Doğanın Mucizesi: Süt Memeli hayvanların yavrularını besleyebilmesi için salgıladığı süt, mucizevi bir besindir. Şüphesiz her memelinin salgıladığı süt kendi yavrusu için en iyi besindir. Bu yüzden 0-1 yaş arasındaki bebeklerin temel besin kaynağı anne sütüdür. İlerleyen yaşla beraber anne sütünden ayrılma başlarken; vücudun kalsiyum ve fosfor gereksinimi için elzem aminoasitlerin (proteinlerin yapıtaşları) sağlanabilmesi ve yağda eriyen vitamin içeriği sayesinde inek veya koyun sütü insan beslenmesinde temel yapıtaşlarından birini oluşturur. Kalsiyum denince aklımıza gelen ilk besin öğesi süttür. Kalsiyum, insan vücudunda en çok bulunan minerallerin başında gelir. Vücut ağırlığının yaklaşık % 1,5-2’sini kalsiyum oluşturur. Yeni doğmuş bir bebeğin vücudunda ortalama 30 gram, yetişkinde ise 1200-1500 gram arasında kalsiyum bulunur. Kalsiyumun bilinen en önemli görevi kemik ve dişlerin yapısına girerek uzamasını ve güçlenmesini sağlamaktır. Kalsiyumun kalp atımının denetiminde, tansiyonun düşürülmesinde, sinir iletiminde ve kanın pıhtılaşması üzerinde önemli görevleri vardır. Bir su bardağı süt, 240 mg kalsiyum içerir. Günde 2 bardak süt tüketimi 1-3 yaş arasındaki bir çocuğun kalsiyum ihtiyacını karşılarken, 9-18 yaş arasında 1300 mg’a çıkan kalsiyum ihtiyacının yaklaşık % 40’ını sağlamaktadır. Süt, aslında yapısı itibariyle C vitamini ve demir dışında pek çok besin öğesini içermektedir. Zengin bir fosfor kaynağı olmasının yanı sıra magnezyum, çinko, potasyum gibi mineralleri de içermektedir. Tıpkı kalsiyum gibi kemik ve dişlerin yapısına yapısına giren fosfor, enerji üretimi ve hücre yenilenmesinde de görev almaktadır. Çinko büyüme devamlılığının sağlanması ve bağışıklık sistemindeki önemli görevlerinden dolayı, sütün içindeki önemli bileşenlerden biridir. 2 bardak süt yetişkin bir bireyin günlük fosfor ihtiyacının yaklaşık % 50’sini, çinko ihtiyacınınsa yaklaşık % 10’nu sağlamaktadır. Sütün içinde elzem yağ asitleri, fosfolipitler, serbest yağ asitleri, yağda eriyen vitaminler (A, D, E ve K Vitaminleri), 400’den fazla yağ asidi ve türevleri bulunmaktadır. Sütün içinde bulunan sfingomiyelin ve fosfolipitler hücre yapısına, beyin ve sinir sistemimin oluşumuna yardım ederken, yine sütün içinde bulunan linoleikasit, büyüme ve cilt sağlığı için vazgeçilmezdir. “Bu yağlar benim için fazla, kolesterolüm yüksek, karaciğer yağlanmam var” diyorsanız, o zaman yarım yağlı veya yağsız sütleri kullanabilirsiniz. Sütün içinde bulunan karbonhidrat ( kısacası süt şekeri ) laktozdur. Laktoz diyabet hastalarına zarar vermezken, süt şekerine –laktoza- duyarlılık taşıyan bireyler için de laktoz içermeyen sütler mevcuttur. Laktoza duyarlılığı olan bireyler de sütten vazgeçmeden hayatlarını laktozsuz sütlerle sürdürebilirler. Süt aynı zamanda kalitesi yüksek, örüntüsü sağlam bir protein kaynağıdır. Elzem aminoasitler denilen, insan vücudu için vazgeçilmez lizin, löysin, izolöysin, metiyonin, fenilalanin, treonin, triptofan, valin