sus bıtkılerı kullanımı_3.hafta

advertisement
SÜS BİTKİLERİ KULLANIMI-3
2016 – 2017 BAHAR YARIYILI
(Orman Mühendisliği Bölümü-Seçimlik)
Derleyip Hazırlayan: Yrd. Doç. Dr. Aysel ULUS
BİTKİLERİN KULLANIM SAHALARI
Gary Robinette, “Bitkiler, İnsanlar ve Çevre
Kalitesi” adlı kitabında bitki materyallerinin
fonksiyonel kullanımını aşağıdaki tabloda olduğu
gibi sınıflandırmaktadır.
BİTKİLERİN GÖRSEL KARAKTERİSTİKLERİ
Bitkilerin vejetatif yapısı ve vejetatif kısımları tasarımda
oldukça önemlidir.
Bitki teşhisi yapan taksonomistler (botanikçiler);
bitkilerin vejetatif kısımlarının teşhis için ne kadar önemli
olduğunu bilirler. Vejetatif kısımlar tasarımcılar için de çok
önemlidir. Tasarımcı, vejetatif kısımları bitkileri teşhis etmek
değil, bitkilerin bu kısımlarının çizgi, renk, form ve tekstürü
nasıl etkilediği ile ilgilenir. Tasarımcı bitkilerin formu, gövde
kabuğu, sürgünleri, yaprakları, çiçekleri ve meyveleri gibi
vejetatif kısımları ile yakından ilgilenir.
Tasarımcı için önemli olan bitkinin vejetatif kısımları:
1. Form: Bitkinin boyu, tepe tacı genişliği, bitkinin
büyüklüğü ve genel şekli ile büyüme ve dallanma şekli gibi
özellikler tasarımcı tarafından bilinmelidir.
2. Kabuk: Kabuğun rengi, yüzeyinin niteliği, dokusu (pürüzlü
veya pürüzsüz olması), ince ya da kalın olması, yumuşak ya
da sert olması gibi özelliklerini tasarımcı bilmelidir.
3. Sürgünler: Sürgünlerin rengi, sürgünlerin dizilişi
(karşılıklı-almaçlı), ince veya kaba, tüylü ya da tüysüz olması
gibi özelliklerini tasarımcı bilmelidir.
4. Yapraklar: Yaprağın büyüklüğü, alt ve üst yüzünün rengi,
basit ya da bileşik olması, yaprak kenarlarının durumu
(testere,dişli,tam,loplu,düz) gibi özellikleri yanında,
sonbahardaki yaprak rengi tasarımcı tarafından bilinmelidir.
5. Çiçekler: Çiçeklenme mevsimi, çiçek rengi, çiçeğin
büyüklüğü, çiçeklerin tek-tek, çift ya da kurullar halinde
olması yanında, sade (yalın kat) ya da katmerli olması gibi
özelliklerini tasarımcı bilmelidir.
6. Meyve: Meyvenin rengi, büyüklüğü, tipi, mevsimi, bitki
üzerinde kalış süresi gibi özelliklerini tasarımcının bilmesi
gerekir.
Tasarımcının vejetatif kısımlarla ilgili gözlemleri tek bir
mevsimle sınırlı kalmamalıdır. Dört mevsimde de her bir
parçanın önemi ve bitkinin karakteri üzerindeki etkisi,
özellikle her bir parçanın büyüklüğü, şekli ve yapısı ile
bunların bitkinin çizgi, form, renk ve tekstürünü nasıl
etkilediğini gözlemlemesi gerekir.
Daha sonra da tasarımcı; bu vejetatif kısımların, bitkinin
karakteri ve kişiliği üzerinde ne derecede katkıda
bulunduğunu saptamalıdır. Bitkilerin bu vejetatif
kısımlarının büyüklüğü ve şekline bağlı olarak tasarım
öğeleri ortaya çıkar. Bu tasarım öğeleri;
 Çizgi
 Form
 Tekstür
 Renk
Yaprak Türü:
Ilıman iklim kuşağında bitkilerde üç temel
yaprak türü vardır:
1. yaprağını döken bitkiler,
2. iğne yapraklı herdem yeşil bitkiler,
3. geniş yapraklı herdem yeşil bitkiler.
Peyzajda her birinin kendine has özellikleri ve
ilgili potansiyel işlevleri vardır.
1. Yaprağını Döken Bitkiler:
 Yaprağını döken bitkiler yapraklarını sonbaharda döker ve
ilkbaharda yeniden yapraklanırlar. Dökülen yapraklar,
genellikle ince ve düz olup, sayısız şekil ve boyutlardadır.
