Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi www.e-sosder.com ISSN:1304-0278 K 2005 C.3 S. 11 (56-65) KUR AN IN NASSINA AYKIRI OLDU U HALDE TEFS R K TAPLARINDA YER VER LEN HABERLER Dr. Ahmet ÇEL K D. Ü. Ziya Gökalp E itim Fakültesi lkö retim Bölümü e-mail: acelik@dicle.edu.tr ÖZET Kur an- Kerim nazil oldu unda Araplar ümmi idiler. Kur an n en büyük özelli i veciz ve muciz olu udur. Olaylar k sa ve veciz bir ekilde anlat rken, ayn konular di er kitaplarda geni yer verilmi ti. Yeni Müslüman olmu Araplar Kur a n n k sa de indi i konular Ehlkitaba sorma ihtiyac n duymu lar. Dolay s yla Kur an n tefsiri yap l rken onlardan gelen menkulata da yer vermi ler. Hatta baz müfessirler o kadar kendilerini buna kapt rm lar ki, bu sözleri hiçbir tenkit süzgecinden geçirmeden eserlerine alm lar. Biz de Kur an n özüne ayk r dü en bu tür haberleri tesbit edip ortaya ç karmaya çal t k. ABSTRACT When the Holy Koran was gone down, arabs were illiterate. The biggest property of Koran is being pithy and miraculous. When it explains events shortly and pithy, other holy books explain same events extensively. When arabs became muslim, they needed to ask subjects to People of the Book which are discussed shortly in Koran. Some interpreters wrote these words without criticizing. We study to determine and reveal knowledges contrary to Koran s core. G R srailiyyat israiliye kelimesinin ço uludur. Kelime israili bir kaynaktan aktar lan k ssa veya hadise manas nad r. srail, rivayetlere göre Hz. Ya kub (as) un ismi veya lakab d r (1). srailiyattan maksad n ne oldu u ve kelimenin st lah manas na gelince, kelime her ne kadar tefsire girmi Yahudi kültürünü ifade ediyorsa da, bunda bir inhisar dü ünülemez. slam a ve özellikle tefsire girmi olan Yahudi, H ristiyan ve di er dinlere ait kültür kal nt lar yla, dinin gerek lehine ve gerek se aleyhine uydurulup Hz. Peygambere ve onun muas rlar olan sahabe ile müteakip nesillere izafe edilen her türlü haber, israiliyyat kelimesinin manas içine girer (2). slamiyet in zuhur etti i as rda, hem Yahudilerin ve hem de H ristiyanlar n kendi çaplar nda birer medeniyetleri mevcut idi. Bu iki medeniyetin de muayyen ölçüler dahilinde slamiyet e tesir etti i malumdur. Bunlardan Yahudilik, slamiyet in do up geli ti i bölgelerde Yahudilerin fazlaca bulunmas slam' n bidayetinden itibaren Müslümanlarla kayna malar ve bunun neticesi olarak, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi www.e-sosder.com ISSN:1304-0278 K 2005 C.3 S. 11 (56-65) baz lar n n Müslümanl kabul etmeleri, Yahudilere ait menkulat n slamiyet e di erlerinden daha fazla girmesine sebep olmu tur. Keza, Yahudi milletinin çoklu u ve her tarafa yay lmalar , özellikle Müslümanlarla geni ölçüde kar malar , ticaret ve kültür al -veri i yapmalar n n da bunda müessir oldu u muhakkakt r. Yahudi ve H ristiyan Dini nin mensuplar na ait hurafe ve safsatalar n tefsirde müessir olu unun di er bir nedeni de, mukaddes kitab m z Kur an- Kerim in bu milletlere ve mensup olduklar dinin kitaplar na s k s k at fta bulunmas d r (3). Kur an- Kerim nazil oldu u s rada Araplar ümmi idiler, ilim ve kültür bak m ndan terakki etmemi lerdi. Ekseriyeti ümmi ve saf olan bu yeni iman n sahipleri, merak ettikleri baz eyleri, evvelce kendilerinden daha üstün tan d klar