Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü Çalışma Tebliği No:07/02 Türkiye’de Kamu Borç Stokunun Yapısı: Orijinal Günah Göstergeleri ve Risk-Dahil Kamu Borç Yükü Burcu GÜRCİHAN Erdal YILMAZ Şubat 2007 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiye’de Kamu Borç Stokunun Yapısı: Orijinal Günah Göstergeleri ve Risk-Dahil Kamu Borç Yükü* Burcu GÜRCİHANa Erdal YILMAZa a Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Özet Türkiye’de, borç stokunun yapısı incelendiğinde, vadesinin kısa; değişken faizli, döviz cinsi/ dövize-endeksli senetlerin stok içerisindeki payının ise yüksek olduğu görülmektedir. Bu yapı, faiz oranı ve döviz kuru oynaklıklarına karşı borç servisi/ borç stokunu riskli hale getirmektedir. Bu nedenle, bu tür bir yapıdaki borç stokunun riskleri içerecek şekilde hesaplanması anlamlı olmakta ve kamunun üstlendiği olası riskin izlenmesine imkan tanımaktadır. Bu çalışmada, faiz oranı ve döviz kurundaki oynaklığın borç stokunun gelişimine dahil edilmesi suretiyle, ülke riskliliğinin değerlendirilmesinde kullanılabilecek yeni bir gösterge oluşturulması amaçlanmıştır. Bu çerçevede, risk unsurlarını içeren bir gösterge hesaplamak için VaR (Value-at-Risk) metodolojisinden faydalanılmış, tarihsel simulasyon yöntemi kullanılarak borç yükünün (Borç Stoku /GSYİH) yüzde 95 güven aralığında alabileceği maksimum değer hesaplanmıştır. Söz konusu maksimum değer, risk-dahil borç yükü olarak tanımlanmıştır. Farklı tarihsel zaman kesitleri baz alınarak oluşturulan risk-dahil borç yükü göstergelerinin zaman içindeki gelişimi, borç stokunun yapısındaki değişim ve seçilen zaman kesitinde, faiz oranı ve döviz kurunun oynaklığının gelişimini yansıtmaktadır. Zaman kesitinin uzunluğundan bağımsız olarak, 2002 yılından itibaren farklı dönemlerde, risk-dahil borç yükü azalma eğilimine girmekle birlikte, 2005 yılı birinci çeyreği itibarıyla 2001 krizi öncesine göre yüksek seviyede bulunmaktadır. Risk-dahil borç stokunun kriz öncesi seviyesine dönememesi, 2001 krizi sonrasında yaşanan seviye artışı ve yapısal değişimi yansıtmaktadır. Anahtar kelimeler: Kamu borç yükü, Borç stokunun yapısı, Riske maruz değer (Value-atRisk) JEL Sınıflandırma Kodları: H63, C15. • • Çalısmada yer alan görüsler yazarlara ait olup, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nı baglayıcı nitelik tasımamaktadır. Yazarlar, değerli görüş ve önerileri için Dr. M. Eray Yücel’e teşekkür ederler. Bu makale İktisat, İşletme ve Finans Dergisinin Şubat 2007 sayısında yayınlanmıştır. 2 The Structure of Public Debt in Turkey: Original Sin Indicators and Risk Adjustment Public Debt Burden Abstract Public debt stock in Turkey is characterized with short maturity structure and a significant share of floating rate, FX-indexed and FX-denominated securities. This structure renders debt stock and hence the debt service vulnerable to the movements in the interest and the exchange rate. Considering the fragile structure of the debt stock, surveillance of the risk taken by the public sector as to the interest and FX movements, is crucial. With this motivation in mind, in this paper the risk-adjusted public debt burden is calculated by incorporating the volatility in interest rates and foreign exchange and the joint movements of these two variables to the debt stock. This indicator - computed using Value-at-Risk (VaR) methodology - displays the highest expected value of debt, which may occur within a 95 percent confidence level in the upcoming year as a result of unfavorable developments in interest rate and exchange rate. Under this methodology, debt burden is simulated using the historical values of the risk factors. The evolution of the riskadjusted debt burden, computed using the past values of risk factors, reflects the change in the structure of the debt stock and the volatility of the interest rate and the exchange rate. Irrespective of the historical period on which the calculations are based, Risk-adjusted debt burden decreases after 2002. As of end year 2005, risk-adjusted debt burden remains at a higher level compared to the pre 2001 crises period. This higher level reflects the increase in the level of the debt stock along with the the structural change that took place in 2001. Key Words: Public Debt Burden, Structure of Public Debt, Value at Risk JEL Classification: H63, C15. 3 I. Giriş Yapısı ve seviyesi bakımından sürdürülebilir niteliğe sahip kamu borç yükü (borç stoku/GSYİH), sağlıklı maliye ve para politikaları ile birlikte istikrarlı bir ekonominin temelini oluşturmaktadır. Borç stokunun düzeyi ve yapısı, birim zamana düşen kamu borç servisini (anapara ve faiz ödemeleri) belirleyerek borç ödeme kapasitesini etkilemekte ve dolayısıyla borç stokunun sürdürülebilirliğine dair bekleyişlerin şekillenmesinde rol oynamaktadır. Yoğun olarak kısa vadeli, değişken faizli ve döviz cinsi senetlerden oluşan borç stoku, borç servisini faiz ve kur hareketlerine karşı kırılgan hale getirdiğinden riskli kabul edilmektedir. Kısa vade ve değişken faizli yapı, borcun çevrilme zamanı geldiğinde, faiz ödemelerinin de yer aldığı kamu bütçesini değişken piyasa faiz oranlarına karşı kırılgan hale getirmektedir. Çevrilmesi gereken borç stoku döviz cinsi olduğunda karşılaşılan problem daha da şiddetlenmekte, kamunun, piyasadaki döviz miktarının yetersiz olması veya yatırımcıların döviz cinsi borç verme konusunda isteksiz olması nedeniyle döviz cinsi borçlanamaması, döviz kuru üzerinde