Yönetim ve Organizasyon Bilimi Açısından Karmaşıklık Teorisi

advertisement
YÖNETİM TEORİLERİNE GENEL BAKIŞ
Salih Gümüş - Anadolu Üniversitesi
Not: Bu sunu Stratejik İletişim Yönetimi Dersi için hazırlanmıştır.
Yönetim Nedir?
• Başkalarının aracılığıyla amaca ulaşma ve başkalarına iş
gördürme faaliyettir.
Bilimsel Yönetim Yaklaşımı (Fredick
Winslow Taylor)
Yönetimin Tarihsel Gelişimi
1880-1930 Klasik (Geleneksel)
Yaklaşım
Yönetim Süreci Yaklaşımı (Henry
Fayol)
Bürokrasi Yaklaşımı (Max Weber)
Hawthorne Araştırmaları
1930-1950 Neoklasik (Davranışsal)
Yaklaşım
X ve Y Teorileri
C. Argyrs Modeli
Maslow
Sistem Yaklaşımı
İstisnalarla Yönetim
1950-1970 Modern Yaklaşım
Amaçlara Göre Yönetim
Durumsallık Yaklaşımı
Stratejik Yönetim Yaklaşımı
1970’den günümüze Post Modern
Yaklaşım
Toplam Kalite Yönetimi
Yalın Yönetim
Değişim Mühendisliği
Yönetimin Tarihsel Gelişimi
Neo-Klasik Yönetim Teorisi
Davranışsal
Yaklaşım
Eski
Çağlardan
Sanayi
Devrimine
Sanayi
Devriminden
Bilimsel
Yönetime
Bilimsel
Yönetim
Yaklaşımı
Çevresel
Davranışsal
Yaklaşımı
Klasik Yönetim Teorisi
Yönetim
Bürokrasi
Süreci
Yaklaşımı
Yaklaşımı
Sistem
Yaklaşımı
Durumsallık
Yaklaşımı
Modern Yönetim Teorisi
www.womenlead.sakarya.edu.tr/docs/YonetimKuramlari.ppt
Yönetim düşüncesinin tarihsel gelişimi
• Yönetim düşüncesinin gelişimi ile ilgili çalışmalarda 1950’lere
kadar olan ilk dönem idari, sosyolojik ve psikolojik kökenlere
dayanan 3 temel yapıda toplanmıştır*
• * Örgüt Kuramları – Selami Sargut, Ali Danışman vd. – Beta Yayıncılık
- 2012
Klasik Yönetim Anlayışı Dönemi
Frederick W. Taylor, Henri Fayol ve Max Weber gibi bilim
adamlarının öncülüğünü yaptığı bu dönemin genel
özelliği insan unsurunu göz ardı ederek tüm örgütler için
geçerli ortak verimlilik ilkelerine ulaşma çabalarıdır.
Bu dönemde insan da makine gibi bir üretim kaynağı
olarak görülmekte ve insan psikolojisi, motivasyon vb.
unsurlar gözardı edilmektedir.
Klasik Yönetim Anlayışı
Bilimsel Yönetim
Yaklaşımı (Fredick
Winslow Taylor)
Yönetim Süreci
Yaklaşımı (Henry
Fayol)
Bürokrasi
Yaklaşımı (Max
Weber)
Frederick Winslow Taylor Ve Bilimsel
Yönetim İlkeleri
Frederick Winslow Taylor Amerikalı makine
mühendisi ve endüstriyel idare uzmanıdır. Endüstriyel
verimliliği artırmak icin sistematik bir şekilde çalışan
ilk kişi olarak bilinmektedir. İşletme Yönetimi'nin
babası olarak kabul edilir. Taylor'un çalışmaları ve
geliştirdiği Bilimsel Yönetim ilkeleri Endüstri
Mühendisliği’nin temellerini oluşturmuştur.
•* http://tr.wikipedia.org/wiki/Frederick_Winslow_Taylor
Ortaya çıkışı
• 1900'lerin başlarında sanayi devriminin etkilerinin sonuçları
A.B.D.'de hızla görülmüş üretimde büyük bir artış olmuştur.
