büyük_selçuklu_devleti - Bahçelievler Bilgi Evleri

advertisement
BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ
Büyük Selçuklu Devleti, Selçuklular hanedanının kurduğu ilk
devlettir. Selçuklular tarafından kurulan diğer devletler ise,
Kirman Selçuklu Devleti, Irak Selçuklu Devleti, Suriye Selçuklu
Devleti ve Anadolu Selçuklu Devleti’dir. 1038-1157 arasında
hüküm süren Büyük Selçuklular, en güçlü oldukları dönemde
Harezm, Horasan, İran, Irak, Suriye, Arap Yarımadası ve Doğu
Anadolu’ya egemen olmuş Türk devletidir.
Selçuklu hanedanına adını veren Selçuk Bey’in başkanı
olduğu Kınık boyu, Oğuz boylarından biriydi. Kınıklar, 10.
yüzyılda öbür Oğuz boylarıyla birlikte Orta Asya’da
yaşıyorlardı. Selçuk Bey’in önderliğinde, 10. yüzyılın ikinci
yarısında göç ederek Cend bölgesine yerleştiler ve İslam
dinini benimsediler. Bu göçebe topluluk, Karahanlılara ve
Samanilere savaşlarda asker vererek karşılığında geniş
otlaklar elde ettiler. Selçuk Bey’in 1009′da ölümünden sonra daha da güneye indiler.
Selçuk Bey’in oğlu Arslan Bey’in yönetiminde, Karahanlıları ve Gaznelileri endişelendirecek kadar güçlendiler. Arslan
Bey’in Gaznelilerce tutuklanması ve 1032′de ölmesinden sonra, Selçuk Bey’in torunları Tuğrul Bey ve Çağrı Bey
bağımsızlıklarını elde etmeye giriştiler. 1035′te büyük bir Gazneli ordusunu yenerek Horasan içlerine doğru ilerlediler.
1037′de de, bugünkü Türkmenistan’da yer alan Merv kentini ele geçirdiler. 1038′de Gaznelileri ikinci kez yendiler ve
Nişabur kentine girerek bağımsızlıklarını ilan ettiler. Tuğrul Bey sultan sanıyla hükümdar ilan edildi ve Büyük Selçuklu
Devleti de böylece kurulmuş oldu.
Hükümdarları Selçuk Bey - Selçuk bey Dokak’ın oğludur.
Sultan Tuğrul Bey (1040 - 1063)
Sultan Alp Arslan (1063 - 1072)
Sultan I. Melik Şah (1072 - 1092)
Sultan Mahmud (1092 - 1093)
Sultan Rükneddin (1093 - 1104)
Sultan Melik Şah (1104 - 1105)
Sultan Mehmed (1105 - 1118)
Sultan Mu’izzeddin (1118 - 1157)
Sultan Karacalı Aslan
Egemenlik Alanı Kapladığı Alan: doğuda Balkaş, Issık Gölleri, Tarım Havzası; batıda Ege ve Akdeniz sahilleri , kuzeyde
Aral Gölü, Hazar Denizi , Kafkasya, Karadeniz; güneyde Arabistan dahil Umman Denizi’ne kadar olan alandır.
(10.000.000 km 2).
Siyasi Tarih
Kuruluş Devletin kurucusu kabul edilen Selçuk Bey Hazar imparatorluğunda subaşı(Ordu komutanı) görevinde
idi.Giriştiği taht mücadelesini kaybedince ailesi ve ordusu ile birlikte İran yönüne özellikle de Horosan bölgesine göç
ettiler.Selçuk Bey önce Samanoğulları’na sığındı.Burada müslümanlığı benimsedikten sonra Samanoğulları devletinin
yönetiminde söz sahibi oldu.Samanoğulları Devleti yıkılınca Selçuk Bey,Müslüman halkıyla birlikte Horosan bölgesine
yerleşti.Teşkilatlı devlet düzenine girmesi Tuğrul ve Çağrı beyler dönemindedir.Devletin ilk yöneticisi Tuğrul Bey’dir.
