Tohumlu Bitkiler • Bu bölümdeki bitkilerde, Pteridophyta (Borulu Kriptogramlar) bölümünde olduğu gibi, kök, gövde ve odun boruları taşıyan, belirli dizilişte iletim demetleri vardır. fakat bu bitkilerin en önemli ayırt edici özelliği, çiçek ve tohum taşımalarıdır. Tohum çiçekten gelişen bir üreme organıdır. Bitkinin çoğalıp yayılmasını ve böylece türün dağılımını ve devamlılığını sağlar. Tohum içinde, tohum kabuğu ile korunmuş ve besi dokusu ile çevrilmiş olan küçük bir bitki taslağı (embriyo) vardır. Embriyo, uygun ortamda çimlenip gelişerek yeni bitkiyi meydana getirir. • Spermatophyta bölümü, iki büyük altbölüm içinde incelenir: Gymnospermae ve Angiospermae. Bu iki bölüm arasındaki ana fark, Gymnospermae bitkilerinde ovüllerin (tohum taslakları) açıkta oluşu, Angiospermae bitkilerinde ise ovüllerin bir ovaryum içinde saklanmış bulunuşudur. Açıktohumlular • Bu alt bölümdeki bitkilerde, ovül ve ovülün gelişmesi ile meydana gelen tohum açıktadır. Karpel kendi üzerinde kapanmamış ve ovülleri içinde saklayan bir ovaryum halini almamıştır. Bir ovaryum bulunmadığı için, burada bir stilus ve stigma yoktur. Polen taneleri, doğrudan doğruya ovülün tepesindeki polen odacığına girer ve burada çimlenir. • Gimnospermlerin hepsi odunlu bitkilerdir, ağaç veya ağaççıklardır. Bir kısmında gövde basit ve tepede yapraklıdır, bir kısmında ise zengin bir dallanma görülür. Tırmanıcı bitkilere veya çalılara, gimnospermlerin ancak ileri familyalarında tesadüf edilir. • Odun borusu olarak, gimnospermlerde yalnız trakeitler vardır. Trakeler, ancak ileri bir takım olan Gnetales takımında görülür. Çoğunda reçine kanalları bulunur. • Kışın yaprak dökmeyen bitkilerdir. Ancak birkaç istisna vardır. Yapraklar bazen büyük ve pennat damarlı, bazen iğnemsi, bazen pul şeklinde, bazense yelpaze biçimindedir. • Çiçekler daima tek eşeylidir. Bitki monoik veya dioiktir. Çiçek bir angiosperm çiçeğine nazaran çok indirgenmiş bir yapıdadır. Erkek çiçekler polen keselerine, dişi çiçekler de ovüllere indirgenmiştir. Gerek erkek çiçekler, gerekse dişi çiçekler genellikle strobil (kozalak) durumlar halinde toplanmışlardır. Kozalak pulları erkek durumlarda stamenlere, dişi durumlarda karpellere tekabül eder. • Gimnospermler anemofildir, polen tanelerinin ovüller üzerine taşınması rüzgar aracı ile olur. CYCADALES Cycadaceae • Tropikal ve subtropikal bölgelerde yetişen, palmiyelere benzeyen dioik ağaç veya ağaççıklar. Gövde odunlu, dik, kalın. Yapraklar büyük, pennat, kalıcı, gövdenin tepesinde demek halinde. Erkek kozalaklarda, stamenlerin alt yüzünde pek çok sayıda polen kesecikleri. Dişi durum ya bir kozalak şeklinde veya ovüller pennat bir braktenin kenarlarında –9 cins ve 100 kadar tür. • Cycas revoluta –Vatanı Japonya olan, memleketimizde Güney Anadolu’da ve İzmir’de parklarda yetiştirilen, geç büyüyen, odunlu bir bitkidir. Yapraklar büyük pennat şekilli, folioller linear, sert ve uçları batıcıdır. Ovüller, yaprak rozetinin ortasından çıkan, tüylü ve pennat bir braktenin iki yanında bulunur. Tohum büyük bir drupaya benzer, kırmızı-turuncu renklidir. Gövdenin öz kısmı nişasta bakımından zengindir. Bu nişasta sago adını taşır ve gıda olarak kullanılır. Cycas revoluta GINKGOALES Ginkgoaceae • Kışın yaprak döken, yüksek, dallanmış gövdeli, reçine taşıyan, dioik ağaçlar. Yapraklar saplı, yelpaze şeklinde ve dikotom damarlı. Erkek durum sarkık bir amentuma benzer, stamenler saplı ve iki polen keselidir. Dişi durum bir sap ucunda yerleşmiş olan iki ovülden ibaret. Tohum drupaya benzer ve erik büyüklüğünde, olgunlukta acımış tereyağ kokusunda. Embriyo 2 kotiledonlu. –Bir cins ve bir tür. • Ginkgo biloba (Japon eriği) – Vatanı kat’i olarak bilinmeyen, Çin ve Japonya’da tapınaklarda ve ılıman bölgelerin parklarında çok yetiştirilen bir ağaçtır. Dünyamızın en eski ağaçlarındandır. İstanbul’da örnekleri vardır. • Yaprakları Ginkgo bilobae folium drogu şeklinde damar kanamalarında, özellikle beyin damarlarında meydana gelen trombosit agregasyonuna bağlı hafıza zayıflığı, kulak çınlaması, denge bozukluğu, başağrısı ve konsantrasyon problemlerinde kullanılır. Etken madde olarak flavonoidler ve ginkgolid A, B, C, bilobalid gibi terpenik yapıda laktonlar taşırlar. CONIFERAE Taxaceae • Kuzey Yarıkürede yetişen, reçine taşımayan, kışın yaprak dökmeyen, dioik, bazen monoik, ağaçlar. Yapraklar şeritsi veya şeritsi lanseolat, ekseriyetle iki sıra üzerinde sık dizilişli. Tohum tepede açık olan etli bir arillus ile sarılı. Embriyo 2 kotiledonlu. –3 cins • Taxus baccata (porsuk ağacı) –Avrupa’da ve memleketimizde Trakya dağları ve Kuzey Anadolu dağları boyunca ve Toroslarda yetişen, kışın