9. sınıf tarih ders notları için tıklayınız

advertisement
TARİH 9.SINIF
1.ÜNİTE: TARİH BİLİMİ
Olgu: Özellikle oluşum süreci içinde ya da başka bir şeyin
1.TARİHİN KONUSU VE ÖZELLİKLERİ
belirtisi olarak gözlemlenmiş olaylardan ibarettir.
Tarih nedir? İnsanlar niçin tarihi öğrenmek isterler? Bu
soruların cevabını bulmak ve geçmişini anlamak,
geleceğe ışık tutmak için insanlar tarihi araştırma ve
inceleme gereği duymuşlardır.
Tarih, geçmişte yaşanan olayları inceleyen bir bilimdir.
Tarihsel süreç içerisinde yer alan insanlar geçmişlerini
merak ederler. Geçmişte yaşanan olaylarla ilgili
araştırmalar yaparlar. Tarihin ışığında geçmişi anlamaya
ve sorgulamaya çalışırlar. Bu amaçla tarihçiler
yetiştirirler. Toplumlar, geçmişleriyle ilgili edindikleri
bilgileri gelecek kuşaklara aktarmak gereği duyarlar.
Böylece geleceğe yon vermek isterler.
a) Tarihin tanımı ve özellikleri
Tarih, geçmişten bize ulaşan günümüzde ortaya çıkan,
eleştirel ve yorumlu bir anlayışla incelenen kalıntılardır.
(Turner))
Örneğin, Malazgirt Savaşı bir olaydır. Bu savaş sonrası
Anadolu’nun Türkleşmesi ise bir olgudur.
c)Tarihte Yer-Zaman İlişkisi
Tarihi bir olay için, yer ve zaman en önemli unsurlardır.
Tarihi olayın doğru bir şekilde değerlendirilebilmesi için
olayın geçtiği yer ve zamanın bilinmesi gerekir. Ayrıca
coğrafi şartlar, bölgenin özellikleri, olayların sebep ve
sonucunu doğrudan etkilediğinden tarihi olayların geçtiği
yerlerin bilinmesi son derece önemlidir.
ç) Tarihte Neden-Sonuç İlişkisi
Tarihi olaylar devamlıdır. Bir zincirin halkaları gibi
birbirlerini sebep ve sonuçlarıyla takip ederler. Bir olay;
kendisinden sonraki diğer bir olayın nedeni, kendinden
önceki bir olayın sonucudur. Tarihi olaylar bir zincirin
halkalar› gibi birbirlerini neden ve sonuçlarıyla takip
eder.
Tarih, çevremizi saran ve bizi meşgul eden bugünün
kaygı, sıkıntı ve sorunlar adına geçmiş zamanların
sorgulamasından başka bir şey değildir.( Fernand
Braudel)
d)Tarih Biliminin Yöntemi
b)Tarihin Konusu
Tarih biliminin amacı, geçmişte yaşanan olayları doğru
bir şekilde analiz ederek sonuca ulaştırmaktır. Tarih
bilimini fen bilimlerinden ayıran en önemli özelliği
tekerrür (tekrar) etmemesi, sonuca ulaşmak için deney
ve gözlemin yapılamamasıdır. Tarihi olayların tekrar
etmemesinde zaman faktörü etkilidir. Önceki
dönemlerde yaşanmış bir olay daha sonraki dönemlerde
yer, sebep ve sonuç ilişkisi bakımından benzer özellikler
taşısa bile zamanı farklı olduğundan tarihi olayların
tekrar etmesi mümkün değildir.
Fen bilimleri yaşanmış olan olayları değil, var olan
olayları inceler. Oysa tarih, geçmişte yaşanmış ve bitmiş
olayları inceler.
Tarihi olayları sebep-sonuç ilişkisi içerisinde belirli
yöntemlerle araştırarak açıklama yapanlara “tarihçi”
denir. Tarihçinin geçmişi aydınlatmak için yararlandığı
her türlü yazılı kaynağa “belge”, belgelerin saklandığı
yere “arşiv”, incelenen olayla ilgili elde edilen her turlu
bilgilere ise “veri” denir.
Tarih araştırmacılığında izlenen yollar ise;
*Tarama (Kaynak Arama)
Bütün bilimlerin temel konusu eylemdir. Tarih ise bu
Kaynaklar oluştuğu döneme ve tarihçinin kullanım
eylemlerden, toplumsal eylemleri inceleyen bir bilimdir.
önceliğine göre ikiye ayrılır;
Genel olarak insan topluluklarını, yaşayışlarını, savaş ve
1.Birinci elden kaynaklar: Tarihi olayın geçtiği döneme
barışlarını, gelenek ve göreneklerini, düşünsel
ait her türlü bulgudur.
etkinliklerini, dinsel ve kültürel her türlü etkinliklerini
2.İkinci elden kaynaklar: Olayın geçtiği döneme yakın ya
inceler.
da o dönemin kaynaklarından yararlanılarak oluşturulan
Olay ve Olgu
eserlerdir.
Olay: İnsanı ilgilendiren sosyal, ekonomik, siyasi, dini gibi
Ayrıca kaynaklar malzemenin türüne göre şu biçimde
her alanda olan, ortaya çıkan her şeydir.
sınıflandırılır;
Tarih, tarihçilerle olgular arasındaki kesintisiz etkileşim
veya bugün ile geçmiş arasındaki bitmeyen bir
diyalogdur.( Edward Hallett Carr)
Tarih, İnsanlığın eylem ve fikirlerinin gelişimini takip
eden, fertler ve topluluklar tarafından gerçekleşen
eylemler ve ortaya atılan fikirleri ve bunların sonucunda
gerçekleşen olayları inceleyen bilimdir.( Zeki Velidi
Togan)
Tarih; çağlar boyunca yaşamış insan topluluklarının
sosyal, iktisadi, kültürel, siyasi ve dini faaliyetlerini,
birbirleriyle olan ilişkilerini yer ve zaman göstererek,
sebep-sonuç ilişkisi içerisinde belgelere dayanarak
inceleyen sosyal bir bilimdir.
Tarih, “insan olarak nereden geliyoruz? Geçmişimiz
nedir?” gibi sorulara cevap veren bir bilim olarak da
tanımlanır. Bu bilgilere ulaşmak için tarihçilerin nesnel
(tarafsız) bilgiler vermesi çok önemlidir.
1
TARİH 9.SINIF
Yazılı Kaynaklar: Ferman, mühür, para, gazete, hatıra vb,
-Yapılan astronomik gözlemler sonucu Ay ve Güneş
Sözlü Kaynaklar: Destan, efsane, hikâye, şiir vb.
hareketlerine dayanan takvimler oluşturulmuştur.
Kalıntılar: Arkeolojik buluntular; taş, toprak, kemik,
-İlk Güneş takvimini Mısırlılar, ilk Ay takvimini ise
madenden yapılmış eşyalar, mezarlar vb,
Sümerliler oluşturmuştur.
Çizili, sesli ve görüntülü kaynaklar: CD, film, fotoğraf,
-Mısırlıların güneş yılı takvimini Roma İmparatoru Jül
resim vb.
Sezar yeniden düzenlemiş ve Jülyen takvimi adıyla
*Tasnif (Sınıflandırma)
kullanmışlardır.
İncelenen konu hakkındaki kaynakların bulunmasından
-Zamanla Jülyen takvimini Papa XIII.Gregorius
sonra bunlardan elde edilecek bilgilerin bir sistem
geliştirerek,Gregoryen takvimi olarak kullanmışlardır.
dâhilinde sınıflandırılmasıdır.
-Takvimlerin başlangıç yılları olarak toplumlar önemli
*Tahlil (Çözümleme)
olaylarını almışlardır. İbraniler, MÖ 3761 yaradılış yılını,
Tahlil, elde edilen bilgi ve verilerin kaynak değeri
Yunanlılar, ilk olimpiyat oyunlarının tarihi olan MÖ 776
açısından yeterli olup olmadığıdır. Bilginin tahlil
yılını, Romalılar, roma şehrinin kuruluş yılı olan MÖ 753
edilmesiyle eldeki malzeme kullanıma hazır ve işe yarar
yılını, Müslümanlar da Hicret tarihi olan 622 yılını
duruma gelir.
başlangıç almışlardır.
*Tenkit (Eleştiri)
b)Türklerin Kullandığı Takvimler
Belge ve eserlerin kullanılmasında bazen sorunlar
Takvimin Adı
çıkabilir. Eldeki belgelerde araştırılan konu hakkında
Temel Alınan
Özellikleri
Sistem
sınırlı veya yanlış belge olabilir, belge okunmayabilir.
12 Hayvanlı
*Terkip (Sentez)
Takvim
Güneş
Her yıl bir
hayvan adıyla
Bu aşamada bilgi ve veriler esere dönüştürülmek üzere
anılır.
gözden geçirilir. Bilgilerin hangi sıraya göre
1 yıl 365 gün,5
yapılandırılacağı tespit edilir. Eksikliği duyulan bilgiler
saattir.
tamamlanır. Daha sonra eserin yazımına geçilir.
Hicri Takvim
Ay
Bir yıl 354
e)Tarihin Tasnifi (Sınıflandırılması)
gündür.
Zamana Göre: Bu sınıflandırmaya göre tarih; çağ ve
Hz. Ömer
yüzyıl gibi zaman dilimlerine ayrılmıştır. Zaman
döneminde
dilimlerine İlk Çağ, XX. yüzyıl gibi isimler verilmiştir.
oluşturulmuştur.
Mekâna Göre: Bu sınıflandırmada belli bir coğrafi bölge
incelenir. Asya tarihi, Ankara Tarihi gibi.
Celali Takvim
Güneş
Bir yıl 365 gün 6
Konuya Göre: Bu sınıflandırmada, toplumların siyasi,
saattir.
sosyal, ekonomik, hukuki, dini ve kültürel yönlerinin ayrı
Melik Şah
ayrı incelenmesidir. Dinler Tarihi, Hukuk tarihi vb.
tarafından
yaptırılmıştır.
2.ZAMAN VE TAKVİM
Başlangıç yılı
a)Takvimlerin Ortaya Çıkışı
1079'dur.
-Takvim, zamanı yıllara, aylara, haftalara ve günlere
Rumi Takvim
ayırma yöntemidir.
Güneş
Bir yıl 365 gün 6
saattir.
Hicret başlangıç
2
TARİH 9.SINIF
Miladi Takvim
Güneş
olarak kabul
dönemin koşullarını dikkate almak gerekir. Tarihi olayları
edilmiştir.
değerlendirirken karşılaşılan sorunlardan biri de olaya
Osmanlılarda
tarafsız yaklaşılmamasıdır.
mali işlerde
5.TARİHİ OLAYLARIN FARKLI BAKIŞ AÇILARIYLA
kullanılmıştır.
DEĞERLENDİRİLMESİ
Bir yıl 365 gün 6
Tarihi olayların değerlendirilmesinde en önemli husus
tarihçilerin olaylara tarafsız yaklaşmalarıdır. Tarihçi,
olayları duygusal yaklaşımlarla açıklamamalıdır. Çünkü
bu tur öznel yaklaşımlar tarihi gerçeklerin ortaya
çıkmasını engellediği gibi tarihin bilimselliğini
kaybetmesine neden olmaktadır.
saattir.
Gregoryen
takvimi olarak
ta bilinir.
Başlangıç olara 1
6.TARİH BİLGİLERİN DEĞİŞEBİLİR ÖZELLİĞİ
Ocak alınmıştır.
Tarihte bilgiler olayın geçtiği döneme ait verilere dayanır.
Zamanla yeni belge ve bulguların elde edilmesiyle yeni
Güneş yılı esasına göre düzenlenen takvimlerde her yüz
bir bilgi edilebileceği gibi var olan bilgilerde değişebilir.
yıla “yüzyıl” veya “asır” denir.
2.KONU: TARİH YAZICILIĞI
Herhangi bir tarihi yüzyıl olarak okuyabilmek için tarihi
gösteren sayının son iki rakamı atılır. Baştaki rakamlara
bir sayı ilave edilir. Atılan iki rakama göre de yüzyılın
yarısı ve çeyreği tespit edilir. Örneğin 1453 İstanbul’un
fethi ile ilgili olarak;
•1453 yılının son iki rakamı çıkarılır.
• 14 rakamına bir sayı ilave edilir: 14 + 1 = 15
• 53 rakamı ise yüzyılın ikinci yarısı ve üçüncü çeyreğini
ifade eder.
• Buna göre, 1453 = XV. yüzyılın ikinci yarısının üçüncü
1.TARİH YAZICILIĞININ GELİŞİM SÜRECİ
çeyreğidir.
yazıcılığına örnek gösterilebilir.
3.TARİHİN ÖNEMİ
-Buna karşın tarih yazıcılığı insanların gereksinimlerine,
a) Tarih Öğrenmenin Amaç ve Yararları
beklentilerine, dönemin siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel
Tarih, insanların geçmişten ders alıp geleceğe yön
vermelerini sağlar. Tarih, insanlara, vatan ve millet
kavramları ile milli ve kültürel değerleri öğretir. Tarih,
milli birlik ve beraberlik anlayışının kuvvetlenmesini
sağlar. Devlet yöneticilerine devletin nasıl yönetileceği
konusunda yardımcı olur. İnsanlara karşılaştıkları
durumları tarihi olaylarla bağlantı kurdurarak mantıklı
bir sonuca varma yeteneği kazandırır. İnsanların,
aralarındaki sorunları barış yoluyla çözümlemelerine
katkıda bulunur.
özelliklerine göre değişiklik göstermiştir.
-İnsanlar, çeşitli alanlarda edindiği deneyimleri gelecek
kuşaklara aktarma gereksinimi duymuştur.
- Bundan dolayı kendileri ile ilgili çeşitli konuları yazılı
hâle getirmişlerdir.
- Hititlerde anallar (yıllıklar), Kök Türklerde kitabeler,
Osmanlılarda vakayinameler, Ruslarda kronikler tarih
-Bunun sonucunda farklı tarih yazım ve kuramları ortaya
çıkmıştır. Bunun temel nedeni, insanların zaman
içerisinde düşünce ve gereksinimlerde meydana gelen
değişikliklerdir.
Hikâyeci Tarih Yazıcılığı
- İlk olarak Eski Yunanda MÖ 5. yüzyılda yaşamış olan
Heredotos (Heredot) yazdığı Tarih (Historia) bu türün ilk
b) Atatürk ve Tarih
örneğidir.
Atatürk,1931 yılında Türk Tarih Tetkik Cemiyetini
-Bu tür tarih yazıcılığında hikâye ve efsanelerle dolu
kurdurmuş ve mirasının bir bölümünü buraya bırakmıştır.
bilgiler nakledilir. Genellikle yer ve zamandan
4.TARİHİ OLAYLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ
bahsedilmekle birlikte sebep ve sonuç ilişkileri üzerinde
Geçmişte oluşan olaylar, oluştuğu dönemin siyasi, sosyal,
çok durulmaz.
kültürel, ekonomik ve dini özelliklerini yansıtır. Bu
-Ancak Heredot, olayları peş peşe sıralamakla kalmayıp
nedenle olayları değerlendirirken olayın oluştuğu
3
TARİH 9.SINIF
onları bir düzen içerisinde aktarmıştır. XVIII. yüzyıla kadar
anlaşılmıştır. Bu dönemde tarihçinin geçmişe daha geniş
Avrupa ve İslam dünyası tarihçiliğinde bu tarzda kaleme
açıdan bakması gerektiği ortaya çıkmıştır. Bu anlayış
alınan eserler vardır.
Alman Tarih Okulunun kurulmasında önemli rol
oynamıştır. XVIII. yüzyılda tarihçiler bir yandan kaynakları
araştırmayı sürdürürken bir yandan da çeşitli tarih
Öğretici Tarih Yazıcılığı
felsefelerinden ve çeşitli düşünce akımlarından
-Öğretici tarzda eser veren tarihçiler, ait oldukları
esinlenmişlerdir.
toplumu harekete geçirerek millî birlik ve ahlakî değerleri
- XVIII. yüzyılda Voltaire (Volter) o zamana kadar din ve
geliştirmeyi istemişlerdir.
siyaseti konu alan tarih anlayışını geliştirerek uygarlığın
-Bu tarz tarih yazıcılığında topluma yarar sağlamak
genel tarihini yazmıştır. XIX. yüzyıl ve sonrasında onun
amaçlanır. Bu tarzın ilk temsilcisi Thukydides
açtığı yoldan devam eden tarihçiler, değişik alanlarda
(Tukidides)'tir.
çalışmalar yapmışlardır. Bu çalışmalar Toplum Bilimleri
Yüksek Araştırma Okulunun ve İtalyan Mikro Tarih
Okulunun açılmasını sağlamıştır. XX. yüzyılda biyografi
Araştırıcı Tarih Yazıcılığı
çalışmaları, gazeteciliğe ve sosyolojiye dayanan yeni tarih
Bu tarz tarih yazıcılığında tarihî olaylar tek bir nedene
anlayışı, ABD ve İngiltere'de sanayi kuruluşlarına yönelik
dayandırılmamış, dönemin toplumsal, ekonomik, siyasi,
"İş Dünyası Tarihi" gibi yeni yaklaşımlar ortaya çıkmıştır.
dinî, kültürel yapıları ayrıntılarıyla ele alınmıştır.
2.TÜRKLERDE TARİH YAZICILIĞI
a)Osmanlılarda Tarih Yazıcılığı
-Osmanlı Devleti'nde tarih yazıcılığı, devlet politikası
-Eski Yunanlılarda MÖ V. yüzyılda Heredotos ile başlayan
doğrultusunda yöneticilerin yaşamları, başarıları, siyasi
tarih yazıcılığı Thukydides ile devam etmiştir.
ve askerî olayların anlatılması şeklinde bir gelişme
- İslam tarih yazıcılığı, VII. yüzyılda olayların hikâyeci
göstermiştir.
anlatım tarzıyla nakledilmesi şeklinde ortaya çıkmıştır. IX.
- Osmanlı tarih yazıcılığındaki temel amaç, devletin
yüzyılda yaşamış olan Taberi, İslam tarih yazıcılığını
başarılarının gelecek nesillere aktarılmasıdır.
hikâyeci bir anlatımdan kurtarırken eserlerini çeşitli
-Osmanlı Devleti XVIII. yüzyılda. İdari, siyasi ve toplumsal
kaynaklardan yararlanarak yazmıştır. XV. yüzyılda İbn
alanlarda olduğu gibi tarih felsefesi ve yazıcılığı
Haldun konularını tarih felsefesi çerçevesinde ele
konusunda da Avrupa'dan etkilenmiştir. Bunun
almıştır. XVII ve XVIII. yüzyıldaki olayları aktarmak
sonucunda Osmanlı tarih yazıcılığının en önemli
amacıyla ansiklopedik tarzda eserler yazılmıştır. XIX.
unsurlarından biri olan vakanüvislik. XVIII. yüzyılın
yüzyılda genel tarih, milletler ve ülkeler tarihi, dinler ve
başlarından itibaren ön plana çıkmıştır.
medeniyetler tarihi, düşünce ve felsefe tarihleri
-Osmanlı merkez teşkilatında devlet tarihçisi olan
yazılmıştır.
vakanüvisler, kendilerinden önce yazılan olayları
- Orta Çağ Avrupa'sında ise tarih anlayışı, eleştiriden
derlemişler ve görevli bulundukları dönemin olaylarını
uzak, "kilise tarihi" şeklinde bir gelişim göstermiştir. Orta
kaydetmişlerdir.
Çağda tarih yazıcılığına eleştirel yöntemi kazandıran
-İlk vakanüvis Halepli Mustafa Naima Efendi'dir. Naima
Rönesans düşünürleridir. XVIII. yüzyılda tarihi yazmak
Efendi, tarihin sadece olaylar dizisinden ibaret olmadığını
için sadece belgenin derlenmesinin yeterli olmayacağı
belirterek belgelerin dışında sosyolojik yorumlara yer
4
TARİH 9.SINIF
verilmesin» ileri süren bir tarihçilik anlayışını
Coğrafya: Yer bilimidir. Coğrafi ortam, kültür ve
benimsemiştir.
uygarlıkları biçimlendirmektedir. Bu biçimlendirmenin
-Vakanüvislerin eserleri dışında yazılmış Hoca Sadeddin
nasıl olduğunu inceler.