yerli paranın değer kaybetmesi yönünde baskı oluşmasına neden olmaktadır. Bununla birlikte, bu durumun uzun süreli olması Merkez Bankası rezervlerinin azalması ile sonuçlanabilmektedir. Vade yapısı ve para birimi kompozisyonu açısından sağlıksız bir yapıya sahip borç stoku, iktisadi krizlerin başlamasında ve yayılmasında önemli bir faktör olmuştur (IMF ve Dünya Bankası, 2001). Diğer taraftan, sağlıklı borç yapısı, borç stokunun faiz ve kura karşı duyarlılığını azaltmak suretiyle, borç stokunun sürdürülebilirliğine ilişkin endişeleri azaltmaktadır. Bu sayede, kamu borcunun ülke ekonomisi için kendi başına bir risk olma potansiyelini azaltarak ülke ekonomisinin finansal risklere karşı daha dayanıklı hale gelmesini sağlamaktadır. Borç stokunun yapısal bozuklarının, bütçe üzerinde risk yarattığı bilinciyle, bir çok ülkede kamu borç stokunun yapısı, farklı borç yapılarının maliyet ve risk özelliklerini dikkate alarak düzenlenmektedir (IMF ve Dünya Bankası, 2001). Ancak ülkeler her dönemde istedikleri borçlanma stratejisini gerçekleştirememektedirler. Ülkedeki ekonomik konjonktür, yatırımcıların geleceğe yönelik risk algılması ve bu çerçevede kamu sektörüne borç verme konusudaki isteksizlikleri kamu borç yönetiminin etkin bir şekilde yürütülmesini engellemektedir. “Orijinal Günah” olarak da tanımlanan, ülkelerin kendi para birimleriyle yurt dışı ve yurt içi piyasalardan uzun vadeli ve sabit faizle borçlanamadıkları bu durumda, kamu, finansman ihtiyacını karşılayabilmek için kısa vadeli ya da döviz cinsinden borçlanmak zorunda kalabilmektedir (Hausmann ve Panizza, 2003). Bu çalışmada, kamu sektörünün üstlendiği olası risklerin zaman içindeki gelişmini izleyebilmek amacıyla, borç stokunun yapısının getirdiği riskleri de dikkate alan yeni bir kamu borç stoku göstergesi türetilmeye çalışılmıştır. Çalışmanın ilk kısmında kamu borç stokunun yapısı, “Orijinal Günah” (OG) göstergeleri kullanılarak açıklanmakta, ikinci kısmında ise risk unsurlarını da içeren yeni bir kamu borç yükü göstergesi türetilmektedir. II. Kamu Borç Stokunun Yapısı ve “Orijinal Günah” Göstergeleri Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin, kendi para birimleriyle yurt dışı ve yurt içi piyasalardan uzun dönemli ve sabit faizle borçlanamadıkları zamanlar olabilmektedir. Bu durum – OG1 olarak adlandırılmakta ve makroekonomik istikrar ve finansal kırılganlığın oluşmasında neden olabilmektedir (Eichengreen ve Hausmann 1999; Eichengreen, Hausmann ve Panizza 2003, Hausmann ve Panizza 2003). Orijinal günahın varlığı hükümetlerin, yurt içinde kısa dönemli ya da yurt dışı ve yurt içi piyasalardan döviz cinsi borçlanmak zorunda kalmalarına neden olmaktadır. Etkin ve yeterli olmayan kurumlar ve uygulanan politikalara karşı oluşmamış yeterli güven, ülkelerin bu sorunu daha da derinden yaşamasına neden olmaktadır. Hausmann ve Panizza (2003) orijinal günaha yurt içi ve uluslararası ayrımı yaparak bakmışlardır. Yurt içi orijinal günah, yurt içi piyasalardan ulusal para birimi cinsinden uzun vadede sabit faizli borçlanamamak olarak değerlendirilmiştir. Bu tür ülkeler kısa vadeli ve kısa vadeli faizlere bağlı değişken faizli borçlanmak zorunda kalmaktadır. Uluslararası orijinal günah ise ülkenin ulusal para birimi cinsinden yurt dışı piyasalardan borçlanamaması olarak tanımlanmıştır. Bu çalışmada, borç stokunun yapısından kaynaklanan kırılganlığını yansıtan orijinal günah göstergeleri Türkiye için hesaplanmıştır (Şekil II.1). İç borç stoku, vade ve borçlanma araçlarının yapısına ilişkin veri seti kullanılarak aşağıdaki şekilde bileşenlerine ayrılmıştır: (UVSF ) . i) Uzun vadeli sabit faizli iç borç stoku ii) Kısa vadeli sabit faizli iç borç stoku iii) Uzun vadeli, kısa vadeli faizlere endeksli iç borç stoku iv) Uzun vadeli, enflasyona endeksli iç borç stoku v) Döviz cinsi ve dövize endeksli iç borç stoku (KVSF ) . (UVDF ) . (UVENF ) . (DC ) . Bu bileşenler kullanılarak, üç farklı gösterge oluşturulmuştur. 1 Orjinal günahın ortaya çıkmasına dair farklı teoriler yer almaktadır. Jeanne (2002) para politikasının kredibilitesine üzerinde durmaktadır. Corsetti ve Mancowiak (2002) gevşek ve istikrarsız maliye politikasına ve mali sürdürülebilirliğe vurgu yapmaktadır. Chamon (2001), Aghion, Bachetta ve Banerjee (2000) çalışmalarında döviz kuru kaybıyla iflas arasındaki pozitif ilişkinin yatırımcıların kendilerini güvende hissedecekleri kadar döviz cinsi borç talep etme inisiyatif yaratığı öne sürmüşlerdir. Daha geniş literatür için bkz Görmez ve Yılmaz (2005). 5 YIGG1 = DC (DC + UVSF + KVSF + UVDF + UVENF ) YIGG2 = (DC + KVSF + UVDF ) (DC + UVSF + KVSF + UVDF + UVENF ) YIGG3 = (DC + UVSF + KVSF + UVENF ) (DC + UVSF + KVSF + UVDF + UVENF ) Birinci gösterge, döviz cinsi iç borç stokuna işaret etmekte, ikinci gösterge ise döviz cinsi borç stokunun yanı sıra, kısa vadeli faizlere karşı duyarlı olan iç borç stokunu da dikkate almaktadır. Son gösterge, enflasyona endeksli senetleri de içermekte ve sadece uzun vadeli sabit faizli borçlanma senetleri dışarıda bırakılmaktadır. 1998 ve 1999 yıllarında ikinci ve üçüncü OG göstergeleri yüksek, buna karşın sadece döviz cinsi ve dövize endeksli borç stokunu içeren birinci gösterge düşük seviyededir. Bu durum, kısa vadeli borç stokunun toplam iç borç stoku içindeki payının yüksek olmasıyla açıklanabilmektedir. 