antisosyal kişilik bozukluğu

advertisement
B TİPİ KİŞİLİK BOZUKLUKLARI
ANTİSOSYAL KİŞİLİK
BOZUKLUĞU
Anti-sosyal kişilik bozukluğu 15 yaşından önce başlayan yaygın bir antisosyal davranış ve başka insanların haklarını çiğneme ile belirli bir
bozukluktur. Ciddi sosyal sorunlara yol açtığından tüm kişilik
bozuklukları içinde en önemlilerinden biridir.
Anti-sosyal kişilik bozukluğu devamlılık gösteren anti-sosyal veya suç
türünde hareketlerle özellik gösterir, ancak suç işleme ile eş anlama
gelmez.
Genel popülasyonda %2-3 oranında görülürken erkeklerde 3-4 kat
daha fazla görülmektedir.
DSM-IV’de Antisosyal kişilik bozukluğu için daha özgül hale getirilen tanı
ölçütleri şunlardır:
A. Aşağıdakilerden en az üçünün olması ile belirli, 15 yaşından beri
süregelen, başkalarının haklarını saymama, başkalarının haklarına saldırma
örüntüsü.
1. Tutuklanması için zemin hazırlayan tekrarlayıcı eylemlerde bulunma,
yasalara ve toplumsal kurallara ayak uyduramama.
2. Sürekli yalan söyleme, takma isim kullanma, kişisel çıkar ve zevki için
başkalarını atlatma.
3. Dürtüsellik ve gelecek için tasarılar yapamama.
4. Yineleyen kavgalar veya saldırılarla belirli sinirlilik ve saldırganlık.
5. Kendi ve başkalarının güvenliği konusunda umursamazlık
6. Bir işi sürekli götürememe, mali yükümlülüklerini yerine getirememe
ile belirli sürekli sorumsuzluk.
7. Başkalarına zarar verme, kötü davranma veya bir şey çalma durumuna
karşı ilgisizlik veya bunlara kendine göre mantıklı açıklamalar getirme,
vicdan azabı çekmeme.
B. Kişi en az 18 yaşındadır.
C. 15 yaşından önce başlayan davranım bozukluğunun kanıtları vardır.
D. Antisosyal davranış sadece şizofreni veya manik epizodun gidişi
sırasında ortaya çıkmayabilir.
Özellikleri
•Diğerlerini
ya sömürücü, bu yüzden sömürülmeyi hak eden, ya da zayıf ve
incinebilir, bu yüzden de kullanılmayı hakeden insanları olarak görürler. Bir
kısmı da kendilerini toplum tarafından kötü muameleye maruz kalmış görürler.
Bu yüzden diğerlerini mahkum etmeyi kendilerine hak görürler. Bir kısmı da
kurallara karşı koymayı, saldırganlığı bir statü gibi görürler.
•"Kendimi korumalıyım." "Ya saldırırlar ya da saldırırım." "Diğer insanlar
sömürgendir, sömürülmeyi hak ederler." "Kurallar gelişigüzel konduğu için
yıkılabilir." "Kurallar başka insanlar içindir." "Sadece enayiler tüm kurallara
uyarlar." "Benim mutluluğum önce gelir.“ "Eğer benim davranışlarım başka
insanları rahatsız ediyorsa bu onların sorunudur.“ gibi şemalara sahiptirler.
•"Eğer diğerlerini manipüle etmezsem, sömürmezsem, saldırmazsam, hakkım
olan şeylere asla ulaşamam.“ gibi inançları vardır.
•"Diğerleri sana saldırmadan sen onlara saldır." "İstediğin şeyleri elde etmek
senin hakkın, onun için hiç durma." gibi stratejilerle hareket ederler.
•Açık olarak anti-sosyal olan kişi açıkça saldırır, çalar, taciz eder. Gizil olarak
anti-sosyal olan kişi bunları gizli olarak yapar.
•Bir duygu gözlenirse o da kızgınlıktır. Kendilerinin hak ettikleri şeylere sahip
olamadıkları ve kendilerine haksızlık yapıldığı için diğerlerine kızarlar.
