AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI Ġçindekiler DÜNYA BASININDA BAŞBAKAN ERDOĞAN’IN ADAYLIĞI .................................................... 2 AVRUPA GÜNDEMİ ......................................................................................................................... 7 Almanlara sitem: Mülteciler için daha fayla dazanışma..................................................................... 7 Almanya’da Otomobiller için geçiş ücreti .......................................................................................... 8 Eski savunma bakanı Rühe askeri misyonları daha hızlı mümkün kılmak istiyor ............................... 8 Almanya Dışişleri bakanı Steinmeier,yeni bir barış girişimi başlattı ................................................. 8 Savunmada dev güç birliği .................................................................................................................. 9 Putin, Poroşenko'yu Fransa ve Almanya'yı dinlememekle suçladı ..................................................... 9 AB’de yeni dönem – Beril Dedeoğlu – Star Gazetesi .......................................................................... 9 AMERİKA – İNGİLTERE GÜNDEMİ........................................................................................... 11 Sykes-Picot, Orta Doğu'ya nasıl bir miras bıraktı? .......................................................................... 11 AB liderleri, Rusya ve Ukrayna ile görüştü....................................................................................... 11 'IŞİD'in Bağdat planı' ........................................................................................................................ 12 Fisk'ten İsrail'e eleştiri ...................................................................................................................... 12 İsrail'de cenazelerin sonrasında gerilim tırmanıyor ......................................................................... 12 Irak parlamentosu yeni liderini seçemedi ......................................................................................... 13 AFRİKA GÜNDEMİ ........................................................................................................................ 13 Güney Afrika’da metal işçileri greve gitti ......................................................................................... 13 Nijerya’nın kuzeydoğusunda patlama: 56 ölü ................................................................................... 13 ASYA – PASİFİK GÜNDEMİ ......................................................................................................... 14 Hong Kong'da 511 kişi gözaltına alındı ............................................................................................ 14 Çin ile Hindistan arasında demiryolu gerginliği .............................................................................. 14 Tirajının yüzde 30'nu sivrisineklere borçlu ....................................................................................... 14 Afganistan’da intihar saldırısı: 8 ölü ................................................................................................ 14 ORTADOĞU GÜNDEMİ ................................................................................................................ 15 Maliki genel af ilan etti ..................................................................................................................... 15 Kudüs'te kaçırılan Filistinli genç ölü bulundu .................................................................................. 15 Operasyonlar devam edecek ............................................................................................................. 15 Mısır'da Sisi'ye karşı ayaklanma çağrısı ........................................................................................... 16 Ortadoğu barışını örgütleme zamanı - Chris Patten - Project Syndicate ......................................... 16 Irak’taki yeni saflaşmada Türkiye’nin yeri – Sami Kohen – Milliyet Gazetesi ................................. 18 1 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI DÜNYA BASININDA BAŞBAKAN ERDOĞAN’IN ADAYLIĞI Yabancı basın Erdoğan'ın AK Parti'nin cumhurbaşkanı adayı olarak açıklanması haberine geniş yer verdi. Uluslararası haber ajansları Erdoğan'ın adaylığını flaş haber olarak duyururken, birçok yabancı televizyon ve internet sitesi de habere ilk sıralarda yer verdi. Ġngiltere Basını İngiliz yayın kurumu BBC, Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adayı gösterilmesini, "Erdoğan Türkiye'nin cumhurbaşkanlığı için yarışacak" başlığıyla duyurdu. Haberde, 2003'ten bu yana başbakan olan Erdoğan'ın, "halk tarafından belirlenecek ilk cumhurbaşkanlığı yarışına" aday olduğuna vurgu yapıldı. Cumhurbaşkanının daha önce parlamento tarafından belirlendiğine işaret edilen haberde, "AK Parti ard arda altı kez ulusal ve yerel düzeyde seçimleri kazandı ve işçi sınıfından aldığı sağlam desteği korudu" değerlendirmesi yapıldı. Haberde, Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adayı gösterilmesinin parti üyeleri tarafından "coşkuyla karşılandığı" belirtildi. İngiliz Financial Times (FT) gazetesi de internet sitesinde, "Erdoğan Türkiye‟nin ilk cumhurbaşkanlığı yarışına giriyor" başlığıyla yer verdiği haberde, şu ifadeleri kullandı: "Türkiye‟nin Başbakanı Erdoğan ülkenin ilk doğrudan cumhurbaşkanlığı yarışına girecek. Aylardır süren spekülasyonların ardından, Erdoğan‟ın adaylığı Ankara‟da 4 bin kişinin katıldığı büyük bir toplantıyla duyuruldu. Son dönemde yapılan birkaç ankete göre Başbakan Erdoğan‟ın cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 50‟den fazla desteğe sahip olması, onu biri 10 Ağustos‟ta diğeri 24 Ağustos‟ta yapılması planlanan iki turlu seçim sürecinin favori adayı olarak gösteriyor." Almanya Basını Almanya basını da Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı adaylığını ilk sıralarda gördü. Spiegel dergisi, "AK Parti Erdoğan‟ı cumhurbaşkanı adayı gösterdi" başlığıyla verdiği haberde, "Başbakan Erdoğan‟nın görev süresinin bitmesinden sonra da ülkenin zirvesinde kalmak istediği ve bunu da başaracak gibi görüldüğü" değerlendirmesini yaptı. Partisinin kendisini cumhurbaşkanlığı görevi için aday gösterdiği, yapılan anketlerde de Erdoğan‟ın önde olduğuna işaret edilen haberde, yapılan bir ankete göre Erdoğan‟ın ilk turda seçimleri kazanabileceğini gösterdiği ifade edildi. Haberde ayrıca muhalefet tarafından pazar günü aday gösterilen bilim tarihçisi ve diplomat Ekmeleddin İhsanoğlu‟nun "daha az karizmatik olarak görüldüğü" kaydedildi. Die Zeit gazetesi de "AK Parti, Erdoğan‟ı cumhurbaşkanı adayı gösterdi" başlıklı haberinde, Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçimlerinde aday olduğu, muhalefetin de karşı aday gösterdiği ancak "rakip adayın Erdoğan karşısında daha az şansa sahip olduğu" yorumunu yaptı. 