yaprak dökmeyen, dioik bir ağaçtır. Yaprakları yassı, kısa, linear, üst yüzü koyu yeşil, alt yüzü 2 açık renk çizgilidir. Alternan ve sık dizilişlidir. Dik dallarda, yapraklar bütün çevreye dağılmıştır, yatay dallarda ise iki karşılıklı sıra teşkil eder. Arillus kırmızıdır. Zehirli bir bitkidir. Taksin alkaloidini taşır. • Tıbbi olarak kullanılan türü Amerika’da yetişen T. brevifolia’dır. Bu türün gövde kabuklarında bulunan taksol (paclitaksel) diterpen yapısında olup antitümoral aktiviteye sahiptir. Meme, rahim ve küçük hücreli olmayan akciğer kanserlerinin tedavisinde kullanılır. Araucariaceae • Güney Yarıkürede yetişen, kışın yaprak dökmeyen, dioik veya monoik, yüksek ağaçlar. Dişi kozalak büyük, brakteli, her brakte koltuğunda bir ovüllü, olgunlukta odunlaşmış. Tohumlar büyük. Embriyo 2, nadiren 4 kotiledonlu. –2 cins ve 30 kadar tür. • Araucaria araucana (maymunağacı) –Şili dağlarında yetişen, dioik bir orman ağacıdır. Yapraklar koyu yeşil renkli, üçgen şeklinde, sert ve tepede batıcıdır, dalları sık ve imbrikat olarak örter ve dallara silendrik bir şekil verir. İstanbul’da serin ve nemli parklarda iyi gelişir. • Tohumları yenir. • Araucaria excelsa (salon çamı) –Vatanı Norfolk adası (Avustralya) olan, Güney Anadolu’da da yetiştirilen bir park ağacıdır. Soğuğa dayanmadığı için İstanbul’da saksılarda yetiştirilir. Genç yaprakları biz gibi, yaşlı yaprakları pusludur, sık ve imbrikat dizilişlidir. • Agathis türleri – Avustralya’da yetişen, sert ve spatulat yapraklı, reçine bakımından zengin, yüksek ağaçlardır. Gerek fosilleşmiş olan türlerden, gerekse halen yaşamakta olan türlerden elde edilen reçine, Kopal veya Dammar adını taşır. Cilacılıkta önemlidir. Eczacılıkta pilülleri kaplamakta kullanılır. Pinaceae • Başlıca Kuzey Yarıkürede yayılmış olan, reçine taşıyan, monoik ağaçlar. Yapraklar linear veya iğne şeklinde. Dişi kozalaklar çok pullu, pullar sarmal dizilişli. Ovüller her pulun üst yüzünde ve tabanında, 2 tane bir arada. Kozalak olgunlukta odunlu. Kozalak pulları, tohumlar olgunlaşıncaya kadar sıkıca kapalı kalır, olgunlukta aralanır veya düşer. Tohumlu kanatlı veya kanatsız, embriyo çok kotiledonlu. –10 cins ve 210 kadar tür. Memleketimizde 4 cins ve 11 tür yetişir. • Bu familyanın önemi, çeşitli türlerinin geniş ormanlar teşkil etmelerinden başka, sanayiye vermiş oldukları reçine, kereste, kağıt hamuru gibi büyük ekonomik değer taşıyan maddelerden ileri gelmektedir. • Memleketimizde yetişen cinsler Pinus, Cedrus, Abies ve Picea’dır. 1a. Bitkide uzun ve kısa sürgünler var. 2a. Kısa sürgünler 2 iğne yapraklı……………..Pinus 2b. Kısa sürgünler çok iğne yapraklı …… ….Cedrus 1a. Bitkide yalnız uzun sürgünler var 3a. Yapraklar yassı, linear, alt yüzü 2 paralel çizgili. Kozalak dik, olgunlukta pulları dökülür ……….Abies 3b. Yapraklar enine kesitte 4 köşeli. Kozalak sarkık, olgunlukta olduğu gibi düşer …………… …………Picea • Pinus (çam türleri) –Uzun ve kısa sürgünler taşıyan, kışın yaprak dökmeyen, iğnemsi yapraklı ağaçlardır. Uzun sürgünler, yaşlı fertlerde yapraksız, genç fertlerde yapraklıdır. Kısa sürgünler 2,3 veya 5 yaprak taşır, yapraklar demet halindedir ve demetin tabanı kısa, zarımsı bir kın ile sarılıdır. Kozalaklar olgunlukta olduğu gibi düşer. Tohumlar kanatlı, bazen kanatsızdır. • Pinus’lar çok geniş yayılışlı orman ağaçlarıdır. 90 kadar türü vardır. Memleketimizde 5 tür yerli olarak yetişir. Bu türlerin hepsinin kısa sürgünleri ikişer yapraklıdır. • P. pinea (fıstık çamı) –Bir Akdeniz bölgesi çamıdır. Anadolu’nun sahil bölgelerinde yetişir. Batı ve Güney Anadolu’da yer yer ormanlar teşkil eder. Yaşlı fertlerin tacı bir şemsiye şeklindedir. Kozalak büyük ve dalların koltuğunda tektir. Tohumları (çam fıstığı) kanatsızdır, yağ bakımından zengindir ve çok sert olan testasından kurtarıldıktan sonra yenir. • P. brutia (kızıl çam) – Bir Akdeniz bölgesi çamıdır. Memleketimizin sahil bölgelerinde, bilhassa Batı ve Güney Anadolu’da, ormanlar teşkil eder. Dalları kırmızımtrak esmer renklidir. Gövde nispeten eğridir, fakat yüksek rakımlarda yetişenlerde düzgündür. Yapraklar 10 – 20 cm boyundadır. Kozalak 6-11 cm boyunda ve çok kısa saplıdır. Dala dik veya yan olarak bağlıdır. Reçine kanalları, yaprakta, hipodermanın hemen altındadır. • Terementi elde etmeğe elverişli bir ağaçtır. Batı ve Güney Anadolu’da, bu ağacın gövdelerine özel bir usulle V şeklinde paralel yaralar açılır ve bu yaralardan bal kıvamında akan Terebenthina T.K. (terementi) toplanır. Terementi bir oleoresindir. Terementiden su buharı distilasyonu ile, bir uçucu yağ olan Terebinthinae aetheroleum T.K. (terementi esansı) elde edilir ve geriye bir reçine olan Colophonium