Ehl-i Kitap ve bilhassa Yahudilere sormaya ba lad lar (4). Kur an- Kerim in büyük özelli i veciz ve muciz olu udur. As l kaynak itibariyle ilahi vasfa malik Tevrat ve ncil deki baz konulara, Kur an da da temas edilir. Amma Kur an n temas etti i eyler bazen son derece k sad r, tafsilattan uzakt r. Kur an, temas etti i k ssa ve olaylar n cüz iyat na inmez. Ekser ahvalde yer ve zaman tayin etmez. Gaye tarihi vak a anlatmak de il, ibret dersi vermektir. Buna kar l k, özde mü terek olan k ssalar Tevrat ve ncil de yerine göre son derece uzun ve tafsilatl d r. te bundan dolay , sahabe gerekti inde Ehl-i kitaba ba vurmu , bu tafsilat dinlemi veya ba vurmadan bilhassa mühtediler kanal yla anlat lanlar benimseyenler olmu tur (5). srailiyata ait menkulat, Kur an da k sa ve kapal olarak zikredilen k ssalar etraf nda dönmü ve aralar ndaki bo luklar doldurmak için di er din mensuplar na veya kitaplar na müracaat ederek tamamlay c bilgiler tenkit süzgecinden geçirmeksizin aktar lm t . Bu menkulat, zamanla ço alm ve dikkatsiz olan Müfessirler, eserlerinde bu gibi eylere, hatta Kur an n ruhuna ayk r olan baz haberlere yer vermi lerdir. Bu tür haberlerin islami kaynaklara girmesinin bir sebebi de, yeni Müslüman olan Araplar n ümmili inin yan nda, slamiyet e di er dinlerden yeni giren mühtedilerin ahsi durumlar d r. Bunlardan bir k sm samimi Müslüman olmu lar, fakat psikolojik bir hal olarak, bir ömür boyunca ya ad klar eski dinlerinin kafalar na yerle tirdi i al kanl klardan kurtulmam lar, ellerinde olamayarak eski dinlerinde olan baz baz lar slamiyet i eyleri, yeni dinde de görmek istemi lerdi. Fakat, bunlardan menfaatleri için kabul ettiklerinden, bu dini dü man olarak görmü ler, onu zay flatmak için, uydurma olan eyleri kas tl olarak sokmu lard r. Buna tabiiler devrinden itibaren müfessirler aras nda ba layan ve Kur an- Kerimde hiçbir müphem b rakmamas gayesi güden h rsl gayretin de büyük tesiri oldu unu ilave etmemiz yerinde olur. Yahudilerden al nan haberlerin nakline ait Hz. Peygamber den baz hadisler (6) rivayet edilmi tir. Ulema, bu hadislerin alt nda israiliyata ait haberleri k saca üçe ay rm t r: 1. Sahih bir ekilde Hz. Peygamberden menkul olanlar ki, bunlar n kabulünde hiçbir üphe yoktur. (Hz. Musa ya arkada l k yapan kimsenin H z r oldu una dair yap lan rivayet gibi) (7). 2. Yalan oldu u a ikar ve eriata muhalif olanlar. Kabulüne aklen de imkan olmayan bu k s m haberlerin kabulü de, rivayeti de caiz de ildir. 57 Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi www.e-sosder.com ISSN:1304-0278 K 2005 C.3 S. 11 (56-65) 3. Birinci ve ikinci k sma dahil olmayanlard r. Bunlar n lehinde veya aleyhinde hiç bir ey söylenmemi tir. Müslümanlar bunu ne tasdik, ne de tekzip eder. Bunlar hikaye etmek caizdir. Bu k sma giren haberlerin ekserisinde, dinen hiçbir fayda mevcut de ildir. Ve lüzumsuz söz kalabal ndan ibarettir. Kabul etmek gerekir ki, do rusunu e risinden ay rt etmeksizin Ehl-i Kitaptan yap lan bu tür nakiller slamiyet e büyük zararlar getirmi tir (8). Bu ara t rmam zda sadece Kur an n nass na ayk r olan haberlere yer verilecektir. Di erleri konumuzun d nda kalacakt r. imdi tespit edebildi imiz bu tip haberleri sunmaya çal al m: 1. ADEM LE HAVVA NIN ALLAH A RK KO MALARI Allah onlara kusursuz bir çocuk verince, kendilerine