AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI Ġçindekiler TÜRKĠYE GÜNDEMĠ ............................................................................................................ 3 3 günlük milli yas ilan edildi................................................................................................................. 3 Soma'da ölü sayısı 205'e yükseldi ....................................................................................................... 3 Merkel ile buluşma iptal ...................................................................................................................... 4 Davutoğlu: Türkiye her türlü eleştiriye açık ....................................................................................... 4 AİHM'nin Kıbrıs kararı, Kırım'a emsal olabilir .................................................................................. 5 Ukrayna'dan sonra Türk dış politikası (1) – Soli Özel – Haberturk Gazetesi ..................................... 5 AİHM‟nin zamansız kararı – Sami Kohen – Milliyet Gazetesi .......................................................... 7 ORTADOĞU GÜNDEMĠ........................................................................................................ 8 Suriye Özel Temsilcisi el-İbrahimi görevi bırakıyor ........................................................................... 8 Klor gazı kullanıldığına dair kuvvetli kanıtlar var .............................................................................. 8 S. Arabistan İran'la müzakereye hazır ................................................................................................. 8 Kudüs Barış İçin Hayati Önemde ........................................................................................................ 9 Bağdat'ta bombalı saldırılar: En az 25 ölü, 80 yaralı........................................................................... 9 1 yılda 3 bin kişi öldü ........................................................................................................................... 9 AVRUPA GÜNDEMĠ ............................................................................................................ 10 Rusya yanlıları Ukrayna askerine saldırdı: 6 ölü............................................................................... 10 Vuçiç ilk resmi ziyaretini Bosna'ya gerçekleştirdi ............................................................................ 10 Fransa'dan Suriye'ye kimyasal gaz suçlaması ................................................................................... 11 Fransa Cumhurbaşkanı Hollande: Türkiye Artık Soykırımı Tanımalı .............................................. 12 Kriz toplantısına pusu gölgesi ........................................................................................................... 13 İtalya‟dan AB‟ye kaçak göçmen isyanı ............................................................................................. 13 OECD'den Almanya'ya reform çağrısı .............................................................................................. 13 Karar...Türkiye Kıbrıslı Rumlara 90 milyon avro ödeyecek - Der Spiegel-Internet - Christoph Sydow ................................................................................................................................................ 14 Türkiye İnsan Hakları İhlalinden Yargılandı - Frankfurter Allgemeine Zeitung-Internet - Reinhard Müller ................................................................................................................................................ 14 Devlet Paralel Devlete Karşı - Junge Welt - Nick Brauns ................................................................ 15 ASYA PASĠFĠK GÜNDEMĠ ................................................................................................. 16 Rusya ve Çin'den ortak deniz tatbikatı .............................................................................................. 16 Çin'deki maden kazasında dört işçi öldü ........................................................................................... 16 Şi Cinping: “Yeni ekonomik döneme ayak uydurmalıyız” ............................................................... 17 Putin'den bürokraside üst düzey atamalar ......................................................................................... 17 1 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI Türkmenistan gazı Çin'e akacak ........................................................................................................ 17 Tayland‟da Buda‟nın doğum günü siyasi tartışmalarla kutlanıyor ................................................... 18 AMERĠKA GÜNDEMĠ ......................................................................................................... 18 Obama'dan 5 kişiye yaptırım kararı................................................................................................... 18 SMDK Başkanı Carba Beyaz Saray'da ............................................................................................. 19 AFRĠKA GÜNDEMĠ ............................................................................................................. 20 Bazı aileler kızlarını tespit etti........................................................................................................... 20 Orta Afrika‟da Fransız gazeteci öldürüldü ........................................................................................ 20 Çin, Afrika'da demiryolu işi almayı başardı ...................................................................................... 20 Boko Haram ve „Rabbin Ordusu‟ – Mustafa Akyol – Star Gazetesi................................................. 20 Suriye için yeni adım – Beril Dedeoğlu – Star Gazetesi ................................................................... 21 2 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI TÜRKĠYE GÜNDEMĠ 3 günlük milli yas ilan edildi AA Başbakanlık Basın Merkezinden yapılan açıklamada, Soma'da yaşanan facianın aziz milleti hüzne boğduğu belirtildi. Açıklamada, maden faciası nedeniyle Başbakanlık tarafından 13 Mayıs 2014'den itibaren 3 günlük milli yas ilan edildiği, yas alameti olarak bugün tüm yurtta ve dış temsilciliklerde bayrakların yarıya indirileceği kaydedildi. Türkiye'nin tüm camilerinde sela okutacak Öte yandan, Diyanet İşleri Başkanlığı, Soma'da maden ocağındaki yangında hayatını kaybedenler için Türkiye'nin tüm camilerinde sela okutacak. Diyanet Basın Merkezi'nden alınan bilgiye göre, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Hasan Kamil Yılmaz başkanlığındaki heyet Soma'ya intikal etti. Avrasya İslam Şurası Sekreteryası'nın organizasyonuyla düzenlenen "Avrupa Müslümanları Buluşması" için Belçika'nın başkenti Brüksel'de bulunan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez de programını iptal ederek Soma'ya gitmek üzere yola çıktı. Görmez'in, akşam saatlerinde Soma'da olması bekleniyor. Soma'da maden ocağındaki yangında hayatını kaybedenler için Türkiye'nin tüm camilerinde sela okutulacak. Cuma namazından sonra vefat edenler için dua edilecek, cuma hutbesi de bu konuda olacak. Ailelerin acılarını paylaşmak ve cenaze kaldırma işlemlerini gerçekleştirmek üzere bölge müftüleri ile yaklaşık bin 500 din görevlisi ilçeye gönderildi. Bayraklar yarıya indirildi Soma'da maden ocağındaki yangının ardından Başbakanlık tarafından ilan edilen milli yas dolayısıyla tüm kurumlarda bayraklar yarıya indirildi. Soma'da ölü sayısı 205'e yükseldi AA Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Soma'da maden