İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri HASTANE ENFEKSİYONLARI: KORUNMA VE KONTROL Sempozyum Dizisi No:60 Ocak 2008; s.121-129- Diyaliz Hastalarının Nozokomiyal Enfeksiyon Kontrolü Hem. Emine PARLAR İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastane Enfeksiyon Kontrol Komitesi Ülkemizde Türk Nefroloji Derneği'nin 2006 yılı kayıtlarına göre toplam 621 hemodiyaliz merkezinde, 8760 hemodiyaliz cihazı ile 33.950 hasta düzenli olarak diyalize girmektedir. Diyaliz teknolojisindeki ilerlemeler son dönem böbrek yetmezliği olan hastalarda yaşam süresi ve kalitesi üzerinde olumlu etkiler sağlamıştır. Hemodiyaliz hastalarında en sık rastlanan ölüm nedeni kardiyovasküler hastalıklardır (%50,4). Bu durum kardiyovasküler ve renal patolojiler arasındaki ilişkinin bir sonucu olarak kabul edilebilir. Bunu serebrovasküler hastalıklar, maligniteler ve enfeksiyonlar izlemektedir. Hemodiyaliz hastalarında hastaneye yatış nedeni olarak enfeksiyonlar birinci sıradadır. Kronik hemodiyaliz hastalarında enfeksiyonların sık görülmesinin çeşitli nedenleri vardır. Hemodiyalizin vasküler girişim gerektirmesi, çok sayıda hastanın aynı ortamda diyalize girmesi nedeniyle hastadan hastaya doğrudan veya medikal aletler ve hastane personeli aracılığıyla dolaylı kontaminasyon olması, hastaların immünosüpresif olmasının enfeksiyonlara olan hassasiyetlerini artırması, sık hastaneye yatış ve cerrahi girişim gereksinimi gibi faktörler enfeksiyon riskini artırırlar. Hemodiyaliz hastalarında kan yoluyla bulaşan hepatit B virüsü(HBV), hepatit C virüsü(HCV), hepatit D virüsü(HDV) ve Human Immunadeficiency Virus (HIV) gibi viral enfeksiyonlar görülebilir. Hemodiyaliz hastalarında görülen başlıca bakteriyel enfeksiyonlar vasküler girişim bölgesi enfeksiyonları ve diyaliz sisteminin kontaminasyonuyla ilişkili enfeksiyonlardır. KAN YOLUYLA BULAŞAN VİRAL ENFEKSİYONLAR Hemodiyaliz merkezlerinde hepatit B enfeksiyonunun kontrolü ile ilgili tavsiyelerin 1977 'de yayımlanması ve yaygın olarak uygulanması sonucu hastalarda ve hastane personelinde HBV enfeksiyonu sıklığında hızlı düşüşler görülmüştür. Hepatit B aşısının 1982 yılından itibaren risk altındaki tüm hastalara ve hastane personeline yapılması önerilmiştir. Buna rağmen HBV ve HCV salgınları kronik hemodiyaliz hastalarında görülmektedir. Diğer kan kaynaklı patojenlerden HDV ve HIV virüslerinin de hemodiyaliz hastalarına bulaşması mümkündür. Hepatit B Virüsü(HBV) Viral hepatit etkenleri arasında HBV en fazla bulaşma riski taşıyan virüstür. Hepatit 121 Hem. Emine PARLAR B yüzey antijeni (HBsAg) pozitif hastaların tümü bulaştırıcıdır. Ancak HBeAg pozitifliği ve kandaki HBV titresinin yüksek olması bulaştırıcılığı daha da artırır. Hemodiyaliz hastaları HBV bulaşı için riskli grupturlar. HBV'nin çevresel yüzeylerde uzun süre canlı kalabilmesi (7 güne kadar) nedeniyle çapraz kontaminasyon bulaşta önemli rol oynamaktadır. HBsAg diyaliz merkezlerinde klemplerde, diyaliz makineleri kontrol düğmelerinde ve kapı kollarında saptanmıştır. Kanla kontamine olan,ancak rutin olarak temizlenip dezenfekte edilmeyen yüzeyler HBV bulaşı için rezervuar görevi görmektedirler. Diyaliz personeli , kontamine yüzeylerden ve ekipmanlardan elleriyle ya da eldivenleriyle virüsü hastalara bulaştırabilmektedirler. HBV enfeksiyonu epidemilerinde aşağıdaki durumlar çapraz kontaminasyonu artırmaktadır: - Hemodiyaliz hastalarının HBsAg için rutin taramalarının aksatılması -HBV ile enfekte hastalarla risk grubundaki