Merkez Bankası faizleri indirmek için beklemesin İ.Hüseyin Yıldız Merkez Bankası’nın temel görevinin fiyat istikrarını sağlamak olduğunu biliyoruz. Merkez Bankası da, kendisine yönelik tüm eleştirileri, bu görev tanımını hatırlatarak cevaplıyor. Uluslararası ve yurtiçi gelişmelere baktığımızda, fiyat istikrarı hedefinden vazgeçmeden, faiz indirmek için uygun bir dönemden geçmekte olduğumuz görülüyor. Sürecin bundan sonra da mevcut haliyle devam etmesi, YTL’yi değerlendiren, iç talebi düşüren yapısı ile zarar verici olacaktır. Son veriler göstermektedir ki, iç talep kontrol altına alınmıştır. Büyüme zayıflamıştır. Faizlerin yüksek kalması ise YTL’yi güçlendirmektedir. Güçlü YTL, sadece ithal tüketim mallarının değil, ithal ara mallarının da kullanımını desteklemektedir. İhracata konu üretimin de büyük kısmı ithal girdiler yoluyla gerçekleşmektedir. Yani, ihracat artışı yerli üretimle değil, ithalat ile gerçekleşebilmektedir. Bu nedenle de, cari açığın bu süreçte küçülme olasılığı çok fazla değildir. Bu gelişme, yol açabileceği çok yıkıcı olumsuz sonuçlar düşünülmeden, bir başarı öyküsü olarak anlatılıyor. Bu sürecin en tehlikeli yanı; üretim tarafını hiç desteklememesidir. Ara malları ve yatırım malları ithalat yoluyla sağlandığı ve koşullar bunu desteklediği sürece, Türkiye’ de yeni yatırım yapılması teşvik edilmiş olmayacaktır. Mevcut büyüme sürecinin sürdürelemez olması, tam da bu yüzdendir. Türkiye’nin, şu anda geldiği noktada birinci sıraya yükselmiş olan sorunu, “enflasyon değil büyümedir.” Büyümenin de, sürdürülebilir bir niteliğe kavuşturulması, yani yatırımlara dayandırılması gerekmektedir. Merkez Bankası, mevcut koşullarda, daha fazla beklemeden faizleri indirebilir. Şu anda çok yüksek bir reel faiz ödenmektedir ve bu seviye sadece, yeni sermaye girişlerine yol açmaktadır. Diğer yandan, bir tespit yapıp şunu da hatırlatmak gerekiyor: Geçen yıl mayıs ayında faizlerin artmasına yol açan koşullar sonradan ortadan kalktı. Bu nedenle, bizimle birlikte faizlerini artırmış olan birçok ülke de faiz indirimine gitti. Ancak, biz halen aynı seviyemizi koruyoruz. Faizlerin, bir defada eski seviyesine (% 13,25) getirilmesini kimse beklemiyor. Ancak, bu defa yapılacak faiz indiriminin dişe dokunur bir oranda olması bekleniyor. Bu da, en az 50 baz puana işaret etmektedir. Yurtdışı gelişmeler de faiz indirimi için ideal koşulları sunmaktadır. Şu dönemde yapılacak bir indirim, piyasalarda halen bir para bolluğu yaşandığı için, para çıkışına ve dolayısıyla YTL’ nin değer kaybına da yol açmayacaktır. Türkiye ekonomisi, daha uzun süre, yüksek faize dayalı bu saadet döngüsü sistemi ile gidemeyecektir. Merkez Bankası, kendisine itibar kazandıran son faiz indiriminde olduğu gibi, pro-aktif davranmalı ve piyasaların önünden gittiğini gösterebilmelidir. Kaynak: http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=94492,10,28