 Avrupa kıtasında yaprağını döken bitkiler; miktar ve çeşitli
çevresel koşullara uyum sağlayabilme özellikleri
bakımından en ağır basan yaprak türünü oluştururlar.
 Yaprağını döken bitkiler, yer örtücülerden tutun da
görkemli ağaçlara kadar her biçim, renk, tekstür ve boyutta
karşımıza çıkabilirler.
 Yaygın örnekler arasında Alıç (Crataegus sp.) Kartopu
(Viburnum sp.) Meşe (Quercus sp.) ve Akçaağaç (Acer
sp.) sayılabilir.
 Yaprağını döken ağaçların dış mekanlarda birkaç belirgin
işlevi vardır. Önemli bir işlevi mevsimleri
vurgulamasıdır. Yaprağını döken birçok bitkinin, tasarım
özelliklerini doğrudan etkileyen dört belirgin mevsimsel
görünüme ve özelliğe sahiptir.
Quercus sp.
Acer pseudoplatanus
Viburnum plicatum
 Yaprağını döken bitkiler, yılın iklimsel değişikliklerini daha
belirgin ve anlamlı kılan dinamik elemanlardır. Bunlar
ayrıca ilgi uyandırırlar. Çünkü insan bunların şeffaflığı,
formu, rengi ve tekstüründeki muhteşem değişiklikleri
hayranlıkla gözlemler.
 Yaprağını döken bitkiler ılıman iklim kuşağında birincil
bitki materyali olarak işlev görür.
 Aslında bunlar mekanı her düzlemde tanımlayabilir, vurgu
ve arka fon işlevi görebilir ve herdem yeşil ve geniş
yapraklı herdem yeşil bitkilerle karşıtlık (zıtlık) yaratmak
için yaygın olarak kullanılırlar.
 Yaprağını döken bitkiler tasarımda “faydalı bitki”lerdir,
Çünkü istenen birçok işlevde kullanılabilirler.
 Geniş uygulama olanaklarının yanı sıra bazı yaprağını
döken bitkiler belirgin formları, çiçek rengi ya da
sonbahar yaprak rengi için seçilir. Kartopu (Viburnum sp.)
Altın çanı (Forsythia sp.), Hanımeli (Lonicera sp.) Güzellik
çalısı (Kolkwitzia amabilis), Kızılcık (Cornus florida) ve
Elma (Malus sp.) peyzajda fayda sağlamalarına yardımcı
olan dikkati çeken çiçeklere sahip yaprağını döken
bitkilere örnek teşkil eder.
Viburnum opulus
Forsythia
viridissima
Kolkwitzia
amabilis
Malus floribunda
Cornus florida
 Yaprağını döken bazı bitki materyallerinin bir başka
özelliği, bunların parıltı etkisi yaratmak için yapraklarıyla
etkileşerek gün ışığına izin vermeleridir. Bu olguya
“parlaklık” denir ve bu durum bitki yaprakları gözle
güneş arasına geldiğinde gerçekleşir. Alttan ve/veya
arkadan gözlemlendiğinde yapraklar parlak sarı-yeşil
görünür ve bu onların içeriden aydınlatıldığı
yanılsamasını yaratır. Bu sonuç güneşin bitkiye daha
düşük açıyla vurduğu kuşluk vakti ya da ikindi vakti çok
belirgindir. Sonuç bitkiye havalı, aydınlık bir özellik katan
ışıltılı, parlayan bir etkidir.
 Yaprağını döken bitki materyallerinin benzersiz bir
özelliği bunların birçoğunun kışın gözlemlenebilen ayırt
edici ve ilginç dallanma şekillerinin olmasıdır. Bu
özellikleri, yaz yapraklarının tekstür ve rengi kadar
önemlidir. Çünkü ılıman iklim kuşağında yaprağını
döken bitki materyallerinin, en azından yapraklı
oldukları süre kadar, yapraksız yani çıplak dalları olur.
Dalların yoğunluğu, rengi ve yapıları ya da büyüme
şekilleri bir tasarımda yaprağını döken bitkilerin
seçiminde ele alınması gereken değişkenlerdir.
Şeker akçaağacı (Acer saccharum) yada Kurtbağrı
(Ligustrum amurense) gibi kimi yaprağını döken bitkiler
yoğun dallıdır ve kışın ayırt edici bir siluete sahiptirler.
Glediçya (Gleditsia triacanthos) ve Sumak (Rhus typhina
“Laciniata”) açık dallıdır (seyrek) ve belirgin olmayan,
düzensiz hatlara sahiptir.