hastaların aynı personelden hizmet alması - Birden fazla kullanım dozu olan ilaçların ve intravenöz solüsyonların ortak kullanımı -Parenteral ilaçların kan örneklerinin bulunduğu alana komşu bölgelerde hazırlanması Günümüzde özellikle gelişmiş ülkelerde hemodiyaliz hastalarında HBV enfeksiyonunun görülme sıklığı azalmış olsa da ortaya çıkan salgınların nedeni enfeksiyon kontrol önlemlerinin yeterli uygulanmamasıdır. Hemodiyaliz hastalarında HBV enfeksiyonunun kronikleşmesi böbrek transplantasyonu olma şanslarını yitirmelerine neden olabilmektedir. Hepatit C Virüs(HCV) Hemodiyaliz ünitelerinde en önemli ve en çok karşılaşılan sorunlarından biri HCV enfeksiyonlarıdır. Hemodiyaliz hastalarında HCV enfeksiyonu için risk faktörleri tarama yapılmamış donörlerden kan transfüzyonu, transfüze edilen kanın miktarı ve diyalize girme süresidir. Diyalize girme süresi arttıkça HCV enfeksiyonu prevelansı artar.HCV enfeksiyon prevelansı, 5 yıldan daha kısa süre diyalize giren hastalarda ortalama %12 iken, diyaliz süresi 5 yılı geçtiğinde % 37 ye çıkmaktadır. Enfeksiyon kontrol önlemlerinin yeterli uygulanmayışı HCV enfeksiyonu epidemilerine neden olmaktadır. Hastalara enfeksiyon etkeninin bulaşmasına neden olan çapraz kontaminasyon yolları aşağıda sıralanmıştır: - Alet ve ekipmanların farklı hastalarda dezenfeksiyon yapılmadan kullanılması - İlaçların hazırlandığı ve dağıtıldığı araçların hastalar için ortak kullanımı - Birden fazla sayıda kullanım dozu içeren ilaçların ortak kullanımı - Diyaliz seansları arasında kontamine kovaların rutin olarak değiştirilmemesi, boşaltılmaması veya dezenfekte edilmemesi -Diyaliz makinelerinin rutin temizlik ve dezenfeksiyonunun yapılmaması -Dökülen veya bulaşan kanların hemen temizlenmemesi Türkiye'de 2002 yılında tüm hemodiyaliz hastalarında HBsAg pozitif hastaların oranı %4.8, HCV antikoru pozitif hasta oranı %24.6, hem HBsAG hemde HCV antikoru pozitif hasta oranı %1.7'dir. Hepatit Delta Virüsü (HDV) HDV aktif HBV enfeksiyonu olan kişilerde hepatite neden olan defektif bir virüstür. 122 Diyaliz Hastalarının Nozokomiyal Enfeksiyon Kontrolü Kronik hemodiyaliz hastalarında HDV enfeksiyonu ile ilgili yeterli veriler yoktur. HIV Enfeksiyonu Amerika'da; HIV enfekte hastalara hemodiyaliz hizmeti veren merkez sayısında artış sağlanmıştır. HIV, kan ve kan içeren diğer vücut sıvılarıyla bulaşır. Hemodiyaliz merkezlerinde hastadan hastaya geçiş bildirilmemiştir. HIV ile enfekte hastalara hemodiyaliz yapan merkezlerin oranı 1985-2002 yılları arasında %11'den %39'a çıkmış ve bilinen HIV enfeksiyonlu , hemodiyalize giren hasta oranı %0,3'den %1,5'e çıkmıştır. BAKTERİYEL ENFEKSİYONLAR Hemodiyaliz hastalarında kardiyovasküler hastalıklardan sonra enfeksiyonlar %14'lük oranla ölümlerin ikinci sebebidir. Enfeksiyonların yol açtığı mortalitenin en önemli sebebi sepsistir. Hemodiyaliz hastalarında baktereminin en sık nedeni vasküler girişimlerdir. Bakteriyel etkenler ekzojen veya endojen yollarla enfeksiyona yol açar. Hemodiyaliz hastalarında ekzojen yolla bakteriyel patojenlerin bulaşması ile ilişkili birçok epidemi tanımlanmıştır. Bu epidemilerin çoğu kontamine diyaliz sıvıları veya ekipmanlar, tekrar kullanılabilen (reuse) diyalizerlerde yetersiz dezenfeksiyon ya da diyalizde kullanılan sulara yeterli iyileştirme işlemlerinin uygulanmamasından kaynaklanır. Multidoz flakonların kontaminasyonu da bakteriyel enfeksiyonlar için kaynaktır. Hastane çalışanlarının elleri aracılığıyla hastadan hastaya