**lemci Nedir ? Nas*l Çal***r ?

advertisement
Tanımı

Kısaca CPU ( Central Process Unit ) yani Merkezi İşlem Birimi’dir.
İşlemci için bilgisayarın beynidir diyebiliriz. Adından anlaşıldığı gibi
bilgisayardaki işlemleri gerçekleştiren ve gerekli yerlere gönderen
elemandır. Konuyu basitçe anlatmak gerekirse bilgisayar üzerinden
yaptığımız her şey işlemciye muhakkak uğrar. Yani klavyedeki bir tuşa
basmamız, fareyi hareket ettirmemiz birebir olarak işlemcide
gerçekleşir.
Tarihçesi

İlk işlemciler belli işlemleri ve çoğu zamanda yalnızca tek bir işlemi
gerçekleştirmek için üretilmişlerdir. Ancak üretilen bu işlemcilerin
hem maliyeti çok yüksekti hem de yaptığı iş sınırlıydı. 1970’lerde
mikroişlemcilerin üretilmesiyle işlemci tasarımları ve kullanım alanları
oldukça değişti. İlk mikroişlemci Intel 4004’ün üretilmesi (1971) ve
bunu takiben ilk geniş çaplı kullanım alanına sahip olan Intel 8080’nin
üretilmesi (1974) ile merkez işlem birimini yürütme metotları
tamamıyla değişim gösterdi ve gelişen teknoloji ile birlikte küçük
boyutlu bilgisayarlar ve cep telefonlarının üretilmesi küçük bir
işlemcinin geliştirilmesini zorunlu kıldı. Bu sayede işlemcilerin
kullanım alanları genişledi ve hayatımızın vazgeçilmez bir parçası
oldu. Günümüzde işlemciler; otomobiller, cep telefonları, bilgisayarlar
ve daha bir çok üründe kullanılmaktadır.
İşlemci Nasıl Çalışır?

Bir işlemci ile ilgili en çok merak edilen konulardan birisi, o işlemcinin klavye
veya fare gibi farklı kaynaklardan aldığı komutları tam olarak nasıl algıladığı
ve işleme soktuğudur. Veriler herhangi bir yoldan bilgisayara girildiğinde önce
elektrik sinyallerine çevrilirler. Sinyaller iki durumdan oluşur. Kapalı (off=0)
veya açık (on=1).

Elektrik sinyali ile bunu yapmak kolaydır; elektrik ya vardır (1) ya da yoktur
(0). Bu iki durum prensibi (two state principle) olarak bilinir. İki durum
prensibini tanımlamak için iki parçadan oluşan anlamına gelen ikili (binary)
terimi kullanılır. Bilgisayarlarda veriler binary digits adlı temel elemanlarına
yani kısa adıyla bits’lerine ayrılarak 0 ve 1 (yani açık ve kapalı) sayıları ile
değerlendirirler. Verilerin ikili sistem şekline çevrilmiş haline ikili kodlama
(binary coding ) denir. Bir bilgisayar içinde devreleri oluşturan yongalar
üzerinde milyonlarca mikroskobik elektronik anahtar (switch) vardır. Bir mikro
işlemciyi yakından incelediğimizde, her biri elektrik sinyallerinin iletiminde
kullanılan çok sayıda ayaklar (pin) içerdikleri görülür.
Komut ve Programlama Kavramları

İşlemci komutlar ile çalışır. Bu komutların arka arkaya dizilişlerine Program denir.
İşlemcinin yapabileceği her bir işlem bir komut ile ifade edilir. Örneğin TOPLA
A,B,C komutu işlemciye A sayısı ile B sayısını toplayıp sonucu C olarak
kaydetmesini anlatır. Komutların işlemci içerisinde sırayla çalıştırılmasını yukarıda
tanımladığımız Kontrol Birimi gerçekleştirir.
Bu komut nasıl gerçekleştirilir?
1. İşlemci Adres yolunu Kullanarak A Sayısını Bellekten ister.
2. Bellek Veri Yolundan A Sayısını İşlemciye Gönderir.
3. İşlemci Adres yolunu Kullanarak B Sayısını Bellekten ister.
4. Bellek Veri Yolundan B Sayısını İşlemciye Gönderir.
5. İşlemci A ve B Sayısını Toplar ve Sonucu Bulur.
6. İşlemci Adres yolunu kullanarak C Sayısına Bilgi Göndereceğini Belleğe Bildirir.
7. İşlemci Veri Yolunu Kullanarak C Sayısını Belleğe Gönderir.
8. Bellek Gelen Sonucu C Sayısı olarak kaydeder.
İki sayının toplanması yukarıdaki şekilde gerçekleşir. Bütün bu işlemler saniyenin
milyarda biri gibi kısa bir sürede gerçekleştirilir. İşlemci TOPLA komutunu bitirir
bitirmez hemen arkasından gelen komutu (eğer varsa) gerçekleştirmeye çalışır.
İşlemcinin Yapısında Bulunan Birimler

