‹.Ü. Cerrahpafla T›p Fakültesi Sürekli T›p E¤itimi Etkinlikleri Kardiyoloji Güncelleme 2012 Sempozyum Dizisi No: 77 • Haziran 2012; s. 9-16 KARD‹YOVASKÜLER R‹SK‹N DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹ Uzm.Dr. Bar›fl ‹K‹T‹MUR Kardiyovasküler hastal›klar (KVH) orta yafll› ve yafll› popülasyonda görülen ölümlerin en önde gelen nedenidir (1). Ortalama yaflam beklentisinin yükselmesi ile beraber bu problemin getirece¤i yük a¤›rlaflmakta ve kardiyovasküler (KV) hastal›klardan korunma kavram›n›n önemi giderek artmaktad›r. KARD‹YOVASKÜLER R‹SK‹N AZALTILMASI Kardiyovasküler hastal›klardan korunmak için öncelikle etyolojik faktörlerin ve epidemiyolojik olarak belirlenmifl risk faktörlerinin tan›mlanmalar› gerekmektedir. Dünya Sa¤l›k Örgütü kardiyovasküler risklerin azalt›lmas›nda üç temel strateji belirlemifltir. Bunlardan ilki tüm toplumda KVH’›n yayg›n bir flekilde görülmesine neden olan çevresel, sosyal, ekonomik ve yaflam biçimi ile iliflkili faktörlerin belirlenip ortadan kald›r›lmas›na yönelik olan toplum temelli stratejidir. Bir di¤er strateji ise klinik olarak koroner ya da di¤er aterosklerotik hastal›k tan›s› konmufl kiflilerde tekrarlayan kardiyovasküler olaylar›n engellenmesine yönelik olan ikincil korunma stratejisidir. Sonuncu olarak ele alaca¤›m›z ise hastal›k geliflimi aç›s›ndan yüksek risk tafl›yan ancak görünürde sa¤l›kl› olan bireylerin belirlenerek bu bireylerde risk azalt›lmas› yap›lmas›n›n amaçland›¤› “yüksek risk” stratejisidir (1). Kardiyovasküler risklerden korunma ister birincil, ister ikincil korunma niyetiyle yap›ls›n, ana hedef, koroner kalp hastal›¤› (KKH) ve di¤er aterosklerotik hastal›klara ba¤l› olay risklerinin azalt›lmas› yoluyla kiflilerin mortalite ve morbiditelerini düflürmektir. Bu flekilde yaflam süre ve kalitesinin artt›r›lmas› olanakl› olacakt›r. 9 • Uzm.Dr. Bar›fl ‹K‹T‹MUR KARD‹YOVASKÜLER R‹SK FAKTÖRLER‹ Kardioyovasküler hastal›klar›n fizyopatolojisinde önemli bir yer tutan ateroskleroz, bir çok faktörün karfl›l›kl› olarak etkileflmesi ile ortaya ç›kan karmafl›k bir süreçtir. Bu süreç ile iliflkili olan, de¤ifltirilme flans› olmayan ve de¤ifltirilebilir risk faktörleri epidemiyolojik çal›flmalar arac›l›¤› ile tan›mlanm›flt›r. Risk faktörü ile hastal›k aras›nda nedensel bir iliflki bulundu¤u düflünülse de, bilinen mevcut risk faktörleri olmayan bireylerde de KVH oluflabilece¤i ak›ldan ç›kmamal›d›r. De¤ifltirmenin olanakl› olmad›¤› risk faktörleri aras›nda yafl, cinsiyet ve ailede erken yaflta KVH öyküsü olmas› say›labilir. ‹lerleyen yafl ile beraber kardiyovasküler olay geçirme riski artmaktad›r. Erkeklerin, en az›ndan menapoz öncesi kad›nlardan daha fazla KVH riski tafl›d›klar› bilinmektedir. Bu de¤ifltirilemeyen risk faktörleri klinikte ancak birincil korunma s›ras›nda kiflilere yaklafl›mda ve global KV riskin hesaplanma sürecinde ifle yarayacakt›r. Bilinen de¤ifltirilebilir KV risk faktörleri aras›nda sigara kullan›m›, hipertansiyon, diabetes mellitus, lipid bozukluklar›, obezite, fiziksel aktivite azl›¤› ve psiko-sosyal faktörler say›labilir. Tablo 1. Kardiyovasküler Hastal›k Risk Faktörleri De¤ifltirilemeyen KVH Risk Faktörleri De¤ifltirilebilir KVH Risk Faktörleri - Yafl* - Cinsiyet - Ailede erken yaflta** KVH öyküsü - Sigara kullan›m› - Diabetes Mellitus - Hipertansiyon - Lipid bozukluklar› - Obezite - Fiziksel inaktivit * Erkeklerde ≥45, kad›nlarda ≥55 veya erken menopoz, ** Birinci derece akrabalardan erkeklerde <55, kad›nlarda <65 yafl (2) 10 Kardiyovasküler Riskin De¤erlendirilmesi • Bu risk faktörlerine klinikte nas›l yaklafl›laca¤› sorusu gündeme geldi¤inde, tedavi etme s›n›rlar›n› belirlemek için her bir faktör için bir eflik de¤er belirlenmesi gerekmifltir. Bu klinik normlar, asl›nda korunma amaçl› kullan›lacak normlar ile efl anlaml› de¤ildir. Klinik normlar, eldeki parametrenin tedavi edilmesi ile sa¤lanan faydan›n, tedavi ile iliflkili riskten daha fazla oldu¤unun klinik çal›flmalar ile gösterilmesi ile oluflturulmaktad›r. Korunma amaçl› kullan›lan normlara ise, epidemiyolojik çal›flmalarda KVH ortaya ç›kma riskinin minimal oldu¤u efliklerin belirlenmesi ile karar verilmektedir. Bu iki de¤erin her zaman ayn› olmayabilece¤ini fark etmemiz, hastal›k var olmad›¤›n›, örne¤in hipertansif olmad›¤›n› söyledi¤imiz bir bireydeki kan bas›nc› de¤erinin nas›l o birey için asl›nda global riske katk›da bulunabilece¤ini anlamam›z› da kolaylaflt›r›r. GLOBAL KARD‹YOVASKÜLER R‹SK‹N BEL‹RLENMES‹ Klinikte karfl›lafl›lan kiflilerin herhangi bir hastal›klar› olup olmad›¤›n›n saptanmas› için genellikle önceden belirlenmifl tan› kriterleri kullan›l›r. Kan bas›nc› 140/90 mmHg’n›n üzerinde olan kiflilerin hipertansiyon hastas› olduklar›n›n söylenmesi örne¤inde oldu¤u gibi, kiflilerin muayene ve laboratuar bulgular› kullan›larak herhangi bir hastal›klar› olup olmad›¤› belirtilmektedir. Ancak kardiyovasküler riske katk› sa¤lad›¤› bilinen kan bas›nc› gibi parametrelerin asl›nda sürekli bir dizi oluflturdu¤u unutulmamal›d›r. Yine hipertansiyon örne¤inden hareket edilecek olursa, kan bas›nc› 136/86 mmHg olan birinin kan bas›nc›n›n kardiyovasküler riskine yapt›¤› katk›n›n, kan bas›nc› 141/91 mmHg olan baflka birininkinden çok daha az oldu¤unu söylemek gerçekçi olmayacakt›r. Bu örnek bize hastalar›n teker teker KV risklerini artt›racak hastal›klar› olup olmad›¤›na bak›lmas›n›n, klinik pratikte gerçek global KV risklerin ön görülmesinde yetersiz kalabilece¤ini düflündürmektedir. Bu gibi kayg›lar 1990’l› y›llarda toplam KV riskin belirlenmesi kavram›n› gündeme getirmeye bafllam›flt›r. Örne¤in kan bas›nc› yüksekli¤i tedavisinin yaln›zca kan bas›nc› düzeyine göre de¤il, mutlak KV riskin düzeyi göze al›narak yap›lmas› gerekti¤i konsepti öne 11 • Uzm.Dr. Bar›fl ‹K‹T‹MUR sürülmüfltür (3). Benzer bir yaklafl›m hiperlipidemisi olan hastalar için de gündeme gelmifltir. 3. Amerikan Ulusal Kolesterol E¤itim Program› – Eriflkin Tedavi Paneli (NCEP-ATP III) hiperlipidemi tedavisinde hedeflerin efllik eden di¤er KV risk faktörleri ve KV hastal›klara göre seçilmesi kavram›n› klinik prati¤e sokmufltur (4). KV risklerin tümünün bir arada de¤erlendirilerek gerekli tedavilerin toplam ya da global KV riskin düzeyine göre planlanmas› gerekmektedir. Hastalar› herhangi bir KV hastal›k için de¤erlendirirken global KV risklerine katk›da bulunacak faktörlerin teker teker sorgulanmal›d›r. Bu flekilde belirlenecek global risk, tedavi karar›n›n ve tedavinin yo¤unlu¤unun belirlenmesinde yol gösterici olacakt›r. Kan bas›nc› yüksekli¤i aç›s›ndan sorgulanan bir bireyin sigara içip içmedi¤i, plazma lipid düzeylerinin ne oldu¤u, diyabetik olup olmad›¤›, daha önceden herhangi bir KVH’a iflaret edebilecek belirti ve bulgular›n›n olup olmad›¤› verilecek tedavinin fleklinin ve yo¤unlu¤unun saptanmas›nda belirleyici olmaktad›r. Sa¤l›kl› bireylerde koruyucu tedavinin belirlenmesinde global KV riskin saptanmas› önemlidir. Verilecek korunma amaçl› tedavilerin getirece¤i riskler, sa¤lanacak faydadan daha fazla olmamal›d›r. Bu nedenle, herkese ayn› yo¤unlukta birincil korunma tedavisi önerilemeyece¤i aç›kt›r. Gelecek on y›l içerisinde miyokard infarktüsü geçirme riski %20’nin üzerinde olan kiflilerin birincil korunma aç›s›ndan yap›lacak müdahalelerden fayda görecekleri düflünülmekte olup bu kifliler yüksek riskli guruba dahil edilmektedirler (5). Kardiyovasküler riskin tahmini için hastalar›n sahip olduklar› risk parametrelerinin bir arada gösterilip toplam KV riskin, on y›l içerisinde ilk ölümcül ya da ölümcül olmayan KKH olay›n›n gerçekleflme ihtimalinin yüzde olarak bulunmas›nda kullan›labilece¤i çizelgeler yap›lm›flt›r. Avrupa Kardiyoloji Cemiyeti’nin de katk›da bulundu¤u birleflik k›lavuzlar en son 2007 y›l›nda bas›larak KV risk belirlenmesinde yeni bir sistem olan “Sistematik Koroner Risk Hesaplamas› – SCORE” yarat›lm›flt›r (5). Bu sistem Avrupa’da yap›lm›fl 12 prospektif kohort çal›flmas›n›n verileri kullan›larak haz›rlanm›flt›r. Düflük riskli ve yüksek 12 Kardiyovasküler Riskin De¤erlendirilmesi • riskli ülkeler için iki ayr› çizelge haz›rlanm›fl ve bu çizelgeler kullan›larak on y›l içerisinde hastan›n yaflayabilece¤i ilk ölümcül kardiyovasküler olay›n (kalp krizi, inme, aort anervrizmas› rüptürü vb.) olas›l›¤›n›n yüzde olarak belirlenmesi yap›labilir hale gelmifltir. De¤iflik Avrupa ülkeleri kendi popülasyonlar›na göre bu SCORE çizelgelerini kalibre ederek kullan›ma alm›fllard›r. Bu çizelgenin elektronik bir versiyonu da HEARTSCORE ad› ile internette kullan›mdad›r. Bu hesaplama arac›n›n Türkiye için olan ve Türk Kardiyoloji Derne¤i taraf›ndan desteklenen özel bir versiyonu da kullan›mdad›r. 13 • Uzm.Dr. Bar›fl ‹K‹T‹MUR fiekil: Yüksek KVH riski olan ülkeler için SCORE risk flemas› (5) Amerika Birleflik Devletleri’nde Framingham Kasabas›’nda yaflayanlar›n uzun y›llar boyunca takip edilmeleri ile elde edilen epidemiyolojik veriler hastalar›n sonraki 10 y›l içerisindeki KVH risklerini öngörebilmek için bir algoritman›n yarat›lmas›na olanak sa¤lam›flt›r (6). 3. Amerikan Ulusal Kolesterol E¤itim Program› – Eriflkin Tedavi Paneli (NCEP-ATP III) hastalar› bu Framingam algoritmas›na dayanarak KVH risk kategorilerine ay›rm›flt›r (4). Bu algoritmada sigara, toplam kolesterol, yafl (erkeklerde >45, kad›nlarda >55), HDL kolesterol (40 mg/dl alt› riskli, >60 mg/dl olursa bir di¤er risk faktörünü etkisiz k›lar), cinsiyet gibi faktörler yer almaktad›r. ATP 14 Kardiyovasküler Riskin De¤erlendirilmesi • III bunlara ek olarak erken aile hikayesini de risk hesaplamas›n›n içine katm›flt›r. Global KVH riskinin de¤erlendirilmesinde kullan›lan önemli bir dizi veri de Almanya’da yap›lan PROCAM Çal›flmas›’ndan elde edilmifltir (7). Bu çal›flmada aynen Framingham Çal›flmas›’ndaki gibi bir kohort uzun y›llar boyunca KVH aç›s›ndan takip edilerek bir risk öngörme algoritmas› oluflturulmufltur. Bu algoritmada kullan›lan de¤iflkenler aras›nda cinsiyet, LDL-kolesterolü, sigara, HDL-kolesterolü, sistolik kan bas›nc›, ailede miyokard infarktüsü öyküsü, diyabet ve trigliseridler yer almaktad›r. Bu risk faktörleri sorgulanarak her bir de¤iflken için önceden belirlenmifl bir risk puan› verilmekte ve tüm puanlar toplanmaktad›r. 10 y›ll›k akut koroner olay riski toplam puan› 50’nin üzerindeki hastalarda birden artmakta olup 10 y›ll›k KVH riskinin %20 üzerinde olmas›na karfl›l›k gelen PROCAM puan› 53 olarak al›nmaktad›r. Her ne kadar böyle algoritmalar yüksek ve orta riskli hastalara e¤ilmemize yol açsalar da, klinik pratikte akut bir KV olay ile karfl›laflt›¤›m›z hastalar›n önemli bir bölümünün düflük riskli guruptan gelebilece¤i gerçe¤i de unutulmamal›d›r. PROCAM Çal›flmas›’nda görülen akut miyokard infarktüslerinin 1/3’ü kohortun %7, 7’sini oluflturan yüksek riskli gurupta, 1/3’ü kohortun %15’ini oluflturan orta riskli gurupta, 1/3’ü ise kohortun %77, 3’ünü oluflturan “düflük” riskli gurupta görülmüfltür. Yine bu çal›flmada global KVH riski yüksek hastalarda düflük HDL kolesterolün KVH riski ile çok kuvvetli bir flekilde iliflkili oldu¤u bulunmufltur. PROCAM algoritmas›n› kullanan bir risk hesaplama arac›na internet yoluyla eriflmek mümkündür. KAYNAKLAR 1. World Health Organization. Prevention of Cardiovascular Disease: Guidelines for Assessment and Management of Total Cardiovascular Risk. Geneva: WHO, 2007. 2. Onat A, Büyüköztürk K, Sansoy V, et al. TKD koroner kalp hastal›¤› korunma ve tedavi k›lavuzu Türk Kardiol Dern Arfl 2002;30:568-94. 3. Jackson R, Barham P, Bills J et al. Management of raised blood pressure in New Zealand: a discussion document. BMJ 1993; 307: 107 – 10. 15 • Uzm.Dr. Bar›fl ‹K‹T‹MUR 4. Third Report of the National Cholesterol Education Program (NCEP) Expert Panel on Detection, Evaluation, and Treatment of High Blood Cholesterol in Adults (Adult Treatment Panel III) final report. Circulation 2002; 106: 3143 – 421. 5. Graham I, Atar D, Borch - Johnsen K et al. European Guidelines on Cardiovascular Disease Prevention in Clinical Practice: Fourth Joint Task Force of the European Society of Cardiology and Other Societies on Cardiovascular Disease Prevention in Clinical Prevention in Clinical Practice. Eur J Cardiovasc Prev Rehabil 2007; 14(suppl2): S1 – S113. 6. Wilson PWF, D’Agostino RB, Levy D, Belanger AM, Silbershatz H, Kannel WB. Prediction of coronary heart disease using risk factor categories. Circulation 1998; 97: 1837–1847. 7. Assmann G. Dyslipidemia and global cardiovascular risk: clinical issues. Eur Heart J 2006; 8(Supplement F): F40-F46. 16 ‹.Ü. Cerrahpafla T›p Fakültesi Sürekli T›p E¤itimi Etkinlikleri Kardiyoloji Güncelleme 2012 Sempozyum Dizisi No: 77 • Haziran 2012; s. 17-34 YEN‹ KILAVUZLARIN ÖNER‹LER‹NE GÖRE H‹PERTANS‹YON TANI VE TEDAV‹S‹ Prof.Dr. Hüsniye YÜKSEL G‹R‹fi Hipertansiyon tüm Dünya’da oldu¤u gibi ülkemizde de önemli bir halk sa¤l›¤› problemidir. Önemi iskemik veya hemorajik inme ve vasküler demans gibi serebrovasküler hastal›k, hipertansif retinopati, miyokard infarktüsü ve kalp yetersizli¤i, kronik böbrek yetersizli¤i, periferik vasküler hastal›k ve erken ölüm için major bir risk faktörü olmas›ndan kaynaklanmaktad›r. Dünya Sa¤l›k Örgütü taraf›ndan 2000 y›l›nda yay›nlanan bir raporda kolesterol yüksekli¤i, sigara, obezite gibi di¤er kardiyovasküler risk faktörleri aras›nda ölüme neden olmas› aç›s›ndan birinci s›rada yer alm›flt›r. Ülkemiz hipertansiyon prevalans›n›n yüksek oldu¤u ülkelerdendir. TEKHARF (Türk Eriflkinlerinde Kalp Hastal›klar› ve Risk Faktörleri) çal›flmas› verilerine göre kohortun 2007-2008 y›llar›nda yap›lan taramas›nda 33 yafl üzerindeki eriflkinlerde antihipertansif ilaç kullanan ya da arter bas›nc› 140/90 mmHg üzerinde olanlar›n prevalans› erkeklerde %38, kad›nlarda %53 olarak bulunmufltur. Yafl›n kontrol edildi¤i sistolik ve diyastolik kan bas›nc›, kohortun bütününde en güçlü korelasyonlar› her iki cinsiyette antropometrik ölçümler ile sergilemifltir. Ülkemizde halen 12.3 milyon bireyde hipertansiyon var oldu¤u tahmin edilmektedir. Ancak sevinilecek nokta fludur ki, Türkiye’de kan bas›nc› da¤›l›m›n›n zirveye ulaflt›¤› 2000 y›l›ndan beri ne ölçüde geriledi¤i araflt›r›ld›¤›nda, 1990-2000 y›l› aras› dönemde erkeklerde 4.4mm Hg, kad›nlarda 6,4 mmHg net art›fl gösteren kan bas›nc›n›n 2007/08 taramas›nda her iki cinste 8 mmHg (sistolik) gerilemifl olmas›d›r. Bu durum halen antihipertansif ilaç uygulamas›n›n 17 • Prof.Dr. Hüsniye YÜKSEL baflar›l› oldu¤unu vurgulamaktad›r. Yine ülkemizde 2005 y›l›nda yap›lan di¤er bir tarama çal›flmas› PATENT’te (Prevalence Awareness Treatment and Control of Hypertension in Turkey) 18 yafl ve üzerindeki eriflkinlerde hipertansiyon prevalans› erkeklerde %27.5, kad›nlarda %36.1 olarak bulunmufltur. 2010 y›l›nda ayn› kohortta hipertansiyon s›kl›¤› araflt›r›ld›¤›nda 4 y›l boyunca hipertansiyon art›fl h›z› tüm yafl gruplar›nda %21.4 olarak bulunmufl, 65 yafl üzerinde art›fl h›z›n›n %43.3’e ulaflt›¤› ifade edilmifltir. Hipertansiyon s›kl›k h›z›n›n en iyi öngörücüleri de yafl, obezite, alkol tüketimi ve k›rsal alanda yaflama olarak bildirilmifltir. Tedavi edilmedi¤inde giderek yükselen arter bas›nc› vasküler ve renal hasara neden olarak tedaviye dirençli duruma gelir. Sistolik kan bas›nc›nda her 2 mmHg’lik art›fl›n kardiyovasküler mortaliteyi %7, inme mortalitesini %10 oran›nda art›rd›¤› rapor edilmifltir. Gerekli önlemlerle birlikte farmakolojik tedavisi yap›ld›¤›nda ise 60 yafl alt›nda kan bas›nc›n› 10/5-6 mmHg düflürmek inme riskini %42, koroner olay riskini %14, 60 yafl›n üzerinde kan bas›nc›n› 15/6 mmHg düflürmek tüm sebeblerden ölümü %15, kardiyovasküler mortaliteyi %36, inme s›kl›¤›n› %35, koroner arter hastal›¤› s›kl›¤›n› %18 azaltmaktad›r. H‹PERTANS‹YON TANIM ve SINIFLAMASI Hipertansiyon tan›s› koyabilmek için önce normal kan bas›nc› de¤erinin ne oldu¤unu bilmek gerekir. Kardiyovasküler risk ile sistolik ve diyastolik bas›nç için s›ras›yla 115-110 ve 75-70 mmHg’ya kadar sürekli bir iliflki bulunmas› hipertansiyon tan›m›n› bilimsel olarak sorgulanabilir hale getirmekle birlikte, s›n›r de¤erlerin kullan›m› günlük pratikte tan› ve tedavi yaklafl›mlar›n› basitlefltirecektir. Ayr›ca hastan›n bireysel olarak riski, hipertansiyonun derecesi ile korelasyon gösterdi¤i için bir s›n›flama sistemi tedavinin ayarlanmas›nda gerekli olacakt›r. Avrupa Kardiyoloji Derne¤i’nin 2007 k›lavuzunda ve Amerikan Bileflik Ulusal Komitesi’nin 2003 y›l›nda yay›nlanan raporunda 18 yafl›n üzerindeki eriflkinlerde kan bas›nc› s›n›flamas› afla¤›daki gibidir. 18 Yeni K›lavuzlar›n Önerilerine Göre Hipertansiyon Tan› ve Tedavisi • Tablo 1: Amerika Birleflik Ulusal Komitesi arter bas›nc› s›n›flamas› (JNC VII) 2003 Tablo 2: Avrupa Kardiyoloji Cemiyeti ve Hipertansiyon Derne¤i kan bas›nc› s›n›flamas› (ESC-EHS), 2007 Hipertansiyon tan›s› genel olarak klinikte kan bas›nc›n›n standart tekniklerle ölçümü ile konur. Her hekim muayene etti¤i veya izledi¤i hastas›n›n arter bas›nc›n› bilmelidir. Arter bas›nc› ölçümü kardiyovasküler riski belirlemek, hipertansiyonu elemek ve hipertansiyon var ise tedaviyi izlemek amac›yla yap›l›r. 19 • Prof.Dr. Hüsniye YÜKSEL Hipertansiyon tan›s› ‹ngiliz Hipertansiyon Derne¤i’nin (BSH) 2011 k›lavuzunda hipertansiyon tan›s› için s›ras›yla flu uygulamalar›n yap›lmas› önerilmektedir. 1-Öncelikle arter bas›nc› ölçümü için standart bir haz›rl›k yap›lmas› gerekir. Hastada anksiyete, stres veya a¤r› olmamal›, en az 30 dakikad›r sigara veya kahve içmemifl olmal›, adrenerjik stimulan (örn. phenylephrine veya pseudoephedrine) madde kullanmam›fl olmal›, mesane ve barsaklarda bir sorun olmamal›, kol ve önkolu s›kacak giysiler giyilmemeli, oda sessiz ve ›s›s› normal olmal›, ölçümden önce 5 dakika dinlenmeli, hasta ölçüm öncesi ve s›ras›nda sessiz ve sakin olmal›, ayaklar› yere de¤meli, bacak bacak üzerine atmamal›, s›rt› rahatca koltu¤a yaslanm›fl ve ölçüm yap›lacak kolu kalp hizas›nda desteklenmifl biçimde olmal›, kol geniflli¤ine uygun manflon ile ölçüm yap›lmal›d›r. Radial nab›z palpe edilmeli, nabz›n kayboldu¤u seviyenin 30 mmHg üzerine kadar manflon fliflirilmeli ve yavafl h›zda indirilmelidir. Ölçüm cival› manometre veya kalibrasyonu yap›lm›fl aneroid kan bas›nc› ölçüm aleti veya validasyonu yap›lm›fl otomatik ölçüm yapan aletlerle yap›labilir. Ölçüm öncesi nab›z kontrol edildi¤inde atriyal fibrilasyon varsa manuel ölçüm yap›lmal›d›r. 2- Arter bas›nc› her iki kolda ölçülmeli, e¤er iki kol aras›nda 20 mmHg’dan fazla fark var ise ölçüm tekrarlanmal›, farkl›l›k devam ediyorsa sonraki ölçümler yüksek olan taraftan yap›lmal› ve uzman›na gönderilmelidir. ‹ki kol aras›nda 20 mmHg’dan fazla fark genellikle vasküler bir patolojiyi iflaret eder. Diyabetiklerde, 65 yafl›n üzerinde olanlarda ortostatik hipotansiyon olas›l›¤› nedeniyle özellikle semptom belirtenlerde ayakta da kan bas›nc› ölçümü yap›lmal›d›r. 3- Klinik kan bas›nc› ≥ 140/90 mmHg bulunmufl ise hipertansiyon tan›s›n› do¤rulamak için ambulatuvar kan bas›nc› ölçümü (AKBÖ) önerilmelidir. AKBÖ ile hipertansiyon tan›s›nda kiflinin uyan›k oldu¤u saatlerde (örn. 08-22 saatleri) saat bafl› 2 ölçüm yap›lmal› ve en az 14 ölçüm ortalamas› kullan›lmal›d›r. Hipertansiyon tan›s›n›n 20 Yeni K›lavuzlar›n Önerilerine Göre Hipertansiyon Tan› ve Tedavisi • do¤rulanmas›nda en do¤ru ölçüm metodu olarak AKBÖ önerilmektedir. Ayr›ca AKBÖ beyaz önlük hipertansiyonu ve maskeli hipertansiyon tan›s›nda da yararl›d›r. 4- E¤er hasta AKBÖ’yü tolere edemiyorsa hipertansiyon tan›s›n›n do¤rulanmas›nda di¤er bir alternatif ev kan bas›nc› ölçümüdür (EKBÖ). Bu yöntemde kifli otururken bir dakika ara ile 2 ölçüm yap›lmal›, kan bas›nc› günde iki kez, ideali sabah ve akflam, kaydedilmeli, ölçümler en az 4, ideali 7 gün yap›lmal›, ilk gün yap›lan ölçümleri d›fllayarak di¤er günlerin ortalamas›n› almal›d›r. 5-Hipertansiyonun do¤rulanmas›n› beklerken hedef organ hasar› araflt›r›lmal› (örn.sol ventrikül hipertrofisi, kronik böbrek hastal›¤›, hipertansif retinopati) ve kardiyovasküler risk yükü hesaplanmal›d›r. 6- Hastada ciddi hipertansiyon mevcut ise AKBÖ veya EKBÖ’yü beklemeden antihipertansif ilaç tedavisine bafllanmal›d›r. Hipertansiyon tan›s› almam›fl ise befl y›lda bir arter bas›nc› kontrolü yeterli olur. Kan bas›nc› 140/90 mmHg’ya yak›n de¤erlerde ise daha s›k aralarla kontrol edilmelidir. Hipertansiyon tan›s› ve s›n›flamas› afla¤›daki gibidir. Tablo 3: ‹ngiliz Hipertansiyon Derne¤i (BHS) “National Institute for Health and Clinical Excellence” (NICE) 2011 kan bas›nc› s›n›flamas› 21 • Prof.Dr. Hüsniye YÜKSEL Kanada Hipertansiyon E¤itim Program› (CHEP) 2011’de kan bas›nc› ölçümü ve tan› yaklafl›m› ise afla¤›da özetlenmifltir. 1-Kan bas›nc› otomatik ölçüm yapan aletlerle ölçülebilir. Otomatik ölçüm yapan aletlerin rutin manuel kan bas›nc› ölçümüne göre hedef organ hasar›n› öngörme ve AKBÖ gerekli¤i için daha do¤ru sonuçlar verdi¤ine dair kan›tlar artm›flt›r. Do¤ru ölçüm yap›labilmesi için NICE önerilerinde oldu¤u gibi standart haz›rl›k yap›lmal›d›r. Hastan›n klini¤i ilk muayene s›ras›nda acil durum gösteriyor, örne¤in asemptomatik diyastolik kan bas›nc› ≥ 130 mmHg, hipertansif ensefalopati veya akut aort diseksiyonu söz konusu ise hemen tedavisi yap›lmal›d›r. Yafl› 65 ve üzerinde olanlarla, diyabetiklerde ve ortostatik hipotansiyon semptomlar› tan›mlayanlarda ayakta 1-5 dakika durduktan sonra kan bas›nc› ölçümü yap›lmal›d›r. 2-‹lk vizitte kan bas›nc› ≥140/90 ise ayn› vizitte 2 ölçüm daha yap›lmal› sonraki 2 ölçümün ortalamas› klinik kan bas›nc› olarak kaydedilmeli ve tan›sal testler, kardiyovasküler risk faktörleri (Tablo: 4) ve hedef organ hasar›n›n (Tablo: 5) araflt›r›lmas› için gerekli testler istenmeli, hasta bir ay içinde 2. vizete ça¤r›lmal›d›r. E¤er kan bas›nc› yüksek normal (130-139/85-89mmHg) ise y›ll›k kontrol önerilmelidir. Kilolu ve yüksek normal kan bas›nc› olan kiflilerin %40’›nda 2 y›l, %63’ünde 4 y›l içinde hipertansiyon geliflti¤i yap›lan çal›flmalarda gösterilmifltir. 3-‹kinci vizitte kan bas›nc› ≥140/90, makrovasküler organ hasar›, diyabet, kronik böbrek hastal›¤› (GFR<60 mL/dak) mevcutsa hipertansiyon tan›s› konur. 4-‹kinci vizite makrovasküler organ hasar›, diyabet veya kronik böbrek hastal›¤› yok, fakat kan bas›nc› ≥180/110 mmHg oldu¤unda yine hipertansiyon tan›s› konur. Ancak kan bas›nc› bu de¤erin alt›nda (140-179/90-109 mmHg) bulunursa flu 3 uygulamadan biri yap›larak hipertansiyon tan›s› konabilir. 22 Yeni K›lavuzlar›n Önerilerine Göre Hipertansiyon Tan› ve Tedavisi • a) Klinik veya ofis kan bas›nc› ölçümü: Kan bas›nc› 3.vizitte ≥160/100 mmHg ise hipertansiyon tan›s› al›r. Arter bas›nc› <160/100 mmHg bulundu¤unda AKBÖ veya EKBÖ istenir, 4.- 5. vizitte ≥140/90 mmHg ise tan› hipertansiyon b) AKBÖ: Uyan›k iken ölçülen kan bas›nc› ortalamas› ≥135/85 veya 24 saattlik ortalama ≥130/80 mmHg ise tan› hipertansiyon c) EKBÖ: Kan bas›nc› ortalamas› ≥135/85 mmHg ise tan› hipertansiyon, <135/85 oldu¤unda AKBÖ önerilir. 5- Sekonder hipertansiyon düflündürecek klinik bulgular varsa nedenlerini araflt›rmak üzere labaratuar tetkikleri istenebilir. 6- Son vizite hasta hipertansif kabul edilmez ise, y›lda bir kan bas›nc› ölçümü ile takibi yap›lmal›d›r. 7-Hipertansif hasta yaflam tarz› de¤iflikli¤i önerileri almal› (nonfarmakolojik tedavi), 3-6 ayl›k aral›klarla takip edilmelidir. Yüksek kan bas›nc› de¤erleri varsa daha k›sa aralarla (1-2 ay) takip edilir. 8-Antihipertansif ilaç tedavisi alan hasta kan bas›nc› seviyesine göre 1-2 ayl›k aralarla üst üste 2 vizitte hedef de¤erin alt›na ininceye kadar takip edilmelidir. Laboratuar tetkikleri Hipertansiyon tan›s› alan hastada rutin olarak yap›lmas› gereken laboratuar testleri için öneriler flu flekildedir: ‹drar muayenesi, kanda sodyum, potasyum ve kreatinin tayini, açl›k kan flekeri, açl›k total kolesterol, yüksek ve düflük yo¤unluklu lipoprotein kolesterol ve trigliserid, standart 12 derivasyonlu elektrokardiyogram. Diyabetli hastada idrarda albüminüri tayini önemlidir. 23 • Prof.Dr. Hüsniye YÜKSEL Tedavi için eflik kan bas›nc› de¤erleri, NICE (National Institute for Health and Clinical Excellence) k›lavuzu önerileri 1-E¤er kan bas›nc› ≥180/110 mmHg ise AKBÖ veya EKBÖ sonucu beklemeden hemen farmakolojik tedaviye bafllanmal› ve yaflam tarz› de¤iflikli¤i önerilmelidir. 2-Evre 1 hipertansiyonu (ortalama AKBÖ≥ 135/85 <150/95 mmHg veya klinik ölçümde ≥140/90 mmHg <160/100 mmHg) ve yafl› 80’nin alt›nda olan kiflilerde hedef organ hasar› var, kardiyovasküler hastal›k, böbrek hastal›¤› veya diyabet gibi hastal›klardan bir veya daha fazlas› efllik ediyor veya 10 y›l içinde kardiyovasküler hastal›k riski ≥ %20 ise hemen tedavi önerilmelidir. 3-Herhangi bir yaflta evre 2 hipertansiyon (ortalama AKBÖ veya EKBÖ≥150/95 mmHg, klinik KB≥160/100 mmHg) saptad›¤›nda hedef o r g a n h a s a r › n a b a k › l m a k s › z › n t e d a v i b a fl l a t › l m a l › d › r. 4-Yafl < 40, evre 1 hipertansiyon var, fakat hedef organ hasar›, kardiyovasküler hastal›k, diyabet veya böbrek hastal›¤› yok ise sekonder hipertansiyon nedenleri araflt›r›lmal› ve potansiyel hedef organ hasar›n› ortaya ç›karmak için daha detayl› araflt›rma yap›lmal›d›r, çünkü bu kiflilerde 10-y›ll›k kardiyovasküler olay riski gerçekte oldu¤unun alt›nda hesaplanabilir. Tablo 4: Aterosklerotik kardiyovasküler risk faktörleri 24 Yeni K›lavuzlar›n Önerilerine Göre Hipertansiyon Tan› ve Tedavisi • Klinik olarak aterosklerotik hastal›k öncülük etmifl ise aterosklerotik olay tekrarlama riski çok yüksek demektir. Kanada Hipertansiyon E¤itim Program› (CHEP) Tablo 5: Hedef organ hasar›. GFR: Glomerül filtrasyon h›z› Kanada Hipertansiyon E¤itim Program› (CHEP) Tedavi için eflik kan bas›nc› de¤erleri, CHEP k›lavuzu önerileri 1-Makrovasküler hedef organ hasar› veya di¤er kardiyovasküler risk faktörleri olmaks›z›n kan bas›nc›≥160/110 mmHg ise her yaflta antihipertansif tedavi bafllat›lmal›, yaflam tarz› de¤iflikli¤i önerilmelidir. 25 • Prof.Dr. Hüsniye YÜKSEL 2-Makrovasküler organ hasar› veya di¤er kardiyovasküler risk faktörleri efllik ediyor ve kan bas›nc› ≥140/90 mmHg ise her yaflta antihipertansif tedavi önerilmelidir. TEDAV‹ Hipertansiyon tedavisinin hedefi kan bas›nc› de¤erlerini istenen hedef de¤erlerin alt›na çekmek ve kardiyovasküler risk yükünü azaltmakt›r. Bu durumda iki veya daha fazla ilaç gerekebilir ve yaflam tarz› de¤iflimi gereklidir. Yaflam tarz› de¤iflikli¤i Fizik egzersiz: Hipertansif olmayanlara hipertansiyon geliflmesini önlemek, hipertansiflere de kan bas›nc›n› düflürmek için egzersiz önerilir. Günde 30-60 dakika orta yo¤unlukta dinamik egzersiz (yürüme, bisiklete binme veya yüzme) haftada 4-7 gün, günlük aktivitelere ek olarak yap›lmas› uygundur. A¤›r egzersiz daha fazla etkili de¤ildir. Kilo verme: Sa¤l›kl› vücut a¤›rl›¤›n›n sürdürülmesi hipertansiyonun önlenmesi için önerildi¤i gibi hipertansif kiflinin kan bas›nc›n›n düflmesi için de tavsiye edilmektedir. ‹deal vücut kitle indeksi 18.5-24.9 kg/m2dir. Bel çevresi ise kad›n için 80 cm, erkek için 96 cm olmal›d›r. Kilolu veya obez hipertansif kiflilere kilo vermesi tavsiye edilmelidir. Sigara ve alkol tüketimi: Sigara çok önemli bir kardiyovasküler risk faktörü olmas› yan› s›ra hipertansiyonun ilerlemesinde de önemli rol oynar. Bu nedenle içiliyor ise mutlaka b›rak›lmas› tavsiye edilmelidir. Sa¤l›kl› bir eriflkinin günlük alkol tüketimi ise ≤2 birim/gün olmal› ve haftada erkeklerde 14, kad›nlarda 9 standart birimi geçmemelidir. Bir standart birim alkol 13.6 gr veya 17.2 mL etanol veya yaklafl›k 44 mL (%40) alkollü içki, 341 mL bira (%5 alkol) veya 148 mL (%12 alkol) flaraba eflde¤erdir. Diyet önerileri: Hipertansif ve normotensif fakat hipertansiyon geliflme riski yüksek kifliler için diyet taze meyve, sebze, az ya¤l› süt ürünleri, tam tah›ll› ve lifli yiyecekler ile bitkisel proteinlerden zengin, 26 Yeni K›lavuzlar›n Önerilerine Göre Hipertansiyon Tan› ve Tedavisi • sature ya¤, kolesterol ve tuzdan fakir olmal›d›r. DASH diyeti (Dietary Approaches to Stop Hypertension): Her besin grubundan günlük verilen miktar; tah›l ve tah›l ürünleri 7-8 kez, sebzeler 4-5 kez, meyveler 4-5 kez, düflük ya¤l› ya da ya¤s›z süt ürünleri 2-3 kez, et, kümes hayvanlar› ve bal›k ≤2, kuru yemifller ve baklagiller haftada 4-5 kez, ya¤ (yumuflak margarinler, bitkisel ya¤lar) 2-3 kez, tatl›lar haftada 5 kez. Tuz tükertimi: Hipertansiyonun önlenmesi ve tedavisi için 19-50 yafl aral›¤›nda olanlara günlük 1500 mg, 51-70 yafl aral›¤›nda günde 1300 mg, yafl> 71 için oldu¤unda 1200 mg Na al›m› yeterli olarak kabul edilmektedir. Tüm yafllar için üst s›n›r 2300 mg olarak önerilmektedir. 2300 mg Na=100mmol Na=5.8 gr NaCl=1 çay kafl›¤› tuz demektir. Stres yönetimi: Stres kan bas›nc› yükselmesine katk›da bulundu¤u için stres yönetimi düflünülmelidir. ‹laç tedavisi NICE önerileri Tedavide hedef kan bas›nc› de¤eri 80 yafl alt›nda <140/90 mmHg (AKBÖ<135/85mmHg), 80 yafl ve üzerindeki hastalarda <150/90 mmHg (AKBÖ<145/85mmHg) olmal›d›r. Hipertansiyonun ilaçla tedavisinde önerilen 4 basamakl› algoritm tablo 6’da gösterilmifltir. Kan bas›nc› kontrol edilemedi¤inde di¤er tedavi basama¤›na geçmeden önce tedavinin optimal veya tolere edilebilen en iyi doz oldu¤undan emin olunmal›d›r. 80 yafl ve üzerindeki hastalara 55-80 yafl hastalara uygulanan antihipertansif tedavi önerilebilir, ancak komorbiditeleri dikkate almak gerekir. ‹lk basamak: Yafl< 55, anjiyotensin dönüfltürücü enzim (ACE) inhibitörü veya anjiyotensin II reseptör blokeri (ARB, fiyat› ucuz) önerilir. ACE tolere edilemez ise ARB’ye geçilir. ACE inhibitörü ve ARB kombinasyonu yap›lmamal›d›r, yan etki profili yüksektir. Yafl≥ 27 • Prof.Dr. Hüsniye YÜKSEL 55 olanlar ile her yafltaki siyah ›rktan kiflilere kalsiyum kanal blokeri önerilmelidir. Ancak uygun de¤ilse (örn. ödem veya intolerans) veya kalp yetersizli¤i riski yüksek ya da kalp yetersizli¤i varsa tiyazidbenzeri diüretik önerilmelidir. E¤er diüretik tedavi bafllanacak veya de¤ifltirilecekse hidroklorotiyazid gibi konvansiyonel diüretik yerine klortalidon (12.5-25 mg/gün) veya indapamid (1.5 mg modifiye sal›n›ml›/gün veya 2.5 mg /gün) gibi tiyazid benzeri diüretikler tercih edilmelidir. Halen tiyazid diüretik kullan›yor, kan bas›nc› stabil ve iyi kontrol edilmifl ise tiyazid diüretikle devam edilir. Beta blokerler bafllang›ç tedavisi olarak önerilmemektedir. Ancak ACE inhibitörü veya ARB’ye karfl› intolerans/kontrendikasyon olanlarla sempatik aktivite art›fl› olan genç hipertansiflere veya çocuk do¤urmak isteyen genç kad›nlara beta bloker bafllanabilir. 2. basamak: Arter bas›nc› kontrolü için tek ilaç yeterli olmad›¤›nda ACE inhibitörü veya ARB kalsiyum kanal blokeri ile kombine edilmelidir. Kalsiyum kanal blokeri uygun de¤ilse (ödem, intolerans, kalp yetersizli¤i) tedaviye tiyazid benzeri diüretik eklenmelidir. E¤er ilk ilaç olarak beta bloker bafllanm›fl ise tiyazid ve benzeri diüretik yerine diyabet geliflimini önlemek için kalsiyum kanal blokeri ile kombinasyon yap›lmal›d›r. Siyah ›rktan olan kiflilerde kombinasyon tedavisinde ACE inhibitörü yerine ARB tercih edilmeli ve kalsiyum kanal blokeri ile kombine edilmelidir. 3.basamak: Tedavi için 3.bir ilaç gerekiyorsa ACE inhibitörü veya ARB’yi kalsiyum kanal blokeri ve tiyazid benzeri diüretikle kombine etmelidir. 4. basamak, dirençli hipertansiyon: Kan bas›nc› 3’lü optimal ve en iyi tolere edilen dozda tedaviye ra¤men hala >140/90 mmHg üzerinde seyrediyor ise dirençli hipertansiyon söz konusudur. 4. bir ilaç eklenebilir veya uzman tavsiyesine ihtiyaç vard›r. Tedavi için e¤er kan potasyum düzeyi 4.5 mEq/L’nin alt›nda ise düflük doz spironolakton (25 mg/gün), >4,5 mEq/L ise yüksek doz tiyazid benzeri diüretik düflünülmelidir. Yüksek doz diüretik verildi¤inde kan sodyum ve potasyum düzeyleri, renal fonksiyonlar takip edilmelidir. Yüksek doz 28 Yeni K›lavuzlar›n Önerilerine Göre Hipertansiyon Tan› ve Tedavisi • diüretik tedavisi tolere edilemez, kontrendike veya etkisiz ise alfa bloker veya beta bloker eklenmelidir. CHEP önerileri Tedavide hedef kan bas›nc› de¤eri <140/90 mmHg’dir. Diyabetiklerde <130/80 mmHg, kronik böbrek hastalar›nda <140/90 mmHg olmal›d›r. Bafllang›ç tedavisi tiyazid diüretik, ß bloker, ACE inhibitörü, uzun etkili kalsiyum kanal blokeri veya ARB’lerden biri ile monoterapi fleklinde olabilir. Alfa blokerler ilk seçenek olmamal›d›r. Tiyazid diüretik kullan›ld›¤›nda hipokalemiye dikkat edilmelidir. ACE inhibitörü, renin inhibitörleri ve ARB’ler hamilelerde kontrendikedir. 