İLGİLENMELİ Mİ İLGİLENMEMELİ Mİ? Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 6 Temmuz 2010 Sohbeti, Bismillahi r-Rahmani r-Rahim, destur, meded Ya Rical Allah. La ilaha illa 'Llah La ilaha illa 'Llah La ilaha illa 'Llah La ilaha illa 'Llah La ilaha illa 'Llah Muhammedun Resulullah aalihi salatullah. Destur. Biz, tüm mübareklere selam veriyoruz. Mübarek olanlara ve onlardan meded istiyoruz. Yüce Allah dilerse bir karıncaya tüm dünyanın yükünü yükleyebilir. Hiç şüphesiz. biz talep ediyoruz ki... bu mübarek zatlardan biri, bizim mütevazi meclisimizle ilgilensin. Bu mütevazı bir toplantıdır, ama aslında... nükleer bir bomba gibidir. Onlar bu kuvveti açıyorlar batıdan doğuya, batıl adı altındaki herşeyi yıkabilir bu kuvvet. Ve, biz selat ve selam veriyoruz... gezegendeki tüm mübarek zatlara... ve bilhassa bu dünyadaki herşeyden sorumlu olan zata. İnsanoğlu bir cihaz icat eder. milyonlarca merkeze ulaşır. İnsanoğlu, zayıf yaratılmıştır. Peki ya gökyüzündeki merkezlerle bağlantısı olan zatlara ne demeli? Pek çok merkezler vardır. Merkez. Ne yapabilirler? Bütün okyanusları yerinden oynatabilirler, eğer şöyle derlerse, 'Bu dünyanın üzerinden kalkın, ve orada kalın, ta ki size tekrar emredene kadar. Bir veli, tüm okyanusları, 'hoop' anında o kuvvete getirebilir; kimsenin akıl sır erdiremeyeceği şekilde. İnsanlar onların kolay (basit) zatlar olduğunu zannediyorlar, hayır. Alemlerin Rabbi'nin onlara bahşettiği rütbe var. Onlara halifelik rütbesi vermiştir. İlahi emirdir. Yüce Allah'tan zayıf kullarına. Şöyle diyebilir 'Tüm okyanuslar, ayağa kalkın!' bir bakarsınız okyanusta tek damla kalmamış. Bizi böyle konularda konuşturuyorlar, Yeni bir anlayış vermemiz için, insanoğluna veya İnsan'a, evet biz ilahi, ve gökyüzüne ait mevcudiyetten konuşamayız, hayır. Ama biz insanoğlundan başlıyoruz onlara bahşedilmiştir. Hişam Efendi, konuşmamız için insanoğlunun anlayabileceği seviyede konuşmak için. Biz ayağa kalkamayız, hayır. Bu sebeple bu meclise katılanlar, bütün algılarını açmaya çalışmalı ve birşeyler anlamak için tüm dikkatlerini vermeliler. Allahu Ekber, Allahu Ekberu l-Ekber. Siz gelip oturana kadar milyonlarca canlı, salahatul vücuda geliyor. (varlık, yaratılış). Ve, Esselamu aleyk Ya Sultan ul-Evliya. Biz çok küçük bir destek talep ediyoruz, bu gezegendeki insanlar için. İnsanların tüm uğraşı, bu gezegeni elde etmektir. Okyanusların dibine veya gökyüzüne ulaşmaya çalışanlar. Pervaneli uçak, havalanıyor, ulaşmak istiyor. Bir mesafeye ulaşır, sonra pat diye düşer. Şimdi insanlar böyle oldu. Bakıyorlar ve diyorlar ki 'ulaşabiliriz'. Nereye ulaşıyorsunuz? Bu dünya size dar mı geldi? Yetmedi mi? Neden yukarı sıçramaya uğraşırsınız, ve daha da yukarı bir takım araç, gerecin kuvvetiyle? www.saltanat.org Page 1 Bir kilometreye bile ulaşamazsınız. 