15 Nisan 2016 Haftanın Gündemi-Beklentiler TCMB ve toplantıları izlenecek... ECB Küresel piyasalarda gelişmekte olan ülkeler lehine olan ortam bu hafta da sürdü. İyi gelen Çin dış ticaret verileri ve Çin’de büyümenin beklentiler civarında olması piyasalardaki risk iştahını olumlu etkiledi. Bu arada Fed’in Nisan ayında faiz artırmayacağına hemen hemen kesin gözüyle bakılıyor. Ancak küresel piyasalardaki düzelme ve Çin ekonomisinin göreli olarak daha istikrarlı seyretmesi, Fed’in gelecek aylarda faiz artırımına gitmesi olasılığını da yükseltmekte. Bu hafta petrol fiyatlarında da artışın devam etmesi özellikle gelişmekte olan piyasaları olumlu etkiledi. Pazar günü Doha’da yapılacak olan petrol üreticisi ülkeler toplantısı öncesinde petrol yükseldi. Ancak İran’ın bu toplantıya katılmayacak olması fiyatlardaki yükselişi sınırladı. Öte yandan, ABD dolarındaki değer kaybı bu hafta durdu, hatta dolar euro ve yene karşı değer kazanmaya başladı. Bunda Fed’in önümüzdeki dönemde faiz artırabileceği beklentilerinin tekrar gündeme gelmesinin payı vardı. Ancak ABD’den gelen son enflasyon verileri hala düşük enflasyon sürecinin devam ettiğine işaret etmekte. Yine de petrol fiyatlarının artış eğiliminde oluşu ve çekirdek enflasyondaki kıpırdanma ABD’de enflasyonda gelecek aylarda yukarı yönlü bir artış olabileceğine işaret ediyor. Öte yandan, bu hafta sonu IMF ve Dünya Bankası’nın bahar toplantıları var. Ayrıca G-20 maliye bakanları ve merkez bankası başkanları toplanıyor. Diğer taraftan Doha’daki petrol toplantısı da piyasalar tarafından yakından izleniyor. ABD Doları bu hafta biraz toparlandı. Dolar, euro ve yene karşı hafif değer kazandı. Euro/dolar paritesi 1.1290; dolar/yen ise 108.95 civarında seyrediyor. Petrol fiyatlarındaki artış sürdü. Hafta başında hızla yükselen fiyatlar hafta sonuna doğru biraz ivme kaybetti. Vadeli Brent ham petrolünün varili 42.75 dolar, ABD hafif ham petrolünün varili 40.45 dolar civarında. Altın fiyatları ise bu hafta dolardaki güçlenmeyle birlikte değer kaybetti. Hafta başına 1250 dolarda başlayan altın 1228 dolar civarında haftayı kapattı. Türkiye’de cari işlemler açığı, işsizlik ve bütçe verileri açıklandı. Cari açık Ocak-Şubat döneminde 4.1 milyar dolara geriledi; 12 aylık açık 32 milyar dolardan 30.5 milyar dolara indi. İşsizlik oranı ise Ocak döneminde geçen yılın aynı dönemine göre çok hafif geriledi ve %11.3’den %11.1’e düştü. Mevsimsellikten arındırılmış işsizlik oranı da aylık bazda %10.3’den %10.1’e indi. Bütçede ise Mart ayında açık verilmesine rağmen yılın ilk çeyreğinde fazla verildi. Geçen yıl Ocak-Mart döneminde 5.4 milyar TL açık veren bütçe bu yıl aynı dönemde 46 milyon TL fazla verdi. 1 Türkiye piyasaları bu hafta yine dalgalı seyretti. Hafta başına 2.85 civarında başlayan dolar/TL paritesi Merkez Bankası başkanlığına atama yapılması, olumlu cari açık verisi ve küresel piyasalarda risk iştahının devam etmesiyle 2.82’ye kadar indi. Hafta içinde ise doların küresel piyasalarda tekrar artış eğilimine girmesi dolar/TL’nin 2.87’ye kadar yükselmesine yol açtı. Merkez Bankası’nın haftaya yapılacak toplantısında yeni bir faiz indiriminde bulunacağına yönelik beklenti Türk Lirası’nı olumsuz etkilemekte. Faizlerde de aynı beklentiyle sert bir gerileme yaşandı. İki yıllık gösterge tahvilin bileşik faizi %9.30’a kadar indi. Haftaya yurtiçinde Merkez Bankası’nın PPK toplantısı önem taşıyor. 20 Nisan’da yapılacak olan toplantıda bankanın faiz indiriminde bulunmasına yönelik beklenti yüksek. Ancak faiz indiriminin ne kadar olacağı ve hangi oranları kapsayacağı önem taşımakta. Politika faizinde herhangi bir indirim beklemiyoruz. Faiz koridorunun üst bandında yapılacak 50 baz puana kadar bir indirimin ise döviz kurunu fazla etkilemesini beklemiyoruz. 50 baz puanı aşabilecek indirimler ise Türk Lirası’nın özellikle dolar karşısında zayıflamasına neden olabilecektir. Bu çerçevede, dolar/TL paritesinin 2.85-2.90 aralığında hareket edeceğini tahmin etmekle birlikte, Merkez Bankası’ndan gelebilecek büyük boyutlu faiz indirimlerinin paritede 2.90 eşiğinin geçilmesine yol açabileceğini düşünüyoruz. Faizlerde ise gerilemenin devam edeceğini öngörüyoruz. İki yıllık tahvilin bileşik faizlerinde %9.20’ye doğru bir iniş bekliyoruz. Bu arada küresel piyasalarda hafta sonunda yapılacak olan IMF, Dünya Bankası ve G20 toplantıları önem taşıyor. Ayrıca haftaya Avrupa Merkez Bankası’nın faiz toplantısı da piyasalar tarafından yakından izlenecek. TÜRKİYE’DE BU HAFTA Son ekonomik gelişmeler... Cari işlemler açığı petrol fiyatlarında düşük seyrin devam etmesiyle Şubat ayında beklentilerin altında kalarak 1.79 milyar dolar olarak gerçekleşti. Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, cari işlemler açığı, Ocak-Şubat döneminde 4.12 milyar dolar olurken, 12 aylık cari işlemler açığındaki düşüş de devam ederek Ağustos 2010'dan bu yana en düşük seviyeye geldi. Böylece kümülatif açık Ocak ayındaki 32.04 milyar dolardan 30.51 milyar dolara geriledi. Cari denge Ocak ayında 2.34 milyar dolar, geçen yılın Şubat ayında ise 3.31 milyar dolar açık vermişti. Güncel OVP'ye göre cari açığın 2016 yılını 28.6 milyar dolar ile tamamlaması beklenirken, bu rakam GSYH'nın yüzde 3.9'una denk geliyor. Şubat ayında cari açıktaki gerilemede dış ticaret açığının bir önceki yılın aynı ayına göre 1.48 milyar dolar azalarak 1.96 milyar dolara düşmesi ve birincil gelir dengesi açığının 99 milyon dolar azalarak 717 milyon dolara gerilemesinin etkili olduğu belirtildi. Hizmetler dengesinden kaynaklanan net gelirler ise 228 milyon 2 dolar azalarak 495 milyon dolara düştü. Parasal olmayan altın kalemi altında, net altın ihracatı bir önceki yılın Şubat ayına göre 292 milyon dolar azalarak 1.21 milyar dolar oldu. Hizmetler dengesi altında seyahat kaleminden kaynaklanan net gelirler, bir önceki yılın aynı ayına göre 170 milyon dolar azalarak 613 milyon dolara düştü. Birincil gelir dengesi kalemi altında yatırım geliri kaleminden kaynaklanan net çıkışlar, bir önceki yılın aynı ayına göre 121 milyon