TARİH 9.SINIF 1.ÜNİTE: TARİH BİLİMİ Olgu: Özellikle oluşum süreci içinde ya da başka bir şeyin 1.TARİHİN KONUSU VE ÖZELLİKLERİ belirtisi olarak gözlemlenmiş olaylardan ibarettir. Tarih nedir? İnsanlar niçin tarihi öğrenmek isterler? Bu soruların cevabını bulmak ve geçmişini anlamak, geleceğe ışık tutmak için insanlar tarihi araştırma ve inceleme gereği duymuşlardır. Tarih, geçmişte yaşanan olayları inceleyen bir bilimdir. Tarihsel süreç içerisinde yer alan insanlar geçmişlerini merak ederler. Geçmişte yaşanan olaylarla ilgili araştırmalar yaparlar. Tarihin ışığında geçmişi anlamaya ve sorgulamaya çalışırlar. Bu amaçla tarihçiler yetiştirirler. Toplumlar, geçmişleriyle ilgili edindikleri bilgileri gelecek kuşaklara aktarmak gereği duyarlar. Böylece geleceğe yon vermek isterler. a) Tarihin tanımı ve özellikleri Tarih, geçmişten bize ulaşan günümüzde ortaya çıkan, eleştirel ve yorumlu bir anlayışla incelenen kalıntılardır. (Turner)) Örneğin, Malazgirt Savaşı bir olaydır. Bu savaş sonrası Anadolu’nun Türkleşmesi ise bir olgudur. c)Tarihte Yer-Zaman İlişkisi Tarihi bir olay için, yer ve zaman en önemli unsurlardır. Tarihi olayın doğru bir şekilde değerlendirilebilmesi için olayın geçtiği yer ve zamanın bilinmesi gerekir. Ayrıca coğrafi şartlar, bölgenin özellikleri, olayların sebep ve sonucunu doğrudan etkilediğinden tarihi olayların geçtiği yerlerin bilinmesi son derece önemlidir. ç) Tarihte Neden-Sonuç İlişkisi Tarihi olaylar devamlıdır. Bir zincirin halkaları gibi birbirlerini sebep ve sonuçlarıyla takip ederler. Bir olay; kendisinden sonraki diğer bir olayın nedeni, kendinden önceki bir olayın sonucudur. Tarihi olaylar bir zincirin halkalar› gibi birbirlerini neden ve sonuçlarıyla takip eder. Tarih, çevremizi saran ve bizi meşgul eden bugünün kaygı, sıkıntı ve sorunlar adına geçmiş zamanların sorgulamasından başka bir şey değildir.( Fernand Braudel) d)Tarih Biliminin Yöntemi b)Tarihin Konusu Tarih biliminin amacı, geçmişte yaşanan olayları doğru bir şekilde analiz ederek sonuca ulaştırmaktır. Tarih bilimini fen bilimlerinden ayıran en önemli özelliği tekerrür (tekrar) etmemesi, sonuca ulaşmak için deney ve gözlemin yapılamamasıdır. Tarihi olayların tekrar etmemesinde zaman faktörü etkilidir. Önceki dönemlerde yaşanmış bir olay daha sonraki dönemlerde yer, sebep ve sonuç ilişkisi bakımından benzer özellikler taşısa bile zamanı farklı olduğundan tarihi olayların tekrar etmesi mümkün değildir. Fen bilimleri yaşanmış olan olayları değil, var olan olayları inceler. Oysa tarih, geçmişte yaşanmış ve bitmiş olayları inceler. Tarihi olayları sebep-sonuç ilişkisi içerisinde belirli yöntemlerle araştırarak açıklama yapanlara “tarihçi” denir. Tarihçinin geçmişi aydınlatmak için yararlandığı her türlü yazılı kaynağa “belge”, belgelerin saklandığı yere “arşiv”, incelenen olayla ilgili elde edilen her turlu bilgilere ise “veri” denir. Tarih araştırmacılığında izlenen yollar ise; *Tarama (Kaynak Arama) Bütün bilimlerin temel konusu eylemdir. Tarih ise bu Kaynaklar oluştuğu döneme ve tarihçinin kullanım eylemlerden, toplumsal eylemleri inceleyen bir bilimdir. önceliğine göre ikiye ayrılır; Genel olarak insan topluluklarını, yaşayışlarını, savaş ve 1.Birinci elden kaynaklar: Tarihi olayın geçtiği döneme barışlarını, gelenek ve göreneklerini, düşünsel ait her türlü bulgudur. etkinliklerini, dinsel ve kültürel her türlü etkinliklerini 2.İkinci elden kaynaklar: Olayın geçtiği döneme yakın ya inceler. da o dönemin kaynaklarından yararlanılarak oluşturulan Olay ve Olgu eserlerdir. Olay: İnsanı ilgilendiren sosyal, ekonomik, siyasi, dini gibi Ayrıca kaynaklar malzemenin türüne göre şu biçimde her alanda olan, ortaya çıkan her şeydir. sınıflandırılır; Tarih, tarihçilerle olgular arasındaki kesintisiz etkileşim veya bugün ile geçmiş arasındaki bitmeyen bir diyalogdur.( Edward Hallett Carr) Tarih, İnsanlığın eylem ve fikirlerinin gelişimini takip eden, fertler ve topluluklar tarafından gerçekleşen eylemler ve ortaya atılan fikirleri ve bunların sonucunda gerçekleşen olayları inceleyen bilimdir.( Zeki Velidi Togan) Tarih; çağlar boyunca yaşamış insan topluluklarının sosyal, iktisadi, kültürel, siyasi ve dini faaliyetlerini, birbirleriyle olan ilişkilerini yer ve zaman göstererek, sebep-sonuç ilişkisi içerisinde belgelere dayanarak inceleyen sosyal bir bilimdir. Tarih, “insan olarak nereden geliyoruz? Geçmişimiz nedir?” gibi sorulara cevap veren bir bilim olarak da tanımlanır. Bu bilgilere ulaşmak için tarihçilerin nesnel (tarafsız) bilgiler vermesi çok önemlidir. 1 TARİH 9.SINIF Yazılı Kaynaklar: Ferman, mühür, para, gazete, hatıra vb, -Yapılan astronomik gözlemler sonucu Ay ve Güneş Sözlü Kaynaklar: Destan, efsane, hikâye, şiir vb. hareketlerine dayanan takvimler oluşturulmuştur. Kalıntılar: Arkeolojik buluntular; taş, toprak, kemik, -İlk Güneş takvimini Mısırlılar, ilk Ay takvimini ise madenden yapılmış eşyalar, mezarlar vb, Sümerliler oluşturmuştur. Çizili, sesli ve görüntülü kaynaklar: CD, film, fotoğraf, -Mısırlıların güneş yılı takvimini Roma İmparatoru Jül resim vb. Sezar yeniden düzenlemiş ve Jülyen takvimi adıyla *Tasnif (Sınıflandırma) kullanmışlardır. İncelenen konu hakkındaki kaynakların bulunmasından -Zamanla Jülyen takvimini Papa XIII.Gregorius sonra bunlardan elde edilecek bilgilerin bir sistem geliştirerek,Gregoryen takvimi olarak kullanmışlardır. dâhilinde sınıflandırılmasıdır. -Takvimlerin başlangıç yılları olarak toplumlar önemli *Tahlil (Çözümleme) olaylarını almışlardır. İbraniler, MÖ 3761 yaradılış yılını, Tahlil, elde edilen bilgi ve verilerin kaynak değeri Yunanlılar, ilk olimpiyat oyunlarının tarihi olan MÖ 776 açısından yeterli olup olmadığıdır. Bilginin tahlil yılını, Romalılar, roma şehrinin kuruluş yılı olan MÖ 753 edilmesiyle eldeki malzeme kullanıma hazır ve işe yarar yılını, Müslümanlar da Hicret tarihi olan 622 yılını duruma gelir. başlangıç almışlardır. *Tenkit (Eleştiri) b)Türklerin Kullandığı Takvimler Belge ve eserlerin kullanılmasında bazen sorunlar Takvimin Adı çıkabilir. Eldeki belgelerde araştırılan konu hakkında Temel Alınan Özellikleri Sistem sınırlı veya yanlış belge olabilir, belge okunmayabilir. 12 Hayvanlı *Terkip (Sentez) Takvim Güneş Her yıl bir hayvan adıyla Bu aşamada bilgi ve veriler esere dönüştürülmek üzere anılır. gözden geçirilir. Bilgilerin hangi sıraya göre 1 yıl 365 gün,5 yapılandırılacağı tespit edilir. Eksikliği duyulan bilgiler saattir. tamamlanır. Daha sonra eserin yazımına geçilir. Hicri Takvim Ay Bir yıl 354 e)Tarihin Tasnifi (Sınıflandırılması) gündür. Zamana Göre: Bu sınıflandırmaya göre tarih; çağ ve Hz. Ömer yüzyıl gibi zaman dilimlerine ayrılmıştır. Zaman döneminde dilimlerine İlk Çağ, XX. yüzyıl gibi isimler verilmiştir. oluşturulmuştur. Mekâna Göre: Bu sınıflandırmada belli bir coğrafi bölge incelenir. Asya tarihi, Ankara Tarihi gibi. Celali Takvim Güneş Bir yıl 365 gün 6 Konuya Göre: Bu sınıflandırmada, toplumların siyasi, saattir. sosyal, ekonomik, hukuki, dini ve kültürel yönlerinin ayrı Melik Şah ayrı incelenmesidir. Dinler Tarihi, Hukuk tarihi vb. tarafından yaptırılmıştır. 2.ZAMAN VE TAKVİM Başlangıç yılı a)Takvimlerin Ortaya Çıkışı 1079'dur. -Takvim, zamanı yıllara, aylara, haftalara ve günlere Rumi Takvim ayırma yöntemidir. Güneş Bir yıl 365 gün 6 saattir. Hicret başlangıç 2 TARİH 9.SINIF Miladi Takvim Güneş olarak kabul dönemin koşullarını dikkate almak gerekir. Tarihi olayları edilmiştir. değerlendirirken karşılaşılan sorunlardan biri de olaya Osmanlılarda tarafsız yaklaşılmamasıdır. mali işlerde 5.TARİHİ OLAYLARIN FARKLI BAKIŞ AÇILARIYLA kullanılmıştır. DEĞERLENDİRİLMESİ Bir yıl 365 gün 6 Tarihi olayların değerlendirilmesinde en önemli husus tarihçilerin olaylara tarafsız yaklaşmalarıdır. Tarihçi, olayları duygusal yaklaşımlarla açıklamamalıdır. Çünkü bu tur öznel yaklaşımlar tarihi gerçeklerin ortaya çıkmasını engellediği gibi tarihin bilimselliğini kaybetmesine neden olmaktadır. saattir. Gregoryen takvimi olarak ta bilinir. Başlangıç olara 1 6.TARİH BİLGİLERİN DEĞİŞEBİLİR ÖZELLİĞİ Ocak alınmıştır. Tarihte bilgiler olayın geçtiği döneme ait verilere dayanır. Zamanla yeni belge ve bulguların elde edilmesiyle yeni Güneş yılı esasına göre düzenlenen takvimlerde her yüz bir bilgi edilebileceği gibi var olan bilgilerde değişebilir. yıla “yüzyıl” veya “asır” denir. 2.KONU: TARİH YAZICILIĞI Herhangi bir tarihi yüzyıl olarak okuyabilmek için tarihi gösteren sayının son iki rakamı atılır. Baştaki rakamlara bir sayı ilave edilir. Atılan iki rakama göre de yüzyılın yarısı ve çeyreği tespit edilir. Örneğin 1453 İstanbul’un fethi ile ilgili olarak; •1453 yılının son iki rakamı çıkarılır. • 14 rakamına bir sayı ilave edilir: 14 + 1 = 15 • 53 rakamı ise yüzyılın ikinci yarısı ve üçüncü çeyreğini ifade eder. • Buna göre, 1453 = XV. yüzyılın ikinci yarısının üçüncü 1.TARİH YAZICILIĞININ GELİŞİM SÜRECİ çeyreğidir. yazıcılığına örnek gösterilebilir. 3.TARİHİN ÖNEMİ -Buna karşın tarih yazıcılığı insanların gereksinimlerine, a) Tarih Öğrenmenin Amaç ve Yararları beklentilerine, dönemin siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel Tarih, insanların geçmişten ders alıp geleceğe yön vermelerini sağlar. Tarih, insanlara, vatan ve millet kavramları ile milli ve kültürel değerleri öğretir. Tarih, milli birlik ve beraberlik anlayışının kuvvetlenmesini sağlar. Devlet yöneticilerine devletin nasıl yönetileceği konusunda yardımcı olur. İnsanlara karşılaştıkları durumları tarihi olaylarla bağlantı kurdurarak mantıklı bir sonuca varma yeteneği kazandırır. İnsanların, aralarındaki sorunları barış yoluyla çözümlemelerine katkıda bulunur. özelliklerine göre değişiklik göstermiştir. -İnsanlar, çeşitli alanlarda edindiği deneyimleri gelecek kuşaklara aktarma gereksinimi duymuştur. - Bundan dolayı kendileri ile ilgili çeşitli konuları yazılı hâle getirmişlerdir. - Hititlerde anallar (yıllıklar), Kök Türklerde kitabeler, Osmanlılarda vakayinameler, Ruslarda kronikler tarih -Bunun sonucunda farklı tarih yazım ve kuramları ortaya çıkmıştır. Bunun temel nedeni, insanların zaman içerisinde düşünce ve gereksinimlerde meydana gelen değişikliklerdir. Hikâyeci Tarih Yazıcılığı - İlk olarak Eski Yunanda MÖ 5. yüzyılda yaşamış olan Heredotos (Heredot) yazdığı Tarih (Historia) bu türün ilk b) Atatürk ve Tarih örneğidir. Atatürk,1931 yılında Türk Tarih Tetkik Cemiyetini -Bu tür tarih yazıcılığında hikâye ve efsanelerle dolu kurdurmuş ve mirasının bir bölümünü buraya bırakmıştır. bilgiler nakledilir. Genellikle yer ve zamandan 4.TARİHİ OLAYLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ bahsedilmekle birlikte sebep ve sonuç ilişkileri üzerinde Geçmişte oluşan olaylar, oluştuğu dönemin siyasi, sosyal, çok durulmaz. kültürel, ekonomik ve dini özelliklerini yansıtır. Bu -Ancak Heredot, olayları peş peşe sıralamakla kalmayıp nedenle olayları değerlendirirken olayın oluştuğu 3 TARİH 9.SINIF onları bir düzen içerisinde aktarmıştır. XVIII. yüzyıla kadar anlaşılmıştır. Bu dönemde tarihçinin geçmişe daha geniş Avrupa ve İslam dünyası tarihçiliğinde bu tarzda kaleme açıdan bakması gerektiği ortaya çıkmıştır. Bu anlayış alınan eserler vardır. Alman Tarih Okulunun kurulmasında önemli rol oynamıştır. XVIII. yüzyılda tarihçiler bir yandan kaynakları araştırmayı sürdürürken bir yandan da çeşitli tarih Öğretici Tarih Yazıcılığı felsefelerinden ve çeşitli düşünce akımlarından -Öğretici tarzda eser veren tarihçiler, ait oldukları esinlenmişlerdir. toplumu harekete geçirerek millî birlik ve ahlakî değerleri - XVIII. yüzyılda Voltaire (Volter) o zamana kadar din ve geliştirmeyi istemişlerdir. siyaseti konu alan tarih anlayışını geliştirerek uygarlığın -Bu tarz tarih yazıcılığında topluma yarar sağlamak genel tarihini yazmıştır. XIX. yüzyıl ve sonrasında onun amaçlanır. Bu tarzın ilk temsilcisi Thukydides açtığı yoldan devam eden tarihçiler, değişik alanlarda (Tukidides)'tir. çalışmalar yapmışlardır. Bu çalışmalar Toplum Bilimleri Yüksek Araştırma Okulunun ve İtalyan Mikro Tarih Okulunun açılmasını sağlamıştır. XX. yüzyılda biyografi Araştırıcı Tarih Yazıcılığı çalışmaları, gazeteciliğe ve sosyolojiye dayanan yeni tarih Bu tarz tarih yazıcılığında tarihî olaylar tek bir nedene anlayışı, ABD ve İngiltere'de sanayi kuruluşlarına yönelik dayandırılmamış, dönemin toplumsal, ekonomik, siyasi, "İş Dünyası Tarihi" gibi yeni yaklaşımlar ortaya çıkmıştır. dinî, kültürel yapıları ayrıntılarıyla ele alınmıştır. 