kontaminasyonlar olmaktadır. Hemodiyaliz hastalarında en sık görülen nozokomiyal enfeksiyonlar kan dolaşımı enfeksiyonları ve üriner sistem enfeksiyonlardır. Vasküler Girişime Bağlı Enfeksiyonlar: Vasküler girişime bağlı enfeksiyonlar, geçici veya kalıcı venöz kateter, arteriyovenöz fistül veya arteriyovenöz grefte bağlı olarak gelişebilir. Giriş yolu enfeksiyonları yaygın bakteremi veya vaskuler giriş yolunun kaybına neden olabilir. Vasküler giriş enfeksiyonlarında lokal bulgu olarak eritem ,ısı artışı , sertleşme , şişme ,hassasiyet , deri döküntüsü görülebilir. Vasküler girişim yolu enfeksiyonları için birçok risk faktörleri tanımlanmıştır. Bunlar; -Vasküler girişimin şekli( en yüksek risk kateter uygulamalarında, en düşük risk ise arteriyovenöz fistüldedir) -Girişimin alt ekstremiteden yapılması -Vasküler girişimle ilgili geçirilmiş cerrahi -Girişim bölgesinde travma , hematom ,dermatit varlığı -Hasta hijyeninin kötü olması -İğne yerleştirme tekniğinin kötü olması -İleri yaş -Diyabet -İmmünsüpresyon -Demir yüklenmesi - Nazal Staphylococcus aureus taşıyıcılığıdır. Vasküler giriş enfeksiyonlarında en çok izole edilen etkenler Staphylococcus aureus ve koagulaz-negatif stafilokoklar (KNS) gibi gram-pozitif koklardır. Nadiren gramnegatif basiller de etkendir. S.aureus tarafından kaynaklanan enfeksiyonların oranı 123 Hem. Emine PARLAR fistullü yada greftli hastalarda, KNS enfeksiyonları ise kataterden diyalize alınan hastalarda daha yüksektir.Vasküler kaynaklı enfeksiyonlarda bakteremi kadar enfeksiyonun vasküler aletin çıkarılmasına neden olması da önemli bir sorun teşkil eder. Antibiyotiklere Dirençli Bakteriler: Hemodiyaliz hastaları antibiyotiklere dirençli suşların bulaşması açısından risk altındadırlar. Bu hastaların sık hastaneye yatmaları, özellikle uzun süreli antibiyotik kullanımı ve cerrahi girişimler bunun nedeni olmaktadır. Hemodiyaliz hastalarında sık vankomisin kullanılması nedeniyle diyaliz hastaları vankomisine dirençli enterokok (VRE) yönünden artmış risk altındadır ve VRE epidemileri gözlenmektedir..Metisiline dirençli S.aureus (MRSA), metisilin dirençli KNS , hatta vankomisin dirençli stafilokoklar ve çok ilaca dirençli gram negatif basiller de diğer önemli dirençli bakterilerdir. Hemodiyaliz Sisteminin Bakteriyel Kontaminasyonu Sonucu Ortaya Çıkan Enfeksiyonlar : Hemodiyalizde kullanılan suyun, bakteriyel kontaminasyonunu etkileyen bir çok faktör bulunmaktadır. Bunlar; hemodiyalizde kullanılan su arıtma yönteminin özelliğine, diyalizat dağıtım sistemine , diyaliz makinesinin tipine ve uygulanan dezenfeksiyon yöntemine göre değişir. Gram negatif bakteriler (Acinetobacter spp, Pseudomonas spp, Serratia spp ….) hemodiyaliz için kullanılan kaynaklarda bulunur. Bu mikroorganizmalar hemodiyaliz ekipmanlarıyla ilgili sulu çevrelerde yaşayıp çoğalarak endotoksemi yoluyla pirojenik reaksiyonlara ve nadir olarak da bakteremiye neden olabilir. Kontrol stratejileri bakterileri ortadan kaldırmaktan ziyade konsantrasyonlarını düşük seviyede tutmak ve tekrar üremelerini önlemek üzerine kurulmuştur. Diyalizattaki bakteri düzeyi ile pirojenik reaksiyonların görülme sıklığı arasında korelasyon vardır. Pirojenik reaksiyonlar diyaliz sisteminin tipine ve oluşan kontaminasyonun derecesine göre diyalize başladıktan ortalama 1-5 saat sonra ortaya çıkar. Hipotansiyon, başağrısı, miyalji, mide bulantısı, ateş, titreme ve kusma görülür. Pirojenik reaksiyonlar bakteremili ya da bakteremisiz olabilir, klinik bulgular aynıdır, ayrım