisemi olduğunuzu düşünüyorsanız, kan şekerinizi kontrol ediniz. Beslenme programınızı Bariatrik Beslenme Uzmanı eşliğinde gözden geçiriniz. Hipoglisemiyi önlemek için dikkat edilmesi gerekenler: Obezite cerrahisi için diyet önerilerine hipoglisemiyi önlemeye yardımcı olur. uymak reaktif Günde birkaç kez kan şekeri kontrolü yapın Günde 3 sağlıklı ana öğün ve 2-3 sağlıklı ara öğün yapın Kendiniz çok aç bırakmayın 2-3 saat aralıklarla beslenin Her ana öğünde ve ara öğünde proteinli besinler tüketin Kesinlikle öğün atlamayın Alkolden uzak durun, alkol hipoglisemiyi arttırır Kurabiye, kek, şeker, hazır meyve suları, tatlı içeceklerden kaçının Patates yerine; kuru baklagilleri tercih edin Aldığınız tüm paketli ürünlerin etiket bilgilerini dikkatlice okuyun *Bu makale, St.Joseph’s Healthcare,Reactive Hypoglsemia After Bariatric Surgery ve Ellen Michal,RD, Hypoglycemia After Weight Loss Surgery hazırlanmıştır. makaleleri kaynak kullanılarak Uzm. Bariatrik Dyt Nazlı ACAR MİDE BALONU UYGULAMASI SONRASI BESLENME VE EGZERSİZ Mide balonu obezite ile mücadelede etkili bir araçtır. Bu işlem kısıtlayıcı prosedür olarak kabul edilir. Mideye yerleştirilen balon midede hacim kapladığı için tüketilen besin miktarında azalma olacaktır. Balon sıvı içerdiği için midenizde serbestçe hareket edecektir. Mide balonuyla eskiye oranla besin tüketimi azaldığından daha erken tokluk hissi alınmaya başlanacaktır. MİDE BALONU SONRASI BESLENME İLKELERİ 1. Tüketeceğiniz yiyecek ve içecekleri seçerken protein içeriğinin yüksek olmasına, karbonhidrat ve yağ içeriğinin düşük olmasına, şeker ilavesiz ve şekersiz olmasına özen gösteriniz. 2. Yemek sırasında sıvı tüketmeyiniz. Katı ve sıvı 3. 4. 5. 6. 7. gıdaları tüketirken 30 dakika bekleyiniz. Katı ve sıvıyı birlikte tükettiğinizde mide bulantısı, şişkinlik ve yetersiz protein alımına neden olmaktadır. Üç ana öğün ve 3 ara öğün tüketiniz. Öğün atlamayınız. Her öğününüzde ilk protein tüketiniz. Meyve tüketiminiz son tercihiniz olmalı. Yemeklerinizi tüketirken çok çiğneyiniz. 20-30 defa çiğnemek önemlidir. Yemeklerinizi hızlı tüketmek rahatsız hissetmenize neden olabilir. Yemeklerinizi 20-30 dakikadan önce bitirmeyiniz. Günlük kafein alımınızı sınırlandırınız. Kafein diüretiktir ve dehidretasyona sebep olabilir. Kahve tüketiminizi günlük 2 fincan ile sınırlandırınız. Daha fazla kahve tüketimi ülsere neden olabilir. edebilirsiniz. Kafeinsiz kahve tercih 8. Karbonatlı içeceklerden uzak durunuz. (soda, kola, gazoz gibi gazlı içecekler) 9. Pipet kullanmayınız. Pipet tek seferde çok hızlı ve fazla sıvı almanıza neden olabilir. Midenizi rahatsız edebilir. 10. Alkolden kaçınınız. Alkol tüketimi kalori alımının artması ve fazla tüketilmesi durumunda ülsere neden olabilir. 11. Vitamin ve minerallerinizi doktor kontrolünde düzenli kulanınız. MİDE BALONU ÖNCESİ VE SONRASI EGZERSİZ Amerikan Kalp Derneği kalp hastalıkları ve inme riskini azaltmak için her gün düzenli olarak 30-45 dakika yürüyüşü önermektedir. Neden Egzersiz Yapmalısınız? Egzersiz iyi hissetmenin ve güzel görünmenin en kolay yoludur. Vücudun içinde kalp sağlına iyi gelirken dışında ise vücudun şekillenmesinde önemli rol oynar. Düzenli Egzersizin Yararları: Kalp daha az eforla kan ve oksijen pompalar. Yüksek tansiyonun düşmesine yardımcı olur. Vücut yağ oranı azalır. Vücut kan yağları daha iyi seviyelere gelir. İyi kolesterol (HDL) artar, kötü kolesterol (LDL) ve trigliserit düşer. Kan