Uluslararası İlişkiler Disiplininin Doğuşu, Kimliği Uluslararası İlişkiler Disiplininin Doğuşu ‘Uluslararası’ kavramı ise ilk kez 1780 yılında Jeremy Bentham tarafından kullanılmıştır. Bentham, 1780 yılında yazdığı fakat ancak 1789 yılında yayınlanacak olan An Introduction to the Principles of Morals and Legislation adlı çalışmasında kavramı ilk kez kullanmıştır. Uluslararası İlişkiler Disiplininin Doğuşu İlk başlarda egemen devletlerin (kişi ya da küçük bir gurup) aralarındaki ilişkileri ifade etmek için kullanılmaktaydı. 20. Yüzyılın başından itibaren, hükümetler veya çeşitli guruplar arasında artarak devam eden ilişkiler (ticaret, tarım, turizm, sağlık, eğitim, spor, bilim, sanat vb.) uluslararası kavramının anlamını genişletmiştir. 18. Yüzyılın sonundan itibaren daha çok uluslararası hukuk ile birlikte kullanılan kavram, 19. Yüzyılın sonundan itibaren uluslararası ilişkiler bağlamında da kullanılmaya başlanmıştır. Uluslararası İlişkiler Disiplininin Doğuşu Uluslararası ilişkiler disiplini, devletler ve diğer aktörlerin birbirleriyle olan her türlü etkileşimiyle ilgilenen bir çalışma sahası olarak Birinci Dünya Savaşı’nın hemen ardından doğmuştur. Yaklaşık dört yıl süren, savaşın tarafı dahi olmasalar da dünyanın birçok bölgesini etkileyen ve ‘kazananı olmayan’ bu savaşın ardından daha barışçıl bir dünya yaratabilmek konusundaki çabalar disiplinin doğuşunu mümkün kılmıştır. Uluslararası İlişkiler Disiplininin Doğuşu • Uluslararası İlişkilere yüklenen anlam, “Uluslararası” kavramı ile paralellik göstermektedir. Yani devlet ve devlet dışı (uluslararası örgütler, sivil toplum örgütleri, firmalar, terör örgütleri, halk) aktörleri de dahil ederek, bunlar arasındaki tüm ilişkileri kapsayan bir kavram olarak görülebileceği gibi, sadece devletler arasındaki ilişkileri ifade eden bir kavram olarak da görülebilir. Uluslararası İlişkiler Disiplininin Doğuşu • Uluslararası Politika: Yine “Uluslararası” kavramının tanımından hareket ederek uluslararası politikanın iki farklı anlamından bahsedebiliriz. Uluslararası denildiğinde buradaki uluslar ifadesi sadece devlet olarak kabul edilirse, uluslararası politika devletler arasındaki siyasal etkileşim olarak değerlendirilebilir. Günümüzde uluslararası politika, devlet ve devlet dışı tüm aktörlerin arasındaki siyasal etkileşimi ifade etmektedir. Uluslararası İlişkiler Disiplininin Doğuşu • Bazı durumlarda siyasal ilişkilerin yanında, ekonomik, ticari, askeri, kültürel ilişkileri ifade eden uluslararası ilişkiler ile uluslararası politika kavramlarının anlamları örtüşebilir. • Örneğin: 1999 Marmara Depremi sırasında Türkiye – Yunanistan arasında kurulan ilişkiler, sonraki süreçte iki ülke arasında düşmanca olan ilişkileri büyük ölçüde değiştirmiştir. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Avrupa Şampiyonası için mücadele eden Türk ve Ermeni futbol takımlarının karşılaşmasını izlemek için Erivan’a gitmesi, Ermenistan ile Türkiye arasındaki siyasal ilişkilerin değişmesini sağlamıştır. Dolayısıyla bazen siyasal ilişkiler ekonomik ve toplumsal ilişkilere yol açar, bazen de tersi olur. Uluslararası İlişkiler Disiplininin Doğuşu • Dış Politika: Bir devletin diğer devletlere veya devletler gurubuna ya da bölgeye dönük siyasal tutumudur. • Dış politika çoğunlukla devletin resmi organları tarafından yürütülen bir süreçtir. • Dış politika olaylara bir devletin amaçları, hedefleri ve davranışları açısından bakar ve bir devletin diğer devletlere karşı tutumunu inceler. Örneğin: Türkiye’nin