[EP-190] SINIRLI SOLUNUM REZERVİ OLAN SENKRON

advertisement
[EP-190]
SINIRLI SOLUNUM REZERVİ OLAN SENKRON TÜMÖRLÜ HASTADA SOL SEKONDER
KARİNA REZEKSİYONU VE SAĞ ALT LOBEKTOMİ: OLGU SUNUMU
Ülkü Yazıcı1, Ali Çelik1, Erdal Yekeler1, Kerem Karaarslan1, Yetkin Ağaçkıran2, Pınar
Ergün3, Nurettin Karaoğlanoğlu1
1
Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Göğüs
Cerrahisi Kliniği, Keçiören, Ankara
2
Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Patoloji
Bölümü, Keçiören, Ankara
3
Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Pulmoner
Rehabilitasyon Bölümü, Keçiören, Ankara
Giriş: Bronşial karsinomlar için başlıca tedavi cerrahi olmasına rağmen, solunum rezervi kısıtlı
hastalarda veya düşük malign potansiyeli olan tümörlerde, izole bronş rezeksiyonları yapılarak
tümör dokusunun uzaklaştırılması da kabul edilebilir bir tedavi şeklidir.
Olgu: Ellidokuz yaşında erkek hasta nefes darlığı nedeniyle değerlendirilirken toraks tomografisinde sağ alt lobda 3x5 cmʼlik kitlesel lezyon ve sol ana bronş etrafında bronşial kalınlaşma saptandı. Bronkoskopide, sol üst alt ayrım karinasında EBL, buradan alınan biyopsi patolojisi squamoz
hücreli karsinom; sağ alt lob girişi EBL ve buradan alınan biyopsi patolojisi non small cell karsinom
olarak raporlandı. PET BT de sağ alt lobdaki kitlede SUV maks: 12,3, sol hilerde SUVmaks: 3,8
ve paratrakeal lenf nodlarında SUVmaks: 2,8 olarak tespit edildi. Solunum fonksiyonu testinde
FEV1: 1,28 L, (Pred.% 41), FEV1/FVC: %63 (Pred.%77) olarak hesaplandı. Hasta preoperatif pulmoner rehabilitasyon programına alındı. Mediastinoskopide, 4 ve 7 nolu lenf nodları reaktif olarak
raporlandı. Sol torakotomi ile sekonder karina rezeksiyonu yapıldı. Cerrahi sınırlar temiz olarak
raporlandı. Postoperatif dönemde sorunu olmayan hasta pulmoner rehabilitasyon programına
devam etti. Dört hafta sonra hastaya yapılan solunum fonksiyon testinde FEV1: 1,19 (%39), postop
DLCO: %41 olarak hesaplandı. Postoperatif 5. haftada hastaya sağ alt lobektomi ve mediastinal
lenf nodu diseksiyonu yapıldı. Tümör 3x5 cm, large cell karsinom ve 4-5-7-10-11 nolu lenf nodları
reaktif olarak raporlandı. Postoperatif dönemde pulmoner rehabilitasyon programına devam eden
hastanın herhangi bir sorunu olmadı. Hasta 6. ayında sorunsuz şekilde takip edilmektedir.
Tartışma: Parankim koruyucu cerrahi prosedürler, gerek solunum rezervi kısıtlı hastalarda gerekse düşük malign potansiyeli olan tümörlerde uygulanmaktadır. Cerrahi sınırların temiz olması
şartıyla bronkoplastik cerrahinin, klasik anatomik rezeksiyonla benzer sonuçlar verdiği bilinmektedir. Özellikle üst lob bronş ağzının lober karina çıkartıldıktan, alt lob bronş ağzı ile birleştirilmesi
ve sonra rekonstrüksiyonun da anastomoz çok dikkatli yapılmalıdır. Sınırlı pulmoner rezerv nedeniyle medikal inoperabl kabul edilen bir hastada, risk modifikasyonu için preoperatif pulmoner rehabilitasyon ve bronkoplastik cerrahi prosedürler ile komplet cerrahi şansı bulabilir. Egzersiz
kapasitesinin pulmoner rehabilitasyon ile iyileştirilmesi, hastanın postoperatif döneminde morbidite
ve mortalitesinin azaltılmasında önemli bir tedavi yaklaşımıdır.
Sonuç: Solunum rezervi kısıtlı hastalarda bronkoplastik cerrahilerin ve pulmoner rehabilitasyon
programlarının daha sık kullanılması ile cerrahi tedavi uygulanabilecek hasta sayısının arttırılabileceği kanaatindeyiz.
292
Resim 1: Olgunun toraks BT görüntüsü (ok)
Resim 2: Lezyonun bronkoskopik ve intraoperatif görüntüsü
Resim 3: Sekonder karina rezeksiyon materyali ve olgunun postoperatif akciğer filmi
293
Download