2000 yılı başında uygulamaya konulan ekonomik program çerçevesinde kısa vadeli iç borç stokunun payı azalmıştır. Kasım 2000 ve Şubat 2001 kriziyle birlikte gerek TMSF’ye devredilen bankaların döviz açık pozisyonlarının düzeltilmesi, gerekse takas ihalesi kapsamında bankaların elindeki kısa vadeli Türk lirası cinsi senetlerin, uzun vadeli döviz cinsi, dövize endeksli ve değişken faizli Türk lirası cinsi senetlerle değişimi sonucu borç stoku içerisinde söz konusu senetlerin payı artış göstermiştir. Bu gelişmelere ek olarak aynı dönemde, kamu bankalarının görev zararları karşılığında yüksek miktarda değişken faizli senet ihraç edilmiştir. Ayrıca, krizi takip eden dönemde, Türk lirasına duyulan güvenin azalması nedeniyle de döviz ve dövize endeksli senetler yoluyla borçlanma gerçekleştirilmiştir. Bütün bu gelişmeler birlikte değerlendirildiğinde, iç borç orijinal günah göstergelerinin kriz sonrası dönemde hem bankacılık sektörünün finansal yapısının güçlendirilmesi yönünde getirilen düzenlemeler hem de borçlanma koşullarındaki kötüleşmeye bağlı olarak artığı görülmektedir. Birinci göstergenin artmasında, 2001 yılı sonunda IMF ile yapılan stand-by anlaşması çerçevesinde Merkez Bankası tarafından alınan döviz kredilerinin Hazineye kanalize edilmesi, buna karşılık Hazinenin Merkez Bankasına dövize endeksli iç borç senedi ihraç etmesi etkili olmuştur. Borç stokunda döviz cinsi, dövize endeksli ve kısa vadeli borçlanmanın artmasına bağlı olarak her üç gösterge de 2001 yılında kötüleşme gözlenmiştir. 2002 yılından itibaren uygulanan ekonomik programa ve Türk lirasına artan güvene bağlı olarak uzun dönemli borçlanma artış göstermiştir. Özetle, hem yurt içi borçlanma vadelerinin uzaması hem de borç stokunun yapısının döviz cinsi borç stoku aleyhine değişmesi yurt içi orijinal günahın derecesinin, diğer bir ifadeyle iç borç stokunun kırılganlığının azaldığına işaret etmektedir. 6 Şekil II.1. Türkiye için Yurt içi Orijinal Günah Göstergeleri (%) 100 90 80 70 60 50 40 30 20 10 0 1998 1999 2000 2001 YIGG1 2002 2003 2004 YIGG2 2005 YIGG3 Kaynak: Hazine. Uluslararası orijinal günah ölçüsü olarak ise ulusal para birimi cinsinden uluslararası piyasalarda gerçekleştirilen borçlanma miktarı kullanılmaktadır (UGG1) . Yurtiçi yerleşiklerin yanı sıra yurt dışı yerleşik kurumlar tarafından da ulusal para birimi cinsinden yurt dışı piyasalarda tahvil ihraç edilebilmektedir. Bu olguyu dikkate alan ikinci bir uluslararası orijinal günah göstergesi oluşturulmuştur (UGG 2) (Haussman ve Panizza, 2003). UGG1 = 1 − [yurt içi yerleşiklerin, ulusal para birimi cinsinden yurt dışına ihraç ettiği senetler / yurt dışına ihraç edilen toplam senetler], UGG 2 = 1 − [yurt dışı ve yurt içi yerleşiklerin, ulusal para birimi cinsinden yurt dışına ihraç ettiği senetler / yurt dışına ihraç edilen toplam senetler]. Günümüze kadar Türkiye kendi para birimiyle yurt dışı piyasalardan borçlanamamıştır. Bu nedenle, yurtiçi yerleşikler tarafından ulusal para birimi cinsinden yurt dışında ihraç edilen senetler dikkate alınarak hesaplanan uluslararası orijinal günah göstergesi Türkiye için azami seviyededir. Bununla birlikte, 2005 yılı başında, Türk lirasına duyulan güvenin artığı bir ortamda, para biriminden altı sıfır atılması teknik engelleri ortadan kaldırmış, bu uygulamanın etkisiyle 2004 yılının Aralık ayından başlamak üzere yurt dışı yerleşikler tarafından Yeni Türk lirası (YTL) cinsi senet ihraçları geçekleştirilmiştir. Bu sayede, yurt dışı yerleşik kurumlar, YTL cinsi borçlanıp, elde ettikleri kaynaklarla doğrudan devlet iç borçlanma senedi (DİBS) almak ya da söz konusu kaynakları Türkiye’de yerleşik kurumlara swap uygulaması çerçevesinde kullandırmak suretiyle sağlanabilecek kazanç 7 imkanını değerlendirmişlerdir. Bunun sonucunda ikinci uluslararası orijinal günah göstergesine göre kısmi bir iyileşme gözlenmekle birlikte, gösterge halen yüksek seviyede bulunmaktadır Şekil II.2: Türkiye için Uluslarası Orijinal Günah Göstergeleri 1.2 1.1 1.0 0.9 0.8 0.7 0.6 1998 1999 2000 2001 UGG1 2002 2003 2004 2005 UGG2 Kaynak: Hazine, Reuters, kendi hesaplamalarımız. III. Risk-Dahil Kamu Borç Stokunun Hesaplanması Ülke riski ölçülürken, kamunun borcunu ödeme kapasitesini yansıtan borç stoku ve borç servisine ilişkin göstergeler kullanılmaktadır. Ancak, borç stokuna ilişkin göstergelerinin seviyesi birbirine yakın olan ülkelerin farklı risk değerlendirmesine sahip olmaları, söz konusu göstergelerin bulunduğu seviyenin tek başına ülke riskini açıklamakta yetersiz kaldığını göstermektedir. Borç stokunun seviyesinin yanısıra, zaman içinde gelişimini etkileyen değişkenlere (vergi gelirleri, faiz ve kur patikası vs.) ilişkin belirsizlikler borç stokunun sürdürülebilirliğine ilişkin bekleyişleri ve dolayısıyla risk algılamasını etkilemektedir. Haussman (2003) borç servisinin vergi gelirlerine oranındaki oynaklık artışının ülke risk primini de artırdığını göstermiştir. Hausmann ve Purfield (2004) aynı seviyelerde borç servisi/ vergi gelirleri oranına sahip ülkelerin risklerinin neden farklılaştığını söz konusu oranın değişkenliği ile açıklamaktadır. Borç servisinin vergi gelirleri içindeki payının (borç ödeme kapasitesinin göstergesi) belirli bir seviyeyi aşması halinde ülke borç servisi taahhütünü yerine getirmemektedir. Borç ödemelerinin olasılık dağılımı, diğer bir ifadeyle borç ödemelerinin alabileceği olası değerler dikkate alındığında, borç ödemelerinin oynaklığı yüksek olan ülkelerde, borç ödeme kapasitesi ölçütünün, eşik değerini aşma riski ve dolayısıyla borç servisini gerçekleştirmeme riski daha yüksek olmaktadır. Söz konusu 8 göstergelerin oynaklığı