T.B.M.M. B:85 5.4.1994 0:1 Bu gerçekler ışığında, "ilk kurulan Millî Nizam Partisinden bugüne kadar, şeriat özlemiyle laikliğe karşı çıkan ve yüzde 99'u müslüman birrülkedc, dini, siyasî emellerine âlet ederek cumhu­ riyeti yıkmaya çalışan bir düşünce mi, yoksa her şeyimizi borçlu olduğumuz, cumhuriyetin kuru­ cusu, baş mimarı Yüce Atatürk'e saygıyı bir kez daha yinelemek için miting düzenleyenler mi bö­ lücülük yapmakta ve düşmanlık tohumları ekmektedirler?" sorusunu Yüce Meclise sormak istiyo­ rum. Böylesi önergeleri verenler-Arapçasıyla- hile-i şeriyye; yani şeriat hilesi yapmaktadırlar. B AHADDİN ELÇİ (Bayburt) — Ne zekâ be L ŞEVKET KAZAN (Kocaeli) - Ne demek bu?! MUZAFFER ARIKAN (Devamla) — 1993 yılında, yine önerge sahipleri tarafından, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bir Anayasa değişikliği önerisi sunulmuştur. Bu öneri metnin­ de, Atatürk, Atatürkçülük, Atatürk ilkeleri, laiklik gibi sözcük ve kavramlar çıkarılmıştır. Önerilen metinde, vatandaşlarına her türlü baskıyı önleyen, insan haklarına dayanan "demokratik devlet" niteliğinin içinde laikliğin de yer aldığı görüşü savunularak, cumhuriyetin temel nitelikleri arasın­ da laikliğe yer verilmesi, bu niteliklere "millî" kavramının eklenmesi şartına bağlanmıştır. Devle­ tin bir kişi veya zümre tarafından yönetilmesini veya sosyal bir sınıfın diğer sosyal sınıflar üzerin­ de egemenliğini sağlamak veya dil, ırk, din ve mezhep ayırımı yaratmak veya sair herhangi bir yoldan bu kavram ve görüşlere dayanan bir devlet kurmak amacıyla kullanılamayacağını içeren 14 üncü maddesi tamamen kaldırılmıştır. Bununla, son günlerde "İslam birliği" lafını ağızlarından düşürmeyenlerin, halifeliğini Suudî Kralının yapacağı bir İslam enternasyonalizmi peşinde koş­ tukları, yadsınamaz bir gerçektir. (RP sıralarından gülüşmeler) BAHADDİN ELÇİ (Bayburt) - Ne zekâ be!.. MUZAFFER ARIKAN (Devamla) — Laik Türkiye Cumhuriyeti Devletinin görevleri içinde, belli bir zümrenin çıkarları dahilinde, İslamı dünyaya yayma gibi bir görevi olmaz, olmamalıdır da. HÜSEYİN ERDAL (Yozgat) — Hıristiyan birliğine değil, İslam birliğine gireceğiz... MUZAFFER ARIKAN (Devamla) — Dünyanın en güzel coğrafyalarından birine sahip bu ülkede, yüzyıllardır çok farklı kültürler boy göstermiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırlan içerisinde yaşayan Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Ermeni, Rum, Arap ve benzeri vatandaşlarımız, ortak bir ulus zihniyeti içerisinde oluşmuşlardır. Hemen hepsi, bu ülkenin kurtarıcısına olan sevgi ve saygılarını göstermede tereddüt etmemişlerdir. Bunları bağrına basan bu zihniyet mi, yoksa yüzde 99'u Müslüman bu insanların dinî duygularını siyasî emellerine âlet ederek İslam enternasyonaliz­ mi peşinde koşan bir zihniyet mi bölücüdür? Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi çok daha önemli bir konuya değinmek istiyorum. Son yıllarda, İslam ülkelerinin üst düzey yöneticileri ülkemize geldiklerinde, diplomatik kurallara göre Anıtkabire gitmek zorunda oldukları halde, gitmemişlerdir. Bunu ise, "gitseydim münafık olurdum" şeklinde açıklamaya çalışmaktadırlar. Oysa, halkı Hıristiyan olan ülkelerde saygı duruş­ larında bulunuyorlar; ama, o zaman münafık olmuyorlar(!) Aynı şekilde, önergeyi veren partinin üst düzey yönetici ve taraftarları, hiçbir özel gün ve ulusal bayramda, türlü mazeretler uydurarak, Anıtkabire gitmemişlerdir; ancak, ne hikmetse, 1993 10 Kasımından bu yana hidayete ermişler ve böyle günlerde Anıtkabirde en ön saflarda yer almaya başlamışlardır. Bunun en son örneği ise, Refah Partili belediye başkanlarının ziyaret törenidir. Bu törende, Hacda yandaşlarına, şeriat yo­ lunda, Kemalizme ve Türkiye Cumhuriyetine karşı savaşacaklarına dair yemin ettiren, bugünün Rize Belediye Başkanı Şevki Yılmaz'dan; insanların diri diri yandığı ve Atatürk büstlerinin parça­ landığı bir ilin Belediye Başkanına kadar, pek çokları bulunmaktadır. HASAN DİKİCİ (Kahramanmaraş) — Millet seçti, millet... -337-