Slayt 1

advertisement
ÜRETİM, İSTİHDAM
VE İHRACAT
KURULU - TCMB
GÖRÜŞMESİ
8 Kasım 2007
Ankara
1
ÜRETİM, İSTİHDAM VE
İHRACAT KURULU
•
Yüksek faiz ortamının üretim ve ihracat üzerindeki olumsuz etkilerinden
yola çıkan İhracatçı Birlikleri, TİSK, HAK-İŞ, MÜSİAD, TUSKON, TÜGİK,
TÜRSAB, TÜGİAD, UND, TÜMMER, İSEDEF ve TTSD; 23 Ekim 2007
tarihinde TİM öncülüğünde İstanbul’da bir araya geldiler.
•
Bu toplantıda, reel faizlerin, üretim, istihdam ve ihracat hedeflerimize
engel olacak bir düzeyde seyrettiği inancında olan Türkiye İhracatçılar
Meclisi, işçi ve işveren temcilerimiz ve ihracatla ilgili meslek
kuruluşlarımız tarafından, “Üretim, İstihdam ve İhracat Kurulu”
oluşturulması kararı verilmiştir.
•
Bu karar ile birlikte T.C. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu üyeleri ile
sürekli görüş alışverişinde bulunularak iletişim kanallarının
güçlendirilmesinin önemi ortaya çıkmıştır.
•
Bugün burada yaptığımız bu toplantı ile birlikte kurumlar arası iletişimin
geliştirilmesi doğrultusunda önemli adımlar atılması beklenmektedir.
2
TÜRKİYE EKONOMİSİ: YÜKSEK FAİZ VE
DÜŞÜK KUR KISKACINDA
•
Kalkınmada ihracat modelini benimseyen Türkiye’nin, para politikalarının
da bu modele uygun olması kaçınılmazdır. Aynı şekilde makro ekonomik
politikalarında bu modele uygun olması gerekmektedir.
•
Ekonomisi büyük oranda ihracata dayalı olan Çin, ihracatını yüksek
tutmak için yüksek döviz rezervi bulundurarak kendi parasının değerini
düşük tutmaktadır. Aynı şekilde dünyanın en büyük ekonomisi ABD bile
ithalatı ile ihracatı arasındaki dengeyi koruyabilmek, yüksek dış ticaret
ve bütçe açıklarını daha rahat finanse edebilmek için Amerikan dolarının
değerinin düşmesine göz yummaktadır.
•
Türkiye’nin izlediği politikalar ise daha çok spekülatörlere yarar
sağlamakta; üretim, istihdam ve ihracat ile ifade edilen reel sektör bu
ortamda yıpranmaktadır.
3
TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ KIRILGANLIKLARIN
ARKASINDA YÜKSEK FAİZLER VAR!
• Türkiye dünyadaki en yüksek reel faiz oranlarına
sahiptir.
• Yıllık cari açığın 2007’de 34,2 milyar dolara ulaşacağı;
• Dış ticaret açığının 2007’de 62,2 milyar dolara
yükseleceği, Ağustos 2007 dış ticaret açığının 12 aya
extrapole edilmesiyle 75 milyar doları aşan bir ticaret
açığıyla karşılaşabilineceği hesaplanmaktadır.
• Diğer yandan reel efektif döviz kurunun 1995’den bu
yana 188,1’e çıkması, bir başka deyişle Türk Lirası’nın
dünya ekonomilerinin para birimlerinin iki katına
yükselmesinin, üretim, istihdam ve ihracatı büyük bir
baskı altında tutmak sıcak para ve ithalata prim
vermek dışında bir anlamı bulunmamaktadır.
4
ABD DOLARI/YTL
1,9
1,7
1,5
1,3
.0
6
A
ra
.0
6
M
ay
.0
7
E
ki
.0
7
T
em
b.
06
5
Ş
u
yl
.0
E
5
is
.0
N
A
ra
.0
1
M
ay
.0
2
E
ki
.0
2
M
ar
.0
3
A
ğ
u.
03
O
ca
.0
4
H
az
.0
4
K
a
s.