dolar azalarak 670 milyon dolar oldu. Doğrudan yatırımlardan kaynaklanan net girişler, bir önceki yılın aynı ayına göre 695 milyon dolar azalarak 140 milyon dolar olarak gerçekleşti. Portföy yatırımları 1.09 milyar dolar net giriş kaydetti. Alt kalemler itibarıyla incelendiğinde, yurtdışı yerleşiklerin hisse senedi piyasasında ve devlet iç borçlanma senetleri piyasasında sırasıyla 444 milyon dolar ve 744 milyon dolar net alım yaptığı görüldü. Net hata ve noksan kaleminde, önceki ay görülen 1.06 milyar dolarlık çıkışın ardından, Şubat ayında 2.88 milyar dolarlık giriş oldu. Resmi rezervler 646 milyon dolar arttı. Ocak döneminde işsizlik oranı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 0,2 puan düşerek %11,1 olarak gerçekleşti. Tarım dışı işsizlik oranı da benzer şekilde aynı dönemde 0,4 puan gerileyerek %13 oldu. Genç işsizlik oranı da gerilemeyi sürdürdü ve 0,8 puanlık bir düşüşle %19,2 oldu. İşgücüne katılım oranı ise önceki yılın aynı dönemine göre 0,7 puanlık artış göstererek %50,7 olarak gerçekleşti. Ocak döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre, işgücündeki 852 bin kişilik artışın, 821 bin kişilik istihdam artışını aşmasıyla toplam işsiz sayısı 31 bin kişi arttı. Sektörel olarak tarım istihdamı 30 bin kişi, sanayi istihdamı 48 bin kişi azalırken; inşaat sektöründe 68 bin ve hizmetler sektöründe 832 bin kişilik istihdam artışı kaydedildi. Mevsimsel etkilerden arındırılmış rakamlara bakıldığında ise işsizlik oranı Ocak döneminde, Aralık dönemine göre 0,2 puan düşüşle %10,1'e geriledi. Bunda işgücüne katılım oranının yatay kalması etkili, zira işgücüne katılım oranı son 5 aydır %51,6’da yatay seyrediyor. İşsizlik oranındaki gerilemeye rağmen istihdamın sektörel kompozisyonu ise dengesiz. Tarım istihdamı 5 bin kişilik hafif düşüşle yatay seyrederken, sanayi istihdamının zayıflamayı sürdürdüğü görülüyor. Kasım ve Aralık dönemlerinde azalan sanayi istihdamı Ocak döneminde de 11 bin kişi azaldı. İnşaat ve hizmet sektörü istihdamı ise sırasıyla 16 bin ve 95 bin kişi arttı. Bu şekilde, toplam tarım dışı istihdamdaki 100 bin kişilik artış bütünüyle hizmetler ve inşaat istihdamından kaynaklanmış oldu. 2015 yılı ilk çeyreğinde 5.4 milyar TL açık veren bütçe 2016 yılı ilk çeyrekte 46 milyon TL fazla verdi. Geçen yıl ilk çeyrekte 12.7 milyar TL faiz dışı fazla (FDF) verirken bu yıl ilk çeyrekte bu rakam 16.5 milyar TL oldu. OVP'de bütçe açığı hedefi bu yıl 29.7 milyar TL olarak öngörülüyor. İlk çeyrekte bütçe gelirleri bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 16.4 artarak 131.7 milyar TL oldu. Vergi gelirleri ise ilk çeyrekte yüzde 12.7 artarak 108.5 milyar TL olarak gerçekleşti. Verilere göre bütçe giderleri ise yüzde 11 artarak yine 131.7 milyar TL oldu. Faiz giderleri ise ilk çeyrekte bir önceki yıl aynı döneme göre yüzde 9 azalarak 16.47 milyar TL oldu. 2015 yılının ilk çeyreğinde 1.6 milyar TL olarak gerçekleşen özelleştirme gelirleri bu yılın ilk üç aylık döneminde 6.1 milyar TL'ye yükseldi. Bu yıl yeni bir özelleştirme yapılmadı ancak Özelleştirme Yüksek Kurulu 3 tarafından onaylanan ya da geçmişte elde edilen gelirlere yönelik taksit ödemelerinden kaynaklı özelleştirme gelirleri artış gösterdi. Öte yandan verilere göre geçen yıl Mart'ta 6.8 milyar TL açık veren bütçe bu yıl aynı ayda 6.6 milyar TL açık verdi. Geçen yıl Mart'ta 655 milyon TL faiz dışı açık veren bütçe bu yıl aynı ayda 160 milyon TL faiz dışı fazla verdi. Mart ayında vergi gelirleri ise yüzde 13.8 artış gösterdi ve 30.5 milyar TL oldu. Özel sektörün yurtdışından sağladığı uzun vadeli kredi borcu, Şubat sonu itibariyle 2015 yıl sonuna göre 2.8 milyar dolar artarak 198.4 milyar dolara yükseldi. Merkez Bankası verilerine göre, 2015 yıl sonuna göre bankaların kredi biçimindeki borçlanmaları 987 milyon dolar artarken, tahvil ihracı biçimindeki borçlanmaları 112 milyon dolar azaldı. Aynı dönemde, bankacılık dışı finansal kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmaları 296 milyon dolar azalırken, tahvil stoku ise 3.4 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Sözkonusu dönemde, finansal olmayan kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmalarının 2.2 milyar dolar arttığı, tahvil stokunun ise 5.7 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiği gözlendi. Şubat sonu itibarıyla özel sektörün yurtdışından sağladığı kısa vadeli kredi borcu (ticari krediler hariç) 1 milyar dolar azalarak 19.8 milyar dolar oldu. Özel sektörün yurtdışından sağladığı toplam kredi borcu, kalan vadeye göre incelendiğinde, 1 yıl içinde gerçekleştirilecek olan anapara geri ödemelerinin toplam 70.2 milyar dolar tutarında olduğu gözlendi. Türkiye'nin kısa vadeli dış borç stoku, Şubat sonu itibariyle 2015 sonuna göre yüzde 2.5 artışla 105.3 milyar dolar oldu. TCMB verilerine göre, bu dönemde, bankalar kaynaklı kısa vadeli dış borç stoku yüzde 4.1 artarak 67.7 milyar dolar olurken, diğer sektörlerin kısa vadeli dış borç stoku yüzde 0.3 azalarak 37.4 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bankaların yurtdışından kullandıkları kısa vadeli krediler, 2015 yıl sonuna göre yüzde 6.8 azalışla 21.3 milyar dolar, yurtdışı yerleşiklerin döviz tevdiat hesabı yüzde 1.1 azalarak 15.1 milyar dolar olarak gerçekleşti. Banka mevduatı, 2015 yıl sonuna göre yüzde 3.7 artışla 18 milyar dolar ve yurtdışı yerleşiklerin TL cinsinden mevduatları 2015 yıl sonuna göre yüzde 39.2 artarak 13.4 milyar dolar oldu. Borçlu bazında incelendiğinde, tamamı kamu bankalarından oluşan kamu sektörünün kısa vadeli borcu 2015 yıl sonuna göre yüzde 25.6 artarak 18.3 milyar dolar olurken, özel sektörün kısa vadeli dış borcu yüzde 1.3 azalarak 86.8 milyar dolar oldu. Bankacılık Bankacılık sektörünün ilk çeyrek sonunda kredileri sabit kurlarla yüzde 12 sektörünün takipteki artarak 1.54 trilyon lira olurken, geçen yıl aynı dönem yüzde 2.8 olan takipteki alacakları ilk kredi oranı ise yüzde 3.3'e yükseldi. Türkiye Bankalar Birliği'nin, Bankacılık çeyrekte %3.3'e Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun ilk çeyrek verilerinden derlediği bilgilere yükseldi... göre, ilk çeyrek itibariyle TL krediler yüzde 13, yabancı para krediler ise 9 oranında büyüme kaydetti. Ticari krediler yüzde 12 oranında artarken, bireysel kredilerdeki artış ise yüzde 7 olarak gerçekleşti. Verilere göre reel olarak ise, krediler yıllık olarak yüzde 7 artarken, ticari krediler yüzde 10 oranında büyüdü; bireysel krediler ise yüzde 1 oranında daraldı. Reel büyüme TL kredilerde yüzde 5, yabancı para kredilerde yüzde 12 oldu. Bireysel kredilerin toplam krediler içindeki payı azalmaya devam ederken, Mart 2016 itibarıyla yüzde 25 oldu. Tahsili gecikmiş alacak/kredi oranı 2015 yılının ilk çeyreğinde yüzde 2.8 4 seviyesindeyken, bu yıl ilk çeyrekte yüzde 3.3'e yükseldi. En yüksek artış kredi kartında gerçekleşirken, 2015 ilk çeyrekte yüzde 7.7 olan oran, bu sene aynı dönemde yüzde 9.3'e çıktı. Bireysel kredilerde bu oran aynı dönemlerde yüzde 3.5'ten yüzde 4.6'ya, KOBİ kredilerinde de yüzde 3.5'ten yüzde 4.4'e çıktı. İlk çeyrekte sabit kurlarla mevduat artış hızı yüzde 9 olurken toplam mevduat büyüklüğü de 1.2 trilyon liraya ulaştı. Toplam mevduatta reel artış ise yüzde 6 olurken, TL mevduat yüzde 1, yabancı para mevduat yüzde 12 arttı. Kredi ile mevduat büyümesi arasındaki fark da, 2010 yılından sonra ilk kez üç puanın altına indi. Kredi mevduat büyüme farkı TL'de 3.7 puan, yabancı parada ise sıfır düzeyinde gerçekleşti. TCMB Nisan ayı Merkez Bankası'nın (TCMB) Nisan beklenti anketinde, yıl sonu TÜFE beklentisi bir beklenti anketi... önceki anketteki yüzde 8.29'dan yüzde 7.91'e geriledi. 2016 yılı büyüme beklentisi ise yüzde 3.6 ile aynı oranda kaldı. Cari açık beklentisi ise 33.5 milyar dolardan 32.9 milyar dolara geriledi. Yılsonu dolar kuru beklentisi 3.11’den 3.08’e geriledi. Moody's Türkiye'nin Kredi derecelendirme kuruluşu Moody's Türkiye'nin "negatif" görünüm ile Baa3 kredi notunu düzeyinde olan kredi notunu güncellemedi ve kredi notuna dair bir değerlendirme güncellemedi... yayımlamadı. Moody's, Avrupa Birliği direktiflerine göre ülke notu hakkında değerlendirme yayımlaması olası tarihleri sene başında açıklıyor, ancak bu tarihlerde değerlendirme yayımlamak gibi bir yükümlülüğü bulunmuyor. Türkiye için bu yılki üç tarihten ilki 8 Nisan'dı. Moody's tarafından yayımlanan ülke kredi notu değerlendirme takviminde, Türkiye "kredi notu güncellenmeyen ihraççılar" arasında yer aldı. Derecelendirme kuruluşu bunun dışında bir açıklama veya değerlendirme yayımlamadı. Moody's takvimine göre Türkiye'nin kredi notu hakkında gözden geçirme yayımlanabilecek diğer tarihler 5 Ağustos ve 2 Aralık olarak açıklanmıştı. Moody's Türkiye'nin notuna dair son gözden geçirmeyi geçen yıl 5 Aralık'ta yayınlamış, kredi notunu ve görünümünü teyit etmişti. IMF, Türkiye için Uluslararası Para Fonu (IMF) yayımladığı “Dünya Ekonomik Görünüm” raporunda büyüme tahminini bu yıl için küresel büyüme tahminini Ocak ayında açıkladığı yüzde 3.4 yükseltti... seviyesinden yüzde 3.2'ye indirmesine karşılık, Türkiye'nin bu yılki büyüme tahminini Şubat ayında açıkladığı yüzde 3.2 düzeyinden yüzde 3.8'e yükseltti. IMF büyüme tahminleri 2016 2017 Tahmin Önceki* Tahmin Önceki* Türkiye büyüme 3.8 3.2 3.4 3.6 Türkiye cari açık/GSYH 3.6 --- 4.1 --- Gelişen ülkeler büyüme 4.1 4.3 4.6 4.7 Euro bölgesi büyüme 1.5 1.7 1.6 1.7 Küresel büyüme 3.2 3.4 3.5 3.6 *Türkiye için Şubat ayı IMF G20 raporu, diğerleri için Ocak ayı WEO raporu baz alınmakta 5 Öte yandan, IMF’nin “Küresel Finansal İstikrar” raporunda da Türkiye’ye yönelik analizlere ve tavsiyelere de yer verildi. Dış dengesizlikleri yüksek olan ülkelerin şoklara karşı kırılganlaşabileceği öngörülen raporda, Türkiye’nin rezervlerini artırması gerektiği belirtilirken, “Türkiye’nin daha fazla rezerve ihtiyacı olabilir çünkü rezervler kısa vadeli dış finansman yükümlülüklerini karşılamak için yeterli değil.” değerlendirmesi yapıldı. Ayrıca, Türkiye’de iç talebe dayanan büyümenin ithalatı artırdığı kaydedilen raporda, bunun sermaye çıkışları olduğu bir dönemde cari açığın finansmanını zorlaştırarak, ekonomiyi şoklara maruz bırakabileceği ileri sürüldü. Raporun başka bir bölümünde, Türkiye ve Brezilya’nın yüksek enflasyon baskılarına karşı, para biriminde oluşabilecek zayıflama nedeniyle politika açısından sınırlı alana sahip olduğu ifade edildi. Merkez Bankası Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Murat Çetinkaya'nın yeni Merkez Bankası Başkanı Murat Başkanı olmasını öngören kararname imzalandı. Mevcut Merkez Bankası Başkanı Çetinkaya... Erdem Başçı'nın görev süresi 19 Nisan'da doluyor. Murat Çetinkaya, 29 Haziran 2012'den itibaren Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyordu. DÜNYA EKONOMİSİ IMF, küresel büyüme Uluslararası Para Fonu (IMF), küresel büyüme beklentisini 0,2 puan azaltarak beklentisini yüzde 3,2'ye indirdi. IMF 2017 küresel büyüme beklentisini 0,1 puan azaltarak düşürdü... yüzde 3,5'e indirdi. IMF, ABD ekonomisinin 2016'da yüzde 2,4, gelişmiş ülkelerin yüzde 1,9 büyümesi bekleniyor açıklamasını yaptı. ABD ekonomisinin 2016'da düşük talep, yüksek işsizliğe bağlı yüzde 1,5 büyümesi bekleniyor. IMF'den yapılan açıklamada "Küresel ekonomi yavaşlayan oranda ve kırılganlıkların olduğu bir ortamda büyüyor" denildi. IMF, Çin'in 2016 büyüme tahminini ise yüzde 6,3'ten yüzde 6,5'e yükseltti. IMF, yılda iki kez hazırladığı Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nun Nisan 2016 sayısını “Çok uzun zamandır çok yavaş” başlığıyla yayımladı. Dünya ekonomisinin son dönemde finansal dalgalanmalarla daha da zayıfladığı vurgulanan raporda, gelişmiş ülkelerdeki büyümenin başta ABD olmak üzere 2015 sonlarına doğru yavaşladığı belirtildi. Ayrıca, Brezilya ve Rusya gibi büyük gelişmekte olan ülkelerdeki sıkıntıların devam ettiği kaydedilen raporda, Çin’deki ekonomik geçişin ve emtia fiyatlarındaki gerilemenin de bu ülke grubuna yönelik beklentileri baskıladığına işaret edildi. IMF raporunda, 2016 ve 2017’ye yönelik küresel büyüme tahminlerinin gelişmiş