2 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI Haberde, cumhurbaşkanı seçimlerinde ilk kez yurt dışında yaşayan yaklaşık 2,5 milyon seçmenin de oy kullanacağına işaret edildi. Almanya'nın en çok satan gazetelerinden Bild ise "Erdoğan Cumhurbaşkanı seçimlerinde aday oldu" başlığıyla duyurduğu haberde, Başbakan Erdoğan‟ın AK Parti‟nin adayı olarak resmen açıklandığına vurgu yaptı. Fransız basını Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adaylığına, Fransız basını da geniş yer verdi. Le Figaro gazetesi, Erdoğan‟ın en az 5 yıl daha Türkiye‟yi yönetmeye talip olduğunu yazdı. Türkiye‟de ilk defa halk oylamasıyla bir cumhurbaşkanının seçildiğine değinilen haberde, "Erdoğan‟ın son yapılan ankete göre yüzde 56‟dan fazla oy almasının beklendiğine" işaret edildi. Erdoğan‟ın ağustosta yapılacak seçimlerde AK Parti‟nin adayı olacağını duyuran Europe 1 radyosu da "son yerel seçimleri kazanan Erdoğan‟ın ilk turda ipi göğüsleyebileceği" yorumunu yaptı. France 24 televizyonu ise "AK Parti‟nin cumhurbaşkanı adayı Erdoğan" başlıklı haberinde, "Erdoğan'ın seçimi kazanma şansının çok yüksek olduğu" ifade edildi. Erdoğan‟ın adaylığının sürpriz olmadığı tespitine yer verilen haberde, seçilmesi halinde Erdoğan'ın, "Atatürk‟ten sonra Türkiye‟yi en uzun süreyle yöneten kişi" olacağı vurgulandı. Lyon merkezli haber kanalı Euronews ise haberinde, 11 yıldır Türkiye‟yi yöneten Erdoğan‟ın popülaritesini koruduğu ve "anketlere göre seçimleri kazanmasının kaçınılmaz olduğu" değerlendirmesine yer verdi. Avusturya Basını Avusturya medyası da Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı adaylığını flaş haber olarak duyurdu. Der Standard gazetesi, "Türkiye Cumhuriyeti'nin mevcut başbakan Recep Tayyip Erdoğan, altı hafta içinde yapılacak seçimlerde devlet başkanı olmak istiyor" ifadelerini kullandı. Kurier gazetesi de "Erdoğan şimdi resmen cumhurbaşkanı olacak" başlığını kullandığı haberinde, Başbakan Erdoğan'ın Viyana'ya yaptığı ziyaretin büyük bir heyecan yarattığı vurgulandı. Haberde, Başbakan Erdoğan için "Boğaz'ın güçlü adamı" ve "Türk Cumhuriyeti'nin en etkili figürü Recep Tayyip Erdoğan" ifadeleri kullanıldı. Österreich ve Heute gazetesi ise "Erdoğan'ın adaylığı kesinleşti" başlığıyla duyurduğu haberinde, "Erdoğan‟ın cumhurbaşkanı olarak ülkeyi bir 10 yıl daha yönetmek istediğini" yazdı. 3 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI Danimarka basını Başbakan Erdoğan‟ın cumhurbaşkanı adayı olarak açıklanması Danimarka basınında geniş yer buldu. Ülkenin en büyük gazeteleri Politiken, Ekstra Bladet, Jyllands Posten, Information, Kristelig Dagblad ve ekonomi gazetesi Börsen ile haber ajansı Ritzau tarafından servis edilen haberlerde "Türkiye‟nin güçlü adamı cumhurbaşkanı olmak istiyor" denildi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin‟in makam değişiklerini ön plana çıkartan BT gazetesi ise Erdoğan‟ın da Putin gibi başbakanlıktan cumhurbaşkanlığı makamına geçeceğini yazdı. Türkiye‟de ilk defa cumhurbaşkanlığı seçiminde halkın oy kullanılacağına işaret edilen haberlerde, son 1 yıl içinde hükümetin çok fazla eleştiri almasına rağmen halkın yerel seçimlerde Erdoğan‟a destek verdiği ifade edildi. Erdoğan‟ın, cumhurbaşkanlığı seçiminde favori olduğu vurgulanırken, cumhurbaşkanlığı makamını daha güçlü yapmak istediği belirtildi. Norveç basını Norveç gazetelerinden Dagbladet, Erdoğan'ın adaylığını açıklamasının sürpriz olmadığını yazdı. Gazete, Erdoğan'ı seçimin favorisi olarak da gösterdi. Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı makamının sembolik bir değere sahip olduğunu ancak Erdoğan'ın seçilmesi durumunda kanun değişikliği yapılarak daha fazla yetkiye sahip bir makama dönüşeceği görüşünün hakim olduğunu aktaran gazete, Türkiye uzmanı Daniella Kuzmanoviç'in "Eğer Erdoğan seçilirse ki öyle görünüyor, ülkeyi tekrar Ortadoğu'da önemli bir aktör haline getirecektir. Rakipleri tarafından otoriter bir yönetim anlayışına sahip olduğu gerekçesiyle eleştirilen Erdoğan, İslami taban tarafından sevilen bir isim" yorumuna yer verdi. Çin basını Çin'in resmi ajansı ġinhua, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adayı olmasını flaş haber olarak duyurdu. "Türkiye Başbakanı Cumhurbaşkanlığı için yarışacak" başlığını kullanan Şinhua, Erdoğan'ın uzun zamandır beklenen adaylığının bugün Ankara'da AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin tarafından açıklandığı bilgisini verdi. Balkan Basını Bosna Hersek'in en köklü gazetelerinden biri olan ''Oslobodjenje''nin haber sitesinin manşetinde yer alan haber, ''Erdoğan, Türkiye'deki cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday oldu'' başlığı ile yayımlanırken, haberin detayında Erdoğan'ın, Türkiye'de cumhurbaşkanının ilk kez halk tarafından doğrudan belirleneceği seçimlerde yarışacağına vurgu yapıldı. 