Efendi, Âşık Paşazade. Oruç Bey. Behişti, Peçevi, Selaniki
Arkeoloji: Eski yapıtları tanıma bilimidir. Arkeoloji, eski
ve önemli bir devlet adamı olan Ahmet Cevdet Paşa'nın
mimari ve sanat yapıtlarından, ilgili devrin kültürünü
da tarihleri vardır.
yansıtır.
b)Cumhuriyet Döneminde Tarih yazıcılığı
Tarih öncesinin araştırılmasında tarihe en çok yardımcı
-Cumhuriyet Döneminde yeni tarih anlayışının ortaya
olan bilimdir.
çıkmasında Atatürk’ün büyük rolü olmuştur.
Antropoloji: İnsan bilimidir. İnsanın, geçmişteki
-Atatürk’ün tarihe olan ilgisi okul yıllarına dayanır.
durumlarını, evrimini araştırır.
Çanakkale Cephesi’nde üstlendiği görevleri içeren ‘’
Etnografya: Kavimler bilimidir. Tarihteki toplulukların
Arıburnu Muharebeleri Raporu ‘’ adlı eserin ilk kelimesi ‘’
yaşama tarzlarını, yaşam anlayışlarını, gelenek ve
tarih ‘’ tir. O, eserini gelecek kuşaklara doğru bilgi
göreneklerini inceler.
aktarmak için kaleme aldığını belirtmiştir.
Hukuk: Toplu Halde Yaşayan İnsanların Birbiriyle Ve
-Atatürk, yaptığı inkılapları halka ve Meclise anlatmak
Devletle İlişkilerini düzenleyendir.
için sık sık tarihin tanıklığına başvurmuş ve bu sayede
Kronoloji: Zaman bilimidir. Kronoloji sayesinde, tarih
muhaliflerini ikna etmiştir
gerçek bir bilim olabilmiştir.
-. Atatürk, Anadolu ve Türk Tarihi ile ilgili gerçeklerin gün
Edebiyat: Duygu ve düşüncelerin söz ve yazıyla etkili bir
ışığına çıkarılmasına yardımcı olmak amacıyla şu sorulara
biçimde anlatma sanatıdır.
cevap verilmesini istemiştir: Türkiye’nin en eski yerli
Felsefe: Görüş açısını zenginleştirir. Her tarihi olayı kendi
halkları kimlerdir? Anadolu uygarlıkları nasıl ve kimler
zamanındaki felsefi görüş açısından değerlendirerek
tarafından oluşturulmuştur? Türklerin dünya tarihindeki
inceler.
yeri nedir? Türklerin İslam tarihinde rolü ne olmuştur?
Paleografi: Eski yazıları tanıma bilimidir. Yazıların
-I. Türk Tarih Kongresinde Türk tarihçileri Atatürk’ün
bulunuşunu, çözülüp okunmasını inceler.
çizdiği ana hatlar üzerinde çalışmalar yapmışlar ve
Epigrafi: Yazıtlar bilimidir. Yazıtların bulunuşunu,
kongrede yukarıdaki sorulara cevap aramışlardır. Bu
yazıların çözülüp okunmasını inceler.
çalışmalar sonucunda ortaya Türk tarih tezi çıkmıştır. -
Sosyoloji: Toplum bilimidir. Sosyal olayları yani, insanı
Osmanlı tarih yazıcılığının mirası olan İslam merkezli tarih
incelemektedir.
yorumlarına alternatif olarak 1930’larda ortaya çıkan bu
Filoloji: Dil bilimidir. Diller arasındaki akrabalık bağlarını
tez, Türklerin dünya uygarlıklarının gelişiminde önemli
araştırır.
bir yere sahip olduğunu kanıtlamayı amaçlamıştır.
Diplomatik: Belgeler bilimidir. Kâğıt üzerine yazılan
-Atatürk’ün 1931’de kurduğu Türk Tarihi Tetkik
bütün belgeleri incelemektedir. Antlaşma, yazışma gibi.
Cemiyetinin amacı Türk, İslam ve dünya tarihini
Nümizmatik: Eski paraları tanıma bilimidir. Paraların
incelemek ve elde edilen sonuçları her türlü yolla
madenini, ayarını ve ağırlığını inceleyerek, sonuçlar
yaymaktır. Kurum bu amaçlarını gerçekleştirmek için
üretir.
anma törenleri, konferanslar, seminerler, kongreler
İstatistik: Bilgileri tablo ve grafiklerde anlatma
düzenlemekte, kazılar yaptırmakta; Türk ve Türkiye
yöntemidir.
tarihine ait kitaplar yayınlamaktadır.
Ekoloji: Canlıların birbirleri ile çevreyle olan ilişkisini
3.KONU: TARİHİN DİĞER BİLİMLERLE İLİŞKİSİ
inceler.
5
TARİH 9.SINIF
Kimya: Ele geçirilen eserlerin yaşını Karbon 14
-Mağara ve kaya sığınaklarında yaşamaya devam
etmişlerdir.
Yöntemiyle belirler.
Sanat Tarihi: Sanat ve sanatçıyı inceler.
-Dönemin sonlarına doğru buzullar erimeye başlamış ve
ateş insanoğlunun yaşamına girmiştir.
-Bu çağın en özgün buluntuları çakmak taşından
yapılmış, mikrolit adı verilen ve günlük yaşamda
kullanılmaya yönelik küçük araç gereçlerdir.
Heraldik: Armaları inceleyen bilim dalıdır.
2.ÜNİTE: UYGARLIĞIN DOĞUŞU VE İLK UYGARLIKLAR
- Orta Asya’da Mezolotik Çağa ait en eski yerleşim yeri
Güney Tacikistan’daki Kuldara (Ceyhun Nehri’nin yukarı
kısmı) bölgesidir.
1.KONU: TARİH ÖNCESİ ÇAĞLAR
1.TARİH ÖNCESİ ÇAĞLARIN GENEL ÖZELLİKLERİ
-Türkiye’de bu dönemi aydınlatan merkezlerden bazıları
Antalya’da Beldibi, Ankara’da Macunçay, Göller
yöresinde Baradiz, Samsun’da Tekkeköy mağaralarıdır.
Yazılı kayıt ve belgelerin olmadığı Tarih Öncesi Çağlar
hakkında tarih bilimi en çok arkeolojiden yararlanır. Yeni
bulgularla birlikte bu döneme ait bilgilerimiz de
değişebilir. Taş çağı ve Maden çağı olarak
adlandırılmıştır.
Yeni Taş (Neolitik) Çağı (8.000-5.500)
a)Taş Çağı (MÖ 600.000-5.000)
-Bu dönem insanları ovalara ve su kıyılarına inmişlerdir.
Eski Taş (Paleolitik) Çağı (600.000-10.000)
-Toprak işlenmeye başlanmış, tarım üretimine
geçilmiştir.
-İnsanlık tarihinin en uzun dönemidir.
-Çakmak taşlarının yontulmasıyla şekillendirilmiş kesici,
delici ve kazıcı aletler bu dönemin en belirgin
buluntularıdır.
-Bu döneminde insanlar tamamen doğaya bağlı kalmış,
avcılık ve toplayıcılık ile hayatlarını sürdürmüşlerdir.
-Köyler kurulmuş, kulübeler yapılmış ve çamurla
sıvanmıştır.
-Köylerin etrafını hendek ve çitlerle çevirmişlerdir.
-Yiyecek ve içeceklerini saklamak için kilden küp, çanak
çömlek yapmışlardır.
-Hayvan postlarından giysi yaparak soğuktan
korunmuşlardır.
-Bu çağa ilk kez Ön Asya'da geçilmiştir. Türkiye’de Konya
Çatalhöyük, Diyarbakır Çayönü önemli yerleşim
merkezleridir.
-Mağara ve kaya sığınaklarını barınak olarak
kullanmışlardır.
-Çağın sonlarına doğru mağara duvarlarına hayvan ve av
sahneleri resimleri yapmışlardır.
-Dünyada Paleolitik Döneme ait ilk izlere İspanya’daki
Altamira, Fransa’da Lasque (Laskö) mağaralarında
rastlanmıştır.
-Konya Çatalhöyük, insanlık tarihinin ilk şehir yerleşmesi
olarak kabul edilmektedir.
b)Maden Çağı (MÖ 5500-3500)
-Türkiye’de bu döneme ait kalıntıların bulunduğu yerlere
Antalya’da Karain, Beldibi ve Belbaşı; İstanbul’da
Yarımburgaz mağaraları örnek gösterilebilir. Yarımburgaz
Mağarası, Türkiye’deki bilinen en eski yerleşim yeridir.
Bakır (Kalkolitik) Çağı
-İnsanların ilk buldukları ve kullandıkları maden bakırdır.
-Bakırın tabiatta bol bulunması ve kolay işlenir
olmasından dolayı bu madenden silah, günlük kullanıma
yönelik kap kacak yapılmıştır.
Orta Taş (Mezolotik) Çağı (MÖ 10.000-8.000)
-Orta Taş (Mezolotik) Çağı (MÖ 10.000-8.000): Bu
dönemde insanlar, hayatlarına avcılıkta ve toplayıcılıkta
sürdürmüşlerdir.
-Altın ve gümüş madenleri daha çok süs eşya yapımında
kullanılmıştır.
6
TARİH 9.SINIF
-Madenin insan yaşamına girmesiyle tarımda bereket
simgeleyen madenî heykelcikler yapılmaya başlanmıştır.
-Türkiye’de bu döneme ait merkezler arasında Çorum’da
Alacahöyük, Denizli’de Beycesultan, Çanakkale’de
Kumtepe ve Truva, Samsun’da İkiztepe gibi yerleşim
yerleri bulunmaktadır.
bulunmaktadır.
2.Tarih Çağları
İlk, Orta, Yeni ve Yakın Çağ olarak bölümlere
ayrılmaktadır.
Tunç Çağı
-Bakırla kalay karıştırılarak daha sert bir madde olan tunç
elde edilmiştir.
2.KONU: İLKÇAĞ UYGARLIKLARI
-Bu dönemde site adı verilen ilk şehir devletleri
kurulmuştur.
1.KÜLTÜR VE UYGARLIK
-Anadolu'da bu dönemden kalan yerleşim merkezleri ise
Ankara Ahlatlıbel, Kayseri Kültepe'dir.
Kültür: İnsan toplumuna özgü bilgi, inanç ve davranışlar
bütünü ile bu bütünün parçası olan maddi nesnelerdir.
Toplumsal yaşamın dil, düşünce, gelenek, işaret
sistemleri, kurumlar, yasalar, aletler, teknikler, sanat
yapıtları gibi her türlü maddi ve tinsel ürününü
kapsamına alır.
Demir Çağı
-Bu çağda üretim artmış, ticaret ve silah yapım teknikleri
gelişmiştir.
Uygarlık, bir ülke veya toplumun, maddi ve manevi
varlıklarının, düşünce, sanat, bilim, teknoloji ürünlerinin
tamamını ifade eder.
-Küçük şehir devletlerin yerini büyük devleler almaya
başlamıştır.
-Devrin sonlarında yazı insanoğlunun yaşamına girmiştir.
Kültür, ulusal ya da bölgesel yaşamı ifade eder. Uygarlık
ise evrensel yaşamı ifade eder. Bu nedenle kültürde
özgünlük, uygarlıkta ise etkileşim bulunmaktadır.
2.TÜRKİYEDE TARİH ÖNCESİ DÖNEMLERİN YAŞANDIĞI
BÖLGELER
2.MEZOPOTAMYA UYGARLIĞI
Truva
Yapılan kazılarda üst üste dokuz şehir kurulduğu
görülmüştür. İlk beşi Tarih öncesi dördü ise İlk Çağa
aittir.
a)Sümerler (MÖ 4000-2000)
-Mezopotamya'da ilk şehir devletlerini kurmuşlardır.
Alişar
Yedi yerleşim katından oluşmaktadır. İlk üçü Tarih
öncesine, dördü ise İlk çağa aittir. Çanak çömlek
yapımında ilerlemişlerdir.
-Site adı verilen en önemli şehir devletleri; Ur, Uruk,
Lagaş'tır.
Alacahöyük
Dört yerleşim merkezinden oluşmaktadır. İlk ikisi Tarih
öncesine, diğerleri İlkçağa aittir. Kazılarda altın, gümüş
ve bakırdan yapılmış güneş kursları bulunmuştur.
-Siteler etrafı surlarla çevrili, Ziggurat adı verilen tapınak
ve onun etrafındaki evlerden meydana gelmektedir.
Çatalhöyük
Konya Çumra ilçesindedir. MÖ 7000 yıldan kalma bir
kentin büyük bir bölümü ortaya çıkarılmıştır. Şehirdeki
evler dörtgen duvarlı olup birbirine bitişiktir. Bu nedenle
sokaklar yoktur. Ulaşım düz damlar üzerinden
olmaktadır. UNESCO Dünya miras listesinde
-Devlet yönetiminde krala yardımcı olan danışma
meclisleri de bulunmaktadır.
-Bu devletlerarasında siyasi ve ekonomik nedenli savaşlar
görülmektedir.
-Sitelerin başında Patesi veya Ensi adı verilen krallar
bulunmaktadır.
-Sümer kralları, dini törenleri yönetir, ordunun başında
bulunur ve hukuki yetkileri elinde tutarlardı.
-Kraliçe devlet işlerinde oldukça etkiliydi.
7
TARİH 9.SINIF
-Krallar ve rahipler üst sınıfı oluştururken, hürler ve
köleler sınıfı da bulunmaktaydı.
-Kral Hammurabi, dine dayalı devlet anlayışı yerine
gücünü ordudan alan mutlak krallık anlayışını getirmiştir.
-Köleler haricinde her erkek asker sayılmaktadır.
-Hammurabi, ceza, mülkiyet ve ticaret alanında gelişmiş
yasalar yapmıştır.
-Çok tanrılı din inancı görülmekte, ölümden sonraki
yaşama inanmamaktadırlar.
-Ekonomileri tarım ve ticarettir.
-Gılgamış, Tufan ve Yaradılış destanları bulunmaktadır.
-Mimari açıdan bölgenin en gelişmiş uygarlığıdır.(Babil'in
asma bahçeleri)
-Ev ve tapınaklarını ateşte pişirilmiş kerpiç ve tuğlalardan
yapmışlardır.
d)Asurlular (MÖ 2100-MÖ 625)
-Kara sabanı kullanarak ve sulama kanalları inşa ederek
tarımın gelişmesini sağlamışlardır.
-Ekonomileri hayvancılık ve ticarete dayalıdır.
-Askeri güce dayalı bir imparatorluktur.
-Matematik ve geometride gelişmişlerdir. Dört işlemi
kullanarak bölme ve çarpma cetvelleri hazırlamışlar,
yüzey ve hacim ölçmeyi gerçekleştirmişler, daireyi 360
dereceye bölmüşlerdir.
-Başkentleri Ninova'dır.
-Anadolu’da, Kültepe, Alişar ve Boğazköy'de ticaret
kolonileri kurmuşlardır.
Ziggurattan Yazıya
-Ticareti canlandırmak amacıyla Sard'dan başlayıp
Ninova'ya kadar uzanan Kral yolunu yapmışlardır.
Sümerlerde tapınaklara teslim edilen tarım ürünleri,
satılan ve satın alınan her türlü ticari mal, rahipler
tarafından kil tabletler üzerine resimler ve işaretlerle
kaydedilmiştir. Zamanla bu resim ve işaretlerin heceye
dönüşmesiyle yazı ortaya çıkmıştır.
-Çivi yazısını kullanmışlardır.
-Anadolu^da ilk yazılı kaynaklar Asurlu tüccarların
bıraktıkları Kültepe tabletleridir.
-Tarihte bilinen ilk kütüphaneyi Ninova'da kurmuşlardır.
b)Akadlar (MÖ 2350-2100)
-Asur kabartmaları öne çıkmaktadır.
-Sami kökenli Akadlar MÖ 4000'de Arap Yarımadasından
gelerek, Orta Mezopotamya'ya yerleşmişlerdir.
Mezopotamya'da Hukuk
Sümerlerde ilk yasa,
Babil kralı Hammurabi,
Urgakina tarafından MÖ
mülkiyet, ticaret ve ceza
2750'de yapılmıştır.
alanında yasalar yapmıştır.
Urgakina yasaları ile
Yaptırımları Sümer
köleliğe son vermek ve
yasalarına göre daha serttir.
zayıfları korumak
Kısasa kısas ilkesi
istemiştir.
görülmektedir.
Cezalandırmada bedel
yöntemi uygulanmıştır.
-Başkentleri Agade şehridir.
-İlk düzenli ordu sistemini kuran Akadlar, tarihte bilinen
ilk imparatorluğu kurmuşlardır.
c)Elamlar (MÖ 3000-640)
-İlk dönemlerinde şehir devletleri olarak yaşamışlardır.
3.ORTA ASYA UYGARLIĞI
-MÖ 3000'de merkezi Sus olan Elam krallığını
kurmuşlardır.
-Kültür merkezlerinin tarihi MÖ 5000 yıllarına kadar
uzanmaktadır.
-Madencilik, çömlek yapımı ve seramik sanatında
gelişmişlerdir.
-Kazılar sonucu Yontma taş devrine kadar uzanan
yerleşim merkezleri bulunmuştur.
-Çivi yazısını kullanmışlardır.
-Anav kültürü Batı Türkistan'da Aşkabat yakınlarında
kazılarda ortaya çıkarılmış en eski kültürdür.
ç)Babiller (Amurlular,MÖ 2100-MÖ 539)
-Başkent Babil şehridir.
8
TARİH 9.SINIF
-Afanesyevo kültürü Altay-sayan dağlarının batısında
ortaya çıkarılmıştır. Türklerin en eski kültürüdür.
-Nil Nehri'nin hareketlerini incelemek amacıyla
astronomi gelişmiş ve sonuçta Güneş Takvimini
bulmuşlardır.
-Andronova kültürü, Hazar Denizinin kuzeydoğusundan
Ural dağlarına kadar uzanmaktadır. Tunçtan ve altından
yapılan eşyalar ilk kez burada bulunmuştur.
-Günümüze kadar uzanan kral mezarları olan piramitleri
bulunmaktadır.
-Karasuk kültürü, Yenisey ırmağının kolu olan Karasuk
Nehri kenarında oluşmuştur.
5.İRAN UYGARLIĞI
-MÖ VII. yüzyılda siyasi güç olmuşlardır.
-Tagar kültürü, Abakan bölgesindeki en gelişmiş olanıdır.
Kazılarda ok uçları, iğne, bilezik, küpe ve tarak
bulunmuştur.
-Pers İmparatorluğu mutlakıyetle yönetilmiştir.
-Ülke satraplık adı verilen eyaletlere bölünmüştür.
4.MISIR UYGARLIĞI
-Zerdüşt din inancı görülmektedir. İnanca göre iyiliği
Ahuramazda, karanlığı ve kötülüğü ise Ahriman temsil
etmektedir. Tapınaklara Ateşgede adı verilmektedir.
-Yaşam kaynakları Nil nehridir.
-Etrafı çöl ve denizlerle kaplı olduğu için işgallerden
kurtulmuştur.
-Haberleşme, ulaşım ve düzenli posta örgütleri
bulunmaktadır.
-İlk siyasi örgütlenme Nom adı verilen şehir devletleri
biçimindedir.
-Pers üslubu denilen mimarilerinin yanı sıra
kabartmacılığa da önem vermişlerdir.
-Kral Menes döneminde Firavun adı verilen dini ve siyasi
gücü olan tanrı-kralların yönetimi başlamıştır.
-Çivi yazısını kullanmışlardır.
-Firavunlar döneminin en önemli olayı MÖ 1280'de
Hititlerle imzalana Kadeş Antlaşması’dır. Bu antlaşma
tarihte bilinen ilk yazılı antlaşmadır.
6.HİNT UYGARLIĞI
-MÖ 6.yüzyılda Pers işgaline uğrayan Mısır, MÖ
4.yüzyılda İskender'in bu bölgeye girmesine kadar bu
devletin egemenliğinde kalmıştır.
-Hindistan'ı işgal edenlerden bir de Arilerdir.
-Verimli toprakları nedeniyle sık sık işgallere uğramıştır.
-Arilerin Hindistan'a gelmesiyle birlikte Kast Sistemini de
bu bölgeye taşımışlardır.
-Mısır'da toplum, kâtipler, rahipler, askerler; tüccarlar,
zanaatkârlar; çiftçiler ve kölelerden oluşmaktadır.
-Kast, meslekleri babadan oğula geçen ve aynı
geleneklere bağlı bulunan sosyal sınıf sistemidir.
-Ekonomi tarım, ticaret ve madenciliğe dayalıdır.
-Hiyeroglif adı verilen resim yazıları bulunmaktadır.
