Hasta ve Bakıcı Kitapçığı 1 Hasta ve Bakıcı Kitapçığı İçindekiler 1. Şizofreniye giriş 3 Şizofreni nedir? 3 Kimler şizofreni hastalığına yakalanır ve buna ne sebep olur? 3 Belirtiler nelerdir? 4 Diğer kaynakları 5 2. Şizofreni tanısı konmak 6 Tanı alma– duygular, sorular, endişeler ve korkular 6 Sonrasında ne olur? 6 Doktorunuzla ortaklaşa çalışmak 6 3. Şizofreni nasıl tedavi edilir 7 Tedavi hedefleri – sizin ve doktorunuzun amaçları 7 Tedavi yaklaşımları: 7 a. İlaç tedavisi 7 b. Psikososyal tedaviler 10 c. Tedavinin bir parçası olarak fiziksel, cinsel ve ruhsal sağlığınızla ilgilenmek 12 d. Tedavi seyrinizde aileniz ve arkadaşlarınız size nasıl yardımcı olabilir 14 4. Yaygın olarak sorulan sorulara cevaplar 17 5. Sözlük 19 ? Şizofreniyi de kapsayan karmaşık mental hastalıklar için destek alma ihtiyacından kurtulan kişilere yönelik tasarlanan bir proje olan Network Arts Lewisham’ın üyelerine, sanat eserlerinin bu çalışmada kullanılmasına izin verdikleri için çok teşekkür ederiz. 2 1. Şizofreniye giriş Şizofreni nedir? Şizofreni, insanların düşünce sürecinde zorluklar yaşadığı ve varsanılara, sanrılara, düzensiz düşüncelere ve olağandışı konuşmalara veya davranışlara yol açan karmaşık bir hastalıktır. Bu belirtiler, hastalıktan etkilenen kişilerin diğer insanlarla etkileşime girmekte zorluk çekmesi ve kendini dış dünyadan soyutlaması anlamına gelebilir. Genel inanışın aksine, şizofreni „bölünmüş kişilik‟ değildir. Ancak, şizofrenisi olan kişiler, çevrelerindeki insanlardan son derece farklı gerçeklik algılarına sahip olabilirler. Başkalarının duymadığı sesler duyabilirler, ya da diğer insanların düşüncelerini okuduğuna, düşüncelerini kontrol ettiğine veya kendilerine zarar vermek için planlar tertiplediğine inanabilir. Varsanılar ve sanrılarla bozulan bir dünyada yaşayan şizofreni hastaları kendilerini korkmuş, kaygılı ve kafası karışmış hissedebilir ve korkmuş ve içe dönük olabilirler. Konuşmaları ve davranışları öylesine düzensiz olabilir ki, başkalarına anlaşılmaz ya da korkutucu gelebilir. Şizofreniye sahip kişiler, durumları nedeniyle yaşamlarında büyük parçalanmalar yaşayabilirler. Bu durumun etkilerini ve hastaya destek vermenin zorluğunu görmek ailelerini ve arkadaşlarını derinden etkileyebilir. Şizofreni belirtileriyle başa çıkmak, özellikle kişinin hastalanmadan önce ne kadar aktif veya yaşam dolu olduğunu hatırlayan aile fertleri için zor olabilir. Şizofreni için kullanılan ilaçlar ve diğer tedaviler, düzenli ve reçetelendirildiği şekilde kullanıldığında belirtileri azaltmaya ve kontrol altına almaya yardımcı olabilir. Ancak, bazı kişiler mevcut tedavilerden büyük fayda görmez, ya da istenmeyen yan etkiler veya diğer nedenler yüzünden tedaviyi bırakabilir. Tedavi etkili olduğunda bile, bazı kişiler eski yaşamlarına geri dönmekte zorlanabilir ve başka şekilde yardıma gereksinim duyabilirler. Ancak, bazı kişiler de sadece bir ya da iki episot yaşarlar ve geriye çok az hastalıkları kalır ya da hiç kalmaz. Kimler şizofreni hastalığına yakalanır ve buna ne sebep olur? Şizofreninin ilk belirtileri tipik olarak ergenlikte ya da genç erişkinlikte ortaya çıkar. Şizofreni, yaşamları süresince insanların yaklaşık %1‟ini etkiler. Şizofreni bütün dünyada görülür ve hastalık oranları ülkeden ülkeye çok benzerdir. Erkeklerin ve kadınların hastalığa sahip olma riski eşittir. Erkeklerin çoğu 16 ve 25 yaşları arasında hastalanırken, kadınların çoğunda belirtiler 25 ve 30 yaş arasında ortaya çıkar. Şizofreninin birkaç farklı faktörün biraraya gelmesiyle ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bu faktörler arasında genetik etkiler, doğumda ya da doğuma yakın bir zamanda meydana gelen beyin travması (hasarı) ve bunlara ek olarak sosyal soyutlanma ve/veya stres olduğu görülür. Diğer etkiler de önemli olabilir, fakat şizofreninin sebebi tek bir faktöre bağlanamaz. Daha ziyade, bu faktörlerin her birinin hastalığın ortaya çıkma riskini artırdığı düşünülmektedir. 3 1. Şizofreniye giriş Uzmanlar şizofreni belirtilerinin, beyindeki bilgilerin transferi ve işlenmesinde meydana gelen anormalliklerle ilişkili olduğu konusunda hemfikirdir. Beyindeki sinir hücreleri birbirleriyle nörotransmiter denilen kimyasallar salgılayarak iletişim kurarlar. Şizofreni belirtilerinin pek çoğu, iki nörotransmiterin, yani dopamin ve serotoninin aktivitesinde meydana gelen anormalliklerle ilişkilendirilmiştir. Şizofreni hastalarının çoğunda, beyindeki nörotransmiterlerin etkilerini değiştiren ilaçlara dayalı (antipsikotikler olarak bilinir) bir tedavi uygulanır. Belirtiler nelerdir? Şizofreni hastaları, genellikle pozitif ve negatif olmak üzere başlıca iki tür belirti yaşarlar. ‘Pozitif’ belirtiler Bunlar, bozukluğun sonucu olarak „eklenen‟ ancak sağlıklı kişilerde normal olarak görülmeyen belirtilerdir: • • • • Varsanılar (en yaygın olanı sesler duymaktır) Sanrılar Düzensiz düşünce Ajitasyon ‘Negatif’ belirtiler Bunlar çoğu insanın sahip olduğu fakat şizofreni hastalarında bozulmuş olan becerilerdir: • • • • Dürtü veya inisiyatif Sosyal etkileşim Heves Duygusal duyarlılık Şizofreni belirtileri zaman içerisinde genellikle nüks dönemlerinde kötüleşme ve remisyon dönemlerinde iyileşme gösterecek şekilde değişiklik gösterir. Çok az kişi sadece bir psikotik atak geçirir; çoğu yaşam boyunca pek çok atak yaşar. Kişiler ara dönemlerde, duygusal olarak sağlıklı ve stabil görünerek, göreceli olarak normal yaşamlar sürerler. Ancak, „kronik‟ şizofrenisi, ya da sürekli veya tekrarlayan hastalık düzeni olan kişiler uzun süre bazı „negatif belirtiler‟ ya da eksiklikler (defisit) yaşayabilir. Çoğu şizofreni hastası ilaç tedavisini de içeren uzun-süreli bir tedavi gerektirir. 