ocağında çıkan yangında ölenlerin sayısının 205'e yükseldiğini bildirdi. Eynez bölgesindeki maden bölgesinde çalışmaları takip eden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, gazetecilere yaptığı açıklamada, madene kurtarma amaçlı giren ve dumandan etkilenen bazı kişilerin de yaralılar arasında sayılmış olabileceğini söyledi. Bu durumun endişeleri daha da artırdığını ifade eden Yıldız, "Madende hayatını kaybedenlerin sayısı 205'e ulaştı, 80 yaralı olduğu bilgisi de daha önce paylaşılmıştı. Yaralılar 3 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI arasında bizzat madende çalışmayanların, sonradan gelenlerin olabileceği de söylendi. Bu bizim endişemizi daha da arttıracak bir durumdur. Sayının artmasından endişe duyduğumuzu söylemiştik, belki bu konuda daha da zorlanabileceğimiz bir durum olabilir" diye konuştu. Zamanın işlediğini, daha da kritik bir döneme girildiğini dile getiren Yıldız, kurtarma çalışmalarının ara verilmeden tüm hızıyla sürdüğünü vurguladı. Merkel ile buluĢma iptal Hürriyet Avrupa Başbakan Erdoğan 24 Mayıs'ta Köln'de UETD kuruluş yıldönümüne katılmadan bir gün önce Berlin'e gelerek, Başbakan Merkel'le görüşme planladı. Başbakan Merkel'in basın müşavirliğinden o günkü yetkili 23 Mayıs'ta görüşme planını Hürriyet'e doğruladı. Tarih Zor Ancak bu görüşme planı iptal oldu. AKP Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay, İstanbul'da yabancı gazetecilere, iki başbakanın tarih zorluğu nedeniyle görüşemeyeceğini söyledi. Aktay, iki başbakan arasında, Başbakan Erdoğan'la Cumhurbaşkanı Gauck'un arasındaki ilişkiden farklı “iyi bir diyalog” bulunduğunu belirtti. Başbakan Erdoğan, Berlin'e uğramadan Köln'e gidecek. Davutoğlu: Türkiye her türlü eleĢtiriye açık AA Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin içeride ve dışarıda her türlü eleştiriye açık olduğunu ve basın özgürlüğü için her türlü çalışmanın yapıldığını belirterek "Freedom House ve benzeri raporları eleştirmek de bizim ifade özgürlüğümüzdür" dedi. Davutoğlu, resmi temaslar gerçekleştirmek üzere Türkiye'ye gelen Danimarka Dışişleri Bakanı Martin Lidegaard ile Dışişleri Bakanlığında ortak basın toplantısı yaptı. Toplantıda Danimarkalı bir gazetecenin Freedom House'un Türkiye'deki basın ve ifade özgürlüğü konusunda hazırladığı rapor hakkındaki sorusu üzerine Davutoğlu, hiçbir demokrasinin bu anlamda mükemmel olmadığını ancak bu konudaki raporların da alandaki gerçeği ortaya koyması ve objektif olması gerektiğini söyledi. Söz konusu rapordaki 44 rakamının aksine Türkiye'de sarı basın kartı olan 5 gazetecinin cezaevinde bulunduğunu, onların da gazetecilik suçundan değil, başka suçlardan yargılandığını vurgulayan Davutoğlu, "Biz kendilerini arayıp bu rakamı nasıl yazdıklarını sorduğumuzda, rapordaki rakamların geçen seneye ait olduğunu söylediler. Nasıl bir rapor ki güncellenmeden hüküm verilebiliyor. Raporda Türkiye ve Kuzey Kore aynı kategoriye konmuş. Sizin aklınıza ve vicdanınıza hürmeten soruyorum: nasıl aynı kategoride olabilir iki ülke?" ifadesini kullandı. Suriye ve Kırım 4 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI Suriye'de son bir yüzyılın en büyük insanlık trajedilerinden birinin yaşandığını belirten Davutoğlu, "Suriye, rejim ve aşırı akım terörist grupların tehdidi altında. Suriye halkı iki baskıyı aynı anda hissediyor" diye konuştu. Davutoğlu bir soru üzerine, Kırım'ın statüsünün açık ve net olduğunu, Türkiye için Kırım'da en önemli parametrelerin başında Kırım Tatar Türklerinin güvenliğinin geldiğini kaydetti. AB ile müzakereler Danimarka Dışişleri Bakanı Martin Lidegaard ise Türkiye'nin AB sürecini desteklediklerini bildirerek "Müzakerelerde 23'üncü ve 24'üncü fasıllar açılmalı" dedi. AĠHM'nin Kıbrıs kararı, Kırım'a emsal olabilir Guardian Guardian gazetesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Türkiye'ye "Kıbrıs işgali" nedeniyle verdiği tazminat cezasını haberleştirdi. Gazete, söz konusu kararın Kırım, Abhazya ve Güney Osetya bölgelerinin işgaline emsal oluşturabileceğini yazıyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye'nin 1974 yılında Kıbrıs'ı işgal etmesi ve akabinde adanın bölünmesiyle ilgili olarak Türkiye'yi 90 milyon Euro tutarında tazminata mahkum etmişti. Guardian gazetesinin AİHM'nin verdiği cezanın bugüne kadarki verdiği en yüksek tazminat cezası olduğunu belirtiliyor ve mahkemenin daha önce Kıbrıs işgalinin hukuksuz olduğuna dair kararlarına da atıfta bulunuluyor. Haberde, adanın bölünmesiyle kurulan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin yalnızca Türkiye tarafından tanındığı belirtildi. Karara göre 30 milyon Euro tazminatın, çatışma sonrası kaybolanların akrabalarına verileceği, 60 milyon Euro tazminatın ise bölünme sonucu Türkiye tarafında kalan Kıbrıslı Rumlara verileceği kaydediliyor. 'Karar, diğer işgallere emsal olabilir' Gazeteye kararı yorumlayan uluslararası hukuk profesörü Philippe Sands, kararın Gürcistan ve Ukrayna için emsal teşkil edebileceğini söyledi. Sands'e göre, her iki ülke de aynı gerekçelerle Rusya'nın hukuka aykırı işgalini iddia edebilir. Sands, kararı şöyle değerlendirdi: "Bu karar, hukuka aykırı bir işgal halinde, bu işgalin sonuç ve bedellerinin zamanla hafiflemediğine işaret ediyor. Kıbrıs'taki durum, Gürcistan'ın işgal altındaki Abhazya ve Güney Osetya bölgelerinde yaşananlarla benzerlik taşıyor. Kırım'daki durumu da aynı şekilde ele alabiliriz." "Ben kararın benzer işgaller için bir kapı araladığını düşünüyorum. Bu, Mahkemenin benzer durumlarla karşılaştığında sorumluluk almaktan kaçınmayacağına da bir işaret." Ukrayna'dan sonra Türk dıĢ politikası (1) – Soli Özel – Haberturk Gazetesi ABD'nin NSAadlı Ulusal Güvenlik Kurumu 2002 yılından 2012 yılına dek Almanya Şansölyesi Angela Merkel'in kişisel cep telefonunu dinledi. Tahmin edebileceğiniz gibi en mahrem konuşmalarının Amerikan istihbaratı tarafından dinlenmesi Merkel'in asabını bozdu. 5 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI Özel görüşmelerde öfkesini açık ettiği söylense de Merkel kamuoyu önünde yaptığı konuşmalarda diline özen gösterdi. Merkel devletler arası ilişkilerin davranış kalıplarına uyarak ve mesajını net ancak sakin bir dille vererek sonuç aldı. Almanya'nın ayrıca dünyanın dördüncü büyük ekonomisi olması da elbette Alman Şansöl-yesi'nin ciddiye alınmasında bir rol oynu-yordur. Benzer bir tavrı bir başka kadın, Brezilya Cumhurbaşkanı Dilma Rousseff de sergileyerek, NSA skandalinin patlamasının ardından ABD'ye yapacağı resmi ziyareti iptal etmişti. Uluslararası ilişkiler adabı içinde her iki siyasetçinin bağırıp çağırmadan, kimseye saldırmadan verdikleri mesajların muhatapları tarafından ciddiye alındığından emin olabilirsiniz. Şu sırada Türkiye'nin yöneticileri bitmek tükenmek bilmeyen bir hınçla dünyada her kesime, kuruma kendilerince ayar veriyorlar. Çoğunlukla gerçekleri yansıtmayan sözlerle müttefikler, bugüne dek Türkiye'ye (ve iktidar partisine) destek olmuş kurumlar, kişiler top atışının hedefine konuyor. İnfial halinde yapılan konuşmaların ve haka-retamiz hitapların genelde dikkate değer bulunmadığını biliyoruz. Bu türden bir saldırganlığın sonucu, söylemin sahibinin ciddiye alınmaması, birinci ligde oynamayı hak etmediğinin kanıtlanması oluyor. Üstelik, içeride kamuoyuna sergilenen kendine güven ve dünyaya kafa tutup hesap sorma tavrıyla Türkiye'nin dış politika gerçeği arasındaki makas da giderek açılıyor. İki önemli gelişme Türkiye'de kamuoyunu çok heyecanlandıran ve ülkenin dünya siyasetindeki imajını, prestijini yükselten dış politikasını allak bullak etti. Bu yeni durum, zevahiri kurtarmak amacıyla "değerli yalnızlık" gibi kavramlar üreterek aşılabilecek