ÖRGÜTLERDE ETİK YÖNETİMİ AÇISINDAN WHISTLEBLOWING Yrd.Doç. Dr. Ersin KAVİ Yalova Üniversitesi, İ.İ.B.F. ersinkavi@gmail.com ÖZET Günümüzde örgütler için etik değerlere sahip olmak rekabet açısından önemli bir hale gelmiş ve bu nedenle etiğin örgütsel ve yönetsel açıdan ele alınması gerekmiştir. Bununla birlikte, whistleblowing olarak ifade edilen “etik dışı davranışların bildirilme” süreci de örgütsel etik açısından olduça önemli bir yere sahiptir. Dolayısıyla bu sürecin hem örgütsel etik hem de etik yönetimi açısından öneminin vurgulanması, çalışmanın genel amacını oluşturmuştur. Böylece, whistleblowing sürecinin örgüt içinde sağlıklı bir şekilde uygulanabilmesi açısından da etik yönetimine büyük görevler düşmektedir. Anahtar Kelimeler: Etik, Örgütsel etik, Etik yönetimi, Whistleblowing. 1 ABSTRACT Today, it has been important for the organizations to have ethical values in point of competition and we have to discuss the ethic with respect to organization and administration. In addtion to this, the process of “informing the unethical behaviours” which is mentioned as the process of whistleblowing is important for organizational ethic. So the general aim of the process is emphasizing the importance of this process with respect to orginizational ethic and the ethical administration. Thus, ethical administration has a great role for fulfilling the whistleblowing process carefully. Key Words: Ethics, Organizational Ethics, Ethics Management, Whistleblowing. 2 1.GİRİŞ İşletmelerin en temel amacı kar sağlamaktır. Ancak, günümüzde işletmelerin uzun vadeli var olmaları ve karlarını arttırmaları etik ilkelere bağlı olmalarından geçmektedir. Bundan dolayı, etik değerlerin örgütler tarafından kurumsallaştırılması ve yönetsel boyutlarıyla ele alınması gerekmektedir. Ayrıca, etiğin, örgütsel açıdan etik kodlar ve sosyal sorumluluk standartları çerçevesinde ele alınıyor olması, örgüt içinde etiğin yönetilme ihtiyacını doğurmaktadır. Dolayısıyla, birçok örgütte eksik olan taraf da budur. Çünkü, genellikle etik ilk etapta örgütte kurumsal bir süreç geçirmekte, ancak sonrasında yönetim stratejisinin bir parçası olamamaktadır. Bu nedenle, nasıl ki işletmeler üretim, pazarlama, insan kaynağı vb. fonksiyonlarını yönetmek zorunda ise, etiği de bir fonksiyon olarak ele alınması ve yönetim süreçlerine dahil edilmesi gerekmektedir. Etiksel süreçlerde yer alması gereken bir diğer oluşum ise, whistleblowing olmaktadır. Çünkü, bir nevi etik dışı davranışların tespiti ve bununla ilgili çözümlerin gerçekleştirilmesi için gerekli bir süreç olarak algılandığında, örgütsel etik ve etik yönetimi açısından olmazsa olmaz bir öneme sahip olmaktadır. İlgili çalışmada da öncelikli olarak, örgütsel etik üzerinde durulacak, daha sonra ise, etik yönetiminden bahsedilecektir. Sonraki bölümde ise, whistleblowing kavramsal olarak ele alınacak ve etik yönetimi ile ilişkilendirilecektir. 