T.K. (kolofon) kalır. Ağacın gövde ve dal kabukları tanen bakımından zengindir. Bu kabuklardan hazırlanan ekstreler sepicilikte kullanılır. • Terementi esansı, yağları, mumu, kauçuk’u eritir. Sanayide parke, mobilya ve deri cilalarının yapımında, mürekkep imalinde, boyacılıkta kullanılır. Terementi esansındaki pinen’den ilkel madde olarak kafurun sentezinde faydalanılır. Terementi esansı haricen hafif antiseptik ve cildi tahriş edicidir, sabun ve liniment halinde romatizma ve sinir ağrılarına karşı kullanılır. İnhalasyon halinde bronşite karşı tavsiye edilir. Dahilen balgam söktürücü, idrar söktürücü, midevi ve idrar yolları antiseptiğidir ve safra kesesi ağrılarına karşı verilir. • Dahilen kullanılacak terementi esansı temizlenmiş olmalıdır. Böyle bir esans, terementi esansını kireç suyu ile çalkalayarak asitlerden kurtarmak ve sonra su buharı ile distile etmek suretiyle elde edilir. Terebenthinae aetheroleum rectificatum adını taşır. • Kolofan ve terementi, yapıştırıcı yakının ve baytarlıkta kullanılan kantarit yakısının terkibine girer. • P. halepensis (halep çamı) –P. brutia’ya çok benzeyen bir türdür. Kozalaklarının kalın saplı ve sarkık, dallarının kül renkli oluşu ile ayırt edilir. Bu ağaç ta bir Akdeniz ağacıdır ve sahil bölgelerde yetişir. Türkiye’de yayılışı sınırlıdır. Güney Anadolu’da, Torosların eteğinde Seyhan ve Ceyhan arasındaki bölgede tesadüf edilmiştir. P. halepensis, İspanya’da terementi elde etmek için işletilen çam türlerindendir. P. halepensis (halep çamı) • P. silvestris (sarı çam) –Orta Avrupa’dan Kuzey Avrupa’ya, Kuzey Rusya’ya ve arktik bölgelere kadar yayılmış bir türdür. Memleketimizde başlıca Kuzey Anadolu dağlarında yetişir. Yaprakları 5-6 cm boyunda ve mavi – yeşil renklidir. Kozalaklar 4-6 cm boyunda ve sarkıktır. Tohum kanatlıdır. • Tomurcuklar Turio Pini drogunu teşkil eder ve diüretik, balgam söktürücü olarak kullanılır. Odunundan, kuru distilasyon ile elde edilen katran, Pix liquida T.K. (çam katranı), hariçten deri hastalıklarında kullanılır. Gövde ve dal kabukları tanen bakımından zengindir. • P. nigra (kara çam) –Orta ve Güney Avrupa’da ve memleketimizde yaygın olan ve değişik coğrafi formlar ile yetişen bir türdür. Memleketimizdeki varyetesi P. nigra var. pallasiana dır. Anadolu’da çok yaygındır, dağlık bölgelerde ve muayyen yüksekliklerde yetişir. Gövdesi koyu gri renkli, yaprakları sık, koyu yeşil ve serttir. Yapraklarında salgı kanalları mezofil parenkiması içinde bulunur. Kozalaklar dik ve 4-8 cm boyundadır. Tohumları kanatlıdır. • Orta Avrupa’da, Avusturya, Macaristan ve Yugoslavya’da yaygın olan varyete P. nigra var. austriaca’dır. Reçinesi boldur. Avusturya’da terementi bu ağaçlardan elde edilir. • P. pinaster (P. maritima) – Akdeniz, iklimi çamıdır ve Batı Akdeniz bölgesinde yetişir. Portekiz ve Fransa’da kumulların ağaçlandırılmasında kullanılmıştır. Kısa sürgünleri 2 yapraklıdır. Yaprakları 15-20 cm ve kozalakları 18-20 cm boyundadır. Fransa’da, terementi bu türden elde edilir. İstanbul’da, Durusu gölünün kuzeyindeki kumulların göle ilerlemesini önlemek için yetiştirilmiş örnekleri vardır. • P. palustris –Kuzey Amerika’da yaygın olan bir türdür. Kısa sürgünleri 3 yapraklıdır. Kozalak 1520 cm boyundadır. Birleşik Amerika’da, terementi bu türden elde edilir. Kehribar içinde sinek • P. succinifer- Baltık Denizine sahil bölgelerde vaktiyle ormanlar halinde yaşamış olan bu ağacın ve diğer Pinaceae familyasındaki diğer türlerin (Pinus, Picea, Abies türleri) fosilleşmiş reçinesi Succinum (kehribar) adını taşır. Kolye, yüzük, tespih, biblo gibi süs eşyası yapımında kullanılır. • Cedrus (sedir) türleri –Uzun ve kısa sürgünler taşıyan, kışın yaprak dökmeyen ağaçlardır. Yapraklar kısa, iğnemsi, uzun sürgünlerde teker teker ve seyrek dizilişli, kısa sürgünlerde birçoğu biraradadır. Kozalaklar dik ve büyüktür. Olgunlukta pulları dökülür, ancak orta eksen kalır. Tohumları üç köşeli ve kanatlıdır. • Dünya üzerinde 4 Cedrus türü ve bunların sınırlı yayılışları vardır. Bunlardan bir tanesi memleketimizde yetişir. • C. libani (katranağacı) –Güney Anadolu’da Toros dağlarında ve aynı zamanda Lübnan dağlarında yetişen, dalları tamamen yatay olarak yayılan bir türdür. Odunu kokuludur, doğramacılıkta ve mobilyacılıkta kıymetlidir. Katranı halk arasında idrar söktürücü olarak ve cilt hastalıklarında kullanılır. • Abies (göknar) türleri –Yalnız uzun sürgünler taşıyan, kışın yaprak dökmeyen ağaçlardır. Yapraklar yassı, şeritsi, üst yüzü koyu yeşil, alt yüzü iki paralel beyaz çizgilidir. Koparıldığı zaman, yaprak tabanında küçük dairemsi bir tabla görülür ve dal üzerinde dairemsi bir iz kalır. Kozalaklar