Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A.Ş. 31 Mart 2008 tarihi itibariyle Ara Dönem Faaliyet Raporu 1-GENEL BİLGİLER Banka’nın kuruluş tarihi, başlangıç statüsü, anılan statüde meydana gelen değişiklikleri ihtiva eden Banka’nın tarihçesi : Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A.Ş.’nin (“Banka”) kurulmasına 12/05/1950 tarih ve 3/11203 sayılı Cumhurbaşkanı kararıyla izin verilmiş, söz konusu karar 12/05/1950 tarihli T.C. Başbakanlık Muamelat Umum Müdürlüğü Kararlar Müdürlüğü tarafından yayımlanmıştır. Banka’nın statüsü 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nda yer alan sınıflamaya göre “Kalkınma ve Yatırım Bankası”dır. Bankanın “Mevduat Kabul Etme” yetkisi bulunmamaktadır. Banka’nın kuruluş tarihinden bugüne kadar Kalkınma ve Yatırım Bankası statüsünde herhangi bir değişiklik olmamıştır. Banka’nın sermaye yapısı, yönetim ve denetimini doğrudan veya dolaylı olarak tek başına veya birlikte elinde bulunduran ortakları, varsa bu hususlarda dönem içindeki değişiklikler ile dahil olduğu gruba ilişkin açıklama: Banka’nın sermaye yapısı, yönetim ve denetimini doğrudan veya dolaylı olarak tek başına veya birlikte elinde bulunduran ortağı, Türkiye İş Bankası A.Ş.’dir. Dönem içinde Banka’nın ortaklık yapısında önemli bir değişiklik meydana gelmemiştir. Dönem içerisinde Banka’nın, yönetim kurulu üyeleri, denetim kurulu üyeleri ile genel müdür ve yardımcıları ile ilgili değişiklikler: 25 Mart 2008 tarihinde yapılan Genel Kurul toplantısında; Yönetim Kurulu Denetçilik görevlerine Zeynep Hansu Uçar ve Mete Uluyurt'un bir yıl süre ile görev yapmak üzere seçilmelerine, karar verilmiştir. 18 Nisan 2008 tarihinde Banka’nın Yönetim Kurulu üyesi Ali Onur Özbilen bu görevinden istifaen ayrılmıştır. 30 Nisan 2008 tarihinde yapılan Yönetim Kurulu toplantısında, Türk Ticaret Kanunu’nun 315. Maddesi çerçevesinde yapılacak ilk Genel Kurul’un onayına sunulmak üzere, Mustafa Baran Tuncer’in Yönetim Kurulu Üyesi olarak şeçilmesine karar verilmiştir. 29 Nisan 2008 tarihinde yapılan Yönetim Kurulu toplantısında, Banka’nın Denetim Komitesi Üyeliğinden ayrılan Burhanettin Kantar’ın yerine Denetim Komitesi üyesi olarak Kemal Serdar Dişli seçilmiştir. 2-DÖNEM İÇİNDE MEYDANA GELEN EKONOMİK GELİŞMELER 2008 yılı ilk çeyrekte yıllık enflasyon 9.15%’e yükselerek MB’nın enflasyon hedeflemesi kapsamında belirlediği hedefle uyumlu patikanın ilk çeyrek üst limiti olan 9.1%’i aştı. Global piyasalarda artan petrol ve gıda fiyatlarının etkisiyle ekonomi üzerindeki enflasyonist baskılar arttı. Bu nedenle Merkez Bankası geçen sene Eylül ayında başladığı faiz indirimlerine Mart ayından sonra ara verdi. Ayrıca Merkez Bankası Nisan ayında yayınladığı enflasyon raporu ile enflasyon beklentilerinde revizyona gitti. Değişen varsayımlar sonucunda 2008 yılında enflasyonun %9.3 (orta nokta), 2009 sonunda %70 olasılıkla %4.9-%8.5 arasında (orta nokta: 6.7%), 2010 yılıda 4.9%, 2011 yılında da %4 hedefine ulaşması bekleniyor. Dış Ticaret İstatistikleri: Son açıklanan verilere göre 2008 yılı Mart ayında; geçen yılın aynı ayına göre ihracat %27.6 