İlacın neden bütçesi yok ? Halkımızın çok ilginç bir yanı var. Aile bireyleri aylık ve senelik(yapan varsa tabi) aile bütçesini oluşturur iken kira,mutfak,elektrik,doğalgaz,giyecek,içecek,temizlik..eğlence ve hatta içecek sigarasını da düşünür ve bütçe yapar. Kıyıda köşede bir miktar parası varsa bu da çok kötü günler için(yani ölüm hali gibi) der ve birikim yapar. Ancak tüm bunların yanında halkımızın özellikle sosyal güvencesi bulunsun veya bulunmasın sağlığı ve özellikle ilaç alımı için hiçbir bütçe yapmaması son derece ilginç gelmektedir. Kullanacağı kozmetik ve parfüm için, hatta deodorantı için para harcamaktan çekinmez ama ilaca sıra geldi mi Devletten almanın yollarını arar. Efendim der nasıl olsa sosyal güvencem var. İyide artık geri ödemesi yapılmayan yığınla ilaç var. Bu gidişe bakılır ise daha birçok ilaç maalesef geri ödeme kapsamından çıkarılacak. İyi de sağlığımız için en önemli unsurun ilaç olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Buna rağmen ilaca para verirken sanki cereme ödermiş gibi neden elimiz titrer. Neden ilaç parasını vermek bize zor gelir. Bir paket amerikan sigarası 4.00 YTL veya 5.00 YTL dır. Vatandaşımız her gün çok rahat bir şekilde sıkılmadan ve çekinmeden sigara parasını çok rahat öder. Sigaranın sağlık için ne denli zararlı olduğunu bilmesine ve hatta sigaranın üstünde öldürür yazısı olmasına rağmen. Neden halkımızın ilaç konusunda bütçe ayırmadığını ve ilaç alımına sıra geldiğinde bunu tamamı ile Devlet’ten nasıl alabilirimin hesabını yaptığını hiç düşündük mü. Bence tabi ki bunun nedenleri var. Öncelikle geçmişte yazılı ve görsel basında ilaç her zaman sansasyonel bir ürün olarak gösterilerek kamuoyunun dikkatleri çekildi. İlacın cirosunun bir deterjan sanayi, boya sanayi, sigara sanayi ve hatta birçok tüketim mallarının çok geride olmasına karşın sürekli basında yıpratılmaya çalışıldı. Oysa ilacın kemoterapi (kimyasal etkisi) yanında birde psikolojik etkisi söz konusudur. Eğer bir ağrı kesici aldığımızda ağrımızın azaldığını hemen hissediyor isek bu tamamı ile psikolojik etkisidir. İşte ülkemizde basın sektörü özellikle geçmişte sürekli ilaç konusunda ilacın kamuoyu önünde bitirmeye çalıştılar. Manşet ve sür manşet haberleri; ilaca yine zam, ilaç yine zamlandı, ilaç sanayi vatandaşın cebine elini soktu, gibi haberler . Benzin veya akaryakıt her gün zam alır kimsenin gıkı çıkmaz. Ancak ilaca sıra gelince herkesin öfkesi artar. Bu arada bildiğiniz gibi ilaç sanayi uzun bir süredir zam almadı. Hatta fiyatlarını indirmek durumunda kaldı. Esasında ülkemizde ilaç fiyatları AB ülkelerinin çok gerisinde kalmaktadır. Ancak tabi ülkemizde halkımızın alım gücü düşük olduğu için ilaç fiyatı insanlarımıza çok gelmektedir. 2005 yılında Belçika Brüksel’de bir eczaneye gittim .Öksürük ilacı almak istedim. Eczacının bana verdiği BİSOLVON 250 ml şurup 7.54 Euro. Yani bizim paramızla yaklaşık 12.00 YTL. Aynı ilacın ülkemizdeki jenerikleri onun çok çok gerisinde. Örneğin BROMEKSİN 100 ml şurup KDV dahil 1.65 YTL dır. Hadi bu 100 ml ,oysa orijinali 250 ml. Ürünümüzü 2,5 ile çarpalım dediğimizde yine Bisolvon şurubun 1/3 kadarıdır. Tabi bu durum tüm ilaçlarımız için aynı olmayabilir. Ancak ülkemizde ilacın AB ülkelerine göre çok daha ekonomik olduğunu özellikle belirtmek isterim. Ne mutlu halkımıza ki istediği ilacı bulabiliyor. Biz bu ülkede geçmişte ilaç yokluğunu çok çektik. Dış ülkelerden kaçak gelen birçok ilacın olduğunu sektörde çalışanlar çok iyi bilirler. Temennimiz 1978-1979 yıllarda olduğu gibi ilaç sanayi yine yoka girmez. Böyle bir durum hem halkımız ve de ilaç sektöründe çalışanlar için gerçekten çok büyük sıkıntılar doğurur.İlaç sanayini çok ciddi olarak zora sokar. İlacın yoka girdiği dönemlerde birçoğumuz ilaç sanayi çalışanları olarak işimizden olduk. İşsiz kaldık. O günlere tekrar dönmemek için gerekli tüm tedbirleri hep birlikte almak durumundayız. Bu nedenle ülkemizde bunca sorunlara rağmen onurlu meslek yaşamlarını kararlı bir şekilde devam ettirmeye çalışan saygıdeğer tüm eczacılarımıza başarılar dilerim. Saygılarımla. Varol TÜRKER