4 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI Balkanlar'ın en önemli medya kuruluşlarından biri olan Bosna Hersek merkezli El Cezire Balkans da ''Erdoğan, Türkiye'deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday'' başlığını kullandı. Haberin detayında ise AK Parti'nin bugün resmen cumhurbaşkanı adayını kamuoyuna duyurduğu, yeni cumhurbaşkanının ilk kez halk tarafından seçileceği ve görev süresinin beş yıl olacağı vurgulandı. Bosna Hersek'in önemli televizyonlarından biri olan FACE TV de Başbakan Erdoğan'ın adaylığını bültenin ilk sırasında duyurdu. ''Erdoğan, resmen Türkiye Cumhurbaşkanlığına aday'' başlığını kullanan televizyon, AK Parti'nin Başbakan Erdoğan'ın adaylığını oybirliği ile kabul ettiğine vurgu yaptı. Sırbistan'ın önde gelen gazetelerinden ''Kurir'' de Başbakan Erdoğan'ın adaylığını okuyucuları ile paylaştı. ''Başbakan Erdoğan, Türkiye Cumhurbaşkanlığına aday'' başlığı kullanılan haberde, Başbakan Erdoğan'ın adaylığının AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin tarafından duyurulduğu ve seçimlerin ilk turunun 10 Ağustos'ta yapılacağı ifade edildi. Sırbistan'ın resmi haber ajansı TANJUG da "Erdoğan, Türkiye Cumhurbaşkanlığına aday'' başlığını tercih etti. Ajans, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yeniden aday olmayacağına dair yaptığı açıklamaya da yer verdi. Azerbaycan basını Azerbaycan basını, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adayı gösterilmesini flaş haber olarak duyurdu. APA haber ajansı, Erdoğan'ın adaylığı ile ilgili verdiği haberde, adaylık açıklamasının 4 bin kişinin katıldığı törende yapıldığına dikkat çekti. Yeni Müsavat Gazetesinin internet sitesi ise "AK Parti cumhurbaşkanı adayının ismini açıkladı: Recep Tayyip Erdoğan" başlığıyla hazırladığı haberi manşetten verdi. Rusya Basını Rus resmi haber ajansı Ria-Novosti, adaylık haberini son dakika olarak verirken, "Cumhurbaşkanlığı seçimleri Türkiye tarihinde yeni bir sayfa açacak" başlığıyla verdiği haberde, Başbakan Erdoğan'ın açıklamalarına geniş yer ayırdı. Ġtar-Tass haber ajansı da oldukça geniş bir haber yayınlarken, Türkiye'de cumhurbaşkanlığı adayları ve seçimler hakkında bilgi verdi. Rusya'nın önemli gazetelerinden Kommersant, Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adayı olmasını beklendik bir gelişme olarak görerek,"Erdoğan, Türkiye'nin en parlak politikacısı. Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olmasıyla, Türkiye parlamenter sistemden cumhurbaşkanın yetkisinin daha geniş olduğu bir sisteme geçecek" ifadelerini kullandı. Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı adaylığı, Rusya'nın diğer önemli gazetelerinden Gazeta.ru, Vedomosti ve İzvestiya'nın isternet sitelerinde de yer aldı. 5 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI Ġran basını Başbakan Erdoğan‟ın cumhurbaşkanlığı adaylığının açıklanmasına İran basını da geniş yer ayırdı. İran‟ın İngilizce yayın yapan televizyon kanalı Press Tv, "Başbakan Erdoğan‟ın seçimleri kazanması ve siyasi liderliğini 2019‟a kadar sürdürmesinin beklendiğine" yer verildi. Ağustos ayında yapılacak seçimlerin Türkiye‟de bir ilk olduğuna yer verilen haberde, cumhurbaşkanının ilk defa parlamento tarafından değil doğrudan halk tarafından belirleneceğine vurgu yapıldı. Fars Haber Ajansı da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül‟ün aday olmayacağını açıklamasının ardından, Erdoğan'ın adaylığının "sürpriz olmadığını" yazdı. İran basınında yer alan haberlerde, Erdoğan‟ın cumhurbaşkanlığı yarışındaki rakiplerinin Ekmeleddin İhsanoğlu ile Selahattin Demirtaş olduğu ancak kamuoyu yoklamalarının "yarışı Erdoğan‟ın kazanacağını gösterdiği" yorumları yapıldı. ABD basını ABD'nin önde gelen gazetelerinden New York Times, Erdoğan'ın adaylığını, "Protesto gösterileri ve soruşturmalar sonrasında hayatta kalan Erdoğan, cumhurbaşkanlığına aday" başlığıyla duyurdu. Erdoğan'ın bu kararının, kendisini büyük olasılıkla gelecek yıllarda Türkiye'nin baskın siyasi figürü haline getireceğini belirten gazete, "Erdoğan, 10 yıldan fazla sürdürdüğü iktidarıyla şimdiden Türkiye'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ten sonraki en önemli siyasi lider olarak kabul ediliyor. Cumhurbaşkanı olması durumunda Atatürk'ün mirasının bile ilerisine geçebilir" ifadelerine yer verdi. Analistlerin yorumlarına da yer veren gazete, Erdoğan'ın kazanmasına kesin gözüyle bakan uzmanların, Erdoğan'la birlikte cumhurbaşkanlığı makamının, temsili öneminin ötesinde çok daha güçlü bir makam haline gelmesini beklediklerini belirtti. Başbakan Erdoğan‟ın AK Parti tarafından cumhurbaşkanı adayı olarak açıklanmasına Washington Post da geniş yer verdi. AP haber ajansından alıntılar yapan gazete, haberi, “Türkiye Başbakanı, cumhurbaşkanlığı makamına talip” başlığıyla duyurdu. Haberde, Başbakan Erdoğan‟ın Türkiye‟de ilk kez halk tarafından belirlenecek cumhurbaşkanlığına adaylığının, binlerce destekçisi önünde duyurulduğu belirtildi. Gazete, “Bu adım, Türk politikasına 10 yılı aşkın süredir hükmeden Erdoğan‟ı ülkenin „dümeninde‟ en azından 5 yıl daha tutabilir” yorumuna yer verdi. 2003 yılından itibaren iktidarda olan Erdoğan'ın, parti içi kurallar nedeniyle tekrar başbakan seçilmesinin engellendiği bilgisi verilen haberde, “Türkiye‟nin ekonomik yükselişine başkanlık eden ancak aynı zamanda son dönemde gittikçe artarak otoriterleşen bir yön 6 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI izleyerek öfkeyi kışkırtan liderin cumhurbaşkanlığı sevdası, uzun süredir konuşuluyordu” ifadesine yer verildi. Gazete haberinde “Türkiye‟deki cumhurbaşkanlığının büyük ölçüde sembolik bir makam olduğu ancak Erdoğan‟ın, cumhurbaşkanına daha fazla güç veren bir sistemi desteklediğini söylediği” kaydedildi. Gazete, Erdoğan‟ın “Kendisine oy verseler de vermeseler de seçilmesi durumunda herkesin cumhurbaşkanı olacağım” sözlerini kullandı. Wall Street Journal gazetesi de internet sitesinde, “Erdoğan cumhurbaşkanlığı için aday” başlıklı haberinde, şu ifadeye yer verdi: “Aylardır süren spekülasyonların ardından, Başbakan Erdoğan salı günü Türkiye‟nin en kötü gizlenen siyasi sırrını açıklığa kavuşturdu: Erdoğan, engin gücünü yaymak ve diğer bir 10 yıl daha ülkeyi yönetmesi için tasarlanmış adımla, ülkenin ilk doğrudan cumhurbaşkanlığı seçimleri yarışına girecek." Ankara‟da 4 bin parti üyesi ve hükümet yetkilileri önünde yapılan duyurunun, 10 Ağustos‟ta doruğa ulaşacak yarışın başlangıcının işareti olduğu kaydedilen haberde, Başbakan Erdoğan‟ın seçim için çok popüler olduğu vurgulandı. Gazete, “12 yıldır iktidarda bulunan, bir yıldır seyrek görülen hükümet karşıtı gösterilere ve yolsuzluk skandalına rağmen popülerliğini kaybetmeyen” Erdoğan‟ın, parti içi kurallar nedeniyle tekrar başbakanlık koltuğuna oturamayacağını belirtti. Amerikan haber sitesi Daily Beast, Erdoğan‟ın