Üretimdeki bu büyümeye karşılık üretimde kullanılan
tekniklerde bilimsel olmayan görüşlerin uygulanması klasik
teorinin babası sayılan F.W.Taylor'u bilimsel araştırmalar
yapmaya yöneltmiştir. Bu düşünceden yola çıkan F.Taylor,
işlerin düzenlenmesi, işlerin yapılma şeklinin mühendislik
açısından incelenmesi sonucunda hem verimliliğin artacağı
hem de üretime katılan işçilerin kazançlarının artacağına
inanarak Bethlemen Steel Company'de çeşitli bilimsel deneyler
yaparak elde ettiği sonuçları "Bilimsel Yönetimin Prensipleri"
isimli kitabında açıklayarak yönetim ve organizasyon alanında
devrim yaratmıştır. (Web:Dalay)
•
Kaynak: http://ismaildalay.blogspot.com.tr/2013/11/yonetim-teorileri.html
Bilimsel Yönetim İlkeleri
- Örgütsel
faaliyetlerin yerine getirilmesinde işgörenler ile
yöneticiler gelişi güzel çalışma yerine, bilimsel ilkelere uygun
şekilde çalışmalıdırlar.
— Örgütsel amaçlara ulaşma çabalarında bireylerin
birbirlerinden bağımsız ve kişisel çalışma yapmaları yerine,
karşılıklı yardımlaşma ve işbirliği içinde faaliyet
göstermelidirler.
— Örgütler ve onların yönetimleri düşük verimliliği kabullenmek
yerine, bunu reddetme ve ulaşılabilecek en yüksek verimliliği
sağlamaya çalışmalıdırlar.
— Tüm örgüt üyelerinin mümkün olan en yüksek verimlilik
düzeyine ulaşabilmeleri için iş başında sürekli olarak
eğitilmelidirler.*
*
Şimşek, 2002: 43, Esra Çelebi, YENİ BELEDİYECİLİK STRATEJİLERİ: REKABET EDEBİLİR KENTLER
YAKLAŞIMI VE TÜRKİYE, Selçuk Üniversitesi Yüksek Lisans Tezi, 2010- s.4
Taylorizmin Temel Konuları
• Bir işin bölümlere ayrılması ve çalışanların o alanda
•
•
•
•
•
•
uzmanlaşması
Belirli bir işten o işçinin sorumlu tutulması
Bir işi düşünme, tasarım, uygulama ve denetleme
aşamalarının ayrı kişiler tarafından yapılması
Organizasyonda tüm yetki ve sorumlulukların merkezde
ve yöneticilerde toplanması
Personelin bilimsel ilkeler doğrultusunda eğitiminin
sağlanması
Organizasyonda hiyerarşik bir yapı oluşturulması
İşe uygun personelin bilimsel yöntemlerle seçilmesi*
• Prof. Dr. Can Aktan - http://www.canaktan.org/yonetim/yonetim-teorileri/taylor.htm
Yönetim Süreci Yaklaşımı (H. Fayol)
• Klasik teorinin ikinci yaklaşımı Fransız Mühendis Henri
Fayol'un öncülüğünü yaptığı yönetim süreci yaklaşımıdır.
Henri Fayol 1841-1925 yılları arasında yaşamış 28 yıllık
yöneticilik tecrübe ve gözlemleri sonucunun eseri olan
yönetim süreci ile ilgili çalışmalarını 1916 yılında
yayınlamış olduğu "Genel ve Endüstriyel Yönetim "isimli
eserde ortaya koymuştur.
• H.Fayol'un yönetsel teorisi daha çok makro bir nitelik
taşımaktadır. "Fayol organizasyonun tamamını ele
alarak iyi bir organizasyon dizaynı ve yönetimin
ilkelerini araştırmıştır.
Kaynak: Tamer Koçel, İşletme Yöneticiliği, Beta Yay., İst., 1998, s.121-122
Yönetim Süreci Yaklaşımı
• Fayol yönetim
olayını bir süreç
olarak kabul
etmiş ve bu
süreci çeşitli
fonksiyonlara
ayırmış, bazı
yönetim ilkeleri
belirlemiş,
işletmecilik
faaliyetlerini de
belirli gruplar
altında
toplamıştır.