4 1. Şizofreniye giriş Diğer bilgi kaynakları [Yerel olarak düzenlenmek üzere] Eklenebilecek kaynaklara ilişkin öneriler: [Yerel ruh sağlığı yardım dernekleri/ kuruluşları] [Yerel hasta destek ve savunma grupları] [Ruh sağlığı ile ilgili faydalı bilgi kaynağı olabilecek Sağlık Çalışanları ve diğer Ulusal kuruluşlar]. [Avrupa Kuruluşları: EUFAMI: Avrupa Ruhsal Hasta Aileleri Dernekleri Federasyonu. Ağır mental hastalıktan etkilenen tüm insanların çıkarlarını ve esenliğini gözeten ve Avrupa çapında ailelerce yürütülen gönüllü organizasyonları temsil eden bir kuruluştur. Web sitesi adresi: http://www.eufami.org Dünya Şizofreni ve Benzeri Bozukluk Hastaları Dostları: Bu organizasyon, şizofreni ve diğer ağır mental hastalıklarla ilgili bilgi, anlayış ve şefkati artırmak ve bu hastalıklara eşlik eden korku, damgalanma, ayrımcılığa maruz kalma ve tacizi ve bu bozukluklardan etkilenen insanlar ve onların bakıcıları üzerindeki olumsuz etkiyi azaltmak amacıyla kurulmuştur. Web sitesi adresi: http://world-schizophrenia.org Avrupa Ruh Sağlığı: Avrupa Ruh Sağlığı; ruhsal sıkıntıları önlemek, pozitif akıl sağlığını teşvik etmek, akıl sağlığı bakımını iyileştirmek ve akıl sağlığı hizmetlerini kullananların, psikiyatrik hastanelerde tedavi gören/görmüş hastaların, ailelerinin ve bakıcılarının haklarını korumak amacıyla kurulmuş bir sivil toplum kuruluşudur. Web site address: http://www.mhe-sme.org GAMIAN-Avrupa: Misyonumuz: mental hastalığı olan kişilerin ve ailelerinin yaşam kalitesini iyileştirmek amacıyla eğitim, farkındalık, savunma ve dışlanma-karşıtı kampanyalar yürütmek. Web sitesi adresi: http://www.gamian.eu/ Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu: DASF, mental ve duygusal bozuklukları önlenmek, bu tür bozukluğu olan kişilerin aldığı tedavi ve bakımı iyileştirmek ve akıl sağlığını teşvik etmek amacıyla kurulmuş uluslararası bir üyelik kuruluşudur. Web sitesi adresi: http://www.wfmh.org/] 55 2. Şizofreni tanısı almak Tanı alma– duygular, sorular, endişeler ve korkular Şizofreni tanısı konduktan sonra çelişkili duygular ve endişeleler yaşamanız ve aklınızda bununla ilgili sorular oluşması doğaldır. Özellikle de tanı konmadan önce belirtiler yaşamaya başladıysanız, bu belirtilere bir isim verilmiş olması sizi rahatlatmış olabilir. Bu durumun tedavi edilebildiğini ve tedavi için bir takım seçenekler olduğunu bilmek sizi mutlu edebilir. Tedaviye ihtiyaç duyabileceğinizden, şizofreni hastalığının ne demek olduğu konusunda endişeleriniz olabilir, ya da bu durumun günlük yaşamınız üzerinde yaratacağı etki konusunda kaygılanıyor olabilirsiniz. Hayatın artık eskisi gibi olmayacağından, ya da normal aktivitelerinize geri dönemeyeceğinizden korkuyor olabilirsiniz. Almış olduğunuz tanıya dostlarınızın, ailenizin ya da çalışma arkadaşlarınızın vereceği olası tepkiler size endişelendiriyor olabilir. Kafanızda pek çok soru olabilir ve bunlarla ilgili daha fazla bilgiye nereden ulaşabileceğinizi merak ediyor olabilirsiniz. Sonrasında ne olur? Bakımınızla ilgilenen doktorunuz ve diğer sağlık çalışanları, içinde bulunduğunuz durumu, endişelerinizi ve kafanızı kurcalayan meseleleri anlıyorlar. Artık durumunuzla ilgili tanı konduğundan, aşağıdakileri gerçekleştirmek için sağlık ekibinizle birlikte çalışacaksınız: Tedavinizle ve gelecekteki yaşamınızla ilgili hedefleri belirlemek ve bu hedeflere ulaşma umudunu nasıl geliştirebileceğinizi keşfetmek Belirtilerinizi gidermeye yardımcı olacak tedavi türüne ve size en uygun uygulama şekline karar vermek Durumunuzun ve tedavinizin düzenli olarak izlendiğinden ve bu konuda destek ve bilgi alacağınızdan emin olmak. Doktorunuzla ortaklaşa çalışmak Doktorunuzla ortaklaşa çalışarak, durumunuzu ve mevcut tedavi seçeneklerini daha iyi anlayacaksınız. Doktorunuz bütün önemli konuları sizinle tartışacak ve tedavinizle ilgili kararları birlikte alacaksınız. Doktorunuz, tedaviniz ve gelecekle ilgili öncelikleriniz hakkında kendi seçimlerinizi yapabilmeniz için ihtiyacınız olan bütün bilgilere sahip olmanızı temin edecektir. Sorular sormanız ve durumunuzun düzenli olarak değerlendirmeye tabi tutulması konusunda teşvik edileceksiniz, böylece endişelerinize yanıt bulacaksınız. Sağlık ekibiyle bu şekilde işbirliği içinde çalışarak, kendi bakımınızda eşit söz hakkına sahip olacak ve tedavinizle ilgili kararları verebilmek için gerekli bilgilerle donatılacaksınız. Tedavi hedefleri – sizin ve doktorunuzun amaçları 6 3. Şizofreni nasıl tedavi edilir Doktorunuzla birlikte, tedaviden elde etmek istediğiniz kısa ve uzun dönemli faydalar üzerine düşüneceksiniz. Tedavinin bazı olası hedefleri şunlar olabilir: • Belirtilerin hafifletilmesi ya da giderilmesi • Hastaneye gitme ihtiyacınızın önlenmesi ya da azaltılması • Nüks oluşumunu önlemek • İstenmeyen yan etkilerden kurtulmak, ya da yan etkileri en aza indirmek • Normal günlük aktivitelerinize geri dönmenize ya da başlamanıza olanak vermek (çalışmak, eğitim almak, bağımsız yaşamak, sosyal ilişkiler kurmak, vb.) • Belirtilerin yaşamınız üzerinde olumsuz etkisinin kalmadığı bir iyileşme elde etmek ve bunu sürdürmek. Tedaviye başlamadan önce doktorunuzla birlikte tedavinin kilit hedeflerine karar vereceksiniz. Tedavi, önemli olduğunu düşündüğünüz hedeflere ulaşmanıza yardımcı olacak şekilde tasarlanacak. İlaç tedavisi ve/veya psikososyal tedavileri içerebilecek tedavi yaklaşımlarını daha detaylı olarak inceleyeceksiniz. Tedavi yaklaşımları: a. İlaç tedavisi Daha eski ilaçlar Şizofreni tedavisi için ilk etkili ilaçlar 1950‟lerin