türden değil. Türkiye'nin dış politikada daha atak, yaratıcı ve özerk olmasını kolaylaştıran ortam Arap isyanları ve ABD'nin Irak'tan çekilmesinin ardından kökten şekilde değişti. Türkiye'nin Arap isyanları sonrasındaki bölge dengesini doğru oku-yamaması, ideolojik tercihleriyle gerçekçi durum analizi arasındaki çizgiyi koruyamaması kendisine pahalıya mal oldu. Suriye'deki etkisizlik, Mısır'daki doğru duruşun gereksiz saldırganlıkta bir dille savunulması, Körfez ülkelerinin karşı devrimci hırsının doğru değerlendirileme-mesi dış politika denklemini değiştirdi. O güne dek Türkiye'nin başarısının en çarpıcı unsuru yumuşak gücüydü. Bu güç bir yandan içerideki otoriterleşme ve toplumsal muhalefete karşı şiddet düşkünlüğüyle, diğer yandan bu gücün hatırı sayılır bir parçası sayılan AB ilişkilerindeki gevşemeyle zayıfladı. Zaten bağlam da yumuşak gücün değer ve etkinlik kaybettiği bir bağlama dönüşmüştü. Türkiye'nin bu yeni durumda kullanabileceği sert gücü belli ki sınırlıydı. Suriye'de tüm bağırıp çağırmalara rağmen Türkiye'nin hedefine ulaşamaması, bölgedeki önemli ülkelerle bağlarının kopuşu etkisizliğin derinleşmesine yol açtı. Rusya'nın Soğuk Savaş sonrası Avrupa düzenine yönelik olarak Ukrayna'da uyguladığı politika da Türkiye'nin kendi başına hareket etme kabiliyetini iyice kısıtladı. Yeni jeopolitik denklemde Türkiye özerk hareket etmek bir yana üyesi olduğu NATO'ya giderek daha fazla yaslanmak zorunda kalacak. Kısacası coğrafyası ve nesnel gerçekleri nedeniyle. İktidarın gönlünde yatan ne olursa olsun Türkiye "stratejik anlamda Batılı olmaktan" kaçamayacak. Kadir Has Üniversitesi'nden Akın Ünver'in Foreign Affairs Dergisi'nde yayınlanan "Ankara Karadeniz'e" (Ankara to Black Sea) başlıklı çok esaslı makalesinde yazdığı gibi, "bazı çatışmalar ülkelere coğrafyalarının hayaletleri nedeniyle dayatılır." 6 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI AĠHM‟nin zamansız kararı – Sami Kohen – Milliyet Gazetesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi‟nin (AİHM) 13 yıl önce Kıbrıs‟la ilgili aldığı bir karara dayanarak Türkiye‟yi 90 milyon euro tazminat ödemeye mahkum etmesi, her şeyden önce zamanlama bakımından talihsiz bir olaydır. AİHM Kıbrıs Rum yönetiminin şikâyeti üzerine, 10 Mayıs 2001‟de 1974 Barış Harekâtı‟ndan kaynaklanan 14 maddelik bir insan hakları ihlalleri listesi üzerinden Türkiye‟yi suçlamış, ancak o zaman tazminatla ilgili bir karar almamıştı. Yıllar sonra -Kasım 2011‟de- Rum tarafı tazminatla ilgili talebini, birtakım belgelerle birlikte mahkemeye sundu. Mahkeme aylarca süren çalışmalarını tamamladı ve 90 milyon euro‟luk ceza üzerindeki kararını pazartesi günü ilan etti. AİHM‟nin bunca zaman sonra, bu açıklamasının tam da Kıbrıs barış müzakerelerinin anlaşma umudu yarattığı bir zamana rastlaması, doğrusu hiç de iyi olmadı. Nitekim Türk tarafı müzakerelerin bundan olumsuz etkileneceğini söylüyor. Hem hukuki, hem siyasi AİHM‟nin tazminatla ilgili kararı, herhalde gerek hukuki, gerekse siyasi yanlarıyla önümüzdeki günlerde ve haftalarda çok tartışılacak. Türkiye‟nin ve KKTC‟nin resmi tutumu, bu hükmün hukuki ve adil olmadığı yönündedir. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu bu nedenle Ankara‟nın kararı tanımayacağını ve tazminatı ödemeyeceğini açıkça söyledi. Ayrıca bu kararın olumsuz siyasi etkisi üzerinde uyarıda bulundu. Ne var ki bu tartışmanın AİHM‟nin kararını değiştirmesi beklenemez. AİHM‟de yargıç olarak görev yapmış olan CHP milletvekili Rıza Türmen‟in vurguladığı gibi, bu mahkemenin kararı bağlayıcıdır; yani insan hakları sözleşmesine imza atan Türkiye dahil, bütün ülkeler bu mahkemenin kararlarına uymak zorundadır. Birçok Türk ve yabancı hukukçu da bu görüştedir. Bu durumda eğer hükümet “Biz bu kararı tanımayız, tazminatı ödemeyiz” pozisyonunda ısrar ederse, ne olur? Yabancı ajanslar dün tazminatın ödenmesi için 18 aylık bir sürenin verildiğini belirttiler. Buna uyulmadığı takdirde, cezaya faiz bindirilmesi gibi birtakım yaptırımlar uygulanır. İtiraz devam ederse, Avrupa Konseyi Dışişleri Bakanları Konseyi duruma el koyar, yani o takdirde Avrupa Konseyi ile karşı karşıya gelinir. Türkiye gibi Avrupa Konseyi‟nin kurucu üyelerinden birinin bu duruma düşmesi hiç arzu edilmez. Bu onu Avrupa camiasından uzaklaştırır ve yalnızlaştırır... Zor durum Bu Türkiye‟nin AİHM ile Kıbrıs meselesi yüzünden karşı karşıya geldiği ilk olay değil. Herkesin hatırladığı gibi, “Laoiziu davası”da Türkiye‟nin başını epey ağrıtmıştı. Girneli Bayan Titina Laoiziu‟nun Türkiye‟ye karşı açtığı tazminat davasında Türkiye mahkum olmuş, Ankara başta buna itiraz etmiş ama sonunda cezayı faizleriyle birlikte ödemek zorunda kalmıştı. Kabul etmeli ki Rum tarafı AİHM‟de Türkiye‟yi bir kez daha -ve bu kez daha geniş ölçüdeköşeye sıkıştırdı. Bundan daha fazla zarara uğramadan kurtulmanın yolu soğukkanlılıkla ve gerçekçi davranmaktır. 7 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI ORTADOĞU GÜNDEMĠ Suriye Özel Temsilcisi el-Ġbrahimi görevi bırakıyor AA Birleşmiş Milletler (BM) ve Arap Ligi'nin Suriye Özel Temsilcisi El Ahdar el-İbrahimi'nin istifa edeceği açıklandı. BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, BM Eski Genel Sekreteri Kofi Annan'dan sonra Suriye'deki krizin çözümü konusunda inisiyatif alarak BM ve Arap Ligi'nin Suriye Özel Temsilcisi olan El Ahdar el-İbrahimi'nin ay sonunda görevi bırakacağını bildirdi. Genel Sekreter Ban, New York'ta El-ibrahimi ile düzenlediği ortak basın toplantısında, kararın 31 Mayıs tarihinden itibaren geçerli olacağını ifade etti. Basın toplantısında, bir yıldan beri her gün istifa etmeyi düşündüğünü bildiren Elİbrahimi, Esed rejimi ile rejime karşı demokrasi mücadelesi veren grupların liderleri arasında Cenevre'de yapılan iki turlu toplantılara başkanlık etmiş ve toplantılarda olumlu bir sonuca ulaşılamamıştı. Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Genel Sekreteri Bedr Camus, el-İbrahimi'nin istifa kararı almasını, "Cenevre-2 Konferansı'nın başarısızlığının başka bir delili" olarak nitelendirdi. Klor gazı kullanıldığına dair kuvvetli kanıtlar var AA Merkezi ABD'de bulunan İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden yapılan açıklamaya göre, Esed rejimi geçen ayın ortasında Suriye'nin kuzeyindeki üç kasabaya düzenlediği saldırılarda klor gazı kullandı. Örgüt, klor gazı bombalarının askeri helikopterle muhaliflerin bulunduğu bölgelere atıldığının tespit edildiğini, görgü tanıkları, video ve fotoğraflara dayandırarak aktardı. İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün Orta Doğu ve Kuzey Afrika sorumlularından Nedim Huri, "Sivillerin hedef alınması bir yana, Suriye'nin klor gazını bir silah olarak kullanması bile açıkça uluslararası hukukun ihlali anlamına geliyor. Bu, BM Güvenlik Konseyi'nin Suriye'deki durumu Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne sevk etmesi için bir başka nedendir" dedi. Örgüt, 5'i sağlık personeli 10 görgü tanığıyla görüştü. Bu görüşmelerde görgü tanıkları, saldırı sırasında helikopterlerden atılan varil bombalarının, "ev temizliğinde kullanılanlara benzer" belirgin bir koku yaydığını belirtirken, yaralılara müdahale eden doktorlar, 11 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan saldırılarda yaklaşık 500 kişide de klor gazına maruz kaldıklarını gösteren semptomlar görüldüğünü bildirdi. S. Arabistan Ġran'la müzakereye hazır Dünya Bülteni 8 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Suud Al-Faysal, ülkesinin İran ile bölgesel konulardaki anlaşmazlıkları müzakere etmeye hazır olduğunu açıkladı. İranlı mevkidaşı Muhammed Cevad Zarif‟i Riyad‟a davet ettiğini söyleyen Faysal, “Gelmek