Y. KARAHANOĞULLARI Norveç Ekonomisine ve Kamu Maliyesine Genel Bir BakıĢ Yiğit KARAHANOĞULLARI* Özet Norveç hem 2008 ekonomik krizine güçlü göstergelerle girmiş hem de krizin etkilerini son derece hızlı bir şekilde üzerinden atabilmiştir. Bu başarının gerisinde Norveç‟in güçlü kamu kesiminin varlığı yatmaktadır. Norveç‟te kamu kesimi, niceliksel ve niteliksel boyutlarıyla diğer gelişmiş kapitalist ekonomilerden önemli ölçüde farklılık göstermektedir. Norveç, piyasa ile güçlü kamu kesimini diğer gelişmiş kapitalist devletlerin yaşamakta olduğu “finansallaşmış neoliberal büyüme modeli”nden farklı bir toplumsal model çerçevesinde sentezleyebilmiştir. Bu çalışmada Norveç‟in kamu maliyesi, makroekonomik göstergelerle birlikte ve özellikle 1990‟ların başında ve 2000‟lerin sonunda yaşanan kriz konjonktürlerindeki dönüşüm vurgulanarak ele alınmaya çalışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Norveç, Kuzey Avrupa Modeli, Kamu Maliyesi, 2008 Krizi An Outlook on Norway Public Finance and Economy Abstract Norway had experienced robust economic performance before the 2008 crisis and also has been successful to alleviate the effects of the crisis soon. Behind this achievement lies the existence of strong public sector which considerably differs from other developed capitalist economies‟ public sectors, in essence and in quantitative terms. Norway has been synthesizing market mechanism with strong public sector through a model that is distinct from „financial neoliberal growth archetype‟. This article tries to examine the public finance of Norway with considering macroeconomic setting and emphisising conjunctures of the crises of the early 1990‟s and late 2000‟s. Key Words: Norway, Nordic Model, Public Finance, 2008 Crisis JEL Classification Codes: H5, H62, H63, H2 Yrd.Doç.Dr., Ankara Üniversitesi, SBF, Maliye Bölümü, ykarahanogullari@ankara.edu.tr * Maliye Dergisi Sayı 164 Ocak-Haziran 2013 233 Norveç Ekonomisine ve Kamu Maliyesine Genel Bir Bakış GiriĢ Norveç’in gelişmiş kapitalist ülkelerin benimsediği finansal neoliberal büyüme modelinin krizden genel anlamda etkilenmemiş olması çarpıcıdır. Norveç, 20082009 finansal krizinden korunabilmiştir ve Avrupa Bölgesi’nde halen devam etmekte olan ekonomik daralmadan da yara almadan sıyrılmıştır (OECD, 2012a: 5). Hâlihazırda Norveç’te işsizlik oranı neredeyse tarihsel dip noktasındadır. Norveç, özellikle ikinci bölümde ve makalenin ilerleyen başlıklarında aktarmaya çalışacağımız üzere neoliberal büyüme modelini saf haliyle benimsememesi, kendi özgün piyasa modelini güçlü kamu maliyesi aracını kullanarak sentezleyebilmesi itibarıyla kriz sonrasında ortaya çıkan alternatif model arayışları için anlamlı bir örnek sunmaktadır. Norveç ekonomisi ve kamu maliyesi Kuzey Avrupa refah devleti modelinin temel tanımlayıcısı niteliğindedir. II. Dünya Savaşı sonrasında merkez kapitalist devletlerde uygulanan ve çeşitlik gösteren refah devleti modelleri arasında Kuzey Avrupa modelinde, ücretlerin merkezi toplu sözleşme pazarlıklarıyla belirlenmesi, kadınların işgücüne katılım oranlarının yüksek olması, vergi tabanının son derece geniş olması, kamu hizmetleri alanının yani meta dışı alanın geniş olması, kamu istihdamının yüksek olması, okuryazarlık ve eğitim göstergelerinin yüksek olması bu ülkeleri diğer refah devleti modellerinden farklılaştırmaktadır (Evelyne ve Stephen, 2002). Piyasa ekonomisini güçlü devlet ile sentezleyen bu model kalkınma, gelişmişlik, hayat standardı, demokrasi, toplumsal eşitlik, cinsiyet eşitliği gibi ekonomi politik göstergelerde dünya sıralamasında en önlerde yer alan ülke performansları sunmuştur. OECD verilerinde Gini katsayısına göre gelir adaleti sıralamasında ilk dörtte yer alan ülkelerin dördünün de Kuzey Avrupa ülkesi olması tesadüf olmasa gerektir. Kuzey Avrupa ülkelerinin bir diğer tanımlayıcı özelliği sadece güçlü devlet anlayışına dayanmamaları, bir tarafta güçlü bir kamu maliyesi varken ve diğer tarafta ise güçlü/bağımsız bireyin aynı modelin temel amacı olmasıdır; kamunun refah işlevi bireyin güçlendirmesine yönelmektedir. Bireylere kendi kapasitelerini yükseltecek ve toplumsal eşitliği kuracak şekilde katmanlar arasında yükselmelerine olanak tanıyan mekanizmalar sunabilmektedir (Economist, 02.02. 2013b). Cathie Martin, Kuzey Avrupa ülkelerinin neoliberalizm ve küreselleşmenin getirdiği problemlerle göreli olarak daha güçlü bir şekilde baş edebildiğini vurgulamaktadır. Neoliberalizm bu ülkelere de yayılmış olmasına rağmen diğer gelişmiş ülkelerde tipik olarak gözlemlenen artan gelir dağılımı eşitsizliği olgusu ve küreselleşmenin problemlere karşı bu ülkelerde dayanışmacı politikaların geliştirilebilmesi sağlanabilmiştir. Piyasa ekonomisinin düzenlenmesi üzerine sürekli olarak yeniden kurulan bir toplumsal uzlaşı söz konusudur. Bu uzlaşı kriz konjonktüründe de saf haliyle piyasacı liberal model yerine onun fazlalıklarından arındırılması yönünde bir düzenleme olarak tekrar kurulabilmektedir (Martin, 2012: 80). Tüm Kuzey Avrupa ülkeleri, modelin bu genel karakteristik özelliklerini paylaşmakla birlikte ayrıntıda ayrı ayrı ele alınmayı hak edecek kadar niteliksel farklılıklar da arz etmektedir. Bu makalede kendisine has pek çok karakteristik özellik barındıran Norveç ekonomisi ve kamu maliyesi üzerine bir inceleme sunulmaya çalışılacaktır; vurgulamamız gerekir ki makale Norveç’in kamu maliye politikalarının sadece sonuçlarıyla ilgilenecek, bu politikaların nasıl ortaya çıktığı, şekillendiği ve uygulandığı gibi konular makalenin niceliksel sınırları ve kurgusu 234 Maliye Dergisi Sayı 164 Ocak-Haziran 2013 Y. KARAHANOĞULLARI gereği inceleme dışında bırakılacaktır. Bu anlamda Norveç ekonomisinin ve maliyesinin temel özelliklerini betimlemek amaçlanacaktır. 1. Temel Ekonomik ve Sosyal Göstergeler Norveç, 2011 verilerine göre yaklaşık 5 milyonluk bir nüfusa sahiptir (4.953 milyon) (OECD, 2011). Norveç’in kişi başına ulusal geliri satın alma gücü paritesine göre cari fiyatlarla 2011 yılı için 61.047 dolardır ki bu rakam Avrupa ortalamasının ve ABD’nin üzerindedir (Bu rakam, Lüksemburg’dan sonra dünyanın en yüksek kişi başına geliridir). 2008 yılında reel büyüme gerçekleşmemiş (sıfıra yakın bir büyüme), 2009’da %1,7 daralmış, 2010 ve 2011’de ise pozitif büyümeye ulaşılmıştır (sırasıyla %0,7 ve %1,4 oranlarında) (OECD, 2013b). Norveç, dünyanın en yüksek hayat standardını sunan ülkesidir. 2012 yılında Birleşmiş Milletlerin reel gelir düzeyi, eğitim göstergeleri ve yaşam beklentisi verilerine göre yaptığı İnsani Gelişmişlik Endeksine göre Norveç, 0,955’lik puanıyla dünyanın en yaşanabilir ülkesidir ve 1990’dan beri endekste birinci sıradaki yerini korumaktadır (UNDP, 2013). Ortalama yaşam beklentisi çok yüksektir (2010 yılı için 81,2 - OECD, 2011). Avrupa nüfusu yaşlanırken Norveç çocuk doğum oranlarını kamu mali politikaları yardımıyla yükseltebilmiş ve yaşlanmaya karşı bir eğilim geliştirebilmiştir. 2008 yılı itibarıyla doğum oranı Norveç için 1,96’dır (CFPD). Norveç’te nüfus politikalarına ilişkin yine tanımlayıcı bir diğer husus ise nüfus yoğunluğunun geniş ülke coğrafyasına dengeli bir şekilde dağıtılma çabasıdır. Norveç’te hem nüfus yoğunluğu ülkenin geniş coğrafyası nedeniyle düşüktür hem de kamu mali politikalarıyla nüfusun bu geniş ülke coğrafyasında belli bölgelerde yoğunlaşmasına engel olunmaktadır. 1.1. ĠĢsizlik-Ġstihdam 1970’ten günümüze ele alındığında, Norveç’te işsizliğin hiçbir zaman önemli bir probleme dönüşmediği gözlemlenmektedir. İşsizlik yapısal olarak son derece düşük seviyelerde seyretmektedir. 1970-2011 OECD verilerine göre tüm bir dönem için işsizlik oranı en düşük ülkenin Norveç olduğu görülmektedir (sadece kriz yılları olan 1990’ların başında kısa bir dönem için İsveç ve Finlandiya’nın işsizlik performansının Norveç’ten daha iyi olduğu gözlemlenmektedir). 1970-2011 dönemi bir bütün olarak ele alındığında Norveç için en düşük işsizlik oranı %1,3 ile 1971’te ve en yüksek işsizlik oranı %5,8 ile 1993’te gerçekleşmektedir (OECD, 2012b). Aşağıdaki Şekilde de görüldüğü üzere Norveç, dünya ekonomisinde 2008 sonrasında yaşanan derin daralmaya rağmen zaten göreli olarak düşük olan işsizlik oranlarını daha da azaltabilmeyi başarmış bir ekonomidir. 2005 yılında işsizlik %4,5 iken 2009’da %3,2’ye gerilemiştir, 2011’de ise %3,3 oranındadır (OECD, 2012a: 6), (OECD, 2012b). Maliye Dergisi Sayı 164 Ocak-Haziran 2013 235 Norveç Ekonomisine ve Kamu Maliyesine Genel Bir Bakış ġekil 1: Norveç’te ve OECD Ortalamasında ĠĢsizlik Oranları 9,0 8,0 OECD Norveç 7,0 6,0 5,0 4,0 3,0 2,0 1,0 0,0 Kaynak: OECD, Economic Outlook No: 92. İşsizlik oranının kadın erkek arasında önemli ölçüde farklılaşmadığı –hatta kadınlar için işsizlik oranının daha düşük olduğu– ancak temel farklılaşmanın göçmen ve yerli nüfus arasında olduğu görülmektedir. 2011 yılında işsizlik kadınlar için %3,1, erkekler için %3,5’tir (OECD, 2011). OECD verilerine göre işsizlik oranı 2009 yılında, Norveç’te doğanlar arasında %2,5, yabancı doğumlu göçmenler arasında ise %8,4 oranındadır (OECD, 2011). Bu noktada çarpıcı bir tablo ile karşılaşılmaktadır: Norveç için göçmenler arasındaki işsizlik oranının bile pek çok OECD ülkesindeki toplam işsizlik oranından daha düşük olduğu gözlemlenmektedir. İstihdam göstergelerine baktığımızda da şu tablo ile karşılaşılmaktadır: OECD ülkeleri içinde 2010 yılında %77,5 ile en yüksek üçüncü istihdam oranı Norveç’e aittir. İşgücüne katılım oranı da son derece yüksektir; 2010 yılında %80’lere varan oranlarıyla OECD ülkeleri arasında 7’nci sırada yer almaktadır. Kadın ve erkekler arasında istihdam oranlarının neredeyse eşit olduğu görülmektedir. 