Teknik
Yönetim
Ticari
Kayıt ve
Muhasebe
Finansal
Teknik
Emniyet ve
Güvenlikle
Fayol’un Yönetim Faaliyetleri
Planlama
Kontrol
Organizasyon
YÖNETİM
Koordinasyon
Yürütme
Fayol’un Yönetim Tanımı
• Fayol yönetimin tanımını, yönetim fonksiyonlarına
• dayandırarak realist bir şekilde yapmıştır.
• “... yönetimde hiçbir şey mutlak değildir. Yönetim
• bir ölçü ve kıyas meselesidir..., benzer şartlarda
• bile olsa aynı ilke nadiren aynı şekilde uygulanır.
• Bu nedenle ilkeler esnek olmalı ve ihtiyaca adapte
• edilmelidir” diyerek yönetimin özelliklerini
• belirtmiştir.
Kaynak: http://acikders.ankara.edu.tr
Max Weber ve Bürokrasi Yaklaşımı
• Klasik yönetim anlayışçılarından biri de, Alman sosyologu
Max Weber'in öncülüğünü yaptığı bürokrasi yaklaşımıdır.
Max Weber sosyoloji (toplum bilim), ekonomi ve felsefe
gibi çeşitli disiplinlere ilgi duymuş, bürokrasi alanında
yaptığı çalışmalarla örgüt ve yönetim konusuna büyük
katkılarda bulunmuştur
Bürokrasi Yaklaşımı
Weber’in bürokrasi yaklaşımı beş unsurdan
meydana gelmektedir (Bursalıoğlu, 2002, 20):
1. Hiyerarşik yapı
2. Görevsel uzmanlaşma
3. Tanımlanmış yetki ve sorumluluklar
4. Kestirilebilirliği sağlayan kayıtlar
5. Davranış Kuralları
Klasik Yaklaşımın Özellikleri
• Klasik kuramların ortak özellikleri şu şekilde özetlenebilir:
• Zaman ve hareket çalışmaları,
• İş bölümü ve uzmanlaşma,
• Görevlerin standartlaştırılması,
• Emir birliği,
• Kontrol alanı,
• İşlev ya da fonksiyonun tekliği ve
• Formel örgütlenme.
Klasik Yönetim Yaklaşımında İnsan
• Örgütlerin iki temel
boyutundan kurum
boyutunda etkiliği
gerçekleştirmeye
odaklanmış, birey
boyutunu ise ihmal
etmişlerdir.
• Örgütü adeta insansız
bir makine gibi
görmüşlerdir.
• Örgütte insanların
güdülenmelerini de
sadece ekonomik
gereksinmelerin
karşılanması ve yakın
denetime bağlayarak
insanları insan yapan
sosyal ve psikolojik
gereksinmeleri
görememişlerdir.
Neoklasik (Davranışsal) Yönetim Teorileri
• 1930'lu yıllara kadar klasik yaklaşım işletmelerin yapı ve
işleyişine yol gösteren tek teori olmuştur. Ancak 1929
yılında dünya ekonomik krizi nedeniyle işletmelerin
başarısız olması klasik teorinin dikkate almadığı bazı
konuların incelenmesi gerekliliğini ortaya koymuştur.
Yönetim ve organizasyonlara farklı açılardan bakan
neoklasik teori hızla gelişerek 1950'li yıllara kadar yönetim
uygulamalarında bir akım durumuna gelmiştir. (Dalay)
Neoklasik Yaklaşım
• Neoklasik yaklaşımın ana fikri, organizasyon yapıları
içinde çalışan insanı tanımak ve anlamak, onun beceri ve
potansiyelinden maksimum düzeyde yararlanmak,
çalışanları organizasyon amaçlarını gerçekleştirmek için
katkılarını sağlamak, onları motive etme yollarını aramak
olmuştur.
• Neoklasik teorinin gelişmesine katkıda bulunanların
psikoloji, sosyoloji, sosyal psikoloji ve antropoloji gibi çok
değişik alanlardan geldikleri görülmüştür. Neoklasik
teorinin gelişmesine Elton Mayo, Fritz Roethlıshberger,
Douglas Mc Gregor, Abraham Maslow, Kurt Lewin, Rensis
Likert, Chester Barnard, Chris Argyris, Oliver Sheldom
gibi birçok ünlü yazar ve araştırmacı katılmıştır.