borç stokunun düzeyi ve yapısını yansıtmaktadır. Bu nedenle, borç stokunun seviyesinin yanı sıra, yapısı da ülke riskinin farklılaşmasının açıklanmasında önemli faktörlerden biri olmaktadır. Bu durumda ülkenin borç ödeyebilme kapasitesi, borç stokunun yapısı ile reel faiz, reel kur ve reel gelir gibi değişkenlerin varyansına ve bu değişkenler arasındaki korelasyona bağlı olmaktadır . Bu çerçevede, kamu borcunun çevrilebilirliği açısından ülke riskliliğinin değerlendirilmesinde, borç yükü ile karşılaştırıldığında, risk unsurları dikkate alınarak ayarlanmış borç yükü daha uygun bir gösterge olabilir. Haussman (2003) çalışmasında, kamu borç stokunun yapısının ülke riskliliği üzerindeki etkisi gösterildikten sonra reel kur, reel faiz oranı ve kamu gelirlerindeki oynaklık ve söz konusu değişkenler arasındaki korelasyon dikkate alınarak ağırlıklandırılmış borç stoku ölçütünün ülkeler tarafından hedef alınmasının daha uygun olacağı belirtilmiştir. Haussman, bankacılık sektöründe, bankanın portföyü içerisinde yer alan varlıkların riskleri dikkate alınarak belirlenen sermaye yeterlilik oranından etkilenmiş, bu doğrultuda ağırlıklandırılmış borç stoku fikrini ortaya atmış, ancak ağırlıkların hesaplama yöntemine ilişkin net bir açıklama getirmemiştir. Tarafımızdan yapılan araştırmalarda da, borç stokunun yapısından doğan riskler dikkate alınarak oluşturulan bir göstergeye rastlanmamıştır. Bu noktadan hareketle, bu çalışmada, riske maruz değer (Valueat-Risk, VaR) metodolojisinden faydalanılarak, risk-dahil kamu borç yükü göstergesi hesaplanmıştır. Çalışmanın izleyen bölümünde VaR metodolojisi, bu metodolojinin borç stoku uygulaması ve sonuçları yer almaktadır. III.1. Riske Maruz Değer (VaR, Value-at-Risk) Metodolojisi Riske maruz değer (VaR), bir varlıktan elde edilen kazanca ilişkin risk çerçevesinde tanımlandığında, belirli bir zaman aralığı ve olasılık düzeyinde gerçekleşmesi beklenen azami kaybı ifade etmektedir. Örneğin yüzde 95 güven aralığında (confidence interval), kazanca ilişkin olasılık dağılımının en düşük yüzde 5’lik dilimini dağılımın kalan kısmından ayıran eşik değer –10 Milyar YTL ise (10 Milyar YTL kayıp), yüzde 5 olasılıkla 10 Milyar YTL’den yüksek bir kayıp beklendiği söylenebilir. Bu çerçevede 10 Milyar YTL belirlenen güven aralığı için beklenen en yüksek kayıp miktarı, diğer bir ifadeyle riske maruz değer (VaR) olarak ifade edilmektedir. 9 Şekil III.1.1: Kazançların Olasılık Dağılımı Varlık A Olasılık Varlık B VaR_B VaR_A Kazanç kritik değerleri Aynı beklenen kazanç değerine sahip varlıkların, kazancın zaman içindeki değişkenliğine bağlı olarak, riske maruz değeri farklı olabilir. Şekil 1’de iki farklı varlığın kazançlarının olasılık dağılımı gösterilmektedir. İki varlığında ortalama kazançları aynı olmakla birlikte Varlık A’nın değişkenliği Varlık B’ye göre daha az olduğundan, belirlenen güven aralığında Varlık A’nın beklenen azami zararı, Varlık B’nin beklenen azami zararından küçük olmaktadır. Riske Maruz Değer Hesaplama Yöntemi VaR hesaplamalarında parametrik, tarihsel simulasyon (non-parametrik) ve MonteCarlo simulasyonu olmak üzere üç farklı yöntem kullanılmaktadır. Borç yükünün riske maruz değeri hesaplanmadan önce parametrik ve tarihsel simulasyon yöntemi kullanılarak, bir varlığın ve birden fazla varlıktan oluşan portföyün riske maruz değerinin hesaplama metodu sırasıyla aşağıda açıklanmaktadır. 2 Parametrik Yöntem Parametrik yöntem, VaR ölçütü hesaplanan varlığa ilişkin getirinin (risk faktörü) olasılık dağılımının önceden bilinmesini gerektirmektedir. Normal dağılım varsayımı altında, tek bir varlığın riske maruz değeri aşağıdaki formül kullanılarak hesaplanabilir: VaR = − μ * P − α * σ * P 2 Monte-Carlo simulasyonunda, bir varlığın getirisinin istatiksel veya matematiksel modellerden elde edilen simulasyon değerleri kullanılarak VaR hesaplanmaktadır. Riske maruz değer yaklaşımının detaylı anlatımı ve hesaplama yöntemleri için bakınız Dowd (1998), Jorion (2001). 10 α, seçilen güven aralığına karşılık gelen standard normal dağılım Z değerini,3 μ , varlığın getirisinin (risk faktörü) ortalama değerini, σ , varlığın getirisinin (risk faktörü) standard sapmasını, P, varlığın cari piyasa değerini göstermektedir. Birden fazla varlıktan oluşan portföyün4 toplulaştırılmış VaR değerini hesaplamak için aşağıdaki formül kullanılmaktadır. Bu formülde, varlığın riske maruz değeri xn×1 , olan bir vektör, Qn×n unsurları portföyü oluşturan n sayıda ise varlıkların getirileri arasındaki korelasyonu gösteren bir matristir VaR portföy = x ′Q x Tarihsel Simulasyon Yöntemi Parametrik yöntem riske maruz değeri hesaplanan portföyü etkileyen risk faktörlerine ilişkin olasılık dağılımının bilinmesini gerektirirken, tarihsel simulasyon yöntemi olasılık dağılımına ilişkin bir ön bilgi gerektirmemektedir. Bu yöntemde, portföyün yüzde θ güven aralığına karşılık gelen VaR değeri, risk faktörlerinin standart sapma ve korelasyonlarının yerine, risk faktörlerinin geçmiş değerleri kullanılarak hesaplanan portföy değerinin sıklık dağılımından elde edilmektedir. Tarihsel simulasyon yönteminde öncelikle portföy değerinin sıklık dağılımının hesaplanmasına baz alınacak tarihsel zaman kesitinin (pencere)5 uzunluğunun belirlenmesi gerekmektedir. Daha sonra, portföy içindeki varlıkların değerini belirleyen risk faktörlerinin zaman kesiti için tarihsel getirileri biraraya getirilmektedir. Bir sonraki aşamada, varlıkların portföy içerisindeki ağırlıkları veri alınarak, risk faktörlerinin belirlenen zaman kesitinde gerçekleşen değerleri kullanılmak suretiyle, portföyün geçmiş dönemde tutulması durumunda alabileceği getiriler simule edilmekte, bu sayede portföy değerinin sıklık dağılımı elde edilmektedir. Daha sonra, söz konusu dağılımın, gelecek dönemde karşı karşıya kalınabilecek dağılımları temsil ettiği varsayımı yapılmaktadır. Bu varsayım çerçevesinde, yüzde θ güven aralığında portföyün alabileceği asgari değer, VaR değeri, gözlemlerin % θ kadar kısmının dağılımın sağ tarafında kaldığı eşik değer olarak hesaplanmaktadır. Bir sonraki döneme ilişkin VaR hesaplanırken pencere uzunluğu sabit tutularak zaman aralığı bir dönem kaydırılmaktadır. 