T, B. M, M. B : 28 Biz, devletin parasını, hiçbir usul gözetmeden, istediği gibi müteahhide faizsiz olarak dağıtan zih­ niyet ve anlayışın da «Bu santralı inat olsun diye bu­ raya kuracağım; çünkü yetki ve iktidar bendedir.» di­ yen zihniyetin de karşısındayız. (HP sıralarından al­ kışlar.) Neyi, kime dağıtıyor?. Sayın 'Bakana soruyorum : Niçin inat İçine girmiştir?. «Türkiye'de hukuk hep çiğnenecek midir?. Acaba hiç ders almayacak mıyız?. Nerede hukukun üstünlüğü?.» diye sormak lazım. Değerli arkadaşlarım, Oökova 'Körfezinin bir hal­ kasını oluş'turan bu santralın Türkevleri Köyü mev­ kiinde kurulması konusu artık Türk kamuoyuna mal olmuştur. Konu üzerine Devletin resmî kuruluşları olan Kültür ve Turizm Bakanlığı, Bayındırlık ve İs­ kân Bakanlığı, ilgili bilimsel kuruluşlar, Çevre Müs­ teşarlığı, yazarlar, hukukçular hep olulmsuz görüş beliırtmişlerdir; kimse «IBu iş doğrudur.» dememiştir, sa­ dece Sayın Bakan ısrar etmektedir ve Sayın Başba­ kanı da etkilemiş gözükmektedir. Değerli arkadaşlarım, şimdi konuyu üç önemli yö­ nünden ele almak istiyorum; bunlardan bir tanesi, Anayasa ve yasalar. Demin arkadaşlarımızın da değindiği gibi, Anayasalmızın 56 ncı maddesi, «Herkes, sağlıklı ve dengeli ibir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir» demektedir. Oiğer taraftan, 2872 sayılı Çevre Kanununun. 1 in­ ci maddesi, bütün vatandaşların ortak varlığı olan çev­ renin korunması, iyileştirilmesi, arazinin ve doğal kay­ nakların en uygun şekilde kullanılması, su, toprak vs haVa kirlenmesinin önlenmesini amirdir. Yine aynı kanunun ilkelerle ilgili 3 üncü maddesi­ nin (b) fıkrası, bu konularla ilgili kararların alın­ masında ve uygulanmasında kısa ve üzün vadeli de­ ğerlendirmelerin yapılmasını istemektedir. Diğer taraftan, 23 Temmuz 1984 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Pla­ nı da çevre sorunlarıyla ilgili Ülkeler ve Politikalar bö­ lümünde; «Çevre konusunda temel yaklaşım sadece mevcut kirliliğin ortad'an kaldırılması, muhtemel bir kirliliğin engellenmesi değil, kaynakların gelecek ne­ sillerin de yararlanabileceği en iyi şekilde kullanılması, muhafazası ve gelişmesidir. Bu itibarla, ülkemizde ta­ biî kaynakların kullanımında Ekolojik denge göz^tile- 21 . İ l . 1984 0: 1 refc bu kaynakların gelecek nesillerin de kullanabile­ ceği şekilde muhafaza edilmesi ve geliştirilmesine önem verilecektir» demektedir. Sayın Başkan ve değerli arkadaşlarım; şimdi bütün bu Anayasa ve yasa hükümlerini bir kenara bırakmak delmek, bunları kâğıt üzerinde bırakmak demektir. Eğer bu hükümler bu santral konusunda dikkate alın­ maz ve uygulanmazsa, Türkiye'de bir daha başka hiç­ bir konuda bu hükümler uygulanmayacaktır demek­ tir. Değerli arkadaşlarım, konunun diğer bir yönü, kurulacak bu santrlaın çevreyi ne ölçüde kirleteceği, kaç rnikrogram/metreküp kükürtdioksit yayacağının yanında, asıl dikkatlerden uzak tutulmaması gereken bir husus da, bu koyda bu fabrika ile beraber en az 2 000 işçi ve 'teknisyenin yerleşmesiyle ıburasmın ar­ tık turistik ve doğal güzellikleri, bu durumun bir so­ nucu olarak korumadan çıkarak, Türkiye'nin diğer ba­ zı bölgelerinde olduğu gibi, bir fabrika ve endüstri sahası haline geleceği ve en az 20 000 nüfusun ikâmet edeceği ve barınacağı bir bölge olacağıdır. Doğadaki bu estetik denge bu şekilde değiştikten sonra ve turizmle beraber doğal güzellik amaç dı­ şında özelliğini kaybettikten sonra, kükürtdioksit ga­ zı az olmuş, çok olmuş artık fâzla önemli değildir. Bu -nokta maalesef unutulmaktadır. İşte size İzmit Kör­ fezi, işte size Haliç, işte size Aliağa Koyu. Hepimiz çaresizlik içinde derin ibir açı duymaktayız. 100 mil­ yonları vermeye hazırız; ama bu körfezleri eski haline getirmek artık mümkün değildir. Dışarıda değil, kendi ülkemizde yaşanılan bu tra­ jik olayları görerek, bu projenin Akdeniz'in gerdanı­ nı bir inci, bir pırlanta gibi süsleyen ve yalnız o bölge­ nin değil, bütün Türk Milletinin ve geecek nesillerin bir malı olan bu körfezin ve diğerlerinin bu şekilde kullanılmasına hepimiz ve herkesten önce de Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Taşçıoğlu'nun karşı çık­ ması gerekirdi. Turizm için değil, bu doğa harikasının korunması için, enerji uğruna feda edilmemesi için ve gelecek nesillere olan görevlerimiz için bunu yapması lazımdı; ama üzülerek söyleyeyimı, Sayın (Bakan bu santralın kurulmasında destek vermiştir. Değerli arkadaşlarım, diğer taraftan Sayın Bakan arkadaşım diyor ki : «Japonya'da sahilde 30 yahut 50 santral var, falan yerde şu kadar santral var, bizde 1 tane olunca çok mu?» Mesele, zaten bu açıdan ele alınınca bitmiştir. O kıyılarda belki çevre kirlenmesi 392 — ,