AVRUPA BİRLİĞİ TARİHSEL GELİŞİMİ, TEMEL KURUCU ANLAŞMALAR, AVRUPA BİRLİĞİ ÖRGÜT YAPISI VE KURUMLARI, AVRUPA BİRLİĞİ GENİŞLEMESİ Hazırlayanlar Cihan Aksoy Haticenur Altuntas Veysi Akkoyun Esmagül Aktaş Gülnur aktaş AB Nedir? Avrupa Birliği ya da kısaca AB, 28 üye ülkeden oluşan ve toprakları büyük ölçüde Avrupa kıtasında bulunan (Kıbrıs haricinde) siyasi ve ekonomik bir örgütlenmedir. AB, 1992 yılında Avrupa Birliği Antlaşması olarak da bilinen Maastricht Antlaşması’nın yürürlüğe girmesi sonucu, var olan Avrupa Ekonomik Topluluğu’na yeni görev ve sorumluluk alanları yüklenmesiyle kurulmuştur. AVRUPA BİRLİĞİ TARİHSEL GELİŞİMİ Avrupa Birliği düşüncesi tarihsel süreç içerisinde önemini hep korumuştur. İlk çağlarda Ege Denizi kıyılarında yaşayan insanlar, denizin doğusuna yani güneşin doğduğu tarafa AÇU (ASU), battığı tarafa da EREB (İRİB) ismini vermişlerdir. Samî dillerinde kullanılan bu sözcükler, Finikeliler tarafından Yunanlılara iletilmiş ve zaman içinde Yunan dilinde ACU (ASU), ASİA olmuş, EREB’ de (İRİB), EUROPA olmuştur. Avrupa’nın birleştirilmesine yönelik fikirler ve projelerin ileri sürülmesi ise, yüzyıllarca öncesine dayanmaktadır. Örneğin, La Rochefoucault, Saint Simon, Viktor Hugo, Willam Pen, De Gasperi gibi düşünürler Avrupa’ da bir birliğin kurulmasına inanan isimlerdir. Ancak ilk düşünürler şair Dante ve Pierre Dubois olmuştur. Dante, 310 yılında kaleme aldığı Monarchia isimli yapıtında “Birlikten” sözetmiştir. Avrupa’yı birleştirme düşüncesinin kökenlerini Eski Yunan’a kadar götürmek mümkün olsa da birleşik Avrupa kavramının asıl oluşmaya başladığı dönem orta çağ olmuştur. Bu çağın dinamikleri ve takip eden Rönesans’ la, Reform ve Aydınlanma dönemlerinde bugünkü batı Avrupa’nın düşünsel yapısı oluşmaya başlamıştır. Aydınlanma döneminde, akılcı düşüncenin eski, geleneksel ve değişmez kabul edilen varsayımlardan, önyargılardan ve ideolojilerden özgürleştirilmesini ve yeni bilginin kabul edilmesi amaçlanmıştır. Sanayi ve Fransız devrimlerinin düşünsel altyapısı da, bu çerçevede oluşturulurken İngiltere’de 1760 yılında sanayi devriminin başlaması ve bütün kuzeybatı Avrupa’ya yayılması, Avrupa’nın yeni kimliğinin belirleyici unsuru olmuştur. Orta çağ sonrası dönemde William Pen’in Fransa ile İngiltere arasında bir daha savaş yaşanmaması yolundaki çabalardan ilhan alarak 1693 tarihinde yazdığı “Avrupa’nın Şimdiki Ve Gelecekteki Barışı üzerine Deneme” başlıklı kitap bu döneme ait bir Avrupa örgütlenmesi planıdır. Avrupa’nın bütünleşmesine yönelik planlar 19. yy‘ a kadar sadece düşünceden ibaret kalmıştır. 19. Yy’ ın başlarında gerçekleşen iki ayrı birleşme hareketi, Avrupa bütünleşmesi konusunda ileride atılacak adımlar için örnek teşkil etmiştir. Bunlar; 1. 2. 1819 da Prusya’da Maasen tarifesini kabulü ilk kez iç ticari engellerin kaldırılmasıdır. 1834 yılında Alman devletleri arasında Gümrük Birliği’nin kurulmasıdır. Görüldüğü gibi, Avrupa’nın dağınık devletlerinin birleştirilmesine yönelik bir Avrupa Birliği düşüncesi gerçek anlamda 19. Yy da şekillenmiştir. Birlik sağlama yönünde ki çabalar savaşları sonlandıramamıştır. Nitekim Birinci Dünya Savaş’ı sonrasında savaş sonrasında kesintiye uğrayan bütünleşme hareketlerine hız verilmiştir. ‘Barış İçin Birleşme’ çabalarının başında, 1919 da Cenevre’de Milletler Cemiyeti’nin ve 1924 yılında Pan-Avrupa hareketi kurulması gelmektedir. Kalergi önderliğinde ki fedaralist Pan-Avrupa Birliği hareketi 26 üye devletin temsilcilerinin katılımıyla bir temsilciler konferansı oluşturulmasının, bir devletlerarasında ki ihtilafların antlaşmalarla giderilmesini, ingilizcenin, birliğin ana dili olmasını ve bir Gümrük Birliği tesis edilerek Avrupa Fedarasyonu Anayasası hazırlanmasını ön görmüştür. 