2.TÜRKLERDE TARİH YAZICILIĞI a)Osmanlılarda Tarih Yazıcılığı -Osmanlı Devleti'nde tarih yazıcılığı, devlet politikası -Eski Yunanlılarda MÖ V. yüzyılda Heredotos ile başlayan doğrultusunda yöneticilerin yaşamları, başarıları, siyasi tarih yazıcılığı Thukydides ile devam etmiştir. ve askerî olayların anlatılması şeklinde bir gelişme - İslam tarih yazıcılığı, VII. yüzyılda olayların hikâyeci göstermiştir. anlatım tarzıyla nakledilmesi şeklinde ortaya çıkmıştır. IX. - Osmanlı tarih yazıcılığındaki temel amaç, devletin yüzyılda yaşamış olan Taberi, İslam tarih yazıcılığını başarılarının gelecek nesillere aktarılmasıdır. hikâyeci bir anlatımdan kurtarırken eserlerini çeşitli -Osmanlı Devleti XVIII. yüzyılda. İdari, siyasi ve toplumsal kaynaklardan yararlanarak yazmıştır. XV. yüzyılda İbn alanlarda olduğu gibi tarih felsefesi ve yazıcılığı Haldun konularını tarih felsefesi çerçevesinde ele konusunda da Avrupa'dan etkilenmiştir. Bunun almıştır. XVII ve XVIII. yüzyıldaki olayları aktarmak sonucunda Osmanlı tarih yazıcılığının en önemli amacıyla ansiklopedik tarzda eserler yazılmıştır. XIX. unsurlarından biri olan vakanüvislik. XVIII. yüzyılın yüzyılda genel tarih, milletler ve ülkeler tarihi, dinler ve başlarından itibaren ön plana çıkmıştır. medeniyetler tarihi, düşünce ve felsefe tarihleri -Osmanlı merkez teşkilatında devlet tarihçisi olan yazılmıştır. vakanüvisler, kendilerinden önce yazılan olayları - Orta Çağ Avrupa'sında ise tarih anlayışı, eleştiriden derlemişler ve görevli bulundukları dönemin olaylarını uzak, "kilise tarihi" şeklinde bir gelişim göstermiştir. Orta kaydetmişlerdir. Çağda tarih yazıcılığına eleştirel yöntemi kazandıran -İlk vakanüvis Halepli Mustafa Naima Efendi'dir. Naima Rönesans düşünürleridir. XVIII. yüzyılda tarihi yazmak Efendi, tarihin sadece olaylar dizisinden ibaret olmadığını için sadece belgenin derlenmesinin yeterli olmayacağı belirterek belgelerin dışında sosyolojik yorumlara yer 4 TARİH 9.SINIF verilmesin» ileri süren bir tarihçilik anlayışını Coğrafya: Yer bilimidir. Coğrafi ortam, kültür ve benimsemiştir. uygarlıkları biçimlendirmektedir. Bu biçimlendirmenin -Vakanüvislerin eserleri dışında yazılmış Hoca Sadeddin nasıl olduğunu inceler. Efendi, Âşık Paşazade. Oruç Bey. Behişti, Peçevi, Selaniki Arkeoloji: Eski yapıtları tanıma bilimidir. Arkeoloji, eski ve önemli bir devlet adamı olan Ahmet Cevdet Paşa'nın mimari ve sanat yapıtlarından, ilgili devrin kültürünü da tarihleri vardır. yansıtır. b)Cumhuriyet Döneminde Tarih yazıcılığı Tarih öncesinin araştırılmasında tarihe en çok yardımcı -Cumhuriyet Döneminde yeni tarih anlayışının ortaya olan bilimdir. çıkmasında Atatürk’ün büyük rolü olmuştur. Antropoloji: İnsan bilimidir. İnsanın, geçmişteki -Atatürk’ün tarihe olan ilgisi okul yıllarına dayanır. durumlarını, evrimini araştırır. Çanakkale Cephesi’nde üstlendiği görevleri içeren ‘’ Etnografya: Kavimler bilimidir. Tarihteki toplulukların Arıburnu Muharebeleri Raporu ‘’ adlı eserin ilk kelimesi ‘’ yaşama tarzlarını, yaşam anlayışlarını, gelenek ve tarih ‘’ tir. O, eserini gelecek kuşaklara doğru bilgi göreneklerini inceler. aktarmak için kaleme aldığını belirtmiştir. Hukuk: Toplu Halde Yaşayan İnsanların Birbiriyle Ve -Atatürk, yaptığı inkılapları halka ve Meclise anlatmak Devletle İlişkilerini düzenleyendir. için sık sık tarihin tanıklığına başvurmuş ve bu sayede Kronoloji: Zaman bilimidir. Kronoloji sayesinde, tarih muhaliflerini ikna etmiştir gerçek bir bilim olabilmiştir. -. Atatürk, Anadolu ve Türk Tarihi ile ilgili gerçeklerin gün Edebiyat: Duygu ve düşüncelerin söz ve yazıyla etkili bir ışığına çıkarılmasına yardımcı olmak amacıyla şu sorulara biçimde anlatma sanatıdır. cevap verilmesini istemiştir: Türkiye’nin en eski yerli Felsefe: Görüş açısını zenginleştirir. Her tarihi olayı kendi halkları kimlerdir? Anadolu uygarlıkları nasıl ve kimler zamanındaki felsefi görüş açısından değerlendirerek tarafından oluşturulmuştur? Türklerin dünya tarihindeki inceler. yeri nedir? Türklerin İslam tarihinde rolü ne olmuştur? Paleografi: Eski yazıları tanıma bilimidir. Yazıların -I. Türk Tarih Kongresinde Türk tarihçileri Atatürk’ün bulunuşunu, çözülüp okunmasını inceler. çizdiği ana hatlar üzerinde çalışmalar yapmışlar ve Epigrafi: Yazıtlar bilimidir. Yazıtların bulunuşunu, kongrede yukarıdaki sorulara cevap aramışlardır. Bu yazıların çözülüp okunmasını inceler. çalışmalar sonucunda ortaya Türk tarih tezi çıkmıştır. - Sosyoloji: Toplum bilimidir. Sosyal olayları yani, insanı Osmanlı tarih yazıcılığının mirası olan İslam merkezli tarih incelemektedir. yorumlarına alternatif olarak 1930’larda ortaya çıkan bu Filoloji: Dil bilimidir. Diller arasındaki akrabalık bağlarını tez, Türklerin dünya uygarlıklarının gelişiminde önemli araştırır. bir yere sahip olduğunu kanıtlamayı amaçlamıştır. Diplomatik: Belgeler bilimidir. Kâğıt üzerine yazılan -Atatürk’ün 1931’de kurduğu Türk Tarihi Tetkik bütün belgeleri incelemektedir. Antlaşma, yazışma gibi. Cemiyetinin amacı Türk, İslam ve dünya tarihini Nümizmatik: Eski paraları tanıma bilimidir. Paraların incelemek ve elde edilen sonuçları her türlü yolla madenini, ayarını ve ağırlığını inceleyerek, sonuçlar yaymaktır. Kurum bu amaçlarını gerçekleştirmek için üretir. anma törenleri, konferanslar, seminerler, kongreler İstatistik: Bilgileri tablo ve grafiklerde anlatma düzenlemekte, kazılar yaptırmakta; Türk ve Türkiye yöntemidir. tarihine ait kitaplar yayınlamaktadır. Ekoloji: Canlıların birbirleri ile çevreyle olan ilişkisini 3.KONU: TARİHİN DİĞER BİLİMLERLE İLİŞKİSİ inceler. 5 TARİH 9.SINIF Kimya: Ele geçirilen eserlerin yaşını Karbon 14 -Mağara ve kaya sığınaklarında yaşamaya devam etmişlerdir. Yöntemiyle belirler. Sanat Tarihi: Sanat ve sanatçıyı inceler. -Dönemin sonlarına doğru buzullar erimeye başlamış ve ateş insanoğlunun yaşamına girmiştir. -Bu çağın en özgün buluntuları çakmak taşından yapılmış, mikrolit adı verilen ve günlük yaşamda kullanılmaya yönelik küçük araç gereçlerdir. Heraldik: Armaları inceleyen bilim dalıdır. 2.ÜNİTE: UYGARLIĞIN DOĞUŞU VE İLK UYGARLIKLAR - Orta Asya’da Mezolotik Çağa ait en eski yerleşim yeri Güney Tacikistan’daki Kuldara (Ceyhun Nehri’nin yukarı kısmı) bölgesidir. 1.KONU: TARİH ÖNCESİ ÇAĞLAR 1.TARİH ÖNCESİ ÇAĞLARIN GENEL ÖZELLİKLERİ -Türkiye’de bu dönemi aydınlatan merkezlerden bazıları Antalya’da Beldibi, Ankara’da Macunçay, Göller yöresinde Baradiz, Samsun’da Tekkeköy mağaralarıdır. Yazılı kayıt ve belgelerin olmadığı Tarih Öncesi Çağlar hakkında tarih bilimi en çok arkeolojiden yararlanır. Yeni bulgularla birlikte bu döneme ait bilgilerimiz de değişebilir. Taş çağı ve Maden çağı olarak adlandırılmıştır. Yeni Taş (Neolitik) Çağı (8.000-5.500) a)Taş Çağı (MÖ 600.000-5.000) -Bu dönem insanları ovalara ve su kıyılarına inmişlerdir. Eski Taş (Paleolitik) Çağı (600.000-10.000) -Toprak işlenmeye başlanmış, tarım üretimine geçilmiştir. -İnsanlık tarihinin en uzun dönemidir. -Çakmak taşlarının yontulmasıyla şekillendirilmiş kesici, delici ve kazıcı aletler bu dönemin en belirgin buluntularıdır. -Bu döneminde insanlar tamamen doğaya bağlı kalmış, avcılık ve toplayıcılık ile hayatlarını sürdürmüşlerdir. -Köyler kurulmuş, kulübeler yapılmış ve çamurla sıvanmıştır. -Köylerin etrafını hendek ve çitlerle çevirmişlerdir. -Yiyecek ve içeceklerini saklamak için kilden küp, çanak çömlek yapmışlardır. -Hayvan postlarından giysi yaparak soğuktan korunmuşlardır. -Bu çağa ilk kez Ön Asya'da geçilmiştir. Türkiye’de Konya Çatalhöyük, Diyarbakır Çayönü önemli yerleşim merkezleridir. -Mağara ve kaya sığınaklarını barınak olarak kullanmışlardır. -Çağın sonlarına doğru mağara duvarlarına hayvan ve av sahneleri resimleri yapmışlardır. -Dünyada Paleolitik Döneme ait ilk izlere İspanya’daki Altamira, Fransa’da Lasque (Laskö) mağaralarında rastlanmıştır. -Konya Çatalhöyük, insanlık tarihinin ilk şehir yerleşmesi olarak kabul edilmektedir. b)Maden Çağı (MÖ 5500-3500) -Türkiye’de bu döneme ait kalıntıların bulunduğu yerlere Antalya’da Karain, Beldibi ve Belbaşı; İstanbul’da Yarımburgaz mağaraları örnek gösterilebilir. Yarımburgaz Mağarası, Türkiye’deki bilinen en eski yerleşim yeridir. Bakır (Kalkolitik) Çağı -İnsanların ilk buldukları ve kullandıkları maden bakırdır. -Bakırın tabiatta bol bulunması ve kolay işlenir olmasından dolayı bu madenden silah, günlük kullanıma yönelik kap kacak yapılmıştır. Orta Taş (Mezolotik) Çağı (MÖ 10.000-8.000) -Orta Taş (Mezolotik) Çağı (MÖ 10.000-8.000): Bu dönemde insanlar, hayatlarına avcılıkta ve toplayıcılıkta sürdürmüşlerdir. -Altın ve gümüş madenleri daha çok süs eşya yapımında kullanılmıştır. 6 TARİH 9.SINIF -Madenin insan yaşamına girmesiyle tarımda bereket simgeleyen madenî heykelcikler yapılmaya başlanmıştır. -Türkiye’de bu döneme ait merkezler arasında Çorum’da Alacahöyük, Denizli’de Beycesultan, Çanakkale’de Kumtepe ve Truva, Samsun’da İkiztepe gibi yerleşim yerleri bulunmaktadır. bulunmaktadır. 2.Tarih Çağları İlk, Orta, Yeni ve Yakın Çağ olarak bölümlere ayrılmaktadır. Tunç Çağı -Bakırla kalay karıştırılarak daha sert bir madde olan tunç elde edilmiştir. 2.KONU: İLKÇAĞ UYGARLIKLARI -Bu dönemde site adı verilen ilk şehir devletleri kurulmuştur. 1.KÜLTÜR VE UYGARLIK -Anadolu'da bu dönemden kalan yerleşim merkezleri ise Ankara Ahlatlıbel, Kayseri Kültepe'dir. Kültür: İnsan toplumuna özgü bilgi, inanç ve davranışlar bütünü ile bu bütünün parçası olan maddi nesnelerdir. Toplumsal yaşamın dil, düşünce, gelenek, işaret sistemleri, kurumlar, yasalar, aletler, teknikler, sanat yapıtları gibi her türlü maddi ve tinsel ürününü kapsamına alır. Demir Çağı -Bu çağda üretim artmış, ticaret ve silah yapım teknikleri gelişmiştir. Uygarlık, bir ülke veya toplumun, maddi ve manevi varlıklarının, düşünce, sanat, bilim, teknoloji ürünlerinin tamamını ifade eder. -Küçük şehir devletlerin yerini büyük devleler almaya başlamıştır. -Devrin sonlarında yazı insanoğlunun yaşamına girmiştir. Kültür, ulusal ya da bölgesel yaşamı ifade eder. Uygarlık ise evrensel yaşamı ifade eder. Bu nedenle kültürde özgünlük, uygarlıkta ise etkileşim bulunmaktadır. 2.TÜRKİYEDE TARİH ÖNCESİ DÖNEMLERİN YAŞANDIĞI BÖLGELER 2.MEZOPOTAMYA UYGARLIĞI Truva Yapılan kazılarda üst üste dokuz şehir kurulduğu görülmüştür. İlk beşi Tarih öncesi dördü ise İlk Çağa aittir. a)Sümerler (MÖ 4000-2000) -Mezopotamya'da ilk şehir devletlerini kurmuşlardır. Alişar Yedi yerleşim katından oluşmaktadır. İlk üçü Tarih öncesine, dördü ise İlk çağa aittir. Çanak çömlek yapımında ilerlemişlerdir. -Site adı verilen en önemli şehir devletleri; Ur, Uruk, Lagaş'tır. Alacahöyük Dört yerleşim merkezinden oluşmaktadır. İlk ikisi Tarih öncesine, diğerleri İlkçağa aittir. Kazılarda altın, gümüş ve bakırdan yapılmış güneş kursları bulunmuştur. -Siteler etrafı surlarla çevrili, Ziggurat adı verilen tapınak ve onun etrafındaki evlerden meydana gelmektedir. Çatalhöyük Konya Çumra ilçesindedir. MÖ 7000 yıldan kalma bir kentin büyük bir bölümü ortaya çıkarılmıştır. Şehirdeki evler dörtgen duvarlı olup birbirine bitişiktir. Bu nedenle sokaklar yoktur. Ulaşım düz damlar üzerinden olmaktadır. UNESCO Dünya miras listesinde -Devlet yönetiminde krala yardımcı olan danışma meclisleri de bulunmaktadır. -Bu devletlerarasında siyasi ve ekonomik nedenli savaşlar görülmektedir. -Sitelerin başında Patesi veya Ensi adı verilen krallar bulunmaktadır. -Sümer kralları, dini törenleri yönetir, ordunun başında bulunur ve hukuki yetkileri elinde tutarlardı. -Kraliçe devlet işlerinde oldukça etkiliydi. 7 TARİH 9.SINIF -Krallar ve rahipler üst sınıfı oluştururken, hürler ve köleler sınıfı da bulunmaktaydı. -Kral Hammurabi, dine dayalı devlet anlayışı yerine gücünü ordudan alan mutlak krallık anlayışını getirmiştir. -Köleler haricinde her erkek asker sayılmaktadır. -Hammurabi, ceza, mülkiyet ve ticaret alanında gelişmiş yasalar yapmıştır. -Çok tanrılı din inancı görülmekte, ölümden sonraki yaşama inanmamaktadırlar. -Ekonomileri tarım ve ticarettir. -Gılgamış, Tufan ve Yaradılış destanları bulunmaktadır. -Mimari açıdan bölgenin en gelişmiş uygarlığıdır.(Babil'in asma bahçeleri) -Ev ve tapınaklarını ateşte pişirilmiş kerpiç ve tuğlalardan yapmışlardır. d)Asurlular (MÖ 2100-MÖ 625) -Kara sabanı kullanarak ve sulama kanalları inşa ederek tarımın gelişmesini sağlamışlardır. -Ekonomileri hayvancılık ve ticarete dayalıdır. -Askeri güce dayalı bir imparatorluktur. -Matematik ve geometride gelişmişlerdir. Dört işlemi kullanarak bölme ve çarpma cetvelleri hazırlamışlar, yüzey ve hacim ölçmeyi gerçekleştirmişler, daireyi 360 dereceye bölmüşlerdir. -Başkentleri Ninova'dır. -Anadolu’da, Kültepe, Alişar ve Boğazköy'de ticaret kolonileri kurmuşlardır. Ziggurattan Yazıya -Ticareti canlandırmak amacıyla Sard'dan başlayıp Ninova'ya kadar uzanan Kral yolunu yapmışlardır. Sümerlerde tapınaklara teslim edilen tarım ürünleri, satılan ve satın alınan her türlü ticari mal, rahipler tarafından kil tabletler üzerine resimler ve işaretlerle kaydedilmiştir. Zamanla bu resim ve işaretlerin heceye dönüşmesiyle yazı ortaya çıkmıştır. -Çivi yazısını kullanmışlardır. -Anadolu^da ilk yazılı kaynaklar Asurlu tüccarların bıraktıkları Kültepe tabletleridir. -Tarihte bilinen ilk kütüphaneyi Ninova'da kurmuşlardır. b)Akadlar (MÖ 2350-2100) -Asur kabartmaları öne çıkmaktadır. -Sami kökenli Akadlar MÖ 4000'de Arap Yarımadasından gelerek, Orta Mezopotamya'ya yerleşmişlerdir. Mezopotamya'da Hukuk Sümerlerde ilk yasa, Babil kralı Hammurabi, Urgakina tarafından MÖ mülkiyet, ticaret ve ceza 2750'de yapılmıştır. alanında yasalar yapmıştır. Urgakina yasaları ile Yaptırımları Sümer köleliğe son vermek ve yasalarına göre daha serttir. zayıfları korumak Kısasa kısas ilkesi istemiştir. görülmektedir. Cezalandırmada bedel yöntemi uygulanmıştır. -Başkentleri Agade şehridir. -İlk düzenli ordu sistemini kuran Akadlar, tarihte bilinen ilk imparatorluğu kurmuşlardır. c)Elamlar (MÖ 3000-640) -İlk dönemlerinde şehir devletleri olarak yaşamışlardır. 3.ORTA ASYA UYGARLIĞI -MÖ 3000'de merkezi Sus olan Elam krallığını kurmuşlardır. -Kültür merkezlerinin tarihi MÖ 5000 yıllarına kadar uzanmaktadır. -Madencilik, çömlek yapımı ve seramik sanatında gelişmişlerdir. -Kazılar sonucu Yontma taş devrine kadar uzanan yerleşim merkezleri bulunmuştur. -Çivi yazısını kullanmışlardır. -Anav kültürü Batı Türkistan'da Aşkabat yakınlarında kazılarda ortaya çıkarılmış en eski kültürdür. ç)Babiller (Amurlular,MÖ 2100-MÖ 539) -Başkent Babil şehridir. 8 TARİH 9.SINIF -Afanesyevo kültürü Altay-sayan dağlarının batısında ortaya çıkarılmıştır. Türklerin en eski kültürüdür. -Nil Nehri'nin hareketlerini incelemek amacıyla astronomi gelişmiş ve sonuçta Güneş Takvimini bulmuşlardır. -Andronova kültürü, Hazar Denizinin kuzeydoğusundan Ural dağlarına kadar uzanmaktadır. Tunçtan ve altından yapılan eşyalar ilk kez burada bulunmuştur. -Günümüze kadar uzanan kral mezarları olan piramitleri bulunmaktadır. -Karasuk kültürü, Yenisey ırmağının kolu olan Karasuk Nehri kenarında oluşmuştur. 5.İRAN UYGARLIĞI -MÖ VII. yüzyılda siyasi güç olmuşlardır. -Tagar kültürü, Abakan bölgesindeki en gelişmiş olanıdır. Kazılarda ok uçları, iğne, bilezik, küpe ve tarak bulunmuştur. -Pers İmparatorluğu mutlakıyetle yönetilmiştir. -Ülke satraplık adı verilen eyaletlere bölünmüştür. 4.MISIR UYGARLIĞI -Zerdüşt din inancı görülmektedir. İnanca göre iyiliği Ahuramazda, karanlığı ve kötülüğü ise Ahriman temsil etmektedir. Tapınaklara Ateşgede adı verilmektedir. -Yaşam kaynakları Nil nehridir. -Etrafı çöl ve denizlerle kaplı olduğu için işgallerden kurtulmuştur. -Haberleşme, ulaşım ve düzenli posta örgütleri bulunmaktadır. -İlk siyasi örgütlenme Nom adı verilen şehir devletleri biçimindedir. -Pers üslubu denilen mimarilerinin yanı sıra kabartmacılığa da önem vermişlerdir. -Kral Menes döneminde Firavun adı verilen dini ve siyasi gücü olan tanrı-kralların yönetimi başlamıştır. -Çivi yazısını kullanmışlardır. -Firavunlar döneminin en önemli olayı MÖ 1280'de Hititlerle imzalana Kadeş Antlaşması’dır. Bu antlaşma tarihte bilinen ilk yazılı antlaşmadır. 