ortasında geliştirilmiştir. Haloperidol, klorpromazin, flufenazin, droperidol, pimozid, sülprid, perfenazin, flupentiksol, zuklopentiksol ve trifluoperazin gibi birtakım farklı „konvansiyonel‟ antipsikotik ilaçlar mevcuttur. Bu ilaçlar esas olarak beyindeki nörotransmiter dopaminin etkilerini azaltmak suretiyle etki eder. Temelde şizofreninin olumlu belirtilerini tedavi etmeye yararlar ve hastaların hastane dışında yaşamasına ve toplum içerisindeki işlevlerini daha iyi yerine getirmesine olanak sağlarlar. Ancak, şizofreninin olumsuz belirtilerine ya da duygudurum belirtilerine (duygusal belirtilere) karşı çok etkili olmadıkları görülmüştür. Bu daha eski ilaçlar; tabetler, sıvılar ve kısa ve uzun etkili enjeksiyonlar halinde mevcuttur. Daha yeni ilaçlar [yerel olarak düzenlenmek üzere] 7 3. Şizofreni nasıl tedavi edilir Son on yılda şizofreni için bir takım yeni, etkili ilaçlar piyasaya sürülmüştür. Aripiprazol, klozapin, olanzapin, paliperidon ER, ketiapin, risperidon ya da ziprasidon gibi atipik antipsikotikler olarak da bilinen daha yeni antipsikotik ilaçlar, yeni antipsikotikler, ya da ikinci kuşak antipsikotiklerin, serotonin ve dopaminin yanı sıra beyindeki diğer nörotransmiterler üzerinde etki ettiği ve bunun sonucu olarak da daha geniş aralıktaki belirtiler üzerinde etkili oldukları görülmüştür. Varsanılar ve sanrıları da içeren psikotik belirtilerin tedavisinde etkilidirler ve motivasyon azalması ya da duyguların düzleşmesi gibi olumsuz hastalık belirtilerini tedavi etmeye yardımcı olabilirler. Bu yeni ilaçların bazıları da tabletler, sıvılar ve kısa ve uzun etkili enjeksiyonlar halinde mevcuttur. Yan etkiler Bütün ilaçlar gibi antipsikotik ilaçların da faydalı etkileri yanında istenmeyen etkileri olabilir. Daha eski ilaçlar, özellikle kas spazmları ve sertliği, titreme ve yerinde duramama gibi, ekstrapiramidal belirtiler (EPS) olarak adlandırılan istenmeyen hareket problemleri ile ilişkilidirler. Hastalar bu hareket bozukluklarıyla baş etmek için ek ilaçlar almak zorunda kalabilirler. Uzun dönemli yan etkiler, özellikle tardif diskinezi (TD), daha büyük bir sorun oluşturabilir. TD, genellikle geri dönüşsüz olan ve çoğunlukla ağızda ve yüzde meydana gelen istemsiz hareketlerdir. Bu yan etkilerin ortaya çıkma riski yeni ilaçlarla daha düşüktür, ancak bu risk tamamen ortandan kalkmaz. Yeni antipsikotiklerle hareket bozuklukları ve TD yaşama olasılığı daha azdır. Ancak, bazı yeni tedavilerin, hastaların kilo almasına ya da cinsel uyarılmada zorluk yaşamasına neden olması daha olasıdır. Yan etkiler hastaların ilaç almayı bırakmasına neden olabilir; bu da, şizofreninin tekrarlamasına yol açabilir. Bu nedenle, kişilerin tedavilerini ve endişe duydukları yan etkileri doktorlarıyla konuşmaları önemlidir. İlaç tedavisiyle ilgili yaygın yanlış kanılar Hastalar ve aileleri kimi zaman şizofreni tedavisinde kullanılan antipsikotik ilaçlarla ilgili endişelere kapılabilirler. Yan etkilerle ilgili kaygıların yanı sıra, bu tür ilaçların bağımlılığa yol açacağından endişelenebilirler. Ancak, antipsikotik ilaçlar, bu ilaçları alan kişilerde „yüksek‟ (öfori) veya bağımlılık yapıcı davranışlara neden olmaz. Antipsikotik ilaçlarla ilgili diğer bir yanlış kanı da, bir çeşit zihin kontrolü ya da „kimyasal deli gömleği‟ olarak etki ettiği düşüncesidir. Antipsikotik ilaçlar, uygun dozda kullanıldığı takdirde, kişileri „düşünemez hale‟ getirmez ya da özgür iradelerini ortadan kaldırmaz. Bu ilaçların bazıları sakinleştirici etki yapsa da, tedavi başlangıcında, özellikle de bireyin çok telaşlı olduğu durumlarda bu etki faydalı olabilir. İlaçların sağladığı fayda sakinleştirme özelliğinden değil, bir psikotik atağın varsanı, ajitasyon ve sanrılarını azaltma kabiliyetinden kaynaklanır. Böylece, antipsikotik ilaçlar netice itibariyle şizofreni hastalarının dünyayla daha iyi baş etmelerine yardımcı olur. Tedaviyi bırakmanın etkisi 8 3. Şizofreni nasıl tedavi edilir Antipsikotik ilaçlar, akut şizofreni atağı geçiren hastalarda gelecekte hastalığın tekrarlama riskini azaltır. Tedavi sürerken bile, düzelmiş kişilerden bazıları nüks yaşayıp sonrasında tekrar iyileşebilirler. Ancak, en önemli nüks nedeni ilaç tedavisinin bırakılmasıdır – ilaç bırakıldığında nüks oranlarının çok daha yüksek olduğu görülür. Eğer belirtiler daha düşük doz kullanımında tekrar ortaya çıkarsa, ciddi bir nüksü önlemek için dozun geçici olarak artırılması gerekebilir. Nüks Antipsikotik ilaçlar bırakıldığında ya da düzensiz olarak alındığında nüks yaşanması daha olası olduğundan, şizofreni hastalarının doktorları ve aileleriyle birlikte onlara uyacak bir tedavi ve nüks önleme planı üzerinde karar vermesi çok önemlidir. Sonrasında bireyin kararlaştırılan plana uyum gösterebilmek için destek bulması önem taşır. Bunlar, reçete edilen ilacı her gün doğru dozda ve doğru zamanlarda almak, klinik randevularına gitmek ve diğer tedavi prosedürlerini dikkatle takip etmeyi içerir. Bu zor olabilir, ancak alınacak sonucu önemli ölçüde iyileştirebilecek ve yaşam kalitesini artırabilecek stratejiler ve tedaviler mevcuttur. Nüks sırasında kişiler içine kapanabilir, abartılı duygular yaşayabilir ve çevrelerindeki insanların olanı biteni anlayamadıklarını düşünebilir. Kişilerin kendi gerçeklik algılarıyla diğer insanların gerçeklik algıları arasındaki farkı görme kabiliyeti de azalabilir. Kişiler çoğunlukla tekrar hastalanmak üzere olduklarını bilirler – ancak her zaman bu konuda bir şey yapamazlar. Kişinin arkadaşları ve yakınları nüks belirtilerini çoğunlukla önceden fark edebilirler. Bu belirtiler; daha az uyumak, daha az yemek yemek, yataktan kalkmamak ya da her zamanki gibi konsantre olmamak olabilir. Eğer bu belirtiler erkenden ele alınırsa, kişinin daha çabuk iyileşmesi ve yaşama uyum sağlayabilmesi büyük bir olasılıktır. 