60 yafl üzerinde zorlay›c› baflka bir endikasyon olmad›kça beta blokerler, siyah ›rkta zorlay›c› baflka bir endikasyon yoksa ACE inhibitörü kullan›lmamal›d›r. Kan bas›nc› hedef de¤erin sistolik 20, diyastolik 10 mmHg üzerinde ise ilk seçenek ilaçlar aras›nadan 2 ilac›n kombinasyonu ile tedaviye bafllanabilir. ACE inhibitörü ve ARB birlikte ikili tedavi olarak ancak ileri kalp yetersizli¤i veya proteinürik nefropatisi olanlarda yak›n takip alt›nda verilebilir, aksi taktirde birlikte kullan›lmamal›d›r. Standart doz monoterapi ile arter bas›nc› hedef de¤er alt›na inmez ise ilk seçenek ilaçlar aras›nda kombinasyon yap›labilir. Faydal› seçenekler; thiazide diüretik veya kalsiyum kanal blokerlerinin ACE inhibitörü, ARB veya ß bloker ile kombinasyonu fleklindedir. ACE inhibitörü veya ARB’lere beta bloker ikinci ilaç olarak eklendi¤inde hipotansif etkiye katk›s› olmamaktad›r. Bu nedenle zorunlu bir baflka neden olmad›kça kombinasyon yap›lmamal›d›r. Nondihidropridin kalsiyum kanal blokeri ve beta bloker kombinasyonunda da bradikardi ve AV blok aç›s›ndan dikkatli olunmal›d›r. Potasyum kayb›na neden olan diüretikler ACE inhibitörleri veya ARB’ler ile combine edildi¤inde serum kreatinin ve potasyum düzeyleri takip edilmelidir. 29 • Prof.Dr. Hüsniye YÜKSEL Tablo 6: NICE ilaç tedavisi önerileri A= Anjiyotensin dönüfltürücü enzim inhibitörü veya anjiyotensin reseptör blokeri, C= Kalsiyum kanal blokeri D= Tiyazid benzeri diüretik, *Kalsiyum kanal blokeri tercih edilir, fakat ödem ve kalp yetersizli¤i riski varsa tiyazid benzeri diüretik ®düflük doz spirolonakton veya yüksek doz tiyazid benzeri diüretik Diüretikler monoterapi veya ikili tedavide kullan›lmam›fl ise 3’lü ilaç kombinasyonlar›nda kontrendikasyon olmad›kça yer almal›d›r. E¤er kan bas›nc› hala kontrol edilemiyorsa alfa bloker veya santral etkili ajanlarla kombinasyon yap›labilir. Arter bas›nc› istenen düzeye ulaflmad›¤›nda 3’lü, 4’lü antihipertansif kullan›labilirse de hastan›n ilac› kulland›¤›ndan emin olmal›, sekonder hipertansiyon olas›l›¤›n›, beyaz önlük etkisini veya araya giren ve arter bas›nc›n› yükselten baflka bir ilaç kullan›m›n›n olup olmad›¤› araflt›r›lmal›d›r. ‹zole sistolik hipertansiyonda ilk seçenek ilaçlar tiyazid diüretikler, ARB ve dihidropridin kalsiyum kanal blokerleri olarak önerilmifltir. ACE inhibitörü önerisinin olmamas› bu konuda kan›t oluflturacak çal›flma bulunmamas›ndan kaynaklanmaktad›r. Hipertansiyonun derecesine göre ilk seçenek ilaçlar aras›nda 2 veya 3’lü kombinasyonlar yap›labilir. Eger kan bas›nc› kontrol edilemiyorsa veya yan etki söz 30 Yeni K›lavuzlar›n Önerilerine Göre Hipertansiyon Tan› ve Tedavisi • konusu ise, di¤er antihipertansiflerle kombinasyon yap›labilir( (ACE inhibitörleri, alfa blokerler merkezi etkili ilaçlar, veya nondihidropridin kalsiyum kanal blokerleri). Hipertansiyona efllik eden baz› durumlarda antihipertansif tedavi Koroner arter hastal›¤›n›n efllik etti¤i durumlarda ACE inhibitörleri ve ARB’ler tavsiye edilmekle birlikte stabil angina söz konusu ise bafllang›ç tedavisi olarak beta bloker tercih edilmelidir. K›sa etkili nifedipin kullan›lmamal›d›r. Koroner arter hastal›¤›na ba¤l› kalp yetersizli¤i olmad›kça ACE inhibitörü ARB kombinasyonu yap›lmamal›d›r. Yüksek riskli hastalara kombinasyon tedavisi gerekirse ACE inhibitörü ve dihidropridin kalsiyum kanal blokeri kombinasyonu ACE inhibitörü ve diüretik kombinasyonuna tercih edilmelidir. Miyokard infarktüsü geçiren bir kiflide bafllang›ç tedavisi beta bloker ve ACE inhibitörünü içermelidir. ACE inhibitörü tolere edilemez ise ARB verilebilir. Beta bloker kontrendike ise kalsiyum kanal blokeri verilebilir, ancak kalp yetersizli¤i olmamal›d›r. Kalp yetersizli¤i olanlarda, sistolik disfonksiyon varl›¤›nda, ilk seçenek antihipertansifler ACE inhibitörü ve beta blokerdir. NYHA s›n›f II-IV semptomu olanlara, miyokard infarktüsü sonras›nda ve baz› seçilmifl hastalarda tedaviye aldosteron antagonistleri eklenmelidir. Di¤er diüretikler gerekli oldu¤unda tedaviye eklenir. ACE inhibitörü tolere edilemez ise ARB verilmelidir. ARB ve ACE inhibitörü kontrendike veya tolere edilemiyorsa hidralazin ve isosorbid dinitrat kullan›labilir. Arter bas›nc› kontrol edilemiyorsa ACE inhibitörü ARB kombinasyonu yap›labilir, ancak hipotansiyon, hiperkalemi ve renal fonksiyonlar›n bozulmas› gibi yan etkiler aç›s›ndan dikkatli olunmal›d›r. Akut iskemik inme veya geçici iskemik atak geçiren ve trombolitik tedaviye uygun olmayan hastalarda arter bas›nc› çok yüksek olmad›kça antihipertansif tedavi gerekmez. Ancak çok yüksek ise (>220/120 mmHg) kan bas›nc› yaklafl›k %15 oran›nda düflürülmeli fakat kan 31 • Prof.Dr. Hüsniye YÜKSEL bas›nc› düflüflü %25’i geçmemelidir. Daha fazla düflecek olursa özellikle intrakranial arter t›kanmalar›nda veya ekstrakranial karotis ve vertebral arter t›kanmalar›nda mevcut iskemi fliddetlenebilir veya iskemiye neden olur. ‹skemik inme geçiren fakat trombolitik tedaviye uygun olan hastalarda çok yüksek arter bas›nc› (>185/110) trombolitik tedaviye sekonder intrakraniyal hemorajiyi önlemek için ayn› anda tedavi edilmelidir. Akut faz› takiben kan bas›nc›n› hedef de¤erin alt›na (<140/90 mmHg) düflürecek tedavi planlanmal›d›r. ACE inhibitörü/diüretik kombinasyonu tercih edilir. ACE inhibitörü ARB kombinasyonu yap›lmamal›d›r. Diyabetiklerde kan bas›nc› <130/80 mmHg olmal›d›r. Kan bas›nc› hedef de¤erin 20/10 mmHg üzerinde ise 2 ilk seçenek ilaç ile tedaviye bafllanabilir. Yafll› hastalar ve otonom nöropatisi olanlarda önemli kan bas›nc› düflüklü¤ü görülebilece¤i için dikkatli olmal›d›r. Diyabet ve hipertansiyona ek olarak kardiyovasküler hastal›k veya böbrek hastal›¤› olanlarda, mikroalbüminüri veya kardiyovasküler risk faktörleri bulunanlarda inisiyal tedavi olarak ACE inhibitörü veya ARB tavsiye edilir. Yaln›zca diyabet ve hipertansiyon birlikte oldu¤unda s›ras›yla ACE inhibitörü, ARB, dihidropridin kalsiyum kanla blokerleri ve tiyazid/tiyazid benzeri diüretikler kullan›labilir. Standart doz monoterapi ile hedef de¤er alt›na inilmemifl ise kombinasyon tedavisi uygulanmal›d›r. Bu durumda ACE inhibitörü dihidropridin kalsiyum kanal blokeri ACE inhibitörü hidroklorotiyazid kombinasyonuna tercih edilmelidir. Nondiyabetik kronik böbrek hastalar›nda hedef kan bas›nc› <140/90 mmHg’dir. Hipertansiyon ve proteinürik kronik böbrek hastal›¤›nda (idrarda protein> 500 mg/24 saat veya albumin-kreatinin oran› >30 mg/mmol) bafllang›ç ilk seçenek olarak ACE inhibitörü veya ACE inhibitörüne karfl› intolerans varsa ARB düflünülmelidir. Tiyazid diüretikler eklenebilir, volüm yükü olanlarda loop diüretikleri alternatif olabilir. Gerekti¤inde di¤er antihipertansif ajanlarla da kombinasyon yap›labilir. Ancak ACE inhibitörü ARB kombinasyonu yap›lmamal›d›r. 32 Yeni K›lavuzlar›n Önerilerine Göre Hipertansiyon Tan› ve Tedavisi • Renovasküler hipertansiyon tedavisi zorunlu baflka bir endikasyon bulunmayan hipertansiyon gibi tedavi edilir. Ancak ACE inhibitörü ve ARB kullan›m›nda akut renal yetersizlik geliflebilece¤i için azami dikkat gerekir. Üç ve daha fazla ilaç ile arter bas›nc› kontrol edilemiyor, renal fonksiyonlar giderek kötülefliyor ve bilateral aterosklerotik darl›k söz konusu ise erken dönemde giriflimsel tedavi (anjiyoplasti, stent implantasyonu veya cerrahi) yap›lmal›d›r. Hipertansiyonlu hastalarda zorunlu endikasyon olmad›kça spesifik ajanlarla global kardiyovasküler korunma önerileri ise flu flekildedir: 1-Aterosklerotik hastal›¤› veya afla¤›daki (Tablo: 7) risk faktörlerinden 3 veya daha fazlas›na sahip hipertansif hastalara vasküler korunma için statin tedavisi önerilmelidir. 2-Arter bas›nc› kontrol alt›nda ise düflük doz aspirin tedaviye eklenmelidir. Tablo 7: Dislipidemik olmayan hipertansiyonlu hastalarda statin tedavisini gerekli k›lan kardiyovasküler risk faktörleri E¤er hipertansif hasta bu risk faktörlerinden 3 veya daha fazlas›na sahipse statin kullanmal›d›r. 33 • Prof.Dr. Hüsniye YÜKSEL KAYNAKLAR 1. Ezzati M, Lopez AD, Rodgers A, Hoorn SV, Murray CJL, the Comparative Risk Assesment Collaborating Group. Selected major risk factors and global and reginal burden of disease. Lancet 2002;360:1347-1360 2. Onat A: Toplumumuzda kan bas›nc› ve hipertansiyon. TEKHARF, 2009: Bölüm 6 3. Prevalence, awareness, treatment and control of hypertension in Turkey (the PATENT study in 2003). Altun B, Ar›c› M, Nergiso¤lu G, Derici U, Karatan O, Turgan C, Sindel S, Erbay B, Hasano¤lu E, Ça¤lar S, for the Turkish Society of Hypertension and Renal Disease. J Hypertens 2005;10:1817-23 4. Ar›c› M, Turgan C, Altun B, Sindel S, Erbay B, Derici U, Karatan O, Erdem Y, Hasano¤lu E, Ça¤lar S: Turkish Society of Hypertension and Renal Disease. Hypertension incidence in Turkey (HinT): a population based study. J Hypertens 2010;2:240-4 5. Lewington S, Clarke R, Qizilbash N, Peto R, Collins R, prospective studies collaboration. Age-specific relevance of usual blood pressure to vascular mortality: a meta-analysis of individual data for one million adults in 61 prospective studies. Lancet 2002;360:190313 6. Collins R, Peto R, MacMohan S, et al. Blood pressure, stroke and coronary heart disease: Part 2, short-term reduction in blood pressure: overview of randomised drug trials in their epidemiological contex. Lancet 1990;335:827-38 7. Vasan RS, Larson MG, Leip EP, Evans JC, O’Donnel CJ, Kannel WB, Levy D. Impact of high-normal blood pressure on the risks of cardiovascular disease. New Engl J Med 2001;345:1291-7 8. Pearce KA, Furberg CD, Rushing J. Does antihypertensive treatment of the elderly prevent cardiovascular events or prolong life? A meta-analysis of hypertension treatment trials. 9. Arch Fam Med. 1995;4:943-50 10. Neaton JD, Wentworth D. Serum cholesterol, blood pressure, cigarette smoking, and death from coronary heart disease. Overall findings and differences by age for 316,099 white men. Multiple Risk Factor Intervention Trial Research Group. Arch Intern Med. 1992;152:56-64. 11. 2007 Guidelines for the Management of Arterial Hypertension. The Task Force for the Management of Arterial Hypertension of the European Society of Hypertension (ESH) and of the European Society of Cardiology (ESC). J Hypertens 2007;25:25-1105 12. The Seventh Report of the Joint National Committee on Prevention, Detection, Evaluation, and Treatment of High Blood Pressure: The JNC 7 Report. JAMA. 2003;289:2560-2571 13. The 2011 Canadian Hypertension Education Program Recommendations for the Management of Hypertension Blood Pressure Measurement, Diagnosis, Assessment of Risk, and Therapy. Canadian J Cardiology 2011;27:415-33 14. NICE clinical guidelines 127. www.nice.org.uk/guidance/CG127 15. Krause T, Lovibond K, Caulfield M, McCormack T, Bryan W, on behalf of the guideline development group. Management of hypertension: summary of NICE guidance. BMJ 2011;343:d4891 doi:10.1136/bmj.d4891 34 ‹.Ü. Cerrahpafla T›p Fakültesi Sürekli T›p E¤itimi Etkinlikleri Kardiyoloji Güncelleme 2012 Sempozyum Dizisi No: 77 • Haziran 2012; s. 35-53 H‹PERL‹P‹DEM‹YE GÜNCEL YAKLAfiIM Prof.Dr. Haflim MUTLU, FESC Atar damar duvar›n›n aterosklerozuna ve trombozuna ba¤l› karrdiovasküler hastal›k [KVH,avrupada erken ölüm ve yeti kayb›na göre uyarlanm›fl yaflam y›llar›n›n (DALYs) en önde gelen nedendir.Geliflmekte olan ülkelerde giderek daha fazla görülmektedir.Avrupa birli¤inde dolayl› ve do¤rudan sa¤l›k harcamalar› dahil olmak üzere kardiyovasküler hastal›klar›n ekonomiye maliyeti y›lda yaklafl›k maliyeti 200 milyar Avroya yak›nd›r.. Kardiyovasküler hastal›klar günümüzde bir “toplum sa¤l›¤› sorunu” olarak kabul edilmektedir. 1999 y›l›nda dünya çap›nda 17 milyon ölüme neden olan kardiyovasküler hastal›klar, her 3 ölümden birinin nedenini oluflturmaktad›r. ABD’de günümüzde 60 milyon kiflide kardiyovasküler hastal›k bulunmaktad›r. 50 milyon kiflide hipertansiyon, 12.2 milyon kiflide de tan›s› konmufl koroner kalp hastal›¤› vard›r. Bunun klinik karfl›l›¤› ürkütücüdür. Her y›l 1.1 milyon kifli ilk (miyokard infarktüsü) M‹, 450 bin kifli tekrarlayan M‹ ve 500 bin kifli inme geçirmektedir. ABD’de her 33 saniyede bir kifli kardiyovasküler hastal›klar nedeniyle yaflam›n› yitirmektedir. Bu nedenle, bireysel risk faktörleri ile ilgilenmek yerine, global risk hesaplamas›n›n yap›lmas› ve tedavi edilmesi gereklili¤inin alt› çizilmektedir. Sigara kullan›m›, obezite, diyabet, kan bas›nc› ve kolesterol düzeyleri her hasta için göz önünde bulundurulmal›d›r. NCEP ATP III k›lavuzunda lipid düflürücü tedavi, Framingham Risk Skoru ile ölçülen global risk hesaplamas›na dayanmaktad›r. 10 y›ll›k 35 • Prof.Dr. Haflim MUTLU, FESC riski %20’nin üzerinde olan ya da diyabeti bulunan hastalar, tan›s› konmufl kardiyovasküler hastal›¤› bulunan kifliler gibi tedavi edilmelidir. Koroner kalp hastal›¤› epidemiyolojisi konusunda gerçeklefltirilen TEKHARF çal›flmas› sonuçlar›na göre, Türkiye’de eriflkinlerde (20 yafl üzeri) kalp hastal›¤› prevalans› %6.7, koroner kalp hastal›¤› prevalans› %3.8’dir. Total-K / HDL-K oran›nda 2 birimlik art›fl›n, koroner ölüm ve KKH riskini %68 oran›nda yükseltti¤i hesaplanmaktad›r. Yeni tedavi k›lavuzlar›nda bir KKH risk eflde¤eri olarak kabul edilen diyabet, KKH riskini %60 oran›nda yükseltmektedir. Ülkemizde koroner mortalite oran›, Avrupa ortalamalar›n›n üzerindedir. Hiperkolesterolemi koroner kalp hastal›klar› için temel risk faktörlerinden biridir. Ateroskleroz sürecinin bafllamas› ve gelifliminde önemli bir rol oynayan hiperkolesteroleminin tedavi edilmesi uzun dönemde koroner kalp hastal›¤› riskini azaltmaktad›r. Framingham (fiekil 1) ve MRFIT (fiekil 2) çal›flmalar›nda, serum kolesterol düzeyi yükseldikçe koroner morbidite (Framingham çal›flmas›) ve mortalitenin (MRFIT çal›flmas›) artt›¤› gösterilmifltir. Framingham çal›flmas› verilerine göre total kolesterol düzeyinde sa¤lanan her %1 oran›nda azalma, koroner olaylarda %2 oran›nda azalma anlam›na gelmektedir. 36 Hiperlipidemiye Güncel Yaklafl›m • fiekil 1: Framingham çal›flmas› Di¤er bir deyiflle, L-TAP çal›flmas›nda, düflük risk grubunda hastalar›n %32’si tedavi hedeflerine ulaflamazken, bu oran, yüksek risk grubunda %63 ve KKH’l› hastalarda ise %82 idi. Bu sonuçlar ile L-TAP çal›flmas›, özellikle risk düzeyi yüksek olan hastalar›n tedavi hedeflerinden ne kadar uzak olduklar›n› ve yetersiz tedavi gördüklerini ortaya koydu. MRFIT (fiekil 2) çal›flmas› verilerine göre total kolesterol düzeyindeki art›fla ba¤l› olarak KKH ölüm oran› geometrik olarak artmaktad›r. Epidemiyolojik çal›flmalar, düflük kolesterol düzeyine sahip olanlar›n daha uzun yaflad›klar›n›n, yüksek kolesterol düzeyine sahip olanlar›n ise daha erken yaflta kaybedildiklerinin alt›n› çizmektedir. 37 • Prof.Dr. Haflim MUTLU, FESC fiekil 2: MRFIT çal›flmas› Yedi ülke çal›flmas›n›n (flekil 3) 25 y›ll›k mortalite izlemi bir süre önce tamamlanm›flt›r. Sonuçlar, total kolesterol (TK) düzeylerinin, de¤iflik ülkelerde, KKH mortalitesi ile do¤rusal iliflki içinde oldu¤unu göstermektedir. Ancak belirli bir kolesterol düzeyinde mortalite oranlar› aç›s›ndan görülen farklar, diyet gibi di¤er faktörlerin de önemli oldu¤unu düflündürmektedir. Düflük KKH riskine sahip olan Akdeniz ve Japon kültürleri, doymufl ya¤ içeri¤i düflük ve antioksidanlardan zengin diyetlere sahiptir. 38 Hiperlipidemiye Güncel Yaklafl›m • fiekil 3: Yedi ülke çal›flmas› Statinlerle yap›lan 3 önemli klinik çal›flma olan 4S, WOSCOPS ve CARE’de,(fiekil 4) kolesterol seviyeleri >240 mg/dl olan hastalarda, total ve LDL kolesterolü agresif biçimde düflürmenin; kardiyovasküler ve toplam mortaliteyi azaltabilece¤i gözlendi. AFCAPS/TEXCAPS ve LIPID çal›flmalar›nda ise; orta derecede dislipidemisi olan popülasyonlarda kolesterolü düflürmenin faydalar› araflt›r›ld›. Di¤er çal›flma sonuçlar›na benzer flekilde; LDL-K ve TK seviyelerindeki düflüfllerin koroner olaylarda anlaml› flekilde azalmalara neden oldu¤u görüldü. 39 • Prof.Dr. Haflim MUTLU, FESC fiekil 4: Önemli statin çal›flmalar›nda risk azalmas› Süregelen çal›flmalar, agresif lipid düflürücü tedavi ile flu ana kadar yap›lan statin çal›flmalar›nda elde edilen LDL-K seviyelerinden daha afla¤› seviyelere inildi¤inde ek yararlar›n olup olmayaca¤› sorusuna cevap aramaktad›r. Bu çal›flmalar›n içinde en önemlilerinden biri olan TNT (Treating to New Targets; Yeni Hedefler Çal›flmas›) çal›flmas›nda; KKH olanlarda, önerilen LDL-K tedavi hedeflerinin alt›na düflürülmesinin, KKH riskini azaltmada sa¤layaca¤› ek faydalar›n de¤erlendirilmesi amaçlanmaktad›r. Di¤er bir landmark çal›flmas› olan IDEAL’da (Incremental Decrease in End-Points through Agressive Lipid-Lowering Study; Agresif Lipid Düflürücü Tedaviyle Kardiyak Son-Noktalarda Ek Faydalar Çal›flmas›), 4S çal›flmas›nda sa¤lanan LDL-K’deki azalmadan (ortalama %35) daha agresif bir azalman›n KKH riski üzerinde ek bir fayda yarat›p yaratmayaca¤›n›n de¤erlendirilmesi amaçlanm›flt›r. 40 Hiperlipidemiye Güncel Yaklafl›m • fiekil 5:De¤iflik statin çal›flmalar›nda elde edilen LDL-K seviyelerinden daha afla¤› seviyelere inildi¤inde ek yararlar›n olup olmayaca¤› D‹SL‹P‹DSEM‹LER: Lipit metabolizmas› farkl› yollarla bozulabilerek plazma protein ifllevleri ve/veya düzeylerinde de¤iflikliklere yol açmaktad›r.bu süreç kendibafl›na ve di¤er kardiyovasküler hastal›klara (KVH)iliflkin risk faktörleriyle etkileflim myoluyla ateroskleroz geliflimini etkileyebilmektedir.Dislipidemiler genifl bir lipit bozukluklar› yelpazesini kapsamaktad›rki; bunlar›n baz›lar› KVH ›n önlenmesinde son derecede önemlidir. Dislipidemiler içinde en çok ilgiyi yaflam tarz› de¤iflikliklerive ilaç tedavileriyle de¤ifltirilebilir olduklar› için total kolesterol (TK) ve düflük yo¤unluklu lipoprotein kolesterol (LDL-K) yüksekli¤i dikkati çekmifltir.Ancak di¤er tip dislipidemiler erken KVH geliflimine yatk›nl›¤a yol aç›yor görünmektedirler. Dislipidemilein baz› alt gruplar›nda genetik yatk›nl›k ya da baz› hastal›klarla iliflkendirilebilir Bu durum toplam KV risk yönetiminin tamamlay›c›s› olarak özel bir dikkat gerektirir. 41 • Prof.Dr. Haflim MUTLU, FESC Dislipidemiler baflka hastal›klarla (Sekonder dislipidemiler) iliflkili olabildi¤i gibi genetik yatk›nl›k ve çevresel faktörlerlede etkileflim içinde olabilir. TOPLAM KARD‹YOVASKÜLER R‹SK Toplam kardiyovasküler riskin hesaplanmas›:Tüm hastalar, sadece plazma lipitlerine göre de¤il, ayn› zamanda farkl› risk faktörleri,organ hasar› ve hastal›klar›n varl›¤› ve sinerjik etkileri sonucu oluflan toplam risk ba¤lam›nda da s›n›fland›r›lmal›d›rlar. Bu de¤erdilendirme SCORE çizelgeleri gibi epidemiyolojik çal›flmalardan oluflturulan çizelgelerin s›n›fland›rmalar›n› da kapsam›na almal›d›r. Tedavi stratejilerine iliflkin kararlar bafllang›çtaki risk düzeyine ba¤l›d›r Toplam KV risk, süregelen bir süreçtir ve esas olarak kohort çal›flmalar›ndan gelen epidemiyolojik verilere dayal› farkl› yöntemlerle de¤erlendirilebilir. Her bir modelin avantaj ve dezavantajlar› mevcuttur. Toplam KV riskin farkl› düzeylerde kategorilere ayr›lmas› kesin bir yöntem olmamas›na ra¤men basit olmas› nedeniyle önerilmektedir. Bu amaçla bir çizelgenin kullan›lmas› çok popüler bir yaklafl›md›r. SCORE modeliyle (fiekil - 6) hesaplanan KV risk, 10 y›l içinde ölümcül bir KV olay geçirme mutlak riski olarak tan›mlanmaktad›r. 42 Hiperlipidemiye Güncel Yaklafl›m • fiekil 6: Score çizelgesi Yafl, cinsiyet, sigara kullan›m›, sistolik kan bas›nc› ve total kolesterol gibi risk faktörlerine göre kardiyovasküler hastal›k riski yüksek popülasyonlarda 10 y›ll›k ölümcül KVH riski. Ölümcül KVH riskinin toplam ciddi KVH riskine (ölümcül olan ve olmayan toplam›) çevirmek için, ölümcül KVH riskleri erkeklerde 3 ve kad›nlarda 4 ve yafll›lar için biraz daha düflük bir say›yla çarp›n›z. SCORE çizelgesinin aflikar KVH’›, diyabeti, kronik böbrek hastal›¤› veya çok yüksek düzeylerde bireysel risk faktörleri olmayan kifliler için kullan›ld›¤›n› unutmay›n. Bu hastal›klar olan kifliler zaten çok yüksek risklidirler ve yo¤un risk faktörü önerisine gereksinimleri vard›r. Risk tahmin çizelgelerini nas›l kullanal›m: Baz› Avrupa ülkeleri ve yak›n zamanda KV ölüm oranlar›nda belirgin düflüfl yaflayan Belçika, Fransa, ‹talya, Lüksemburg, ‹spanya, ‹sviçre, Portekiz, yak›n zamanda 43 • Prof.Dr. Haflim MUTLU, FESC kardiyovasküler ölüm oranlar›nda belirgin düflüfl yaflayan ülkelerde düflük risk çizelgelerinin kullan›lmas› düflünülmelidir (fiekil 7). Bu ülkeler d›fl›ndaki ülkelerde yüksek risk çizelgelerinin kullan›lmas› düflünülmelidir. fiekil 7: Score çizelgesi Düflük kardiyovasküler hastal›k (KVH) riski tafl›yan popülasyonlbarda 10 y›ll›k ölümcül KVH riskinin hesaplanmas›, yafl, cinsiyet, sigara kullan›m›, sistolik kan bas›nc› ve total kolesterol düzeylerine dayanmaktad›r. Ölümcül KVH riskini toplam (ölümcül olan ve olmayanlar›n toplam›) ciddi KVH riskine çevirmek için, ölümcül riski erkeklerde 3 ve kad›nlarda 4 ve yafll›larda biraz daha düflük bir faktörle çarp›n. Score çizelgesinin, aflikar KVH’›, diyabeti, kronik böbrek hastal›¤› veya çok yüksek düzeylerde bireysel risk faktörleri olmayan kifliler için kullan›ld›¤›n› unutmay›n. 44 Hiperlipidemiye Güncel Yaklafl›m • Bir kiflinin 10 y›lda KVH ‘dan tahmini ölüm riskini hesaplamak için cinsiyet, sigara kullan›m›, ve yafl› içeren tabloyu bulun. Bu tabloda kiflinin kan bas›nc› ve TK de¤erine en yak›n kareyi saptay›n. Kifli bir sonraki yafl kategorisine yaklaflt›kça risk tahminlerinin daha üst de¤erlere do¤ru düzeltilmesi gerekir. Düflük riskli kiflilere bu düflük risk durumlar›n› sürdürmeleri önerilmektedir.Evrensel olarak uygulanabilir bir eflik de¤er mevcut olmamas›na karfl›n riskin artmas›yla birlikte önerilerin yo¤unlu¤uda art›r›lmal›d›r. Gençlerde mutlak risk düzeyleri düflük olmas›na ra¤men göreceli riskler beklenmedik derecede yüksek olabilir. Göreceli risk çizelgesi (fiekil 8) bu kiflileri tan›mlama ve önerilerde bulunmaya yard›mc› olabilir. Göreceli Risk Çizelgesi Bu çizelge mutlak riski düflük genç hastalar›n kendi yafl gruplar›na göre risklerinin gerekenden birkaç kez daha yüksek olabildi¤ini göstermek için kullan›labilir. Bu flekilde sigaran›n b›rak›lmas›, sa¤l›kl› beslenme ve egzersize iliflkin kararlar motive edilebildi¤i gibi ilaç tedavisi adaylar› da belirlenebilir. 45 • Prof.Dr. Haflim MUTLU, FESC Bu çizelgenin mutlak riski de¤il aksine GÖRECEL‹ riski gösterdi¤ine dikkat edin. Sol altta riskler 1’e göre derecelendirilmifltir. O halde kutunun sa¤ üst köflesinde belirtilen risk düzeyine sahip kiflinin tafl›d›¤› risk sol alt köflesindekine göre 12 kat daha yüksektir. Bu çizelgeler, risk faktörlerini azaltman›n bir göstergesi olarak da kullan›labilir.Ancak riski düflürmenin belli bir zaman alaca¤› ve de genel olarak randomize kontrollü çal›flma sonuçlar›n›n elde edilecek yararlar› daha iyi verece¤i unutulmamal›d›r.Genellikle sigaray› b›rakanlar risklerini yar› yar›ya azaltmaktad›r. Düflük HDL-K ve yüksek TG gibi ek risk faktörlerinin varl›¤› riski art›rmaktad›r. Çizelgede belirtilenlerden daha yüksek riski olanlar: Hareketsiz yaflam sürenler, santral obesitesi olanlar Sosyal aç›dan düflük düzeyde olanlar, yoksunluk ve di¤er pek çok risk faktörünü tetiklemektedir. Diyabet hastalar›,SCORE veri taban›n›n yeniden incelenmesi diabet oldu¤u bilinenlerin daha büyük risk alt›nda oldu¤unu göstermektedir.Bu risk kad›nlarda 5, erkeklerde ise 3 kat artm›flt›r. Düflük HDL-K veya apolipoprotein A1 yüksek TG, fibrinojen, homosistein, apolipoprotein B, lipoprotein (a) düzeyleri,ailesel hiperkolosterolemi veya yüksek CRP. Bu faktörler her iki cinsiyet, her yafl grubu ve risk düzeyi için daha büyük bir risk düzeyine iflaret eder. Böbrek bozukl›¤u olanlar, henüz bulgu vermeyen, klinik öncesi ateroskleroz kan›tlar›, soy geçmiflinde erken bafllang›çl› KVH öyküsü bulunanlarda riskin kad›nlarda 1.7, erkeklerde 2 kat artt›¤› düflünülmektedir.Bounun aksine HDL-K düzeyleri çok yüksek olanlarda veya ailesinde uzun yaflama olanlarda, risk bilinenden düflük olabilir. 46 Hiperlipidemiye Güncel Yaklafl›m • R‹SK BEL‹RLEY‹C‹LER‹ Çizelgeler riskin de¤erlendirilmesi ve yönetimine yard›mc› olabilirler,ancak klnisyenin bilgisi ve deneyimi ile hastan›n test öncesi KVH olas›l›¤› ba¤lam›nda yorumlanabilir. Tahmini risk de¤erleri, her yafl için kad›nlarda erkeklere göre daha düflük düzeydedir. Bu tahmin eninde sonunda en az erkeklerle eflit say›da kad›n›n KVH ‘dan ölece¤inden yan›lt›c› olabilir.Çizelgelerin incelenmesi ile kad›nlarda riskin azalmad›¤› yaln›zca ertelendi¤i anlafl›lacakt›r. Baflka bir ifadeyle 60 yafl›nda bir kad›n›n riski, 50 yafl›ndaki erke¤in riskine benzerdir. R‹SK DÜZEYLER‹ Toplam KV riskin belirlenmesi, süregelen bir sürecin bir bölümünü oluflturur. Yüksek riski tan›mlamak için kullan›lan s›n›r de¤er k›smen gelifligüzel bir de¤er olup klinik çal›flmalarda yarar›n belirgin oldu¤u risk düzeylerine dayanmaktad›r. Klinik uygulamada yerel sa¤l›kbak›m ve sa¤l›k sigortas› sistemleri ile ilflkili olarak pratik konular göz önüne al›nmal›d›r. Yaln›zca yüksek riskli olanlar›n tan›mlan›p tedavi edilmesi yeterli de¤ildir. Orta derecede risk alt›nda olanlar›n da yaflam tarz› de¤ifliklikleri konusunda profesyonel öneriler almalar› gerekir.Hatta baz›lar›nda ilaç tedavisi gerekebilir. Bu kiflilerde mümkün olan her tedbiri almal›y›z. 1- Toplam KV riskin daha fazla yükselmesini önlemeliyiz. 2- KV riskin tehlikesine iliflkin fark›ndal›¤› art›rmal›y›z. 3- Risk iletiflimini iyilefltirmeliyiz 4- Birincil koruma çabalar›n› desteklemeliyiz. Düflük riskli kiflilere bu durumlar›n› korumalar› konusunda yard›mc› olacak önerilerde bulunulmsal›d›r.Bu düflüncelerle afla¤›daki toplam KV risk düzeyleri öne sürülebilir. 47 • Prof.Dr. Haflim MUTLU, FESC ÇOK YÜKSEK R‹SK: Afla¤›daki özelliklerden herhangi birine sahip olanlar; Giriflimsel olan veya olmayan testlerle kan›tlanm›fl KV hastal›k, önceden geçirilmifl miyokard infarktüsü,,akut koroner sendrom, perkütan koroner giriflim, koroner baypas,ve baflka atardamar revaskülarizasyon ifllemleri,iskemik inme PAH. Tip 2 diabet hastalar› ve hedef organ hasar› olan tip 1 diabet hastalar› Orta fliddetli derecede kronik böbrek hastal›¤› olanlar (GFR<60 ml/dak) SCORE ölçe¤ine göre hesaplanm›fl 10 y›ll›k tahmini riski> %10 olanlar. YÜKSEK R‹SK Belirgin derecede yükselmifl tek risk faktörü (örne¤in ailesel hiperlipidemi, ciddi hipertansiyon) olanlar. SCORE Ölçe¤ine göre hesaplanm›fl 10 y›ll›k ölümcül KVH riski >5 ve < %10 olanlar. ORTA DERECEDE R‹SK: 10 y›ll›k riskleri SCORE ölçe¤ine göre > %1 ve < %5 olanlar›n orta derecede riskli oldu¤u kabul edilir.Bir çok orta yafll› kifli bu risk kategorisindedir. Bu risk ayr›ca ailesel erken bafllang›çl› koroner arter hastal›¤› öyküsü,abdominal obezite, fiziksel aktivite düzeyi,HDL-K,TG,CRP,Lp(a),fibrinojen,homosistein apoB ve sosyal s›n›f gibi faktörlerle de de¤iflikli¤e u¤ramaktad›r. DÜfiÜK R‹SK: SCORE ölçe¤ine göre risk oran› %1 den düflük bireyler düflük risk kategorisindedir. Tablo 1’de KV risk ve LDL-K düzeyinin bir fonksiyonu olarak 3 farkl› giriflim stratejisi sunulmufltur. 48 Hiperlipidemiye Güncel Yaklafl›m • Tablo 1: Toplam kardiyovasküler risk ve LDL-K düzeyinin bir fonksiyonu olarak giriflimsel stratejiler TEDAV‹ HEDEFLER‹: Dislipidemilerde tedavi hedefleri klinik çal›flmalar›n sonuçlar›na dayanmaktad›r. Lipit düflürücü çal›flmalar›n hemen hemen hepsinde tedavi,ye yan›t›n göstergesi olarak LDL-K düzeyi kullan›lm›flt›r. Bu nedenle LDL-K dislipidemi tedavi stratejilerinin ço¤unda tedavinin birinci hedefi olmay› sürdürmektedir (Tablo 2). Plazma lipit profilini iyilefltirmeye yönelik yaflam tarz› de¤ifliklikleri: Beslenme durumunu KVH ile iliflkilendiren kan›tlar›n ço¤u gözlemsel çal›flmalara ve diyetsel de¤iflikliklerin lipit düzeylerine etkilerinin araflt›r›lmas›na dayanmaktad›r. Diyetsel faktörlerin aterogenezi do¤rudan veya lipit düzeyleri, kan bas›nc› veya glikoz düzeyleri gibi geleneksel risk faktörleri yoluyla etkileyebildi¤ini gösteren güçlü kan›tlar mevcuttur. 49 • Prof.Dr. Haflim MUTLU, FESC Tablo 2: LDL-K’ye yönelik tedavi hedeflerine iliflkin öneriler Plazma lipit profilini iyilefltirmeye yönelik yaflam tarz› de¤ifliklikleri: Beslenme durumunu KVH ile iliflkilendiren kan›tlar›n ço¤u gözlemsel çal›flmalara ve diyetsel de¤iflikliklerin lipit düzeylerine etkilerinin araflt›r›lmas›na dayanmaktad›r. Diyetsel faktörlerin aterogenezi do¤rudan veya lipit düzeyleri, kan bas›nc› veya glikoz düzeyleri gibi geleneksel risk faktörleri yoluyla etkileyebildi¤ini gösteren güçlü kan›tlar mevcuttur. 50 Hiperlipidemiye Güncel Yaklafl›m • Kilolar›n kontrolü bat› toplumlar›n›n bafll›ca sorunlar›ndan birini temsil etmektedir.Orta derecede kilo azatl›m› ve orta yo¤unlukta fiziksel egsersiz tip 2 diabeti engelleme ve metabolik anormalliklerin tümünü iyilefltirmede çok etkilidir. KV risk faktörleri s›kl›kla santral obeziteyle iliflkilendirilmektedir.Her gün günde en az›ndan 30 dakika düzenli fiziksel egsersizi hedefleyen fizksel aktivite teflvik edilmektedir. Her bireye düflük KVH riskiyle iliflkili yaflam tarz› önerilerinde bulunulmal›d›r. Hiperkolesterolemi tedavisi için kullan›lan ilaçlar: Sekonder dislipidemi farkl› nedenlere ba¤l› olabildi¤inden tedaviye bafllamadan önce sekonder hiperkolesterolemi olma olas›l›¤› göz önüne al›nmal›d›r.Statinler hem birincil, hemde sekonder korunmada TK ve LDL-K ‘yi oldu¤u kadar KV morbidite ve mortaliteyi de belirgin derecede azatl›¤›ndan hiperkolesterolemi tedavisinde tercih edilmelidir. Genel strateji: Bireyin toplam KV riskini de¤erlendirin. KV risk yönetimine iliflkin kararlara hastay› da kat›n. Bu risk düzeyi için LDL-K hedefini tan›mlay›n. Bu hedefe ulaflmak için LDL-K ‘de olmas› gereken orant›sal azalmay› hesaplay›n. Ortalama olarak bu azalmay› sa¤layabilen bir statin seçin. Statin tedavisine de¤iflken yan›t al›nd›¤›ndan hedefe ulaflmak için dozun üst düzeylere do¤ru ayarlanmas› gerekir. Statinle hedefe ulafl›lam›yorsa ilaç kombinasyonlar›n› kullanmay› düflünün. 51 • Prof.Dr. Haflim MUTLU, FESC KAYNAKLAR 1. Kannel WB, Castelli WP, Gordon T. Cholesterol in the prediction of atherosclerotic disease. New perspectives based on the Framingham Study. Ann Intern Med. 1979;90:85–91. 2. Castelli WP. Epidemiology of coronary heart disease: the Framingham study. Am J Med.1984; 76:4 -12. 3. ESC/EAS Guidelinesl;European Heart Journal (2011) 32, 1769–1818 doi:10ESC/EAS Guidelines for the management of dyslipidaemias The Task Force for the management of dyslipidaemias of the European Society of Cardiology (ESC) and the European Atherosclerosis Society (EAS).1093/eurheartj/ehr158 1818doi:10.1093/eurheartj/ehr158 4. Scandinavian Simvastatin Survival Study. Randomised trial of cholesterol lowering in 4444 patients with coronary heart disease: the Scandinavian Simvastatin Survival Study (4S). Lancet.1994; 344:1383 -1389. 5. Shepherd J, Cobbe SM, Ford I, Isles CG, Lorimer AR, Macfarlane PW, et al. Prevention of coronary heart disease with pravastatin in men with hypercholesterolemia. West of Scotland Coronary Prevention Study Group. N Engl J Med.1995; 333:1301 -1307. 6. Ballantyne CM, Herd JA, Dunn JK, Jones PH, Farmer JA, Gotto AMJ. Effects of lipid lowering therapy on progression of coronary and carotid artery disease. Curr Opin Lipidol. 1997;8:354–361. 7. Fager G, Wiklund O. Cholesterol reduction and clinical benefit. Are there limits to our expectations? Arterioscler Thromb Vasc Biol. 1997;17:3527–3533. 8. Gould AL, Rossouw JE, Santanello NC, Heyse JF, Furberg CD. Cholesterol reduction yields clinical benefit. Circulation. 1998; 97:946–952. 9. Prevention of cardiovascular events and death with pravastatin in patients with coronary heart disease and a broad range of initial cholesterol levels. The Long-Term Intervention with Pravastatin in Ischaemic Disease (LIPID) Study Group. N Engl J Med.1998; 339:1349 -1357. 10. Brown WV. Cholesterol lowering in atherosclerosis. Am J Cardiol. 2000;86(4B):29H -32H. 11. The Third Report of the National Cholesterol Education Program (NCEP) Expert Panel on Detection, Evaluation, and Treatment of High Blood Cholesterol in Adults (Adult Treatment Panel III). National Cholesterol Education Program. National Heart, Lung, and Blood Institute. National Institutes of Health. NIH Publication No. 02-5215, September, 2002. 