dal üzerine dik olarak oturur. Olgunlukta pullar dökülür, yalnız eksen kalır. Tohum 3 köşeli ve kanatlıdır. Memleketimizde 4 göknar türü vardır. A. bornmülleriana – Kuzey-batı Anadolu dağlarında yetişir. A. nordmanniana – Kuzey-doğu Anadolu dağlarında yetişen türdür. A. cilicica – Toroslarda yetişen türdür A. equi-trojani– Kaz dağında yetişen türdür. A. bornmülleriana – Kuzey-batı Anadolu dağlarında yetişir. A. nordmanniana Kuzey-doğu Anadolu dağlarında yetişen türdür. A. cilicica – Toroslarda yetişen türdür. • A.alba (A. pectinata) – Avrupa dağlarında, ormanlar halinde yetişen bir türdür. Fransa’da gövdesinden terementi elde edilir. • A. balsamea – Amerika’da çok yaygın olarak yetişen bu türün gövdesinden yaralama usulü ile elde edilen oleoresin Canadense balsamum (Kanada balsam) adını taşır. Mikroskopda incelenecek ince ve devamlı preparatların hazırlanmasında ve optik sanayiinde kullanılır. • A. pinsapo (parmakçamı) – Vatanı İspanya olan, değerli bir park ağacıdır. Yaprakları kısa iğnemsidir, dalın bütün çevresinde, dala dik olarak dizilmiştir. İstanbul’da Göztepe, Erenköy havalisinde eski bahçelerde yetiştirilmiş güzel örnekleri vardır. A. balsamea A. pinsapo (parmakçamı) • Picea (ladin) türleri- Yalnız uzun sürgünler taşıyan, kışın yaprak dökmeyen ağaçlardır. Yapraklar iğnemsi, 4 yüzlü ve her yüzünde bir çizgilidir. Yaprakları koparıldığı zaman dal üzerinde diken gibi bir çıkıntı kalır, bu nedenle yaprakları dökülmüş dallar bir törpü görünüşündedir. Kozalaklar sarkıktır, pulları incedir ve olgunlukta dökülmez, kozalak bütün olarak düşer. Tohumları kanatlıdır. Memleketimizde bir türü vardır. P. orientalis (doğu ladini) Kuzey-doğu Anadolu’da yetişen, yaprakları kısa (311 mm) olan bir türdür •P. abies (Picea excelsa) –Orta ve Kuzey Avrupa’da yaygın olan bir türdür. Terementi elde etmek için istifade edilir. • Larix (melez) türleri- Uzun ve kısa sürgünler taşıyan, yaprak döken ağaçlardır. Dalları sarkık, yaprakları iğnemsi, yapraklar uzun sürgünlerde teker teker, kısa sürgünlerde 30-40 tanesi bir arada demet halindedir. Kozalak küçük, 2-4 cm boyunda, tohumlar kanatlıdır. Türkiye’de yerli olan hiç bir türü yoktur. L. decidua (Avrupa melezi) –Orta Avrupa dağlarında yetişen türdür. Verdiği terementi, Laricina terebinthina (Venedik terementisi) adını taşır. Yapraklarının üzerinde bir kudrethelvası meydana gelir. (Briançon mannası). Gövde üzerinde tıbbi bir mantar olan Fomes officinalis yetişir. Taxodiaceae • Dağınık yayılışlı, kışın yaprak dökmeyen monoik ağaçlar. Yapraklar ekseriyetle pul şeklinde, bazen dimorf. Dişi kozalaklarda kozalak pulları yassı veya peltat, brakteler pullarla kısmen veya tamamen birleşik. Her pul koltuğunda 2-9 ovül. –10 cins ve 16 tür. Memleketimizde yerli türü yoktur. • Sequoiadendron giganteum (mamutağacı, devağacı) – Vatanı Kaliforniya’nın Sierra Nevada dağları olan, boyları 90-100 m ye erişen, çapları 12 m yi bulan, çok uzun ömürlü, bir ağaçtır. Bu bölgede yaşları 3000 yıldan fazla tahmin edilen ve dünyanın en yaşlı ağaçları olarak bilinen ağaçlar vardır. Odunu değerlidir. Yerli adı “big tree”dir. • Sequoia sempervirens – Vatanı Kaliforniya’nın batı sahil bölgeleri olan ve yukarki tür gibi çok yükselen ve gövdesi çok kalınlaşan bir ağaçtır. Odunu kırmızı renklidir, çok dayanıklıdır, birçok amaçlar için kullanılır. Yerli adı “redwood” dur. • Taxodium distichum (bataklık servisi) –Vatanı Kuzey Amerikanın Güney-doğu bölgesi olan, bataklık arazide yetişen ve kökleri toprak üzerinde diz şeklinde çıkıntılar teşkil eden bir ağaçtır. Yaprakları yumuşaktır ve sürgünlerde, pennat bir yaprağı andıran şekilde, iki karşılıklı sıra üzerinde distik dizilmiştir. Odunu çok dayanıklıdır ve birçok amaçlar için kullanılır. Değerli bir park ağacıdır, havuz ve su kenarlarını sever. Cupressaceae • Oldukça geniş yayılışlı, kışın yaprak dökmeyen, monoik, bazen dioik ağaç veya çalılar. Yapraklar pul şeklinde veya subulat, bazen dimorf. Dişi kozalaklarda, kozalak pulları yassı, veya peltat veya bazen etli ve birleşik, az adette (1-12). Olgun kozalak odunlu, bazense etli bir bakkaya benzer şekilde. Embriyo 2, bazen 5-6 kotiledonlu. –15 kadar cins ve 140 kadar tür. Memleketimizde 3 cinsi 10 türü vardır. 1a. Kozalak odunlu, pullar peltat, olgunlukta aralanır. Tohum kanatlı ve çok adette ………………………….