99 3. Şizofreni nasıl tedavi edilir b. Psikososyal tedaviler Antipsikotik ilaçlarla tedavi, şizofreninin psikotik belirtilerini gidermek için büyük önem taşır. Ancak, hastalığın bireyin yaşamı ve davranışları üzerinde diğer etkileri de olabilir. Şizofreni hastaları psikotik belirtiler yaşamasalar da, çoğu hasta çevresindeki kişilerle iletişim kurmak, kararlar almak, motivasyon, öz bakım, diğer insanlarla ilişki kurmak ve bu ilişkiyi sürdürmek gibi günlük hayata dair konularda büyük güçlük çekmeye devam eder. Şizofreni genellikle erken erişkinlik döneminde ortaya çıktığından,yaşamın bu alanlarını etkileyebilir, çünkü erken erişkinlik dönemi kişilerin bağımsız sosyal beceriler geliştirdiği ve çevrelerindeki dünyaya nasıl uyum sağlayacaklarına dair bir fikir edindikleri dönemdir. Psikososyal tedaviler, bireyin bunlarla psikolojik ve sosyal yönden baş edebilmesi için yeni yollar keşfetmesine yardımcı olarak hastalığını yönetmesi konusunda yol gösterebilir. Bu tür tedaviler, kişilerin kendileri, diğer insanlar ve çevreleri hakkında daha etkili düşünmesine yardımcı olabilir; böylece, hastalığın günlük yaşamın sosyal yönleriyle baş etme kabiliyetleri üzerindeki etkisini azaltabilir. Sayısız psikososyal tedavi şekli mevcuttur ve bilişsel ve/veya davranışsal bir yaklaşım benimseyebilir. Bu da, kişiyi daha normal düşünmeye ve davranmaya teşvik etmeyi ve hastanede, toplum içinde, evde ve iş yerinde sosyal olabilme yetisini geliştirmeyi amaçlamak anlamına gelir. Psikososyal tedavi, akıl sağlığı çalışanlarıyla bire bir görüşmeyle, grup ortamında, bütün aile fertleriyle birarada ya da eğitim yoluyla verilebilir. Psikososyal yaklaşımın ruh sağlığı ekipleri tarafından günlük çalışma uygulamasının bir parçası olarak kullanılması gittikçe yaygınlaşan bir tutumdur. Rehabilitasyon Pek çok kişi zorlukların üstesinden gelir ve gösterdikleri iyileşme süreçleri sorun çözme, yaşam becerileri geliştirme, para yönetimi, eğitime ve iş yaşamına geri dönme desteği gibi programlarla desteklenir. İyileşme yolunda ilerleyen diğer kişilerle tanışmak bu konuda çok yardımcı olabilir. Psikoterapi Psikoterapi, duygusal bozuklukları ve mental bozuklukları ilaçlar ve fiziksel önlemlerin aksine sözel yollarla tedavi etmektir. Şizofreniye sahip bireyler, deneyimlerini eğitimli ve empati kurabilen bir kişiyle paylaşarak (dünyaları hakkında bu dünyanın dışından biriyle konuşarak), kendilerini giderek daha fazla anlayabilir ve yaşadıkları güçlükleri yönetmek için yeni yollar keşfedebilirler. Bireysel psikoterapi Bireysel psikoterapi, hasta ile psikiyatrist, psikolog, psikiyatrik sosyal hizmet uzmanı ya da hemşire arasında düzenli bir program dahilinde yapılan konuşmaları içerir. Pek çok farklı terapi türü vardır; bunlardan bazıları hasta için az ya da çok uygundur ve bunları herkes faydalı bulmayabilir. Her bireyin durumu için en iyi terapi yaklaşımının ne olduğu ve hastanın aldığı diğer tedavilere nasıl uyum sağlayacağı konusunda tavsiye almak önemlidir. Bu çeşitli terapi yaklaşımları, şimdiki ve geçmiş zamandaki problemler, deneyimler, düşünceler, duygular, ya da ilişkiler gibi farklı meselelere odaklanabilir. 10 3. Şizofreni nasıl tedavi edilir Bilişsel Davranış Terapisi (BDT) Bilişsel davranış terapisi, kişilerin kendilerini, dünyayı ve diğer insanları nasıl gördüğü ve eylemlerinin düşüncelerini ve duygularını nasıl etkileyebileceği konusunda düşünmeleri için onlara yardımcı olur. BDT kişilerin düşünme şeklini (“Bilişsel”) ve yaptıklarını (“Davranış”) değiştirmeye yardımcı olabilir. Bu değişimler kişilerin kendilerini daha iyi hissetmelerine yardım edebilir. Diğer bazı konuşma terapilerinden farklı olarak, BDT “burada ve şimdi” mevcut olan problemlere ve güçlüklere odaklanır. Geçmişteki sıkıntıların ya da belirtilerin nedenlerine odaklanmak yerine, kişinin o andaki ruh halini iyileştirmeyi amaçlar. Aile eğitimi Çoğu zaman şizofreni hastaları hastaneden taburcu olduklarında ailelerinin bakımı altında yaşamlarını sürdürürler; dolayısıyla, aile fertlerinin şizofreni hakkındaki herşeyi öğrenmeleri ve hastalıkla ilişkili güçlükler ve problemleri anlamaları önem taşır. Aile fertlerinin hastanın nüks yaşama ihtimalini en aza indirecek yolları öğrenmesi de ayrıca faydalıdır. Bunun için aşağıdaki iki örnek verilebilir: • Bütün ailenin anlayış ve desteğini artıracak davranış şekilleri geliştirmesine yardımcı olacak aile girişimi • Eğitim programları, kişileri problemleriyle başa çıkmak konusunda aydınlatabilir ve sağlık, barınma ve sosyal hizmetler gibi bakım sistemleri hakkında bilgilendirebilir. 