6.HİNT UYGARLIĞI -MÖ 6.yüzyılda Pers işgaline uğrayan Mısır, MÖ 4.yüzyılda İskender'in bu bölgeye girmesine kadar bu devletin egemenliğinde kalmıştır. -Hindistan'ı işgal edenlerden bir de Arilerdir. -Verimli toprakları nedeniyle sık sık işgallere uğramıştır. -Arilerin Hindistan'a gelmesiyle birlikte Kast Sistemini de bu bölgeye taşımışlardır. -Mısır'da toplum, kâtipler, rahipler, askerler; tüccarlar, zanaatkârlar; çiftçiler ve kölelerden oluşmaktadır. -Kast, meslekleri babadan oğula geçen ve aynı geleneklere bağlı bulunan sosyal sınıf sistemidir. -Ekonomi tarım, ticaret ve madenciliğe dayalıdır. -Hiyeroglif adı verilen resim yazıları bulunmaktadır. -Hindistan'la ilgili ilk bilgiler veda adı verilen dini içerikli metinlerde yer almaktadır. -Yazıları papirüs bitkisinden yapılan kâğıtlara yazmışlardır. -Hinduizm ve Brahmanizm inançları gelişmiştir. -Ölümden sonraki yaşama inandıkları için ölülerini mumyalamışlardır. -Mumyalama sayesinde tıp ve eczacılık gelişmiştir. 7.ÇİN UYGARLIĞI -Matematikte ondalık sayı sistemini bulmuşlardır. -Uygarlığın oluşmasında, Çin'in yanı sıra, Moğol, Türk ve Tibetlilerin etkisi bulunmaktadır. -Geometride gelişmişlerdir. -Çin'de toplumsal yapıyı asiller ve köylüler oluşturmaktadır. 9 TARİH 9.SINIF -Çin'de en yaygın dinler, Konfüçyüsçülük, Taoizm ve Budizm'dir. -Başkentleri Hz.Davud'un kurduğu Kudüs’tür. -Tarihte ilk kez tek tanrılı ve kitaplı bir dine inanmışlardır. -Ekonomi büyük ölçüde tarıma dayalıdır. Not: Dinleri Musevilik veya Yahudilik olarak anılmaktadır. Dinlerinin yalnız İbranilere geldiklerine inandıkları için evrensel bir din olmamıştır. -Tek heceli bir dil konuşulmakta ve kullandıkları yazı günümüze kadar gelmiştir. -Resim, kumaş işleme, porselen, heykelcilik, çinicilik sanat ve zanaat dalları gelişmiştir. -Ekonomileri tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır. -Ticaret ve zanaatçılık sonucunda özel mülkiyet duyguları gelişmiştir. -Budizm, resim ve heykelciliğin gelişimine katkıda bulunmuştur. -Dinleri sayesinde binlerce yıl ulusal kimliklerini korumuşlardır. -Mimari, askeri ve dini alanda gelişmiştir. Çin Seddi ve Budist tapınakları bu duruma örnektir. 9.ANADOLU UYGARLIĞI -Mürekkep, kâğıt, barut, pusula ve matbaayı kullanarak dünyada birçok gelişmeye öncülük etmişlerdir. Anadolu’da yapılan kazılarda MO 3000’li yıllara dayanan gelişmiş uygarlıkların varlığı tespit edildi. MO 2000’li yıllarda Asurlu tüccarların yazıyı Anadolu’ya getirmeleri ile Anadolu’da tarihi devirler başladı. “Güneşin doğduğu yer” anlamına gelen Anatolia’da (Anadolu) ilk çağlardan itibaren birçok uygarlık kuruldu. 8.DOĞU AKDENİZ UYGARLIKLARI a)Fenikeliler (MÖ 1000-520) -Lübnan Dağları ile Akdeniz arasındaki kıyı bölgesinde kurulmuştur. Anadolu’da birçok uygarlığın kurulmasında; • Göç ve ticaret yolları üzerinde bulunması, • Asya ve Avrupa’yı bağlayan bir konumda olması, • ikliminin yaşam koşullarına ve topraklarının tarıma elverişli olması etkili oldu. -Çok tanrılı inanca sahiptirler. -Mimaride daha çok taş kullanmışlardır. Evler tek katlı olup, evlerin salonu, hamamı ve su kuyusu bulunurdu. a)Hattiler (MÖ 2500-MÖ 1700) -Akdeniz kıyılarında kurdukları kolonilerle ticaretleri gelişmiş ve ülkeler arası kültürel etkileşimi sağlamışlardır. -Anadolu’nun ismi bilinen en eski halkıdır. -Hititlerden önce şehir devletleri biçiminde örgütlenen Hatti prensliklerinin büyük bir bölümü Kızılırmak nehrinin oluşturduğu yayın içinde yer alıyordu. -Tarihte ilk kez harf yazısını kullanmışlardır. Not: Fenike alfabesini ilk önce İyonlar alıp kullanmışlar, sırası ile de Yunan ve Romalılar kullanmıştır. Bu alfabeye yeni harfler ekleyerek bugünkü Latin alfabesini oluşturmuşlardır. - Hititler, Hattilerin devamı değildir. Hattiler, Hititlerden önce bölgede varlık gösteren yerli bir Anadolu halkıydı. - Hatti kültürü, Hitit kültürü üzerinde öyle büyük izler bırakmıştır. -En önemli kolonileri; Kartaca, Godes, Malta, Tunus, Cezayir’dir. - Hattilerin okuryazar olduklarına dair belge ele geçmemiştir. Not: Fenikeliler kurdukları kolonileri yalnız sömürge amacı olarak gördükleri için başarısız olmuştur. Buna karşın İyon ve Yunanlılar kurdukları kolonileri yeni bir vatan saymışlar ve bu alanda başarılı olmuşlardır. b)Hititler (MÖ 1700-MÖ 700) b)İbraniler (MÖ X. Yüzyıl-MS 70) -Başkenti Hattuşaş’dır. (Boğazköy) -Sami asıllı kavimdir. -Başlangıçta Hitit krallığı, feodal beyliklerden oluşmuştur. Merkezi krallık zamanla güçlenerek eyaletlere merkezden valiler atanmıştır. -Günümüz Suriye, Filistin topraklarında yaşamışlardır. 10 TARİH 9.SINIF -Krallar, başkomutan, baş yargıç ve başrahipti. -İyonyalılar özgür düşüncenin ve pozitif bilimlerin öncüsü olmuşlardır. Felsefe, matematik ve tıp bilimlerinin temeli İyonyada atılmıştır. -Hititlerin ilk döneminde kralın yetkilerini soylulardan oluşan Pankuş Meclisi tarafından sınırlandırılmıştır. İmparatorluk döneminde ise Pankuş Meclisinin yetkileri azalırken kralın yetkileri artmıştır. -Tales, Pisagor, Ksenefon, Hipokrat, Diojen, Heraklit ve Homeros dönemin ünlü düşünürledir. -Devlet yönetiminde kraldan sonra en yetkili kişi "Tavananna" adı verilen kraliçeydi. Tavananna, dini törenlere başkanlık eder, kral savaşa gittiğinde ülkeyi yönetirdi. -Tales güneş tutulmasını önceden hesaplayacak kadar matematik ve astronomide ileri gitmiştir. -Pisagor ilk kez dünyanın yuvarlak olduğunu ileri sürmüştür. -Hititlerde kralın buyruklarına karşı gelmek, devlete başkaldırmak büyük suç sayılmıştır. -İyonyalılar, saray ve tapınak mimarisinde de gelişmişlerdir. -Hititlerdeki toplumsal yapıda en üst sınıfı kral ve ailesi oluşturmaktadır. Bu toplumsal yapıda asillerden başka rahipler, sanatçılar, askerler, memurlar ve köleler bulunmaktadır. -Fenike alfabesini kullanmışlardır. ç)Urartular (MÖ 900-MÖ 600) -Hitit sanatı, Mezopotamya etkisinde gelişmiştir. Heykelcilik ve kabartmacılık öne çıkmaktadır. Yazılıkaya ve İvriz kabartmaları en önemli örneklerdir. -Başkentleri Tuşba’dır. (Van) -Savaşçı bir toplumdur. -Anadolu'ya yazıyı Asurlular getirmiştir. Hititler, Asurlulardan aldıkları çivi yazısıyla beraber kendilerine özgü olan hiyeroglif yazısını da kullanmışlardır. Hititlerden kalan en önemli yazılı eserler anallardır. Anallar, kral tarafından Tanrı'ya hesap vermek için yazılan yıllıklardır. -Çivi yazısını kullanmışlardır. -Ölümden sonraki yaşama inanmışlar ve bunun sonucunda mezarlarını oda ve ev biçiminde yapmışlar, içlerine çeşitli eşya koymuşlardır. -Kaya mimarisinde ilerlemişlerdir. -Hititler, Mezopotamya’dan aldıkları yasalara eklemeler yaparak Anadolu'nun ilk yasalarını oluşturmuşlardır. Medeni ve ceza hukukunda önemli gelişmeler göstermişlerdir. Yasalar ile kölelere bile mülkiyet hakkı tanımışlardır. -Tarımı geliştirmek için gölet ve su kanalları yapmışlardır. d)Frigyalılar(MÖ 800-MÖ 676) -Başkentleri Gordion’dur. -Hititler döneminde Anadolu'da çok tanrılı din anlayışı bulunmaktadır. Hititler çevre kültürlerin tanrılarına da inanmışlardır. Bu nedenle Anadolu için "Bin tanrılı il" denilmektedir. -Çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşmışlar, tarımı korumak ve geliştirmek için özel yasalar ve kurallar oluşturmuşlardır. Bu yasalara göre öküz kesenin yâda sabankıranın cezası ölümdür. -Tarihte bilinen ilk yazılı antlaşmayı Mısır ile imzalamışlardır. (Kadeş Barışı) -Frig yazı sistemi ve dilleri tam olarak çözülememiştir. Edebiyatları hakkında da fazla bilgi yoktur. Buna karşın hayvan hikâyelerinin (fabl) kaynağı olarak kabul edilmişlerdir. -Frig sanatının ve mimarisinin en önemli örnekleri Gordion ve Midas şehirlerindeki kayalar içine oyulmuş sığınaklardır. c)İyonlar (MÖ 1200-MÖ 745) -Tarihte İyonya, İzmir ile Büyük Menderes nehri arasındaki bölgedir. -Şehir devletleri biçiminde yaşamışlar ve hiç bir zaman siyasal birlik oluşturamamışlardır.(Efes, Milet, Foça, Bergama, İzmir vb.) -Frigler evlerini dikdörtgen biçiminde yapmışlar, temellerinde taş, üst kısımlarında kerpiç kullanmışlardır. -Demokrasi ve diktatörlüğün (Tiranlık) ilk örnekleri görülmüştür. -Maden işçiliğinde, ağaç oymacılığında, nakış işlemeciliğinde, dokumacılıkta ileri gitmişlerdir. Tiftik 11 TARİH 9.SINIF olarak bilinen keçi kılı dokumaları ile “Tapates” adını taşıyan halı ve kilim üretimi yaygındır. etmişlerdir. -Deniz ticaretinde gelişmişlerdir. -Kuyu mezarları önemli eserleridir. - Boğazların hâkimiyeti için Truvalılarla yaptıkları savaşlar (Truva Savaşları) öne çıkmaktadır. e)Lidyalılar (MÖ 687-MÖ 546) Yunan Uygarlığı (MÖ 1200-MÖ 337) -Gediz ve menderes nehirleri kıyısında kurulmuşlardır. Başkentleri Sart’tır. -M.Ö. 1200 yılında Dorlar tarafından kurulmuştur. -“ Polis” denilen şehir devletleri halinde yaşamışlardır. Atina, Tebai, Korint, Sparta, Larissa gibi şehir devletleri vardır. Şehirlerin etrafı surlarla çevrilmiştir. -Ticaret eylemleri sonucunda zenginleşen Lidyalılar, Anadolu’da ücretli askerlik sistemine dayalı bir ordu kurmuşlardır. -Tarıma elverişli toprakların azlığı, nüfus artışı, ticaret vb. nedenlerle Ege, Karadeniz ve Akdeniz'de koloniler kurmuşlardır. -Lidya devleti,feodal bir sisteme dayanmıştır..Kralın yanında tüccar ve toprak sahiplerinden oluşan seçkin bir zümre vardır.Kırsal alandaki halk,büyük toprak sahiplerinin arazilerinde ücretsiz olarak çalışmıştır. Mısır, Mezopotamya ve Anadolu uygarlıkları ile etkileşimde bulunmuşlardır. Ayrıca Yunan uygarlığı, Büyük İskender'in fetihleri sonucu Helenistik kültürünün ortaya çıkmasında da etkili olmuştur. -Kara ticaretine önem veren Lidyalılar, Sardes’ten başlayarak Mezopotamya'ya kadar uzanan Kral Yolu'nu yapmışlardır. Yol üzerinden yapılan ticaret sayesinde Doğu ve Batı kültürleri arasında etkileşim artmıştır. -Yunanistan'da halk, siyasi haklara sahip olan yurttaşlar, siyasi hakları olmayan özgür yurttaşlar, toprağa bağlı hiçbir hakkı olmayan köylüler ve kölelerden oluşmaktadır. -Lİdyalılar, MÖ 700'lü yıllarda mal takasına dayalı ekonomiden paraya dayalı ekonomiye geçişi sağlamışlardır. Uygarlık tarihine en önemli katkıları ilk kez parayı kullanmalarıdır. -Sınıflar arası mücadeleden dolayı toplumsal yaşama yönelik bir takım hukuki düzenlemeler yapılmıştır. -Fenike alfabesini kullanmışlardır. Dragon Yasaları 10.EGE VE YUNAN UYGARLIĞI Soyluların keyfi yönetimini orta sınıf lehine düzenlemiştir. Girit (MÖ 3500-MÖ 1200) - Ege uygarlığının temelini oluşturmuşlardır. Solon Yasaları - İlk denizciler Giritlilerdir. Köleliği ve doğuştan soyluluğu kaldırmıştır. - Mimaride gelişmişler, çok katlı saraylar yapmışlardır. (Knossos). Klistenes Yasaları - M.Ö. 1400’lerde Aka (Miken), M.Ö. 1200’de Dor istilasına uğramışlardır. Halk meclisini önemli bir kurum haline getirmiş, sınıf farklarını ortadan kaldırmayı amaçlayarak demokrasinin kurumsallaşmasını amaçlamıştır. Miken (Aka) (MÖ 2000-MÖ 1200) -Her doğa olayını bir tanrı ile ifade etmişlerdir. Tanrılarını insan gibi tasvir etmişler ve bunun sonucunda da heykel sanatını geliştirmişlerdir. - M.Ö. 2000’de Akalar tarafından kurulmuştur. -İlk yılarından beri üzeri bitki ve hayvan motifi, insan figürü ile bezenmiş vazolar yapmışlardır. - Savaşçı bir toplumdur. -Mora yarımadası, Yunanistan, Girit ve Kıbrıs’ı işgal 12 TARİH 9.SINIF -Tarih, tıp, aritmetik, geometri, astronomi ve felsefe alanlarında ileri girmişlerdir.(Sokrat, Platon, Aristo) -Roma şehri MÖ 753 yılında Romulus tarafından kurulmuştur. -Başta Zeus olmak üzere Olympos dağında oturan tanrıları adına düzenledikleri yarışmalar olimpiyatların temelini oluşturmuştur. -510 yılına kadar krallık ile yönetilmiştir. Krallık döneminde, kral ihtiyarlar meclisi tarafından önerilen "kuria" adı verilen halk meclisi tarafından seçilmiştir. Kral senatoya karşı sorumludur. -Roma toplumu patriciler, plepler ve köleler olmak üzere üç sınıfa ayrılmaktadır. 11.İSKENDER İMPARATORLUĞU (MÖ 359-MÖ 323) Patriciler -Batı uygarlığı (Yunan) ile Doğu uygarlığı (Hint) karışımı ile oluşmuştur. Romalı soylulardır. Mülkiyet, devlet memuru ve asker olma hakkına sahiptirler. - Helen uygarlığının doğmasında Yunan, Anadolu, İran, Mezopotamya ve Mısır medeniyetlerinin etkisi olmuştur. Plepler -İskender’in ölümünden sonra ülke Makedonya, Asya (Anadolu) ve Mısır krallıkları olmak üzere üçe ayrılmıştır. Asya Krallığı’nın egemen olduğu Anadolu’da aynı zamanla yeni krallıklar ortaya çıktı. (Bitinya, Bergama, Kapadokya ve Pontus krallıkları.) Roma'ya sonradan yerleşenlerdir. Siyasi hakları yoktur. Hayvancılık, tarım ve ticaretle uğraşırlardı. Köleler Romanın işgal ettiği ülkelerden getirilmişlerdir. Hiç bir hakları yoktur. Particilerin evlerinde hizmetçi olarak çalışır, tarlalarda işçilik yaparlardı. Eğlence amacıyla hayvanlarla dövüştürürlerdi. Kötü koşullarda yaşayan köleler zaman içinde ayaklanmalar çıkarmışlardır. -İskender, ülkeyi Perslerde olduğu gibi satraplıklara ayırmıştı. Pers sarayının protokol kurallarını benimsemişti. Merkezi bir vergi toplama sistemi oluşturmuştu. - Önemli kültür ve ticaret merkezleri kurmuştur. ( Bergama, İskenderiye, Antakya ) -MÖ 510 yılında krallık yönetimine son verilerek Cumhuriyet dönemine geçilmiştir. Devlet Konsül adı verilen iki yüksek memur tarafından yönetilmiştir. Bergama Uygarlığı Parşömen Ölüm Tanrısı Hades Giremez İlkçağda Anadolu'da Kuruluşu MÖ 4.yüzyıla kadar kültür-sanat merkezi uzanan Asklepeion sağlık olan kentlerde ünlü Merkezi, MS 5.yüzyıla kadar kütüphaneler vardı. tedavi merkezi olarak varlığını Bunlardan biri olan sürdürmüştür. Giriş kapısının Bergama üzerinde "bütün tanrılar Kütüphanesinde 200 bin adına yapılan bu yere yalnız kitap bulunmaktadır. ölüm tanrısı Hades giremez" İskenderiye Kütüphanesi yazısı bulunmaktadır. ile rekabet içinde Asklepeion’da ilaçla, olduğu için Mısırlılar bitkilerle, müzikle, su, çamur Bergamalılara papirüs ve güneş banyo tedavilerinin satmaktan yanı sıra telkinle de tedavi vazgeçmişlerdir. Bunun yapılmıştır. Asklepion’da üzerine Bergamalılarda tıbbın simgesi yılanlı sütun da Keçi derisinden yer almaktadır. ürettikleri ve parşömen adını verdikleri kâğıdı kullanmaya başlamışlardır. -Roma'nın geniş bir coğrafyaya egemen olması, toplumsal yapının ve düzenin bozulmasına neden olmuştur. Patriciler zamanla zenginleşirken plep ve köylüler yoksullaşmışlardır. Bu nedenle Patrici ve plepler arasında çıkan çatışmalar sonucu aralarındaki sınıfsal farkları ortadan kaldırmak amacıyla "Oniki Levha Yasaları" adıyla bilinen hukuki düzenlemeler yapılmıştır. -Roma'da sınıfsal çatışmalara dıştan gelen saldırılarda eklenince, bazı komutan ve konsüller yönetimi ele geçirmek istemişlerdir. Bunların bir tanesi de Jüll Sezar’dır. Jüll Sezar ile Roma'da cumhuriyet dönemi sona ermiştir. Jüll Sezar Jüll Sezar, MÖ 101 yılında soylu bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi.40 yaşında Roma'nın seçkin kişilerinden biri olmuştu. Dönemin ünlü generalleri ile anlaşarak kendini Konsül (devlet başkanı) seçtirdi. Galya Valiliğini de üzerine aldı. Galya’ya tam egemen olduktan sonra MÖ 50'de ordusuyla Roma üzerine yürüyüşe geçti. Sezar, kendini