2011 yılı için erkeklerin istihdam oranı %77,2 iken kadınlarda bu oran %73,4 gibi son derece yüksek düzeylerdedir (OECD, 2011). Ülkeler arasında pek çok sosyo-ekonomik göstergeye göre karşılaştırma imkânı veren Avrupa Nüfus Çalışmaları Kurumunun hazırladığı Karşılaştırmalı Aile Politikaları Veritabanı (Comparative Family Policy Database-CFPD) verilerine göre 2008 itibarıyla Lüksemburg ve İsviçre’den sonra işgücüne katılım oranı en yüksek olan ülke Norveç’tir. İstihdamın yaklaşık %30’u kamu kesimindedir ve yüksek eğitimli işgücü yoğunluklu olarak kamu kesiminde çalışmaktadır (OECD, 2004: 55). Küresel kriz sonrası konjonktürde özel sektör istihdamı azalmış olmakla birlikte kamunun merkezi idare ve yerel yönetimlerde istihdamı arttırmasıyla toplam istihdam 20092011 döneminde yükselebilmiştir (OECD, 2012a: 15). Norveç’te kadın istihdamının artmasını sağlayan unsurlardan biri de yerel yönetimlerin çocuk kreşleri, sağlık ve sosyal hizmetler alanlarında yaptığı istihdam artışı olmuştur. 236 Maliye Dergisi Sayı 164 Ocak-Haziran 2013 Y. KARAHANOĞULLARI Norveç ekonomisini tanımlayan bir diğer husus ise yarı zamanlı istihdamın yüksek oluşudur (OECD, 2012a: 15). Toplam istihdam içinde yarı zamanlı istihdamın oranı 2000’ler için yapısal olarak %20’ler gibi yüksek oranlarda seyretmektedir (OECD, 2011). OECD’nin genelinde de azalma eğiliminde olmakla birlikte Norveç için ortalama kişi başına haftalık çalışma süresi diğer gelişmiş ekonomilere göre oldukça düşüktür. Bunun bir nedeni daha çok yarı zamanlı çalışan kadınların ve genç nüfusun işgücüne katılım oranlarının yüksek olmasıdır (OECD, 2004: 15). OECD’nin 2004 tarihli bir çalışması Norveç’te yüksek oranda artan oranlı olan gelir vergisi dilimlerinin, çalışmanın fırsat maliyetini yükseltmiş olabileceğini belirtmektedir (OECD, 2004: 113). Kişi başına ulusal gelirin bu kadar yüksek olduğu bir ekonomide, ortalama çalışma süresinin göreli olarak düşük olması bireylerin toplumsal zenginlikten yeterince pay alarak zamanının daha büyük bir bölümünü çalışma dışı alanlara kaydırabilme isteğinin ve fırsatının olduğunun bir göstergesi olarak da yani bir toplumsal refah göstergesi olarak da değerlendirilebilir. 1.2. Gelir Dağılımında Adalet Norveç’te gelir dağılımı adaleti diğer gelişmiş kapitalist ekonomilere oranla çok yüksektir. OECD’nin yaptığı hesaplamalara göre 2000’lerin sonunda Norveç, 0,36’lık Gini katsayısı ile en iyi gelir dağılımına sahip 7’nci ülkedir. Finlandiya dışında Kuzey Avrupa ülkelerinin tümünün OECD ortalaması olan 0,4’ün altında kaldıkları gözlemlenmektedir. Bu gelir dağılımı piyasanın sunduğu dağılımdır ve daha da önemli olan ise kamu maliyesinin piyasadaki vergi ve harcamalarla yaptığı düzenlemeler ardından gelir dağılımının aldığı biçimdir. Norveç’te kamu mali politikalarıyla Gini katsayısının büyük ölçüde azaltılarak 0,24’e düşürülebildiği görülmektedir (OECD, 2012b: 5). Ekonomik ve sosyal göstergelere dair 1960-2010 gibi uzun bir dönem için ülkeler arası karşılaştırma yapma imkânı sunan CFPD istatistiklerine göre kişi başına birim emek saat için kadın ve erkeklerin ortalama ücretlerinin zaman içinde seyri ele alındığında çarpıcı bir tablo ile karşılaşılmaktadır. Norveç için 1960’dan günümüze kadın ve erkekler arasındaki ücret farklılaşmasının giderek kapanma eğilimi sergilediği, 2005 yılından itibaren ise kadınların elde ettikleri saat başına ücretlerin erkeklere göre 2008 yılında %7 oranında olmak üzere daha yüksek bir hale geldiği görülmektedir. Bu durum, karşılaştırma yapılan diğer ülkeler arasında Norveç’e özgü tekil bir durumdur (CFPD’den derlenen bilgiler). 1.3. Üretimin Yapısı Norveç’in sanayi yapısı önemli ölçüde ülkenin doğal zenginliklerine dayanmaktadır. Petrol, gaz, balık avcılığı, ormancılık ve doğal kaynakların işlenmesi Norveç’in üretim yapısının ana sektörleridir; özellikle teknoloji yoğun üretim yapan petrol sektörünün ekonomide sektörel geri ve ileri bağlantılarının güçlü olması imalatının ve ihracatının temel dinamiğini oluşturur. Norveç sanayi yapısında büyük ölçekli firmaların ağırlığı fazladır. 2005 OECD verilerine göre yanında 49 kişiye kadar işçi çalıştıran firmalardaki istihdamın toplam istihdama oranı %34 iken 50 ve daha fazla işçi çalıştıran firmaların istihdamdaki payı %66’dır (Bu oranın yarısından fazlasını 250 kişiden fazla işçi çalıştıran firmalar oluşturur) (OECD, 2011). Ekilebilir arazilerin darlığı nedeniyle Norveç ekonomisinde tarımın payı zayıftır. (Fouberg ve Hogan, 2004: 76). Tarımsal üretim kamu mali politikalarla Maliye Dergisi Sayı 164 Ocak-Haziran 2013 237 Norveç Ekonomisine ve Kamu Maliyesine Genel Bir Bakış desteklenmektedir. OECD ülkeleri içinde göreli olarak yüksek tarım koruması sunan bir ülkedir (OECD, 2004: 160). Ulaştırma sektöründe demiryollarının önemi büyüktür. Yaklaşık 4 bin kilometrelik bir demiryolu ağına sahiptir ve kamu işletmelerinin kısaca ele alındığı ilerleyen bölümde de aktarılacağı üzere kamu kesiminin payı bu hizmet alanında hâlâ önemini korumaktadır. Tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi teknolojik ilerlemeyle birlikte Norveç’te de imalat sanayinin hem istihdam hem de katma değerdeki payı zamanla azalma eğilimi sergilemiştir. 1975’de imalat sanayinin katma değerinin sektörler toplamı içindeki payı %33,1 iken 2002’de bu oran %18,8’e gerilemiştir. Benzer şekilde istihdamdaki payı da %22,4’ten %12,6’ya gerilemiştir (OECD, 2004: 27). İmalat sanayi son derece yaygın bir üretim çeşitliliğine sahiptir. Bu durum herhangi bir sektörde daralma yaşansa bile diğer sektörlerde dengeleyici bir etki gelişmesine izin vermektedir. İmalat sanayi başlangıçta balıkçılık ve dış ticaretle ilişkili alanlara örneğin işlenmiş balık üretimi, gemi imalatı gibi alanlara dayanarak gelişmiştir. Hâlihazırda imalat sanayinde hâlâ özellikle deniz ürünlerine dayalı gıda sanayi önemli olmakla birlikte sektörde hem çeşitlilik sağlanmış hem de yüksek teknolojili bir üretim yapısına geçilebilmiştir. İmalat sanayinde ülkenin akarsularından elde edilebilen ucuz elektrik enerjisinden yoğun olarak yararlanılmaktadır. Avrupa’da sanayi devriminde kömür enerjisi son derece önemli bir rol üstlenirken kömür kaynakları bakımından fakir oluşu, Norveç’i yeni enerji kaynağı arayışına sürüklemiş ve bu noktada akarsulardan yararlanılmıştır. Petrol araştırmalarında kullanılan ileri teknolojili sondaj sistemleri üretimi Norveç’in imalat sanayinde önemli katma değer yaratan faaliyet alanlarından biridir. Gerek yerel olarak elde edilen gerekse de ithal edilen magnezyum, alüminyum gibi hafif metallerin işlenmesine dayalı imalat sanayi de Norveç’te yaygındır (Fouberg ve Hogan, 2004: 82-83). Petrol ve doğalgaz üretimi Kuzey Denizi’nde 1969’da büyük rezervlerin keşfedilmesiyle mümkün hale gelmiştir. GSYİH’nin yaklaşık dörtte biri petrol ve doğalgaz üretiminden gelmekte, ihracatın yaklaşık üçte birini de bu sektörler oluşturmaktadır (Fouberg ve Hogan, 2004: 84). World Fact Book verilerine göre 2009’da Norveç’in petrol ihracat miktarı yaklaşık Birleşik Arap Emirlikleri kadardır ve dünyada 6’ncı sırada yer almaktadır (http://en.wikipedia.org/wiki/List_ of_countries_by_oil_exports). Doğalgaz ve petrol üretimi ve dağıtımı kamu işletmeleri aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. İlerleyen bölümlerde kamu işletmeleri ayrıca ele alınacaktır. Ülkenin aldığı doğrudan yabancı sermaye yatırımları düşüktür. Yatırımların büyük çoğunlukla finans alanında olduğu görülmektedir. Özellikle balıkçılık ve elektrik enerji üretimi alanlarında doğrudan yabancı sermaye yatırımlarına yüksek marjinal vergi oranlarıyla ya da bazı faaliyet dallarında yalnızca devlet mülkiyetine izin verilerek formal kısıtlamalar getirilmiştir (OECD, 2004: 82). 1.4. DıĢ Ticaret Yapısı Norveç, petrol ve doğalgaz kaynakları sayesinde yapısal olarak dış ticaret fazlası verebilen ve dışa açıklık oranı yüksek olan bir ekonomidir. İhracat ve ithalat toplamının GSYİH’ye oranı %70 ile %75 arasında seyretmektedir. Dış ticaret fazlası 2008 yılında %17,3’tür. Krizin etkisiyle 2009’da %11,4’e düşmüş ardından yavaş da olsa toparlanma yaşanmış ve 2011’de %16,4’e yükselecek şekilde artmıştır (OECD, 238 Maliye Dergisi Sayı 164 Ocak-Haziran 2013 Y. KARAHANOĞULLARI 2011). 1975-2012 dönemini ele aldığımızda, özellikle 1970’lerin sonunda olmak üzere sadece 8 yıl için cari açık verildiği, dönem içinde cari fazlanın en yüksek oranına ise 2005 yılında %16,8 ile ulaştığı gözlemlenmektedir. 