verilen ey hakk nda Allah a ortak ko tular. Allah onlar n ko tuklar eyden münezzehtir. (9) ayetinin tefsirinde baz müfessirler, konu ile alakal de i ik rivayetleri naklederler: bnu Abbas dan yap lan rivayete göre, Adem ve Havva eytana uymada Allah a irk ko tular. Fakat ibadette irk ko mad lar. krime den yap lan rivayete göre, Adem ve Havva Allah a ortak ko mad lar. Ancak do an çocuklar ya am yordu. Bunun üzerine eytan kendilerine: ayet çocu unuzun ismini Abdülharis koyarsan z ya ar dedi. Onlar da çocu unun ismini Abdülharis koydular. Bunun üzerine Allah: Kendilerine verdi imiz ey hakk nda Allah a irk ko tular demi tir. Uleman n bir k sm na göre, Adem, Allah a irk ko mad . Zira Adem (as) nebi olup, irkten beridir. Fakat çocuklar n n ya amas ve annelerinin selameti için çocuklar n n ismini, eytan n tavsiyesiyle Abdülharis koydular. Bunun üzerine Allah, Adem e itapta bulunmu tur (10). Bu olay nakleden müfessirlerden bir k sm , böyle bir eyin Kur an n nass na ayk r dü tü ünü beyan ederken (11), bir k sm da susmay ye lemi tir (12). Nitekim bni Kesir: bnu Abbas ve Katade den gelen rivayetlerin mercii Ka bü l-Ahbar ile Vehb bin Münebbih tir. Bu haberler Kur an n ruhuna ayk r d r demi tir (13). Bu ayetin tefsirini yapan müfessirlerin ço u Adem in nefsinde sonra gelecek- çocuklar na hitap oldu unu, onlar n irk ko tuklar n belirtirler (14). 2. HARUT VE MARUT ADLI MELEKLER N BÜYÜK GÜNAH LEMELER Halbuki Süleyman asla kafir olmad . Fakat o eytanlar kafirdiler ki, insanlara sihri ve Babil deki iki mele i, Harut ve Marut a indirilen eyleri ö retiyorlard (14) mealinde olan ayetin tefsiri esnas nda u rivayetlere yer verilmi tir. Bir rivayete göre, melekler insanlar n i ledi i günahlar görünce onlar ay plad lar ve Allah a: Yeryüzüne halife olarak seçti in bu günahkarlar m d r? dediler. Cenab- Hak da: E er onlara verdi imiz nefis sizde olsayd ayn eyleri siz de yapard n z cevab n verdi. Onlar: mkans z, biz böyle bir ey yapmay z ve bu bize yak maz dediler. Bunun üzerine Cenab- Hak: En huylunuzdan iki melek seçiniz emrini verdi ve onlar da, Harut ve Marut u seçtiler. Harut ve Marut, onlar n içinde 58 Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi www.e-sosder.com ISSN:1304-0278 K 2005 C.3 S. 11 (56-65) Allah a en çok ibadet eden ve en iyi huylu olan iki melekti. Bunlar bir insanda mevcut olan ehvet gibi huylar ve benzeri hallerle teçhiz edilip yere indirildiler. Vazifeleri, gündüz halk n davalar na bakmakt , ak am olunca tekrar semaya uruc edeceklerdi. Allah kendilerini, irkten, haks z yere bir kimseyi katletmekten, içki içmekten ve zinadan men etmi ti. Vazifeleri gere ince gündüz halk n davas na bak yorlar, ak am olunca da, sm-i Azam okuyarak semaya ç k yorlard . Günün birinde kendilerine, insanlar n en güzellerinden olan Zühre isimli bir kad n müracaat etti. Bu kad n Lahm kabilesindendi (bir rivayete göre, ranl ve memleketinin melikesiydi). Kad n n ikayeti kocas ile ilgili idi. Melekler bu kad n görünce, içlerine kurt dü tü ve ondan murat almak istediler. Kad n onlar n bu teklifini reddetti. Israrlar üzerine kad n: Siz davay benim lehime karara ba lamad kça ben size evet demem dedi. Bunun üzerine kad n n iste ini yerine getirdiler. Kad n, onlar n teklifine yine yana mad ve ikinci olarak onlardan kocas n öldürmelerini