Sebepleri
•Anne-babasız
büyümüş çocuklarda, örneğin sokakta ya da
yetiştirme yurdunda büyümüş ya da tutarlı bir ebeveyn
eğitimi görmemiş çocuklarda ileride bu bozukluğun ortaya
çıkma olasılığı daha yüksektir.
•Babada alkolizm olması çocukken cinsel ya da fiziksel
olarak sömürülmüş olma da saptanmış yatkınlaştırıcı
etkenlerdir.
•Ailesel yüklülük de belirgindir. Hastaların birinci derece
akrabaları arasında anti-sosyal kişilik bozukluğu genel
nüfustan daha sık görülür. Hasta kadınsa bu olasılık daha da
artar.
Ayırıcı Tanı
•Antisosyal
kişilik bozukluğunun madde kötüye
kullanımından ayır edilmesi oldukça güçtür. Hem madde
kullanımı hem de antisosyal davranış çocuklukta başlayıp
erişkinlikte devam ettiğinden her iki bozukluk tanısı
birlikte konulabilir.
•Borderline en basit anlatımla kadının antisosyalidir. Çünkü
kadınlarda erkeklerden 3 kat daha fazla görülür. Bu iki
kişilik bozukluğu birbirlerine çok benzer ayırt etmek
zordur. Antisosyal Kişilik Bozukluğu ise erkeklerde 3 kat
daha fazla görülür.
Tedavi
•Anti-sosyal
kişilik bozukluğunun tedavi umudu azdır.
Tedavi amacıyla hastaneye yatırılmaları faydadan çok zarar
verir. Batı’da cezaevi koşullarında uygulanan bazı düzeltme
programlarının yararlı olduğu ileri sürülmektedir.
•Tedaviye genelde kendilerinden gelmezler. Tanı genelde
ruhsal gözleme göre değil, öyküye göre konulur. Tedaviye
başlamadan önce kesin sınırlar esastır. Terapist hastanın
kendine zarar verici davranışı için bazı anlaşma yolları
bulmalıdır.
•Ayrıca kişilik bozukluğuyla birlikte anksiyete ve depresyon
gibi durumlarda ilaç tedavisi de kullanılabilir.
HİSTRİONİK KİŞİLİK
BOZUKLUĞU
Histrionik kişilik bozukluğu çok değişik koşullar altında ortaya
çıkan aşırı bir duygusallık ve dikkati çekme isteği ile belirli bir
bozukluktur.
Aşırı derecede süslü sunumlarının eşlik ettiği ancak uzun süren
bağlılık ve derinliği sürdürme yetersizliği vardır.
DSM-IV’ e göre sınırlı sayıda genel popülaston çalışmaları
histrionik kişilik bozukluğunun yoğunluğunun %2–3 kadar olduğu
göstermektedir. Kadınlarda erkeklerden daha sık tanı konmaktadır
DSM-IV’de Histrionik kişilik bozukluğu için daha özgül hale
getirilen tanı ölçütleri şunlardır:
A. Aşağıdakilerden en az beşinin olması ile belirli, genç erişkinlik
dönemimde başlayan ve değişik koşullar altında ortaya çıkan, aşırı
duygusallık ve ilgilenilme arayışı gösteren sürekli bir örüntü.
1. İlgi odağı olmadığı durumlarda rahatsız olur.
2. Başkalarıyla iletişimi çoğu zaman uygunsuz bir şekilde cinsel
yönden ayartıcı davranışlarla belirlidir.
3. Hızlı değişen ve yüzeysel kalan duygular sergiler.
4. İlgiyi çekmek için fiziksel görümünü kullanır.
5.Aşırı düzeyde başkalarını etkilemeye yönelik ve ayrıntıdan
yoksun bir konuşma biçimi vardır.
6. Gösteriş yapar, yapmacık davranır ve duygularını aşırı bir abartı
ile gösterir.
7. Telkine yatkındır, kolay etkilenir.
8. İlişkilerin olduğundan daha yakın olması gerektiğini düşünür.
Özellikleri
•Kendilerinin
büyüleyici, etkileyici, ilgi ve dikkati hak eden kişiler
olduklarını düşünürler.