oranında artarak 11.4 milyar dolar, ithalat %26.9 oranında artarak 16.8 milyar dolar oldu. Aynı dönemde dış ticaret açığı %25.4 oranında artarak 4.3 milyar dolardan 5.4 milyar dolara yükseldi. Son verilerle Nisan 2007- Mart 2008 döneminde toplam ihracat 117.1 milyar dolara, ithalat ise 183.9 milyar dolara yükseldi. Aynı cari dönemde oniki aylık dış ticaret açığı ise 66.8 milyar dolara yükseldi. İlk üç aylık dönemde; 2007 yılının aynı dönemine göre ihracat %42.9 artarak 33.1 milyar dolar, ithalat ise %39.5 artarak 49.1 milyar dolar olarak gerçekleşmişti. 2007 Ocak-Mart döneminde 12 milyar dolar olan dış ticaret açığı, 2008 yılı Ocak-Mart döneminde %33.1 oranında artarak 16 milyar dolara yükseldi. Cari İşlemler Dengesi: 2008 yılının Şubat ayında cari açık, bir önceki yılın aynı ayıyla karşılaştırıldığında % 21 oranında artarak 3.1 milyar ABD dolarından 3.7 milyar ABD dolarına yükselmiştir. Şubat 2008 ayı itibariyle cari işlemler hesabındaki alt kalemler incelendiğinde, ödemeler dengesindeki dış ticaret açığının bir önceki yılın aynı ayına göre % 28.1 oranında artması sonucu 3.4 milyar ABD dolarına yükseldiği, hizmetler kalemindeki fazlanın %43.7 oranında azalması sonucu 161 milyon ABD doları net gelir kaydettiği, gelir dengesi kalemindeki net giderlerin % 21.5 oranında azalarak 670 milyon ABD dolarına düştüğü ve cari transferlerden kaynaklanan girişlerin %29.7 oranında artarak 166 milyon ABD dolarına yükseldi. Bu gelişmeler sonucunda 2008 yılının Ocak-Şubat döneminde cari açık, bir önceki yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında % 24.8 oranında artarak, 6.2 milyar ABD dolarından 7.7 milyar ABD dolarına yükseldi. 2008 yılının Ocak-Şubat döneminde finans hesaplarında gerçekleşen net sermaye girişi, bir önceki yılın aynı dönemine oranla % 34.3 artarak 7.6 milyar ABD doları oldu. Oniki aylık veriler incelendiğinde cari işlemler dengesinin 38.9 milyar ABD doları açık verdiğini görüyoruz. Yılsonu için cari işlemler açığının yaklaşık 49 milyar ABD doları olacağını tahmin ediyoruz. Piyasalar: Piyasalar temelde ABD olmak üzere yurtdışı gelişmelerden etkilenirken, yurtiçindeki siyasi belirsizlik piyasalar üzerinde baskı oluşturuyor. ABD’de Temmuz-Ağustos 2007’de başlayan konut kredileri ile ilgili kriz, kendisini kredi veren finansal kuruluş zararları ve ekonomik yavaşlama şeklinde hissettiriyor. ABD’de konut kredisi krizinden kaynaklanan zararın 565 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Bu da 1,3 milyar dolarlık konut kredilerinin yarısına denk gelen subprime kısmının tamamının zarar olarak kaydedilmesi anlamına geliyor. Likidite sıkışıklığı sorununun tüketici kredileri, ticari krediler alanına da sıçradığı, bu nedenle toplam zararın 945 milyar dolara ulaşabileceği IMF tarafından tahmin ediliyor. Tüm bu gelişmeler sonrası, Fed faizleri indirmeye başladı. Ağustos’ta %5.25 olan Fed faizleri, şu anda %2.00 düzeyinde bulunuyor. Bu dönem içerisinde ekonomik büyüme ve likidite bazındaki sorunlar, Fed’in faiz indirmeye devam edeceği beklentisini doğurmuş ve bu da doların değer kaybetmesine neden olmuştu. Doların