04
1,1
•Aralık 2001’de 1,44 YTL olan paritenin Kasım 2007’de 1,17 seviyelerine
inmesinin de sıcak para ve ithalata dayalı para politikalarının bir sonucu
olduğu, ihracata dayalı büyüme stratejisinin kağıt üzerinde kaldığı ve bu
durumun ekonomimiz ve toplumsal barışımız için büyük bir tehlike
oluşturduğu açıktır.
5
TÜFE BAZLI REEL EFEKTİF KUR ENDEKSİ
(1995=100)
190
165
140
10 aylık
artış % 19
115
90
Eki.01
Eki.02
Eki.03
Eki.04
Eki.05
Eki.06
Eki.07
TÜFE bazlı reel efektif kur endeksinin geldiği nokta da aynı risklerin bir diğer kanıtıdır.
6
KISA VADELİ FAİZ ORANLARI (%)
Ülke
2005
Ülke
2006
Ülke
2007*
1 Brezilya
18,24
1 Türkiye
17,50
1 Türkiye
16,75
2 Venezüella
14,77
2 Brezilya
14,71
2 Arjantin
13,06
3 Türkiye
13,50
3 Endonezya
11,72
3 Brezilya
11,18
4 Mısır
10,70
4 Rusya
11,50
4 Venezüella
11,05
5 Rusya
10,70
5 Venezüella
10,29
5 Güney Afrika 10,75
6 Arjantin
10,06
6 Arjantin
10,19
6 Rusya
7 Pakistan
9,94
7 Pakistan
10,07
7 Pakistan
9,82
8 Endonezya
8,60
8 Mısır
9,21
8 Kolombiya
8,69
9 Filipinler
8,04
9 Güney Afrika
8,20
9 Endonezya
8,12
7,31
10 Macaristan
7,39
10 Güney Afrika
7,11
10 Filipinler
10,00
Kısa vadeli faiz oranlarında 2005’te dünya üçüncüsü olan Türkiye’nin 2006’da ve 2007’de
dünya birinciliğine yükselmesi olumsuz gidişin şiddetlenerek devam ettiğini göstermektedir.
2007*: Kasım rakamları
7
2002’NİN BAŞINDA TÜRKİYE GETİRİLEN 1000 DOLAR 6
SENEYE YAKIN SÜREDE 4376 DOLARA YÜKSELDİ
Portföy
(Dolar)
Yılbaşı
Portföy
(YTL)
Yılbaşı
Mevduat
Faizi (%)
Portföy
(YTL)
Yıl Sonu
Portföy
(Dolar)
Yıl Sonu
Yıllık
Dolar Bazında
Kazanç (%)
Kümülatif
Getiri
(%)
2002
1000
1448
48,2
2145
1302
30,22
30,22
2003
1302
2145
28,6
2759
1971
51,35
97,09
2004
1971
2759
22,1
3369
2509
27,30
150,90
2005
2509
3369
20,4
4055
3008
19,88
200,78
2006
3008
4055
23,7
5017
3552
18,11
255,24
2007
3552
5017
22,1
5203
4376
23,20
337,64
2002 yılının başında bozdurulup TL yıllık mevduatına plase edilen 1000 doların,
2007 yılı Ekim sonunda 4376 dolara yükselmesi, bir başka anlatımla sıcak para
mekanizması ile yabancı spekülatörlere dolar bazında yıllık yüzde 60 civarında
getiri sağlanması dünyada örneği az bulunur bir mali yük altında
bulunduğumuzun kanıtıdır.
1.
2.
3.
Kaynaklar: Hazine, TCMB
Döviz Kuru: TCMB Dolar Satış
2007 için 5 Kasım 2007 tarihi baz alınmıştır
8
YÜKSEK FAİZ POLİTİKASI NELERE
SEBEP OLMAKTADIR?
• Değerli YTL’nin asıl sebebi yüksek faiz politikasıdır.
• Aşırı değerli YTL özellikle ara malları olmak üzere yüksek
miktarda ithalatı özendirmektedir. Bunun sonucunda Türkiye’nin
tüm ihracatı bile hammadde ve ara malları ithalatını karşılamakta
yetersiz kalmaktadır.
• Cari açığın finanse edilmesinde istikrarsızlık vardır, çünkü kalıcı
doğrudan dış yatırım yerine yüksek faiz oranları dolayısıyla
portföy yatırımlarına dayanmaktadır.