2001-2011 döneminde dış ticaret dengesinin ortalaması %13,9’tür (OECD, 2012b verilerinden hareketle hesaplanmıştır). Ticaret ilişkilerinde Avrupa’nın daralan bölgesi ile temasının göreli olarak zayıf olması ve son dönemlerde artan oranda Asya ile ihracat ilişkileri kurmaya başlaması itibarıyla krizden olumsuz etkilenmediği görülmektedir (OECD, 2012a: 6). Şekilden de gözlemleneceği üzere dış ticaret dengesinin OECD ülkelerinin toplamı için genel eğiliminin özellikle 2000’lerde artacak şekilde açık vermek yönünde olduğunu (AB bölgesi için fazla gözlemlenmekle birlikte çok düşük oranlarda gerçekleştiği) ancak buna karşılık Norveç’in yine özellikle 2000’lerde önemli ölçüde dış ticaret fazlası verebildiğini vurgulamamız gerekmektedir. ġekil 2: Norveç’in 1971-2011 Cari Hesaplar Dengesi (GSYĠH’ye % Oranla) 20 OECD 15 Norveç 10 Avrupa Bölgesi -15 5 0 -5 -10 -15 Kaynak: OECD, Economic Outlook No: 92. Dış ticaret dengesinde bu ölçüde fazla veren bir ekonominin, genel makroekonomik denklik gereğince özel kesim tasarruf yatırım dengesi ve kamu kesimi genel dengesi toplamında da fazla vermesi gerekmektedir. Hanehalkı net tasarruf oranı 2011 için %7,9 gibi yüksek oranlarda gerçekleşmiştir. Genel kamu kesimi de makro denklikte açığın geri kalanını verdiği fazla ile kapatmaktadır. Norveç’in sosyal ve makroekonomik göstergelerinin bu şekilde kısaca incelenmesinin ardından, öncelikle Norveç kalkınma modelinin ve kamu maliyesinin tarihsel gelişimine, ardından da kamu gelirlerinin ve harcamalarının ayrıntılı analizine geçebiliriz. Maliye Dergisi Sayı 164 Ocak-Haziran 2013 239 Norveç Ekonomisine ve Kamu Maliyesine Genel Bir Bakış 2. Yakın Dönem Ekonomik ve Mali DönüĢümün Dinamikleri Norveç’in kalkınma sürecinde ilki 1929 krizinin yarattığı ve diğeri de II. Dünya Savaşı’nın neden olduğu yıkımların atlatılabilmesi için kurulan toplumsal mutabakat olmak üzere iki önemli tarihsel dönemeç söz konusudur. Her iki dönemeçte de Norveç, ulusal kalkınma perspektifiyle işçi ve işveren sendikalarının üzerinde uzlaşabildikleri sosyoekonomik programları uygulayabilmiştir. Nazi işgalinden kurtuluşun ardından 1945’te “Ulusal Kurtuluş Programı” (Programe of National Recovery) tüm siyasal partilerin desteğiyle geniş bir siyasal birlik içinde hazırlanabilmiş ve uygulamaya geçirilebilmiştir. Böylece II. Dünya Savaşı sonrasında Norveç’in kapitalist sistem içinde kalarak geliştirdiği eşitlikçi, sosyal devlet modelinin temelleri, istikrarlı ve güçlü ekonomik büyüme, dış ticaret dengesinin sağlanması, tam istihdam, fiyat istikrarı ve gelir dağılımında eşitlik hedefleri etrafından atılabilmiştir (Fagerberg vd., 1990: 64-60). Biz bu tarihsel dönemeçlere yakın dönemdeki gelişmelerden hareketle şu üç tarihsel kırılmayı da ekleyebiliriz: 1969 yılında Kuzey Denizi’nde petrol ve doğalgaz kaynaklarının keşfi kuşkusuz ki Norveç ekonomisi için önemli bir dönüm noktası olacaktır. Bu konuyu kamu gelirleri başlığı altında biraz daha ayrıntılı olarak ele almaya çalışacağız. Modern Norveç ekonomik yapısını biçimlendiren kuşkusuz bir diğer önemli tarihsel dönemeç ise AB üyelik sürecidir. Norveç, tüm üyelik koşullarını tamamlayarak AB’ye davet edilmiş olmasına rağmen halk hem 1972’de hem de 1994’te AB üyeliğine ilişkin yapılan referandumlarda sırasıyla %53,5 ve %52,2 hayır oyu ile üyeliği reddetmiştir (Fouberg ve Hogan, 2004: 67). Bu sonuçların gerisinde, ulusal egemenliklerinin AB topluluğu içinde zayıflayacağı, zengin bir ülke olarak AB bütçesine aldıklarından daha çok katkı yapmak zorunda kalacağı, üyeliğin ardından eşit coğrafi gelişim politikası, evrensel eşitlikçi sosyal politikalar gibi ulusal politikalardan vazgeçmek zorunda kalacakları ve balıkçılık sektörünün zarar göreceği gibi kaygıların belirleyici olduğu görülmektedir (Toker, 2003: 337), (Fouberg ve Hogan 2004: 67-68). Hemen vurgulayalım ki Norveç, AB tam üyeliğini reddetmekle birlikte ticaret ilişkilerini üyesi olduğu Avrupa Ekonomik Bölgesi (European Economic Area) aracılığıyla sürdürmektedir (Anderson vd., 2006: 10). Son tarihsel dönemecin ise neoliberalizin etkisiyle 1980’lerin sonunda özellikle finansal piyasalarda serbestleşmeye gidilmesi ardından 1990’ların başında yaşanan bankacılık krizi olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle kriz sonrasında gündeme gelen düzenlemeyi daha iyi görebilmek için yakın dönem makroekonomik yapının şekillenmesine de varacak şekilde bu sürecin biraz daha ayrıntılı incelenmesi yararlı olacaktır. 1990’ların başı tüm Kuzey Avrupa ülkeleri için önemli bir daralma konjonktürü olmuştur. Bu süreçte Almanya’nın birleşmesinden önce Alman Merkez Bankasının uyguladığı daraltıcı politikaların, Maastricht Sözleşmesi ile tanımlanan Avrupa Para Birliği’ne giriş koşulu olarak belirlenen sıkı mali politikaların ve Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından ihracatta yaşanan kayıpların etkisi büyüktür. 1994’te İsveç’te işsizlik oranı %9 ve Finlandiya’da %19 düzeyine yükselmiştir (Evelyne ve Stephen, 2002: 52-53). Bu krizin kökeninde 1980’lerde yaşanan finans sektörünün deregülasyonu yatmaktadır (Martin 2012: 85). Bu çerçeve tüm Kuzey Avrupa ülkeleri için geçerli olmakla birlikte Norveç ekonomisinin krize İsveç ve 240 Maliye Dergisi Sayı 164 Ocak-Haziran 2013 Y. KARAHANOĞULLARI Finlandiya’ya göre yaklaşık bir sene önce girdiği ve krizin etkilerini daha kısa sürede atlattığı gözlemlenmektedir (Vale, 2004: 1-3). 1980’lerin ortalarında Norveç’te finansal liberalizasyonla birlikte faiz oranları düşmüş ve kredi genişlemesi yaşanmıştır (OECD, 2004: 179). 1984 yılında banka kredileri üzerindeki niceliksel sınırlar ve 1985’te de kredi faiz oranları üzerindeki sınırlamalar kaldırılmıştır. 1986 yılında yapılan bir değişiklik ile iki ayrı kurum olan Banka Denetim Kurumu ve Banka Sigorta Kurumu tek bir çatı altında birleştirilmiş ve bankaların denetim sayıları önemli ölçüde azaltılmıştır (Vale, 2004: 3-4). Finansal serbestleşme 1984-1986 döneminde hızlı bir kredi genişlemesi doğurmuştur (Vale, 2004: 3). Bu dönemde kron, Avrupa para birimine (ECU) sabittir ve sermaye hareketlerinin de serbestleştirilmesiyle birlikte kamu otoritesinin elindeki makro araçların sayısı sınırlanmıştır (Vale, 2004: 9). 1988-1990 döneminde küçük banka iflasları yaşanmaya başlanmış, 1985 yılının sonlarına doğru dünya petrol fiyatlarının hızlı düşüşü, sabit kur rejimi uygulayan Norveç’in para birimi üzerinde devalüasyon baskısı yaratmış ve 1986 yılının Mayıs ayında kronun devalüasyonu gerçekleşmiştir. Bu süreçte faiz oranları artmış ve ekonomi daralmaya başlamıştır (Vale, 2004: 4). Pek çok küçük ölçekli banka, ki bunların çoğu tasarruf bankasıdır (1987’de toplam banka sayısı 193’tür), süreçten etkilenmiş ve çoğunlukla satın alma ve birleşmelerle tasfiye olmuştur (Vale, 2004: 5). 1990 yılında iki Almanya’nın birleşmesiyle birlikte faiz oranları yükselmiş, Norveç ekonomisi daralma yaşıyor olmasına rağmen faizlerini düşürememiştir. Norveç’te krizden önce tüm bankaların üye olmak zorunda olduğu Ticari Bankalar ve Tasarruf Bankaları için iki ayrı kapsayıcı fon mevcuttur ve krizin ilk aşamasında öncelikle bu fonlardan yararlanılması sağlanmıştır. 1990 yılının sonuna doğru bu fonların artık yetersiz kalmaya başlaması üzerine Mart 1991’de Parlamentonun kararıyla Bankacılık Devlet Sigorta Fonu kurulmuştur. Fondan bankaların yararlanması başvuran bankalar için geniş yaptırımlara bağlanmıştır. Banka zararlarının öncelikle ortakları tarafından karşılanması, bankanın tüm yönetici kadrolarının istifa ettirilerek yeniden atanması, banka faaliyetleri üzerinde sınırlama, bankaların faaliyet maliyetlerinin ve şube sayılarının azaltılması bunların başlıcalarıdır (Vale, 2004: 13). 1992 yılının Aralık ayında kron devalüe edilmiş ve bu kopuş sayesinde faizler 1993 yılı itibarıyla tekrar azalmaya başlamıştır. Benzer bir kriz patikasına yaklaşık bir sene sonra girecek olan Finlandiya ve İsveç’te ve genel olarak bankacılık krizleri yaşamış olan pek çok ekonomiden farklı olarak Norveç’te kriz sonrası süreçte yapılan müdahaleler krizin yükünün kamu kesimi tarafından değil, krize sebep olan sermaye grupları tarafından üstlenilmesine yönelik olmuştur. Kriz sonrasında kamu kesimi ne ayrı bir iflas bankası (bad bank) kurmuş ve ne de bankaların iflas eden varlıklarının koşulsuz olarak kamuya devredildiği ve kamu kesiminin bunları yönettiği ayrı fon gündeme gelmiştir. Öncelikle krize karşı bankaların kendilerine ait olan fonları kullanması sağlanmıştır. Kamu otoritelerince bankaların yükümlülükleri için sınırsız garanti de verilmemiştir. Kriz belli bir aşamaya geldikten sonra kamu otoritesi krizle mücadele için ayrı bir kurum kurmuştur; ancak kamu kesiminin kurtarıcı olarak dahil olması kayıpların öncelikle banka hissedarları (shareholder) tarafından yüklenilmesini gerektiren katı kurallara bağlanmıştır. Süreçte kamunun yaptığı mali yardımlar ölçüsünde iflas eden bankalar kamulaştırılmıştır (Vale, 2004: 2, 15-16). Maliye Dergisi Sayı 164 Ocak-Haziran 2013 241 Norveç Ekonomisine ve Kamu Maliyesine Genel Bir Bakış Tüm partilerin katılımıyla meclis istihdam komisyonunun kriz sonrası konjonktür için hazırladığı “1990’da istihdam artışı için ulusal strateji” başlıklı raporu Dayanışma Alternatifi ismiyle anılarak işçi ve işveren sendikalarının da üzerinde uzlaşmasıyla bir program olarak 1992’de uygulamaya alınmıştır. 1993-1997 döneminde ücretler uluslararası rekabeti arttırabilmek için baskılanmış, kamunun harcamalarını doğrudan istihdam artışına yönelik yeniden kompozisyonunu değiştirmesi hedeflenmiş; döviz kuru, para politikalarıyla enflasyonun ve talebin kontrol edilmesi öngörülmüştür (Stokke vd., 1999: 22). Vergi sisteminde reforma gidilmiş, özellikle faiz için vergi iadesi oranları düşürülmüştür ve dolayısıyla hanehalkları için borçlanmanın maliyeti arttırılmıştır. 1998-2002 döneminde işgücü arzının işgücüne olan talep karşısında yetersiz kalması ve bir önceki dönemde ücretlerin göreli olarak baskılanması nedeniyle yukarı yönlü bir hareketlenme yaşanmıştır. 2002’de ücretler Norveç Merkez Bankası (Norges Bank)’nın enflasyon tahmininden daha yüksek oranda arttığı için banka faiz oranlarını yarım puan yükseltmiş, kron değer kazanmış ve rekabet gücünün zayıflamasıyla birlikte özellikle imalat sanayinde iş kayıpları yaşanmıştır. Süreçte ithalatın ucuzlaması ve bunun enflasyona olumlu yansımasıyla Merkez Bankası faiz oranlarını tekrar düşürmüştür (OECD, 2004: 12, 31-32, 35, 114). İlerleyen başlıklarda görüleceği üzere kamu maliyesini kontrol amacıyla petrol dışı yapısal açıkların Petrol Geliri Fonu’nun %4’ünü geçmemesini öngören bir çeşit mali kural uygulamasına geçilmiştir (OECD, 2004: 11, 29). İşçi işveren sendikaları ve devlet arasında bir uzlaşı sağlanmış, hastalık-rapor izinlerinin %20 oranında azaltılması, yerel yönetimlerin özel sektörden yapacağı alımlara KDV indirimi gibi piyasa yönelimli düzenlemeler de gündeme gelmiştir. 