3 Örneğin güven aralığı yüzde 95, yüzde 97.5, yüzde 99 ise, α sırasıyla -1.645, -1.96, -2.33 olmaktadır. Standart normal dağılımda, dağılımın sol tarafında yüzde 5 kalan eşik değer –1.645 standart sapmadır. Bu durumda, yüzde 95 güven aralığında kazancın beklenen sapması, 1.645*standard sapmaya eşit olmaktadır. 4 Portföy, ağırlıklandırılmış varlıklardan oluşmaktadır. Ağırlıkların toplamı bire eşittir. 5 Risk faktörlerine ilişkin tarihsel gerçekleşmelerin yer aldığı zaman kesiti pencere olarak ifade edilmektedir. Metin içinde pencere ve zaman kesiti kavramları dönüşümlü olarak kullanılmaktadır. 11 Tarihsel simulasyon yönteminde önemli olan bir nokta pencere uzunluğunun belirlenmesidir. Zaman aralığının, istatiksel çıkarımın anlamlı olmasını sağlayacak ölçüde uzun, bununla birlikte cari dönem riskinini yansıtabilmesi açısından ilgili olmayan gözlemleri içermeyecek ölçüde de kısa olması gerekmektedir. Tarihsel simulasyon yönteminde diğer önemli bir nokta ise, hesaplamaların, örtülü olarak, zaman kesitleri içindeki gözlemlerin olasılık dağılımının değişmediği varsayımı altında yapılmasıdır. 6 III.2. Borç Yükü – VaR Uygulaması Risk-dahil borç yükü, borç yükünün yüzde 95 güven aralığında alabileceği azami değeri ifade etmektedir. Risk-dahil borç yükü hesaplanırken faiz ve kurdaki oynaklığı borç stokunun gelişimine dahil etmek suretiyle kamunun borç ödeme kapasitesini analizine imkan tanıyan yeni bir gösterge oluşturulması amaçlanmıştır. Borç yükünün gelişimine ilişkin risk faktörlerinin normal dağılıma sahip olması halinde borç yükü dağılımı Şekil 2’deki gibi ifade edilebilir. Bu çerçevede borç yükünün yüzde 95 güven aralığında ulaşabileceği maksimum değer risk-dahil borç yükü olarak tanımlanmaktadır. Olasılık Şekil III.2.1: %95 Güven Aralığında Risk-dahil Borç Yükü (%) Risk Dahil Borç Yükü Borç yükü kritik değerleri Bu çalışmada, riske maruz değer, diğer bir ifadeyle borç yükünün yüzde 95 güven aralığında beklenen maksimum değeri, borç yükünün gelişimini etkileyen risk faktörleri 6 Engle ve Mangenelli (2001)’de tarihsel simulasyon yönteminin sakıncalarına değinilmektedir. 12 normal dağılıma sahip olmaması nedeniyle, parametrik yöntem yerine tarihsel simulasyon yöntemi kullanılarak hesaplanmaktadır. Çalışmada kullanılan borç stoku, Merkezi Hükümet Borç Stokunu ifade etmektedir. Risk-dahil borç stoku/GSYİH oranını hesaplamak için öncelikle risk faktörlerinin belirlenmesi gerekmektedir. Risk faktörü olarak ise borç stokunun gelişiminin temel belirleyicisi olan döviz kuru ve nominal faiz oranı alınmış, borç yükünü etkileyen GSYİH büyüme oranı ise veri kabul edilmiştir. Bu çerçevede, ilk aşamada borç stoku, yapısı dikkate alınarak, sabit faizli YTL cinsi, değişken faizli YTL cinsi ve döviz cinsi olmak üzere üç bileşene ayrılmıştır. Değişken faizli YTL cinsi senetler faize endeksli senetleri ve bonoları içermektedir. TÜFE’ye endeksli senetler bu gruba dahil edilmemiştir. Döviz cinsi borç stoku ise dış borç stoku, döviz cinsi ve dövize endeksli iç borç stokunu kapsamaktadır. Bu iki gruba dahil olmayan senetlerin tümü sabit faizli YTL cinsi borç stoku olarak kabul edilmiştir. Riskdahil borç stoku/GSYİH serisi aylık sıklıkta olmak üzere Ocak 1999-Aralık 2005 dönemi için hesaplanmıştır. Söz konusu göstergenin hesaplanması için kullanılan denklem aşağıda verilmektedir. Denklem 1 standart borç yükü denkleminden farklı olarak, borç yükünün gelecek bir yılda alacağı değeri göstermektedir. d t +11 = ( ) DtSF D FX * 1 + itFX D DF * (1 + it ) FDFt +11 −1 * (1 + i t −1 ) −1 * (1 + e& t ) + t −1 + t −1 − Yt +11 Yt +11 Yt +11 Yt +11 (1) Bu denklemde: DtSF , t zamanındaki sabit faizli iç borç stokunu, DtFX , t zamanındaki döviz cinsi borç stokunun TL karşılığını, DtDF , t Yt , t it , zamanındaki değişken faizli iç borç stokunu, zamanındaki 12 aylık toplam GSYİH’yı,7 YTL cinsi yıllık bileşik faiz oranını (Hazine ihalelerinde gerçekleşen net satş ile ağırlıklandırılmış faiz oranı kullanılmıştır), itFX , Döviz cinsi yıllık faiz oranını (Döviz cinsi mevduatlara uygulanan faiz oranı kullanılmıştır), FDFt , e&t , t t zamanındaki 12 aylık faiz dışı bütçe fazlasını, zamanında, ay sonu ABD dolar alış kurundaki 12 aylık değişimi göstermektedir. 7 GSYİH, aylık sanayi üretim endeksi baz alınarak Fernandez yöntemiyle aylıklandırılmıştır. 