……...................Cupressus 1b. Kozalak etli, pullar etli ve birleşik, tohum 1-6……...Juniperus Cupressus sempervirens Juniperus oxycedrus • Cupressus sempervirens (servi) –Kuzey İran’da, Akdeniz bölgesinde ve memleketimizde Batı ve Güney Anadolu’nun sahil bölgelerinde yetişen, yaprakları koyu yeşil renkli, küçük pul şeklinde, karşılıklı ve imbrikat dizilişli olan bir ağaçtır. Kozalaklar odunlu, toparlak ve 2-3 cm çapındadır. Pullar peltat ve 8-14 tanedir. Her pulda 8-20 tane kanatlı tohum bulunur. İki varyetesi vardır: • var. horizontalis - Dalları yayık olan varyetedir. Anadolu’da yerli olarak bulunur ve Güney Anadolu’da saf ve karışık ormanlar halinde yetişir. • var. pyramidalis – Dalları dik olan varyetedir. Mezarlıkların, türbelerin, namazgahların tipik ağacı olduğu gibi, parklarda, bahçe kenarlarında, rüzgar kesici diziler halinde dikilir. • Servi kozalakları tanen bakımından zengindir. Genç dallarından elde edilen uçucu yağ, elbise, çamaşır ve çarşaflara püskürtülerek boğmacaya karşı kullanılmıştır. • Juniperus türleri- Monoik veya dioik, ağaç veya çalılardır. Yapraklar subulat ve batıcı, veya pul şeklinde. Kozalak pulları 3 veya 6, etli ve birleşik, olgunlukta bakka veya drupaya benzeyen bir meyva şekli meydana getirir. Memleketimizde 9 türü vardır. • J. drupacea (Arceuthos drupacea, andız) –Güney Anadolu dağlarında yetişen, dioik bir ağaçtır. Yaprakları, 1-2.5 cm boyunda, subulat ve batıcıdır. Kozalaklar toparlak, 2-2.5 cm çapında, pullar etli ve birleşiktir. Kozalağın içinde, sert ve odunlu bir kabuğu olan bir çekirdek vardır. Tohumlar 3 tanedir ve bu çekirdeğin içinde bulunur. Kozalağın etli kısmı reçine ve şeker bakımından zengindir, andız pekmezinin hazırlanmasında kullanılır. • J. oxycedrus (katran ardıcı) – Bir Akdeniz bölgesi bitkisidir. Trakya’da ve Anadolu’da yaygındır. Dioiktir. Sık bir çalı, bazen küçük bir ağaç şeklindedir. Yaprakları subulat batıcı ve üçlü vertisiller halindedir. Yaprakların üst yüzünde, orta damar ile ayrılmış 2 beyaz yol bulunur. Bakka 6-9 mm çapında, kızılımsı kahverengidir. Dalların kuru distilasyonu ile elde edilen Juniperi pix T.K. (ardıç katranı, Cadinum aetheroleum ) cilt hastalıklarında kullanılır. • J. communis (adi ardıç) –Kuzey Yarıkürede yaygın olan, memleketimizin Trakya bölgesinde tesadüf edilen, dioik bir çalı veya küçük ağaçtır. Yaprak subulat ve batıcıdır. Yaprağın üst yüzünde geniş beyaz bir yol görülür. Bakka 6-9 mm çapında, mavimsi siyah renkli ve 3 tohumludur. Taşıdığı uçucu yağ nedeniyle bu meyvalar Juniperi fructus T.K. (ardıç meyvası) adı altında diüretik, tansiyon düşürücü ve antidiyabetik olarak kullanılır. Ayrıca alkollü içkilerin hazırlanmasında kullanılır. • J. nana (cüce ardıç) –Kuzey Yarıkürenin yüksek dağlarında ve memleketimizin dağlarında, 1800 m den daha yükseklerde yetişen, sık ve yaygın kümeler teşkil eden, 50 cm kadar yükseklikte çalılardır. Bakka 6-9 mm çapında mavimsi siyah renklidir. Yenir ve diüretiktir. • J. sabina (sabin ardıcı) –Orta ve Güney Avrupa, Kuzey Amerika’da ve memleketimizin dağlarında da yetişen, bir çalıdır. Bakka 5-7 mm çapında, mavimsi siyah renkli ve 2 tohumludur. Dal uçları, Sabinae summitates adı altında abortif olarak kullanılmıştır. Zehirlidir. • J. virginiana –Vatanı Kuzey Amerika’nın doğu bölgeleri olan dioik bir ağaçtır. Odunu birçok amaçlar için ve başlıca kurşun kalem sanayiinde kullanılır. Odunundan su buharı distillasyonu ile elde edilen Cedri aetheroleum (sedir yağı), mikroskopide kullanılan immersiyon yağıdır. •Tetraclinis articulata (Callitris quadrivalvis) – Fas ve Cezayir’de yetişen bir ağaçtır. Odunu kokuludur ve mobilyacılıkta değerlidir. Gövdesinden akan reçine damlaları Sandarac adı ile tanınır ve cilacılıkta kullanılır. GNETALES Ephedraceae • Tropikal ve subtropikal bölgelerde yetişen, dik veya sarkık dallı, dioik çalılar. Yapraklar küçük, üçgen bir pul şeklinde, karşılıklı. Erkek durum küçük, brakteler sık ve karşılıklı, çiçekler braktelerin koltuğunda bir stamenden ibaret. Dişi durum küçük, brakteler sık ve karşılıklı, çiçek üst 2 braktenin ortasında tek (bazen durum 2-3 çiçekli) ve çıplak bir ovülden ibaret. Tohum, etli bir örtü ile çevrili. –Bir cins ve 40 kadar tür. Bu cins Ephedra (denizüzümü)’dır, memleketimizde yetişir ve 3 türü vardır. • Ephedra campylopoda –Doğu Akdeniz bölgesinde ve memleketimizde Trakyada, Batı ve Güney Anadoluda, daha çok taşlık ve kayalık yerlerde yetişen, dalları sarkık olan bir türdür. Meyva kırmızı bir bakkaya benzer. 