düşüşü, ekonomik büyümenin düşeceği beklentisine rağmen petrol ve altın fiyatlarının yükselmesine neden olmuştuİlk çeyrek bilançolar, Fed toplantısı ve kritik veriler sonrası kısa vadede ABD’de endişelerin azaldığını görüyoruz. Gelecek Fed toplantısı Haziran ortasında gerçekleşecek. Döviz: Döviz hareketleri hem makro göstergeler kanalıyla, hem de yabancı işlemleri kanalıyla borsa üzerinde etkili bir faktör. İhracat ve üretim ithalata dayalı olduğundan dövizdeki yükseliş enflasyonu olumsuz etkiliyor. Bu da faiz yoluyla piyasalarda olumsuzluğa neden oluyor. Döviz sepeti Temmuz 2006’da 1,91’e kadar yükselmişti. Ocak 2008 itibarıyla aradan geçen 17 ay sonra %25 düşüşle 1,46’ya geriledi. Son dört ayda ise yabancı çıkışına işaret olarak da değerlendirilebilecek bir yükseliş görüyoruz. Bu dönemde %20 artan sepet 1,71 e yükseldi. Faiz: Ekim 2006’da ABD krizinin ilk kez ortaya çıkması, cari açık, enflasyon ve merkez bankası başkanlığı konusundaki gerginlik faizin %23’e kadar yükselmesine neden olmuştu. 2008 başında %16 seviyesinde olan gösterge tahvilin bileşik faizi yeniden %20 düzeylerini deniyor. Önümüzdeki dönemde YTL’nin değer kaybı, elektrikte otomatik fiyatlandırmaya geçilecek olması, gıda fiyatlarındaki ve inşaat maliyetlerindeki artış ile benzin zamları enflasyonda yükseliş yönlü katılığın devam edeceğine işaret ediyor. 18/04-25/04 haftasında yurtiçi yerleşiklerin menkul kıymet portföyü 216 milyon YTL azalarak 64.1 milyar YTL oldu. Yurt dışı yerleşiklerin MK portföyü söz konusu haftada 420 milyon YTL azalarak 33.4 milyar YTL oldu. Böylece yurtdışı yerleşiklerin MK portföyünde Nisan ayında 3.3 milyar YTL çıkış yaşandı. Bunun yanında Merkez Bankası’nın 15 Mayıs’ta yapacağı toplantıda enflasyondaki artış ve piyasalardaki son gelişmeler de göz önünde bulundurulduğunda 50 baz puanlık bir artış bekleniyor. Bankacılık Sektörü : BDDK 25 Nisan 2008 verilerine göre bankacılık sektöründe toplam krediler yılbaşından beri TL bazında %13.7, kur etkisinden arındırıldığında ise %11.0 artış gösterdi. Mevduat artışı ise kredi büyümesinin gerisinde kalarak TL bazında %10.3, kurdan arındırılmış %6.7 seviyesinde gerçekleşti. Bankaları şube açılışlarında ilk çeyrekte halka açık bankaların yıllık şube açma hedeflerine paralel hareket ettiği, sektördeki toplam şube sayısının %3 artışla 8,293’e yükseldiği görüldü. 2007 yılında %12 artan şube sayısı, bankaların 2008 yılı ilk çeyreğinde de şube ağı büyütmeye devam etmesi ile sektör hem mevduat bankalarında hem de toplamda yeni en yüksek şube sayısına ulaşmış oldu. 2007 yılı üçüncü çeyreğinden itibaren faiz indirim beklentileri ile bankacılık sektörü menkul kıymet portföyünde YTL cinsi sabit getirili menkul kıymetlerden kar ederken, aktif-pasif arasında vade farkı yüksek olan bankalar bu süreçte daha çok avantajlı konumdaydılar. 