ülkelerdeki yavaşlama paralelinde sırasıyla yüzde 3,4’den yüzde 3,2’ye ve yüzde 3,6’dan yüzde 3,5’e indirildiği görüldü. IMF’nin gelişmiş ülkelere yönelik 2016 büyüme beklentisi ise yüzde 2,1’den yüzde 1,9’a ve 2017 tahmini yüzde 2,1’den yüzde 2'ye revize edildi. Aşağı yönlü revizyonlarda, ABD, Euro Bölgesi ülkeleri, Japonya ve Kanada'ya ilişkin büyüme tahminlerinde yapılan indirimler etkili oldu. Güncellenen beklentilere göre, ABD 2016 ve 2017’de yüzde 2,6 yerine sırasıyla yüzde 2,4 ve yüzde 2,5 büyüyecek. Almanya’nın büyüme beklentileri de 2016 için yüzde 1,7’den yüzde 6 1,5’e ve 2017 için yüzde 1,7’den yüzde 1,6’ya düşürüldü. En büyük aşağı yönlü revizyonlardan biri ise Japonya’nın büyüme beklentilerinde yapıldı. IMF, Japonya’nın bu yıl yüzde 1 yerine yüzde 0,5 büyümesini bekliyor. Ülkenin gelecek yılki büyüme projeksiyonu ise yüzde 0,3’den yüzde -0,1’e indirildi. IMF, raporunda ayrıca gelişmiş ekonomilerin düşük verimlilik ve deflasyonist baskılara maruz kalmaya devam edeceğini kaydederken, özellike Avrupa Merkez Bankasına (ECB) destekleyici para politikalarını sürdürmesi çağrısını yineledi. Diğer taraftan, yükselen piyasa ekonomilerinin yavaşlamaya devam ettiğine işaret eden IMF; ayrıca düşen sermaye girişlerinin de yükselen ve gelişmekte olan ülkelerin para birimlerine yönelik baskıyı artırdığına işaret ederken, bu gruba ilişkin 2016 büyüme beklentisini yüzde 4,3'den yüzde 4,1'e ve 2017 projeksiyonunu yüzde 4,7'den yüzde 4,6’ya düşürdü. Raporda, ayrıca Rusya’nın 2016 ve 2017 yıllarına yönelik büyüme beklentilerinin sırasıyla yüzde -1’den yüzde -1,8’e ve yüzde 1’den yüzde 0,8’e indirilmesi dikkati çekti. Öte yandan, Çin’in bu yılki büyüme beklentisi yüzde 6,5 ve gelecek yılki büyüme tahmini ise yüzde 6,2 olarak belirlendi. Bu oranlar, ocak ayında yayınlanan önceki raporda yüzde 6,3 ve yüzde 6 seviyesindeydi. IMF, ek önlemlere Uluslararası Para Fonu (IMF), küresel piyasalarda yaşanan bozulmaların ihtiyaç bulunduğunu ekonomik ve finansal durgunluğa yol açabileceği uyarısında bulunarak, bunu belirtti... önlemek için ek tedbirlere gereksinim duyulduğunu belirtti. IMF, yayınladığı "Küresel Finansal İstikrar Raporu"nda küresel piyasalarda son dönemde yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Finansal istikrara yönelik risklerin Ekim 2015'te yayınlanan son rapordan bu yana arttığı belirtilen raporda, bunda ekonomik belirsizlik ve güvensizliğin önemli rol oynadığı vurgulandı. Raporda, buna ilaveten varlık piyasalarındaki bozulmaların, emtia fiyatlarındaki düşüşün ve Çin ekonomisindeki dönüşümden kaynaklanan olumsuzlukların da finansal şartların sıkılaşmasına ve yatırımcının risk iştahının azalmasına yol açtığı ifade edildi. Bu gelişmelerin küresel finansal istikrarı baltaladığı kaydedilen raporda, birçok piyasada ocak ve şubat aylarında yaşanan çalkantının fiyatları düşürerek, varlık değerlerinin, yavaş ancak istikrarlı bir iyileşmeye işaret eden makro ekonomik temellerle uyumlu düzeylerin altına gerilemesine neden olduğu belirtildi. Raporda, yükselen oynaklık ve riskten kaçınmanın, ekonomik, finansal ve siyasi risklerin artışını ve politikalara yönelik güvenin azalışını yansıtmış olabileceği kaydedildi. Bununla birlikte oynaklığın, merkez bankalarının desteği ve ABD'de açıklanan güçlü verilerle şubat sonrasında durulduğu anlatılan raporda, buna karşın güven şokunun negatif etkilerinin finansal istikrarı zedelediği kaydedildi. IMF, raporda piyasalarda yaşanan çalkantının tekrar edebileceğine vurgu yaptı. Raporda, ayrıca finansal durgunluk durumunda finans kurumlarının bilançolarında uzun süreli bozulmalar ortaya çıkabileceği ve bunun orta vadeli ekonomik büyümeyi de etkileyebileceği vurgulandı. IMF, böyle bir senaryoda, dünya ekonomisinin 2021 itibarıyla temel senaryoya kıyasla yüzde 3,9 daralabileceği uyarısını yaptı. Öte yandan, raporda, politika yapıcıların büyüme ve istikrar açısından daha güçlü bir yol inşa edebilmesi halinde dünya üretiminin, 2018 itibarıyla temel senaryoya kıyasla yüzde 1,7 daha yüksek olabileceğinin de 7 altı çizildi. Pozitif senaryo için politikaların, gelişmiş ülkelerde finansal krizin mirası olan sorunların ve gelişen ülkelerde artan kırılganlıkların üstesinden gelmesi gerektiğine işaret edilen raporda, aynı zamanda piyasalardaki likiditenin güçlendirilmesine ihtiyaç duyulduğu vurgulandı. IEA’ya göre yılın ikinci yarısında petrolde arz fazlası kaybolacak... Uluslararası Enerji Ajansı'ndan (IEA) "Kayagazının düşüşüyle yılın ikinci yarısında petrolde arz fazlası neredeyse kaybolacak" açıklaması yapıldı. Uluslararası Enerji Ajansının "Aylık Petrol Piyasası Raporu"na göre, küresel petrol arzı, martta bir önceki aya göre, günlük 300 bin varil düşüşle 96,1 milyon varile geriledi. Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütünün (OPEC) ham petrol üretimi, martta bir önceki aya göre günlük 90 bin varil düşüşle 32,47 milyon varil olarak gerçekleşti. Yaptırımların kalkmasıyla İran'ın artan petrol üretimi martta günlük 3,30 milyon varil oldu, OPEC'in en büyük üreticisi Suudi Arabistan'ın petrol üretimi 10,19 milyon varil olarak gerçekleşti. OPEC ve OPEC dışı ülkelerdeki üretimin yavaşlamasıyla, küresel petrol arzı martta günlük 300 bin varil düşüşle, günlük 96,1 milyon varil oldu. Küresel petrol arzındaki düşüşün üçte ikisi OPEC dışı ülkelerden kaynaklandı. OPEC dışı ülkelerin üretimi günlük 180 bin varil farkla 56,8 milyon varile geriledi. Rapora göre, geçen yıl günlük 94,7 milyon varil olan küresel petrol talebi, bu yıl günlük 95,9 milyon varil olacak. Günlük 32,9 milyon varille en yüksek talep Asya Pasifik ülkelerinden kaynaklanacak, bunu günlük 31,2 milyon varil taleple Amerika kıtası izleyecek. IEA tahminlerine göre, bu yıl OPEC dışı ülkelerin ortalama üretimi günlük 57 milyon varil olacak. Bu üretim geçen yılın ortalamasına göre günlük 710 bin varil daha az seviyeyi işaret ediyor. Büyük küresel petrol üreticilerinin, 17 Nisan Pazar günü bir araya gelerek petrol fiyatlarını dengelemek için üretimi sabit tutmak konusunda bir