Kıbrıs ve Ortadoğu politikası, ABD’nin Irak politikası vb. Uluslararası İlişkiler Disiplininin Doğuşu • Diplomasi Tarihi: Uluslararası ilişkiler, sadece günümüzde meydana gelen olayları incelemekle kalmaz, geçmişte yaşanan ilişkileri de ele alır. Diplomasi tarihi olmadan devletlerin politikalarını, anlaşmazlık veya işbirliğini anlamak mümkün olmazdı. • Diplomasi tarihinin, tarih biliminden farkı devletler arasındaki ilişkilerin kronolojik bir anlatımdan ibaret olmaması, ilişkilerin iç ve dış nedenlerini dikkate alması, gerektiğinde karşılaştırmalı analiz yöntemlerini de kullanmasıdır. Uluslararası İlişkiler Disiplininin Doğuşu Uluslararası ilişkiler alanında, İlk kürsü, David Davies tarafından 1919 yılında Galler-Aberystwyth’de University College of Wales’de kurulmuştur. İkinci kürsü, Philip Noel-Baker’in başkanlığında 1923 yılında Montague Burton’un finansal desteğiyle London School of Economics’de kurulmuştur. Üçüncü kürsü, ABD’de University of South California’da daha sonra USC School of International Relations adını alacak olan Los Angeles University of International Relations, 1924 yılında kurulmuştur Uluslararası İlişkiler Disiplininin Doğuşu Bu kurumsal çabaların dışında 19. Yüzyılın sonundan itibaren uluslararası ilişkilerle ilgili kitaplar ve dergiler de yayınlanmaya başlamıştır. Doğrudan bir uluslararası ilişkiler çalışması olarak kabul edebileceğimiz ilk çalışma J. K. Stephen tarafından International Law and International Relations’ başlığıyla 1884 yılında İngiltere’de yayınlanmıştır. İkinci çalışmaysa David A. Wells tarafından 1896’da ABD’de ‘America and Europe: A Study of International Relations’ başlığıyla yayınlamıştır. Uluslararası İlişkiler Disiplininin Doğuşu Uluslararası İlişkiler çalışmalarına büyük oranda yer veren ilk dergiler International Conciliation ve daha sonra Journal of International Affairs adını alacak olan Journal of Race Development 1911 yılında yayın hayatına ABD’de başlamıştır. Uluslararası İlişkiler Disiplininin Kimliği Disiplinin miladı konusu tartışmalı olmakla birlikte, bu disiplinin Anglo-Saxon bir hüviyeti ve dilinin İngilizce olduğu tartışmasızdır. Hem akademik hem de pratik düzeyde hayata geçirilen ilk çalışmalar İngiltere ve ABD’de yoğunlaşmıştır. Sovyetler Birliği’nde ilk Uluslararası İlişkiler kürsüsü ancak 1943 yılında Moskova Devlet Üniversitesinde tesis edilebilmiştir. Uzakdoğu’da ise 1950’li yıllardan sonra Uluslararası İlişkiler bölümleri kurulmaya başlamıştır. Uluslararası İlişkiler Disiplininin Kimliği • Uluslararası İlişkilerin bir disiplin olarak Türkiye’de ortaya çıkışında öncü rolü, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, yani Osmanlı dönemindeki adı ile Mekteb-i Mülkiye üstlenmiştir. İmparatorluk döneminde sivil yönetici sınıfı yetiştirme ve bürokrat adaylarının uluslararası sistem hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlama amaçlarını taşıyan bu kamu yönetimi okulunda; tarih, coğrafya, hukuk, iktisat, yabancı diller, devletler hukuku ve siyasi tarih gibi dersler okutulmaktaydı. • 1955-1982 yılları arasında “Diplomasi ve Dış Münasebetler Şubesi” olarak isimlendirilen bölüm 1982 yılında Uluslararası İlişkiler bölümü olarak adlandırılmıştır. • Disiplinde, 1970’li yıllara kadar devam eden Mülkiye “tekeli”, Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi ve ODTÜ’nün de gelişimiyle Ankara Üniversitesi dışındaki üniversitelerde de, bazıları Uluslararası İlişkiler dersleri içeren Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümlerinin açılması ile sarsılmaya başlamıştır. Uluslararası İlişkiler Disiplininin Kimliği Uluslararası İlişkiler disiplininde ilk yıllarda yürütülen çalışmalar genellikle savaş, çatışma, işbirliği, örgütlenme, uluslararası hukuk ve barış konularında yoğunlaşmıştır. Disiplinin doğuşunu mümkün kılan ana soru ‘savaşı nasıl engelleriz’ sorusu olduğu için, bu başlıkların disiplinin gündeminde yer alması doğal bir sonuçtur. Uluslararası İlişkiler Disiplininin Kimliği Disiplinin ilk yıllarında verilen Uluslararası İlişkiler eğitiminde vurgulanan temel unsurlar da bu yoğunlaşmanın nedenini açıklamaktadır. Bu temel unsurları şöyle sıralayabiliriz; Uluslararası işbirliği ile uluslararası çıkarların tespit edilmesi, İnsanlığın ortak değerlerinin vurgulanması, İnsanlar arasında başta din ve ırka dair ayrımlar olmak üzere temel farlılıkların kaldırılması, İnsanlık tarihinin ortaklığı, Bir ulusun kazancı yerine uluslararası toplumun tümünün kazanabileceği imkânların tespit edilmesidir. Uluslararası İlişkiler Disiplininin Kimliği Disiplinin ilk yıllarında hem akademik dünyada tartışılan konular hem de dünya savaşının etkilerini derinden hisseden toplumlar ve siyasetçilerin gündemi, disiplindeki teorik tartışmaların içeriğini de belirlemiştir. Uluslararası İlişkiler Disiplininin Kimliği İdealizm Savaşı engellemek adına insanın doğasından kaynaklanan işbirliği ve anlayış kültürünün devletler için de geçerli olabileceği felsefesini benimsemiştir. Barışa dayalı bir dünya düzeni oluşturmayı hedefler. Bireyler temelde rasyonel ve iyidirler. Dolayısıyla, savaşlar devletlerin mutlakıyetçi, otoriter biçimde örgütlenmelerinden meydana gelir. Savaşların önlenmesi etkin katılımcı küresel sistemler kurularak sağlanabilir. İdealist teori, 1930’lu yıllara kadar disiplinde etkili olmuştur. Uluslararası İlişkiler Disiplininin Kimliği Realizm İnsanın ilk günahtan kaynaklanan kusurlu yönlerine vurgu yaparak çatışmanın doğal olduğunu ve fakat güç dengesi ya da silahlanma gibi araçlarla sınırlandırılabileceğini savunmaktadır. Bu akımın belirlediği prensiplere göre, temelde insan doğasının özü bencil, güç ve iktidar hırsıyla hareket eden ve kendi çıkarları peşinde koşan varlıklar şeklindedir. Uluslar da bireyler gibi çıkarları peşinde koşar. Ulusal çıkar ile güç (askeri güç) arasında önemli bir ilişki vardır. Devlet adamları, kendi uluslarının çıkarlarını savunurken ülkelerinin güçlerini temel alarak hareket etmelidir. Böylece, uluslar ancak güçleriyle orantılı olarak ulusal çıkarlarını savunabilir sonucu ortaya çıkar. Uluslar, çıkarlarını güçleriyle uyumlu hale getirirlerse, ulusal hedeflerini sahip oldukları kaynaklarıyla en iyi şekilde gerçekleştirme, maksimize etme imkânı elde ederler. Uluslararası İlişkiler Disiplininin Kimliği İdealist atmosferin İkinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle tamamen güç kaybetmesi, Realizm’in tezlerinin açık ve anlaşılır olması, tarihsel ve felsefi olarak daha etkili referansları bulunması nedeniyle 1950’li yıllara kadar klasik Realizm disiplinde en etkili yaklaşım olarak kabul görmüştür. 