Milliyetçilik, Küreselleşme, Azınlıklar dersi - IV

advertisement
Milliyetçilik, Küreselleşme, Azınlıklar
dersi - IV
Küreselleşme
(Kaynak: B. Oran, Küreselleşme ve Azınlıklar, 5. Basım, Ankara, İmaj Yayınevi, 2009)
Baskın Oran
SİYASAL BİLGİLER FAKÜLTESİ (MÜLKİYE)
Uluslararası İlişkiler bölümü II. Sınıf
Kamu Yönetimi bölümü IV. Sınıf
Küresel Eğilimlere Genel Bakış


Son 30 yılda, normalde yüzyıllar alacak kadar geniş ve derin
değişiklikler oldu. Çok karmaşık bir ortam meydana geldi.
Değişiklik eğilimleri üç başlıkta toplanabilir:



Ekonomik
Jeo-stratejik
Toplumsal .
2
Ekonomik Değişiklik Eğilimleri (“olumlu”)

“Dünya Ekonomisi Çok Gelişti”.
Çünkü:



Dünya kaynakları en verimli ve geniş biçimde kullanılıyor
Dünya ticareti ve ayrıca rekabet çok arttı.
“İkinci Dünya Savaşından bu yana en iyi dönemi geçiriyoruz”:

Dünya GSH:
•
•

2000-05’te % 4,1
2006’da % 5,1 büyüdü. Bu büyüme, her yıl 2 İspanya demek.
Per capita gelir
• Altın Çağ’da (1950-73) % 2,9 idi,
• 2006’da
% 3,2

“Bu gelişmeler 2020’ye kadar sürecek” (Ama 2007, 8, 9… krizi çıktı!) .
3
Ekonomik Değişiklik Eğilimleri (olumsuz)








Eşitsizlikler Fevkalade Derinleşti
Neoliberal politikalar: liberalizasyon-serbest rekabet-mal ve hizmetlerin
serbest dolaşımı-finans sektörünün egemenliği
BM İnsan Kalkınması Raporu 1999: En zengin % 20 ile en yoksul % 10
arasındaki fark: 1960: 30’a 1; 1990: 60’a 1; 1997: 74’e 1
Büyük teknolojik atılımlar birkaç ülkenin elinde. Dünya bu açıdan 3’e
bölündü: 1. Dünya: Teknoloji üretenler: 1 milyar insan; 2. Dünya: Teknolojiyi
adapte edenler: 3,3 milyar insan; 3. Dünya: Teknolojiden kopuk olanlar: 2,3
milyar insan.
Yoksulluğun yarattığı sorunlar: 1) Ekonomik etkinlik sorunu; 2) Sosyal
çatışma; 3) Güvensizlik
Bir tür Nurksey Çemberi: Yoksulluk  Düşük Tasarruf  Negatif Büyüme
 Artan Yoksulluk. 2015’te 700 milyonu aşkın insan bu tuzağın içinde
olacak.
2006’da 1,1 milyar insanın günlük geliri: 1 $
Afrika’da yoksullar: 1990: 227; 1996: 271; 2002: 367 milyon. Çünkü hem
büyüme zayıf, hem nüfus muazzam artıyor: 2006: 923 milyon; 2050: 1,9
milyar
Ekonomik dönüşümün çevre üzerindeki etkileri.
4
Jeo-Stratejik Değişiklik Eğilimleri




1) Tek bir küresel gücün egemenliği. Tarihte ilk defa bu kadar
hegemon ve saldırgan bir güç odağı görülüyor.
2) AB projesi duraklamada.
3) Asya muazzam büyüyor: Çin + Hindistan dünya GSH’yi yukarı
çekiyor. 2035’te ekonomik büyüklükler şöyle olacak: Birinci: Çin;
ikinci: ABD; üçüncü: Hindistan; dördüncü: Japonya.
4) Gelişmekte olan ülkelerin ağırlığı gitgide artıyor. Oysa ekonomik
ve siyasal güçleri, dolayısıyla da etki kapasiteleri çok zayıf .
5
Toplumsal Değişiklik Eğilimleri





1) İnsan haklarının değeri artıyor. Azınlık hakları gündemde.
2) Yoksullar, varsılların ülkelerine akıyor: Göç ve göçmen sorunları.
Çünkü patlama ölçüsünde nüfus artışı yaşanıyor: Yıl 0: 250; 1000:
250; 1900: 1,6; 2005: 6,5; 2050: 9 milyar. Gelişmiş ülkeler tam bir
“yaşlılar cenneti”.
3) Kadının rolü artıyor. Kadınların perspektiflerinin değişmesi, her üç
alanda da (siyasal, ekonomik, toplumsal) derin etki yapacak. Diğer
yandan çalışan kadınların yarısından fazlası hâlâ niteliksiz işgücü.
4) Çok karmaşık ve çözümü güç dinsel, etnik, vs. sorunlar özellikle
en zengin ülkelerde risk algılamasını artırıyor. (NATO, AB)
5) Fakat diğer yandan da zenginlerin göç’e ihtiyacı var. AB’nin 25
üyesinin büyüme oranlarının devamı için 50 milyon işçiye ihtiyaç
olacak .
6
Küreselleşme Kavramı