için kan kültürleri gereklidir. Baktereminin olmadığı pirojenik reaksiyonlarda klinik bulgular diyaliz sonlandırılınca ortadan kalkar. Gram negatif bakteriler dışında nontüberküloz mikobakteriler de su işleme sistemini kontamine edebilir (Myobacterium chelonae,M.fortuitum,…). Su Sistemi Kullanılan şebeke sularında birçok toksik madde, mikroorganizma ve endotoksin bulunur. Diyaliz sularının arıtılması amacıyla uygulanan bazı işlemler bakterilerin çoğalmasına izin verir. Arıtmada ön işlem amacıyla kullanılan partikül filtreleri ( prefiltre ) bakteri endotoksinlerini yok etmezler. Membran filtreleri geçici olarak bakterileri temizler fakat filtreler tıkanır ise bakteriyel kolonizasyona yol açabilir. Önemli organik kimyasalları, klorini ve kloramini ortadan kaldıran karbon filtreleri endotoksin düzeyini azaltmazlar ve suda bakteriyel çoğalmaya yol açabilirler. Yumuşatıcılar ve deiyonizerler de bakteri ve endotoksinlere etkili olamazlar ve gram negatif bakterilerin çoğalması için uygun ortam sağlayabilirler. Kullanılan filtreler uygun aralıklarla değiştirilmeli ve aynı şekilde dezenfeksiyonları sağlanmalıdır. 124 Diyaliz Hastalarının Nozokomiyal Enfeksiyon Kontrolü Ultraviyole ışınları sudaki bakteriyel kontaminasyonu azaltmak için kulanılır, fakat bakteriyel endotoksinleri etkilemez ve dirençli gram-negatif bakteri artışına neden olabilirler. Revers osmoz sistemi endotoksinleri ve bakterileri ortamdan uzaklaştırabilir, ancak düşük düzeyde gram-negatif ve nontuberkuloz mikobakterilerle kontaminasyona neden olabilir. Bu yüzden bakterileri ve endotoksinleri ortadan kaldırmak için ultrafiltreler eklenmelidir. Dağıtım Sistemleri Diyaliz makinelerinde su ve diyaliz sıvısının dağılımı genelde polivinil klorid yapılı plastik borular ile olur. Gerekenden daha geniş çaplı borular mikrobiyal kontaminasyon için gerekli olan ıslak yüzey miktarını arttırır. Gece boyunca borularda kalan sıvılardaki gram negatif bakteriler hızlıca çoğalıp ıslak yüzeyleri kolonize ederler. Bu kolonizasyonun biyofilm oluşumuna yol açması dezenfektanların etkisini önler. Depolama tankları da dağıtım sisteminde sıvı volümü ve yüzey alanının artışına yol açar. Makinenin Tipi: Tek geçişli makinelerin kullanılması bakteriyel kontaminasyonu azaltmaktadır, kullanılan suyun kalitesi ve dezenfeksiyon yöntemi de önemlidir. HEMODİYALİZ HASTALARINDA ENFEKSİYON KONTROLÜ Kronik hemodiyaliz hastaları arasında, virüslerin ve patojen bakterilerin geçişinin engellenmesi etkili bir enfeksiyon kontrol programıyla mümkündür. Hemodiyaliz üniteleri için enfeksiyon kontrol uygulamaları ; enfeksiyon etkenlerinin hastadan hastaya doğrudan veya dolaylı yollarla bulaşma ihtimalini azaltacaktır. Hemodiyaliz üniteleri için standart enfeksiyon kontrol önlemlerine ek olarak özel uygulamaları da içeren kapsamlı enfeksiyon kontrol programları uygulanmalıdır. 1. Hemodiyaliz ünitelerinde enfeksiyon kontrol uygulamaları - Kan yoluyla bulaşan virüsler ve patojen bakterilerin geçişini engellemeye yönelik özgül enfeksiyon kontrol önlemleri - HBV ve HCV infeksiyonları için rutin serolojik testler ve aşılama - İzolasyon 2. Enfeksiyon sürveyansı 3. Enfeksiyon kontrolü için eğitim ve öğretim Antibiyotiklere dirençli patojen mikroorganizmaların bulaşma riskinin yüksek olduğu hastalarda ek önlemlerin alınması gerekebilir. Sürveyansın yapılması enfeksiyon kontrol uygulamalarının etkinliğini ölçmek için gereklidir. Hem sağlık çalışanlarının hem de hasta ve yakınlarının eğitimi etkin enfeksiyon kontrolü için çok önemlidir. Hemodiyaliz Hastalarında Standart Enfeksiyon Kontrol Önlemleri: 1. Diyaliz istasyonunda hasta ile ilgili ekipmanlara dokunulduğunda veya hasta bakımı sırasında tek kullanımlık eldiven giyilmelidir. Hastalar arasında veya istasyon değişiminde eldiven çıkarılmalı ve eller yıkanmalıdır. 