için uygun gördüğü tarihte onu kabul etmeye hazırız. Onunla müzakere edeceğiz ve konuşacağız” dedi. Son olarak İran‟ın eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, 2012 yılında Suudi Arabistan Kralı Abdullah‟ın daveti üzerine Riyad‟a gitmişti. Suudi Arabistan'ı ziyaret eden İranlı ilk lider ise 1999'da Muhammed Hatemi olmuştu. İran'da 1979 yılında gerçekleşen devrimden sonra iki ülke arasındaki ilişkiler bozulmaya başlamış, 1980 - 1988 yılları arasındaki İran - Irak savaşında Suudilerin Irak'ı desteklemesi ile iki ülke arasında rekabet başlamıştı. Suriye'deki halk ayaklanmasında da İran Esad rejimini desteklerken Suud Arabistan muhaliflerin yanında yer alıyor. Kudüs BarıĢ Ġçin Hayati Önemde Xinhua Türk Dışişleri Bakanı Davutoğlu, yaptığı açıklamada, Kudüs‟ün statüsü meselesi çözüme kavuşturulmazsa Orta Doğu‟da kalıcı barış elde edilemeyeceğini ifade etti. Davutoğlu, Türkiye‟nin başkenti Ankara‟da düzenlenen Uluslararası Kudüs Toplantısında; “1948‟den beri İsrail‟in Kudüs‟ü işgal etmesine tanıklık ediyoruz. Uluslararası toplum, BM‟nin ilgili kararlarının uygulanmasını sağlamalıdır.” dedi. Davutoğlu, Kudüs‟ün statüsü meselesinin çözüme kavuşturulamaması halinde Orta Doğu‟da barışa ulaşılamayacağını vurguladı. Kudüs‟ün Filistin‟in toprağı olduğunu yineledi. Türkiye, Filistin‟in BM‟nin resmî üyesi olmasını desteklemektedir. Toplantıda uluslararası topluma Filistin‟e insani yardımlarını artırmaları doğrultusunda çağrı yapan Davutoğlu, İsrail‟in Kudüs‟teki Mescid-i Aksa'da yürüttüğü kısıtlayıcı uygulamaları durdurmasını istedi. Bağdat'ta bombalı saldırılar: En az 25 ölü, 80 yaralı BBC 8 ayrı araç içine yerleştirilen patlayıcılar Şiilerin yoğun olarak yaşadığı Bağdat'ın kuzey, doğu ve merkez bölgelerinde infilak etti. Saldırılar Şiilerin Muhammed Peygamber'in damadı ve kuzeni olan dördüncü halife İmam Ali'nin doğum gününü kutlamak için düzenlediği törenler sırasında gerçekleşti. Saldırılar 30 Nisan'daki yerel seçimler sonrasında Bağdat'ta gerçekleşen ilk büyük çaplı saldırı olmasıyla da dikkat çekiyor. 1 yılda 3 bin kiĢi öldü Yetkililer mezhep çatışmaları gölgesinde gerçekleşen yerel seçimlerde oyları sayma işlemini sürdürüyor. 9 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI Irak'ta geçen yıl mezhep çatışmaları nedeniyle şiddet olayları giderek artmış ve 3 bin kişinin hayatını kaybetmişti. Irak'ın batısındaki Anbar vilayetinde seçimler yapılamamıştı. Ramadi ve Felluce'yi de kapsayan bu bölgenin kontrolü Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) ile bağlantılı Sunni aşiretler ve militanların kontrolünde. Salı günü sabahı gerçekleşen Bağdat‟ın kuzey doğusundaki ilk saldırıda iki araca yerleştirilen bombaların patlaması sonucu 6 kişi öldü, 13 kişi yaralandı. Baladiyat'ta iki aracın içine konan bombanın patlamasıyla 3 kişi öldü. Kentin ticaret bölgesi Camila'ya yakın bir alandaki diğer bir bombalı saldırı da 3 kişinin ölmesine neden oldu. Kentin kuzeyindeki Urr bölgesindeki patlama sonrasında da 5 kişi öldü 11 kişi yaralandı. Şu ana kadar saldırılarla ilgili hiçbir grup sorumluluğu üstlenmedi. Fakat daha önce de Sünni militan gruplar Şiilerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde benzer şekilde koordine edilmiş saldırılar gerçekleştirmişti. AVRUPA GÜNDEMĠ Rusya yanlıları Ukrayna askerine saldırdı: 6 ölü Dünya Bülteni Ukrayna'nın doğusundak i Kramatorsk kentş yakınlarında, Rusya yanlısı ayrılıkçıların Ukrayna ordu birliklerine pusu kurduğu, yapılan sailahlı saldırı sonucu ise 6 Ukrayna askerinin hayatını kaybettiği, 8 askerin de yaralandığı belirtildi. Ukrayna Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, Ukrayna askerlerinin ülkenin doğusundaki Slavyansk yakınlarındaki Kramatorsk'un Oktyabrsk köyünde, Rusya yanlısı ayrılıkçıların kurduğu pusuya düştüğü belirtildi. Açıklamada, silahlı ayrılıkçılar tarafından hareket halindeki araçlara ağır silahlarla ateş açılması sonucu 6 askerin yaşamını yitirdiği 8 askerin yaralandığı kaydedildi. Bakanlık açıklamasında, askerlerin geçtiği güzergahta bulunan çay kenarında pusu kuran 30 kadar ayrılıkçının, saldırı düzenlediği, olayda bir aracın yandığı ifade edildi. Ayrılıkçıların bir yetkilisi de Kramatorsk yakınlarında hükümet güçleri ile çatışma çıktığını doğruladı. Söz konusu yetkili, Ukrayna ordusuna ait 2 askeri aracı vurduklarını, çatışmada üyelerinin öldüğünü bildirdi. Vuçiç ilk resmi ziyaretini Bosna'ya gerçekleĢtirdi AA Sırbistan'da kısa süre önce yapılan seçimlerin galibi olan ve 27 Nisan'da Başbakanlık görevini üstlenerek ilk resmi ziyaretini Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna'ya gerçekleştiren Aleksandar Vuçiç, Bosna Hersek Parlamentosu'nu oluşturan Halk Meclisi ve Temsilciler 10 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI Meclisi temsilcileriyle görüştü. Vuçiç, Bosna Hersek Bakanlar Kurulu Başkanı Vyekoslav Bevanda ile görüşmesinin ardından, daha sonra Temsilciler Meclisi Başkanı Bojo Lyubiç ve Başkan Yardımcısı Denis Beçiroviç ile basına kapalı görüşme gerçekleştirdi. Fransa'dan Suriye'ye kimyasal gaz suçlaması WSJ Fransa dışişleri bakanı yaptığı bir açıklamada hükümetinin elinde Suriye rejiminin son aylarda en az 14 farklı saldırıda muhalifler ve sivillere yönelik kimyasal silahlar kullandığına dair kanıtlar olduğunu belirtti. ABD ziyaretinde konuşan Laurent Fabius, geçtiğimiz yıl Suriye rejimine bir saldırı düzenleyerek rejimi devirmedikleri için ABD, İngiltere ve Fransa'nın pişman olduğunu dile getirdi ve "İnanıyoruz ki bu çok şey değiştirirdi" dedi. Suriye rejiminin klorin bazlı kimyasal gaz kullandığı iddiaları son dönemlerde hem muhalefet hem de Fransa tarafından sıklıkla dile getirilirken, uluslararası kimyasal gaz kurumları iddiaları araştırıyor. Rejim ise saldırılardan bazılarını isyancıların yaptığını söyleyerek El Kaide bağlantılı olan Nusra Cephesi'nin de bunlara dahil olduğunu iddia etti. Fabius tarafından Suriye rejimine yapılan suçlamalar ise daha detaylı ve ayrıntılı oldu. Yüksek seviyeli bir Washington ziyareti sırasında ortaya koyulan bu iddialar ayrıca Obama hükümeti üzerinde harekete geçmesi yönünde ve Suriyeli muhaliflere yardımları artırması konusunda baskıyı da yükseltebilir. ABD dışişleri bakanlığı ise Fabius tarafından dile getirilen iddialara ilk etapta yorum yapmadı fakat kendi eline de klorin gazı kullanıldığına dair bilgilerin ulaştığını söyledi. ABD'li üst düzey bir yetkili Rusya ve Suriye ile varılan anlaşma çerçevesinde Suriye'nin kimyasal silah deposunun yüzde 92'sini boşaltmasının herhangi bir saldırıdan daha etkili olduğunu belirtti. Yetkili, "Bir saldırının bu kadar kimyasal silahı temizlememize imkan vereceğine dair bir kanıt yok" dedi. Fabius ise Suriye rejiminin kimyasal silahlarından bazılarını sakladığı ve yeni silah üretebilme kapasitesini devam ettirdiğine dair Paris'e istihbarat ulaştığını dile getirdi. ABD dışişleri bakanı John Kerry bu Perşembe günü Londra'da diğer 10 ülkenin bakanlarıyla beraber Suriye üzerine gerçekleştirilecek bir konferansa katılmayı planlıyor. ABD'li yetkililere göre bu hafta Suriye muhalefeti başkanı Ahmed Jarba'yı konuk eden ABD başkanı Barack Obama, Jarba'nın uçaksavar isteğini geri çevirdi. Laurent Fabius iki yıl önce göreve gelmesinden bu yana ABD'ye zaman zaman kuvvetli müttefik zaman zaman da rakip oldu. Eski Fransa başbakanı olan Fabius, Afrika'daki terörist gruplara karşı daha sert önlemler alınması çağrılarını sık sık tekrarlarken, İran'ın nükleer programı konusunda da bazen ABD ile ters pozisyonlarda yer aldı. 11 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI Fransa CumhurbaĢkanı Hollande: Türkiye Artık Soykırımı Tanımalı Amerika‟nın Sesi Hollande, “Soykırımı tanımak bölmez birleştirir” dedi. “Soykırımı inkar edenlerin cezalandırılmasını öngören yasayı” da getirmekte kararlı olan Hollande, bu sözünü Erivan‟da yeniden dile getirmedi. Hollande, bu konuda açıklama yapmak için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi‟nde devam eden Doğu Perinçek davasıyla ilgili kararı bekliyor. Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, Bakü‟deki temaslarının ardından Erivan‟a geçti. Burada Ekonomik Forum‟da Ermeni işadamlarına seslendikten sonra Erivan‟daki soykırım anıtını ziyaret eden Hollande, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Serkisyan‟ın onuruna verdiği yemekte, Türkiye‟ye seslenen mesajlar verdi. Hollande, “1915‟te olanlar soykırımdır. Bunun inkarı bir fikir değil, kurbanlara ve gerçeğe hakarettir. İnkara hiçbir kapı açık olamaz. Dünyanın her yerinde soykırımın tanınması için inisiyatifler var. Tanımak bölmez birleştirir” diyerek Türkiye‟den “soykırımı tanımasını” istedi. Ancak Hollande‟ın bu kez “inkar yasasını yeniden getireceğim” dememesi dikkat çekti. „AĠHM kararını bekliyoruz‟ Konuya ilişkin bir grup gazeteci ile sohbet eden Hollande, “Cumhuriyeti yeniden reddedilecek bir yasaya angaje etmek istemiyorum. Önceki yasayla ilgili yaşananları biliyorsunuz. Anayasa Mahkemesi‟nden geri döndü. O yüzden bütün önlemleri almak gerekir. Anayasal kontrolü aşacak bir metin olmalı. Yasayı getireceğiz ama Anayasa Mahkemesi‟nden geçebilecek bir yasa olması gerekiyor. Şu anda AİHM‟de bir ara süreç var. Onu beklemek lazım” dedi. Doğu Perinçek inkar yasasını kabul eden İsviçre‟de “1915 olaylarının soykırım olmadığını” söylemiş, bu nedenle hakkında açılan davayı kaybetmişti. Ancak kararı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi‟ne (AİHM) götüren Perinçek‟in gerekçeleri haklı bulunmuş, AİHM İsviçre mahkemelerinin aldığı kararı “ifade özgürlüğüne aykırı olduğu” gerekçesiyle bozmuştu. Bunun üzerine İsviçre hükümeti kararı temyize götürmüştü. „Erdoğan‟ın mesajı önemli‟ Hollande, Başbakan Erdoğan‟ın başsağlığı mesajına ilişkin olarak da, “Türkiye tarafından bir jest yapıldı. Bu jest önemli ama yeterli değil. Ama bu bir ilerleme, bir ilk adımdır. Ama Türkiye daha ileriye gitmeli. Erdoğan‟ın açıklaması bir başka açıdan daha önemli. Bizim yaptığımız acıların duyulduğunu gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu. „Seçim hesabı yapmıyorum‟ 2015 yılında “Soykırımın 100. Yıl anma törenlerine Erivan‟da katılacağını” açıklayan 12 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI Hollande, “neden bu konuya bu derece önem verdiği” sorusuna da şu yanıtı verdi: “Sosyalizmin kurucusu Jean Jaures‟in tutumundan, günümüze gelen bir tavır bu. Diğer taraftan kişisel olarak, PS Genel Sekreterliğim döneminde sadece Ermeni oldukları için katledilen ailelerden arkadaşlarım oldu. Milletvekili oluğum zaman da, Fransa‟da Ermeni soykırımının tanınması yönünde çalıştım. Ama benim girişimlerimde seçim kaygıları yok. Fransa‟da yaşayan Ermeni halkı üzerinden matematik hesapları yapmıyorum. Ama bunu yaparken de her zaman saygıyla yaptım. Ocak ayında Türkiye‟ye gittim. Ve bu pozisyonumu anlattım. Özellikle bugünkü Türk halkına hiçbir sorumluluk yüklemediğimizi söyledim. Böyle bir şey anlamsız olurdu. Bu konuda birleştirici, yapıcı adımları atabileceğimizi düşünüyorum” dedi. Kriz toplantısına pusu gölgesi Deutsche Welle Ukrayna'nın doğusunda ayrılıkçıların kaleleri olarak bilinen Slavyansk ve Karamatorsk kentleri arasındaki bir köyde Ukrayna ordusuna bağlı bir askerî konvoy pusuya düşürüldü. Ukrayna Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada ağır silahlı yaklaşık 30 kişiden oluşan bir grubun konvoya saldırdığı ve çıkan çatışmada yedi Ukrayna askerinin öldüğü, sekiz askerin yaralandığı bildirildi. Ġtalya‟dan AB‟ye kaçak göçmen isyanı Euronews Birleşmiş Milletler (BM) Akdeniz‟i geçerek Avrupa‟ya ulaşmaya çalışan yasadışı göçmen sayısının bu yıl ciddi oranda arttığını açıkladı. Buna göre şu ana kadar deniz yoluyla Avrupa‟ya ulaşanların sayısı yaklaşık 35 bin. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği‟nin (BMM YK ) duyurduğu son verilere göre, sadece bu yıl meydana gelen kazalarda 170‟den fazla kişi hayatını kaybetti. Son olarak dün İtalya‟nın Lampedusa Adası açıklarında kaçakları taşıyan teknenin alabora olması sonucu 17 kişi öldü ve 226 kişi de kurtarıldı. OECD'den Almanya'ya reform çağrısı DW Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) iki yılda bir hazırlanan ekonomik görünüm raporunu Berlin‟de kamuoyuna açıkladı. Rapora göre, Almanya‟daki ekonomik canlanmadan yoksullar payına düşeni alamıyor. Düşük ücretli işler artıyor Zira OECD raporuna göre, Almanya‟da düşük ücretli istihdam alanları ile süreli sözleşmelerle istihdam edilenlerin sayısı yükselişte. Özellikle düşük ücretli işlerde çalışanların, tek başına çocuk büyütenlerin, uzun dönemli işsizlerin ve göçmenlerin yoksulluk riski ile karşı karşıya bulunduğuna dikkat çekiliyor. Asgari ücrete övgü 13 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI Alman istihdam piyasasında, süresiz iş sözleşmeleri ile güvence altında olanlarla, süreli iş sözleşmeleri ile iş güvencesine sahip olmayanlar arasında bir ayrım olduğuna dikkat çeken örgüt, çeşitli önlemlerle bu ayrımın ortadan kaldırılabileceğini vurguluyor. Örgüt bu bağlamda Almanya‟daki asgari ücret girişimini övdü. Fırsat eşitsizliği eleştirisi Almanya‟nın eleştirildiği diğer bir nokta ise fırsat eşitsizliği. Sosyal olarak zayıf konumdaki ailelerden gelen öğrencilerin eğitim ve meslek hayatında diğerleri ile eşit koşullara sahip olmasının önemine dikkat çeken örgüt, bu tür öğrencilerin yoğun olduğu okullara daha fazla mali kaynak ayrılmasını istedi. Karar...Türkiye Kıbrıslı Rumlara 90 milyon avro ödeyecek - Der Spiegel-Internet Christoph Sydow Türk İşgalciler Kuzey Kıbrıs‟ta Temel Hak İhlalleri Yaptıkları İçin Tazminat Ödeyecek. Kararı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Verdi Ancak Türkiye Kararı Tanımıyor-Gelecek temmuz ayında Kuzey Kıbrıs‟ın Türkiye tarafından işgalinin 40. yılı. Gelinen noktada askerî müdahalenin artık Ankara‟daki hükûmete hukuki yansımaları oluyor. AİHM bu kapsamda Türkiye‟yi 90 milyon avro tutarında tazminat ödemeye mahkûm etti. Ada‟nın işgali sırasında ve sonrasında yaklaşık bin 500 Kıbrıslı Rum kayboldu. Tazminatın 30 milyon avroluk kısmı söz konusu kurbanların yakınlarına ödenecek, kalan 60 milyon avroluk kısmı ise -Türk işgali altında bulunan- Ada‟nın kuzeyindeki Karpaz Yarımadası'nda mahsur kalan Kıbrıslı Rumların zararlarının tazmini için kullanılmasına hükmedildi. Burada yaşayan Kıbrıslı Rumların ayrımcılığa maruz kaldıkları ifade ediliyor. Ada‟nın işgali ve bölünmesi sonrasında bugüne kadar 200 bin kişinin zorla göç ettirildiği, bazı bölgelerin istimlak edildiği ve kuzeyde kalan Rumların mağdur edildiği ifade ediliyor. Strasbourg‟daki AİHM‟nin 17 üyeli Yüksek Dairesi tarafından alınan karar çoğunluk tarafında alındı ve kararın bağlayıcılığı var. Alınan kararla ayrıca Kıbrıs‟ın Türkiye‟ye karşı devletler düzeyinde açtığı bir dava da karara bağlanmış oldu. --Türkiye Kararın Bağlayıcılığını Kabullenmiyor-Kıbrıs Cumhuriyeti‟nin, paraları ilgililere ve kurban yakınlarına vermesi gerekiyor. AİHM Kıbrıs‟ın yaptığı başvuruyu daha önce kabul edilebilir bulmuş ve 2001 yılında karara bağlamıştı. Ancak tazminat miktarı, bir sulh yolu bulabilmek adına 13 yıldır tespit edilmemişti. AHİM 2001 tarihinde açıkladığı kararda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin aralarında, mülkiyet, yaşama hakkının ihlali ve insanlık dışı muamelenin de bulunduğu- 11 değişik maddenin 14 noktada ihlal edildiğine hükmetmişti. Ankara hükûmeti kararı tanımıyor. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, kararın Türkiye için bağlayıcı olmadığını ifade etti. Davutoğlu ayrıca kararın zamanlamasının da uygunsuz olduğunu, tam da Ada‟nın yeniden birleşmesi için müzakerelerin canlandırıldığı bir döneme denk geldiğini belirtti. Türk Dışişleri Bakanı konuyla ilgili olarak “Bu durum olumlu psikolojik atmosfere de uyumlu değil.” dedi. Türkiye Ġnsan Hakları Ġhlalinden Yargılandı - Frankfurter Allgemeine ZeitungInternet - Reinhard Müller 14 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI Türkiye, Kuzey Kıbrıs‟ı İşgal Etmesinin Ardından İnsan Hakları İhlalinden Dolayı Kıbrıs‟a 90 Milyon Avro Tazminat Ödemek Zorunda. Kararı, Strasbourg‟daki İnsan Hakları Mahkemesi Aldı-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye‟yi Kıbrıslılara uygulanan insan hakları ihlalinden dolayı 90 milyon avro tazminata mahkûm etti. Ada‟nın kuzeyini işgal eden Türkiye, pazartesi günü alınan kararı “psikolojik açıdan” yanlış şeklinde değerlendirdi. Dava, AİHM‟ye 1999 yılında Kıbrıslılar ve Avrupa İnsan Hakları Komisyonu tarafından götürülmüştü. Türkiye, Kuzey Kıbrıs‟ı işgali sırasında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini ihlal etmekle suçlanıyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin pazartesi günü aldığı karar kesin. Türkiye, bu karara uymakla yükümlü. Strasbourg‟daki hâkimlerin verdiği kararda, Kıbrıs hükûmetinin 1456 kişilik Kıbrıslı bir grubun kayıp olduğunu tespit etmesi etkili oldu. Böylece asıl mesele, devletler hukukunun ihlali değil, bireysel mağdurlar meselesidir. Ayrıca AİHM, Türkiye‟nin Karpaz Yarımadası‟nda da insan hakları ihlalinde bulunduğuna karar verdi. AİHM, 2001 yılında aldığı bir kararda, Türkiye‟nin Kuzey Kıbrıs harekâtında birçok kez insan hakları ihlalinde bulunduğunu belirledi. Ancak o zaman tazminat konusunda bir karar alınmamıştı. Devlet Paralel Devlete KarĢı - Junge Welt - Nick Brauns Türkiye Başbakanı Recep Tayip Erdoğan, hafta sonu Afyonkarahisar‟da parti üyelerine yönelik yaptığı konuşmasında, Gülen hareketiyle ilgili “Kaynatarak ya da parçalarına ayırarak sterilize edeceğiz.” dedi. Bu sert sözlerle Erdoğan, vaiz Fethullah Gülen yandaşlarına karşı yapılan savaşta yeni bir raundun başladığını ilan etti. Geçen son baharda, düzmece terör davalarıyla devlet ve ordu bürokrasisinde var olan ortak laik rakipler devre dışı bırakıldıktan sonra, bir zamanlar siyasi İslam sahnesinde ittifak hâlinde olanlar arasında görev ve makam uğruna iktidar savaşı çıktı. Erdoğan, uzun zamandır kendisi tarafından korunan Gülen hareketini, “paralel devlet” kurmak, AK Partili siyasetçilere karşı yürütülen yolsuzluk soruşturmaları ve dinlemelerle hükûmetini istikrarsızlaştırmaya çalışmakla suçluyor. Gülen cemaatine ait olan “Todays Zaman” gazetesi, imamın gerçek ve sözde yandaşları hakkında yapılan “cadı avı” hakkında dava açtı. 17 Aralık 2013 tarihinde başlatılan yolsuzluk soruşturmalarından sonra hükûmet, 15 bin polisin görev yerini değiştirdi. Mali Suçlar ve Terörle Mücadelede görev yapan yüksek rütbeli polisler birdenbire kendilerini trafik polisi olarak buldu. Ayrıca yüzlerce Cumhuriyet savcısı, hâkim ve bakanlık bürokratının görev yerleri de değiştirildi. Muhalefet partilerinde yer alan milletvekilleri, görev yerleri değiştirilen kişilerin Gülen ile bağlantılarının olduğu ya da yasa dışı eylemlerde bulundukları hususlarının kanıtlanamadığını vurguladılar. Yeni atanan hükûmete yakın hukukçular, mayıs ayının başlarında 60 sanık hakkında karar verirken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu soruşturma davasını başlatan savcılar ve hâkimlere karşı bir denetim davası açtı. Aynı zamanda telekomünikasyon makamında çalışan polisler ve çalışanlar hakkında muhbirlik suçlamasıyla soruşturma açıldı. Hakkında soruşturma açılan kişilerin telefon dinlemelerinden elde ettikleri bilgileri ABD‟ye gönderdikleri iddia ediliyor. 15 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI Ankara Cumhuriyet Savcılığı ise Gülen‟e karşı devlet düşmanı bir organizasyon kurmak suçlamasıyla ilgili soruşturma açtı. Bu suçlama 90‟lı yıllarda Kemalist kişiler tarafından yönetilen hukukçular tarafından da yapılmıştı. Vaiz Gülen, o zamanki suçlamalar nedeniyle 1998 yılında ABD‟ye kaçmıştı. Gülen, ABD‟de eski CIA ilişkisi nedeniyle sürekli oturma izni elde etti. Erdoğan, ABD‟nin televizyon kanalı PBS‟ye verdiği bir mülakatta, nisan ayının sonunda Pensilvanya‟da yaşayan düşmanının iadesini talep etti. Ancak bugüne kadar ABD‟li makamlara resmî bir iade talebinde bulunulmadı. Ordu, devam eden iktidar savaşının dışında duruyor gibi göründüğünden ve Emniyet teşkilatında Gülen yandaşlarının sözleri geçtiği için, Erdoğan “paralel yapıya” karşı savaşında MİT‟e güveniyor. Muhalefetin yoğun itirazlarına rağmen nisan ayında Erdoğan‟a bağlı olan istihbarat servisine geniş yetkiler veren bir yasa çıkartıldı. Bundan böyle MİT ajanları devlet tarafından görevlendirildikleri takdirde görevleri kapsamında işledikleri en ağır suçlarda bile cezai takibata uğramayacaklar. Ancak MİT‟in eylemlerini kamuoyuna açıklayan gazeteciler ve muhbirlere uzun hapis cezaları verilebilecek. Örneğin Adana Cumhuriyet Savcılığı, ocak ayında MİT‟in Suriyeli isyancılara yönelik tırlar ile yaptığı silah sevkiyatını durduran 13 jandarma hakkında “devlet sırlarının ifşa edilmesi” suçlamasıyla 20 yıla kadar hapis cezası talebinde bulundu. Hükûmet, daha önce pek çok kez Gülen yandaşları tarafından MİT Müsteşarı Hakan Fidan‟ın Kürt İşçi Partisi PKK ile yaptığı barış görüşmelerinin sabote edilmesinden dolayı MİT yasasını haklı göstermeye çalıştı. PKK yöneticilerinden Duran Kalkan, Fırat Haber Ajansı ile gerçekleştirdiği bir söyleşide bu hususu reddetti. Kalkan, “MİT bundan böyle tüm siyasi rakipleri yok etmekle görevlendirildi. Bu durumda MİT yasasını barış süreci için mi yoksa bize karşı yapılan mücadele için mi çıkardıkları sorusu ortaya çıkıyor.” dedi. ASYA PASĠFĠK GÜNDEMĠ Rusya ve Çin'den ortak deniz tatbikatı Dünya Bülteni Çin ve Rusya, Doğu Çin Denizi'nin kuzeyinde 20-26 Mayıs tarihlerinde ortak deniz tatbikatı yapacak. Çin Donanması Sözcüsü Liang Yang, "Ortak Deniz-2014" tatbikatının savunma, saldırı, denizde eskort, arama-kurtarma, rehine operasyonları gibi konulara odaklanacağını açıkladı. Tatbikata tarafların 14 gemi, iki denizaltı, dokuz uçak ve helikopter ile iki donanmanın özel kuvvetlerinin katılacağı belirtildi. Sözcü Yang, tatbikatın Çin ve Rusya arasında karşılıklı siyasi güven ile askeri işbirliğini derinleştireceğini söyledi. Tatbikatın amacının denizlerdeki tehditlerle ortaklaşa mücadele olduğunun altını çizen Yang, "Ortak Deniz-2014"ün üçüncü bir tarafı hedef almadığını savundu. Çin'deki maden kazasında dört iĢçi öldü Dünya Bülteni 16 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI Çin'in kuzeyindeki Şanşi eyaletindeki bir kömür madeninde gaz zehirlenmesi nedeniyle dört kişi hayatını kaybetti. Şinhua ajansının haberine göre, kazanın eyaletin Yençuan şehrinde meydana geldiği ve madenin Yençuan Kömür Endüstrisi şirkertine ait olduğu belirtildi. Konuyla ilgili araştırmanın sürdüğü açıklandı. ġi Cinping: “Yeni ekonomik döneme ayak uydurmalıyız” Euronews Çin yeni ekonomik durumuna ayak uydurmaya çalışıyor. Son yıllarda yüzde 10 civarında büyüme gerçekleştiren dünyanın ikinci dev ekonomisi Çin‟de bu oran günümüzde yüzde 7‟ye kadar indi. Devlet Başkanı Şi Cinping, bu yeni duruma ayak uydurulması gerektiğini söylüyor. Son on senedir hızla büyüyen Çin ekonomisi, bu sene büyüme oranlarında yavaşlama kaydederek “yeni normal” sürecine girdi. Şi Cinping yeni ekonomik döneme giren ülkenin bu durumu