senatoya önce bir on yıllığına ve aradan çok geçmeden de ömür boyu diktatör seçtirdi. Sezar, toprak reformu, eyaletlerde koloniler kurması gibi yoksullar 12.ROMA İMPARATORLUĞU (MÖ 753-MS 395) 13 TARİH 9.SINIF yararına aldığı önlemler senatonun tepkisine neden oldu. Sezar, senatoda suikastçılar tarafından öldürüldü. İmparator I.Justinianus (527-565) tarafından önceki yapılardan çok daha görkemli, asla yanıp yıkılmayacak bir mabedin yapılması emrini verir. Kubbeli bazilika türünün en önemli örneği olan Ayasofya’nın, yedi bin metrekarelik ana mekânı, mermer sütunlarla bir orta, iki yan nef olmak üzere üçe ayrılmıştır. Yerden 56.60 metre yükseklikteki kubbenin çapı 32.37 metre. Yapıldıktan yirmi iki yıl sonra büyük bir depremde yıkılan kubbenin, 562 yılında Miletos’lu İsidoros’un yeğeni Genç İsidoros tarafından onarılırken 2.65 metre yükseltildiği biliniyor. Kubbede bulunan kırk adet pencere açıklığı da tepeden aydınlatmaya yardımcı oluyor. Yapıldığı günden itibaren dünyanın en önemli anıtları arasında yer alan Ayasofya, uzun yıllar Ortodoksluğa hizmet verdikten sonra, IV. Haçlı Seferi sırasında İstanbul’un Latinlerin eline geçmesiyle 1202-1261 yılları arasında Katolik Dünyası için kullanıldı. Bu arada Latinlere borçlu olan İmparator IV. Aleksios, Ayasofya’nın değerli birçok eşyasını onlara vermek zorunda kaldı. Bu nedenle, Ayasofya’ya ait pek çok kutsal eşya halen Venedik’te bulunuyor. Ayasofya’da bugün görülebilen mozaikler gerçek birer sanat eseri. Alt katta, apsis yarım kubbesi içerisinde yer alan “Meryem ve Çocuk İsa” mozaiği, altın yaldız ve gümüş ağırlıklı parçalardan oluşuyor. Bu mozaikte Meryem’in elbisesi lacivert cam mozaiklerle işlidir. Meryem’in oturduğu taht, kıymetli mücevherlerle işlenmiş bir imparator tahtını anımsatıyor. Meryem ve Çocuk İsa’nın yüz güzelliği ise hayranlık uyandırıyor. Alt katta görülmesi gereken bir diğer mozaik de İmparator Kapısı’nın üstündeki VI. Leon’un yaptırdığı (886-912) mozaik. Bu sahnede VI. Leon, secde ederek İsa’dan günahlarını affetmesini dilerken gösteriliyor. -Roma'da MÖ I.yüzyılın sonlarında Cumhuriyet dönemi sona ermiş ve MÖ 27 yılında "İmparatorluk dönemi" başlamıştır. Bu dönemde iç güvenlik sağlanarak halkın refah düzeyi yükseltilmeye çalışılmıştır. -Merkezi otoritenin zayıflaması, Kavimler Göçü, savaşların uzun sürmesi ve iç karışıklıklar gibi nedenlerle imparatorluğun 385 yılında ikiye bölünmesine neden olmuştur. -Roma'nın bölünmesi sonucunda, Başkenti Roma olan Batı Roma İmparatorluğu ile başkenti İstanbul olan Doğu Roma İmparatorluğu kurulmuştur.476 yılında kuzeyden gelen barbar kavimlerinin saldırılarıyla Batı Roma yıkılmıştır. -Mimari ve sanatsal açıdan büyük bir gelişme göstermiştir. -Yunan tiyatrolarına yeni boyut kazandırmışlardır. Amfi tiyatrolar kurmuşlardır. -Yapılarda kemerli ve kubbeli yapım tekniği büyük ölçüde geliştirilmiştir. -Romalılar, çok tanrılı inanca sahip olup Yunan tanrılarını benimsemişlerdir. Tanrılarını insan şeklinde düşünmüşlerdir. Hıristiyanlık,313 yılında serbest bırakılmış,381'de de devletin resmi dini olmuştur. -Anadolu’da Romalılardan kalma bazı kalıntılar bulunmaktadır. En önemlileri; İstanbul’daki Bozdoğan Kemeri ile Çemberlitaş, Ankara’da Ogüst Mabedi ile Roma Hamamıdır. Ayrıca Ankara – Elmadağ suyolu, şehir meclisi, hipodrom, tiyatro ve tapınakların inşa edildiği bilinmektedir. -Latince konuşan Romalılarda edebiyat Yunan edebiyatının etkisinde gelişmiştir. Özellikle tarih yazıcılığı ve hitabet sanatları gelişmiştir. -Doğu Roma İmparatorluğu döneminde İstanbul, kültür ve sanat merkezi haline gelmiştir. Doğu Roma'nın en önemli eseri Ayasofya'dır. 3.ÜNİTE: İLK TÜRK DEVLETLERİ 1.KONU: TÜRKLERİN TARİH SAHNESİNE ÇIKIŞI -Doğu Roma İmparatorluğunun en parlak dönemi I.Jüstinyen dönemidir.(527-565) 1.TÜRK ADININ ANLAMI VE KÖKENİ -Anadolu Selçuklu Devleti ile Malazgirt ve Miryokefalon Savaşlarını yapmıştır.1453'de Fatih tarafından sona erdirilmiştir. Türk adı, Uygur metinlerinde "güç, kuvvet", Kaşgarlı Mahmut'un Divan-ı Lügat-ı Türk adlı yapıtında "olgunluk çağı",Çin kaynaklarında "miğfer",Ziya Gökalp'a göre ise "kanun, nizam sahibidir". -Bizans'ta batı Roma'dan farklı olarak ülke "thema" adı verilen eyaletlere bölünmüştür. Bu eyaletlerde bulunan kalelerde ise tekfur adı verilen valiler görevlendirilmiştir. Türk adı ilk olarak Çin kaynaklarında yer almaktadır. Türkiye adı VI. yüzyıldan itibaren Bizans kaynaklarında "Orta Asya" için kullanılan coğrafi bir terim olmuştur. IX ve X.yüzyıllarda Volga Nehrinden Orta Avrupa'ya kadar uzanan bölge için, XI.yüzyıldan itibaren ise Anadolu için kullanılmıştır. -Latin kültürü yerine Helen kültürünü benimseyen Doğu Roma, Hıristiyanlığın Ortodoks mezhebini ve resmi dil olarak ta Grekçeyi benimsemişlerdir. Ayasofya 14 TARİH 9.SINIF 2.TÜRKLERİN İLK ANA YURDU 3.TÜRKLERİN TARİH BOYUNCA YAYILDIKLARI BÖLGELER Türklerin ilk yurtları ve kaynak bölgesi” Orta Asya’dır.”Karasal iklimin bulunduğu Orta Asya’da kışlar soğuk, yazlar sıcak ve kuraktır. İklimin Değişmesi -kuraklık -hayvan hastalıkları ve salgın hastalıklar İlk yurdun coğrafi sınırları ise: -otlak ve tarım alanların daralması Kuzey'de; Altay Dağları ve Sibirya düzlükleri Nüfusun Artması Güney’de; Hindikuş (Tibet),Himalya ve Pamir -yaşanılan toprakların artan nüfusa yeterli olmaması Batı’da; Hazar Denizi Siyasi ve Sosyal durum Doğu’da; Kadırgan (Kingan) Dağları -boylar arası mücadele Not: Orta Asya’da; Tanrı ve Altay Dağları, Gobi ve Taklamakan Çölleri, Aral ve Baykal Gölleri ile Maveraünnehir bulunmaktadır. -dış baskılar Tarih Öncesi Kültür Merkezleri Anav Kültürü(M.Ö. 7000 - M.Ö. 1000) -yeni yurtlar edinme düşüncesi -Türk boylarının birbirine bağlılığı Bağımsızlık duygusu Bölge insanların, yerleşik oldukları, tuğladan yapılma evlerde oturdukları, dokumacılık, toprak ve bakır işlemeciliği, koyun, keçi, sığır ve deve besledikleri ve bununla birlikte tarım da yaptıkları ortaya çıkmıştır. Afanasiyevo kültürü (MÖ 3200 ile MÖ 1700) -Türk boylarının bağımsızlıkları tehlikeye düştüğü zaman bulundukları bölgeyi terk etmeleri Not: Orta Asya'dan yapılan ilk göçler, MO 2500 yıllarından başlayarak, MS 1070'li yıllara kadar devam etmiştir. Avcılık, hayvancılık, taştan ve bakırdan eşyalar yaptıkları kazılar sonucu ortaya çıkmış topluluktur. Bölge insanların at, sığır ve deveyi evcilleştirmiş oldukları, bakırcılığı bildikleri, avcı ve savaşçı bir topluluk oldukları anlaşılmaktadır. Andronova Kültürü (MÖ 1700 ile MÖ 1200) Not: Genel göç yolu Hazar Denizi’dir. Orta Asya'dan batıya doğru yapılan göçlerde; -İslamiyet Öncesinde Hazar’ın kuzeyinden Bu kültürde bakır araçların yanı sıra tunç, gümüş ve altından araçlara da rastlanmıştır. Eşyalarını hayvan figürleri ile süsleyen bu kültür, atı evcilleştirmiştir. Karasuk Kültürü (MÖ 1200- MÖ 700) -İslamiyet sonrasında ise Hazar’ın güneyinden gerçekleşmiştir. Göçlerin Sonuçları Orta Asya uygarlığında demir ilk defa bu bölgede işlenmiştir. Keçeden dokunan çadırlarla örtülü dört tekerlekli arabaları kullanmışlardır. At, deve, sığır ve koyun beslemekte, dokumacılığı bilmekte idiler. En yaygın abideleri mezarlarıydı. Kurganlardaki buluntular arasında yüzük, bilezik, küpe gibi süs eşyalarına rastlanmaktadır. Kelteminer Kültürü (MÖ 3000) -Türkler, Anadolu, Suriye, Orta Avrupa ve Sibirya’ya yerleşmişlerdir. -Değişik bölgelere göç eden Türkler değişik kültürlerden etkilenmişlerdir. Not: Bu nedenle Türk boyları arasında kültür farklılıkları ortaya çıkmıştır. Balıkçılık ve avcılıkla uğraşan bir Orta Asya kültürüdür. Bu çevrede insanlar yerleşik bir yaşam tarzı benimsemişlerdir. -Göç edilen bölgelerde yeni Türk devletleri kurulmuştur. -Orta Asya Türk nüfusu azalmıştır. 15 TARİH 9.SINIF Not: En önemli göç, Anadolu’ya yapılandır. Öyle ki, bin yıldır üzerinde yaşadığımız bu toprakları sentez bir kültür yaratarak, anavatanlaştırdık. Devlet ve Memleket Yönetimi -Ülke, daha kolay yönetilmesi açısından doğu ve batı olmak üzere ikiye ayrılmıştı. Doğuya asıl hükümdar, batısını da "yabgu" unvanı ile kardeşi yönetmiştir. -Ülke hükümdar ailesinin ortak malı sayılmış, aileye ait her erkeğe hükümdar olma hakkı tanınmıştır. Bu anlayış sık sık taht kavgalarına neden olmuştur. -Hükümdara devleti yönetme yetkisinin tanrı tarafından verildiğine inanılmış, bu yetkiye "kut" adı verilmiştir. -Ülke,"töre" adı verilen yazılı olmayan hukuk kurallarına göre yönetilmiştir. -Hükümdara devlet yönetimiyle ilgili konularda toy, kengeş,kurultay gibi adlarla bilinen danışma meclisi yardımcı olmuştur. -Türklerde toprak, yurt olarak adlandırılmıştır. Yurt hükümdarın kişisel malı değildir. Göçebe toplumların özelliği olarak Türkler, özgür ve bağımsız yaşayabildikleri toprakları ülke olarak görmüşlerdir. 2.KONU: ORTA ASYA'DA KURULAN İLK TÜRK DEVLETLERİ 1.Asya Hun Devleti Siyasi Tarihi (MÖ 220-MS 216) Kuruluş: MÖ 3. yüzyıl Ordu İlk Yerleşim: Orhun ve Selenga Irmakları çevresi -Türklerde ordu örgütünü ilk Mete Han kurmuştur. Ordu onlu sisteme göre örgütlendirilmiştir. Kurucuları: Teoman (MÖ. 220-209) ve Mete (MÖ. 209174) -Türklerde askerlik özel bir meslek değildir. Kadınlarda askerlik bilir ve gerektiğinde savaşa katılırlardı. İkiye Ayrılmalar: MS. 48 yılında Kuzey ve Güney kollarına ayrılmışlardır. -Türkler savaşta "Turan " adı verilen savaş taktiğini kullanmışlardır. Yıkılış: Güney Hunları kısa sürede Çin egemenliğini tanımışlardır. Kuzey Hunları ise 150 yılında Siyenpiler tarafından yıkılmıştır. Ekonomi ve Toplumsal Yaşam -Hun devleti, hayvancılığa elverişli bozkırda kurulmuştur. Tarıma uygun toprakların azlığı nedeniyle ekonominin temeli hayvancılığa dayanır. Özellikleri -Tarihte bilinen ilk Türk devletidir. -İklim ve arazi koşullarından dolayı genellikle, at, koyun, sığır, deve gibi hayvanlar yetiştirilmiştir. Not: Türk tarihi hakkında ilk bilgiler Çin kaynaklarına dayanmaktadır. -At, ulaşımda, orduda, spor eylemlerinde önemli ölçüde yararlanılan hayvan olmuştur. -İlk Türk devlet örgütlenmesi anlayışının temelini atmışlardır. -Türklerin hayvancılıkla uğraşmaları konar-göçer yaşam tarzını benimsemelerinde etkili olmuştur. -Çin Seddi’nin yapılmasında etkileri olmuşlardır. -Yıkılmalarından sonra Avrupa’ya göç eden Hunlar,”Kavimler Göçü’nde” etkileri olmuşlardır. -Türkler, bozkır koşullarının gereği olarak yaz aylarını "yaylak" denilen yüksek yerlerde, kış aylarını ise "kışlak" denilen alçak yerlerde geçirmişlerdir. 2.İLK TÜRK DEVLETLERİNDE KÜLTÜR VE UYGARLIK 16 TARİH 9.SINIF -Angıl ve Saksonlar İngiltere’nin, Din İnancı -Türkler, doğada bulunan bir takım varlıkların ruhu olduğuna ve ölümden sonraki yaşama inanmışlardır. Bu nedenle ölen kişinin eşyaları "kurgan" adı verilen mezara konmuştur. Mezarların başına da kişinin yaşamdayken öldürdüğü düşman sayısı kadar,"balbal" adı verilen taşlar dikilmiştir. -Germen kavimleri Ren bölgesinde Almanya’nın, temelini oluşturmuştur. -Ölen kişinin ardından yapılan törene "yuğ" adı verilmiştir. - Avrupa’da kilise önem kazanmış, skolâstik düşünce egemen olmuştur. -Türklerin din inancı ise çok tanrılı "Gök tanrı" inancıdır. -Avrupa’da feodalite (derebeylik) rejimi ortaya çıkmıştır. Sanat Not: 1453 yılında, Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u alması ile Bizans Devletine son verilmiş ve bu olayda Ortaçağın sonu, Yeniçağın başlangıcı sayılmıştır. -Türk kültürü Avrupa’da tanınmıştır. -İlkçağ sona emişi, ortaçağ başlamıştır. -Türklerde sanat, yaşadıkları konar-göçer yaşam koşullarına uygun olarak gelişmiştir. Feodalizm -Batı Roma İmparatorluğu yıkıldıktan sonara yerine kurulan krallıklar arasında anlaşmazlıklar, Avrupa’da feodalite rejiminin doğmasına neden oldu. -Kazılarda onlara ait keme tokaları, kılıç kabzaları, at koşum takımları gibi taşınabilir eşyalar bulunmuştur. Bu eşyaların üzerinde pars, kaplan, kurt, geyik, koyun ve at figürleri işlenmiştir. -Halk ve büyük toprak sahipleri, kendilerini güvende hissetmedikleri için yaşamlarını devam ettirebilmek için güçlü kişilerin koruması altına girdiler. Ekonomi ve Ticaret -Türkler arasında dokumacılık, dericilik ve maden işlemeciliği yaygınlaşmıştır. -Halkın korumasına girdiği kişilere süzeren, korunanlara ise vassal denilmiştir. -Bakır ve demiri eski dönemlerden beri kullanan Türkler, altın ve gümüş gibi madenleri de işlemişlerdir. -IX. yüzyılda senyörler ve vassallar arasında bir hiyerarşi gelişti. Senyörler, bağlılığı nedeniyle vassallara kira karşılığı bir toprağın işletme hakkını vermeye başladılar. Böylece feodalite (derebeylik( rejimi ortaya çıktı. 3.KAVİMLER GÖÇÜ VE AVRUPA HUN DEVLETİ Feodal düzenin önemli özelliklerinden bir de senyörün içinde yaşadığı şato ve kalelerdir. Bu şato ve kaleler askeri birlikler tarafından korunuyordu. a)Kavimler Göçü (375) Nedeni -Feodalite bütün Orta Çağ boyunca devam etti. Ekonomik, sosyal ve siyasal nedenlerden dolayı Orta Asya'yı terk eden Hunların barbar kavimlerini (Ostragot, Vizigot, Gepit ve Vandal) önlerine katarak Avrupa'nın tüm dengelerini bozması. -XV. yüzyılda barutun ateşli silahlarda kullanılmasıyla sona ermeye başladı. Sonucu -Feodalitenin yıkılmasıyla mutlak krallıklar güçlenmeye başladı. -Roma imparatorluğu; Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrıldı. (395) -Yeniçağ başında Almanya dışında tüm Avrupa’da feodalite yıkıldı. -476 yılında Batı Roma İmparatorluğu yıkıldı. -Ortaçağ Avrupa'sında halk çeşitli sınıflara ayrılmıştı, -Avrupa’nın etnik yapısı değişerek yeni uluslar ortaya çıkmıştır; Asiller -Ortaçağ Avrupa'sının en ayrıcalıklı sınıfıdır. Bunların en üstünde senyör denilen derebeyler bulunurdu. En büyük -Alan, Vandal ve Vizigotlar ispanya’nın, 17 TARİH 9.SINIF -Batı Roma (Galya) Seferi (451) İtalya Seferi (452) düzenlenmiştir. senyör kraldı. Rahipler Marguz Barışı -Asillerden sonraki ayrıcalıklı sınıfıdır. Papa’ya bağlı olarak çalışırlardı. Kilise topraklarında senyörler gibi yaşarlardı. Vergi ve askerlikten muaf tutulmuşlardır. Hem devlet hem de din işleriyle uğraşmışlardır. -Bizans ile imzalanmıştır. -Hun- Bizans ticareti gelişmiştir. Burjuvalar Not: Bizans’ın zamanla Marguz Barışı’nı tanımayınca, Hunlular ekonomik kaynaklarını yitirmişler ve yıkılmışlardır. -Kasaba ve şehirlerde oturup ticaret ve sanayi ile uğraşmışlardır. Senyörlere belli miktarda para vererek onların korumasında yaşamışlardır. Attila’nın Roma’yı İşgal Etmeme Nedeni Köylüler -Roma’nın Hıristiyan dünyası için kutsal bir merkez olması -En kötü koşulda yaşayan sınıftır. İkiye ayrılmışlardır. Serf adı verilen köylülerin hiçbir hakları yoktu. Serbest köylüler ise vergi vermek koşuluyla üretim ve mülkiyet hakkına sahiptir. -Batı Roma’nın gücünün kırıldığına inanılması -Doğu’da bir tehlike olarak gördüğü Sasani Devleti üzerine sefere çıkmak istemesidir. 