gibi yüksek kalite proteinleri içeren süt; alanin, sistin, glisin, prolin, serin, tirozin gibi elzem olmayan aminoasitleri de içermektedir. Büyüme ve gelişme açısından bu iki aminoasit grubunun günlük beslenme düzeninde belirli oranlar içinde alınması gerekmektedir. Bu açıdan süt tüm çalışmalarda kendini ispat etmiş, kaliteli protein kaynağı olarak değerlendirilmektedir. İnsan için gerekli olan birçok vitamin vardır: Suda eriyenler (B1, B2, B6, B12, Folik asit), yağda eriyen vitaminler (A, D, E, K Vitaminleri). Sütün bir insan için gereken bütün vitaminleri içerdiğini biliyor muydunuz? Süte sarımsı rengini veren bir çeşit Vitaminiyken A Vitaminiyken, açık yeşile doğru renginin çalmasını sağlayan ise B2 yani riboflavindir. A vitamini; görme, büyüme ve enfeksiyonlara karşı direnç gösterebilmesi için vücuda yardımcı olur. E vitamini; kalp hastalıklarına karşı korunmayı, bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlar. B vitaminleri; sinir iletiminde, büyüme ve gelişmede, doku yenilenmesinde, enerji metabolizmasında ve bağışıklık sisteminde rol alırlar. Sütün vitamin ve mineral açısından zengin kalmasını sağlamak, ancak düzgün bir sistemle işlemden geçmesiyle mümkündür. 10 dakikadan fazla kaynatılan sütlerde ciddi oranlarda B vitamini kayıpları olmaktadır. Çiğ sütün içerdiği zararlı mikroplardan kurtulmak gerekmektedir. Bu yüzden UHT veya pastorize süt tüketilmeli ve süt saklanırken mutlaka uygun şartlarda saklanmalıdır. Pastorize sütlerin buzdolabı ısısında korunması gerekir ve bu sütler, kutu açıldıktan sonra 2 gün içinde tüketilmelidir. UHT sütler açılmadıkları sürece oda sıcaklığında saklanabilir, açıldıktan sonra buzdolabında tutulmalı ve 3-4 gün içinde tüketilmelidir. SÜT VE FAYDALARI: Süt ve Osteoporoz: Bebeklikten yetişkinliğe geçiş süresinde kemik yapısına giren ve böylece gelişimi sağlayan süt ilerleyen yaşlarda kemik yapısındaki kalsiyum yoğunluğunu korumak için tüketilmelidir. Yaşla beraber gelen kemik yoğunluğundaki azalmanın önüne geçebilmenin yolu yeterli kalsiyum ve D vitamini alımıdır. Yaşa ve cinsiyete göre kalsiyum gereksinimi değişmekle beraber, günde 23 porsiyon (2-3 su bardağı) süt tüketimi önerilmektedir. D vitamini için ise en güzel kaynak güneştir. Süt ve Yüksek Tansiyon: Son yıllarda yapılan çalışmalar, sütle hipertansiyon arasında ciddi bir ilişki olduğunu kanıtlamıştır. Sütün içinde bulunan kalsiyum ve potasyumun kan basıncını düşürdüğü, kalsiyumun tuz dengesinin korunmasına yardımcı olduğu kanıtlamıştır. Az yağlı süt ve ürünlerinin kullanımının artmasıyla kan basıncında önemli ölçüde düzelme görülmüştür. Süt ve Obezite: Öğünlerle beraber alınan sütün, içindeki kalsiyum sayesinde, hem yağın emilimini azalttığı hem de dışkı yoluyla yağ atımını artırdığını bildiren çalışmalar bulunmaktadır. Ana ve ara öğünlerde alacağınız süt, yanında yediğiniz besinin içindeki yağdan daha kolay ve daha az enerjiyle kurtulmanıza yardımcı olur. Diyetisyen Canan Aksoy