3 2. ÖRGÜTSEL ETİK ve YÖNETİMİ 2.1. Örgütsel Etik Günümüzde işletmelerin çevrelerinde meydana gelen değişimler, yöneticilerin çevreleri ile daha yoğun, tutarlı ve sağlıklı ilişkiler geliştirmesini zorunlu kılmaktadır. İşletmelerin geleceği açısından son derece önemli olan bu ilişkiler ağı, sosyal ve psikolojik faktörleri de içermektedir. Bu faktörlerin içinde etik de önemli bir yer tutmakta ve örgüt ikliminin bir parçası olarak ortaya çıkmaktadır (Akbaş, 2010:121). Bir işletmede, örgütsel açıdan etik ikliminin oluşması, etiğin biçimsel olarak, işletmenin normal bir parçası ve düzeni haline gelmesini sağlamakta ve aynı zamanda işletmenin tüm stratejilerinde, yöneticiler ile çalışanların tüm faaliyetlerinde ve günlük kararlarında yönlendirici bir rol üstlenmesine neden olmaktadır (Büte, 2011:173). Böylece, etik, çalışanların örgütsel bağlılıkları, örgütsel vatandaşlık davranışları, iş tatminleri, örgütsel adalet algıları, işten ayrılma niyetleri vb. değişkenlerle de ilişkili hale gelmekte ve tüm örgütü kapsayan bir etik anlayışın doğmasına neden olmaktadır. Bu anlayış da “Örgütsel Etik” olarak ifade bulmaktadır (Akbaş, 2010:121). Örgütlerde etik ilkelerin kurumsallaşması farklı yollardan olabilir. Özellikle, farklı kültürlerden gelen üyelerin aynı tür davranışları göstermesini sağlamak, etik ilkelerin geliştirilmesinin temel amacıdır. Bununla birlikte, örgüt içerisinde etik ile ilgili kurullar ve komisyonlar kurulabilmektedir (Gül, Gökçe, 2008:381). 4 Örgütsel etik, örgüt içinden ve dışından kaynaklanan sorunların çözümünde, örgütün ve işgörenlerin nasıl bir yol izlemesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Ayrıca, örgütsel etik, örgüt kültürünü de önemli ölçüde etkileyerek, örgütün ve paydaşlarının gerçekleştirmesi gereken davranışları da tanımlamaktadır. Öyle ki, örgüt kültürü, örgüt içinde paylaşılan ortak değer ve normlar olduğuna göre, etik de bu değer ve normların şekillendirildiği bir yapıya sahip olacaktır. Dolayısıyla, etik değerlere dayalı bir örgüt kültürünün oluşması, örgütsel etik açısından oldukça önemlidir. Böylece, örgütün iç ve dış çevrede tutarlı ve güvenilir olması sağlanacaktır. Aynı zamanda bu durum, işletmenin stratejik kararlar almada da işini kolaylaştıracaktır. Çünkü, etik değerler ile, örgütler, çevrelerinde “Ahlaklı Kuruluş”, "Temiz Kuruluş” olarak tanınacak, bu da kurumsal itibarı sağlayacaktır. Kurumsal itibarı olan örgütlerin de ticari ilişkiler kurması daha kolay olacaktır (Saylı, Ağca vd., 2009:173). 2.2. Etik Yönetimi Etik, yönetim ile iki yönlü ilişki içindedir. Birincisi, yönetim davranışının etik boyutudur. “Yönetsel Etik” olarak ifade edilen bu boyut, karar verme süreçlerinde doğru olanın seçilmesi ve uygulanması anlamına gelmektedir. Aynı zamanda yönetsel etik, yönetimde adalet, eşitlik ve liyakat vb. ilkelerin uygulanmasını sağlamaktadır. Bu çerçevede, etik değerlerin oluşturulması işletmelerin paydaşları arasındaki güven ilişkisinin kurulmasına yol açmakla birlikte, iç ve dış çevrede ilişkilerin sağlıklı yürümesi açısından oldukça önemli roller üstlenmektedir (Saylı, 5 Kızıldağ, 2007: 231). Bu çerçevede, yönetsel etik, bir yandan yöneticilerin etik dışı davranışlarda bulunmamaları ile ilgilenirken diğer yandan yöneticilerin etik konularda karşılaştıkları ikilemlerin çözümünde onlara yardımcı olabilecek ilke ve standartların oluşturulmasıyla da uğraşmaktadır (Başpınar, Çakıroğlu, 2011:103). Ayrıca, örgütsel etik ilkelerinin yönetici ve çalışanlara eşit derecede sorumluluk yüklemesi ve ayrıca bu ilkelerin tüm çalışanlar tarafından öğrenilmesi, uygulanması, aktarılması ve paylaşılması, etiğin örgütsel önemini