2002’de yapılan toplu sözleşmede yılda ekstra 4 maaşlı tatil hakkı verilmiştir (OECD, 2004: 41). Bu olgular bir taraftan piyasa ilişkilerini genişleten düzenlemelere gidilirken diğer taraftan tipik bir neoliberal programda izin verilemeyecek düzenlemelerin yapılmakta olduğuna da bir örnek olsa gerektir. Hâlihazırda Norveç, esnek enflasyon hedeflemesi politikası uygulamaktadır. 2005, 2007 ve 2011’de enflasyon hedeflenen oran olan %2,5’in altında gerçekleşmiştir. Aralık 2011’de Merkez Bankası, enflasyonun tahminlerin altında gerçekleşmesi nedeniyle faizleri bir miktar daha düşürme kararı almıştır (OECD, 2012a: 11). Günümüzde Norveç makroekonomisi için en önemli risklerden biri hanehalklarının konut talebine yönelik olarak borçlanmasındaki artıştır. Bu noktada Norveç’te yükselen borçlanmanın, ABD’deki finansal krizi hazırlayan koşullarla hem benzerliklerinin hem de farklılıklarının olduğu görülmektedir. Hanehalkı borçlanmasındaki artış, 1990’ların sonundan itibaren özellikle düşük faiz oranları ile zaten gündemdedir. Hanehalklarının borçluluğu büyük oranda gayrimenkul alımı için başvurdukları ipotekli kredilerden ve bunun da büyük bir kısmı değişken faizli kredilerden oluşmaktadır (OECD, 2004: 37). Konut kredi kullanımındaki genişleme emlak fiyatlarında artış olarak yansımaktadır. 1970-2005 döneminde reel konut fiyatlarındaki değişmeleri ele alan bir çalışmaya göre Norveç’te reel konut fiyatları 1970-1984 döneminde son derece istikrarlı bir seyir izlerken 1980’lerin ikinci yarısında %30 oranında hızlı bir şekilde artmış, krizle birlikte 1993 yılına kadar düşerek bu tarihte uzun dönem ortalamasının da altına inerek dip yapmış ve bu tarihten sonra da istikrarlı bir şekilde yükselmeye devam 242 Maliye Dergisi Sayı 164 Ocak-Haziran 2013 Y. KARAHANOĞULLARI etmiş ve 1987’deki tepe noktasını aşmıştır (Ahearne vd., 2005: 45). Artış, 2008 dünya ekonomik krizinin ardından da yaklaşık yıllık %10 oranında devam etmiştir. ABD’de 2000’lerde konut fiyatları endeksi 75 iken 2006 yılında tepe yaptığı ve endeksin 2011 itibarıyla tekrar 80’lere döndüğü gözlemlenmektedir. Norveç’te ise 2000’lerde 80 olan endeks, 2011’de 135’e ulaşmıştır. Hanehalklarının kullanılabilir gelirine göre kredi kullanımı da ABD ve İngiltere’ye göre oldukça yüksek oranlara yükselmiştir (Norveç için yaklaşık %200, ABD için yaklaşık %125, İngiltere için yaklaşık %160’tır) (OECD, 2012a: 12). Kredilerin oransal artışına rağmen hanelerin gelirlerinin de mutlak olarak artması bir miktar rahatlama yaratmaktadır. OECD’nin tespitlerine göre bu artışın hanelerin 2007’den beri artan gelirleri ile desteklenmekte olduğu gözlemlenmektedir (OECD, 2012a: 11). Ayrıca, Norveç’in bankacılık sektörünün iflas eden ülkelerle ilişkilerinin zayıf olması da riski azaltmaktadır (OECD, 2012a: 12). Ancak Norveç’te yabancı bankalar üzerinde yasal kısıtlamalar yapılamadığı için ve yerli bankalar üzerinde düzenleyici kısıtların varlığı nedeniyle bireyler offshore bankalara yönelmektedir. Kamu otoritesinin düzenlemeleri dışında kalan bir gölge bankacılık sisteminin riski Norveç için günümüzde geçerlidir (OECD, 2012a: 13). Konut, Kuzey Avrupa modelinin önemli bir refah harcaması iken (örneğin İsveç’in 1 milyon sosyal konut projesi 1970’lerin refah devleti modeli için sembol projelerinden biri olagelmiştir) günümüzde neoliberal politikalarla birlikte finansal piyasalara devredilmiş görünmektedir. Norveç için konut piyasasından hareketle bir kriz olasılığının ne derece güçlü olduğu, hanehalklarının gelirlerinin de artıyor olması nedeniyle henüz net olarak söylenemese bile bu tür bir riskin gündemde olduğu belirtilmelidir. Norveç’in yakın döneminde yaşanan makroekonomik gelişmeleri belirleyen temel dönemeçleri bu şekilde ele aldıktan sonra özetle şu tespitleri tekrar vurgulayabiliriz: Norveç’in günümüzdeki başarısının ardında sadece petrol ve doğalgaz bakımından “şanslı” olmasının değil, özellikle 1929-1945 döneminde büyük buhran ve II. Dünya Savaşı’nın yarattığı tahribatlara karşı kalkınmacı ve siyasal uzlaşmacı politikaları hayata geçirebilmesi ve yakın dönemde AB üyeliğini reddederek elindeki önemli kamu mali ve para politikası araçlarının gücünü koruyabilmiş olmasının rolünü de vurgulamamız gerekmektedir. 1980 sonrası serbestleşme ve finansallaşma ile gelen neoliberal politikaların olumsuz etkilerini 1990’ların başında bankacılık krizi ile hissetmiş ve kamu maliyesi aracını bu krizi yönetmek konusunda başarılı bir şekilde kullanabilmiş olması da önemli bir faktör olmuştur. Bundan sonraki bölümde Norveç toplumsal düzeninin ve ekonomisinin en önemli belirleyicilerinden biri olan güçlü kamu maliyesinin yapısal özellikleri ve dinamikleri ele alınmaya başlanacaktır. 3. Kamu Maliyesi Norveç’te GSYİH’nin yarısından fazlası kamu harcamalarıyla oluşmaktadır. Aynı zamanda kamu kesimi toplam üretilen katma değerin yaklaşık yarısına vergiler yoluyla el koymaktadır. Sosyal güvenlik sisteminin ve kamu işletmelerinin güçlü olduğu Norveç’te kamu maliyesini ele almak için merkezi yönetim bütçesiyle sınırlı bir analiz yapmak eksik sonuç verecektir. Bu nedenle merkezi yönetim bütçesi, sosyal güvenlik sistemi, yerel idareler ve kamu işletmelerini bir bütün olarak kapsayan genel devlet tanımını ele aldığımızda (makalede genel kamu ya da kamu ifadeleri bu tanıma referansla kullanılacaktır) Maliye Dergisi Sayı 164 Ocak-Haziran 2013 243 Norveç Ekonomisine ve Kamu Maliyesine Genel Bir Bakış Norveç’te 1978’den günümüze, kriz yılları olan 1990’ların ilk yılları hariç, tüm bir dönem için kamu gelirlerinin GSYİH’ye oranının kamu harcamalarının GSYİH’ye oranından daha yüksek gerçekleştiği görülmektedir. Norveç İstatistik Kurumunun verilerinden hareketle yaptığımız hesaplamaların sonuçları aşağıdaki Şekilde verilmektedir. Ayrıca hemen akabinde yer alan Tabloda hem şekildeki göstergeler rakamsal olarak verilmekte hem de OECD’nin ülkeler arasında daha anlamlı bir karşılaştırma olanağı sunması bakımından Norveç ekonomisi için sıkça kullandığı genel devlet harcamalarının petrol gelirleri ve uluslararası nakliye hariç olarak hesaplanan anakara GSYİH’ye oranları yine kendi hesaplamalarımızdan hareketle sunulmaktadır. Kuşkusuz ki petrol gelirleri kamu kesiminin de önemli bir gelir bileşenidir. Ancak hem petrol gelirlerinin doğrudan bütçe geliri olarak kullanılmaması hem de petrol gelirlerinin GSYİH’nin diğer ülkelere göre çok daha fazla yüksek göstermesi nedeniyle ülkeler arası karşılaştırmada OECD bu kategoriye de referans vermektedir. Buna göre petrol gelirleri hariç GSYİH’ye oranla genel kamu kesimi toplam harcamaları %50’ler bandında gerçekleşmektedir. Kamu gelirlerinin ve harcamalarının ayrıntılı incelemesi bir sonraki başlığın konusu olacaktır. ġekil 3: Genel Devlet Gelirlerinin ve Harcamalarının GSYĠH’ye % Oranları 60,0 55,0 50,0 45,0 40,0 Genel Devlet Gelirlerinin GSYİH'ye % Oranı 35,0 Genel Devlet Harcamalarının GSYİH'ye % Oranı 2010 2008 2006 2004 2002 2000 1998 1996 1994 1992 1990 1988 1986 1984 1982 1980 1978 30,0 Kaynak: Norveç İstatistik Kurumu, “Sektör ve Türlere Göre Genel Devlet Gelirleri ve Harcamaları” ve “Yıllık Ulusal Hesaplar” verilerinden hareketle hesaplanmıştır https://www.ssb.no/statistikkbanken 244 Maliye Dergisi Sayı 164 Ocak-Haziran 2013 Y. KARAHANOĞULLARI Tablo 1: Genel Devlet Gelir ve Harcamalarının GSYĠH’ye % Oranları ve Genel Devlet Harcamalarının Anakara GSYĠH’ye % Oranı Genel Devlet Genel Devlet Genel Devlet Harcamalarının Gelirlerinin GSYİH'ye Harcamalarının GSYİH'ye Anakara GSYİH'ye % Oranı % Oranı % Oranı 1978 46,1 45,1 49,8 1979 46,5 44,3 50,5 1980 49,1 43,8 53,1 1981 48,0 43,2 53,0 1982 47,7 43,8 53,4 1983 49,4 43,5 53,4 1984 48,5 41,6 52,1 1985 50,7 41,0 50,9 1986 50,3 44,5 50,6 1987 51,3 46,8 52,3 1988 51,2 48,6 53,5 1989 50,1 48,3 55,5 1990 51,3 48,8 57,5 1991 50,0 49,8 59,1 1992 49,5 51,2 60,1 1993 48,8 50,2 59,1 1994 49,7 49,3 57,8 1995 51,6 48,3 56,5 1996 53,6 47,4 57,4 1997 53,4 45,8 55,7 1998 51,4 48,1 55,3 1999 52,7 46,8 55,5 2000 56,9 41,5 55,2 2001 56,8 43,5 56,7 2002 55,6 46,4 58,0 2003 55,2 47,8 59,8 2004 55,9 44,8 57,5 2005 56,6 41,6 55,6 2006 58,2 39,9 54,3 2007 57,5 40,2 52,8 2008 58,4 39,6 54,5 2009 56,5 45,9 58,3 2010 56,0 44,9 57,5 2011 57,1 43,7 57,5 2012 56,8 42,9 56,7 Kaynak: Norveç İstatistik Kurumu, “Sektör ve Türlere Göre Genel Devlet Gelirleri ve Harcamaları” ve “Yıllık Ulusal Hesaplar” verilerinden hareketle hesaplanmıştır: https://www.ssb.no/statistikkbanken Yıl Maliye Dergisi Sayı 164 Ocak-Haziran 2013 245 Norveç Ekonomisine ve Kamu Maliyesine Genel Bir Bakış 3.1. Kamu Gelirleri 3.1.1. Vergi Gelirleri Norveç kamu maliyesi için en önemli gelir kalemi vergi gelirleridir. Norveç için toplam vergi gelirlerinin GSYİH’ye oranla büyüklüğü pek çok ülkenin genel devlet gelirlerinin bile üzerindedir. Bir diğer önemli tespit ise Norveç’te vergi gelirlerinin GSYİH’ye oranının özellikle 2000’ler boyunca ve kriz konjonktüründe %33 dolaylarında oldukça istikrarlı bir seyir izlemiş olmasıdır. Aşağıdaki Şekilde Norveç’in genel devlet gelirlerinin GSYİH’ye oranla 1995’ten günümüze bileşenleri verilmektedir. ġekil 4: Genel Devlet Gelirlerinin BileĢenleri (GSYĠH’ye % Oranla) 60,0 55,0 50,0 45,0 40,0 35,0 30,0 Vergi Gelirleri Vergi Gelirleri + Sosyal Güvenlik 25,0 Vergi Gelirleri + Sosyal Güvenlik + İşletme ve Varlık Gelirleri Vergi Gelirleri + Sosyal Güvenlik + İşletme ve Varlık Gelirleri + Diğer 20,0 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 Kaynak: Norveç İstatistik Kurumu, “Sektör ve Türlere Göre Genel Devlet Gelirleri ve Harcamaları” ve “Yıllık Ulusal Hesaplar” verilerinden hareketle hesaplanmıştır: https://www.ssb.no/statistikkbanken OECD, Norveç’teki vergi sisteminin hem kamu için güçlü bir gelir mekanizması sunduğunu hem de ekonomik büyümeye engel olmadığı için piyasa inisiyatifini bozmadığını tespit etmektedir (OECD, 2012a: 24). Vergi gelirlerinin istikrarında petrol ve doğalgaz kaynaklı vergi gelirlerinin payı vardır (Noord, 2000: 7). Petrol-doğalgaz dahil vergi gelirleri %42-%46 bandında istikrarlı bir seyir izlemiştir. Vergi gelirlerinin ulusal gelire oranla istikrarına ilişkin yakın dönemde gündeme gelen diğer bir neden ise yapılan düzenlemelerdir. Kamu, 2006’dan beri Norveç vergi yasalarında yapılacak değişikliklerin toplam vergi gelirlerine etkisinin olmaması için vergi artışı yaratacak düzenlemelerin vergi azaltıcı düzenlemelerle eşleşmesini öngörmektedir; böylece GSYİH’ye oranla vergi gelirlerinin sabit kalması sağlanmaktadır (OECD, 2012a: 7). 