-Hindistan'la ilgili ilk bilgiler veda adı verilen dini içerikli
metinlerde yer almaktadır.
-Yazıları papirüs bitkisinden yapılan kâğıtlara
yazmışlardır.
-Hinduizm ve Brahmanizm inançları gelişmiştir.
-Ölümden sonraki yaşama inandıkları için ölülerini
mumyalamışlardır.
-Mumyalama sayesinde tıp ve eczacılık gelişmiştir.
7.ÇİN UYGARLIĞI
-Matematikte ondalık sayı sistemini bulmuşlardır.
-Uygarlığın oluşmasında, Çin'in yanı sıra, Moğol, Türk ve
Tibetlilerin etkisi bulunmaktadır.
-Geometride gelişmişlerdir.
-Çin'de toplumsal yapıyı asiller ve köylüler
oluşturmaktadır.
9
TARİH 9.SINIF
-Çin'de en yaygın dinler, Konfüçyüsçülük, Taoizm ve
Budizm'dir.
-Başkentleri Hz.Davud'un kurduğu Kudüs’tür.
-Tarihte ilk kez tek tanrılı ve kitaplı bir dine inanmışlardır.
-Ekonomi büyük ölçüde tarıma dayalıdır.
Not: Dinleri Musevilik veya Yahudilik olarak anılmaktadır.
Dinlerinin yalnız İbranilere geldiklerine inandıkları için
evrensel bir din olmamıştır.
-Tek heceli bir dil konuşulmakta ve kullandıkları yazı
günümüze kadar gelmiştir.
-Resim, kumaş işleme, porselen, heykelcilik, çinicilik
sanat ve zanaat dalları gelişmiştir.
-Ekonomileri tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır.
-Ticaret ve zanaatçılık sonucunda özel mülkiyet duyguları
gelişmiştir.
-Budizm, resim ve heykelciliğin gelişimine katkıda
bulunmuştur.
-Dinleri sayesinde binlerce yıl ulusal kimliklerini
korumuşlardır.
-Mimari, askeri ve dini alanda gelişmiştir. Çin Seddi ve
Budist tapınakları bu duruma örnektir.
9.ANADOLU UYGARLIĞI
-Mürekkep, kâğıt, barut, pusula ve matbaayı kullanarak
dünyada birçok gelişmeye öncülük etmişlerdir.
Anadolu’da yapılan kazılarda MO 3000’li yıllara dayanan
gelişmiş uygarlıkların varlığı tespit edildi. MO 2000’li
yıllarda Asurlu tüccarların yazıyı Anadolu’ya getirmeleri
ile Anadolu’da tarihi devirler başladı. “Güneşin
doğduğu yer” anlamına gelen Anatolia’da (Anadolu) ilk
çağlardan itibaren birçok uygarlık kuruldu.
8.DOĞU AKDENİZ UYGARLIKLARI
a)Fenikeliler (MÖ 1000-520)
-Lübnan Dağları ile Akdeniz arasındaki kıyı bölgesinde
kurulmuştur.
Anadolu’da birçok uygarlığın kurulmasında;
• Göç ve ticaret yolları üzerinde bulunması,
• Asya ve Avrupa’yı bağlayan bir konumda olması,
• ikliminin yaşam koşullarına ve topraklarının tarıma
elverişli olması etkili oldu.
-Çok tanrılı inanca sahiptirler.
-Mimaride daha çok taş kullanmışlardır. Evler tek katlı
olup, evlerin salonu, hamamı ve su kuyusu bulunurdu.
a)Hattiler (MÖ 2500-MÖ 1700)
-Akdeniz kıyılarında kurdukları kolonilerle ticaretleri
gelişmiş ve ülkeler arası kültürel etkileşimi sağlamışlardır.
-Anadolu’nun ismi bilinen en eski halkıdır.
-Hititlerden önce şehir devletleri biçiminde örgütlenen
Hatti prensliklerinin büyük bir bölümü Kızılırmak nehrinin
oluşturduğu yayın içinde yer alıyordu.
-Tarihte ilk kez harf yazısını kullanmışlardır.
Not: Fenike alfabesini ilk önce İyonlar alıp kullanmışlar,
sırası ile de Yunan ve Romalılar kullanmıştır. Bu alfabeye
yeni harfler ekleyerek bugünkü Latin alfabesini
oluşturmuşlardır.
- Hititler, Hattilerin devamı değildir. Hattiler, Hititlerden
önce bölgede varlık gösteren yerli bir Anadolu halkıydı.
- Hatti kültürü, Hitit kültürü üzerinde öyle büyük izler
bırakmıştır.
-En önemli kolonileri; Kartaca, Godes, Malta, Tunus,
Cezayir’dir.
- Hattilerin okuryazar olduklarına dair belge ele
geçmemiştir.
Not: Fenikeliler kurdukları kolonileri yalnız sömürge
amacı olarak gördükleri için başarısız olmuştur. Buna
karşın İyon ve Yunanlılar kurdukları kolonileri yeni bir
vatan saymışlar ve bu alanda başarılı olmuşlardır.
b)Hititler (MÖ 1700-MÖ 700)
b)İbraniler (MÖ X. Yüzyıl-MS 70)
-Başkenti Hattuşaş’dır. (Boğazköy)
-Sami asıllı kavimdir.
-Başlangıçta Hitit krallığı, feodal beyliklerden oluşmuştur.
Merkezi krallık zamanla güçlenerek eyaletlere
merkezden valiler atanmıştır.
-Günümüz Suriye, Filistin topraklarında yaşamışlardır.
10
TARİH 9.SINIF
-Krallar, başkomutan, baş yargıç ve başrahipti.
-İyonyalılar özgür düşüncenin ve pozitif bilimlerin öncüsü
olmuşlardır. Felsefe, matematik ve tıp bilimlerinin temeli
İyonyada atılmıştır.
-Hititlerin ilk döneminde kralın yetkilerini soylulardan
oluşan Pankuş Meclisi tarafından sınırlandırılmıştır.
İmparatorluk döneminde ise Pankuş Meclisinin yetkileri
azalırken kralın yetkileri artmıştır.
-Tales, Pisagor, Ksenefon, Hipokrat, Diojen, Heraklit ve
Homeros dönemin ünlü düşünürledir.
-Devlet yönetiminde kraldan sonra en yetkili kişi
"Tavananna" adı verilen kraliçeydi. Tavananna, dini
törenlere başkanlık eder, kral savaşa gittiğinde ülkeyi
yönetirdi.
-Tales güneş tutulmasını önceden hesaplayacak kadar
matematik ve astronomide ileri gitmiştir.
-Pisagor ilk kez dünyanın yuvarlak olduğunu ileri
sürmüştür.
-Hititlerde kralın buyruklarına karşı gelmek, devlete
başkaldırmak büyük suç sayılmıştır.
-İyonyalılar, saray ve tapınak mimarisinde de
gelişmişlerdir.
-Hititlerdeki toplumsal yapıda en üst sınıfı kral ve ailesi
oluşturmaktadır. Bu toplumsal yapıda asillerden başka
rahipler, sanatçılar, askerler, memurlar ve köleler
bulunmaktadır.
-Fenike alfabesini kullanmışlardır.
ç)Urartular (MÖ 900-MÖ 600)
-Hitit sanatı, Mezopotamya etkisinde gelişmiştir.
Heykelcilik ve kabartmacılık öne çıkmaktadır. Yazılıkaya
ve İvriz kabartmaları en önemli örneklerdir.
-Başkentleri Tuşba’dır. (Van)
-Savaşçı bir toplumdur.
-Anadolu'ya yazıyı Asurlular getirmiştir. Hititler,
Asurlulardan aldıkları çivi yazısıyla beraber kendilerine
özgü olan hiyeroglif yazısını da kullanmışlardır.
Hititlerden kalan en önemli yazılı eserler anallardır.
Anallar, kral tarafından Tanrı'ya hesap vermek için
yazılan yıllıklardır.
-Çivi yazısını kullanmışlardır.
-Ölümden sonraki yaşama inanmışlar ve bunun
sonucunda mezarlarını oda ve ev biçiminde yapmışlar,
içlerine çeşitli eşya koymuşlardır.
-Kaya mimarisinde ilerlemişlerdir.
-Hititler, Mezopotamya’dan aldıkları yasalara eklemeler
yaparak Anadolu'nun ilk yasalarını oluşturmuşlardır.
Medeni ve ceza hukukunda önemli gelişmeler
göstermişlerdir. Yasalar ile kölelere bile mülkiyet hakkı
tanımışlardır.
-Tarımı geliştirmek için gölet ve su kanalları yapmışlardır.
d)Frigyalılar(MÖ 800-MÖ 676)
-Başkentleri Gordion’dur.
-Hititler döneminde Anadolu'da çok tanrılı din anlayışı
bulunmaktadır. Hititler çevre kültürlerin tanrılarına da
inanmışlardır. Bu nedenle Anadolu için "Bin tanrılı il"
denilmektedir.
-Çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşmışlar, tarımı korumak ve
geliştirmek için özel yasalar ve kurallar oluşturmuşlardır.
Bu yasalara göre öküz kesenin yâda sabankıranın cezası
ölümdür.
-Tarihte bilinen ilk yazılı antlaşmayı Mısır ile
imzalamışlardır. (Kadeş Barışı)
-Frig yazı sistemi ve dilleri tam olarak çözülememiştir.
Edebiyatları hakkında da fazla bilgi yoktur. Buna karşın
hayvan hikâyelerinin (fabl) kaynağı olarak kabul
edilmişlerdir. -Frig sanatının ve mimarisinin en önemli
örnekleri Gordion ve Midas şehirlerindeki kayalar içine
oyulmuş sığınaklardır.
c)İyonlar (MÖ 1200-MÖ 745)
-Tarihte İyonya, İzmir ile Büyük Menderes nehri
arasındaki bölgedir.
-Şehir devletleri biçiminde yaşamışlar ve hiç bir zaman
siyasal birlik oluşturamamışlardır.(Efes, Milet, Foça,
Bergama, İzmir vb.)
-Frigler evlerini dikdörtgen biçiminde yapmışlar,
temellerinde taş, üst kısımlarında kerpiç kullanmışlardır.
-Demokrasi ve diktatörlüğün (Tiranlık) ilk örnekleri
görülmüştür.
-Maden işçiliğinde, ağaç oymacılığında, nakış
işlemeciliğinde, dokumacılıkta ileri gitmişlerdir. Tiftik
11
TARİH 9.SINIF
olarak bilinen keçi kılı dokumaları ile “Tapates” adını
taşıyan halı ve kilim üretimi yaygındır.
etmişlerdir.
-Deniz ticaretinde gelişmişlerdir.
-Kuyu mezarları önemli eserleridir.
- Boğazların hâkimiyeti için Truvalılarla yaptıkları savaşlar
(Truva Savaşları) öne çıkmaktadır.
e)Lidyalılar (MÖ 687-MÖ 546)
Yunan Uygarlığı (MÖ 1200-MÖ 337)
-Gediz ve menderes nehirleri kıyısında kurulmuşlardır.
Başkentleri Sart’tır.
-M.Ö. 1200 yılında Dorlar tarafından kurulmuştur.
-“ Polis” denilen şehir devletleri halinde yaşamışlardır.
Atina, Tebai, Korint, Sparta, Larissa gibi şehir devletleri
vardır. Şehirlerin etrafı surlarla çevrilmiştir.
-Ticaret eylemleri sonucunda zenginleşen Lidyalılar,
Anadolu’da ücretli askerlik sistemine dayalı bir ordu
kurmuşlardır.
-Tarıma elverişli toprakların azlığı, nüfus artışı, ticaret vb.
nedenlerle Ege, Karadeniz ve Akdeniz'de koloniler
kurmuşlardır.
-Lidya devleti,feodal bir sisteme dayanmıştır..Kralın
yanında tüccar ve toprak sahiplerinden oluşan seçkin bir
zümre vardır.Kırsal alandaki halk,büyük toprak
sahiplerinin arazilerinde ücretsiz olarak çalışmıştır.
Mısır, Mezopotamya ve Anadolu uygarlıkları ile
etkileşimde bulunmuşlardır. Ayrıca Yunan uygarlığı,
Büyük İskender'in fetihleri sonucu Helenistik kültürünün
ortaya çıkmasında da etkili olmuştur.
-Kara ticaretine önem veren Lidyalılar, Sardes’ten
başlayarak Mezopotamya'ya kadar uzanan Kral Yolu'nu
yapmışlardır. Yol üzerinden yapılan ticaret sayesinde
Doğu ve Batı kültürleri arasında etkileşim artmıştır.
-Yunanistan'da halk, siyasi haklara sahip olan yurttaşlar,
siyasi hakları olmayan özgür yurttaşlar, toprağa bağlı
hiçbir hakkı olmayan köylüler ve kölelerden
oluşmaktadır.
-Lİdyalılar, MÖ 700'lü yıllarda mal takasına dayalı
ekonomiden paraya dayalı ekonomiye geçişi
sağlamışlardır. Uygarlık tarihine en önemli katkıları ilk
kez parayı kullanmalarıdır.
-Sınıflar arası mücadeleden dolayı toplumsal yaşama
yönelik bir takım hukuki düzenlemeler yapılmıştır.
-Fenike alfabesini kullanmışlardır.
Dragon Yasaları
10.EGE VE YUNAN UYGARLIĞI
Soyluların keyfi yönetimini orta sınıf lehine
düzenlemiştir.
Girit (MÖ 3500-MÖ 1200)
- Ege uygarlığının temelini oluşturmuşlardır.
Solon Yasaları
- İlk denizciler Giritlilerdir.
Köleliği ve doğuştan soyluluğu kaldırmıştır.
- Mimaride gelişmişler, çok katlı saraylar yapmışlardır.
(Knossos).
Klistenes Yasaları
- M.Ö. 1400’lerde Aka (Miken), M.Ö. 1200’de Dor
istilasına uğramışlardır.
Halk meclisini önemli bir kurum haline getirmiş, sınıf
farklarını ortadan kaldırmayı amaçlayarak demokrasinin
kurumsallaşmasını amaçlamıştır.
Miken (Aka) (MÖ 2000-MÖ 1200)
-Her doğa olayını bir tanrı ile ifade etmişlerdir. Tanrılarını
insan gibi tasvir etmişler ve bunun sonucunda da heykel
sanatını geliştirmişlerdir.
- M.Ö. 2000’de Akalar tarafından kurulmuştur.
-İlk yılarından beri üzeri bitki ve hayvan motifi, insan figürü
ile bezenmiş vazolar yapmışlardır.
- Savaşçı bir toplumdur.
-Mora yarımadası, Yunanistan, Girit ve Kıbrıs’ı işgal
12
TARİH 9.SINIF
-Tarih, tıp, aritmetik, geometri, astronomi ve felsefe
alanlarında ileri girmişlerdir.(Sokrat, Platon, Aristo)
-Roma şehri MÖ 753 yılında Romulus tarafından
kurulmuştur.
-Başta Zeus olmak üzere Olympos dağında oturan
tanrıları adına düzenledikleri yarışmalar olimpiyatların
temelini oluşturmuştur.
-510 yılına kadar krallık ile yönetilmiştir. Krallık
döneminde, kral ihtiyarlar meclisi tarafından önerilen
"kuria" adı verilen halk meclisi tarafından seçilmiştir. Kral
senatoya karşı sorumludur.
-Roma toplumu patriciler, plepler ve köleler olmak üzere
üç sınıfa ayrılmaktadır.
11.İSKENDER İMPARATORLUĞU (MÖ 359-MÖ 323)
Patriciler
-Batı uygarlığı (Yunan) ile Doğu uygarlığı (Hint) karışımı ile
oluşmuştur.
Romalı soylulardır. Mülkiyet, devlet memuru ve asker
olma hakkına sahiptirler.
- Helen uygarlığının doğmasında Yunan, Anadolu, İran,
Mezopotamya ve Mısır medeniyetlerinin etkisi olmuştur.
Plepler
-İskender’in ölümünden sonra ülke Makedonya, Asya
(Anadolu) ve Mısır krallıkları olmak üzere üçe ayrılmıştır.
Asya Krallığı’nın egemen olduğu Anadolu’da aynı
zamanla yeni krallıklar ortaya çıktı. (Bitinya, Bergama,
Kapadokya ve Pontus krallıkları.)
Roma'ya sonradan yerleşenlerdir. Siyasi hakları yoktur.
Hayvancılık, tarım ve ticaretle uğraşırlardı.
Köleler
Romanın işgal ettiği ülkelerden getirilmişlerdir. Hiç bir
hakları yoktur. Particilerin evlerinde hizmetçi olarak
çalışır, tarlalarda işçilik yaparlardı. Eğlence amacıyla
hayvanlarla dövüştürürlerdi. Kötü koşullarda yaşayan
köleler zaman içinde ayaklanmalar çıkarmışlardır.
-İskender, ülkeyi Perslerde olduğu gibi satraplıklara
ayırmıştı. Pers sarayının protokol kurallarını
benimsemişti. Merkezi bir vergi toplama sistemi
oluşturmuştu.
- Önemli kültür ve ticaret merkezleri kurmuştur. (
Bergama, İskenderiye, Antakya )
-MÖ 510 yılında krallık yönetimine son verilerek
Cumhuriyet dönemine geçilmiştir. Devlet Konsül adı
verilen iki yüksek memur tarafından yönetilmiştir.
Bergama Uygarlığı
Parşömen
Ölüm Tanrısı Hades Giremez
İlkçağda Anadolu'da
Kuruluşu MÖ 4.yüzyıla kadar
kültür-sanat merkezi
uzanan Asklepeion sağlık
olan kentlerde ünlü
Merkezi, MS 5.yüzyıla kadar
kütüphaneler vardı.
tedavi merkezi olarak varlığını
Bunlardan biri olan
sürdürmüştür. Giriş kapısının
Bergama
üzerinde "bütün tanrılar
Kütüphanesinde 200 bin adına yapılan bu yere yalnız
kitap bulunmaktadır.
ölüm tanrısı Hades giremez"
İskenderiye Kütüphanesi yazısı bulunmaktadır.
ile rekabet içinde
Asklepeion’da ilaçla,
olduğu için Mısırlılar
bitkilerle, müzikle, su, çamur
Bergamalılara papirüs
ve güneş banyo tedavilerinin
satmaktan
yanı sıra telkinle de tedavi
vazgeçmişlerdir. Bunun
yapılmıştır. Asklepion’da
üzerine Bergamalılarda
tıbbın simgesi yılanlı sütun da
Keçi derisinden
yer almaktadır.
ürettikleri ve parşömen
adını verdikleri kâğıdı
kullanmaya
başlamışlardır.
-Roma'nın geniş bir coğrafyaya egemen olması,
toplumsal yapının ve düzenin bozulmasına neden
olmuştur. Patriciler zamanla zenginleşirken plep ve
köylüler yoksullaşmışlardır. Bu nedenle Patrici ve plepler
arasında çıkan çatışmalar sonucu aralarındaki sınıfsal
farkları ortadan kaldırmak amacıyla "Oniki Levha
Yasaları" adıyla bilinen hukuki düzenlemeler yapılmıştır.
-Roma'da sınıfsal çatışmalara dıştan gelen saldırılarda
eklenince, bazı komutan ve konsüller yönetimi ele
geçirmek istemişlerdir. Bunların bir tanesi de Jüll
Sezar’dır. Jüll Sezar ile Roma'da cumhuriyet dönemi sona
ermiştir.
Jüll Sezar
Jüll Sezar, MÖ 101 yılında soylu bir ailenin oğlu olarak
dünyaya geldi.40 yaşında Roma'nın seçkin kişilerinden
biri olmuştu. Dönemin ünlü generalleri ile anlaşarak
kendini Konsül (devlet başkanı) seçtirdi. Galya Valiliğini
de üzerine aldı. Galya’ya tam egemen olduktan sonra
MÖ 50'de ordusuyla Roma üzerine yürüyüşe geçti. Sezar,
kendini senatoya önce bir on yıllığına ve aradan çok
geçmeden de ömür boyu diktatör seçtirdi. Sezar, toprak
reformu, eyaletlerde koloniler kurması gibi yoksullar
12.ROMA İMPARATORLUĞU (MÖ 753-MS 395)
13
TARİH 9.SINIF
yararına aldığı önlemler senatonun tepkisine neden oldu.
Sezar, senatoda suikastçılar tarafından öldürüldü.