•Eğer istedikleri şefkati, ilgiyi, hoş tutulmayı elde ederlerse, diğer
insanları olumlu görürler. İçinde bulundukları grubun yıldızı olmak
koşuluyla güçlü kişilerarası bağlar kurabilirler. Benlik saygıları sürekli
onaylanmalarına ve takdir edilmelerine bağlıdır. Diğerlerini
(narsisistlerden farklı olarak) nasıl etkilediklerini sürekli kontrol
ederler.
•"Aslında hiç de çekici biri değilim." "Mutlu olabilmem için diğer
insanların bana hayran olmaları gerekir." Bunun yanında "Ben çok hoş
biriyim.", "Hayran olunacak biriyim." gibi ödünleyici şemaları vardır.
Diğer şemaları: "Dış görünüş önemlidir. İnsanlara dış görünüşlerine
göre değer veririm." "Hayatta hiçbir zaman engellenmemeliyim.
İstediğim herşeyi elde etmeliyim.“ "Duygularımı hemen ve doğrudan
ifade etmeliyim." "Güzellik insanları değerlendirirken dikkate alınması
gereken en önemli şeydir." "Sevilmeliyim." "Hiç kimseye, hiçbir zaman
aptalca görünmemeliyim.“ gibi şemalara sahiptirler.
•"Eğer insanları büyülemezsem hiç bir işe yaramam." "Eğer insanları
eğlendirmezsem beni terkederler." "Eğer insanlar bu yaptıklarıma
cevap vermezlerse kötüdürler." Düşüncelerinde global ve
izlenimcidirler. Derin düşünmezler. gibi inançları vardır
•Histerionik
kişilikleri yönlendiren duygulardır. Kızgınlık yaşayan bir
histerionik bu duygusunu temel alarak karşısındakini cezalandırabilir.
Eğer, "şefkat" yaşıyorlarsa, bu duygularına dayanarak "şefkat" saçarlar
(ama bir kaç dakika içinde bir başka duyguya dönebilirler). Engellenme
ve çaresizlik duygularını histerionik intihar girişimleriyle ifade ederler.
Temel duyguları; neşe, mutluluk, hafifliktir. Temeldeki diğer duygu ise,
anksiyetedir (reddedilme korkusuna bağlı). Reddedilirlerse, bu duygu,
çok çabuk kızgınlık ve depresyona dönüşebilir.
•İnsanları kendilerine bağlamak için dramatize edici ifade tarzları
kullanırlar. Renkli bir iletişim içindedirler. İstediklerini elde
edemezlerse, kendilerine haksızlık yapıldığına inanırlar. İkna etmek ya
da intikam almak için sinir krizlerine girerler. Engellenmeye toleransları
çok düşüktür ve ağlama, saldırma krizlerine girip intihar girişimlerinde
bulunurlar (ya amaçlarına ulaşmak ya da cezalandırmak için). Bazen
intihar girişimleri çok ciddi olabilir, hatta ölümle sonuçlanabilir.
•"Duygularım beni yönlendirir." "İnsanları hoş tut." "Duygularını
yansıt." "Seni incittiklerini onlara göster.“ gibi stratejilerle hareket
ederler.
Sebepleri
•Histriyonik
kişilik bozukluğunun kesin sebebi bilinmemekle
birlikte, bir çok ruh sağlığı uzmanı,rahatsızlığın oluşumunda hem
öğrenilmiş hem de kalıtımsal faktörlerin rol oynadığına
inanmaktadır.
•Hastanın birinci derece akrabaları arasında aynı bozukluğu
taşıyanların sıklığı, genel popülasyondan daha fazladır.
•çevresel
faktörler ise, çocuklukta az eleştiri ve cezalandırmaya
maruz kalma, sadece taktir gören davranış ya da görevlerden sonra
olumlu pekiştireç almış olma ya da ebeveynler tarafından önceden
tahmin edilemeyen bir tutumla yetiştirilme gibi, hangi davranışların
ebeveynler tarafından onaylanacağının bilinmemesi sonucu oluşan
karmaşıklıklar olarak belirtilmektedir.