1111 3. Şizofreni nasıl tedavi edilir c. Tedavinin bir parçası olarak fiziksel, cinsel ve ruhsal sağlığınızla ilgilenmek Şizofreni, sosyal ve ekonomik durumları da dahil olmak üzere kişinin yaşam şekli üzerinde çeşitli büyük etkiler yaratabilir. Şizofreninin psikotik belirtileri ve bireyin günlük yaşamında yaratabileceği aksaklıklar barizdir, ancak bireyin fiziksel sağlığı da etkilenebilir. Yaşam şeklindeki değişiklikler, daha fazla sigara içmek gibi değişiklikleri içerebilir, ki bu da, kardiyovasküler güçlükler, solunum hastalıkları ve enfeksiyonlarda genel artış görülmesi gibi ciddi fiziksel komplikasyonlara yol açabilir. Bu problemler; yüksek alkol tüketimi, illegal madde kullanımı, yetersiz beslenme ve egzersiz yapmama, yetersiz öz bakım ve kişisel hijyen, kötü barınma koşulları nedeniyle daha da kötüye gidebilir. Yaşam şeklinde meydana gelen değişiklikler ve ilaçların yan etkisi, kilo artışına ve obezite sorununa yol açabilir. Obezite, fiziksel sağlık üzerinde kalp hastalıkları ya da diyabet riskinin artması gibi önemli etkiler yaratabilir. Bu nedenle, şizofreni hastalarının yıllık olarak fiziksel kontrolden geçmeleri önerilir. Şizofreniye sahip bireylerin aynı zamanda, diyetisyen, alkol ve madde hizmetleri, podiatri (ayak sağlığı) uzmanı, diş hekimi ve diğer genel sağlık bakımı uzmanlarından destek alması da gerekebilir. Tedavilerin yan etkileri ve yaşam şeklinde meydana gelen değişiklikler gibi şizofreniyle ilişkili fiziksel riskler, iyi bir sağlık bakımı ve sosyal bakım desteğiyle azaltılabilir. Formunu korumak Ruh sağlıyla ilgili güçlükler yaşarken kendinizle ilgilenmeye odaklanmak çok zor olabilir. Enerji eksikliği ve motivasyon kaybı, bireyin fiziksel sağlığını ihmal etmesine yol açabilir; araştırmalar, yetersiz beslenmenin, sigara ve alkol kullanımının ve egzersiz yapmamanın sağlığı bozduğunu göstermiştir. Genel popülasyonda olduğu gibi, şizofreniye sahip bireylerin de sağlıklı bir yaşam şekli benimsemeleri önerilir ve düzenli egzersiz yapmak da bunun bir parçasıdır. Egzersiz yapmak kalp ve akciğerler için faydalıdır, kas oluşumuna yardımcı olur ve kemikleri güçlendirir. Aşırı kilolu olmak sağlık riski oluşturur ve egzersiz yapmak kilo vermek ve/veya bazı antipsikotik ilaçların olası yan etkilerinden biri olan kilo alımını en aza indirmek için iyi bir yoldur. Egzersizin akıl hastalığı tedavisine yardımcı olduğuna dair gittikçe artan bulgular mevcuttur ve ilaç tedavisinin yerine geçmese de, şizofreni yönetimine yardımcı olabilir. Fiziksel faydalarının yanı sıra, egzersizin duygudurumu ve konsantrasyonu geliştirebildiği yapılan çalışmalarda ortaya konmuştur; kaygı ve stresi azaltabilir ve özgüveni ve motivasyonu artırabilir. Aerobik sınıfı ya da futbol takımı gibi gruplarda diğer kişilerle birlikte egzersiz yapmak, bireyin yeni insanlarla tanışmasını teşvik eder ve soyutlanmayı azaltarak sosyal becerileri geliştirir. Ezgersiz bireyin kaldırabileceği seviyede ve eğlenceli olmalıdır ve yavaş yavaş ve zorlanmadan başlatılmalıdır. Herhangi bir egzersiz programına başlamadan önce doktorunuza danışmak önemlidir. 12 3. Şizofreni nasıl tedavi edilir Cinsel sağlık Sağlıklı cinsel ilişki yaşamın önemli bir kısmını oluşturur ve yaşam kalitesi için önemli bir ölçüttür. Ancak, şizofreni başlangıcından sonra cinsel ilişki daha zor bir hale gelebilir. Şizofreninin kendisi, şizofreniyle ilişkili duygudurum belirtileri ve bazı antipsikotik ilaçların yan etkileri, cinsel işlevlerin yerine getirilememesine ve cinsel istekte azalmaya yol açabilir. Böyle bir durum yaşandığı takdirde, bireyler ilaçlarını almayı bırakmamalıdır. Mahcubiyet verici olabilse de, kişilerin aile hekimlerine ya da psikiyatristlerine başvurması önemlidir, çünkü uygulanabilecek olası terapötik seçenekler mevcuttur. Çocuk sahibi olmak isteyen kadınlar, bazı ilaçların gebelikte kullanmaya uygun olmadığının ve emzirmede (süt üretiminde) değişikliklere yol açabileceğinin farkında olmalıdırlar. Pratisyen hekimler ya da psikiyatristler bu tür dönemlerde hangi ilaçların kullanılmasının uygun olduğuna dair önerilerde bulunabilirler. Bazı kişilerin, akut şizofreni belirtileri yaşarken cinsel yönden baskılanmış hissetmemesi ya da her zamanki karakterine aykırı düzeyde cinsel istekler duyması olasıdır. Bunun sonucu olarak yüksek riskli cinsel davranışlar içine girmeleri daha olasıdır ve cinsel yolla bulaşan hastalıkların (CYBH) görülme oranı artar. Genel olarak genç bireylerin doğum kontrol yöntemleri ve CYBH‟ler hakkında bilgi ve tavsiye almaları bu bakımdan önem taşır. Eğer birey yeni bir ilişkiye başlıyorsa, her iki taraf da kendini ve partnerini korumayı düşünmelidir. Şizofreni, istenmeyen duygu yükselmeleriyle baş etmek konusunda bireylerin daha yetersiz hissetmelerine yol açarak hassasiyetlerini artırabilir. Herhangi bir cinsel taciz olayı ciddiye alınmalı ve rapor edilmelidir. Cinsel sağlık daha fazla inceleme gerektiren önemli bir alandır; daha açık olmak, bireylerin sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşama doğru adım atmalarında onlara yardımcı olabilir. Maneviyat Aidiyet duygusu ve bir topluluğun parçası olmak birey ve ailesi için çok önemli olabilir. Pek çok insan için, manevi ve dinsel inanışlar kişinin rahat etmesine, kimliğine, kültürel farkındalığına ve toplumsal faaliyetlere katılımına katkıda bulunabilir. İnanç toplulukları, özellikle kriz dönemlerinde kişi için bir destek ağı sağlayabilir; bu tür topluluklar aynı zamanda kişinin “bir dost yüzü” görmesine de olanak verir ve şizofreni hastalığını kontrol altına almaya çalışan biri için önemli bir rol oynayabilir. Kiliseler ve diğer ibadet mekanları, bir durum hakkında konuşmak için destekleyici bir ortam sunabilir ve soyutlanma, korku ve ayrımcılık gibi duyguları azaltabilir. Ancak, bazı zamanlarda bireyin psikotik belirtileri onu daha anlamlı ve bazen de ıstırap verici ve ruhani bir ilişkiye inanmaya itebilir. Sesler duymak ve dini sanrılar görmek gibi belirtiler, ruhani deneyimler olarak algılanabilir ve bazı bireylerin kimi dini grupların istismarına açık hale gelmesine neden olabilir. Diğer bazı inanç grupları ise, bu deneyimleri kişinin yaşamdaki eylemlerinin bir sonucu olarak algılayabilirler ve kişiyi reddederek ya da akıl sağlığı hizmetlerini kullanmaktan vazgeçmesi yolunda telkinlerde bulunarak bireyin yaşadığı sıkıntıyı ve soyutlanma duygusunu artırabilirler. Bununla birlikte, hastalığın bir döneminde olumsuz maneviyat algıları ortaya çıkabilir; pek çok birey için inanç ve dini inanışların önemi göz ardı edilmemelidir. Sağlık bakımı ve sosyal bakım hizmetleri bazı bireylerin ihtiyaç duyduğu desteği veremeyebilirler ve diğer toplum kuruluşları ve gönüllü gruplar da yetersiz kalabilir. Örgütlenmiş din, maneviyat ve diğer inanç gruplarını da içeren bütünsel bir destek ağının sağlayacağı faydalar pek çok insan için önemlidir ve bireye ve ailesine/bakıcısına iyileşme sürecinde destek olabilir. 