daha da ön plana çıkarmaktadır (Gül, Gökçe, 2008: 383). Bu değerlerin oluşturulması ve paylaşılması konusunda ise, İKY’nin önemli rolü bulunmaktadır. Öyle ki, özellikle de 1960’lı yıllardan itibaren etik, moral değerler, çalışma barışı, katılımcı yönetim, endüstriyel demokrasi ve çalışma hayatının kalitesinin önem kazanması ve işverenlerin sosyal sorumluluklarının gündeme gelmesi, İKY’nin önemini arttırmıştır (Demirkaya, 2006:6). İkincisi ise “Etik Yönetimi” kavramını ortaya koyacak ve etiğin örgüt içinde yönetilmesini sağlayacak süreçtir. Öyle ki, etiğin örgüt içinde geçirdiği kurumsallaşma sürecinden sonra, belirli bazı kurallar çerçevesinde yönetilmesi de gerekmektedir. Ayrıca, etik yönetimi sürecine örgütün sahip olduğu etik kodlar, sosyal sorumluluklar ve sosyal sorumluluk standartlarının altyapı oluşturması gerekmektedir. Yeşil’in aktardığına göre, Weaver (2001), işletmelerin etik yönetimini, etik hattı, etikten sorumlu kişiler ve etik prensipler (kodlar) oluşturma süreci olarak tanımlamaktadır (Yeşil, 2011:172). Ayrıca, Fortune Dergisi, yaptığı araştırmada işletmelerin ne tür etik programlara sahip olduğunu tespit etmeye çalışmıştır. Araştırma sonuçlarına göre en çok karşılaşılan etik programlar şunlardır (Yeşil, 2011:172): 6 Etik politika bildirgeleri. Etik konusunda yönetimin sorumluluklarına yönelik yönergeler. Etik ofisleri. Etik telefon hattı yada raporlama sistemi. Etik eğitimi. Etik araştırma birimleri. Yeşil’in aktardığına göre, Morland (2008) ise, etik yönetiminin temel aşamalarını; Motive etme, formüle etme, entegrasyon ve değerlendirme olarak ifade etmiştir. Bu doğrultuda, motive etme aşaması, etik program için gerekçe oluşturma, formüle etme aşaması ise etik ile ilgili somut adımların atılması anlamına gelmektedir. Entegrasyon aşaması ise, etik programın uygulanmasıdır (Yeşil, 2011:173). Etik yönetimi, doğrudan tepe yönetiminin bir sorumluluğu olduğu gibi, insan kaynakları yönetimi (İKY)’nin sorumluluk alanına girmektedir. Çünkü, İKY, örgütün etik değerlerine uygun işgörenin seçiminden, etik eğtimine kadar, etik denetiminden, etik davranışların sonucunda işgörenlerin ödüllendirilmesine kadar görevler üstlenmektedir. Öyle ki, örgütün genel anlamda etik dışı kabul ettiği uygulamaları, çalışanlara anlatacak ve gerekli bilgilendirmeyi yapacak olan İKY birimidir. Ayrıca, oryantasyon süresince yeni işgörenlerin kurumun etik değerlerini öğrenmesi sağlanmalıdır. Bu açıdan bakıldığında, İKY'nin eğitim fonksiyonu içerisinde "etik eğitimi" de vermesi gerekmektedir (Benligiray,2004:21). Ayrıca, İKY'ne etik ile ilgili bazı organizasyonel düzenlemeler yapma görevi de yüklenebilir. Öyle ki, etik değerlere dayalı 7 bir örgüt kültürünün oluşturulması için etik konusunda eğitim ve bilinç kazandırma faaliyetleri düzenleyen, sonrasında etik davranışları ödüllendiren, etik dışı davranışları cezalandıran bir sistemin kurulması, İKY'nin görevi olmaktadır. İlave olarak, etik bir örgüt kültürü için, örgüt kültürüne uyumlu işgörenlerin seçilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bilindiği üzere, insanlardan sahip olduğu beceriler ile iş yaşamında karşılaştığı sorunları çözmesi beklenir. Bu anlamda, adaylardan "İş etiği ve hoşgörü becerileri" de talep edilebilmektedir. Bu beceriler Öner tarafından