1980’lerin başında yaşanan finansal serbestleşme deneyiminin bir parçası olarak hanehalklarına borç faizlerinde vergi indirimi uygulaması getirilmiş ve vergi sonrası 246 Maliye Dergisi Sayı 164 Ocak-Haziran 2013 Y. KARAHANOĞULLARI reel faizler negatif değerler alacak şekilde düşmüştür. Bu düzenlemelerin kamu vergi gelirleri üzerindeki olumsuz yansımaları gündeme gelince 1988’de vergi tabanı genişletilmeye çalışılmış, vergi iadesi yapılabilen en yüksek gelir vergisi diliminin marjinal vergi oranı düşürülmüş, yerine vergi indiriminden yararlanılamayan munzam gelir vergisi (income-surtax) getirilmiş, vergi tabanını genişletme reform sürecinin bir parçası olarak aynı yıl hükümet Aarbakke Komisyonunu kurmuş, Komisyon ikili gelir vergisi modelini öneren raporunu 1990’da Parlamentoya sunmuş, yeni vergi modeli 1992’de de uygulamaya geçmiştir (Noord, 2000: 8). İkili gelir vergisi (dual income tax) modeline göre mülk sahipleri, ortaklıklar ve küçük işletme sahipleri için uygulanacak gelir vergisinde, bireyin toplam geliri, emek ile sermaye kaynaklı gelirler şeklinde ayrıştırılmakta ve sermaye gelirleri üzerine düşük ve sabit oranlı bir vergi uygulanırken emek kaynaklı gelirler üzerine yüksek ve artan oranlı bir vergi uygulanması öngörülmektedir. Modelin Ayrıştırma Modeli (Split Model) olarak da anılmasının nedeni budur. Aynı Model, 1980’lerin sonunda Danimarka’da, 1990’ların başında İsveç ve Finlandiya’da uygulanmaya konulmuş ve bir Kuzey Avrupa fenomenine dönüşmüştür (Noord, 2000: 5). Bu model, bazı sektörler için vergi teşviki etkisi yaratmıştır. Örneğin, kendi hesabına çalışan balıkçılar fiili olarak kazançlarını büyük oranda sermaye kazancı olarak gösterebilmekte ve kendileri için teşvik niteliğinde düşük vergilenme olanağından yararlanmaktadır. Benzer şekilde tarım ve ormancılık sektörlerinde de vergi sisteminin teşvik niteliğinde esnetildiği görülmektedir (Noord, 2000: 19). 2012 yılı itibarıyla Norveç’te ücretler üzerinden alınan gelir vergisi üç dilimli olarak ve sırasıyla %13,75, %22,75 ve %25,75 marjinal vergi oranlarıyla uygulanmaktadır (OECD, 2013a). Ayrıca, düşük ücret gelirliler için istisnalar söz konusudur. 2009 yılı için bir ücretli, çalıştığı her bir işyerinde 1.000 krondan az ücret alıyorsa vergi ödememektedir (UDI, 2009: 23). Norveç’te kurumlar vergisi gelirleri de güçlüdür. Katma değer üretimindeki paylarının yüksek olması itibarıyla bu vergi büyük oranda petrol şirketlerinden alınmaktadır (OECD, 2012a: 24). 1997 yılında GSYİH’ye oranla Norveç’te kurumlar vergisinin payı %5,2’dir ki bu oran, OECD ortalaması için %3 olarak gerçekleşmiştir (Noord, 2000: 20). Kurumlar vergisi daha önce yerel idarelerin de gelirleri arasında yer alıyorken 1998’den beri sadece merkezi yönetim vergisi olarak ve %28 sabit oranlı olarak alınmaktadır. Günümüzde servet vergisini uygulayan nadir ülkelerden biri Norveç’tir. 750 bin kronun üzerinde varlık beyan edenlere %1,1 oranında uygulanmaktadır ve yetişkin nüfusun %17’si bu verginin mükellefidir (OECD, 2012a: 25). Bu vergiden anakara GSYİH’nin %0,8’i kadar bir gelir elde edilmektedir (OECD, 2012a: 27). Servet vergisi mali yıl sonunda mükelleflerin servetlerinin net değeri üzerinden hesaplanmaktadır. Merkezi idare için servet vergisi oranı %1,1’dir, belediyeler ise parlamentonun belirlediği %0,4-%0,7 aralığının genellikle üst sınırını uygulamaktadır (Çiçek ve Çiçek, 2012: 212). Genel devlet gelirleri içinde dolaylı vergilerden elde edilen gelirlerin toplam vergi gelirlerine oranı 2012 yılı itibarıyla Norveç İstatistik Kurumu verilerinden hareketle yaptığımız hesaplamalara göre %35’tir. 1995’ten günümüze verilerin değişimine baktığımızda dolaylı vergilerin payının %50’den bu orana düştüğü görülmektedir. Maliye Dergisi Sayı 164 Ocak-Haziran 2013 247 Norveç Ekonomisine ve Kamu Maliyesine Genel Bir Bakış Bazı ürünler için yüksek oranlı özel tüketim vergisi (excise tax) mevcuttur. Toplam dolaylı vergilerin onda biri alkol ve tütün üzerine konulan özel tüketim vergisinden gelmektedir. Norveç’te vergi politikaları sadece devlet gelirlerini arttırma hedefine yönelmemektedir, doğayı koruma kamu maliyesinin amaçlarından biridir. Norveç, dünyada çevre vergilerini uygulayan ilk ülkedir. Sülfür emisyonu için 1971’den, zirai ilaçlar için 1988’den, karbondioksit emisyonu için 1991’den beri vergi uygulamaktadır. Bu vergiler sürdürülebilir kalkınma modelinin bir parçasıdır (OECD, 2004: 147). Dolaylı vergilerin %20’si ise yeşil vergilerden (sülfür vergisi, karbondioksit vergisi, araç vergisi) oluşmaktadır. Dolaylı vergilerin fiyat bozucu ve dikey adalete zarar verici etkisi bilinmekle birlikte Norveç’te dolaylı vergiler kompozisyonu içinde yeşil vergilerin payının yüksekliği nedeniyle şu yorumu yapmamız mümkündür: Burada göreli fiyatlardaki bozulmanın kontrollü ve hedef yönelimli bir şekilde yaşandığı görülmektedir. 3.1.2. Kamu ĠĢletmeleri Norveç’te genel kamu kesimi gelirleri içinde kamu işletme ve varlık gelirlerini 1995-2012 dönemindeki kompozisyonunda yaşanan değişim, Şekil 4’de de aktarıldığı üzere artış yönünde olmuştur. 2012 yılı itibarıyla bu gelir türlerinin GSYİH’ye oranı %11,8 şeklinde gerçekleşmiştir. Norveç İstatistik Kurumu verilerinden hareketle yaptığımız hesaplamalara göre bu gelirin GSYİH’ye oranla %6,6’sı kamunun faiz, hisse senedi ve kira gelirlerinden, %5,2’si ise kamu işletme gelirlerinden bütçeye aktarılan gelirlerden oluşmaktadır ki, bu oranlar OECD ülkeleri arasında Norveç’i tekil kılmaktadır. Norveç’te devletin ekonomideki rolünü düzenleyicilikle sınırlamak yerine özel firmalardaki hisselerini arttırarak piyasada kontrol sağlamayı tercih ettiği görülmektedir. The Economist dergisi bu anlamda Norveçlilerin Çin’den daha önce ekonomide Çin yöntemini (devlet kapitalizmi anlamında) bulduğu yorumunu yapmaktadır (Economist, 02.02.2013a). Neoliberal büyüme modelinde KİT’lerin zarar eden, verimsiz kamu kaynakları üzerinde yük oluşturan kurumlar oldukları, piyasanın etkin göreli fiyat dağılımını bozdukları düşünülür. Norveç’te bu kurumların hem kârlı bir şekilde hem de çeşitli toplumsal hedefler çerçevesinde yönetilebildiği görülmektedir. Devletin sahip olduğu petrol ve doğalgaz kaynaklarının özel sektöre devri yerine, kamusal olarak bölüşülmesi ve böylece hem toprak rantının hem de tekelci üretim rantının mümkün olduğunca toplumsallaştırılması bu kaynakların kuşaklar arasında eşit bir şekilde bölüşülmesi hedefinin gözetilmesi Norveç kamu maliyesinin en önemli özgünlüğüdür. Telekomünikasyon, posta dağıtımı, demiryolları ve finansal hizmetler alanlarında kamu işletmeleri hakimdir. Bölgenin en büyük petrol üreticisi Statoil devlete ait bir firmadır. Ülkenin en büyük telekomünikasyon devi olan Telenor’un çoğunluk hissesi, benzer şekilde, en büyük alüminyum üreticisi Norsky Hydro’da, en büyük suni gübre üreticisi Yara’da ve en büyük bankası olan DnBNor’da çoğunluk hisseleri devletin elindedir. Oslo borsasındaki menkul kıymetlerin %37’si devlete ait firmalara aittir. Borsaya dahil olmayan dev elektrik üreticisi Statcraft’ın kontrolünün de devlete ait olduğu, ki bu firma borsada listeleniyor olsaydı borsanın en büyük üçüncü firması olurdu, devletin borsadaki potansiyel payının oldukça yüksek olduğu görülecektir (Economist, 02.02.2013a). 2001 yılında toplam elektrik üretiminin üçte birini Statkraft isimli kamu işletmesi sağlamaktadır (OECD, 2004: 248 Maliye Dergisi Sayı 164 Ocak-Haziran 2013 Y. KARAHANOĞULLARI 91). Firma, Avrupa’nın en büyük yenilenebilir enerji üreticisidir (Statkraft, 2013). Almanya ve Fransa’dan sonra Avrupa’daki en büyük elektrik piyasası Norveç’indir. Devletin enerji piyasasındaki egemenliği hâlâ bir politika tercihi olarak süregelmektedir. 2000’lerin başında, elektrik üretim alanındaki devletin, diğer iki özel firmadaki çoğunluk hisselerini almasına Norveç Rekabet Kurumu engel olmuş, ancak Bakanlık alımlardan tekinin gerçekleştirilmesi için izin vermiş, daha sonra ise Parlamento her iki alımın da önünü açacak özel bir yasa düzenlemesine gitmiş ve işlem gerçekleşmiştir (OECD 2004: 84). Elektrik dağıtım alanında da bir diğer kamu işletmesi olan Statnett firmasının egemenliği söz konusudur (Statnett, 2013). Ormancılık alanında hakim olan sektör kamudur. Devlet 1860’da kurulan ve halen faaliyetlerini sürdüren Statskog firması ile kamuya ait ormanlık arazilerini (Norveç topraklarının %20’sine denk gelmektedir) işletmektedir (Statskog, 2013). Demiryolu ulaşımı hizmetlerinde de kamu işletmeleri egemendir. Norveç Ulusal Demiryolları İdaresi 4 bin kilometrenin üzerinde uzunluğa sahip demiryollarının, istasyonların, trenlerin mülkiyetinden ve işletmesinden sorumlu kamu kuruluşudur (Jernbaneverket, 2013). Norveç’te özel firmalar da kendi vagonlarıyla ulaşım hizmeti sunabilmektedir; ancak sektörde hakim firma, yolcu taşımacılığında kamu işletmesi olan Norges Statsbaner’dir. Firma, Nettbuss ile otobüs taşımacılığı, CargoNet ile kargo taşımacılığı ve Tagkompaniet ile uluslararası tren taşımacılığı ve RomEiendom ile gayrimenkul yatırımları yapmaktadır (Norwagian State Railways, 2013). Norveç’in en büyük özel bankası olan DenNorske Bank’ın %48’i kamu fonuna aittir (OECD, 2004: 179). 