12. Nissen SE, Tuzcu EM, Schoenhagen P, Brown BG, Ganz P, Vogel RA, et al; REVERSAL Investigators. Effect of intensive compared with moderate lipid-lowering therapy on progression of coronary atherosclerosis: a randomized controlled trial. JAMA.2004; 291:1071 -1080. 52 Hiperlipidemiye Güncel Yaklafl›m • 13. Nissen SE, Tuzcu EM, Schoenhagen P, Brown BG, Ganz P, Vogel RA, et al; REVERSAL Investigators. Effect of intensive compared with moderate lipid-lowering therapy on progression of coronary atherosclerosis: a randomized controlled trial. JAMA.2004; 291:1071 -1080. 14. LaRosa JC, Grundy SM, Waters DD, et al.: Intensive lipid lowering with atorvastatin in patients with stable coronary disease. N Engl J Med 352:1425–1435, 2005 15. Ian Ford, Ph.D., Heather Murray, M.Sc., Chris J. Packard, D.Sc., James Shepherd, M.D., Peter W. Macfarlane, D.Sc and Stuart M. Cobbe, M.D. Long-Term Follow-up of the West of Scotland Coronary Prevention Study. The New England Journal ofMedicine October 11, 2007 vol. 357 no. 15 16. Yusuf S et al. Effects of potentially modifiable risk factors associated with myocardial infarction 52 contries (the INTERHEART Study). Lancet 2004;364:937-952 17. International Cardiovascular Disease Statistics 2008 update AHA; 2) WHO World Health Statistics 2008 18. Fernandez-Cruz A, New Perspectives in ipid Educaton-, Diet and Lifestyle Modifications: The first steps. Verschuren WM et al. JMA. 1995; 27:131-136’dan. 53 ‹.Ü. Cerrahpafla T›p Fakültesi Sürekli T›p E¤itimi Etkinlikleri Kardiyoloji Güncelleme 2012 Sempozyum Dizisi No: 77 • Haziran 2012; s. 54-64 METABOL‹K SENDROM Prof.Dr. ‹brahim KELEfi G‹R‹fi VE TAR‹HÇE S›kl›¤› giderek artan metabolik sendrom; ilk kez 1988’de Reaven taraf›ndan sendrom X olarak tan›mlanm›flt›r. Reaven; metabolik sendromda özellikle insülin direncini vurgulam›fl ve bu sendromun kardiyovasküler hastal›k riskini artt›rd›¤›n› belirtmifltir. ‹nsülin direnci sendromu, sendrom X, metabolik travma, polimetabolik sendrom, ölümcül dörtlü ve uygarl›k sendromu gibi farkl› terimlerle de tan›mlanan metabolik sendrom ça¤›m›z›n karfl› karfl›ya kald›¤› en büyük sa¤l›k sorunlar›ndan biridir. TANIM Metabolik sendrom, insülin direnci, abdominal obezite, glukoz intolerans› veya diabetes mellitus, dislipidemi, hipertansiyon ve koroner arter hastal›¤› (KAH) gibi sistemik bozukluklar›n birbirine eklendi¤i bir endokrin hastal›kt›r. (1) SIKLIK Metabolik sendrom prevelans› eriflkinlerde ortalama %22’dir ve s›kl›k yaflla artmaktad›r.(1) Avrupa geneli için prevelans de¤eri vermek zor olsa da, Avrupa’da yap›lan sekiz araflt›rman›n analizine dayanarak yay›nlanan raporada metabolik sendrom s›kl›¤›n›n 40-45 yafl aras› erkeklerde %7 ile %36; ayn› yafl grubundaki kad›nlarda %5 ile %22 aras›nda oldu¤u bildirilmifltir.(2) TEKHARF çal›flmas›na göre metabolik sendrom s›kl›¤› %32.8 (erkeklerde %27, kad›nlarda %39) kadard›r. 54 • Prof.Dr. ‹brahim KELEfi PATOGENEZ Obezite ve adipoz doku bozukluklar›; insülin direnci ve di¤er ba¤›ms›z faktörler grubu (hepatik, vasküler ve immunolojik moleküller gibi), yafllanma, proinflamatuar durum, hormonal de¤ifliklikler metabolik sendromda en önemli etyolojik faktörlerdir. Poligenik yatk›nl›k söz konusu olsa da, modern kent hayat›n›n getirdi¤i sedanter yaflam ve yüksek kalorili beslenme hastal›¤›n seyrini alevlendirmektedir.(1) TÜRK‹YE ENDOKR‹NOLOJ‹ METABOL‹ZMA DERNE⁄‹, METABOL‹K SENDROM ÇALIfiMA GRUBUNUN ÖNER‹D‹⁄‹ METABOL‹K SENDROM TANI KR‹TERLER‹(2005) Afla¤›dakilerden en az biri: • Diabetes mellitus veya • Bozulmufl glukoz tolerans› veya • ‹nsülin direnci ve Afla¤›dakilerden en az ikisi: • Hipertansiyon (sistolik kan bas›nc› >130, diyastolik >85 mmHg veya antihipertansif kullan›yor olmak) kan bas›nc› • Dislipidemi (trigliserid düzeyi > 150 mg/dl veya HDL düzeyi erkekte < 40 mg/dl, kad›nda < 50 mg/dl) • Abdominal obezite (VK‹ > 30 kg/m2 veya bel çevresi: erkeklerde > 94 cm, kad›nlarda > 80 cm) ***Ülkemizde abdominal obezite için erkeklerde 94 cm kad›nlarda 84 cm bel çevresi daha uygun bir ölçüdür. ***Çinliler ve Japonlar için erkeklerde 90, kad›nlarda 80 cm s›n›rlar› kabul edilmelidir.(4) ‹NSÜL‹N D‹RENC‹ ‹nsülin direnci; normal miktardaki insülinin vücutta beklenenden az biyolojik yan›t oluflturmas›d›r.(5) ‹nsülin direnci genelde genelde ya¤ miktar› ile orant›l› olarak artar ancak bu her zaman geçerli 55 Metabolik Sendrom • de¤ildir. (1)‹nsülin direncinde genellikle üst gövdesel obezite ile kararkterize ya¤ birikimi olmaktad›r. Ya¤ birikimi intraperitoneal veya cil alt› dokularda oluflur. Araflt›rmalar›n ço¤unda visseral ya¤lanman›n insülin direnci ile daha yak›ndan iliflkili oldu¤u öne sürülmüfltür. Liposuction ile subkütan ya¤ dokusu azalt›lan hastalarda metabolik anormalliklerin devam etti¤i görülmüfltür.(6) Sa¤l›kl› popülasyonda % 25 oran›nda insülin direnci görülür. Bu direnç, öglisemiyi sa¤layabilmek için hiperinsülinemiyle karfl›lanmaya çal›fl›l›r. ‹nsülin direncinde genelde hiperinsülinemi vard›r ancak, hiperglisemi, insülin direncinin ileri evresidir. Klinik pratikte HOMA formülü s›k kullan›l›r. HOMA de¤eri normalde 2.7’den düflük olarak bildirilmektedir, 2.7’nin üzeri, insülin direncini gösterir. [HOMA: açl›k insülini (μu/ml) x açl›k plazma glukozu (mg/dl) / 405)(1) D‹ABETES MELL‹TUS TURDEP-II çal›flmas›nda 12 y›lda Türkiye’de diyabet s›kl›¤› %90, obezite ise %44 artm›flt›r. (7) DM veya bozulmufl glukoz tolerans› varl›¤› da metabolik sendromun tan› kriterlerinin ilk basama¤›n› karfl›lar. Diabetes mellitus tan› kriterleri: A. Açl›k plazma glukoz de¤erlerine göre; Açl›k plazma glukozu <100 mg/dl = normal Açl›k plasma glukozu 100-125 mg/dl = bozulmufl açl›k glukozu (BAG) Açl›k plazma glukozu ≥126 mg/dl = diabetes mellitus B. OGTT de¤erlerine göre; 2. saat plazma glukozu <140 mg/dl = normal 2. saat plazma glukozu 140-199 mg/dl = bozulmufl glukoz tolerans› (BGT) 56 • Prof.Dr. ‹brahim KELEfi 2. saat plazma glukozu ≥ 200 mg/dl = diabetes mellitus. Bozulmufl açl›k glukozu ve bozulmufl glukoz tolerans› olan kiflilerde diabetes mellitus riski artm›flt›r, bu grup hastalar “pre-diyabet” olarak tan›mlanmaktad›r.(1) H‹PERTANS‹YON Esansiyel hipertansiyonun alt›nda genellikle insülin direnci bulunmaktad›r. ‹nsülinin santral sempatik aktiviteyi artt›r›p, böbrekten su ve tuz tutulumunu uyarmas›yla beklenen hipertansif etkisi, normal fizyolojik koflullar alt›nda oluflturdu¤u periferik vazodilatasyona ba¤l› hipotansif etkisiyle dengelenmifltir. ‹nsülin direnci varl›¤›nda, periferik vazodilatör etkisine de direnç geliflti¤i için dengelenememifl vazopressör etkisiyle hipertansiyon oluflturdu¤u düflünülmektedir .(1)Ülkemizde yap›lan ICEBERG çal›flmas›nda, hipertansif hastalarda metabolik sendrom s›kl›¤› %65 gibi yüksek bir oranda bulunmufltur.(8) D‹SL‹P‹DEM‹ Metabolik sendromda trigliserid ve küçük-yo¤un LDL yüksek, HDLkolesterol düflük iken, LDL-kolesterol genellikle artmam›flt›r. Hipertrigliseridemi ve HDL düflüklü¤ü kardiyovasküler riski artt›r›r. Baz› bireylerde apo B düzyeleri yüksek olabilir, bu küçük yo¤un lipoprotein partiküllerini yans›t›r(VLDL ve LDL).(9) OBEZ‹TE TURDEP çal›flmas›na göre; Türkiye’de obezite s›kl›¤› %32 bulunmufltur.(7) Erkeklerde kilo fazlal›¤›n›n, kad›nlarda ise obezitenin daha yayg›n oldu¤u dikkati çekmektedir. Genel olarak eriflkin yafllardaki Türk toplumunun 2/3’ü kilolu veya obezdir. Kentsel ve k›rsal obezite oranlar› birbirine yak›nd›r. Abdominal obezite insülin direncinin en önemli göstergesidir. Beden kitle indeksleri ayn› olsa da kifliler aras›nda abdominal ya¤ birikimi farkl› olabilmektedir. Nitekim yap›lan çal›flmalarda kardiyovasküler risk art›fl› BMI’dan çok abdominal obezite ile iliflkili bulunmufltur. (10) Her obez hasta metabolik sendrom 57 Metabolik Sendrom • aç›s›ndan taranmal›d›r. Bel çevresi, arkus kostaryum ve spina iliaka anterior superior aras› mesafenin orta noktas›ndan ölçülmelidir.(1) KORONER ARTER HASTALI⁄I Metabolik sendrom erken oluflan ateroskleroz için risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Metabolik sendromlu hastalarda KAH riski 3 kat artm›flt›r. Kardiyovasküler mortalite metabolik sendromlu hastalarda %12 iken, metabolik sendromu olmayanlarda bu oran %2.2 dir.(1) NON-ALKOL‹K KARAC‹⁄ER HASTALI⁄I Nonalkolik karaci¤er hastal›¤› metabolik sendromla iliflkili bulunmufltur.(13)‹nsülin direnci karaci¤erde basit ya¤ birikiminden (hepatosteatoz), transaminaz yüksekli¤i (steatohepatit), hatta siroza kadar uzanabilen bir seyir izler. (1) Obeziteye efllik eden diabetes mellitus, dislipidemi, hipertansiyon zaman içinde karaci¤er hasar›na yol açmaktad›r. POL‹K‹ST‹K OVER SENDROMU ‹nsülin direnci ile ortaya ç›kan kronik anovülasyon ve hiperandrojenizmle karekterize polikistik over sendromu en s›k görülen endokrin hastal›klardan olup bayanlarda %7-8 oran›nda bulunmaktad›r.PKOS’lu kad›nlarda metabolik sendrom prevelans› etnik gruplara göre farkl›l›klar göstermekle birlikte ortalama %33-47 aras›ndad›r.(1,11) % 40 olguda bozulmufl glukoz tolerans› veya aflikar DM görülür. Erken yafllarda kardiyovasküler hastal›k görülme riski artm›flt›r. (1) SUBKL‹N‹K ENFLAMASYON C-reaktif protein düzeyleri, abdominal obezite, trigliserid yüksekli¤i, HDL-düflüklü¤ü ve kan glukozu gibi metabolik sendrom bileflenleriyle korelasyon gösterir. Metabolik sendromlu vakalarda, CRP düzeyleri artt›kça kardiyovasküler risk artar. Bu akut faz cevab›n›n, zeminde 58 • Prof.Dr. ‹brahim KELEfi varolan bir subklinik inflamasyonu yans›tt›¤› ve bu sürecin progresif olarak DM ve ateroskleroz gelifliminden, hatta plak rüptüründen sorumlu oldu¤u düflünülmektedir.(1) ENDOTEL D‹SFONKS‹YONU Vasküler endotel disfonksiyonu erken aterosklerozda görülen bir özelliktir.(12) Vasküler endotel, birbirini dengeleyen vazodilatör (nitrik oksit) ve vazokonstriktör (anjiyotensin II) faktörler salan aktif endokrin bir organd›r. Vasküler endotelin bu fonksiyonlar› aras›ndaki dengenin kayb› endotel disfonksiyonu olarak tan›mlan›r. Metabolik sendrom klinik olarak ortaya ç›kmadan önce, endotel disfonksiyonu geliflti¤i gösterilmifltir.(1) TEDAV‹ Metabolik sendrom tedavi hedefleri; aterosklerotik kalp hastal›¤› riskini ve tip 2 DM geliflimini azaltmakt›r.(5) NCEP, metabolik sendrom tedavisinde öncelikle kilo verme ve fiziksel aktiviteyi artt›rmaya yönelik yaflam tarz› de¤iflikliklerinin tedavide kullan›lmas›n› önermektedir. Kilo verme ve artm›fl fizik aktivite ile kardiyovasküler olaylarda %50 düzeylerine ulaflan risk azalmalar› olabilece¤ini gösteren çal›flmalar mevcuttur. Yaflam tarz› de¤iflikliklerine ek olarak mevcut di¤er durumlar›n örne¤in; hipertansiyon, diabet ve dislipideminin de tedavi edilmesi ayn› k›lavuz taraf›ndan önerilmektedir.(1) K‹LO KAYBI Kalori al›m›n›n azalt›lmas› ve fizik aktivitenin artt›r›lmas› kilo kayb›nda ilk yaklafl›m fleklidir.(5)Koroner kalp hastal›¤›ndan ölüm oran›n›n, zeytinya¤›n› primer ya¤ kayna¤› olarak kullanan Akdeniz toplumlar›nda çok düflük olmas›, Akdeniz tipi beslenmenin önemini artt›rmaktad›r. Akdeniz diyeti bileflenlerinin özellikle de zeytinya¤›n›n,sa¤l›k üzerinde olumlu etkileri bulunmaktad›r. %5-10’luk kilo kayb› bile metabolik sendromun tüm bileflenlerini kontrol alt›na alabilir.(1)Diyet kompozisyonu haz›rlan›rken kalori miktar› kadar al›nan 59 Metabolik Sendrom • kalorinin hangi g›dalardan oldu¤una da dikkat edilmelidir.(5)Total kalorinin % 10’undan az› poliansatüre, % 20’sinden az› ise monoansatüre ya¤lardan oluflmal›d›r. Karbohidratlar total kalorinin %50-60’›n›, proteinler ise %15’ini oluflturmal›d›r.Diyet 20-30 gram kadar lif içermelidir. BK‹ > 40 kg/m2veya ≥ 35 kg/m2olup da efllik eden hastal›¤› olan vakalarda kilo azalt›c› cerrahi giriflimler de gündeme gelebilir. (1) F‹Z‹K AKT‹V‹TE Düzenli fizik aktivite tip II DM’ a karfl› koruyucu etkiye sahiptir.(14) ‹nsülin direncini düzelterek glukoz, lipid ve kan bas›nc› kontrolünü sa¤lar ve kardiyovasküler fonksiyonlar› düzeltir. Kilo al›m›n›n engellenmesi için düzenli olarak hergün 45-60 dakika fizik aktivite yap›lmal›d›r. (1) ‹NSÜL‹N D‹RENC‹ Kilo verme ve artm›fl fiziksel aktivite insülin rezistan›snda etkili yollardan ikisidir.(1,14) Bu iki yöntemle artm›fl insülin duyarl›l›¤›, daha az antidiabeteik ilaç kullan›m›, artm›fl glukoz kontrolü, s›k› kilo kontrolü gibi bir çok hedefe ulafl›labilir.(15) IRAS çal›flmas› da, egzersizin insülin aktivitesi üzerine olumlu etkilerini onaylam›flt›r. (1) ‹nsülin direncini k›rmak için 2 grup ilaç kullan›m› mümkündür. Metformin tip 2 diabet için uzun zamand›r kullan›lmaktad›r. Anti-hiperglisemik etkilerine ek olarak ifltah› azaltt›¤› için kilo kayb› sa¤lar. Serum lipidleri üzerinde olumlu etkileri vard›r. (1) Ancak metabolik sendromlu hastalarda metformin kullananlarda kardiyovasküler hastal›k sonlanma noktas› aç›s›ndan herhangi bir çal›flma henüz yoktur. (16) Tiazolidinedionlar ise PPAR-g reseptörlerinin aktivasyonunu sa¤layarak insülin duyarl›l›¤›n› artt›r›rlar.‹nsülin salg›lanmas›n› artt›rmazlar ve hipoglisemi yapmazlar.Trigliseridleri azalt›rken, HDL ve LDL’ yi artt›r›rlar. Cilt alt› ya¤ dokusunu “%16-25” artt›r›r, visseral ya¤ dokusunda art›fl yapmaz.(1) Su, tuz retansiyonu yapt›klar› için konjestif kalp yetmezli¤inde hospitalizayonda art›fl yapmaktad›rlar ve bu nedenle bu hasta grubunda kullan›lmamal›d›rlar. (17,18) Piyasaya ilk ç›kan 60 • Prof.Dr. ‹brahim KELEfi tiazolidinedion olan troglitason, baz› hastalarda karaci¤er yetmezli¤i ve ölüme neden oldu¤undan piyasadan çekilmifltir. Klinik tecrübeler flimdilik yetersiz olsa da di¤erlerinde bu yan etkiye henüz rastlanmam›flt›r.(18)Kardiyovasküler fayda konusunda klinik bir çal›flma henüz yay›nlanmam›flt›r(16) T‹P II D‹ABETES MELL‹TUS Metabolik sendromlu hastalarda diabetes mellitusun tedavisinde ilk seçilecek ilaçlar insülin direncini azaltanlar olmal›d›r. Hedeflenen glisemik kontrolun sa¤lanamamas› durumunda di¤er ilaçlarla kombinasyon tedavilerine geçilebilir. Metformin ve akarboz hariç tip 2 DM tedavisinde kullan›lan ilaçlar›n kilo al›m›na neden olabilece¤i unutulmamal›d›r. (1) D‹SL‹P‹DEM‹ Fibratlar serum trigliseridlerini azalt›p, HDL’yi yükselterek kardiyovasküler risk faktörlerini kontrol ederler. Aflikar DM ve KAH varl›¤›nda statinler hedef LDL düzeyine ulaflmada etkilidirler. Statinler HMG-CoA redüktaze inhibitörüdürler. Antiaterosklerotik etkileri vard›r.Primer ve sekonder korumada oldukça önemlidirler.(19) HDL düflüklü¤ünü kontrol etmede sigara kesilmesi ve düzenli egzersiz,kilo verme en etkili yöntemdir .(1,20)Alkolün HDL düzeyini bir miktar artt›rsa da bu konuda yap›lm›fl klinik çal›flma yoktur.(20) OBEZ‹TE Yaflam tarz› de¤iflikli¤i ile ilk 3-6 ayda %5-10 kilo kayb› sa¤lanamazsa sibutramin ve/veya orlistat kullan›labilir. Sibutramin norepinefrin ve seratonin reuptake inhibitörüdür.(1,21) Santral yolla etkilidir, orlistat pankreatik lipaz inhibitörüdür. (1)Sibutramin önceden kardiyovasküler hastal›¤› olan hastalarda kullan›lmamal›d›r.(21) 61 Metabolik Sendrom • H‹PERTANS‹YON Diyette tuz k›s›tlanmal›d›r, yaflam flekli de¤ifltirilmelidir. Antihipertansif ilaçlar da hipertansiyon k›lavuzlar›na uygun olarak kullan›lmal›d›rlar. Metabolik sendromda özellikle etkili bir antihipertansif grubu yoktur.(1) PROENFLAMATUAR DURUM Lipid düflürücü ilaçlar›n antienflamatuar etki ile CRP düzeylerini azaltt›¤› bilinmektedir. (16) PROTROMBOT‹K DURUM PAI-1 ve fibrinojeni hedef alan bir ilaç grubu henüz mevcut de¤ildir. Protrombotik duruma en etkili tedavi antiplatelet terapidir. Primer ve sekonder koruma olarak düflük doz aspirin kardiyovaküler olaylar› azaltmaktad›r.(16) Sonuç olarak metabolik sendrom ça¤›m›z›n en tehlikeli hastal›klar›ndan birisidir ve tedavisinin en önemli parças› da diyet, düzenli egzersiz ile kilo vermek olarak tan›mlanan hayat tarz› de¤iflikli¤idir. KAYNAKLAR 1) Metabolik Sendrom K›lavuzu,Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derne¤i 2009 2) Balkau B, Charles MA, Drivsholm T,et al. Frequency of the WHO meatbolic syndrom in European cohorts, and an alternative definition of an insulin resistance syndrom. Diabetes Metab 2002;28:364-76 3) Onat A, Sansoy V,Halk›m›zda koroner arter hastal›¤›n›n bafl suçlusu metabolik sendrom s›kl›¤›, unsurlar›, koroner risk ile iliflkisi ve yüksek risk kriterleri. Türk Kardiyoloji Derne¤i Arfl 2002; 30:8-15 4) International Diabetes Federation. The IDF consensus worldwide definition of the metabolic syndrom 2005, Tan CE, et al:Diabetes Care:2004;27:1182-1186 62 • Prof.Dr. ‹brahim KELEfi 5) Temel Kardiyoloji;Ömer Kozan;Metabolik sendrom, Dr.Ahmet Temzihan, Dr. Mehmet Timur Selçuk, 2011, pg:1369 6) Klein S, Fontana L, Young VL,et al. Absence of an effect of liposuction on insulin action and risk factors for coronary heart disease. NEJM 2004; 350:2549-57 7) Türkiye Diyabet, Hipertansiyon, Obezite ve Endokrinolojik Hastal›klar Prevalans Çal›flmas›-II (TURDEP-II) Çal›flmas› 8) Kabakc› G, Koylan N,Kozan O, Büyüköztürk K, ‹lerigelen B, ICEBERG investigators. Evaluation of the metabolic syndrom in hypertensive patients:Results from the ICEBERG Study.J Cardiometab Syndr 2007;3:168-173 9) Abdominal Obesity and Dyslipidemia in the Metabolic Syndrome: Importance of Type 2 Diabetes and Familial Combined Hyperlipidemia in Coronary Artery Disease Risk,Molly C. Carr and John D. Brunzell 10) Yusuf S, Hawken S, Ounpuu S,et al.Effect of potentially modifiable risk factros associated with myocardial infarction in 52 coountries(the INTERHEART study):case control study.Lancet 2204;364;937-52 11) Apridonidze T, Essah PA,Iuorno MJ, Nestler JE. Prevelance and characteristics of the metabolic syndrom in women with polycystic ovary syndrom. J Clin Endocrinol Metab 2005,90:1929-35 12) Endothelial function and dysfunction. Part II: Associationwith cardiovascular risk factors and diseases. A statementby the Working Group on Endothelins and EndothelialFactors of the European Society of Hypertension 13) Hepatology vol 37,Issue 4, pg 917-923; April 2003, Nonalcoholic fatty liver, steatohepatitis, and the metabolic syndrome 14) Physical Activity and Reduced Occurrence of Non-Insulin-Dependent Diabetes Mellitus Susan P. Helmrich, Ph.D., David R. Ragland, Ph.D., M.P.H., Rita W. Leung, A.B., and Ralph S. Paffenbarger, Jr., M.D., Dr.P.H.N Engl J Med 1991; 325:147-152July 18, 1991 15) Exercise and Type II Diabetes; Larry S. Verity, PhD, FACSM; School of Exercise&Nutritional Sciences 16) NHLBI/AHA Conference ProceedingsDefinition of Metabolic SyndromeReport of the National Heart, Lung, and Blood Institute/American Heart Association Conference on Scientific Issues Related to DefinitionCirculation.2004;109:433-438 17) Cardiology in Review, Thiazolidinediones and Congestive Heart Failure: A Judicious Balance of Risks and Benefits, May/June 2009 vol 17-Issue 3 18) Farmakolog Gözüyle Metabolik Sendrom, Prof. Dr. Öner Süzer Cerrahpafla T›p Fakültesi Farmakoloji ve Klinik farmakoloji ABD 63 Metabolik Sendrom • 19) J.Cell.Mol.Med. Vol 5, No 4, 2001 pp. 378-387 Statins: mechanism of action and effects, Camelia Stancu, Anca Sima * 20) Medscape, Low HDL Cholesterol(Hipoalphalipoprotenemia) Treatment&Management 21) The New england Journal of Medicine,Effect of Sibutramine on Cardiovascular Outcomes in Overweight and Obese Subjects September 2, 2010 vol. 363 no. 10 64 ‹.Ü. Cerrahpafla T›p Fakültesi Sürekli T›p E¤itimi Etkinlikleri Kardiyoloji Güncelleme 2012 Sempozyum Dizisi No: 77 • Haziran 2012; s. 65-91 AKUT KALP YETERS‹ZL‹⁄‹ TANI VE TEDAV‹S‹ Prof. Dr. Haflim MUTLU, FESC Hastal›klarda tan› ve tedavi yöntemlerinin geliflmesiyle dünya nüfusu yafllanmakta ve bu nedenle kalp yetersizli¤i de artmaktad›r. Tedavi yötemlerinin geliflmesine ra¤men kalp yetersizli¤i gelecek y›llarda da önemli bir sa¤l›k sorunu olmaya devam edecektir(1). Son 50 y›lda bir çok kalp yetersizi¤i (KY) tan›m› yap›lm›flt›r. (1). Bu tan›mlar bu karmafl›k sendromda hemodinamik, oksijen tüketimi ya da egsersiz kapasitesi gibi bir ya da birden çok özelli¤i vurgulamaktad›r. Son y›llarda ki tan›mlar›n ço¤unda hastada hem KY semptomlar›, hemde s›v› tutulmas›na iflaret eden fziksel bulgular olmas› gerekti¤i vurgulanmaktad›r(1,2,3) KALP YETERS‹ZL‹⁄‹ TANIMI KY, hastalar›nda tipik olarak dinlenme ya da egsersiz s›ras›nda nefes darl›¤› veya halsizlik gibi KY semptomlar›; pulmoner konjesyon ya da ayak bileklerinde fliflme gibi s›v› retansiyonu bulgular› ortaya ç›kmaktad›r (Tablo-1). Tablo 1: Kalp yetersizli¤i tan›m›(1) Kalp yetersizli¤i, hastalarda flu özelliklerin görüldü¤ü bir klinik sendromdur: • Tipik kalp yetersizli¤i semptomlar›: (dinlenme ya da egzersiz s›ras›nda nefes darl›¤›, halsizlik, yorgunluk,ayak bileklerinde fliflme) ve • Kalp yetersizli¤i bulgular›: (taflikardi, taflipne, pulmoner raller, plevral efuzyon, juguler ven bas›nc›nda art›fl, periferik ödem, hepatomegali) ve • Dinlenme s›ras›nda kalpte yap›sal ya da ifllevsel anormalli¤e iliflkin objektif kan›t: (kardiyomegali, üçüncü kalp sesi, kalp üfürümleri, ekokardiyografide anormallikler, natriüretik peptid konsantrasyonunda art›fl) 65 • Prof.Dr. Haflim MUTLU, FESC KY’yi hedef alan tedaviye yan›t al›nmas› tan›da tek bafl›na yeterli de¤ildir. Ancak uygun tan›sal incelemelerden sonra tan›n›n belirgin olmamas› durumunda yararl›d›r. Tablo 2: Kalp yetersizli¤inde yayg›n klinik semptom ve bulgular(1) 66 Akut Kalp Yetersizli¤i Tan› ve Tedavisi • KY si bulunan hastalarda görece h›zl› semptomatik düzelme sa¤lanmas›, tedavilerde genellikle semptom ve bulgularda belli bir düzelme beklenecektir. tablo 2 de KY ‘nin yayg›n görülen bafll›ca semptom, klinik belirti ve bulgular› gösterilmifltir(1,4). Asemptomatik yap›sal ya da ifllevsel kalp anormalikleri semptomatik KY ‘nin öncüsü say›lmaktad›r ve yüksek mortaliteyle iliflkilidir(1,5). KY’den bahsederken akut,ilerlemifl ve dekompanse sözcükleri birbirinin yerine kullan›lmamal›d›r. Tablo 3 de klinik tablonun özelliklerini temel alan yararl› bir KY s›n›fland›r›lmas› sunulmaktad›r(1,2). Kronik KY bulunan hastalarda KY’nin a¤›rlaflmas›, hastaneye yat›fl gerektiren en yayg›n formudur ve KY olgular›n›n % 80’ni oluflturur. Tedavide özgül tedavi gerektiren klinik tablo (pulmoner ödem, hipertansif acil durum, akut M‹ gibi) göz önünde bulundurulmal›d›r. Tablo 3: Kalp yetersizli¤i s›n›fland›rmas›(1,2) KY’nin fliddetini belirlemede yayg›n olarak iki s›n›flamaya baflvurulmaktad›r (Tablo-4). Bunlardan birinde semptomlar ve egsersiz kapasitesi temel al›nmaktad›r. ( New york Heart Association (NYHA). NYHA s›n›fland›r›lmas›n›n klinikte yarar› görülmüfltür. Di¤eri KY’yi yap›sal de¤ifliklikler ve semptomlar temelinde farkl› evrelere ay›rmaktad›r. Belirgin KY bulunan hastalar›n hepsi C ve D evrelerindedir(2,3). 67 • Prof.Dr. Haflim MUTLU, FESC Tablo 4: Kalp yetersizl¤inin yap›sal anormalli¤e göre (ACC/AHA) ya da ifllevsel kapasiteyle iliflkili semptomlara göre (NYHA) s›nfland›r›lmas›(1,2,3). Kalp yetersizli¤inin semptom ve bulgular› KY semptom ve bulgular› hastalar›n hekime baflvurma nedeni oldu¤u için erken tan›da belirleyici önem tafl›maktad›r. iyi bir öykü 68 Akut Kalp Yetersizli¤i Tan› ve Tedavisi • almak ve fizik muayene konusunda ustalaflmak çok önemlidir (Tablo 5). Nefes darl›¤›, yorgunluk ve halsizlik tipik belirtilerdir, ancak ozellikle yafll›larda bunlar› ortaya ç›karmak ve de¤erlendirmek deneyim ve beceri gerektirir. gözlem, palpasyon ve oskültasyonu kapsayan dikkatli bir klinik muayeneyle de de¤erlendirilmelidir(1). Tablo 5: Kalp yetersizli¤i bulunan hastalarda klinik muayenede bafll›ca özellikler(1). Semptomlar ve kalp yetersizli¤inin a¤›rl›k derecesi: Semptomlarla kardiyak ifllev bozuklu¤u aras›nda zay›f bir iliflki vard›r. Semptomlar tedaviden sonra devam ediyorsa prognozla daha yak›ndan iliflkilidir ve bu durumda KY’nin a¤›rl›k derecesini s›n›fland›rmada ve tedavinin etkilerini izlemekte kullan›labilir. Genellikle NYHA ifllevsel s›n›fland›rmas› kullan›l›r. Daha yeni bir s›n›fland›rmada kalbin yap›s› ve semptomlar temel al›nmaktad›r. Miyokard infarktüsü(M‹) bulunan hastalarda ise, KY’nin a¤›rl›k 69 • Prof.Dr. Haflim MUTLU, FESC derecesini de¤erlendiren di¤er iki s›n›fland›rma olan Killip ve Forrester s›n›fland›rmalar›na baflvurulmaktad›r(6,7), (Tablo-6). Tablo 6: Akut miyokart infarktüsü ba¤lam›nda kalp yetersizli¤inin a¤›rl›k derecesini de¤erlendiren iki s›n›fland›rma(1,6,7). PCWP:Pulmoner kapiller kama bas›nc› 70 Akut Kalp Yetersizli¤i Tan› ve Tedavisi • fiekil 1’de KY ve sol ventrikül ifllev bozuklu¤u tan›s› için algoritma görülmektedir. Tek bafl›na KY tan›s› için yeterli de¤ildir. Hastalar›n ço¤una genel KY tedavisi gerekli olsa da,baz› nedenler için özgül tedavi gerekebilece¤i ve düzeltme mümkün olabilece¤i için KY’nin nedenini saptamaya yönelik incelemelerde yap›lmal›d›r(1). Natriüretik peptid (BNP ve NT-proBNP) ölçümleri AKY’nin ay›r›c› tan›s›nda önemli olmakla birlikte bu uygulama ile ilgili olarak kronik KY’deki kadar kan›t yoktur. Ayr›ca AKY’de BNP ve NT-proBNP referans de¤erleri konusunda da görüfl birli¤i oluflmam›flt›r. fiekil 1: KY’yi düflündüren semptomlar bulunan, tedavi uygulanmam›fl hastalarda natriüretik peptidlerin KY tan›s› için ak›fl flemas›(1). Akut kalp yetersizli¤i Tan›m:Akut kalp yetersizli¤i (AKY) h›zl› bafllayan ya da bulgu ve semptomlarda h›zl› bir de¤ifliklik görülen ve acil tedavi gerektiren KY olarak tan›mlanmaktad›r. AKY yeni bafllayan KY olabilece¤i gibi mevcut kronik KY’nin a¤›rlaflmas› da olabilir. Hastalar akut pulmoner ödem gibi acil durumla baflvurabilirler. Ço¤u zaman farkl› etiyolojiler ve durumlar aras›nda etkileflim görülebilir. Tablo 7 ‘de AKY’deki yayg›n nedenler ve tetikleyici faktörler özetlenmifltir. 71 • Prof.Dr. Haflim MUTLU, FESC AKY genellikle pulmoner konjesyonla ay›rt edilir, ancak baz› hastalarda tabloya kalp debisinde azalma ve dokularda hipoperfüzyon egemen olabilir. AKY’yi tabloda belirtilen kardiyovaskuler kökenli olan ya da olmayan birden çok durum tetikleyebilir(1,3). Tablo 7: Akut kalp yetersizli¤inde nedenler ve tetikleyici Etmenler(1) Klinik s›n›fland›rma Klinik AKY tablosu genifl bir yelpazedeki bir dizi durumu yans›t›r ve her s›nflandrman›n kendi s›n›rl›l›klar› vard›r. AKY geliflen hastalar genellikle alt› klinik kategoriden biriyle baflvurmaktad›r. Klinik tabloda komplikasyon olarak pulmoner ödem bulunabilece¤i gibi, bulunmayabilir. 72 Akut Kalp Yetersizli¤i Tan› ve Tedavisi • fiekil 2’de bu durumlar aras›ndaki olas› örtüflmeler görülmektedir(1). Ayr›ca flekil 3’ de Forrester s›n›fland›r›lmas›n›n de¤ifltirilmesi ile elde edilmifl bir klinik s›n›fland›rma görülmektedir(1). fiekil 2: Akut kalp yetersizli¤i klinik s›n›fland›r›lmas› (örtüflmeler) (1). fiekil 3: Kronik KY’nin akut dekompansasyonu (1) 73 • Prof.Dr. Haflim MUTLU, FESC • Kronik KY’nin a¤›rlaflmas› ya da dekompansasyonu (periferik ödem/konjesyon): Genellikle tedavi edilmekte olan bilinen kronik KY’nin giderek a¤›rlaflmas› öyküsü ve sistemik ve pulmoner konjesyon kan›tlar› vard›r. Hastaneye yat›fl s›ras›nda KB’nin düflük olmas› kötü prognozla ba¤lant›l›d›r(1,4). • Pulmoner ödem: Hastalar fliddetli solunum s›k›nt›s›, taflipne ve ortopneyle baflvurur ve bütün akci¤er alanlar›nda raller vard›r. Oksijen tedavisi öncesinde oda havas›nda arteriyel O2 saturasyonu genellikle <%90’d›r. Akut akci¤er ödemi: Sol kalp yetersizli¤inin en a¤›r fleklidir. Pulmoner kapiller bas›nç ileri derecede artm›fl ve alveolar ödem oluflmufltur. Hastada ölüm korkusu, a¤›r dispne, öksürük ve hafif kanl› pembe balgam ç›kar›r. Nefes darl›¤›n›n nedeni,sol ventrikül taraf›ndan aortaya yeterince at›lamayan kan›n geriye do¤ru birikerek akci¤erlerde göllenmesi ve bu olaya ba¤l› olarak bronfliyal ve interstisiyel ödem geliflmesidir. ‹zole sa¤ ventrikül yetersizli¤inde nefes darl›¤› görülmez(1,9). Fizyopatoloji: Hidrostatik bas›nç artar,onkotik bas›nç azal›r,kapiller permeabilite artar,lenfatik klirens azal›r. Bunun sonucunda interstisyel bofllu¤un volümünün yavafl ve progresif art›fl› ve alveol epitelinin permeabilitesinin de¤iflmesi sonucu alveolar ödem oluflur(1,4). Klinik bulgular: Evre I. ( Küçük pulmoner damarlarda geniflleme) Bu safhada efor dispnesi vard›r. Fizik muayenede akci¤er bazallerinde seyrek inspiratuvar raller duyulur. Tele’de nondiagnostik bulgular ve apikal bölgelerde pulmoner vasküler dallanmada art›fl vard›r. Kan gazlar› normal s›n›rlardad›r. Evre II: (‹nterstisyel ödem) Dispne ortopne,taflipne vard›r. Fizik muayenede akci¤er’de yafl rallerve refleks bronkokonstriksiyona ba¤l› wheezing görülür. Tele’de pulmoner vasküler çizgilerde ve hilus gölgesinde bulanma, interlobular septalarda kal›nlaflma (Kerley B 74 Akut Kalp Yetersizli¤i Tan› ve Tedavisi • çizgileri) görülür. Kan gazlar›nda ventilasyon-perfüzyon uyumsuzlu¤u (hipoksi) mevcuttur. Evre III: Alveolar ödem) Ortopne,paroksismal nokturnal dispne, siyanoz,hemoptizi,taflikardi mevcuttur. Fizik muayene’de akci¤erde yayg›n yafl raller, ronflan raller, wheezing,S3,P2 sertleflmesi görülür. Tele’de her iki akci¤er alanlar›nda yayg›n bulan›kl›k vard›r. Kan gazlar›nda hipoksi-hipokapni,hiperkapni (ciddi ventilasyon-perfüzyon uyumsuzlu¤u,sa¤ –sol intrapulmoner shunt) vard›r. Akut akci¤er ödemi kardiyak ve non kardiyak nedenlerle oluflabilir. Akut kardiyojenik ve non kardiyojenik ödem ay›r›c› tan›s› anemnez ve klinik bulgulara göre yap›labilir (Tablo 8). Tablo 8: Akut kardiyojenik ve nonkardiyojenik ödem ay›r›c› tan› (Anemnez-klinik) Gö¤üs radyogram› mümkün oldu¤unca erken çekilmelidir. Pulmoner konjesyon ile ilgili bulgular, kardiyomegali, perikardiyal ve plevral effüzyon yönünden dikkatle de¤erlendirilmelidir. Ayr›ca gö¤üs radyogram› ile pulmoner ödemin kalp kökenli olup olmad›¤› yönünde ay›r›c› tan› yapmak mümkün olabilir (Tablo 9 ve Resim 1 ve 2). Bu arada s›rt üstü yatar konumda çekilen grafiyi de¤erlendirmedeki s›n›rlamalar gözden kaç›r›lmamal›d›r(10,11). Ekokardiyografik de¤erlendirme AKY tan›s›nda, etyolojinin belirlenmesinde ve efllik eden durumlar›n saptanmas›nda çok önemlidir. Tüm hastalarda mümkün oldu¤unca erken dönemde yap›lmal›d›r. Ekokardiyografi ile sol ve sa¤ ventrikül fonksiyonlar›n›n, kapaklar›n, kalp kas›n›n, kalp 75 • Prof.Dr. Haflim MUTLU, FESC boflluklar›n›n, perikard›n incelenmesi, sa¤ ve sol ventrikül dolum bas›nçlar›n›n, at›m hacminin ve pulmoner arter bas›nc›n›n yar›kantitatif olarak de¤erlendirilmesi gerek tan› ve gerekse izlemde önemli yararlar sa¤lar(10,11). Tablo 9: Kalp kökenli ile kalp kökenli olmayan pulmoner ödemin ay›r›c› tan›s›nda gö¤üs radyogram› ile ilgili ay›rt edici özellikler(10,11) *Vasküler pedikülün eni dijital antero-posterior radyografide hasta s›rtüstü yatar konumda iken sol subklavian arterin aort arkusundan ç›k›fl noktas›ndan ç›k›lan dikey hat ile superior vena kavan›n sa¤ ana bronflu geçti¤i nokta aras›ndaki mesafeyi ölçerek de¤erlendirilir. 70 mm’den fazla olmas› damar-içi volümün artt›¤›na iflaret eder. 76 Akut Kalp Yetersizli¤i Tan› ve Tedavisi • Resim 1: Kalp kökenli ile kalp kökenli olmayan pulmoner ödemin ay›r›c› tan›s›nda gö¤üs radyogram›(10,11) Üstteki anteroposterior gö¤üs radyogram› (A) 51 yafl›nda, akut anterior miyokard infarktüsü geçiren ve akut kardiyojenik pulmoner ödem oluflan bir erkek hastaya aittir. Peribronkovasküler alanda genifllemeye (üstteki oklar) ve Kerley çizgilerine (alttaki oklar) dikkat ediniz. Perifer k›smen korunmufltur. Alttaki anteroposterior gö¤üs radyogram› (B) ise 22 yafl›nda ve kan kültürü Streptococcus pneumoniae için pozitif bulunan, septik flok ve akut solunum s›k›nt›s› oluflan bir kad›na aittir. Diffüz alveolar infiltrasyonlar da¤›n›k görünümde ve bilateral olup hava bronkogramlar› vard›r (oklar). 77 • Prof.Dr. Haflim MUTLU, FESC Bu bulgular kalp kökenli olmayan pulmoner ödem için karakteristiktir, ancak spesifik de¤ildir. Resim 2: Akut pulmoner ödemi olan bir hastan›n teleradyografisi • Hipertansif KY: KY bulgu ve semptomlar›na yüksek KB efllik eder ve ço¤u zaman LV sistolik ifllevi korunmufltur. Taflikardi ve vazokonstriksiyonla sempatik tonus art›fl› kan›tlar› vard›r. Hastalar ço¤u zaman sistemik konjesyon bulgular› olmaks›z›n pulmoner konjesyon bulgular›yla baflvururlar. Uygun tedaviye h›zl› yan›t al›n›r ve hastanede mortalite düflüktür. • Kardiyojenik flok: Önyükün ve major aritminin yeterince düzeltilmesinden sonra dokularda KY’ye ba¤l› hipoperfüzyon kan›tlar› bulunmas› fleklinde tan›mlanm›flt›r. Tan›sal hemodinamik parametreler yoktur. Bununla birlikte, tipik olarak kardiyojenik flok sistolik kan bas›nc›nda azalma ile (SKB; <90 mmHg ya da ortalama arter bas›nc›nda >30 mmHg düflüfl) ve idrar ç›k›fl›n›n durmas› ya da azalmas›yla (<0. 