2. Diyaliz istasyonunda bulunan gereçler ya tek kullanımlık olmalı ,ya tek bir hasta için kullanılmalı ya da bir başka hastaya kullanılmadan ya da temiz alana alınmadan önce dezenfekte edilmelidir. Temizlik ve dezenfeksiyonun yapılmadığı tek kullanımlık olmayan gereçler yalnızca bir hastanın kullanımı için ayrılmalıdır. 125 Hem. Emine PARLAR 3. Birden fazla kullanım dozu içeren ilaçlar diyaliz istasyonundan farklı temiz bir bölgede hazırlanmalı ve her hastaya ayrı dağıtılmalıdır. Bu ampuller istasyondan istasyona taşınmamalıdır. 4. Hastaların tedavilerini uygulamak için dağıtma işleminde tekerlekli sehpalar kullanılmamalıdır. Ampuller, enjektörler,alkollü pamuklar ve paketlenmiş malzemeler taşınmamalıdır.Eğer dağıtım işlemi için tepsi kullanılacaksa her hasta değişiminde temizlenmelidir. 5. İlaçların hazırlanması,depolanması ve kullanılmamış malzemelerin konulması için temiz alan ayrılmalıdır. 6. Diyaliz makinelerindeki basınç monitörlerinin kanla kontaminasyonunu engellemek için kullanılan eksternal venöz ve arteryel basınç transduser filtre veya koruyucuları her hasta değişiminde değiştirilmeli ve yeniden kullanılmamalıdır. İnternal transduser filtrelerin rutin olarak hastalar arasında değiştirilmesi gerekmez. 7. Her hasta değişiminde diyaliz istasyonunda temizlik ve dezenfeksiyon yapılmalıdır. Sık dokunulan ve potansiyel olarak hasta kanlarıyla kontamine olan diyaliz makinesinin kontrol panelleri ve diğer yüzeyleri uygun olarak temizlenmelidir. Diyaliz istasyonundaki tüm sıvılar dökülmeli ve atık kutuları ile tüm yüzeyler temizlenmeli ve dezenfekte edilmelidir. 8. Diyalizerler ve bağlantı tüplerinin yeniden kullanımları söz konusu olduğunda , önce diyalizer portları kapatılmalı ve tüpler klemplenmelidir. Daha sonra sızdırmaz kutular içinde yeniden işlem görecekleri alana götürülmelidir. Hastane personelinin diyaliz başlaması ve bitişi, diyalizer temizliği gibi kan sıçrama olasılığı yüksek olan işlemlerde maske,önlük ve gözlük gibi koruyucu giysiler giymesi gerekir. Temizlik,Dezenfeksiyon ve Sterilizasyon Uygun temizlik,dezenfeksiyon ve sterilizasyon enfeksiyon kontrolünün temelini oluşturur. Diyaliz ünitelerinde kan yoluyla bulaşan enfeksiyon etkenleriyle kontaminasyon olasılığı yüksektir. Bütün yüzeylerin dezenfeksiyonundan önce mutlaka mekanik temizlik yapılmalıdır. Diyaliz bittikten sonra diyalizatın geçtiği alanların, mikroorganizma üremesini önlemek veya azaltmak için dezenfeksiyonu gerekir. Dezenfektan seçiminde mikrobisid özellikler ve dezenfektanların diyaliz sistemine etkileri dikkate alınmalıdır. Sodyum hipoklorit uygun konsantrasyonda kullanıldığında güvenilir ve etkili bir dezenfektandır fakat koroziv etkileri vardır. Suyun diyaliz sisteminde bırakılması mikrobiyal üremeye neden olacağından dezenfeksiyon işlemi sistem kullanılmadan önce yapılmalıdır. Seans sayısı çok olan merkezlerde diyaliz seansları arasında uygulanmalıdır. Formaldehid, perasetik asit veya guluteraldehid ile dezenfeksiyon gün sonunda yapılır ve sistem çalışmadığı sürece sistemde kalabilirler, koroziv etkileri yoktur. Bazı diyaliz sistemlerinde diyaliz sisteminde kullanılan suyun 80 derecenin üstünde ısıtılarak