1919-1950 arasındaki dönemde bu iki teorinin savaşların önlenmesi konusundaki tezleri, önerdikleri araçlar ve kullandıkları yöntemlerdeki farklılıklar disiplinde ‘ilk büyük tartışma' olarak adlandırılan İdealizm-Realizm tartışmasını doğurmuştur. Uluslararası İlişkiler Disiplininin Kimliği Savaşın önlenmesi ya da barışın tesis edilmesi noktasında farklı tezleri savunan bu yaklaşımlar, temel aktör olarak devleti, pratik olarak Avrupa politikalarını, yöntem olarak tarihsel analizi kullanmaları ve özellikle de politikayı diğer alanlardan özerk bir alan olarak tanımlamaları nedeniyle 1950’li yıllardan sonra ‘Gelenekselcilik’ başlığı altında aynı sepette değerlendirilmektedirler. Uluslararası İlişkiler Disiplininin Kimliği Davranışsalcılık Uluslararası ilişkileri analiz etmek için kullanılan çerçevenin yetersizliği üzerinden hareket eden ve sosyal bilimlerin diğer disiplinlerindeki gelişmelerin bir uzantısı olarak disiplinde etkili olmaya çalışan, aynı zamanda sosyal teorilerin ancak gözlem üzerine oluşturulabileceğini ve bundan dolayı da bilimsel bilginin doğrulanabilir veya yanlışlanabilir bir temele sahip olduğunu savunan bir yaklaşımdır. 1950’lerden başlamıştır. sonra disiplinde güç kazanmaya Uluslararası İlişkiler Disiplininin Kimliği Uluslararası ilişkiler disiplini tarihinde ‘ikinci büyük tartışma’ diye adlandırılan GelenekselcilikDavranışsalcılık tartışmasının merkezinde büyük ölçüde yönteme ilişkin sorunlar yatmaktadır. Uluslararası İlişkiler Disiplininin Kimliği Neorealizm, Plüralizm (Neo-liberalizm) ve Yapısalcılık (Marksizm) arasındaki ‘üçüncü büyük tartışma’ veya ‘paradigmalar-arası tartışma’ 1980’li yıllara kadar disiplinin kimliğini şekillendiren temel tartışmadır. Uluslararası İlişkiler Disiplininin Kimliği Neorealizm Uluslararası sistemin yapısını ve kapasitenin dağılımı devletlerin dış politikasını etkiler. Yani devletler uluslararası sistemdeki konumlarına göre hareket eder. Birey ikinci plana atılırken, öncelikli olarak uluslararası yapıya odaklanır. Neo-liberalizm Uluslararası örgütler ve devlet dışı aktörlerin etkinliğine ve Realist yaklaşımlarda ihmal edilen ekonomik konuların önemine işaret etmektedir. Yapısalcılık Yapısalcılık, klasik realizmin 1970’li yıllarda başlayan eleştrisiyle ortaya çıkar. Realizmin devlete verdiği önemin teknolojik gelişmeler ve artan ekonomik ve siyasal bağımlılık nedeniyle azaldığını, devletler arasında yeni aktörler çıktığını, realist kuramın reddedilmese de, bu yeni gelişmeleri açıklayacak şekilde yeniden tanımlanması gerektiğini ileri sürmüştür. Marksist bakış açısının disiplindeki yansıması olarak, dekolanizasyon süreciyle giderek daha çok tartışılan azgelişmişlik ve kalkınma sorunlarının temelinde kapitalizmin yattığı tezini benimsemektedir. Uluslararası İlişkiler Disiplininin Kimliği Uluslararası İlişkiler disiplininde ‘dördüncü büyük tartışma’ olarak adlandırılan Pozitivizm-Postpozitivizm tartışması 1980’lerin ortasından itibaren disiplinde etkisini göstermeye başlamıştır. Uluslararası İlişkiler Disiplininin Kimliği Pozitivizim Aydınlanma düşüncesine dayanan ortak felsefi geçmişe, siyasetin diğer tüm alanlardan özerk bir alan olduğuna ilişkin inanca, modern devleti temel analiz birimi olarak gören bir yaklaşıma ve ‘gerçeğe’ tarafsız bir şekilde ulaşmayı amaçlayan bir yönteme sahiptir. Uluslararası İlişkiler Disiplininin Kimliği Postpozitivizm Disiplinin ilk yıllarından itibaren uluslararası ilişkilerdeki temel sorunlara yönelik farklı perspektifler sunmaya çalışan İdealizm’den Davranışsalcılığa, Realizm’den Marksizm’e kadar bütün yaklaşımların aslında öz olarak aynı olduklarını savunmaktadır. Fakat, Postpozitivistler, Uluslararası İlişkiler çalışmalarına yeni bir dil, felsefe ve hatta moral bakış kazandırmıştır. Uluslararası İlişkiler Disiplininin Kimliği Özellikle Soğuk Savaş’ın sona ermesi, küreselleşmenin getirileri, dünya politikalarında yaşanan değişim daha önceden Uluslararası İlişkilerin alt çalışma