8-9 mm boyunda, yumurtamsı, tepede açık ve iki dişlidir. İçinde iki tohum taşır. • E. major, E. distachya, ülkemizde yetişen diğer iki Ephedra türüdür. • E. equisetina, E. sinica, E. intermedia –Çinde yetişen türlerdir. Sonbaharda toplanan genç dalları ve kökleri ile kurutulmuş rizomları efedrin ve psödoefedrin alkaloidlerini taşır. Bu alkaloitlerin solunum yollarını uyarıcı ve damarları daraltıcı etkisi vardır. Bu nedenle öksürükte ve bronşitte kullanılır. Bitkinin dalları Herba Ephedrae drogunu teşkil eder. Welwitschiaceae • Güney-batı Afrikanın sahil çöllerinde yetişen, odunlu, dioik bitkiler. Gövdenin büyük bir kısmı toprak içinde. Toprak üstünde kalan kısım, ortası çukur, yuvarlak, yanık renkli bir tabla şeklinde. Yaprak 2 tane, geniş, uzun, derimsi, uçları yırtık. Çiçek durumları yaprakların koltuğunda. –Bir cins ve bir tür. • Welwitschia mirabilis –Bu familyadaki tek türdür. Bütün ömrü boyunca yalnız iki yaprak taşır. Güney-batı Afrika çöllerinde yerlidir. Bazı örneklerinin 2000 senelik olduğu söylenmektedir. Kapalı Tohumlular • Bu altbölümde bulunan bitkilerde, ovül (veya ovüller) bir veya birkaç karpelden yapılmış bir ovaryum içinde kapalı bulunur. Ovaryumun tepesinde bir stilus ve bir stigma vardır. Polen taneleri stigmanın üzerinde çimlenir. • Angiosperm bitkileri arasında odunlu bitkiler bulunduğu gibi, otsu bitkiler de vardır. Odun borusu olarak hem trakeler, hem trakeitler bulunur. • Çiçekler özel bir yapıdadır. Erdişi veya tek eşeylidir. Polen tanelerinin stigma üzerine taşınması rüzgar, böcek, su gibi değişik yollarla olur. • Angiospermlerin yaprak, çiçek ve meyvalarına ait karakterler sayfa 15 ile sayfa 60 arasında ayrıntılı olarak verilmiştir. • Angiospermae altbölümü, tohumlardaki bitki taslağının (embriyo) taşıdığı yaprak adedine göre, iki sınıfa ayrılır: Monocotyledones ve Dicotyledones. Tohumlardaki bitki taslağının yapraklarına kotiledon (çenek) adı verilir. Monokotil bitkilerde, kotiledon sayısı birdir. Dikotil bitkilerde ise, bu sayı ikidir. Kotiledonlar, çimlenmekte olan tohumlarda kolaylıkla görülür ve sayılabilir. Birçenekliler • Genel karakterler: Embriyo bir kotiledonludur. Bitkiler çoğunlukla otsu, bazen odunludur. Gövdede, enine kesitte, iletme demetleri düzensiz dağılmıştır. Demetlerde, ksilem ve floem arasında kambiyum yoktur, bu nedenle ikinci büyüme yoktur. Mantar yoktur. Yapraklar genel olarak sapsız, lamina tam kenarlı ve paralel damarlıdır. Çiçek halkaları genel olarak 3 parçalıdır ve parçalar genel olarak 5 halka üzerine dizilmiştir. Kaliks ve korolla yerine çoğunlukla bir perigon bulunur. Temel çiçek formülü Pз+зAз+зGз tür. • Gövde basittir. Eğer bitkide bir dallanma varsa, bu da çiçek durumlarında görülür. Kökler, saçak kök tipindedir. Sekonder büyüme, istisna olarak bazı monokotil bitkilerde vardır (Dracaena). Gene istisna olarak saplı yapraklara (Smilax, Alisma), palmat veya pennat damarlı yapraklara (palmae, Musaceae) tesadüf edilir. Keza bazı monokotillerde mantar teşekkülü de görülür (Zingiberaceae). PANDANALES Typhaceae • Bataklıklarda yetişen, dünya üzerinde yaygın olan, çok senelik otsu, monoik bitkiler. Rizom sürünücü. Yapraklar uzun, şeritsi. Çiçekler küçük. Durum uzun, kesif, silendrik bir spadiks. Dişi çiçekler spadiksin alt kısmında, erkek çiçekler dişi çiçek kümesinin üst tarafında toplanmış. Periant tüylerden yapılmış. Erkek çiçekler 2-5 stamenli, filamentler birleşik. Dişi çiçeklerde bir ovaryum ve ginofor var. –Bir cins ve 15 kadar tür. Memleketimizde 6 türü yetişir. • Typha (semerci sazı, aksaz) türleri –Yaprakları hasırcılıkta ve uzun saplar ucundaki kahverenkli silendrik durumları, kuru demetler içinde, çiçekçilikte kullanılır. Pandanaceae • Afrika ve Asyanın tropikal bölgelerinde yetişen, ağaçsı, çalımsı veya tırmanıcı, dioik bitkiler. Bazılarının tabanı destek köklü. Yapraklar sert, şeritsi, derimsi. –3 cins ve 300 kadar tür. • Pandanus türleri –Palmiye görünüşünde ağaçlar. Gövde, tepede dallanmış ve tabanda destek kökler ile toprağa tespit edilmiştir. Yapraklar, dalların tepesinde toplanmıştır. Yaprakları hasır işlerinde, halat, sepet, imalinde ve dam örtüsü olarak, ve bazı türlerin etli meyvaları gıda olarak kullanılmaktadır: P. utilis, P. tectorius, P. edulis. Samoa’lı halkın hasır yapmak amacıyla kullandıkları yapraklar GLUMIFLORA E (POALES) Gramineae (Poaceae) • Geniş yayılışlı, bir veya çok yıllık otsu, nadiren odunlu bitkiler. Gövdenin içi boş, ancak noduslarda dolu. Yapraklar noduslarda tek, gövde üzerinde iki sıralı olarak dizilmiş. Yaprağın taban kısmı gövdeyi saran, bir taraftan yarık bir vagina şeklinde. Lamina şeritsi, yassı, bazen biz şeklinde kıvrılmış. Vagina ile laminanın birleştiği yerde bir ligula bulunur. Çiçekler erdişi, bazen tek eşeyli, spikula denilen bir birim içinde toplanmış. Spikulalar da bir araya gelerek, spika, rasemus veya panikula gibi durumlar halinde. Spikula ekseni üzerinde, tabenda, brakteye tekabül eden 2 gluma bulunur: alt gluma ve üst gluma. • Çiçekler, spikula ekseninde, brakteolleri ile beraber dizilmiştir. Her çiçeğin glumella adı verilen 2 brakteolü vardır: lemma (veya alt glumella) ve palea (veya üst