2008 yılında ise piyasada YTL cinsinden iskontolu devlet tahvillerinde faizlerin yükselmesi bu kıymetlerin değerinin düşmesine ve Merkez Bankası’nın politika faizini yükseltme sinyali vermesinin de katkısı ile mevduat faizlerinde yükseliş, kredi büyümelerinde yavaşlama beklentisi aktif-pasif vade farkı yüksek bankalarında süreçten daha olumsuz etkilenmesine neden olacak. YTL cinsinden USD cinsinden Kur farkından arındırılmış Krediler 13.7% 3.7% 11.0% Mevduat 10.3% 0.6% 6.7% Değişim (2007/12-2008/4) 3-GENEL KURUL Banka’nın yıllık olağan genel kurulu 25 Mart 2008 tarihinde Genel Müdürlük binasında gerçekleşmiştir. 2007 yılı olağan Genel Kurul toplantısı, 400 milyon YTL’lik ödenmiş sermayemizin % 63,13’ünü veya 252 milyon 528 bin 901 YTL’lik kısmını temsil eden Pay Sahiplerinin katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Toplantıda, Pay Sahipleri tarafından, • • • • • • • Banka Ana sözleşmesine göre Başkanlık Divanı teşkil ve Olağan Genel Kurul toplantı zaptının Başkanlık Divanınca imzalanması hususunda karar alınması, Banka’nın 2007 yılı hesap ve muamelelerine dair Yönetim Kurulu, Denetçi ve Bağımsız Denetim Raporlarının okunması ve müzakeresi, Yıl içinde Yönetim Kurulu Üyeliğinden ayrılan üyelerin yerine yapılan yeni üye seçimlerinin onaya sunulması, Banka’nın 2007 yılı bilanço ve kar zarar hesabının incelenip onaylanması, Yönetim Kurulu üyeleri ve Denetçilerin ibrası. Dağıtılacak karın tespit ve tevzii hususunda karar alınması, temettü dağıtım tarihinin tespiti. Denetçilerin seçimi. Yönetim Kurulu Üyeleri ve Denetçilere ödenecek tahsisatın tespiti. Konularında ki önergeler oy çokluğu ile kabul edilmiştir. Yönetim Kurulu’nun14.02.2008 tarihli toplantısında almış oldugu karar uyarınca, Genel Kurul tarafından onaylanan Kar Dağıtım tablosu aşağıda yer almaktadır. 2007 yılı net kârı olan 147.481.025,60 YTL’nin yürürlükteki mevzuata ve Ana Sözleşmemizin 55’inci maddesine göre aşağıdaki şekilde ayrılmasına ve dağıtılmasına; 1. Ana Sözleşmemizin 55’inci maddesinin (a) fıkrasının 1’inci bendine göre net kârın %5’i olan 7.374.051,28 YTL’nin kanuni yedek akçe olarak ayrılmasına, 2. Ana Sözleşmemizin 55’inci maddesinin (a) fıkrasının 2’nci bendine göre net kârın %5’i olan 7.374.051,28 YTL’nin ileride meydana gelebilecek zarar karşılığı olarak ayrılmasına, 3. 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5-(1)/e maddesine göre 28.378.468,32 YTL’nin gayrimenkul satış karı olarak özkaynaklarda özel bir hesapta tutulmasına, 4. Ana Sözleşmemizin 55’inci maddesinin (b) fıkrasına göre, 1 yeni kuruş itibari değerde bedelli ve bedelsiz 40 milyar hissenin, (%6 hesabıyla) beherine 0,06 yeni kuruş olmak üzere toplam 24.000.000,- YTL birinci kâr payı olarak ayrılmasına, 5. Yukarıda 1-4 sayılı maddelerdeki kalemlerin indirilmesinden sonra kalan 80.354.454,72 YTL kâr bakiyesinin Ana Sözleşmemizin 55’inci maddesinin (c) fıkrasına göre, a) %5’i (ödenmiş sermayenin 200.000 YTL’lik bölümü ile sınırlı) olan brüt 2.008,86 YTL’nin beher kurucu hissesine 20,09 YTL hesabıyla kurucu hisselerine dağıtılmasına, b) %0,5’i olan brüt 401.772,27 YTL’nin Yönetim Kurulu üyelerine dağıtılmasına, c) %3’ü olan brüt 2.410.633,64 YTL’nin Yönetim Kurulu kararı ile çalışanlara dağıtılmak üzere ayrılmasına, 6. Ana Sözleşmemizin 55’inci maddesinin (d) fıkrasına göre 1 yeni kuruş itibari değerde bedelli ve bedelsiz 40 milyar hissenin, (%15 hesabıyla) beherine 0,15 yeni kuruş olmak üzere toplam 60.000.000,- YTL ikinci kâr payı olarak ayrılmasına, 7. Türk Ticaret Kanunu’ nun 466’ncı maddesinin 2’nci fıkrasının 3 numaralı bendine göre 6.681.441,48 YTL kanuni yedek akçe olarak ayrılmasına, 8. Geriye kalan 10.858.598,47 YTL’nin olağanüstü yedek akçe olarak ayrılmasına, 9. Yukarıda 4 ve 6 sayılı maddelerde sözü edilen birinci ve ikinci kâr payları toplamı olan 84.000.000,- YTL’nin tamamının, Bankamız sermayesinin 400.000.000,- YTL’den 500.000.000,- YTL’ye artırılması sebebiyle artan 100.000.000,- YTL’nin 84.000.000,- YTL’lik kısmının karşılanmasında kullanılmak üzere hisse senedi olarak verilmesine, 10. 2007 yılı 84.000.000,- YTL’lik bedelsiz kaydi pay şeklindeki temettünün dağıtımının, sözkonusu hisse senetlerinin Sermaye Piyasası Kurulu tarafından kayda alınmasını müteakiben başlamasına, Karar verilmiştir. 4-ARA DÖNEMDE GERÇEKLEŞEN ÖNEMLİ GELİŞMELER Bu dönemde, Yönetim Kurulu tarafından iki adet yurtdışından sağlanacak uzun vadeli kaynak anlaşması çalışmaları için Genel Müdürlüğe yetki verilmesi kararı gerçekleşmiştir. Banka, misyonuna uygun olarak AYB ve Dünya Bankasından halihazırda temin etmekte oldugu kaynaklara ek olarak imzalanması planlanan bu anlaşmalarla, Türk reel sektörü yatırımlarına finansman sağlama konusunda önemli miktarda kaynak sağlamış olacaktır. Bu anlaşmalardan ilki Avrupa Yatırım bankası'ndan (AYB) Türkiye genelinde özel sektör firmaları tarafından yapılacak ve özellikle çevre ve enerji sektörlerinde enerji verimliliği, doğal gaz dağıtımı, kirliliği önleme ve yenilenebilir enerji alanlarını da içerecek şekilde gerçekleştirilecek sabit sermaye yatırımlarını finanse etmek üzere alınacak 200 milyon Euro tutarındaki Çevre ve Enerji Çerçeve Kredisi’dir. Kredi T.C. Hazine Müsteşarlığı tarafından garanti edilecektir. Sözkonusu kredi, 08 Mayıs 2008 tarihinde Ankara’da imzalanmıştır. İkincisi kaynak anlaşması ise Türkiye genelinde özel sektöre ait ihracatçı firmaların işletme sermayesi ve sabit sermaye yatırımlarının finansmanı amacıyla, T.C. Hazine Müsteşarlığı'nın garantörlüğünde, Bankamızın borçlu sıfatıyla Dünya Bankası'ndan temin edeceği ve ticari bankalar ve finansal kiralama şirketleri aracılığıyla kullandıracağı 302.000.000 ABD Doları ya da eşdeğeri döviz limite kadar "İhracat Finansmanı Aracılık Kredisi IV (EFIL IV) ‘dir. Banka Yönetim Kurulu’nun 24 Nisan 2008 tarihli toplantısında alınan karar çerçevesinde, 25 Nisan 2007 tarihinde imzalanan ve 30 Nisan 2008 tarihinde vadesi dolan sendikasyon kredisinin, 105 milyon dolar olarak 1 yıl vade ile yenilenmesi amacıyla sendikasyon kredi anlaşması, yedi bankadan oluşan uluslararası konsorsiyumla (Dresdner Bank AG, American Express Bank Ltd., Bayerische Hypo-und Vereinsbank AG, Citibank N.A., Commerzbank Aktiengesellschaft, Natixis ve The Bank of Nova Scotia), 28 Nisan 2008 Pazartesi günü imzalanmıştır. Ayrıca, 25 Ocak 2008 tarihinde, Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s Investors Service, Inc., Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A.