Neoklasik Yönetim
• Organizasyon ne kadar iyi düzenlenirse düzenlensin onu
yürütecek ve yaşatacak olan insanlardır. Fiziksel
mükemmellik, uygulamada ön plana çıkan insan
unsurunun etkisiyle kolayca bozulabilir. Bu yüzden insan
ön planda tutulmalı onun organizasyon içindeki
davranışları araştırılmalı ve yorumlanmalıdır.
• Organizasyonlar açık sistemler olup, sosyal sistem ve
sosyo teknik sistemlerdir. Organizasyonlar da değişik
ihtiyaçları olan insanların bir araya gelmesiyle oluşurlar.
Bu nedenle organizasyonları yönetenler sadece düzgün
statik organizasyonlar şekillendirmekle yetinmemeli aynı
zamanda sosyal ve beşeri organizasyonu da
gerçekleştirmelidirler.
Neoklasik Yaklaşımın Gelişmesini
Sağlayan Önemli Araştırmalar
Douglas
McGregor'un
X ve Y
Teorileri
Hawthorne
Araştırmaları
Abraham
Maslow
Hawthorne Araştırmaları
•
•
1924-1930 yılları arasında A.B.D., Şikago şehri yakınlarında Western Elektrik Şirketi'nin
Hawthorne tesislerinde yedi yıl süren Elton Mayo başkanlığında Fritz J. Roethlisberger,
W.J.Dickson ve A. T. Northead'dan kurulu bir jüri tarafından yürütülmüştür.
Hawthorne araştırmaları adı altında yapılan araştırmalar,
•
Birinci grup deneyler,
•
•
Işık deneyi,
İkinci grup deneyler,
•
-
Parça montaj deneyi,
-
İkinci parça montaj deneyi,
-
Mika yarma test odası deneyi,
-
Görüşme programı,
-
Seri bağlama odası gözlemleri,
•
•
•
•
Hawthorne Işık Deneyi
• Işık deneyleri; F.J.Roethlisberger başkanlığındaki bu
deneyin amacı işyerindeki aydınlatmanın çalışanların
verimliliği üzerindeki etkilerini en yüksek verimliliği
sağlayacak ışıklandırma derecesinin ne olduğunu ortaya
çıkarmaktır. Bu amaçla işyeri ortamı değişik ışık
derecesinde verimlilik durumu incelenmiştir.
• Araştırma sonuçlarına göre ışıklandırma ile verimlilik
arasında bir ilişki tespit edilememiştir. Iş
Hawthorne 2. Grup Deneyler
İkinci grup deneyler Elton Mayo başkanlığında ışıklandırma
deneylerinden sonra yapılan beş ayrı araştırmadan oluşur. Bu beş
araştırmada aşağıdaki sorulara cevap aranmıştır.
-
Çalışanlar yoruluyor mu?
-
Dinlenme için mola verilmeli mi?
-
Günlük çalışma saatleri azaltılmalı mı?
-
Çalışanların işyerine ve işlerine karşı tavır ve tutumları nasıl?
-
Öğleden sonra üretim niçin azalıyor?
-
Kullanılan alet ve malzemeyi değiştirmenin etkileri nelerdir?
Hawthorne 2. Grup Deneyler
• Hawthorne araştırmaları sonucu elde edilen bilgiler
araştırmacıların hipotezlerini doğrulamamıştır. Bunun
sonucu araştırmacılar verimliliğe etkisi düşünülen olacak
diye kabul edilen fiziksel faktörler yerine sosyal faktörleri
araştırmaya başlamışlardır. "Bu safhada yeni hipotez
verimlilik artışının ancak işçilerin motivasyonu, uygulanan
nezaret şekli, tatmini ve aralarındaki ilişkiler, yani sosyal
faktörler tarafından açıklanabileceği olmuştur. (Koçel)
• Organizasyonun bir sosyal sistem olduğu ve insan
unsurunun bu sistemin en önemli elemanı olduğu ortaya
konulmuştur
Hawthorne araştırmalarından çıkarılan
sonuçlar
Çalışanlarla ilgili sonuçlar;
Klasik teorinin akılcı-ekonomik insan modeli gerçekleri
yansıtmamaktadır.
