IRAK ZİYÂRET-NÂMESİ VE KERBELÂ ŞEHİTLERİ Ziyaret-Name of Iraq and Karbala Martyrs Книгата “Ърак Зияретнамеси” и загиналите за вярата в Кербеля Hacı YILMAZ ÖZET Elimizdeki belge, daha önce benzerini görmediğimiz bir belgedir. Belge Osmanlı Türkçesiyle yazılmıĢ, bir Müslüman için ziyaret edilmesi gereken ve Ģimdiki Irak toprakları içinde yer alan yerlerin ve Ġslâm büyüklerinin isimlerinin verildiği bir çeĢit harita, tanıtım broĢürü niteliğindedir. Belgenin önemi, içerdiği yer isimleri ve bu yerlerde bulunan mübarek insanların ve ziyaret yerlerinin isimlerinin verilmesinden ileri gelmektedir. Ayrıca, belgenin alt kısmında Kerbelâ’da Ģehit düĢen yetmiĢ iki kiĢinin isimlerinin yer aldığı bir listenin varlığı da belgeye ayrı bir değer kazandırmaktadır; çünkü Kerbelâ Ģehitlerinin isimleri hakkında kaynaklarda değiĢik bilgiler yer almaktadır. Bu yüzden böyle bir belge, bu farklılıklara ıĢık tutacaktır. Belgenin üzerinde bir tarih bulunmamaktadır; ancak yazı türünden ve kelime yapısından, XVII veya XVIII. yüzyıla ait olabileceği düĢünülmüĢtür. Anahtar Kelimeler: Kerbelâ, Kerbelâ Ģehitleri, ġem’un peygamber, Çirkin Abdal ABSTRACT: The document you hold is unique. The document was written in Ottoman Turkish, it is like a brochure, map which includes the areas that are in Iraq and that any Muslim should visit, and that great Islamic people’s names were given. The importance of document results from the place names it included and the giving the names of the blessed men and visiting places being there. Furthermore, The names of 72 martyrs below the document makes it valuable because different information states on the names of Karbala martyrs in the document. So such a document will reveal these differences. There is no date in the document, but it is thought that it may belong to the 17th or 18th century. Key Words: Karbala, Karbala martyrs, ġem’un prophet, Çirkin Abdal РЕЗЮМЕ Настоящият документ е уникален. Написан на старо- турски език. Съдържа религиозните места, важни за всеки мюсюлманин в Иракските земи, имената на великите светци на исляма, географска карта и представлява особен вид информационна брошура. Ценноста на документа идва и от факта че той съдържа имената на местата където са живели светите хора. В долната част на документа е даден списък на загиналите за вярата 72 мъченици в Кербеля.Това дава друга стойност на творбата, защото за мъчениците от Кербеля се дават много различни сведения в други източници. Един такъв документ служи за осветления на различията. Върху документа има една дата но поради начина на писане не се чете добре. Вероятно става въпрос за 17, 18 век. 1 Ключови думи: Кербеля, мъчениците от Кербеля, пророка Шем-ун,Чиркин абдал. SUNUŞ Bütün dinlerde olduğu gibi Ġslâm dininde de Müslüman’larca kutsal sayılan ve ziyaret edilmesinde manevî faydaların olduğuna