9
120.000
103,4
95,8
95,0
120
93,4
89,9
100.000
(%)
(Milyon $)
İTHALATA BAĞIMLI SANAYİ:
TOPLAM İHRACAT İLE ARA MALI VE HAMMADDE
İTHALATININ KARŞILAŞTIRILMASI
86,6
85,4
100
80.000
80
60.000
60
40.000
40
20.000
20
0
0
2001
2002
2003
2004
Hammadde ve Ara Malı İthalatı
2005
Toplam İhracat
2006
Oran
2007Eyl
10
İŞSİZLİK TEHLİKELİ BİR SOSYAL SORUN
OLMA YOLUNDA
• İşsizlik gelir dağılımı dengesini bozucu, kitleler arasında mali ve
manevi uçurumlar açan tehlikeli bir sosyal sorundur. Türkiye’deki
mevcut rakamlar işsizliğin sosyal bir felakete doğru yol aldığını
göstermektedir.
• TUİK verilerine göre Türkiye’de işsizlik yüzde 8,8 seviyesindedir.
Bu oran, gençlerde ise yüzde 20 oranına varmaktadır.
• Dahası, Türkiye’de çalışanların yarısı da kayıt dışı olarak
çalışmaktadır. TUİK’in açıklamış olduğu Temmuz 2007
rakamlarına göre kayıt dışı istihdamın toplam istihdama oranı
yüzde 48,9’dur.
11
ENERJİ FİYATLARI
KARŞILAŞTIRMASI ($)
2003 2004 2005 2006 2007
Kasım Kasım Kasım Kasım Kasım
SÜPER BENZİN
$/LT
1,18
1,55
1,90
1,86
2,60
MOTORİN
$ / LT
0,89
1,20
1,49
1,50
2,16
FUELOIL
$/ LT
0,85
1,28
1,60
1,58
1,99
DOĞALGAZ
$/m3
0,21
0,20
0,27
0,36
0,44
Kaynak: Doğal Gaz İGDAŞ; Benzin, Motorin,
Fuel Oil OPET AŞ, USD TCMB
12
ENERJİ FİYATLARI DOLAR BAZINDA
4 YILLIK ARTIŞ ORANLARI
2003-2007
MOTORİN
FUEL OİL
BENZİN
DOĞAL GAZ
% 142,24
% 135,76
% 119,49
% 111,01
13
TARIMSAL ÜRETİM VE İHRACAT
TIKANIYOR!
• Tarım sektörü Türkiye’de istihdam açığını kapatan bir yapıya
sahiptir. Zira TUİK rakamlarına göre yüzde 8,8 olan işsizlik oranı,
tarım dışı sektörlerde yüzde 11,6’ya kadar çıkmaktadır.
Türkiye’de tüm çalışanların yüzde 33,5’i tarım sektöründe
istihdam edilmektedir. Yani üç kişiden birisi tarım sektöründe
çalışmaktadır.
• Ancak mevcut kur politikası ve yüksek reel faiz oranları Türkiye
toplumsal barışının güvencesi olan tarım sektörüne darbe
vurmaktadır. İthal girdi oranı düşük olan bu temel sektörümüzün,
aşırı değerli TL nedeniyle üretim ve ihracat yapması
zorlaşmaktadır.
• Çalışan üç insanımızdan birisini istihdam eden bu sektörün
tıkanması demek, çok büyük sosyal patlamaları göze almak
demektir.
14
TURİZM DE YÜKSEK FAİZ
POLİTİKASINDAN ETKİLENİYOR!
•
Turizm sektörü de tarım gibi mevcut kur politikasından büyük zarar
görmektedir. Tüm girdilerini yurt içinden karşılayarak, ülke ekonomisine
önemli bir çarpan etkisi sağlayan turizm sektörü, kur politikası nedeniyle
zorlanmaktadır.
•
Bunun en büyük nedeni turizm şirketlerinin YTL cinsinden maliyetleri her
geçen gün artarken, döviz cinsinden elde ettikleri gelirlerin gerilemesidir.
Bu durumda turist sayısı artsa bile gelir aynı oranda artmamaktadır.
