Kasım 1989 İSLAM'DA KARDEŞLİK Hüsamettin Çalışkan İrşad Hizmetleri Şb. Md. ون اِ ْخ َوة َ ُاِنَّ َما ْال ُم ْؤ ِمن Muhterem Müslümanlar, Allah'ın birliği inancına dayanan müslümanlık, birlik ve kardeşlik dinidir. Değişik duygu ve düşüncedeki insanları tek bir kalp ve heyecan birliği içinde yaşatan unsur hiç şüphesiz İslam kardeşliğidir. Esasen toplum halinde yaşayan insanların huzur içinde hayatlarını sürdürebilmeleri için iman ve ideal birliğine ihtiyaçları vardır. Tek bir tuğlanın hiçbir şey ifade etmediği gibi yalnız başına yaşayan insan da fazla birşey yapamaz. Bunun için Yüce Dinimiz kardeşliğin sağlanması üzerinde önemle durmuş, huzur ve ahengi gerçekleştirecek her davranışı güzel görmüş ve emretmiştir. Nitekim Cenabı Hak Kuranı Kerim'de "Gerçekten bütün Müminler kardeştirler" buyurarak İslam kardeşliğinin önemini beyan etmiştir. Sevgili Peygamberimiz (S.A.S.) İslamiyetin başlangıcından itibaren İslam kardeşliğini tesisine çalışmış ve müslümanları bu yolda gayret sarfetmeye çağırmıştır. Bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurur, "Müslüman müslümanın din kardeşidir. Müslüman din kardeşine zulmetmez ve onu düşman eline vermez. Herkim müslüman kardeşinin yardımında bulunur ve onun ihtiyacını temin ederse, Allah da ona yardım eder. Herkim bir müslümanın sıkıntılarından birini giderirse, Cenabı Hak buna mukabil kıyamet sıkıntılarından birini defeder. Herkim, bir müslümanın ayıbını örterse, Allahu Teala ahirette onun ayıbını örter". (2) Diğer bir hadisi şeriflerinde ise "Müminler birbirini sevmekte, birbirlerine acımakta ve yekdiğerini korumakta bir vücut gibidir. Vücudun herhangi bir uzvu rahatsız olursa, diğer azaları da bu yüzden humma ve uykusuzluğa tutulurlar" (3) buyurmaktadır. Muhterem Müslümanlar, İslam tarihinde, İslam kardeşliği ile ilgili örnekleri görmek mümkündür. Peygamberimiz ashabıyla birlikte Mekke'den Medine'ye hicretlerinde Medineli müslümanların Muhacirlere karşı her türlü yardımda bulunmaları, İslam kardeşliğinin en güzel örneğini teşkil etmektedir. Yine İslamdaki kardeşlik örneğine bakınız, Yermük Savaşında şehitler arasında son nefesine gelmiş yaralıların, kendisine verilen bir yudum suyun, yanıbaşında inleyen arkadaşına, o bir başka arkadaşına, o da bir diğer arkadaşına verilmesini tercih edip dolaştırırken hepsinin de suyu içmeden şehit olması islam kardeşliğinin unutulmaz tarihi örneklerinden birisidir. Dünyanın neresinde olursa olsun bir müslümanın başına gelen bir felaketten, bütün müslümanlar üzüntü duyarlar, imanımızın gereği olarak müslümanlar birbirlerine karşı çok merhametlidirler. Çünkü merhamet sevginin öz kardeşidir. Dinimiz, müslümanın müslümana canı, malı, ırzı ve namusunun haram olduğunu haber vermektedir. Diğer taraftan yapmış olduğumuz ibadetlerimizin hikmetleri arasında islam kardeşliği açıkça görülmektedir. Nitekim camilerde saflar halinde kılınan namaz, Müminlerin tanışıp sevişmesine; oruç, fakirlerin düşünülmesine; zekat, yardıma koşulmasına vesile olmakta ve böylece müslümanlar arasında kardeşliğin kuvvetlenmesi sağlanmış olmaktadır. Görülüyor ki dinimiz müslümanlar arasında ayrılık olmamasına özen göstermektedir. Rasulullah (S.A.S.) bir hadisi şeriflerinde "Cemaat, yani birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır" (4) buyurarak islam kardeşliğinin önemine işaret etmiş, bozgunculuğun ise müsiümanlıkla bağdaşmıyacağını haber vermiştir. İslam Dini kardeşlik dinidir, sevgi dinidir. Aziz Cemaat, Hülasa olarak Cenabı Hakk'ın emirlerine ve yüce Peygamberimiz (S.A.S.) efendimizin tavsiyelerine uyduğumuz zaman islam kardeşliği kurulmuş olacaktır. Birbirimize karşı Eshabı Kiram ve İslam Büyükleri gibi kardeşçe davranalım. Dünya ve ahiret mutluluğuna erelim. Hutbemize Sevgili Peygamberimizin bir hadisi şerifinin meali ile son verelim, "Birbirinize buğz etmeyiniz. Birbirinizle alakanızı kesmeyiniz. Birbirinize sırt çevirmeyiniz. Birbirinize haset etmeyiniz. Ey Allah'ın kulları Allah'ın size emrettiği şekilde kardeş olunuz. Hiçbir Mümin için din kardeşi ile üç günden fazla dargın durması helal olmaz". (5) *** (1) Hucurat Suresi. Ayet 10 (2) Riyazüs Salihin C.İ, S.276 Ankara 1972 (3) Riyazüs Salihin C.İ, S.271 Ankara 1972 (4) Fethul-Keblr C.2, S.65. (5) Fethu'l-Kebir C.3, S.313.