Sorularlarisale.com Risale-i Nurlara göre, Allah'a ve Peygambere iman ettiği halde hadisleri inkâr eden biri dinden gerçekten çıkmış mı olur? Hadis ilmini bilmeyen birinin hadisleri inkâr etmesi, onu ne kadar sorumlu yapar? "Azizim! Kur'ân'ın herbir kelâmı, üç kaziyeyi müştemildir. Birincisi: Bu, Allah'ın kelâmıdır. İkincisi: Allah'ca murad olan mânâ, haktır. Üçüncüsü: Mânâ-yı murad, budur." "Eğer Kur'ân'ın o kelâmı, başka bir mânâya ihtimali olmayan muhkemattan olursa veya Kur'ân'ın başka bir yerinde beyan edilmişse, birinci ve ikinci kaziyeleri aynen kabul etmek lâzımdır ve inkârları da küfürdür. Şayet Kur'ân'ın o kelâmı, başka bir mânâya ihtimali olan bir nass veya zâhir olursa, üçüncü kaziyeyi kabul etmek lâzım olmadığı gibi, inkârı da küfür değildir. İşte, müfessirlerin ihtilâfları, ancak ve ancak şu kısma aittir." "İhtar: Mütevatir hadisler de bu hususta, âyetler gibidir. Yalnız birinci kaziye, teemmül yeridir. Çünkü ﺍَﺬٰﻫile işaret edilen hadisin hakikaten hadis olup olmadığında tereddüt yeri vardır."(1) Biz “Çünkü ﺍَﺬٰﻫile işaret edilen hadisin hakikaten hadis olup olmadığında tereddüt yeri vardır.” Üstadımızın bu ifadesinden dolayı hadisi sırf senedinden dolayı inkâr eden birisinin kafir olmayacağı kanaatindeyiz. Ama bu güruh bidat ve dalalet ehli olur. Bidat ve dalalete giren birisi de ehli ateştir ve ayrıca bu sapkınların imansız kabre girme riski daha yüksektir. Bu sebeple hadisi senedinden dolayı inkâr etmek küfür değilmiş diye rahat hareket etmek çok tehlikeli ve riskli bir yoldur. Hadisi inkâr eden ahmaklara ve sapkınlara verilecek en güzel cevap şu ayetlerdir: "Peygamberin çağırmasını aranızda herhangi birinizin çağırması gibi tutmayın. Şüphesiz ki Allah sizden birinin arkasına gizlenerek page 1 / 2 sıvışıp gidenleri bilmektedir. Onun (Peygamberin) buyruğuna aykırı hareket edenler başlarına bir belânın gelmesinden veya can sıkıcı bir azaba uğramaktan sakınsınlar."(Nur, 24/63) "De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin." (Âl-i İmrân, 3/31) “Arkadaşınız Muhammed yanılmadı, sapmadı, aldanmadı, O kendi heva ve hevesiyle konuşmuyor."(Necm, 53/2-3) “Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. Peygambere de itaat edin ve sizden olan emir sahiblerine de. Eğer Allah’a ve âhiret gününe inanıyorsanız, herhangi bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz, onu Allah’a ve Rasûlüne götürünüz. Bu hem daha hayırlı, hem de sonuç itibariyle daha güzeldir.” (Nisâ, 4/59) "Kim Allah'a ve Resûl'e itaat ederse işte onlar, Allah'ın kendilerine lütuflarda bulunduğu peygamberler, sıddîkler, şehidler ve salih kişilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır!..”(Nisâ, 4/69) İslam’ı doğru, sadık ve sağlıklı anlama ve yaşamanın usulü kitap, sünnet, icma ve kıyas formülüne uymakla mümkündür. Hadisi inkâr edenler, İslam’ın en büyük ikinci kaynağını devreden çıkararak, kendi akıl ve heveslerini sünnetin yerine ikame ediyorlar ve insanları büyük bir sapkınlığa sürüklüyorlar. Bu tip budalaların hadisi inkâr etmesindeki en büyük faktör, Kur’an’ı kendi heveslerine göre uydurmak ve kendi güdük akıllarını Peygamber (asm)'in yerine geçirmektir. Tarihte bunlara İslam filozofları ve Mutezile denilmiştir. Günümüzdeki bir takım yoldan çıkmış ve Ehl-i sünnet metodolojisini sürekli geleneksel İslam anlayışı diye aşağılayan ilahiyatçılar da bunların tıfıllarıdır... (1) bk. İşârâtü'l-İ'câz, Bakara Sûresi, 6. Âyetin Tefsiri. page 2 / 2 Powered by TCPDF (www.tcpdf.org)