2 kilometre, sonra biter, aşağı inersiniz. Ve, Esselamu aleykum bizi dinleyen her kim varsa, insanoğlundan. İnsanoğlu. Bir saniyenizi ayırın, o bir saniye içinde belki birşey ilginizi çeker. Belki de sizin isteğiniz, o mesafeyi çok kısa bir süreliğine katedip, yukarı çıkmak. Ama onların zannettiği gibi değil. Biz dünyada belli sınırlar dahilinde yaşıyoruz. Bizim fiziksel varlığımıza bazı kabiliyetler bahşedilmiştir. Ama insanlar, imkansız olana ulaşmaya çalışıyor. Fiziksel varlığımız asla uygun değildir. Bu sebeple bir kapsül fırlatıyorlar, roketler fırlatıyorlar. Mecalleri yok onların. Onların alanı değil oralar. Bu yüzden gidiyorlar, gidiyorlar, biraz mesafe katediyorlar, ya içinde ölüyorlar veya o roket patlıyor, geriye hiçbir şey kalmıyor. Çünkü insanoğlu şunu anlamıyor; o mesafelere fiziksel kabiliyetimizle erişemeyiz. Ama insanlar mecnun, deli olmuş. Ve şeytanın görevi, birinci görevi insanları kandırmak, ve imkansız olanın peşinde koşturmaktır. Şimdi Doğu'da ve Batı'da, her yerde insanlar imkansız olana ulaşmak ister. Bela'un azam. Söyle! En büyük acı kaynağı. İmkansızın peşinden koşmak ve bizim alanımız, ve biz insanoğlunun alanı çok kısa mesafededir. Çok küçük ve sınırlı bir alandır. Ama şeytan her gün, gece gündüz, insanları batıl ile meşgul eder, ve onları çalıştırır ma la y'ani adna (onları ilgilendirmeyen boş işlerde.) İmkansız olan şeylerin peşinden koşarlar. Bırakın onları. Diyebiliriz ki; küçük bir mahluk, sivrisinek, sivrisineğe yetişebilir misiniz, neden ulaşmak istiyorsunuz yukarı, daha yukarı, daha da yukarı, nedir? Bu sizin alanınız değil, ama şeytanın tüm uğraşı, tek istediği; insana faydalı olan şeyler yerine saçma sapan şeylerle meşgul etmektir sizi. İnsanların hepsi teknoloji adı altında imkansız şeylere ulaşmak gayesindeler. Bütün uğraşları, bütün uğraşları boş işler içindir. Bırakın, diyorum ki, Venüs, Jüpiter veya Mars'ın güneş sisteminin, peşinde koşmayı bırakın. Bırakın bunları ve bakın bir sivrisinek size doğru uçuyor, sizi ısırıyor, onu yakalayın. İntikamınızı ondan alın. Cezalandırın onu! İmkansızdır. Hem o, hem de öteki. Ama şeytanın en büyük arzusu, insanları erişmenin imkansız olduğu bir, bir hedefin peşinden koşturmaktır. Şeytan insanları yoldan çıkarmak, akıllarını ve enerjilerini yanlış yönde kullandırmak için uğraşır. Yanlış yön. Onlar çok, çok, çok detaylı, bir şekilde atomu anlamaya uğraşır, onu göremezler, sadece ileri matematik bilgileriyle bir sonuca, bazı bilgilere ulaşırlar. Bilmiyorlar ki, öğrendikleri tüm bilgi, Alemlerin Rabbi'ne ulaştırır onları. Atomu inceliyorlar ve kendilerini meşgul ediyorlar atomlarla, ama düşünmüyorlar ki her bilgi insanları Rableri'nin ilahi huzuruna ulaştırır. Şeytanın işi insanları kandırmaktır. İnsanları kandırmak veya onları boş işlerle meşgul etmek. Esselamu aleyküm Selefi ulemalar. Burada değil misiniz? Neden? Bu akşam önemli bir davet veya önemli bir toplantınız mı var? Bilmiyorum. Neredesin? Söyle? Neden söylemiyorsunuz? www.saltanat.org Page 2 Hadis nebevi şerif, Peygamberler'in Mührü diyor ki, min husni islam al mar'i tarkuhu ma la ya'nih. Bu doğru mudur? (Doğru, Seyyidi) Doğru mudur? Bu hadisi şerifi görmediniz mi? "Min husni islam al mar'i tarkuhu ma la ya'nih." İlk önce bu hadisi şerif için anlamak için bir anlayış lazım, insanoğlu için söylüyor, Peygamberlerin Mührü söylüyor, Ey