istedi. Onlar da öldürdüler. Kad n yine onlar n isteklerine yana mad ve onlardan üçüncü art yerine getirmelerini istedi ki, o da içki içmeleri ve gösterdi i puta secde etmeleriydi. Bu artlar da yerine getirdiler. Melekler tekliflerini tekrarlay nca, kad n bu defa da onlardan, kendilerini gö e yükselten eyi ö retmelerini istedi. Onlar da kad na sm-i Azam ö rettiler. Kad n sm-i Azam okuyarak göklere yükselince, Allah onu bir y ld za tebdil ediverdi. Ak am olunca, iki melek adetleri gere i gö e ç kmak istediler. Lakin, kanatlar kendilerine itaat etmedi. Ba lar na gelen felaketi anlay nca, dris (as) e müracaat ettiler. Kendisinden efaat dilediler. O da kabul etti. Neticede, Allah kendilerini, dünya azab yla ahiret azab ndan birini tercih etmeleri için f rsat verdi. Onlar, k sa süreli oldu u için dünya azab n tercih ettiler. imdi onlar, Babil de cezalar n çekmektedirler. Onlar n, saçlar ndan as l olduklar söylenmektedir ve bu durum, k yamet kopuncaya kadar devam edecektir (15). Baz islami kaynaklarda, k ssan n tam bir düzmece oldu u belirtilere, (16) k ssada meleklere günah i lettirilmi tir. slam inanc na göre melekler, masumdurlar. Kendilerinden ne küçük ve ne de büyük günah sad r eder (17). 3. DAVUD(AS) A N SBET ED LEN EYLER Sana davac lar n haberi geldi mi? Hani onlar duvardan mescide t rmanm lard mealinde olan bu ve devam ndaki ayetlerde (18) anlat lan hadise ile ilgili olarak tefsirlerde u hikayeye yer verilmi tir: Rivayete göre, Davud (as) bir gün mihrab na girmi kap y örtmü , namaz ve niyazla, Zebur okumakla i tigal ediyordu. Bu esnada, alt ndan bir güvercin eklinde kendisine eytan gelir. srail o ullar na, bu ku ile Allah n kudretini göstermek maksad yla onu tutmak ister. Lakin her var ta güvercin uçar. Derken güvercin bir deli e (dar bir yere) girer. Davud (as) da arkas ndan onu takip eder. Güvercin gözden kaybolunca etraf gözetler, o s rada yan ndaki bostan n içinde ç plak bir kad n n banyo yapt n görür. Kad n n güzelli i Davud (as) u hayrette b rak r. Kad n Davud(as) u görünce saçlar yla vücudunu örter. Davud (as), bu kad n kimin han m oldu unu ara t r r, neticede 59 Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi www.e-sosder.com ISSN:1304-0278 K 2005 C.3 S. 11 (56-65) Urya n n kar s oldu u ortaya ç kar. Davud (as) kar s na göz dikti i bu adam müteaddit muharebelere göndermek ve hep ön safta bulundurmak suretiyle ölmesini arzular. Bu maksatla Davud (as) ba komutana, Urya ya Tabut u ta ma görevini vermesini ister. Tabut ordunun önünde tutuldu u için onu ta yanlar n ehit olma ihtimali daha fazla idi. Ba komutan Davud (as) un emrini yerine getirir ve bir müddet sonra Urya ehit dü er. Han m n n iddeti bitince onunla evlenir ki, bu kad n Süleyman(as) n annesidir (19). Uleman n beyan na göre, bu k ssay nakledenler Davud (as) a unlar isnat etmi oluyorlar: 1. Davud (as) ç plak kad na bakm , 2. Ç plak gördü ü kad n almak için nefsine tabi olmu , 3. Kocas n dolayl ekilde öldürtmü . Bu acayip eylerin tefsirlere geçmesi üzücüdür. Zira bunlar n hepsi israiliyyat kabilinden haberlerdir (20). 