İmparator I.Justinianus (527-565) tarafından önceki
yapılardan çok daha görkemli, asla yanıp yıkılmayacak
bir mabedin yapılması emrini verir. Kubbeli bazilika
türünün en önemli örneği olan Ayasofya’nın, yedi bin
metrekarelik ana mekânı, mermer sütunlarla bir orta, iki
yan nef olmak üzere üçe ayrılmıştır. Yerden 56.60 metre
yükseklikteki kubbenin çapı 32.37 metre. Yapıldıktan
yirmi iki yıl sonra büyük bir depremde yıkılan kubbenin,
562 yılında Miletos’lu İsidoros’un yeğeni Genç İsidoros
tarafından onarılırken 2.65 metre yükseltildiği biliniyor.
Kubbede bulunan kırk adet pencere açıklığı da tepeden
aydınlatmaya yardımcı oluyor. Yapıldığı günden itibaren
dünyanın en önemli anıtları arasında yer alan Ayasofya,
uzun yıllar Ortodoksluğa hizmet verdikten sonra, IV. Haçlı
Seferi sırasında İstanbul’un Latinlerin eline
geçmesiyle 1202-1261 yılları arasında Katolik Dünyası
için kullanıldı. Bu arada Latinlere borçlu olan İmparator
IV. Aleksios, Ayasofya’nın değerli birçok eşyasını onlara
vermek zorunda kaldı. Bu nedenle, Ayasofya’ya ait pek
çok kutsal eşya halen Venedik’te bulunuyor. Ayasofya’da
bugün görülebilen mozaikler gerçek birer sanat eseri. Alt
katta, apsis yarım kubbesi içerisinde yer alan “Meryem
ve Çocuk İsa” mozaiği, altın yaldız ve gümüş ağırlıklı
parçalardan oluşuyor. Bu mozaikte Meryem’in elbisesi
lacivert cam mozaiklerle işlidir. Meryem’in oturduğu taht,
kıymetli mücevherlerle işlenmiş bir imparator tahtını
anımsatıyor. Meryem ve Çocuk İsa’nın yüz güzelliği ise
hayranlık uyandırıyor. Alt katta görülmesi gereken bir
diğer mozaik de İmparator Kapısı’nın üstündeki VI.
Leon’un yaptırdığı (886-912) mozaik. Bu sahnede VI.
Leon, secde ederek İsa’dan günahlarını affetmesini
dilerken gösteriliyor.
-Roma'da MÖ I.yüzyılın sonlarında Cumhuriyet dönemi
sona ermiş ve MÖ 27 yılında "İmparatorluk dönemi"
başlamıştır. Bu dönemde iç güvenlik sağlanarak halkın
refah düzeyi yükseltilmeye çalışılmıştır.
-Merkezi otoritenin zayıflaması, Kavimler Göçü,
savaşların uzun sürmesi ve iç karışıklıklar gibi nedenlerle
imparatorluğun 385 yılında ikiye bölünmesine neden
olmuştur.
-Roma'nın bölünmesi sonucunda, Başkenti Roma olan
Batı Roma İmparatorluğu ile başkenti İstanbul olan Doğu
Roma İmparatorluğu kurulmuştur.476 yılında kuzeyden
gelen barbar kavimlerinin saldırılarıyla Batı Roma
yıkılmıştır.
-Mimari ve sanatsal açıdan büyük bir gelişme
göstermiştir.
-Yunan tiyatrolarına yeni boyut kazandırmışlardır. Amfi
tiyatrolar kurmuşlardır.
-Yapılarda kemerli ve kubbeli yapım tekniği büyük ölçüde
geliştirilmiştir.
-Romalılar, çok tanrılı inanca sahip olup Yunan tanrılarını
benimsemişlerdir. Tanrılarını insan şeklinde
düşünmüşlerdir. Hıristiyanlık,313 yılında serbest
bırakılmış,381'de de devletin resmi dini olmuştur.
-Anadolu’da Romalılardan kalma bazı kalıntılar
bulunmaktadır. En önemlileri; İstanbul’daki Bozdoğan
Kemeri ile Çemberlitaş, Ankara’da Ogüst Mabedi ile Roma
Hamamıdır. Ayrıca Ankara – Elmadağ suyolu, şehir meclisi,
hipodrom, tiyatro ve tapınakların inşa edildiği bilinmektedir.
-Latince konuşan Romalılarda edebiyat Yunan
edebiyatının etkisinde gelişmiştir. Özellikle tarih yazıcılığı
ve hitabet sanatları gelişmiştir.
-Doğu Roma İmparatorluğu döneminde İstanbul, kültür
ve sanat merkezi haline gelmiştir. Doğu Roma'nın en
önemli eseri Ayasofya'dır.
3.ÜNİTE: İLK TÜRK DEVLETLERİ
1.KONU: TÜRKLERİN TARİH SAHNESİNE ÇIKIŞI
-Doğu Roma İmparatorluğunun en parlak dönemi
I.Jüstinyen dönemidir.(527-565)
1.TÜRK ADININ ANLAMI VE KÖKENİ
-Anadolu Selçuklu Devleti ile Malazgirt ve Miryokefalon
Savaşlarını yapmıştır.1453'de Fatih tarafından sona
erdirilmiştir.
Türk adı, Uygur metinlerinde "güç, kuvvet", Kaşgarlı
Mahmut'un Divan-ı Lügat-ı Türk adlı yapıtında "olgunluk
çağı",Çin kaynaklarında "miğfer",Ziya Gökalp'a göre ise
"kanun, nizam sahibidir".
-Bizans'ta batı Roma'dan farklı olarak ülke "thema" adı
verilen eyaletlere bölünmüştür. Bu eyaletlerde bulunan
kalelerde ise tekfur adı verilen valiler görevlendirilmiştir.
Türk adı ilk olarak Çin kaynaklarında yer almaktadır.
Türkiye adı VI. yüzyıldan itibaren Bizans kaynaklarında
"Orta Asya" için kullanılan coğrafi bir terim olmuştur. IX
ve X.yüzyıllarda Volga Nehrinden Orta Avrupa'ya kadar
uzanan bölge için, XI.yüzyıldan itibaren ise Anadolu için
kullanılmıştır.
-Latin kültürü yerine Helen kültürünü benimseyen Doğu
Roma, Hıristiyanlığın Ortodoks mezhebini ve resmi dil
olarak ta Grekçeyi benimsemişlerdir.
Ayasofya
14
TARİH 9.SINIF
2.TÜRKLERİN İLK ANA YURDU
3.TÜRKLERİN TARİH BOYUNCA YAYILDIKLARI BÖLGELER
Türklerin ilk yurtları ve kaynak bölgesi” Orta
Asya’dır.”Karasal iklimin bulunduğu Orta Asya’da kışlar
soğuk, yazlar sıcak ve kuraktır.
İklimin Değişmesi
-kuraklık
-hayvan hastalıkları ve salgın hastalıklar
İlk yurdun coğrafi sınırları ise:
-otlak ve tarım alanların daralması
Kuzey'de; Altay Dağları ve Sibirya düzlükleri
Nüfusun Artması
Güney’de; Hindikuş (Tibet),Himalya ve Pamir
-yaşanılan toprakların artan nüfusa yeterli olmaması
Batı’da; Hazar Denizi
Siyasi ve Sosyal durum
Doğu’da; Kadırgan (Kingan) Dağları
-boylar arası mücadele
Not: Orta Asya’da; Tanrı ve Altay Dağları, Gobi ve
Taklamakan Çölleri, Aral ve Baykal Gölleri ile
Maveraünnehir bulunmaktadır.
-dış baskılar
Tarih Öncesi Kültür Merkezleri
Anav Kültürü(M.Ö. 7000 - M.Ö. 1000)
-yeni yurtlar edinme düşüncesi
-Türk boylarının birbirine bağlılığı
Bağımsızlık duygusu
Bölge insanların, yerleşik oldukları, tuğladan yapılma
evlerde oturdukları, dokumacılık, toprak ve bakır
işlemeciliği, koyun, keçi, sığır ve deve besledikleri ve
bununla birlikte tarım da yaptıkları ortaya çıkmıştır.
Afanasiyevo kültürü (MÖ 3200 ile MÖ 1700)
-Türk boylarının bağımsızlıkları tehlikeye düştüğü zaman
bulundukları bölgeyi terk etmeleri
Not: Orta Asya'dan yapılan ilk göçler, MO 2500
yıllarından başlayarak, MS 1070'li yıllara kadar devam
etmiştir.
Avcılık, hayvancılık, taştan ve bakırdan eşyalar yaptıkları
kazılar sonucu ortaya çıkmış topluluktur. Bölge insanların
at, sığır ve deveyi evcilleştirmiş oldukları, bakırcılığı
bildikleri, avcı ve savaşçı bir topluluk oldukları
anlaşılmaktadır.
Andronova Kültürü (MÖ 1700 ile MÖ 1200)
Not: Genel göç yolu Hazar Denizi’dir. Orta Asya'dan
batıya doğru yapılan göçlerde;
-İslamiyet Öncesinde Hazar’ın kuzeyinden
Bu kültürde bakır araçların yanı sıra tunç, gümüş ve
altından araçlara da rastlanmıştır. Eşyalarını hayvan
figürleri ile süsleyen bu kültür, atı evcilleştirmiştir.
Karasuk Kültürü (MÖ 1200- MÖ 700)
-İslamiyet sonrasında ise Hazar’ın güneyinden
gerçekleşmiştir.
Göçlerin Sonuçları
Orta Asya uygarlığında demir ilk defa bu bölgede
işlenmiştir. Keçeden dokunan çadırlarla örtülü dört
tekerlekli arabaları kullanmışlardır. At, deve, sığır ve
koyun beslemekte, dokumacılığı bilmekte idiler. En
yaygın abideleri mezarlarıydı. Kurganlardaki buluntular
arasında yüzük, bilezik, küpe gibi süs eşyalarına
rastlanmaktadır.
Kelteminer Kültürü (MÖ 3000)
-Türkler, Anadolu, Suriye, Orta Avrupa ve Sibirya’ya
yerleşmişlerdir.
-Değişik bölgelere göç eden Türkler değişik kültürlerden
etkilenmişlerdir.
Not: Bu nedenle Türk boyları arasında kültür farklılıkları
ortaya çıkmıştır.
Balıkçılık ve avcılıkla uğraşan bir Orta Asya kültürüdür.
Bu çevrede insanlar yerleşik bir yaşam tarzı
benimsemişlerdir.
-Göç edilen bölgelerde yeni Türk devletleri kurulmuştur.
-Orta Asya Türk nüfusu azalmıştır.
15
TARİH 9.SINIF
Not: En önemli göç, Anadolu’ya yapılandır. Öyle ki, bin
yıldır üzerinde yaşadığımız bu toprakları sentez bir kültür
yaratarak, anavatanlaştırdık.
Devlet ve Memleket Yönetimi
-Ülke, daha kolay yönetilmesi açısından doğu ve batı
olmak üzere ikiye ayrılmıştı. Doğuya asıl hükümdar,
batısını da "yabgu" unvanı ile kardeşi yönetmiştir.
-Ülke hükümdar ailesinin ortak malı sayılmış, aileye ait
her erkeğe hükümdar olma hakkı tanınmıştır. Bu anlayış
sık sık taht kavgalarına neden olmuştur.
-Hükümdara devleti yönetme yetkisinin tanrı tarafından
verildiğine inanılmış, bu yetkiye "kut" adı verilmiştir.
-Ülke,"töre" adı verilen yazılı olmayan hukuk kurallarına
göre yönetilmiştir.
-Hükümdara devlet yönetimiyle ilgili konularda toy,
kengeş,kurultay gibi adlarla bilinen danışma meclisi
yardımcı olmuştur.
-Türklerde toprak, yurt olarak adlandırılmıştır. Yurt
hükümdarın kişisel malı değildir. Göçebe toplumların
özelliği olarak Türkler, özgür ve bağımsız yaşayabildikleri
toprakları ülke olarak görmüşlerdir.
2.KONU: ORTA ASYA'DA KURULAN İLK TÜRK
DEVLETLERİ
1.Asya Hun Devleti Siyasi Tarihi (MÖ 220-MS 216)
Kuruluş: MÖ 3. yüzyıl
Ordu
İlk Yerleşim: Orhun ve Selenga Irmakları çevresi
-Türklerde ordu örgütünü ilk Mete Han kurmuştur. Ordu
onlu sisteme göre örgütlendirilmiştir.
Kurucuları: Teoman (MÖ. 220-209) ve Mete (MÖ. 209174)
-Türklerde askerlik özel bir meslek değildir. Kadınlarda
askerlik bilir ve gerektiğinde savaşa katılırlardı.
İkiye Ayrılmalar: MS. 48 yılında Kuzey ve Güney kollarına
ayrılmışlardır.
-Türkler savaşta "Turan " adı verilen savaş taktiğini
kullanmışlardır.
Yıkılış: Güney Hunları kısa sürede Çin egemenliğini
tanımışlardır. Kuzey Hunları ise 150 yılında Siyenpiler
tarafından yıkılmıştır.
Ekonomi ve Toplumsal Yaşam
-Hun devleti, hayvancılığa elverişli bozkırda kurulmuştur.
Tarıma uygun toprakların azlığı nedeniyle ekonominin
temeli hayvancılığa dayanır.
Özellikleri
-Tarihte bilinen ilk Türk devletidir.
-İklim ve arazi koşullarından dolayı genellikle, at, koyun,
sığır, deve gibi hayvanlar yetiştirilmiştir.
Not: Türk tarihi hakkında ilk bilgiler Çin kaynaklarına
dayanmaktadır.
-At, ulaşımda, orduda, spor eylemlerinde önemli ölçüde
yararlanılan hayvan olmuştur.
-İlk Türk devlet örgütlenmesi anlayışının temelini
atmışlardır.
-Türklerin hayvancılıkla uğraşmaları konar-göçer yaşam
tarzını benimsemelerinde etkili olmuştur.
-Çin Seddi’nin yapılmasında etkileri olmuşlardır.
-Yıkılmalarından sonra Avrupa’ya göç eden
Hunlar,”Kavimler Göçü’nde” etkileri olmuşlardır.
-Türkler, bozkır koşullarının gereği olarak yaz aylarını
"yaylak" denilen yüksek yerlerde, kış aylarını ise "kışlak"
denilen alçak yerlerde geçirmişlerdir.
2.İLK TÜRK DEVLETLERİNDE KÜLTÜR VE UYGARLIK
16
TARİH 9.SINIF
-Angıl ve Saksonlar İngiltere’nin,
Din İnancı
-Türkler, doğada bulunan bir takım varlıkların ruhu
olduğuna ve ölümden sonraki yaşama inanmışlardır. Bu
nedenle ölen kişinin eşyaları "kurgan" adı verilen mezara
konmuştur. Mezarların başına da kişinin yaşamdayken
öldürdüğü düşman sayısı kadar,"balbal" adı verilen taşlar
dikilmiştir.
-Germen kavimleri Ren bölgesinde Almanya’nın,
temelini oluşturmuştur.
-Ölen kişinin ardından yapılan törene "yuğ" adı
verilmiştir.
- Avrupa’da kilise önem kazanmış, skolâstik düşünce
egemen olmuştur.
-Türklerin din inancı ise çok tanrılı "Gök tanrı" inancıdır.
-Avrupa’da feodalite (derebeylik) rejimi ortaya çıkmıştır.
Sanat
Not: 1453 yılında, Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u
alması ile Bizans Devletine son verilmiş ve bu olayda
Ortaçağın sonu, Yeniçağın başlangıcı sayılmıştır.
-Türk kültürü Avrupa’da tanınmıştır.
-İlkçağ sona emişi, ortaçağ başlamıştır.
-Türklerde sanat, yaşadıkları konar-göçer yaşam
koşullarına uygun olarak gelişmiştir.
Feodalizm
-Batı Roma İmparatorluğu yıkıldıktan sonara yerine
kurulan krallıklar arasında anlaşmazlıklar, Avrupa’da
feodalite rejiminin doğmasına neden oldu.
-Kazılarda onlara ait keme tokaları, kılıç kabzaları, at
koşum takımları gibi taşınabilir eşyalar bulunmuştur. Bu
eşyaların üzerinde pars, kaplan, kurt, geyik, koyun ve at
figürleri işlenmiştir.
-Halk ve büyük toprak sahipleri, kendilerini güvende
hissetmedikleri için yaşamlarını devam ettirebilmek için
güçlü kişilerin koruması altına girdiler.
Ekonomi ve Ticaret
-Türkler arasında dokumacılık, dericilik ve maden
işlemeciliği yaygınlaşmıştır.
-Halkın korumasına girdiği kişilere süzeren, korunanlara
ise vassal denilmiştir.
-Bakır ve demiri eski dönemlerden beri kullanan Türkler,
altın ve gümüş gibi madenleri de işlemişlerdir.
-IX. yüzyılda senyörler ve vassallar arasında bir hiyerarşi
gelişti. Senyörler, bağlılığı nedeniyle vassallara kira
karşılığı bir toprağın işletme hakkını vermeye başladılar.
Böylece feodalite (derebeylik( rejimi ortaya çıktı.
3.KAVİMLER GÖÇÜ VE AVRUPA HUN DEVLETİ
Feodal düzenin önemli özelliklerinden bir de senyörün
içinde yaşadığı şato ve kalelerdir. Bu şato ve kaleler
askeri birlikler tarafından korunuyordu.
a)Kavimler Göçü (375)
Nedeni
-Feodalite bütün Orta Çağ boyunca devam etti.
Ekonomik, sosyal ve siyasal nedenlerden dolayı Orta
Asya'yı terk eden Hunların barbar kavimlerini (Ostragot,
Vizigot, Gepit ve Vandal) önlerine katarak Avrupa'nın
tüm dengelerini bozması.
-XV. yüzyılda barutun ateşli silahlarda kullanılmasıyla
sona ermeye başladı.
Sonucu
-Feodalitenin yıkılmasıyla mutlak krallıklar güçlenmeye
başladı.
-Roma imparatorluğu; Doğu ve Batı olmak üzere ikiye
ayrıldı. (395)
-Yeniçağ başında Almanya dışında tüm Avrupa’da
feodalite yıkıldı.
-476 yılında Batı Roma İmparatorluğu yıkıldı.
-Ortaçağ Avrupa'sında halk çeşitli sınıflara ayrılmıştı,
-Avrupa’nın etnik yapısı değişerek yeni uluslar ortaya
çıkmıştır;
Asiller
-Ortaçağ Avrupa'sının en ayrıcalıklı sınıfıdır. Bunların en
üstünde senyör denilen derebeyler bulunurdu. En büyük
-Alan, Vandal ve Vizigotlar ispanya’nın,
17
TARİH 9.SINIF
-Batı Roma (Galya) Seferi (451) İtalya Seferi (452)
düzenlenmiştir.
senyör kraldı.
Rahipler
Marguz Barışı
-Asillerden sonraki ayrıcalıklı sınıfıdır. Papa’ya bağlı
olarak çalışırlardı. Kilise topraklarında senyörler gibi
yaşarlardı. Vergi ve askerlikten muaf tutulmuşlardır. Hem
devlet hem de din işleriyle uğraşmışlardır.
-Bizans ile imzalanmıştır.
-Hun- Bizans ticareti gelişmiştir.
Burjuvalar
Not: Bizans’ın zamanla Marguz Barışı’nı tanımayınca,
Hunlular ekonomik kaynaklarını yitirmişler ve
yıkılmışlardır.
-Kasaba ve şehirlerde oturup ticaret ve sanayi ile
uğraşmışlardır. Senyörlere belli miktarda para vererek
onların korumasında yaşamışlardır.
Attila’nın Roma’yı İşgal Etmeme Nedeni
Köylüler
-Roma’nın Hıristiyan dünyası için kutsal bir merkez
olması
-En kötü koşulda yaşayan sınıftır. İkiye ayrılmışlardır. Serf
adı verilen köylülerin hiçbir hakları yoktu. Serbest
köylüler ise vergi vermek koşuluyla üretim ve mülkiyet
hakkına sahiptir.
-Batı Roma’nın gücünün kırıldığına inanılması
-Doğu’da bir tehlike olarak gördüğü Sasani Devleti
üzerine sefere çıkmak istemesidir.
4.I.GÖKTÜRK DEVLETİ (552-659)
a.I.Göktürk Devleti Siyasi Tarihi
Kuruluş:552
b)Avrupa Hun Devleti (370-496)
Kuruluş: 370
İlk Yerleşim: Batı Türkistan
İlk Yerleşim: Macaristan
Başkent: Ötüken
Kurucuları: Balamir
Kurucuları: Bumin Kağan-İstemi Kağan
Başkent: Etzelburg (Budapeşte)
Yıkılışı:469
İkiye Ayrılmaları:581 yılında, Doğu ve Batı ayrılmaları
olmak üzere ikiye ayrıldılar.