13 Herhangi bir t anındaki risk–dahil borç stoku, t −1 zamanında hesaplanmakta ve bir yıl sonra borç yükünün alabileceği maksimum değeri göstermektedir. Risk faktörlerinin özellikleri ve değişken faizli borç stokunun kapsamı bu çerçevede belirlenmiştir. Faiz oranı aylık sıklıkta yıllık bileşik faiz oranıdır. Döviz kurundaki değişim ise, bir önceki yılın aynı ayına göre yıllık değişimi ifade etmektedir. İleriye dönük bir yıllık risk yaklaşımı çerçevesinde, bir yıla kadar olan bütün iskontolu senetler değişken faizli borç stokuna dahil edilmiştir. Her ay, takip eden bir yıllık dönemde, faiz ve döviz kuruna ilişkin yaşanabilecek olumsuz gelişmelerin borç yükü üzerindeki etkisi ölçülmeye çalışılmıştır.8 Faiz oranı ve döviz kurundaki değişimde oluşabilecek sapmadan borç yükünün değişken faizli ve döviz cinsi kısmı etkilenecektir. Bu çerçevede denklem 1, risk faktörlerinden etkilenme özelliğine bağlı olarak rassal ve bilinen (ing. deterministic) kısım olmak üzere ikiye ayrılmıştır (Denklem 2). d t +11 = ( ) ( ) FX FX DtSF D DF FDFt +11 DtDF D FX * 1 + itFX *i −1 * (1 + i t −1 ) Dt −1 * 1 + i t −1 −1 * e& t + + t −1 − + −1 t + t −1 Yt +11 Yt +11 Yt +11 Yt +11 Yt +11 Yt +11 Bilinen Kısım d tdet +11 (2) Rassal Kısım d tras +11 . Risk faktörleri: it , et Bu aşamadan sonra rassal kısmın VaR değeri hesaplanıp, risk faktörlerinden etkilenmeyen bilinen kısma dahil edilmek suretiyle Risk-dahil borç stoku göstergesine ulaşılmaktadır. Bir sonraki bölümde bu aşamanın detayları anlatılmaktadır. Borç Yükü Rassal Bileşeninin VaR Değerinin Hesaplanması Risk dahil borç yükü Ocak 1999- Aralık 2005 dönemi için 3, 4, 8, 9 ve 11 yıllık zaman kesitleri kullanılarak, aylık sıklıkta hesaplanmıştır. Herhangi bir ayda rassal kısmın VaR değerinin hesaplanması için, öncelikle rassal kısmın sıklık dağılımının elde edilmesi gerekmektedir. Bu hesaplama yapılırken, rassal kısımda, VaR ölçütünün hesaplandığı ayda geçerli olan risk faktörlerinin ağırlıkları ( FX FX ⎛ DtDF ⎜ −1 , Dt −1 * 1 + it −1 ⎜ Yt +11 Yt +11 ⎝ )⎞⎟ ⎟ ⎠ - riske maruz değerler - sabit tutulmakta, risk faktörleri ise belirlenen zaman kesiti boyunca gerçekleşen faiz ve döviz kuru 8 Aylık sıklıkta gerçekleştirlen bir hesaplama için neden sadece bir aylık bonoların değil de vadesi bir yıla kadar olan tüm iskontolu senetlerin değişken faizli senetler grubuna dahil edildiği sorusu akla gelebilir. Sadece bir aylık bonoların hesaplamalara dahil edilmesi durumunda, örtülü olarak faizin yükselip bir ay sonra tekrar eski normal seviyesine döneceği varsayımı getirilmektedir. Dolayısıyla sadece bir aylık bonoların dahil edilmesi, faizin ve borç stokunun vadesinin kısa olmasının getirdiği riskin olduğundan daha az görünmesine neden olacaktır. Nitekim kriz dönemlerinde faizler yükseldiği zaman, belirli bir süre yüksek seviyesini korumakta, ancak zaman içinde azalma göstermektedir. 14 artışoranları kullanılarak yenilenmektedir. Tarihsel simulasyon yöntemi çerçevesinde, rassal kısmın VaR değeri aşağıdaki şekilde hesaplanmaktadır. dtras +11, j = DtDF −1 * it −1− j Yt +11 j = 1, 2,K,12 * k , + ( ) FX DtFX −1 * 1 + it −1 * e&t −1− j Yt +11 , k = 3, 4, 8, 9,11 e&t −1− j döviz kuru yıllık değişim oranının t −1− j ayında aldığı değeri, it −1− j yıllık bileşik nominal faiz oranının t −1− j ayında aldığı değeri göstermektedir. Rassal kısmın sıklık dağılımı elde edildikten sonra k yıllık zaman aralığında t ayı için , k 12*k risk ölçütü, VaRtk , {d tras zaman serisinin 95. yüzdelik değeri olarak hesaplanmaktadır. +11, j } j =1 Bir sonraki aşamada, t anında risk-dahil borç yükü ( d tR ), borç yükünün bilinen kısmına k ( d tdet +11 ), VaRt ’ın eklenmesi suretiyle elde edilmektedir. Risk-dahil borç yükü, yüzde 95 güven aralığında, kur artış oranı ve faiz oranında yaşanabilecek olumsuz gelişmeler karşısında borç yükünün gelecek 12 aylık dönemde alması beklenen maksimum değerini göstermektedir. k d tR , k = d tdet +11 + VaRt Analiz Sonuçları Farklı zaman kesitleri baz alınarak hesaplanan risk-dahil borç stoku göstergesinin zaman içindeki gelişimi, borç stokunun yapısındaki değişim ve seçilen pencere aralığında, faiz oranı ve döviz kurunun oynaklılığının seyri tarafından belirlenmektedir (Şekil III.2.2Şekil III.2.3, Ek I).9 Rassal kısmın VaR ölçütünün gelişimini analiz etmeden önce, risk faktörlerinin yüzde 95’lik değerinin zaman içindeki değişimine bakmak gerekmektedir (Ek I). Risk faktörlerinin yüzde 95’lik değerinin seviyesi ve zaman içindeki değişimi pencere uzunluğu tarafından belirlenmektedir. Pencere uzunluğunun risk faktörleri üzerindeki etkisi şu şekilde sıralanabilir; 1. Risk faktörlerinin hareketinde kriz dönemlerinin belirlenen zaman aralıklarına dahil olması yada zaman aralığından çıkmasının etkisi olmaktadır. Tarihsel simulasyon yöntemi kullanılarak yapılan hesaplamalarda, VaR ölçütü, uç değerlere bağlı olarak önceden tahmin edilen sıçramalar göstermektedir. 9 Risk unsurlarına ilişkin sıklık dağılımının yüzde 95’lik değeri, risk unsurlarının oynaklığını yansıtmaktadır. Oynaklığın artması sıklık dağılımının yüzde 95’lik değerinin medyandan uzaklaşmasına neden olmaktadır. Tarihsel simulasyon yöntemi çerçevesinde, risk faktörlerinin yüzde 95’lik değeri doğrudan kullanılmamıştır. 15 2. Uzun vadeli zaman kesitlerinde – 8, 9 ve 11 yıl – risk unsurlarının yüzde 95’lik değeri, kısa vadeli zaman kesitlerine -3 ve 4 yıl- göre, zaman içinde daha az değişim göstermektedir. Zaman kesitinin vadesi kısaldıkça risk faktörlerinin hafızası da kısalmakta, diğer bir ifadeyle geçmiş yüksek (veya düşük) faiz gerçekleşmeleri ve döviz kuru artışları kısa süre içinde zaman aralığının dışında kalmaktadır. Bu durum, risk faktörlerinin kısa vadeli zaman aralığında, uzun vadeli zaman aralığına göre daha hızlı bir şekilde değişmesine neden olmaktadır. 