5 mL/kg/saat) ay›rt edilir. Ritim bozukluklar› yayg›nd›r. Organlarda hipoperfüzyon ve pulmoner konjesyon kan›tlar› h›zla geliflir. 78 Akut Kalp Yetersizli¤i Tan› ve Tedavisi • •‹zole sa¤ KY: Pulmoner konjesyon olmaks›z›n, hepatomegaliyle ya da hepatomegalisiz juguler venoz bas›nc art›fl› ve düflük LV dolum bas›nçlar›yla seyreden düflük debili bir sendromla ay›rt edilir. • AKS ve KY: AKY geliflen hastalar›n ço¤u AKS klinik tablosu ve laboratuvar kantlar›yla baflvurmaktad›r. AKS’li hastalar›n yaklafl›k %15’inde KY bulgu ve semptomlar› vard›r. Akut KY ataklar genellikle aritmiyle ba¤lant›l›d›r ya da aritmi taraf›ndan tetiklenir (bradikardi, AF, VT). AKY tan›s›nda, baflvurudaki semptomlar, klinik bulgular temel al›n›r. Öykü, fizik muayene, EKG, toraks grafisi ekpokardiyografi,ve kan gazlar› özgül biyobelirteçleri de kapsayan laboratuar incelemeleri ile tan› do¤rulan›r. Yeni geliflen AKY ‘de ve kronik KY’nin dekompansasyon ata¤› olarak geliflen KY’de tan›sal algoritma birbirinin ayn›d›r (1,4) (fiekil -3). De¤erlendirme yöntemleri: EKG, toraks grafisi,kan gazlar› analizi, rutin laboratuar testleri, natriüretrik peptitler ve ekokardiyografi kullan›lmal›d›r. Akut fazda yap›lan natriüretik peptid (BNP ve N-proBNP) de¤erlendirilmesi, KY’yi d›fllamak aç›s›ndan makul düzeyde bir negatif tahmin de¤erine sahiptir. Pulmoner ödem yada aku M‹ s›ras›nda yat›flta natriüretik peptit düzeyleri normal olabilir. Ancak yat›fl ve ç›k›fltaki bu düzeylerin yüksek olmas› prognoz aç›s›ndan önemli bir bilgidir. Ekokardigrafi mümkünse erken evrede yap›lmal›d›r. Kalbin ifllevsel ve yap›sal de¤erlendirilmesinde çok önemli bir araçt›r. Hastanede yat›fl s›ras›nda gerektikçe tekrarlanan eko/Doppler incelemesi ço¤u zaman invazif de¤erlendirme gereksimini ortadan kald›rmaktad›r. AKY hastalar› noninvazif olarak vücut s›cakl›¤›, solunum h›z›, kalp h›z› kan bas›nc› EKG, oksijenasyon, idrar ç›k›fl› izlenmeli, Arteriyel kateter tak›larak s›k s›k arteriyel kan alma, venöz kateterler tak›larak 79 • Prof.Dr. Haflim MUTLU, FESC bas›nçlar ve ilaç uygulamas› kolay yap›labilmelidir. Gerekti¤inde pulmoner kateterler tak›larak bas›nçlar ölçülebilir. ‹skemi kan›tlar› olan hastalarda gerekti¤inde koroner anjio yap›lmal›d›r. fiekil 4: AKY kuflkusu bulunan hastalarda de¤erlendirme(1). AKY’de tedavisinin düzenlenmesi: ‹lk hedefler semptomlar› gidermek ve hemo dinamik durumu dengelemektir. Tablo 10’ da AKY’nin tedavi hedefleri özetlenmifltir. fiekil 4’de bafllang›çtaki tedavi algoritmas› özetlenmifltir(1,4). 80 Akut Kalp Yetersizli¤i Tan› ve Tedavisi • Tablo 10: Akut kalp yetersizli¤inde tedavi hedefleri(1) Derhal (AS/YBB/KBB) Semptomlar› giderin Oksijenasyonu yeniden sa¤lay›n Organ perfüzyonunu ve hemodinami¤i düzeltin Kalp/böbrek hasar›n› s›n›rland›r›n YBB’de yat›fl süresini en aza indirin • Orta vadede (hastanede) Hastay› stabilize edin ve tedavi stratejisini optimum düzeye ç›kar›n Uygun (yaflam kurtar›c›) farmakolojik tedaviyi bafllat›n Uygun hastalarda cihaz uygulama üzerinde durun Hastanede yat›fl süresini en aza indirin • Uzun dönemli ve taburcu edilme öncesi tedavi ‹zleme görüflmelerinin stratejisini planlay›n Hastay› e¤itin ve gerekli yaflam biçimi de¤iflikliklerini bafllat›n Yeterli ikincil profilaksi uygulay›n Erken evrede yeniden hastaneye yat›r›lmay› önleyin Yaflam kalitesini iyilefltirin ve sa¤kal›m› uzat›n AS: Acil servis,YBB:Yo¤un bak›m birimi, KKB:Koroner bak›m birimi 81 • Prof.Dr. Haflim MUTLU, FESC fiekil 5: AKY Bafllang›çtaki tedavi algoritmas›(1) Oksijen: Hipoksemisi olan tüm AKY hastalar›na arteriyel oksijen satürasyonu >%95 olacak flekilde (KOAH hastalar›nda >%90 oksijen verilmesi tüm k›lavuzlarda önerilmektedir. CPAP (sürekli pozitif havayolu bas›nc›): AKY tablosundaki hastalarda, akci¤er ödemi ve solunum s›k›nt›s› olan hastalarda, uygulama kolayl›¤› nedeniyle kullan›lmal›d›r. Kardiyojenik flokta kullan›lmamal›d›r. Morfin: Anksiyeteli huzursuz dispneik ve gö¤üs a¤r›s› olan hastalarada morfin uygulanmas› semptomlar› iyilefltirebilir. Solunuma dikkat edilmeli ve morfin hidroklorürün 2,5-5 mg ‹V bolus uygulanmas› fleklinde verilebilir. Yay›nlanan ADHERE kay›t çal›flmas›nda entübasyon riskini ve yo¤un bak›mda kal›fl süresinin uzatt›¤› ve mortaliteyi art›rd›¤› bildirilmifltir(4,7) 82 Akut Kalp Yetersizli¤i Tan› ve Tedavisi • K›vr›m diüretikleri: Pulmoner ve sistemik venöz konjesyon bulgular› olan KY hastalar›nda semtomatik iyileflme sa¤lamakta ve bafllang›ç tedavisi olarak önerilmektedir. Bu faydas›na karfl›n uzun dönem kullan›m›na iliflkin mortalite ve morbidite sonuçlar› bilinmemektedir,Furosemid bafllang›ç dozu 20-40 mg ‹V dir. Doz art›r›m› ve devaml› infüzyon uygulanmas› yap›labilmektedir. ‹lk 6 saatte <100 mg ve ilk günde <240 mg olmal›d›r(4,8). Di¤er diüretik endikasyon ve dozlar› tablo 9’da özetlenmifltir. Tablo 11: Akut kalp yetersizli¤inde diüretik endikasyonlar› ve dozu Vazodilatatörler: Hipotansif (sistolik kan bas›nc›<90) ve ciddi kapak darl›klar›,özellikle aort darl›¤› olan AKY hastalar› d›fl›nda erken dönemde uygulanmal›d›r. En yayg›n olarak kullan›lan ‹V nitrogliserin (NTG) düflük dozlarda venodilatasyon, yüksek dozlarda arteriyel dilatasyon yapmaktad›r. Bafllang›ç olarak 10-20 μg/dak doz uygulay›p bu doz gerekti¤inde 5 dakikada 5-10μg/dak, maksimum 200 μg/dak ya kadar artt›r›lmal›d›r. Bafllang›çta NTG sprey ve ya dilalt› kullan›p intravenöz forma geçilebilir. Sodyum nitroprussid ise venöz ve arteriyel vazodilatasyon etkiye sahip güçlü bir ajand›r. Bafllang›ç dozu 0. 3 83 • Prof.Dr. Haflim MUTLU, FESC μg/kg/dak olup 5 μg/kg/dak’ya kadar titre edilebilir. Uygulama s›ras›nda radyal kanül arac›l›¤› ile yak›ndan kan bas›nc› takibi önerilmektedir(4,8,9). Tavsiye edilen vasodilatatörlerin dozlar› Tablo 10’da özetlenmifltir(1). Tablo 12: AKY ‘de ‹V vazodilatatörler endikasyonlar› ve dozlar›(1) *ESC’ye üye ülkelerin ço¤unda yoktur. ‹notropik ilaçlar: Sistolik kan bas›nc› (SKB) ‘n›n düflük yada ölçülen kardiyak indeksin düflük oldu¤u hastalarda, hipoperfüzyon ya da konjesyon bulgular› olmas› durumunda uygulanmal›d›r (13,14,15,16) ‹notrop ilaçlar uygulanmas› gerekti¤inde uygulama mümkün oldu¤unca erken bafllanmal› ve yeterli organ perfüzyonu yeniden sa¤land›¤›nda veya konjesyon azald›¤›nda tedavi hemen kesilmelidir. Dobutamin: Beta-1 reseptörlerini uyararak doza ba¤›ml› pozitif inotropik ve kronotropik etkiler yapan pozitif inotropik ilaç olan dobutamin, genellikle yükleme dozu olmaks›z›n 2-3 μg/kg/dakika infüzyon h›z›yla bafllat›lmaktad›r. Semptomlara, diüretik yan›t›na ya da klinik duruma ba¤l› olarak infüzyon h›z› giderek de¤ifltirilebilir. Doz 15 μg/kg/dakika düzeyine kadar yükseltilebilir. Kan bas›nc› yak›nda izlenmilidir Beta bloker tedavisi alan hastalarda, inotropik etkinin sa¤lanabilmesi için dobutamin dozlar› 20 μg/kg/dakikadüzeyine kadar 84 Akut Kalp Yetersizli¤i Tan› ve Tedavisi • yükseltilebilir(15,16).‹nfüzyonun kesilmesinden sonra ilac›n eliminasyonu h›zl›d›r. ‹nfüzyonun kesilmesi s›ras›nda dikkatli olunmal›d›r. Doz yavafl yavafl azalt›larak kesilir ve oral tedavi efl zamanl› olarak optimum düzeye ç›kar›l›r. Dopamin: Do¤rudan ya da dolayl› yoldan yine beta- adrenerjik reseptörleri uyararak miyokard kontraktilitesinde ve kalp debisinde art›fla yol açan baflka bir inotropik ilaçt›r. Düflük doz dopamin infüzyonu (≤2-3 μg/kg/dakika) dopaminerjik reseptörleri uyar›r,ancak diürez üzerindeki etkisinin s›n›rl› oldu¤u gösterilmifltir. Sistolik kan bas›nc›n› sürdürmek için daha yüksek dopamin dozlar› kullan›labilir,ancak taflikardi,aritmi ve alfa adrenerjik uyar› sonucu vazokonstriksiyon riski artar . Kalp h›z› 100/dakika üzerinde olan hastalarda dopamin ve dobutamin dikkatli kullan›lmal›d›r. ( 13,14,17). Daha yüksek dozlarda alfa stimülasyonu vazokonstriksiyona ve sistemik vasküler direncin yükselmesine yol açabilir. Genellikle düflük doz dopamin daha yüksek doz dobutamin dozlar›yla kombinasyon halinde kullan›lmaktad›r. Levosimendan: Kardiyomiyositlerde troponin-C’ye ba¤lanarak kalbin kontraktilitesini artt›ran, kalsiyuma duyarlaflt›r›c› bir ilaçt›r. ATP’ye duyarl› potasyum kanallar› arac›l›¤›yla önemli boyutlarda vazodilatasyon sa¤lar. PDE üzerinde hafif bir inhibe edici etkisi vard›r. AKY dekompansasyonu olan hastalarda levosimendan infüzyonu kalp debisini ve at›m hacmini artt›r›r,pulmoner kama bas›nc›n›,sistemik vasküler direnci,ve pulmoner vasküler direnci düflürür. Hemodinamik yan›t birkaç gün boyunca sürer. Dekompanse KKY bulunan hastalarda etkili olabilir. ‹notropik etkisinin beta adrenerjik uyar›dan ba¤›ms›z olmas› nedeniyle, beta bloker tedavisi uygulanmakta olan hastalarda bir seçenek oluflturmaktad›r. Levosimendan tedavisi, özellikle yükleme dozu uyguland›ysa kalp h›z›nda hafif bir art›flla ve kan bas›nc›nda düflüflle ba¤lant›l›d›r(12,13,14). Levomisendan 10 dakikada bolus dozu (3-12 μg/kg) olarak,ard›ndanda sürekli infüzyonla (24 saat boyunca 0. 05-0. 2 μg/kg/dakika) uygulanabilir. Stabilite do¤ruland›ktan sonra infüzyon h›z› artt›r›labilir. Sistolik kan bas›nca 100 mm/hg’ nin alt›nda olan hastalarda infüzyon bolus uygulanmaks›z›n bafllat›lmal›d›r. 85 • Prof.Dr. Haflim MUTLU, FESC Milrinon ve enoksiman: Klinikte kullan›lan tip III fosfodiesteraz inhitörleridir (PDEI). Sürekli inhibisyon fleklinde uygulanmakta olup kan bas›nc› korunmufl olgularda bafllang›çta bir bolus dozu uygulanmaktad›r. Koroner arter hastalar›nda orta dönemde mortalite art›fl› nedeniyle dikkatle uygulanmal›d›r. Kardiyak glikozitler: AKY’de kalp debisinde hafif bir art›fl ve dolum bas›nçlar›nda azalma sa¤lar. H›zl› AF’de ventrikül h›z›n› yavafllatmak faydal› olabilir(1). Vazopressörler: Norepinefrin,birinci s›ra tedavi seçene¤i olarak tavsiye edilmemektedir. Bu ilaçlar›n yaln›zca kardiyojenik flokta inotropik ilaç ve s›v› tedavisiyle sistolik kan bas›nc›n›n 90 mm/hg’n›n üzerine ç›kart›lamad›¤› ve kalp debisinin artmas›na ra¤men yeterli organ perfüzyonu sa¤lanamayan hastalarda kullan›m endikasyonu vard›r(1). Epinefrin yanl›ca kardiyak arreste kurtarma tedavisi olarak kullan›lmal›d›r. ‹notropik ilaçlar›n kullan›m› ile ilgili doz ve uygulamalar›,tablo 13’de özetlenmifltir. Tablo 13: Akut kalp yetersizli¤inde pozitif inotropik ilaçlar›n doz uygulamalar›(1) *Bu ilac›n vazodilatatör özellikleri de vard›r **Hipotansif hastalarda (SKB <100 mm/Hg) tedavinin bolus uygulamaks›z›n bafllat›lmas› tavsiye edilmektedir 86 Akut Kalp Yetersizli¤i Tan› ve Tedavisi • Sistolik kan bas›nc›na göre tedavi stratejisi flekil 5’de ve sol ventrikül bas›nc›na görevi tedavi stratejisi flekil 6’da özetlenmifltir. fiekil 6: AKY’de sistolik kan bas›nc›na göre tedavi stratejisi(1,4)) NIV: ‹nvaziv olmayan ventilasyon PAK: Pulmoner arter kateteri 87 • Prof.Dr. Haflim MUTLU, FESC fiekil 7: AKY’de LV dolum bas›nc›na göre tedavi stratejisi(1,4) SvO2: Karma venöz oksijen satürasyonu PAK: Pulmoner arter kateteri Akut kalp yetersizli¤i tedavi algoritmas› ‹lk de¤erlendirmeden sonra, bütün hastalarda oksijen tedavisi ve ‹nvazif olmayan ventilasyon üzerinde durulmal›d›r. Hastane öncesinde ya da acil serviste tedavi hedefi, doku oksijenasyonunu art›rarak ve hemodinamik durumu optimum düzeye ç›kartarak semptomlar› gidermek ve giriflimlerin ortam›n› sa¤lamakt›r (1,4). • Dekompanse kronik KY: Vazodilatatörler ve k›vr›m diüretikleri tavsiye edilmektedir. Böbrek ifllev bozuklu¤unda ya da kronik diüretik kullanan hastalarda yüksek doz diüretik tedavisi uzerinde durun. Hipotansiyon ve organ hipoperfuzyonu varsa inotropik ilaçlar›n uygulanmas› gerekir. 88 Akut Kalp Yetersizli¤i Tan› ve Tedavisi • • Pulmoner ödem: Ozellikle dispneye a¤r› ve anksiyete efllik ediyorsa, ço¤u zaman morfin endikasyonu vard›r. Kan bas›nc› normalse ya da yüksekse vazodilatatörler ve afl›r› hacim yüklenmesi ya da s›v› retansiyonu olan hastalarda diüretikler tavsiye edilmektedir. Hipotansiyon ve organ hipoperfüzyonu bulgular› varsa inotropik ilaclar›n uygulanmas› gereklidir. Yeterli oksijenasyon sa¤layabilmek icin entübasyon ve mekanik ventilasyon gerekli olabilir. • Hipertansif KY: Hasta yak›ndan izlenerek vazodilatatörlerin uygulanmas›, afl›r› hacim yüklenmesi ya da pulmoner ödem bulunan hastalarda da, düflük doz diüretik tedavisi tavsiye edilmektedir. • Kardiyojenik flok: Klinik endikasyon varsa s›v› tedavisi (250 mL/10 dak), SKB’nin 90 mmHg’n›n alt›nda kalmaya devam etmesi durumunda da, bunun ard›ndan inotrop tedavisi tavsiye edilmektedir. inotrop ilaçla SKB’nin yükseltilememesi ve organ hipoperfuzyonu bulgular› olmas› durumunda, son derece dikkatli bir yaklafl›mla norepinefrin uygulanabilir. intraaortik balon pompas› (IABP) ve entübasyon üzerinde durulmal›d›r. Potansiyel olarak geri dönufllü akut KY nedenleri olan hastalarda, tedavi yan› t›na (cerrahi giriflim ya da düzelme) köprü niteli¤inde sol ventrikül asist device üzerinde durulabilir. • Sa¤ KY: Genellikle s›v› tedavisi etkisizdir. Mekanik ventilasyondan kaç›n›lmal›d›r. Organ hipoperfüzyonu bulgular› olmas› durumunda inotropik ilaçlar gereklidir. Pulmoner emboli ve sa¤ ventrikulde M‹’den kuflkulan›lmal›d›r. • AKY ve AKS: AKS ve KY bulgu ve semptomlar› olan bütün hastalarda ekokardiyografik de¤erlendirme yap›larak sistolik ve diyastolik ventrikül ifllevi ve kapak ifllevi de¤erlendirilmeli, di¤er kardiyak anormallikler ve mekanik M‹ komplikasyonlar› d›fllanmal› d›r(1,4,11,12). ST elevasyonlu M‹ hastalar›nda perkütan ya da cerrahi giriflim olana¤› yoksa erken evrede fibrinolitik tedavi tavsiye edilmektedir. Mekanik komplikasyonlar oluflan hastalarda acil cerrahi giriflim endikasyonu vard›r. Kardiyojenik flok söz konusuysa, mümkün oldu¤unca çabuk bir flekilde ‹ABP, koroner anjiyografi ve revaskülarizasyon (primer perkütan giriflim) üzerinde durulmal›d›r. 89 • Prof.Dr. Haflim MUTLU, FESC KAYNAKLAR 1- Akut ve Kronik Kalp Yetersizli¤i Tan› ve Tedavisine Yönelik 2008 ESC K›lavuzu,Türk Kardiyol Dern Arflv Suppl 3, 2008 2- NICE. Chronic Heart Failure. National Clinical Guidelines for Diagnosis and Management in Primary and Secondary Care. The National Collaborating Centre for Chronic Conditions. London: NICE. 2005;5:1–163. 3- Hunt SA, Abraham WT, Chin MH, Feldman AM, Francis GS, Ganiats TG, Jessup M, Konstam MA, Mancini DM, Michl K, Oates JA, Rahko PS, Silver MA, Stevenson LW, Yancy CW, Antman EM, Smith SC Jr, Adams CD, Anderson JL, Faxon DP, Fuster V, Halperin JL, Hiratzka LF, Jacobs AK, Nishimura R, Ornato JP, Page RL, Riegel B. ACC/AHA 2005 Guideline update for the diagnosis and management of chronic heart failure in the adult: a report of the American College of Cardiology/American Heart Association Task Force on Practice Guidelines (Writing Committee to Update the 2001 Guidelines for the Evaluation and Management of Heart Failure): developed in collaboration with the American College of Chest Physicians and the International Society for Heart and Lung Transplantation: endorsed by the Heart Rhythm Society. Circulation 2005;112:e154–e235 4- Zoghi M, Çavuflo¤lu Y, Y›lmaz M B ve ark:Akut kalp yetersizli¤ine algoritmalarla pratik yaklafl›m (Anadolu Kardiyol Derg 2009; 9: 436-46) 5- Wang TJ, Evans JC, Benjamin EJ, Levy D, LeRoy EC, Vasan RS. Natural history of asymptomatic left ventricular systolic dysfunction in the community. Circulation 2003;108:977–982. 6- Killip T, 3rd, Kimball JT. Treatment of myocardial infarction in a coronary care unit. A two year experience with 250 patients. Am J Cardiol 1967;20:457-464. 7- Forrester JS, Diamond GA, Swan HJ. Correlative classification of clinical and hemodynamic function after acute myocardial infarction. Am J Cardiol 1977;39:137145. 8- Peacock WF, Hollander JE, Diercks DB, Lopatin M, Fonarow G, Emerman CL. Morphine and outcomes in acute decompensated heart failure: an ADHERE analysis. Emerg Med J 2008; 25: 205-9. 9- Dickstein K, Cohen-Solal A, Filippatos G, McMurray JJ, Ponikowski P, Poole-Wilson PA, et al. ESC guidelines for the diagnosis and treatment of acute and chronic heart failure 2008: the Task Force for the diagnosis and treatment of acute and chronic heart failure 2008 of the European Society of Cardiology. Developed in collaboration with the Heart Failure Association of the ESC (HFA) and endorsed by the European Society of Intensive Care Medicine (ESICM). Eur J Heart Fail 2008; 10: 933-89. 10- Ware LB, Matthay MA. Clinical practice: Acute pulmonary edema. N Engl J Med 2005; 353: 2788-2796. 90 Akut Kalp Yetersizli¤i Tan› ve Tedavisi • 11- Kalp yetersizli¤i; Akut kalp yetersizli¤i, ‹lerigelen B: 8Bask›da),2010 12- Braunwald Heart Disease: Texbook,International Edition, USA,2008. 13Mebazaa A, Nieminen MS, Packer M, Cohen-Solal A, Kleber FX, Pocock SJ, Thakkar R, Padley RJ, Poder P, Kivikko M. Levosimendan vs dobutamine for patients with acute decompensated heart failure: the SURVIVE Randomized Trial. JAMA 2007;297:1883–1891. 14- Cleland JG, Freemantle N, Coletta AP, Clark AL. Clinical trials update from the American Heart Association: REPAIR-AMI, ASTAMI, JELIS, MEGA, REVIVE-II, SURVIVE, and PROACTIVE. Eur J Heart Fail 2006;8:105–110 15- Galley HF. Renal-dose dopamine: will the message now get through? Lancet 2000;356:2112–2113. 16- Lowes BD, Tsvetkova T, Eichhorn EJ, Gilbert EM, Bristow MR. Milrinone versus dobutamine in heart failure subjects treated chronically with carvedilol. Int J Car- diol 2001;81:141–149. 17- Galley HF. Renal-dose dopamine: will the message now get through? Lancet 2000;356:2112–2113. 91 ‹.Ü. Cerrahpafla T›p Fakültesi Sürekli T›p E¤itimi Etkinlikleri Kardiyoloji Güncelleme 2012 Sempozyum Dizisi No: 77 • Haziran 2012; s. 92-119 KRON‹K KALP YETERS‹ZL‹⁄‹ Prof.Dr. Bar›fl ‹LER‹GELEN Kalp yetersizli¤i ventriküllerin kas›lma (sistol) ve/veya dolum (diyastol) fonksiyonunu bozan herhangi bir yap›sal ya da fonksiyonel kalp hastal›¤›na ba¤l› olarak ortaya ç›kan kompleks bir klinik sendromdur. Türkiye’de 2008 y›l› verilerine göre kalp yetersizli¤i s›kl›¤› 35 yafl›n üzerinde %3 civar›ndad›r. Bu rakam 75 yafl üzerinde %10’a yükselmektedir. Kalp yetersizli¤i önemli bir sa¤l›k sorunudur. Son 10 y›l içerisinde prognozda önemli iyileflme sa¤land›ysa da halen hastalar›n yaklafl›k yar›s› befl y›l içerisinde ölmektedir. Tüm hastaneye yat›fl nedenlerinden yaklafl›k %5’i kalp yetersizli¤i ile iliflkilidir. Tan›sal tetkiklerin, tedavinin ve hastaneye yat›fllar›n maliyeti yüksektir. Etyoloji Kalp yetersizli¤inin en s›k rastlanan nedenleri s›ras›yla koroner arter hastal›¤›, sistemik hipertansiyon ve dilate kardiyomiyopatidir. Hastalar›n yaklafl›k dörtte üçünde bunlardan biri söz konusudur. Hipertrofik ya da restriktif kardiyomiyopatiler , kapak hastal›klar›, do¤ufltan kalp hastal›klar›, alkol ve ilaçlar (kemoterapi), yüksek debili durumlar (anemi, hipertiroidi), aritmiler (atriyal fibrilasyon,bradikardi), perikard hastal›klar› kalp yetersizli¤ine yol açabilecek di¤er bafll›ca nedenlerdir. Fizyopatoloji Kalp yetersizli¤ine yol açan nedenler ventrikül hipertrofisi ve/veya dilatasyonuna ve bunun sonucunda sistolik ve/veya diyastolik disfonksiyona neden olurlar. Koroner arter hastal›¤› sistolik disfonksiyonun, sistemik hipertansiyon ise diyastolik disfonksiyonun 92 • Prof.Dr. Bar›fl ‹LER‹GELEN en s›k rastlanan nedenidir. Sistolik ve diyastolik disfonksiyon genellikle birliktedir. Kalp yetersizli¤inin oluflumunda nörohormonal aktivasyonun önemli rol oynad›¤› bilinmektedir. Kalp yetersizli¤ini bafllatan nedenler bir yandan ventriküler remodeling’e (yeniden yap›lanma), öte yandan nörohormonal aktivasyona yol açarlar. Ventriküler remodeling ventrikül disfonksiyonunun ortaya ç›kmas›na neden olurken nörohormonal aktivasyonu da uyar›r. Benzer flekilde sol ventrikül disfonksiyonu da nörohormonal aktivasyona yol açar. Nörohormonal aktivasyon bir yandan ventriküler remodeling’i uyararak ventrikül fonksiyonunda bozulmaya yol açarken öte yandan da kalp yetersizli¤i semptom ve bulgular›n› ortaya ç›kar›r. Kalp yetersizli¤inde nörohormonal aktivasyon bafllang›çta kompansatuar (koruyucu) bir mekanizma ise de zamanla olumsuz etkiler gösterebilir. Nörohormonal aktivasyonun ö¤eleri iki grupta incelenebilir (Tablo 1). Tablo 1: Kalp Yetersizli¤inde Nörohormonal Aktivasyonun Temel Unsurlar› Vazokonstriktör/Antinatriüretik Vazodilatör/ Natriüretik Mitojenik faktörler Antimitojenik faktörler • Renin-anjiyotensin-aldosteron sistemi • Natriüretik peptidler • Sempatik sinir sistemi • Adrenomodullin • Arginin-vazopressin • Bradikinin • Endotelin • Vazodilatör prostaglandinler • Sitokinler • Dopamin • NO (Nitrik oksit) Tan›mlamalar Konjestif kalp yetersizli¤i, s›v› retansiyonu ve ödemin ön planda oldu¤u kronik kalp yetersizli¤ini tan›mlar. Tüm hastalarda volüm yüklenmesi bulgular› görülmedi¤inden eski bir terim olan “konjestif kalp yetersizli¤i” yerine “kalp yetersizli¤i” terimi seçilmelidir. Sol ventrikül yetersizli¤i, sol ventrikül disfonksiyonuna ba¤l› kalp 93 Kronik Kalp Yetersizli¤i • yetersizli¤ini tan›mlar. Bu terim genellikle akci¤er ödeminin temel bozukluk oldu¤u durumlarda kullan›lmaktad›r; oysa akci¤er ödemi her zaman sol ventrikül yetersizli¤ine ba¤l› de¤ildir. Bu nedenle “sol ventrikül yetersizli¤i” terimini kullan›rken dikkatli olmak gerekir. Sa¤ ventrikül yetersizli¤i, sa¤ ventrikül disfonksiyonuna ba¤l› kalp yetersizli¤ini ve ço¤u zaman da yanl›fl olarak s›v› retansiyonuna ba¤l› kalp yetersizli¤ini tan›mlamak için kullan›l›r, oysa s›v› retansiyonu genellikle sol ventrikül yetersizli¤inin yol açt›¤› renal perfüzyon bozuklu¤unun sonucudur. Tek bafl›na sa¤ ventrikül yetersizli¤i çok nadirdir. Bu nedenle “sa¤ ventrikül yetersizli¤i” terimi genellikle kullan›lmaz. Kalp yetersizli¤i hastalar›n›n ço¤unda sol ventrikülün sistolik fonksiyonu bozuktur ve bu durumda diyastolik fonksiyona bak›lmaks›z›n sistolik kalp yetersizli¤i kavram› kullan›l›r. Sistolik fonksiyon bozuklu¤unun tan›mlanmas›nda genellikle sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonunun 0.40 ya da alt›nda olmas› kullan›l›r. Tipik kalp yetersizli¤i klini¤i olan, ancak sistolik fonksiyon bozuklu¤u saptanmayan hastalarda sistolik fonksiyonun korundu¤u kalp yetersizli¤inden söz edilir. Bu hastalar›n ço¤unda diyastolik fonksiyon bozuklu¤u mevcut oldu¤u için bu tablo diyastolik kalp yetersizli¤i olarak da adland›r›labilir. Kalp yetersizli¤i hastalar›n›n yaklafl›k % 40’›nda diyastolik kalp yetersizli¤i söz konusudur. Diyastolik kalp yetersizli¤i genç hastalarda çok seyrek, yafll› hipertansiflerde ise oldukça s›k görülür. Tan› Kalp yetersizli¤i tan›s› için semptom ve bulgular›n varl›¤› esast›r. Ancak yaln›zca semptom ve bulgulara dayanarak tan›ya varmak da yanl›fl olabilir. Zira kalp yetersizli¤ini düflündüren semptom ve bulgulara di¤er hastal›klarda da rastlanabilir. Ayr›ca belirli bir semptomun ya da bulgunun olmamas› kalp yetersizli¤inin olmad›¤› anlam›na gelmez. Fizik muayene bulgular›n›n yorumlanmas›nda gözlemciler aras›nda önemli farklar›n olabilece¤i de unutulmamal›d›r. Semptomlar›n ve bulgular›n skorlanmas›na dayanan ve uzun y›llard›r kullan›lmakta olan Framingham veya Boston tan› kriterleri gibi yöntemlerin de yeterli oldu¤u söylenemez. EKG ve gö¤üs radyogram› kalp yetersizli¤i 94 • Prof.Dr. Bar›fl ‹LER‹GELEN tan›s›nda yard›mc› olabilir. Özellikle bu ikisinin normal bulunmas› durumunda semptom ve bulgular›n kalp yetersizli¤i d›fl› nedenlere ba¤l› olma olas›l›¤› yüksektir. Öte yandan, yaln›zca EKG ve gö¤üs radyogram›ndaki bulgulara dayanarak kalp yetersizli¤i tan›s›na varmak da do¤ru de¤ildir. Kalp yetersizli¤i tan›s›na güncel yaklafl›m klinik de¤erlendirmenin objektif verilerle desteklenmesine dayan›r (Tablo 2). Tablo 2: Kalp Yetersizli¤inde Tan› Kalp yetersizli¤ini düflündüren semptomlar-bulgular EKG, Gö¤üs radyogram›, yap›labiliyorsa plazma Natriüretik peptid (NP) düzeyi ölçümü Normal ise kalp yetersizli¤i olas›l›¤› az Normal de¤il Ekokardiyografi, Radyonüklid ventrikülografi, Manyetik rezonans görüntüleme Normal de¤il Kalp yetersizli¤inin etyolojisi, derecesi, prensipite eden faktörler (gerekirse ek tan› yöntemleri) Normal ise kalp yetersizli¤i olas›l›¤› az Tan› kuflkuluysa kalp yetersizli¤i tedavisine yan›t? Yan›t al›n›yorsa kalp yetersizli¤i tedavisine devam Semptomlar Üç grupta ele al›nabilir: 1- Pulmoner konjesyona iflaret eden semptomlar: efor dispnesi, ortopne, paroksismal gece dispnesi. 2- Sistemik venöz konjesyona iflaret eden semptomlar: ayak bile¤inde fliflme, kar›nda fliflme, kar›n a¤r›s›, bulant›. 95 Kronik Kalp Yetersizli¤i • 3- Düflük kalp debisine iflaret eden semptomlar: yorgunluk, egzersiz tolerans›nda azalma, mental durumda de¤ifliklik / konfüzyon, renal disfonksiyon. Yukar›da s›ralanan semptomlar içerisinde kalp yetersizli¤i tan›s›nda en yararl› olanlar pulmoner konjesyona iflaret edenlerdir. Özellikle ortopne ve/veya paroksismal gece dispnesinin varl›¤› kalp yetersizli¤inin büyük olas›l›kla mevcut oldu¤una iflaret eder. Efor dispnesi kalp yetersizli¤i hastalar›nda s›kl›kla mevcuttur ancak efor dispnesinin baflka bir çok nedeni oldu¤u unutulmamal›d›r. Sistemik venöz konjesyona iflaret eden semptomlar aras›nda ayak bile¤inde fliflme (ödem) özel bir anlam tafl›r, zira toplumumuzda bu bulgunun kalp yetersizli¤i anlam›na geldi¤i düflüncesi yayg›nd›r. Ancak ayak bile¤inde fliflmeye yol açabilecek baflka bir çok neden mevcuttur. Kar›nda fliflme, bulant› ve kusman›n da bir çok nedeni vard›r. E¤er bu semptomlar kalp yetersizli¤i ile iliflkili ise genelikle ciddi konjesyona (hepatomegali, assi gibi)iflaret eder ve kalp yetersizli¤inin ileri evrelerinde ortaya ç›kar. Düflük kalp debisine ait semptomlardan yorgunluk ve egzersiz tolerans›nda azalma kalp yetersizli¤i hastalar›n›n ço¤unda mevcut ise de özellikle ileri yafltaki kiflilerde tek bafl›na pek fazla anlam ifade etmez. Mental durumdaki de¤ifliklikler ve renal disfonksiyon ise ileri evredeki kalp yetersizli¤ine iflaret eder ve erken tan›da yarar sa¤layamaz. Bulgular Üç grupta ele al›nabilir: 1- Pulmoner konjesyon ile iliflkili bulgular: akci¤erlerde staz ralleri, solunum seslerinde azalma, kalp perküsyonunda matite, üçüncü kalp sesi, kalp apeks vurusunun yer de¤ifltirmesi. 2- Sistemik venöz konjesyon ile iliflkili bulgular: periferik ödem, jugular ven bas›nc› art›fl›, belirgin v dalgalar› ve dik y inifli, hepatojugular reflu, hepatomegali, assit, sa¤ kalp kökenli üçüncü kalp sesi, palpasyonda sol parasternal kald›rma. 96 • Prof.Dr. Bar›fl ‹LER‹GELEN 3- Düflük kalp debisi ile iliflkili bulgular: taflikardi, pulsus alternans, düflük nab›z bas›nc›, hipotansiyon. Yukar›da s›ralanan bulgular içerisinde kalp yetersizli¤i tan›s›nda en yararl› olanlar üçüncü kalp sesi juguler ven bas›nc› art›fl› (hepatojuguler reflu ile birlikte ya da tek bafl›na) ve periferik ödemdir. Zira üçüncü kalp sesi kalp yetersizli¤ini düflündürmelidir (gençlerde fizyolojik olarak duyulabilece¤i unutulmamal›), juguler ven bas›nc› normal olan bir kiflide (diüretik tedavi alt›nda de¤il ise) kalp yetersizli¤i olas›l›¤› düflüktür ve periferik ödem saptanan bir kiflide ay›r›c› tan›da kalp yetersizli¤i mutlaka dikkate al›nmal›d›r. Di¤er bulgulara gelince; ileri yafllarda akci¤er tabanlar›nda raller kalp yetersizli¤i olmadan da duyulabilir, kalbin palpasyon ve perküsyon bulgular›n›n yorumlanmas›, juguler ven dalgalar›n›n de¤erlendirilmesi büyük ölçüde muayeneyi yapan kifliye ba¤l›d›r, hepatomegali ve assit ancak ileri evredeki kalp yetersizli¤inde saptan›r ve baflka nedenlere ba¤l› olma olas›l›¤› yüksektir, düflük kalp debisi ile ilgili bulgular her kadar kalp yetersizli¤i hastalar›nda genellikle söz konusu ise de (pulsus alternans d›fl›nda) baflka bir çok durumda da saptanabilir. Pulsus alternans kalp yetersizli¤ini düflündüren önemli bir bulgudur, ancak seyrek olarak ve ileri evrede ortaya ç›kar. EKG Kalp yetersizli¤i düflünülen tüm hastalarda EKG çekilmelidir. EKG’nin tamamen normal bulunmas› kalp yetersizli¤i tan›s›n› büyük ölçüde d›fllar. EKG’de kalp yetersizli¤i olas›l›¤›n› güçlendiren bafll›ca bulgular flunlard›r: 1- Patolojik Q dalgalar› ve/veya iskemik tipte ST-T de¤ifliklikleri : koroner arter hastal›¤›n› düflündürür. 2- Sol ventrikül hipertrofisi bulgular›: diyastolik fonksiyon bozuklu¤unu düflündürür. 3- Düflük voltaj: perikard s›v›s›n› düflündürür. 97 Kronik Kalp Yetersizli¤i • 4- Aritmiler: özellikle atriyal fibrilasyonun varl›¤› kalp yetersizli¤i ile birlikte olabilece¤ini düflündürür. Gö¤üs radyogram› Kalp yetersizli¤i düflünülen tüm hastalarda gö¤üs radyogram› dikkatle incelenmelidir. Gö¤üs radyogram›nda kalp yetersizli¤i olas›l›¤›n› güçlendiren bafll›ca bulgular flunlard›r: 1- Kardiyomegali. 2- Akci¤erlerde intersitisyel dansiteler (Kerley B çizgileri). 3- Akci¤erlerde diffüz alveolar dansiteler 4- Plevral efüzyon Ekokardiyografi Kalp yetersizli¤i tan›s›nda, istirahat s›ras›nda kardiyak fonksiyon bozuklu¤unun objektif olarak ortaya konmas›nda (sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonunun düflük olmas›, diyastolik fonksiyon bozuklu¤u) ekokardiyografi tercih edilen yöntemdir. Ayr›ca etyolojinin saptanmas›nda ve efllik eden durumlar›n (trombüs gibi) ortaya konmas›nda da ekokardiyografi yararl›d›r. Radyonüklid ventrikülografi Ekokardiyografi ile sa¤l›kl› sonuçlar›n al›namad›¤› durumlarda (nadiren) sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonunun ve ventrikül volümlerinin ölçülmesi amac›yla kullan›l›r. Manyetik rezonans görüntüleme Ekokardiyografi ile sa¤l›kl› sonuçlar›n al›namad›¤› durumlarda ventrikül fonksiyonlar›n›n de¤erlendirilmesinde, yap›sal bozukluklar›n saptanmas›nda yarar sa¤lar. 98 • Prof.Dr. Bar›fl ‹LER‹GELEN Natriüretik peptidler Natriüretik peptidlerin (NP) plazma düzeylerindeki yükselme, özellikle tedavi görmeyen hastalarda kalp yetersizli¤i tan›s›nda yararl› olabilir. Bu amaçla en s›k kullan›lanlar brain natriüretik peptid (BNP) ve prekürsörü olan N terminal pro BNP (NT-pro BNP)’dir. BNP düzeyinin < 100 pg/mL veya NT-pro BNP düzeyinin < 400 pg/mL bulunmas› durumunda kronik kalp yetersizli¤i olas›l›¤› düflüktür. BNP düzeyinin >400 pg/mL veya NT-pro BNP düzeyinin > 2000 pg/mL bulunmas› durumunda kronik kalp yetersizli¤i olas›l›¤› yüksektir. BNP düzeyinin 100-400 pg/mL veya NT-pro BNP düzeyinin 400-2000 pg/mL bulunmas› durumunda ise kronik kalp yetersizli¤i tan›s›nda belirsizlik söz konusudur. Di¤er laboratuar yöntemleri Kalp yetersizli¤i tan›s›nda yukar›da sözü edilen yöntemler esast›r. Di¤er laboratuar yöntemleri genellikle ay›r›c› tan›da ek yarar sa¤lamak, efllik eden durumlar› ortaya koymak ve tedaviyi yönlendirmek amac›yla kullan›l›r. Bunlar›n bafll›calar› tam kan say›m›, idrar tahlili, biyokimya tetkikleri, egzersiz testi, akci¤er fonksiyon testleri ve invazif tan› yöntemleridir. Tedavi Öncelikle mevcut tablonun ortaya konmas›, daha sonra da tedavi amaçlar›na göre hareket edilmesi gerekir. Mevcut tablonun ortaya konmas› 1- Hastan›n temel sorunlar›n›n (pulmoner ödem, efor dispnesi, yorgunluk, periferik ödem gibi) saptanmas› gerekir. 2- Semptomlar›n a¤›rl›¤›n›n belirlenmesi: Bu amaçla, genellikle New York Kalp Derne¤i (New York Heart Association -NYHA) s›n›fland›rmas› kullan›l›r (Tablo 3). 99 Kronik Kalp Yetersizli¤i • 3- Kalp yetersizli¤i etyolojisinin saptanmas›: Anamnez, fizik muayene ve laboratuar yöntemleri etyolojinin saptanmas›nda yard›mc› olur. 4- Presipite eden ve alevlendiren faktörlerin araflt›r›lmas›: Kalp yetersizli¤ini ortaya ç›kartan ve alevlendiren bafll›ca durumlar Tablo 4’de özetlenmifltir. 5- Kalp yetersizli¤i tedavisini etkileyebilecek, efllik eden hastal›klar›n (akci¤er hastal›klar›, böbrek hastal›klar›, endokrin hastal›klar ve anemi gibi) saptanmas› gerekir. 