şu şekilde belirtilmiştir (Öner, 2007:108): Güç durumlarda etik davranışların uygulanması. Diğer çalışanların fikirlerini sorma ve davranışlarını inceleme. Cinsiyete, ırka, yaşa bağlı ve korkuya dayalı davranışları anlama. Farklı kültüre, sosyal yapıya ve inanca sahip insanlara değer verme ve onlarla etkileşim kurma. Bireylerin fiziksel ve zihinsel becerilerini takdir etme ve onlarla etkileşim halinde olabilme. Ayrıca, işletmeler ürettikleri etik kodları bir kalite standardına dönüştürerek, etik sertifikalarına sahip olabilirler. Böylelikle, kamuoyunda işletmelerin etik değerleri kıyaslanabilir bir hale gelebilir. Bunun sonucunda da, rekabetin artık günümüz işletmeleri açısından büyük önemi olduğu düşünüldüğünde vasıf düzeyi yüksek işgörenlerin kuruma çekilerek istihdam edilmesi kolay hale gelebilir (Kavi, Koçak,2011:143). 8 3. ÖRGÜTSEL ETİK YÖNETİMİ ve WHISTLEBLOWING 3.1. Kavramsal Açıdan Whistleblowing Whistleblowing, en genel ifadesiyle, örgütlerde etik dışı davranışların raporlanması ve açığa çıkarılması sürecidir. Aktan tarafından yapılan tanıma göre ise, bir organizasyon içinde yasa dışı yada etik dışı davranış ve eylemlerin örgüt içi ve/veya örgüt dışı başka kişilere bildirilmesidir (Aktan, 2006:1). İlgili kavram, İngilizce’de “ıslık çalma” anlamına gelmektedir. Kavram, İngiltere’de polisin, sokakta suçlu birini gördüğü zaman çaldığı düdükle, meslektaşlarını ve halkı haberdar etmesi anlamına gelmektedir (Nayır, 2012:18). İlgili kavram, Türkçe’ye çevrilmeye çalışılmış ve değişik karşılıklar bulunmuştur. Bunlar, “bilgi uçurma”, “ifşaat”, “örgütsel ihbar” vb. ifadelerdir. Ancak, bunlardan daha fazla kabul göreni ise, “bilgi uçurma” dır. Bir eylemin whistleblowing olabilmesi için şu şartların söz konusu olması gerekmektedir (Boatright, 2003:104): Whistleblowing’in örgüt üyesi tarafından yapılması gerekmektedir. Whistleblowing yapan bireyin, daha önce duyulmamış bir bilgiyi aktarması gerekmektedir. Whistleblowing yapan bireyin aktardığı bilgi, ya örgütle yada örgüt çalışanı ile ilgili etik dışı bir davranışı içermesi gerekmektedir. Bilginin, iç yada dış iletişim kanallarına aktarılması gerekmektedir. 9 Whistleblowing, ahlaki bir davranış olmasına rağmen, örgüt yöneticileri ve çalışanları tarafından olumsuz yönde de algılanmaktadır. Öyle ki, “ispiyonculuk”, “gammazlık” gibi kelimelerle ifade edilmektedir (Aktan, 2006:3). 3.2. Etik Yönetimi Açısından Whistleblowing Yönetsel açıdan bakıldığında, örgütlerdeki hatalı uygulamaların ortaya çıkması büyük önem arz etmektedir. Etik dışı davranışların büyüklüğü ve türü ne olursa olsun, örgüt, bu tür durumlarda hem maddi hem de kamuoyu nezdinde itibar kaybına uğrayacaktır. Bu nedenle, her örgütte, whistleblowing sürecinin iyi algılanması ve bu sürece gereken önemin verilmesi gerekmektedir (Nayır, 2012:29). Özellikle, yönetsel açıdan, çalışanların etik dışı davranışları algılaması sonrasında gerçekleştirmeleri gereken davranışlar, belirli bir kurala bağlanmalıdır. Ayrıca, ihbar davranışında bulunmaya yönelik engeller kaldırılmalı, çalışanlar bu konuda cesaretlendirilmelidir. Ernst and Young Şirketi’nin 2003 yılında yaptığı araştırmaya göre, Avrupa’daki çalışanlar, gördüğü etik dışı davranışları ihbar etmekten çekinmektedirler (Nayır, 2012:29). Bunun nedeni, üst