İki zıt tez:
1) Küreselleşme ekonomik gelişme, demokrasi ve insan hakları, Yeni Dünya
Düzeni getirmektedir
2) Küreselleşme, emperyalizmin 21. yüzyıldaki adıdır. Azgelişmiş ülkeleri
daha da fakirleştirdiği gibi, Yeni Dünya Düzensizliği getirmiştir. Demokrasi
ve insan hakları da aldatmacadır.
Emperyalizm kavramı çok geniş kullanılıyor. Türkiye bile emperyalist olarak
yorumlanabilir. “Ekonomik veya siyasi amaçla askerî işgal” ölçütünü
kullanmak lazım. Bush’un başarısızlığı, 19.yy yöntemini 21.yy’da
uygulaması.
Demokrasi ve insan hakları getirmek açısından, iç dinamiği zayıf ülkelerde
dış dinamiğin tetikleyici etkisini dikkate almak lazım.
Küreselleşme: Batı’nın altyapısıyla ve üstyapısıyla yayılarak tüm dünyayı
etkisi altına alması. Altyapısı: Ua. Kapitalizm. Üstyapısı: vahiy yerine akıl.
Bunun içine marka tapınması ve pornodan tut; seküler toplum, demokrasi
ve insan haklarına kadar çok şey girer .
7
Batı Yayılması Tablosu
İTİCİ GÜÇ
YÖNTEM
HAKLI
GÖSTERİŞ
SONUÇ
Birinci Yayılma
İkinci Yayılma
Üçüncü Yayılma
(1490’lar)
(1890’lar)
(1990’lar)
Merkantilizm
Fatihler, kaşifler,
askerî işgal
I. Sanayi
Devrimi
Misyonerler ve
kaşifler, şirketler,
askerî işgal
III. Sanayi Devrimi
(Bilgi Çağı)
- 1970’ler: Ç.U.Ş.
- 1980’ler: İletişim D.
- 1990’lar: Rakipsizlik
Kültürel-ideolojik etki
“Putperestlere
tanrının dinini
götürüyoruz”
“Beyaz Adamın
yükü”,
“Uygarlaştırıcı
görev”, ırkçı
teoriler
“Piyasanın gizli eli”,
“Uluslararası
toplumun iradesi”,
“En yüksek uygarlık
düzeyi”, “Demokrasi
götürüyoruz”
Sömürgecilik
Emperyalizm
Küreselleşme
8
Yayılma Dalgalarının Karşılaştırılması






1) İtici güç açısından: Hepsinde, yeni üretim biçimi sonucu.
2) Nedenler açısından: Hepsinde, Pazar’ın yetmemesi üzerine
genişletilmesi.
3) Sonuçlar açısından: Hepsinde, kararsız dengeler bütünü: Çok
sayıda yeni bağımsız devlet, çatışma.
4) Özne açısından: Herhangi bir ülkeyle ilgili değil, yani hepsinde;
sermayenin doğasıyla ilgili: kârın maksimizasyonu.
5) Yöntem açısından: Üçüncüde işgal yok; direnmek daha zor.
6) Süreklilik açısından: Üçüncüsü, ikincinin devamı .
9
İkinci ve Üçüncü Yayılmaların Karşılaştırılması –
Dünya ve Türkiye

Dünya: 2000’lerden 1847’ye dönüş – Üç özellik


1) Kapitalizmin tekelleşmesi ve dünyaya yayılması: Enerji, finans,
ulaşım-haberleşme
2) İşsizlik ve fukaralaşma
3) Alternatif ideoloji yokluğu: sabotaj

Türkiye: 2000’lerden 1919’a dönüş:

İlk dış borç (1854)  İlk iç borç (1860)  Rüsum-ı Sitte (1879) 
Düyun-ı Umumiye (1881)  İmtiyazlar  Sevres md.232
(Dikkat: Sevres’in parçalamasına değil, ekonomik bağımlılığına
dönüş).
10
İkinci ve Üçüncü Yayılmaların Karşılaştırılması –
Üstyapının Yayılması ve Türkiye

1890’daki azınlık hakları:




Standart model yok
Evrensel değil
İmparatorluğu bölme amacıyla müdahale aracı (Şark Meselesi)
1990’daki insan ve azınlık hakları:


Evrensel antlaşmalara dayalı standart model. İmzalamak şartıyla
azgelişmişleri de Batı’yı da bağlıyor.
Yine müdahale aracı, fakat aynı kamptaki ulus-devleti Batı
standartlarına getirmek/sisteme sokmak amaçlı.
11
Küreselleşme ve Türkiye – Kimi Sorular

“1923 sonrasında direnen Türkiye şimdi direnemez mi?”