Acer saccharum
Ligustrum amurense
Rhus typhina “Laciniata”
Gleditsia triacanthos
 Şekil 10’da görüldüğü gibi, dalların oluşturduğu çizgi
şekli de tasarımda düşünülmesi gereken başka bir
unsurdur. Kızılcık (Cornus florida) ya da Alıç (Crataegus
phaenopyrum) gibi kimi bitki materyallerinin dalları
dikkat çekici olarak yatay çizgilere sahiptir. Bunlar
ilkbaharda koyu herdem yeşil arka fonun önünde
muhteşem görünürler.
Şekil 10: YAPRAĞINI DÖKEN FARKLI AĞAÇ TÜRLERİNİN, KIŞIN
BÜYÜME ŞEKİLLERİ VE GÖRÜNÜŞLERİ ORTAYA ÇIKAR.
 Amerikan dişbudağı (Fraxinus americana) ve Avrupa
gürgeninin (Carpinus betulus) belirgin olarak yukarı doğru
kavislenen dal hatları vardır. Bataklık meşesi (Quercus
palustris) gibi bitkilerin ise aşağı doğru kavislenen
dallanma hatları vardır. Elma (Malus sp.) ve Erguvan
(Cercis canadensis) gibi diğer bazı bitkiler yaşlanıp
yıprandıklarında eğri-büğrü dal hatlarına sahip olur.
 Şekil 11’de görüldüğü gibi, bunlar koyu herdem yeşil bir
arka fon önüne ya da başka bir nötr ortama yerleştirilirse
çıplak dalları ve desenleri daha iyi algılanabilir.
 Şekil 12’de görüldüğü gibi, başka bir
ilginç olasılık da yaprağını döken bir
bitki öyle bir yerleştirilmelidir ki,
soyut dal desenlerinin gölgeleri
kaldırımın ya da çıplak duvarın
üzerine düşsün. Bu tür gölge
desenleri kış mevsiminde geniş bir
kaldırımın ya da boş bir duvarın
monotonluğunu azaltmada yardımcı
olabilir.
2. İğne Yapraklı Herdem Yeşil Bitkiler,
İkinci genel bitki yaprağı türü iğneye benzer yaprakları
olan ve yapraklarını yıl boyunca dökmeyen bitkilerdir. Veymut
çamı (Pinus strobus), Ladin (Picea sp.), Göknar (Abies sp.),
Porsukağacı (Taxus sp.) ve Ardıç (Juniperus sp.) iğne
yapraklı herdem yeşil bitkilere örnektir.
Abies nordmanniana
Pinus strobus
Picea abies
İğne yapraklı herdem yeşil bitkiler; kısa çalılardan çeşitli
biçim, renk ve tekstüre sahip ağaçlara kadar değişiklik
gösterirler. Ancak iğne yapraklı herdem yeşil bitkilerin grup
olarak görünür (belirgin olan) çiçekleri yoktur. Yaprağını
döken bitkiler gibi, herdem yeşil bitki materyalleri de
benzersiz özelliklerinden dolayı birtakım işlevlere sahiptirler.
 Diğer tür bitki materyalleriyle karşılaştırıldığında, iğne
yapraklı herdem yeşil bitkiler grup olarak en koyu
yapraklara sahiptir (ardıç dikkat çeken önemli bir
istisnadır). Bu olgunun nedeni; iğne yapraklı herdem
yeşil bitkilerin iğne yaprakları, üzerine düşen ışığın
büyük bir bölümünü emmesi ve çok azını yansıtmasıdır.
Şekil 13’de görüldüğü gibi, herdem yeşil bitkilerin
görünen koyu yeşilliği, yaz ortasından bir sonraki yılın
bahar başlarına kadar ve özellikle de kışın çok belirgindir.
Bu genellikle büyük bir görünüm ortaya çıkarır.
 Sonuç olarak iğne yapraklı bitkiler, tasarıma görsel ağırlık ve
katılık katmak için kullanılabilirler.
 İğne yapraklı bitkiler, bir mekanda ya da bir bitki
kompozisyonunda kasvetli ve düşünceli bir atmosfer
oluşturabilirler. Ancak herdem yeşiller, herhangi bir yerde aşırı
miktarda yerleştirilmemelidir. Çünkü bunlar tasarıma bir
cenaze havası katabilir. Bu yüzden birçok eski evin etrafındaki
temel ağaçlandırma şekli bu bitkilerle yapılmaktadır.