yönetimin bu konuda çalışanlara yeterince güvence vermemesidir. Genel olarak, ihbarda bulunmak, kötü bir davranış biçimi olarak algılanmaktadır. Özellikle, etik dışı bir davranışı ihbar etmenin de etik dışı bir davranış olarak algılanması söz konusudur. Özellikle, bu davranışta bulunanlara toplumsal açıdan iyi gözle bakılmaması, “muhbir”, “jurnalci”, “köstebek” vb. isimlerin takılması, çalışanların etik 10 dışı davranışları bildirmesinin önündeki en büyük engellerden biri olmaktadır (Aktan, 2006:3). Ayrıca, yönetimin de bu gibi durumlarda çalışanları cezalandırması yada işten çıkartması da, whistleblowing sürecinin işlememesine neden olmaktadır. Çünkü, örgüt de, böylesine bir ihbar sonucunda örgüt içinde bir kargaşanın olacağını ve kamuoyunda da örgütün itibar kaybedeceğini düşünmektedir. Whistleblowing’in örgüte vereceği en büyük zarar, ihbarcının etik dışı davranışı, içsel yöntemleri kullanamamasından kaynaklanmaktadır. Öyle ki, yöneticiler tarafından herhangi bir süreç organize edilmemişse, ihbarda bulunmak isteyen çalışan bunu dışsal yöntemleri kullanarak gerçekleştirmek isteyecektir. Dolayısıyla, yönetimin, en azından “kol kırılır yen içinde kalır” anlayışıyla hareket edilerek içsel bildirim süreçlerini organize etmesi gerekmektedir. Özellikle, bu doğrultuda, “ihbar hatları” gibi iç ihbar kanallarının bulunması, hem çalışanların nasıl bir prosedür izlemeleri gerektiğini ortaya koymakta hem de ihbarın medya vb. dış unsurlara yansıtılmasını önlemektedir. İç ihbar kanallarının kullanılması sonucunda, ihbarda bulunan çalışan örgüte olan bağlılığına zarar vermeden hatanın düzeltilmesi için örgüte bir şans daha vermiş olmaktadır (Yılmaz, 2009:11). Etik yönetimi açısından, whistleblowing’in örgüte önemli katkılarının olduğu bir gerçektir. Çünkü, etik yönetimindeki amaç da zaten, örgütün etik değerler içinde kalmasını sağlamak ve etik dışı davranışların tespit edilerek, örgütün bu davranıştan doğan zararını asgari düzeye indirmek olmalıdır. Bu doğrultuda, whistleblowing ile örgüt, iç denetimini, uygulamalarını ve stratejilerini gözden geçirmek zorunda kaldığı gibi, 11 oluşan olumsuz havayı ortadan kaldırmak için de olumlu yönde daha fazla çalışma yerine getirmek zorunda kalacaktır. (Aydın, 2003:88). Whistleblowing sürecinin içsel kanallar kullanılarak yerine getirilebilmesi için ayrıca, “örgütsel güven” ortamının sağlanması da gerekmektedir. Öyle ki, ihbarda bulunmak isteyen çalışan, kendisine bu ihbar nedeniyle bir zararın gelmemesinden emin olmak isteyecektir. Bu doğrultuda, güvenin sağlanabilmesi açısından Nayır’ın aktardığına göre, Callahan vd., yöneticiler arasından bir etik sorumlunun belirlenmesini gerekli görmektedirler. Etik sorumlusu, hesap sorma yetkisine sahip bir yönetici olduğu gibi, yetkilerle donatılmış bir İKY uzmanı da olabilmektedir. Böylece, ihbarda bulunmak isteyen çalışanlar, doğrudan bu sorumluya giderek, daha rahat bir davranış sergileyeceklerdir. Bununla birlikte, işgörenler, etik kuralların sadece kağıt üzerinde kalmayarak, hayata geçtiği konusunda da emin olacaklardır (Nayır, 2012:47). SONUÇ Etik değerlere sahip çıkmanın artık ne kadar önemli olduğu ve bunun bir kurumsallaşma sürecinin parçası olması gerektiğini, örgütler fark etmiş ancak uygulamaya istenilen ölçülerde geçirememişlerdir. Çünkü, örgütsel etiğin etik yönetimi boyutunda eksiklikler ve aksamalar söz konusu olmaktadır. Öyle ki, genelde örgütler, etik kodlar vb. değerler doğrultusunda, etiği kurumsallaştırmakta ancak, bu sürecin sonrasında nasıl yönetileceğine fazla kafa yormamaktadırlar. Aynı zamanda, daha sonra ortaya çıkan etik sorunların çözümünde de daha önceden prosedürleştirdikleri bir süreci hayata geçirememektedirler. 