3. Zaman kesitlerinin uzunluğu risk faktörünün zaman içindeki gelişiminin yanı sıra, risk faktörünün genel seviyesi üzerinde de etkili olmaktadır. Zaman kesitinin uzunluğunun risk seviyesi üzerindeki etkisi iki faktör tarafından belirlenmektedir. Zaman aralığının kısa olması, geçmiş dönemlere ilişkin olumsuz (olumlu) değerlerin zaman aralığının dışında kalmasına neden olmakta, bu nedenle kısa zaman aralıklarında risk seviyesi göreli olarak düşük (yüksek) gerçekleşmektedir. Diğer taraftan, zaman kesiti daraldıkça, zaman kesitinin yüzde 5’lik en yüksek kısmına düşen gözlem sayısı azalmaktadır. Örneğin 11 yıllık zaman kesiti için söz konusu gözlem sayısı 7 iken, 3 yıllık zaman kesiti için gözlem sayısı ikiye düşmektedir. Dolayısıyla, kısa zaman kesiti yüzde 95’lik değer zaman aralığının maksimum değerine daha yakın olmaktadır. Şekil III.2.2: Borç Stokunun Bileşenleri (GSYİH İçindeki Pay, %) 120 Şekil III.2.3: Riske Maruz Borç Yükü Bileşenleri (%) 45 ( FX ⎛ DtFX ⎜ −1 * 1 + i t − 1 ⎜ Yt +11 ⎝ 40 100 )⎞⎟ ⎟ ⎠ 35 80 30 25 60 20 40 15 10 20 ⎛ DtDF ⎜ −1 ⎜ Yt +11 ⎝ 5 0 ⎞ ,⎟ ⎟ ⎠ FX cinsi Faize endeksli ve kısa dönem Sabit faizli Oca.05 Tem.05 Tem.04 Oca.04 Oca.03 Tem.03 Oca.02 Tem.02 Oca.01 Tem.01 Tem.00 Oca.00 Oca.99 Tem.99 Oca.05 Oca.04 Oca.03 Oca.02 Oca.01 Oca.00 Oca.99 0 Döviz kuru riskine maruz borç yükü Faiz riskine maruz borç yükü Uzun vadeli zaman kesitleri için 1999-2000 döneminde yüzde 40 seviyesinde olan VaR ölçütü, 2001 krizinin etkisiyle yükselme eğilimine girmiş, 8, 9 ve 11 yıllık vadeler için sırasıyla 2003 1. Çeyrek, 2003 2. Çeyrek ve 2002 2. Çeyreğinden itibaren gerilemiştir (Şekil 16 III.2.4-Şekil III.2.5). 2001 yılında gözlenen artış, büyük ölçüde bankacılık operasyonu çerçevesinde ihraç edilen değişken faizli ve dövize endeksli senetlerden kaynaklanmıştır. Bu uygulama 2001 yılında döviz kuru ve faiz riskine maruz borç yükü bileşenlerinin artmasına neden olmuştur (Şekil III.2.3). 8-11 yıllık zaman kesitlerinde VaR ölçütü aynı dönemde artış göstermekle birlikte, risk faktörlerinin 95. yüzdelik değerlerinin seyrine bağlı olarak faklı dönemlerde azalma eğilimine girmiştir. Risk faktörlerinin 95. yüzdelik değerinin zaman içinde yatay bir seyir izlediği 11 yıllık zaman aralığına ilişkin VaR ölçütünün seyri, değişken faizli ve döviz cinsi senetlerin GSYİH içindeki payının gelişimini yansıtmakta, ve 2003 yılının ilk çeyreğinden itibaren azalma eğilimine girmektedir (Şekil III.2.2, Şekil III.2.5). Döviz cinsi borç stokunun GSYİH içerisindeki payının azalmasında Türk lirasının değer kazanması da etkili olmuştur. 8 ve 9 yıllık zaman aralıklarında borç stokunun yapısal değişimine ilave olarak, risk faktörlerin oynaklığındaki gerilemenin de etkisi görülmektedir (Şekil III.2.5, Ek I). Söz konusu zaman kesitlerinde, risk faktörlerinin volatisinde gözlenen gerileme, 1994 krizinin zaman kesitinin dışına çıkmasından kaynaklanmıştır. Sonuç olarak, uzun vadeli zaman kesitlerinde, risk ölçütü, 2001 krizi sonrasında borç stokunun yeniden yapılandırılmasının da etkisiyle yüzde 90 seviyelerine ulaştıktan sonra, son dönemde, 8, 9 ve 11 yıl için sırasıyla yüzde 40, 40 ve 70 seviyesine gerilemiştir. Borç stokunun yapısının döviz kuru ve faiz oranlarına karşı duyarlılığı ile faiz oranı ve döviz kurundaki oynaklık azaldıkça, VaR ölçütü gerileme eğilimine girmiş ancak kriz öncesi seviyesinin üzerinde kalmıştır. Şekil III.2.4: 95. Yüzdelik Değer Kullanılarak Hesaplanan VaR Ölçütü- Uzun Pencere Aralığı Şekil III.2.5: Gerçekleşen ve Risk-Dahil Borç Yükü (%)Uzun Pencere Aralığı 190 120 170 100 150 80 130 60 110 90 40 70 20 50 VaR_9yıl VaR_8yıl Toplam Borç Stoku/GSYİH 8 Yıl 9 Yıl 11 Yıl Tem.05 Oca.05 Tem.04 Oca.04 Oca.03 Tem.03 Oca.02 Tem.02 Oca.01 Tem.01 Oca.00 Tem.00 Oca.99 Tem.05 Oca.05 Tem.04 Oca.04 Tem.03 Oca.03 Oca.02 Tem.02 Oca.01 Tem.01 Oca.00 Tem.99 Oca.99 Tem.00 VaR_11yıl Tem.99 30 0 17 Kısa vadeli zaman kesitlerinde- 3 ve 4 yıl- 1994 krizinin yaşandığı dönem yer almadığından, VaR ölçütünün seviyesinin göreli olarak düşük olduğu gözlenmektedir (Şekil III.2.6). 1999-2000 döneminde yüzde 20 olan risk ölçütünün seviyesi 2001 krizinin etkisiyle artma eğilimine girmiş, 2003 birinci çeyreğinde yüzde 70 seviyelerine kadar ulaşmış, takip eden dönemde ise azalmaya başlamıştır. 2001 krizinin zaman kesitinin dışına çıkmasıyla 2004 yılının son aylarından itibaren 3 ve 4 yıllık zaman kesitinde hesaplanan risk göstergelerinde bir kırılma gözlenmiştir. 2005 yılı başında, 4 yıllık risk ölçütü, yüzde 20 olan 1999-2000 kriz öncesi seviyenin üzerinde kalırken, 3 yıllık risk son dönemde ciddi oranda azalarak, 2001 krizi öncesi seviyelere gerilemiştir (Şekil III.2.6, Şekil III.2.7). Şekil III.2.6: 95. Yüzdelik Değer Kullanılarak Hesaplanan VaR Ölçütü- Kısa Pencere Aralığı Şekil III.2.7: Borç Yükü ve Risk-Dahil Borç Yükü (%)Kısa Pencere Aralığı 150 120 3 Yıl Oca.05 Tem.05 Tem.04 Oca.04 Oca.03 Tem.03 Oca.02 Toplam Borç Stoku/GSYİH Tem.02 Oca.01 Tem.01 Oca.00 Oca.05 Tem.05 Tem.04 Oca.04 Oca.03 30 Tem.03 0 Tem.02 50 Oca.02 20 Oca.01 70 Tem.01 40 Oca.00 90 Tem.00 60 Tem.99 110 Oca.99 80 Tem.00 130 VaR_3yıl Oca.99 VaR_4yıl Tem.99 100 4 Yıl IV. Sonuç Türkiye’de, borç stokunun yapısı incelendiğinde, iç borç stokunun vadesinin kısa, değişken faizli ve döviz cinsi/ dövize-endeksli senetlerin toplam borç stoku içerisindeki payının ise yüksek olduğu görülmektedir. Yurt içi ve uluslararası orijinal günahın derecesinin yüksek olduğuna işaret bu yapı, faiz oranı ve döviz kuru oynaklıklarına karşı borç stokunu ve dolayısıyla borç servisini riskli hale getirmektedir. Bu nedenle, bu tür bir yapıdaki borç stokunun riskleri içerecek şekilde hesaplanması anlamlı olmakta ve kamunun