4. GARAN K HAD SES Ey Muhammed! Senden önce gönderdi imiz hiçbir elçi ve peygamber yoktur ki, her eyi arzulad zaman eytan onun arzusuna vesvese kar t rmam olsun. Allah eytan n kar t rd n giderir. Sonra Allah, kendi ayetlerini tahkim eder. (21) ayetinin tefsirinde bnu Abbas dan u haber nakledilir: Hz. Peygamber, Allah tan ald emirleri durmadan tebli ediyordu. Israrl davetine ra men mü rikler hiç oral olmuyorlar, gittikçe ondan uzakla yorlard . Bunun üzerine Hz. Peygamber Allah tan, kendisiyle kavmini birbirlerine yakla t rma temenni ve i tiyak nda bulundu. Zira kavminin iman etmesinde çok h rsl davran yordu. Kavmi ile ili kisi bu durumda iken, bir gün Kurey liler de haz r bulunduklar yerde Hz. Peygamber e Necm suresi nazil oldu. Resulullah (sav) Necm suresini okumaya ba lad . 20. ayeti okuduktan sonra, daha önce kalben mü riklere meyletme iste inden dolay eytan ona unu da okutturdu: Bu putlar yücedir, kendilerine tapan ki ilere efaat edebilirler . Kurey mü rikleri bunu duyunca çok sevindiler, Hz. Peygamber (sav) sureyi hepsini okuyup bitirdi. Sureden sonra orada bulunan mü min ve mü riklerin tümü secdeye kapand lar, ancak mü riklerden Vehb b. Mu ire ile Saik b. As çok ihtiyar olmalar ndan dolay secdeye gidemediler, yerden toprak al p al nlar na sürdüler. Mü rikler, Hz. Peygamber in putlar övmesine çok sevindiler ve: Muhammed alihelerimizi en güzel ekilde övdü. Muhammed alihelerimizi böyle güzel vas flarla övdükçe onun yan nda yer al r z dediler. O gün ak am olunca, Hz. Peygamber e Cibril (as) gelerek: Ya Muhammed! Sana Allah tan getirmedi im baz eyleri bu gün insanlara tebli ettin dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) çok üzüldü. Kendisine ve kavmine bir musibet ve belan n gelmesinden korktu. Hz. Peygamber (sav) bu endi e içinde k vran rken, yukar da mealini verdi imiz ayet nazil oldu (22). Ehl-i tahkik alimlerince bu k ssa uydurma ve bat ld r; Kur an, sünnet ve akla ayk r d r (23). 60 Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi www.e-sosder.com ISSN:1304-0278 K 2005 C.3 S. 11 (56-65) 5. Hz. PEYGAMBER N ZEYNEB E GÖNLÜNÜ KAPTIRMASI Ey Muhammed! Allah n nimet verdi i ve senin de nimetlendirdi in kimseye: b rakma, Allah tan sak n diyor, Allah n aç a vuraca E ini eyi içinde sakl yordun. nsanlardan çekiniyordun; oysa Allah tan çekinmen daha uygundu. Sonunda Zeyd e iyle ili kisini kesti inde onu seninle evlendirdik, ki, evlatlar e leriyle ilgilerini kestiklerinde onlara evlenmek konusunda mü minlere bir sorumluluk olmad bilinsin (24) ayetin tefsirinde u haber nakledilir: Hz. Peygamber, Zeyneb i kölesi Zeyd ile evlendirir. Bir müddet sonra, bir ihtiyaçtan dolay gitti i Zeydin evinde gözü ona ili ir. Gönlüne hiçbir be erin kendisinden kurtulamad Bunun üzerine: Kalpleri de i tiren Allah bir his dü er. tenzih ederim sözü peygamberin a z ndan dökülür. Bunu duyan Zeyneb, kocas n durumdan haberdar eder. Bu sözlerin ne manaya geldi ini derhal anlayan ve art k Zeynep ile sohbeti muvaf k görmemeye ba layan Zeyd, Hz. Peygamber e var r ve: Ben e imden ayr lmak istiyorum der. Buna kar l k Hz. Peygamber: Ne oldu sana? Yoksa onun her hangi bir hali seni üpheye mi dü ürdü? der. Hay r, Allah a yemin ederim ki, ondan hay r ve iyilikten ba ka bir ey görmedim, lakin soyunun asaletinden dolay bana kar büyükleniyor cevab n verir (25). Baz müfessirler, dünyadan elini ete ini çekmi masum bir peygambere bunlar isnad etmenin do ru olmad n beyan ederler (26). Nitekim bni Kesir, bu konuda ileri geri çok eyler söylenmi , bunlar yak k bulmad m için eserimde zikretmeyi dahi uygun görmedim. Bu tip haberler çok gariptir der (27). 