4.I.GÖKTÜRK DEVLETİ (552-659) a.I.Göktürk Devleti Siyasi Tarihi Kuruluş:552 b)Avrupa Hun Devleti (370-496) Kuruluş: 370 İlk Yerleşim: Batı Türkistan İlk Yerleşim: Macaristan Başkent: Ötüken Kurucuları: Balamir Kurucuları: Bumin Kağan-İstemi Kağan Başkent: Etzelburg (Budapeşte) Yıkılışı:469 İkiye Ayrılmaları:581 yılında, Doğu ve Batı ayrılmaları olmak üzere ikiye ayrıldılar. Özellikleri Yıkılış: 630 yılında Çin tarafından Doğu Göktürk Devleti, 659 yılında da Batı Göktürk Devleti, Türgiş'ler tarafından yıkılmıştır. -Avrupa’da kurulan ilk Türk devletidir. Özellikleri -Kavimler Göçü’ndeki etkileri nedeniyle, çağın değişmesinde etkili olmuşlardır. -552 yılında Bumin Kağan önderliğinde ayaklanarak, Avar'lardan bağımsızlıklarını elde etmişlerdir. -Macaristan’da egemenlik kurmuşlardır. -Tarihte Türk adı ile kurulan ilk Türk devletidir. -Türk ordu sistemini ( onlu sistem) Avrupa’ya öğretmişlerdir. Not: Türk adı ile kurulan ikinci Türk devleti ise; Türkiye Cumhuriyeti'dir. Atilla döneminde (434-453) -Orta Asya’da kurulan en büyük Türk devletidir. -Doğu Roma (Bizans) seferi (447) -Kitan, Kırgız, Akhun ve Sasanilerle mücadele etmişlerdir. 18 TARİH 9.SINIF -İpek Yolu egemenliği için Sasanilere karşı Bizans ile bağlaşık kurmuşlardır. Özellikleri -Uzun yıllar Çin egemenliğinde yaşamışlardır. Ergenekon Destanı Savaşta yenilen Türkler Ergenekon adlı bir bölgeye yerleşip burada dört yüz yıl yaşadılar. Zamanla buraya sığmaz olunca, çevrelerindeki demirden dağı eriterek kendilerine yol aramışlardır. Moğol ilinde Oğuz Kağan soyundan il Han’ın hükümranlığı sırasında Tatar Türklerinin hükümdarı Sevinç Han Moğol ülkesine savaş ilan etti. İlhan’ın idaresindeki orduyu Kırgızlar ve diğer boylardan da yardım alarak bozguna uğrattı. İlhanın ülkesindeki tüm insanları öldürdüler. Yalnız il Han’ın küçük oğlu Kıyan ve eşi ile yeğeni Nüküz ile eşi kurtulmayı başardılar. Düşman askerlerinin, onları bulamayacağı bir yere kaçmaya karar verdiler. Yabanî koyunların yürüdüğü bir yolu izleyerek yüksek bir dağda dar bir geçide vardılar. Bu geçitten geçerek içinde akarsular, pınarlar, çeşitli bitkiler, çayırlar, meyve ağaçları, çeşitli avların bulunduğu bir yere gelince Tanrıya şükrettiler ve burada kalmağa karar verdiler. Dağın doruğu olan bu yere dağ kemeri anlamında “Ergene” kelimesiyle “dik” anlamındaki “Kon” kelimesini birleştirerek “Ergenekon” adını verdiler. Kıyan ve Nüküz’ün oğulları çoğaldı. Dört yüz yıl sonra kendileri ve sürüleri o kadar çoğaldı ki Ergenekon’a sığmadılar. Atalarının buraya geldiği geçidin yeri unutulmuştu. Ergenekon’un çevresindeki dağlarda geçit aradılar. Bir demirci, dağın demir kısmı eritirlerse yol açılabileceğini söyledi. Demirin bulunduğu yere bir sıra odun, bir sıra kömür dizdiler ve ateşi yaktılar. Yetmiş yere koydukları yetmiş körükle hep birden körüklediler. Demir eridi, yüklü bir deve geçecek kadar yer açıldı. İlhan’ın soyundan gelen Türkler yeniden güçlenmiş olarak eski vatanlarına döndü, atalarının intikamını aldılar. Ergenekon’dan çıktıkları gün olan 21 Mart’ta her yıl bayram yaptılar. Bu bayramda bir demir parçasını kızdırırlar, demir kıpkırmızı olunca önce Hakan daha sonra beyler demiri örsün üstüne koyup döverler. Ergenekon Destanı için bugün hem yeniden özgür hem de bahar bayramı olarak hala kutlanmaktadır. -Bağımsızlık için birçok ayaklanma çıkarmışlardır. -En önemlisi Çin sarayını basan Kürşat ayaklanmasıdır. -682 yılında Kutluk Kul Kağan önderliğinde, -Çinlilerden bağımsızlıklarını elde etmişlerdir. -I. Göktürk Devleti'nin devamıdır. -Orta Asya'nın Çinlileşmesini önlemişlerdir. -Çin'i vergiye bağlamışlardır. -Basmil, Karluk, Kırgız ve Türgiş’lerle mücadele etmişlerdir. -İlk Türk yazıtlarını bırakmışlardır.(Orhun Yazıtları) Türklerde Kadının Toplumdaki Rolü -Türklerde ana ve baba soyu değerce birbirine eşit tutulur. - Ailede mal ve mülk tümüyle ortaktır Çocukların velayetinde anne ve baba ortak hakka sahiptir. -Türk toplumlarında devlet yönetiminde hakan ve hatunun sorumlulukları ortaktır. Hatta yasa mahiyetindeki emirnameler hatun ve hakanın imzası olmazsa yürürlüğe konulmaz. -Ayrıca elçi kabulünde, şölenlerde, kengeşlerde. Kurultaylarda, ibadetlerde ve ayinlerde, savaş ve barış meclislerinde hatun da mutlaka hakanla beraber bulunur. - Türk devletlerinde kadın yalnız ev içinde değil, tarlada, pazarda ve hatta devlet işlerinde eşinin yardımcısı olup. Özellikle toplumsal etkinliklerde ön planda yer almaktadır. Türk Tarihinin Yazılı Tanıkları Türk dilinin ve tarihinin en eski yazılı örnekleri Kök Türk alfabesi ile yazılmış olan yazıtlardır. En önemlileri Orhun Irmağı vadisindeki Orhun Yazıtları (Kök Türk kitabeleri) ile Talaş ve Yenisey bölgesindeki Yenisey Yazıtları'dır. Danimarkalı VVilhelm Thomsen (Vilhelm Tomsen) tarafından 1893'de okunan Orhun yazıtları, Tonyukuk (725), Kül Tigin (732) ve Bilge Kağan (735) adına dikilmiştir. Bilge Kağan yazıtında Kök Türk Devleti'nin kuruluşu ve elli yıllık tutsaklık dönemi şöyle anlatılmaktadır "Üstte mavi gök, altta yağız yer kılındıkta, ikisi arasında insanoğlu kılınmış. İnsanoğlunun üzerine ecdadım Bumin Kağan, İstemi Kağan oturmuş. Oturarak Türk milletinin ilini, töresini tutuvermiş, düzene sokuvermiş" "Beyleri, milleti 5.KUTLUK DEVLETİ ( II. GÖKTÜRK) SİYASİ TARİHİ(682744) Kuruluş: 682 İlk Yerleşim: Orhun ve Yenisey bölgesi Başkent: Ötüken Kurucuları: Kutluk Han (ilteriş) Yıkılış: 744 yılında; Uygur, Kartuk ve Basmil birliği tarafından 19 TARİH 9.SINIF ahenksiz olduğu için, Çin milleti hilekâr ve sahtekâr olduğu için, küçük kardeş ve büyük kardeşi birbirine düşürdüğü için bey ve milleti karşılıklı çekiştirttiği için, Türk milleti il yaptığı ilini elden çıkarmış, kağan yaptığı kağanını kaybedivermiş. Çin milletine beylik erkek evladını kul kıldı, hanımlık kız evladını cariye kıldı. Türk beyleri Türk adını bıraktı. Çinli Beyler Çin adını tutarak, Çin kağanına itaat etmiş. Elli yıl işi gücü vermiş... Türk halk kitlesi şöyle demiş: "İlli millet idim, ilim şimdi hani. Kime illi kazanıyorum der imiş. Kağanlı millet idim, kağanım hani, ne kağana işi gücü veriyorum der imiş. Öyle deyip Çin kağanına düşman olmuş. Düşman olup, kendisini tanzim ve tertip edemediğinden yine tabi olmuş." Bilge Kağan, Kül Tigin anıtında da Çin politikası hakkındaki görüşlerini belirtmektedir: "Çin milletinin sözü tatlı, ipek kumaşı yumuşak imiş. Tatlı sözle, yumuşak ipek kumaşla aldatıp uzak milleti öylece yaklaştırırmış. Yaklaştırıp konduktan sonra, kötü şeyleri o zaman düşünürmüş. İyi bilgili insanı, iyi cesur insanı yürütmezmiş. Bir insan yanılsa, kabilesi, milleti, akrabasına kadar barındırmazmış. Tatlı sözüne, yumuşak ipek kumaşına aldanıp çok çok, Türk milleti, öldün; Türk milleti, öleceksin! Türk, Oğuz beyleri, millet işitin: Üstte gök basmasa, altta yer delinmese, Türk milleti, ilini, töreni kim bozabilir?" Tanrı buyurduğu için, kendim devletli olduğum üçün, kağan oturdum. Kağan oturup aç, fakir milleti hep toplattım. Fakir milleti zengin kıldım. Az milleti çok kıldım. Yoksa bu sözümde yalan var mı? Türk beyleri, milleti, bunu işitin! Türk milletini toplayıp il tutacağını burada vurdum. Dört taraf hep düşman imiş. Ordu sevk ederek dört taraftaki milleti hep almış, hep tabi kılmış. Başlıya baş eğdirmiş, dizliye diz çöktürmüş. Doğuda Kadırkan ormanına kadar, batıda Demir Kapıya kadar kondurmuş. İkisi arasında vefat etmiş. Tonyukuk da kendi adıyla anılan yazıtında, II. Kök Türk Devleti'nin kuruluş dönemini özetlemektedir: "Kapgan Kağan oturdu. Gece uyumadı, gündüz oturmadı. Kızıl kanımı döktürerek, kara terimi koşturarak işi, gücü verdim hep. Uzun keşif kolunu yine gönderdim hep. Siperi, nöbet yerini büyüttüm hep. Geri dönen düşmanı getirirdim. Kağanımla ordu gönderdim. Tanrı korusun, bu Türk milleti arasında silahlı düşmanı koşturmadım. Damgalı atı koşturmadım. İlteriş Kağan kazanmasa ve ben kendim kazanmasam, il de millet de yok olacaktı. Kazandığı için, ve kendim kazandığım için il de il oldu, millet de millet oldu. Başkent: Ordu-Balık Kurucuları: Kutluk Kul Bilge kağan İkiye Ayrılmaları: Orhun Bölgesi Uygurları ve Doğu Türkistan Uygurları Yıkılış: 840,Kırgızlar tarafından Özellikleri -Yerleşik yaşama geçen ilk Türk devletidir. -Şehir kültürünü başlatmışlardır. -Ulusal dinlerinden başka yabancı bir dini kabul eden ilk Türk devletidir. -Çinlilerden kâğıt ve matbaa'yı öğrenip, kullanmışlardır. -Kendilerine özgü alfabeleri vardır. -Moğolların Türkleşmesinde etkili olmuşlardır.(Bunun sonucunda Çağatay ve Özbek Türkleri oluşmuştur.) -Ekonomilerinin temeli tarım ve ticaret olmuştur. Uygur Sanatı -Uygurlar, gerek göçebelikten yerleşik hayata geçişleri, gerekse temsil ettikleri dinî inançlarının mimari, resim, heykel, yazı vb. sanat alanlarında yönlendirici bir rol oynaması sonucu birçok sanat dalında eserler meydana getirmişlerdir. - Mimari, resim, heykel gibi sanat dallarında kendileri sonraki dönemleri etkilemişlerdir. Budist mezar yapıları ve tapınakları ile gelişme gösteren mimarisi Karahanlılar, Gazneliler, Büyük Selçuklular, Moğollar gibi devletleri mimari etkilemiştir. - Uygurlar, duvar süslemeleri ve minyatürleriyle Arap, Selçuklu ve Osmanlı sanatına kaynaklık etmiştir. -Aynı bölgelerde Uygurlardan önce faaliyet gösteren ve göçebe bir yaşantıya sahip bulunan diğer Türk devletlerinin sosyal ve kültürel hayatlarını günümüze yansıtan sanat eserlerinin sayısı denecek kadar azdır. 6.UYGUR DEVLETİ (744-840) Kuruluş: 744 Bunda yerleşik hayata yeterince geçilememesinin ve bu devletlerin daha çok askeri bir teşkilat yapısına sahip İlk Yerleşim: Balasagun olmalarının da rolü büyüktür. 20 TARİH 9.SINIF -Uygurlar daha çok dinî ko nula rda sanat e se r le ri zamanında memleketteki evcil, vahşi bütün hayvanların, meydana getirmişlerdir. Duvar resimleri büyük bir bütün çocukların hatta bütün cansızların "Göç...! Göç...!" çoğunlukla dinî konulu olup zaman zaman günlük hayatı, diye, derin üzüntüyle bağırdıkları duyuldu. Uygurlar bu sosyal konuları, av sahnelerini veya resmini yaptırmak manevi işarete uyarak toplandılar. Yurtlarını bırakıp isteyen insanların po rt re ö z ell iği ta ş ıya n göçmeye başladılar. Nerede durmak istedilerse bu sesleri resimlerinden oluşmuştur. duydular. Nihayet Beşbalık'ın bulunduğu yere geldiler. Uygurlar resim sanatında Orta Asya'da yaşadıkları kültür Orada sesler kesildi. Uygurlar da burada durup beş şehir ortamının birçok etkisini başarılı bir şekilde özümseyerek yaptılar. Adını Beşbalık koydular. Burada yaşayıp âdeta kendilerine has bir portre sanatı geliştirmişler ve çoğaldılar. bu üsluba çeşitli kültür merkezlerine de ihraç etmişlerdir. - Uyg u rla r ın s anat ta r ihi bakımından diğer önemli bir yönü d e min yat ür lü k i tap örneklerini oluşturmalarıdır. Bunlardan bazıları günümüze kadar ula şmı şt ı r. Uygurlar, ge li ş ti rdik le ri ç e ş itl i s anat üsluplarını Talaş Savaşı'ndan sonra batıya taşımışlardır. 3.KONU: DİĞER TÜRK DEVLET VE TOPLULUKLARI 1.Avarlar -Göktürk Devleti'nin 552 yılında kurulması sonucu batıya doğru ilerlemişlerdir. Göç Destanı Bir gün Uygur tahtına yeni bir hakan oturdu. Bu hakan, Çinlilerle yapılan savaşlara son vermek için, oğlu Galı -558 yılında Sabar Devleti'ne son vermişlerdir. Tigin'i Kiyu- Liyen adlı bir Çin prensesi ile evlendirmek -567 yılında Macaristan'da egemenlik kurmuşlardır. istedi. Bu prenses sarayını Hatun Dağı'nda kurdurdu. O -619 ve 626 yıllarında Sasanilerle birlikte, İstanbul’u almak için iki kez kuşatmışlardır. çevrede Tanrı Dağı adında bir dağ ve onun güneyinde de Kutlu Dağ denilen büyük bir kaya vardı. Çin elçileri, yardımcıları ile birlikte geldiler. Onlar kendi -803 yılında Frank Kralı ve Bulgarlar tarafından yıkılmışlardır. aralarında dediler ki:"Hatun Dağı'nın saadeti bu kayaya bağlıdır. Bu hükümeti zayıflatmak için onu yok etmeli." -Slavları ve Rusları, ordu ve devlet örgütlemesinde etkilemişlerdir. Fakat bu kolay götürülecek bir kaya değildi, büyüktü. Onun için Çinliler kayanın etrafına odun yığıp ateş -Hıristiyanlığı kabul edince, Slavlaşarak ulusal kimliklerini kaybetmişlerdir. yaktılar. Taşı iyice kızdırdıktan sonra üzerine keskin sirke dökerek parçaladılar. Parçaları arabaya yükleyip birer 2. Bulgarlar birer Çin'e götürdüler. Bu büyük olay oldu. Vatandaki bütün kuşlar, hayvanlar, kendi dilleriyle bu kayanın -Bulgarlar, Avar ve Göktürk egemenliğinde yaşamışlardır. gidişine ağladılar. Yedi gün sonra da Tigin öldü. -VII. yüzyılda bağımsızlıklarını elde etmişlerdir. Memleket felaketten kurtulamadı. Halk, rahat yüzü -643 yılında Hazar'lar tarafından yıkılmıştır. görmedi. Irmaklar kurudu. Göllerin suyu tükendi. Toprak çatladı, yiyecek vermez oldu. Nihayet Buğu Han'ın -679 yılında Tuna Bulgar Devlet'i kurulur. çocuklarından bir başkası yurda hakan seçildi. Onun 21 TARİH 9.SINIF -Tuna Bulgarları, Avar ve Bizans ile mücadele etmişlerdir. -Bizans ise Kumanları, Peçenekler üzerine saldırtarak onları güç olmaktan çıkardı.(1091) -IX. yüzyılda hem Hıristiyan, hem de Slavlaşarak benliklerini yitirmişlerdir. 6.Kıpçaklar (Kuman) -İtil Bulgarları ise Müslümanlığı kabul etmişlerdir.(922) -İlk yurtları Balkaş Gölü civarıdır. -1237 yılında Altınordu devleti tarafından yıkılmışlardır. -XI. Yüzyılın ikinci yarısında, Karadeniz’in kuzeyine yerleşmişlerdir. 3.Hazarlar -Batı Göktürk devletinin devamıdır. -Uz-Kıpçak mücadeleleri, Dede Korkut destanlarının konusunu oluşturmaktadır. -Bizans, Iran ve Arap devletleri ile siyasi ilişkileri olmuştur. -Avrupa’ya göç eden Kıpçaklar Hıristiyanlığı kabul ederek ulusal kimliklerini yitirmişlerdir. -Yaşadıkları bölgede huzur ve ulaşım güvenliğini sağlamışlardır. -Yurtlarında kalanlar ise Altın Orda Devleti’nin hizmetine girmişlerdir. -Yönetici zümre, Yahudilik dinini seçmişlerdir. -Mısır’a giden Kıpçaklar ise Eyyübi ve Memluk devletlerinde görev almışlardır. -Halk arasında, Yahudi, Hıristiyan ve Müslümanlar da bulunmaktaydı. 7.Uzlar (Oğuzlar) -Dinsel hoşgörü bulunmaktadır.(değişik ibadethaneler yan yana görülmektedir.) -Geniş oğuz boylarının bir kısmıdır. -X. Yüzyılda, Rus prenslerin saldırılarıyla yıkılmışlardır.(968) -1064 yılında bir kısmı Balkanlara geçmiş, bir kısmı da Ukrayna’da kalmıştır. 