Ş.’nin uzun vadeli yerel para cinsinden mevduat kredi notunu “Baa1”, mali güç notunu “D+”, uzun dönemli döviz cinsinden mevduat kredi notunu “B1” ve görünümünü de durağan olarak teyit etmiştir. 5-ARA DÖNEMDE MEYDANA GELEN FİNANSAL GELİŞMELER Doğru tanımlanmış iş stratejilerinin belirlediği büyüme ve gelişme patikasındaki sağlıklı yolculuğunu sürdüren TSKB, 31 Mart 2008 itibariyle bir önceki yılın aynı dönemine göre; • Özkaynaklarını % 11 oranında artırarak 687.346 bin YTL’ye • Kredilerini % 29 artırarak 3.255.279 bin YTL’ye • Aktif toplamını % 24 artırarak 5.579.129 bin YTL’ye • Net kârını % 32 artırarak 28.622 bin YTL’ye çıkartmıştır. Dönem içerisinde, orta ve uzun vadeli kredi kullandırımları 279 milyon USD olarak gerçekleşmiştir. Bankanın takipteki krediler oranı %0.5’e düşmüştür. 31 Mart 2008 tarihi itibariyle sermaye yeterlilik rasyosu ise % 20.94 olarak hesaplanmıştır. 6-RİSK YÖNETİMİ Piyasa Riski : Piyasa riskinden korunmak ve taşınan riskleri sınırlamak amacıyla Yönetim Kurulu tarafından piyasa riski kapsamında limitler tespit edilmiştir. Risk, nominal ve oransal bazlı limit sistemleri kullanılmakta, Yönetim Kurulu’na, ilgili komitelere ve üst düzey yönetime risk bilgilendirimini içeren raporlama yapılmaktadır. Risk Yönetim Müdürlüğü ve Risk Yönetim Komitelerinden oluşan Risk Yönetim Grubu tarafından organizasyon, sorumluluk, faaliyet alanları gibi konuların belirlendiği dahili yönetmelikler hazırlanarak Yönetim Kurulu’nca onaylanmıştır. Risk Yönetimi Politikaları belirlenerek Banka genelinde duyurulmuştur. Yasal olarak, konsolide ve konsolide olmayan bazda piyasa riskinin ölçümünde standart yöntem kullanılmaktadır. Standart yönteme ek olarak, Banka, geliştirdiği ve geriye dönük testlerle başarısını kontrol ederek geliştirmeye devam ettiği parametrik, tarihi simülasyon gibi içsel modelleri de menkul kıymet portföylerine, döviz pozisyonuna günlük ve/veya aylık bazda uygulamakta, VaR hesaplamalarını yapmakta, senaryo analizleri ve stress testleri uygulayarak içsel modellerin yakalayamadığı risklerin tespiti yoluna gitmektedir. Piyasa Riski ölçümleri günlük olarak yapılmakta, haftalık ve aylık olarak üst yönetime, Denetim Komitesi'ne ve Yönetim Kurulu'na raporlanmaktadır. Kur Riski : Piyasalarda yaşanan belirsizlikler ve değişkenlikler nedeniyle herhangi bir kısa ya da uzun pozisyon izlenmemekte, dolayısıyla kur riski taşınmaması öngörülmektedir. Ancak, yine de oluşabilecek kur riskleri standart metot kapsamında yer alan kur riski tablosunda haftalık ve aylık dönemler itibarıyla hesaplanmakta, sonuçlar resmi makamlara ve Banka üst yönetimine raporlanmaktadır. Böylece kur riski yakından takip edilmektedir. Kur riski genel piyasa riskinin bir parçası olarak, Sermaye Yeterliliği Standart Oranının hesaplanmasında da dikkate alınmaktadır. Yabancı para risklerine yönelik olarak açık pozisyon alınmamakta, müşteri işlemlerinden kaynaklanabilecek herhangi bir kur riski doğduğunda ise karşı pozisyon alınarak kur riski taşınmamaktadır. Banka’nın yabancı para borçlanma araçlarının ve net yabancı para yatırımlarının riskten korunma amaçlı türev araçlarla korunması işlemi