6- Prognoz tahmini: Kalp yetersizli¤inde bafll›ca prognostik göstergeler Tablo 5’de özetlenmifltir. Tablo 3: New York Heart Association (Nyha) S›n›fland›rmas› Tabol 4: Kalp Yetersizli¤ini Presipite Eden ve Alevlendiren Bafll›ca Durumlar 100 • Prof.Dr. Bar›fl ‹LER‹GELEN Tablo 5: Kalp Yetersizli¤inde Prognostik Göstergeler Tedavi yöntemleri Tedavi yöntemleri üç bafll›k alt›nda toplanabilir: 1- Genel önlemler ve destek tedavisi A- Diyet önerileri • Tuz k›s›tlamas›: Tuz al›m›n›n s›n›rlanmas› gerekir (4 gr/gün, ileri evrelerde 2 gr/gün ile). Özellikle sol ventrikül sistolik fonksiyonlar› belirgin olarak bozulmufl (EF <0.20) ve renal yetersizli¤i olan hastalarda yarar sa¤lar. Bununla birlikte sol ventrikül fonksiyonlar›nda ciddi 101 Kronik Kalp Yetersizli¤i • bozulma olmayan (EF >0.35) hastalarda, özellike hiponatremi (serum sodyumu < 135 mEq/L) de söz konusuysa tuz k›s›tlamas›nda dikkatli olmak gerekir. • S›v› k›s›tlamas›: ‹leri evredeki kalp yetersizli¤i hastalar›nda hiponatremi söz konusu olsun ya da olmas›n s›v› al›m› 1.5-2 L/gün ile s›n›rlanmal›d›r. • Alkol kullan›m›n›n s›n›rlanmas›: Alkol al›m› söz konusuysa mutlaka s›n›rland›r›lmal›d›r . Alkolik kardiyomiyopati düflünülen veya alkol ba¤›ml›l›¤› olan hastalarda alkol kullan›m›na son vermek gerekir. B- Vücut a¤›rl›¤›n›n normale döndürülmesi: Kilo fazlal›¤›n›n vücutta s›v› birikimi ile iliflkili olmad›¤› ortaya konmak kofluluyla fazla kilolu ya da obez kiflilere kilo vermesi önerilir. Bunun tersine özellikle ileri evrede kalp yetersizli¤i hastalar›nda kafleksi oluflur ve ek besin deste¤i gerekebilir. C-Sigaran›n kesilmesi: Sigara önemli bir koroner arter hastal›¤› risk faktörü oldu¤u gibi kalp yetersizli¤inde çeflitli mekanizmalarla zararl› etkiler de gösterebilir . Bu nedenle sigara kullan›m›n›n sonland›r›lmas› gerekir. D-Düzenli fiziksel egzersiz: Gün afl›r› en az 30 dakika yürüyüfl gibi düzenli egzersiz yaln›zca kardiyovasküler fonksiyonlar› düzeltmez, ayr›ca d›flk›lama dengesini sa¤lar, kas gücünü artt›r›r, düflmeyi ve bu nedenle oluflabilecek yaralanmalar› da önler. Fiziksel egzersiz yapamayan, a¤›r kalp yetersizli¤i hastalar›n›n en az›ndan oturur konumda bacak egzersizleri yapmas› trombo-emboli riskini azaltabilir. E-Afl›lama: Y›ll›k olarak pnömokok ve influenza afl›lar›n›n yap›lmas› (kontrendikasyon yoksa) uygundur. F- Multivitamin-mineral deste¤i: Özellikle diüretik tedavisi görmekte olan ve diyeti s›n›rland›r›lm›fl hastalarda bu tür bir destek düflünülmelidir. 102 • Prof.Dr. Bar›fl ‹LER‹GELEN G-Polisomnografi ile uyku apnesi saptanan hastalarda yaflam kalitesini iyilefltirmek için CPAP (continous positive air pressure, sürekli pozitif hava bas›nc›) cihazlar› önerilmektedir. H- Kronik insomni varsa nedenleri araflt›r›l›p gerekirse farmakolojik tedavi uygulanmal›d›r. I-Hastalar endojen ya da uzun süreli reaktif depresyon yönünden de¤erlendirilmeli ve gerekirse tedavi görmelidir. Anksiyeteyi azaltmak için farmakolojik olmayan yöntemler düflünülebilir J-Seksüel disfonksiyonu olan erkek hastalarda kalp yetersizli¤i dengeli durumda ise fosfodiesteraz-5 inhibitörleri düflünülebilir (nitrat kullan›m›n›n olmamas› kofluluyla). K-Presipite eden ve alevlendiren faktörlerin ortadan kald›r›lmas›: Tablo 4’de s›ralanan durumlar›n araflt›r›lmas› ve düzeltilmesi gerekir. 2- ‹laç tedavisi Kalp yetersizli¤inde ilaç tedavisi dört bafll›k alt›nda ele al›nacakt›r. Bunlardan ilk üçü sistolik kalp yetersizli¤i ile iliflkilidir. Diyastolik kalp yetersizli¤inde ilaç tedavisi ise ayr› bir bafll›k alt›nda özetlenmifltir. A-Mortaliteyi ve morbiditeyi azaltt›¤› kan›tlanm›fl olan ilaçlar ACE (Anjiyotensin Dönüfltürücü-Converting- Enzim) ‹nhibitörleri • Tedavideki yeri: Hemodinamik düzelme, semptomlarda iyileflme, egzersiz kapasitesinde art›fl, mortalite ve morbiditede azalma sa¤larlar. • Endikasyonlar›: Tüm evrelerdeki kalp yetersizli¤i hastalar›nda, kontrendikasyon söz konusu olmad›kça kullan›lmal›d›rlar. • Etki mekanizmalar›: Anjiyotensin I’in anjiyotensin II’ye enzimatik dönüflümünü bloke ederler. Bunun sonucunda vazodilatasyon oluflur 103 Kronik Kalp Yetersizli¤i • ve s›v› retansiyonu azal›r, kaslara ve böbreklere kan ak›m› düzelir, egzersiz kapasitesi artar, diüretik gereksinimi azal›r. ACE inhibitörlerinin etkisinde bradikinin y›k›m›n› azaltmalar›n›n da rolü vard›r. Bradikinine ait hemodinamik ve antiaritmik etkilerin ACE inhibitörlerinden sa¤lanan yararda rol oynad›¤› düflünülmektedir. • Uygulama: Kalp yetersizli¤inde ACE inhibitörlerinden sa¤lanan yarar bu ilaçlar›n grup etkisi olarak kabul edilmektedir. Tedaviye bafllamadan önce hastan›n kan bas›nc›, serum elektrolitleri ve renal fonksiyonlar› de¤erlendirilmelidir. ACE inhibitörlerine oral yoldan, çok düflük dozda bafllanmal›, doz giderek artt›r›l›p hedef doza ulafl›lmal›d›r (Tablo 6). Hedef doza ulafl›lamayan hastalarda tolere edilebilen en yüksek doz uygulanmal›d›r. Tablo 6: Kalp Yetersizli¤inde ACE ‹nhibitörü Dozlar› • ‹zlem: Postural hipotansiyon semptomlar› de¤erlendirilmeli, üre, kreatinin, elektrolit düzeyleri tedaviye bafllad›ktan 1-2 hafta sonra ve ard›ndan periyodik olarak izlenmelidir. • Kontrendikasyonlar›: Gebelik, hipotansiyon (sistolik kan bas›nc› < 80 mmHg ise), renal disfonksiyon (serum kreatinini > 3 mg / dl ise) ve hiperkalemi ( serum potasyum düzeyleri > 6 mmol/l ise) bafll›ca 104 • Prof.Dr. Bar›fl ‹LER‹GELEN kontrendikasyonlard›r. Anjiyoödem öyküsü olanlarda ve a¤›r kapak darl›klar›n›n varl›¤›nda da ACE inhibitörü kullan›m›ndan kaç›n›lmal›d›r. • Yan etkileri: Öksürük (en s›k rastlanan yan etki), hipotansiyon, hiperkalemi, anjiyoödem, üre, kreatinin ve potasyum düzeylerinde art›fl bafll›ca yan etkileridir. Anjiyotensin Reseptör Blokerleri (ARB) • Tedavideki yeri: Hemodinamik düzelme, semptomlarda iyileflme, egzersiz kapasitesinde art›fl, mortalite ve morbiditede azalma (ACE inhibitörlerini tolere edemeyen hastalarda ya da ACE inhibitörleriyle birlikte) sa¤larlar. • Endikasyonlar›: ACE inhibitörlerini tolere edemeyen (genellikle inatç› öksürük ve bazen anjiyoödem nedeniyle) hastalarda ya da ACE inhibitörleriyle kombine edilerek kullan›l›rlar. • Etki mekanizmalar›: Anjiyotensin II Tip 1 reseptörlerini bloke ederler. Böylece anjiyotensin II’nin olumsuz etkilerini ortadan kald›r›rlar. Ayr›ca Tip II reseptörlerde aktivasyon sa¤lamalar›n›n olumlu etkilerinde rol oynad›¤› düflünülmektedir. Sonuç olarak vasodilatasyon oluflur ve s›v› retansiyonu azal›r, kaslara ve böbreklere kan ak›m› düzelir ve böylece egzersiz kapasitesi artar. ARB’nin ACE inhibitörlerinden farkl› olarak bradikinin y›k›m› üzerine etkileri yoktur. • Uygulama: Kalp yetersizli¤inde ARB’den sa¤lanan yarar›n bu ilaçlar›n grup etkisi olup olmad›¤› tart›flmal›d›r. Halen losartan, valsartan ve kandesartan (candesartan) ile yap›lan büyük kapsaml› klinik çal›flmalar›n sonuçlar› al›nm›flt›r. Tedaviye bafllamadan önce hastan›n kan bas›nc›, serum elektrolitleri ve renal fonksiyonlar› de¤erlendirilmelidir. ARB’ ne oral yoldan, çok düflük dozda bafllanmal›, doz giderek artt›r›l›p hedef doza ulafl›lmal›d›r (Tablo 7). Hedef doza ulafl›lamayan hastalarda tolere edilebilen en yüksek doz uygulanmal›d›r. 105 Kronik Kalp Yetersizli¤i • • ‹zlem: Postural hipotansiyon semptomlar› de¤erlendirilmeli, üre, kreatinin, elektrolit düzeyleri tedaviye bafllad›ktan 1-2 hafta sonra ve ard›ndan periyodik olarak izlenmelidir. • Kontrendikasyonlar›: Gebelik, hipotansiyon (sistolik kan bas›nc› < 80 mmHg ise), renal disfonksiyon (serum kreatinini > 3 mg / dl ise) ve hiperkalemi ( serum potasyum düzeyleri > 6 mmol / l ise) bafll›ca kontrendikasyonlard›r. • Yan etkileri: Hipotansiyon, hiperkalemi, anjiyonörotik ödem, kan üre ve kreatinin düzeylerinde art›fl, öksürük (nadir) bafll›ca yan etkilerdir. Beta blokerler • Tedavideki yeri: Hemodinamik düzelme, semptomlarda iyileflme, egzersiz kapasitesinde art›fl, mortalite ve morbiditede azalma sa¤larlar. Tablo 7: Kalp yetersizli¤inde Anjiyotensin Reseptör Blokeri (ARB) dozlar› Beta Blokerler • Endikasyonlar›: Evre B’den itibaren, klinik durumu dengeli olan tüm kalp yetersizli¤i hastalar›nda (a¤›r kalp yetersizli¤inde uzmana dan›flarak kullan›lmal›), kontrendikasyon olmad›kça kullan›lmal›d›rlar. • Etki mekanizmalar›: Beta reseptörleri bloke ederler. Bunun sonucunda hemodinamik düzelme, antiaritmik yarar, miyokard hücre metabolizmas›nda iyileflme ve antioksidan etki sa¤larlar. Karvedilol (Carvedilol) beta blokaj›n yan›s›ra alfa blokaj etkisine de sahiptir. 106 • Prof.Dr. Bar›fl ‹LER‹GELEN • Uygulama: Tedaviye oral yoldan, düflük dozda bafllanmal›, en az iki haftal›k aral›klarla doz iki kat›na ç›kar›l›p hedef doza ulafl›lmal›d›r (Tablo 8). Hedef doza ulafl›lamayan hastalarda beta blokerler tolere edilebilen en yüksek dozda kullan›lmal›d›rlar. • ‹zlem: Kalp h›z›, kan bas›nc›n› klinik durumun (semptomlar –özellikle konjesyon bulgular›-, vücut a¤›rl›¤›) izlenmelidir. Tedaviye baflland›ktan 1-2 hafta sonra ve doz titrasyonu tamamland›ktan 1-2 hafta sonra biyokimya tetkikleri yap›lmal›d›r. • Kontrendikasyonlar›: Tek kesin kontrendikasyon ast›m’d›r. A¤›r kronik obstrüktif akci¤er hastal›¤›, akut dekompanse kalp yetersizli¤i, semptomlu hipotansiyon, kalp bloku ve bradikardi (kalp h›z› < 60/dakika) söz konusuysa uzman deste¤iyle, dikkatle kullan›lmalar› gerekir. • Yan etkileri: Bafll›ca yan etkileri hipotansiyon, düflük kalp h›z› ve bronkospazm’d›r. Tablo 8: Kalp Yetersizli¤inde Beta Bloker Dozlar› Aldosteron reseptör blokerleri • Tedavideki yeri: Spironolakton’un ileri evredeki kalp yetersizli¤i hastalar›nda mortaliteyi ve morbiditeyi azaltt›¤› kan›tlanm›flt›r. Di¤er aldosteron reseptör blokerleriyle ilgili henüz böyle bir kan›t yoktur. 107 Kronik Kalp Yetersizli¤i • • Endikasyonlar›: Spironolakton, ileri evredeki kalp yetersizli¤inde (NYHA III-IV), ACE inhibitörleri, beta blokerler ve di¤er diüretiklerle birlikte kullan›l›r. • Etki mekanizmalar›: Distal tubulusta aldosteron’un kompetitif inhibitörüdürler. Spironolakton’un kalp yetersizli¤indeki yararl› etkisinin diüretik özelli¤inden de¤il (düflük dozda uygulan›yor ve belirgin diürez sa¤lam›yor), aldosteron’un olumsuz etkilerini önlemekten kaynakland›¤› kabul edilmektedir. •Uygulama: Serum potasyum ve kreatinin düzeyleri uygunsa spironolakton tedavisine oral olarak günde 25 mg (tek doz) ile bafllan›r. Bir ay sonra hastan›n semptomlar› devam ediyorsa ve serum potasyum düzeyleri normal ise doz 50 mg’a yükseltilir. Bundan bir hafta sonra serum potasyum düzeyi yeniden de¤erlendirilmelidir. • ‹zlem: Tedaviye baflland›ktan 4-6 gün sonra serum potasyum ve kreatinin düzeyleri kontrol edilir. Periyodik kontrollarda serum potasyum düzeyi 5-5.5 mmol/ l ise doz yar›ya indirilir, > 5,5 mmol/ l ise ilaç kesilir. • Kontrendikasyonlar›: Renal fonksiyon bozuklu¤u (serum kreatinini > 2.5 mg/dl ise) ve hiperkalemi (serum potasyumu > 5 mmol / l ise) bafll›ca kontrendikasyonlar›d›r. • Yan etkileri: A¤r›l› jinekomasti ve hiperkalemi spironolakton’un en s›k rastlanan yan etkileridir. B-Semptomatik yarar sa¤layan ancak mortalite üzerine olumlu etkisi gösterilmemifl ilaçlar Diüretikler • Tedavideki yeri: Konjesyona ba¤l› semptomlarda düzelme sa¤larlar, ödemi azalt›rlar, egzersiz kapasitesini artt›r›rlar ve nefes darl›¤›n› geriletirler. Prognoza nas›l etki ettikleri bilinmemektedir (spironolakton d›fl›nda). 108 • Prof.Dr. Bar›fl ‹LER‹GELEN • Endikasyonlar›: Konjesyon bulgular›n›n (ödem, dispne gibi) varl›¤›nda kullan›lmal›d›rlar. • Etki mekanizmalar›: Renal tubular hücrelerde elektrolit pompas›n› inhibe ederek su, klorid ve sodyum reabsorbsiyonunu azalt›rlar. Böylece diürez sa¤larlar. • Uygulama: Genellikle lup (k›vr›m) diüretikleri (furosemid: furosemide gibi), daha seyrek olarak tiyazaidler kullan›l›r. Bazen da potasyum tutucu diüretiklerle (amilorid: amiloride, triamteren: triamterene) kombinasyon yap›l›r. Su ve sodyum retansiyonunu düzelten en düflük dozda uygulanmal›d›rlar. Bu doz genellikle her hasta için yavafl doz artt›r›m›na yap›larak bulunur. Birkaç gün içinde yeterli sonuç al›nmad›¤›nda doz art›r›m›na gidilir. Doz artt›r›m› genellikle bir önceki dozun iki kat›na ç›kart›lmas› fleklinde yap›l›r. Semptom ve bulgular›n a¤›rl›¤›na göre tedaviye iv (furosemid 2 X 20-200 mg gibi) ya da oral yoldan bafllan›r, daha sonra oral kullan›mla devam edilir. Kalp yetersizli¤inde oral diüretik dozlar› Tablo 9’da özetlenmifltir. • ‹zlem: Postural hipotansiyon semptomlar›, vücut a¤›rl›¤›, üre, kreatinin, elektrolit düzeyleri yak›ndan izlenmelidir. • Kontrendikasyonlar›: Belirgin postural hipotansiyon varl›¤›nda diüretikler kontrendikedir. Yafll›larda ve böbrek hastalar›nda dikkatle kullan›lmalar› gerekir. • Yan etkileri: Elektrolit bozukluklar› (hipopotasemi, hiperpotasemi, hiponatremi, hipomagnesemi), hipotansiyon, renal fonksiyon bozuklu¤u, metabolik bozukluklar (glukoz intolerans›, kan LDL kolesterol düzeyinde art›fl, hiperürisemi), asit/baz dengesi bozuklu¤u, allerjik rafl, jinekomasti (furosemid ile), ototoksisite (yüksek dozda iv furosemid kullan›m› s›ras›nda) bafll›ca yan etkileridir. 109 Kronik Kalp Yetersizli¤i • Tablo 9: Kalp Yetersizli¤inde Diüretik Dozlar› (oral) Dijital glikozidleri • Tedavideki yeri: Digoksin (Digoxin)’in mortaliteyi azaltt›¤› gösterilmemifltir, ancak semptomlarda ve egzersiz kapasitesinde düzelme, hastaneye yat›fllarda azalma sa¤lar. Digitoksin (Digitoxine)’in tedavideki yeri konusunda yeterli veri yoktur. • Endikasyonlar›: Atriyal fibrilasyonun efllik etti¤i kalp yetersizli¤i olgular›nda (kalp h›z› kontrolu), ve ACE inhibitörü, diiüretik , beta bloker kullan›m›na karfl›n semptomlu hastalarda kullan›l›rlar. •Etki mekanizmalar›: Hücre membran›ndaki ATP-ba¤›ml› sodyum/potasyum pompas›n› inhibe ederek kalsiyumun ve böylece kontraktilitenin artmas›na yol açarlar. Vagal tonusu artt›r›r, ventrikül h›z›n› azalt›r, diyastol s›ras›nda daha iyi doluma olanak tan›rlar. 110 • Prof.Dr. Bar›fl ‹LER‹GELEN • Uygulama: Önerilen digoksin dozu oral yoldan, 0.25 mg/gün’dür. Yafll› hastalarda (70 yafl üstü) 0.125 mg/gün uygundur. Renal fonksiyon bozuklu¤unun varl›¤›nda renal at›l›m› olmayan digitoksin 0.1-0.15 mg/gün dozlar›nda kullan›labilir. • ‹zlem: ‹stirahat kalp h›z›, kan dijital düzeyleri (digoksin’in terapötik serum düzeyleri 1-2 ng/ml) izlenmelidir. •Kontrendikasyonlar›: Atriyoventriküler blok varl›¤›nda kullan›lmamal›d›rlar. Sinüs dü¤ümünü bask›layan di¤er ilaçlarla (beta blokerler ya da amiodaron: amiodarone) birlikte kullan›mda dikkatli olmak gerekir. Elektrolit bozukluklar›nda (özellikle hipokalemi) dijital glikozidlerinin kullan›m›ndan kaç›n›lmal›d›r (entoksikasyon riski art›yor). Ciddi ventriküler aritmilerin varl›¤› bir di¤er kontrendikasyondur. • Yan etkileri: Dijital entoksikasyonu, anoreksi, bulant›, kusma, diare, kilo kayb›, halüsinasyonlar, mental konfüzyon, psikoz, insomnia, bafl dönmesi, halsizlik, mavi-yeflil-sar› görme, bulan›k görme, skotom ve çeflitli ritm-iletim bozukluklar› bafll›ca yan etkileridir. C-Kalp yetersizli¤inde kullan›m› s›n›rl› olan ilaçlar Kalsiyum kanal blokerleri Sistolik disfonksiyona ba¤l› kalp yetersizli¤inde genel olarak kullan›lmazlar. Kalp yetersizli¤ini a¤›rlaflt›rabilirler. Hipertansiyon ya da angina’n›n söz konusu oldu¤u olgularda ACE inhibitörleri ve beta blokerler etkisiz ise ya da iyi tolere edilemiyorsa sa¤kal›ma etkisi nötr olan amlodipin (amlodipine) ve felodipin (felodipine) tedaviye eklenebilir. Vazodilatörler Kalp yetersizli¤i tedavisinde spesifik rol oynamazlar, efllik eden angina ya da hipertansiyon tedavisinde kullan›labilirler. ACE inhibitörlerini tolere edemeyen hastalarda ARB ile birlikte hidralazinnitrat kombinasyonu tercih edilir. 111 Kronik Kalp Yetersizli¤i • Pozitif inotropikler Dijital glikozidleri d›fl›ndaki oral pozitif inotopiklerin kalp yetersizli¤inde sürekli kullan›m› mortalitede art›fla neden olabilir. ‹notropik ajanlar genellikle son dönem kalp yetersizli¤inde transplantasyon öncesinde kullan›l›rlar. Bununla birlikte tedaviye ba¤l› komplikasyonlar oluflabilir ve prognoz üzerine etkileri iyi bilinmemektedir. Kalp yetersizli¤inde, dopaminerjik ajanlar›n kullan›m›yla ilgili halen yeterli veri yoktur. Antitrombotikler Atriyal fibrilasyonda antikoagülanlar, daha önce miyokard infarktüsü geçirenlerde aspirin ya da antikoagülanlar yararl›d›r. Bu iki durum d›fl›nda kalp yetersizli¤inde antitrombotiklerin yarar› ile ilgili yeterli kan›t yoktur. Trombo-embolik olay riski yüksek, (derin ven trombozu da dahil) yafll›, mobil olmayan, a¤›r kalp yetersizli¤i hastalar›nda oral antikoagülanlar uygun olabilir. Antiaritmikler Genel olarak, kalp yetersizli¤inde antiaritmiklerin kullan›m endikasyonu yoktur. Atriyal fibrilasyonda, sürekli ya da süreksiz ventrikül taflikardisinin varl›¤›nda kullan›labilirler (özellikle amiodaron). D-Diyastolik (sistolik fonksiyonun korundu¤u) kalp yetersizli¤inde ilaç tedavisi Diyastolik kalp yetersizli¤inde, sistolik kalp yetersizli¤inin tersine mortaliteyi azaltt›¤› kan›tlanm›fl bir ilaç tedavisi henüz yoktur. Diyastolik kalp yetersizli¤inin gelifliminde sistemik hipertansiyon ve sol ventrikül hipertrofisinin s›kl›kla söz konusu oldu¤u dikkate al›n›rsa antihipertansif ve sol ventrikül hipertrofisini gerileten ilaç tedavisinin korunmadaki önemi ortaya ç›kar. Diyastolik kalp yetersizli¤i tedavisinin teorik amac› ventrikül relaksasyonunu ve bunun sonucunda ventrikül dolumunu düzeltmektir. Bu amaçla çeflitli ilaç gruplar›n›n kullan›m› düflünülebilir. 112 • Prof.Dr. Bar›fl ‹LER‹GELEN Diüretikler S›v› yüklenmesi bulgular›n›n varl›¤›nda yararl› olabilirler. Ancak yüksek dozda kullan›lmalar› önyükte azalmaya ve semptomlarda art›fla neden olabilir. Hipertrofik ya da restriktif kardiyomiyopati, konstriktif perikardit söz konusuysa hipotansiyona ve klinik bozulmaya yol açabilirler. Diyastolik kalp yetersizli¤inde diüretik dozlar› sistolik kalp yetersizli¤indeki dozun yar›s› kadar olmal›d›r (birkaç gün oral yoldan furosemid 40 mg/gün, daha sonra konjesyonun devam etti¤i dönemde 20 mg/gün, ard›ndan gün afl›r› 20 mg gibi). Beta blokerler Kalp h›z›n› azaltarak diyastol dönemini uzat›rlar ve ventrikülün dolumunu artt›r›rlar. Ayr›ca altta yatan miyokard iskemisi üzerine olumlu etkileri vard›r. Ancak sol ventrikülün gevfleme h›z›n› yavafllatarak diyastolik fonksiyon üzerine olumsuz etki de gösterebilirler. Diyastolik kalp yetersizli¤inde beta blokerler düflük dozda (sistolik kalp yetersizli¤indeki dozun yar›s› kadar) kullan›lmal›d›r. ACE inhibitörleri Sol ventrikülün gevfleme h›z›n› artt›r›rlar, sol ventrikül hipertrofisinin geriletilmesi ve antihipertansif etkileriyle uzun dönemde yararl› olabilirler. Hipertrofik ya da restriktif kardiyomiyopati, konstriktif perikardit söz konusuysa hipotansiyona ve klinik bozulmaya yol açabilirler. Diyastolik kalp yetersizli¤inde ACE inhibitörleri düflük dozda (sistolik kalp yetersizli¤indeki dozun yar›s› kadar) kullan›lmal›d›r. Anjiyotensin reseptör blokerleri (ARB) ACE inhibitörleri gibi gevflemeyi direkt olarak düzeltebilirler, sol ventrikül hipertrofisinin geriletilmesi ve antihipertansif etkileriyle uzun dönemde yararl› olabilirler. Hipertrofik ya da restriktif kardiyomiyopati, konstriktif perikardit söz konusuysa hipotansiyona ve klinik bozulmaya yol açabilirler. 113 Kronik Kalp Yetersizli¤i • Kalsiyum kanal blokerleri Sol ventrikül hipertrofisinin geriletilmesi ve antihipertansif etkileriyle uzun dönemde yararl› olabilirler. Altta yatan miyokard iskemisi üzerine olumlu etki gösterebilirler. Dihidropridin d›fl› kalsiyum kanal blokerleri (özellikle verapamil) kalp h›z›n› azaltarak, diyastol dönemini uzat›r. Ayr›ca hipertrofik kardiyomiyopati söz konusuysa ventrikülün gevflemesini sa¤layarak (özellikle verapamil) olumlu etki gösterebilirler. Aldosteron reseptör blokerleri Miyokardiyal kollajen üzerindeki etkileriyle fibrozu geriletebilirler. Bu amaçla spironolakton, oral yoldan 25mg/gün dozunda verilebilir. Vazodilatörler Nitratlar›n miyokard iskemisi üzerinde olumlu etkileri varsa da önyükü azaltmalar› hemodinamik ve klinik bozulmaya neden olabilir (özellikle hipertrofik veya restriktif kardiyomiyopati, konstriktif perikardit söz konusuysa). Dijital glikozidleri ve di¤er pozitif inotropikler Diyastolik kalp yetersizli¤i tedavisinde pozitif inotropik ilaçlar›n yarar› yoktur. Ayr›ca altta yatan miyokard iskemisini kötülefltirebilirler. 3- Giriflimsel yöntemler ‹laç tedavisi ile kalp yetersizli¤i mortalite ve morbiditesinde azalma sa¤lanmas›na karfl›n yine de ek tedavi yöntemlerine gereksinim vard›r. ‹leri evredeki kalp yetersizli¤i hastalar›nda optimal t›psal tedaviye karfl›n mortalite çok yüksektir. Ayr›ca kapak disfonksiyonu, devam eden iskemi ve ritm bozukluklar›nda ilaçlar pek baflar›l› de¤ildir. Giderek geliflen giriflimsel yöntemlerle ventriküllerein pompa fonksiyonu ve aritmiler üzerinde olumlu etkiler sa¤lanabilmektedir. Afla¤›da bafll›ca giriflimsel yöntemler özetlenmektedir. 114 • Prof.Dr. Bar›fl ‹LER‹GELEN A-Cerrrahi olmayan yöntemler Perkütan koroner giriflimler: Koroner arter hastal›¤›na ba¤l› kalp yetersizli¤inde uygun hastalarda anjiyoplasti ve stent uygulamas› semptomlarda düzelme sa¤layabilir. Mitral balon valvüloplasti: Mitral darl›¤›na ba¤l› kalp yetersizli¤inde uygun hastalarda semptomlarda düzelme sa¤layabilir. Pacemaker (Kalp pili) uygulamas›: Klasik endikasyonlar bradikardiler ile iliflkilidir. Uygun hastalarda kardiyak resenkronizasyon tedavisi (her iki ventriküle birlikte pacemaker uygulanmas› ve eflzamanl› olarak uyar› verilmesi) semptomlar› ve egzersiz kapasitesini iyilefltirmekte ve giderek daha yayg›n olarak uygulanmaktad›r. Tak›labilen kardiyoverter/defibrilatörler (implantable cardioverter defibrillators: ICD): Genellikle pektoral bölgeye, subkutan olarak yerlefltirilen ve endokardiyal “lead” sistemine ba¤lanan elektronik aletler (ICD) yard›m›yla kardiyoversiyon ve defibrilasyonun yan› s›ra bradikardi ve taflikardilerin bask›lanmas› da mümkündür. Bu uygulaman›n kalp yetersizli¤i tedavisindeki yeri ile ilgili yeterli veri yoktur. Radyofrekans kateter ablasyonu: Bir elektrod kateteri yard›m›yla aritminin bafllamas›ndan ya da devam›ndan sorumlu tutulan miyokard bölgesinde radyofrekans enerjisiyle termal hasar oluflturulmas› (ablasyon) prensibine dayan›r. Kalp yetersizli¤inde resiprokal taflikardilerin tedavisinde ya da seçilmifl atriyal fibrilasyonlu hastalarda kullan›labilir, sürekli ventriküler taflikardilerdeki yeri konusunda yeterli veri yoktur. ‹ntraaortik balon pompas›: Torasik aortaya (genellikle femoral arter yoluyla) yerlefltirilen bir balonun EKG veya bas›nç dalgas›na göre diyastolde fliflirilip sistolde söndürülmesi prensibine dayan›r. Balonun diyastolde fliflmesi aort kökünde diyastolik bas›nc› artt›r›r ve 115 Kronik Kalp Yetersizli¤i • dolay›s›yla koroner perfüzyon da artar, sistol s›ras›nda sönmesi ise aort içindeki volümün aniden düflmesine ve ard yükün azalmas›na yol açar. Bu yöntem son evre kalp yetersizli¤inde transplantasyona köprü olarak uygulanabilir. Ultrafiltrasyon: Akci¤er ödemi ve/veya a¤›r, refrakter (konjesyonlu) kalp yetersizli¤i söz konusu ise uygulanabilir. Genellikle geçici yarar sa¤lar. B-Cerrrahi yöntemler Revaskülarizasyon: Koroner arter hastal›¤›na ba¤l› kalp yetersizli¤inde cerrahi yöntemlerle revaskülarizasyon giriflimleri semptomlarda düzelme sa¤layabilir. Bafll›caiki tür cerrahi revaskülarizasyon yöntemi vard›r: koroner by-pass cerrahisi ve transmiyokardiyal lazer uygulamas›. Kapak cerrahisi: A¤›r sol ventrikül disfonksiyonu ve ileri mitral yetersizli¤i olan hastalarda mitral kapak cerrahisiyle semptomlarda azalma sa¤lanabilir. Aort darl›¤› olan hastalarda a¤›r sol ventrikül disfonksiyonu oluflmadan önce cerrahi giriflim uygulanmas› önem tafl›r. Kalp transplantasyonu: Son dönem kalp yetersizli¤inde en etkin tedavi yöntemidir. Uygun hasta seçimi kofluluyla sa¤kal›m›, egzersiz kapasitesini artt›r›r, yaflam kalitesini iyilefltirir, hastalar›n ifllerine dönmelerini sa¤lar. En önemli s›n›rlama donör organ bulmaktaki güçlüktür. Ventriküler destek aletleri: Mekanik destek aletlerinin yard›m›yla fonksiyonlar› son derece azalm›fl sol ventrikülün yükünü azaltmak, kardiyak anatomi ve fizyolojiyi düzelterek yeterli kalp debisini sa¤lamak amaçlanmaktad›r. Ventriküler destek aletleri transplantasyona köprü olarak ve sürekli hemodinamik destek amac›yla kullan›labilirler. Son y›llarda tak›labilen (implante edilebilir) destek aletlerinin geliflmesi 116 • Prof.Dr. Bar›fl ‹LER‹GELEN kalp transplantasyonu uygulanamayan hastalarda alternatif bir tedavi yöntemi olarak kullan›labilmelerini sa¤lam›flt›r. Yapay kalp: Son y›llarda do¤al kalbin yerine mekanik tak›labilen (implante edilebilir) aletlerin kullan›m› gerçekleflmifltir. Kalp transplantasyonu uygulanamayan hastalarda tedavi seçene¤idir. Dinamik kardiyomiyoplasti: ‹skelet kas›n›n kalbi çevreleyerek ventriküler duvar stresini azaltmas›, daha fazla dilatasyonu önlemesi sistolik ve özellikle diyastolik fonksiyonlarda düzelme sa¤lamas› prensibine dayan›r. Bu amaçla önce latissimus dorsi kas› uzun süreli uyar›yla (pacing) kalp kas›n›n yap›sal ve fonksiyonel özelliklerine sahip hale getirilir, daha sonra kalbin çevresine sar›l›r ve pacemaker yard›m›yla kalple senkronize olarak çal›flmas› sa¤lan›r. Bu yöntem çok s›n›rl› kullan›m alan›na sahiptir. Kalp transplantasyonuna alternatif de¤ildir. Pasif ventriküler duvar stresini azaltan aletler: Ventriküllere blok halinde dikilen polyester a¤›n ventriküllerin daha fazla genifllemesini önlemesi ve böylece diyastolik fonksiyonlarda iyileflme sa¤lamas› prensibine dayan›r. Bu yöntem henüz deneme aflamas›ndad›r. K›smi (parsiyel) sol ventrikülektomi (Batista operasyonu): Sol ventrikülün k›smi rezeksiyonunun duvar gerilimini azalt›p normale yak›n kalp anatomisi sa¤layabilece¤i teorisine dayanmaktad›r. Bu amaçla sol ventrikülün papiller kaslar aras›ndaki serbest duvar› mitral annulusa 2 cm kal›ncaya kadar ç›kar›l›r ve kalp tamir edilir. Beraberinde mitral kapak cerrahisi de uygulanabilir. Bu yöntem halen kalp yetersizli¤i tedavisinde önerilmemektedir. Endoventriküler sirküler patch plasti (Dor ifllemi): Ventrikül anevrizmas› ya da miyokard diskinezisi olan hastalarda infarktüse u¤ram›fl miyokard segmentinin ç›kar›lmas› prensibine dayan›r. Böylece sol ventrikül çap› küçülür, duvar gerilimi azal›r ve sol ventrikül sistolik 117 Kronik Kalp Yetersizli¤i • fonksiyonlar›nda düzelme sa¤lan›r. Dor iflleminin komplikasyon oran› ve mortalitesi düflüktür. Genifl diskinetik ya da akinetik miyokard segmentleri olan hastalarda bu tedavi yöntem düflünülmelidir. Sol ventriküle flekil veren aletler: Ventrikül çap›n› küçülterek duvar stresini azaltmak için ventrikülün özel aletlerle bölünmesi prensibine dayan›r. Uygulama epikardiyal ekokardiyografi k›lavuzlu¤unda, atan kalpte (kardiyotomi uygulamadan) yap›l›r. Bu aletlerin halen iki örne¤i vard›r: Myosplintte üç polietien çubuk, CardioCrasp’da iki sert bar sistemi kullan›lmaktad›r. Bu yöntem henüz deneme aflamas›ndad›r. C-Kök hücre tedavisi Cerrahi olmayan (intravenöz, intrakoroner, transendokardiyal) ya da cerrahi (transepikardiyal) yöntemlerle uygulanabilir. Koroner arter hastal›¤›na ba¤l› kalp yetersizli¤inin tedavisinde umut veren, alternatif bir tedavi yaklafl›m›d›r. Bugüne kadar yap›lan çal›flmalarda kalp dokusuna kök hücre naklinin k›sa dönemde sol ventrikül fonksiyonlar› ve neovaskülarizasyon üzerine olumlu etkileri gösterilmiflse de bu tedavinin uzun dönem sonuçlar› halen tart›flmal›d›r. KAYNAKLAR 1- ESC Guidelines for the diagnosis and treatment of acute and chronic heart failure. Eur J Heart Fail 2008; 10: 933-989. 2- ‹lerigelen B. Kalp yetersizli¤i. In: Yaz›c› H, Hamuryudan V, Sonsuz A editörler. Cerrahpafla ‹ç Hastal›klar› Kitab›. ‹stanbul. ‹stanbul Medikal Yay›nc›l›k, 2005: 398-413. 3- ‹lerigelen B. Kronik kalp yetersizli¤i k›lavuzlar›nda neler de¤iflti ? Türk Kardiyol Dern Arfl 2006; 34: 131-136. 4- Jessup M, Abraham WT, Casey DE, et al. 2009 Focused Update: ACCF/AHA Guidelines for the Diagnosis and Management of Heart Failure in Adults. Circulation 2009; 119: 1977-2010.Kahn MG ed. Cardiac Drug Therapy. Philadelphia. Springer, 2007. 5- Kozan Ö, Zoghi M editörler. A’dan Z’ye Kronik Kalp Yetersizli¤i. Ankara. Günefl T›p Kitapevleri, 2010. 118 • Prof.Dr. Bar›fl ‹LER‹GELEN 6- Mc Murray JJV, Cleland JGF ed. Heart Failure in Clinical Practice. London. Martin Dunitz, 2000. 7- Mc Murray JJV, Pfeffer MA ed. Heart Failure Updates. London. Martin Dunitz, 2003. 8- Ware LB, Matthay MA. Clinical practice: Acute pulmonary edema. N Engl J Med 2005; 353: 2788-2796. 119 ‹.Ü. Cerrahpafla T›p Fakültesi Sürekli T›p E¤itimi Etkinlikleri Kardiyoloji Güncelleme 2012 Sempozyum Dizisi No: 77 • Haziran 2012; s. 120-137 KADIN KALB‹ Prof.Dr. Z. Lale KOLDAfi Kalp ve damar hastal›¤› (KDH) kad›nlarda ve erkeklerde, mortalitenin en önemli nedenidir. Kad›nlarda KDH, erkeklere göre daha geç yaflta ortaya ç›kmaktad›r, bu durum kad›nlar için bir avantaj gibi görülse de son y›llarda yap›lan çal›flmalar kad›nlarda kalp hastal›¤›n›n ihmal edilemeycek derecede önemli oldu¤unu göstermektedir. Kad›nlar›n kalp fizyolojilerini etkilieyen faktörlerin çoklu¤u ve kalp hastal›klar›n›n seyri ‘ Kad›n Kalb› ‘ kavram›n›n oluflmas›na ve bu konuda çok say›da çal›flma yap›lmas›na neden olmufltur. KDH’ na ba¤l› ölümün oran› erkeklerde %43, kad›nlarda %55 olup kad›nlar aras›nda en çok korkulan meme kanserinden ölüm y›lda %3 dür. <60 yafl›ndaki kad›nlarda MI geçirme s›kl›¤› erkeklere göre daha azd›r. Bunun nedeni olarak kad›nlarda bu yafl grubunda sigara, hiperlipidemi gibi risk faktörleri daha azd›r, östrojenin koruyucu etkisi vard›r. Ancak; günümüzde kad›nlarda obezite, metabolik sendrom ve sigara içicili¤i gibi risk faktörlerinde h›zl› bir art›fl oldu¤undan koroner arter hastal›¤›na ba¤l› ölümler art›k daha genç yafllarda da görülmektedir (1,2,3). 120 • Prof.Dr. Z. Lale KOLDAfi Kad›nlarda Kardiyovasküler Risk Osteoporoz ve kanserler birlikte de¤erlendirildi¤inde dahi dünyada kardiyovasküler hastal›klar kad›nlardaki en s›k morbidite ve mortalite nedenidir (2) Kardiyovasküler risk faktörlerinin tan›mlanmas› ve kontrolü, koruyucu strateji gelifltirme tedavinin esas›n› oluflturmaktad›r. Ancak ne var ki kad›nlar, erkeklere göre kendi risk faktörlerinin daha az fark›ndalar ve tarama programlar›na daha az kat›lmaktad›rlar. Sigara al›flkanl›¤› Sigara içen kad›nlarda kardiyovasküler hastal›klara ba¤l› mortalite, di¤er risk faktörlerine göre ayarlama yap›ld›ktan sonra bile sigara içen erkeklere göre daha yüksektir. Ayr›ca, kad›nlar›n nikotini erkeklere oranla daha h›zl› metabolize ettikleri gösterilmifltir, Bu özellik oral kontraseptif kullan›m›nda daha belirgin olarak ortaya ç›kmaktad›r. Bir baflka deyiflle sigara ve oral kontraseptifler, kardiyovasküler hastal›k riski üzerine sinerjik etki gösterirler. Hipertansiyon • Her 4 ölümden birinin sorumlusu • Dünya nüfüsunun %26.4, 2025 de tahmin %29.2 a yükselece¤i yönünde • Dünya genelinde s›kl›k E: %26.5 K:%26.1 • Türkiye’de kad›nlardaki hipertansiyon HT prevalans› çok yüksek E:% 27.5 K: %36.1 Çal›flmalar dünyada kad›n ve erkekler aras›nda anlaml› fark göstermemekle birlikte ülkemizde hipertansiyon prevalans› kad›nlarda çok yüksektir. Bu art›fl özellikle menopoz sonras›nda olmakta. 