Dandanakan Savaşı ve sonrası
Büyük Selçuklu DevletiGazneli Sultanı I. Mesut, Büyük Selçuklu Devleti’ni ortadan kaldırmak amacıyla güçlü bir
orduyla Selçuklu topraklarına girdi. Gazneli ve Büyük Selçuklu orduları, Merv yakınlarında Dandanakan denen yerde
karşılaştılar. Mayıs 1040’ta yapılan Dandanakan Savaşı’nda, Büyük Selçuklular Gazneli ordusunu ağır bir yenilgiye
uğrattı. Bu savaştan sonra Büyük Selçuklu Devleti’nin Harezm ve Horasan’da varlığı kesinlik kazandı. Tuğrul Bey, bu
savaşın ardından giriştiği fetihlerle bütün İran’ı denetimi altına aldı. Büyük Selçuklu sınırları, batıda Bizans,
güneybatıda Büveyhiler, kuzeybatıda Gürcistan topraklarına dayandı. 1048′de Erzurum yakınlarındaki Pasinler
Ovası’nda birleşik Bizans-Gürcü ordusunu yenen Büyük Selçuklular, Doğu Anadolu içlerine akınlar düzenlemeye
başladılar. İslam dünyasının dinsel önderi konumundaki Abbasiler, bu dönemde Bağdat’ı elinde tutan Büveyhilerin
siyasal baskısı altındaydı. Tuğrul Bey, Halife Kâim’in çağrısı üzerine 1055′te Bağdat’a girdi ve Büveyhileri halifeliğin
merkezinden çıkardı. Bu olayın ardından Büyük Selçukluların İslam dünyasındaki itibarı arttı.
1
Bahçelievler Belediyesi Bilgi Evleri
Alp Arslan ve Melikşah Dönemi Tuğrul Bey [1063]’te ölünce kardeşi Çağrı Bey’in oğlu Alp Arslan tahta geçti. Alp Arslan
Büyük Selçuklu topraklarını daha da genişletti. 1071′de Malazgirt Savaşı’nda Bizans İmparatoru Romen Diyojen’i
yenerek tutsak aldı. Malazgirt zaferinin asıl önemi, Anadolu’yu Türklere açmış olmasından gelir. Anadolu içlerine
akınların sürdüren Büyük Selçuklu komutanları yeni topraklar ele geçirdiler ve bağımsız yeni devletler kurdular. Alp
Arslan 1072′de ölünce Büyük Selçuklu Devleti’nin başına oğlu Melikşah geçti. 1072-1092 arasında hüküm süren
Melikşah dönemi, Büyük Selçuklu Devleti’nin en parlak dönemi oldu.
Gerileme ve Dağılma dönemi Melikşah’tan sonra sırasıyla başa geçen Mahmud (1092-1094), Berkyaruk (1094-1105),
II. Melikşah (1105-1105) ve Muhammed Tapar (1105-1118) dönemlerinde Büyük Selçuklu Devleti gücünü ve
eyaletlerdeki merkezi denetimini giderek yitirdi. Hanedan üyeleri yönettikleri bölgelerde bağımsız davranmaya
başladılar. Daha önce bağımsızlıklarını ilan etmiş olan Selçuklu hanedanın kurduğu devletlerden yalnızca Anadolu
Selçuklu Devleti, yüz yılı aşkın bir süre daha ayakta kalabildi.Ayrıca devletin gerilemesinin de bir sebebi haçlı seferleri
,fatimilerin çatışması,hasan sabbahın batinilik propogandaları ve Oğuz boylarının ayaklanmaları olmuştur.Bunun
sonucunda ise Abbasi padişahları Selçuklu egemenliğinden kurtulmak için bir takım çalışmalar yürütmüştür.Bunlar
Selçuklu Devleti’nin yıkılmasına neden olan etkenler ve nedenlerdir.
Devlet yapısı Büyük Selçuklu Devleti’nin örgütlenme biçimi, kendisinden önceki İslam devletlerine benziyordu. Hintİran devlet anlayışını yansıtan bu örgütlenmede, eski Türk devlet geleneğinin de belirgin etkisi vardı. Eski Türk devlet
geleneğinde olduğu gibi, Büyük Selçuklu Devleti’nde de ülke toprakları hanedanın ortak malı sayılıyordu. Bundan
dolayı Büyük Selçuklu toprakları eyaletlere bölünmüştü. Eyaletlerin yönetimi de melik olarak adlandırılan hanedanın
erkek üyelerine bırakılmıştı. Tuğrul Bey’den önce boy başkanına Oğuz geleneğine göre yabgu deniyordu. İslam dininin
benimsenmesinden sonra, hükümdarlar İslam devletlerindeki geleneğe uyarak Suriye Selçukluları ile Kirman
Selçukluları’na Irak Selçukluları da katıldı. Büyük Selçuklu topraklarına göçen yeni Oğuz boyları da iç düzeni büyük
ölçüde sarstılar. 1118′de tahta çıkan Sencer’in ülke topraklarını yeniden birleştirme çabası da başarılı olamadı.