İnsanlar yalnız maddi ödüllerle değil takdir edilme, kabul görme
gibi ihtiyaçları olup bunlarında karşılanmasını isterler.
İnsanlar grup içerisindeki arkadaşlarıyla rekabet etmek
istemezler.
Maddi ihtiyaçlar kadar sosyal ihtiyaçların karşılanmasını beklerler.
Çevrelerindeki değişimler insanları etkiler ve insanlar bu değişime
tepki gösterirler. Tepkinin derecesi o değişime verdikleri öneme bağlıdır.
Yönetimin koyduğu kural ve kaidelere tepkileri kişisel olmaktan
çok grup tepkisinin etkisiyle ortaya konur.
Değişikliklerin çalışanlar için ifade ettiği anlam duygusal
faktörlerle ve değer hükümleriyle karışmaktadır.
Hawthorne araştırmalarından çıkarılan
sonuçlar
Örgütlerle ilgili bulgular;
Neoklasik teoriye göre örgütler sosyal bir sistemdir. Açık sistem olarak
örgütlerin iki temel işlevi vardır. Çıktı olarak adlandırılan mal ve hizmet
üretmek, çalışanların tatmin olmasını sağlamak. Örgütlerin yapısı teknik
ve sosyal öğelerden meydana gelir. Bu iki öğe sürekli birbirlerini
karşılıklı olarak etkiler.
Douglas McGregor'un X ve Y Teorileri
X ve Y Teorileri
http://cms.sesp-project.eu/fileadmin/user_upload/unit_3/en/3_3_3_graphic2_en.png
Abraham Maslow’un İhtiyaçlar Kuramı
• İktisat bilimi büyük ölçüde insanların ihtiyaçlarının
karşılanmasına yönelik çalışmaları kapsar.İnsanların bütün
ekonomik gayretleri ihtiyaçlarını karşılamaya yöneliktir.
İhtiyaç: “İnsanların tatmin edildikçe haz, tatmin edilmedikçe
elem ve ızdırap yaratan bu gibi arzularına ihtiyaç adı verilir.”
İnsan ihtiyaçları çeşitli bilim adamları tarafından tasnife tabi
tutulmuş bunlar arasında en uygunu Psikolog Abraham Maslow
tarafından yapılmıştır.
Kaynak: http://ismaildalay.blogspot.com.tr/2013/11/neoklasik-davranssalyonetim-teorileri.html
Maslow’un İnsan İhtiyaçları
Listesi
Maslow’un İhtiyaçlar Sıralaması
Neoklasiklere Yapılan Eleştiriler
• Neoklasik yaklaşım çeşitli eleştirilere hedef olmuştur. "Bu
eleştiriler, genel olarak yumuşak tutum ve paternalist
felsefeyi aksettirmesi, insanları manüple etmenin değişik
bir şekli olması, kararlara katılma mekanizmasının sahte
bir biçimde uygulanması, aldatıcı bir demokrasi havası
yaratması, sendikalara karşı olması, örgüt içi gerçekleri
açıklamakta sınırlı kalması gibi konulardır. (Baransel)
•
Bu genel eleştiriler yanında neoklasikler örgütü kapalı bir
sistem olarak tasarlamayı sürdürmüşlerdir. Ayrıca
neoklasikler çevre faktörünü dikkate almamışlardır.
Kaynak: http://ismaildalay.blogspot.com.tr/2013/11/neoklasik-davranssal-yonetim-teorileri.html
Modern Yönetim
• Sistem Yaklaşımı
• Durumsallık Yaklaşımı
• İstisnalarla Yönetim
• Amaçlara Göre Yönetim
• Stratejik Yönetim Yaklaşımı
Modern Yönetimin Ortaya Çıkışı
• 2. Dünya savaşı yıllarından itibaren
yönetim konularının ele alınışında yeni
bir bakış açısı hakim olmaya
başlamıştır. «Sistemler Yaklaşımı»
olarak bilinen bu yeni düşünce tarzı
biyolog Von Bertalanffy ‘ın 1920’lerde
başlattığı genel sistemler teorisinden
kaynaklanmaktadır. (Koçel)
Sistemler Yaklaşımı
• Genel sistem teorisinin temelinde sistem olarak ele alınan
bütünün amacını gerçekleştirmesi vardır. Dolayısıyla bu
görüşe göre önemli olan bütündür. Parçalar bütüne
katkıda bulunduğu ölçüde önemlidir. Sistemler yaklaşımı
organizasyonda çeşitli barçalar, süreçler ve amaçlardan
oluşan bir bütün olarak ele alır.