tüm sistemden geçirilmesiyle sıcak su ile dezenfeksiyon yapılır. Dezenfeksiyon tek geçişli makinelerde gün başında ve sonunda, resirküler tarzda çalışan makinelerde ise her kullanım sonunda yapılmalıdır. Hemodiyaliz ünitelerinde enfeksiyonların önlenebilmesi için su sistemlerinin de uygun şekilde dezenfeksiyonu gerekir. Diyaliz suyu içme suyundan daha saf ve zararlı maddelerden arındırılmış olmalıdır. Kullanılan suyun veya dağıtım sistemininen az 126 Diyaliz Hastalarının Nozokomiyal Enfeksiyon Kontrolü haftada bir dezenfeksiyonu yapılmalıdır. Su sisteminden kaynaklanan enfeksiyonları önlemek için bakteriyal kolonizasyon riski olan filtre ve reçinelerin uygun aralıklarla temizlenmesi ve dezenfekte edilmesi ve gerektiğinde değiştirilmesi gerekir. Revers ozmoz membranlarının haftalık dezenfeksiyonu yapılmalıdır. Dağıtım sistemleri kolay temizlenebilmeli ve kullanılmayan musluk ve borular en aza indirgenmiş olmalıdır. Depo tankları kullanılıyorsa sık boşaltılmalı,temizlenmeli ve dezenfekte edilmelidir. Bir ultrafiltrenin depolama tankının distaline yerleştirilmesi önerilmektedir. Hemodiyaliz ünitelerinde su ve diyaliz sıvılarının mikrobiyolojik kontrolü için en az ayda bir kez inceleme yapılması önerilmektedir. Ülkemizde sağlık Bakanlığı hemodiyaliz sularını üç ayda bir mikrobiyolojik, 6 ayda bir kimyasal incelemeden geçirmeyi önermektedir. Diyalizat ve diyalizer dezenfektanı hazırlamak, diyalizeri çalkalamak için kullanılan sudaki bakteri sayısı 200cfu/ml, endotoksin düzeyi ise 2 EU/mL'den az olmalıdır. Kullanılmış diyalizattaki bakteri sayısının 2000 cfu/ml'nin altında olması gerekir. Belirtilen miktarların üzerinde üreme saptanırsa dezenfeksiyon işlemi sonrası örnekler tekrar alınmalıdır. Diyaliz sıvısı örnekleri , diyaliz sıvısının diyalizöre girdiği veya çıktığı yerden kapalı olarak alınmalıdır. Örnekler 30 dakika içinde incelenmeli veya 4oC de buzdolabında bekletilmeli ve 24 saat içerisinde laboratuvara ulaştırılmalıdır. Rutin Testler Tüm kronik hemodiyaliz hastalarında HBV ve HCV enfeksiyonları için tanısal testler mutlaka yapılmalıdır. Rutin HDV ve HIV taramaları önerilmez. Aşısız veya aşıya yanıtsız hastada ayda bir kez;aşılı veya geçirilmiş HBV enfeksiyonu olan hastalarda ise yıllık HBsAg taraması önerilmektedir. Hemodiyaliz başlangıcında anti-HCV negatif olan hastalarda ayda bir alanin amino transferaz (ALT) ve altı ayda bir anti-HCV izlemi önerilir. Klinik bulgu yoksa rutin HCV-RNA bakılması önerilmez. HBV Enfeksiyonunun İzlenmesi ve Önlenmesi Hastalar arasında bulaşmayı önlemek için aşağıdaki uygulamalar önerilmektedir: 1-Tüm hemodiyaliz hastaları için önerilen enfeksiyon kontrol önlemlerine uyulmalıdır. 2-Rutin serolojik testler yapılmalıdır. 3-HBsAg pozitif hastanın odası, diyaliz makinesi, alet ve ekipmanları ayrılmalıdır. 4-HBsAg pozitif hastaya hizmet veren sağlık çalışanı aynı zamanda HBV infeksiyonu için duyarlı hastalara hizmet vermemelidir. 5-Aşılama ile profilaksi sağlanmalıdır. Hepatit B aşısı hemodiyaliz hastalarında immun sistem baskılandığı için çift doz yapılmalıdır. Önerilen aşı şeması 0,1,2 ve 6.aylarda yapılan 4 doz aşıdır. HCV Enfeksiyonlarının İzlenmesi ve Kontrolü Hemodiyaliz hastalarında HCV enfeksiyonunun bulaşı hemodiyaliz hastaları için önerilen enfeksiyon kontrol önlemlerine uyulması ile engellenebilir. HCV pozitif hastaların izolasyonu önerilmez fakat rutin anti-HCV ve ALT testleriyle yeni enfeksiyonun saptanması, bulaşın kontrolü ve enfeksiyon kontrol önlemlerinin yeterliliği anlaşılabilir. Anti-HCV ve HCV-RNA pozitif hemodiyaliz hastaları diğer hastalardan izole edilmez ve diyaliz makineleri ayrılmaz.Bu hastalarda yeniden kullanılan diyalizerler kullanılabilir. Sağlık personeline diyalizerlerin yeniden işlem görmesi sırasında bulaşması için risk artışı yoktur. 