soğukkanlılıkla geçirmesi gerektiğini belirtti. Ülkenin hala kayda değer bir stratejik fırsat döneminde olduğunu hatırlatan Başbakan, hükümetin olası olumsuz etkileri azaltmak için elinden geleni yapacağını kaydetti. Çin İstatistik Kurumu yetkililerinden Pan Jiencheng: “Eger son iki senenin ortalama rakamlarına bakarsanız , gayrimenkul yatırımları hala çok önemli ve hala günden güne artıyor.” ifadelerini kullandı. Ekonomistlere göre, bu yıl yüzde 7.3 beklenen büyüme oranını desteklemek için, Merkez Bankası‟ndan finans sisteminin korunması gibi önlemler alması bekleniyor. Putin'den bürokraside üst düzey atamalar Dünya Bülteni Rusya, beklenmedik bir şekilde üst düzey bürokratlar arasında revizyon kararı aldı. Karar bölge analistleri tarafından da şaşkınlıkla karşılandı. Özellikle Putin‟in Kuzey Kafkasya Federal Eyalet özel temsilcisi Aleksandr Hloponin‟in görevine son verilmesi dikkat çekti. Hloponin başbakan yardımcısı olarak görevine devam edecek. Onun yerine ise Sergey Melikov tayin edildi. Melikov içişleri bakanlığına bağlı askeri grubun Kuzey Kafkasya bölge komutanı görevinde bulunuyordu. Türkmenistan gazı Çin'e akacak Dünya Bülteni Çin, Türkmenistan'dan 2016'ya kadar yıllık 65 milyar metreküp doğalgaz ithal etmeyi planladığını açıkladı. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in resmi davetiyle Pekin'de bulunan TürkmenistanCumhurbaşkanı Gurbanguli Berdimuhamedov'un ziyareti sırasında yapılan ortak açıklamada, tarafların enerji işbirliğinin iki ülkenin de sosyal ve ekonomik kalkınmalarına katkı sağladığı ifade edildi. 17 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI Tayland‟da Buda‟nın doğum günü siyasi tartıĢmalarla kutlanıyor Euronews Tayland‟da halk Buda‟nın doğum gününü meydanlarda yapılan ayinlerle hep beraber kutluyor. Ülkenin içinde bulunduğu siyasi çalkantının arasından Taylandlılar aynı zamanda siyasi gelişmeleri de yakından takip ediyor. Anayasa Mahkemesi tarafından Başbakan Yinglung Şinavatra‟nın görevden alınmasını yeterli bulmayan muhalifler gösterilerini sürdürüyor. AMERĠKA GÜNDEMĠ Obama'dan 5 kiĢiye yaptırım kararı AA ABD Başkanı Barack Obama, Orta Afrika Cumhuriyeti'nde (OAC) şiddet olaylarına karışan 5 kişiye yaptırım kararı aldı. Obama, yayınlanan başkanlık emrinde, OAC'de yaklaşık iki yıldır devam eden şiddette, kanun ve düzenin bozulması, geniş çaptaki zulüm ve çocukların asker olarak kullanılmasının sadece bu ülkenin güvenliğini tehdit etmediğini, aynı zamanda komşu uluslar için de tehlike oluşturduğunu kaydetti. Obama, ülkedeki mezhepsel şiddete karıştıkları belirlenen eski OAC Devlet Başkanı François Bozize, eski Kamu Güvenliği Bakanı ve Müslümanların oluşturduğu Seleka örgütü lideri Nureddin Adam, Hristiyanlar tarafından oluşturulan Anti-balaka örgütü lideri Levy Yakeya, eski OAC Geçici Devlet Başkanı ve Seleka liderlerinden Michel Djotodia ile OAC Halkı Demorkatik Cephesi lideri Abdoulaye Miskine'ye yaptırım uygulanmasını kararlaştırdı. Yaptırım uygulanan Bozize, Adam ve Yakeya'ya yönelik Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi de geçtiğimiz günlerde yaptırım kararı almıştı. Beyaz Saray'dan yaptırımlara ilişkin yapılan açıklamada da, 5 kişiye yönelik uygulanan yaptırımların, "şiddete bulaşanların cezasız kalmayacağı ve OAC'in istikrarını tehdit edenlerin yaptıklarının sonuçlarına katlanmaları gerekeceğine güçlü bir mesaj gönderdiği" kaydedildi. OAC'de, çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu Seleka isyancılarının, dönemin Hristiyan Devlet Başkanı François Bozize'yi devirmesiyle başlayan olaylar ve ardından Hristiyan nüfus tarafından oluşturulan Anti-balaka örgütünün öç almaya yönelik katliamları, ülkedeki Müslümanların kitleler halinde göç etmesine neden oluyor. Aralık 2012'de başlayan OAC'deki kriz, binlerce insanın ölümüne, yaklaşık bir milyon kişinin yerlerinden olmasına ve 2 milyon 200 bin kişinin insani yardıma muhtaç duruma düşmesine neden oldu. 18 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI BM Güvenlik Konseyi de geçen ay, OAC'ye yaklaşık 12 bin kişilik BM barışgücü birliği gönderme kararı almıştı. BM barış gücü birliğinin eylül ortalarında ülkede konuşlanması ve halen ülkede bulunan Afrika barış gücü birliğinden görevi devralması bekleniyor. SMDK BaĢkanı Carba Beyaz Saray'da TRTTURK ABD'nin başkenti Washington'daki temaslarını sürdüren Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkanı Ahmed el-Carba ve heyeti, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Susan Rice ile görüştü. Beyaz Saray'dan yapılan açıklamaya göre, görüşmede Obama ve Rice, Beşşar Esad'ın Suriye'yi yönetmek için tüm meşruiyetini kaybettiğini ve Suriye'nin geleceğinde hiçbir yeri olmadığını yeniden teyit etti. Görüşmede iki taraf da Suriye'de yeni bir yönetim otoritesine geçişi içerecek şekilde krize siyasi bir çözüm bulunmasına yönelik bağlılıklarını tekrar vurguladı. Beyaz Saray açıklamasında, Başkan Obama'nın, SMDK'nin liderliğinden ve diyaloğa yapıcı yaklaşımından duyduğu memnuniyeti dile getirdiği, Koalisyon'u Suriye halkının tamamını temsil eden kapsayıcı bir hükümet vizyonunu ilerletmeye teşvik ettiği belirtildi. SMDK Başkanı Carba'nın da ABD'nin, 287 milyon dolara ulaşan ve SMDK'yı, Suriye içerisindeki yerel toplulukları ve ılımlı silahlı muhalefeti destekleyen öldürücü olmayan yardımlarından dolayı Obama'ya teşekkür ettiği, ayrıca, ABD'nin en büyük insani yardım donörü olmasından dolayı teşekkürlerini sunduğu kaydedildi. Obama ve Rice görüşmede, Esad rejiminin varil bombalarının kullanımı da dahil olmak üzere hava bombardımanları yoluyla Suriyeli sivilleri kasıtlı olarak hedef almasını ve rejimin kuşatması altında bölgelerdeki sivillere gıda ve insani yardımları engellemesini kınarken, Suriye rejiminin insani yardımların hızlı, güvenli ve engelsiz biçimde ulaştırılması sorumluluğunun da altını çizdi. Görüşmede heyetlerin, "Suriye'de artan aşırıcılığın taşıdığı riskleri de aldığı, ihtilafın her iki tarafındaki terörist gruplarla mücadele edilmesi ihtiyacı üzerinde görüş birliği ortaya koyduğu" belirtildi. Beyaz Saray açıklamasında, Obama ve Rice'ın, Esad rejiminin seçimler düzenleme planlarının gayrimeşruluğunu vurguladığı ve ABD'nin, krizi sona erdirme çabaları ve siyasi bir çözümün önünü açma çabalarında ılımlı muhalefet ve Suriye halkının yanında yer aldığının altını çizdiği kaydedildi. 19 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI AFRĠKA GÜNDEMĠ Bazı aileler kızlarını tespit etti Anadolu Ajans Borno eyaleti Valisi Kashim Shettima basına yaptığı açıklamada, "Kaçırılan kızların aileleri ve öğretmenlerini bir araya getirdik ve onların yardımıyla video görüntülerdeki 54 kızın kimliğini belirledik" dedi. Nijerya hükümeti kızlar için Boko Haram‟la görüĢmeye hazır Nijerya hükümeti kaçırılan 200‟den fazla kız öğrencinin serbest bırakılması için radikal İslamcı Boko Haram örgütü ile görüşmeye hazır olduğunu açıkladı. Örgütün belirleyeceği isimlerle bir araya gelip bir uzlaşı komitesi aracılığıyla görüşmeler yapılabileceği belirtiliyor. Orta Afrika‟da Fransız gazeteci öldürüldü Euronews Fransız Gazeteci 26 yaşındaki Camille Lepage Orta Afrika Cumhuriyeti‟nde öldürüldü. Orta Afrika Cumhuriyet‟inde görev yapan Fransız birlikler, durdurdukları bir arabada genç gazetecinin cesedini buldu. 