1930’lı yıllarda Avrupa da yükselen faşizim ile gelen istikrarsızlık ve yayılmacılık hem Avrupa bütünleşmesi çabalarını gölgelemiş hem de Avrupa’yı yeni bir dünya savaşına itmiştir. Bu bakımdan, savaş sonrası Avrupa’nın karşı karşıya kaldığı temel sorunların ortaya konulması, Avrupa bütünleşmesi ve Avrupa Birliği’nin oluşması açısından son derece önemlidir. Bu sorunlar; Avrupa ekonomisinin düzeltilmesi, Başka bir Avrupa devletinin bütün Avrupa’yı güç ve şiddet yoluyla ele geçirmeye yönelik politikalarının engellenmesi, Siyasi açıdan güçlü bir konuma gelebilmek, Sovyetler ve Amerika karşısında söz sahibi olabilmek için Avrupa’da siyasi bir birlik oluşturulması, olarak sayılabilir. Kıta Avrupa’sında; İtalya, Fransa ve Almanya gibi savaşın verdiği zararları en ağır şekilde yaşayan ülkelerde Avrupa federalizmini savunan düşünceler 1940’ların ikinci yarısında çıkışa geçmiştir. 1948 yılında Lahey’de toplanan Avrupa konferansında netlik kazanmıştır. Konferansın sonucunda Avrupa Konseyi kurulmuştur. Ayrıca İkinci Dünya Savaşı sonrasında yenik düşmüş Almanya’nın Avrupa’yı tekrar tehdit etmemesi için neler yapılabileceğinin düşünülmesi sonucunda Fransız Dışişleri Bakanı Robert Schuman’ dan ilk somut adım gelmiştir. Fransa’da üst düzey bir bürokrat olan Jean Monnet’in hazırladığı ve Schuman tarafından açıklanan plan Batı Almanya ve Fransa kömür ve demir kaynaklarını ve üretimini bir araya getirmeyi ve isteyen Avrupa devletlerinin de bu topluluğa katılabilmesini öngörmüştür. Batı Almanya, topluluğu, ülkenin uluslararası saygınlığını artıracak önemli bir araç olarak benimsemiş ve Schuman’ın planına destek vermiştir. Birçok ülkede gerek kendi çıkarları gerek mecburiyetten bu plana katılmalarını zorunlu kılmıştır. 18 Nisan 1951 günü pazarlıklar sonucunda ABD’nin teşvikiyle altı ülke Paris Antlaşması’nı imzalamış ve Avrupa Kömür Çelik Topluluğu’nu (AKÇT) kurmuşlardır. Topluluğun diğer kurucu üyeleri, İtalya ve Benelüks ülkeleri (Belçika, Hollanda, Lüksemburg) idi. Bu işbirliğinin kurucuları, yaptıklarını "Avrupa ittifakında ilk adım" olarak nitelediler. 1957 yılındaki Roma Antlaşması ile iki yeni topluluk daha oluşturuldu: gümrük birliği işlemlerini sağlayan Avrupa Ekonomik Topluluğu ve nükleer enerji çalışmaları yürütmek için kurulan Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu.(Euratom) 1967 yılına gelindiğinde imzalanan Brüksel Antlaşması ile, var olan 3 topluluk Avrupa Topluluğu (AT) adıyla tek bir çatı altında toplandı. 1973 yılında AT, Danimarka, İrlanda ve Birleşik Krallık’ı da içine alarak genişleme yoluna gitti.(birinci genişleme süreci) 7 Şubat 1992 tarihinde ise, Maastricht Antlaşması yürürlüğe sokuldu. Bu antlaşma ile ilk kez Avrupa Birliği terimi kullanıldı. Bundan böyle AT veya AET, Avrupa Birliği (AB) olarak anılmaya başladı. 2004 yılına gelindiğinde ise, Avrupa Birliği'nin tarihindeki en büyük genişleme dalgası gerçekleşti ve 10 yeni ülke (Çek Cumhuriyeti, Estonya, GKRY, Letonya, Litvanya, Macaristan, Malta, Polonya, Slovakya ve Slovenya) Avrupa Birliği'ne katıldı. 2007 yılında, Bulgaristan ve Romanya'nın katılımıyla AB'nin üye sayısı 27'ye yükseldi. 