6. LK YARDILI IN PAZAR GÜNÜ BA LAMASI O, (Allah) gökleri ve yeri aralar nda olan eyleri alt günde yaratan, sonra ar üstünde hükümran oland r (28) ayetinin tefsirinde u haber nakledilmi tir: Abdullah b. Selam, Ka bü l-Ahbar, Dahhak ve Mücahid den yap lan rivayete göre, Allah yaratma i ini pazar günü ba lam , cuma günü bitirmi tir. Yahudiler cumartesi gününü bayram seçtiler. Allah cumartesi günü bir ey yaratmad (29). Ka bü l-Ahbar ve arkada lar n n nakletti i bu haber israiliyattand r, kayna k tab- mukaddestir.(30) Yahudi inanc na göre Allah, kainat yarat nca yoruldu, cumartesi dinlendi (31). Yukar daki haberde bu inanc teyit edici bir durum söz konusudur. 7. NUH TUFANINDA BO ULMAYAN DEV Hud suresinin 44. ayetinin tefsirinde u haber nakledilir: Rivayete göre, Avc b. Unuk dan ba ka herkes Nuh Tufan nda bo uldu. Bu dev çok uzundu. Tufanda su ancak beline ula abildi. Bundan dolay Tufanda bu dev ölmedi. Bo ulmamas n n bir sebebi de, Nuh a gemi yap m için hint ard c a ac n n kerestesini am dan bu dev getirmi ti. Gemi yap m nda Nuh a yard mc oldu u için Allah onu kurtard (32). 61 Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi www.e-sosder.com ISSN:1304-0278 K 2005 C.3 S. 11 (56-65) Masallara konu olacak çapta tarif ve tasvir edilen Avc b. Unuk la ilgili haberler israiliyattan oldu u gibi Kur an n nass na da ayk r d r (33). Nuh(as) un o lu ölür de, Avc b. Unk nas l ölmez(34). Üstelik Nuh(as): Rabbim! Yeryüzünde hiçbir inkarc y b rakma (35) diye dua etmi , bunun üzerine de Cenab- Allah da: Hepsini helak ettik buyurmu tur (36). 8. EYYUB (AS) UN ÇÖPLÜ E ATILMASI Enbiya suresinin 83-84. ayetlerinin tefsirinde müfessirler u k ssay naklederler: Vehb b. Münebbih in rivayetine göre, eytan, Allah tan kendisini, Eyyub a musallat etmesini ister. Allah da onun iste ini kabul eder. eytan n iste i üzerine önce bütün mal sonra çocuklar , Allah tan gelen bir musibetle yok olurlar. Bunlara kar sabr n yitiremeyen Eyyub (as) un yine eytan n iste iyle s hhat da bozulur. iddetli bir hastal a müptela olur. Tüm bedenine kurtlar dü er, han mlar onu terk eder, sadece Yusuf un k z olan Rahme onun yan nda kal r. Herkesin kendisinden tiksindi i Eyyub (as) u köyün çöplü üne atarlar. Bir müddet bu durumda kald ktan sonra Allah a dua ederek eski s hhat na kavu ur (37). Eyyub n imtihan ile ilgili Vehb b. Münebbih in rivayet etti i uzun k ssa, tamam yla israiliyatt r ve peygamberlerin an na yak maz (38). Bu k ssada Eyyub a nisbet edilen eyleri salim bir ak l kabul etmez, bunlar Kur an ve hadis de do rulamaz. Bilakis Kur an n nass na ters dü er (39). 9. BRAH M(AS) N YILDIZA, AYA VE GÜNE E TAPMASI En am suresinin 76. ayetin tefsiri münasebetiyle u haber nakledilir: Rivayete göre, Hz. brahim i, annesi bir ma arada dünyaya getirmi ti. Bu ma arada on be gün kal r. Bundan sonra annesine: Beni ma aradan ç kar da bakay m dedi. Karanl k bast ktan sonra annesi onu ma aradan ç kar r. brahim gö e bakt nda bir y ld z gördü ve: Benim rabbim i te bu y ld zd r dedi. Y ld z kaybolduktan sonra: Ben kaybolan nesneleri sevmem dedi. Bundan sonra ay do du.. brahim ay n ayd nl n gördü ünde: te benim rabbim budur dedi. Ay da bat nca: Rabbim kendisi beni ir ad etmese, ben azg