2012 haziran ayından beri Güney Sudan‟da görev yapan Lepage, son olarak Bangui‟de Anti Balaka militanları ile beraber yolculuk yaptığını belirten bir mesaj atmıştı. Çin, Afrika'da demiryolu iĢi almayı baĢardı Dünya Bülteni Çin şirketleri Afrika'nın doğusundaki Kenya'da uzun bir demiryolu hattının yapımı işini aldılar. Toplam 3,8 milyar Dolarlık demiryolu inşaatının anlaşması imzalandı. İlk aşamada 3,5 yıl içinde İngiliz koloni döneminden kalma, liman şehri Mombasa ile başkent Nairobi arasındaki 600 km uzunluğundaki eski demir yolu yenilenecek. Uganda, Ruanda, Burundi ve Güney Sudan'da da bazı hatlar Çinliler tarafından inşaa edilecek. Boko Haram ve „Rabbin Ordusu‟ – Mustafa Akyol – Star Gazetesi Üç yüze yakın kız çocuğunu kaçırıp “köle” olarak satmaya kalkmasıyla bir kez daha gündeme gelen Nijeryalı Boko Haram, nev-i şahsına münhasır bir yapı değil. Somali‟deki El-Şebab örgütünün de benzer bir tedhiş stratejisi var. Bu gibi yerel örgütlerin ötesinde daha küresel bir mücadele yürüten El Kaide‟nin de sayısız terör eylemine imza attığı herkesin malumu. İşte bu tabloya bakan bazı Batılılar, ucu “Ġslamofobi”ye çıkan bir çıkarım yapıyor. “Bu kadar Ġslam referanslı terör örgütü çıktığına göre” diyorlar, “Ġslam‟da teröre kapı açan sorunlu bir yön olmalı.” Buna mukabil, Hıristiyanların hep hayır iĢlediğini, sevgi mesajı verdiğini, bunun da iki din arasındaki özsel farkı gösterdiğini ileri sürüyorlar. Ancak bu argümanda bir haksızlık var: Kıyaslanan, Ortadoğu ve Afrika Müslümanları ile Batı Hıristiyanları. İkinciler, büyük deneme-yanılmalarla yüzyıllar içinde oluşmuş liberal bir dünyanın içinde yaşıyor, düşünüyor ve hareket ediyor. İnsan haklarıyla, demokrasiyle, 20 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI çoğulculukla uzlaşmış bir Hıristiyanlık anlayışı taşıyorlar yani. (O durumda dahi militan evanjelizm gibi problemli versiyonlar ortaya çıkıyor.) Buna karşılık, Ortadoğu ve Afrika gibi coğrafyalara baktığımızda, buralardaki kimi Hıristiyan toplumlarda da Batı‟nın İslam‟a mal ettiği problemlere rastlayabiliyorsunuz. “Kadın sünneti”, örneğin, sadece Mısırlı veya Somalili Müslümanlar değil, Etiyopyalı Hıristiyanlar arasında da rastlanan bir fecaat. “Ataerkil kültür” deseniz, hakeza. (Hatta “basın özgürlüğü” deseniz, o da hakeza: Pek kimsenin dikkatini çekmedi, ama Freedom House‟un çok tartışılan son raporunda Hıristiyan Ermenistan‟ın notu Türkiye‟ninkinden daha düşük idi.) Konu “terör” olduğunda da Boko Haram‟ın Hıristiyan versiyonları olduğunu tespit etmek gerek. Ama Batı‟da değil, tahmin edilebileceği gibi aynı coğrafyada: Orta Afrika‟da. Lord‟s Resistance Army Bunu görmek için Boko Haram‟ın yurdu Nijerya‟dan doğuya doğru gidip Uganda‟ya bakmanız lazım. Bu ülkede, 80‟lerin sonundan bu yana merkezi hükümetle savaşan koyu Hıristiyan bir örgüt var. İsmi, “Rabbin DireniĢ Ordusu” (Lord‟s Resistance Army). Uyguladığı vahşet ise Boko Haram‟ınkini aratır cinsten. Söz konusu “ordu”nun (LRA) lideri, Joseph Kony adlı fundamentalist bir Hıristiyan. Kutsal Kitab‟ın tüm emirlerini lafzi olarak anlıyor, “cadıların yakılması” ve günahkarların insan eliyle cezalandırılması gerektiğine inanıyor. Asker sayısı bir ara yüz bine kadar çıkan ordusunun en önemli kaynağı çocuklar. Bu çocuklar ailelerinden kaçırılıyor, sonra dövüpsövülerek, bazen işkence edilerek “eğitiliyor.” Kony‟nin kız çocuklarına özel ilgisi olduğu, onlardan kendine “harem” kurduğu da biliniyor. Bu rezil LRA örgütü ile Boko Haram arasındaki benzerliği vurgulayan Afrika uzmanı ABD‟li akademisyen Juan Cole, her iki grubun da kendi dinlerindeki ana akım otoriteler tarafından kınandığını belirtiyor. Ama yine de her iki grubun dini söylem kullandığını hatırlatıyor. Bu tabloya bakıp, “ah, ah, hep bu dinler yüzünden oluyor bu vahĢetler” diyen seküleristler olabilir. Onlara da, Boko Haram‟ı veya LRA‟yı yüz kere gölgede bırakmış komünist Kızıl Khmerler gibi seküler vahşet örneklerini hatırlatmak lazım. Aslında tüm bu farklı örneklerden çıkarmamız gereken sonuç, problemin “din”den çok “sosyoloji”yle ilgili olduğu. Demokrasi, hürriyet, çoğulculuk, piyasa geleneği olmayan haĢin coğrafyalardan çok haĢin siyasi hareketler çıkıyor. İslam dünyasından da çıkıyor haliyle. Ne bunları İslam‟a mâl ettirip İslamofobi‟ye prim vermek, ne de “Batı komplosu” diye geçiştirmek lazım. Gereken, bir yandan İslam‟ın erdemlerini vurgulamak, bir yandan da bu sosyolojiyi nasıl düzelteceğimize kafa yormak. Suriye için yeni adım – Beril Dedeoğlu – Star Gazetesi Irak‟taki seçimlerin yarattığı belirsizlik ortamı ile Ukrayna‟da yapılan Rusya‟yla birleşme referandumu, Obama yönetiminin önceliklerinde değişiklik yapmasına yol açmış gibi 21 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI gözüküyor. Nisan ayı boyunca Ukrayna konusunda Rusya ile pazarlıkları sürdürme ve Suriye sorununu bu pazarlıkların ardına eklemeyi uman ABD, yeniden Suriye konusunu öne çekmiş gibi. Bilindiği gibi Suriye‟de rejim karşısında mücadele veren muhalif gruplar, bütünsel bir yapı arz etmiyor. Çoğu zaman birbirleriyle de çatışıyor olmaları ve aralarında radikal İslami grupların bulunması, muhalifleri destekleyen ülkeleri zor durumda bıraktı. Esad rejiminin devrilmesi için muhalefete destek verirken radikal grupları ya da terör örgütlerini destekler hale gelme riski ortaya çıktı. Ayrıca, muhalifler kendilerini temsil edecek bir isim ve kadro konusunda da aralarında anlaşamadılar, dolayısıyla kendilerini destekleyenler muhatap bulma konusunda sorunlarla karşılaştılar. Suriye muhalefetinin lideri olacak kadroların, radikal İslami kuruluşlara mesafeli durması beklendi, bu da bazı grupların eş zamanlı olarak hem rejim güçleriyle hem de örgütlerle mücadele etmesine yol açtı. ABD muhatap arıyor Gelinen aşama itibarıyla Obama yönetimi yeniden Suriye muhalefetinin çatı örgütü olarak bilinen Ulusal Koalisyon‟u ve onun başkanı Ahmed Carba‟yı muhatap olarak kabul etti. Carba, yaklaşık bir yıldır ABD‟den silah yardımı talep ediyordu. Birçok yerden silah temin etmelerine rağmen ısrarla ABD‟den silah istemesi, ABD‟nin Suriye konusuna ağırlık koymasını talep etmek anlamına geliyordu. Carba, Esad rejimine İran ve Rusya askeri yardım yapıyorsa ve radikal örgütleri destekleyen başka devletler de varsa, kendilerinin onları bastıracak nitelikte silahlarla donatılması gerektiğini ileri sürüyordu. Muhalefetin içindeki bazı gruplar ise, tam da bu nedenle yani ABD‟yi etkin biçimde Suriye konusuna dahil etmekle Carba‟yı eleştiriyorlardı. Oysa günümüz koşullarında görünen o ki, NATO ülkelerinin ya da tek başına ABD‟nin bir ülkeye aleni askeri yardım yapması ya da dolaylı askeri müdahalelerde bulunmasını sağlayan gruplar, radikal İslami gruplar. El-Kaide, El-Nusra ya Boko Haram gibi örgütlere karşı verilen her mücadelenin desteklendiği açıkça görülebiliyor. Hatta Müslüman Kardeşler‟in bile bu çerçevede değerlendirildiği söylenebilir. Özetle Rusya da dahil birçok ülke, yeni kurulacak rejimlerin İslam referansıyla siyaset yapmalarına izin vermeyecek gibi gözüküyor. ABD muhataplarını test ediyor Carba‟nın girişimleri sonuç vermiş olmalı ki, Obama ile yaptığı görüşme sonrasında ABD‟nin 27 milyon dolarlık askeri yardım yapacağı açıklandı. Ancak açıklamada ilginç birkaç husus vardı. Verilecek silahların öldürücü olmayacağı, uçak ve tank savar türü silahlar olacağı, üstelik bunların pilot uygulamalarla aktarılacağı bildirildi. Bu tür silahların öldürücü olmadığını savunmak zor. Bununla birlikte, açıklamanın amacı başka. ABD, Esad yanlılarını öldürmeleri için değil, “ılımlı” muhaliflerin kendilerini savunmaları için silah vereceğini ima ederek önce Rusya‟ya barışçıl bir mesaj yolluyor. İkinci mesaj da Carba‟ya, ondan da silahları radikal gruplara aktarmama sözü istiyor. 22 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI Uygulama başarılı olursa, Rusya ve ABD‟nin Esad yanlıları ile Carba ekibini bir masa etrafında toplamaları uzak değil. Görüşmelerin sonucuna göre, Ukrayna konusunda atacakları adımları netleştirebilirler; tabi bu kurguyu bozacak başka oyuncular araya girmezse. 23