2003’te DenNorske Bank ikinci en büyük özel ticari banka olan Gjensidige Nor ile birleşmiş ve DnBNor ismi ile yeni bir banka kurulmuştur. Government Bank Investment Fund’ın sermaye payı %28’e düşmüştür (OECD, 2004: 180). 2003’te parlamentonun kararı doğrultusunda, devletin payı çoğunluk hissesine sahip olacak şekilde arttırılmıştır (OECD, 2004: 180). Norveç ekonomisinde kamu mülkiyetinin en ağırlıklı olduğu sektör, petrol ve doğalgaz üretimidir (Economist, 02.02.2013a). Petrol gelirlerinin geçmişi son derece yeniye, 1969’da Kuzey Denizi’nde yapılan keşiflere dayanmaktadır. Petrol gelirleri kamu gelirlerinin %30’unu ve ulusal katma değerin de dörtte birini oluşturmaktadır. Günümüzde Norveç en büyük sekizinci petrol ihracatçısı ülke konumundadır. Bununla birlikte Norveç, OPEC üyesi değildir (Economist, 02.02.2013a). Statoil şirketinin başarısının ardında sadece yüksek petrol fiyatlarının değil devletin iyi yönetiminin de olduğu kabul edilmektedir. Devlet, özel petrol firmalarını kendisiyle deneyim paylaşımına zorlamış; Statoil firmasını yenilikler üretmeye teşvik etmek için kârlarını yüksek oranda vergilendirip, AR-GE faaliyetlerine vergi teşvikleri getirmiş, bu sayede şirket, yaptığı büyük teknolojik atılımlarla dünyada açık deniz derin petrol sondaj faaliyeti alanında önemli bir aktör haline gelebilmiştir (Economist, 2 Şubat 2013a). Norveç’in petrol üretim ve dağıtım alanına ilişkin özgünlüğü hem bu işletmeleri özelleştirmemesi hem de işletme gelirlerini doğrudan bütçe ile ilişkilendirmemesidir. Norveç’te petrol gelirlerinin kullanımına ilişkin özgün bir model söz konusudur. Bu amaç için 1990 yılında Devlet Petrol Fonu (Petroleum Fund) kurulmuştur; Fona ilk kaynak girişi 1996’da gerçekleşmiştir (OECD 2004: 70-49). Hâlihazırda yaklaşık 600 milyar dolarlık varlık yönetimiyle dünyadaki en büyük fonlardan biridir. Devlet Petrol Fonunun adı 2006 yılında Devlet Emeklilik Fonu-Globale (Government Maliye Dergisi Sayı 164 Ocak-Haziran 2013 249 Norveç Ekonomisine ve Kamu Maliyesine Genel Bir Bakış Pension Fund-Global) dönüştürülmüştür (Statistics Norway, 2012a). Gelecek kuşakların kamusal petrol varlıkları üzerindeki haklarını koruma amacı fonun temel amacıdır (OECD, 2004: 12). Fonun diğer amacı ise kısa vadedeki petrol fiyatlarında yaşanan spekülatif dalgalanmaların ekonomiye etkisini kontrol etmek, hem bütçeyi hem de ekonomiyi bu spekülatif hareketlerden korumaktır. OECD son çalışmasında bu fon sayesinde Norveç’te petrol gelirlerinin iyi yönetiminin sağlandığını tespit etmektedir (OECD, 2012a: 8). Fonun varlıkları uluslararası finansal piyasalarda değerlendirilmektedir. Bunun bir nedeni petrol gelirlerinin ülkenin para birimi olan Kron üzerinde yaratacağı aşırı değerlenme baskısını ortadan kaldırmaktır. Yatırımların kabaca %40’ı hisse senetlerine (equity), %60’ı ise borç senetlerine (bond) yapılmaktadır (OECD, 2004: 13-14, 21). Fonun sahibi ve fonun yatırım politikasını belirleyen Maliye Bakanlığı olmakla birlikte fonun yönetimi Merkez Bankasına aittir (Anderson vd., 2006: 12). Merkez Bankasında fon için kurulan birim, Merkez Bankası Yatırım Yönetimi (Norges Bank Investment Management) birimidir ve 1998’de kurulmuştur (Anderson vd., 2006: 12). 2010 yılı itibarıyla fonun büyüklüğünün GSYİH’ye oranı %160’dır. Ancak bu oran, fonun yatırıldığı finansal araçların değerindeki değişimle birlikte konjonktürel olarak değişebilmektedir (OECD, 2012a: 8). Fon, dünya hisse senetlerinin %1’ini elinde tutmaktadır (Economist, 2 Şubat 2013a). Doğal kaynaklar bakımından zengin ülkelerin bir süre sonra bu kaynaklarının büyümeleri önünde engele dönüşmesini anlatan ve literatürde Hollanda Hastalığı olarak adlandırılan paradokstan Norveç’in bu fon sayesinde korunduğu düşünülmektedir. 1960’lı yıllarda Hollanda’da doğalgaz kaynaklarının keşfiyle gözlemlenen bu olgusal paradoksun geri planındaki ekonomik mekanizma, üretim faktörlerinin dağılımının yeni bulunan ve kârlılığı daha yüksek olan kaynağa yönelmesi ve bunun sonucunda ekonominin bütününde bir daralmanın yaşanması şeklindedir. Norveç’in bu paradokstan kaçınmasını sağlayan şey ise petrol gelirlerinin kurulan kamu fonunda toplanması ve yerli para birimi dışında kaynaklara yatırılarak kur üzerinde değerlenme baskısının ortadan kaldırılmasıdır. Bütçeye sadece bu fon gelirlerinin uzun vadeli ortalama getirisi olan %4’ü aktarılmakta ve böylece kamu maliyesi için kontrolsüz genişleme riski ortadan kaldırılmakta, para politikası kontrol altında tutulmakta, enflasyon %2,5 gibi düşük bir seviyede hedeflenmekte ve böylece petrol gelirlerinin ekonomi üzerinde bir şok etkisi yaratmasına engel olunmaktadır (OECD, 2004: 25), (OECD, 2012a: 9). 3.2. Kamu Harcamaları OECD ülkeleri içinde en yüksek kamu harcama oranına sahip olan ülke GSYİH’ye oranla %55’in üzerinde genel devlet harcaması yapan Norveç’tir. Sıralamada Norveç’i takip eden diğer ülkeler yine her biri %50’nin üzerinde harcama oranına sahip Danimarka, Fransa, Finlandiya ve İsveç’tir. Daha önce de belirttiğimiz üzere Norveç için yapılan bu hesaplamada ülkeler arasında daha anlamlı bir karşılaştırma olanağı sağlayan petrol gelirleri hariç GSYİH tanımı yani anakara Norveç ekonomisi tanımı kullanılmaktadır. Norveç için petrol gelirleri dahil GSYİH’ye oranla genel kamu harcamalarının payına baktığımızda oranların Tablo 1 ve Tablo 2’de aktarıldığı üzere %40’lar bandına düştüğü görülmektedir, ancak bu oran yine de OECD ortalaması seviyelerindedir (OECD, 2012a: 19). Analitik bütçe dahilinde fonksiyonel sınıflandırmaya göre 1995’ten günümüze Norveç genel devlet harcamalarının GSYİH’ye oranla (petrol gelirleri dahil) 250 Maliye Dergisi Sayı 164 Ocak-Haziran 2013 Y. KARAHANOĞULLARI fonksiyonel dağılımı aşağıdaki Tabloda verilmektedir. büyüklüklerine göre sıralanarak düzenlenmiştir. Tablo harcama Yıl Sosyal Güvenlik ve Sosyal Yardım Hizmetleri Sağlık Hizmetleri Eğitim Hizmetleri Genel Kamu Hizmetleri Ekonomik İşler ve Hizmetler Savunma Hizmetleri Dinlenme Kültür ve Din Hizmetleri Kamu Düzeni ve Güvenliği Hizmetleri Çevre Koruma Hizmetleri İskan ve Toplum Refahı Hizmetleri Toplam Tablo 2: Genel Devlet Harcamalarının Fonksiyonel Dağılımı (GSYĠH’ye % Oranla) 1996 17,3 6,8 6,2 5,3 5,4 2,4 1,2 1,0 0,9 0,7 47,4 1997 16,5 6,9 6,5 4,9 5,0 2,4 1,2 1,0 0,9 0,6 45,8 1998 17,4 7,6 6,6 5,1 5,2 2,3 1,2 1,1 0,9 0,6 48,1 1999 17,4 7,6 6,3 4,6 4,8 2,2 1,2 1,1 0,8 0,6 46,8 2000 15,6 6,8 5,6 3,9 4,4 1,9 1,1 1,0 0,7 0,5 41,5 2001 16,5 7,1 5,8 5,0 4,2 1,9 1,1 1,0 0,5 0,3 43,5 2002 17,7 7,8 6,2 5,0 4,4 2,0 1,2 1,1 0,5 0,4 46,4 2003 18,2 8,1 6,6 5,0 4,3 1,9 1,2 1,1 0,6 0,8 47,8 2004 17,5 7,6 6,1 4,4 3,9 1,8 1,1 1,0 0,6 0,7 44,8 2005 16,2 7,2 5,6 4,2 3,8 1,5 1,0 0,9 0,6 0,6 41,6 2006 15,4 6,8 5,3 4,3 3,5 1,6 1,0 0,9 0,6 0,6 39,9 2007 15,5 6,9 5,4 4,2 3,5 1,6 1,1 0,9 0,6 0,6 40,2 2008 15,2 6,6 5,2 4,3 3,6 1,6 1,1 0,9 0,6 0,6 39,6 2009 17,9 7,5 6,0 4,8 4,3 1,7 1,3 1,0 0,6 0,7 45,9 2010 17,7 7,4 5,8 4,5 4,3 1,5 1,3 1,0 0,7 0,7 44,9 2011 17,5 7,2 5,5 4,2 4,2 1,6 1,3 1,0 0,7 0,7 43,7 2012 17,3 7,2 5,4 3,8 4,2 1,4 1,2 0,9 0,7 0,6 42,9 Ort. 16,9 7,3 5,9 4,6 4,3 1,8 1,2 1,0 0,7 0,6 44,2 Kaynak: Norveç İstatistik Kurumu, “Sektör ve Türlere Göre Genel Devlet Gelirleri ve Harcamaları” ve “Yıllık Ulusal Hesaplar” verilerinden hareketle hesaplanmıştır: https://www.ssb.no/statistikkbanken Kamu harcamaları içinde özellikle sosyal harcamalar OECD ortalamasına göre son derece yüksektir. Eğitim ve sağlık alanında kamu kesiminin harcamaları belirleyicidir. OECD’de kişi başına eğitim harcamalarının en yüksek olduğu ülke Norveç’tir. Norveç’te devletin büyüklüğünün, bürokrasinin değil sosyal harcamaların büyüklüğü anlamına geldiğini söyleyebiliriz. Tabloda aktarıldığı üzere dönemin ortalamasıyla sosyal güvenlik, sağlık ve eğitim hizmetlerinin toplamı GSYİH’nin %30’unu oluşturmaktadır. Bu harcamalar toplam harcamaların %68’ini oluşturmaktadır ki bu son derece yüksek bir orandır. Daha ziyade bürokrasi ile ilişkilendirilen işlev olan “genel kamu hizmetleri”nin oranı ise toplam harcamaların sadece %10,3’ü, GSYİH’nin ise %4,6’sıdır. Dönem içinde “Sosyal Güvenlik ve Sosyal Yardım Hizmetleri”ne ilişkin harcamaların toplam harcamalardaki payı artış eğilimi sergilemiştir. “Ekonomik Maliye Dergisi Sayı 164 Ocak-Haziran 2013 251 Norveç Ekonomisine ve Kamu Maliyesine Genel Bir Bakış İşler ve Hizmetlere” ilişkin harcamaların payında da 2000’lerin sonuna kadar az da olsa bir azalma eğilimi gözlemlenmektedir. Daha belirgin bir azalma eğilimi ise “Savunma Harcamaları”nın oranındadır. Norveç’te savunma harcamalarının toplam harcamalardaki payı %5’lerden %3’lere, GSYİH’ye oranı ise %2,4’lerden %1,4’lere gerilemiştir. Bu çalışmada hem niceliksel payının yüksek oluşu hem de Norveç’in refah politikalarını betimlemesi bağlamında sağlık/sosyal güvenlik ve eğitim harcamalarına biraz daha ayrıntılı bir şekilde değinilecektir. 3.2.1. Eğitim Öğrenci başına kamu harcamaları OECD ülkeleri arasında en yüksek Norveç’tedir (dolar cinsinden sabit fiyatlarla sıralama) (OECD 2004: 128). OECD ülkeleri içinde yüksek eğitim oranı en yüksek olan toplum, Norveç’tir. 25-64 yaş arası nüfusun %28’i yüksek eğitim almıştır (OECD, 2004: 134). Eğitim, 6 yaşından 16 yaşına kadar zorunludur ve tüm harcamaları kamu finanse etmektedir, öğrenciler yararlandıkları eğitim hizmeti karşılığında herhangi bir ücret ödememektedir. 