Özellikleri
Yıkılış: 630 yılında Çin tarafından Doğu Göktürk Devleti,
659 yılında da Batı Göktürk Devleti, Türgiş'ler tarafından
yıkılmıştır.
-Avrupa’da kurulan ilk Türk devletidir.
Özellikleri
-Kavimler Göçü’ndeki etkileri nedeniyle, çağın
değişmesinde etkili olmuşlardır.
-552 yılında Bumin Kağan önderliğinde ayaklanarak,
Avar'lardan bağımsızlıklarını elde etmişlerdir.
-Macaristan’da egemenlik kurmuşlardır.
-Tarihte Türk adı ile kurulan ilk Türk devletidir.
-Türk ordu sistemini ( onlu sistem) Avrupa’ya
öğretmişlerdir.
Not: Türk adı ile kurulan ikinci Türk devleti ise; Türkiye
Cumhuriyeti'dir.
Atilla döneminde (434-453)
-Orta Asya’da kurulan en büyük Türk devletidir.
-Doğu Roma (Bizans) seferi (447)
-Kitan, Kırgız, Akhun ve Sasanilerle mücadele etmişlerdir.
18
TARİH 9.SINIF
-İpek Yolu egemenliği için Sasanilere karşı Bizans ile
bağlaşık kurmuşlardır.
Özellikleri
-Uzun yıllar Çin egemenliğinde yaşamışlardır.
Ergenekon Destanı
Savaşta yenilen Türkler Ergenekon adlı bir bölgeye
yerleşip burada dört yüz yıl yaşadılar. Zamanla buraya
sığmaz olunca, çevrelerindeki demirden dağı eriterek
kendilerine yol aramışlardır.
Moğol ilinde Oğuz Kağan soyundan il Han’ın
hükümranlığı sırasında Tatar Türklerinin hükümdarı
Sevinç Han Moğol ülkesine savaş ilan etti. İlhan’ın
idaresindeki orduyu Kırgızlar ve diğer boylardan da
yardım alarak bozguna uğrattı. İlhanın ülkesindeki tüm
insanları öldürdüler. Yalnız il Han’ın küçük oğlu Kıyan ve
eşi ile yeğeni Nüküz ile eşi kurtulmayı başardılar. Düşman
askerlerinin, onları bulamayacağı bir yere kaçmaya karar
verdiler. Yabanî koyunların yürüdüğü bir yolu izleyerek
yüksek bir dağda dar bir geçide vardılar. Bu geçitten
geçerek içinde akarsular, pınarlar, çeşitli bitkiler, çayırlar,
meyve ağaçları, çeşitli avların bulunduğu bir yere gelince
Tanrıya şükrettiler ve burada kalmağa karar verdiler.
Dağın doruğu olan bu yere dağ kemeri anlamında
“Ergene” kelimesiyle “dik” anlamındaki “Kon” kelimesini
birleştirerek “Ergenekon” adını verdiler. Kıyan ve
Nüküz’ün oğulları çoğaldı. Dört yüz yıl sonra kendileri ve
sürüleri o kadar çoğaldı ki Ergenekon’a sığmadılar.
Atalarının buraya geldiği geçidin yeri unutulmuştu.
Ergenekon’un çevresindeki dağlarda geçit aradılar.
Bir demirci, dağın demir kısmı eritirlerse yol
açılabileceğini söyledi. Demirin bulunduğu yere bir sıra
odun, bir sıra kömür dizdiler ve ateşi yaktılar. Yetmiş yere
koydukları yetmiş körükle hep birden körüklediler. Demir
eridi, yüklü bir deve geçecek kadar yer açıldı. İlhan’ın
soyundan gelen Türkler yeniden güçlenmiş olarak eski
vatanlarına döndü, atalarının intikamını aldılar.
Ergenekon’dan çıktıkları gün olan 21 Mart’ta her yıl
bayram yaptılar. Bu bayramda bir demir parçasını
kızdırırlar, demir kıpkırmızı olunca önce Hakan daha
sonra beyler demiri örsün üstüne koyup döverler.
Ergenekon Destanı için bugün hem yeniden özgür hem de
bahar bayramı olarak hala kutlanmaktadır.
-Bağımsızlık için birçok ayaklanma çıkarmışlardır.
-En önemlisi Çin sarayını basan Kürşat ayaklanmasıdır.
-682 yılında Kutluk Kul Kağan önderliğinde, -Çinlilerden
bağımsızlıklarını elde etmişlerdir.
-I. Göktürk Devleti'nin devamıdır.
-Orta Asya'nın Çinlileşmesini önlemişlerdir.
-Çin'i vergiye bağlamışlardır.
-Basmil, Karluk, Kırgız ve Türgiş’lerle mücadele
etmişlerdir.
-İlk Türk yazıtlarını bırakmışlardır.(Orhun Yazıtları)
Türklerde Kadının Toplumdaki Rolü
-Türklerde ana ve baba soyu değerce birbirine eşit
tutulur.
- Ailede mal ve mülk tümüyle ortaktır Çocukların
velayetinde anne ve baba ortak hakka sahiptir.
-Türk toplumlarında devlet yönetiminde hakan ve
hatunun sorumlulukları ortaktır. Hatta yasa
mahiyetindeki emirnameler hatun ve hakanın imzası
olmazsa yürürlüğe konulmaz.
-Ayrıca elçi kabulünde, şölenlerde, kengeşlerde.
Kurultaylarda, ibadetlerde ve ayinlerde, savaş ve barış
meclislerinde hatun da mutlaka hakanla beraber
bulunur.
- Türk devletlerinde kadın yalnız ev içinde değil, tarlada,
pazarda ve hatta devlet işlerinde eşinin yardımcısı olup.
Özellikle toplumsal etkinliklerde ön planda yer
almaktadır.
Türk Tarihinin Yazılı Tanıkları
Türk dilinin ve tarihinin en eski yazılı örnekleri Kök Türk
alfabesi ile yazılmış olan yazıtlardır. En önemlileri Orhun
Irmağı vadisindeki Orhun Yazıtları (Kök Türk kitabeleri) ile
Talaş ve Yenisey bölgesindeki Yenisey Yazıtları'dır.
Danimarkalı VVilhelm Thomsen (Vilhelm Tomsen)
tarafından 1893'de okunan Orhun yazıtları, Tonyukuk
(725), Kül Tigin (732) ve Bilge Kağan (735) adına
dikilmiştir.
Bilge Kağan yazıtında Kök Türk Devleti'nin kuruluşu ve elli
yıllık tutsaklık dönemi şöyle anlatılmaktadır "Üstte mavi
gök, altta yağız yer kılındıkta, ikisi arasında insanoğlu
kılınmış. İnsanoğlunun üzerine ecdadım Bumin Kağan,
İstemi Kağan oturmuş. Oturarak Türk milletinin ilini,
töresini tutuvermiş, düzene sokuvermiş" "Beyleri, milleti
5.KUTLUK DEVLETİ ( II. GÖKTÜRK) SİYASİ TARİHİ(682744)
Kuruluş: 682
İlk Yerleşim: Orhun ve Yenisey bölgesi
Başkent: Ötüken
Kurucuları: Kutluk Han (ilteriş)
Yıkılış: 744 yılında; Uygur, Kartuk ve Basmil birliği tarafından
19
TARİH 9.SINIF
ahenksiz olduğu için, Çin milleti hilekâr ve sahtekâr
olduğu için, küçük kardeş ve büyük kardeşi birbirine
düşürdüğü için bey ve milleti karşılıklı çekiştirttiği için,
Türk milleti il yaptığı ilini elden çıkarmış, kağan yaptığı
kağanını kaybedivermiş. Çin milletine beylik erkek
evladını kul kıldı, hanımlık kız evladını cariye kıldı. Türk
beyleri Türk adını bıraktı. Çinli Beyler Çin adını tutarak,
Çin kağanına itaat etmiş. Elli yıl işi gücü vermiş... Türk
halk kitlesi şöyle demiş: "İlli millet idim, ilim şimdi hani.
Kime illi kazanıyorum der imiş. Kağanlı millet idim,
kağanım hani, ne kağana işi gücü veriyorum der imiş.
Öyle deyip Çin kağanına düşman olmuş. Düşman olup,
kendisini tanzim ve tertip edemediğinden yine tabi
olmuş."
Bilge Kağan, Kül Tigin anıtında da Çin politikası
hakkındaki görüşlerini belirtmektedir: "Çin milletinin sözü
tatlı, ipek kumaşı yumuşak imiş. Tatlı sözle, yumuşak ipek
kumaşla aldatıp uzak milleti öylece yaklaştırırmış.
Yaklaştırıp konduktan sonra, kötü şeyleri o zaman
düşünürmüş. İyi bilgili insanı, iyi cesur insanı
yürütmezmiş. Bir insan yanılsa, kabilesi, milleti,
akrabasına kadar barındırmazmış. Tatlı sözüne, yumuşak
ipek kumaşına aldanıp çok çok, Türk milleti, öldün; Türk
milleti, öleceksin! Türk, Oğuz beyleri, millet işitin: Üstte
gök basmasa, altta yer delinmese, Türk milleti, ilini,
töreni kim bozabilir?"
Tanrı buyurduğu için, kendim devletli olduğum üçün,
kağan oturdum. Kağan oturup aç, fakir milleti hep
toplattım. Fakir milleti zengin kıldım. Az milleti çok
kıldım. Yoksa bu sözümde yalan var mı? Türk beyleri,
milleti, bunu işitin! Türk milletini toplayıp il tutacağını
burada vurdum. Dört taraf hep düşman imiş. Ordu sevk
ederek dört taraftaki milleti hep almış, hep tabi kılmış.
Başlıya baş eğdirmiş, dizliye diz çöktürmüş. Doğuda
Kadırkan ormanına kadar, batıda Demir Kapıya kadar
kondurmuş. İkisi arasında vefat etmiş.
Tonyukuk da kendi adıyla anılan yazıtında, II. Kök Türk
Devleti'nin kuruluş dönemini özetlemektedir: "Kapgan
Kağan oturdu. Gece uyumadı, gündüz oturmadı. Kızıl
kanımı döktürerek, kara terimi koşturarak işi, gücü
verdim hep. Uzun keşif kolunu yine gönderdim hep.
Siperi, nöbet yerini büyüttüm hep. Geri dönen düşmanı
getirirdim. Kağanımla ordu gönderdim. Tanrı korusun, bu
Türk milleti arasında silahlı düşmanı koşturmadım.
Damgalı atı koşturmadım. İlteriş Kağan kazanmasa ve
ben kendim kazanmasam, il de millet de yok olacaktı.
Kazandığı için, ve kendim kazandığım için il de il oldu,
millet de millet oldu.
Başkent: Ordu-Balık
Kurucuları: Kutluk Kul Bilge kağan
İkiye Ayrılmaları: Orhun Bölgesi Uygurları ve Doğu
Türkistan Uygurları
Yıkılış: 840,Kırgızlar tarafından
Özellikleri
-Yerleşik yaşama geçen ilk Türk devletidir.
-Şehir kültürünü başlatmışlardır.
-Ulusal dinlerinden başka yabancı bir dini kabul eden ilk
Türk devletidir.
-Çinlilerden kâğıt ve matbaa'yı öğrenip, kullanmışlardır.
-Kendilerine özgü alfabeleri vardır.
-Moğolların Türkleşmesinde etkili olmuşlardır.(Bunun
sonucunda Çağatay ve Özbek Türkleri oluşmuştur.)
-Ekonomilerinin temeli tarım ve ticaret olmuştur.
Uygur Sanatı
-Uygurlar, gerek göçebelikten yerleşik hayata geçişleri,
gerekse temsil ettikleri dinî inançlarının mimari, resim,
heykel, yazı vb. sanat alanlarında yönlendirici bir rol
oynaması sonucu birçok sanat dalında eserler meydana
getirmişlerdir.
- Mimari, resim, heykel gibi sanat dallarında kendileri
sonraki dönemleri etkilemişlerdir. Budist mezar yapıları
ve tapınakları ile gelişme gösteren mimarisi Karahanlılar,
Gazneliler, Büyük Selçuklular, Moğollar gibi devletleri
mimari etkilemiştir.
- Uygurlar, duvar süslemeleri ve minyatürleriyle Arap,
Selçuklu ve Osmanlı sanatına kaynaklık etmiştir.
-Aynı bölgelerde Uygurlardan önce faaliyet gösteren ve
göçebe bir yaşantıya sahip bulunan diğer Türk
devletlerinin sosyal ve kültürel hayatlarını günümüze
yansıtan sanat eserlerinin sayısı denecek kadar azdır.
6.UYGUR DEVLETİ (744-840)
Kuruluş: 744
Bunda yerleşik hayata yeterince geçilememesinin ve bu
devletlerin daha çok askeri bir teşkilat yapısına sahip
İlk Yerleşim: Balasagun
olmalarının da rolü büyüktür.
20
TARİH 9.SINIF
-Uygurlar daha çok dinî ko nula rda sanat e se r le ri
zamanında memleketteki evcil, vahşi bütün hayvanların,
meydana getirmişlerdir. Duvar resimleri büyük bir
bütün çocukların hatta bütün cansızların "Göç...! Göç...!"
çoğunlukla dinî konulu olup zaman zaman günlük hayatı,
diye, derin üzüntüyle bağırdıkları duyuldu. Uygurlar bu
sosyal konuları, av sahnelerini veya resmini yaptırmak
manevi işarete uyarak toplandılar. Yurtlarını bırakıp
isteyen insanların po rt re ö z ell iği ta ş ıya n
göçmeye başladılar. Nerede durmak istedilerse bu sesleri
resimlerinden oluşmuştur.
duydular. Nihayet Beşbalık'ın bulunduğu yere geldiler.
Uygurlar resim sanatında Orta Asya'da yaşadıkları kültür
Orada sesler kesildi. Uygurlar da burada durup beş şehir
ortamının birçok etkisini başarılı bir şekilde özümseyerek
yaptılar. Adını Beşbalık koydular. Burada yaşayıp
âdeta kendilerine has bir portre sanatı geliştirmişler ve
çoğaldılar.
bu üsluba çeşitli kültür merkezlerine de ihraç etmişlerdir.
- Uyg u rla r ın s anat ta r ihi bakımından diğer önemli
bir yönü d e min yat ür lü k i tap örneklerini
oluşturmalarıdır. Bunlardan bazıları günümüze kadar
ula şmı şt ı r. Uygurlar, ge li ş ti rdik le ri ç e ş itl i s anat
üsluplarını Talaş Savaşı'ndan sonra batıya taşımışlardır.
3.KONU: DİĞER TÜRK DEVLET VE TOPLULUKLARI
1.Avarlar
-Göktürk Devleti'nin 552 yılında kurulması sonucu batıya
doğru ilerlemişlerdir.
Göç Destanı
Bir gün Uygur tahtına yeni bir hakan oturdu. Bu hakan,
Çinlilerle yapılan savaşlara son vermek için, oğlu Galı
-558 yılında Sabar Devleti'ne son vermişlerdir.
Tigin'i Kiyu- Liyen adlı bir Çin prensesi ile evlendirmek
-567 yılında Macaristan'da egemenlik kurmuşlardır.
istedi. Bu prenses sarayını Hatun Dağı'nda kurdurdu. O
-619 ve 626 yıllarında Sasanilerle birlikte, İstanbul’u
almak için iki kez kuşatmışlardır.
çevrede Tanrı Dağı adında bir dağ ve onun güneyinde de
Kutlu Dağ denilen büyük bir kaya vardı.
Çin elçileri, yardımcıları ile birlikte geldiler. Onlar kendi
-803 yılında Frank Kralı ve Bulgarlar tarafından
yıkılmışlardır.
aralarında dediler ki:"Hatun Dağı'nın saadeti bu kayaya
bağlıdır. Bu hükümeti zayıflatmak için onu yok etmeli."
-Slavları ve Rusları, ordu ve devlet örgütlemesinde
etkilemişlerdir.
Fakat bu kolay götürülecek bir kaya değildi, büyüktü.
Onun için Çinliler kayanın etrafına odun yığıp ateş
-Hıristiyanlığı kabul edince, Slavlaşarak ulusal kimliklerini
kaybetmişlerdir.
yaktılar. Taşı iyice kızdırdıktan sonra üzerine keskin sirke
dökerek parçaladılar. Parçaları arabaya yükleyip birer
2. Bulgarlar
birer Çin'e götürdüler. Bu büyük olay oldu. Vatandaki
bütün kuşlar, hayvanlar, kendi dilleriyle bu kayanın
-Bulgarlar, Avar ve Göktürk egemenliğinde yaşamışlardır.
gidişine ağladılar. Yedi gün sonra da Tigin öldü.
-VII. yüzyılda bağımsızlıklarını elde etmişlerdir.
Memleket felaketten kurtulamadı. Halk, rahat yüzü
-643 yılında Hazar'lar tarafından yıkılmıştır.
görmedi. Irmaklar kurudu. Göllerin suyu tükendi. Toprak
çatladı, yiyecek vermez oldu. Nihayet Buğu Han'ın
-679 yılında Tuna Bulgar Devlet'i kurulur.
çocuklarından bir başkası yurda hakan seçildi. Onun
21
TARİH 9.SINIF
-Tuna Bulgarları, Avar ve Bizans ile mücadele etmişlerdir.
-Bizans ise Kumanları, Peçenekler üzerine saldırtarak
onları güç olmaktan çıkardı.(1091)
-IX. yüzyılda hem Hıristiyan, hem de Slavlaşarak
benliklerini yitirmişlerdir.
6.Kıpçaklar (Kuman)
-İtil Bulgarları ise Müslümanlığı kabul etmişlerdir.(922)
-İlk yurtları Balkaş Gölü civarıdır.
-1237 yılında Altınordu devleti tarafından yıkılmışlardır.
-XI. Yüzyılın ikinci yarısında, Karadeniz’in kuzeyine
yerleşmişlerdir.
3.Hazarlar
-Batı Göktürk devletinin devamıdır.
-Uz-Kıpçak mücadeleleri, Dede Korkut destanlarının
konusunu oluşturmaktadır.
-Bizans, Iran ve Arap devletleri ile siyasi ilişkileri
olmuştur.
-Avrupa’ya göç eden Kıpçaklar Hıristiyanlığı kabul ederek
ulusal kimliklerini yitirmişlerdir.
-Yaşadıkları bölgede huzur ve ulaşım güvenliğini
sağlamışlardır.
-Yurtlarında kalanlar ise Altın Orda Devleti’nin hizmetine
girmişlerdir.
-Yönetici zümre, Yahudilik dinini seçmişlerdir.
-Mısır’a giden Kıpçaklar ise Eyyübi ve Memluk
devletlerinde görev almışlardır.
-Halk arasında, Yahudi, Hıristiyan ve Müslümanlar da
bulunmaktaydı.
7.Uzlar (Oğuzlar)
-Dinsel hoşgörü bulunmaktadır.(değişik ibadethaneler
yan yana görülmektedir.)
-Geniş oğuz boylarının bir kısmıdır.
-X. Yüzyılda, Rus prenslerin saldırılarıyla
yıkılmışlardır.(968)
-1064 yılında bir kısmı Balkanlara geçmiş, bir kısmı da
Ukrayna’da kalmıştır.
4.Macarlar
-Bizans ordusunda görev yapmışlardır.
-IX. yüzyılda Peçenekler tarafından batıya itilmişlerdir.
-X.yüzyılda İslamiyet’i kabul etmişlerdir.
-896 yılında Macaristan’a gelmişlerdir.
-Selçuklu ve Osmanlı Devletlerini kurmalarının yanı sıra,
Anadolu’nun da Türkleşmesini sağlamışlardır.
-1000 yılında Katolik mezhebini benimseyerek, Hıristiyan
olmuşlardır.
-Günümüzdeki Gagavuz’lar, Oğuzların torunlarıdır.
5.Peçenekler
8.Sabarlar (Sibirler)
-Tarihleri boyunca, bağımsız bir devlet kuramamışlardır.
-V. yüzyılda, Avar baskısı İle yurtlarını terk ederek, batıya
göç etmişlerdir.
-VIII. yüzyılda, Batı Sibirya'ya çekildiler.
-Sasanilerle birleşerek, Bizans ile mücadele etmişlerdir.
-XI. yüzyılda; Uz baskısı sonucu Tuna boylarına doğru
çekildiler.
-Bugünkü Sibirya adını, Sabarlardan almıştır.