2013 yılında Hırvatistan'ın katılımıyla Avrupa Birliği Üye Devlet sayısı 28'e ulaştı. TEMEL KURUCU ANLAŞMALAR AVRUPA KÖMÜR VE ÇELİK TOPLULUĞU(PARİS ANLAŞMASI) 1950’lerin başında toparlanmaya başlayan Avrupa ekonomisi, uluslarüstü bir anlayışla daha iddialı bir örgütlenme ve bütünleşme çabasına girmiştir. En önemli ve sembolik olanı Schuman Deklarasyonudur. Bu Deklarasyonda ‘Monnet Planı’ olarak bilinen memorandumun önemli etkisi olmuştur. Schuman deklarasyonu günümüze kadar uzanan Avrupa bütünleşmesinin temel mantığını ortaya koymaktadır. 18 Nisan 1951’de Fransa,İtalya,Almanya,Belçika,Hollanda ve Lüksemburg arasında Paris’te imzalanan anlaşmayla AKÇT kurulmuştur. AKÇT ile devletler tarihte ilk defa kendi iradeleriyle ulusal egemenliklerinin bir kısmını uluslarüstü bir kuruma devrettiler. AKÇT ile AB’nin bugünkü temeli atılmıştır. AVRUPA EKONOMİK TOPLULUĞU(AET) VE AVRUPA ATOM ENERJİSİ TOPLULUĞU(AAET/EURATOM) AKÇT’nin kuruluşundan sonra Batı Avrupa ülkeleri kömür ve çelikte yapılan işbirliğinin diğer alanlara da genişletmek istemiştir. Hollanda Dış İşleri Bakanı Johan Willem Beyen daha kapsamlı bir ekonomik bütünleşmeye gidilmesi önermiştir. 1955’te Messina’da toplanan 6 ülkeden delegelerle ‘Avrupa Atılımı’ başlıklı bir ilke kararı alınmasına zemin hazırlanmıştır. Bu kararda; Avrupa’da güvenliğin sağlanması Hayat standartlarının yükseltilmesi Taşıma, nükleer ve geleneksel enerji gibi alanlarda işbirliğinin başlatılmasının sosyal politikalarının uyumlaştırılması Geniş ortak pazarın yaratılması Ekonomilerin bütünleştirilmesi ve ortak kurumların kurulmasını istemişlerdir. Bu gelişmeler doğrultusunda 29-30 Mayıs 1956’da Venedik’te yapılan Roma Anlaşmasıyla AET ve AAET kurulmuştur. 1 Ocak 1958’de yürürlüğe giren AET’nin amacı; Kömür ve çelikte gerçekleştirilen bütünleşmeyi ekonominin tüm alanlarına yaymak Ortak bir pazar ve mallar için gümrük birliği kurmak Ekonomik kalkınma için ortak kurumlar tesis etmek AAET’nin amacı; Atom enerjisini üye ülkelerde barışçı amaçlarla kullanımını gerçekleştirmek Nükleer sanayilerin hızla kurulması ve büyümesi için gereken koşulların sağlanması Üye ülkelerde hayat standartlarının yükseltilmesi BİRLEŞTİRME ANLAŞMASI(FÜZYON/BRÜKSEL) 8 Nisan 1965’te Brüksel’de imzalanmış, 1 Temmuz 1967’de yürürlüğe girmiştir. Dönemin üç Avrupa topluluğu olan AKÇT,AET ve AAET’yi tek çatı altında birleştiren anlaşmadır. Amacı; bu toplulukların organlarının ortak faaliyet içerisinde olmasıdır. AKÇT’nin yüksek otoritesi AET ve AAET’nin komisyonları Avrupa Toplulukları Komisyonu altında birleştirilmiştir. Bu Komisyon her üç topluluğun yürütme organı haline gelmiştir. Brüksel Anlaşması, 1997 yılında onun yerini alan Amsterdam Anlaşması ile yürürlükten kalkmıştır. TEK AVRUPA SENEDİ Jacques Delors başkanlığındaki komisyonun 1985’te hazırladığı Beyaz Kitab’ a dayanarak topluluk 1 OCAK 1993’te tek Pazar oluşturmayı kendine hedef edinmiştir. 17 ŞUBAT 1986’da Lüksemburg’da 28 ŞUBAT 1986’ da Lahey’de imzalanmıştır. Bu antlaşma ile, Avrupa parlamentosunun yetkileri artırılmış ve nitelikli oy çokluğu ile karar alma mekanizması getirilmiştir. İç pazarın oluşturulması ile ilgili en önemli belge olarak kabul edilir. MAASTRİCHT ANLAŞMASI (AVRUPA BİRLİĞİ ANLAŞMASI) 7 ŞUBAT 1992 tarihinde imzalanmış ve 1 KASIM 1993 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Avrupa Tek Senedi’nden sonra AB’nin oluşumundaki ikinci en büyük anlaşmadır. Birliğin hukuku temelleri atılmış, AB’nin anayasası şeklinde görülmüştür. Maasricht antlaşması Avrupa Parlamentosu’nun