insanlar, anlamalısınız, min husni islam al mar'i tarkuhu ma la ya'nih. Merhaba, ya ehli selefu s-salihin ulema. Anlıyor musunuz bu hadisi şerifin anlamını? Ulhim alaik alal qalbi, bu warid, kalbime geliyor size söylemek için, Şeriat doktorlarına ve de Ezher şerif ulemalarına. Büyük bir okyanus, büyük bir okyanus. Her şeyden önce. Her şeyden önce Hişam Efendi, o mutakkabbirin, mutacabbirin selefu s-salih ulemalar onlar bu konuda asla ağızlarını açmazlar. Ve Peygamberlerin Mührü (sas)'in bu hadisi şerifi yeterlidir. Bütün İslam Dünyası'nı batıldan Hakk'a çevirmeye yeterlidir. Ve hayatlarını hayatu n-tayyibah haline getirmeye. Eğer biz kullanırsak ve tatbik edersek (uygularsak). Eğer bu hadisi şerifin anlamını anlarsak ve yutabbik ve uygularsak, - hadise uygun yaşarsak, İngilizce'si nedir? (Hadisi uygulamak) Hayata geçirmek. Şayet Peygamberler'in Mührü'nün tüm ümmeti bu hadisi uygularsa, gökyüzündeki yıldızlar gibi olurlar. Ama hiç duymadım, muhtemelen ben, yaşımı bilmiyorum, Hz. Nuh zamanından kalan biri gibi duruyorsunuz diyorlar bana. Selefi ulemalar, (umar at-tawil Seyyidi). Bu hadisi şerifi kimin için öğretti? Yüce Allah! "Er-Rahman, estauzu Billah, Rahman Kur'an'ı öğretti insanı yarattı. Ona açıklamayı öğretti." (55:1-4). Tamam, bazen hatırlıyorum, bazen hatırlamıyorum, çünkü Selefi Ulemalara çok kızgınım. Subhan Allah. Ey celetul mulükler celseye, kraliyet mahkemenize onları arada sırada, çağırmalısınız denemelisiniz. Bu bir tek hadis sadece İslam Dünyası'nı değil, bütün insanoğlunu kurtarabilir. Belki tüm doğayı, tüm canlıları kurtarabilir. Bu gezegendeki her şeyin hayatını kurtarabilir. Bu hadisi şerif, bir (?). Ey Selefi ulemalar ma ma'ana, Peygamberler'in Mührü'nün manası nedir? Uteetu jawabi'ul kalim, söyleyin, evet? O'nun tebliğleri, Peygamberler'in Mührü'nün tebliğleri ki onlar hadisi şeriflerdir. Bir teki bile tüm milletleri kurtarmaya yeter. Bu hadis acaiptir. Teşrih, anatomi. Teşrih (kesip, parçalama), bunu yapıyor mu doktorlar? Ne derler? (Teşrih). Bakın içinde ne var. İçinde ne var? min husni islam al mar'i tarkuhu ma la ya'nih. Hocamızın öğrettiğine göre çünkü bizim seviyemiz öyle bir seviye değildir. Peygamberler'in Mührü'nden anlatacak kadar. Aşağı, aşağı, aşağı, en alt seviyede bir şeyler anlarız belki de ama bu milleti kurtarmaya yeter, bilhassa da İslam Dünyası'nı. Bana şimdi bu konuda konuşmam bahşedildi onların isimlerinden. Bu, tüm yapılan işleri kapsar anlamındadır. İnsanların tüm uğraşları onlar şunu, bunu yaparlar, denizde, denizaltında, bulutların üstünde, ormanların içinde, çöllerin ortasında. Biz de uğraşıyoruz. Herkes birşey yapmaya uğraşır. ama genelde insanlar, gökyüzünün ölçüsünü kullanmazlar. Bu ölçü sadece seçilmiş olanlara bahşedilmiştir. www.saltanat.org Page 3 Özel kimselere, şerefli kimselere bahşedilmiştir. Şeriat doktorlarına soruyorum, bu hadisi anlatın ve bana o cihaz yoluyla gönderin. Doğru yolda mıyım yoksa yanlış mı? Mümine ve arkasındaki tüm milletlere tüm insanoğluna gösterir uğraşları iki yönde olabilir. Bir istikamet ma ya'ni'dir. Diğeri ise, ma la