121 Kad›n Kalbi • Patent 2003 verileri Yafl gruplar›nda HT prevalans› Diyabet ve metabolik sendrom Diyabetik kad›nlarda, menopozal durumdan ba¤›ms›z olarak, koroner arter hastal›¤› geliflme riski 4-6 kat artm›flt›r. Diyabetik erkeklerde ise bu risk art›fl› 2-3 katt›r. 122 • Prof.Dr. Z. Lale KOLDAfi Diyabetik kad›nlarda, diyabetik erkeklere göre miyokart enfarktüsü sonras› prognoz daha kötüdür ve kardiyovasküler hastal›klara ba¤l› ölüm riski daha yüksektir. Metabolik sendrom prevalans› her iki cinsiyette de artmaktad›r. Bu art›fl, özellikle genç kad›nlarda daha belirgindir ve esas olarak obeziteden kaynaklanmaktad›r. Kolesterol Avrupa Kardiyovasküler Hastal›klardan Korunma k›lavuzu, koroner veya serebrovasküler olay geçirmifl kad›n ve erkeklerle primer korunmada LDL-kolesterol düzeyi yüksek olan veya kardiyovasküler hastal›k riski yüksek olan (örn: diyabetik) kad›n ve erkeklere statin kullan›m›n› önermektedir Kalp yetersizli¤i Kalp yetersizli¤i, genç yafllarda erkeklerde daha s›k görülürken, 75 yafltan sonra durum tam tersine döner. ‹leri yaflta, özellikle normal sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonlu kalp yetersizli¤i kad›nlarda daha s›k geliflmektedir. Artan yaflam beklentisi ile, ki kad›nlarda bu beklenti erkeklere göre daha fazlad›r, gelecekte kalp yetersizli¤i olan yafll› kad›n oran›n›n artaca¤› tahmin edilmektedir. Yafl ve önemli klinik özelliklerine uyarlama yap›ld›ktan sonra bile kalp yetersizli¤i olan kad›nlarda tan›ya yönelik incelemeler daha az yap›lmakta ve kan›ta dayal› tedavi yöntemleri daha az uygulanmaktad›r. Atriyal fibrilasyon Atriyal Fibrilasyon, uzun dönemde özellikle kad›nlarda artm›fl inme, kalp yetersizli¤i ve tüm nedenlere ba¤l› mortalite riski ile iliflkilidir. Avrupa Kardiyoloji Derne¤i’nin “2006 Atriyal Fibrilasyon” k›lavuzunda cinsiyet farklar›na de¤inilmifltir. Özellikle 75 yafl üstünde kad›n cinsiyeti, inme için ek risk faktörü olarak tan›mlanm›flt›r ve tromboembolizmin önlenmesi için aspirin veya K vitamini antagonistiyle antitrombotik tedavi önerilmifltir. K›lavuzda, kad›n cinsiyet, ayn› zamanda s›k 123 Kad›n Kalbi • paroksismal atriyal fibrilasyon nüksü ve ilaca ba¤l› ventriküler aritmi geliflimi için de risk faktörü olarak yer almaktad›r. ‹nme ‹nmelerin yaklafl›k %20’si geleneksel risk faktörlerinin varl›¤› ile aç›klanamamaktad›r ve genetik faktörlerin rol oynad›¤› düflünülmektedir. ‹skemik inmede kal›t›msal geçifl kad›nlarda geleneksel vasküler risk faktörlerinden ba¤›ms›z olarak erkek soya göre daha fazlad›r. ‹nmenin klinik prezantasyon ve seyirinde, cinsiyet farkl›l›klar› gösterilmifltir. Kad›nlar inmenin akut döneminde ve inmeyi izleyen 3-6 ayda anlaml› olarak daha fazla oranda sekellidirler ve 3,5 kat daha fazla rehabilitasyon veya bak›m evlerine yerlefltirilmektedirler. Bu sonuçlar, inme insidans›,yaflam boyu inme riski, ilk inmedeki yafl, inme sonras› sekel ve k›s›tl›l›k gelifliminde cinsiyet farkl›l›klar›n›n varl›¤›n› desteklemektedir. Akut inme sonras› klinik yaklafl›mda da cinsiyet farkl›l›klar› söz konusudur. Yedi avrupa ülkesinde yürütülen çok merkezli bir çal›flmada, akut serebrovasküler olay sonras›nda beyin görüntülenmesi, Doppler incelemesi, ekokardiyografi ve anjiyografininkad›nlarda erkeklere göre anlaml› derecede daha az uyguland›¤› görülmüfltür. Ayr›ca, inmeden ikincil korunmada özellikle ileri yaflta belirgin olmak üzere kad›nlara lipit düflürücü tedavi ve antitrombotik uygulamas›n›n daha az oranda oldu¤u belirlenmifltir(4) D‹⁄ER KARD‹YOLOJ‹K PROBLEMLERDE C‹NS‹YETLER ARASI ANLAMLI B‹R FARK YOKTUR. ‘KADINLARDA ‹SKEM‹K KALP HASTALIKLARI’ Kad›nlarda t›kay›c› koroner arter hastal›¤› (KAH)’dan ziyade diffüz mikrovasküler disfonksiyon söz konusudur. Bu nedenle, kad›nlarda KAH yerine “iskemik kalp hastal›¤›” (‹KH) terimi tercih edilmektedir. Kad›nlarda anatomik KAH prevalans› ve ciddiyeti düflük olmas›na ra¤men, erkeklere göre daha fazla semptom yükü, fonksiyonel kay›p, 124 • Prof.Dr. Z. Lale KOLDAfi daha fazla sa¤l›k gideri ve olumsuz klinik sonuç söz konusudur. S›kl›kla atipik ama ›srarl› semptomla gelen kad›n hastalarda normal koronerlerle karfl›lafl›lmas› hekimleri kad›n hastalarda “sorun olmad›¤› veya tedaviye gerek olmad›¤›” fleklinde bir yan›lsamaya itmektedir. Bu nedenle de kad›nlarda ‹KH tan›, tedavi ve korunma giriflimleri yeterli uygulanmamaktad›r. Üstelik, kad›nlar klinik çal›flmalarda erkeklere göre çok az oranda temsil edildiklerinden kad›nlara ait veriler de yetersizdir.(5) Kad›nlarda kardiyovasküler risk de¤erlendirmesi Kad›nlarda hormonlar ve menopozun etkilerinden dolay› geleneksel KV risk faktörlerinin da¤›l›m› ve etkisi farkl›d›r. Kad›nlarda genel olarak diyabet ve obezite prevalans› daha yüksektir. (6) 125 Kad›n Kalbi • Hipertrigliseridemi erke¤e göre daha güçlü ba¤›ms›z bir risk faktörüdür. (7)Orta yafltaki kad›nlar›n %80’den fazlas›nda en az bir risk faktörü vard›r. [6] Menopozla birlikte obezite, hipertansiyon ve dislipidemi birlikteli¤i artar. 8Menopozda erke¤e göre kan kolesterol düzeyleri daha yüksektir ve HDL düzeylerinde hafif bir düflme olur. (6) Risk belirlemesinde kullan›lan test ve araçlar›n genellikle erkekler üzerinden gelifltirilmifl olmas› kad›nlarda risk hesaplamas›n›n yetersiz kalmas›na yol açmaktad›r.(9)Asl›nda hem geleneksel risk faktörleri hem de Framingham risk puanlamas› kad›nlarda ‹KH riskini oldu¤undan düflük hesaplamaktad›r.(10) Bu nedenle de yeni risk belirteçlerinin kullan›m› ile daha iyi bir risk hesaplanmas› sa¤lanmaya çal›fl›lmaktad›r. Kad›nlarda genel olarak enflamasyon ön plandad›r ve CRP erkeklere göre pubertadan itibaren çok daha yüksektir.(11)Kad›nlarda ‹KH s›kl›¤›n›n enflamasyonun fazlal›¤›ndan kaynaklanmas› olas›d›r. Ayr›ca, premenopozal kad›nlarda östrojen yetersizli¤i ve hipotalamus disfonksiyonu gibi nedenler sonucunda geliflen ovulasyon bozukluklar› ve düzensiz menstrual siklüslar›n varl›¤› koroner ateroskleroz ve KV olay geliflimi ile iliflkilidir. (12). Genç kad›nlarda giderek artan bir sa¤l›k problemi olarak karfl›m›za ç›kan polikistik over sendromunun prevalans› % 10-13 olup ço¤ul risk faktörleriyle birliktedir. Polikistik overler, özellikle de tip 2 diyabet ve postmenopozal ‹KH ile iliflkilidir. (13) Metabolik sendromda benzer flekilde risk faktörleri yo¤unlaflm›flt›r ve endojen östrojen ve androjen de¤ifliklikleri söz konusudur. (14) Kad›nlarda 10 y›ll›k KAH ölüm veya ME riskini hesaplamada Framingham risk puanlamas›n›n yetersiz kalmas› (70 yafl öncesi kad›nlar›n >%90 düflük riske girmekte) nedeniyle farkl› skorlama sistemleri denenmektedir(11) Reynolds risk skorlamas›nda cinsiyet fark› daha fazla gözetilmektedir. (15) (Tablo 1 sh. 18) Avrupa Kardiyoloji Derne¤i’nin gelifltirdi¤i “Heartscore” da ülkemiz koflullar›na daha uygun olmakla birlikte kad›nlarda yine de yetersiz kalmaktad›r. (16) 126 • Prof.Dr. Z. Lale KOLDAfi Risk tayininde kad›nlarda kullan›labilecek bir di¤er yol da invaziv olmayan görüntüleme yöntemlerine (“ankle” brakiyal indeks, karotis intima medya kal›nl›¤› ve koroner kalsiyum skoru) baflvurmakt›r. Her üç yöntem de kad›nlarda risk hesaplamada de¤erli olup herhangi birinde riskin yüksek saptanmas› erkeklere göre daha ciddi ‹KH varl›¤›n› iflaret eder. (11) Ancak baflta koroner kalsiyum skoru olmak üzere her üç yöntemin de genç kad›nlardaki tan›sal de¤eri daha düflüktür. 2007’de güncellenen Amerikan Kalp Cemiyeti’nin “Kad›nlarda KV hastal›klar› önleme k›lavuzu”nda kad›nlar›n 3 risk grubunda de¤erlendirilmesini önerilmifltir Semptom de¤erlendirmesi ve iskemi prevalans› Kad›nlarda ‹KH semptomlar› s›kl›kla atipiktir. Bu nedenle semptomlar genellikle ciddiye al›nmaz ve psikolojik nedenlere ba¤lan›r. Atipik prezentasyon, tan›y› güçlefltirir ve geciktirir. (17) Kad›nlar, en s›k anjinal yak›nma ile baflvururlar. Ama s›rt a¤r›s›, çene a¤r›s›, kar›n a¤r›s›, nefes darl›¤› veya sadece bulant›, kusma ile de gelebilirler. Anjina ister tipik, ister atipik olsun kad›nda t›kay›c› KAH olas›l›¤› erke¤e göre belirgin düflüktür: koroner anjiyografi yap›lan kad›nlar›n %50’sinde t›kay›c› KAH saptanmaktad›r. (18) T›kay›c› KAH olmamas›na ra¤men semptomatik olan kad›nlar›n ço¤unda tan› netlefltirilemedi¤inden iskemik bulgu ve semptomlar süregenleflerek s›k hospitalizasyonlara ve gereksiz tetkiklere yani sa¤l›k kaynaklar›n›n gereksiz tüketimine yol açmaktad›r. (19) Üstelik t›kay›c› KAH saptanmamas› ra¤men semptomatik kad›nlarda mortalite artt›¤› gösterilmifltir. [(20)“Women’s Health Initiative” de atipik a¤r›s› olan kad›nlarda ME riskinin en az 2 kat artt›¤› bildirilmifltir. (19) Akut koroner sendromla ile gelen kad›nlarda koroner anjiyografide “normal” (obstrüktif KAH yok- luminal düzensizlik veya <%50 darl›k) raporu daha s›kl›kla verilmektedir. Ancak, kad›nlarda akut koroner olaylar›n alt›nda ciddi darl›klar olmamas›na ra¤men daha komplikasyonlu seyretmesinin nedeni tam bilinmemektedir. Erkeklere göre akut koroner sendrom mortalitesinin daha yüksek olmas›n›n kad›nlar›n daha ileri yaflta ME geçirmesinden, komorbiditenin fazla olmas›ndan ve k›lavuz önerilerinin kad›nlara yetersiz uygulamas›ndan kaynakland›¤› düflünülmektedir. 127 Kad›n Kalbi • (6) Ama genç kad›nlardaki mortalite fark›n› bunlarla aç›klamak mümkün de¤ildir. Genç kad›nlarda da KAH olas›l›¤›n›n hem hasta hem çevresi taraf›ndan akla gelmedi¤i, hastaneye baflvurular›n geç yap›ld›¤›, hastanede ise hekimlerin kad›n hastada ‹KH tan›s› için geç ikna olduklar› ve sonuçta da tedavide geç kal›nd›¤› düflünülmektedir. (6) Kad›nlarda iskemik kalp hastal›¤› tedavisi Kad›nlarda ‹KH tedavisinin etkilerini belirlemeye yönelik randomize kontrollü yeterli say›da çal›flma olmad›¤› için tedavinin belirsizlikleri sürmekte. Ama en az›ndan geleneksel risk faktörleri ve enflamasyonun mikrovasküler disfonksiyondaki rolü iyi bilindi¤inden bunlara yönelik tedaviden hastalar›n yarar görece¤i gözönününe al›nmal› ve kad›nlarda risk faktörleri ile mücadelede daha etkin sonuçlar al›nmaya çal›fl›lmal›d›r. Kad›nlarda hipertansiyon ve tedavisi Kan bas›nc› yüksekli¤i kardiyovasküler olaylar› her iki cinsiyette benzer flekilde art›rmaktaysa da, Kalp ve damar hastal›¤› (KDH) kad›nlarda mortalite ve morbiditenin en önemli nedenidir. Kad›nlarda KDH, erkeklere göre daha geç yaflta ortaya ç›kmaktad›r, bu durum kad›nlar için önce bir avantaj gibi görülse de son y›llarda yap›lan çal›flmalar kad›nlarda kalp hastal›¤›n›n ihmal edilemeyecek kadar önemli ve yayg›n oldu¤unu göstermektedir KDH’ na ba¤l› ölümün erkek ve kad›nlardaki oran› s›ras›yla %43 ve %55’tir. (WHO Statistical Information System 2004). Halbuki kad›nlar›n en çok korktuklar› hastal›k olan meme kanserinden ölüm sadece y›lda %3 c›var›ndad›r) . 60 yafl›ndan küçük kad›nlarda miyokard infarktüsü geçirme s›kl›¤› erkeklere göre daha azd›r, bunun nedenlerinden en önemlileri kad›nlarda bu yafl grubunda sigara, stres hiperlipidemi gibi risk faktörlerinin daha az olmas›d›r. Ancak günümüzde kad›nlarda obezite, metabolik sendrom ve sigara içicili¤i gibi birçok risk faktöründe art›flla beraber,art›k koroner arter hastal›¤›na ba¤l› ölümler de daha genç yafllarda görülmeye bafllanm›flt›r. 128 • Prof.Dr. Z. Lale KOLDAfi 1999-2003 y›llar› aras›nda Canadian Registry of ACS’da kaydedilen akut koroner sendrom(AKS) geçiren, 4471 erkek ve 2087 kad›n›n kat›ld›¤› çal›flmadan ç›kan sonuçlara göre; • Kad›nlar›n %75.76’s›, erkeklerin %79.24’ü beta-bloker kullanmakta; • Kad›nlar›n %56.37’si, erkeklerin %65.44’ü lipid modifiye edici ajan kullanmakta; • Kad›nlar›n %55.52’si, erkeklerin %59.99’u ACE-‹ kullanmakta. 2006-2008 y›llar› aras›nda Swedish Coronary Angiography and Angioplasty Register(SCAAR)’da kay›tl› hastalarda yap›lan bir di¤er çal›flmada gö¤üs a¤r›s› flikayeti olup diagnostik anjiografi yap›lan 7195 erkek ve 5005 kad›n çal›flmaya al›nm›flt›r. Sonuçlar anjiografiye al›nan kad›nlar›n %83’ne, erkeklerin %86.1’ne öncesinde aspirin reçete edildi¤ini, çal›flmadaki en genç yafl grubunda (yafl <59) kad›nlar›n %78.8’inde, erkeklerin %42.3’ ünde normal koroner arterler yada anlaml› olmayan koroner arter hastal›¤› tespit edilmifl; ayr›ca erkeklerin %18.2’ sinde, kad›nlar›n %4.2’ sinde sol ana koroner arter veya 3 damar hastal›¤› tespit edilmifltir. Buradan da anlafl›laca¤› gibi kad›nlarda koroner arter hastal›¤› tan›s› klinsyenlerin zorland›¤› bir durumdur. Mikrovasküler koroner disfoksiyonun; orta yafll› bayanlar›n 1/3’ ünde veya yar›s›nda var oldu¤u tahmin edilmekte; ancak obstrüktif koroner arter hastal›¤›ndan farkl› olarak anjiografide görülmemektedir ve bu nedenle tan› koymak zorlaflmaktad›r. Yüksek riskli gruba giren hastalar, klinik olarak koroner arter hastal›¤›n›n, serebrovasküler hastal›¤›n, periferik arter hastal›¤›n›n olmas›; abdominal aort anevrizmas›n›n olmas›, son dönem böbrek yetersizli¤inin olmas›, diabetes mellitus olmas› ve 10 y›ll›k beklenen kardiyovasküler hastal›k riskinin % 10’un üzerinde olmas›d›r. ‹deal kardiyovasküler sa¤l›kta hedeflenen total kolestreolün <200 129 Kad›n Kalbi • olmas›(tedavisiz), kan bas›nc›n›n <120/80 mmHg olmas›(tedavisiz), açl›k kan flekerinin <100 olmas›(tedavisiz), beden kitle indeksinin<25kg/m2 olmas› ve sigara kullan›lmamas›d›r. KONVANS‹YONEL R‹SK FAKTÖRLER‹N‹N DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹ 1. H‹PERTANS‹YON Hipertansiyonun risk faktörü olarak di¤erlerinden fark›, dünyada önlenebilir risk faktörleri aras›nda birinci s›rada gelmesidir. ACC 2010 k›lavuzundaki öneriler; Kan bas›nc›n›n optimal düzeyi <120/80 mmhg’d›r ve optimal tansiyon de¤erleri kilo kontrolü, artm›fl fiziksel aktivite, alkolün azalt›lmas›, sodyum k›s›tlamas›, meyve sebze ile beslenme al›flkanl›¤› ve düflük ya¤l› g›dalar ile beslenme ile sa¤lanmal›d›r. (Class I; Level of Evidence B). Farmakoterapi; kan bas›nc› >140/90 mmHg ise, (>130/80 mmhg ve DM ve KBY mevcut ise) gerekmektedir. Tiazid diüretikler, kontrendike de¤il ise ve özel ilaç gerektiren bir durum yok ise ilaç rejiminin bir parças› olmal›d›r. AKS veya MI ile gelen hastada ilk seçenek beta blokerler ve/veya ACEI olmal›d›r. (Class I; Level of Evidence A). Hedeflenen kolesterol de¤erleri LDL<100 mg/dl, HDL>50 mg/dl, TG<150mg/dl, non HDL kolesterol (total kolestrol-HDL) <130 mg/dl olmas›d›r. (Class I; Level of Evidence B) LDL-K düflürücü ilaç tedavisi KAH olan kad›nlarda yaflam tarz› terapisi ile eflzamal› olarak LDL-K düzeyini <100 mg/dl tutacak flekilde ayarlanmal›d›r (Class I; Level of Evidence B). Di¤er aterosklerotik hastal›klara sahip olanlarda veya diyabetes mellitusu olanlarda veya 10 y›ll›k mutlak riski>%20 olanlarda da <100 mg/dl hedeftir. 130 • Prof.Dr. Z. Lale KOLDAfi LDL de¤erini 70’in alt›na indirme çok yüksek riskli kad›nlarda gereklidir.(Yeni AKS geçirmifl, multipl kontrolsüz kardiyak risk faktörleri olan kad›nlarda) (Class IIa; Level of Evidence B). Yüksek riskli kad›nlarda LDL-K düzeyi hedeflenen de¤ere ulaflt›ktan sonra HDL<50mg/dl veya non-HDL-K >130 mg/dl ise niasin veya fibrat tedavisi kullan›labilir. (ACC 2010, Class IIb; Level of Evidence B). 2. D‹ABETES MELL‹TUS Yaflam tarz› de¤iflikli¤i ve farmakoterapi DM’li kad›nlarda anlaml› hipoglisemi yapm›yor ise HbA1c <7% tutulmal›d›r (ACC 2010, Class IIa; Level of Evidence B).Amerikan Diyabet Cemiyeti 45 yafl üstündeki kad›n ve erkeklerde 3 y›lda bir diyabet taramas› önermektedir. Gestasyonel diyabeti ve polikistik over sendromu olan kad›nlarda tarama daha erken bafllat›lmal›d›r. 3. S‹GARA Sigara dünyada en çok öldüren 8 hastal›ktan 6’s›nda en önemli risk faktörüdür.Nikotin etkisini damar endotelinde DNA sentezini uyararak ve vasküler proliferasyona yol açarak yapmaktad›r. Kad›nlardaki etkileri menstrüel siklus düzensizlikleri, infertilite, ektopik gebelik riski, abortus, üriner inkontinans ve cilt k›r›fl›kl›klar› gibi önemli durumlard›r. Kad›nlara sigara içmemesi ve pasif içici olmamalar› önerilmelidir. Her kontrolde nikotin replasman› veya di¤er farmakoterapiler ile davran›fl program› ve sigara b›rakma program› önerilmelidir. (Class I; Level of Evidence B). 4. EGZERS‹Z PROGRAMI Kad›nlar orta tempolu egzersizi 150 dk/hafta veya tempolu egzersizi 75 dk/hafta uygulamal›d›rlar. Aerobik egzersizler en az 10 dk’ l›k epizodlarla uygulanmal›d›r ve her hafta yap›lmal›d›r. (Class I; Level of Evidence B). 131 Kad›n Kalbi • 5. DiYET PROGRAMI Kad›nlar meyve ve sebzeden zengin beslenmelidirler. Lifli g›dalar, tam tah›ll› ürünlerle beslenmelidirler. Bal›k, özellikle de ya¤l› bal›k tüketmeye teflvik edilmelidirler (En az haftada 2 kez). Doymufl ya¤, kolesterol, alkol, sodyum, fleker k›s›tland›r›lmal›d›r. Trans ya¤ al›m› engellenmelidir. (Class I; Level of Evidence B). Not: Hamile bayanlar›n c›va kontaminasyon riski yüksek bal›k yemeleri önlenmelidir. Omega 3 ya¤ asitlerinin bal›kla veya kapsül fleklinde al›nmas› (örne¤in EPA 1800 mg/d) hiperkolesterolemili ve/veya hipertrigliseridemili bir hastada primer veya sekonder koruma için mant›kl›d›r. (Class IIb; Level of Evidence B) 6. K‹LO KONTROLÜ Kad›nlar uygun a¤›rl›¤›nda oluncaya kadar veya öyle ise bunu sürdürmek için fiziksel aktivite, kalori al›m›na dikkat etmeldiriler.(BMI<25 kg/m2, bel çevresi<88 cm) (Class I; Level of Evidence B) 7. KORUYUCU ‹LAÇ TEDAV‹S‹ ASP‹R‹N: Aspirin (75-325 mg/gün) KAH olan hastalarda kontrendikasyon yok ise kullan›lmal›d›r (Class I; Level of Evidence A). Aspirin kullan›m› (75-325 mg/gün) DM olan kad›nlarda da kontrendike de¤il ise uygundur (Class IIa; Level of Evidence B). Yüksek riskli olup, aspirin endikasyonu olan kad›nlar›n aspirin intolerans› var ise klopidogrel kullanmal›d›rlar. (Class I; Level of Evidence B). 132 • Prof.Dr. Z. Lale KOLDAfi Aspirinin >65 yafl›nda olan sa¤l›kl› kad›nlarda (81 mg günlük veya 100 mg gün afl›r›) e¤er kan bas›nc› kontrol alt›nda ve iskemik stroke ve MI için koruma; GIS kanama ve hemorajik stroke riskine a¤›r basacak ise kullan›m› faydal› olabilir. (Class IIb; Level of Evidence B). 75-325 mg aspirin kronik veya paroksismal atrial fibrilasyon olan kad›nlarda warfarin için kontrendikasyon var ise veya CHADS2 skoru <2 ise kullan›labilir (Class I; Level of Evidence A).Kronik veya paroksismal atrial fibrilasyonu olan kad›nlarda warfarin INR 2-3 aras›nda olacak flekilde kullan›lmal›d›r.(Class I; Level of Evidence A). DAB‹GATRAN: Prostetik kapa¤› olmayan hemodinamik olarak anlaml› kapak hastal›¤› olmayan, ciddi renal yetmezli¤i olmayan (kreatinin klirensi <15 ml/dk), ileri karaci¤er yetmezli¤i olmayan; paroksismal ve permanent atrial fibrilasyonu olan riskli hastalarda stroke ve sistemik tromboembolizmden korumak için kullan›labilir. (Class I; Level of Evidence B). Kad›nlarda ve erkeklerde atrial fibrilasyon ve stroke riski: • The EURO Heart Survey gösterdi ki; kad›nlar daha yüksek CHADS2 skorlar›na sahipler • Kad›nlarda daha yüksek atrial fibrilasyon ve kardiyoemboli prevelans› vard›r. • Daha yüksek inme ve benzer terapi etkinli¤ine ra¤men, atrial fibrilasyonlu kad›nlar akut inme öncesi uygun antitrombotik tedaviyi almamaktad›r. 133 Kad›n Kalbi • BETA-BLOKER: Kontrendike olmad›kça beta blokerler MI geçiren veya normal sol ventrikülü olan AKS larda 12 aya kadar (Class I; Level of Evidence A); veya 3 y›la kadar (Class I; Level of Evidence B) kullan›lmal›d›r. Uzun dönem beta blokerler kontrendikasyon yok ise sol ventrikül yetmezli¤i olan kad›nlarda kullan›lmal›d›r (Class I; Level of Evidence A). Uzun dönem beta bloker tedavisi sol ventrikül fonksiyonu normal olup koroner veya vasküler hastal›¤› olan hastalarda kullan›labilir (Klas 1b,kan›t düzeyi C). ACE-‹NH‹B‹TÖRLER‹/ARB’LER: ACE ‹nhibitörleri MI sonras› kalp yetmezli¤i klini¤i olan kad›nlarda, LVEF<40 olanlarda veya DM hastalar›nda kullan›labilir. (Class I; Level of Evidence A). MI sonras› ve kalp yetmezli¤i klini¤i olanlarda, EF<40 olanlarda, DM olanlarda ACE-‹ tolere edilemiyor ise ARB ler kullan›lmal›d›r. (Class I; Level of Evidence B). Not: ACE-‹ hamilelikte kontrendikedir, hamile olma ihtimali olan kad›nlarda dikkat edilmelidir. ALDOSTERON BLOKAJI: MI sonras› ciddi hipotansiyonu, renal disfonksiyonu olmayan; hiperkalemisi olmayan ve ACE-I ve Beta bloker al›yor olup LVEF<40 olan kalp yetmezli¤i klini¤indeki kad›nlarda aldosteron antagonisti kullan›lmal›d›r. (Class I; Level of Evidence B). Kalp Yetmezli¤inde Cinsiyet Farkl›l›¤›: Kalp yetmezli¤i hastane yat›fllar›nda kad›nlar ve erkeklerde en s›k görülen nedendir.Kalp yetmezli¤inin s›kl›¤› erkek ve kad›nlarda benzerdir.Buna ra¤men kalp yetmezli¤inin manifestasyonu kad›n ve 134 • Prof.Dr. Z. Lale KOLDAfi erkeklerde ciddi farkl›l›klar göstermektedir. Kalp yetmezli¤i her iki cinsiyette de yaflla artar.Erkeklerde daha genç yafl grubunda ortaya ç›kar, kad›nlarda ise 75 yafl›ndan büyük yafl grubunda ortaya ç›kar. Kad›nlarda yaflam beklentisi erkeklerden daha fazla oldu¤u için, kalp yetmezlikli yafll› kad›nlar›n popülasyonu daha fazlad›r. Hipertansiyon ve KAH kalp yetmezli¤inde her iki cinsiyette de en s›k nedenlerdir, fakat hipertansif kad›nlarda kalp yetmezli¤i geliflme olas›l›¤› daha yüksektir.Koroner arter hastal›¤› kad›nlarda daha az s›kl›kta görülmesine ra¤men, MI sonras› kalp yetmezli¤i riski kad›nlarda erkeklere göre daha fazlad›r. Kalp yetmezlikli kad›nlar erkeklerden daha semptomatiktir. Hospitalizasyon oran› da kad›nlarda erkeklerden daha fazlad›r.Semptomlar kad›nlarda daha fazla olmas›na ra¤men kalp yetmezlikli kad›nlar›n hayatta kalma oranlar› erkeklerden daha fazlad›r. Klas III Endikasyonlar: Hormon terapisi; selektif östrojen reseptör modülatörü kullan›m›; antioksidan vitamin kullan›m› (vitamin E, C ve beta karoten); folik asit, B6, B 12 vitamin kullan›m›; 65 yafl›n alt›ndaki sa¤l›kl› kad›nlarda aspirinin rutin kullan›m› faydal› de¤ildir ve hatta zararl› olabilir. Klinik Çal›flmalar: Kad›nlarda daha fazla klinik çal›flmaya ihtiyaç vard›r.ESC ile European Heart Network iflbirli¤i ile yap›lan bir çal›flmada 2006’ dan beri yap›lan klinik çal›flmalarda; 389.891kiflinin 127.716’ s› kad›n oldu¤u tespit edilmfltir (%33.5) ve ek olarak bu 62 çal›flmadan sadece 31’inde cinsiyete göre analiz yap›lm›flt›r. Kad›nlar›n klinik çal›flmalarda ayr› olarak de¤erlendirmesi, kad›nlar›n farmakokinetik, farmakodinamik, fizyolojik olarak erkeklerden farkl› olmas› nedeni ile ve ilaçlar›n metabolizmas› erkeklerinkinden tamamen farkl› olabilece¤i için son derece önemlidir. 135 Kad›n Kalbi • KAYNAKLAR 1) Effectiveness-Based Guidelines for the Prevention of Cardiovascular Diesase in Women-2011 Update, A Guideline From The American Heart Association 2) Cardiovascular diseases in women: a statement from the policy conference of the European Society of Cardiology 3) ESC; International Women’s Day provides a ‘red alert’ for women’s hearts, 08 March 2011 4) Spencer EA, Pirie KL, Stevens RJ, Beral V, Brown A, Liu B, et al; Million Women Study Collaborators. Diabetes and modifiable risk factors for cardiovascular disease: the prospective Million Women Study. Eur J Epidemiol. 2008;23:793-9 5) Hokanson JE, Austin MA. Plasma triglyceride level is a risk factor for cardiovascular disease independent of high-density lipoprotein level: a meta-analysis of populationbased prospective studies, J Cardiovasc Risk 1996;3: 213– 6) Ramos RG, Olden K. The prevalence of metabolic syndrome among US women of childbearing age, Am J Public Health 2008;98:1122–7. 7) Shaw LJ, Bugiardini R, Merz CN. Women and ischemic heart disease: evolving knowledge. J Am Coll Cardiol. 2009;54:1561-75 8) Sibley C, Blumenthal RS, Merz CN, Mosca L. Limitations of current cardiovascular disease risk assessment strategies in women. J Womens Health (Larchmt). 2006;15:546. 9) Kip KE, Marroquin OC, Shaw LJ, Arant CB, Wessel TR, Olson MB, et al. Global inflammation predicts cardiovascular risk in women: a report from the Women’s Ischemia Syndrome Evaluation (WISE) study. Am Heart J. 2005;150:900-6. 10) Bairey Merz CN, Johnson BD, Sharaf BL, Bittner V, Berga SL, Braunstein GD, et al;Hypoestrogenemia of hypothalamic origin and coronary artery disease in premenopausal women: a report from the NHLBI-sponsored WISE study. J Am Coll Cardiol. 2003;41:413-9. 11) Shaw LJ, Bairey Merz CN, Azziz R, Stanczyk FZ, Sopko G, Braunstein GD, et al. Postmenopausal women with a history of irregular menses and elevated androgen measurements at high risk for worsening cardiovascular event-free survival: results from the National Institutes of Health--National Heart, Lung, and Blood Institute sponsored Women’s Ischemia Syndrome Evaluation. J Clin Endocrinol Metab. 2008;93:1276-84. 12) Spencer EA, Pirie KL, Stevens RJ, Beral V, Brown A, Liu B, et al; Million Women Study Collaborators. Diabetes and modifiable risk factors for cardiovascular disease: the prospective Million Women Study. Eur J Epidemiol. 2008;23:793-9 13 Ridker PM, Buring JE, Rifai N, Cook NR. Development and validation of improved algorithms for the assessment of global cardiovascular risk in women: the Reynolds Risk Score, JAMA 2007;297: 611–9. 136 • Prof.Dr. Z. Lale KOLDAfi 14) Conroy RM, Pyörälä K, Fitzgerald AP, Sans S, Menotti A, De Backer G, et al; SCORE project group. Estimation of ten-year risk of fatal cardiovascular disease in Europe: the SCORE project. Eur Heart J. 2003;24:987-1003 15) Wong TY, Klein R, Sharrett AR, Duncan BB, Couper DJ, Tielsch JM, et al. Retinal arteriolar narrowing and risk of coronary heart disease in men and women, The Atherosclerosis Risk in Communities Study. JAMA 2002;287:1153–9. 16) Olson MB, Kelsey SF, Matthews K, Shaw LJ, Sharaf BL, Pohost GM, et al. Symptoms, myocardial ischaemia and quality of life in women: results from the NHLBI-sponsored WISE Study. Eur Heart J. 2003; 24:1506-14. 17) Robinson JG, Wallace R, Limacher M, Ren H, Cochrane B, Wassertheil-Smoller S, et al. Cardiovascular risk in women with non-specific chest pain (from the Women’s Health Initiative Hormone Trials), Am J Cardiol 2008;102: 693–9. 18) Kwok Y, Kim C, Grady D, Segal M, Redberg R. Metaanalysis of exercise testing to detect coronary artery disease in women. Am J Cardiol. 1999;83:660-6. 19) Okin PM, Gerdts E, Kjeldsen SE, Julius S, Losartan Intervention for Endpoint Reduction in Hypertension Study Investigators. Gender differences in regression of electrocardiographic left ventricular hypertrophy during antihypertensive therapy. 2008;52:10020) Turnbull F, Woodward M, Neal B, Barzi F, Ninomiya T, Chalmers J, et al.; Blood Pressure Lowering Treatment Trialists’ Collaboration. Do men and women respond differently to blood pressure-lowering treatment? Results of prospectively designed overviews of randomized trials. Eur Heart J 2008;29:2669-80. 21) Mancia G, Laurent S, Agabiti-Rosei E, Ambrosioni E, Burnier M, Caulfield MJ, et al. Reappraisal of European guidelines on hypertension management: a European Society of Hypertension Task Force document. J Hypertens 2009;27:2121-2158 22) He J, Gu D, Chen J, Jaquish CE, Rao DC, Hixson JE, et al.; GenSalt Collaborative Research Group. Gender difference in blood pressure responses to dietary sodium intervention in the GenSalt study. J Hypertens 2009;27:48-54 23) Basso C, Morgagni GL, Thiene G. Spontaneous coronary artery dissection: a neglected cause of acute myocardial ischaemia and sudden death. Heart 1996;75:451-4. 137 ‹.Ü. Cerrahpafla T›p Fakültesi Sürekli T›p E¤itimi Etkinlikleri Kardiyoloji Güncelleme 2012 Sempozyum Dizisi No: 77 • Haziran 2012; s. 138-157 GEBEL‹KTE GÖRÜLEN KARD‹YOVASKÜLER HASTALIKLAR Y.Doç.Dr. Faruk AYAN Gebelik kad›nda normal fizyolojik bir dönem olmakla beraber annede özellikle uterus ve geliflen fetusa yeterli kan ak›m› sa¤lamaya yönelik önemli hemodinamik de¤ifliklikler oluflmaktad›r. Bu fizyolojik de¤ifliklikler normal kalp taraf›ndan iyi tolere edilirken KV hastal›k varl›¤›nda önemli hemodinamik problemlere neden olabilir. Yak›n zamana kadar kalp hastal›¤› olan birçok kad›na gebe kalmalar› sak›ncal›yken günümüz t›ptaki geliflmeler sonucu kalp hastal›¤› olan ço¤u kad›n güvenli bir gebelik geçirebilmektedir. Ancak kalp hastal›¤› olan gebeler yak›n klinik takipte olmal›d›rlar. Ve bu durumda gebelik planlamas› yap›l›rken kardiyolog, kardiyovasküler cerrah ve kad›n do¤um uzman›n›n ortak görüflleri al›nmal›d›r. - Gebelik dönemindeki anne ve fetusun kan ihtiyac›n› sa¤lamak amac› ile; - Kalp debisi (kalp h›z› x at›m hacmi) gebeli¤in 6’c› haftas›ndan sonra artmaya bafllar öyle ki ikinci trimester sonunda debi en yüksek düzeyine ulafl›r (%30-50 c›var› artar), son trimester’da ise debide bir plato izlenir. Gebeligin sonuna do¤ru (son trimesterde) ReninAngiyotensin-Aldosteron etkisi su ve tuz tutulumunu (6-8 lt) art›r›r, beraberinde kan›n flekilli elemanlar›nda da (%20-30) art›fl olur, ancak plazma hacmindeki art›fl eritrosit say›s›ndaki art›fltan fazla oldu¤u için hemodilusiyon ve rölatif bir anemi görülür (Hct % 30). 138 • Y.Doç.Dr. Faruk AYAN - Eritropoezin artmas›na ra¤men Hgb ve Hct düzeylerinde düflüfl fibrinojen, plazminojen ve baz› p›ht›laflma faktörlerinde art›fl, protrombin zaman› ve aPTT gibi testlerde uzama görülebilir. -Gebe uterusa ilk trimester’da 6 lt/dk olan kan debisinin %2-3 giderken, 3’cü trimestrda 7 lt/dk olan kan debisinin yaklafl›k %20 kadar› gider. - Kalp h›z› 10-20 at›m /dk için artarken vasküler tonus azalmas›na ba¤l› sistemik ve pulmoner vasküler rezistans düfler. (Nedeni; Düflük rezistanl› uteroplasental dolafl›m sa¤lanmas› amaçl›, estrojen, Atriyal NP, endoteliyal NO, fetusun ›s› art›fl›). - Kan bas›nc› özellikle 2’ci trimester’den sonra %10’luk bir düflüfl gösterir, diyastolik kan bas›nc› fazla düfltügünden nab›z bas›nc› artar. - Uterokaval sendrom (gebeli¤in supin hipotansif sendrom); (Gebelerin KH ve KB düflüklü¤üne ba¤l›) - Bulant›, bafl dönmesi, halsizlik, göz kararmas› ve senkop görülür (‹nferior vena cavan›n akut bas›s›na ba¤l›). Supin duruma (düz yatar) getirilince geçer. Gebenin a¤›r efordan kaç›nmas› gerekmektedir çünkü hafif eforlar bile gebe uterusta kan ak›m›n› %25 c›var›nda azalt›r. (fetus hipoksisi). - Tüm bu hemodinamik de¤iflikliklere stres, korku ve sanc›lar›n›n eklenmesi do¤um esnas›nda oksijen tüketimini 3 kat art›rmaktad›r. A¤r›n›n azalt›lmas› (anestezi-analjezi) hemodinamik de¤ifliklikleri ve oksijen tüketimini azaltmaktad›r. Dolay›s› ile iskemi ve enfarktüs riski azal›r. - Vajinal do¤um s›ras›nda uterusun her kontraksiyonu 500 ml kadar kan› venoz yata¤›na katmaktad›r, artan kalp h›z›n›n etkisi ile debide %35’lik bir art›fl oluflmaktad›r. Kan bas›nc› %30-70 kadar artar. Bu nedenle kaudal ve lokal anestezi genellikle KV hemodinami¤i etkilemedi¤inden luzum halinde kullan›labilir. 139 Gebelikte Görülen Kardiyovasküler Hastal›klar • - Bu nedenle gebelikte kalbin anatomik ve fizyolojik de¤iflikliklere maruz kalmamas›, hem anne hem de fetus sa¤l›¤›n›n optimal bir düzeyde korunabilmesi ve de kalp hastal›¤› efllik eden bir gebelikten sorunsuz ayr›lmas› amac› ile her anne aday›na gebeli¤in bafllang›c›ndan do¤um sonras›na kadar yak›n KV izlem yap›lmal›d›r. Kalbin genel de¤erlendirmesi - Normal gebelikte halsizlik, azalm›fl efor kapasitesi, ezofageal reflü, çarp›nt› gibi flikayetler oluflabilir. - Muayenede periferik nabazanlazda dolgunluk, sistolik kan bas›nc› düflük-normal, nab›z bas›nc› artm›fl, venoz dolgunluk, pretibial ve maleolar ödem, hiperkinetik prekordiyal vuru, birinci kalp sesi kuvvetli ve çiftleflmifl olarak duyulur, üçüncü ses duyulabilir, sternum sol kenar› orta ve üst bölümünde 1-3/6 fliddetinde ejeksiyon mid sistolik üfürüm, sürekli venoz hum (mammarian soufle) ve nadiren diyastolik üfürümler duyulabilir. - Kan volümü ve kalp debisindeki art›fl nedeniyle gebelik öncesi aort darl›¤›, mitral darl›¤› gibi stenotik lezyonu olanlarda üfürümün fliddeti artarken, mitral yetersizli¤i, aort yetersizli¤i gibi hastal›klara ba¤l› üfürümlerin fliddeti azalan periferik direnç nedeniyle, azalmaktad›r. Ayr›ca intravasküler volümün artmas› mitral valv prolapsusunun midsistolik klik ve üfürümünün ortaya ç›kmas›na, hipertrofik kardiyomiyopati üfürümünün yumuflamas›na ya da gebeli¤in son dönemlerinde kaybolmas›na neden olur. Tablo 1’de gebelikte kalp hastal›klar›n›n varl›¤›n› gösteren semptom ve bulgular gösterilmifltir. (3,7) 140 • Y.Doç.Dr. Faruk AYAN Tablo 1. Gebelikte kalp hastal›klar›n semptom ve bulgular› Tetkikler: a) Noninvazif tetkikler - Ekg’de hafif sol aks sapmas› ve buna ba¤l› D-III derivasyonunda patolojik olmayan küçük bir “q”dalgas›, bazen VT görülebilir. - Sinüzal taflikardi (KH artmas›na ba¤l›) s›kt›r. - Teleradyografi’den çekinilmeli özellikle erken dönemde (ilk trimester’da). Ancak gerekli durumlarda pelvik koruma ile yap›lmal›d›r. Bazen hafif geçici plevra epanflman› görülebilir. 