glumella). Lemma ve palea arasında bulunan çiçeğin 2 lodikuladan ibaret bir periantı, 3 (bazen 6,2 veya 1) stameni, üst durumlu bir ovaryumu vardır. Filamentler uzun ve ipliksi, stigma 2 tane ve kuş tüyü gibi parçalı. Meyva nişasta bakımından zengin bir karyops. –Yaklaşık olarak 500 cins ve 5000 tür. Memleketimizde 140 kadar cins ve 500 den fazla türü vardır. • Gramineae familyası eczacılığa verdiği birkaç drog dışında, çok değişik ihtiyaçları karşılamakla, gıdai, sınai ve iktisadi bakımdan çok önemli olan bitkiler taşır. Tıbbi gramineler • Triticum sativum (buğday) –Çiçek durumu, kesif basit bir spika olan, birçok ırklarının kültürü yapılan bir yıllık bir kültür bitkisidir. Meyvaları nişasta ve protein bakımından zengindir. Nişastayı (Amylum) buğday tanelerinden çekmek için, buğdaş unu bol su ile yoğurulur ve sulu haldi dinlenmeye bırakılır. Nişasta taneleri dibe çöker. Dibe çöken bu kütle alınır, kurutulur ve toz edilir. Nişastasından ayırılmış olan, proteince zengin kalan kısım glüten adını taşır. Temiz beyaz bir toz olan buğday nişastası, Amylum Tritici T.K., enflamasyon giderici olarak pudra, pomat ve lavman halinde, eczacılık tekniğinde granüle, tablet vs. gibi ilaç şekillerinin hazırlanmasında kullanılır. Zararsız olduğu için, etken madde oranı düşürülmesi istenen tozlara ilave edilir. • Oryza sativa (pirinç) –Çiçekleri 6 stamenli, çiçek durumu bir panikula olan, sulu ortamda yetişen, bir yıllık bir kültür bitkisidir. Meyvaları nişasta bakımından zengin, fakat proteince fakirdir. Tanelerin toz edilmesiyle hazırlanan ince toz, pirinç nişastası, Amylum Oryzae T.K. adını taşır ve buğday nişastası gibi kullanılır. • Zea mays (mısır) –Bir yıllık, monoik bir kültür bitkisidir. Erkek spikulalar gövdenin tepesinde bir panikula durumundadır. Dişi spikulalar, yaprakların koltuğunda bir spadiks teşkil ederler. Bu durum çok sayıdaki, büyük kınlar tarafından tamamen sarılmıştır. Dişi çiçeklerin stilusları uzundur ve kınların tepesinden dışarı doğru birarada uzanmaktadır. Stiluslar, Stylus Maydis T.K. (mısır püskülü), diüretik olarak kullanılır. • Mısır nişastası, Amylum Maydis, gıda olarak, tablet yapımında ve C vitamini elde etmekte kullanılır. Mısır tanelerinden, zein ve dekstrin elde edilir. Zein tabletlerin kaplanmasında kullanılan bir maddedir. Dekstrin ise yapıştırıcıdır. Mısır embriyosundan elde edilen yağ, mısırözü yağı, yemeklik bir yağdır. • Agropyron repens (Elymus repens) (ayrıkotu) –Uzun, ince, sürünücü rizomlu, kosmopolit bir graminedir. İstanbul’da ve Türkiye’de, yol kenarlarında, tarlalarda, az da olsa, tesadüf edilir. Durum basit, kesif bir spikadır. Rizomları, Rhizoma Graminis (T.K. ayrıkotu rizomu) adı altında diüretik olarak kullanılır. • Memleketimizde, ayrıkotu adı ile başka bir gramine daha bilinmektedir: Cynodon dactylon. Bu bitki çok daha yaygındır, sürünücü rizomları vardır ve bu nedenle tarla ve bahçeleri kolaylıkla kaplar; fakat gövdenin tepesinden, aynı noktadan çıkan 2-7 uzun ve ince spikadan yapılmış durumu ile kolayca tanılır. Bu türün de rizomları diüretiktir. Bu bitkinin bir varyetesi, çim yapımında çok kullanılır. • • • • Uçucu yağ taşıyan gramineler Cymbopogon ve Vetiveria türleri –Hindistan, Java, Sumatra ve Tropikal Asyada yetişen bu cinslere ait bazı türler uçucu yağ taşırlar. Bu bitkilerin geniş çapta kültürü yapılır ve elde edilen uçucu yağ, eczacılıkta ve parfümeride kullanılır. Cymbopogon nardus, winterianus, flexuosus, citratus gibi türlerin toprak üstü kısımlarının verdiği uçucu yağ limon kokusundadır ve melisa esansından daha ucuz olduğu için, bu esansın yerine kullanılır. Cymbopogon martini ve C. schoenanthus türlerinin toprak üstü kısımlarından elde edilen uçucu yağ gül kokusundadır ve Palmarosa esansı adı altında, gülyağı yerine kullanılır. Vetiveria zizanioides türünde eterik yağ taşıyan kısım köklerdir. Bu köklerden elde edilen uçucu yağ, vetiver esansı adını taşır ve parfümeride kullanılır. • • • Zehirli gramineler Gramineler arasında kuvvetli zehirli maddeler taşıyan bitkiler hemen hemen yoktur. Bununla beraber, çayır teşkil eden ve hayvanların severek yedikleri gramineleren birçokları bazı koşullar altında, siyanhidrik asit meydana getirerek, hayvanlarda ciddi zehirlenmelere sebep olduğu bilinmektedir. Nemli ve bol gıdalı bir toprak, kuraklık, pörsüme, bunlar bitkide siyanhidrik asit miktarını arttıran faktörlerdir. Lolium temulentum (delice) zehirli olarak tanınmıştır, meyvaları narkotiktir. Bazı kimseler, graminelerin çiçeklenme zamanında havaya kolayca dağıttığı polene karşı hassastır. Polen taneleri, bu şahısların mukozalarına değdiği zaman, o kimsede allerjik bir hal olan ve