Şizofreni Şizofreni kelimesi, Yunanca ayrık veya bölünmüş anlamına gelen 'şizo' ve akıl anlamına gelen 'frenos' kelimelerinin birleşiminden gelir. Anlatılmak istenen kişinin iki kişilikli olmasi değil,aynı anda iki farklı gerçekliğe inanmasıdır. 'Gerçek Gerçeklik' normal, sıradan bir insanın algılamasına denk düşerken, 'İkinci Gerçeklik' sağlıklı bir insanın anlayamayacağı, çoğu kez belli bir sisteme dayalı bir gerçekliktir. Kişide en az bir aylık süre içinde aşağıdaki belirtilerden en az ikisinin varlığı ( sanrılar; varsanılar; konuşma özellikleri ve kalitesinde bozulma; aşırı ölçüde garip ve anlamsız şekilde dağılmış davranışlar; negatif belirtiler dediğimiz duygusal yüz ifadelerinde azalma, düşünce ve fikir üretimi ve yapısının kısırlaşması,enerji ve bir şeyler yapmaya hevessizlik hali) Bu durumdaki kişide hastalığın sureci içinde sosyal, mesleki, ailesel ilişkilerinde ve kendine bakim gibi alanlarda belirgin bozulmalar oluşur. Bu belirtiler en az 6 ay suredir var olmalıdır. Genellikle 16-25 yas arasında görülse de çocukluk yaşlarında ya da 40 yas sonrası da görülebilmektedir. Kadınlarda erkeklere göre daha geç yasta başlamaktadır.Başlangıç yaşı erkeklerde 15-25 arası, kadınlarda ise 25-35 yas arasındadır. Şizofren tanısı konulan insanların %20' si tamamen iyileşirken, %70'i doğru tedavi yöntemleriyle bozukluğun olası kısa akut dönemleri dışında normal bir hayat sürdürebilirler. Geri kalan %10'unda ise bozukluk, akut dönemlerin ağırlaşması ve bozukluğun kişilik gelişimine olan etkileri yüzünden daha da ilerler. Belirtiler: • Kendi düşüncelerinin yüksek sesle söylendiğini işitme. • Kendisine emir veren yönlendiren seslerin işitilmesi. • Kendisiyle kavga eden tartışan seslerin işitilmesi. • Düşünce çalınması. • Düşünce yayınlanması. • Düşünce sokulması. • Hezeyansal algılar. 1/3 Şizofreni • Duygu, düşünce ve davranışta kontrol edilme ve etkilenme. • Genel olarak gerçeklikten uzaklaşma, farkındalık yetisini kaybetme. • Dikkat bozukluğu Gazetede okuduğumuz, televizyonda gördüğümüz sağlıkla ilgili haberlerden hemen sonra aynı sorunları bizim de yaşadığımız kanısına kapılıp telaşlanırız. Şizofrenide belirtilerin nitelikleri ve süreleri toplumsal yaşantıda yol açtıkları değişiklikler çok önemlidir. Adlandırmayı şizofreni üzerinde uzun yıllar kuramsal ve pratik eğitimden geçerek sorumluluk almış insanların yapması gerekir. Tedavi İlaç tedavisi ve bireysel destekleyici tedavi yanı sıra grup terapileri hastanın işlevselliği ve sosyalleşmesini arttırmakta , gidişi olumlu hale getirmektedir. İlaçların düzenli kullanımda beklenen etkiyi sağlaması için iki-üç haftalık bir süreye ihtiyaç vardır. İlaçla tedavi, rahatsızlığı çoğu zaman tamamen iyileştirmemekle birlikte, şizofreni belirtilerini yatıştırmakta, kontrol altında tutmakta, kişiyi çevresindekilerle ilişkilerinde daha iyi bir konuma getirmekte, tekrarlara bağlı sık hastane yatışlarının önüne geçerek kişinin evinden, ailesinden, alıştığı ortamdan uzak kalmasını önlemektir. Şizofreninin ilaçla tedavisi her gün düzenli olarak ağızdan alınacak ilaçlarla yapılabileceği gibi iki-dört haftada bir kalçadan yapılan iğnelerle de benzeri bir etki sağlanabilir. Şizofrenide kullanılan ilaçların sık rastlanan yan etkileri: Gözlerin yukarı kayması: belde-boyunda kasılma: ağızda tükürük salgısının artması: halk arasında " robot gibi oldu" diye tanımlanan yüz ifadesinde donukluk ve hareketlerde yavaşlama hali: huzursuzluk içinde yerinde duramama ve sürekli hareket etme isteği: elde ayakta titremeler: güneş ışığına aşırı duyarlılık: görme bulanıklığı gibi belirtilerdir. İlaç kullanmaya başlamadan evvel ilacın yan etkileri hakkında hekimden bilgi istemek her insanın doğal hakkıdır. 2/3 Şizofreni Şizofreni rahatsızlığının tedavisinde ilaç tedavisi mutlaka gerekir. Ama yanı sıra diğer tedavi yöntemlerinin uygulanmasında yarar vardır. Şizofrenisi olan insanların ve ailelerinin ayrı ayrı bir araya gelebileceği grup tedavileri, çeşitli davranışçı tedavi yöntemleri, destekleyici yöndeki tedavi yaklaşımları, ailelere yönelik bilgilendirme toplantıları da en az ilaç tedavisi kadar önemlidir. 3/3