141 Gebelikte Görülen Kardiyovasküler Hastal›klar • - Ekokardiyografi güvenli ve tan›sal de¤erinin yüksek olmas› nedeniyle ilk aflamada kullan›lmas› gereken tan› arac›d›r. Normal gebelik s›ras›nda tüm kalp boflluklar›nda geniflleme ve sol ventrikülde hafif hipertrofi ve perikardit saptanabilir. (hafif mitral ve hafif triküspit yetersizli¤i gebelik s›ras›nda görülebilecek di¤er normal ekokardiyografi bulgulardand›r.) - Efor testi-koroner kalp hastal›¤›n› ayd›nlatma amac› ile uygulanabilir (submaksimal). - Miyokard sintigrafisi-radyasyon riski (ilk 6 hafta 15 rad gebelik sonland›r›lmal›). Yerine dobutamin stres eko daha sa¤l›kl›. - MR görüntüleme-ilk trimestr’dan sonra. b) ‹nvazif tetkikler Pulmoner arter kateterizasyonu: Yüksek riskli gebelerde fluoroskopi gerektirmeden (ileri genifl sa¤ kalp boflluklar›, ileri TY yada PH d›fl›nda) gere¤inde en az 24/h pulmoner arter kateteri ile PULMONER ARTER TIKALI BASINCI (HT,konjenital kalp hastal›¤›, kapak hastal›¤›, iskemik kalp hastal›¤›, O2 satürasyonu) monitorizasyon ile takib ve tedavisi mümkündür. Kardiyak kateterizasyon: genelde ilk trimester’dan sonra ekstrem durumlarda uygulan›r, pelvik korunmaya ra¤men 500 mrad fetusa ulaflmaktad›r. Pelvis ve kar›n bölge kurflunla korunmal›, koldan yap›lmal› (brakial yaklafl›m). Gebelikte kardiyovasküler hastal›klar; Gebelik döneminde (I’ci trimestr, II’ci trimestr, III’cü trimest›r’da). Do¤um ve Post partum dönemlerindede ortaya ç›kabilirler. Maternal düflük ve yüksek riskli durumlar ile maternal riski art›ran durumlar olarak ayr›labilirler 142 • Y.Doç.Dr. Faruk AYAN Maternal düflük riskli durumlar; - Sistemik vasküler rezistans düflmesinden yarar gören ve iyi seyirli durumlar, (Hafif-orta kapak yetersizlikleri, hafif-orta sol-sa¤ flantlar, pulmoner hipertansiyon olmaks›z›n). - Baz›lar› kötüleflen ve do¤umdan sonra da progresyon gösterebilen durumlar, (Hafif kapak darl›klar›, hafif formda KMP’ler <EF : %45). Baflar›l› cerrahi tedavi geçirmifl olan-lar (metal protezler hariç). DÜZENL‹ TAK‹P ‹LE VAJ‹NAL DO⁄UM PLANLANMALIDIR. SEZARYEN SADECE OBSTETR‹K END‹KASYON VAR ‹SE UYGULANMALIDIR. Maternal yüksek riskli durumlar; Geçirilmifl kardiyak olaylar veya aritmiler, fonksiyonel kapasitenin k›s›tl› olmas›, siyanoz, pulmoner hipertansiyon, ciddi sol ventrikül ç›k›fl yolu obstruksiyonu, sol ventrikül sistolik disfonksiyonu ve di¤er durumlar (mekanik protez kapaklar, ciddi mitral darl›k, marfan sendromu: aort kökü 40-45 mm, siyanotik kalp hastal›klar›). Maternal riski art›ran durumlar; PULMONER H‹PERTANS‹YON %30-50 maternal mortalite /fetal kay›p, vazodilatasyon pulmoner outputu azalt›r, son ayda veya postpartum ilk haftada yüksek ölüm riski görülür, pulmoner arter sistolik bas›nc› zirve gradyan› 70mmHg, ortalama 30mmHg olanlar yüksek risk s›n›r› içindedirler. Bu durumda gebeli¤in sonland›r›lmas› önerilir. Ciddi sol ventrikül ç›k›fl yolu obstruksiyonu Aort kapak alan› <1 cm2, ortalama gradient >50 mmHg, max 143 Gebelikte Görülen Kardiyovasküler Hastal›klar • gradient 64 mmHg, fiks darl›klarda kardiyak output ç›k›fl›na uyum sa¤layamaz, gradient ve sol ventrikül diyastol sonu bas›nc› artar 2024 haftalarda semptomlar geliflir, fetus viabl ise gebelik >34 haftada sonland›r›lmal›d›r. Bozulmufl sol ventrikül sistolik fonksiyonu SOL VENTR‹KÜL : EF %40’›n alt›nda ve semptomlu ise hastan›n gebeli¤i risklidir, sonland›rma s›n›r› olarak de¤erlendirilir. Bozuk sistolik fonksiyona kapak hastal›¤› efllik ediyorsa prognoz daha da kötüdür. Ço¤u hastalarda vajinal do¤um de¤il sezaryan gerekir. Erken postpartum dönemde 500 ml üstünde kan›n ototransfüzyonu nedeni ile risk katlan›r. Gebelik ve mitral darl›¤› (Romatizmal). Mitral kapak gradiyan› gebelikte artar (kardiyak output ve kalp h›z› artt›¤› için), pulmoner wedge bas›nc› ve sol atrium bas›nc› yükselir, semptomlar geliflir ve gittikçe artar. MKA<1.5 cm_ ve NYHA II oldu¤unda maternal sonuçlar kötüleflir. MD orta derecede ise yak›n takip gerekir, PA bas›nc› artarsa semptomlara göre müdahale edilmeli. Ciddi MD’¤›nda: optimal medikal tedaviye ra¤men semptomatikse PBMV gebelikte yap›labilir. Romatizm. Atefl ve bakteriyal endokardit profilaksisi A.R.A.- profilaksi Genel profilaksi Benzatin penisilin G - 1.200.000’ü; im/3-4 haftada bir Eritromisin 2 x 250 mg; PO/ 10 gün (alerjik) Azitromisin 1 x 500 mg-1 gün sonra 250 mg-4 gün; PO Kardit+kapak tutulumu – 10 y›l veya ömür boyu profilaksi 144 • Y.Doç.Dr. Faruk AYAN Kardit+kapak tutulumu yok – 10 y›l veya eriflkin yafla kadar ARA+kardit yok – 5 y›l (en az) veya 21 yafl›na kadar profilaksi Endokardit profilaksi – üsy + difl bak›m›. Genel profilaksi amoksisilin 2g po, giriflimden 1 saat önce ampisilin 2g iv/im, --- // --- 30 dk önce klindamisin 600 mg/po --//-- 1 saat önce klindamisin 600 mg/iv --//-- 30 dk önce (Dejani ve arkardafllar›) Yüksek riskli gebelikte AF varl›¤›; (Antikoagulasyon, 1-35 hafta aras›) ‹lk seçenek coumadin’dir. Warfarin’i seçmeyen hastaya Heparin aPTT 2-3 kat› olacak flekilde devaml› olarak verilmeli. Warfarin’e daha sonra geçilebilir. Warfarin’e düflük dozda (INR 2-3) Aspirin eklenerek tedaviye devam edilebilir. Tromboemboli öyküsü olmayan ve trombus riski düflük olanlara aPTT kontrolu yap›larak günde 2 x 17.500- 20.000 Ü. Sc heparin verilebilir. Warfarin 36 haftadan sonra kesilir ve do¤uma kadar heparin verilir. Warfarin tedavisi s›ras›nda do¤um bafllarsa sezaryen tercih edilir. Önemli kanama oluflmazsa do¤um sonras› ilk 4-6 saat içinde warfarin bafllan›r. Warfarin riski 6-12 haftalar aras› en yüksektir. (Coumadin embriyopatisi nedeniyle). 145 Gebelikte Görülen Kardiyovasküler Hastal›klar • Ne heparin ne de warfarin süte geçmezler. “Warfarin Embriyopatisi” Spontan abortus, ölü do¤um veya prematüre. Gebeli¤in 6-12 haftalar›nda risk en yüksek, do¤um s›ras›nda forceps kullan›m› serebral hemorajiye neden olur. Protez kapaklar ve gebelik - Eski kuflak kapaklar (Bjork-Shiley, Starr-Edwards) - Yeni kuflak (Medtronic, St Jude, CarboMedics) Do¤urganl›k döneminde cerrahi tedavi tercihi kapak tamiri olarak düflünülmeli. Mekanik kapaklarda en önemli sorun antikoagülan tedavidir. Gebelikte prostetik kapak trombozu nedeni ile sistemik emboli%10, maternal mortalite %2.9 c›var›ndad›r. Biyoprostetik kapaklar›n h›zl› valv dejenerasyonu nedeni ile reoperasyon oran› 5 y›lda %60-80, operasyon Mortalitesi %2-3 c›var›ndad›r. Farkl› tedavi rejimleri ise; -UFH- warfarin kombinasyonu -LMWH ve warfarin kombinasyonu -Gebelik boyunca LMWH Antikoagulan tedavi; - Heparin (12/h bir 17.500-20.000 ü/sc.) - Kumarin (5mgr/gün’den düflük doz) - Mitral protezinde inr 2.5-3.5, Ao protezinde 146 • Y.Doç.Dr. Faruk AYAN inr 2.0-3.0. civar› olmal›d›r. - Dmh (günde tek doz ve plasent. Geçm) - Aspirin (80mg/gün) + Coumadin. - Dipiridamol (fetus ölüm.) kullan›lmaz. Gebelikte Kardiyomiyopatiler Peripartum tan›m› (Demakis ve arkadafllar›); - Gebeli¤in son haftas› ya da do¤um sonras› ilk 5 ayda geliflen - Kalp yetersizli¤i. - Kalp yet. aç›klayacak baflka bir neden yok. - Geb. son ay›ndan önce bilinen kalp yet olmamas› - Ekokardiyografi ile - EF % 45’in alt›nda - fiF % 30’un alt›nda - LVDD 2.7 cm/m2 vücut yüzeyinin üzerinde. Etiyoloji Uzam›fl tokoliz, stres ile aktive olmufl sitokinler,tumor necrotising factor-alfa, interleukin-I, över kaynakl›-Relaksin pozitif inotrop ve kronotrop ekili miyokard’da afl›r› relaksasyona katk›lar›ndan dolay›. Seleniyum eksikli¤i. (Viral enfeks, hipertans. ve hipoksiye duyarl› olan miyokard› koruma özelli¤i) Gebelik ve hipertrofik kardiyomiyopati Genel olarak iyi tolere edilir Maternal mortalite çok azd›r, yüksek riskli hastalarda görülür. Asemptomatik hastalarda tedavi gerekmez, semptomatik olanlarda betablokör verilir. Vajinal do¤um emniyetli, kan kayb› dikkatle monitorize edilmelidir. 147 Gebelikte Görülen Kardiyovasküler Hastal›klar • Dilate KMP Gebelik s›ras›nda DKMP varl›¤›nda, kalp yetmezli¤i, emboli ve aritmiler için geçerli olan standard tedavi uygulanmal›. Gebelik ve koroner kalp hastal›¤› Anterior MI en s›k görülenlerdendir. Maternal mortalite oran› primer PCI sonras› %11. Ateroskleroz, intrakoroner tromboz veya spontan koroner arter diseksiyonuna ba¤l› geliflir. Spontan diseksiyon peripartum-postpartum dönemlerinde geliflebilir. Progesteron fazlal›¤› damar duvar›ndaki de¤iflikliklerden sorumlu tutulur. AM‹ de ilk seçenek PKG, trombolitik tedavi ise ikinci seçenek olarak düflünülmeli. Do¤um MI den 2-3 hafta sonraya ertelenmelidir. Gebelikte perkütan giriflimler Gebelikte müsaade edilen maksimum radyasyon dozu 5 mGy Kateterizasyonda ise abdomen korunmaks›z›n al›nan ortalama doz: 1.5 mGy. Doku atenüasyonu nedeni ile fetusa%20 ulaflabilir. Perkütan giriflimler için en iyi zaman 4.ay. Ayn› durum kardiyak cerrahi için de geçerlidir. (Radyasyon); 100 rad = 1000 mGy = 1 Gy (Gray) 1000 rad = 10 Gy) Gebelikte radyasyon etkileri Preimplantasyon periyodu (0-9 gün): anomaliden çok ölüm. Aktif organogenez periyodu (9-42 gün): ciddi yap›sal anomaliler. 2. ve 3. trimester: çocukluk ça¤› mali¤niteleri. 148 • Y.Doç.Dr. Faruk AYAN Gebelikte- HT Gebeli¤in seyrinde % 6-12 oran›nda rastlan›r Gebelik s›ras›nda HT anne ve çocuk ölümlerinin % 15’inin nedenidir. Annede: Plasenta ablationu, serebral kanama, karaci¤er ve böbrek yetersizli¤i, karaci¤er hematomuna yol açarken. Fetusta da intrauterin geliflme gerili¤i, intrauterin fetus ölümü, prematüre ve yenido¤anda morbidite ve mortalitenin art›fl›na neden olabilmektedir. Gebelikte görülen hipertansif durumlar • Kronik hipertansiyon • Gestasyonel hipertansiyon • Preeklampsi (A¤›r preeklampsi ve HELLP sendromu) • Kronik hipertansiyona eklenen preeklampsi • Kan bas›nc›>140/90mmHg • En az 6 saat ara ile iki ayr› ölçümde • Prevelans %3 • Hipertansiyonda kan bas›nc› 150/95mmHg üzerinde ›srar etmedikçe veya end organ hasar› oluflmad›kça ilaç tedavisine bafllanmamal›d›r. 149 Gebelikte Görülen Kardiyovasküler Hastal›klar • Gestasyonel hipertansiyon • Gebeli¤in ilk 20 haftas›ndan sonra geliflen HT • Proteinüri yok • Hastalar›n yar›s›nda 24-35 haftalarda preeklampsi geliflir. • Bir k›sm›nda ileriki yaflamda esansiyel HT geliflebilir. • Do¤umdan hemen sonra KB normalleflir, di¤er gebeliklerde nüksedebilir. Preeklampsi; (Eklampsi-konvulziyon) -Yeni bafllayan HT (>140/90mmhg),proteinüri (>300mg/24/h.) patolojik ödem. HELLP sendromu; - Hemoliz,karaci¤er enzim yüksekli¤i ve trombopeni görülür. Kronik esansiyel hipertansiyon’da alfa-metildopa, Labetalol verilebilir. Gebelik sonras› (lohusal›k) hipertansiyon’da alfa metil dopa, BB. Gebelikte Sezaryen endikasyonu Vajinal do¤um veya sezaryen aras›nda seçim yaparken hamilelikteki fiziolojik de¤ifliklikler, altta yatan kvs hastal›¤›n tafl›d›¤› riskler ve seçilen do¤um fleklinin hemodinanik etkileri göz önüne al›nmal›d›r. -Obstetrik nedenler (cefalopelvik,makat gelifl). -Marfan sen, Ao koarktasyonu, Takayasu arteriti. -Eisenmenger sendromu -Akut miyokard infarktüsü ve kardiyak arrest gibi durumlard›r. 150 • Y.Doç.Dr. Faruk AYAN Sezaryen ve infektif endokardit AHA rutin antibiyotik profilaksisi önermiyor (enfeks.flüphesi yok ise). Protez kapaklarda ve yüksek riskli durumlarda: Geçirilmifl endokardit, kompleks konjenital kalp hastal›klar›, cerrahi düzeltilmifl sistemik- pulmoner geçifllerde önerilir. Sonuç olarak KVH olan gebelerde rutin yeri olmayan sezaryen, bahsi geçen endikasyonlarda kullan›ld›¤›nda maternal ve fetal morbidite ve mortaliteyi azaltmaktad›r. Gebelik ilaç durumu 151 Gebelikte Görülen Kardiyovasküler Hastal›klar • Dünya sa¤l›k örgütünün gebelikte KVH ile ilgili son önerileri 152 • Y.Doç.Dr. Faruk AYAN KAYNAKLAR 1- Mueller S,Willerson JT. Pregnancy and the Heart. in: WilIerson JT, Cohn JN, eds. Cardiovascular Medicine. Churchill Livingstone Inc, 1995: 1551. 2- Elkayam U,GIeicher N. Cardiac problems in pregnancy. Matemal aspects:the approach to the pregnant patient with heart disease.Jama 1984; 251:2838-9. 3- Atmaca Y. Gebelikte kardiyovasküler fizyoloji ve kardiyak de¤er- lendirme. MN Kardiyoloji 1998; 5:4:286. 4- Elkayam U.Gleicher N:Hemodynamics and cardiac function during normal pregnancy and the puerper›um. in Elkayam U,Gleicher N (ed): Cardiac problems in pregnancy.3 nd ed. Ne\v York. Wiley-Liss, I998;3. 5- Koldafl L. KARD‹OLOJ‹; Gebelikte kalp hastal›klar› özel say›s›, cilt/vol:14, say›/No:4, A¤ustos, 2001. 6- Ueland K, Hansen JM. Maternal cardiovascular dynamics.III Labor and delivery under subarachnoid block anesthesia. Am J Obstet Gynecol 1969; 103:8. 27.Ueland K, Gills RE, Hansen J. Maternal cardiovascular dynamics. 7- I.Ceserian section under thiopental.nitrous okside and succinyl choline anesthesia. Am J Obstet Gynecol 1970; 108:615. 8- Poppas A, Shroff SG, Korcarz CE et al. Serial assessment of the cardiovascular system in normal pregnancy. Circulation 1997;95:2407. 9- Clark SL, Cotton DB, Pirvarnik JM, Lee W, Hankins GDV, Benedetti TJ, et al. Position change and central hemodynamic pro-file during normal third trimester pregnancy and postpartum. Am J Obstet Gynecol 1991; 164:883-7. 10- Cardiac disease in pregnancy. Obstet Gynecol Clin North Am 1991;18:237. 11- M››eller SD,Willerson JT. Pregnancy and the heart. in: Willerson JT, Cohn JN, eds. Cardiovascular Medicine. New York: Churchhill Livingstone, 1998; 1551. 12- Elkayam U, Gleicher N. Cha››ge in cardiac fmdings during normal pregnancy. in: Alan R, Liss NY, eds. Cardiac problems in pregnan-cy. 2nd ed, 1990;31. 13- Misra M, Chambers JB, Jackson G. Munnurs in pregnancy: an auditofechocardiography. Br Med J 1992; 304:1413. 14- Connolly HM. Pregnancy and the heart. in: M››rphy JG, ed. Mayo Clinic Cardiology Review. Sec ed. Lippincolt Williams &Wilkins 2000:533. 15- Burrow GN, Ferris T. Medical complications during pregnancy. 3rd ed. Philadelphia: WB Sanders, 1988. 16- Ginsberg JS, Hirsh J, Rainbow AG, Coastes G. Risks to the fetus of radiographic procedures used in the diagnosis of maternal veno››s thromboembolic disease. Throm Haemost 1989; 61:189. 153 Gebelikte Görülen Kardiyovasküler Hastal›klar • 17- Kereiakes JJ, Rosenstein M. Handbook of radiatio›› doses in m›clear n›edicine and diagnostic X-ray.Bocaraton, Fla, CRC Press, 1980;70. 18- Colletti PM, Sylvestre PB. Magnetic resonance imaging in preg-nancy. MRI Clin North Ara 1994;2:291. 19- Medical Radiatio›› Exposure of pregnant and potentially pregnant 20- Elkayam U, Gleicher N. Cardiac evaluation during pregnancy. in: Elkayam U, Gleicher N, eds. Cardiac Problems in Pregnancy. 3rd ed. New York: Wiley Liss 1998;23. 21- M.Fidler JL, Patz EF, Ravin CE. Cardiopulmona›y complications of pregnancy. Radiographic fmdings AJR. Am J Roentgenol 1993;161:937. 22- Hennessy TG, MacDonald D, Hennessy MS, Mag››ire M, Blake S, McCann HA, Sug›››e DD. Serial changes in cardiac output d››ring normal pregnancy: a Doppler ultrasound study. Eur J Obstet Gynecol Reprod Biol 1996; 70:117-22. Hunter S, Robson SC. Adaptation of the maternal heart in pregnancy. Br Heart J 1992;68:540-3. 23- Robson SC, Dunlop W, Moore M, Hunter S. Combined Doppler and echocardiographic measurement of cardiac outp››t: theory and ap-plication in pregnancy. Br J Obstet Gynaecol 1987; 94: 1014-27. 24- Robson SC, Hunter S, Boys RC, Dunlop W. Hemodynamic changes during t\vin pregnancy. A Doppler nad M-mode echocardiographic study. An› J Obstet Gynecol 1985; 161: 1273-8. 25- Perloff JK. Pregnancy in congenital heart disease. The mother and the fetus. in Perloff JK and Child JS: Congenital Heart Disease in Adults. WB Saunders, Philadelphia, 1991: 124-40. 26- Sin SC, Sermer M, Harrison DA, et al. Risk and predictors for pregnancy-related con›plications in \vomen vvith heart disease. Circulation 1994; 96:2789-94. 27- Presbitero P, Rabajoli F, Somerville J. Pregnancy in patients vvith congenital heart disease. Schvveiz Med Wochenschr 1995; 1254: 311-5. 28- Wada H, Chiba Y, Murakami M, Kavvag››chi H, Kobayashi H, Kanzaki T. Analysis of maternal and fetal risk in 594 pregnancies vvith heart disease. Nippon Sanka F››jinka Gakkai Zasshi 1996; 48: 5-262. 29- Avila WS, Grinberg M, Snitcovvsky R, Faccioli R, Da L››z PL, Belotti G, Pileggi F. Maternal and fetal outcome pregnant women with Eisenmenger's sydrome. Eur Heart J 1995; 16: 460-4. 30- Brach-Prever S, Sheppard M, Somerville J. Fatal outcome of preg-nancy in the Eisenmenger's syndrome. Cardiol Young 1997; 7: 238-40. 31- Spin››ato JA, Kraynack BJ, Cooper MW. Eisenmenger's syndrome in pregnancy: Epidural anesthesia for eleetive Cesarean seetion. N EnglJMed 1981; 304: 1215-7. 154 • Y.Doç.Dr. Faruk AYAN 32- Clarkson PM, VVilson NJ, Neutze JM, et al. Outcome of pregnancy after the Mustard operation for transposition of great arteries with intact ventricular septum. J Am Coll Cardiol 1994; 24: 190-3. 33- Lao TT, Sermer M, Colman JM. Pregnacy following surgical cor-reetion for transposition of the great arteries. Obstet Gynecol 1994; 83:665-8. 34- Dellinger EH, Haidi HA. Maternal transposition of the great arter-ies in pregnancy: A case report, J Reprod Med 1994; 39: 324-6. 35- Guzman CA, Çaplan R. Cardiopulmonary response to exe›cise during preg nancy. Am J Obstet Gynecol 1970; 108:600-7. 36- Ginsberg JS, Hirsh J, Rainbovv AG, Coastes G. Risks to the fetus of radiographic procedures used in the diagnosis of maternal ve-nousthromboembolic disease. Throm Haemost 1989; 61:189-96. 37- Türk Kardiyoloji Derne¤i ‹nfektif Endokarditten Korunma K›lavuzu. Türk Kard Dem Arfl Eylül 2000;19:581-9. 38- M‹sra M, Chambers JB, Jackson G. Murmurs in pregnancy: an au-dit of echocardiography. Br Med J 1992; 304:1413-4. 39- Dajani AS, Taubert KA, Ferrieri P, Peter G.Shulman S. Treatment of acute streptococcal pharyngitis and prevention of rheumatic fever: a statement for health professionals: Committee on Rheumatic Fever, Endocarditis, and Ka\vasaki Disease of the Council on Cardiovascular Disease in the Young, the American Heart Association. Pediatrics 1995;96:758-64. 40- Bonovv RO, Carabello B, De Leon AC, et al. ACC/AHA Task Force Report. ACC/AHA Guidelines for the Management of Patients With Valvular Heart Disease. J Am Coll Cardiol 1998; 32: 1486-588. 41- Dajani AS, Taubert KA, Wilson W et al. Prevention of bacterial en docarditis recommendations by the American Heart Association. Circulation 1997; 96: 358-66. 42- Uri Elkayam.MD. Anticoaglation in pregnant vvomen with prostl›etic heart valves; A Double Jeopardy. JACC 1996; 27: 6 1704-6. 43- Hull R, Raskop G, Pineo G, et al. A comparison of subcutaneous low- molecular weight heparin with warfarin sodium for prophy-laxis against deep-vein thrombosis after hip or knee implantation. N Engl J Med 1993; 329: 1370-6. 44- Hunt BJ, Doughty G, Majumdar G, et al. Thromboprophylaxis with low molecular wight heparin (fragmin) in high risk pregnancies. Throm H aemost 1997;77: 39-43. 45- BJ, Lensing AW, Prins MH, et al. Safety of lovv-molecular-weight heparin in pregnancy :a systematic revie\v. Thromb Heamost 1999;81:668-72. 46- Pelletier -polle V, Montalescot G, Bellanger A, Thomas D. Low molecular \veight heparin versus unfractionated heparin after me-chanical heart valve replacement. Eur Heart J 1999; 20 (Suppl.) 561 (Abst). 155 Gebelikte Görülen Kardiyovasküler Hastal›klar • 47- Born D, Martinez E, Almida PAM, et al. Pregnancy in patients with prosthetic heart valves; The effects of anticoagulation on mother fetus and neonate. Am Heart J 1992; 124: 13-7. 48- Braumvald E. Valvular Heart Disease 1643-1722. in: Braumvald E, Zipes D, Libby P, eds. Heart Disease: A Textbook of Cardiovascular Medicine. 6lh ed. Philadelphia: Saunders, 2001: 1643-722. 49- Elkayam U. Pregnancy and Cardiovascular Disease. in: Braumvald E, Z›pes D, Libby P, eds. Heart Disease: A Textbook of Cardiovascular Medicine. 6th ed. Philadelphia: Saunders, 2001: 2172-90. 50- Rayburn WF. Mitral valve prolapse and pregnancy. in: Elkayam U, Gleicher N, eds. Cardiac Problems in Pregnancy. 3rd ed. Nevv York: Wiley-Liss, 1998: 175-82. 51- 0'Connell JB, Costanzo-nordin MR, Subran›anian R, et al. Peripartum cardiomyopathy:clinical hemodynamic.histologic and prognostic characteristics. J Am Coll Cardiol 1986;8:52-6. 52- Sutton Ms, Cole P, Plappert M, Saltzman D, Goldhaber S. Effects of subseq››ent pregnancy on ventricular funetion in peripartum car-diomyopathy. Am Heart J 1991;121:1776-8. 53- Lampert M,Weinert L.Hibbard J.Korcarz C,Lindheimer M.Lang RM. Contractile reserve in patients with peripai"tum cardiomyopa-thy and recovered left ventricular function.Am J Obstet Gynecol. 1997;176 (1 pt !):189-95. 54- Ceci O, Berardesca C, Caradonna F, Corsano P, Guglielmi R, Nappi L. Recurrent peripartum cardiomyopathy. Eur J Obstet Gynecol ReprodBiol 1998;76:29-30. 55- Elkayam U,Dave R:Hypertrophic cardiomyopathy and pregnancy. in Elkayam U,Gleicher N (eds):Cardiac Problems in Pregnancy. 3rd ed. New York,Wiley-Liss, 1998: 211-21. 56- At›tore C.Braunesi S.Fabrizio A, et al. epidural anesthesia for ce-sarean section in patients \vith hypertropl›ic cardiomyopathy:A re-port of three cases.Anesthesiology 1999; 90:1205-7. 57- Peliccia F.C‹anfrocca C.Ga››dig C.Reale A. Sudde›› death during pregnancy in hypertrophic cardion›yopathy.E››r heart J 1992; 13:421. 58- Ro\ve T. Hypertropl›ic cardiomyopathy in pregnancy: A case study. J Cardiovasc Nurs 1994; 8:69. 59- Sibai BM. Treatment of hypertension in pregnant women. N Engl J Med 1996;335:14752. 60- Levin AC, Doering PL, Hotton RC. Use of nifedipine in the hypertensive diseases of pregnancy. Ann Pharmacother 1994; 28:1371-78. 61- National High Blood Pressure Education Program. Working Group Report on high blood pressure in pregnancy. Am J Obstet Gynecol 1990; 163: 1691-1712. 156 • Y.Doç.Dr. Faruk AYAN 62- Pyeritz RE. Materaal and fetal complications of pregnancy in the Marfan syndrome. Am J Med 1981; 71: 784-90. 63- Cohen RG, Castro LJ. Cardiac surgery during pregnancy. ‹n Elkayam U, Gleicher N, ed: Cardiac Problems in Pregnancy. 3rd ed. 1998: 277-83. 64- Chambers CE, Clark SL. Cardiac surgery during pregnancy. Clin Obstet Gynecol 1994; 37:316-23. 65- Demakis JG, Rahimtoola SH, Sutton GC, Meadows WR, Szanto PB, Tobin JR, et al. Nat››ral course of peripartum cardiomyopathy. Circulation 1971;44:1053-61. 66- Melvin KR, Richardson PJ, Olsen EG, Daly K, Jackson G. Peripartum cardiomyopathy due to myocarditis. N Engl J Med 1982;307:731-4. 67- Rizeq MN, Rickenbacher PR, Fowler MB, Billingham ME. Incidence of myocarditis in peripartum cardiomyopathy. Ara J Cardiol 1994; 74:474-7. 68- Rowbottom SJ, Gin T, Cl›eung LD. General anesthesia for caesare-an section in a patient with Do››ceted complex cyanotic heart dis-ease. 69- AYAN F, ‹K‹T‹MUR B. Kalp Hastal›klar›nda Sezaryen Endikasyonlar› TKlinJCa›diol a¤ustos,2001, cilt 1-14,say›/no:4 157 ‹.Ü. Cerrahpafla T›p Fakültesi Sürekli T›p E¤itimi Etkinlikleri Kardiyoloji Güncelleme 2012 Sempozyum Dizisi No: 77 • Haziran 2012; s. 158-175 ST-SEGMENT YÜKSELMEL‹ AKUT M‹YOKARD ‹NFARKTÜSÜ GÜNCEL YAKLAfiIM Doç.Dr. Bilgehan KARADA⁄ ST-yükselmeli miyokard infarktüsü hastalar›n›n erken ve uzun dönem güncel tedavisi yeni çal›flmalar ›fl›¤›nda bafll›ca befl bafll›k alt›nda toplanabilir. (1) 1. Hastane öncesi tedavinin ve acil hizmet a¤›n›n amaca uygun olarak yap›land›r›lmas› 2. Yeni birincil (primer) pekütan koroner giriflim (PKG) ya da trombolitik tedavi seçimi ölçütleri 3. Birincil PKG ve trombolitik tedavide kullan›lan antitrombotik yard›mc› tedaviler 4. Birincil PKG yap›lmayan hastalarda anjiyografi zamanlamas› 5. Miyokard infarktüsü sonras› uzun dönemde ikincil korunma I. Acil t›p hizmeti a¤›n›n yap›land›r›lmas› ve yönetilmesi Reperfüzyon tedavisinde gecikmenin engellenmesi amac›yla, acil t›p hizmetlerinin iyilefltirilmesi ve yeterli düzeyde örgütlenmesi önemlidir. Ambulans hizmeti art›k genel kan›n›n aksine sadece bir hasta nakil arac› olarak de¤il hastan›n ilk tan›s›n›n konuldu¤u, triyaj›n›n kararlaflt›r›ld›¤› hatta gerekti¤inde reperfüzyon tedavisinin yap›ld›¤› yer olarak de¤erlendirilmektedir. Ambulanslarda e¤itimli personel bulunmal›, EKG hemen çekilmeli ve gerekirse tele-konsültasyon yöntemiyle hekimler taraf›ndan de¤erlendirilmelidir. Hedeflenen zaman 158 • Dç.Dr. Bilgehan KARADA⁄ çizelgesinde ambulans 15 dakika içinde hastaya ulaflmal›, EKG 10 dakika içinde elektronik olarak de¤erlendirilmek üzere sunulmal›, 5 dakika içinde hekim taraf›ndan de¤erlendirilmeli, ambulans hastaya ulaflt›ktan sonra 30 dakika içinde trombolitik bafllanmal› ya da 120 dakika içinde balon ile rekanalizasyon yap›labilmelidir. Bütün bunlar›n baflar›labilmesi için güncel ve ortak bir tedavi protokolü kullanan ve birbirine etkili bir ambulans sistemi ile ba¤lanm›fl farkl› kapasitelere sahip hastanelerden oluflan bir a¤›n kurulmas› ve iflletilmesi gerekmektedir. ‹yi çal›flan bölgesel bir sa¤l›k sisteminin ve uygun tedavi merkezine h›zl› naklin ST segment yükselmeli miyokard infarktüsü hastalar›n›n tedavi baflar›s›nda anahtar rol oynamaktad›r. II. Reperfüzyon stratejileri; Birincil perkütan giriflim ya da trombolitik ? ST segment yükselmeli hastalar›n tedavisinde reperfüzyon zaman› hangi reperfüzyon yönteminin seçilece¤inden çok daha önemlidir. Buna göre en iyi reperfüzyon tedavisi en çabuk yap›land›r. Reperfüzyon stratejisi seçilirken a¤r› bafllang›c›n›n ikinci saati belirleyicidir. A¤r›n›n bafllang›ç saatine ek olarak bir baflka belirleyici ise ilk t›psal temas ile reperfüzyon aras›nda öngörülen gecikmedir. ‹lk t›psal temas bir ambulansta sa¤lanabilece¤i gibi hastan›n kendi olanaklar› ile ulaflt›¤› birincil PKG yatene¤i olan ya da olmayan bir hastanede de olabilir (flekil 1). Daha önceleri bilindi¤i gibi ilk t›psal temas-PKG (balon ile rekanalizasyon) süresinin hastan›n a¤r› bafllang›c› dikkate al›nmaks›z›n 90 dakikan›n alt›nda olmas› gerekti¤i önerilmekteydi. (2) Güncel tedavide bu yaklafl›m de¤ifltirilmifl ve tüm flartlar alt›nda ilk t›psal temas-birincil PKG (balon ile rekanalizasyon) süresi 2 saat olarak önerilmifltir (flekil 1, tablo 1). Bununla birlikte, a¤r› bafllang›c›ndan sonra erken bir zamanda baflvuran, genifl bir miyokard bölümünün risk alt›nda oldu¤u ve kanama riski düflük hastalarda, elde destekleyen güçlü kan›tlar olmasa bile, bu sürenin 90 dakikan›n alt›nda olmas› gerekti¤i düflünülmektedir (tablo 1). PKG konusunda alt› önemle çizilen bir baflka nokta bu giriflimim deneyimli operatörler taraf›ndan yap›lmas› gere¤idir. 159 ST-Segment Yükselmeli Akut Miyokard ‹nfarktüsüne Güncel Yaklafl›m • Klinik olarak ya da EKG ile süregelen iskemi bulgular› olan hastalarda semptom bafllang›c› 12 saati aflsa bile, yak›nmalar›n ortaya ç›k›fl zaman›n›n tam olarak anlat›lamamas› nedeniyle yan›lt›c› olabilece¤inden, reperfüzyon tedavisinden yararlan›labilece¤i düflünülmektedir (tablo 1). BRAVE II çal›flmas›ndan elde edilen sonuçlar ›fl›¤›nda a¤r› bafllang›c› 12 saati aflan ancak 24 saati geçmemifl olan kararl› hastalarda PKG düflünülebilir (tablo 1). (3) OAT çal›flmas›n›n sonuçlar› göz önüne al›nd›¤›nda iskemi bulgusu olmayan, infarkttan sorumlu arteri tam t›kal›, kararl› hastalarda a¤r› bafllang›c›n›n 24. saatinden sonra PKG önerilmemektedir (tablo 1). (4,5) Birçok çal›flmada ST-yükselmeli miyokard infarktüslü hastalarda ilaç salan stentlerin kullan›lmas›n›n stent trombozu, miyokard infarktüsü ve ölüm riskini artt›rmad›¤› buna karfl›n tekrar giriflim yap›lma olas›l›¤›n› azaltt›¤› gösterilmifltir. (6,7,8) Bu nokta k›lavuzda aç›kça belirtilmesine karfl›n birincil PKG’lerde ilaç salan stentlerin kullan›lmas› konusunda olumlu ya da olumsuz kesin bir öneride bulunulmamaktad›r. Güncel yaklafl›mda kolaylaflt›r›lm›fl (faciliated) birincil PKG yöntemi kesin bir biçimde önermemektedir. Eski k›lavuzlarda glikoprotein IIb IIIa ve klopidogrel kullan›m›yla gerçeklefltirilecek fibrinolizin hemen sonras›nda PKG stratejilerini s›nayan çal›flmalar›n sonuçlar›n›n olumlu olabilece¤i öngörülmüfltü. Tam doz trombolitik tedavisi, yar›m doz trombolitik + glikoprotein IIb IIIa ve tek bafl›na glikoprotein IIb IIIa inhibitörleri gibi farkl› tromboliz yöntemleri ile birincil PKG’i kolaylaflt›rma birçok çal›flmada denenmifltir. (9,10,11,12) Bu tedavilerin mortalite üzerinde olumlu etkisi olmad›¤›n›n, buna karfl›l›k daha fazla kanamaya yol açt›¤›n›n görülmesi nedeniyle söz konusu yöntem art›k bir tedavi seçene¤i olarak yer almamaktad›r. Trombolitikle baflar›l› reperfüzyonun sa¤lanamad›¤› genifl infarktüslerde (ST yüksekli¤indeki gerilemenin <%50 oldu¤u durumlarda), kurtar›c› kurtar›c› perkütan koroner giriflimin a¤r› bafllang›c›ndan sonraki ilk 12 saat içinde yap›lmas› gerekmektedir (tablo 1). 