yetkilerini artırmış, üye ülke karar organlarına kısıtlamalar getirmiş ve bütünleşme sürecini Ekonomik ve Parasal Birlik(EPB), Ortak Dış ve Güvenlik(ODGP) ve Adalet ve İçişleri alanında iş birliği olmak üzere üç sütun ayrılmıştır. AVRUPA BİRLİĞİ KURUMLARI • AVRUPA PARLAMENTOSU • AVRUPA BİRLİĞİ KONSEYİ • AVRUPA KOMİSYONU • AVRUPA BİRLİĞİ ZİRVESİ • AVRUPA SAYIŞTAYI • AVRUPA BİRLİĞİ ADALET DİVANI • AVRUPA MERKEZ BANKASI • DİĞER KURUMLAR, ORGAN VE KURUMLAR • EKONOMİK SOSYAL KOMİTE • BÖLGELER KOMİTESİ • AVRUPA YATIRIM BANKASI AVRUPA PARLAMENTOSU AVRUPA PARLAMENTOSU(YASAMA ORGANI) Avrupa Birliğinin yasama organıdır. Avrupa Parlamentosu, AB halklarının demokratik siyasi iradesidir. Öncelikli amaçları; kanun yapmak, bütçeyi kontrol etmek ve yürütme erkini denetmek. Parlamenterler kendi ülkesinde oy kullanma hakkı olan her AB vatandaşı tarafından seçilmektedir. Avrupa Parlamentosu 1979’dan bu yana tek dereceli seçimle 5 yıl için iş başına gelmektedir. Kurulduğunda yasama meclisi olarak çalışan Avrupa parlamentosu bugün yasama parlamentosu haline dönüşmüştür. AB bütçesi, her yıl Aralık ayında Avrupa Parlamentosu tarafından onaylanır. Avrupa Parlamentosu yürütme üzerinde denetim uygulayabilmektedir. Avrupa vatandaşları bireysel veya grup olarak Avrupa parlamento’suna başvurma hakkına sahiptir. Avrupa Birliği vatandaşları bireysel veya grup olarak AP’ye başvurma hakkına sahiptir. AB’de tüm siyasi eğilimler parlamentoda temsil edilmektedir. Parlamentoda üye ülkeler, nüfus oranlarına göre sandalye sayısına sahiptirler. AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLAR KONSEYİ AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLAR KONSEYİ(KARAR ORGANI) AB’nin ana karar alma kuruluşu Avrupa Birliği Bakanlar Konseyi’dir. 9 ayrı konsey yapılanması vardır. Bunlar; Genel İşler ve Dış İlişkiler, Ekonomik ve Mali işler, Adalet ve İç İşleri, İstihdam, Sosyal Politika,Sağlık ve Tüketici Hakları,Rekabet, Ulaştırma, Telekomünikasyon ve Enerji, Tarım ve Balıkçılık, Eğitim, Gençlik ve kültür. Konsey Birliğe bağlı ülkeleri temsil eder ve toplantılarına her ülkeden en az bir bakan katılır. Katılımcı bakanın kim olacağı ise konseyin gündem maddelerine bağlıdır. Konseyin temel görevlerini; Yasama(AP ile paylaşır), üye devletlerin genel ekonomi politikalarının koordinasyonu, AB bütçesinin onaylanması, AB ile diğer ülkeler veya uluslararası örgütler arasında uluslararası anlaşmalar imzalanması, cezai konularda ulusal mahkemeler ve polis güçleri arasında işbirliğinin koordinasyonu oluşturmaktadır. Konsey kararları oylama sonucu; basit çoğunluk, nitelikli çoğunluk, oy birliği ile karar alır. Anlaşmalarda aksi belirtilmediği sürece, AB Konseyi kararları salt çoğunluk yöntemiyle alır. Her ülkenin konsey’deki oy sayısı ülke nüfusları ile orantılıdır. AVRUPA BİRLİĞİ KOMİSYONU(YÜRÜTME ORGANI) Avrupa Komisyonu, AB politikalarının tasarlayıcısı ve koordinatörüdür. Komisyonun kuruluşu kurucu anlaşmalara dayanır. Avrupa Birliği Komisyonu politik açıdan bağımsız bir kurumdur ve AB’nin genel çıkarlarını korur. Komisyonun dört temel görevi arasında; Konsey’e önergeler sunmak, Konsey tarafından hazırlanan birliğin bütçesini yönetmek ve uygulamak, Avrupa Birliği Adalet Divanı ile birlikte Avrupa birliği hukukunun uygulanmasından sorumlu olmak, uluslararası arenada Birliği temsil etmek ve yapılacak anlaşmaları müzakere etmek sayılmaktadır. Komisyon, yaptıklarıyla AP karşısında siyasi olarak sorumludur. Komisyon yeni yasa