karara varması bekleniyor. Rusya, İran'ın katılımı olmadan da petrolde üretimin dondurulması konusunda anlaşmaya varılabileceğinden umutlu.Kremlin'in basın sözcüsü Dmitry Peskov, Rusya Enerji Bakanı Alexander Novak ile Suudi mevkidaşı arasındaki telefon görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada umutlu olduğunu söyledi. ABD ekonomisinde gelişmeler... ABD Başkanı Barack Obama ve Fed Başkanı Janet Yellen nadiren gerçekleştirdikleri bir toplantıda Beyaz Saray'da ekonomiye yönelik riskleri ve Wall Street reformları konusunda yaşanan ilerlemeyi görüştü. Fed Başkanı Janet Yellen, belirsizliğin para politikasına temkinli yaklaşımı getirdiğini tekrarladı. Yellen, merkez bankasının ABD ekonomisine fayda sağlamaktan ziyade zarar veren kararlar almaktan kaçınmak için, para politikasını belirlerken dikkatli hareket etmesi gerekdiğini söyledi. Fed'in politika belirleme organı Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC)'nin bir sonraki toplantısı 26-27 Nisan'da yapılacak. Yatırımcılar, Fed'in bu toplantıda faiz artırımına gitme olasılığını sıfır olarak görüyor ve bu yıl yalnızca bir faiz artırımı bekliyor. Fed yetkilileri ise bu yıl iki faiz artırımı öngörüyor. Philadelphia Fed Başkanı Patrick Harker ve Dallas Fed Başkanı Robert Kaplan'ın Fed Başkanı Janet Yellen'ın politika sıkılaştırılmasında yavaş bir yaklaşım gerektiği yorumunu desteklemeleri, 26-27 Nisan'daki 8 FOMC toplantısında yetkililerin faiz artırımında aceleci olmayacağı yolundaki beklentileri güçlendirdi. Ardından, Richmond Fed Başkanı Jeffrey Lacker sıkılaştırmayı destekleyici yönde konuşurken, San Francisco Fed Başkanı John Williams bu yıl iki ya da üç faiz artırımının makul bir beklenti olduğunu söyledi. Atlanta Fed Başkanı Dennis Lockhart ise ABD'de faizlerin Nisan ayında artırılmasına artık taraftar olmadığını ancak bu yıl iki veya üç kere faiz artırımı için yeterli vakit bulunduğunu söyledi. Lockhart, faiz artırımından önce ekonomik büyümenin sürdürülebilir olduğunu, 200,000'in üzerinde aylık istihdam artışı ve daha yüksek enflasyon görmek istediğini söyledi. Lockhart ilk çeyrekte zayıf görünen ekonomik büyümenin ikinci çeyrekte toparlanmaması halinde faiz politikasında temkinli duruştan yana tavır koyacağını belirtti. ABD Merkez Bankasının 12 bölgedeki alanlarındaki ekonomik aktivitelerle ilgili tespitlerin yer aldığı Fed'in "Bej Kitap" raporu'na göre birçok bölgede ekonomik aktivite Şubat ayının sonlarında ve Mart ayında arttı. Fed tarafından yılda 8 kez yayınlanan raporda, "Çoğu bölgede ekonomik büyüme 'mütevaziden ılımlı' aralığındaydı ve ileride de büyümenin aynı aralıkta olması bekleniyor." denildi. Fed'in raporuna göre 12 bölgesinden biri hariç hepsinde ücretler yükseldi. Fed, ekonominin küresel büyümedeki yavaşlığı savuşturup savuşturamayacağını, güçlü doların getirdiği riskler ve petrol fiyatlarındaki uzun süreli düşüklüğü göz önüne alarak, faiz artırımında tedbirli olunması sinyallerini verdi. Fed'in Bej Kitap'ı ABD ekonomik görünümüne dair hem ılımlı hem de tedbirli olunmasını işaret etmekte. Tüketici harcamalarının çoğu bölgede ılımlı arttığı belirtildi. Bej Kitap raporu, imalatın çoğu bölgede yükseldiğini ancak gelecekteki büyüme beklentilerinin karışık olduğunu söyledi ve istihdam piyasalarında birkaç bölgede sağlık hizmetleri sektöründe güçlü artışa dikkat çekti. ABD'de perakende satışlar, Mart'ta bir önceki aya göre artacağı beklentilerine karşılık otomobil satışlarındaki azalmaya paralel yüzde 0.3 geriledi. Perakende satışlardaki düşüş ekonomik büyümenin ilk çeyrekte güç kaybettiğine işaret eden yeni ipuçları verdi. Perakende satışların Mart'ta yüzde 0.1 artacağı tahmin ediliyordu. Perakende satışlar ABD'deki ekonomik faaliyetlerin üçte ikisini oluşturuyor. Otomobil dışındaki perakende satışlar yüzde 0.4 artacağı beklentilerine karşılık yüzde 0.2 arttı. Daha önce Şubat ayı için perakende satışlar ve otomobil hariç perakende satışlar için yüzde 0.1 olarak açıklanan düşüş, satışların yatay seyrettiği şeklinde revize edildi. ABD'de üretici fiyatları Mart ayında bir önceki aya kıyasla artacağı beklentilerinin aksine yüzde 0.1 düştü. Çekirdek fiyatlar da yine artış beklentilerine rağmen yüzde 0.1 geriledi. Üretici fiyatlarının yüzde 0.2, çekirdek ÜFE'nin yüzde 0.1 artması bekleniyordu. Üretici fiyatları yıllık bazda ise yüzde 0.3 artacağı beklentilerine karşın yüzde 0.1 düşerek beklentilerin altında açıklandı. Çekirdek ÜFE'deki yükseliş bir önceki yıla göre yüzde 1 olarak açıklanarak yüzde 1.3'lük beklentilerin altında gerçekleşti. ABD'de işsizlik maaş başvurusunda bulunanların sayısı 9 Nisan'da sona 9 AB ekonomilerinde AB: gelişmeler... eren hafta için 253,000 ile beklentilerin altında açıklandı. İşsizlik maaş başvurularının 270,000 olması bekleniyordu. Önceki hafta için 267,000 olarak açıklanan işsizlik maaş başvuruları 266,000'e revize edildi. Daha az dalgalanma gösterdiği için daha iyi bir gösterge olarak kabul edilen dört haftalık ortalama işsizlik başvuruları ise 1,500 azalarak 265,000'e geriledi. ABD'nin New York eyaleti imalat sanayi endeksi Nisan'da 9.56 ile beklentileri aştı. Endeksin 2.21 değerini alması bekleniyordu. Euro bölgesinde sanayi üretimi Şubat'ta bir önceki aya göre yüzde 0.8 ile beklentilerin hafif üzerinde bir daralma gösterdi. Sanayi üretiminin Şubat'ta yüzde 0.7 daralacağı tahmin ediliyordu. Daha önce yüzde 2.1 artış olarak açıklanan Ocak ayı sanayi üretimi ise yüzde 1.9'a revize edildi. Euro bölgesinde Şubat ayı sanayi üretimi yıllık bazda da yüzde 0.8 büyüyerek yüzde 1.2'lik beklentilerin altında gerçekleşti. Euro bölgesinde tüketici fiyatları nihai veriye göre Mart'ta bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 0.1 düşeceği beklentilerine rağmen değişmeyerek yatay kaldı. Euro bölgesinde tüketici fiyatları bir önceki aya kıyasla ise yüzde 1.2 yükselerek beklentiler doğrultusunda gerçekleşti. Gıda ve enerji fiyatlarını içermeyen çekirdek enflasyon yıllık bazda yüzde 1 ile beklentiler doğrultusunda gerçekleşirken, aylık bazda da yüzde 1.3 