160 • Dç.Dr. Bilgehan KARADA⁄ Birincil PKG’lerin en önemli komplikasyonlar›ndan biri olan ak›ms›zl›k (no-reflow) olgusudur. TAPAS çal›flmas› ile PKG öncesi yap›lan trombüs aspirasyonunun doku perfüzyonunu ve 1 y›ll›k sa¤kal›m› iyilefltirdi¤i gösterilmifltir. (13,14) Bu çal›flmas›n›n ›fl›¤›nda birincil PKG yap›lan hastalarda trombüs aspirasyonu Avrupa Kardiyoloji Derne¤i (European Society of Cardiology, ESC) k›lavuzunda s›n›f IIb (kan›t düzeyi B) düzeyinde önerilmifltir. K›lavuzda ayr›ca ak›ms›zl›k olgusunun önlenmesi ve tedavisi için de öneriler bulunmaktad›r. Ak›ms›zl›¤›n önlenmesi amac›yla trombüs aspirasyonu ve giriflim sonras›nda 12-24 saatlik absiksimab infüzyonu s›n›f IIa düzeyinde (kan›t düzeyi B) önerilmektedir. Ak›ms›zl›k olgusunun tedavisinde ise i.v adenozin infüzyonu (s›n›f IIb, kan›t düzeyi B), koroner içi adenozin bolus uygulamas› (s›n›f IIb, kan›t düzeyi C) ve koroner içi verapamil uygulamas› (s›n›f IIb, kan›t düzeyi B) önerilmektedir. Trombolitik tedavi ancak ilk t›psal temastan sonraki iki saat içinde PKG (balon ile rekanalizasyon) yap›lamayacak hastalarda uygulanmal›d›r (tablo 1). A¤r› bafllang›c› 2 saatin alt›nda ve genifl infarkt› olan hastalarda ilk t›psal temas-PKG süresi 90 dakikay› geçti¤i durumda trombolitik tedavi önerilmektedir. Hastane öncesi trombolitik ile ilgili yap›lan çal›flmalarda, trombolitik tedavinin özellikle a¤r› bafllang›c›n›n ilk iki saatinde verildi¤inde, sonuçlar›n birincil PKG ile benzer oldu¤u gösterilmifltir. (15,16) Ancak bu benzerlik erken anjiyografi ve gerekti¤inde PKG yap›lan hastalarda gözlemlenmifltir. Ek olarak bu çal›flmalar yeterli say›da randomize hastayla yap›lmam›flt›r. Bu nedenle hastane öncesi trombolitik tedavi desteklenmekle birlikte daha önceki k›lavuzlarda s›n›f I indikasyon verilirken yeni ESC k›lavuzunda s›n›f IIa endikasyonla önerilmektedir (tablo 1). Daha önceki yaklafl›mda seçilecek trombolitik ajan›n tipi konusunda daha esnek davran›lmakta ve özellikle a¤r› bafllang›c›n›n 4. saatinden sonra gelen hastalara fibrine özgül trombolitik ilaçlar›n seçilmesi önerilmekteydi. Ancak güncel tedavide fibrine özgül trombolitikler do¤rudan s›n›f I indikasyon ile önerilmektedir. Yine daha önceleri 161 ST-Segment Yükselmeli Akut Miyokard ‹nfarktüsüne Güncel Yaklafl›m • travmatik resüstasyon trombolitik tedavi için göreli bir kontraindikasyon olarak kabul edilirken yeni k›lavuzda bu anlat›m yan›t al›namayan (baflar›s›z) resüstasyon olarak de¤ifltirilmifltir. Benzer flekilde "bask› uygulanamayan ponksiyon" maddesi de göreceli trombolitik kontraendikasyonlar› listesinden ç›kar›lm›flt›r. III. Antitrombotik yard›mc› tedaviler a) Birincil pekütan koroner giriflimlerde antitrombotik yard›mc› tedaviler Klopidogrelin PKG yap›lan ST-segment yükselmeli miyokard infarktüslü hastalarda kullan›m› ile ilgili çal›flmalar›n s›n›rl› olmas›na ra¤men, eldeki veriler ›fl›¤›nda bu hastalarda 300 mg’l›k yükleme dozuna göre daha h›zl› ve daha güçlü trombosit inhibisyonu sa¤lamas› nedeniyle 600 mg klopidogrel yükleme dozu verilmesi önerilmektedir (tablo 2). Glikoprotein IIb IIIa antagonistlerinin birincil PKG yap›lan STsegment yükselmeli miyokard infarktüsü hastalar›ndaki rolünü inceleyen çal›flmalar daha çok ‘’abciximab“ üzerinde yo¤unlaflm›flt›r. (17) Bu çal›flmalarda absiksimab’›n hemorajik inme ve major kanamay› artt›rmadan 30 günlük mortaliteyi belirgin olarak düflürdü¤ü gözlemlenmifltir. Absiksimab’›n ifllemden önce bafllanmas›n›n kateter laboratuar›nda bafllanmas›na üstünlü¤ü gösterilememifltir. (11) Di¤er iki molekül olan tirofiban ve eptifibatid hakk›ndaki veriler daha azd›r. Daha önceleri Gp IIbIIIa antagonistleri özellikle sadece balon anjiyoplasti yap›lan hastalara önerilirken yeni k›lavuzda bu ayr›m ortadan kalkm›flt›r. Özellikle absiksimab’›n birincil PKG’lerde kateter laboratuar›nda bafllanmas› ve infüzyonun 12-24 saat devam edilmesi önerilmektedir. ST yükselmeli akut koroner sendromlar›n güncel tedavisinde kullan›lan bir baflka antitrombotik ajan ise, ülkemizde bulunmayan, bir do¤rudan trombin inhibitörü olan bivaluridin’dir. HORIZON-AMI çal›flmas›nda birincil PKG yap›lan ST-segment yükselmeli miyokard 162 • Dç.Dr. Bilgehan KARADA⁄ infarktüslü hastalarda bivaluridin + Gp IIb IIIa ve heparin (ya da enoksaparin) + GP IIb IIIa kombinasyonu karfl›laflt›r›lm›fl ve majör kanaman›n belirgin olarak azaltmas› sonucunda bivaluridin kolunda 30 günlük kalp olay› oran›nda azalma görülmüfltür. (18) Burada dikkat edilmesi gereken nokta bivaluridin grubunda stent trombozu oran›nda artma bildirilmesidir. Bu çal›flman›n verileri ›fl›¤›nda k›lavuzlarda, birincil giriflimlerde bivaluridin kullan›lmas›n› s›n›f IIa düzeyinde önermektedir (tablo 2). Günlük uygulamada seçilmifl (elektif) giriflimlerde yayg›n olarak kullan›lmaya bafllanmas›na karfl›n birincil PKG yap›lan STEMI hastalar›nda düflük moleküler a¤›rl›kl› heparinlerin kullan›lmas›n›, bu alanda yeterli çal›flma bulunmamas› nedeniyle önerilmemektedir. Yap›lan çal›flmalarda fondaparinuks’un PKG yap›lan ST-segment yükselmeli miyokard infarktüslü hasta grubunda ölüm ve infarktüs tekrarlamas›n› anlaml› düzeyde olmasa da artt›rd›¤› görülmüfltür. (19) Üstelik fondaparinuks kullan›lanlarda kateter trombozu oluflma oran›nda artma gözlenmifltir. Bu nedenlerle özellikle fondaparinuks’un birincil PKG’lerde kullan›lmas›n›n zararl› olabilece¤i öngörülmüfltür (tablo 2). Di¤er düflük molekül a¤›rl›kl› heparinler hakk›nda STEMI hastalar›nda yeterli veri bulunmamas› nedeniyle kullan›lmas› ya da kullan›lmamas› yönünde öneri yap›lamamaktad›r. ST yükselmeli akut koroner sendromlu hastalarda ölüm, infarktüs tekrarlamas› ve kalp ruptürü riskini artt›rmalar› nedeniyle ST-segment yükselmeli miyokard infarktüslü hastalarda aspirin d›fl›ndaki steroid olmayan antiinflamatuar ilaçlar (NSAID) ve siklooksigenaz (COX-2) inhibitörlerinin kullan›m›ndan kaç›n›lmas› önerilmektedir (tablo 2). b) Trombolitik tedavide antitrombotik yard›mc› tedaviler CLARITY çal›flmas›nda trombolitik yap›lan 75 yafl›n alt›ndaki hastalara 300 mg yükleme dozundan sonra 75 mg/gün klopidogrel verilmesinin kardiyovasküler olaylar› ve kardiyovasküler ölümü azaltt›¤› gösterilmifltir. (20) COMMIT çal›flmas›nda ise (75 yafl›n üstünde yaklafl›k 1000 hasta içermektedir) ST-segment yükselmeli miyokard 163 ST-Segment Yükselmeli Akut Miyokard ‹nfarktüsüne Güncel Yaklafl›m • infarktüsü hastalar›na yükleme dozu verilmeden 75 mg/gün klopidogrel verilmesinin ölüm, miyokard infarktüsü ve inme riskini azaltt›¤› gösterilmifltir. (21) Bu veriler ›fl›¤›nda trombolitik yap›lan 75 yafl›n alt›nda ki hastalara yükleme dozu olarak 300 mg klopidogrel, 75 yafl›n üstündeki hastalarda ise idame dozu olan 75 mg klopidogrel verilmesini önerilmektedir (tablo 2). ST tükselmeli akut koroner sendromlu hastalar›n tedavisinde ki en önemli de¤iflikliklerden birisi trombolitik tedavivi ile birlikte yard›mc› antitrombotik ajan olarak fraksiyone olmayan heparin yerine düflük molekül a¤›rl›kl› heparinlerin (enoksaparin) önerilmesidir (tablo 2). ASSENT-3 ve EXTRACT TIMI çal›flmalar› enoksaparin’in fibrinolitik tedavi ile birlikte verildi¤inde fraksiyone olmayan heparine üstün oldu¤unu göstermifltir. (22,23,24) Trombolitik tedavi ile ilgili önemli bir baflka de¤ifliklik ise streptokinaz ile birlikte heparin verilmesinin önerilmesidir. Daha önceleri, alteplaz ve reteplaz gibi fibrine özgül trombolitiklerle heparinin birlikte verilmesi önerilmesine karfl›n streptokinaz ile heparin birlikteli¤i için kesin bir öneride bulunulmam›flt›. Yeni k›lavuzda fibrine özgül trombolitiklerle birlikte ilk seçenek olarak enoksaparin’in kullan›lmas› önerilmektedir (tablo 2). Streptokinaz için ise fondaparinuksun ilk seçenek olarak seçilebilece¤inin önerilmesinin nedeni OASIS-6 çal›flmas›nda elde edilen deneyimdir. (19) Bu çal›flmadada fondaparinuks’un streptokinaz ile birlikte kullan›ld›¤›nda plaseboya üstün oldu¤u ancak fraksiyone olmayan heparine üstün olmad›¤› gösterilmifltir. Bu nedenle enoksaparin her iki trombolitik grubu için de seçilecek antitrombotik olarak ön plana ç›kmaktad›r. Fibrinolitik tedavi ile birlikte enoksaparin kullan›ld›¤›nda 75 yafl›n üstündeki hastalara bolus dozunun yap›lmamas› ve ilk deri alt› dozun azalt›larak yap›lmas› önerilmektedir (tablo 2). c) Reperfüzyon yap›lmayan hastalarda antitrombotik tedavi Trombolitik tedavi yap›lamayan hastalara en k›sa zamanda aspirin, klopidogrel ve antitrombotik tedavi (fondaparinuks, enoksaparin ya da fraksiyone olmayan heparin) bafllanmas› önerilmektedir (tablo 2). Bu hasta grubuna klopidogrel yükleme dozu verilmesi önerilmemekte 164 • Dç.Dr. Bilgehan KARADA⁄ ve idame doz olan 75 mg yeterli görülmektedir. OASIS -6 çal›flmas›ndan elde edilen veriler ›fl›¤›nda ilk tercih olarak fondaparinuks önerilmektedir. (19) IV. Fibrinolitik tedavi yap›lan ve yap›lmayan hastalarda anjiyografi indikasyonlar› ST yükselmeli akut koroner sendromlu hastalarda güncel tedavini belki en belirgin yönlendirmesinin bütün ST-segment yükselmeli miyokard infarktüslü hastalarda rutin erken koroner anjiyografinin güçlü bir flekilde desteklenmesi oldu¤u söylenebilir. Bu yaklafl›m›n bir yans›mas› olarak (hastalar›n ço¤unun birincil PKG yap›laca¤› ya da taburculuk öncesi koroner anjiyografi/PKG yap›laca¤› öngörüldü¤ünden) anjiyografi yap›lacak hastalar› saptamaya yarayan giriflimsel olmayan risk de¤erlendirmesi incelemeleri önemini büyük ölçüde kaybetmifltir. Canl› doku de¤erlendirmesi amac›yla yap›lan giriflimsel olmayan incelemeler, gelinen bu noktada ön plana ç›kmaktad›r. Baflar›l› trombolitik uygulanan hastalarda trombolitik bafllang›c›n›n 3. saaatinden sonra ve 24. saatinden önce koroner anjiyografi yap›lmas› önerilmektedir. Planl› birincil PKG öncesinde yap›lan farmakolojik reperfüzyon çal›flmalar›ndan (faciliated PCI) ö¤rendiklerimiz PKG’in zamanlamas›n›n belirlenmesine çok yönlendirici olmufltur. Bu çal›flmalarda baflar›l› trombolitik uygulamas› bafllang›c›ndan sonraki ilk 3 saat içinde yap›lan anjiyografi/PKG sonras›nda kanama komplikasyonlar›n›n fazla oldu¤u ve ölümleri azaltmad›¤› gözlemlenmifltir. OAT çal›flmas›nda ise trombolitik tedavinin 24. saatinden sonra yap›lan PKG’lerde fayda gözlemlenmemifltir. (4,5) Bu nedenle k›lavuzda baflar›l› trombolitik tedavi sonras› 3.-24. saat aral›¤› koroner anjiyografi ve gerekiyorsa PKG için ideal olarak zaman olarak belirtilmektedir (tablo 3). Reperfüzyon tedavisi uygulanmayan hastalarda da (baflar›l› tromboliz yap›lan hastalar gibi) taburculuk öncesi koroner anjiyografi önerilmektedir. 165 ST-Segment Yükselmeli Akut Miyokard ‹nfarktüsüne Güncel Yaklafl›m • V. STEMI sonras› uzun dönem t›psal tedavi ve ikincil korunma a) Klopidogrel Hastaya uygulanan akut tedavi yöntemi dikkate al›nmaks›z›n 12 ay boyunca klopidogrel kullan›lmas›n›n önerilmektedir (tablo 4). K›lavuzlarda bu tedavi için kan›t düzeyinin C olarak belirtilmesinden de anlafl›laca¤› üzere ST-segment yükselmeli miyokard infarktüsü hastalar›nda klopidogrel kullan›m›n›n yarar› ve tedavinin ideal süresi hakk›nda yeterli veri yoktur. Ancak bilindi¤i gibi ST-segment yükselmesiz miyokard infarktüsü sonras› klopidogrel kullanan hastalarda belirgin yarar bildirilmifltir ve ST-segment yükselmesiz akut koroner sendromlar› tedavisi k›lavuzlar›nda klopidogrel kullan›m› önerilmektedir. (25,26,27) Yeni k›lavuzda da ST-segment yükselmesiz miyokard infarktüsü hastalar›ndan elde edilen yarardan yola ç›k›larak ST-yükselmeli miyokard infarktüsü hastalar›nda da klopidogrel kullan›m› önerilmektedir. ST-yükselmeli miyokard infarktüsü hastalar›nda klopidogrel kullan›m›yla ilgili yeterli veri olmad›¤› gerçe¤i dile getirilmekle birlikte aksi yönde bir öneri yapmak için de geçerli neden olmad›¤› düflünülmektedir. b) Aspirin Daha önceler idame aspirin dozu 75-160 mg/gün olarak önerilmekteydi ancak yeni k›lavuzda daha düflük aspirin dozlar›n›n da etkili oldu¤u, üstelik daha az yan etkiye neden oldu¤u vurgulanm›flt›r. Bu gerekçelerle önerilen aspirin dozu günlük 75-100 mg olarak kabul edilmektedir (tablo 4). (28) c) Oral antikoagülasyon tedavisi yap›lan hastalar ST-segment yükselmeli miyokard infarktüsü sonras› t›psal tedavideki en büyük sorunlardan biri, klinik olarak oral antikoagülasyon kullanmas› gereken hastalarda (atriyum fibrillasyonu, sol ventrikül trombüsü, mekanik kapak) buna ek olarak klopidogrel ve aspirin kullan›m›d›r. Yap›lan çal›flmalarda bu hastalarda tek bafl›na oral antikoagülan 166 • Dç.Dr. Bilgehan KARADA⁄ tedavisinin, aspirinin yerine geçebilece¤i gösterilmifltir (tablo 4). (29,30) Yüksek tromboembolik olay riski olan hastalarda ise düflük doz aspirinin, oral antikoagülanlarla kombine edilmesinin kabul edilebilir oldu¤u düflünülmektedir (tablo 4). As›l sorun PKG/stent implantasyonu yap›lm›fl ve oral antikoagülan kullanmas› gereken hastalarda ortaya ç›kmaktad›r. Bu hastalarda ikili antitrombosit tedaviye ek olarak oral antikoagülan tedavi vermenin, tedavi süresi k›sa tutuldu¤u ve kanama riskinin az oldu¤u durumlarda kabul edilebilir olabilece¤i öngörülmüfltür. Ancak yeterli çal›flma olmamas› nedeniyle bu tarz üçlü tedaviyle ilgili önerilerde kan›t düzeyi çok düflüktür. Bu nedenle oral antikoagülasyon gere¤i olan hastalarda ilaç salan stent kullan›lmas›ndan kaç›n›lmas› önemle vurgulanmaktad›r. d) Anjiyotensin dönüfltürücü enzim (ACE) inhibitörleri ve Anjiyotensin reseptör blokerleri (ARB); Güncel tedavide ACE inhibitörleri hastan›n kan bas›nc› ve sol ventrikül fonksiyonu dikkate al›nmaks›z›n bütün hastalara önerilmektedir (s›n›f IIa, kan›t düzeyi A). OPTIMAAL çal›flmas›ndan hareketle ACE inhibitörlerini tolere edemeyen hastalara ARB önerilmektedir (s›n›f IIa, kan›t düzeyi C). (31) VALIANT çal›flmas›n›n sonuçlar› dikkate al›narak, sol ventrikül disfonksiyonu olan hastalarda kullan›lmas› önerilen ARB ise valsartan’d›r (s›n›f I, kan›t düzeyi B). (32) e) Lipid tedavisi ‹kincil korunmada lipid tedavisinde de yeni k›lavuzlarda çok önemli de¤ifliklikler yap›lm›flt›r. Daha önceleri diyet yap›lmas›na karfl›n total kolesterol düzeyi 190 mg/dl ve LDL kolesterol düzeyi 115 mg/dl nin üstünde olan hastalarda statin tedavisi ve HDL kolesterolü düflük, trigliserid düzeyi yüksek hastalarda fibrat tedavisi önerilmekteydi. Yeni k›lavuzda son çal›flmalar›n ›fl›¤›nda kolesterol düzeyleri dikkate al›nmaks›z›n, kontraindikasyon olmaya tüm hastalarda statin tedavisi önerilmektedir. Statin tedavisinde hedef LDL kolesterol düzeyini 100 mg/dl nin alt›na düflürmektir (s›n›f I, kan›t düzeyi A). Yüksek riskli 167 ST-Segment Yükselmeli Akut Miyokard ‹nfarktüsüne Güncel Yaklafl›m • hastalarda bu hedef 80 mg/dl olarak gösterilmifltir (s›n›f IIa, kan›t düzeyi A). Fibrat tedavisi ise ancak statinleri tolere edemeyen ya da kontraindikasyonu olan hastalar için bir seçenek olarak sunulmaktad›r. fiekil 1. Reperfüzyon stratejileri * A¤r› bafllang›c› 2 saatin alt›nda, genifl infarkt› olan ve kanama riski düflük hastalarda ’’ilk t›psal temas-balon ile rekanalizasyon’’ zaman› 90 dakikan›n alt›nda olmal›d›r. # PKG ilk t›psal temastan sonra ki ilk 2 saatte yap›lamayacaksa trombolitik tedavi önerilir. § Trombolitik tedavinin bafllang›c›n›n 3. saatinden önce yap›lmas› önerilmez. ‡ 7 gün/24 saat PKG hizmeti veren bir hastane PKG: perkütan koroner giriflim 168 • Dç.Dr. Bilgehan KARADA⁄ Tablo 1: Reperfüzyon Tedavisi 169 ST-Segment Yükselmeli Akut Miyokard ‹nfarktüsüne Güncel Yaklafl›m • Tablo 2: Antitrombotik Yard›mc› Tedaviler 170 • Dç.Dr. Bilgehan KARADA⁄ Tablo 3: Fibrinolitik tedavi yap›lan ve yap›lmayan hastalarda anjiyografi indikasyonlar› Tablo 4: ST-segment yükselmeli miyokard infarktüsü geçiren hastalarda uzun dönem antitrombotik tedavi 171 ST-Segment Yükselmeli Akut Miyokard ‹nfarktüsüne Güncel Yaklafl›m • REFERANSLAR 1. Management of acute myocardial infarction in patients presenting with persistent STsegment elevation: the Task Force on the Management of ST-Segment Elevation Acute Myocardial Infarction of the European Society of Cardiology. Eur Heart J. 2008 Dec;29(23):2909-45. 2. Management of acute myocardial infarction in patients presenting with ST-segment elevation. The Task Force on the Management of Acute Myocardial Infarction of the European Society of Cardiology. Eur Heart J. 2003 Jan;24(1):28-66. 3. Schömig A, Mehilli J, Antoniucci D et al; Beyond 12 hours Reperfusion AlternatiVe Evaluation (BRAVE-2) Trial Investigators. Mechanical reperfusion in patients with acute myocardial infarction presenting more than 12 hours from symptom onset: a randomized controlled trial. JAMA. 2005 Jun 15;293(23):2865-72. 4. Hochman JS, Lamas GA, Buller CE et al; Occluded Artery Trial Investigators. Coronary intervention for persistent occlusion after myocardial infarction. N Engl J Med. 2006 Dec 7;355(23):2395-407. 5. Menon V, Pearte CA, Buller CE et al. Lack of benefit from percutaneous intervention of persistently occluded infarct arteries after the acute phase of myocardial infarction is time independent: insights from Occluded Artery Trial. Eur Heart J. 2008 Nov 21. 6. Spaulding C, Henry P, Teiger E, et al. TYPHOON Investigators. Sirolimus-eluting versus uncoated stents in acute myocardial infarction. N Engl J Med. 2006 Sep 14;355(11):1093-104. 7. Laarman GJ, Suttorp MJ, Dirksen MT et al. Paclitaxel-eluting versus uncoated stentsß in primary percutaneous coronary intervention. N Engl J Med. 2006 Sep 14;355(11):1105–13. 8. Kastrati A, Dibra A, Spaulding C, Laarman GJ, Menichelli M, Valgimigli M et al. Metaanalysis of randomized trials on drug-eluting stents vs. bare-metal stents in patients with acute myocardial infarction. Eur Heart J. 2007 Nov;28(22):2706-13. 9. Keeley EC, Boura JA, Grines CL. Comparison of primary and facilitated percutaneous coronary interventions for ST-elevation myocardial infarction: quantitative review of randomised trials. Lancet. 2006 Feb 18;367(9510):579-88. 10. Primary versus tenecteplase-facilitated percutaneous coronary intervention in patients with ST-segment elevation acute myocardial infarction (ASSENT-4 PCI): randomised trial. Lancet 2006;367:569 – 57811. Ellis SG, Tendera M, de Belder MA, van Boven AJ, Widimsky P, Janssens L, et al. FINESSE Investigators. Facilitated PCI in patients with ST-elevation myocardial infarction. N Engl J Med. 2008 May 22;358(21):2205-17. 172 • Dç.Dr. Bilgehan KARADA⁄ 12. Van't Hof AW, Ten Berg J, Heestermans T, Dill T, Funck RC, van Werkum W et al. Ongoing Tirofiban In Myocardial infarction Evaluation (On-TIME) 2 study group. Prehospital initiation of tirofiban in patients with ST-elevation myocardial infarction undergoing primary angioplasty (On-TIME 2): a multicentre, double-blind, randomised controlled trial. Lancet. 2008 Aug 16;372(9638):537-46. 13. Svilaas T, Vlaar PJ, van der Horst IC, Diercks GF, de Smet BJ, van den Heuvel AF, et al. Thrombus aspiration during primary percutaneous coronary intervention. N Engl J Med. 2008 Feb 7;358(6):557-67. 14. Vlaar PJ, Svilaas T, van der Horst IC, Diercks GF, Fokkema ML, de Smet BJ et al. Cardiac death and reinfarction after 1 year in the Thrombus Aspiration during Percutaneous coronary intervention in Acute myocardial infarction Study (TAPAS): a 1-year follow-up study. Lancet. 2008 Jun 7;371(9628):1915-20. 15. Morrison LJ, Verbeek PR, McDonald AC, Sawadsky BV, Cook DJ. Mortality and prehospital thrombolysis for acute myocardial infarction: A meta-analysis. JAMA. 2000 May 24-31;283(20):2686-92. 16. Boersma E, Maas AC, Deckers JW, Simoons ML. Early thrombolytic treatment in acute myocardial infarction: reappraisal of the golden hour. Lancet. 1996 Sep 21;348(9030):771-5. 17. De Luca G, Suryapranata H, Stone GW, Antoniucci D, Tcheng JE, Neumann FJ, Van de Werf F, Antman EM, Topol EJ. Abciximab as adjunctive therapy to reperfusion in acute ST-segment elevation myocardial infarction: a meta-analysis of randomized trials. JAMA. 2005 Apr 13;293(14):1759-65. 18. Stone GW, Witzenbichler B, Guagliumi G, Peruga JZ, Brodie BR, Dudek D, et al. HORIZONS-AMI Trial Investigators. Bivalirudin during primary PCI in acute myocardial infarction. N Engl J Med. 2008 May 22;358(21):2218-30. 19. Yusuf S, Mehta SR, Chrolavicius S, Afzal R, Pogue J, Granger CB, Budaj A, Peters RJ, Bassand JP, Wallentin L, Joyner C, Fox KA; OASIS-6 Trial Group. Effects of fondaparinux on mortality and reinfarction in patients with acute ST-segment elevation myocardial infarction: the OASIS-6 randomized trial. JAMA. 2006 Apr 5;295(13):1519-30. 20. Sabatine MS, Cannon CP, Gibson CM, López-Sendón JL, Montalescot G, Theroux P, Claeys MJ, Cools F, Hill KA, Skene AM, McCabe CH, Braunwald E; CLARITY-TIMI 28 Investigators. Addition of clopidogrel to aspirin and fibrinolytic therapy for myocardial infarction with ST-segment elevation. N Engl J Med. 2005 Mar 24;352(12):1179-89. 21. Chen ZM, Pan HC, Chen YP, Peto R, Collins R, Jiang LX, Xie JX, Liu LS; COMMIT (ClOpidogrel and Metoprolol in Myocardial Infarction Trial) collaborative group. Early intravenous then oral metoprolol in 45,852 patients with acute myocardial infarction: randomised placebo-controlled trial. Lancet. 2005 Nov 5;366(9497):1622-32. 173 ST-Segment Yükselmeli Akut Miyokard ‹nfarktüsüne Güncel Yaklafl›m • 22. Assessment of the Safety and Efficacy of a New Thrombolytic Regimen (ASSENT)3 Investigators. Efficacy and safety of tenecteplase in combination with enoxaparin, abciximab, or unfractionated heparin: the ASSENT-3 randomised trial in acute myocardial infarction. Lancet. 2001 Aug 25;358(9282):605-13. 23. Giraldez RR, Nicolau JC, Corbalan R, Gurfinkel EP, Juarez U, Lopez-Sendon J, Parkhomenko A, Molhoek P, Mohanavelu S, Morrow DA, Antman EM. Enoxaparin is superior to unfractionated heparin in patients with ST elevation myocardial infarction undergoing fibrinolysis regardless of the choice of lytic: an ExTRACT-TIMI 25 analysis. Eur Heart J. 2007 Jul;28(13):1566-73. 24. White HD, Braunwald E, Murphy SA, Jacob AJ, Gotcheva N, Polonetsky L, Antman EM. Enoxaparin vs. unfractionated heparin with fibrinolysis for ST-elevation myocardial infarction in elderly and younger patients: results from ExTRACT-TIMI 25. Eur Heart J. 2007 May;28(9):1066-71. 25. Bassand JP, Hamm CW, Ardissino D, Boersma E, Budaj A, Fernández-Avilés F, Fox KA, Hasdai D, Ohman EM, Wallentin L, Wijns W. Guidelines for the diagnosis and treatment of non-ST-segment elevation acute coronary syndromes. Task Force for Diagnosis and Treatment of Non-ST-Segment Elevation Acute Coronary Syndromes of European Society of Cardiology. Eur Heart J. 2007 Jul;28(13):1598-660. Epub 2007 Jun 14. 26. Fox KA, Mehta SR, Peters R, Zhao F, Lakkis N, Gersh BJ, Yusuf S; Clopidogrel in Unstable angina to prevent Recurrent ischemic Events Trial. Benefits and risks of the combination of clopidogrel and aspirin in patients undergoing surgical revascularization for non-ST-elevation acute coronary syndrome: the Clopidogrel in Unstable angina to prevent Recurrent ischemic Events (CURE) Trial. Circulation. 2004 Sep 7;110(10):1202-8. 27. Yusuf S, Zhao F, Mehta SR, Chrolavicius S, Tognoni G, Fox KK; Clopidogrel in Unstable Angina to Prevent Recurrent Events Trial Investigators. Effects of clopidogrel in addition to aspirin in patients with acute coronary syndromes without ST-segment elevation. N Engl J Med. 2001 Aug 16;345(7):494-502. 28. Antithrombotic Trialists' Collaboration. Collaborative meta-analysis of randomised trials of antiplatelet therapy for prevention of death, myocardial infarction, and stroke in high risk patients. BMJ. 2002 Jan 12;324(7329):71-86. 29. Smith P, Arnesen H, Holme I. The effect of warfarin on mortality and reinfarction after myocardial infarction. N Engl J Med. 1990 Jul 19;323(3):147-52. 30. Effect of long-term oral anticoagulant treatment on mortality and cardiovascular morbidity after myocardial infarction. Anticoagulants in the Secondary Prevention of Events in Coronary Thrombosis (ASPECT) Research Group. Lancet. 1994 Feb 26;343(8896):499-503. 174 • Dç.Dr. Bilgehan KARADA⁄ 31. Dickstein K, Kjekshus J; OPTIMAAL Steering Committee of the OPTIMAAL Study Group. Effects of losartan and captopril on mortality and morbidity in high-risk patients after acute myocardial infarction: the OPTIMAAL randomised trial. Optimal Trial in Myocardial Infarction with Angiotensin II Antagonist Losartan. Lancet. 2002 Sep 7;360(9335):752-60. 32. Pfeffer MA, McMurray JJ, Velazquez EJ, Rouleau JL, Køber L, Maggioni AP, Solomon SD et al. Valsartan in Acute Myocardial Infarction Trial Investigators. Valsartan, captopril, or both in myocardial infarction complicated by heart failure, left ventricular dysfunction, or both. N Engl J Med. 2003 Nov 13;349(20):1893-906. 175 ‹.Ü. Cerrahpafla T›p Fakültesi Sürekli T›p E¤itimi Etkinlikleri Kardiyoloji Güncelleme 2012 Sempozyum Dizisi No: 77 • Haziran 2012; s. 176-184 UYGULAMADA ATR‹YUM F‹BR‹LASYONLU HASTAYA YAKLAfiIM Prof.Dr. Zeki ÖNGEN Eriflkin insanlarda en s›k rastlanan kal›c› ritim bozuklu¤u atriyum fibrilasyonudur (AF). Tan›s› EKG ile kolayca konulan bu ritim bozuklu¤unun yaflam kalitesini bozma, kalp yetersizli¤i, inme ve ölüm oranlar›n› art›rma gibi y›k›c› klinik sonuçlar› vard›r. Tan›: Elektrokardiyografi tan› için yeterlidir. AF’de atriyumlar›n düzenli elektriksel etkinli¤i kaybolmufltur. Bu durum EKG’de P (sinüs ya da ektopik) dalgalar›n›n görülmemesi ile sonuçlan›r. Tan›mlanabilir P dalgalar›n›n yerini, düz bir izoelektrik çizgi görülmemesine yol açan, birbirine biçim, süre ve genlik olarak benzemeyen ve “f” dalgas› olarak adland›r›lan dalgalanmalar alm›flt›r. Bazen bu dalgalanmalar›, bir baflka deyifl ile “f” dalgalar›n› seçebilmek, ancak atriyum elektriksel etkinli¤inin en iyi göründü¤ü DII ve V1 derivasyonlar›n› incelemekle olanakl› olabilir. Atriyumun h›z› hesapland›¤›nda 300 vuru/dakikan›n üzerindedir. R-R aral›klar›nda ise tam bir düzensizlik gözlenmektedir. “Düzensiz düzensizlik” diye adland›r›lan bu durum AF’nin tipik özelli¤idir. S›kl›¤›: Eriflkin insanlar›n %1-2’sinde görülür. Yafl ile birlikte s›kl›¤› artar. Seksen yafllar›nda görülme s›kl›¤› %5-15’e ulafl›r. Toplumumuzun giderek yaflland›¤› düflünülür ise önümüzdeki y›llarda daha s›k görece¤imiz bir ritim bozuklu¤u oldu¤u aç›kt›r. Elektriksel nedenleri: Sol atriyum büyümesine ve yap›sal de¤iflikli¤ine yol açan nedenler AF oluflumu için uygun elektriksel ortam haz›rlarlar. Sol atriyum duvar›nda oluflan çok say›daki fibrotik odak ve etraflar›ndaki canl› dokular, çok say›da yeniden girifl halkas›n›n 176 • Prof.Dr. Zeki ÖNGEN oluflmas›na yol açar. Bu durumdan kaynaklanan AF genellikle kal›c› nitelik gösterir. Buna karfl›l›k sol atriyumda yap›sal de¤ifliklikler olmayan kiflilerde görülen AF, sol atriyum duvar›ndan pulmoner venlere do¤ru uzanan atriyum dokusundan kaynaklanmaktad›r. Paroksistik ya da ›srarc› AF’lerin bir bölümünden de bu durum sorumludur. Klinik ortaya ç›k›fl biçimi: AF’nin klinikte ortaya ç›k›fl biçimleri ilk kez saptand›¤›ndaki bulgulara göre adland›r›l›r. Birden bafllayan ve herhangi bir giriflime gerek kalmadan kendi kendine sonlanan AF’ye paroksistik AF denir. Genellikle 48 saat içinde kendili¤inden sinüs ritmine döner. AF, 7 günden uzun sürmüfl ise ya da do¤rudan ak›m ile elektriksel kardiyoversiyon sonucunda sinüs ritmine dönmüfl ise ›srarc› (persistan) AF’den söz edilir. Hem hasta hem de hekim AF ile yaflam›n devam›na karar vermifl ise kal›c› (permenent) AF’den söz edilir. Atriyum fibrilasyonunun bir y›ldan uzun sürmesine karfl›n, hasta ve hekim sinüs ritmine döndürülme girifliminde bulunmas› karar›nda ise uzun süreli ›srarc› AF ad› verilir. Klinikte ortaya ç›k›fl biçimi h›z-ritm kontrolü, elektriksel-t›psal kardiyoversiyon kararlar›n›n verilmesinde belirleyici olurken, afla¤›da tart›fl›lacak olan kronik antikoagülasyon uygulamas› karar›nda bir etkisi yoktur. 177 Uygulamada Atriyum Fibrilasyonlu Hastaya Yaklafl›m • Klinik de¤erlendirme: Akut ve kronik tedavi stratejilerini belirlemek için yap›lan de¤erlendirmedir. Afla¤›da vurgulananlar özellikle araflt›r›lmal›d›r. 1. Semptom düzeyi 2. Oluflmas›n› kolaylaflt›ran durumlar 3. ‹nme riski 4. Aritminin yol açaca¤› komplikasyonlar Semptomlar: Çarp›nt› en s›k rastlanan semptomdur. Sol ventrikül sistol ya da diyastol fonksiyon bozuklu¤u olan hastalarda AF bafllamas› ile birlikte kalp yetersizli¤i semptomlar› ortaya ç›kabilir ya da kötüleflebilir. Düflük kalp debisine iliflkin yak›nmalar da gözlenebilir. Semptomlar›n günlük yaflam niteli¤i üzerine etkileri önemlidir ve Avrupa Kalp Ritmi Derne¤inin (EHRA) s›n›flamas›na göre de¤erlendirilir. Oluflmas›n› kolaylaflt›ran nedenler: Yeni tan› konulan bir AF’li hastada kolaylaflt›r›c› nedenler olup olmad›¤› araflt›r›lmal›d›r. Hipertansiyon (sol ventrikül hipertrofisi), kapak hastal›klar›, kalp yetersizli¤i, kardiyomiyopatiler, koroner arter hastal›klar›, do¤ufltan kalp hastal›klar›, hipertiroidi, çok miktarda alkol tüketilmesi s›k rastlan›lan nedenlerdir. Epidemiyoloji bölümünde vurguland›¤› gibi yafllanma tek bafl›na AF oluflma riskini art›r›r. 178 • Prof.Dr. Zeki ÖNGEN ‹nme riski: Atriyum fibrilasyonunun en y›k›c› komlikasyonlar›nda bir kardiyoembolik inmedir. Sol atriyum apendiksinde oluflan trombüs bunun nedenidir. Kabaca her 5 inmeden birinden AF’nin sorumlu oldu¤u söylenebilir. ‹nme riski aç›s›ndan AF’nin klinik biçimi önem tafl›maz. Paroksismal, ›srarc› ve kal›c› AF benzer düzeyde inme riski tafl›rlar. Bu y›k›c› ve zaman zaman öldürücü olabilen komplikasyondan korunmak kronik antikoagülan tedavi ile olanakl›d›r. O nedenle AF’li hastalarda ineme riskinin hesaplanmas› önem tafl›maktad›r. Elimizdeki en güncel risk belirleme cetveli Avrupa Kardiyoloji Derne¤i k›lavuzlar›nda önerilen CHA2DS2VASc skorudur. Afla¤›daki biçimde hesaplan›r: Yafl›n 75’in üzerinde olmas› ve öyküde inme, geçici iskemik atak (G‹A) ya da tromboembolik olay bulunmas› durumunda majör risk faktörlerinden söz edilir ve ‘2’ puan verilir. Geri kalanlar major olmayan risk faktörleridir ve 1 puan ile de¤erlendirilir. Toplam puan ne kadar yüksek ise inme riski de o kadar yüksektir. ‹nme korunmas›nda seçilecek antitrombotik ilaç toplam puana göre belirlenir. 179 Uygulamada Atriyum Fibrilasyonlu Hastaya Yaklafl›m • Oral antikoagülasyon yayg›n olarak varfarin ile yap›lmaktad›r. ‹NR’nin 2-3 aral›¤›nda tutulmas› ile etkili bir inme korunmas› sa¤lan›r. Ancak bilindi¤i gibi varfarin zor bir ilaçt›r. Öbür ilaçlardan ve besinlerden etkilendi¤i gibi metabolizmas› ve etkili olabilmesi için iki enzim sistemine ba¤l› olmas› antikoagülasyon düzeyinde s›k oynamalara yol açmaktad›r. ‹NR’nin ikinin alt›na inmesi ile inme riskinin artaca¤›, üçün üzerine ç›kmas› ile de kanama olas›l›¤›n›n yükselece¤i bilinmektedir. Gerçek yaflamda ‹NR’yi 2-3 aral›¤›nda tutabilme oran› iyimser bir yaklafl›mla %50-60 kadard›r. Ülkemizde bu oran›n ne oldu¤u bilinmemektedir. Varfarinden do¤an bu güçlüklerin afl›labilmesi için yeni oral antikoagülanlar gelifltirilmifltir. ‹NR gibi herhangi bir testle izlenmesi gerekmeyen bu yeni ilaçlar kalp kapak hastal›¤›na ba¤l› olmayan AF’de klinik çal›flmalarda varfarin ile karfl›laflt›r›lm›fllard›r. Bunlardan do¤rudan trombin ihibitörü olan dabigatran›n günde 2 kez verilen 150 mg’l›k dozu tromboembolik olaylar› önlemede varfarine üstün ç›km›fl, kanama yan etkisi ise varfarinden kötü bulunmam›fl, hatta beyin kanamas›n›n daha az görüldü¤ü saptanm›flt›r. Ayn› günde 180 • Prof.Dr. Zeki ÖNGEN 2 kez verilen 110 mg’›n›n da en az varfarin kadar etkili oldu¤u buna karfl›l›k kanama yan etkisinin daha az oldu¤u saptanm›flt›r. Bu ilaç ülkemizde de kapak hastal›¤›na ba¤l› olmayan AF’de inme profilaksisi konusunda ruhsat alm›flt›r ancak bu yaz› yaz›ld›¤› s›rada henüz geri ödemesi yoktur. Klinik çal›flmalar› tamamlanan öbür iki ilaç ise faktör Xa inhibitörleridir. Bunlardan riveroksaban günde tek doz verilmektedir. Varfarine göre daha az beyin kanamas›na yol açan bu ilaç kardiyoembolik inmeye en az varfarin kadar engel olmaktad›r. Günde iki kez verilen apiksaban inme korunmas›nda varfarinden üstün oldu¤u gibi hem beyin hem de öbür kanamalara daha az neden olmaktad›r. Oral antikoagülan tedavinin en korkulan yan etkisi kanamad›r. Hangi hastan›n kanamaya yatk›n oldu¤u HAS-BLED skoru ile hesaplan›r: European Heart Journal doi: 10.1093/euroheartj/ehx278 Bu hesaplamada toplam 3 ya da daha fazla puan elde edilir ise kanamaya e¤ilim yüksek demektir. Bu durumda varfarine göre daha az kanama yan etkisi olan dabigatran›n 100 mg ya da apiksaban›n seçilmesi iyi bir çözüm olabilir. Aritminin ele al›nmas›: Ritim aç›s›ndan atriyum fibrilasyonunun tedavisi biçimine ve süresine göre fakl›l›klar gösterir. Yeni bafllayan bir baflka deyifl ile 48 saatten daha k›sa sürmüfl olan bir AF’de ilk 181 Uygulamada Atriyum Fibrilasyonlu Hastaya Yaklafl›m • de¤erlendirme hemodinami olmal›d›r. Hemodinamide bir bozulma yoksa ve hasta çok semptomlu de¤il ise a¤›z yoluyla verilecek beta bloker ya da dihidropiridin olmayan bir kalsiyum kanal blokeri (verapamil ya da diltiazem) h›z kontrolü sa¤lamak yeterlidir. Hedeflenen ventrikül h›z› 80-100 vurum/dak olmal›d›r. Semptomlu olan hastalarda bu ilaçlar damar yoluyla verilerek h›z kontrolü sa¤lanabilir. Hastan›n semptomlar› çok ciddi ise ya da hedeflenen ventrikül h›z›na ulaflmakla birlikte hasta semptomatik ise t›psal kardiyoversiyon uygulan›r. Antiaritmiklerle yap›lan t›psal kardiyoversiyonda ülkemizde iki ilaç kullanmak olanakl›d›r. Propafenon 10 dakika içinde 2 mg/kg baflina ‹V verilir. E¤er hastada yap›sal kalp hastal›¤› varsa bu ilaç seçilmez. Onun yerine amiodaron kullan›l›r. Bir saat içinde 5 mg/kg ‹V verilir, daha sonra 50 mg/saat ile ‹V tedavi sürdürülür. Sinüs ritmine çevirme süresi uzundur. Hastada hemodinamik bozukluk var ise yap›lacak tedavi elektriksel kardiyoversiyondur. Atriyum fibrilasyonunun süresi 48 saati aflm›fl ise sol atriyum apendiksi içinde trombüs oluflmufl olma olas›l›¤› vard›r. Bu durumda kardiyoversiyondan kaç›nmak gerekir. Trombüs varl›¤›nda sinüs ritmine çevrilir ise, sinüs ritmine dönmekle sol atriyumda ortaya ç›kan elektromekanik de¤ifliklikler, tromboemboliye neden olabilir. Böyle bir olguda sinüs ritmine döndürülme düflünülüyor ise iki yol izlenebilir. Bunlarda birincisi akut kardiyoversiyon gere¤i olmayan olgular içindir. Bu olgularda 3 hafta boyunca uygulanacak oral antikoagülayson sonras› kardiyoversiyon denenir. Akut kardiyoversiyon gere¤i var ise transösofagiyal ekokardiyografi yap›l›p sol atriyumda ve apendiksinde trombüs araflt›r›l›r, yok ise hemen kardiyoversiyon yap›labilir. Son söylenenlerden anlafl›laca¤› gibi AF süresi 48 saati aflm›flsa bu olgular›n kardiyoloji kliniklerinde izlenmesinde yarar vard›r. 182 • Prof.Dr. Zeki ÖNGEN BB: beta bloker; NDHP KKB: dihidropiridin olmaya kalsiyum kanal blokerleri 183 Uygulamada Atriyum Fibrilasyonlu Hastaya Yaklafl›m • Paroksismal atriyum fibrilasyonu ad›ndan da anlafl›laca¤› gibi kendi kendine sinüs ritmine dönmektedir. Kal›c› atriyum fibrilasyonunda ise sinüs ritmine döndürmek düflünülmemektedir. Bu olgularda izlenecek yol h›z kontrolüdür. AF’de ventrikül geçifli yüksek ise ve bu kontrol alt›na al›nmaz ise h›za ba¤l› kardiyomiyopati oluflur. H›z kontrolü efllik eden hastal›klara da bak›larak seçilecek ilaçlar ile yap›l›r. Kalp yetersizli¤i yok ise a¤›z yoluyla beta bloker, verapamil, diltiazem ya da digoksin kullan›labilir. Hedef kalp h›z›na ulafl›lamaz ise bunlar› birlikte de kullanmak olanakl›d›r. Kalp yetersizli¤i varsa beta bloker ya da digoksin kullan›l›r. Hedef kalp h›z› hastan›n semptomlar›na göre belirlenir. AF semptomu tan›mlamayan hastalarda ventrikül h›z›n›n 100 vurum/ dak tutulmas› yeterlidir. Aritmiye iliflkin semptom tan›ml›yor ise h›z› yak›nma tan›mlamayacak düzeye indirmek uygun olur. Paroksistik ve ›srarc› AF’yi sinüs ritmine çevirip sinüs ritminde tutmak ritim kontrolü olarak adland›r›l›r. Bu strateji kolay de¤ildir. Sinüs ritminde tutmak için antiaritmik ilaçlar verilir. Bunlardan en güçlü olan› amiyodaronun bile 1 y›ll›k sinüs ritminde tutma oran› %60 düzeylerini geçememektedir. Ülkemizde bulunan ilaçlara göre sinüs ritmine tutmak için uygulanacak antiaritmik tedavi afla¤›daki gibi yap›labilir. Antiaritmikler ile sinüs ritminde tutulamayan sol artriyum büyümesi olmayan olgularda kater ile pulmoner ven ablasyonu yapmak giderek yayg›nlaflan ve teknoloji ilerledikçe baflar›s› artan bir yöntemdir. KAYNAKLAR 1- 2011 ACCF/AHA/HRS Focused Update on the Management of Patients With Atrial Fibrillation (Updating the 2006 Guideline). Circulation. 2011;123:104 –123. 2- Guidelines for the management of atrial fibrillation. The Task Force for the Management of Atrial Fibrillation of the European Society of Cardiology (ESC) European Heart Journal (2010) 31, 2369–2429. 184