Ayırıcı Tanı
•Narsistik
kişilik bozukluğu olan hastalar da ilgi ve
dikkat çekmek isterler. Fakat bu ilgiyi elde etmek için
histriyonikler gibi bin bir oyun oynamazlar, bunu hak
ettiklerine inanırlar. Ayrıca HYKB’ndan farklı olarak
başka insanlara üstünlüklerini kabul ettirmeye çalışırlar.
•Borderline kişilik bozukluğu olan hastalar da yoğun
ilişkiler yaşarlar ve hızla değişen affektif tepkiler
gösterirler. Ancak HYKB’dan farklı olarak kimlik
bozukluğu ve kronik boşluk duygusu vardır.
•Bu üç kişilik bozukluğunun bir arada bulunduğu
durumlarda ayırıcı tanı daha zor olabilir.
Tedavi
•Sıklıkla
ve değişik nedenlerle hekime başvurur ve
tedavi olmak isterler. Bazen de hasta kendi kişilik
özelliklerinden memnun değildir.
•Motive ve telkine yatkın oldukları için diğer A ve B
kümesi kişilik bozukluklarının aksine psikoterapi için
uygun vakalardır.
•Hekim hasta ilişkisinin bağımlı ve çocuksu niteliği
üzerinde baştan durmak koşuluyla dinamik yönelimli
bireysel terapiden yararlanılabilir.
NARSİSTİK KİŞİLİK
BOZUKLUĞU
Narsistik kişilik bozukluğu yaygın bir üstünlük duygusu, beğenilme
gereksinimi ve empati yapamama ile belirli bir bozukluktur.
DSM-IV’ e göre, narsistik kişilik bozukluğunun beklenen yaygınlığı,
klinik popülâsyonda %2–16 arasında olup, genel popülâsyonda %1’ den
daha azdır.
DSM-IV’de Narsistik kişilik bozukluğu için daha özgül hale
getirilen tanı ölçütleri şunlardır:
A. Aşağıdakilerden en az beşinin olması ile belirli, genç
erişkinlik dönemimde başlayan ve değişik koşullar altında ortaya
çıkan, üstünlük duygusu, beğenilme gereksinimi ve empati
yapamamanın olduğu sürekli bir örüntüdür.
1. Kendisinin çok önemli olduğu duygusunu taşır.
2. Sınırsız başarı, güç, zeka, güzellik veya kusursuz sevgi
düşlemleri üzerine kafa yorar.
3. Özel ve eşi bulunmaz birisi olduğuna ve ancak başka özel
veya toplumsal durumu üstün kişilerin kendisini anlayabileceğine
ya da ancak onlarla arkadaşlık edebileceğine inanır.
4. Çok beğenilmek ister.
5. Hak kazandığı duygusu vardır.
6. Kişilerarası ilişkileri kendi çıkarı için kullanır, amaçlarına
ulaşmak için başkalarının zayıf taraflarını kullanır.
7. Empati yapamaz.
8. Çoğu zaman başkalarını kıskanır ya da başkalarının kendisini
kıskandığını sanır.
9. küstah, kendini beğenmiş davranış ve tutumlar sergiler.
Özellikleri
•Kendilerini
eleştirilerin üstünde, prens ya da prenses gibi tek ve özel görürler.
Özel bir statüleri olduğuna inanırlar. Farklı muameleyi hak ettiklerini
düşünürler:
•Diğer
insanları kendilerinden daha çirkin, daha az zeki, daha başarısız,
yeteneksiz görürler. Onların kendilerine hizmet etme durumunda olduklarını
düşünürler. Kendilerini normal insanlara yönelik kuralların üzerinde gördükleri
için onların yaptığı her şey doğrudur. Anti-sosyal kişilik gibi kurallardan kuşku
duymazlar, ancak kendilerini bunlardan muaf tutarlar. Kendilerini toplumun bir
parçası görmekle beraber bu parça en üsttedir.
•Devamlı
olarak bir şeyde ne kadar iyi oldukları, oradakilerin kendilerini nasıl
el üstünde tutup, değer verdiği, sevgi ve saygıyla karşılandığı üzerinde
düşünürler. Çevrelerinden sürekli övgü, alkış beklerler. Bekledikleri ilgi, övgü,
hayranlık ifadeleri ile karsılaşmadıklarında hayrete düşüp, hayal kırıklığı ve
mutsuzluk dönemleri yasayabilirler.