127 Hem. Emine PARLAR Kan Yoluyla Bulaşan Diğer Virüslerde Bulaşın Engellenmesi Hemodiyaliz merkezlerinde HDV için rutin test önerilmez. Bilinen enfeksiyon veya HDV bulaşı düşünülüyorsa bakılmalıdır. HDV virüsü sadece HBV enfekte konakta replike olduğundan HBV bulaşını engellemeye yönelik girişimler HDV enfeksiyonlarını da önleyecektir. HBV ve HDV infeksiyonu olan olgular izole edilmelidirler. Tüm hemodiyaliz hastalarına önerilen enfeksiyon kontrol programları; hastalar arsında HIV bulaşını engellemek için yeterlidir. HIV pozitif kişilerin izole edilmeleri veya ayrı makinelerde diyalize girmelerine gerek yoktur. Bu hastalarda yeniden kullanılan diyalizerler kullanılabilir. Bakteriyel Enfeksiyonların İzlenmesi ve Önlenmesi Bakteriyel enfeksiyonların önlenmesi için el hijyeni, eldiven kullanımı ve çevresel yüzeylerin teması önemlidir. Hemodiyaliz hastalarında antibiyotik direncini önlemek için enfeksiyonun önlenmesi, enfeksiyonun erken tanı ve uygun tedavisi, akılcı antibiyotik kullanımı ve bulaşın önlenmesi önemlidir. Diğer hastalara enfeksiyon ajanlarının geçişinde artmış bir risk söz konusu ise ek enfeksiyon kontrol önlemleri alınabilir. Bu grup hastalar arasında; pansuman ile kapatılamayan enfekte deri yaraları (drenajın MRSA, VRE veya özgün patojenler açısından kültürü negatif olmalı), fekal inkontinans ve kişisel hijyenin iyi olmadığı, kontrol edilemeyen ishalli hastalar yer alır. Bu grup hastalara bakım veren personel üzerine ekstra bir giysi giymeli ve hasta bakımı bittiğinde bu giysileri çıkarmalıdır.Bu hastaların diyalizi mümkünse ünitenin sonunda ayrı bir köşede yapılmalı veya diyalize son hasta olarak alınmalıdırlar. Vasküler girişim yeri enfeksiyonlarını önlemek için; geçici bir hemodiyaliz kateterinin üç haftadan uzun süre ile kullanılması bekleniyorsa manşetli kateterler tercih edilmelidir. Diyaliz için kalıcı erişim yolu olarak santral venöz kateter yerine fistül veya greft tercih edilmelidir. Hemodiyaliz kateterleri, acil durumlar dışında kan alma veya hemodiyaliz dışı işlemler için kullanılmamalıdır. Kateter takıldıktan sonra ve her hemodiyaliz seansının sonunda hemodiyaliz kateterinin çıkış yerine povidon iyot içeren antiseptik krem sürülmesi önerilir. Ancak bu öneriyi yerine getirebilmek için kateter materyalinin antiseptik krem ile etkileşim göstermediğinden emin olunması, kateterin manipüle edilmesinin sınırlandırılması ve pansumanın uzman personel tarafından yapılmasına dikkat edilmelidir. Hemodiyaliz hastalarında nazal S.aureus taşıyıcılığı tedavisinin kateterle ilişkili bakteremi enfeksiyonlarını azalttığına ilişkin veriler olsa da tartışmalar sürmektedir. Nazal mupirosinle tedavi CDC ve National Kidney Foundation tarafından önerilmezken İnfectious Diseases Society of America (IDSA) tarafından önerilmektedir. HEMODİYALİZ HASTALARINDA SÜRVEYANS Hemodiyaliz hastalarında ayrı bir kayıt sistemi geliştirilmeli ve sürdürülmelidir. Kayıtlar hastaların aşılama durumlarını,viral hepatitler için serolojik test sonuçlarını, bakteremi epizodlarını ,enfeksiyon nedeniyle sonlandırılan vasküler girişimleri (tarih,enfeksiyon bölgesi, etken patojen ve antibiyotik duyarlılık paterni), diyaliz makinesinin fonksiyon