şekeri, pıhtılaşma, adrenalin düzeyi daha normal seviyelere gelir. Stres, depresyon ve anksiyete azalma görülür. Daha iyi uyku sağlar. Güçlü kas ve kemikler oluşmasını sağlar. Aynı işi yaparken daha fazla enerjik olmayı sağlar. İştahın azalmasına yardımcı olur. Kişinin özgüvenini geliştirir. Günlük Aktivitelerde Egzersiz Egzersiz yaparken terlemeye ve hızlı nefes almaya başlıyorsanız vücudunuz için olumlu değişiklikler yapmaya başlamışsınız demektir. Egzersiz vücudunuzun tüm organlarından hücrelerine kan dolaşımını ve oksijen almasını sağlar. Vücudunuz daha verimli ve daha sağlıklı hale gelir. Egzersiz Hedefleriniz Neler Olmalı? Gözlerinizi kapatın ve 1 yıl boyunca ne yapmak istediğinizi düşünün. Hangi egzersizi yapmalısınız ve size uygun egzersiz hangisi? Kilo kaybı sonrası hareket ederken daha rahat daha özgürce hareket edebileceğinizi düşünün bu kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacaktır. Mide Balonu Öncesi ve Sonrası Egzersiz Aşamaları Mide Balonu Öncesi Egzersiz: Mide balonu uygulanmadan önce bu yazıyı okuyorsanız şimdi egzersize başlama zamanıdır. Egzersize erken başlamanız işleme daha hazır hissetmenizi sağlar, komplikasyon riskini azaltır. Haftanın 3-4 günü kısa süreli de olsa yürüyüş, yüzme, bisiklet yapabilecek egzersizler olabilir. Mide Balonu Sonrası Erken Dönem Egzersiz: İlk gün tamamen yatarak geçirmek zorunda değilsiniz. Evinizin içinde koridorda yürüyüşlere başlayabilirsiniz. Kan dolaşımını sağlamak pıhtıoluşumunu önlemek için bacaklarınıza 15-30 dakika esneme hareketleri yapabilirsiniz. Mide Balonu Sonrası Uzun Dönem Egzersiz İlk haftalarda yürüyüşle başladıktan sonra sabit bisiklet veya koşu bandında tempolu yürüyüşlere geçebilirsiniz. Egzersiz yaparken acı hissediyorsanız bıraknız. Doktorunuzun balon uygulaması sonrası önermediği egzersizleri yapmayınız. Ne Kadar Egzersiz Yeterli? Bu sizin hedeflerinize bağlıdır. Amerikan Kalp Derneği haftanın 5-6 günü orta şiddette 30-45 dakika egzersizi önermektedir. Kilo verdikçe daha rahat hareket edeceğiniz için egzersiz süreniz başlangıçta az olsa da zamanla arttırabileceksiniz. Egzersiz Hedefleri Sağlıklı Yaşam Haftanın 3-4 günü 30-45 dakika aerobik egzersiz Fitness Haftanın 6 günü 45-60 dakika aerobik egzersiz Kilo Koruma Haftanın 6 günü 60-90 dakika aerobik egzersiz Dengeli Egzersiz Programı Nasıl Olmalıdır? Dengeli egzersiz programı; esneklik, güçlendirme, aerobik kondisyondan oluşmalıdır. Mide Balonu uygulaması sonrasında etkili kilo kaybedebilmek için beslenme alışkanlıklarında davranış değişikliği ve yeni besleneme düzeni için mutlaka bir BARİATRİK BESLENME Uzmanı kontrolünde olmalısınız! Bariatrik Dyt. Nida Yıldız BARİATRİK CERRAHİ DOKUZ ÖNEMLİ İPUCU SONRASI Bariatrik Cerrahi sonrası DOKUZ önemli ipucu! 1- Masada oturarak bir şeyler yemelisiniz! Hep atıştırma modundan çıkmalısınız. Masada bireyler yemenin keyfine varmalı ve bunu ilke edinmelisiniz. 2- Çiğnemeyi keşfedin! Hızlı yemek yemek bize şimdiye kadar bir şey katmadı fazla kilolarınız dışında o nedenle yeni bir hayata adım atmışken çiğnemeyi keşfedip uzun süre masada kalmaya çalışmalısınız. 3- En az masada 1 saat kalın! Yediğiniz iki lokma bir şey olsa da yine de oturmaya devam edin çevrenizdekilerle sohbetin tadını çıkarın. 4- Evde yemek yemeği tercih edin! Kendinizi daha iyi hissedeceksiniz. En güvenli yemek evinizde pişen yemektir. Dışarıda kendinizi yeni midenizi anlatmaya çalışarak daha fazla vakit kaybetmektense ev ortamına yönelmek motivasyonunuzu arttıracaktır. 