• Sistemler 2 şekilde ele alınır. Eğer sistem ile sistemin
faaliyette bulunduğu çevre arasında enerji, bilgi ve
materyal alışverişi varsa bu tür sistemler AÇIK
sistemlerdir.
• Eğer sistem ile çevresi arasında bu tür bir ilişki yoksa bu
tür sistemler KAPALI sistemlerdir.
Kapalı Sistem – Açık Sistem Farkı
• Bir organizasyon incelenirken bu organizasyonun yapı ve
fonksiyonlarından söz ediliyor fakat dış çevreden söz
edilmiyorsa organizasyonlar ile ilgili konulara kapalı bir
sistem ile bakılıyor demektir. Klasik yönetim teorilerinde
organizasyon Kapalı sistem olarak ele almıştır.
Sistem Yaklaşımının Getirdiği Yenilikler
1. Sistemler yaklaşımının getirdiği en önemli yeniliklerden
birisi organizasyonları çevreleriyle ilişkili bir açık sistem
olarak ele almasıdır.
2. Sistemin parçaları (alt sistemler) arasındaki karşılıklı
ilişki ve karşılıklı bağlılık vurgulanmaktadır.
3. Sistemler yaklaşımı organizasyonu etkileyen bütün
değişkenleri ve parametreleri bir arada görmeyi
sağlamaktadır.
4. Sistemler yaklaşımı ile klasik yaklaşım ve davranışsal
yaklaşım önerilerini bulgularını ve özelliklerini daha iyi
değerlendirmek, kuvvetli ve zayıf yönlerini daha iyi
anlama imkanı doğmuştur.
Durumsallık (Koşul Bağımlılık) Yaklaşımı
• Yönetim ve organizasyon konuları ile ilgili olarak modersn
yaklaşım adı altında ele alının diğer bir yaklaşım
durumsallık yaklaşımıdır.
• Durumsallık yaklaşımı, organizasyon yaklaşımını çeşitli
içsel ve dışsal koşullar arasındaki ilişkilere göre şekil alan
bir yapı olarak görmektedir. Yani bu yaklaşıma göre
organizasyon yapısı bağımlı değişkendir.
• Organizasyon yapısının nasıl olması gerektiği bağımsız
değişken durumundaki içsel ve dışsal koşulların
durumuna göre belirlenecektir.
• Durumsallık yaklaşımı da organizasyonu bir sistem olarak
ele almaktadır.
Durumsallık Yaklaşımı
• Bu yaklaşımın diğer bir özelliği de büyük ölçüde saha
çalışması sonuçlarına dayanmasıdır. Woodward
araştırması, Tavistock enstitüsü gibi çalışmalar yapılmıştır.
(Koçel)
Modern Sonrası Çağdaş ve Güncel
Yaklaşımlar
• 1970’lerden 2000’li yılların başlarına kadar olan süre
içinde gelişen yaygın bir şekilde tartışılan ve bir kısmı çok
popüler hale gelen bir takım yaklaşımlar mevcuttur.
• Bunlar; Kaynak Bağımlılığı Yaklaşımı, Bilgi İşleme
Yaklaşımı, Vekalet Yaklaşımı gibi farklı yaklaşımlardır.
Yönetimde Yeni Kavramlar
• Yönetim alanında ortaya çıkan yeni yaklaşımların yanında
bir takım yeni kavramlar da gelişmiştir ve halen
tartışılmaya devam etmektedir.
Bunlar;
• Yalın Yönetim ve Organizasyon
• Toplam Kalite Yönetimi
• Şebeke Türü Organizasyonlar
• Yığışım Organizasyonları gibi farklı kavramlardır.
• Esasen yönetim konusu üzerindeki bilimsel çalışmalar çok
yeni olduğundan ve doğa bilimleri gibi deneye tabi
olmadığından çalışmaların artarak gelişeceği
beklenmekte ve bilgi birikimi de bu sayede çoğalmaktadır.
Download