1923-38 arası Küreselleşme “tatilde”: Uluslararası Göreli Özerklik.
Altyapının empoze edilmesine direnmek ile üstyapının empoze
edilmesine direnmek farklı şeyler.
Marka çılgınlığına direnmek ile insan haklarına direnmek farklı şeyler.
İkincisini kabul etmenin egemenliği azalttığı mı yoksa çoğalttığı mı
düşünülmeli
•
•
•
•



Sevres’de adlî kapitülasyonlar;
Kendi insanına insan muamelesi yapmak;
Yumuşak karnı önlemek;
“Gönüllü vatandaş” yaratmak.
“İhlaller Batı ülkelerinde de var”.
“Batı, menfaati olduğu zaman aldırmıyor”.
“Dış mihrakların oyunudur. İç dinamiğimiz ne zaman olgunlaşırsa, o
zaman uygularız” .
12
Küreselleşmenin Çelişkileri





Her çeşit farklılığı destekliyor, ama Batı bazında homogenleşmeyi
getiriyor (asimilasyonu önlüyor, ama kendisi asimile ediyor).
Birey’i güçlendiriyor. Ama yarattığı tepki sonucu, bireyi yok etmeye
çalışan toplumsal birimleri de güçlendiriyor (etni, din, vs.)
Yerel dillerin korunması için fonlar tahsis ediyor, ama İngilizceyi
gerçek bir Esperanto haline sokuyor
Ulus-devleti zayıflatıyor, ama uluslararası sermaye yatırımlarının
korunması için devletin jandarma işlevini korumak istiyor
Dünya halklarını fukaralaştırıyor, ama böyle giderse mallarını
satacak kimse bulamayacak .
13
Ulus-devlet - Ekonomi İlişkisinde Ana Eğilimler

Ulus-devletin “ulusal” niteliğinin azalması: Hukuksal egemenliğin
azalması





Uluslar-üstü rejimlerin gelişmesi (AB, vb.)
Ulus-altı bölgesel ve yerel rejimlerin yükselişi (belediyeler, vb.): Yerel
ekonomi artık uluslararası ekonominin bir baklası.
“İntermestic” ilişkilerin gelişmesi: Yereller-arası, ama uluslar-ötesi.
Ulus-devletin “devlet” niteliğinin azalması: Primus inter pares
(auditing, vb.)
Ulus-devletin uluslararası yönelime girmesi: Artık talep değil, arz
önemli. Artık sosyal haklar vs. değil, rekabet edebilirlik önemli
(Fakat, 2008’deki kriz sonucu yeniden talep önem kazandı!).
14
Küreselleşme Niye Güçleniyor, Ulus-devlet Niye Zayıflıyor?

Altyapıdaki değişiklikler bunu gerektirecek yönde:




Teknoloji değişti, üretim biçimi de değişiyor (daha ucuz ve kaliteli üretim,
üretim mekanının değişmesi – dizüstü bilgisayar)
Bilgiye ulaşmak kolaylaştı; bu alandaki devlet tekeli kalktı
Mesafenin önemi azalınca, temel grup olan “ulus” ve onun içinde
örgütlendiği “ulus-devlet” tek kavram olmaktan çıktı.
Bu gelişmeler sonucu devlet 3 yöne doğru güç yitiriyor:



Yukarı: Uluslararası ve devlet-üstü kuruluşlara
Aşağı: Devlet-altı kuruluşlara
Yana: Devlet-dışı kuruluşlara .
15
Küreselleşmenin Emek ve Sermaye Üzerine Etkileri

Emek üzerine etkiler: Zayıflatıcı








Emeğe (özellikle, kol emeğine) ihtiyaç azaldı.
Emeğin marjinal verimliliği azaldı.
Emek lokalize edildi.
Özel çalışma mekanları sınıf bilincini azalttı.
SSCB blokunun yıkılması ideolojik darbe vurdu.
Şu anda, aynen 1. Sanayi Devriminin birinci aşamasındaki emeğin
durum söz konusu.
Ama, bu fukaralık sürdükçe, hem ileri aşamalarda Emek kendini
toparlayacaktır, hem de kendisine olan ihtiyaç artacaktır.
Sermaye üzerine etkiler: Güçlendirici





Hareketliliği çok arttı.
Hareketlilik sonucu marjinal verimliliği arttı.
Çeşitli yöntemlerle (post-Fordism) kendine pazar yaratıyor.
Alternatif ideoloji görünürde yok.
Ama, bu durum sürdükçe, mal satacak adam bulamayacak .
16
Download