taslaklarının hazırlanması konusunda tek yetkili kurumdur. Hükümetler ve yerel yönetimler tarafından yapılan harcamaları denetlemekle yükümlüdür. Komisyon, anlaşmaların önde gelen koruyucusudur. Uluslar arası arenada Avrupa birliğini temsil eder. AVRUPA BİRLİĞİ ZİRVESİ AVRUPA BİRLİĞİ ZİRVESİ(İTİŞARE ORGANI) Avrupa Birliği Zirvesi, Avrupa Birliğine üye devletlerin başbakanları veya devlet bakanları ile Avrupa Birliği Zirvesi Başkanı ve Avrupa Komisyonu Başkanı’nın katılımı ile meydana gelir. Yılda dört defa toplanan Zirve, Birliğin gelişmesi ve Avrupa’nın bütünleşmesi doğrultusunda öncelikleri ve temel politikaları belirleyen kararlar alır. Avrupa birliği zirvesinin herhangi bir yasama yetkisi yoktur. AB üyesi tüm devletlerin en üst düzey yetkililerinin bir araya geldiği ve temel politikaları belirlediği kurun olmasından dolayı siyasi ağırlık ve yönlendirme gücü taşır. Çoğunlukla uzlaşıyla, istisna olarak nitelikli çoğunlukla karar alır. AVRUPA BİRLİĞİ SAYIŞTAYI Avrupa bütçesinin denetiminden ve en doğru şekilde idare edildiğinin gösterilmesinden sorumludur. Avrupa Sayıştayı her bir üye devletten birer üye olmak üzere 28 üyeden oluşmaktadır. Üyeler, Konsey tarafından parlamentoya danışıldıktan sonra, 6 yıllık bir süre için tayin edilir. Üyeler kendi aralarında Başkan seçerler ve üç sene boyunca görevi yürütür. Bu üyeler kendi ülkelerinde denetim kurumlarında çalışan veya çalışmış ve bu görev için özel niteliğe sahip kişilerin arasından seçilir. Sayıştay Birliğin fonlarını idare etmekle yükümlü bütün kurumların girdi ve çıktılarını denetler. Diğer görevi ise önemli kanun tasarılarının hazırlanmasında görüş bildirmek. Avrupa Birliği Adalet Divanı Avrupa birliği Ekonomik ve sosyal komitesi Ombudsman Avrupa Birliği Bölgeler komitesi Avrupa Yatırım Bankası Avrupa Merkez bankası Avrupa Birliği Adalet Divanı 1958’de kurulmuş Hukukun her koşulda bütün taraflar için eşit olmasını sağlamaktadır. Adalet Divanı, üye ülkeler, AB kurumları, şirketler ve bireyler arasında ortaya çıkabilecek uyuşmazlıkları çözüme kavuşturmaya yetkilidir. Üye ülkeler arasında çıkan anlaşmazlıklarda, Adalet Divanı’nın yargı yetkisi mevcuttur. Ulusal anlaşmazlıklarla ilgili karar verme yetkisi yoktur. Avrupa Birliği Adalet Divanı Adalet Divanı merkezi Lüksemburg’dadır. 28 yargıçtan oluşur, 8 adet Hukuk Sözcüsü halı hazırda bulunur. Adalet Divanı üyeleri 6 yıllık bir süre için seçilirler. Divan müzakereleri gizli olup, açıklanamaz, kararlar çoğunluk oyuna göre oluşur ama tüm yargıçlar tarafından imzalanır ve karşı oylar yayınlanmaz. Görevi, Avrupa antlaşmalarının hukuka uygun biçimde yorumlanması ve uygulanmasını sağlamaktır. Anlaşmalardaki bazı tartışmalı metinlerin nasıl anlaşılması gerektiği konusunda da karar verir Avrupa Birliği Adalet Divanı •Adalet Divanı üye ülkelerin antlaşmalara aykırı davrandığına karar verebilir, antlaşmalardan doğan yükümlüklerini yerine getirmeyen ülkelere uyarı ve para cezaları verebilir. •Bir hukuki işlemin tartışmalı bir sonuç doğurması halinde, ulusal mahkemelerden herhangi biri Avrupa Adalet Divanı’ndan ön karar isteyebilir. • Kararları kesin ve bağlayıcıdır. • Ulusal anlaşmazlıklarla ilgili karar verme yetkisi yoktur. Avrupa Birliği Adalet Divanı Adalet Divanı, 4 farklı şekilde karar alma mekanizmasına katılıp görev yapmaktadır: 1. Esas öncesi başvurular 2.Yükümlülükleri yerine getirmede kusur başvuruları 3.