inanılan yerler vardır. Bunların en önemlisi Ģüphesiz Kâbe’dir. Bununla beraber Peygamberimiz Efendimizin (sav) kabr-i Ģerifleriyle onun arkadaĢ ve ailesinin kabirleri baĢta olmak üzere Ġslâm büyüklerinin bulundukları yerler özel sayılmıĢ ve buraları ziyaret etmek bir dînî vecibe olarak görülmüĢtür; çünkü bu ziyaretlerden amaç sadece gezip görmek değil, aynı zamanda bu insanların manevî iklimlerinden bir nebze olsun istifade etmek olarak kabul edilmiĢtir. Bu amaçla birçok yerler ziyaretçi akınına uğrar. Belli gün ve aylarda buralar insanlarla dolup taĢar. Her ülkede buna benzer yerler olduğu gibi, tüm dünyada o dinin mensuplarınca kutsal sayılan önemli merkezler vardır. ĠĢte elimizdeki bu belge bir Müslüman’ın ziyaret etmesi gereken yerlerin ve buralarda makamları veya kabirleri bulunan mübarek insanların isimlerini vermektedir. Bu sûretle bir çeĢit yol gösterici, yol haritası görevini görmektedir. Belgede Irak toprakları içinde yer alan ve belli baĢlı Ġslâm kültür merkezleri olan Musul, Basra, Bağdat, Kûfe ve bunlara yakın mekânlarda bulunan kutsal makamlarla; özellikle Kerbelâ ve civarı ziyaret yerlerinden bahsedilmektedir. Belgede kimi zaman Ģehir isimleri, kimi zaman da cami ve mescit isimlerine ve bazen de kutsal mekân isimlerine rastlıyoruz. Belgede geçen isimlere bakıldığında bütün Ġslâm âleminin saygı ve sevgi duyduğu, büyük saydığı kiĢilerin isimlerini görmekteyiz. Yine değiĢik tarikatların kendilerine rehber olarak seçtikleri isimlerin birçoğunu da bu belgede görmekteyiz. Belgenin tarihi ve yazanı hakkında herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. Fotokopi olan belge, Türk Kültürü ve Hacı BektaĢ Velî AraĢtırma Merkezi’ne Garip Musa Ocağı dedesi Sayın Musa KarakaĢ tarafından getirilmiĢtir. Kendisi belgeyi EskiĢehir’den aldığını ifade etmekte, aslının orada olduğunu belirtmektedir. Dil olarak Osmanlı Türkçesi kullanılmıĢtır. Yazı türünden ve dil bakımından incelenecek olursa, kesin olmamakla beraber belge, XVII veya XVIII. yüzyıla ait denilebilir. Belgenin bitiminden sonra, alt kısımda, Kerbelâ’da Ģehit olan yetmiĢ iki kiĢinin isimlerinin yer aldığı bir liste eklenmiĢtir. Yazı karakterinden, bu listenin sonradan 2 eklenmediği, belge ile birlikte yazıldığı anlaĢılmaktadır. Fotokopiden dolayı bazı isimlerin okunmasında zorluklarla karĢılaĢılmıĢ, kimi silik isimler okunamamıĢtır. Asıl metne geçmeden önce, böyle bir listenin varlığı ve belgenin içeriğinde ağırlıklı olarak Kerbelâ ve çevresi ziyaret yerlerinin bulunmasından dolayı, tüm Ġslâm âlemini yüzyıllardır yasa boğan ve tüm Müslüman’larca lânetlenen Kerbelâ Olayı’nı kısaca aĢağıya alıyoruz. Kısaca Kerbelâ Olayı ve Mesajları Kerbelâ, günümüzde Irak sınırları içinde yer alan coğrafî bir bölgedir. Kerbelâ’yı önemli kılan Hz. Muhammed’in torunu, Hz. Ali’nin oğlu üçüncü Ġmam Hüseyin’in; Hicrî 680’de, Emevî