•"Herkesten
çok farklıyım. Herkes bana hayran olmalı ve hizmet etmeli. Bunu
sırf, ben olduğum için hak ediyorum." “Bu önemli farklılık bir üstünlük ya da
bir yoksunlukla ilişkili olabilir.” gibi şemaları vardır.
•Daima
bir kurumun en yetkilisi ( başhekim, profesör, mudur, komutan, işveren
vs.) ile iletişime geçip, diğerlerinin fikirlerine aldırmazlar
•Halk
arasında "Büyük dağları ben yarattım" denen tavırlar içindedirler,
gösterişçi ve kendini metheden konuşma ve davranışlar içindedirler.
•Sıra
beklemek, izin istemek, yol vermek onların sözlüğünde olmayan
kavramlardır. Çünkü kendilerine göre her şeye hakları vardır ve daima bir
öncelikleri olduğu düşüncesi içindedirler. Başkalarından bu konularda destek
ve yardim göremediklerinde öfkelenirler.
•Başkalarını
kendi isleri ve keyfi için köle gibi kullanabilir, yakin çevrelerini üst
düzey ya da kendilerini pohpohlayacak kişilerden seçerler.
•Kendileriyle
eşit statüde ısrar eden biriyle rekabet ederler. Amaçlarına
ulaşmak için manipülatif stratejilere başvururlar.
•Temel
duyguları, diğer insanlardan bekledikleri hayranlığı ve saygıyı
görmezlerse kızgınlıktır. Eğer stratejileri işe yaramazsa depresyona girebilirler.
•"Diğerleri
benim özel statümün farkına varmazlarsa, cezalandırılmalılar." "Eğer
üstün statümü sürdüreceksem, diğerlerinin bana itaat etmelerini
beklemeliyim.“ gibi inançlara sahiptirler.
•Temel
stratejileri kendi kişisel etkinlik alanlarını genişletmek ve üstün
statülerini sürdürmek üzere oluşmuştur. Ün, para, güç, mal, mülk ve prestij
peşindedirler. Her zaman üstünlüklerini göstermek ve kabullendirmek için
uğraşırlar.
Sebepleri
En önemli görüş psikodinamik görüştür. Psikodinamik
görüşe göre çocukluk çağında yaşanan, korku,
başarısızlık ya da bağımlılık gereksinimlerinin
ebeveynin yokluğu ya da patalojisi sonucu ihmal,
eleştiri ya da alayla karşılık görmesi, patalojik
narsisizmin gelişmesine yol açabilir.
Ayırıcı Tanı
•En
önemlisi histriyonik ve borderline kişilik
bozukluklarından ayırmaktır. Bu üç bozukluğun ortan
özellikleri göstermesi tanı koymada güçlük
çıkarmaktadır.
•Hasta iki ya da üç kişilik bozukluğunun ölçütlerini
karşılıyorsa tüm tanılar konmalıdır.
•Narsisizm kişilik bozukluğunun diğerlerinden en
önemli farkı önemli olma ve büyüklük duygusudur.
Tedavi
•Bu
bozukluk nispeten nadir gibidir.Yararları olduğu
ileri sürülen tek tedavi bireysel psikoterapilerdir. Ne
var ki bu terapi hastanın kendi narsisizmden
vazgeçmesini istediğinden oldukça zordur. Sonuçları
da tartışmalıdır.
•Tedavide kişiliğe ait abartılı beklentiler, düşünceler ve
davranışların uygun ve gerçekçi olanlarla değişimi,
kişilerarası yaklaşımların düzeltilmesi ve kırılgan yapı
üzerinde çalışılır.
BORDERLİNE (SINIRDA)
KİŞİLİK BOZUKLUĞU
Bu kişiler, belirgin biçimde dengesizdirler ve aşağı yukarı her
yaşantılarını iki kutuplu görme eğilimindedirler. Örneğin, terapist, bir
yandan, yaşayan en iyi terapist gibi görülürken, birkaç dakika içinde en
duyarsız, düşüncesiz, aşağılık, ahlaksız bir kişi olarak algılanabilir.