İptal başvuruları 4. Yetersizlik başvurusu Divan ne yapar? Divan, kendisine gelen davalarda hukuki kararlar verir. Yaygın beş dava tipi şunlardır: ön hukuki karar için başvuru; bir zorunluluğu yerine getirmemekle ilgili eylemsizlik davaları; fesih davaları; eylemsizlik davaları; tazminat davaları. Ekonomik ve Sosyal konsey Ekonomik ve sosyal konsey Görevi: Organize sivil toplumu temsil eder. Üye sayısı: 353 Görev süresi: 5 yıl Merkezi: Brüksel Ekonomik ve sosyal konseyin üye sayıları: Almanya, Fransa, İtalya ve Birleşik Krallık: 24 üye İspanya ve Polonya: 21 üye Romanya: 15 üye Belçika, Yunanistan, Hollanda, Portekiz, Avusturya, İsveç, Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Bulgaristan: 12 üye Danimarka, İrlanda, Finlanda, Litvanya,Slovakya ve Hırvatistan: 9 üye Estonya, Letonya ve Slovenya: 7 üye Lüksemburg ve Kıbrıs: 6 üye Malta: 5 üye Avrupa Merkez Bankası Avrupa Merkez Bankası Tüzel kişiliğe sahip bağımsız bir AB organıdır. Görevi, para birimi olarak Avro'yu kullanan AB üyesi ülkelerden oluşan Avro bölgesinde fiyat istikrarını sağlamaktır. Avro bölgesi dahilinde kağıt para basımına izin verme konusunda tek yetkilidir. Merkezi Almanya'nın Frankfurt kentinde olan Banka'nın karar alma organları, Yürütme Kurulu, Yönetim Konseyi ve Genel Kurul'dur. Avrupa Yatırım Bankası Avrupa Yatırım Bankası 1958 Roma Anlaşmasıyla kurulmuş. Birliğin bütünleşmesini sağlayan devlet ve özel sektör projelerini finanse eder, istikrarlı büyümeye,ekonomik ve sosyal uyumun gelişmesine katkıda bulunur. Amacı AB üyeleri arasındaki ekonomik ve toplumsal bağlılığı ve dengeli kalkınmayı teşvik ederek Avrupa bütünleşmesini daha ileriye götürmektedir. Bölgeler komitesi • Komitenin halihazırda 353 üyesi bulunmaktadır. • Komite üyeleri 5 yıllık süre için seçilirler Ombudsman • Ombudsman pozisyonu Maastricht Antlaşması tarafından oluşturulmuştur. • AB kurumlarındaki kötü yönetime ilişkin olarak yapılan şikayetleri inceler • Ombudsman araştırmalarını çoğunlukla şikayetlere dayanarak yapar; ancak kendi inisiyatifiyle de araştırmalar başlatabilir. AVRUPA GENİŞLEMESİ Bugünkü Avrupa Birliği'nin (AB) temellerini, 1951 yılında Almanya, Fransa, İtalya, Belçika, Lüksemburg ve Hollanda'nın imzaladığı Paris Antlaşmasıyla kurulan Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu ile yine aynı ülkelerin 1957 yılında imzaladığı Roma Antlaşmasıyla kurulan Avrupa Ekonomik Topluluğu ve Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu oluşturuyor. Avrupa bütünleşmesi birbirini takip eden çeşitli genişleme ve derinleşme süreçlerinden geçerek ortak para biriminden, tarım ve göç politikalarına kadar pek çok alanda ortak politikalar uygulayan 28 üyeli bir Birliğe dönüşmüştür. Genişleme bu süreçte, AB'nin en önemli dış politika aracıdır. AB yeni üye devletleri bünyesine katarak ekonomik, siyasi ve jeopolitik açıdan çok daha güçlü bir Birlik haline geldi ve uluslar arası sistemdeki etkinliğini artırdı. Avrupa bütünleşmesine paralel olarak AB'nin genişleme politikası yön çizmiştir. Merkezi ve Doğu Avrupa Ülkelerinin üye olduğu son genişleme dalgası, genişleme politikasının ve "koşulluluk" ilkesinin kurumsallaşmasını sağlamıştır. 