1997 reformu ile okula başlama yaşı 7’den 6’ya düşürülmüştür, zorunlu eğitim 9 yıldan 10 yıla çıkarılmıştır ve üç kademeden oluşmaktadır: 1-4 sınıflar ilköğretim birinci kademe, 5-7 sınıflar ilköğretim ikinci kademe ve 8-10 sınıflar ilköğretim üçüncü kademe. Akademik yıl 38 haftadır. Yasal olarak maksimum öğrenci sayısı bir ve ikinci kademe için 28, üçüncü kademe için 30 öğrenci olarak belirlenmiştir. Öğrencilerin tamamı zorunlu eğitim almaktadır. Yaklaşık olarak %94-5’i zorunlu eğitimden sonraki genel veya mesleki orta eğitime başlamakta %4-5’i ise ya bir işe girmekte ya da işsiz kalmaktadır (Euro Guidance, 2003: 1-2). Temel eğitim hizmetini Norveç’te yerel yönetimler sunmaktadır. Birinci düzey ve ikinci düzeyin alt eğitim programını belediyeler, üst ikinci düzey eğitimi ise iller vermektedir. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı OECD ortalamasının üçte ikisi düzeyindedir. Üstelik Norveç’te bir kamu politikası olarak nüfus yoğunlaşmasını dağıtıcı politikaların izlenmesi ve böylece nüfusun geniş bir coğrafi bölgeye yayılması da eğitim hizmetlerinin maliyetini yukarı yönlü etkilemektedir (OECD, 2004: 130). Zorunlu eğitimden sonrası mesleki eğitim Yerel Mesleki Eğitim Komitesi tarafından sağlanmaktadır. Çıraklara Norveç’te düzenli ücret ödenir, çıraklık eğitimi için sözleşme yapan işyerlerine devlet tarafından mali destek sağlanır. Yetişkin eğitimi ise Norveç toplumsal düzeninin önemli özelliklerinden birisidir. Yetişkinler için ilköğretim maliyetleri kamu tarafından karşılanmaktadır (Euro Guidance, 2003: 4). Norveç’e eğitime gelen yabancı öğrenciler için de kamu üniversiteleri ücretsizdir (European Commission, 2012: 36). Ayrıca, öğrenciler Kamu Eğitim Kredi Fonu’nun sunduğu kredilerden ve karşılıksız yardımlardan yararlanabilmektedir. Yardımlar kredi olarak verilmekte ve eğitiminde başarılı olanlar ve ailelerinden uzakta yaşayanlara kredileri karşılıksız yardıma dönüştürülmektedir (European Commission, 2012: 36). 25 yaşını doldurmamış öğrenciler ulaşım giderleri için de karşılıksız yardım alabilmekte, ayrıca yurtdışında eğitim gören Norveç öğrencilerine de karşılıksız mali destek verilmektedir. Destekler ailenin aldığı diğer yardımları etkilememektedir (European Commission, 2012: 36). Eğitim sisteminde özel okulların payı son derece sınırlıdır. İlk ve orta öğretimde öğrencilerin sadece %1,7’si özel okullarda (freestanding schools) öğrenim 252 Maliye Dergisi Sayı 164 Ocak-Haziran 2013 Y. KARAHANOĞULLARI görmektedir. Yükseköğrenimde de özel okulların payı son derece kısıtlıdır (Fouberg ve Hogan, 2004: 96- 97). 3.2.2. Sağlık ve Sosyal Güvenlik Avrupa merkezli ve 2000’den beri ülkeler arasında karşılaştırmalı nüfus ve toplumsal cinsiyet verileri sunan Generations and Gender Programme (GGP) veri setinin Norveç için 2007-2008 yıllarında gerçekleştirdiği anketlere göre Norveç toplumunda sağlık durumunu kötü olarak tanımlayanların oranı sadece %5 iken geri kalanlar “mükemmel, çok iyi, iyi veya fena değil” olarak tanımlamaktadır. Bu oranlar ülke karşılaştırmalarıyla birlikte değerlendirildiğinde ortada bir sağlık başarısının söz konusu olduğu görülmektedir. Bu başarının bireylerin kişisel bakım çabasıyla değil, genel bir toplumsal sağlık sistemi örgütlenmesiyle elde edilmiş olması beklenir. Ki bu da, Norveç’in güçlü kamu maliyesi aracının, sosyal sigorta sisteminin ve sağlık sisteminin bir sonucudur. Dünyadaki en gelişkin/kapsamlı sosyal güvenlik sistemlerinden birisi Norveç’e aittir; günümüzde Çin’in kendi sosyal güvenlik sistemini geliştirirken referans modellerden birinin Norveç olması önemli bir göstergedir (Economist, 31 Ocak 2013c). Ulusal Sosyal Güvenik Sistemi tüm vatandaşları ve Norveç’te çalışanları kapsayan zorunlu bir sosyal güvenlik sistemidir. Sağlık, hamilelik, doğum, ölüm, yaşlılık, işgöremezlik ve gazilik riskine karşı tüm toplum sigorta hizmeti sunar (oldage, disability and survivor’s pension). Norveç’in sigorta modelinin üç temel özelliğe bulunmaktadır. İlki, evrensel bir sistem oluşturmasıdır. Sistemden tüm vatandaşlar toplumsal konumundan bağımsız, eşit bir şekilde yararlanmaktadır. Evrensel hizmet sunumunun bir diğer anlamı, Norveç’in coğrafi açıdan dağınık tüm yerleşim birimlerini sağlık sisteminin eşit şekilde kapsamasıdır. Sosyal refah modelinin ikinci özelliği, refah ödemelerinin bireylerin geliriyle orantılı yapılıyor olmasıdır. Üçüncü husus ise refah harcamalarının pek çoğunun kamunun kendi hizmet üretimiyle gerçekleştirilmesidir. Eğitimde olduğu gibi sağlık ve sosyal hizmetler, yaşlı bakımı, çocuk bakımı hizmetlerinde de kamu, hizmet üretimini büyük oranda kendi kapasitesini kullanarak gerçekleştirmektedir (Fouberg ve Hogan, 2004: 63). Sağlık hizmetleri yerel yönetimler aracılığıyla sunulmaktadır. Norveç, 19 ilden oluşmakta ve her bir ilde en azından bir tane hastane bulunmaktadır. Sağlık sistemi aşamalıdır. Hastalar öncelikle birinci basamak sağlık hizmetinden yararlanmakta daha sonra uzman hekimlere yönlendirilmektedir. Yaşlılara bakım hizmetleri huzurevleri yerine evde bakım hizmeti biçiminde verilmektedir. Yaşlıların sadece %5’i yoksulluk sınırının altındadır (Fouberg ve Hogan, 2004: 53). Dünya Sağlık Örgütünün 2000 yılında yaptığı araştırmaya göre Norveç, çocuk sağlığı konusunda verdiği hizmetlerle ve performansıyla dünya lideri konumundadır (Fouberg ve Hogan, 2004: 90). 1960-2010 dönemi için CFPD veri tabanına göre Norveç’te doğum izni 1960-1976 döneminde 12 hafta ile ve izin ücretleri imalat sanayi ortalama ücretlerinin bir kısmı ile sınırlı iken yıllar içinde her ikisi birden arttırılmış ve 2010 yılına gelindiğinde ebeveynin doğum izinleri ortalama ücretin tamamına ve 56 haftaya çıkarılmıştır. Ayrıca, çocuk bakım izinleri de vardır. 1999’da 104 haftaya kadar çıkarılan ve ortalama ücretin yaklaşık %10’unun ödendiği izinler devreye sokulmuştur. Hem izin süreleri hem de izin ücretleri birlikte değerlendirildiğinde CFPD veritabanına göre Norveç’te çocuk bakımıyla ilgili sosyal güvenlik sisteminin ne derece gelişkin olduğunu ortaya koymaktadır. Bu Maliye Dergisi Sayı 164 Ocak-Haziran 2013 253 Norveç Ekonomisine ve Kamu Maliyesine Genel Bir Bakış tespitle bağlantılı olarak CFPD veritabanına göre gelişmiş ülkeler arasında 2008 yılı için Lüksemburg’dan sonra 2,7 ile en düşük bebek ölüm oranlarını yakalayabilen ülke Norveç olmuştur (CFPD). Norveç’te kreş hizmetleri de sosyal güvenliğin bir parçasıdır. Kamusal kreşlerdeki yığılma baskısını önlemek amacıyla 1999 yılında özel kreşten yararlanan aileler için parasal destek programı başlatılmıştır (OECD, 2004: 127). Hâlihazırda kreşlerin yaklaşık yarısı özel sektör tarafından işletilmektedir. Bu durum, hizmet üretiminde kamunun kendi kapasitesini kullanma tercihiyle çelişmemekte, artan talebe yerel yönetimlerin hızla yanıt vermemesi sorununa bir çözüm olarak gündeme gelmektedir (OECD, 2012a: 15). Nüfus ve Toplumsal Cinsiyet Anketlerine (Generations and Gender Survey) göre doğum izni, bebek bakım izni ve çocuk bakım izninden yararlananların neredeyse tamamı bu uygulamadan memnun olduklarını beyan etmektedir ve izinlerin bitimi ardından işe geri dönme olanağına sahip misiniz, sorusuna %94,4 oranında ve işinize geri dönme isteğiniz var mı, sorusuna da %91,9 oranında evet yanıtının verildiği görülmektedir (GGP 2010 anketinden derlenmiştir). Bu veriler sosyal güvenlik sisteminin Norveç’te bireylerin çalışma istekliliklerini yok etmediğinin bir göstergesi olsa gerektir. Sosyal güvenlik primleri işçiden, işverenden ve de emeklilerden alınmaktadır; ancak primler yararlanılan hizmetin maliyetiyle ve cinsiyle orantılı değildir. Sistem pay-as-you-go modeline dayanmaktadır; sosyal güvenlik sisteminden yararlanan bireylere yapılan harcamalarla bireylerden alınan primler doğrudan ilişkilendirilmemektedir. Toplam prim tahsili (işçi, işveren ve emeklilerden), ortalama ücretin yaklaşık %25’i kadardır (OECD 2004: 66-67). Sosyal güvenlik sisteminde, örneğin İsveç, Finlandiya ve İtalya’da yapılan sigortadan yararlanma ile ortalama yaşam beklentisi arasında ters yönlü bir ilişki kuran reformlar gündeme getirilmemiştir (OECD, 2004: 67). Emekli aylıklarının enflasyona endekslenmesine geçilmemiş, bunun yerine ücret artışlarına endekslenmesine devam edilmiştir. 1990’larda İtalya, Fransa, İngiltere, Almanya ve İsveç gibi pek çok ülke enflasyon endekslemesine geçmesine rağmen Norveç bu uygulamayı sürdürmektedir (OECD, 2004: 67-68). İşgöremezlik yardımlarının payı Norveç’te oransal olarak yüksektir. 1999’da GSYİH %4,8 ile OECD ülkeleri arasındaki en yüksek ülke olmuştur (OECD, 2004: 123). 2004 yılından itibaren işgöremezlik yardımının bir kısmı sürekli bir program olmaktan çıkarılmış ve yenilenen geçici bir programa dönüştürülmüştür. İşgöremezlik ödemeleri için 2007’de GSYİH’nin %4,8’i ile OECD ortalamasının yaklaşık iki katı ayrılmıştır (OECD, 2012a: 17). 