12 Bu davranış biçimi kenidin whistleblowing sürecinde de göstermektedir. Bu konuda, ilgili kavramın özüne inilememiştir. Ayrıca, bu sürecin, çalışanın, örgüte karşı bir ihanet yada sadakat borcunu yerine getirmemesi şeklinde anlaşılıyor olması, etik yönetimi açısından algılanmasını zorlaştırmaktadır. Sonuç olarak, örgütler, etik değerleri doğru ve istenilen biçimde yönetebildikleri ölçüde başarılı olacaklardır. Bu doğrultuda, whistleblowing sürecini de bu etik yönetiminin bir parçası haline getirmeleri zorunludur. 13 KAYNAKLAR Akbaş, Türkmen Taşer (2010), " Örgütsel Etik İklimin Örgütsel Bağlılık Üzerindeki Etkisi: Mobilya Sanayi Büyük Ölçekli İşletmelerinde Görgül Bir Araştırma", Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, Sayı:12, Cilt:19, Karaman. Aktan, Coşkun Can (2006), “Organizasyonlarda Yanlış Uygulamalara Karşı Bir Sivil Erdem, Ahlaki Tepki ve Vijdani Red Davranışı: Whistleblowing, Mercek Dergisi, Ekim, İstanbul. Aydın, Ufuk (2003), “İş Hukuku Açısından İşçinin Bilgi Uçurması (Whistleblowing)”, Anadolu Üniversitesi Dergisi, Cilt:2, Sayı:2, Eskişehir. Sosyal Bilimler Başpınar Nuran Öztürk, Çakıroğlu Demet (2011), Meslek Etiği, Nobel Yay., Ankara. Benligiray, Serap (2004), İnsan Kaynakları Yönetimi, Anadolu Üniversitesi Yay., Eskişehir. Boatright John R. (2003), Ethics and Conduct of Business, Prentice Hall Pub.,New Jersey. Büte Mustafa (2011), "Etik İklim, Örgütsel Güven Ve Bireysel Performans Arasındaki İlişki ", Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt: 25, Sayı: 1, Erzurum. Demirkaya, Harun (2006), “Tarım Toplumundan Bilgi Toplumuna İnsan Kaynakları Yönetiminde Değişim”, Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi,Sayı:27, Kayseri. Gül, Hasan, Gökçe Hakan (2008), "Örgütsel Etik Bileşenleri", Süleyman Demirel Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi, Cilt:13, Sayı:1,Isparta. Kavi Ersin, Koçak Orhan (2011), Çalışma Yaşamında Etik, Ekin Yayınevi, Bursa. Nayır, Dilek Zamantılı (2012), Kurumsal Etik ve Whistleblowing, Pozitif Yay., İstanbul. 14 Öner, Mehmet (2007), İş Başa Düştü, Hayat Yay., İstanbul. Saylı Halil, Ağca Veysel, Kızıldağ Duygu, Uğurlu Özlem Yaşar (2009), "Etik Kurumsal İtibar ve Kurumsal Performans İlişkisini Belirlemeye Yönelik İlk 500 İşletme İçinde Yapılmış Bir Araştırma", Süleyman Demirel Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi, Cilt:14, Sayı:2, Isparta. Saylı, Halil , Kızıldağ, Duygu (2007), “Yönetsel Etik ve Yönetsel Etiğin Oluşmasında İnsan Kaynakları Yönetiminin Rolünü Belirlemeye Yönelik Bir Analiz”, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt:9, Sayı:1, Afyon. Yeşil, Salih (2011), Uluslararası İş Etiği ve Yönetimi, Adalet Yay., Ankara. Yılmaz, Emel Güler (2009), “Kurumsal İletişim ve Prensiplere Dayalı Kurumsal Uyuşmazlık Davranışı:Whistleblowing”, 1.Uluslararası Davraz Kongresi, Isparta. 15