1993’de yapılan Kopenhag Zirvesinde belirlenen kriterler üyelik koşullarını kesin bir biçimde ortaya koydu. Aday ülkelerin üyelik koşullarını karşılamak için yapmakla yükümlü olduğu çalışmalar, Katılım Ortaklığı Belgesi ve İlerleme Raporu gibi belgelerle düzenli olarak izlenmeye başlanıldı. Genişleme süreci, temel olarak 5 döneme ayrılabilir. Birinci Genişleme (İngiltere, İrlanda, Danimarka - 1973) İngiltere, İrlanda ve Danimarka 1961 yılında üyelik için AB'ye başvurdular. Fransa dışındaki diğer ülkeler, İngiltere'nin üyeliğine sıcak bakarken, dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Charles De Gaulle, 1. Ülkenin Kıta Avrupa'sından oldukça farklı olduğu, 2. Ülkenin ekonomik sıkıntılar yaşadığı, 3. Amerika Birleşik Devletleri'ne askeri ve diplomatik açıdan bağımlı olduğu Bu yüzden Birliğin gelişimini engelleyeceği gibi gerekçelerle bu üyeliğe karşı çıktı. İngiltere 1967 yılında tekrar başvuruda bulundu ve başvurusu aynı gerekçelerle yine kabul edilmedi. Genişleme süreci, ancak 1969 yılında De Gaulle'ün Fransa Cumhurbaşkanlığından istifa etmesinden sonra başladı ve İngiltere, İrlanda, Danimarka 1 Ocak 1973'te AB'ye üye oldu. İkinci Genişleme (Yunanistan - 1981) 1961 yılında AB ile Ortaklık Antlaşması imzalayan Yunanistan ile ilişkiler, Albaylar Cuntası'nın 1967 senesinde yönetime el koymasıyla askıya alındı. 1974 yılında Askeri Cuntanın yönetimi sivillere bırakmasıyla, demokratik bir yönetime kavuşan Yunanistan, 1975 yılında tam üyelik için AB'ye başvurdu. Başvuru AB içinde, Yunanistan'ın üye olmaya gerek siyasi gerek ekonomik açıdan hazır olmadığı, diğer üye devletlerle ortak değerleri paylaşmadığı gibi kaygılarla karşılandı. Altı yıl süren müzakere sürecinin ardından üye devletler Yunanistan'ı dışarıda bırakmak yerine, onun demokratikleşmesinin Birlik içinde daha etkili sağlanabileceği görüşünü savunmaya başladı ve Yunanistan 1 Ocak 1981'de AB'ye üye oldu. Üçüncü Genişleme: (İspanya, Portekiz - 1986) İber Yarımadası genişlemesi olarak da tanımlanır. İspanya ve Portekiz'in 1 Ocak 1986’ da AB'ye üye olmuştur. Ancak bu iki ülkenin üyeliği oldukça tartışmalı geçmiştir. Nedeni ise, başvuruda bulundukları 1970'lerde hem siyasi hem de ekonomik olarak az gelişmiş olmalarıdır. İspanya ve Portekiz'in AB'ye üye oldukları takdirde gerek tarım alanında gerekse işçilerin serbest dolaşımı konusunda üye devletlere ekonomik açıdan yük oluşturabilecekleri endişesi, AB'nin gündemini uzunca bir süre meşgul etmiştir. AB bu dönemde uyguladığı tarım politikasının yol açtığı üretim fazlası sıkıntılarıyla karşı karşıya olduğu için, İspanya ve Portekiz'in üyeliğine karşı ciddi bir muhalefet oluştu. Ancak Akdeniz'in AB açısından jeopolitik önemi ve genişleme politikasının başarısı tüm bu tartışmaların aşılmasını sağladı. Dördüncü Genişleme: (Avusturya, Finlandiya, İsveç - 1995) Bu genişleme Soğuk Savaş sonrasında yaşanan gelişmelerle ilgilidir. Bu ülkeler savaş sırasında tarafsızlık politikası izlediler ve savaştan sonra AB’ye katılmaya karar verdiler. Birliğin ortak para birimi ‘avro’ ya geçmeye çalıştığı ve genişlemenin AB’nin gelişiminde önemli araç olarak görülmesinden dolayıAvrupalı olarak adedilen bu ülkelerin başvurusu olumlu karşılandı. 1 OCAK 1995’te AB üyesi oldular. Beşinci Genişleme: (Macaristan, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Slovenya, Letonya, Litvanya, Estonya, Malta, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi - 2004) (Romanya, Bulgaristan - 2007) Soğuk Savaş'ın sona ermesi Avrupa kıtası açısından gerçek bir dönüm noktasıdır. Yarım yüzyıllık bölünmüşlüğün sona ermesi tüm Avrupa'da coşkuyla kutlandı. Kendi iradelerine bağlı olmadan, Avrupa bütünleşmesin dışında kalan Merkezi ve Doğu Avrupa Ülkeleri ile Malta ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi AB üyeliği için hemen başvurdu. Ancak ilk günlerin, "Avrupa'nın yeniden birleşmesi" (reunification of Europe) konusundaki heyecanının yerini "genişlemenin bedeli derinleşme olmamalı, Birliğin edinimleri zayıflamamalı" düşüncesi aldı. Hem aday ülkelerin özellikleri hem de Avrupa bütünleşmesinin ulaşmış olduğu derinlik açısından daha önceki genişlemelerden farklı olmasından dolayı sancılı geçti. AB'nin kurumsal yapısı değişti, karar alma mekanizmaları yeniden düzenlendi. Kopenhag üyelik koşulları çerçevesinde toplumsal yaşamın hemen her alanını yeniden düzenlediler. 