adaylığının açıklanmasına ilişkin haberinde, Türkiye‟de cumhurbaşkanlığı makamının sembolik olduğu ancak “Erdoğan‟ın gücünü önemli derecede genişletebileceğinden şüphe edildiği” iddiasında bulundu. Yarı resmi haber ajansı NRK'de yer alan haberde ise adaylığını açıklayan Başbakan Erdoğan'ın popüler bir politikacı olduğu ancak muhalefetin, Erdoğan'ın seçilmesi halinde otoriter bir devlet anlayışının hakim olacağını savunduğu belirtildi. AVRUPA GÜNDEMİ Almanlara sitem: Mülteciler için daha fayla dazanıĢma FOCUS Online Cumhurbaşkanı Gauck‟un görev aldığı zamanda merkez temalardan biridir: Mülteciler için daha fazla yardım ve saygı-ister Suriye‟den olsun ister başka ülkelerden. Gauck önemli ölçüde mültecilerin akımından dolayı Avrupa ülkelerine seslenir. Yardım arayanların tedavi edilmesine ve haklarına saygı duyulmasına değinir.Aynı zamanda pazartesi Berlin‟de gerçekleşen toplantıda Avrupa ülkeleri arasında sorumlulukların bölünmesine çağrıda bulundu. 7 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI Almanya’da Otomobiller için geçiĢ ücreti FOCUS Online Otomobiller için geçiş ücreti hız kazanmaktadır. FOCUS-Online‟a göre Ulaştırma Bakanı Alexander Dobrindt bugün Brüksel'e gitti. AB Ulaştırma Komiseri Siim Kallas ile Almanya'da otomobiller için bir geçiş ücreti uygulanması için planlarını görüşmek istiyor. Yolculuk bir sürpriz olarak gelir. Göreve başladığından bu yana Dobrindt yarım senden fayla Brüksel'de Komisyona shunned etmişti.Bakan AB gereklilikleri ile konseptini engellemek istemiyordu. Ayrıca Dobrindt sonbaharda AB Ulaştırma Komiseri üstündeki resmi bir durum değişikliğini istemiştir. Kallas'ın halefi,ücretli mevzuat sonbaharda başlasa, uzlaşma için belki de daha istekli olurdu. Aynı zamanda Dobrindts‟in planları Alman Malize Bakanı Wolfgang Schauble tarafından kontrol edilmektedir,çünkü federal hükümet motorlu taşıt vergisinden sorumludur. Ayrıca Federal Sayman AB‟ne yasal olarak uyumlu ve ayrımcı olmayan bir çözüm aramaktadır,çünki araç geçiş ücreti saade yabancılar için geçerlidir. Eski savunma bakanı Rühe askeri misyonları daha hızlı mümkün kılmak istiyor Zeit Online Eski savunma bakanı Rühe Bundeswehr ve Parlamento arasındaki ilişkiyi yeniden tanımlamak istiyor.Bundeswehr'in Uluslararası misyonları kolaylaştırılmalıdır. Askeri birimlerin kullanımı için , Parlamento onayı gereklidirm ve gereklide olmalıdır.Ama Bundestag‟ın hayır demesi özellikle ciddi bir adım olacaktır. Rühe‟ye göre Avrupa silahlı kuvvetlerin entegrasyonu ve bunların güvence durumu birbirine aittir. Avrupa orduları arasında misyonların kendi aralarındaki bölünmesi nedeniyle , alman kapasitesinin hazırlanması için özel bir güven durumu sağlanması gerekir . CDU politikacısı Nisan ayından bu yana ,meclis onayının yeniden tasarımı üzerinde çalışan bir komisyonu yürürlüğe geçirmiştir. Almanya DıĢiĢleri bakanı Steinmeier,yeni bir barıĢ giriĢimi baĢlattı Die Zeit Almanya Ukrayna'da yeni bir diplomatik girişim ile barış müzakerelerini getirmek istiyor. Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier (SPD) Berlin'deki bir toplantıya Rusya, Ukrayna ve Fransa'dan meslektaşlarını davet etti.Toplantının amacı, krizin tırmanmasını engellemek . Bakanlar toplantısında , Süddeutsche Zeitung gazetesine göre, hedef güven artırıcı önlemler müzakere etmektir.Toplantı Dışişleri Bakanlığında yapılacaktır. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, yeni Ukrayna Dışişleri Bakanı Pawel Klimkin ve Fransa bölüm başkanı Laurent Fabius davetlidir. Toplantının sebebi çeşitli tarafların büyük ölçüde anlaştıkları için bir kağıt temeli olabilir. Steinmeier‟in söylemesine göre, uluslararası barış anlaşması dar şekilde başarısız oldu. 8 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI Savunmada dev güç birliği Deutsche Welle Almanya merkezli Krauss-Maffei Wegmann (KMW) ile Fransız şirketi Nexter birleşme kararı aldı. Kant adı verilen holdingin kuruluş sözleşmesi dün Paris'te imzalandı. Yönetim kurulu başkanlığını Alman ve Fransız işletmecilerin paylaşacakları holdingin merkezinin hangi ülkede olacağına daha sonra karar verileceği bildirildi. Tarafların uzun vadede iki şirketi birleştirmeyi hedeflediği vurgulandı. Hisselerinin tamamı Fransız devletine ait olan Nexter'de yaklaşık 2 bin 800 kişi çalışıyor. Özel Alman şirketi KMW ise 9 farklı ülkede 3 bin 200 civarında kişi istihdam ediyor. KMW Leopard, Nexter ise rakip Leclerc tanklarını üretiyor. Putin, PoroĢenko'yu Fransa ve Almanya'yı dinlememekle suçladı Euractive Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukraynalı mevkidaşı Petro Poroşenko'yu ülkenin doğusundaki ateşkesi sürdürmesi için kendisinin, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in ve Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande'ın verdiği tavsiyeleri dinlememekle suçladı. Putin, bundan sonra Ukrayna'da barışın sağlanamamasının tek sorumlusunun Poroşenko olacağını söyledi. AB’de yeni dönem – Beril Dedeoğlu – Star Gazetesi AB Komisyon başkanının nitelikleri ve görüşleri, AB‟nin önümüzdeki yıllarda kendisine biçtiği rolü göstermesi bakımından önemlidir. Bu nedenle Avrupa Komisyonu başkanı seçilen Jean-Claude Junker‟in, hem Avrupa hem de dünya kamuoyunda tartışılması doğal. Ne de olsa Junker dört yıl boyunca AB yürütme organının başkanlığını sürdürecek ve AB‟yi dünyada temsil edecek. Junker, Prusya ve Doğu Avrupa‟da yaşayan ve Alman İmparatorluğu döneminde büyük siyasi gücü bulunan toprak sahibi sınıfa verilen bir admış. Sadece soyadıyla bile asaletini ortaya koyan yeni Komisyon başkanı, on sekiz yıl boyunca Lüksemburg Başkanlığı yapmış biri. Gerçi Lüksemburg gibi küçük, sorunsuz ve zengin bir ülkede başbakanlığı bu kadar uzun zaman yapmış olmak büyük bir nitelik midir bilinmez. Zira Lüksemburg‟u yönetmek Türkiye‟deki büyük bir aşireti yönetmekten daha kolay olabilir. Junker‟in esas özelliği, Lüksemburg değil AB tecrübesine dayanıyor. 1997‟den beri AB‟nin yetkili organlarında görev almış ve muhtemelen ömrünün uzun bir dönemini Brüksel‟de geçirmiş. Diğer bir ifadeyle AB kurumlarını, esas müzakerelerin yapıldığı koridorlarını, bürokrasisini gayet iyi tanıyor. Ancak bundan önemlisi, AB ile ilgili yaklaşımları. 