nlardan olurum dedi. Gün ayd nlan nca güne do du, brahim onu daha büyük görünce: te benim rabbim budur; bu, hepsinden daha büyüktür dedi. Güne batt ktan sonra brahim: Ben yerleri ve gökleri yoktan var eden Yüce Allah a ve hak dinine do ru hulusla yüzümü çevirdim. Ben hiçbir vakit ona ortak katanlardan olmam dedi (40). brahim (as) in bu durumu Kur an beyan ediyor. Ancak bunun zaman önemlidir. Müfessirlerin ço una göre bu olay, brahim in çocuklu unda de il de, kavminin ir ad zaman nda, nübüvveti esnas nda halk islama ça rmak maksad yla söylemi tir (41). E er brahim, on be günlük iken bunlar söylemi ise, irke girmi tir. Oysa peygamberler do u tan beri masumdurlar ve Allah n gözetimindedirler (42). 62 Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi www.e-sosder.com ISSN:1304-0278 K 2005 C.3 S. 11 (56-65) 10. EYTANIN SÜLEYMAN(A.S.) IN TAHTINI ELE GEÇRMES Sad Suresinin 34. ayetinin tefsirinde müfessirler konu ile alakal u haberleri naklederler: Vehb bin Münebbih in rivayetine göre, Hz. Süleyman tuvalete gidince yüzü ünü han mlar ndan birine verdi. eytan onun s fat na bürünerek Süleyman n han m ndan yüzü ünü ald ve onun taht na oturdu. Süleyman(as) kimse dinlemez olunca bir süre hamall k yaparak geçinmeye çal t . Süleyman (as) n veziri Asaf bin Meryem ve srail o ullar n n bilginleri üphelendiler. Bunun üzerine han mlar ndan Süleyman n durumunu (yani eytandan eytan ) sordular. Han mlar : Hay zl hay zs z demeden bize yakla yor ve gusül abdestini de alm yor dediler. Bunun üzerine tahta oturan n eytan oldu unu anlad lar (43). eytan n, Hz. Süleyman k l na girerek han m ndan yüzü ünü ald söyleniyor ki, bu asla mümkün de ildir. E er eytan herhangi bir peygamberin ekil ve suretine bürünmeye muktedir olsayd , hiçbir ilahi eriata güvenilmezdi. Bu da tahmin edilece i gibi ilahi dinleri temelden y kar (44). eytan n, Hz. Süleyman n han mlar na musallat olmas n n do rulu u bir tarafa, bu nas l a za al n p söylenebilir? Hangi mant kla kitaplara geçirilebilir? 11. SÜLEYMAN(AS) IN KEST ATLAR Sad suresinin 31-33. ayetlerinin tefsirinde müfessirler, konu ile alakal u haberi naklederler: Rivayete göre, am ve Nusaybin cihetine sava mak istedi inde, ö le vaktine mahsus ibadetini eda ettikten sonra taht n n üzerine oturarak harp aletlerini ve gerekli haz rl klar kontrol ederken s ra atlara gelmi ve tam bu s rada ikindi ibadetinin zaman gelmi ti. Vaktin gecikti ini fark edince son derece üzülmü ve kendisini k nayarak: Ben atlara, bir hayra ba lan rcas na ba land m. Onlar beni Allah anmaktan al koydular. At sevgisini Allah n zikrine tercih etmi oldum. Güne batt , getirin atlar bana dedi. Atlar gelince k l c n çekti, dokuz yüz at n ayak ve boyunlar n do rad . Bundan maksad n Allah n ho nutlu unu kazanmakt (45). Atlar n kesildi ine dair rivayetleri nakledenler Süleyman (as) a u suçlar isnat etmi olurlar: 1. Hz. Süleyman namaz gibi önemli bir ibadeti terk etmi tir, 2. Hz.Süleyman namaz unutacak kadar dünyaya dalm t r, 3. Eski devirlerde atlar n muharebede önemli fonksiyonu vard . Bir komutan n baz sebeplerle ordunun can damar olan atlar sefer arefesinde elden ç karmas , kendi eliyle birliklerini imha etmesi demektir. Oysa peygamberler bu tür ihtiyats zl ktan münezzehtirler. Bu tür haberleri bir peygambere isnad etmek caiz de ildir (46). 