halifesi Muaviye oğlu Yezid’in askerleri tarafından burada Ģehit edilmesidir. Bu insanlık dıĢı katliam tarihe "Kerbelâ Olayı" olarak geçmiĢtir. Kerbelâ Olayı aradan asırlar da geçse unutulmayacak kadar derin, anlamlı, öğreticidir. Kerbelâ, iyi ile kötünün, zâlim ile mazlûmun, lânetli ile kutsalın, karanlık ile aydınlığın hesaplaĢmasıdır. Ġmam Hüseyin burada kutsallığı, mazlumu, aydınlığı temsil etmektedir. Kerbelâ Olayı’nın kökeni Hz. Peygamber’in Veda Haccı’na ve yazılmayan vasiyetine kadar gider. Bilindiği gibi Hz. Muhammed peygamberliğini açıkladıktan sonra, Ġslâmiyet hızla geliĢti. Bu geliĢme Mekkeli müĢrikleri telaĢlandırdı. Onlar Hz. Muhammed’e olmadık engeller çıkardılar. Hz. Muhammed bütün bu engelleri aĢtı. Hz. Muhammed bütün bu müĢriklerin, putperestlerin çıkardığı sorunlar ve engellerle mücadelede en büyük yardımı Hz. Ali’den görüyordu. Hz. Ali, Peygamber’in yanında eğitim almıĢ, Ġslâmiyet’i ilk kabul etmiĢ ve aynı zamanda Peygamber’in kızı Hz. Fatma ile evlenerek Peygamber’in soyunun sürdürücüsü olmuĢtu. Hz. Ali, Kur’an’da ve onlarca hadiste geçen Ehl-i Beyt’tendir. Ehl-i Beyt, Hz. Muhammed’in ailesi demektir. Ehlibeyt Hz. Muhammed, Hz. Ali, Hz. Fatma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’den oluĢmaktadır. Hz. Muhammed’in Medine’ye hicretinden sonra Ġslâm dini geliĢmeye devam etti. O kadar geliĢti ki, Mekkeli putperestler bile Müslüman oldular. ĠĢte bu putperestlerin içinde Mekke’nin en zengin kiĢilerinden biri olan Ebu Süfyan da vardı. Ebu Süfyan ve benzerleri Ġslâm’a, Peygamber’e inandıkları için Müslüman olmuyorlardı; onlar, geliĢen Ġslâmiyet’in maddî değerlerine sahip olmak için Müslüman oluyorlardı. Hz. Muhammed bütün bunları görüyor ve ona göre de önlem alıyordu. 3 Hz. Ali’ye bir çok haksızlıklar edilmiĢti. Hâlbuki kendisi Peygamber’in iltifat ettiği ve sırlarını paylaĢtığı bir insandı. Hz. Ali bütün bu oyunlara karĢı doğru bildiği Hak yolundan ĢaĢmamıĢ; dünya malına, paraya - pula tamah göstermemiĢti. Hz. Ali kendisine yapılan onca haksızlığa karĢın sabır göstermiĢ; Ġslâm toplumunun içine nifak sokulmasın diye, kan dökülmesin diye insanları doğruluğa davetini sürdürmüĢtür; ama ne yazık ki, Hz. Ali’nin bütün bu çabalarına karĢın dünya malına tamah gösterenler, gözünü iktidar hırsı bürümüĢ olanlar bunu anlamıyordu. Nitekim Ebu Süfyan oğlu Muaviye yaptığı bin bir dalavere ve haksızlıkla kendisini halife ilân ediyordu. Ġslâmiyet’i bir iktidar aracı olarak görüyordu. Muaviye hilafeti de babadan oğula geçecek bir kurum olarak Ģekillendiriyordu. Muaviye dönemindeki Emevî saltanatı salt hilafeti değil; aynı zamanda kendi iktidarlarına hizmet edecek bütün din dıĢı gelenekleri, töreleri, adetleri din adına kurallaĢtırıyor, kurumlaĢtırıyordu. Ehl-i Beyt var gücüyle bütün olumsuzlukları gidermeye çalıĢıyor, insanları gerçeğe davete devam