ile yine beklentilere paralel açıklandı. Euro bölgesinde enflasyon Şubat ayında yüzde 0.2 düşerek beklentilere paralel gerçekleşmişti. Almanya: Almanya'da enflasyon Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre nihai yüzde 0.1 artarak öncü veri ve beklentilere paralel açıklandı. Euro bölgesinin en büyük ekonomisinde enflasyon Şubat ayında nihai yüzde 0.2 gerilemişti. Enflasyon oranı aylık bazda da yüzde 0.8 ile yine beklentilere paralel arttı. İngiltere: İngiltere'de tüketici fiyatları Mart ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 0.5 artarak beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Tüketici fiyatlarının Mart'ta bir önceki yıla göre yüzde 0.4 artması bekleniyordu. Tüketici fiyatları bir önceki aya kıyasla ise yüzde 0.3 artacağı beklentilerine karşılık yüzde 0.4 yükseldi. Gıda, enerji, alkol ve tütün fiyatlarını dahil etmeyen çekirdek enflasyon ise aylık bazda yüzde 0.6 ile yüzde 0.3 olan beklentilerin üzerinde yükseldi. Yıllık bazda da yüzde 1.5 yükselerek yüzde 1.3'lük beklentilerin üzerinde gerçekleşti. İngiltere Merkez Bankası (BOE) politika faizini Nisan ayı toplantısında oybirliğiyle rekor düşük seviye olan yüzde 0.5'te tuttu. Banka tarafından yapılan açıklamada İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılmasının daha uzun süre belirsizliğe neden olacağı ve kısa vadede ekonomiye muhtemelen zarar vereceği belirtildi. 10 Diğer ekonomilerde Japonya: gelişmeler... Japonya Merkez Bankası (BOJ) Başkanı Haruhiko Kuroda, yeni politikanın ters etki oluşturduğu yönündeki iddiaları reddederek, bankanın eksi faiz benimsememesi durumunda Japonya finansal piyasalarının daha kötü bir durumda olacağını ifade etti. Yen, BOJ'un merkez bankasında tutulan fonların bir kısmı için finansal kurumların ücret ödeyecekleri yönünde açıklamada bulunduğu 29 Ocak'tan bu yana yaklaşık yüzde 11 değer kazandı. Topix hisse senedi gösterge endeksi, yüzde 5 düşerken, bankacılık endeksi yüzde 15 azaldı. BOJ politikası yatırımcılar arasında tartışmalara konu oldu. Japonya'da çekirdek makina siparişleri Şubat ayında aylık bazda yüzde 9.2 geriledi. Siparişlerin yüzde 12 düşmesi bekleniyordu. Çekirdek makina siparişleri aynı dönemde yıllık bazda yüzde 0.7 geriledi. Beklenti yüzde 2.4 gerileme yönündeydi. Çin: Çin ekonomisi yılın ilk çeyreğinde yüzde 6.7 ile beklentiler doğrultusunda büyüse de bu oran aynı zamanda son yedi yılın en düşük büyüme rakamı oldu. Bu yılın ilk çeyreğinde beklentiler doğrultusunda büyüyen Çin, geçtiğimiz yılın dördüncü çeyreğinde ise yüzde 6.8 büyümüştü. Bu rakam ekonominin yüzde 6.2 büyüdüğü 2009 yılının ilk çeyreğinden bu yana en zayıf rakam olsa da diğer veriler, Çin ekonomisinin yeniden ivme kazandığına dair sinyallere yenilerini ekledi. Çin'de ihracat Mart ayında yükselerek son 18 ayın en hızlı artışını gerçekleştiriken, ithalattaki düşüş, emtia fiyatlarındaki toparlanma ile birlikte yavaşladı. Bu durum, ekonomideki istikrar işaretlerine katkıda bulundu ve hisse senetlerinde yükseliş getirdi. Çin'in ihracatı Mart'ta yuan bazında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 18.7 arttı. İhracat Şubat ayında yüzde 21 düşmüştü. İthalattaki düşüş söz konusu dönemde yüzde 1.7'ye geriledi. Böylelikle ithalat 17 ay üst üste düşüş gösterdi. Bunun sonucu, dış ticaret fazlası 194.6 milyar yuan (30 milyar dolar) seviyesinde gerçekleşti. İhracat aynı dönemde dolar bazında yüzde 11.5 arttı. Fabrikaların ve ofislerin 1 hafta boyunca yeni yıl tatili dolayısıyla kapalı olduğu Şubat ayında, dolar bazında ihracat yüzde 25 düşmüştü. İthalat ise dolar bazında yüzde 7.6 geriledi. Çin'de tüketici fiyatları geçen ay, gıda fiyatlarındaki güçlü artışın etkisi ile yükselişini sürdürdü ve üretici fiyatlarındaki deflasyon ılımlı hale geldi. Tüketici fiyatları endeksi (TÜFE) Mart ayında geçen yılın aynı ayına göre, gıda fiyatlarındaki yüzde 7.6'lık artışın desteği ile yüzde 2.3 arttı ve Şubat ayı ile aynı hızda artış gösterdi. Üretici fiyatları endeksi (ÜFE) ise, Şubat ayındaki yüzde 4.9'luk düşüşün ardından Mart ayında yüzde 4.3 geriledi. Gıda dışı fiyatlar geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1 arttı. Aylık bazda ise bu fiyatlar yüzde 0.4 geriledi. Merkez bankasının yıllık bazda enflasyon hedefi yüzde 3. Üretici fiyatları ise düşen madencilik ve ham madde maliyetlerinin baskısı altında kalmaya devam ediyor. Aylık bazda üretici fiyatları yüzde 0.5 yükseldi. 11 Rusya: Rusya Merkez Bankası tarafından yapılan açıklamada, ülkede geçen yılın ilk çeyreğinde sermaye çıkışı 32,9 milyar dolar iken, sermaye çıkışının bu yılın ilk çeyreğinde 7 milyar dolar olduğu kaydedildi. Açıklamada, özellikle dış borç ödemelerinin geçen yılın aynı dönemine kıyasla daha az olduğu ve bu nedenle sermaye çıkışında büyük bir düşüş yaşandığı belirtildi. Merkez Bankası tahminlerine göre, Rusya’da bu yıl toplamda 40 milyar dolarlık sermaye çıkışının gerçekleşmesi bekleniyor. Brezilya: Brezilya Cumhurbaşkanı Dilma Rousseff'in yüce divanda yargılanması için ilk adım atıldı. Ulusal Kongrenin alt kanadında oluşturulan yolsuzluk araştırma komitesi, 27'ye karşı 38 oyla Rousseff'in görevinden alınması için soruşturma başlatılmasına onay verdi. Soruşturma talebinin Senatoya gönderilebilmesi için Kongrenin alt kanadının 513 üyesinden 342'sinin onayı gerekiyor. Soruşturmanın aleyhine sonuçlanması halinde ise Rousseff 180 gün içinden görevinden alınabilecek. Öte yandan Rousseff'un yargılanma kararına tepki gösteren binlerce kişi Rio de Janeiro sokaklarında gösteriler düzenledi. İktidarın büyük ortağı Brezilya Demokratik Hareket Partisi (PMDB), geçen ay koalisyondan çekilme kararı almıştı. Rousseff, bütçedeki açığı kapatmak için devlet bankasından çekilen paranın zamanında ödeneceğine dair verdiği sözü tutmadığı için sorumluluklarını yerine getirmemekle suçlanıyor. Ekim 2014'te ikinci kez devlet başkanı seçilen Rousseff, 2003-2010 yılları arasında devlete ait Petrobras'ın başkanlığını yapmıştı. Rousseff'in başkanlığı sırasında şirkette 800 milyon dolarlık yolsuzluk