M. Meclisi B t 25 ların da mümkün olduğu kadar kaynaklarını kurut­ mamız gerekir. Bu kaynaklardan birisi - her ne ka­ dar kaynak gibi görünmese de kaynaklardan birisi özellikle yabancı memleketlerden Türkiye'ye birta­ kım araçlarla bu silahların gelmesidir. Ama tatbi­ katta görüyoruz ki, gemi sahibi, armatörü veya TIR sahibi bile, «Bundan haberim yoktur» diye işin için­ den sıyrılabilmektedir. Şimdi, arkadaşlar dediler ki: «Ama, biz bunu ön­ leyelim derken hukuk prensiplerini de ayak altına mı alacağız?» Hayır, bunu da asla kabul edecekler­ den değilim. Hasbelkader; arkadaşların, madde belirtmeseler de ısrarla üzerinde durdukları Anayasa­ mızın 33 ncü madesindeki «Ceza sorumluluğu şahsi­ dir» ilkesinin kaleme alınmasında görev alan 've ge­ rekçesini yazan şahıs olarak aranızda bulunuyorum; orada o kadar ileri gidildi ki, (bugün de o kanaat­ teyim) yazı işleri müdürlerinin sorumluluğunu bile biz bu cezaların şahsiliği ilkesine aykırı buluyoruz; onun için, yazıda imza belliyse yazı işleri müdürleri­ nin sorumluluğunun kaldırılmasını istiyoruz; ama gerçekten ceza sözkonusu ise... Nitekim, bazı uz­ manlar böyle bir yakalanma halinde araç sahibinin cezalandırılmasını istediler, bunlara karşı çıktık, «Bu, cezaların şahsiliği prensibiyle bağdaşmaz» dedik. Ama arkadaşlarım... İZZET AKÇAL (Rize) — Müsadere ediliyor. MUAMMER AKSOY (Devamla) — Müsadere bir ceza gibi görünürse de, Sayın Akçal, siz de tak­ dir edersiniz ki, ceza değildir. Bakın, Ceza Kanunu­ muzun 11 nci maddesi cezalan sayıyor: İdam, ağır hapis, hapis, sürgün, ağır cezai nakdi, hidematı am­ meden memnuiyet, şunlar, şunlar... Demek ki, bir kere Ceza Kanunumuzun sisteminde müsadere bir ceza olarak öngörülmüyor. Genellikle, bilim kitap­ larına baktığımızda da görüyoruz ki, bir ceza olarak nitelendirilmiyor, bir tür mali mesuliyet sözkonusu. Şimdi düşünelim, arkadaşlarımız burada saydı, Borçlar Kanununun 55 nci maddesine göre istihdam edenin mesuliyeti var. Mesuliyet mali, hiç bir kusuru olmadığı halde sorumlu. Kastı cezada arıyoruz; ama burada hakiki manada bir ceza sözkonusu değil. Ne var? Kötü kusurlu veya tedbirsiz davranış yüzünden mali mesuliyet var. Motorlu vasıtalar, özellikle mo­ torlu vasıtalar tehlikeli araçlardır. Bunlara sahip olanlar, bunu başkasına emanet ederken, ne doğrul­ tuda kullanılabileceğini hesaba katmalıdırlar. Hesa­ ba katmadıkları takdirde, mallarının müsadere edil­ mesini sinelerine çekmeleri gerekir. 21 . 12 . 1978 O : 1 Yalnız, bir noktada Sayın Adalet Komisyonu: Başkanının bir deyimini düzeltmek istiyorum; çal­ ma hali bunun dışındadır. Önergemiz gayet açık; eğer mal çalınmışsa ve bir kaçakçılıkta kullanılmışsa, bu durum bizim önerimizin dışındadır. Bu, açık bir şekilde ifade edilmiştir. Ya hangi hal? Almış oğluna vermiş... E, arkadaş­ lar «oğluna» hikâyesi çok az olacaktır; ekseriya bir şoföre vermektedir. Varlıklı vatandaş, varlıksız bir şoföre teslim etmektedir. Hem de bunlar, öyle oto­ mobilde filan sözkonusu olmamakta, kamyonda, TIR'larda olmaktadır. Bir noktayı daha belirtmek isterim. Oğluna ver­ miş, oğlu da tabanca taşımış, arkadaşının da cebinde tabanca varmış... Bunun önerimizle ilgisi yok. Söz­ konusu olan aracın silah naklinde kullanılmış olma­ sıdır. Yoksa, otobüste de, her hangi bir şahıs ya da şahıslar cebinde tabanca taşır; otobüs müsadere mi edilecektir? Katiyen. Silahı kaçak olarak taşımak üzere belli yerlere koymak söz konusudur. İçtihatlarda bu yön açıkça belirtilmiştir. Yoksa, otobüsün içinde bir şahsın ce­ binden tabanca çıktı, başka birinden de çıktı; otobüs müsadere edilecek değildir. (AP sıralarından gürültü­ ler) MUSTAFA RONA (Artvin) — Alakası yok, kul­ lanılıyor. MUAMMER AKSOY (Devamla) — Anlayamı­ yorum., BAŞKAN — Sayın Aksoy, lütfen bağlayınız efen­ dim. MUAMMER AKSOY (Devamla) — Sözlerinizi anlayamıyorum, onun için kusura bakmayın. (AP sı­ ralarından gürültüler) Anlayamadığım için cevap ve­ remeyeceğim. Devam edeyim, müddetim çok az. BAŞKAN — Zaten, karşılıklı görüşme usulü yok efendim. MUAMMER AKSOY (Devamla) — Demek ki, söz konusu olan nokta, aracın kaçakçılıkta kullanıl­ masıdır. Ama kullanırken, sahibi bunu şoföre bu maksatla kullan diye vermemiş, öyle iddia ediyor; ama öyle kullanılıyor. Mademki biz anarşinin önüne geçmek istiyoruz, vasıtaya sahip olan kimselerin de bunu kötü maksatla kullanabilecek kimselere verme­ mesini sağlayabilmek için, böyle bir mali mesuliyeti getirme zorunluluğu vardır. Kaldı ki, Orman Kanu­ nunun 108 nci maddesini, çeşitli fıkraların Anayasa Mahkemesi iptal ettiği halde, bu maddenin ilgili fık­ rasını iptal etmemiştir ve bu maddenin ilgili fıkrası 98 —