3.3. Bütçe Açıkları /Fazlaları ve Merkezi Yönetim Borçları Kriz sonrası süreçte OECD ortalamasının altında bütçe açıkları oranlarıyla karşılaşılan ülkelerin Norveçle birlikte diğer Kuzey Avrupa ülkeleri olduğu (İsviçre ve Macaristan da bu gruba dahildir), neoliberalizmi benimsemiş Birleşik Krallık, ABD, İspanya ve İrlanda gibi ülkelerin ise ortalamanın çok üzerinde bütçe açıklarıyla karşılaştığı görülmektedir (Martin, 2012: 86). Norveç’te resmi olarak kabul edilmiş bir “mali kural” yoktur, ancak tek bir parti dışında tüm partilerin üzerinde hemfikir oldukları petrol gelirlerinin kullanımına dair bir çeşit yönlendirici esaslar benimsenmiştir. Tüm petrol ve gaz üretiminden gelen ve bu faaliyetlerin vergilendirilmesinden elde edilen yatırım maliyetleri hariç net 254 Maliye Dergisi Sayı 164 Ocak-Haziran 2013 Y. KARAHANOĞULLARI gelirler fonda toplanmaktadır. İşte 2001 yılında benimsenen yönlendirici mali kurala göre mevsimsel etkiden arındırılmış petrol geliri dışında kalan anakara merkezi yönetim bütçesinin %4 oranından daha büyük bir açık vermemesi gerekmektedir. Bu kural, hükümetlerin uyması gereken yasal bir sınır oluşturmamaktadır. %4 oranının seçilme sebebi, fonun orta ve uzun vadeli reel getirisinin bu düzeyde olmasıdır. Fonun amacı kamusal doğal kaynaklardan elde edilen gelirin gelecek nesillere taşınmasını sağlamaktır (OECD, 2012a: 6). Tablo 3: Petrol Gelirleri Hariç Merkezi Yönetim Yapısal Bütçe Açıkları Yıl GSYİH'ye % Oranla Devlet Emeklilik Fonu-Globale % Oranla 2001 1,8 5,5 2002 3,0 5,9 2003 3,4 7,1 2004 3,5 5,6 2005 3,4 4,9 2006 2,9 3,4 2007 2,8 2,7 2008 3,3 3,0 2009 5,4 4,4 2010 5,5 4,1 5,3 3,2 2011 Kaynak: OECD, 2012a: 8 Tabloya göre 2009 krizinde yapısal petrol dışı bütçe açıkları GSYİH’ye oranla %5,4 seviyesinde gerçekleşmiştir ki bu, fonun %4,4’üne denk gelmektedir (OECD, 2012a: 6). Bu esasında %4 kuralının kriz koşullarında esnetilebildiğinin de göstergesidir. Maasstricht kriteri tanımıyla gayrisafi kamu borçlarının Norveç için sorun oluşturmayacak ölçüde düşük olduğu görülmektedir. Avrupa Bölgesi (15 ülke) için bu oranın 1995-2007 döneminde yaklaşık %70 civarında sabit kaldığı ve krizin ardından hızlı bir yükselme eğilimine girerek 2012’de %93’e ulaştığı gözlemlenmektedir. Norveç için bu oran Şekilde de görüldüğü üzere 2012’de sadece %39,7’dir. Norveç’te önceki bölümde ele aldığımız 1990’ların başındaki ekonomik krizin etkileri kamu borçlanmasında da artış eğilimi olarak gözlemlenmektedir. Bu dönemden itibaren 2008 yılına kadar merkezi yönetim kamu borçlarının GSYİH’deki payı azalma eğilimine girmiş ve neredeyse %10 seviyesine kadar düşmüş, küresel krizle birlikte kamu borçlarının GSYİH’ye oranında tekrar bir artış gözlemlenmiş ancak borçlar %30’lara bile ulaşamamıştır, ki bu oran OECD ülkeleri için konjonktür itibarıyla son derece düşük bir orandır (OECD, 2012b). Maliye Dergisi Sayı 164 Ocak-Haziran 2013 255 Norveç Ekonomisine ve Kamu Maliyesine Genel Bir Bakış ġekil 5: Norveç Merkezi Yönetim Borçlarının GSYĠH’ye % Oranı 40 35 30 25 20 15 10 5 2010 2009 2008 2007 2006 2005 2004 2003 2002 2001 2000 1999 1998 1997 1996 1995 1994 1993 1992 1991 1990 1989 1988 1987 1986 1985 1984 1983 1982 0 Kaynak: OECD-Merkezi Yönetim Borç Veritabanı (Central Government Debt Dataset), www.oecd.org Norveç kamu maliyesine özgü bir durum ise kamunun net faiz ödeyicisi olmaması, kamunun faizlerden net gelir sağlamasıdır. Kamu kesiminin net faiz gelirleri 2000’lerde GSYİH’nin %2’sine yakın bir seyir izlemiş, 2008 krizi ile birlikte geçici bir süreliğine %3’e yükselmiş ve tekrar %2 seviyesine gerilemiştir (OECD, 2012b). 1970-2012 döneminde OECD ülkeleri ortalaması 1995 yılında %3,5 ile en yüksek net faiz ödemesini yaparken Norveç, 1991 yılında en yüksek net faiz gelirini %3,2 ile elde etmiştir (OECD, 2012b). Sonuç Norveç, 2008 küresel krizinden neredeyse hiç etkilenmeksizin çıkabilen bir ekonomidir. Yazıda hâlihazırdaki bu tablonun yapısal ve toplumsal göstergeleriyle birlikte tarihsel geri planı da ele alınmaya çalışılmıştır. Bu noktada Norveç ekonomi tarihinde 1939 Büyük Buhranı ve II. Dünya Savaşı sonrasında kalkınma ve yeniden yapılanma perspektifiyle üzerinde uzlaşılan refah devleti politikalarının, Norveç’in Avrupa Birliği’ne girecek göstergelere sahip olmasına rağmen halkın referandumlarda üyeliği reddetmesinin, Kuzey Denizi’nde petrol ve doğalgazın keşfedilmesinin, 1980’lerin ortasında finansal liberalizasyonun ardından yaşanan 1990’ların bankacılık krizinin başarılı bir şekilde yönetilebilmesinin Norveç ekonomisinin ve kamu maliyesinin günümüzdeki temel yapısal özelliklerini şekillendiren tarihsel dönemeçler olduğu görülmektedir. Norveç, insani gelişmişlik endeksine göre dünya sıralamasının en üst basamaklarında yer almaktadır. İşsizlik, enflasyon, büyüme, kamu açıkları bakımından son derece olumlu göstergelere sahiptir. Doğal kaynaklar yönünden güçlü, petrol, doğalgaz, ormancılık, balıkçılık, hidroelektrik üretiminin ağırlıkta olduğu bir ekonomisi vardır. Norveç’in doğal zenginlikleri ve enerji kaynakları özelleştirilmemiş, petrol ve doğalgaz rezervlerinden kamu işletmelerinin elde ettiği gelir, kamusal fonlarda değerlendirilmiştir. Kamu maliye modelinde hem vergi gelirinin güçlü bir araç olarak kullanılması hem de finans ve enerji gibi temel sektörlerde kamu mülkiyetinin son derece güçlü olması, ülkenin sahip olduğu enerji 256 Maliye Dergisi Sayı 164 Ocak-Haziran 2013 Y. KARAHANOĞULLARI kaynaklarının gelir ve rantının özgün bir şekilde kurgulanan bir kamu fonunda değerlendirilmesi, kamu harcamaları içerisinde eğitim ve sağlık harcamalarının payının yüksek oluşu ve eşitlikçi yeniden dağılım politikalarının egemenliği, kapsamlı bir sosyal güvenlik sistemine sahip olması, istihdam ve büyüme gibi makroekonomik göstergelerin çok güçlü olması, istihdamda ve ücret politikalarında kadın-erkek eşitliğinin dünyadaki en iyi uygulamasını sunması, vergi politikasının sadece devlet gelirlerini arttırmak üzerine kurulmaması, önemli bir unsurunun çevreye duyarlı vergiler olması ve dünyada bu tür vergileri uygulayan ilk ülke olması Norveç’in zenginliğini ve refah devleti modelini doğal kaynaklarıyla finanse eden “talihli” bir ülke olarak basitçe değerlendirilemeyeceğinin de göstergeleridir. Norveç’in piyasa ile devlet ilişkilerini sentezleyen modelinin, finansallaşmış saf noeliberalizm modeline ve onun krizine karşı bir alternatif model sunup sunamayacağı sorusu tartışılmayı hak etmektedir. Kaynakça Ahearne, A.G., Ammer, J., Doyle, B.M., Kole, L.S., Martin, R.F. (2005), “House Prices and Monetary Policy: A Cross Country Study”, Board of Governors of the Federal Reserve System, International Finance Discussion Paper No: 841. Anderson B., Curristine, T. ve Merk, O. (2006), Budgeting in Norway, OECD Journal on Budgeting, 6(1): 7-43. Comparative Family Policy Database (CFPD) (2011), Netherlands Interdisciplinary Demographic Institute and Max Planck Institute for Demographic Research, der. Gauthier, A.H., www.demogr.mpg.de Çiçek, H.G. ve Çiçek, S. (2012), “Norveç Yerel Vergi Sistemi”, Uluslararası Yönetim İktisat ve İşletme Dergisi, 8(16): 201-221. Economist (2013a), Norway: The Rich Cousin, 02.02.2013, http://economist.com Economist (2013b), Lessons: The Secret of their Success, 02.02.2013, http://economist.com Economist (2013c), “The Nordic Countries: The Next Supermodel”, 31.01.2013, http://economist.com European Commission (2012), National Student Fee and Support Systems 2011-21, http://eacea.ec.europa.eu/education/eurydice/documents/facts_and_figures/fees_ and_support.pdf Euro Guidance (2003), “Norveç’te Zorunlu Eğitim, Genel ve Mesleki Orta Öğretim, Temel Mesleki Eğitim ve Yetişkin Eğitim”, http://euroguidance.iskur.gov.tr/ dkm.aspx?folder=belgeler//doc Evelyne H. ve Stephens, J.D. (2002), Globalisation, Competitiveness, and the Social Democratic Model, Social Policy & Society, 1(1), 47-57. Fagerberg, J., Cappelen A., Mjoset, L. ve Skarstein, R. (1990), The Decline of Social-Democratic State Capitalism in Norway, New Left Review, 181, 60-94. Fouberg, E.H. ve Hogan, E.P. (2004), Norway, Chelsea House Publisher. Generations and Gender Programme, (GGP) (2010), “Dataset: Generations and Gender Survey Norway Wave 1”, http://www.ggp-i.org/online-dataanalysis.html (Erişim Tarihi: Ocak 2013). http://en.wikipedia.org/wiki/List_of_countries_by_oil_exports Jernbaneverket (2013), http://www.jernbaneverket.no/startpage1 (Erişim Tarihi Ocak 2013). Maliye Dergisi Sayı 164 Ocak-Haziran 2013 257 Norveç Ekonomisine ve Kamu Maliyesine Genel Bir Bakış Martin, C.J. (2012), “Twenty-first Century Breakdown: Negotiating New Regulatory Regimes in the Nordic Lands”, Capita&Class, 37(1): 79-93. Noord, P. van den (2000), “The Tax System in Norway: Past Reforms and Future Challenges”, Economic Department Working Papers No:244, OECD. Norveç İstatistik Kurumu, General Government Revenue and Expenditure, https://www.ssb.no/statistikkbanken/selectvarval/saveselections.asp (Erişim Tarihi: Mart 2013) Norveç İstatistik Kurumu, Annual National Accounts, https://www.ssb.no/ statistikkbanken/selectvarval/saveselections.asp (Erişim Tarihi: Mart 2013) Norwagian State Railways (2013), http://en.wikipedia.org/wiki/Norges_Statsbaner (Erişim Tarihi: Ocak 2013). OECD (2004), OECD Economic Surveys: Norway 2004. OECD (2011), Country Statistical Profiles 2011, http://stats.oecd.org/ OECD (2012a), OECD Economic Surveys: Norway 2012, http://oecd.org/ OECD (2012b), Economic Outlook No: 92, http://stats.oecd.org/ OECD (2013a), Tax Database, http://www.oecd.org/tax/tax-policy/oecdtaxdatabase. htm#pir (Erişim Tarihi: Mart 2013) OECD (2013b), National Accounts, http://stats.oecd.org/ Statistics Norway (2012), Government Pension Fund-Norway, 2nd half-year 2012, http://www.ssb.no/en/offentlig-sektor/statistikker/folketrygdfond Statskog (2013), http://en.wikipedia.org/wiki/Statskog (Erişim Tarihi: Ocak 2013) Statnett (2013), http://en.wikipedia.org/wiki/Statnett (Erişim Tarihi: Ocak 2013) Statkraft (2013), http://en.wikipedia.org/wiki/Statkraft (Erişim Tarihi: Ocak 2013). Stokke, T.A., Dolvik, J.E. ve Nergaard, K. (1999), Industrial Relations in Norway, Fafo. Toker, C. (2003), “Norveç Yönetim Sistemi”, 21. Yüzyılda Yönetim içinde, İçişleri Bakanlığı Yayınları, http://isay.icisleri.gov.tr/ortak_icerik/arem/Projeler/21yy/ norvec.pdf (Erişim Tarihi: 10/12/2012) UDI (Utlendingsdirektoratet Norwegian Directorate of Immigration) (2009), “Norveç Toplumu” http://www.udi.no/upload/NyiNorge/otherlanguages/ Turkish/pdf/kap4.pdf UNDP (2013), Human Development Indicators, http://hdrstats.undp.org/en/indicators/103106.html Vale, B. (2004), “The Norwegian Banking Crisis”, der. Moe, T.G., Solheim, J.A. ve Vale, B. The Norwegian Banking Crisis, Norges Banks Skriftserie No: 33 içinde. 258 Maliye Dergisi Sayı 164 Ocak-Haziran 2013