ediyorlardı; ama Muaviye acımasızdı. Hz. Ali Ģehit ediliyor, ardından ikinci imam Hasan zehirlettirilerek Ģehit ediliyordu. Bu arada Muaviye ölüyor, yerine oğlu Yezid geçiyordu. Yezid kendi iktidarı için Ġmam Hüseyin’i tehlikeli görüyordu; çünkü Ġmam Hüseyin Ehl-i Beyt’tendi. Yani Hz. Peygamber’in torunu, Hz. Ali’nin oğluydu. O; doğruluğun, hakkın, adaletin, gerçeklerin yılmaz savunucusuydu. Bu arada, Emevî saraylarında din dıĢı ne varsa, din adına meĢru gösteriliyordu. Halk isyan ediyor, ama Emevîlerin kurduğu askeri teĢkilat halka göz açtırmıyordu. ĠĢte Kûfe halkı da baskılardan bıkmıĢtı. Kûfeliler her gün Ġmam Hüseyin’e davet üstüne davet gönderip kendisini halife olarak kabul ettiklerini belirtiyorlardı. Ġmam Hüseyin engin öngörüsüyle Kûfelilerin ihânet edebileceklerini biliyor; buna karĢın kendi sorunluluğunun gereğini yerine getireceğini söylüyordu ve Ġmam Hüseyin yakın aile çevresi ile Kûfe’ye gitmek için yola çıkıyordu. Emevî saltanatının sürdürücüsü lânetli Yezid bu durumu haber alıyor ve önüne engeller çıkarıyor, onu öldürmek için planlar kuruyordu. Yezid ve taraftarları Kûfelilerden Hz. Hüseyin taraftarlarını baskı altına aldılar. Bazılarını ise, rüĢvetle ve çeĢitli vaatlerle Ġmam Hüseyin’e olan bağlılıklarından vazgeçirdiler. Yezid’in ordusu binlerce kiĢiden oluĢmasına rağmen Ġmam Hüseyin’in ailesi yaklaĢık olarak 70-73 kiĢiden oluĢuyordu. Yezid’in komutanları Ġmam Hüseyin’e, Yezid’e biat etmesini ve böylelikle onu bırakacaklarını söylediler. Ġmam Hüseyin asla zâlime biat etmeyeceğini, boyun eğmeyeceğini ve gerekirse bunun için 4 Ģehit olacağını defalarca tekrarladı. Ġmam Hüseyin dediği gibi yaptı ve Yezid’e biat etmeyerek onurlu bir Ģekilde direnerek Ģehit düĢtü. Kerbelâ Olayı Ġslâm’da, safları netleĢtirmiĢtir. Zâlime asla biat edilmeyeceğini göstermiĢtir. Alevilik inancında Kerbelâ Olayı büyük bir öneme hâizdir. Aleviler dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, adları ne olursa olsunlar; Hz. Hüseyin’e bağlıdırlar. Onun için oruç tutarlar, yas tutarlar. Onun çektiği acıları bir nebze de olsa hissetmek için çile çekerler. Alevîler sadece yas tutarak Ġmam Hüseyin’i anmazlar. Aynı zamanda ondan her defasından bir Ģeyler öğrenirler. Dünya döndükçe, insanlar var oldukça Kerbelâ unutulmayacaktır. Kim olursa olsun, Peygamber torunlarına yapılan bu zulmü tasdik edemez. Kerbelâ’da olanlar, içinde bir nebze peygamber sevgisi olanlar için kabul edilemez bir durum ve lânetlenecek bir olaydır; çünkü Peygamber Efendimiz Hz. Hüseyn ve Hasan için gözümün nurları demiĢtir. O’nun böyle dediği insanlar, elbette tüm Müslüman’ım diyenler için önemli olmalıdır; çünkü onun sevdiği, bizim de sevgilimizdir. [ZİYÂRET-NÂME]1 BaĢ tarafta bir büyük, altı küçük ve içlerinde on iki imamın isimleri yazılı olan hilye(mühür)ler vardır. Ayrıca belgenin sağ üst köĢesinde “(Lâ fetâ illâ Ali) lâ seyfe illa zülfikar” / “(Ali’den başka yiğit), Zülfikar’dan baĢka kılıç yoktur” ibaresi vardır ki; Ali’den baĢka yiğit yoktur kısmı, yırtık olduğun için eksiktir) Yine asıl metin baĢlamadan önce Hazret-i Peygamber’le beraber Medine’de yatan Ģahısların ve On iki Ġmam’ın mezarlarının bulunduğu yerlerin isimleri vardır ki, bu kısım Ģöyledir: -Hazret-i Muhammed Mustafâ sallallahü aleyhi ve âlihî ve sellem ashabıyla kabr-i Ģerifleri Medîne’dedir. -Ġmam Ali Necef’te medfundur -Ġmam Hasan Medine’de medfundur. -Ġmam Hüseyn Kerbelâ’da medfundur 1 Bu baĢlık çevirmene aittir. Ġsim belgenin içeriğine bakılarak verilmiĢtir. Belgenin orijinali Seyyid Garip Musa Derneği arĢivindedir. Belge, Türk Kültürü ve Hacı BektaĢ Velî AraĢtırma Merkezi’ne Musa KarakaĢ tarafından intikal ettirilmiĢtir. 5 -Hazreti Ġmam Zeynelâbidîn Medine’de medfundur. -Hazreti Ġmam Muhammed Bâkır Medîne’de medfundur -Hazreti Ġmam Ca’fer-i Sâdık Medîne’de medfundur -Hazreti Ġmam Mûsâ Kâzım Bağdat’ta medfundur. -Hazreti Ġmam Ali Rıza (Ġran) MeĢhed’de medfundur. -Hazret-i Ġmam Muhammed Takî Bağdat’ta medfundur -Hazreti Ġmam Alî Nakî Semirra’da medfundur -Hazreti Ġmam Hasan Askerî Semirra’da medfundur -Hazreti Ġmam Muhammed Mehdî ğaibtedir ASIL METİN Elhamdülillâhi rabbi’l-âlemîn va’s-salâtü ve’s-selâmü alâ nebiyyihî Muhammed ve âlihî ve ashâbihî husûsan çehâr-ı yâr-ı pâk-ı gevher Ebû Bekr ve Omer ve Usmân ve Haydar rıdvânullâhi teâlâ aleyhim ecmaîn. Emmâ ba’d, bu sutûr-ı mübâreke tahrîrinde(n) ğaraz oldur ki, ……..kadem ve dîdesin na leyn-i kulûb-i marâkıd-ı âlîmakâm a nî atebetün aleyhi Hazret-i Ġmâm Alî ve Âdem Safî ve Nûh Nebî ve ġem’ûn safâ ziyâret idüb Kûfe câmiinde olan mihrâb-ı enbiyâ’ ve evliyâ’ ve mi’râc-ı rasûlillâh sallallâhu aleyhi ve sellem ve Müslim ibn-i Akîl ve Hânî Urveye ziyâret idüb Kûfe Ģehrinde olan evlâd-ı Ġmâm Zeyne’l-Âbidîn ve makâm-ı Ġmâm Alî ve Zeyneb Ġmâm Alî kızı ve Ġmâm Hüseyin kızı Sekîne Bânû ve Mescid-i Sehle ziyâret idüb Hallede? vâki’ olan Hazret-i Ġmâm Ca’fer Sâdık makâmı ve Muhammed Mehdî makâmı ve Akîl Ali ve Sultân hucce-i ve Ġmâmzâde Ebu’lKâsım ve Ġmâm Muhammed Tâhir ve Mescid-i ġems ve Selmân-ı Fârisî makâmı ve Hazret-i peyğamber makâmı ziyâret idüb hâk-ı pâk-ı Kerbelâ’da olan Hazret-i seyyidü’Ģ-Ģühedâ’ ve nûr-ı dîde-i Mustafâ ve surûr-ı sîne-i Mürtezâ ve ciger kûĢe-i Fâtıma-i Zehrâ el-Ġmâm el-ma’sûm ebî Abdullâh el-Hüseyn ve Alî ibn-i el-Hüseyn ve Abbâs ibni Alî ve Hur Ģehîd ve Ġmâm Hüseyn mübârek haymegâhı ve Sultân Ġbrâhîm Mücâb ve Ġmâm Ca’fer Sâdık makâmı ziyâret idüb Bağdâd’da âsûde olan Hazret-i Ġmâm Mûsâ Kâzım ve Ġmâm Muhammed Cevâd ve Ġsmâ’îl ve Ġbrâhîm Zebîh ziyâret idüb Samara(Semira)’da vâki’ olan Hazret-i Ġmâm Alî Hâdî ve Ġmâm Hasan Askerî ve Ġmâm Muhammed Mehdî makâmı ve Nergis Hâtun ve Hakîme Hâtun ziyâret idüb Bağdâd’da olan Hazret-i Ġmâm Mûsâ Kâzım vâlidesi