13 3. Şizofreni nasıl tedavi edilir d. Tedavi seyrinizde aileniz ve arkadaşlarınız size nasıl yardımcı olabilir Eğer ailenizde birine şizofreni tanısı konmuşsa, ona destek olarak ve uygun bakımı almasına yardımcı olarak çok önemli bir rol üstlenebilirsiniz. Hastalık hakkında bilgi sahibi olmak önem taşır. Tedaviyi yürüten doktor, şizofreninin ne olduğuna ve nasıl tedavi edildiğine ilişkin sorularınızı yanıtlamaya hazırlıklı olmalıdır. Şizofreni hastaları kimi zaman değerlendirme sırasında iletişim kuramayabilirler. Bazı durumlarda ise, hastanın davranışlarında ve fikirlerinde meydana gelen değişiklikleri sadece ailesi ya da yakın arkadaşları fark edebilir. Aile fertleri ve arkadaşlar görüşmeler sırasında destek vererek faydalı olabilirler. Ailenizin tıbbi geçmişini ve yakınınızın hangi ilaçları aldığını bilmek bu konuda size yardımcı olacaktır. Bunun yanı sıra, ilaçlar, yan etkiler, uzun süreli sağlık riskleri ve hastaneye yatma riski gibi konularda sorular sormak isteyebilirsiniz. Sorularınızı daha önceden bir kağıda yazmak ve not almak için yanınızda kalem ve kağıt bulundurmak iyi bir fikirdir. Bakım verenler aile destek gruplarına katılarak yardım alabilirler. Yakınınızın tedavisinden sorumlu doktorlardan ne beklemelisiniz? Tanı ve tedavi sürecinin bir parçası olarak psikiyatrist aşağıdakileri yapmalıdır: • Detaylı bir özgeçmiş almalıdır • Diğer hastalıklarla ilişkili olabilecek sorunları (fiziksel ve psikiyatrik) kontrol etmelidir • Antipsikotik ilaçlarla ilgili bilgi sahibi olmalıdır • Detaylı takip yapmalıdır • Gerektiği takdirde tedaviyi adapte etmelidir • İlaçları düzenli olarak gözden geçirmelidir • Hastanın genel refahı ile ilgilenmeli ve hastalık sonrası bakım, barınma, sosyal destek ve ekonomik yardım için hastayı uygun yerlere sevk etmelidir • Neler olduğunu ve hastanın tedavisi için neler planlandığını açıkça anlatmalıdır • Hastaları ve bakıcılarını tedavi sürecine dahil etmelidir. 1414 3. Şizofreni nasıl tedavi edilir , Tedaviye devam etmenin önemi Şizofreninin doğası nedeniyle, bazı kişiler ilaç tedavisine ihtiyaç duydukların farkında olmayabilirler ve reçete edilen ilaçları almayı reddedebilir ya da istenmeyen yan etkiler veya diğer nedenler yüzünden ilaçlarını almayı bırakabilirler. İlaçları almayı hatırlamak hastalığın doğası nedeniyle zor olabilir. Eğer hasta yakınları ya da arkadaşları tedavi sürecine dahil olmuşlarsa, çeşitli yollarla değerli katkılar sağlayabilirler. Hastanın ilaç alımını kontrol etmek, ilaçlarını almayı unuttuklarında onları ilaçlarını almaları konusunda teşvik etmek ya da ilaç almaya direnmeleri halinde, onlara geçmişte yaşamış olabilecekleri sorunları hatırlatmak bu katkılardan bazılarıdır. Şizofreni hastasının hastaneden taburcu olduktan sonra da tedavi almaya devam etmesini temin etmek önemlidir. Hasta ilaçlarını almayı kesebilir ya da takip tedavisine gitmeyi bırakabilir; ki bu da çoğunlukla psikotik belirtilerin geri dönmesine yol açar. Hastayı tedaviye devam etmesi konusunda cesaretlendirmek ve tedavi sürecinde hastaya yardımcı olmak, hastanın sağlık durumu üzerinde olumlu etki yaratabilir. Tedaviye devam etmeyen bazı şizofreni hastalarının durumu öylesine kötüye gidebilir ki, yemek yemek, giyinmek ve barınmak gibi temel ihtiyaçlarını bile göremez hale gelebilirler. Böyle bir durum meydana gelirse, kişiler evsiz kalabilir ya da hapse girmelerine sebep olabilecek güçlüklerle karşılaşabilirler. Davranışlara ve belirtilere verilecek tepkiler Şizofreni hastalarının yakınındaki kişiler çoğu zaman, hastalardan tuhaf ya da yanlış olduğu bariz ifadeler duyduklarında bu ifadelere nasıl karşılık vereceklerini bilemezler. Şizofreniye sahip birey için tuhaf inanışlar ya da varsanılar oldukça gerçektir; sadece hayali fantaziler değildir. Aile fertleri ya da arkadaşlar, hastanın sanrılarını kabul etmek yerine, hastanın durumu başka türlü gördüğünün farkında olarak hastaya bunları kendisi gibi görmediklerini ya da onun söylediklerine katılmadıklarını anlatabilirler. Bakım verenler hastanın inanışlarına meydan okumamak konusuda dikkatli olmalıdırlar. Hastanın inanışlarına meydan okumak, hastanın özgüvenini ve başetme stratejilerini sarsabilir ve hastalığın nüks etmesine yol açabilir. Şizofreni hastasını yakından tanıyan kişilerin, hastanın tam onayını alarak, ortaya çıkan belirtilerin, alınan ilaçların (dozaj da dahil olmak üzere) ve çeşitli tedavilerin yarattığı etkilerin bir kaydını tutması da faydalı olabilir. Aile fertleri, daha önce yaşanan belirtilerle tekrar karşılaştıklarında nüks emarelerini gözetebilirler. Aileler, artan içe kapanıklık durumu ya da uyku düzeninde bozulmalar gibi uyarıcı mahiyetteki potansiyel nüks belirtilerini erkenden fark edebilirler. Böylece, psikozun geri dönmesi saptanabilir ve tam anlamıyla nüks yaşanması tedaviyle önlenebilir. Aileleler aynı zamanda, geçmişte hangi ilaçların işe yaradığını ve hangisinin sıkıntı verici yan etkilere neden olduğunu bilerek, hastayı tedavi eden kişilere en iyi tedavi seçeneğini daha çabuk bulmaları konusunda da yardımcı olabilirler. 