12. Hz. YUSUF LE ZÜLEYHA NIN A KI Yusuf suresinin 24. ayetinde müfessirler, konu ile ilgili u rivayetleri naklederler: 63 Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi www.e-sosder.com ISSN:1304-0278 K 2005 C.3 S. 11 (56-65) Bir k s m müfessirlerin görü üne göre, O da onu arzulad dan maksat: Cima olmak sizin birbirine yakla t lar. Yani kad n onu, o da kad n arzulad . E er Allah tan bir burhan görmeseydi zina yapard . Be avi nin ibnu Abbas tan yapt rivayete göre, Yusuf un kemerleri çözüldü. Züleyha ile h yanette bulundu. Mücahid in rivayetine göre, Yusuf un pantolonu soyuldu, elbise ile kendini savundu. Dahhak n rivayetine göre, kad n Yusuf a: pekten yatak serili duruyor, onun üzerinde ihtiyac m gider dedi. Kad n da alabildi ine güzeldi. Bunun üzerine Yusuf da ona istekte bulundu. Fakat o s rada Allah burhan n göstererek onu vazgeçirdi (47). Yusuf ile Züleyha aras nda geçti i söylenen eylerin hepsi hurafat ve israiliyyat olup, peygamberli in an ve erefine yak mayan haberlerdir (48). D PNOTLAR 1. Mu cemu l-Elfaz ve l-A lamu l-Kur aniyye, s. 37. 2. A.Aydemir.Tefsirde israiliyyat s.7. 3. Ez-Zehebi, et-Tefsir ve l-Müfessirun, l, 165. 4. bnu Kesir, l, 463. 5. A. Aydemir, Tefsirde srailiyyat, s.44. 6. Buhari, ehadet29; Tefsir, Bakara,11; tisam 25; Tevhid 51; Enbiya 50; Tirmizi, lim 13; Darimi, Mukaddime 46; A. bn Hanbel, ll, 159, 202, 214. 7. Buhari, Tefsir,Kehf 2-3-4; lim 16,19,44; cra 7; urut 17; Bedü l-Halk 11; Enbiya 27; Tevhit 31; Müslim, Fedail 170 (2380); Tirmizi, Tefsir, Kehf, (3148); Ebu Davut, Sünnet 17. 8. bnu Kesir, Tefsir, l, 1; A. Aydemir, Ebu s-Suud ve Tefsirdeki Metodu, s. 210. 9. A raf Suresi, 190. 10. Hazin Tefsiri, II, 158; Be avi Tefsiri, ll, 159. 11. bnu Kesir Tefsiri, III, 529-531; Hazin Tefsiri, II,159. 12. Be avi Tefsiri, II, 221. 13. Bkz. Kd Beyzavi, bnu Kesir, Medarik, Hak Dini Tefsilerinin ilgili yeri. 14. Bakara Suresi, 102. 15. Hazin Tefsiri,l,70; Be avi Tefsiri, l, 100-101. 16. Hazin Tefsiri, l, 71. 17. Zadü l- Mesir, l, 124. 18. Sad Suresi, 21-25. 19. Hazin Tefsiri, IV, 35-36. 20. Risale-i Na naa, el- srailiyat, s.230 vd. 21. Hac Suresi, 52. 22. Hazin Tefsiri, III, 293-4. 64 Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi www.e-sosder.com ISSN:1304-0278 K 2005 C.3 S. 11 (56-65) 23. Er-Razi, Mefatihü l-Gayb, XXIII, 49. 24. Ahzap Suresi, 37. 25. Hazin Tefsiri, III,468-9; Be avi Tefsiri, III, 530-1. 26. Hazin Tefsiri, III, 469. 27. bnu Kesir, VI, 420. 28. Furkan Suresi, 59. 29. Hazin Tefsiri, II, 94. 30. El- Bidaye, I, 15. 31. K .Mukaddes,Tekvin, Bab: 2/1-3. 32. Hazin Tefsiri, II, 334. 33. Ez-Zehabi,el- srailiyyat, s.112. 34. Ez-Zehebi, a.g.e,s.112. 35. Nuh Suresi, 59. 36. Enbiya Suresi, 77. 37. Hazin Tefsiri, III, 269-70. 38. R. Na naa, el- srailiyyat, s. 240. 39. M.Ebu ehbe, el- srailiyyat, s. 281. 40. Hazin Tefsiri, II, 29. 41. M.Ebu ehbe, a.g.e, s.113 42. A.Aydemir, Tefsirde srailiyyat, s.301. 43. Hazin Tefsiri, IV, 40-41. 44. M.Ebu ehbe, a.g.e., s. 274. 45. Hazin Tefsiri, IV,19. 46. Mefatihü l-Gayb, XVI, 205-206; R. Na naa,el- srailiyyat, s. 318-9. 47. Hazin Tefsiri, III,12. 48. R.Na naa,el- srailiyyat, s.319. 65 This document was created with Win2PDF available at http://www.daneprairie.com. The unregistered version of Win2PDF is for evaluation or non-commercial use only.