üstlendiği olası riskin izlenmesine imkan tanımaktadır. Bu çalışmada, faiz oranı ve döviz kurundaki oynaklığın borç stokunun gelişimine dahil edilmesi suretiyle, ülke riskliliğinin değerlendirilmesinde kullanılabilecek yeni bir 18 gösterge oluşturulması amaçlanmıştır. Bu çerçevede, risk unsurlarını içeren bir kamu borç yükü göstergesi hesaplamak için Riske Maruz Değer (Value-at-Risk, VaR) metodolojisinden faydalanılmış, tarihsel simulasyon yöntemi kullanılarak borç yükünün yüzde 95 güven aralığında alabileceği maksimum değer hesaplanmıştır. Söz konusu maksimum değer, riskdahil borç yükü olarak tanımlanmıştır. Yapılan analizde, nominal faiz ve döviz kuru risk faktörleri olarak alınmış, GSYİH büyüme oranı ile kamu faiz dışı dengesi ise veri kabul edilmiştir. Farklı tarihsel zaman kesitleri baz alınarak oluşturulan risk-dahil borç yükü göstergelerinin zaman içindeki gelişimi, borç stokunun yapısındaki değişim ve seçilen zaman kesitinde, faiz oranı ve döviz kurunun oynaklığının gelişimini yansıtmaktadır. Zaman kesitinin uzunluğundan bağımsız olarak 2002 yılından itibaren farklı dönemlerde, risk-dahil borç stoku azalma eğilimine girmekle birlikte, 2005 yılı birinci çeyreği itibarıyla 2001 krizi öncesine göre yüksek seviyede bulunmaktadır. Risk- dahil borç stokunun kriz öncesi seviyesine dönememesi, 2001 krizi sonrasında yaşanan seviye artışı ve yapısal değişimi yansıtmaktadır. 19 Kaynakça: Aghion, P., Bacchetta, P. ve Banerjee, A. (2000) "Currency Crises and Monetary Policy in an Economy with Credit Constraints," mimeo, University College, London. Chamon, M. (2001) "Why Can't Developing Countries Borrow from Abroad in their Own Currency," unpublished manuscript, Harvard University. Corsetti, G. and Mackowiak, B. (2002) "Nominal Debt and Currency Crises," unpublished manuscript, Yale University. Dowd, K. (1998) Beyond Value-at-Risk:The New Science of Risk Management, John Wiley Sons, New York. Eichengreen, B. ve Hausmann, R. (1999) “Exchange rates and Financial Fragility”, NBER Working Papers 7418. Eichengreen, B., Hausmann, R. ve Panizza, U. (2003) “The Mystery of Original Sin”, http://emlab.berkeley.edu/users/eichengr/research/osmysteryaug21-03.pdf Engle R. F. ve Manganelli S. (2001) “Value at Risk Models in Finance” Working Paper Series 75, European Central Bank. Gormez, Y. ve Yılmaz, G. (2005) “Original Sin and Convertibility in Turkey”, Yayınlanmamış Çalışma, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası. Hausmann, R. (2003) “Good Credit Ratios, Bad Credit Ratings: The Role of Debt Structure” 3. Taslak, http://ksghome.harvard.edu/~rhausma/paper/GCRBCR-3.2003.pdf Hausmann, R. ve Purfield, C. (2004) “The Challenge of Fiscal Adjustment in a Democracy: The Case of India”, IMF Working Paper, WP/04/168. Hausmann, R. ve Panizza U. (2003) “The Determinants of Original Sin: An empirical Investigation”, Journal of International Money and Finance, Vol.200, pp 957-90 Jeanne, O. (2002) “Monetary Policy and Liability Dollarization” unpublished manuscript, International Monetary Fund. Jorion, P. (2001) Value at Risk, McGraw-Hill, New York, 2. Baskı. IMF ve Dünya Bankası (2001) Guidelines for Public Debt Management. 20 Ek I : Risk Faktörlerine İlişkin Göstergeler Şekil I.1: Uzun Vadeli Zaman Aralığında Risk Faktörlerinin 95. Yüzdelik Değeri 11 Yıllık Zaman Aralığı Nominal Faiz Oranı 11 Yıllık Zaman Aralığı ABD Dolar Alış Kuru (Yıllık yüzde değişim) 200 250 150 200 100 150 50 100 0 95. yüzdelik değer Gerçekleşme 50 95.yüzdelik değer Gerçekleşme -50 9 Yıllık Zaman Aralığı ABD Dolar Alış Kuru (Yıllık yüzde değişim) 200 Oca.05 Tem.05 Oca.04 Tem.04 Oca.03 Tem.03 Oca.02 Tem.02 Oca.01 Tem.01 Oca.00 Tem.00 Oca.99 Tem.99 Oca.05 Tem.05 Oca.04 Tem.04 Oca.03 Tem.03 Oca.02 Tem.02 Oca.01 Tem.01 Oca.00 Tem.00 Oca.99 Tem.99 0 9 Yıllık Zaman Aralığı Nominal Faiz Oranı 250 150 95. yüzdelik değer Gerçekleşme 200 100 150 50 100 0 50 8 Yıllık Zaman Aralığı ABD Dolar Alış Kuru (Yıllık yüzde değişim) 200 Tem.05 Oca.05 Tem.04 Oca.04 Tem.03 Oca.03 Tem.02 Oca.02 Tem.01 Oca.01 Tem.00 Oca.00 Tem.99 0 Oca.99 Oca.05 Tem.05 Oca.04 Tem.04 Oca.03 Tem.03 Oca.02 Tem.02 Oca.01 Tem.01 Oca.00 Oca.99 Tem.99 -50 Tem.00 95.yüzdelik değer Gerçekleşme 8 Yıllık Zaman Aralığı Nominal Faiz Oranı 250 150 95. yüzdelik değer Gerçekleşme 200 100 150 50 100 0 50 Tem.05 Oca.05 Tem.04 Oca.04 Tem.03 Oca.03 Tem.02 Oca.02 Tem.01 Oca.01 Tem.00 Oca.00 Tem.99 0 Oca.99 Tem.05 Oca.05 Tem.04 Oca.04 Tem.03 Oca.03 Oca.02 Tem.02 Oca.01 Tem.01 Oca.00 Oca.99 Tem.99 -50 Tem.00 95.yüzdelik değer Gerçekleşme 21 Şekil I.2: Kısa Vadeli Zaman Aralığında Risk Faktörlerinin 95. Yüzdelik Değeri 4 Yıllık Zaman Aralığı ABD Dolar Alış Kuru (Yıllık yüzde değişim) 160 4 Yıllık Zaman Aralığı Nominal Faiz Oranı 250 140 120 95. yüzdelik değer Gerçekleşme 200 100 80 150 60 40 100 20 0 50 3 Yıllık Zaman Aralığı ABD Dolar Alış Kuru (Yıllık yüzde değişim) 160 Oca.05 Tem.05 Oca.04 Tem.04 Oca.03 Tem.03 Oca.02 Tem.02 Oca.01 Tem.01 Oca.00 Tem.00 0 Oca.99 Oca.05 Tem.05 Oca.04 Tem.04 Oca.03 Tem.03 Oca.02 Tem.02 Oca.01 Tem.01 Oca.00 Tem.00 Oca.99 Tem.99 -40 Tem.99 95.yüzdelik değer Gerçekleşme -20 3 Yıllık Zaman Aralığı Nominal Faiz Oranı 250 140 120 95. yüzdelik değer Gerçekleşme 200 100 80 150 60 40 100 20 0 50 Oca.05 Tem.05 Oca.04 Tem.04 Oca.03 Tem.03 Oca.02 Tem.02 Oca.01 Tem.01 Oca.00 Tem.00 Oca.99 Tem.99 Tem.05 Oca.05 Tem.04 Oca.04 Tem.03 0 Oca.03 Oca.02 Tem.02 Oca.01 Tem.01 Oca.00 Oca.99 Tem.99 -40 Tem.00 95.yüzdelik değer Gerçekleşme -20 22