15 3. Şizofreni nasıl tedavi edilir Olumlu bir yaklaşım geliştirmek Aileler, arkadaşlar ve akran grupları şizofreni hastasının iyileşmesi için destek ve teşvik sağlayabilirler. Herkes gibi şizofreni hastaları da bir şeyi doğru yaptıklarında bunu duyma ihtiyacı hissederler. Olumlu bir yaklaşım göstermek faydalı olabilir ve uzun vadede olumsuz eleştiriden daha etkili olabilir. Kendinizle ilgilenmek Akıl sağlığı bozuk birinin bakımını üstlenmek zor olabilir ve yaşamınız üzerinde hem pratikte hem de duygusal olarak büyük etkileri olabilir. Bu nedenle, bakım veren kişilerin de ayrıca destek ve rehberlik hizmeti almaları önemlidir. Bakım verenler için daha başka bilgi kaynakları: [Yerel olarak düzenlenmek üzere] [Yerel ruh sağlığı yardım dernekleri/kuruluşları] [Yerel hasta desteği ve savunma grupları] [Ruh sağlığıyla ilgili faydalı bilgi kaynağı olabilecek Sağlık Çalışanları ve diğer Ulusal kuruluşlar] Avrupa Kuruluşları: [EUFAMI Dünya Şizofreni ve Benzeri Bozukluk Hastalıkları Dostları Avrupa Ruh Sağlığı GAMIAN-Avrupa Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu] 16 4. Yaygın olarak sorulan sorulara cevaplar Şizofreni hastalığım tamamen tedavi edilecek mi? Halihazırda, şizofreniyi kalıcı olarak tedavi etmek mümkün değildir. Ancak, belirtileri kontrol altına alabilen ve yaşam kalitenizi yükseltmeye yardımcı olacak tedaviler mevcuttur. Uzun dönemli olarak, belki de yaşamınız boyunca hastalığınız için tedavi almanız gerekebilir. Antipsikotik ilaç tedavisi bana nasıl yardımcı olabilir? Antipsikotik ilaçlar, belirtilerinizi hafifletmenin yanı sıra, reçete edildiği şekilde düzenli olarak alındığı takdirde durumunuzu stabilize etmeye yardımcı olabilir. Şizofreni hastalarının sağlıklı kalabilme ve hastaneye yatmama şansı antipsikotik ilaçlar kullandıklarında daha fazladır. İlaç tedavisi daha normal bir yaşam sürmenize yardımcı olabilir. Tedavi ne kadar sürede etki etmeye başlayacak? Kişilerin tedaviye yanıt verme hızları değişiklik gösterir. Ancak, ağızdan alınan ilaçlar kullanıyorsanız, stabil ve etkili seviyelere birkaç gün içinde ulaşırsınız. Uzun etkili enjeksiyon tedavisi almayı tercih ederseniz, ilk enjeksiyon hemen etki etmeye başlamaz. İlaç tedavisinin stabil ve etkili seviyelere ulaşması biraz zaman alabilir, genellikle birkaç hafta sürebilir. Bazı uzun etkili enjeksiyon tedavilerinde, enjeksiyon etki etmeye başlayıncaya kadar ağızdan alınan ilaçlar kullanmanız gerekir. Tedavi süresi ne kadar olacak? Belirtilerinizi kontrol altında tutmak ve hastalığınızın tekrarlamasını önlemek, ya da belirtilerinizin kötüye gitmesini engellemek için ilaçlarınızı ara vermeden, düzenli olarak almanız (sağlık uzmanınızın söylediği şekilde) çok önemlidir. İyileşme halini sürdürmek için, kendinizi iyi hissetseniz bile, ya da özellikle iyi hissettiğiniz dönemlerde, ilaçlarınızı almanız gerekir. Pek çok durumda, çok uzun bir süre, bazen yaşamınızın sonuna kadar antipsikotik ilaçlar kullanmanız gerekir. Tedavinin yan etkileri olacak mı? Bütün ilaçların yan etkileri olabilir, ancak bu yan etkiler genellikle kontrol edilebilir. Hiç yan etki yaşamama ihtimaliniz de vardır. Eğer yaşarsanız, bunlar hakkında doktorunuzla konuşmanız önemlidir. Doktorunuzla konuşmadan ilacı kesmemeniz ya da dozu değiştirmemeniz de önemlidir. Doktorunuzla konuşmadan ilacı keserseniz ya da değişiklik yaparsanız, ilaç işe yaramayabilir. Vücudunuzun yeni ilaca alışma sürecinde yan etkiler bazen birkaç hafta sürebilir. Diğer tedavileri kullanarak yan etkileri en aza indirmek mümkün olabilir. İlaç işe yarıyorsa ve yan etkiler hafif düzeydeyse, antipsikotik ilaç tedavisine devam etmeye değecektir. 17 4. Yaygın olarak sorulan sorulara cevaplar Tedavi bende bağımlılık yaratacak mı? Hastalar ve aileler bazen şizofreni tedavisinde kullanılan antipsikotik ilaçların bağımlılık yaratabileceği konusunsa endişe duyarlar. Ancak, antipsikotik ilaçlar, bu ilaçları alan kişilerde „yüksek‟ (öfori) veya bağımlılık yapıcı davranışlara neden olmaz. Antipsikotik ilaçlarla ilgili diğer bir yanlış kanı da, bir çeşit zihin kontrolü ya da „kimyasal deli gömleği‟ olarak etki ettiği düşüncesidir. Antipsikotik ilaçlar, uygun dozda kullanıldığı takdirde, kişileri „düşünemez hale‟ getirmez ya da özgür iradelerini ortadan kaldırmaz. İşe yaramazlarsa tabletleri almayı bırakmalı mıyım? Önce doktorunuzla konuşmadan ilacı kesmemeniz ya da dozu değiştirmemeniz çok önemlidir. Doktorunuzla konuşmadan ilacı keserseniz ya da değişiklik yaparsanız, ilaç işe yaramayabilir. İlacımı aldığım halde belirtiler geri gelirse ya da kötüleşirse ne yapmalıyım? Doktorunuzla konuşun. Belirtilerinizin daha iyi kontrol edilebilmesi için farklı bir doza, farklı bir ilaca ya da ilaç formülünde değişiklik yapılmasına ihtiyacınız olabilir. Bütün antipsikotik ilaçlar aynı değildir ve sizin için en iyi ilacı bulmak için farklı seçenekleri denemeniz gerekebilir. Nasıl daha fazla bilgi edinebilirim? Doktorunuz sorularınızı yanıtlayabilir ve size gereken bilgiyi verebilir. Bu kitapçığın arkasında bazı faydalı bilgi kaynaklarına da yer verilmiştir. 1818 5. Sözlük [Yerel koşullara uygun olarak uyarlayınız] Sosyal Hizmet Uzmanı Ruh sağlığı sosyal hizmet uzmanı olarak da bilinir. Ruh sağlığı konusunda spesifik deneyime ve eğitime sahip sosyal hizmet uzmanıdır. Girişken Destek Başka türlü ele alınması zor olabilen hastaları kapsayan bir hizmet sağlama şeklidir. 