yapıldığı, ihalelere fesat karıştırıldığı ve yetkililerin rüşvet aldığı iddia ediliyor. Yüksek Mahkeme, Mart ayında aralarında siyasetçilerin de bulunduğu 54 kişi hakkında yolsuzluk iddialarıyla soruşturma açılmasına karar vermişti. Singapur: Singapur Para Otoritesi, dış ticarete bağlı ekonomide büyümenin durma noktasına gelmesi ile birlikte, para politikası duruşunu beklenmedik bir şekilde gevşetti ve 2008 küresel finansal kriz döneminde uyguladığı politikaya doğru hareket etti. Singapur Para Otoritesi, yaptığı açıklamada, Singapur dolarında yüzde sıfır değer kazanma şeklindeki nötr politikaya geçtiğini duyurdu. Singapur'un para birimi, bu duyurunun ardından son beş ayın en hızlı kaybını yaşadı. Singapur, küresel yavaşlama ve Çin'in zayıflayan ekonomisinin etkilerini yakından hissediyor. Aralık ve Şubat aylarında, kapanan şirket sayısı açılan şirket sayısını aşarken, banka kredileri Ekim ayından beri her ay azaldı ve bu 2000'den bu yana en uzun azalış dönemini işaret ediyor. Endonezya: Endonezya Merkez Bankası, borç vermeye yardımcı olmak ve büyümeyi desteklemek için bir haftalık repo faizini gösterge politika aracı belirlediğini ifade etti. Merkez bankasının ticari bankalardan borç almak için ödediği yeni faiz oranı, 12 aylık referans faiz oranının yerine geçecek. Merkez bankası tarafından yapılan açıklamada, yeni politika çerçevesinin 19 Ağustos'tan itibaren uygulanacağı ifade edildi. Ters repo oranı şu anda yüzde 5.5 düzeyinde bulunuyor. Bu yıl referans oranını 75 baz puan indirerek yüzde 6.75'e düşüren banka, borç 12 verme faizlerini aynı oranda indiremedi. Yeni gösterge oranı merkez bankasnın para piyasası oranlarını daha doğrudan etkilemesi konusunda etkili olabilir. Suudi Arabistan: Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Suudi Arabistan'ın notunu "AA"dan bir seviye aşağıda "AA-"ye düşürürken, görünüm negatifte kaldı. Fitch'ten yapılan açıklamada not indiriminin 2016 ve 2017 yıllarına ilişkin petrolün varil fiyatı varsayımlarının sırasıyla 35 ve 45 dolara revize edilmesinin bir sonucu olduğu belirtildi. Açıklamada, petrol fiyatındaki aşağı yönlü revizyonun Suudi Arabistan'ın mali ve dış hesaplarında önemli negatif etki yaratabileceği ifade edildi. Suudi Arabistan'ın kredi notu daha önce de Standard&Poor's ve Moody's tarafından düşürülmüştü. Körfez ülkeleri: Körfez ülkelerinin, petrol fiyatlarındaki düşüş nedeniyle oluşan bütçe açığını karşılamak için 2020 yılına kadar 390 milyar dolar borçlanmaya ihtiyacı olduğu bildirildi. Kuveyt Finans Merkezi'nin raporuna göre ana gelir kaynağı petrol olan altı Körfez ülkesinin (Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar, Bahreyn, Umman, Birleşik Arap Emirlikleri) bütçesi geçen yıl 160 milyar dolar açık verdi. Bütçe açığının 2015-2016'da 318 milyar dolara ulaşmasının beklendiği belirtildi. Raporda petrol fiyatlarındaki düşüş nedeniyle oluşan bütçe açığını finanse edebilmek için Körfez ülkelerinin 2020 yılına kadar 390 milyar dolar borçlanmaya ihtiyacı olacağı kaydedildi. Açığı kapatabilmek için borçlanmanın yanında yüksek hacimli ek bütçelerin devreye alınabileceği bildirildi. Uluslararası Para Fonu'na (IMF) göre gelirlerinin yüzde 80'ini petrol satışından elde eden Körfez ülkeleri, fiyatlardaki düşüş nedeniyle son bir yılda 275 milyar dolar kayba uğradı. BU HAFTA PİYASALAR Döviz kuru Pazartesi günü piyasaların bir süredir yakından izlediği Merkez Bankası başkanlığı dalgalanırken, faiz ataması konusunda belirsizliğin ortadan kalkması ve yeni başkanın kurum içinden sert geriledi... atanacak olmasıyla döviz kurları düşerken, 2 ve 10 yıllık gösterge tahvil faizleri yaklaşık beş ayın en düşük seviyelerine geriledi. Dolar/TL paritesi 2.85’lerden 2.82’ye gerilerken; sepet bazında TL 3.02; euro/TL’de 3.22 düzeylerine indi. Tahvil bono piyasasında ise 11 Şubat 2026 itfalı 10 yıllık gösterge tahvilin ortalama bileşik faizi %9.72; 14 Haziran 2017 itfalı iki yıllık gösterge tahvilin ortalama bileşik faizi %9.75 düzeyine indi. Merkez Bankası başkanlığı ataması konusunda belirsizliğin ortadan kalkmasının yarattığı iyimserlik bono piyasasında faiz indirimlerinin devam edeceği beklentisiyle Salı günü de sürdü, ancak artan yurtiçi dolar talebi nedeniyle kur hafif yükseldi. Dolar/TL paritesi 2.83’e çıktı. İki yıllık bono faizleri %9.65’e, on yıllık faizler de %9.68’e indi. Hafta içinde ise faizlerdeki gerileme sürerken, dolar/TL paritesi hem küresel piyasalarda doların değer kazanması hem de yurtiçinde faiz indirim beklentileri dolayısıyla tekrar 13 2.85 eşiğini geçti. Perşembe günü dolar/TL 2.87’ye kadar yükseldi, ancak ABD’de enflasyonun düşük çıkmasıyla birlikte tekrar geriledi. Bono faizlerinde ise düşüş sürdü. İki yıllık faizler %9.5’un altına gerilerken, on yıllık faizler de %9.51 civarındaydı. Piyasalar haftanın son gününde sakin seyrederken, dış veri gündemi izlenmekte. Faiz oranlarındaki gerileme ise sürdü. Bugün ABD'de başlayacak ve hafta sonu boyunca devam edecek olan Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası Bahar Toplantıları ile G20 Bakanlar ve Merkez Bankası Başkanları toplantıları da yakından izlenecek. Ayrıca Pazar günü Doha’da yapılacak petrol üreticisi ülkeler toplantısı da piyasaları etkileyebilecek gelişmeler arasında. Öte yandan, Hazine'nin Nisan ayı borçlanma programı çerçevesinde bu hafta gerçekleştirdiği 17 Şubat 2021 itfalı 5 yıllık gösterge tahvilin yeniden ihracında bileşik faiz %9.56 ile beklentilere paralel gerçekleşti. Gösterge 5 yıllık tahvilde net satış 1,200.4 milyon TL , nominal teklif 3,150 milyon TL olarak gerçekleşti. Tahvil/bono piyasası gösterge faiz oranları (14.06.17 tahvili, % bileşik) % 25 22 19 16 13 10 4 04.01.2007 01.03.2007 27.04.2007 25.06.2007 20.08.2007 17.10.2007 13.12.2007 12.02.2008 08.04.2008 05.06.2008 31.07.2008 25.09.2008 26.11.2008 28.01.2009 25.03.2009 25.05.2009 20.07.2009 14.09.2009 12.11.2009 11.01.2010 08.03.2010 30.04.2010 28.06.2010 20.08.2010 20.10.2010 22.12.2010 16.02.2011 12.04.2011 07.06.2011 02.08.2011 30.09.2011 30.11.2011 25.01.2012 