9 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI Büyük tartıĢma Junker AB‟nin daha fazla bütünleşmesini, Euro‟nun güçlendirilmesini, tüm üyelerin Euro bölgesine katılmasını ve genişlemeye son verilmesini savunan görüşlerin temsilcisi niteliğinde. Bu yaklaşım, AB organlarının üye devletleri daha fazla belirleyecek kararlar almasını savunmak anlamına geliyor. AB ile ilgili yapılan tartışmaları, kabaca ikiye ayırmak mümkün. Bazı devletler ve siyasi eğilimler, ki başını Britanya‟nın çektiği söylenebilir, AB‟nin sorunlarının fazla bütünleşmekten kaynaklığını savunuyor. Merkezileşme eğilimi arttıkça, bütünleşmenin esnekliğini kaybettiğini, tüm siyasilerin Avrupalı bürokratlara teslim olduğunu, halkların tercihlerinin dikkate alınmadığı gibi ekonominin liberal düzenden de giderek uzaklaştığı ileri sürülüyor. Öte yandan bu eğilimin tam tersinde yer alan görüş ise AB‟de yaşanan hemen her sorunun yeterince bütünleşmemekten, üyelerin Brüksel kurallarına uymamalarından kaynaklandığını ileri sürüyor. Başını Almanya‟nın çektiği bu gruba göre AB daha federal olmalı, tüm üyeler Euro‟ya ve Schengen bölgesine katılmalı, AB‟nin ordusu olmalı ve tabi genişlemekten de vazgeçmeli. Yeni Komisyon başkanı, bu ikinci gruba dahil; dolayısıyla AB‟nin dünyaya verdiği mesaj gayet açık. Ġngiliz-Alman çekiĢmesi Daha fazla bütünleşmeye ve merkezileşmeye zorlanan bir AB‟de, merkezkaç eğilimlerin daha açık biçimde ortaya çıkması kaçınılmaz olabilir; ki Britanya‟da tartışılan tam da bu. Cameron liderliğindeki hükümet, AB‟den ayrılmanın zamanı geldiğini ileri sürüyor; kamuoyu yoklamaları da İngiltere‟de toplumun yarısının bu fikre sıcak baktığını gösteriyor. İngiltere‟nin fazla merkezileşmiş AB‟ye karşı çıkmasının siyasi ve ekonomik anlamda haklı nedenleri bulunuyor. Ancak bunun dışında bir konuya daha itiraz ettikleri düşünülebilir. Daha merkezi ve bütünleşmiş bir AB, üyelerin dış ilişkilerini de sınırlar. Almanya‟nın daha bütünleşmiş bir AB‟yi savunup durması, diğer ülkelerin dış ilişkilerini önce AB‟ye oradan da kendisine bağlama beklentisi olabilir. Diğer ülkelerin dış ilişkileri AB‟ye bağlanınca nasıl dolaylı olarak Almanya‟ya da bağlanır diyenler olabilir. Euro‟nun belirlediği bir alan söz konusuysa, Almanya da Euro‟nun neredeyse patronu durumundaysa ve AB ekonomisi Almanya‟nın eline bakıyorsa, pekala olabilir. Boşuna Junker‟e sorulan sorulara Merkel yanıt vermiyor. Dolayısıyla tartışma, AB‟nin geleceğinden çok İngiltere ile Almanya‟nın geleceği ile ilgili gibi gözüküyor. NOT: Gazetemin açtığı ve kullanıcı adı @berildedeoglu olan dışında başka twitter adresim yoktur; adıma açılmış diğer hesap(lar) bana ait değildir. 10 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI AMERİKA – İNGİLTERE GÜNDEMİ Sykes-Picot, Orta Doğu'ya nasıl bir miras bıraktı? BBC 20'inci yüzyılda yağlı kalemle çizilen harita, İngiliz ve Fransızların, günümüzün Orta Doğu'sunun yaratılmasına yardımcı olma amacı güden 100 yıllık planlarına dair hırslarını ve çılgınlıklarını gösteriyor. Düz çizgiler, tamamlanmamış sınırları gösteriyor. İngiltere hükümetini temsil eden Mark Sykes ve Fransa hükümetini temsil eden Francois GeorgesPicot'un 1916 yılında uzlaşıya vardığı çizgilerinin çoğunun düz olması da büyük olasılıkla bu sebepten kaynaklanıyor. Sykes ve Picot, "imparatorluğu içselleştirmiş kişiler." Her ikisi de sömürge yönetiminde yetişmiş, bölge halkının Avrupa imparatorluğu altında daha iyi koşullarda olabileceğine inanan aristokratlar. Her ikisi de Orta Doğu'ya dair derin bilgilere sahip. Birinci Dünya Savaşı'nın yarattığı karmaşanın ortasında alelacele yürüttükleri müzakerelerde varılan anlaşmanın prensipleri bugün de Orta Doğu'yu etkilemeye devam ediyor. Sykes-Picot'un düz çizgileri, 20. yüzyılın ilk yarısında İngiltere ve Fransa'ya önemli ölçüde yardımcı olsa da, bu çizgilerin bölge halkına etkisi çok daha farklı oldu. Gizli anlaşma İki kişinin çizdiği bu harita, 16'ıncı yüzyılın başından beri Osmanlı idaresinde olan toprakları parçalayıp yeni ülkelere böldü ve siyasi oluşumları iki etki alanına dâhil etti. AB liderleri, Rusya ve Ukrayna ile görüĢtü BBC Avrupa Birliği (AB) liderleri, bugün ateşkes süresinin sonuna yaklaşılan Ukrayna'daki krizi masaya yatırmak üzere Ukrayna ve Rusya Devlet Başkanlarıyla iki saatten uzun süren telekonferans görüşmesi yaptı. Bugünkü görüşme, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande'ın Poroşenko'yla bir hafta içinde yaptıkları ikinci görüşme oldu. Elize Sarayı'ndan yapılan açıklamada, "ülkenin istikrara kavuşması, güvenliğin sağlanması, ateşkesin uzatılması ve barış planının uygulamaya konmasının önemi vurgulandı" dendi. Avrupa Birliği, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ayrılıkçı gruplara silahlarını bırakma çağrısı yapmazsa Rusya'ya yaptırımlarını arttıracakları tehdidinde bulunuyor. Merkel, barış planında bir ilerleme kaydedilmezse Rusya'ya 'AB'nin güçlü önlemler almaya' hazır olduğunu söyledi. 11 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI 'IġĠD'in Bağdat planı' Financial Times Finacial Times'ta Borzou Daragahi imzasıyla yayınlanan ve IŞİD'in Bağdat'ı işgal planını ele alan bir analiz dikkat çekiyor. Daraghi'ye göre saldırı emri geldiğinde IŞİD'in 2000 kişilik özel savaşçı birliğinin kentin doğusundaki Adhamiye ve batısındaki Gazaliye gibi Sünni mahallerinde bir isyanı ateşlemesi bekleniyor. Bir askeri sözcüye göre IŞİD'in bu uyuyan hücrelerinin amacı Bağdat'ta kaos yaratmak ve kent dışındaki grupların kent içine girmesini sağlamak. Daraghi'ye göre böyle bir durumda IŞİD'e katılacak isyancılar arasında muhtemelen Saddam Hüseyin döneminin yetkililer de olacak. Fisk'ten Ġsrail'e eleĢtiri Independent Independent'ın deneyimli Orta Doğu muhabiri Robert Fisk bugünkü yazısında, kaçırılan üç İsrailli gencin ölü bulunması üzerine İsrail'in ortaya koyduğu tavrı ele alıyor. Fisk, İsrail'in 'terörizmle mücadele' adına tarihinde, birçok sivilin ölümüne sebep olan operasyonlar gerçekleştirdiğini yazıyor. Üç İsrailli gencin ölümünün korkunç, acımasız ve bağışlanamaz olduğunu belirten Fisk bununla birlikte İsrail'in geçmişindeki 'teröristlere karşı operasyonlarında' çocukları ve sivilleri öldürmesinden konuşulmadığını söylüyor. Fisk, 1996 yılında İsrail'in Lübnan'daki Kana'da en az 37'i çocuk 109 sivili katlettiğini belirtiyor. İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in İsrail'in teröristleri cezalandıracağı yönündeki açıklaması karşısında 'medya ahalisinden' hiç kimsenin Perez'in 1996'da başbakan olduğunu ve '1996'daki terörizme karşı savaşıyla Kana katliamına liderlik yaptığını' hatırlatmadığını da belirtiyor. Ġsrail'de cenazelerin sonrasında gerilim tırmanıyor The Wall Street Journal İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, kabinesiyle üç gencin ölümüne verilecek yanıtı tartışırken, binlerce İsrailli, Filistin militanları tarafından öldürüldüğü tahmin edilen gençlerin cenaze töreninde buluştu. Netanyahu'nun gençlerin ölümünden sorumlu tuttuğu Hamas'tan intikam alacağını söylemes ve İsrail kabinesinin bazı üyelerinin çağrılarına rağmen, İsrail'in 'ölçülü bir yanıt' vereceği sinyalleri gelmeye başladı. 