bahar nezlesi adı ile bilinen polinoz’u meydana getirir. Diğer faydalı gramineler • • • • a) Bunların başında hububatı veren gramineler gelir. Eski zamandan beri kültürü yapılan bu bitkilerin meyvaları karbonhidrat bakımından zengindir. Bunun yanında protein, yağ, şeker ve fosfatlar taşımasiyle, bu meyvaların unu insan için iyi bir gıda teşkil eder. Başlıcaları: Triticum sativum (buğday), Secale cereale (çavdar), Hordeum sativum (arpa), Avena sativa (yulaf), Zea mays (mısır), Oryza sativa (pirinç). b) Saccharum officinarum (şeker kamışı) –Tropikal bölgelerde çok yetiştirilen ve gövdesinden sakaroz elde edilen, 3-5 m yüksekliğinde bir graminedir. c)Yukarda adı geçen gramineler birtakım alkolik içkilerin hazırlanmasında da kullanılır: Boza, bira, viski, rum gibi. Boza darıdan, bira arpadan, viski, imal bölgesine göre arpa, çavdar veya mısırdan, rum şeker kamışından yapılır. Darı, Panicum miliaceum’un taneleridir. Bu bitki memleketimizde ekilir ve boza darısı, saçak darı, kum darı gibi isimler taşır. Saccharum officinarum (şeker kamışı) Panicum miliaceum • d) Gramineler çayırları oluşturduğundan, hayvan yemi bakımından önemli bitkilerdir. Tabii meralar yanında, yem bakımından iyi kalitede olan gramineler de yetiştirilip hayvan yemi olarak kullanılır. Başlıcaları Agrostis, Dactylis, Poa, Festuca, Anthoxanthum, Sorghum türleridir. Kuş yemi olarak ta, başlıca gramine meyvaları kullanılır: Setaria, Panicum, Phalaris meyvaları gibi. • Meyvaları başlıca hayvan yemi olarak kullanılmak üzere, tropikal ve subtropikal bölgelerde, birçok Sorghum türlerinin ekimi yapılır. Yurdumuzda bu maksatla Sorghum bicolor türünün iki kultivarı ekilir: cv. ‘Cernuum’ ve cv. ‘Durra’, Bu bitkilerde başaklar kesif, taneler büyüktür. Bitki, taneleri için, Anadolu’nun Marmara bölgesinde, Batı, Güney ve Doğu Anadolu’da yetiştirilir. Taneler akdarı adını taşır. • e) Sanayide kağıt ve tecrit edici levhalar yapımında graminelerden istifade edilir. Tunus, Cezayir, Fas’ta yetiştirilen Stipa tenacissima (alfa) bitkisinden kağıt yapılır. • f) Birçok gramine türlerinden hasırcılık işlerinde, mobilya, sırık, bölme yapımında faydalanılır. Tropikal bölgelerde yetişen ve subtropiklerde de yetiştirilen, “bambu” genel adı ile bilinen odunlu ve yüksek yapılı türler, bu işler için çok kullanılır. Batı ve Güney Anadolu’da, tarla kenarlarına çit olarak dikilen Arundo donax (kargı), yüksek bir graminedir, gövdesi odunlu ve içi boştur, sırık ve bölme yapımında kullanıldığı gibi, nefesli müzik aletlerinin, bilhassa neyin yapımında kullanılır. Gene su kenarlarında sık görülen Phragmites australis’in gövde ve yaprakları, başlıca damları örtmek için çok kullanılır. Yerli süpürgeler, Sorghum bicolor cv. ‘Dochna’ bitkisinin gevşek, uzun dallı çiçek durumlarının biraraya bağlanmasıyle hazırlanır. Bu bitki yurdumuzda tarlalar halinde veya mısır tarlalarının etrafında yollar halinde yetiştirilir. • g) Coix lacryma-jobi de faydalı bir graminedir. Vatanı Hindistan ve Doğu Asya olan, memleketimizde de bazı bölgelerde yetiştirilen monoik bir bitkidir. Spikanın üst tarafında erkek spikulalar ve taban tarafında tespih şeklinde şişkin ve sert bir vagina içinde dişi spikula vardır. Vaginalar beyaz, gri veya morumsu renktedir ve tespih dizisi yapmakta kullanılır. • h) Uzun stolonlu, rizomları sürünücü olan gramineler, kısa bir zamanda bir alanı kolaylıkla kapladıklarından, bu tip bitkiler meyilli toprakların kaymasına mani olmakta, kumulların tespitinde, bataklıklardan arazi kazanmakta faydalı bitkilerdir. Örneğin memleketimizde Karadeniz sahillerindeki kumulların tespitinde Elymus sabulosus (kum çavdarı) tan faydalanılır. Hollandada, denizden arazi kazanmak için Spartina türlerinden istifade edilir. Rizomları ile çabuk yayılan türler, ekime elverişli yerleri kaplamağa başladığı anda, mücadele edilmesi lazım gelen yabani bir ot karakterini alır. Bahçe ve tarlalar için Cynodon dactylon (domuz ayrığı) bu tip bir ottur. • i) Gramineler bahçelerde, parklarda, spor sahalarında çim yapımında, çit yapmakta veya dekoratif maksatlarla kullanılır. Bazılarının panikulalarından ölmez çiçek olarak istifade edilir. Çim yapımında başlıca Lolium perenme ve L. italicum önemlidir. Çit yapmak için memleketimizde bilhassa Arundo donax yetiştirilir. İstanbul parklarında veya bahçelerinde, dekoratif maksatlarla yetiştirilen dış kaynaklı iki gramine göze çarpar: Cortaderia selloana ve Miscanthus sinensis. Kurutulmuş durumları ölmez çiçek olarak İstanbul’da kullanılan yerli gramineler arasında Saccharum ravennae, Saccharum strictum, Phragmites australis ve Stipa türleri başta gelir. Cortaderia selloana Miscanthus sinensis