 Yaprağını döken bitkilerle kıyaslandığında, iğne yapraklı
herdem yeşil bitkiler genellikle bir tasarımdaki bitkilerin
küçük bir yüzdesini oluşturmalıdır. Bunun istisnası iğne
yapraklı herdem yeşil bitki türlerinin egemen olduğu
bölgesel konumlardır. Bu tür bölgelerde herdem yeşil
bitkiler, kompozisyondaki bitkilerin çoğunluğunu
oluşturması uygun düşer.
 Kışın görsel ağırlıklarından ve görünürlüklerinden dolayı
bu tür herdem yeşil bitkileri tasarım içinde dağınık
biçimde kullanmamak ve çeşitli konumlarda
gruplandırmak gerekir. Şekil 14’de gösterildiği gibi,
herdem yeşil bitkilerin gelişigüzel yerleştirilmesi karmaşık
bir görüntü yaratır.
 Herdem yeşil bitkiler koyu yapraklara sahip olduklarından,
daha açık renklere sahip bitkiler için arka fon oluştururlar
(Şekil 7 ve 11). Bunun yaygın bir uygulaması iğne yapraklı
herdem yeşil bitki ve çalıların, Kızılcık (Cornus florida),
Kanada erguvanı (Cercis canadensis), ve Açelya
(Rhododendron) gibi, daha açık renkli-çiçekli bitkilerin
arka fonu olarak kullanılmasıdır. Bu çiçekli bitkiler, oturma
ve yürüme alanları ile bina girişleri gibi gölgeli, korunaklı
ancak aydınlıkmış gibi görünmesi arzulanan yerlerde
kullanılırlar.
 İğne yapraklı herdem yeşil bitkilerin önemli bir özelliği;
bitkinin adında tanımlanmıştır; yaprakları değişiklik
göstermez ve sürekli yeşil kalır. Yaprağını döken bitki
materyalleri ile karşılaştırıldığında, herdem yeşil bitkiler
sabit ve stabildir. Sonuç olarak, tasarıma bir devamlılık
duygusu eklerler. Bu bitkiler, karşılarına yaprağını dökendeğişken bitkilerin yerleştirilebileceği bir ortam yaratırlar.
Yaprağını döken bitkiler mevsimsel değişiklikleri daha
belirgin kılarlar.
 Yoğunluklarından dolayı iğne yapraklı herdem yeşil bitki
materyalleri, görüntüyü ve hava dolaşımını engelleme
konusunda etkilidir. Şekil 15’te görüldüğü gibi, herdem
yeşil bitkiler yılın her döneminde kalıcı, değişmez
perdeleme ve mahremiyet kontrolü sağlamak için tercih
edilen bitkilerdir.
HERDEM
YEŞİL
AĞAÇLAR
TÜM
MEVSİM
GÖRÜNMESİNİ
İSTEMEDİĞİMİZ GÖRÜNÜMLERİ PERDELEMEK İÇİN KULLANILABİLİR.
 Ayrıca, soğuk rüzgârlara karşı koruma sağlamak için bu
bitkiler bir binanın çevresine ya da dış mekâna
yerleştirilebilirler. Ilıman iklim kuşağında soğuk kış
rüzgarlarından korunmak için sıklıkla iğne yapraklı
bitkiler binanın ya da açık mekanın kuzeydoğu tarafına
yerleştirilir. (Şekil 16). Burada bu bitkiler rüzgarın
şiddetini açık alandaki şiddetinin %60’ı kadar azaltabilir.
Rüzgar şiddetindeki bu azalma soğuk havanın bina içine
girmesini en aza indirir ve ayrıca dışarı kaçan ısı
miktarını azaltır.
Sonuçta, düzgün biçimde yerleştirilen ve tasarlanan
iğne yapraklı herdem yeşil bitkiler kümesi tek aileli bir
evin ısınma masraflarını yüzde 33’ (%33) a kadar
azaltabilir. Ve bir bina duvarının önüne yerleştirilen uzun
boylu herdem yeşil çalılar da benzer bir etki yaratırlar.
Burada yoğun çalı kümesi, çalılarla bina duvarı arasında
hareketsiz bir hava mekanı yaratarak ek bir yalıtım
tabakası görevi görür.
Genel bir kural olarak (belirli bir tasarımın amaçları
gözetilmeden), bir bitki kompozisyonunda, yaprağını döken
ve herdem yeşil bitkiler arasında doğru orantılı bir denge
bulunmalıdır. Bu iki tür birbirlerinin en iyi özelliklerini ortaya
çıkararak birbirlerini tamamlar. Şekil 16’deki gibi, tek başına
kullanıldıklarında yaprağını döken bitkiler yazın oldukça
çekici görünebilir ancak kışın “kaybolurlar” çünkü bu
mevsimde kütlelerini ve görsel ağırlıklarını kaybederler.