ve Ġmâm A’zâm ve ġeyh Abdülkâdir Geylânî ve ġeyh Ma’rûf Kerhî ve ġeyh Cüneyd Bağdâdî ve ġeyh ġehâbeddîn Sühreverdî ve ġeyh Muhammed Ğazâlî ve ġeyh Ebâ Yûsuf Muhammed ve 6 ġeyh Sırrı Sakâtî Dâvud-ı Tâî ve ġeyh Ebû Bekr ġiblî ve ġeyh Nûreddîn Horasânî ve ġeyh Behlül Dânâ ve ġeyh Mansûr Hallâc ve Kanber Alî ve Selmân-ı Fârisî ve Lokmân Hakîm ve Civânmerd Kassâb ve sittî Hediye ve sittî Gülsûm ve YûĢa’….ve Meryem binti Imrân ve sittî Zübeyde ve Muhammed ibni Fazl ve Ġbrâhîm ibni Fazl ve ġeyh Sirâceddîn ve Ģeyhu’l-meĢâyih ve ġeyh Muhammed Âkûlî ve Avn Alî ve Muîn Alî ve ġâhîn Dede ve Ni’met Dede ve Baba Çirkin Abdâl ve mıntıka-i Ġmâm Mûsâ ziyâret idüb Musul’da vâki’ olan Cercis peyğamber ve Yûnus peyğamber ve Sultân Muhammed Hayfe makâmı ve Muhsin ibni Hasan ve Abdâl ibni Ġmâm Alî ve ġeyh Fethullâh Mavsılî ve ġeyh en-Nesâc ve Ġmâm Avnü’d-dîn ziyâret idüb Basra’da âsûde olan Talha ve Zübeyr ve hızrayâdan ve Enes ibni Mâlik ve ġeyh Basrî ve Ġmâm Alî makâmı ziyâret idüb çûn bu emâkin-i Ģerîfe mahall-i icâbet-i duâ’ olmağın cihet-i mezîd-i ömr ve devlet-i Hazret-i pâdiĢâh-ı Ġslâm içün ve mü’mîn ve mü’minât ve müslim ve müslimât içün ve kâffe-i ehl-i îmân içün kemâ yenbeğî ziyâret idüb ve bu âstanlarda mücâvirî olan seyyidlerden ve huddâmlardan iltimâs-ı Fâtiha ve Fatiha ve hayır duâ idüb ümîd ki kabûl ola. Yetmiş iki Şehîd ki Hazret-i İmâm Hüseyn İle Şehîd Olmuşlar Budur ki, Abbâs bin Alî Kinâne bin Atîk Osman bin Alî Berîr bin Huneyne Ebû Bekr bin Alî Sîre bin Abdullah Ömer bin Alî Abdullâh Lâzîmî(Lâzî) Ca’fer ibni Akîl Nu’mân bin Amr Hassân bin Hâris Mes’ûd bin Uccâc Müslim bin Mıhtad Ukeyye (Ukbe) bin Sem’ân Abdullâh bin Alî Ebî Temle Sudây Mecma’ bin Abdullâh …. Kâsım bin Hasan Haccâc bin Zeyd Avn bin Alî … Habîb Mezâhir Züheyr bin Cafer bin Alî Cuvâ’ bin Emrî Hammâd bin Hammâd Menhac bin Abdullâh Abdullâh bin Hasan ….. Naîm bin Uclân Amr bin …. 7 Züheyr bin Alkîn …..ibni Mâlik Avf bin Alî Amr bin Dâkî Cellâs bin Ömer Cevr (Cevre) bin Mâlik Ali Asğar bin Ġmâm Hüseyn Amr bin Kırta Âmir bin Mâlik BeĢir bin Züheyr Cezîr bin Zeyd Enes bin Kâhilî Kays bin Mihr?… Duayye bin Ömer …. Müslim bin Avsecî Alî Ekber bin Ġmâm Hüseyin Münzir bin Mufaddal Âmir bin Halîl Sıram bin Mâlik Saîd bin Abdullâh Mâlik bin Abdullâh Bedr bin Kayz Kasım bin …. Nâfiî bin Hilâl Habîb Mezâhir Kays bin Abdullah Haccâc bin … Kâsit bin Züheyr Vehb bin Külenî. Abdurrahmân bin Müslim Sekbân bin Hût ………. Süveyd….. Abdullâh bin Amr Züheyr … …. Kâsım bin Habîb Abdurrahmân bin Urve …bin Sem’an Muhammed bin Abdullâh Günümüz Türkçesine Çevirisi ġükür âlemlerin rabbine; dua ve selam ise, Hazreti Peygamber’in, onun ailesinin, arkadaĢlarının özellikle de dört büyük kiĢi Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Haydar (Hz.Ali)ın üzerine olsun. Bundan sonrasına gelince; Bu mübarek satırların yazılmasının sebebi…2yüce makam sahiplerinin kabirlerini ziyaret edip onların eĢiklerine yüz sürmektir ki, bu makamın sahipleri; Ġmam Ali, Hz. Âdem, ġem’û n3 peygamberin kabrini; Kûfe Camii’nde bulunan Âkil oğlu Müslim’i, Hânî Urve’yi; Kûfe Ģehrinde bulunan Ġmam 2 Bu kısım belgenin yazılıĢ sebebinin yazıldığı kısımdır; ancak mürekkebi kırmızı olduğundan fotokopide çıkmadığı için ne yazık ki okumak mümkün olmamıĢtır. 