4.Macarlar -Bizans ordusunda görev yapmışlardır. -IX. yüzyılda Peçenekler tarafından batıya itilmişlerdir. -X.yüzyılda İslamiyet’i kabul etmişlerdir. -896 yılında Macaristan’a gelmişlerdir. -Selçuklu ve Osmanlı Devletlerini kurmalarının yanı sıra, Anadolu’nun da Türkleşmesini sağlamışlardır. -1000 yılında Katolik mezhebini benimseyerek, Hıristiyan olmuşlardır. -Günümüzdeki Gagavuz’lar, Oğuzların torunlarıdır. 5.Peçenekler 8.Sabarlar (Sibirler) -Tarihleri boyunca, bağımsız bir devlet kuramamışlardır. -V. yüzyılda, Avar baskısı İle yurtlarını terk ederek, batıya göç etmişlerdir. -VIII. yüzyılda, Batı Sibirya'ya çekildiler. -Sasanilerle birleşerek, Bizans ile mücadele etmişlerdir. -XI. yüzyılda; Uz baskısı sonucu Tuna boylarına doğru çekildiler. -Bugünkü Sibirya adını, Sabarlardan almıştır. -Bir kısım Peçenek. Bizans hizmetine girmiştir. (Malazgirt Savaşında taraf değiştirdiler) -558 yılında, Avarlar tarafından yıkılmışlardır. -İzmir beyi Emir Çaka'nın Bizans'ı alma düşüncesi ile Peçeneklerle ilişki kurdu. 9.Türgeşler(Türgişler) -Batı Göktürklerin devamıdır. . 22 TARİH 9.SINIF -657 yılında Çin baskısı ile batıya göç etmişlerdir. -Göktürk-Sasani birleşik güçleri tarafından yıkılmışlardır. -681 yılında, Göktürk Devleti'nin kurulması ile Göktürk egemenliğine girmişlerdir. 13. İskitler (Sakalar) -Tanrı Dağları yöresinde yaşamışlardır. -Kendi adına para bastıran ilk Türk hükümdarı Türgeşlere aittir. -MÖ VII. Yüzyılda; Karadeniz’in kuzeyine, Tuna ve Volga ırmakları yöresine göç etmişlerdir. -Emeviler ile mücadele ederek, Orta Asya’nın, Arapların eline geçmesini engellemişlerdir. 4.ÜNİTE: İSLAM TARİHİ VE UYGARLIĞI (13.YÜZYILA KADAR) -766 yılında, Kartuklar tarafından yıkılmışlardır. 1.KONU: İSLAMİYETİN DOĞUŞU VE HZ. MUHAMMED 10.Kırgızlar DÖNEMİ -560 yılında Göktürk'lere bağlanmışlardır. 1.İslamiyet Öncesi Dünyanın Genel Durumu -Göktürk Devleti'nin yıkılmasından sonra da Uygur Devleti'ne bağlanmışlardır. a)Avrupa -840 yılında ise Uygur Devleti'ni yıkmışlardır. Kavimler Göçü’nün etkisi ile büyük karışıklık içindeydi. -Moğollar tarafından yurtlarından sürülmüşlerdir. Barbar kavimler Avrupa’nın her tarafını işgal etmişlerdi. -Manas destanı Kırgızlara aittir. Bu zamanda Avrupa’daki Hıristiyanlık dini skolâstik düşüncenin etkisi altındaydı. Diğer din ve inançlara karşı 11.Karluklar baskı bulunuyordu. -Göktürk’lerin devamıdır. b)Afrika -İlk yurtları Altay Dağlarının batısıdır. Afrika’nın kuzey kesimleri Doğu Roma’nın egemenliği -Uygur ve Bismil’lerle birleşerek, Göktürk Devleti’ni yıkmışlardır. altındaydı. Doğu Roma-Sasani mücadelesi sonucu bölge insanları baskı altındaydı. -İslamiyet’i Kabul eden İlk Türk topluluğudur. c)Asya -Uygur ve Türgeşler ile başlayan şehir kültürünü devam ettirmişlerdir. Asya’da; Doğu Roma, Sasani ve Göktürk devletleri en -Cengiz Han’a itaat eden ilk Müslüman Türk topluluğudur. güçlüleriydi. -Talas Savaşı’nda, Çinlilere karşı Arapların yanında yer almışlardır. ç)Arap Yarımadası -840 yılında kurulan Karahanlı devletinin temelini oluşturmuşlardır. Siyasal birlikten yoksun bir yaşam görülmektedir. Halk 12.Akhunlar (Eftalitler) ticaret ve tarım, göçebeler ise hayvancılıkla yerleşik ve göçebe olarak ikiye ayrılmaktadır. Yerleşikler uğraşmaktaydılar. Ticaret merkezi Mekke kentiydi. -Orta Asya’da Çin egemenliğini kabul etmeyerek Batı Türkistan’a göç etmişlerdir. Putperest din inancının yanı sıra Hıristiyan ve Yahudi gibi tek tanrılı dinler de görülmektedir. Arapların İslam öncesi -Sasani ve Çin ile mücadele etmişlerdir. dönemlerine “Cahilliye” adı verilmektedir. 23 TARİH 9.SINIF Ukaz Panayırı Ebu Bekir Müslüman oldular. Bunlara ilk Müslümanlar Arabistan'da ticari ve toplumsal hayatın en önemli denilmiştir. unsuru, belli zamanlarda Mekke ve çevresinde kurulan Zamanla Mekkeliler, Müslümanlara uyguladıkları baskıyı panayırlardı. Bu panayırlar Arapların birbirleriyle artırdılar. Bunun üzerine Hz. Muhammet, bir kısım savaşmadıkları dört aydan oluşan Haram Ayları'nda Müslüman'ın Habeşistan'a göç etmesine izin verdi. Hz. Muhammed, Mekke'de Müslümanlara yönelik düzenlenirdi. Arap halkının sosyal ve kültürel hayatında önemli gelişmeler sağlayan panayırlarda ticaret, eğlence baskılara karşın Kâbe’yi ziyarete gelen kabilelere İslam ve yarışmalar ön plana çıkmıştır. Panayırların dinini anlatmaya devam etti. 619 yılında Kâbe’yi ziyarete düzenlendiği dönemlerde Araplar Kâbe ve putlarını gelen altı Medineli ile Akabe denilen yerde karşılaşan Hz. ziyaret ederlerdi. Panayırlarda düzenlenen yarışmalar Muhammed, onları İslamiyet'e davet etti. Medinelilerde kısa süreli de olsa toplumsal barışı ve hoşgörüyü sağlardı. İslamiyet'i kabul ettiler. Medinelilerle 621 ve 622 Şiir okuma yarışmaları Arap edebiyatının gelişmesinde yıllarında iki görüşme daha yapıldı. Bu görüşmelere I. ve etkili olmuştur. Yarışmada beğenilen şiirler, Kâbe’nin II. Akabe Biadları denilmiştir. duvarına asılır, yarışmaları kazananlara çeşitli ödüller verilirdi. c.Hicret ve Medine İslam Devleti 2.KONU: HZ. MUHAMMED DÖNEMİ Mekke'deki büyük baskılar karşısında, Hz. a)Hz. Muhammet'in Peygamberlik Öncesi Yaşamı Muhammed, Hz. Ebu Bekir'le beraber hicret etmeye Hz. Muhammed, 571 yılında Mekke'de doğdu. Babası karar verdi. Hicret ile Medine’de İslam devletinin temeli Abdullah, annesi Âmine'dir. Babası Hz. Muhammed atıldı. doğmadan ölmüştü. Hz. Muhammed doğduktan sonra Hz. Muhammet Dönemi (622-632) sütannesi Halime'ye verildi. Altı yaşına geldiğinde annesi ölünce dedesi Abdülmuttalip'in yanında yaşamaya Medine Sözleşmesi başladı. Hz. Muhammed sekiz yaşındayken dedesinin Hz. Muhammed'in Medine'ye hicreti öncesinde Medine ölümü üzerine, amcası Ebu Talip onu yanına alarak şehri Mekke'ye oranla her bakımdan geri kalmış bir yerdi. büyütmüştür. Medine'de putperest, Yahudi ve Hıristiyan Hz. Muhammed 25 yaşında iken Hz. Hatice ile evlendi. bulunmaktaydı. Bir süre sonra Hz. Muhammed, Ticaretle uğraştığı hâlde, hiç kimse ile ticari anlaşmazlığa Medine'de yaşayanlarla bir sözleşme yaptı. Böylece Hz. düşmemiştir. Muhammed aynı topraklar üzerinde yaşayan insanların, dinleri, inançları ve idealleri aynı olmasa da uymaları b.Müslümanların Mekke'deki faaliyetleri gereken evrensel kuralları bu sözleşmeyle ortaya koymuş Hz. Muhammet'e, 610 yılında ilk vahiy geldi. Böylece Hz. oluyordu. Bu sözleşme, "Medine Sözleşmesi" olarak Muhammed'in peygamberlik görevi başlamış oldu. bilinir. Hz. Muhammed, insanları İslam dinine davet etmeye Tamamı kırk yedi maddeden oluşan Medine başladı. Kendisine ilk olarak eşi Hz. Hatice inandı. İkinci Sözleşmesi'nin bazı maddeleri şu şekildedir: olarak Hz. Ali, daha sonra azat ettiği kölesi Zeyd ve Hz. 24 TARİH 9.SINIF Veda Haccı ( 632 ):Kuran’ın tamamlandığı İslam •Diyetlerle fidyelere ait kurallara önceden olduğu gibi kamuoyuna duyurulmuştur. bundan sonra da uyulacaktır. •Museviler din özgürlüğüne sahip olacaklardır. 3.Dört Halife Dönemi •Yahudiler veya Müslümanlar üçüncü bir tarafa karşı savaş ilanına zorunlu kalırsa birbirlerine yardım Hz. Ebubekir Dönemi (632 – 634) edeceklerdir. •İki taraf da Kureyşli müşrikleri korumayacaktır. -Vergi ödemeyenlerin ayaklanması bastırıldı. •Medine'ye karşı bir saldırı olduğu takdirde şehrin korunması için taraflar birlikte hareket edeceklerdir. -Yalancı peygamberler ayaklanması bastırıldı. •İki taraftan biri bir düşmanla barış yaparsa iki taraf da -Siyasi birlik yeniden sağlandı. barış şartlarına uyacaktır. •Üzerinde ihtilafa düşülen herhangi bir konuda, Hz. -Kuran ilk kez kitap haline getirildi. Muhammet'e başvurulacaktır. Hz. Ömer Dönemi ( 634 – 644 ) Hz. Muhammed Dönemi Siyasi Olayları -İlk İslâmi fetihler başladı. Bedir Savaşı ( 624 ):Müslümanların kazandığı ilk savaştır. -Suriye (Şam), Filistin (Kudüs) ve Mısır Bizans’tan Uhut Savaşı ( 625 ):Müslümanların yitirdiği ilk savaştır. - İran, Sasanilerden alındı. Hendek Savaşı ( 627 ):Müslümanların son savunma savaşıdır. -Aşiret yaşantısından devlet yaşantısına geçildi. Hudeybiye Barışı ( 628 ) - İlk düzenli ordu -Her iki tarafın güçleri ilk kez dengelendi. - İlk memleket yönetimi -Mekkeliler, Müslümanları resmen tanıdılar. - İlk adli örgüt Hayber’in Ele Geçirilmesi ( 629 ): Hayber Kalesinin ele - İlk ordu - kentler kuruldu. geçirilmesi ile Yahudi sorunu çözülmüş ve Şam ticaret yolu Müslümanların eline geçmiştir. -Hicri takvim oluşturuldu. Mekke’nin Ele Geçirilmesi ( 630 ): Savaş yapılmadan Hz. Osman Dönemi ( 644 – 696) Mekkeliler kenti Müslümanlara teslim etmiştir. -İktidarının ilk yıllarında devlet memurluklarını kendi Huneyn ve Taif Seferi ( 630 ):Yapılan sefer sonucunda ailesine (Emevi) vermesi, Müslümanlar arasında gerginlik yöre İslamiyet sınırlarına katılmıştır. yarattı. Tebük Seferi ( 631 ): Hz. Muhammed’in son seferidir. -Fetihlere devam edildi. - Kuzey Afrika’da Tunus ve Trablus ele geçirildi. 25 TARİH 9.SINIF - İran aşılarak, Harzem, Horasan ve Kafkasya ele 4.Emeviler Dönemi (661-750) geçirildi. -Halifelik, saltanat kurumu haline getirilmiştir. - Şam Valisi Muaviye tarafından Kıbrıs ele geçirildi. -Fetih eylemlerine yeniden başlanmıştır. -Kuran çoğaltılarak önemli İslâm merkezlerine gönderildi. -İstanbul, Müslümanlar tarafından ilk kez kuşatılmıştır. Hz. Ali Dönemi (654 – 661) -Kerbela Olayı ile Müslümanlık Şii ve Sünni olarak ikiye -Seçilen son halifedir. ayrılmıştır. Camel (Deve) Olayı ( 656 ) -Fas ve Cezayir ele geçirilerek, Kuzey Afrika’nın fethi tamamlanmıştır. Hz. Ayşe ve taraftarlarının, Hz. Ali iktidarına muhalefet etmeleri sonucu yapılan savaşı Hz. Ali kazanmıştır. -Merkezi yönetim güçlendirilmiştir. Önemi: Müslümanların kendi aralarındaki ilk savaşıdır. -İlk İslam parası bastırılmıştır. Sıffın Savaşı ( 657 ) -Arapça, resmi devlet dili olmuştur. Nedeni: Hz. Ali ile Muaviye arasındaki halifelik -İspanya ele geçirilmiştir. mücadelesi -Puvatya Savaşı’nın kaybedilmesi ile Müslümanların Sonucu: Yapılan savaş sonuçsuz kaldı. Avrupa ilerleyişi sona ermiştir. Hakemler Olayı Emevi Devleti’nin Yıkılışı Nedeni: Halifeliğin hakemler önünde sonuca bağlanmak -Merkezi otoritenin zayıflaması istenmesi -Abbasilerin muhalefeti Sonucu: -Şiilerin muhalefeti -Muaviye hile ile halife ilan edildi. -Kendilerini diğer Araplardan üstün görmeleri -İslam dünyasında ayrılıklar başladı. -Arap olmayan Müslümanları aşağılamaları -Şiiler (Hz. Ali taraftarları) Abbasiler Dönemi (756-1031) -Emeviler (Muaviye taraftarları) -Fetihlerden çok bilime önem vermişlerdir. -Hariciler (Her ikisine de karşı olanlar) -Eski Yunan ve Helen uygarlığından etkilendiler. -İki halifelik merkezi oluştu. (Şam – Küfe) - İslami Rönesans çağı yaşanmıştır. 26 TARİH 9.SINIF -Matematik, astronomi, felsefe ve tıp alanında gelişim -Başkentleri Kurtuba kentidir. göstermişlerdir. -Bilim ve güzel sanatlarda etkinlik gösterdiler. -Kendi kurdukları Bağdat kentini bilim merkezi Not: Abbasi Halifesi ile Endülüs Emevi Halifesinin varlığı, yapmışlardır. İslamiyet’te çifte halifelik dönemini başlatmıştır. Fatımilerin -İlk medreseler kurulmuştur. de kuruluşu ile halife sayısını üçe çıkmıştır. -Sasanilerden divan ve vezirlik makamlarını alıp, -Dış saldırılar sonucunda yıkılmışlardır. kullanmışlardır. Beni Ahmer Devleti ( 1232 – 1492 ) -Bizans’tan İkta sistemini almışlardır. -Endülüs Emevi Devleti’nin yıkılmasından sonra, Güney -Harun Reşit, en güçlü dönemleridir. İspanya’da kurulmuştur. -Mutasım döneminde, orduda Türklere yer verilmiştir. -Başkentleri Gırnata kentidir. Not: Türkler için Samerra ve Avasım kentleri -İspanya Devleti kurulduktan sonra siyasi bağımsızlıkları kurulmuştur. sona ermiştir. Yıkılma Nedenleri 7.İSLAM KÜLTÜR VE UYGARLIĞI -Devlet yönetiminin bozulması Devlet Yönetimi -Merkezi otoritenin bozulması ile ülkenin küçük -İlk devlet başkanı Hz. Muhammet’tir. Devlet başkanlığı devletlere (Tavaif-i Mülük) ayrılması. (Tulunoğlu, Akşit, süresince imamlık ve ordu komutanlığı görevi de Fatımi vb.) yapmıştır. -Selçuklular Dönemi’nde yalnız dini otorite olarak -Dört Halife Dönemi’nde; devlet başkanları seçimle iş kalmışlardır. başına gelmiştir. -1258 yılında, Cengiz Han’ın torunu Hülagu Han -Emeviler Dönemi’nde halifelik saltanat haline tarafından sona erdirilmiştir. getirilmiştir. 6.İSPANYADAKİ İSLAM DEVLETLERİ -Abbasiler döneminde divan ve vezirlik makamı oluşturulmuştur. Endülüs Emevi Devleti (756 – 1031) Memleket Yönetimi -Emeviler yıkılınca, İspanya Emevileri bağımsızlıklarını ilan ettiler. 27 TARİH 9.SINIF -Hz. Ömer Dönemi’nde, fetihler Arap Yarımadası’nın -İslam’da adaletin sağlanması, dini bir görev olarak kabul dışına taşmıştır. Bu nedenle ilk kez yönetim örgütü edilirdi. kurulma gereksinimi doğmuştur. -İlk adli örgüt, Hz. Ömer Dönemi’nde kuruldu. -Emeviler döneminde; sınırların oldukça genişlemesi üzerine, ülke eyalet ve illere ayrılmıştır. -Emeviler Dönemi’nde, Kadı’ların sayısı arttı. -Abbasiler döneminde, Bizans’tan etkilenerek alınan İkta -Abbasiler Dönemi’nde, Kadı’ların merkezi örgütü sistemi uygulanmaya başlanmıştır. kuruldu. Ordu Kadıların Başlıca Görevleri: -İslam Devleti’nde ilk askeri birlikler gönüllülerden - Davalara bakmak, yetim, deli ve düşkünlerin mallarını oluşuyordu. kontrol etmek -İlk düzenli ordu, Hz. Ömer Dönemi’nde kurulmuştur. - Kimsesiz, dul kadınları korumak -Emeviler Dönemi’nde, maaş alan devamlı ordular -Vasiyetname ve vakıf hükümlerinin yerine getirilip kurulmuştur. Devamlı ordular yalnız Araplardan getirilmediğini denetlemek. oluşuyordu. Eğitim Öğretim -Bu dönemdeki gönüllü birlikler ise; İranlılar, Kuzey -İslam düşünce yaşamının temeli Kuran-ı Kerim olmuştur. Afrikalılar ve Türklerden oluşuyordu. -İlk dönemlerde eğitim ve öğretim camilerde -Abbasiler Dönemi’nde orduda büyük değişiklikler oldu. yapılmaktaydı. Orduda, Araplar ikinci plana düştü. Önce İranlılar, sonra da Türkler orduda ön plana geçtiler. -Emeviler Dönemi’nde, Arapça resmi devlet dili durumuna getirilmiştir. Cihat Abbasiler Dönemi’nde; -Müslümanların, Tanrı ve din adına yaptıkları savaştır. -Bağdat, Kurtuba, Şam, Kahire kentleri önemli eğitim -İlk kez Bedir Savaşı’nda uygulanmıştır. merkezleri durumuna getirilmiştir. -Savaşta ele geçirilen taşınır mallara ganimet adı verilirdi. -Büyük Selçuklu ve Abbasi ortak dönemlerinde, -Ganimetin 1 / 5’i devlete ayrılır, geri kalan 4 / 5’i ise yükseköğretim kurumu sayılan medreseler kurulmuştur. askerlere dağıtılırdı. (En önemlisi Büyük Selçuklu Veziri Nizam-ül Mülk Dönemi’nde kendi adıyla anılan Nizamiye Medresesi’dir.) -İlk İslam donanması, Hz. Osman Dönemi’nde, Şam Valisi Muaviye tarafından kurulmuştur. Bilim Hukuk a- İslami Bilimler 28 TARİH 9.SINIF Tefsir: Kuran’ın anlam bakımından (sure ve ayetlerini) Ganimet: Savaşta ele geçirilen ganimetlerin 4/5’i açıklamaktır. askerler arasında paylaştırılır, 1/5’i ise devlet hazinesine verilirdi. Hadis: Hz. Muhammed’in, çeşitli sorunlar karşısındaki söz ve davranışlarının incelenmesidir. Gümrük Vergisi: İthal edilen mallardan alınan vergidir. Fıkıh: İslam hukukuna denir. Kaynakları Kuran ve Hayvan Vergisi: Büyük ve küçükbaş hayvanlardan alınan Hadis’tir. vergidir. Kelam: İslam ilahiyatı ve felsefesine denir. Diğer devletlerden gelen vergi ve hediyeler. Kıraat: Kuran’ın yöntem ve kurallarına göre okunmasıdır. Ekonomi ve Ticaret b- Dışarıdan Gelen Bilimler -İslam Devleti’nin ilk yıllarında ekonomisi oldukça zayıftı. Yunan, Helen, İran ve Hint biliminden etkilenmişlerdir. -Fetihlerin artması ile ekonomi düzelmeye başladı. Matematik, kimya, tıp, felsefe ve astronomi alanında etkinlik göstermişlerdir. -Arabistan toprakları tarıma elverişli değildi. Maliye ve Gelir Kaynakları -Sınırların genişlemesi ile tarım önemli bir sektör durumuna gelmiştir. -İslamiyet’in ilk yıllarında İran ve Bizans parası -Abbasiler Dönemi’nde en önemli devlet geliri tarımdan kullanılırdı. alınan vergilerdir. -İlk İslam parası Emeviler Dönemi’nde (Abdülmelik -Sanayi eylemleri ise, el sanatlarıyla başlamış ve dokuma Dönemi’nde) bastırılmıştır. sanayi olmuştur. -Paranın büyüğüne Dinar, küçüğüne ise Dirhem adı -Dokuma sanayinin yanı sıra madencilik, kuyumculuk, verilirdi. şeker sanayi ve seramik gelişmiştir. Başlıca Gelir Kaynakları -Araplar, Cahiliye Dönemi’nden itibaren ticaret ile Zekât: İslam’ın beş koşulundan biridir. IX. yüzyılının ilgilenmekteydiler. sonlarından itibaren zekâtın devlet tarafından toplanmasına son verilmiş ve bireylerin iradesine -Müslümanların ticari ilişkide bulundukları en önemli bırakılmıştır. ülke Çin’dir. Çin ile İpek Yolu ve deniz yolu aracılığı ile ticaret yapılırdı. Cizye: Müslüman olmayanlardan yılda bir kez alınan baş -Dokumacılık, halıcılık, silah yapımı ve kağıt ihraç (vatandaşlık) vergisidir. maddeleridir. Öşür: Müslümanlardan alınan ürün vergisidir. -İslamiyet’in ilk yıllarında ise tarım ürünleri alınırdı. Haraç: Müslüman olmayanlardan alınan ürün vergisidir. 29 TARİH 9.SINIF Sanat -Araplar; en yüksek sınıftan sayılmışlardır. Askerlik yaparlar ve devletten maaş alırlardı. Mimarlık -Mevali; Arap olmayan Müslümanlardan oluşurdu. -İslam mimarisi Arap, İran, Türk ve Hint mimari (Abbasiler döneminde bu anlayış ortadan kalkmıştır.) anlayışının karışımından doğmuştur. -Müslüman olmayanlar. -İslam mimarisi, ilk kez Emeviler Dönemi’nde, Avrupa mimarisi ile boy ölçüşecek duruma ulaşmıştır. Türk ve İslam Bilim Adamları -Abbasiler; Selçuklular ve Osmanlılarla en parlak Farabi: Müzik. Fizik, Felsefe ve Psikoloji alanında dönemini yaşamışlardır. çalışmaları bulunmaktadır. En Önemli Mimari Yapıtlar: Kudüs’te Ömer Cami, İbni Sina: Tıp, eczacılık ve felsefe alanında çalışmaları Mısır’da Ezher ve İbn-i Tulun Camileri, Gırnata’da El bulunmaktadır. Hamra Sarayı’dır. Taberi: Tarih, tefsir, tıp ve matematik alanında İslam mimarisi, ulusal kültür ve coğrafi özelliklerin etkisi çalışmaları bulunmaktadır. ile değişik ülkelerde üslup ve biçim yönünden İbni Rüşt: Felsefe, matematik, fıkıh, tıp ve kelam alanında farklılaşmıştır. çalışmaları bulunmaktadır. Süsleme Sanatları Muhyiddin Arabî: Tasavvuf, fıkıh, hadis, tefsir, felsefe, -Resim ve heykelcilik yasak olduğundan uzun süre gelişim edebiyat ve Kelam alanında çalışmaları bulunmaktadır. gösterememiştir. 5.ÜNİTE: TÜRK İSLAM DEVLETLERİ (10-13.YÜZYILLAR) -Oymacılık, kakmacılık ve hat (yazı gibi süsleme sanatları) 1.KONU: TÜRKLERİN İSLAMİYETİ KABULÜ gelişmiştir. 1.Türkler ve İslamiyet Not: İslamiyet’in ilk yıllarında; Arapların özgün bir sanat -Türkler, Müslüman Araplar ile ilk kez Hz. Ömer döneminde komşu oldular. anlayışı yoktu. Ele geçirilen ülkelerin kültürlerinden etkilenme, İslam sanatının süreç içinde kendi özgün -Hz. Osman döneminde ise Türk-Müslüman Arap savaşları başladı. yapısını bulmasında etkili olmuştur. Sosyal Yaşam -Emeviler döneminde ise bu mücadelenin şiddeti daha da arttı. -İslamiyet’in ilk yıllarında tüm Müslümanlar eşit sayılmıştır. -Abbasiler döneminde ise Türk-Arap ilişkileri yakınlaşmaya dönüştü. -Emeviler Dönemi’nde ise; Araplar diğer Talas Savaşı ( 751 ) Müslümanlardan üstün tutulmuştur. Nedenleri: -Emeviler Dönemi’nde halk üç sınıfa ayrılmıştı; 30 TARİH 9.SINIF -Orta Asya egemenliği için Müslüman - Arap ve Çinlilerin mücadele etmesi yazmış ve bunlar dünya müzik tarihine geçmiştir. 2.MISIR'DA KURULAN TÜRK-İSLAM DEVLETLERİ -Arapların, İslamiyet’i Orta Asya’ya yaymak istemesi a-Tolunoğulları (868 – 905) Türklerin Araplar yanında bu mücadeleye katılması -Mısır’da kurulan ilk Türk Devleti’dir. Sonuçları: -Suriye ve Çukurova bölgesini egemenlikleri altına almışlardır. -Orta Asya egemenliği Müslüman - Arap ile Türklerin eline geçmiştir. -905 yılında, Abbasiler tarafından yıkılmışlardır. -Geçmişte olumsuz olan Türk – Arap ilişkileri düzelmiştir. Türkler kitleler halinde Müslüman olmaya başlamışladır. (İlk kez Karluk Türkleri Müslüman olmuşlardır.) b-İhşitler (935 – 969) -Mısır’da kurulan ikinci Türk Devleti’dir. -Çinlilerden öğrendikleri kâğıt ve matbaayı Avrupa’ya ulaştırmışlardır. -Dicle’ye kadar olan topraklar ile Hicaz bölgesini sınırlarına katmışlardır. -969 yılında, Fatımiler tarafından yıkılmışlardır. 2.Türklerin İslamiyet’e Katkıları c-Eyyübiler (1117 – 1345) -İslam dünyasını Bizans’a karşı korumuşlardır. -Mısır’da kurulan üçüncü Türk Devleti’dir. -Hindistan’ İslamiyet’i yaydılar. -Fatımi Devleti’ne son vermişlerdir. -Balkanlara İslamiyet’i yaydılar. -Haçlılarla mücadele edilerek, Kudüs’ü geri almışlardır. -İslam kültür ve uygarlığının gelişmesinde katkıları olmuştur. -Veraset sistemi sonucu zayıfladılar ve yerine Memluk Devleti kurulunca yıkıldılar. (1250) Türk-İslam Sanatı Türklerin İslam sanat dünyasına kazandırdığı biçimleri -Hama kolu, 1348’e kadar siyasi varlıklarını devam ettirdi. d-Memluklular (1250 – 1517) görmek mümkündür. Farklı uygarlıklardan alınıp Türkler -Mısır’da kurulan dördüncü Türk Devleti’dir. tarafından geliştirilen kubbe, kemer ve sütun biçimleri, Orta Asya yaşantısı ve çadır kültürünün, İslam mimarisine -Haçlılara karşı başarı elde etmişlerdir. yansıtıldığı yeni bir mimarî üslubu getirmiştir. Özellikle tekke, kümbet, cami ve medrese gibi yapılarda, Türk -Moğolları ilk kez yenmeyi başarmışlardır. mimari üslubunun eşsiz örnekleri görülür. Türkler yazı, -Sınırlarını Güneydoğu Anadolu’ya kadar genişletmişlerdir. cilt, çini, minyatür sanatları ile seramik, dokumacılık, taş ve maden işçiliği vb. alanlarda eşsiz eserler vermişlerdir. -1517 yılında Yavuz Sultan Selim tarafından yıkılmışlardır. Türkler kabartma sanatlarında da başarılı örnekler vermişlerdir. Örneğin birçok yapıda hayvan figürleri 2.KONU: İLK TÜRK İSLAM DEVLETLERİ kullanılmış, Sultan Tuğrul bastırdığı madalyona kabartma 1.Karahanlılar ( 840 – 1212) resmini koydurmuştur. Müzik alanında da Türkler -840 yılında Batı Türkistan’da kurulmuştur. yenilikler getirmişlerdir. Farabi müzik üzerine iki eser 31 TARİH 9.SINIF -Karluk, Yağma ve Çiğil Türklerince Karahan siyasi birliği oluşturulmuştur. Sonucu: Selçuklu Devleti kuruluş sürecini tamamlamıştır. Gazne Devleti ise yıkılış sürecine girmiştir. -İlk Müslüman Türk Devleti’dir. Pasinler Savaşı (1048) -Türk geleneklerinden ayrılmamışlardır. Nedeni: - Resmi dilleri Türkçedir. -Türklerin yeni vatan arayışı için Anadolu’ya girmesi - Devlet başkanlarına “Han” unvanı vermişlerdir. -Bizans ve Gürcü Krallığı’nın Türkleri Anadolu’dan uzaklaştırmak istemesi -İlk Türk – İslam yapıtı olan “Kutadgu Bilig” Karahanlılardan kalmadır. Sonucu: 2.Gazneliler ( 963 – 1187 ) -Yapılan savaşı Türkler kazanmıştır. -Hindistan’ın Pencap bölgesinde kurulmuşlardır. -Van – Trabzon arasındaki bölge Türklerin eline geçmiştir. -Hindistan, Pakistan ve Afganistan yöresine İslamiyet’i taşımışlardır. -Bizans’ın Anadolu egemenliği sona ermeye başlamıştır. -Tuğrul ve Çağrı Beyler döneminde; Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan yöresi Türklerin eline geçmiştir. -Türk geleneklerinden ayrılmışlardır. -Resmi dilleri Arapçadır. Alparslan Dönemi (1063 – 1071) -Devlet başkanlarına “Sultan” unvanı vermişlerdir. Malazgirt Savaşı (1071) -Dandanakan Savaşı ile güçlerini yitirmişlerdir. Nedeni: -Gur’lular tarafından yıkılmışlardır. -Türklerin yeni vatan arayışı için Anadolu’ya girmesi -Firdevsi’nin Şahnamesi bu döneme aittir. -Bizans’ında Türkleri, Anadolu’dan atmak istemesi Sonucu: -Anadolu’nun kapısı Türklere açılmıştır. 3.Büyük Selçuklu Devleti (1040-1157) -Bizans’ın İslam dünyasına yaptığı baskı sona ermiştir. İlk Yılları -Anadolu Türk tarihi başlamıştır. İlk yerleşim bölgesi, Seyhun Irmağı kıyısında bulunan Cend kentidir. İlk yıllarında Samanoğlu, Karahanlı ve Gazne baskısı altında siyasi bir güç olamamışlardır. -Anadolu’da ilk Türk beylikleri kurulmaya başlamıştır. -Ortodoks Bizans, ilk kez Katolik Avrupa’dan Türkler nedeniyle yardım istemeye başlamıştır. (Haçlı Seferleri) Tuğrul ve Çağrı Beyler Dönemi Melik şah Dönemi (1072 – 1092) Gazne Devleti’nin zayıflaması üzerine Nişabur yöresine gelerek devletin ilk temellerini atmışlardır. -Büyük Selçukluların en güçlü dönemidir. Dandanakan Savaşı ( 1040 ) -Anadolu’nun ele geçirilme eylemlerine yoğunluk verilmiştir. Nedeni: Selçukluların ele geçirdiği Horasan Bölgesi’ni, Gaznelilerin yeniden ele geçirmek istemesi -Bu dönemde sınırlar; 32 TARİH 9.SINIF -Doğuda Seyhun Irmağı -Kayseri ve Sivas yöresinde kurulmuşlardır. -Batıda Akdeniz ve Marmara -Haçlılara karşı mücadele etmişlerdir. -Kuzeyde Kafkas Dağları -Anadolu Türk Birliği’ne karşı direnen en büyük güç merkezi olmuştur. -Güneyde Mısır ve Basra Körfezi -II. Kılıç Arslan tarafından yıkılmışlardır. -Mısır alınarak, Fatımi Devleti’ne son verilmiştir. 2.Saltuklular (1071 – 1201) -Takvim – i Celaliye adıyla bir takvim hazırlanmıştır. -Kars ve çevresinde kurulmuşlardır. -1092 yılında bağımsız olmuşlardır. Dağılış ve Yıkılış Nedenleri -Veraset Sistemi (İç mücadeleler) -1201 yılında Rüknettin Süleyman Şah tarafından yıkılmışlardır. -Atabeyliklerin bağımsızlıklarını ilan etmeleri 3.Mengücekler (1072 – 1228) -Siyasi gücü elinden alınan Abbasilerin Selçuklulara karşı olumsuz tavırları -Erzincan, Divriği ve Kemah yörelerinde kurulmuşlardır. -Alâeddin Keykubat tarafından yıkılmışlardır. -Bâtıni Tarikatı’nın (aşırı Şiî), Selçuklulara karşı mücadeleleri 4.Artuklular ( 1101 – 1409 ) -Mardin, Diyarbakır ve Halep yöresinde kurulmuşlardır. -Devlet yönetimine İranlıların alınarak Türk halkını küstürmeleri -Çeşitli kollara ayrılmışlardır. -Sultan Sencer dönemindeki “Büyük Oğuz Ayaklanması” -Haçlı Seferleri’nin yarattığı bunalım -Anadolu Selçuklu, Karakoyunlu ve Memluklular tarafından yıkılmışlardır. -Moğollar ile yapılan “Katvan Savaşı”nın yitirilmesi 5.Çaka Bey ( 1081 – 1093 ) -Büyük Selçuklu Devleti, miras geleneği doğrultusunda merkezi yapısını yitirince dört bölüme ayrılmıştır; -İzmir ve çevresinde kurulmuştur. -Bizans’ı ele geçirmeyi amaçlamıştır. -Anadolu Selçukluları (1077 – 1308 ) -Suriye Selçukluları ( 1092 – 1114 ) -Bizans’ın oyununa gelen I. Kılıç Arslan tarafından öldürülmüştür. -Kirman (Irak) Selçukluları (1157 – 1194) -Türk tarihinin ilk denizcisidir. -Horasan (İran) Selçukluları (1157 – 1194 ) Beyliklerin Ortak Özellikleri -Tümü Malazgirt Savaşı sonrası kurulmuştur. 6.ÜNİTE: TÜRKİYE TARİHİ -Anadolu’nun ele geçirilmesi için gönderilen Selçuklu komutanları tarafından kurulmuşlardır. 1.KONU: ANADOLU’DA KURULAN İLK TÜRK DEVLET VE BEYLİKLERİ -Kuruldukları yöreleri Türkleştirmişlerdir. 1.Danişmentliler ( 1080 – 1175 ) -Anadolu’da ilk kez Türk – İslam uygarlığını başlatmışlardır. 33 TARİH 9.SINIF -Haçlılara karşı mücadele etmişlerdir. -Kilisenin gücünü artırmak istemesi -Kluni tarikatının örgütlü çalışması -Anadolu Selçuklu egemenliği altına girmişlerdir. -Kudüs’ün Müslümanlardan geri alınmak istenmesi 2.KONU: ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ (1077-1308) -Şövalyelerin ün kazanmak istemesi -Avrupa’nın İpek ve Baharat yollarını denetlemek 1.Anadolu Selçuklu Devleti'nin Kuruluş Dönemi istemesi Devletin kurucusu Kutalmışoğlu Süleyman Şah’tır. I. Haçlı Seferi (1096 – 1098) Kısa sürede, Anadolu’nun tamamını ele geçirerek, İznik’i başkent yaptı ve Anadolu Selçuklu Devleti’ni fiilen kurdu. Haçlı Ordusu, Anadolu’yu geçerek Kudüs’e ulaştı. Kudüs, I. Kılıç Arslan (1092 – 1106) geçirdiler. Antakya, Urfa, Şam, Trablus gibi önemli kentleri ele Not: Bu dönemde Anadolu’da, Selçuklu egemenliği -Melik şah’ın ölümünden sonra Büyük Selçuklulara karşı bağımsızlığını ilan ederek, devlet resmen kurulmuş oldu. bulunuyordu. Selçuklular I. Haçlı Seferine karşı başarılı olamadılar. -Haçlılara karşı mücadele ettiyse de başarı sağlayamadı. II. Haçlı Seferi (1147 – 1149) -Başkent, İznik’ten Konya’ya taşındı. -Musul Atabeyi İmadettin Zengi’nin Urfa’yı geri alması üzerine başladı. -İzmir’deki Çaka Beyliği’ne son verildi. -Haçlı ordusu herhangi bir askeri başarı elde -I. Haçlı Seferi bunalımından sonra Anadolu siyasi birliğini yeniden kurmaya girişti. edememiştir. -Doğuya doğru genişleme politikası sonucunda, Irak ve Suriye Selçukluları birleşerek I. Kılıç Arslan’a karşı başarı elde etti. (Geri çekilirken Habur Irmağı’nda boğuldu.) yağmasına krallarda ortak olmak için katılmışlardır. I. Mesut (1116 – 1156 ) başladı. Not: Bu sefere ilk kez doğunun ekonomik zenginliğinin III. Haçlı Seferi (1159 – 1192) -Selahattin Eyyübi’nin Kudüs’ü geri alması üzerine IV. Haçlı Seferi (1159 – 1192) -I. Kılıç Arslan’ın ölümü ile Anadolu, Danişmentlilerin eline geçmiştir. -Haçlılar bu sefer de amaçlarından uzaklaşarak (ya da paralel olarak) Ortadoğu’ya gitmeyip İstanbul’u işgal -Kardeşler arasında iktidar mücadelesi başlamıştır. ederek, kenti yağmalamışlardır. -Bizans, Ermeni ve Gürcüler, Türklere karşı mücadeleye başlamışlardır. IV. Haçlı Seferi ile; -Haçlılar İstanbul’da Latin Krallığı kurdular. -Anadolu’ya, II. Haçlı Seferi düzenlenmiştir. I. Mesut, Haçlılara karşı başarı kazanmıştır. -İstanbul’dan ayrılmak zorunda kalan Rumlar ise, İznik ve Trabzon’da birer Rum Devleti kurdular. -Haçlı Seferi’nden sonra Anadolu’da siyasi birliği yeniden sağlamıştır. Not: 1261 yılında İznik Rum Devleti yeniden İstanbul’u ele 2.Haçlı Seferleri Devleti’ne ise 1462 yılında Fatih Sultan Mehmet son geçirerek, Latin Krallığına son verdi. Trabzon Rum vermiştir. Nedenleri Not: Bundan sonra önemi pek fazla olmayan dört sefer -Doğunun zengin, Avrupa’nın yoksulluk içinde olması daha düzenlenmiştir. -Bizans’ın Türk ilerleyişine karşı Papa’dan yardım Haçlı Seferlerinin Sonuçları istemesi -Derebeylerin güçlerini artırmak istemesi 34 TARİH 9.SINIF -Doğu – batı ticareti başladı. Bunun sonucu olarak -Devlet genişleme dönemine girdi. Akdeniz limanları önem kazandı. -Sınırlar Akdeniz’den Karadeniz’e kadar uzandı. -Bizans, Türk ilerleyişine engel olmadığı gibi IV. Haçlı -Ölümü ile ülkede yine taht mücadeleleri başladı. Seferi ile kendi de zarar gördü. -Derebeylerin güçleri zayıflamaya başladı. I. İzzettin Keykavus (1211 – 1219 ) -Sınıflar arası dengesizlik azaldı. -İç mücadelelere son verdi. -Kiliseye olan inanç zayıflamaya başladı. -Krallar ekonomik güce ulaştı. Bunun sonucunda coğrafi keşiflerin ekonomik destekçileri oldular. -Sinop alınarak, Karadeniz ticaretinde etkinlik göstermeye başladılar. -Avrupa, İlk Çağ kültürü ile tanıştı. -Kilikya’daki Ermeni Krallığı vergiye bağlandı. -Barut, pusula, matbaa, kâğıt gibi teknik araç ve gereçler -Anadolu’da ticaretin gelişmesi için kervansaraylar yapıldı. Avrupa’ya götürüldü. Haçlı seferlerinin Türk ve İslam Dünyasına Etkileri Not: I. İzzettin Keykavus’un tüm seferleri ekonomik amaçlıdır. -Anadolu ve Orta Doğu tahrip edildi. -Anadolu’daki siyasi birlik etkilendi. I. Alâeddin Keykubat (1219 – 1236) -Türklerin İslam dünyasındaki önemi arttı. -Türk ve İslam dünyası ekonomik kayba uğradı. -Anadolu Selçuklu Devleti’nin en güçlü dönemidir. -Hıristiyan – Müslüman çatışmasının temeli oldu. -Mengücek Beyliğine son verilerek, Anadolu Türk birliği sağlanmıştır. 