21.03.2012 18.05.2012 13.07.2012 12.09.2012 12.11.2012 08.01.2013 05.03.2013 02.05.2013 28.06.2013 28.08.2013 31.10.2013 26.12.2013 21.02.2014 17.04.2014 17.06.2014 15.08.2014 14.10.2014 10.12.2014 05.02.2015 02.04.2015 02.06.2015 29.07.2015 23.09.2015 23.11.2015 19.01.2016 15.03.2016 7 Sonuçta 8 Nisan’ta Merkez Bankası kurlarıyla 2.8620 olan dolar/TL paritesi, 15 Nisan’da 2.8597 TL oldu; 3.2546 TL düzeyinde olan euro/TL paritesi de 3.2219 TL’ye indi. 8 Nisan’da %9.97 olan gösterge tahvilin ortalama bileşik faizi ise bu haftanın son günü %9.32’ye geriledi. Döviz, petrol ve altın Döviz: fiyatları... Japon Yeni hafta başında dolar karşısında gösterdiği yükselişlerle 17 ayın zirvesini yenilerken, Japon hükümeti kuru gevşetmek için müdahalede bulunmak zorunda kalabileceği uyarısını yaptı. Dolar geçtiğimiz hafta gördüğü 107.67 yen seviyesinin de altına inerek 107.63 yeni gördü. Dolar bu seviyeyi görmesinin ardından yeniden 107.91 yenden işlem gördü. Yendeki bu değer artışının nedenlerinden birisi yatırımcıların Fed'in bu yıl faizleri artıracağına dair inançlarını yitirmesi olarak niteleniyor. Geçtiğimiz hafta yene karşı yüzde 3.1 değer kaybeden euro da 122.95 yenden işlem gördü. Euro dolar karşısında hafta başında altı ayın en yüksek seviyesi olan 1.1454 dolara yakın seyretmeye devam ederek 1.1410 dolardan işlem gördü. Dolar endeksi sekiz ayın en düşük seviyesine gerileyerek 93.748'e indi ve Ekim ayında görülen 93.806 seviyesinin altına düştü. Bu seviyenin görülmesinin ardından dolar yeniden 94.015'e yükseldi. Daha sonra yen, petrol fiyatlarında yaşanan artışın risk alımlarını tetiklemesiyle beraber dolar karşısında son haftalarda yükseldiği zirve seviyelerinden tekrar inişe geçti. Dolar/yen paritesi tekrar 108’in üzerine yükseldi. Euro/dolar paritesi de 1.14’ün altına geriledi. Dolardaki artış hafta içinde de sürdü. Fed'in faiz artışlarının önünde en büyük engel olarak küresel ekonomiyi göstermesinin ardından Çin'den gelen pozitif ticaret verileri ve emtia fiyatlarındaki artış, piyasa aktörlerinin faiz artışı için daha fazla şans görmesine neden olarak doların yükselmesini sağladı. Dolar 14 endeksi yükselerek 94.744 seviyesine çıkarken, dolar yen karşısında da 109.00 seviyesine yükseldi. Euro/dolar paritesi de 1.1270’e düştü. Haftanın son gününde dolar bu haftasonu gerçekleşecek olan ve dövizin bir tartışma konusu olacağı tahmin edilen G20 toplantısı öncesinde güçlü düzeyini sürdürdü. Çin verilerinin beklentiler doğrultusunda gelmesi de doları destekledi. Doların diğer büyük altı para birimi karşısındaki hareketlerini izleyen dolar endeksi artarak 94.977 oldu. Endeks hafta genelinde yüzde 0.8 arttı. Euro/dolar paritesi 1.1250’ye doğru gerilerken, dolar/yen paritesi 109 civarında seyretti. Cuma günü itibariyle Euro/dolar paritesi 1.1290; Dolar/yen paritesi 108.95 düzeyindedir. Petrol: Petrol fiyatları geçtiğimiz haftanın sonlarına doğru ABD'de stokların ve petrol çıkarma aktivitelerinin düştüğünün görülmesi üzerine yaşanan sert yükselişlerin ardından yeni haftaya da artışlarla başlarken, gözler 17 Nisan Pazar günü Doha'da gerçekleştirilecek olan toplantıdan üretimi dondurma kararı çıkıp çıkmayacağına çevrildi. ABD ham petrolünün varil fiyatı hafta başında 39.90 dolardan işlem görürken, Brent ham petrol de 42.10 dolar oldu. İlerleyen günlerde hem ABD türü hem de Brent ham petrol Pazar günü gerçekleştirilecek petrol üreticileri toplantısı öncesinde 40 doların üzerinde seyretti. Petrol fiyatları, hafta içinde Suudi Arabistan ve Rusya arasında petrol fiyatlarının dondurulması konusunda anlaşmaya varıldığına dair haberlerin ortaya çıkmasıyla artış eğilimini sürdürdü. Brent petrolü 44 doların üzerine çıkarken, ABD petrolü 42 dolara yaklaştı. Ancak daha sonra fiyatlar OPEC'in talepte yavaşlama olduğuna dair açıklamaları ve Rusya'nın bu Pazar günü Doha'da yapılacak toplantıda muhtemel bir anlaşmanın çok bağlayıcı olmayabileceğine dair verdiği sinyallerle geriledi. Petrol fiyatları, haftanın son gününde üreticilerin bu Pazar günü Doha'da gerçekleştirecekleri kritik toplantı öncesinde yatırımcıların beklemeye geçmesiyle yatay bir seyir izledi. İran’ın toplantıya katılmayacak olması fiyatları sınırlamakta. Cuma günü itibariyle Brent ham petrolünün varili 42.75 dolar düzeyinde; ABD hafif ham petrolünün varili 40.45 dolar civarında seyretmektedir. Altın: Altın fiyatları hafta başında dolardaki değer kaybıyla beraber güvenli limanlara olan talebin artması üzerine neredeyse son üç haftanın zirvesine yükseldi. Zayıf ekonomik veriler ve ABD'de faizlerin ne zaman artırılacağına dair belirsizlik de piyasalardaki risk iştahını azaltarak altın ve Japon yeni gibi güvenli limanlara talebi artırdı. Spot altının ons fiyatı 1250 dolara kadar yükseldi. İlerleyen günlerde de fiyatlardaki yükseliş sürdü, altın doların son sekiz ayın en düşük seviyelerine yakın seyretmesiyle beraber üç haftanın zirvesine yükseldi. Spot altının ons fiyatı 1259 dolara kadar yükselerek 18 Mart'tan bu yana en yüksek seviyeyi gördü. Ancak hafta içinde fiyatlar tekrar gerileme eğilimine girdi. Altın fiyatları doların yeniden yükselişe geçmesiyle beraber geriledi. Altının ons fiyatı tekrar 1250 doların altına indi; daha sonra da doların değer kazanmasıyla hızla 1230 dolara doğru geri çekildi. Haftanın son gününde fiyatlar yatay seyretti. Cuma günü itibariyle altının spot fiyatı ons başına 1228 dolar civarındadır. 15 DÖVİZ KURLARINDAKİ GELİŞMELER (1) (2) (3) (2)/(1) 31.12.15 31.03.16 15.04.16 % değişim 2,9233 2,8300 2,8597 -3,2 3,1896 3,2148 3,2219 0,8 3,0565 3,0224 3,0408 -1,1 (2)/(1) reel % değişim -4,9 -0,9 -2,8 (3)/(2) % değişim 1,0 0,2 0,6 ABD doları/TL* Euro/TL* Döviz Sepeti ** Euro-dolar Paritesi 1,0911 1,1360 1,1267 4,1 -0,8 * TCMB döviz satış kuru. ** 0,5 dolar + 0.5 euro. *** Reel % değişim için tüketici fiyat endeksi kullanılmıştır. Daha fazla bilgi için: Dr. M.Veyis Fertekligil, Baş Ekonomist e-posta: veyis.fertekligil@tbank.com.tr Tel: 0212 – 368 35 20 UYARI NOTU: Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. 16