12 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI Güvenlik konularında etkili bir ses olan İsrail Savunma Bakanı Moshe Yaalon, cenazelerin ardından katıldığı basın konferansında İsrail'in 'sorumlu' ve 'içgüdüsel olmayan' bir yanıt vereceğini söyledi. Yaalon'un sözleri, İsrail'in krizi tırmandırmaya çalışmayacağı şeklinde yorumlandı. Irak parlamentosu yeni liderini seçemedi The Wall Street Journal Anayasaya göre parlamentosunun dün gerçekleştirilen oturumda yeni bir meclis sözcüsü, cumhurbaşkanı ve başbakan seçmesi gerekiyordu. Fakat haftalardır bu pozisyonları kimin doldurması gerektiğine dair görüşmeler gerçekleştiren yasa yapıcılar Nuri Maliki'nin bir dönem daha görevde kalmak istemesiyle kilitlendiler. Obama hükümeti Irak parlamentosunu hızlı bir şekilde yeni bir hükümet kurması yönünde teşvik ederken, birkaç hafta önce başlayan Sünni isyanının katılımcı yeni bir hükümet olmadan durdurulamayacağı uyarısında bulundu. ABD ve diğerleri isyanların çıkmasından dolayı Maliki ve hükümetini sorumlu tutarken, Şiilerin kontrolündeki hükümetin ülkenin diğer azınlıklarını temsil etmediğini söylediler. Beyaz Saray sözcüsü Josh Earnest, "Şu anki durumun hak ettiği bir hızda Iraklı liderlerin hareket etmesi gerekiyor. Irak ülkesi bir var olma tehdidi yaşıyor" ifadelerini kullandı. AFRİKA GÜNDEMİ Güney Afrika’da metal iĢçileri greve gitti Dünya Bülteni Maaşlarına zam ve konut yardımı ödeneği isteyen binlerce Ulusal Güney Afrika Metal İşçileri Sendikası (NUMSA) üyesi, Güney Afrika Cumhuriyeti‟nin Johannesburg kentinde gösteri düzenledi. Kırmızı tişörtler giymiş, bazılarının ellerinde sopalar bulunan işçiler, kentteki Mary Fitzgerald Meydanı‟ndan bir araya gelerek dans edip şarkılar söyledi. İşçiler, Johennesburg‟un yanı sıra Durban, ve Cape Town‟ın da aralarında bulunduğu 6 büyük kentte daha gösteri yürüyüşü yaptı. Nijerya’nın kuzeydoğusunda patlama: 56 ölü Euronews Nijerya‟nın kuzeydoğusunda dün gece bombalı bir saldırı düzenlendi. Maiduguri şehrinin merkezinde pazar yerinde meydana gelen patlama en az 56 kişinin ölümüne yol açtı. Olayın arkasında, nisan ayında 200 kız öğrenciyi kaçıran Boko Haram örgütünün olduğu sanılıyor. 13 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI Gün içinde radikal İslamcı Boko Haram üyesi bazı militanların gözaltına alındığı duyurulmuştu. ASYA – PASİFİK GÜNDEMİ Hong Kong'da 511 kiĢi gözaltına alındı Trt Türk Hong Kong'da dün on binlerce kişinin katılımıyla düzenlenen demokrasi yürüyüşünün ardından kentin iş yerlerinin yoğun olduğu bir kesiminde toplanan ve güvenlik güçlerine direnen 500'den fazla göstericinin, gözaltına alındığı bildirildi. Çin ile Hindistan arasında demiryolu gerginliği Dünya Bülteni Çin, Pakistan ile Doğu Türkistan'ı demiryolu ile birbirine bağlayacak yeni bir proje geliştirdi. Azad Cammu ve Keşmir'de başlayacak demiryolu, Pakistan'ın liman şehri Karaçi ve başkenti İslamabad'dan da geçerek Doğu Türkistan'daki Kaşgar şehrinde son bulacak. 1800 kilometre olarak planlanan demiryolu projesine Hindistan karşı çıkıyor. Keşmir'i yıllardır işgal altında tutan Hindistan, Çin'in projeyi buradan başlatmasına tepki gösteriyor. Çinli yetkililerden yapılan açıklamada projenin geliştirilmesi için ciddi miktarda kaynak aktarıldığını belirtti. Projenin olgunlaşması durumunda ise Hindistan'ın nasıl bir tavır sergileyeceği merak ediliyor. Tirajının yüzde 30'nu sivrisineklere borçlu Dünya Bülteni Sri Lanka‟da yayımlanan Mawbima gazetesi, kağıdında kullandığı "sitronella yağı" sayesinde okurlarını ölümcül sivrisineklerden koruyor. İngiliz The Independent gazetesinde yer alan habere göre, kağıdında mürekkebin yanı sıra "sitronella yağı" da kullanan Mawbima gazetesi birçok okur tarafından "sineksavar gazete" olarak anılıyor. Ülkede yaygın olan dang humması hastalığına karşı çare arayan insanlar, sineklerin yoğun olduğu sabah ve akşam saatlerinde gazeteyi almak için büfelere akın ediyor. Afganistan’da intihar saldırısı: 8 ölü Euronews Afganistan‟ın başkenti Kabil‟de gerçekleştirilen intihar saldırısından 8 kişi yaşamını yitirirken, 13 kişi de yaralandı. Olay sabah saatlerinde kentin sıkı korunan Kabil Üniversitesi yakınındaki merkezinde, üzerine patlayıcı bağlı bir militanın asker taşıyan servisin yanında kendini havaya uçurmasıyla meydana geldi. Adayalar tarafından ortaya atılan ve bir seçim 14 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI komitesi yetkilisinin istifa etmesine neden olan usulsüzlük iddiaları nedeniyle çarşamba günü açıklanması beklenen sonuçların ertelenmesine kesin gözüyle bakılıyor. ORTADOĞU GÜNDEMİ Maliki genel af ilan etti AA Irak Başbakanı Nuri el-Maliki, devlete karşı savaşan kişiler ve aşiret mensuplarından "eli kana bulaşmamış" olanlarına genel af ilan etti. Haftalık televizyon konuşmasında açıklamalarda bulunan Maliki, Irak ordusuna gönüllü olarak katılımların sürdüğünü ve bunun toplumun bir kesimiyle sınırlı kalmadığını, tüm kentlerden, Enbar, Selahaddin ve Musul'dan, Irak Şam İslam Devleti'ne (IŞİD) karşı savaşmak için gönüllülüğe rağbet olduğunu belirtti. "Emniyet güçleri IŞİD militanlarının ele geçirdiği yerlerin tamamını geri alıyor" diyen Maliki, Irak'taki krizin sonlanmasının ardından bütün askeri birliklerin kendi yerlerine geri döneceğini ifade etti. Orduya karşı savaşanlarla ilgili de