-Bir kısım Peçenek. Bizans hizmetine girmiştir. (Malazgirt
Savaşında taraf değiştirdiler)
-558 yılında, Avarlar tarafından yıkılmışlardır.
-İzmir beyi Emir Çaka'nın Bizans'ı alma düşüncesi ile
Peçeneklerle ilişki kurdu.
9.Türgeşler(Türgişler)
-Batı Göktürklerin devamıdır. .
22
TARİH 9.SINIF
-657 yılında Çin baskısı ile batıya göç etmişlerdir.
-Göktürk-Sasani birleşik güçleri tarafından yıkılmışlardır.
-681 yılında, Göktürk Devleti'nin kurulması ile Göktürk
egemenliğine girmişlerdir.
13. İskitler (Sakalar)
-Tanrı Dağları yöresinde yaşamışlardır.
-Kendi adına para bastıran ilk Türk hükümdarı Türgeşlere
aittir.
-MÖ VII. Yüzyılda; Karadeniz’in kuzeyine, Tuna ve Volga
ırmakları yöresine göç etmişlerdir.
-Emeviler ile mücadele ederek, Orta Asya’nın, Arapların
eline geçmesini engellemişlerdir.
4.ÜNİTE: İSLAM TARİHİ VE UYGARLIĞI (13.YÜZYILA
KADAR)
-766 yılında, Kartuklar tarafından yıkılmışlardır.
1.KONU: İSLAMİYETİN DOĞUŞU VE HZ. MUHAMMED
10.Kırgızlar
DÖNEMİ
-560 yılında Göktürk'lere bağlanmışlardır.
1.İslamiyet Öncesi Dünyanın Genel Durumu
-Göktürk Devleti'nin yıkılmasından sonra da Uygur
Devleti'ne bağlanmışlardır.
a)Avrupa
-840 yılında ise Uygur Devleti'ni yıkmışlardır.
Kavimler Göçü’nün etkisi ile büyük karışıklık içindeydi.
-Moğollar tarafından yurtlarından sürülmüşlerdir.
Barbar kavimler Avrupa’nın her tarafını işgal etmişlerdi.
-Manas destanı Kırgızlara aittir.
Bu zamanda Avrupa’daki Hıristiyanlık dini skolâstik
düşüncenin etkisi altındaydı. Diğer din ve inançlara karşı
11.Karluklar
baskı bulunuyordu.
-Göktürk’lerin devamıdır.
b)Afrika
-İlk yurtları Altay Dağlarının batısıdır.
Afrika’nın kuzey kesimleri Doğu Roma’nın egemenliği
-Uygur ve Bismil’lerle birleşerek, Göktürk Devleti’ni
yıkmışlardır.
altındaydı. Doğu Roma-Sasani mücadelesi sonucu bölge
insanları baskı altındaydı.
-İslamiyet’i Kabul eden İlk Türk topluluğudur.
c)Asya
-Uygur ve Türgeşler ile başlayan şehir kültürünü devam
ettirmişlerdir.
Asya’da; Doğu Roma, Sasani ve Göktürk devletleri en
-Cengiz Han’a itaat eden ilk Müslüman Türk
topluluğudur.
güçlüleriydi.
-Talas Savaşı’nda, Çinlilere karşı Arapların yanında yer
almışlardır.
ç)Arap Yarımadası
-840 yılında kurulan Karahanlı devletinin temelini
oluşturmuşlardır.
Siyasal birlikten yoksun bir yaşam görülmektedir. Halk
12.Akhunlar (Eftalitler)
ticaret ve tarım, göçebeler ise hayvancılıkla
yerleşik ve göçebe olarak ikiye ayrılmaktadır. Yerleşikler
uğraşmaktaydılar. Ticaret merkezi Mekke kentiydi.
-Orta Asya’da Çin egemenliğini kabul etmeyerek Batı
Türkistan’a göç etmişlerdir.
Putperest din inancının yanı sıra Hıristiyan ve Yahudi gibi
tek tanrılı dinler de görülmektedir. Arapların İslam öncesi
-Sasani ve Çin ile mücadele etmişlerdir.
dönemlerine “Cahilliye” adı verilmektedir.
23
TARİH 9.SINIF
Ukaz Panayırı
Ebu Bekir Müslüman oldular. Bunlara ilk Müslümanlar
Arabistan'da ticari ve toplumsal hayatın en önemli
denilmiştir.
unsuru, belli zamanlarda Mekke ve çevresinde kurulan
Zamanla Mekkeliler, Müslümanlara uyguladıkları baskıyı
panayırlardı. Bu panayırlar Arapların birbirleriyle
artırdılar. Bunun üzerine Hz. Muhammet, bir kısım
savaşmadıkları dört aydan oluşan Haram Ayları'nda
Müslüman'ın Habeşistan'a göç etmesine izin verdi.
Hz. Muhammed, Mekke'de Müslümanlara yönelik
düzenlenirdi. Arap halkının sosyal ve kültürel hayatında
önemli gelişmeler sağlayan panayırlarda ticaret, eğlence
baskılara karşın Kâbe’yi ziyarete gelen kabilelere İslam
ve yarışmalar ön plana çıkmıştır. Panayırların
dinini anlatmaya devam etti. 619 yılında Kâbe’yi ziyarete
düzenlendiği dönemlerde Araplar Kâbe ve putlarını
gelen altı Medineli ile Akabe denilen yerde karşılaşan Hz.
ziyaret ederlerdi. Panayırlarda düzenlenen yarışmalar
Muhammed, onları İslamiyet'e davet etti. Medinelilerde
kısa süreli de olsa toplumsal barışı ve hoşgörüyü sağlardı.
İslamiyet'i kabul ettiler. Medinelilerle 621 ve 622
Şiir okuma yarışmaları Arap edebiyatının gelişmesinde
yıllarında iki görüşme daha yapıldı. Bu görüşmelere I. ve
etkili olmuştur. Yarışmada beğenilen şiirler, Kâbe’nin
II. Akabe Biadları denilmiştir.
duvarına asılır, yarışmaları kazananlara çeşitli ödüller
verilirdi.
c.Hicret ve Medine İslam Devleti
2.KONU: HZ. MUHAMMED DÖNEMİ
Mekke'deki büyük baskılar karşısında, Hz.
a)Hz. Muhammet'in Peygamberlik Öncesi Yaşamı
Muhammed, Hz. Ebu Bekir'le beraber hicret etmeye
Hz. Muhammed, 571 yılında Mekke'de doğdu. Babası
karar verdi. Hicret ile Medine’de İslam devletinin temeli
Abdullah, annesi Âmine'dir. Babası Hz. Muhammed
atıldı.
doğmadan ölmüştü. Hz. Muhammed doğduktan sonra
Hz. Muhammet Dönemi (622-632)
sütannesi Halime'ye verildi. Altı yaşına geldiğinde annesi
ölünce dedesi Abdülmuttalip'in yanında yaşamaya
Medine Sözleşmesi
başladı. Hz. Muhammed sekiz yaşındayken dedesinin
Hz. Muhammed'in Medine'ye hicreti öncesinde Medine
ölümü üzerine, amcası Ebu Talip onu yanına alarak
şehri Mekke'ye oranla her bakımdan geri kalmış bir yerdi.
büyütmüştür.
Medine'de putperest, Yahudi ve Hıristiyan
Hz. Muhammed 25 yaşında iken Hz. Hatice ile evlendi.
bulunmaktaydı. Bir süre sonra Hz. Muhammed,
Ticaretle uğraştığı hâlde, hiç kimse ile ticari anlaşmazlığa
Medine'de yaşayanlarla bir sözleşme yaptı. Böylece Hz.
düşmemiştir.
Muhammed aynı topraklar üzerinde yaşayan insanların,
dinleri, inançları ve idealleri aynı olmasa da uymaları
b.Müslümanların Mekke'deki faaliyetleri
gereken evrensel kuralları bu sözleşmeyle ortaya koymuş
Hz. Muhammet'e, 610 yılında ilk vahiy geldi. Böylece Hz.
oluyordu. Bu sözleşme, "Medine Sözleşmesi" olarak
Muhammed'in peygamberlik görevi başlamış oldu.
bilinir.
Hz. Muhammed, insanları İslam dinine davet etmeye
Tamamı kırk yedi maddeden oluşan Medine
başladı. Kendisine ilk olarak eşi Hz. Hatice inandı. İkinci
Sözleşmesi'nin bazı maddeleri şu şekildedir:
olarak Hz. Ali, daha sonra azat ettiği kölesi Zeyd ve Hz.
24
TARİH 9.SINIF
Veda Haccı ( 632 ):Kuran’ın tamamlandığı İslam
•Diyetlerle fidyelere ait kurallara önceden olduğu gibi
kamuoyuna duyurulmuştur.
bundan sonra da uyulacaktır.
•Museviler din özgürlüğüne sahip olacaklardır.
3.Dört Halife Dönemi
•Yahudiler veya Müslümanlar üçüncü bir tarafa karşı
savaş ilanına zorunlu kalırsa birbirlerine yardım
Hz. Ebubekir Dönemi (632 – 634)
edeceklerdir.
•İki taraf da Kureyşli müşrikleri korumayacaktır.
-Vergi ödemeyenlerin ayaklanması bastırıldı.
•Medine'ye karşı bir saldırı olduğu takdirde şehrin
korunması için taraflar birlikte hareket edeceklerdir.
-Yalancı peygamberler ayaklanması bastırıldı.
•İki taraftan biri bir düşmanla barış yaparsa iki taraf da
-Siyasi birlik yeniden sağlandı.
barış şartlarına uyacaktır.
•Üzerinde ihtilafa düşülen herhangi bir konuda, Hz.
-Kuran ilk kez kitap haline getirildi.
Muhammet'e başvurulacaktır.
Hz. Ömer Dönemi ( 634 – 644 )
Hz. Muhammed Dönemi Siyasi Olayları
-İlk İslâmi fetihler başladı.
Bedir Savaşı ( 624 ):Müslümanların kazandığı ilk savaştır.
-Suriye (Şam), Filistin (Kudüs) ve Mısır Bizans’tan
Uhut Savaşı ( 625 ):Müslümanların yitirdiği ilk savaştır.
- İran, Sasanilerden alındı.
Hendek Savaşı ( 627 ):Müslümanların son savunma
savaşıdır.
-Aşiret yaşantısından devlet yaşantısına geçildi.
Hudeybiye Barışı ( 628 )
- İlk düzenli ordu
-Her iki tarafın güçleri ilk kez dengelendi.
- İlk memleket yönetimi
-Mekkeliler, Müslümanları resmen tanıdılar.
- İlk adli örgüt
Hayber’in Ele Geçirilmesi ( 629 ): Hayber Kalesinin ele
- İlk ordu - kentler kuruldu.
geçirilmesi ile Yahudi sorunu çözülmüş ve Şam ticaret yolu
Müslümanların eline geçmiştir.
-Hicri takvim oluşturuldu.
Mekke’nin Ele Geçirilmesi ( 630 ): Savaş yapılmadan
Hz. Osman Dönemi ( 644 – 696)
Mekkeliler kenti Müslümanlara teslim etmiştir.
-İktidarının ilk yıllarında devlet memurluklarını kendi
Huneyn ve Taif Seferi ( 630 ):Yapılan sefer sonucunda
ailesine (Emevi) vermesi, Müslümanlar arasında gerginlik
yöre İslamiyet sınırlarına katılmıştır.
yarattı.
Tebük Seferi ( 631 ): Hz. Muhammed’in son seferidir.
-Fetihlere devam edildi.
- Kuzey Afrika’da Tunus ve Trablus ele geçirildi.
25
TARİH 9.SINIF
- İran aşılarak, Harzem, Horasan ve Kafkasya ele
4.Emeviler Dönemi (661-750)
geçirildi.
-Halifelik, saltanat kurumu haline getirilmiştir.
- Şam Valisi Muaviye tarafından Kıbrıs ele geçirildi.
-Fetih eylemlerine yeniden başlanmıştır.
-Kuran çoğaltılarak önemli İslâm merkezlerine gönderildi.
-İstanbul, Müslümanlar tarafından ilk kez kuşatılmıştır.
Hz. Ali Dönemi (654 – 661)
-Kerbela Olayı ile Müslümanlık Şii ve Sünni olarak ikiye
-Seçilen son halifedir.
ayrılmıştır.
Camel (Deve) Olayı ( 656 )
-Fas ve Cezayir ele geçirilerek, Kuzey Afrika’nın fethi
tamamlanmıştır.
Hz. Ayşe ve taraftarlarının, Hz. Ali iktidarına muhalefet
etmeleri sonucu yapılan savaşı Hz. Ali kazanmıştır.
-Merkezi yönetim güçlendirilmiştir.
Önemi: Müslümanların kendi aralarındaki ilk savaşıdır.
-İlk İslam parası bastırılmıştır.
Sıffın Savaşı ( 657 )
-Arapça, resmi devlet dili olmuştur.
Nedeni: Hz. Ali ile Muaviye arasındaki halifelik
-İspanya ele geçirilmiştir.
mücadelesi
-Puvatya Savaşı’nın kaybedilmesi ile Müslümanların
Sonucu: Yapılan savaş sonuçsuz kaldı.
Avrupa ilerleyişi sona ermiştir.
Hakemler Olayı
Emevi Devleti’nin Yıkılışı
Nedeni: Halifeliğin hakemler önünde sonuca bağlanmak
-Merkezi otoritenin zayıflaması
istenmesi
-Abbasilerin muhalefeti
Sonucu:
-Şiilerin muhalefeti
-Muaviye hile ile halife ilan edildi.
-Kendilerini diğer Araplardan üstün görmeleri
-İslam dünyasında ayrılıklar başladı.
-Arap olmayan Müslümanları aşağılamaları
-Şiiler (Hz. Ali taraftarları)
Abbasiler Dönemi (756-1031)
-Emeviler (Muaviye taraftarları)
-Fetihlerden çok bilime önem vermişlerdir.
-Hariciler (Her ikisine de karşı olanlar)
-Eski Yunan ve Helen uygarlığından etkilendiler.
-İki halifelik merkezi oluştu. (Şam – Küfe)
- İslami Rönesans çağı yaşanmıştır.
26
TARİH 9.SINIF
-Matematik, astronomi, felsefe ve tıp alanında gelişim
-Başkentleri Kurtuba kentidir.
göstermişlerdir.
-Bilim ve güzel sanatlarda etkinlik gösterdiler.
-Kendi kurdukları Bağdat kentini bilim merkezi
Not: Abbasi Halifesi ile Endülüs Emevi Halifesinin varlığı,
yapmışlardır.
İslamiyet’te çifte halifelik dönemini başlatmıştır. Fatımilerin
-İlk medreseler kurulmuştur.
de kuruluşu ile halife sayısını üçe çıkmıştır.
-Sasanilerden divan ve vezirlik makamlarını alıp,
-Dış saldırılar sonucunda yıkılmışlardır.
kullanmışlardır.
Beni Ahmer Devleti ( 1232 – 1492 )
-Bizans’tan İkta sistemini almışlardır.
-Endülüs Emevi Devleti’nin yıkılmasından sonra, Güney
-Harun Reşit, en güçlü dönemleridir.
İspanya’da kurulmuştur.
-Mutasım döneminde, orduda Türklere yer verilmiştir.
-Başkentleri Gırnata kentidir.
Not: Türkler için Samerra ve Avasım kentleri
-İspanya Devleti kurulduktan sonra siyasi bağımsızlıkları
kurulmuştur.
sona ermiştir.
Yıkılma Nedenleri
7.İSLAM KÜLTÜR VE UYGARLIĞI
-Devlet yönetiminin bozulması
Devlet Yönetimi
-Merkezi otoritenin bozulması ile ülkenin küçük
-İlk devlet başkanı Hz. Muhammet’tir. Devlet başkanlığı
devletlere (Tavaif-i Mülük) ayrılması. (Tulunoğlu, Akşit,
süresince imamlık ve ordu komutanlığı görevi de
Fatımi vb.)
yapmıştır.
-Selçuklular Dönemi’nde yalnız dini otorite olarak
-Dört Halife Dönemi’nde; devlet başkanları seçimle iş
kalmışlardır.
başına gelmiştir.
-1258 yılında, Cengiz Han’ın torunu Hülagu Han
-Emeviler Dönemi’nde halifelik saltanat haline
tarafından sona erdirilmiştir.
getirilmiştir.
6.İSPANYADAKİ İSLAM DEVLETLERİ
-Abbasiler döneminde divan ve vezirlik makamı
oluşturulmuştur.
Endülüs Emevi Devleti (756 – 1031)
Memleket Yönetimi
-Emeviler yıkılınca, İspanya Emevileri bağımsızlıklarını
ilan ettiler.
27
TARİH 9.SINIF
-Hz. Ömer Dönemi’nde, fetihler Arap Yarımadası’nın
-İslam’da adaletin sağlanması, dini bir görev olarak kabul
dışına taşmıştır. Bu nedenle ilk kez yönetim örgütü
edilirdi.
kurulma gereksinimi doğmuştur.
-İlk adli örgüt, Hz. Ömer Dönemi’nde kuruldu.
-Emeviler döneminde; sınırların oldukça genişlemesi
üzerine, ülke eyalet ve illere ayrılmıştır.
-Emeviler Dönemi’nde, Kadı’ların sayısı arttı.
-Abbasiler döneminde, Bizans’tan etkilenerek alınan İkta
-Abbasiler Dönemi’nde, Kadı’ların merkezi örgütü
sistemi uygulanmaya başlanmıştır.
kuruldu.
Ordu
Kadıların Başlıca Görevleri:
-İslam Devleti’nde ilk askeri birlikler gönüllülerden
- Davalara bakmak, yetim, deli ve düşkünlerin mallarını
oluşuyordu.
kontrol etmek
-İlk düzenli ordu, Hz. Ömer Dönemi’nde kurulmuştur.
- Kimsesiz, dul kadınları korumak
-Emeviler Dönemi’nde, maaş alan devamlı ordular
-Vasiyetname ve vakıf hükümlerinin yerine getirilip
kurulmuştur. Devamlı ordular yalnız Araplardan
getirilmediğini denetlemek.
oluşuyordu.
Eğitim Öğretim
-Bu dönemdeki gönüllü birlikler ise; İranlılar, Kuzey
-İslam düşünce yaşamının temeli Kuran-ı Kerim olmuştur.
Afrikalılar ve Türklerden oluşuyordu.
-İlk dönemlerde eğitim ve öğretim camilerde
-Abbasiler Dönemi’nde orduda büyük değişiklikler oldu.
yapılmaktaydı.
Orduda, Araplar ikinci plana düştü. Önce İranlılar, sonra da
Türkler orduda ön plana geçtiler.
-Emeviler Dönemi’nde, Arapça resmi devlet dili
durumuna getirilmiştir.
Cihat
Abbasiler Dönemi’nde;
-Müslümanların, Tanrı ve din adına yaptıkları savaştır.
-Bağdat, Kurtuba, Şam, Kahire kentleri önemli eğitim
-İlk kez Bedir Savaşı’nda uygulanmıştır.
merkezleri durumuna getirilmiştir.
-Savaşta ele geçirilen taşınır mallara ganimet adı verilirdi.
-Büyük Selçuklu ve Abbasi ortak dönemlerinde,
-Ganimetin 1 / 5’i devlete ayrılır, geri kalan 4 / 5’i ise
yükseköğretim kurumu sayılan medreseler kurulmuştur.
askerlere dağıtılırdı.
(En önemlisi Büyük Selçuklu Veziri Nizam-ül Mülk
Dönemi’nde kendi adıyla anılan Nizamiye Medresesi’dir.)
-İlk İslam donanması, Hz. Osman Dönemi’nde, Şam Valisi
Muaviye tarafından kurulmuştur.
Bilim
Hukuk
a- İslami Bilimler
28
TARİH 9.SINIF
Tefsir: Kuran’ın anlam bakımından (sure ve ayetlerini)
Ganimet: Savaşta ele geçirilen ganimetlerin 4/5’i
açıklamaktır.
askerler arasında paylaştırılır, 1/5’i ise devlet hazinesine
verilirdi.
Hadis: Hz. Muhammed’in, çeşitli sorunlar karşısındaki söz
ve davranışlarının incelenmesidir.
Gümrük Vergisi: İthal edilen mallardan alınan vergidir.
Fıkıh: İslam hukukuna denir. Kaynakları Kuran ve
Hayvan Vergisi: Büyük ve küçükbaş hayvanlardan alınan
Hadis’tir.
vergidir.
Kelam: İslam ilahiyatı ve felsefesine denir.