1998 yılında Macaristan, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovenya, Estonya ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimiyle, 2000 yılında ise Bulgaristan, Letonya, Litvanya, Malta, Romanya ve Slovakya ile başlayan müzakereler, Bulgaristan ve Romanya dışındaki diğer ülkelerin 1 Mayıs 2004'te AB'ye katılımlarıyla sonuçlandı. Bulgaristan ve Romanya ise yolsuzlukla mücadele konusundaki eksikliklerini tamamlayarak 1 Ocak 2007'de Birliğe üye oldu. Böylece, Avrupa Birliği'nin üye sayısı 27 oldu. Türkiye dışında AB üyeliğine aday olan 4 ülke bulunmaktadır: Makedonya, Karadağ, Sırbistan ve Arnavutluk. İzlanda, 12 Mart 2015 tarihinde AB’ye adaylık başvurusunu geri çekmiştir. Bosna Hersek ve Kosova ise potansiyel aday ülkelerdir. Birliğin temel önceliği; • Her geçen gün daha çok alanda ortak mevzuatın ve uygulamanın oluştuğu AB müktesebatının korunması ve bütünleşme sürecinde geri adım atılmamasıdır. AB'nin gelişimine paralel olarak genişleme politikası ve üyelik koşuları da değişmiş, üyeliğin getirdiği sorumluluklar arttıkça, yeni üye olacak ülkelerin önündeki engel artmıştır. Ancak genişleme AB'nin hâla en önemli dış politika aracıdır ve AB'nin uluslararası sistemdeki artan gücünün temel kaynağıdır. Son olarak, 3 Ekim 2005'te katılım müzakerelerine başlayan ve 9 Aralık 2011'de Katılım Antlaşmasını imzalayan Hırvatistan’ın 2013 yılında üye olmasıyla, AB 28 üyeli bir Birlik haline geldi. Akçay, B ve Göçmen, İ(2014) ‘Avrupa birliği; Tarihçe, teoriler, kurumlar ve politikalar’ seçkin yayınları, ANKARA Akçay Belgin, Kahraman Sevilay, Baykal Sanem, Avrupa Birliği’nin Güncel Sorunları Ve Gelişmeler, Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2008 Dınan Desmont, (çeviri: Hale Akay), Avrupa Birliği Tarihi, İstanbul, Kitap Yayınevi, 2009 Ertürk, E. (1998) İktisadi irleşmeler teorisi ve Türkiye’nin içinde bulunduğu İktisadi birleşme hareketleri. Alfa-Aktüel yayınları. Karluk, R.(2011) ‘ Avrupa Birliği kuruluşu, Gelişmesi, Genişlemesi, kurumları’ Beta yayınları. İSTANBUL. Kaya Ayhan, Aydın Senem, Gürsoy Yaprak, Beşgül Özge, Avrupa Birliği’ne Giriş; Tarih, Kurumlar ve Politikalar, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları 365 Siyaset Bilimi 39, 2011 Noel, Emile(1977) ‘Avrupa Topluluğunun organları nasıl çalışır, AET anlaşmalarının temel maddeleri’ 2. Baskı ANKARA. Özpençe, Ö.(2009) ‘ Avrupa parasal birliğinde Maliye Politikaları Koordinasyonu ve Türkiye Analizi’ T.C Maliye Bakanlığı Strateji geliştirme Başkanlığı. ANKARA Pazarcı H.(1988) ‘AT ve Türkiye AT İlişkileri semineri’. TOBB. 5-7 Ocak. ANKARA. http://www.ikv.org.tr Erişim: 14.03.2016 http://www.i7to.org.tr Erişim: 14.03.2016 AB(2007) ‘Avrupa birliği nasıl çalışır’. Erişim: 13.03.2016 http://otonus.home.anadolu.edu.tr/eutur/AB_nasil_calisir_FULL.pdf Avrupa Bülteni http://www.abbulteni.org/tr/ab-kurumları/69-aba-bakanlar-konyesi T.C Avrupa Birliği Bakanlığı sitesi http://www.ab.gov.tr/index.php?p