konuşan Maliki, "Elleri kana bulaşmamışlar hariç, devlete karşı savaşan kandırılmış kişilere ve aşiret mensuplarına genel af ilan ediyorum" dedi. Eli kana bulanmışları af kapsamı dışında tutan Maliki, bunun nedenini ise, "dökülen kanın sahibi ondan sorumludur" diyerek açıkladı. Kudüs'te kaçırılan Filistinli genç ölü bulundu AA Kudüs'te Yahudi yerleşimciler tarafından sabah kaçırılan bir Filistinli genç ölü olarak bulundu. İsrail emniyet sözcüsü yaptığı açıklamada " Bugün sabah saat 04.00'te polise bir Filistinli gencin kaybolduğu bildirildi. Olaydan bir saat sonra ise bir kişi olarak ölü bulundu. Kaçırılan kişi ve olay arasında bir bağ olup olmadığını araştırıyoruz. Öldürülen kişinin 16 yaşındaki Muhammed Ebu Kadir olduğu anlaşıldı. Gencin üzerinde adli tıp araştırması yapılıyor" diye konuştu. Olayın ardından Kudüs'te Safat bölgesine toplanan Filistinlilerle İsrail polisi arasında çatışma çıktı. Çatışmalar halen devam ediyor. Doğu Kudüs'e tramvay ve otobüs seferleri durduruldu. Operasyonlar devam edecek AA 15 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI İsrail Başbakanı Binyamin Netenyahu, Yahudi yerleşimcilerin cesetlerinin bulunmasıyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, kaçırma ve cinayet olayına karışanların ve olayla ilgisi bulunanların hesaba çekilmesinin görevleri olduğunu kaydetti. Bu işe karışanların bulunmadan durmayacaklarını, sakinleşmeyeceklerini belirten Netanyahu, "Saklandıkları yer ne olursa olsun, eninde sonunda bulacağız. Bu yerine getireceğimiz ilk görevimizdir. İkinci olarak Hamas'ın Batı Şeria'daki militanlarını ve altyapısını vuracağız. Bu ikinci görevimizdir" ifadelerini kullandı. Batı Şeria'da Hamas'a bağlı yüzlerce kişinin gözaltına alındığı, kurumlarının kapatıldığı, evlerine baskın düzenlendiğini kaydeden Netanyahu, bu operasyonların devam edeceğini belirterek Gazze'de de Hamas'a karşı çalışmaların süreceğini belirtti. Mısır'da Sisi'ye karĢı ayaklanma çağrısı Dünya Bülteni Mısır'da 3 Temmuz 2013'te ordunun yönetime el koymasının yıl dönümü öncesinde bazı kentlerde darbe karşıtı gösteriler düzenledi. Başkent Kahire'deki gösterilerde eylemciler, "darbenin mimarı" Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi aleyhine sloganlar attı. Görevinden uzaklaştırılan cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin fotoğraflarını taşıyan göstericiler, Mursi'nin görevine geri dönmesini talep etti. Eylemde ayrıca darbenin yıl dönümü 3 Temmuz'da, Sisi'ye karşı ayaklanma çağrısı yapıldı, "Halk, rejimin düşmesini istiyor" yazılı pankartlar taşındı. İskenderiye, Eş-Şarkiyye, Dimyat, Kefer eş-Şeyh, Ed-Dekahliye, Süveyş ve Beni Süveyf kentlerde de darbe karşıtı eylemler yapıldı. Ortadoğu barıĢını örgütleme zamanı - Chris Patten - Project Syndicate Bertolt Brecht‟in 'Cesaret Ana ve Çocukları' adlı savaş karşıtı muhteşem oyununda, karakterlerden biri şöyle der: "Barışın sorunu nedir biliyor musun? Düzen olmaması". Oyun, 17. yüzyılın ilk yarısında Avrupa'yı kasıp kavuran ve 1648-Westphalia Barışı ile sona eren Otuz Yıl Savaşları sırasında geçer. Protestanlar ile Katolikler arasında bir din mücadelesi olarak başlayan savaş, hızla bir dönüşüm geçirerek, Habsburglar ve Kutsal Roma İmparatorluğu ile Kardinal Richelieu'nun Fransa'sı başta olmak üzere, rakip ülke ve hanedanlar arasında uzun soluklu bir çatışmaya dönüştü. O yüzden bugün bir cadı avı dalgasıyla Mezopotamya ve Batı Asya'nın genelini etkisi altına alan Sünni-Şii çatışmasının, Otuz Yıl Savaşları ile kıyaslanması sürpriz değil. Zira tıpkı Otuz Yıl Savaşları gibi günümüzün Sünni-Şii çatışması da çok sayıda insanın hayatını kaybetmesine, salgın hastalıklara, ekonomik yıkıma ve toplumsal çalkantılara yol açmıştı. 16 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI Aslında Otuz Yıl Savaşları patlak vermeden yarım yüzyıl önce, barışın örgütlenmesine yönelik bir girişim kapsamında bir barış anlaşması yapılmıştı. Kutsal Roma İmparatoru Şarlken'in öncülüğünde hayata geçen 1555-Augsburg Barışı, bağımsız devletlerin Hristiyanlığın hangi mezhebini benimseyeceklerine kendilerinin karar vermesi fikrine dayanıyordu. Anlaşma bozulunca katliam başladı. Peki şu anda Irak, Suriye ve diğer yerlerdeki kanlı ve çalkantılı sürecin öncülü olan "örgütlü barış" neydi? Yanıt, ne kadar geriye gittiğinize bağlı. Osmanlı İmparatorluğu (1918-Birinci Dünya Savaşı sonunda) parçalanırken, bölge haritasını yeniden çizmeye soyunan Batılı güçler, burada kendilerine tabi yeni rejim ve devletler kurmaya, nüfuz alanları oluşturmaya ve önemi gittikçe artan petrol kaynaklarına erişimlerini güvence altına almaya başladı. Ardından Mağrip ve Levant (yani Bilâdü'ş-Şâm) bölgelerindeki devletlerin tutumunu, İsrail'in Filistin'e yönelik tavrı ve Filistin'in yaşayabilir bir devlet olma iddiası hakkında diplomatik (veya başka) açıdan sorun çıkarıp çıkarmadıklarına göre değerlendirme şeklinde devamlı bir eğilim baş gösterdi. Diğer yandan, İran'da demokratik seçimle iş başına gelmiş Başbakan Muhammed Musaddık'ın gizli bir operasyonla devrilmesinden tutun, Irak'ta çeyrek milyon insanın ölümüne yol açan askeri operasyona varıncaya dek, çeşitli açık müdahaleler de oldu. Lakin Batılı ülkeler, 2002 yılında Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından hazırlanan bir rapordada belirtilen bölge gerçekleri ile yüzleşme konusunda isteksiz davrandı. Raporu hazırlayan Arap bilim adamları ve politika belirleyicileri tarafından otoriter hükümet yapısı, ekonomik zafiyet, yüksek işsizlik ile siyasetin aşırı derecede mezhepçi hale gelmesi arasındaki bağlantıya dikkat çekiyordu. Bölgede siyaset diktatörleştikçe – hem işsiz kalan, hem de ifade özgürlüğünden mahrum bırakılan – gençler, büyük bir dinin saptırılmış haline, yani aşırılık ve şiddet yanlısı bir İslamcılık anlayışına yöneldi. Ne yapılmalı? İşte bugün bulunduğumuz noktaya böyle geldik. Şimdi "Peki bu durumda ne yapmak lazım?" diye soruyoruz. Sorunun yanıtı ise meşhur İrlandalı çiftçi fıkrasındaki çiftçinin, kendisine yol tarifi soran birine "Ben olsam buradan başlamazdım." demesindeki gibi bariz, ama bir o kadar da yetersiz. Ne yazık ki, bu, yakın geçmişin tekrar sahneye konmasını savunan ABD Eski Başkan Yardımcısı Dick Cheney gibilere