konularından ‘çevre sorunları, insan hakları, kimlik ve kültürel faktörler, toplumsal cinsiyet, göç, dil, bilgi ve iktidar ilişkileri’ vs. gibi konu başlıklarının disiplinde daha geniş bir çerçevede tartışılmasını zorunlu kılmıştır. Uluslararası İlişkiler Disiplininin Kimliği Post-pozitivizm, bu konuların disiplinde daha çok ele alınması gerektiğini benimseyen ve içinde birden fazla yaklaşımı barındıran bir sepet olarak değerlendirilebilir. Bu sepet içinde: • Eleştirel Teori, • Postyapısalcılık, • Postkolonyalizm, • Feminizm, • Yeşil Politika • Postmodernizm gibi teoriler yer almaktadır. Uluslararası İlişkiler Disiplininin Kimliği Disiplindeki Büyük Tartışmalar Taraflar 1. Tartışma İdealizm-Realizm Etkili Olduğu Dönem 1919-1950 Gelenekselcilik 2. Tartışma 1950-1970 Davranışsalcılık Neorealizm3. Tartışma Neoliberalizm- 1960-1980 Yapısalcılık Pozitivizm4. Tartışma 1980-... Postpozitivizm Uluslararası İlişkiler Disiplininin Kimliği Dört büyük tartışmayı referans alarak disiplinin sahip olduğu kimliğe ilişkin genel bir değerlendirme yapıldığında, İkinci Dünya Savaşı sonuna kadar temel tartışmaların savaş ve barış sorunları etrafında yoğunlaştığını görmekteyiz. Savaş’tan sonraysa küreselleşmenin beraberinde getirdiği etkiler, uluslararası sistemin yapısı, dış politika analizi, devlet dışındaki aktörlerin etkinliği, azgelişmişlik ve kalkınma sorunları 1980li yılların başına kadar temel başlıklar olarak disiplinin gündemini meşgul etmiştir. 1980’lerin sonundan itibaren de dördüncü büyük tartışmada ara bir yol olarak değerlendirilen İnşacılığın katkılarıyla materyal olmayan kimlik, kültür ve diğer sosyal faktörlerin de uluslararası ilişkilerde belirleyici unsurlar oldukları kabul edilmeye başlanmıştır. Uluslararası İlişkiler Disiplininin Kimliği Bugün ise yaklaşık bir asırlık birikimiyle disiplin farklı ekoller ve yaklaşımlar tarafından ele alınan pek çok meselenin geniş bir çerçevede tartışıldığı bir yapıya dönüşmüştür. Güvenlik, jeopolitik, savaş, işbirliği, güç, çıkar gibi temel kavramların geleneksel yorumları ve anlamları farklı yöntemler ve bakış açılarıyla çeşitlenmiştir. 1. Uluslararası İlişkiler disiplininin ilk yıllarında yürütülen çalışmaların içeriği ve bu çalışmaları etkileyen temel dinamikler hakkında bilgi veriniz. 2. Disiplinin kurumsallaşması çabasında yürütülen çalışmalar hakkında bilgi veriniz. 3. İlk büyük tartışma hakkında bilgi vererek, bu tartışmanın disiplinin gelişimi açısından yaptığı katkıları açıklayınız. 4. Realizmi 1950’li yıllara kadar disiplinde dominant paradigma olmasının altında yatan nedenler nelerdir, açıklayınız. 5. ikinci büyük tartışmanın tarafları ve temel argümanları hakkında bilgi veriniz. 6. Uluslararası İlişkiler'de Postpozitivizmin temel ilkeleri ve katkıları hakkında bilgi veriniz. Ek Okuma Önerileri Atila Eralp, vd. Devlet, Sistem ve Kimlik, 14. Baskı, İstanbul: iletişim, 2013. Chris Brovvn, Kirşten Ainley, Uluslararası İlişkileri Anlamak, Çeviren: Arzu Oyacıoğlu, İstanbul: Yayınodası, 2007. Deniz Ülke Arıboğan, Uluslararası İlişkiler Düşüncesi, İstanbul: Bahçeşehir Üniversitesi Yayınları, 2007. Scott Burchil, vd. Uluslararası İlişkiler Teorileri, Çeviren: M. A. Ağcan, A. Aslan, İstanbul: Küre Yayınları, 2012. Tayyar Arı, Uluslararası İlişkiler Teorileri, İstanbul: MKM Yayınları, 2012. Torbjon L. Knutsen, Uluslararası İlişkiler Teorisi Tarihi, Çeviren: Mehmet Özay, İstanbul: Açılım Kitap, 2005. Şaban Kardaş, Ali Balcı, (Editörler), Uluslararası İlişkilere Giriş, Küre Yayınları, İstanbul, 2014