Diğer devletlerden gelen vergi ve hediyeler.
Kıraat: Kuran’ın yöntem ve kurallarına göre okunmasıdır.
Ekonomi ve Ticaret
b- Dışarıdan Gelen Bilimler
-İslam Devleti’nin ilk yıllarında ekonomisi oldukça zayıftı.
Yunan, Helen, İran ve Hint biliminden etkilenmişlerdir.
-Fetihlerin artması ile ekonomi düzelmeye başladı.
Matematik, kimya, tıp, felsefe ve astronomi alanında
etkinlik göstermişlerdir.
-Arabistan toprakları tarıma elverişli değildi.
Maliye ve Gelir Kaynakları
-Sınırların genişlemesi ile tarım önemli bir sektör
durumuna gelmiştir.
-İslamiyet’in ilk yıllarında İran ve Bizans parası
-Abbasiler Dönemi’nde en önemli devlet geliri tarımdan
kullanılırdı.
alınan vergilerdir.
-İlk İslam parası Emeviler Dönemi’nde (Abdülmelik
-Sanayi eylemleri ise, el sanatlarıyla başlamış ve dokuma
Dönemi’nde) bastırılmıştır.
sanayi olmuştur.
-Paranın büyüğüne Dinar, küçüğüne ise Dirhem adı
-Dokuma sanayinin yanı sıra madencilik, kuyumculuk,
verilirdi.
şeker sanayi ve seramik gelişmiştir.
Başlıca Gelir Kaynakları
-Araplar, Cahiliye Dönemi’nden itibaren ticaret ile
Zekât: İslam’ın beş koşulundan biridir. IX. yüzyılının
ilgilenmekteydiler.
sonlarından itibaren zekâtın devlet tarafından
toplanmasına son verilmiş ve bireylerin iradesine
-Müslümanların ticari ilişkide bulundukları en önemli
bırakılmıştır.
ülke Çin’dir. Çin ile İpek Yolu ve deniz yolu aracılığı ile
ticaret yapılırdı.
Cizye: Müslüman olmayanlardan yılda bir kez alınan baş
-Dokumacılık, halıcılık, silah yapımı ve kağıt ihraç
(vatandaşlık) vergisidir.
maddeleridir.
Öşür: Müslümanlardan alınan ürün vergisidir.
-İslamiyet’in ilk yıllarında ise tarım ürünleri alınırdı.
Haraç: Müslüman olmayanlardan alınan ürün vergisidir.
29
TARİH 9.SINIF
Sanat
-Araplar; en yüksek sınıftan sayılmışlardır. Askerlik yaparlar
ve devletten maaş alırlardı.
Mimarlık
-Mevali; Arap olmayan Müslümanlardan oluşurdu.
-İslam mimarisi Arap, İran, Türk ve Hint mimari
(Abbasiler döneminde bu anlayış ortadan kalkmıştır.)
anlayışının karışımından doğmuştur.
-Müslüman olmayanlar.
-İslam mimarisi, ilk kez Emeviler Dönemi’nde, Avrupa
mimarisi ile boy ölçüşecek duruma ulaşmıştır.
Türk ve İslam Bilim Adamları
-Abbasiler; Selçuklular ve Osmanlılarla en parlak
Farabi: Müzik. Fizik, Felsefe ve Psikoloji alanında
dönemini yaşamışlardır.
çalışmaları bulunmaktadır.
En Önemli Mimari Yapıtlar: Kudüs’te Ömer Cami,
İbni Sina: Tıp, eczacılık ve felsefe alanında çalışmaları
Mısır’da Ezher ve İbn-i Tulun Camileri, Gırnata’da El
bulunmaktadır.
Hamra Sarayı’dır.
Taberi: Tarih, tefsir, tıp ve matematik alanında
İslam mimarisi, ulusal kültür ve coğrafi özelliklerin etkisi
çalışmaları bulunmaktadır.
ile değişik ülkelerde üslup ve biçim yönünden
İbni Rüşt: Felsefe, matematik, fıkıh, tıp ve kelam alanında
farklılaşmıştır.
çalışmaları bulunmaktadır.
Süsleme Sanatları
Muhyiddin Arabî: Tasavvuf, fıkıh, hadis, tefsir, felsefe,
-Resim ve heykelcilik yasak olduğundan uzun süre gelişim
edebiyat ve Kelam alanında çalışmaları bulunmaktadır.
gösterememiştir.
5.ÜNİTE: TÜRK İSLAM DEVLETLERİ (10-13.YÜZYILLAR)
-Oymacılık, kakmacılık ve hat (yazı gibi süsleme sanatları)
1.KONU: TÜRKLERİN İSLAMİYETİ KABULÜ
gelişmiştir.
1.Türkler ve İslamiyet
Not: İslamiyet’in ilk yıllarında; Arapların özgün bir sanat
-Türkler, Müslüman Araplar ile ilk kez Hz. Ömer
döneminde komşu oldular.
anlayışı yoktu. Ele geçirilen ülkelerin kültürlerinden
etkilenme, İslam sanatının süreç içinde kendi özgün
-Hz. Osman döneminde ise Türk-Müslüman Arap
savaşları başladı.
yapısını bulmasında etkili olmuştur.
Sosyal Yaşam
-Emeviler döneminde ise bu mücadelenin şiddeti daha
da arttı.
-İslamiyet’in ilk yıllarında tüm Müslümanlar eşit
sayılmıştır.
-Abbasiler döneminde ise Türk-Arap ilişkileri
yakınlaşmaya dönüştü.
-Emeviler Dönemi’nde ise; Araplar diğer
Talas Savaşı ( 751 )
Müslümanlardan üstün tutulmuştur.
Nedenleri:
-Emeviler Dönemi’nde halk üç sınıfa ayrılmıştı;
30
TARİH 9.SINIF
-Orta Asya egemenliği için Müslüman - Arap ve Çinlilerin
mücadele etmesi
yazmış ve bunlar dünya müzik tarihine geçmiştir.
2.MISIR'DA KURULAN TÜRK-İSLAM DEVLETLERİ
-Arapların, İslamiyet’i Orta Asya’ya yaymak istemesi
a-Tolunoğulları (868 – 905)
Türklerin Araplar yanında bu mücadeleye katılması
-Mısır’da kurulan ilk Türk Devleti’dir.
Sonuçları:
-Suriye ve Çukurova bölgesini egemenlikleri altına
almışlardır.
-Orta Asya egemenliği Müslüman - Arap ile Türklerin
eline geçmiştir.
-905 yılında, Abbasiler tarafından yıkılmışlardır.
-Geçmişte olumsuz olan Türk – Arap ilişkileri düzelmiştir.
Türkler kitleler halinde Müslüman olmaya başlamışladır.
(İlk kez Karluk Türkleri Müslüman olmuşlardır.)
b-İhşitler (935 – 969)
-Mısır’da kurulan ikinci Türk Devleti’dir.
-Çinlilerden öğrendikleri kâğıt ve matbaayı Avrupa’ya
ulaştırmışlardır.
-Dicle’ye kadar olan topraklar ile Hicaz bölgesini
sınırlarına katmışlardır.
-969 yılında, Fatımiler tarafından yıkılmışlardır.
2.Türklerin İslamiyet’e Katkıları
c-Eyyübiler (1117 – 1345)
-İslam dünyasını Bizans’a karşı korumuşlardır.
-Mısır’da kurulan üçüncü Türk Devleti’dir.
-Hindistan’ İslamiyet’i yaydılar.
-Fatımi Devleti’ne son vermişlerdir.
-Balkanlara İslamiyet’i yaydılar.
-Haçlılarla mücadele edilerek, Kudüs’ü geri almışlardır.
-İslam kültür ve uygarlığının gelişmesinde katkıları
olmuştur.
-Veraset sistemi sonucu zayıfladılar ve yerine Memluk
Devleti kurulunca yıkıldılar. (1250)
Türk-İslam Sanatı
Türklerin İslam sanat dünyasına kazandırdığı biçimleri
-Hama kolu, 1348’e kadar siyasi varlıklarını devam ettirdi.
d-Memluklular (1250 – 1517)
görmek mümkündür. Farklı uygarlıklardan alınıp Türkler
-Mısır’da kurulan dördüncü Türk Devleti’dir.
tarafından geliştirilen kubbe, kemer ve sütun biçimleri,
Orta Asya yaşantısı ve çadır kültürünün, İslam mimarisine
-Haçlılara karşı başarı elde etmişlerdir.
yansıtıldığı yeni bir mimarî üslubu getirmiştir. Özellikle
tekke, kümbet, cami ve medrese gibi yapılarda, Türk
-Moğolları ilk kez yenmeyi başarmışlardır.
mimari üslubunun eşsiz örnekleri görülür. Türkler yazı,
-Sınırlarını Güneydoğu Anadolu’ya kadar
genişletmişlerdir.
cilt, çini, minyatür sanatları ile seramik, dokumacılık, taş
ve maden işçiliği vb. alanlarda eşsiz eserler vermişlerdir.
-1517 yılında Yavuz Sultan Selim tarafından yıkılmışlardır.
Türkler kabartma sanatlarında da başarılı örnekler
vermişlerdir. Örneğin birçok yapıda hayvan figürleri
2.KONU: İLK TÜRK İSLAM DEVLETLERİ
kullanılmış, Sultan Tuğrul bastırdığı madalyona kabartma
1.Karahanlılar ( 840 – 1212)
resmini koydurmuştur. Müzik alanında da Türkler
-840 yılında Batı Türkistan’da kurulmuştur.
yenilikler getirmişlerdir. Farabi müzik üzerine iki eser
31
TARİH 9.SINIF
-Karluk, Yağma ve Çiğil Türklerince Karahan siyasi birliği
oluşturulmuştur.
Sonucu: Selçuklu Devleti kuruluş sürecini tamamlamıştır.
Gazne Devleti ise yıkılış sürecine girmiştir.
-İlk Müslüman Türk Devleti’dir.
Pasinler Savaşı (1048)
-Türk geleneklerinden ayrılmamışlardır.
Nedeni:
- Resmi dilleri Türkçedir.
-Türklerin yeni vatan arayışı için Anadolu’ya girmesi
- Devlet başkanlarına “Han” unvanı vermişlerdir.
-Bizans ve Gürcü Krallığı’nın Türkleri Anadolu’dan
uzaklaştırmak istemesi
-İlk Türk – İslam yapıtı olan “Kutadgu Bilig” Karahanlılardan kalmadır.
Sonucu:
2.Gazneliler ( 963 – 1187 )
-Yapılan savaşı Türkler kazanmıştır.
-Hindistan’ın Pencap bölgesinde kurulmuşlardır.
-Van – Trabzon arasındaki bölge Türklerin eline geçmiştir.
-Hindistan, Pakistan ve Afganistan yöresine İslamiyet’i
taşımışlardır.
-Bizans’ın Anadolu egemenliği sona ermeye başlamıştır.
-Tuğrul ve Çağrı Beyler döneminde; Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan yöresi Türklerin eline geçmiştir.
-Türk geleneklerinden ayrılmışlardır.
-Resmi dilleri Arapçadır.
Alparslan Dönemi (1063 – 1071)
-Devlet başkanlarına “Sultan” unvanı vermişlerdir.
Malazgirt Savaşı (1071)
-Dandanakan Savaşı ile güçlerini yitirmişlerdir.
Nedeni:
-Gur’lular tarafından yıkılmışlardır.
-Türklerin yeni vatan arayışı için Anadolu’ya girmesi
-Firdevsi’nin Şahnamesi bu döneme aittir.
-Bizans’ında Türkleri, Anadolu’dan atmak istemesi
Sonucu:
-Anadolu’nun kapısı Türklere açılmıştır.
3.Büyük Selçuklu Devleti (1040-1157)
-Bizans’ın İslam dünyasına yaptığı baskı sona ermiştir.
İlk Yılları
-Anadolu Türk tarihi başlamıştır.
İlk yerleşim bölgesi, Seyhun Irmağı kıyısında bulunan
Cend kentidir. İlk yıllarında Samanoğlu, Karahanlı ve
Gazne baskısı altında siyasi bir güç olamamışlardır.
-Anadolu’da ilk Türk beylikleri kurulmaya başlamıştır.
-Ortodoks Bizans, ilk kez Katolik Avrupa’dan Türkler
nedeniyle yardım istemeye başlamıştır. (Haçlı Seferleri)
Tuğrul ve Çağrı Beyler Dönemi
Melik şah Dönemi (1072 – 1092)
Gazne Devleti’nin zayıflaması üzerine Nişabur yöresine
gelerek devletin ilk temellerini atmışlardır.
-Büyük Selçukluların en güçlü dönemidir.
Dandanakan Savaşı ( 1040 )
-Anadolu’nun ele geçirilme eylemlerine yoğunluk
verilmiştir.
Nedeni: Selçukluların ele geçirdiği Horasan Bölgesi’ni,
Gaznelilerin yeniden ele geçirmek istemesi
-Bu dönemde sınırlar;
32
TARİH 9.SINIF
-Doğuda  Seyhun Irmağı
-Kayseri ve Sivas yöresinde kurulmuşlardır.
-Batıda  Akdeniz ve Marmara
-Haçlılara karşı mücadele etmişlerdir.
-Kuzeyde  Kafkas Dağları
-Anadolu Türk Birliği’ne karşı direnen en büyük güç
merkezi olmuştur.
-Güneyde  Mısır ve Basra Körfezi
-II. Kılıç Arslan tarafından yıkılmışlardır.
-Mısır alınarak, Fatımi Devleti’ne son verilmiştir.
2.Saltuklular (1071 – 1201)
-Takvim – i Celaliye adıyla bir takvim hazırlanmıştır.
-Kars ve çevresinde kurulmuşlardır.
-1092 yılında bağımsız olmuşlardır.
Dağılış ve Yıkılış Nedenleri
-Veraset Sistemi (İç mücadeleler)
-1201 yılında Rüknettin Süleyman Şah tarafından
yıkılmışlardır.
-Atabeyliklerin bağımsızlıklarını ilan etmeleri
3.Mengücekler (1072 – 1228)
-Siyasi gücü elinden alınan Abbasilerin Selçuklulara karşı
olumsuz tavırları
-Erzincan, Divriği ve Kemah yörelerinde kurulmuşlardır.
-Alâeddin Keykubat tarafından yıkılmışlardır.
-Bâtıni Tarikatı’nın (aşırı Şiî), Selçuklulara karşı
mücadeleleri
4.Artuklular ( 1101 – 1409 )
-Mardin, Diyarbakır ve Halep yöresinde kurulmuşlardır.
-Devlet yönetimine İranlıların alınarak Türk halkını
küstürmeleri
-Çeşitli kollara ayrılmışlardır.
-Sultan Sencer dönemindeki “Büyük Oğuz Ayaklanması”
-Haçlı Seferleri’nin yarattığı bunalım
-Anadolu Selçuklu, Karakoyunlu ve Memluklular
tarafından yıkılmışlardır.
-Moğollar ile yapılan “Katvan Savaşı”nın yitirilmesi
5.Çaka Bey ( 1081 – 1093 )
-Büyük Selçuklu Devleti, miras geleneği doğrultusunda
merkezi yapısını yitirince dört bölüme ayrılmıştır;
-İzmir ve çevresinde kurulmuştur.
-Bizans’ı ele geçirmeyi amaçlamıştır.
-Anadolu Selçukluları (1077 – 1308 )
-Suriye Selçukluları ( 1092 – 1114 )
-Bizans’ın oyununa gelen I. Kılıç Arslan tarafından
öldürülmüştür.
-Kirman (Irak) Selçukluları (1157 – 1194)
-Türk tarihinin ilk denizcisidir.
-Horasan (İran) Selçukluları (1157 – 1194 )
Beyliklerin Ortak Özellikleri
-Tümü Malazgirt Savaşı sonrası kurulmuştur.
6.ÜNİTE: TÜRKİYE TARİHİ
-Anadolu’nun ele geçirilmesi için gönderilen Selçuklu
komutanları tarafından kurulmuşlardır.
1.KONU: ANADOLU’DA KURULAN İLK TÜRK DEVLET VE
BEYLİKLERİ
-Kuruldukları yöreleri Türkleştirmişlerdir.
1.Danişmentliler ( 1080 – 1175 )
-Anadolu’da ilk kez Türk – İslam uygarlığını
başlatmışlardır.
33
TARİH 9.SINIF
-Haçlılara karşı mücadele etmişlerdir.
-Kilisenin gücünü artırmak istemesi
-Kluni tarikatının örgütlü çalışması
-Anadolu Selçuklu egemenliği altına girmişlerdir.
-Kudüs’ün Müslümanlardan geri alınmak istenmesi
2.KONU: ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ (1077-1308)
-Şövalyelerin ün kazanmak istemesi
-Avrupa’nın İpek ve Baharat yollarını denetlemek
1.Anadolu Selçuklu Devleti'nin Kuruluş Dönemi
istemesi
Devletin kurucusu Kutalmışoğlu Süleyman Şah’tır.
I. Haçlı Seferi (1096 – 1098)
Kısa sürede, Anadolu’nun tamamını ele geçirerek, İznik’i
başkent yaptı ve Anadolu Selçuklu Devleti’ni fiilen kurdu.
Haçlı Ordusu, Anadolu’yu geçerek Kudüs’e ulaştı. Kudüs,
I. Kılıç Arslan (1092 – 1106)
geçirdiler.
Antakya, Urfa, Şam, Trablus gibi önemli kentleri ele
Not: Bu dönemde Anadolu’da, Selçuklu egemenliği
-Melik şah’ın ölümünden sonra Büyük Selçuklulara karşı
bağımsızlığını ilan ederek, devlet resmen kurulmuş oldu.
bulunuyordu. Selçuklular I. Haçlı Seferine karşı başarılı
olamadılar.
-Haçlılara karşı mücadele ettiyse de başarı sağlayamadı.
II. Haçlı Seferi (1147 – 1149)
-Başkent, İznik’ten Konya’ya taşındı.
-Musul Atabeyi İmadettin Zengi’nin Urfa’yı geri alması
üzerine başladı.
-İzmir’deki Çaka Beyliği’ne son verildi.
-Haçlı ordusu herhangi bir askeri başarı elde
-I. Haçlı Seferi bunalımından sonra Anadolu siyasi birliğini
yeniden kurmaya girişti.
edememiştir.
-Doğuya doğru genişleme politikası sonucunda, Irak ve
Suriye Selçukluları birleşerek I. Kılıç Arslan’a karşı başarı
elde etti. (Geri çekilirken Habur Irmağı’nda boğuldu.)
yağmasına krallarda ortak olmak için katılmışlardır.
I. Mesut (1116 – 1156 )
başladı.
Not: Bu sefere ilk kez doğunun ekonomik zenginliğinin
III. Haçlı Seferi (1159 – 1192)
-Selahattin Eyyübi’nin Kudüs’ü geri alması üzerine
IV. Haçlı Seferi (1159 – 1192)
-I. Kılıç Arslan’ın ölümü ile Anadolu, Danişmentlilerin
eline geçmiştir.
-Haçlılar bu sefer de amaçlarından uzaklaşarak (ya da
paralel olarak) Ortadoğu’ya gitmeyip İstanbul’u işgal
-Kardeşler arasında iktidar mücadelesi başlamıştır.
ederek, kenti yağmalamışlardır.
-Bizans, Ermeni ve Gürcüler, Türklere karşı mücadeleye
başlamışlardır.
IV. Haçlı Seferi ile;
-Haçlılar İstanbul’da Latin Krallığı kurdular.
-Anadolu’ya, II. Haçlı Seferi düzenlenmiştir. I. Mesut, Haçlılara karşı başarı kazanmıştır.
-İstanbul’dan ayrılmak zorunda kalan Rumlar ise, İznik
ve Trabzon’da birer Rum Devleti kurdular.
-Haçlı Seferi’nden sonra Anadolu’da siyasi birliği yeniden
sağlamıştır.
Not: 1261 yılında İznik Rum Devleti yeniden İstanbul’u ele
2.Haçlı Seferleri
Devleti’ne ise 1462 yılında Fatih Sultan Mehmet son
geçirerek, Latin Krallığına son verdi. Trabzon Rum
vermiştir.
Nedenleri
Not: Bundan sonra önemi pek fazla olmayan dört sefer
-Doğunun zengin, Avrupa’nın yoksulluk içinde olması
daha düzenlenmiştir.
-Bizans’ın Türk ilerleyişine karşı Papa’dan yardım
Haçlı Seferlerinin Sonuçları
istemesi
-Derebeylerin güçlerini artırmak istemesi
34
TARİH 9.SINIF
-Doğu – batı ticareti başladı. Bunun sonucu olarak
-Devlet genişleme dönemine girdi.