bulunmamaktadır. Varlıkların, yükümlülüklerin ve bilanço dışı kalemlerin faize duyarlılığı Banka tarafından ölçülmektedir. Standart metot içerisinde yer alan genel ve spesifik faiz oranı riski tabloları, varlık ve yükümlülükler dahil edilerek, Banka’nın karşı karşıya olduğu faiz oranı riski hesaplanmakta ve genel piyasa riskinin bir parçası olarak Sermaye Yeterliliği Standart Oranının hesaplanmasında dikkate alınmaktadır. İleriye yönelik tahmin-simülasyon raporlarıyla oluşabilecek sonuçlar belirlenmekte, faiz oranlarındaki dalgalanmaların etkisi duyarlılık analizi ve senaryo analizleriyle değerlendirilmektedir. Vade dağılım (Gap) analizi ile her bir vade diliminde ortaya çıkan nakit ihtiyacı belirlenmektedir. Uygulanan faiz oranlarında ise pasif maliyeti ile aktif getirisi arasında her zaman artı bir farkın (spread) olması sağlanmaktadır. Faiz oranlarındaki değişiklikler faiz oranı risk tabloları, gap analizi, senaryo analizleri ve stres testleri ile kontrol edilmekte, aktif ve pasifteki etkisi ile nakit akışlarında muhtemel değişiklikler incelenmektedir. Banka, piyasa riskinin toplam risk ağırlıklı varlıklara oranı ile içsel modelle hesaplanan riske maruz değerin özkaynaklara oranı gibi pek çok risk kontrol oranını takip etmektedir. Faiz oranlarındaki dalgalanmalar veya likiditedeki zorluklar sonucunda aktif veya özkaynakların olumsuz etkilenmesini engellemek için risk politikaları kapsamında sürekli kontroller yapılmakta ve üst yönetim, Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu sürekli bilgilendirilmektedir. Likidite Riski : Piyasa ve likidite riskinin yönetilmesinde, mevcut pozisyonlar ve Banka'nın gelecekteki nakit akımı dikkate alınmaktadır. Likit olmayan piyasalarda veya likit olmayan enstrümanlara yatırım yapılmamaktadır. Aktif-pasif yönetimi kapsamında vade uyumu ve likidite ihtiyacının her zaman karşılanabilir olması gözetilmekte, likidite oranları takip edilmektedir. Banka, likidite gereksinimini karşılamak amacıyla likit aktiflerin elden çıkarılması, kısa dönemli borçlanmaların arttırılması, likit olmayan aktiflerin azaltılması, sermayenin arttırılması yollarından birini veya birden fazlasını seçebilir. Banka’da likidite idaresi, bankanın itibarı gözetilerek ve tüm taahhütlerin zamanında ve tam olarak yerine getirilmesi sağlanarak yapılır. Acil ve beklenmeyen durumlarda likidite riskinin belirlenmesine yönelik olarak çeşitli ters senaryolar altında nakit akımı projeksiyonları, fonlanma gereksinim tahminleri yapılır. Kısa vadeli likidite ihtiyacı öncelikle repo işlemlerinden ve bankalararası para piyasası işlemlerinden sağlanmaktadır. Banka'nın elindeki satılmaya hazır menkul değer portföyü de bir likidite ihtiyacı durumunda acil olarak kullanılabilir. Bankanın uzun vadeli likidite ihtiyacı yurtdışından kredi kullandığı uluslararası kuruluşlardan sağlanmaktadır. 7-BU DÖNEMDE BANKA FAALİYETLERİNİ ÖNEMLİ DERECEDE ETKİLEYEN GELİŞMELERE İLİŞKİN AÇIKLAMALAR YUKARIDA SUNULMUŞTUR. DİĞER BİLGİLER İÇİN 2007 YILINA AİT YILLIK FAALİYET RAPORUNA AŞAGIDAKİ ADRESDEN ULAŞILABİLİR: http://www.tskb.com.tr/FaaliyetRaporlari.aspx