8 Zeynelâbidîn’i, Ġmam Ali’nin makamını, Ġmam Ali kızı Zeyneb’i, Ġmam Hüseyin kızı Sekîne Bânû’yu, Sehle Mescidi’ni; Halle’de bulunan Ġmam Cafer Sâdık makamını, Muhammed Mehdî makamını; Âkil Ali, Ġmamzâde Ebu’l-Kâsım ve Ġmam Muhammet Tâhir’i; ġems Mescidi’nde Selmân-ı Fârisî makamını ve Hazreti Peygamber makamını; Kerbelâ toprağında yatan Ģehitlerin efendisi, Hz. Peygamber’in gözünün nûru, Hazreti Ali Efendimiz’in gönlünün neĢesi, Fatıma anamızın ciğerinin köĢesi olan, Abdullah’ın babası Hazreti Ġmam Hüseyin’i; Hüseyin’in oğlu Ali’yi, Ali oğlu Abbas’ı, ve Ģehîd Hur’u, Ġmam Hüseyin’in çadır kurdukları mübarek yeri, Sultan Ġbrâhim Mücâb ve Ġmam Cafer Sâdık makamlarını; Bağdat’ta bulunan Ġmam Mûsâ Kâzım, Ġmam Muhammed Cevât, Hz. Ġsmâîl ve Ġbrahim Peygamber’leri; Samara’da bulunan Ġmam Ali Hâdî, Hasan Askerî, Muhammet Mehdî’nin makamını; Nergis Hatun ve Hakime? Hatun’u, Bağdat’ta bulunan Ġmam Mûsâ Kâzım’ın annesini, Ġmam A’zam’ı; ġeyh Abdülkâdir Geylânî, ġeyh Ma’rûf Kerhî, ġeyh Cüneyd Bağdâdî, ġeyh ġehâbeddîn Sühreverdî, ġeyh Muhammed Ğazâlî, ġeyh Ebu Yûsuf Muhammed, ġeyh Sırrı Sakâtî, Dâvud-ı Tâî, ġeyh Ebû Bekr ġiblî, ġeyh Nûreddîn Horasânî, ġeyh Behlül Dânâ, ġeyh Mansûr Hallâc, Kanber Alî, Selmân-ı Fârisî, Lokmân Hakîm, Civânmerd Kassâb, Seyyide Hediye, Seyyide Gülsûm ve YûĢa’….ve Ġmrân kızı Meryem, Seyyide Zübeyde, Fazl oğlu Muhammed, Fazl oğlu Ġbrâhîm, ġeyh Sirâceddîn, ġeyh Muhammed Âkûlî, Avn Alî, Muîn Alî, ġâhîn Dede, Ni’met Dede, Baba Çirkin Abdâl, Ġmâm Mûsâ ziyaretlerini; Musul’da bulunan Cercis Peygamber, Yûnus Peygamber, Sultân Muhammed Hayfe makâmını; Hasan oğlu Muhsin, Ġmâm Alî oğlu Abdâl?, ġeyh Fethullâh Mavsılî, ġeyh en-Nesâc, Ġmâm Avnüddîn’i; Basra’da olan Talha, Zübeyr, 3 Ġsrâiloğulları’na gönderilen peygamberlerden olduğu rivâyet edilen mübârek zât. ġemsûn diye de zikredilir. Peygamber Efendimiz sallâllâhü aleyhi ve sellem; ''GeçmiĢ zamanda ġem'ûn (ġemsûn aleyhisselâm) adlı bir peygamber vardı. Allahü Teâlâ’nın rızâsı için bin ay devamlı cihât edip, silahını omzundan çıkarmadı.'' buyurdu. Eshâb-ı kirâm; ''KeĢke bizim ömrümüz de uzun olsaydı da, biz de din uğrunda Allah için cihât etseydik.'' dediler. Bunun üzerine Kadr Sûresi nâzil olup; “'Size verilen Kadir gecesi, bin aydan daha hayırlıdır (Bu gecenin sevâbı, bin ay cihât etmenin sevâbından çoktur.)” buyruldu. Ġsâ aleyhisselâm’la Muhammed aleyhisselâm arasında yaĢamıĢ olan ġem'ûn aleyhisselâm, Ġncil ehlindendi. Ġsâ aleyhisselâm’a indirilen, henüz bozulmamıĢ Ġncil-i Ģerife göre amel ederdi. Kavmiyse putlara tapardı. ġem'ûn aleyhisselâm, Allahü Teâlâ’yı inkâr eden ve putlara tapan sapık kavimle cihât (savaĢ) edip, onları imâna çağırdı. Çok güçlü ve cesûr bir zât olan ġem'ûn aleyhisselâm’ı düĢmanları türlü hilelerle Ģehit etmek istediler. Hangi bağla bağladılarsa, o bağı kırıp kurtuldu. YaĢadığı Ģehrin hükümdarı onu yakalatıp köĢkünün önünde asılmasını emretti. Bunun üzerine ġem'ûn aleyhisselâm, Allahü Teâlâ’ya yalvarıp; “Yâ Rabbi! Dünyâda yaĢamayı, kâfirlerle senin yolunda cihât etmek için isterim. Eğer bu isteğim kalpten ve samimiyse beni kurtar.'' diyerek duâ etti. O anda bir melek gelip bağı çözdü. ġem'ûn aleyhisselâm kurtulunca kendisine eziyet eden hükümdarı, adamlarını ve kendi hanımını cezâlandırdı. Ġnsanları hak yola dâvete devâm etti. Ona inanmayanlarla tek baĢına cihât (harp) etti. Çok ganimet elde etti. Cihât ederken susadığı zaman Allahü Teâlâ onun için taĢtan, gâyet lezzetli bir su akıtırdı. O kanıncaya kadar akardı. Kendisine büyük bir güç ve kuvvet verilmiĢti. (http://www.sevde.nl/dini/peygamberler/semun.htm) 9 büyüklerden Enes ibni Mâlik, ġeyh Basrî, Ġmâm Alî makâmını ziyâret etmek gerekir; çünkü bu Ģerefli yerler duâların kabul edildiği yerler olduğundan; uzun ömür, padiĢahımızın devletinin devamı, Ġslâm’ın ve tüm inananların selâmeti için; bu mekânları gereği gibi ziyaret etmek, bu tekkelerin ve ziyaret yerlerinin yakınlarında bulunan seyyitlerden ve buralara hizmet eden hizmetkârlardan hayır dua almak lazımdır. Umulur ki Allah kabul eder. Kerbelâ’da ġehit Olanların Ġsimleri ġöyledir: Abbâs bin Alî Kinâne bin Atîk Osman bin Alî Berîr bin Huneyne Ebû Bekr bin Alî Sîre bin Abdullah Ömer bin Alî Abdullâh Lâzîmî (Lâzî) Ca’fer ibni Akîl Nu’mân bin Amr Hassân bin Hâris Mes’ûd bin Uccâc Müslim bin Mıhtad Ukeyye (Ukbe) bin Sem’ân Abdullâh bin Alî Ebî Temle Sudây Mecma’ bin Abdullâh …. Kâsım bin Hasan Haccâc bin Zeyd Avn bin Alî … Habîb Mezâhir Züheyr bin Cafer bin Alî Cuvâ’ bin Emrî Hammâd bin Hammâd Menhac bin Abdullâh Abdullâh bin Hasan ….. Naîm bin Uclân Amr bin …. Züheyr bin Alkîn …..ibni Mâlik Avf bin Alî Amr bin Dâkî Cellâs bin Ömer Cevr(Cevre) bin Mâlik Ali Asğar bin Ġmâm Hüseyn Amr bin Kırta Âmir bin Mâlik BeĢir bin Züheyr Cezîr bin Zeyd Enes bin Kâhilî Kays bin Mihr?… Duayye bin Ömer …. Müslim bin Avsecî Alî Ekber bin Ġmâm Hüseyin Münzir bin Mufaddal 10 Âmir bin Halîl Sıram bin Mâlik Saîd bin Abdullâh Mâlik bin Abdullâh Bedr bin Kayz Kasım bin …. Nâfiî bin Hilâl Habîb Mezâhir Kays bin Abdullah Haccâc bin … Kâsit bin Züheyr Vehb bin Külenî. Abdurrahmân bin Müslim Sekbân bin Hût ………. Süveyd….. Abdullâh bin Amr Züheyr … …. Kâsım bin Habîb Abdurrahmân bin Urve …bin Sem’an Muhammed bin Abdullâh KAYNAKLAR İnternet Kaynakları http://www.sevde.nl/dini/peygamberler/semun.htm 11