24 saat ulaşılabilen topluluk hizmetlerini ve aileleri kendi evlerinde ziyaret etmeyi içerir. Değerlendirme En yararlı tedavi ve destek programını planlamadan önce, ruh sağlığı birimlerinin hastanın durumunu değerlendirebilmesi için bireyin akıl sağlığıyla ilgili bütün bilgileri toplaması anlamına gelir. Atipik Antipsikotik Daha eski ilaçların tipik yan etkilerinin daha azına sebep olan yeni antipsikotik ilaçlar için kullanılır. Bakım Koordinatörü Hastayla genelde en fazla itribat halinde olan ve hastanın bakım ve destek programını koordine etmekten ve izlemekten sorumlu olan ruh sağlığı çalışanına verilen isimdir. Bakım Planı Ruh sağlığı uzmanları ve mental hastalalığa sahip birey (ve tercihen bakıcıları) tarafından birlikte oluşturulan ve bireyin alacağı tedavi ve desteği belirleyen bir plandır. Bakım Programı Yaklaşımı (BPY) Ruh sağlığıyla ilgili önemli zorluklar yaşayan kişilerin bakımına ilişkin ve hastanın ihtiyaçlarının en iyi ne şekilde ele alınacağını belirleyen yazılı bir bakım planı (belgelendirilmiş) ortaya konulması ile sonuçlanacak detaylı bir ihtiyaç değerlendirmesini içeren bir yaklaşımdır. Bakım planının takip edildiğinden ve BPY‟nin bir parçası olarak değerlendirmeye tabi tutulduğundan emin olmak Bakım Koordinatörünün sorumluluğundadır. Bakıcının Değerlendirilmesi Şizofreni hastasının bakımı üstlenen kişilerin ihtiyaç duydukları desteğin formal bir değerlendirmesidir. Klinik Psikolog Uzmanlık ihtisası yapmış olan bu kişiler, akıl sağlığı güçlükleri yaşayan bireyleri değerlendirebilir ve tedavi edebilir. Psikologlar, doktorların aksine, tıbbi eğitim almadıklarından ilaç reçete edemezler. Toplum Ruh Sağlığı Hemşiresi (CMHN), Toplum Psikiyatri Hemşiresi (CPN) Hastaneden ziyade bir topluluk içerisinde ve normal olarak bir ruh sağlığı topluluğunda görev yapan, eğitimli ruh sağlığı hemşiresidir.CMHN‟ler ve CPN‟ler ruh sağlığıyla ilgili güçlükler yaşayan bir bireye duygusal destek sağlayabilir ve ilaç alımlarını takip edebilir. Toplum Ruh Sağlığı Ekibi (CMHT) Hastaneden ziyade bir topluluk içerisinde görev yapan ve belli bir coğrafi bölgede sağlık bakımı hizmeti veren ruh sağlığı uzmanlarından oluşan bir ekiptir. Normalde toplum psikiyatri hemşireleri, sosyal hizmet uzmanları, danışman psikiyatriste erişim olanağı bulunan destek personeli, uğraş terapistleri ve psikologlardan oluşur. Gizlilik Hastanın bilgilerinin, belirli bir amaç için verilen veya alınan bilgilerin farklı bir amaçla kullanılamayacağını ve hastanın rızası olmadan başka birine devredilemeyeceğini öngören bir yaklaşımla korunması ve kullanılmasıdır. Hastaların bakımı ve tedavisi gerektirdiği takdirde ve intihar riski gibi gerekçeler varsa, bu bilgiler hastanın rızası olmadan ya da „need-to-know‟ esasına göre bir başkasına aktarılabilir. Danışmanlık Konuşma tedavisi; danışmanın bireyin yaşayabileceği zorlukları kontrol etmeyi amaçladığı terapi süreci. Depo/Uzun-etkili Enjeksiyon İlacı vücuda birkaç hafta içinde yavaşça salan enjeksiyon. Tanı Bireyin yaşadığı belirtiler değerlendirilerek hastalığına bir isim verilir – yani, bir tanı konur. Çifte Tanı Ruh sağlığı güçlüklerinin başka bir durumla, tipik olarak alkol ya da madde kötüye kullanımı gibi bir durumla birleşmesidir. 19 5. Glossary Erken Müdahale Bireyin ruh sağlığıyla ilgili yaşadığı güçlüklerin erken bir aşamada belirlendiği ve böylece tedavi ve destek sağlanması aşamasına daha çabuk geçildiği bir süreçtir. Erken müdahalenin amacı, hastalığın mevcut ve uzun sureli etkisini azaltmaktır. Epizod Kişinin problem geçmişindeki krizlerden her biri. PH/Pratisyen Hekim Aile hekimidir ve genellikle belirtiler başladığında irtibat kurulan ilk kişidir. İç görü Kişinin, kendi akıl sağlığı durumu da dahil olmak üzere kendisiyle ilgili farkındalığını ifade eden terimdir. Nöroleptik Antipsikotik olarak da isimlendirilir; psikoz belirtilerinin giderilmesine yardımcı olmak amacıyla kullanılan ilaçlardır. Uğraş terapisi Bu terapi, yaşam için gerekli becerileri öğretmeyi ve geliştirmeyi amaçlar: bu beceriler, kişisel bakım, sosyal beceriler, sağlık bakımı ve diyet gibi günlük yaşam becerilerini içerir. Ciddi mental hastalık atlatan kişilerin bağımsızlıklarını tekrar kazanmaları için gerekli olabilir. Psikiyatrist Ruh sağlığı alanında ileri uzmanlık eğitimini tamamlamış tam kalifiye tıp doktorudur. Psikoterapi Meseleleri danışmanlıktan „daha derin‟ bir seviyede ele alan konuşma terapisidir ve bireylerin sorunlarıyla ilgili konuşmasına ve bunlarla baş etmek için daha iyi yollar keşfetmesine yardımcı olur. Remisyon Şizofrenide remisyon kavramı, belirtilerin hastanın işlevselliği üzerinde artık olumsuz bir etkisinin olmadığı seviyeyi tanımlar. Risk Değerlendirmesi Sonuçların olası boyutlarını ve bunların meydana gelme ihtimalini belirlemek için belirli herhangi bir zamanda hastanın durumunun değerlendirilmesidir. Sectioning (Zorla Hataneye Yatırılma) Bireyin tedavi ya da değerlendirme için hastanede alıkonabileceği süreci tanımlamak için kullanılan gayriresmi bir terimdir. Hizmet Kullanıcısı Ruh sağlığıyla ilgili güçlükler yaşayan ve ruh sağlığı hizmetlerinden faydalanan birey için sıklıkla kullanılan terimdir. Madde Kötüye Kullanımı/Suistimali Tipik olarak ilaçlar, alkol ve solventler gibi kimyasalların amaç dışında kullanılarak istismar edilmesini tanımlayan genel bir terimdir. Maddenin kullanımı, kendi kendini tedavi etme girişimi olabilir. EUFAMI, Avrupa Ruhsal Hasta Aileleri Dernekleri Federasyonu, bu dokümanın yayınlanmasını memnuniyetle karşılamaktadır. Bu federasyon, ağır mental hastalıktan etkilenen tüm insanların çıkarlarını ve esenliğini gözeten ve Avrupa çapında ailelerce yürütülen gönüllü organizasyonları temsil eden bir kuruluştur. www.eufami.org Janssen-Cilag EMEA Janssen-Cilag EMEA tarafından tıbbın hizmetine sunulmuştur. Madde numarası: 21677/3610/280 final 699 SM (2008) Hazırlanma tarihi: Haziran 2008 20 21