Akdeniz limanları önem kazandı.
-Sınırlar Akdeniz’den Karadeniz’e kadar uzandı.
-Bizans, Türk ilerleyişine engel olmadığı gibi IV. Haçlı
-Ölümü ile ülkede yine taht mücadeleleri başladı.
Seferi ile kendi de zarar gördü.
-Derebeylerin güçleri zayıflamaya başladı.
I. İzzettin Keykavus (1211 – 1219 )
-Sınıflar arası dengesizlik azaldı.
-İç mücadelelere son verdi.
-Kiliseye olan inanç zayıflamaya başladı.
-Krallar ekonomik güce ulaştı. Bunun sonucunda coğrafi
keşiflerin ekonomik destekçileri oldular.
-Sinop alınarak, Karadeniz ticaretinde etkinlik
göstermeye başladılar.
-Avrupa, İlk Çağ kültürü ile tanıştı.
-Kilikya’daki Ermeni Krallığı vergiye bağlandı.
-Barut, pusula, matbaa, kâğıt gibi teknik araç ve gereçler
-Anadolu’da ticaretin gelişmesi için kervansaraylar
yapıldı.
Avrupa’ya götürüldü.
Haçlı seferlerinin Türk ve İslam Dünyasına Etkileri
Not: I. İzzettin Keykavus’un tüm seferleri ekonomik
amaçlıdır.
-Anadolu ve Orta Doğu tahrip edildi.
-Anadolu’daki siyasi birlik etkilendi.
I. Alâeddin Keykubat (1219 – 1236)
-Türklerin İslam dünyasındaki önemi arttı.
-Türk ve İslam dünyası ekonomik kayba uğradı.
-Anadolu Selçuklu Devleti’nin en güçlü dönemidir.
-Hıristiyan – Müslüman çatışmasının temeli oldu.
-Mengücek Beyliğine son verilerek, Anadolu Türk birliği
sağlanmıştır.
3.Anadolu Selçuklu Devleti'nin Yükselme Dönemi
-Alanya alınarak tersane kurulmuştur.
II. Kılıç Arslan (1156 – 1192 )
-Ermenilerin siyasi egemenliklerine son verilmiştir.
-Danişment Beyliği ortadan kaldırıldı.
-Haçlılarla mücadele edildi.
-Bizans sınırlarına uç beylikler yerleştirilmiştir.
(Osmanlılar bu dönemde yerleştiler.)
Miryokefalon Savaşı (1176)
-Moğollara karşı önlem alınmıştır.
Nedeni: Haçlı Seferleri sonucunda yıpranan Türkleri,
Anadolu’dan atmak isteyen Bizans’ın ileri eylemidir.
-Harzemşahlar ile yapılan Yassı çemen Savaşı’nı
kazanmışlardır.
Sonucu: Yapılan savaşı Türkler kazandı.
Not: Bu savaş sonucunda Harzemşahlar, bölgeden
ayrıldılar. Bu ise Moğollar ile Türkleri karşı karşıya
getirmiştir.
Önemi:
-Anadolu önemli bir ticaret merkezi olmuştur.
-Anadolu’nun Türk yurdu olduğu kesinleşmiştir.
-Ölümü ile devlet, gerileme dönemine girmiştir.
-Bizans, savunma durumuna geçmiştir.
4.Anadolu Selçuklu Devleti'nin Dağılma Dönemi
-II. Kılıç Arslan, veraset sistemi doğrultusunda ülkeyi
oğulları arasında paylaştırdı. Bu durum ise ülkede iç
mücadelelere neden olmuştur.
II. Gıyaseddin Keyhüsrev (1236 – 1246)
I. Gıyaseddin Keyhüsrev ( 1204 – 1211 )
-Merkezi otorite zayıflamaya başlamıştır.
-İç mücadelelere son verdi.
-Moğol akınlarına karşı önlem alınamamıştır.
35
TARİH 9.SINIF
-Ekonomik nedenle çıkan Baba İshak Ayaklanması (1240)
ile ülkede siyasi birlik bozulmuştur.
-Orhan Bey Dönemi’nde, Osmanlı topraklarına
katılmıştır.
Kösedağ Savaşı (1243)
-Karesi donanması, Osmanlı donanmasının temeli
olmuştur.
Nedeni:
Candaroğulları (1292 – 1322)
Moğolların, Anadolu’yu yağmalamak istemeleri
-Kastamonu ve Sinop yöresinde kurulmuştur.
Sonucu:
-Savaşı Moğollar kazanmıştır.
-Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı topraklarına
katılmıştır.
-Anadolu Türk birliği bozulmuştur.
Menteşeoğulları (1280 – 1426)
-Anadolu, Moğol egemenliğine girmiştir.
-Muğla ve çevresinde kurulmuştur.
-Türklerin batı ilerleyişi durmuştur.
-II. Murat Dönemi’nde Osmanlı topraklarına katılmıştır.
-Anadolu’da yeniden beylikler dönemi başlamıştır.
Saruhanoğulları (1300 – 1410)
Not: II. Mesut’un ölümü ile (1308), devlet tamamen
yıkılmıştır.
-Manisa ve çevresinde kurulmuştur.
-Denizcilik alanında etkinlik göstermişlerdir.
5.Anadolu Türk Beylikleri
Karamanoğulları (1247 – 1493)
-Çelebi Mehmet Dönemi’nde Osmanlı topraklarına
katılmıştır.
-Konya ve Karaman yöresinde kurulmuştur.
Aydınoğulları (1300 – 1425)
-Kendilerini Anadolu Selçuklu Devleti’nin devamı
saymışlardır.
-Selçuk ve çevresinde kurulmuştur.
-Denizcilikte önemli başarılar elde etmişlerdir.
-Bu nedenle, Osmanlı Devleti’ne en fazla direnen beylik
olmuştur.
-II. Murat Dönemi’nde Osmanlı topraklarına katılmıştır.
-Anadolu’da Türkçeyi resmi dil kabul eden ilk topluluktur.
Hamitoğulları (1280 – 1391)
-Ankara Savaşı’ndan sonra yeniden kurulduysa da -II.
Beyazıt Dönemi’nde kesin olarak, Osmanlılar tarafından
son verildi.
-Eğridir ve Antalya çevresinde kurulmuştur.
Germiyanoğulları (1260 – 1429)
-Yıldırım Beyazıt tarafından Osmanlı topraklarına
katılmıştır.
-Denizcilikle uğraşmışlardır.
-Kütahya Simav, Tavşanlı, Kula ve Denizli yöresinde
kurulmuştur.
Ramazanoğulları (1352 – 1515)
-Yıldırım Beyazıt Dönemi’nde Anadolu Beylerbeyi
merkezi durumuna getirilmiştir.
-Adana ve çevresinde kurulmuştur.
-II. Murat Dönemi’nde Osmanlı topraklarına katılmıştır.
-Yavuz Selim Dönemi’nde Osmanlı topraklarına
katılmıştır.
Karesioğulları (1293 – 1359 )
Dulkadiroğulları (1339 – 1515)
-Balıkesir yöresinde kurulmuştur.
-Maraş ve çevresinde kurulmuştur.
36
TARİH 9.SINIF
-Yavuz Selim Dönemi’nde Osmanlı topraklarına
katılmıştır.
Eşrefoğulları (1280 – 1326)
-Türk devletlerinde hutbe okutmak, para bastırmak, Çetr
denilen hükümdar şemsiyesi, tuğ, Sancak, Otağ denilen
hükümdar çadırı ve nevbet ve mühür bağımsızlık
sembolleri olarak kullanılmıştır.
-Beyşehir ve çevresinde kurulmuştur.
Memleket Yönetimi
Osmanoğulları (1299 – 1922)
-Türk – İslam Devletlerinin tümünde ülke eyaletlere
ayrılmıştı.
-Söğüt ve Domaniç çevresinde kurulmuştur.
-Devlet yönetimine yetiştirilmek üzere eyaletlere gönderilen
“Şehzadelerin” yanına “Atabey” verilirdi.
Beyliklerin Ortak Özellikleri
Atabeylik: Eyaletlere gönderilen şehzadelerin askerlik,
siyaset ve devlet yönetimi hakkında eğitilmesini sağlayan
öğretmen valilerdir. Geniş yetkileri vardır. Merkezi
otoritenin zayıfladığı dönemlerde bağımsızlıklarını ilan
etmişlerdir.
-Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılması sonucu
kurulmuşlardır.
-İlk kez Yıldırım Beyazıt Dönemi’nde Osmanlı Devleti
bünyesinde birleştirilmiştir.
Ordu
-Ankara Savaşı (1402) sonrası yeniden kurulmuşlardır.
-Karahan ordusu tamamen Türklerden oluşuyordu.
-Anadolu Türk kültürüne önemli hizmetlerde
bulunmuşlardır.
- Aşiret ordu anlayışı
-Fatih ve Yavuz Sultan Selim Dönemi’nde Osmanlı
egemenliğine girmişlerdir.
-Gazne ordusu, farklı etnik toplumlardan oluşuyordu.
- Çok uluslu ordu
6.İslamiyet Sonrası Türk Kültür ve Uygarlığı
-Selçuklularda ise; devlet ordu anlayışı bulunuyordu.
Devlet Örgütü
-Selçuklularda ordu:
- Saray muhafızları (Gulâman-ı Saray)
-Türk devlet geleneğinin temelini oluşturan Selçuklu
devlet örgütü; Karahanlı, Samanlı, Gazneli ve Abbasi
devletlerinin örgütlerinden büyük ölçüde yararlanmış ve
bunları kendi bünyesine uygulamıştır.
- Hassa ordusu (savaş esirleri)
- Eyalet ordusu (Dirlik askerleri)
-Hükümdarlar egemenlikleri Tanrı’dan aldıklarına
inanırlardı.
olarak üç bölüme ayrılıyordu.
-Karahanlılar hükümdarlarına “Han” olan Türkçe unvan
vermişlerdir.
-İlk Türk denizcisi “Çaka Bey’dir.”
- Sinop ve Alanya’nın alınması ile donanma
oluşturulmuştur.
-“Sultan” unvanını ilk kez Gazneliler kullanmış ve diğer
Türk Devletleri de aynı unvanı kullanmışlardır.
-Bazı Türk Beyliklerinin de donanmaları bulunmaktadır.
-Devletin tümünde merkezi yapı görülmemektedir.
Hukuk
-İslam – İran etkisi ile Divan örgütünü ilk kez kullanan
devlet, Gazneliler olmuştur.
-İslam hukuk kurallarının yanında, geleneksel Türk hukuk kuralları da uygulanmaktaydı. Adli örgüt;
-Anadolu Selçukluları, Büyük Selçuklulardan farklı olarak
Farsça hükümdar unvanları kullanmışlardır.
-Şer’i Yargı
-Şehzadeler, Melik unvanı ile eyaletleri yönetmişlerdir.
37
TARİH 9.SINIF
-Örfi Yargı
Not: Türk devletlerinde ikta sistemini ilk kez Karahanlılar
kullanmıştır.
olmak üzere ikiye ayrılmıştı.
- Haraci; vergi gelirleri hazineye ait olan topraklardır.
-Şer’i davalara kadı, örfi davalara ise emir - i dad bakardı.
- Vakıf; geliri hayır amaçlı olarak kullanılan
topraklardır.
-Evlenme, boşanma, miras vb. davalar şer’i yargının
konusuydu.
Ekonomik Yaşam
-Disiplinsizlik, askerden kaçma vb. gibi davalar örfi
yargının konusuydu.
-Türk – İslam Devletlerinin ekonomisinin temeli tarıma
dayanmaktaydı.
-Asker olan kişilerin şer’i davalarına ise kazasker (kadı –
asker) bakardı.
-Karahan ve Gazneliler İpek ve Baharat Yolu’nu
denetlemişlerdir.
Toplumsal Yaşam
-İslamiyet’in kabulünden sonra Türk sosyal yaşamında
büyük değişiklikler olmuştur.
-Büyük Selçuklu Devleti, bulunduğu coğrafya bakımından
uluslararası ticarette köprü durumundaydı. Ticaretin
gelişmesi için kervansaraylar yapmıştır.
-Türklerde toplumsal yaşam Avrupa'dan farklıdır,
-Büyük Selçuklu toprakları verimliydi.
-Köylü özgürdür ve devlet korumasında çalışarak
vergisini öderdi.
- Anadolu Selçuklu Devleti de coğrafi konumu bakımından
ticaret için önemli bir bölgedeydi.
-Kara ve deniz ticareti gelişmiştir.
-Mülk topraklar miras yoluyla çocuklarına geçebilirdi.
-Malazgirt Savaşı'ndan sonra Anadolu'ya Türk göçleri
arttı. Bunun sonucunda;
-Ticaretin gelişmesi için yollar, köprüler, hanlar ve
kervansaraylar yapmışlardır.
-Kırsal kesime yerleşen Türkler tarım ve hayvancılık
yapmaya başladılar.
Kervansaray
-Yolcu ve tüccarların her türlü gereksinimlerinin karşılanması
için yapıldı.
-Anadolu'da yer adları Türkleşti.
-Halk konar-göçer, köylü ve şehirli olarak üçe ayrılırdı.
-Herkese eşit düzeyde ücretsiz hizmet verilirdi.
-Sosyal yaşamın en canlı örnekleri vakıflardır.
-Ticaret malları devlet güvencesindedir.
-Bunun yan ısıra; Kervansaray, han, hamam, camii,
medrese, köprü, çeşme, hastane gibi sosyal yapılar
bulunmakla beraber masrafları da vakıflarca
karşılanmaktaydı.
Fütüvvet ve Ahilik
Toprak Sistemi
-Her zanaat kolu, bir lonca örgütüne bağlıydı.
-Topraklar özel ve devlet malı olarak ikiye ayrılırdı.
--Ahilik, Anadolu’da XIII. yüzyılda Ahi Evran tarafından Kayseri,
Kırşehir ve Konya'da esnaf birlikleri olarak yapılandırılmış sosyoekonomik bir örgütlenmedir.
-Fütüvvet, Büyük Selçuklularda esnafın kendi arasında
birleşerek kurdukları dini ve ekonomik bir örgütlenmedir.
-Ekilebilir topraklar; has, haraci, ikta ve vakıf arazisi
olarak dört gruba ayrılırdı.
-Ahiliğin temel amacı;
- Has; vergi geliri sultana ait topraklardır.
-Zenginle fakir, üretici ile tüketici, emek ve sermaye, halk ile
devlet arsında sosyal adaleti sağlamaktır.
- İkta; devlete hizmet eden komutanlara verilen
topraklardır. Komutanlar gelirlerinin bir bölümü ile asker
beslemek zorundadır.
38
TARİH 9.SINIF
-Ahilikte esnaf için gerekli hammadde ve mamul maddelerin
alınıp satılması yasalar ile denetlenirdi.
-Moğol baskısından kaçarak Anadolu'ya birçok şair ve
bilim adamı gelmiştir.
Sanayi
-Anadolu Selçuklu Devleti'nde tarih yazıcılığı da
gelişmiştir. Ravendi, yazdığı tarih kitabını Selçuklu
hükümdarına sunmuştur. İbni Bibi, Kerimüddin Aksarayi
diğer tarihçilerdir.
-Anadolu'da sanayi, dokumacılık ve dericilik olarak gelişmiştir.
-Türk devletlerinde diğer gelirler ise;
-Toprak vergileri
-Semerkant ve Buhara Türk şehirciliği için önemli
merkezlerdir.
-Orman, tuzla ve maden gelirleri
Edebiyat
-Ganimetler
Kutadgu Bilig
-Diğer devletlerden gelen vergiler
-1070 yılında Balasagunlu Yusuf Has Hacip tarafından
yazılmıştır.
-Karahan hükümdarına sunulmuştur.
Bilim
-Devlet yönetme bilgisidir.
-Dini eğitim ve öğretimin yapıldığı medrese, tekke ve
zaviyeler ülkenin her tarafında yaygındı.
-İlk Türk – İslam edebiyat yapıtıdır.
Not: Selçuklu veziri Nizamülmülk, “Siyasetname” sini
yazarken, Kutadgu Bilig’den oldukça etkilenmiştir.
-Selçuklular döneminde rasathaneler kurularak gök
cisimlerinin hareketleri incelendi ve Celali Takvimi
hazırlandı.
Divan – ı Lügat – ı Türk
-Matematik ve astronomi alanında Ömer Hayyam gibi
bilim adamları görülmektedir.
-1074 yılında Kaşgarlı Mahmut tarafından yazılmıştır.
-Siyaset bilimi alanında da önemli eserler verilmiştir.
-Bağdat halifesine sunulmuştur.
-Melik Şah, Bâtınilik tehlikesine karşı, Nizamiye
medreseleri ile mücadele ettiği ileri sürülmektedir.
-Türkçe – Arapça sözlüktür.
-Türkçenin, Arapça kadar zengin bir dil olduğunu
kanıtlamak istemiştir.
-Moğol işgali ile bilimsel gelişmeler sona ermiştir.
-Yapıtına, ayrıca Türk dünyasını gösteren bir harita
eklemiştir.
Kültürel Yaşam
-Karahanlıların resmi dili Türkçeydi.
Divan – ı Hikmet
-Karahanlı Türkçesine “Hakaniye” adı verilirdi.
-Ahmet Yesevi tarafından XI. yüzyılda yazılmıştır.
-Hakaniye Türkçesi, Türk – İslam edebiyatının
gelişmesinde öncü olmuştur.
-Türk tasavvuf edebiyatının en önemli yapıtıdır.
-Türkçe yazılmıştır.
-Gazne ve Selçuklularda ise, resmi dil Arapça ve
Farsçadır.
Atabetü’l – Hakayık
-Anadolu Selçuklu Devleti'nde yazışma ve bilim dili
Arapça, edebiyat dili ise Farsçadır.
-XII. yüzyılda Edip Ahmet Yükneki tarafından yazılmıştır.
-Türkçeyi resmi dil olarak ilk kez Karamanoğulları beyliği
kullanmıştır.
-“Hakikatler Eşiği” anlamındadır.
39
TARİH 9.SINIF
-Karahan ülkesinde yazılmıştır.
-Selçuklu sanat eserlerinde geometrik şekiller öne
çıkmaktadır.
-Ahlak ve öğüt kitabıdır.
-Anadolu Selçuklularda medrese, külliye, türbe ve
kümbet, saray, köşk ve darüşşifalar öne çıkmaktadır.
-Türk edebiyatının ilk örneklerindendir.
-Kayseri Gevher Nesibe darüşşifası, dönemin en büyük
hastanesiydi.
-XIII. yüzyılda, Anadolu’da Yunus Emre, Mevlana diğer
önemli edebiyatçılardır.
Din ve İnanış
-Türkler, VIII. ve X. yüzyıllar arasında yoğun olarak
İslamiyet’i kabul etmişlerdir.
-İslam dünyası ise; Sünni Bağdat halifeliği ve Şii Fatımi halifeliği
olarak iki merkeze ayrılmıştı.
-Anadolu Selçuklu Devleti, Moğol baskısından kaçanları
Anadolu'ya yerleştirdi. Bunlar arasında mutasavvıflar
bulunuyordu.
-Mutasavvıflar yerleştikleri yörede Mevlevilik ve Bektaşilik gibi
tarikatlar kurmuşlardır.
-Muhyiddin Arabi, Yunus Emre, Mevlana sonraki zamanları da
etkilemişlerdir.
Batınilik
-Hasan Sabbah'ın görüşleri etrafında oluşmuştur.
-Hasan Sabbah'ın birlikte eğitim aldığı kişiler arasında Ömer
Hayyam ve Nizamülmülk olduğu ileri sürülmektedir.
-Düşüncesi etrafında yetiştirdiği fedailer Nizamülmülk gibi
devlet adamlarını öldürmüşlerdir.
-Melik Şah tarafından ortadan kaldırılmak istendiyse de ölümü
ile yarıda kalmıştır.
-1256'da Hulagu Han, Alamut Kalesini yıkarak bütün Bâtınileri
ortadan kaldırmıştır.
Mimari ve Sanat
-Türk – İslam mimarisi; camii medrese, kervansaray, imaret,
darüşşifa (hastane) vb. gibidir.
-Bâtıni ve Moğollar tarafında çoğu tahrip edilmiştir.
-Kitabe, hat, tezhip, süsleme ve minyatür gelişmiştir.
-Çadır biçiminde yapılan kubbeler Selçuklu mimarisinin
bir özelliğidir.
40
Download