Borderline kişilik bozukluğu olan hastalar hemen hemen daima kriz
durumunda görülür. Duygulanım dalgalanmaları yaygın olarak görülür.
Genel popülasyonda %2, ayaktan hasta izleme birimlerinde %10, yatan
hastalarda %20 oranında görülürler. Kişilik bozukluğu olan klinik
popülasyonun %30 ile %60’ını BKB oluşturur
DSM-IV’de Borderline kişilik bozukluğu için daha özgül hale getirilen tanı
ölçütleri şunlardır:
A. Aşağıdakilerden beşinin olması ile belirli, genç erişkinlik dönemimde
başlayan ve değişik koşullar altında ortaya çıkan, kişiler arası ilişkilerde,
benlik algısında ve duygulanımda tutarsızlık ve belirgin dürtüselliğin
olduğu sürekli bir örüntüdür.
1. Gerçek veya hayali bir terkedilmeden kaçınmak için çılgınca çabalar
gösterme.
2. Gözünde aşırı büyütme ve yerin dibine sokma uçları arasında gidip
gelme, gergin ve tutarsız kişilerarası ilişkilerin olması.
3. Kimlik karmaşası: belirgin olarak ve sürekli bir biçimde tutarsız benlik
algısı veya kimlik duyumu.
4. Kendine zarar verme olasılığı yüksek en az iki alanda dürtüsellik.
5. Yineleyen özkıyımla ilgili davranışlar, girişimler, göz korkutmalar.
6. Duygudurumda belirgin tepkiselliğe bağlı instabilite.
7. Kendini sürekli boşlukta hissetme.
8. Uygunsuz, yoğun öfke ya da öfkesini kontrol edememe.
9. Stresle ilişkili geçici paranoid düşünce veya ağır dissosiyatif
semptomlar.
Özellikleri
•Kim
olduklarını, amaçlarını, değerlerini, cinsel kimliklerini bilememektedirler.
•Diğer
insanlar aynı anda hem çok değerli ve güvenilir, hem de değersiz ve
güvenilmez olarak görülür.
•"Kim
olduğumdan emin değilim." "Eninde sonunda terk edileceğim." "Acım
öylesine yoğunki dayanamıyorum." "Öfkem beni kontrol eder."
"Davranışlarımı kendim yönlendiremiyorum.“ gibi şemaları vardır.
•"İnsanlar
beni gerçekten tanırlarsa, sevmezler." "Beni terk etmemeleri, bana
zarar vermemeleri için insanlara boyun eğmeliyim." "Duygularımı kontrol
etmezsem korkunç şeyler olabilir.“ gibi fonksiyonel olmayan inançları vardır.
•Kendisini
sevip sevmediklerini anlamak için insanların sınırlarını zorlarlar. Bir
yandan yakın arkadaşlıklar kurmak isterken, diğer yandan yakınlıktan kaçınırlar.
•Terk
edilmeye aşırı duyarlıdırlar ve bundan rahatsızlık duyarlar
•Kimlik
karmaşası yaşarlar sonuçta tutarsız kendilik durumu ortaya çıkar
•Öfke
nöbetleri, kızgınlık gösterileri, kavgalar tipik
davranışları arasındadır. Başkalarına kronik öfke
duyma ve bazen bunu kendine çevirme ve kendine
kıyma davranışı gösterirler.
•Duygularda, aşırılık ve dengesizlik gözlenir. Normal
duygulanımdan, depresyona, anksiyeteye, sinirliliğe ve
yine normal duygu durumuna geçerler. Zaman zaman
da yoğun bir boşluk duygusu içine girerler.
•Dürtüsellik
•Cinsel yaşamda kaos
•Diğerleri tarafından terk edilmeye aşırı duyarlılık ve
bundan rahatsızlık duyma
Sebepleri
•Genel
popülasyona göre BKB olan popülasyonun biyolojik
akrabalarında BKB 5 kat daha fazla görülür.