karşı kullanılabilir bir karşı atak olsa da, esasen bir yanıt değil. Öyle görünüyor ki, gerçekleri inkar eden Amerikalı ve İngiliz neocon'lara göre, son dönemde yaşanan gelişmeler, Irak'ta savaş yönünde kullandıkları tercihin savaş sürseydi büyük bir başarıya ulaşacağı şeklindeki görüşlerini doğruluyor. Fakat neoconlar tamamen yanlış da değiller. ABD Eski Dışişleri Bakanı Condoleeza Rice'ın haklı olarak ileri sürdüğü üzere, çok uzun bir süre 'demokrasi pahasına istikrar' peşinde koşan ABD, sonunda 'ikisini de elde edemedi.' Rice'ın bu ifadesi, 2002 tarihli BM Kalkınma Programı raporunu kaleme alanların da aralarında yer aldığı kişilerin benimsediği, çoğulcu değerlere uzun vadelde bağlı kalmaya 17 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI devam edilmesi yönünde kuvvetli bir argüman. Batı, bu ilkelerin uygulanması konusunda tutarsız davrandı; zaman zaman bunları zorla empoze etmeye çalıştı (ve felakete yol açtı); söz konusu ilkeleri destekleme amaçlı para ve mekanizmaları etkili bir biçimde kullanamadı. Avrupa Birliği'nin (AB) Akdeniz çevresindeki ticaret ve işbirliği anlaşmalarının berbat neticelerini buna örnek göstermek mümkün. Batı, silahlı Şii-Sünni mücadelesinin ana sponsorları İran ve Suudi Arabistan'ın karşılıklı olarak anlaşmaya varmasını sağlamak için elindeki tüm diplomatik kaynakları kullanmalı. Kendi bölgelerinin yangın yerine dönmesi, ne İranlıların ne de Suudilerin lehine olacağı ortada. Her iki ülke de aralarındaki ilişkiyi onarmaya başlamalı ki, (son dönemde sekteye uğrayan) böylesi bir süreç, Mayıs 2014'te gerçek bir ihtimal gibi görünüyordu. Irak; ABD ve Türkiye'nin yardımıyla, Kürtlerin, Sünnilerin ve Şiilerin isteklerine saygılı, federal bir devlet yapısına doğru yönlendirilmeli. Suriye'de Devlet Başkanı Beşşar Esed hâlâ koltuğunda oturmakla beraber gücünü koruduğunu söylemek güç. Esed'e bağlı ordu muhtemelen galip durumda ama çatışmalar sürüyor. Romalı tarihçi Tacitus'un, "Bir çöl yaratıp adına da barış diyorlar." sözü, muhtemelen Suriye'deki mevcut durumu en iyi anlatan ifade olabilir. Dış unsurların etkili bir askeri müdahale olasılığını değerlendirmesi için artık çok geç. Ancak BM Güvenlik Konseyi'nin desteğiyle, dünya çapındaki insani gayretler daha yoğun ve hedef odaklı hale getirilmeli ki, muhtaç durumdaki 11 milyon Suriyeli mülteciye daha fazla yardım edilebilsin. Son olarak, çözüme kavuşturulamayan İsrail-Filistin çatışmasının bitmeyen zehirleyiciliğini de göz ardı etmemeliyiz. Zira bu sorun, siyasi aşırıcılığı beslemeye devam ederken, Batı'nın insan haklarına bağlılığı konusunda da ciddi soru işaretleri yaratıyor. Bölge dışındaki ülkelere düşen bir diğer görev de, gençleri, İslam adına iç savaşa gitmekten caydırmak. Kendi ülkem Britanya'da da böyle bir sorun var. Bell ki, bu gençlerin ailelerini Britanya'ya getiren değerleri, bazı toplumlara iyi bir şekilde anlatıp benimsemelerini sağlayamamışız. Gerçek ve kalıcı barışın yolu uzun ve karmaşık. Mutlaka planlar yapılması gerekiyor ki, bunların hayata geçirilmesi yıllar alacaktır. Eğer hemen işe koyulmazsak, siyaset ve dinin körüklediği bu yangın her yere yayılacak; alevler içinde kalan tek yer de Ninova olmayacak. Irak’taki yeni saflaĢmada Türkiye’nin yeri – Sami Kohen – Milliyet Gazetesi Dünkü yazımızda Irak‟ta güç dengelerinde meydana gelen son değişiklikler karşısında kimin kimden yana veya kime karşı bir tutum aldığını incelemiş ve bu yeni saflaşmanın bir arapsaçına dönüştüğünü belirtmiştik. Bu önemli değiĢiklikte Türkiye nerede duruyor? İlk bakışta hükümet Irak politikasındaki temel ilkeleri ve parametreleri uygulamayı sürdürüyor. Geçen hafta Ankara‟da yapılan resmi açıklamalarda bunlar tekrarlandı: Ankara Irak‟ın “toprak bütünlüğünün ve siyasi birliğinin” devam etmesini, mezhepsel veya etnik ayrışmalara ve çatışmalara son verilmesini ve toplumun çeşitli kesimlerini temsil eden geniş tabanlı bir hükümetin kurulmasını istiyor. 18 AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI Türkiye IŞİD‟in Musul dahil birçok stratejik bölgeyi ele geçirmesinden sonra, bu örgüte karşı net bir tavır aldı. Örneğin geçmişteki tereddütlerinden vazgeçip bu örgütü terörist listesine aldı. Türkiye bu tutumuyla uluslararası camianın geniş bir kesiminin safında yer almış oldu. Dün de belirttiğimiz gibi, aralarında ABD, Rusya, İran, Suudi Arabistan gibi belli başlı aktörler IŞİD‟i ciddi bir tehdit olarak görüyorlar. Ancak IŞİD‟in durdurulması, veya yok edilmesi için şu anda üzerinde anlaşılmış bir ortak strateji yok. *** Türkiye benimsediği “ilkesel tutum”u ile, yukarıda saydığımız ülkelerin safında yer almakla beraber, onun durumunu diğerlerinden farklı kılan ve de zorlaştıran üç önemli faktör var. 1) IŞİD Musul‟daki Türk Başkonsolosluğunu basıp diplomatları, personeli ve ailelerini, aynı şekilde yakaladığı Türk şoförlerini rehin almakla, Türkiye‟ye karşı başka hiçbir ülkeye göstermediği ölçüde bir düşmanlık sergiledi. Türkiye basına yayın yasağı getirmek pahasına, bu hassas sorunu “sessiz diplomasi” ile halletmek çabasında. Türk yetkililer rehinelerin hayatını tehlikeye düşürmemek için söylem ve davranışlarında azami dikkat gösteriyorlar. 2) IŞİD‟in giriştiği eylem, Irak‟ı fiilen böldü, ele geçirdiği bölgeyi Bağdat‟tan kopardı. Bugün gelinen noktada artık Irak‟ta “toprak bütünlüğü ve siyasi birlik”, sadece bir prensip olarak kâğıt üstünde kalıyor. Kuzey Irak‟taki Kürdistan Özerk Yönetimi de şimdi bağımsızlığını ilan etmeyi planlıyor. Türkiye son dönemde Irak Kürdistanı ile sıkı ilişkiler kurdu. Ancak Ankara Kürdistan‟ın bağımsızlığı konusuna sıcak bakmıyor. Bu da azami dikkat ve de esneklik gerektiren yeni zor bir durum. 3) Irak‟taki Türkmenler IŞİD‟in son saldırılarından direkt olarak etkilendiler. Bir kısmı kaçmak, Kürt bölgesine sığınmak zorunda kaldı. Bir kısmı IŞİD‟e karşı direniyor. Türkiye Türkmenlerin güvenliğini garantileyen bir ülke olarak, bu konuda daha duyarlı davranmak zorunda... *** Kısacası Irak‟taki yeni gerçekler, Türkiye‟nin “ilkesel tutum”unun ötesinde, yeni şartlara ayak uydurmasını gerektiriyor. Komşu ülkede oluşan yeni tehditler karşısında artık güvenlik stratejisinde, ayrıca ileriye dönük siyasi planlamada değişikliklere ihtiyaç vardır. 19