Nitekim Sencer, ayaklanan göçebe Oğuzlara 1153′te tutsak düştü. İki yıl sonra kaçarak kurtulduysa da ülkede
iktidarını yeniden sağlayamadan 1157’de öldü. Büyük Selçuklu Devleti böylece sona erdi. Bu karışıklık döneminde
Harezmşahlar, Büyük Selçuklu toprakların büyük bölümünü ele geçirdiler. Bir süre daha direnen Kirman Selçukluları
1175’te, Irak Selçukluları da 1194’te yıkıldı. sultan unvanını kullandılar. Başkentte oturan sultan, devletin mutlak
egemeniydi. Bütün atamalar ve toprak dağıtımı sultanın buyruğuyla yapılıyordu. Ayrıca sultan yüksek yargı kurullarına
da başkanlık ediyordu. Hükümdarların “danışman”ı konumundaki kişiler yönetimde önemli rol oynuyorlardı. Alp
Arslan döneminde bu göreve getirilen Nizamülmülk, İslam geleneği uyarınca vezir unvanı aldı ve devlet yönetiminde
köklü değişiklikler yaptı. Nizamülmülk, devlet yönetimine ilişkin anlayışını Siyasetname adlı kitabında da anlatmıştır.
Büyük Selçuklu Devleti’nde devlet işleri “Divanı Âlâ ” adı verilen bir kurulda görüşülür ve karara bağlanırdı. Ayrıca
maliye, askerlik ve adalet işleriyle uğraşan başka divanlar da vardı. Meliklerin yönetimindeki eyaletlerde de büyük
ölçüde merkezdeki örgütlenme örnek alınmıştı.Devlet islam kültürünü yaygınlaştırmak için görevler üstlenmiştir.
Toprak yönetimi ve ordu Büyük Selçuklu ülkesinde tarım yapılan topraklar ikta denen bölümlere ayrılmıştı ve iktalar
hizmet karşılığında belirli süre için ileri gelenlere veriliyordu. Bu usulle verilen topraklar has, ikta ve haraci olarak üçe
ayrılıyordu. Has toprakların geliri doğrudan sultan ailesine veriliyordu. İkta sahipleri ise, toprakları işleme karşılığında
belli sayıda asker besliyor ve savaş zamanlarında orduya katılıyorlardı. Haraci olarak adlandırılan toprakların geliri de
doğrudan devlet hazinesine aktarılıyordu.
Alp Arslan dönemine kadar beylere bağlı göçebe Türkmenlerden oluşan ordu Nizamülmülk tarafından yeniden
yapılandırıldı. Nizamülmülk, aylıklı askerlerden oluşan sürekli bir ordu kurdu. Bu aylıklı askerlere “gulam” deniyordu
ve bunlar temel olarak başkentte iktidarı korumakla görevliydi. Savaş sırasında asıl ordu ise ikta sahiplerinin
yönetimindeki atlı askerlerden oluşurdu. Ayrıca bağlı devletler de savaş zamanlarında sultanın ordusuna asker
gönderiyorlardı. Melikşah döneminde orduda 50 bin kadar atlı asker olduğu bilinmektedir.
Toplumsal ve ekonomik yaşam Büyük Selçuklu Devleti’ndeki Oğuz boyları ve başka bazı topluluklar göçebeydiler.