5- Yemek pişirmenin keyfine varın yeni lezzetler deyin! Yeni tarifler geliştirerek mutfağınızı yeniden keşfedin. 6- Porsiyon kontrolü yapabileceğiniz restaurantları tercih edin! 7- Menünüze sadık kalın! Israrlara kulak asmayarak tabağınıza sahip çıkın ve porsiyon kontrolünü sağlayın. 8- Tatlı olarak diyabetik sütlü olanları tercih edin! Basit karbonhidratları önermediğimizi Yediklerinizin karbonhidrat miktarı 10gram olmalıdır. unutmayın. ve ALTINDA 9- İhtiyaç listenizi hazırlayarak alışverişinizi yapın! Gereksiz kalori verecek yiyeceklerden uzak durun yeni midenizi ve yeni hayatınızı hayal edin ve kendinizi kontrol edin. Uzm. Bariatrik Diyetisyen Nazlı Acar DUYMAK İSTEMEDİKLERİNİZ: BARİATRİK ‘HAYIR’LAR! Bariatrik Cerrahi sonrası duymak istemediklerimiz ancak uyum sağlamak zorunda olduklarımız! - Ekmek yeme! - Bu sütlü kahve 35g şeker içeriyor! - Pilav, makarna olmaz! - Tatlı mı? Unutmalısın! Sütlü deyip geçme! Bu Değişiklik Olmazsa Olmaz! Bariatrik cerrahi hastaları kocaman bir ailedir. Sizin gibi bir kaç kişi ile sohbet ettiğinizde ameliyat öncesi beslenme alışkanlıklarınızın ne kadar benzer olduğunu fark edeceksiniz. Demek ki ortak olan sadece ameliyatlı olmanız değil! Yeni hayatınız gibi eski hayatınızda da ortak şeyler var. Bu bizi ameliyat sonrası bazı şeyleri değiştirmeye sevk ediyor. Pek çok diyet yapmış olabilirsiniz pek çok kez kötü karbonhidratlarını hayatınızdan çıkarmış olabilirsiniz bu kez bariatrik ilkelere uyup en azından ilk 6 ay kötü karbonhidrat tüketmemelisiniz. Bu 6. aydan sonra serbest anlamına gelmiyor bariatrik diyetisyeniniz kontrolünde tüketebileceğiniz anlamında olduğunu bilmelisiniz. Bu Ameliyat Maddi ve Manevi Destek Gerektirir! Ameliyat oldum artık sırada kilo vermek var diye düşünmemelisiniz. Bu operasyon için bir BÜTÇE ayırdınız ama sadece bununla bitmiyor. Ameliyattan sonra sizlere destek olacak yakınlarınız ve bariatrik ilkeleriniz ile kilo vermeye devam edeceksiniz. Bu işin bir ekip işi olduğunu unutmamalı ve ameliyat sonrasına tüm gücünüzle tüm motivasyonunuzla hazırlanmalısınız. Kimse Brokolinin Karbonhidratı İle Uğraşmıyor! Karbonhidrat kaynaklarını çok iyi biliyorsunuz dikkat ederseniz bizler brokolinin yada diğer sebzelerin yada süt grubunun yada et grubunun yada yada … Karbonhidrat içeriği ile ilgilenmiyoruz. Sizler için endişe ettiğimiz ve sınırladığımız kötü karbonhidratlar olarak belirttiğimiz şekerlemeler, pilav, makarna, tatlı, şekerli içecekler… Bunlarını sınırlarken de nedenlerini sizlere açıklıyor ve herşeyin mantık çerçevesi içerisinde olmasına gayret gösteriyoruz. Mutfağınızı Yeniden Keşfedin! Keşif güzeldir bariatrik hayırlara sadık kalacak şekilde mutfağınızı organize edin. Ekmeksiz, tatlısız tatbiki de yaşayabilirsiniz! Kimse kötü karbonhidratsızlıktan ölmedi değil mi? Proteinli-Şekersiz Bariatrik Tatlıları İçecekleri Tercih Edin! Hayatınızı revize etmek ilgi çekicidir. Yeni tatlar ile ilgiyi üzerinize çekebilir. Bulunduğunuz ortamlarda ön planda olabilirsiniz ama menünüze sadık kalmak koşulu ile! Geri Kilo Alımının Olabileceği Aklında Olsun! Her şey sizin elinizde. Bizler ancak ve ancak yol gösterebiliriz. Asıl olan siz ve sizin yaklaşımınız. Eğer bariatrik hayırlara uymazsanız sonuç malesef istenildiği gibi olmayabilir! Bariatrik hayırlara sadık kal, iyi bir bariatrik ekibe dahil ol ve kendini emin ellere teslim et! Uzm. Bariatrik Diyetisyen Nazlı Acar