ŞEKİL 16: TÜM YAPRAK
DÖKEN BİTKİLENDİRMELERDE
KIŞIN GÖRSEL AĞIRLIK
KAYBOLUR.
 Öte yandan, Şekil 17’de görüldüğü gibi, yalnızca iğne yapraklı
herdem yeşil bitkiler içeren bir tasarım sıkıcı olur çünkü çok
ağır ve kasvetli olur ve yılın mevsimleri boyunca çok az
değişiklik gösterir. Dolayısıyla, bu olası sorunları önlemek
için, şekil 18’de görüldüğü gibi, birbirlerini destekleyen
yaprağını döken ve iğne yapraklı herdem yeşil bitki
materyallerini birlikte kullanmak en iyisidir.
3. Geniş Yapraklı Herdem Yeşil Bitkiler:
Bitki materyalinin üçüncü genel yaprak türü geniş
yapraklı herdem yeşil bitkilerdir. Bunlar yaprak görünümleri
açısından yaprağını döken bitkilere benzer ancak
yapraklarını yıl boyunca korur.
Orman gülleri (Rhododendron sp.), Açelya
(Rhododendron sp.), Dağ defnesi (Kalmia latifolia) Pieris
(Pieris sp.) ve Salkımçalı (Leucothoe sp.) geniş yapraklı
herdem yeşil bitki materyaline örnektir. Geniş yapraklı
herdem yeşil bitkilerin özellikleri ve bir tasarımda olası
kullanımları aşağıdaki gibidir.
 İğne yapraklı herdem yeşil bitkiler gibi, geniş yapraklı
herdem yeşil bitkilerin de koyu yeşil yaprakları vardır.
Ancak kimi geniş yapraklı herdem yeşil bitkilerin yansıtıcı
yaprakları olur ve güneş ışığı altında parlak görünür.
 Geniş yapraklı herdem yeşil bitkilerin olası bir kullanımı,
açık bir dış mekana parıltılı, aydınlık bir özellik
vermeleridir. Güneş alan bir yerde kompozisyona hafif ve
havadar bir his katabilirler. Gölgeye yerleştirildiklerinde
geniş yapraklı herdem yeşil bitkiler iğne yapraklı herdem
yeşil bitkilerinkine benzer görevler görürler ve karanlık ve
ağır görünürler.
 Bir grup olarak, geniş yapraklı herdem yeşil bitki
materyalleri muhteşem ilkbahar çiçekleriyle tanınırlar.
Birçok insan bunları yalnızca çiçekleri için bir tasarıma
yerleştirir. Bu en iyi yöntem olmayabilir çünkü, renk
konusunda ifade edildiği gibi, çiçeklerin ömrü çok kısadır.
Bunun yerine, bir tasarımda geniş yapraklı herdem yeşil
bitkiler öncelikli olarak yapraklarına göre yerleştirilmeli ve
çiçekler ek bir yarar olarak düşünülmelidir. Bazı
durumlarda gösterişli çiçekler tasarımda odak noktası
olarak kullanılabilir. (Bu, dikkat çekici olduklarından kaba
yaparak tekstürlü orman gülü gibi bitkilerde işe yarar.)
 Geniş yapraklı herdem yeşil bitkiler grup olarak pek
dayanıklı bitkiler değildir. Çoğu ılıman iklimlerde (5-10
kuşaklarında) ya da binanın doğu tarafında olduğu gibi,
ılıman iklimlerde, kısmen güneşli kısmen gölgeli
durumlarda daha iyidir. Geniş yapraklı herdem yeşil
bitkiler aşırı sıcağa ya da soğuğa dayanamadığından kışın
tam güneş alan ya da zararlı kış rüzgarlarına maruz
kalacakları yerlere konulmamaları gerekir. Her iki durum
da köklere su gitmediği zamanlarda yapraklarda aşırı
terlemeye neden olur.
 Ayrıca çoğu geniş yapraklı herdem yeşil bitkiler düzgün
büyüyebilmek için asitli toprağa gerek duyar ve bu
onların peyzajda olası kullanımlarını tüm bu gerekli
koşullara uyan bölgelerle sınırlar.
 Özetle, bir bitki tasarımının rengini incelediğimiz gibi,
aynı zamanda, bitki renginin bütünleşmiş bir öğesi olan
yaprak türünü de hesaba katmalıyız.
 Yaprak türü bir tasarımın mevsimsel ilgisini,
görünürlüğünü ve bütünlüğünü etkiler. Yaprak türü ayrıca
biraz sonra anlatacağımız bitki materyallerinin tekstürüyle
da doğrudan ilgilidir.
Download