y'ani. Doğru mu? (Allahu Ekber, Seyyidi, balagha Seyyidi). Hakikatten, ama bu çok, çok büyük bir okyanustur. bütün insanlığı kurtarır. Peygamberler'in Mührü'nün ilahi öğretisi. O'nun milletine, ümmetin konuşmamızı emreder. Bütün milletler O'na aittir. Ama kimse O'nun kim olduğunu anlamak için uğraşmıyor. Alemlerin Rabbi şöyle diyor; O hevadan söylemiyor (53:3). Kimdir o? Neden söylemiyorsunuz? Ve pek çok aptal insan Peygamberler'in Mührü'nün tebliğini reddetmeye çalışır. Bunu yapanları, tuvalet bekçisi olmaya yolluyorum. Peygamberlerin Mührü'nün tebliğini reddetmeye çalışanlara yakışan budur. Ve gün gelecek onları kanalizasyona atacaklar. Onların mezarı kanalizasyon olacak. Sonları kanalizasyonda bitecek. Mısır'da çok ünlü biri varmış diye duydum herşeyi değiştiriyormuş. Yüce Kuran veya Resulullah'un kutsal hadisine uymuyormuş. Bir yere gömülmüş ölünce, ertesi gün bir bakmışlar, vücudu yüzüyor denizdeki yelkenli gibi, kanalizasyonda gidiyor. Almışlar vücudunu başka yere götürmüşler, gömmüşler, sonra bakmışlar yine aynı şey olmuş. Demişler ki bizim elimizden birşey gelmez artık. Bu kendi nefsimizden değil Alemlerin Rabbi'ndendir. İslam'a karşı olan zat için İslam'ın emirlerine karşı gelenler, cebabire devrinin adetlerine uyanlar için. Bu, onun cezasıdır. Onun bedenini çöle de koysanız, aynı şey olacak orada da aynı kanalizasyona düşecek. Allah'tan korkun. O insanlar ki onlar Allah'tan korkmazlar ve sorun yaratırlar, onlar 1 numaralı başbelası olacaklar. Yüce Kur'an'ı bırakıp pek çok batılın, yanlış kuralın peşine düşüyoruz. Biz şuyuz, buyuz diyoruz. Biz demokrat değiliz. Şeriat, Şeriatullah'ın takipçileriyiz. Yüce Kur'an'da demokrasi yoktur. Onlar aptal ve idiottur diyenleri ve asla akılları almıyor diyenleri Yüce Allah onları cezalandıracak, tıpkı o Mısır'daki adamı cezalandırdığı gibi. Evet, Resulullah'ın ne dediğini anlamaya çalışın. Demek oluyor ki, müminin önünde iki yol vardır. Birine ma ya'nih denir. diğerlerine de, malayaniler denir. Ve bize mayanih'i aramamız teklif ve emredildi. Kendi yararımız için, insanoğlunun faydalanması için. Enerjimizi malayani olan şeylere harcamamız için. İnsanoğlu asla boş işlerle oyalanmamalı. Ama bütün milletler malayani peşinde şimdi. Onlar her koşulda tutmamızı emrettikleri Allah'ın emirleri peşinde koşarlar. Buna ma ya'nih, yani mümin denir. Ama insanlar ve inananlar malayani peşinde koşuyorlar. Hişam Efendi, Allah affetsin bizi. Ancak O, içinde bulunduğumuz durumu değiştirebilir. www.saltanat.org Page 4 Üzgünüm, bunu söylediğim için üzgünüm, açılmamış veya kilitlenmiş bir kapıyı, açmaya çalışıyorum, belki Selefi ulemalar bu hadisi şerif hakkında konuşurlar diye. İslam'ın başından yevmel kıyamete kadar anlatsalar asla bitmez. Allah bizi affetsin, tövbe Ya Rabbi, tövbe Ya Rabbi, tövbe estağfirullah. Fatiha, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'in şerefini artır. Önemli, çok önemli bir nokta bu. Tüm dünyayı değiştirebilir. Fatiha. Video Link: http://saltanat.org/videopage.php?id=11842&name=2010-07-06_en_ToConcernOrNot_SN.mp4 www.saltanat.org Page 5