•
Diğer taraftan düşük kur ithalatı özendirmekte, dolayısıyla yurtdışı tatil
fırsatlarını daha cazip kılarak yerli turist sayısını azaltmaktadır.
•
Üstüne üstlük, Türkiye’ye turizmde rakip olan ülkelere göre çok daha
yüksek KDV oranları uygulamamız durumu daha da ağırlaştırmaktadır.
•
Yerel katma değeri tarım, doğaltaş ve mermer sektörlerimizle birlikte en
yüksek sektör olan turizm, yüksek cari açığımızın en önemli finansman
kaynaklarından olup kendi kaderine terk edilmemesi ülkemizin geleceği
açısından son derece önemlidir.
15
DIŞ TİCARET AÇIĞI (ml $)
0
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006 2007T
-10000
-10.065
-14.084
-18.947
-20.402
-22.298
-30000
-26.728
-20000
-40000
-50000
-60000
-15.495
-22.087
-34.373
-43.298
-54.314
-62.200
-70000
16
GELİŞMEKTE OLAN PİYASALARDA CARİ AÇIK
(SON 12 AYLIK) (milyar $)
Ülke
Rakam
Tarih
Türkiye
33.2
2007 Ağu
Güney Afrika
17.4
2007 2Ç
Polonya
14.6
2007 Ağu
Hindistan
9.7
Pakistan
7.1
2007 2Ç
2007 2Ç
Meksika
7.0
2007 2Ç
Macaristan
6.8
2007 2Ç
Çek Cumhuriyeti
5.9
2007 Ağu
Kolombiya
4.8
2007 2Ç
17
CARİ AÇIK (ml $)
10000
5000
3.390
1.984
0
-5000
-10000
1996
1997
1998
1999
2000
-1.344
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007*
-1.522
-2.437-2.638
-9.819
-6.850
-15000
-20000
-25000
-15.410
-22.852
-30000
-35000
-32.775
-34.189
-40000
2007*: TCMB, Beklenti Anketi, Ekim 07
18
CARİ AÇIĞIN GSMH’A ORANI
4
2,40
2
0
2001
-2
-4
-6
2002
-0,99
2003
2004
2005
2006
2007T
-3,36
-5,16
-6,26
-7,90
-8
-8,20
-10
19
DÖVİZ KURU GERÇEKTEN ARZ-TALEBE
GÖRE Mİ BELİRLENİYOR?
• TC Merkez Bankası’nın döviz kurunda oynaklıkları takip
edip, kurlarda her iki yönde oluşan aşırı durumlarda
piyasaya doğrudan müdahale ettiği iddiası da gerçeklerle
örtüşmemektedir. Nitekim Mayıs 2006’da döviz kurlarının
artış trendine girmesi üzerine % 4,25 oranında bir faiz
artırımına giderek bir balyoz operasyonu gerçekleştiren
Merkez Bankamız, dövizin yerlerde süründüğü bu günlerde
yarım puanlık göstermelik indirimlerle bir bakıma döviz
değerinin düşüşünü hızlandırmaktadır.
• Her ne kadar Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın
dalgalı kur rejimi uyguladığı, bu rejimde kurların arz ve
talep koşullarına göre belirlendiği iddia edilmekte ise de,
dünyanın en yüksek reel faizlerini uygulayan, sıcak paraya
dolar bazında %60’a yakın ortalama yıllık gelir sağlayan bir
ülkede arz ve talep koşullarından söz etmenin mantığını
anlamak güçtür.
20
SONUÇ VE ÖNERİLER
• Üretim, istihdam ve ihracatın mevcut sıcak para ve
yüksek faiz politikalarıyla sürdürülemeyeceği,
ülkemizin büyük ekonomik ve sosyal risklerle karşı
karşıya olduğu inancında olan Kurulumuz;
- Sıcak paranın önemli bir oranda doğrudan yabancı
yatırımlara dönüştürülerek ülke kaynaklarının istismar
edilmesinin önlenmesi, üretim, istihdam ve ihracata
katkıda bulunan bir yapıya kavuşturulması;
- Yüksek faiz politikasının terk edilerek kurların tedrici
bir biçimde olması gereken değerlere yaklaştırılması;
gerektiği görüşündedir.
21
TEŞEKKÜRLER
22
Download