3.Anadolu Selçuklu Devleti'nin Yükselme Dönemi -Alanya alınarak tersane kurulmuştur. II. Kılıç Arslan (1156 – 1192 ) -Ermenilerin siyasi egemenliklerine son verilmiştir. -Danişment Beyliği ortadan kaldırıldı. -Haçlılarla mücadele edildi. -Bizans sınırlarına uç beylikler yerleştirilmiştir. (Osmanlılar bu dönemde yerleştiler.) Miryokefalon Savaşı (1176) -Moğollara karşı önlem alınmıştır. Nedeni: Haçlı Seferleri sonucunda yıpranan Türkleri, Anadolu’dan atmak isteyen Bizans’ın ileri eylemidir. -Harzemşahlar ile yapılan Yassı çemen Savaşı’nı kazanmışlardır. Sonucu: Yapılan savaşı Türkler kazandı. Not: Bu savaş sonucunda Harzemşahlar, bölgeden ayrıldılar. Bu ise Moğollar ile Türkleri karşı karşıya getirmiştir. Önemi: -Anadolu önemli bir ticaret merkezi olmuştur. -Anadolu’nun Türk yurdu olduğu kesinleşmiştir. -Ölümü ile devlet, gerileme dönemine girmiştir. -Bizans, savunma durumuna geçmiştir. 4.Anadolu Selçuklu Devleti'nin Dağılma Dönemi -II. Kılıç Arslan, veraset sistemi doğrultusunda ülkeyi oğulları arasında paylaştırdı. Bu durum ise ülkede iç mücadelelere neden olmuştur. II. Gıyaseddin Keyhüsrev (1236 – 1246) I. Gıyaseddin Keyhüsrev ( 1204 – 1211 ) -Merkezi otorite zayıflamaya başlamıştır. -İç mücadelelere son verdi. -Moğol akınlarına karşı önlem alınamamıştır. 35 TARİH 9.SINIF -Ekonomik nedenle çıkan Baba İshak Ayaklanması (1240) ile ülkede siyasi birlik bozulmuştur. -Orhan Bey Dönemi’nde, Osmanlı topraklarına katılmıştır. Kösedağ Savaşı (1243) -Karesi donanması, Osmanlı donanmasının temeli olmuştur. Nedeni: Candaroğulları (1292 – 1322) Moğolların, Anadolu’yu yağmalamak istemeleri -Kastamonu ve Sinop yöresinde kurulmuştur. Sonucu: -Savaşı Moğollar kazanmıştır. -Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır. -Anadolu Türk birliği bozulmuştur. Menteşeoğulları (1280 – 1426) -Anadolu, Moğol egemenliğine girmiştir. -Muğla ve çevresinde kurulmuştur. -Türklerin batı ilerleyişi durmuştur. -II. Murat Dönemi’nde Osmanlı topraklarına katılmıştır. -Anadolu’da yeniden beylikler dönemi başlamıştır. Saruhanoğulları (1300 – 1410) Not: II. Mesut’un ölümü ile (1308), devlet tamamen yıkılmıştır. -Manisa ve çevresinde kurulmuştur. -Denizcilik alanında etkinlik göstermişlerdir. 5.Anadolu Türk Beylikleri Karamanoğulları (1247 – 1493) -Çelebi Mehmet Dönemi’nde Osmanlı topraklarına katılmıştır. -Konya ve Karaman yöresinde kurulmuştur. Aydınoğulları (1300 – 1425) -Kendilerini Anadolu Selçuklu Devleti’nin devamı saymışlardır. -Selçuk ve çevresinde kurulmuştur. -Denizcilikte önemli başarılar elde etmişlerdir. -Bu nedenle, Osmanlı Devleti’ne en fazla direnen beylik olmuştur. -II. Murat Dönemi’nde Osmanlı topraklarına katılmıştır. -Anadolu’da Türkçeyi resmi dil kabul eden ilk topluluktur. Hamitoğulları (1280 – 1391) -Ankara Savaşı’ndan sonra yeniden kurulduysa da -II. Beyazıt Dönemi’nde kesin olarak, Osmanlılar tarafından son verildi. -Eğridir ve Antalya çevresinde kurulmuştur. Germiyanoğulları (1260 – 1429) -Yıldırım Beyazıt tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır. -Denizcilikle uğraşmışlardır. -Kütahya Simav, Tavşanlı, Kula ve Denizli yöresinde kurulmuştur. Ramazanoğulları (1352 – 1515) -Yıldırım Beyazıt Dönemi’nde Anadolu Beylerbeyi merkezi durumuna getirilmiştir. -Adana ve çevresinde kurulmuştur. -II. Murat Dönemi’nde Osmanlı topraklarına katılmıştır. -Yavuz Selim Dönemi’nde Osmanlı topraklarına katılmıştır. Karesioğulları (1293 – 1359 ) Dulkadiroğulları (1339 – 1515) -Balıkesir yöresinde kurulmuştur. -Maraş ve çevresinde kurulmuştur. 36 TARİH 9.SINIF -Yavuz Selim Dönemi’nde Osmanlı topraklarına katılmıştır. Eşrefoğulları (1280 – 1326) -Türk devletlerinde hutbe okutmak, para bastırmak, Çetr denilen hükümdar şemsiyesi, tuğ, Sancak, Otağ denilen hükümdar çadırı ve nevbet ve mühür bağımsızlık sembolleri olarak kullanılmıştır. -Beyşehir ve çevresinde kurulmuştur. Memleket Yönetimi Osmanoğulları (1299 – 1922) -Türk – İslam Devletlerinin tümünde ülke eyaletlere ayrılmıştı. -Söğüt ve Domaniç çevresinde kurulmuştur. -Devlet yönetimine yetiştirilmek üzere eyaletlere gönderilen “Şehzadelerin” yanına “Atabey” verilirdi. Beyliklerin Ortak Özellikleri Atabeylik: Eyaletlere gönderilen şehzadelerin askerlik, siyaset ve devlet yönetimi hakkında eğitilmesini sağlayan öğretmen valilerdir. Geniş yetkileri vardır. Merkezi otoritenin zayıfladığı dönemlerde bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir. -Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılması sonucu kurulmuşlardır. -İlk kez Yıldırım Beyazıt Dönemi’nde Osmanlı Devleti bünyesinde birleştirilmiştir. Ordu -Ankara Savaşı (1402) sonrası yeniden kurulmuşlardır. -Karahan ordusu tamamen Türklerden oluşuyordu. -Anadolu Türk kültürüne önemli hizmetlerde bulunmuşlardır. - Aşiret ordu anlayışı -Fatih ve Yavuz Sultan Selim Dönemi’nde Osmanlı egemenliğine girmişlerdir. -Gazne ordusu, farklı etnik toplumlardan oluşuyordu. - Çok uluslu ordu 6.İslamiyet Sonrası Türk Kültür ve Uygarlığı -Selçuklularda ise; devlet ordu anlayışı bulunuyordu. Devlet Örgütü -Selçuklularda ordu: - Saray muhafızları (Gulâman-ı Saray) -Türk devlet geleneğinin temelini oluşturan Selçuklu devlet örgütü; Karahanlı, Samanlı, Gazneli ve Abbasi devletlerinin örgütlerinden büyük ölçüde yararlanmış ve bunları kendi bünyesine uygulamıştır. - Hassa ordusu (savaş esirleri) - Eyalet ordusu (Dirlik askerleri) -Hükümdarlar egemenlikleri Tanrı’dan aldıklarına inanırlardı. olarak üç bölüme ayrılıyordu. -Karahanlılar hükümdarlarına “Han” olan Türkçe unvan vermişlerdir. -İlk Türk denizcisi “Çaka Bey’dir.” - Sinop ve Alanya’nın alınması ile donanma oluşturulmuştur. -“Sultan” unvanını ilk kez Gazneliler kullanmış ve diğer Türk Devletleri de aynı unvanı kullanmışlardır. -Bazı Türk Beyliklerinin de donanmaları bulunmaktadır. -Devletin tümünde merkezi yapı görülmemektedir. Hukuk -İslam – İran etkisi ile Divan örgütünü ilk kez kullanan devlet, Gazneliler olmuştur. -İslam hukuk kurallarının yanında, geleneksel Türk hukuk kuralları da uygulanmaktaydı. Adli örgüt; -Anadolu Selçukluları, Büyük Selçuklulardan farklı olarak Farsça hükümdar unvanları kullanmışlardır. -Şer’i Yargı -Şehzadeler, Melik unvanı ile eyaletleri yönetmişlerdir. 37 TARİH 9.SINIF -Örfi Yargı Not: Türk devletlerinde ikta sistemini ilk kez Karahanlılar kullanmıştır. olmak üzere ikiye ayrılmıştı. - Haraci; vergi gelirleri hazineye ait olan topraklardır. -Şer’i davalara kadı, örfi davalara ise emir - i dad bakardı. - Vakıf; geliri hayır amaçlı olarak kullanılan topraklardır. -Evlenme, boşanma, miras vb. davalar şer’i yargının konusuydu. Ekonomik Yaşam -Disiplinsizlik, askerden kaçma vb. gibi davalar örfi yargının konusuydu. -Türk – İslam Devletlerinin ekonomisinin temeli tarıma dayanmaktaydı. -Asker olan kişilerin şer’i davalarına ise kazasker (kadı – asker) bakardı. -Karahan ve Gazneliler İpek ve Baharat Yolu’nu denetlemişlerdir. Toplumsal Yaşam -İslamiyet’in kabulünden sonra Türk sosyal yaşamında büyük değişiklikler olmuştur. -Büyük Selçuklu Devleti, bulunduğu coğrafya bakımından uluslararası ticarette köprü durumundaydı. Ticaretin gelişmesi için kervansaraylar yapmıştır. -Türklerde toplumsal yaşam Avrupa'dan farklıdır, -Büyük Selçuklu toprakları verimliydi. -Köylü özgürdür ve devlet korumasında çalışarak vergisini öderdi. - Anadolu Selçuklu Devleti de coğrafi konumu bakımından ticaret için önemli bir bölgedeydi. -Kara ve deniz ticareti gelişmiştir. -Mülk topraklar miras yoluyla çocuklarına geçebilirdi. -Malazgirt Savaşı'ndan sonra Anadolu'ya Türk göçleri arttı. Bunun sonucunda; -Ticaretin gelişmesi için yollar, köprüler, hanlar ve kervansaraylar yapmışlardır. -Kırsal kesime yerleşen Türkler tarım ve hayvancılık yapmaya başladılar. Kervansaray -Yolcu ve tüccarların her türlü gereksinimlerinin karşılanması için yapıldı. -Anadolu'da yer adları Türkleşti. -Halk konar-göçer, köylü ve şehirli olarak üçe ayrılırdı. -Herkese eşit düzeyde ücretsiz hizmet verilirdi. -Sosyal yaşamın en canlı örnekleri vakıflardır. -Ticaret malları devlet güvencesindedir. -Bunun yan ısıra; Kervansaray, han, hamam, camii, medrese, köprü, çeşme, hastane gibi sosyal yapılar bulunmakla beraber masrafları da vakıflarca karşılanmaktaydı. Fütüvvet ve Ahilik Toprak Sistemi -Her zanaat kolu, bir lonca örgütüne bağlıydı. -Topraklar özel ve devlet malı olarak ikiye ayrılırdı. --Ahilik, Anadolu’da XIII. yüzyılda Ahi Evran tarafından Kayseri, Kırşehir ve Konya'da esnaf birlikleri olarak yapılandırılmış sosyoekonomik bir örgütlenmedir. -Fütüvvet, Büyük Selçuklularda esnafın kendi arasında birleşerek kurdukları dini ve ekonomik bir örgütlenmedir. -Ekilebilir topraklar; has, haraci, ikta ve vakıf arazisi olarak dört gruba ayrılırdı. -Ahiliğin temel amacı; - Has; vergi geliri sultana ait topraklardır. -Zenginle fakir, üretici ile tüketici, emek ve sermaye, halk ile devlet arsında sosyal adaleti sağlamaktır. - İkta; devlete hizmet eden komutanlara verilen topraklardır. Komutanlar gelirlerinin bir bölümü ile asker beslemek zorundadır. 38 TARİH 9.SINIF -Ahilikte esnaf için gerekli hammadde ve mamul maddelerin alınıp satılması yasalar ile denetlenirdi. -Moğol baskısından kaçarak Anadolu'ya birçok şair ve bilim adamı gelmiştir. Sanayi -Anadolu Selçuklu Devleti'nde tarih yazıcılığı da gelişmiştir. Ravendi, yazdığı tarih kitabını Selçuklu hükümdarına sunmuştur. İbni Bibi, Kerimüddin Aksarayi diğer tarihçilerdir. -Anadolu'da sanayi, dokumacılık ve dericilik olarak gelişmiştir. -Türk devletlerinde diğer gelirler ise; -Toprak vergileri -Semerkant ve Buhara Türk şehirciliği için önemli merkezlerdir. -Orman, tuzla ve maden gelirleri Edebiyat -Ganimetler Kutadgu Bilig -Diğer devletlerden gelen vergiler -1070 yılında Balasagunlu Yusuf Has Hacip tarafından yazılmıştır. -Karahan hükümdarına sunulmuştur. Bilim -Devlet yönetme bilgisidir. -Dini eğitim ve öğretimin yapıldığı medrese, tekke ve zaviyeler ülkenin her tarafında yaygındı. -İlk Türk – İslam edebiyat yapıtıdır. Not: Selçuklu veziri Nizamülmülk, “Siyasetname” sini yazarken, Kutadgu Bilig’den oldukça etkilenmiştir. -Selçuklular döneminde rasathaneler kurularak gök cisimlerinin hareketleri incelendi ve Celali Takvimi hazırlandı. Divan – ı Lügat – ı Türk -Matematik ve astronomi alanında Ömer Hayyam gibi bilim adamları görülmektedir. -1074 yılında Kaşgarlı Mahmut tarafından yazılmıştır. -Siyaset bilimi alanında da önemli eserler verilmiştir. -Bağdat halifesine sunulmuştur. -Melik Şah, Bâtınilik tehlikesine karşı, Nizamiye medreseleri ile mücadele ettiği ileri sürülmektedir. -Türkçe – Arapça sözlüktür. -Türkçenin, Arapça kadar zengin bir dil olduğunu kanıtlamak istemiştir. -Moğol işgali ile bilimsel gelişmeler sona ermiştir. -Yapıtına, ayrıca Türk dünyasını gösteren bir harita eklemiştir. Kültürel Yaşam -Karahanlıların resmi dili Türkçeydi. Divan – ı Hikmet -Karahanlı Türkçesine “Hakaniye” adı verilirdi. -Ahmet Yesevi tarafından XI. yüzyılda yazılmıştır. -Hakaniye Türkçesi, Türk – İslam edebiyatının gelişmesinde öncü olmuştur. -Türk tasavvuf edebiyatının en önemli yapıtıdır. -Türkçe yazılmıştır. -Gazne ve Selçuklularda ise, resmi dil Arapça ve Farsçadır. Atabetü’l – Hakayık -Anadolu Selçuklu Devleti'nde yazışma ve bilim dili Arapça, edebiyat dili ise Farsçadır. -XII. yüzyılda Edip Ahmet Yükneki tarafından yazılmıştır. -Türkçeyi resmi dil olarak ilk kez Karamanoğulları beyliği kullanmıştır. -“Hakikatler Eşiği” anlamındadır. 39 TARİH 9.SINIF -Karahan ülkesinde yazılmıştır. -Selçuklu sanat eserlerinde geometrik şekiller öne çıkmaktadır. -Ahlak ve öğüt kitabıdır. -Anadolu Selçuklularda medrese, külliye, türbe ve kümbet, saray, köşk ve darüşşifalar öne çıkmaktadır. -Türk edebiyatının ilk örneklerindendir. -Kayseri Gevher Nesibe darüşşifası, dönemin en büyük hastanesiydi. -XIII. yüzyılda, Anadolu’da Yunus Emre, Mevlana diğer önemli edebiyatçılardır. Din ve İnanış -Türkler, VIII. ve X. yüzyıllar arasında yoğun olarak İslamiyet’i kabul etmişlerdir. -İslam dünyası ise; Sünni Bağdat halifeliği ve Şii Fatımi halifeliği olarak iki merkeze ayrılmıştı. -Anadolu Selçuklu Devleti, Moğol baskısından kaçanları Anadolu'ya yerleştirdi. Bunlar arasında mutasavvıflar bulunuyordu. -Mutasavvıflar yerleştikleri yörede Mevlevilik ve Bektaşilik gibi tarikatlar kurmuşlardır. -Muhyiddin Arabi, Yunus Emre, Mevlana sonraki zamanları da etkilemişlerdir. Batınilik -Hasan Sabbah'ın görüşleri etrafında oluşmuştur. -Hasan Sabbah'ın birlikte eğitim aldığı kişiler arasında Ömer Hayyam ve Nizamülmülk olduğu ileri sürülmektedir. -Düşüncesi etrafında yetiştirdiği fedailer Nizamülmülk gibi devlet adamlarını öldürmüşlerdir. -Melik Şah tarafından ortadan kaldırılmak istendiyse de ölümü ile yarıda kalmıştır. -1256'da Hulagu Han, Alamut Kalesini yıkarak bütün Bâtınileri ortadan kaldırmıştır. Mimari ve Sanat -Türk – İslam mimarisi; camii medrese, kervansaray, imaret, darüşşifa (hastane) vb. gibidir. -Bâtıni ve Moğollar tarafında çoğu tahrip edilmiştir. -Kitabe, hat, tezhip, süsleme ve minyatür gelişmiştir. -Çadır biçiminde yapılan kubbeler Selçuklu mimarisinin bir özelliğidir. 40