Oğuz boylarının başında bir bey bulunuyordu. Bu göçebe topluluklar geçimlerini hayvancılıkla sağlıyorlardı ve otlak
bulmak için de mevsimlere göre yer değiştiriyorlardı. Devlet göçebe topluluklardan otlak vergisi alıyordu. Yerleşik
nüfus ise çiftçilik, zanaatçılık ve ticaretle uğraşıyordu. Kentlerdeki tüccar ve esnaf, işkollarına göre loncalar biçiminde
örgütlenmişti. Merkezi devlette görevli memurlar ile sürekli ordudaki askerler maaş alıyorlardı. Büyük Selçuklular
ticaretin gelişmesini destekliyor ve kervan yollarının güvenliğini sağlıyorlardı. Bu dönemde en önemli uluslararası
ticaret, Uzakdoğu’dan Avrupa’ya kadar uzanan İpek Yolu ve Baharat Yolu aracılığıyla gerçekleşiyordu. Tarımın
gelişmesi için sulama kanalları vardı. Yün, pamuk, ipek dokumacılığı çok gelişmişti.
Büyük Selçuklu Devleti’nde öğrencilerin, yolcuların ve yoksul halkın doyurulduğu sosyal yardım kurumu olan
imarethaneler vardı. Devletin yönetici-memur kadroları, Nizamülmülk’ün kuruluşuna öncülük ettiği Nizamiye
medreselerinde yetiştiriliyordu.
Eğitim, bilim ve sanat Büyük Selçuklular, kendilerinden önce var olan medreselerde öğretimi sürdürdüler, ama
bununla yetinmediler. Vezir Nizamülmülk’ün öncülüğünde ve onun adını taşıyan yeni medreseler kurdular. Nizamiye
medreselerinin ilki 1067’de Bağdat’ta açıldı. Daha sonra Isfahan, Rey, Merv(selçukluların başkenti), Belh, Herat,
2
Bahçelievler Belediyesi Bilgi Evleri
Basra, Musul gibi kentlerde yeni Nizamiye medreseleri kuruldu. Medrese sisteminde programlı ve belli bir yönteme
dayanan eğitim ilk kez bu medreselerde verildi. Medreselerde din konularının yanı sıra matematik, felsefe, dil ve
edebiyat gibi dersler de okutuluyordu ve medreselerde zengin kitaplıklar vardı. Medreselerin dışında da ülkenin
çeşitli yerlerinde kurulmuş kitaplıklar bulunuyordu. Melikşah döneminde önce Isfahan’da, sonra Bağdat’ta birer
gözlemevi kuruldu. Büyük Selçuklular Arapça’yı din ve bilim dili, Farsça’yı edebiyat ve devlet dili, Türkçe’yi ise saray ve
orduda günlük konuşma dili olarak kullanıyorlardı.
Büyük Selçuklular, var olan kentleri bayındır hale getirirken yeni kentler de kurdular. Ülkenin pek çok yerinde yeni
kurumlar ve yapılar inşa ettiler. Bunlar cami, medrese, kervansaray, hastane, köprü, çeşme, imaret, han, hamam,
türbe ve kümbet gibi yapılardı. Büyük Selçuklular, ince ve uzun minarelerle cami mimarisine yeni bir anlayış getirdiler.
Isfahan’daki Mescid-i Cuma bu anlayışla yapılmış en eski örnektir. Büyük Selçuklu anıtmezarları olan kümbetler de
yaygın mimari yapılardır. Kümbetler içten kubbe, dıştan ise piramit ya da konik bir çatıyla örtülüyordu. Dört köşeli,
çok köşeli ya da yuvarlak formdaki Büyük Selçuklu kümbetleri genellikle iki katlı olarak yapılıyordu. Bu kümbetlerin alt
kat mezar, üst kat ise mescit olarak kullanılıyordu.
Büyük Selçuklu sanatında hat (yazı), minyatür, ahşap ve taş oymacılığı, çinicilik, maden işleme, cilt ve çeşitli süsleme
sanatları da gelişmişti.
Selçukluların yıkılma sebepleri Merkezi otoritenin zayıflaması
Taht kavgaları
Oğuz isyanları
Haçlı seferleri
Atabeylerin bağımsız hareket etmesi
Abbasi halifeliğini korumak için büyük mücadelelere girmeleri
Fatimiler ve Şiilerin yıpratmaları
Şehzade ayaklanmaları
Gazneliler ve Karahanlıların istilası
Batınilik hareketleri
Ülke topraklarının hanedan üyelerinin ortak malı sayılması
Kötü padişahlar
3
Bahçelievler Belediyesi Bilgi Evleri
Download