•Madde kullanım bozukluğu, antisosyal kişilik bozukluğu ve
duygudurum bozuklukları da BKB ailelerinde daha sıklıkla görülür.
•Kimlik sorunu olan ergenler ve genç erişkinler özellikle birlikte
madde kullanımı varsa BKB izlenimi uyandıran davranışlar
sergileyebilirler. Bu tablonun ortaya çıkmasına yardımcı olan durumlara
örnek olarak emosyonel dengesizlik, varoluşsal çelişkiler, belirsizlik,
anksiyete uyandıran seçim yapma durumları, cinsel yönelim
konusundaki çelişkiler, kariyer konusunda karar vermeyi zorlaştıran
sosyal yarışmacılık ortamı sayılabilir.
Ayırıcı Tanı
•BKB
tanısı sıklıkla duygudurum bozukluklarıyla birlikte bulunur. Her
iki bozukluk kriterleri karşılandığında her iki tanı da konulabilir. Bir
duygudurum bozukluğu atağı Borderline kişilik bozukluğu’na kesitsel
olarak benzeyebilir. Bu nedenle davranış paterninin erken başlangıç ve
süre gibi özellikleri kesin olarak belirlenmeden ayrıca BKB tanısı
konulmamalıdır.
•Histrionik kişilik bozukluğunda da ilgi çekme, manüpülatif davranışlar
ve emosyonel hızlı değişmeler bulunabilir. Ancak BKB kendine zarar
verici davranışlar, yakın ilişkilerin öfke sonucu bozulması, süregen
yanlızlık ve boşluk duygularıyla histrionik kişilik bozukluğundan ayrılır.
•Paranoid düşünceler ve illüzyonlar şizotipal kişilik bozukluğunda da
bulunur. BKB’daki paranoid düşünceler geçici ve insanlararası ilişkilerle
yakından ilişkili olup dış ortamdan çok etkilenir.
•Paranoid
ve narsisistik kişilik bozukluklarında küçük bir uyarana
öfkeyle yanıt verme bulunabilir. Paranoid ve narsisistik kişilik
bozuklukları kendine zarar verme, impulsivite, dışlanmayla ilgili
düşüncelerin bulunmamasıyla BKB’dan ayrılır.
•Antisosyal kişiliğin manüpülatif davranışları ihtiyaç duyulan ilgiyi
sağlamak için değil daha ziyade çıkar, güç gibi maddi bazı faydalar elde
etmek içindir. Borderline kişilik terkedilmeye duygusal boşluk hissi,
öfke ile yanıt verir. Bağımlı kişilik de dışlanmaktan korkar. Dışlanıldığı
durumda tavrı boyun eğicidir. Eski ilişkinin yerini hemen doldurarak
destek ve bakım ihtiyacını karşılamaya yönelir. BKB Bağımlı kişilik
bozukluğundan yoğun ve dengesiz ilişkilerle de ayrılır.
Tedavi
Psikanalitik yaklaşımda iki yöntem vardır.
•İlk teknik hastayı şimdiki düzeyinde tutmayı amaçlar ve regresyonla
uğraşmayı engeller. Açıklamalar, önermeler, yüzleştirmeler ve
yorumlarla yeni ego yaşantılarının sağlanması hastaya karşıt kendilik,
aynı zamanda da nesne tasarımlarını bütünleştirmede yardımcı olur.
•İkinci yaklaşımda borderline kişilik bozukluğu olan hastaların kendi
içsel yaşantılarını modifiye etmeleri için terapötik regresyonu
yaşamaları gerektiğini ifade etmektedir. Terapötik regresyone engel
olmak için girişimde bulunulmaz.
•Borderline bir hastanın tedavisi daha çok anne-çocuk ilişkisinin
yeniden yaşanmasına benzemektedir, bu durum nevrotik bireyin
psikanalizinden farklıdır. Analist/hasta ilişkisi borderline hastanın ego
oluşturmasını yani yeni ego yeteneklerinin gelişimini aktive etmektedir.
Bu yeteneklere dayanarak borderline hasta kimlik ve nesne
tasarımlarını bütünleştirebilir ve iyileşir.
Download