bozukluğu ve su ve diyalizat kalitesiyle ilgili bilgileri içermelidir. ENFEKSİYON KONTROLÜ KONUSUNDA PERSONEL EĞİTİMİ Hemodiyaliz ünitelerinde uygulanacak eğitim ve öğretim programları hem sağlık 128 Diyaliz Hastalarının Nozokomiyal Enfeksiyon Kontrolü çalışanlarına, hem hastalara, hem de hasta bakımıyla ilgilenen hasta yakınlarına uygulanmalıdır. Sağlık çalışanlarına yapılacak eğitim en az yılda birkez yapılmalıdır. Üniteye yeni başlayacak olan personel başlamadan eğitilmelidir. Hasta ve hasta yakınlarına verilecek olan eğitim diyalize başvuru sırasında ve en az yılda birkez tekrarlanmalıdır. HEMODİYALİZ SIVILARI MİKROBİYOLOJİK İNCELEME PROTOKOLÜ A- Örnekler aylık olarak (üç ayda bir)alınmalıdır. Eğer sayımlarda normalin üstünde saptanırsa normale dönene kadar haftalık kontroller önerilmektedir. Ayrıca klinik endikasyon ortaya çıktığında da ölçümler tekrarlanmalıdır. B- Örnekler hemodiyaliz aleti dezenfeksiyonu öncesinde alınmalıdır. Dezenfeksiyon yapıldı ise sistem yıkanmalı ve sonra örnekler alınmalıdır. C- Diyaliz suları örneği “su işlem sistemi”nden hemen sonra (revers osmos ünitesi, deiyonizasyon ünitesi) , depo tankları varsa tank çıkışından, dializ makinesine girmeden önce ya da varsa santral dağıtıcıdan alınmalıdır. Diyalizat örneği ise diyalizat çıkış portundan alınmalıdır. D- Örnekler 50 mL olarak steril kaplara alınmalıdır. Endotoksin ölçümü planlanıyorsa endotoksinsiz kaplar tercih edilmelidir (Falcon tüpleri uygun olabilir). E- Örnekler 0.1 ve 1 mL olarak triptik soy agar (TSA) besiyerine ekilmeli ve steril bir cam yüzeyle (yavrulu tüpler kullanılabilir) tüm yüzeye yayılması sağlanmalıdır. Kanlı agar, Çikolatamsı agar ,...gibi zenginleştirilmiş besiyerleri bu amaçla kullanılmamalıdır. F- Petriler 35 ºC’de 48 saat inkübe edilerek sonrasında total bakteri sayısı saptanmalı, nihai sonuç için her iki Petri kutusundaki sayılar sulandırma oranları ile çarpılarak sonuçlar bulunmalı ve ortalaması alınmalıdır. Tüm koloniler sayılmalı, tanımlanmaya çalışılmamalı, eğer özel bir etken araştırılması planlanıyorsa ileri inceleme o zaman yapılmalıdır. G- Önerilen üst sınırlar zaman zaman yeniden revize edilmektedir. Önerilen miktarlar için en çok kabul gören sayılar aşağıda belirtilmiştir: Hemodiyaliz sıvıları için .......... < 200 koloni oluşturan birim / mL Diyalizat için .............................. < 2000 koloni oluşturan birim / mL KAYNAK: Clinical Microbiology Procedures Handbook ( Ed Isenberg HD), ASM Press, 2004. 13 .7. KAYNAKLAR 1. Alter J.M.,Tokars I.J.,Arduıno J.M., Favero S.M.: Nosocomıal ınfectıons assocıated wıth hemodıalysıs, Ed: C. G. Mayhall ,Hospital Epidemiology and Infection Control,Lıppıncott Wıllıams Wılkıns, Third Edition 2. Arman D.:Hemodiyaliz Ünitelerinde İnfeksiyon Kontrolü, 5. Ulusal Sterilizasyon-Dezenfeksiyon Kongresi, Bilimsel Tıp Yayınevi, Ankara, 2007 3. Damar içi kateter infeksiyonlarının önlenmesi klavuzu, Hastane Enfeksiyonları Derneği Dergisi, Bilimsel Tıp Yayınevi, Cilt:9, Ek:1, 2005 4. Daugirdas T. J., Blake G. P., Ing S. T.:Diyaliz El Kitabı, Ed:S. Boztakıoğlu, Güneş Kitabevi, Ankara, 2003 5. Hastane Enfeksiyonları Kongresi İnfeksiyon Kontrol Hemşireliği ve Hekimliği Eğitim Programları, Hastane İnfeksiyonları Dergisi, Bilimsel Tıp Yayınevi, Cilt:10, Sayı:1, Ankara, 2006 6. Türkiye'de Nefroloji-Diyaliz ve Transplantasyon .Türk Nefroloji Derneği yayınları Registry 2002 7. Türkiye'de Nefroloji-Diyaliz ve Transplantasyon ;Türk Nefroloji Derneği yayınları Registry 2006 129