Kontrol Birimi: Bütün komutlar buradan işletilir.

İletim Yolları (Bus): Bu yollar işlemci ile bilgisayarın diğer birimleri arasındaki
bağlantıyı sağlayan iletkenlerdir.

Veriyolu (Data Buses) : İşlemci, hafıza elemanları ve çevresel birimleriyle çift
yönlü veri akışını sağlar.

Kontrol yolu (control buses): İşlemcinin diğer birimleri yönetmek ve eş
zamanlamayı (senkronizasyon) sağlamak amacı ile kullandığı sinyallerin
gönderildiği yoldur.

Kaydedici: Mikroişlemci ile hafıza ve giriş/çıkış (I/O-Input/Output) kapıları
arasındaki bilgi alışverişinin çeşitli aşamalarında, bilginin geçici olarak
depolanmasını sağlar.

Sayıcılar (Counter): İşlemi yapılacak komut ve verilerin adreslerini taşıyarak
bilgisayarın çalışması sırasında hangi verinin hangi sırada kullanılacağını belirler.

Giriş/Çıkış Tamponları (Buffers): Mikroişlemcinin dış dünyaya adres, veri ve
kontrol sinyallerini iletirken dış dünya ile iletişimin sağlandığı bir çeşit kapı görevi
görür.

Aritmetik Mantık Birimi (ALU-aritmetic logic unit): Mikroişlemcinin en önemli
kısmıdır. Toplama çıkarma gibi işlemlerin yapıldığı bölümdür.
Herhangi bir girdi birimi aracılığıyla (örneğin klavye) bilgisayara girilen veri önce Ana Belleğe gider.
Buradan CPU denilen Merkezi Sistem Birimi üzerinden Kontrol Birimi’ne (Control Unit)
gönderilir. Kontrol Birimi verinin türüne göre veriyi ya Aritmetiksel Birim’e (Aritm. Unit) ya
da Mantıksal Birime (Logical Unit) gönderir. Burada veri işlenir ve bilgi haline gelir. Tekrar kontrol
birimi üzerinden doğrulugu denetlenerek geçer ve CPU denilen Merkezi İşlem Birimi üzerinden
Ana Belleğe gider. Son olarak herhangi bir Çıktı Birimi (Output Unit) vasıtasıyla bilgi görüntülenir.
En sık kullanılan çıktı birimi Ekran’dır.
Mikroişlemciler

Mikroişlemcilerin 1970'lerde ortaya çıkması, MİB tasarımlarını ve kullanımını
oldukça etkiledi. İlk mikroişlemci olan Intel 4004'ün çıkması (1970) ve yine ilk
geniş çaplı kullanım sağlayan mikroişlemci olan Intel 8080 (1974) ile bu
tip MİB'ler, merkez işlem birimini yürütme metotlarını tamamıyla ele geçirmiş
oldu. O zaman ki tüm üreticiler, bilgisayar mimarilerini geliştirebilmek için
tümleşik devre geliştirme programları yayınladılar. Bunun sonucunda da eski
yazılım ve donanımlarıyla geri-uyumlu olan komut set uyumlu mikroişlemciler
ürettiler. Günümüzün kişisel bilgisayarlarının başarısıyla birleşince
de MİB kelimesi genel olarak mikroişlemciler için de kullanılmaya başlandı.

Önceki nesil MİB’ler ayrık parçalardan ve pek çok küçük tümleşik devrelerin bir veya
birden çok devre kartlarında bulunmasıyla gerçekleştiriliyordu. Mikroişlemciler ise,
MİB’lerin çok az sayıda (genellikle bir) tümleşik devre üzerinde üretiminden
oluşuyordu. MİB’lerin tek kalıp üzerinde üretilmesinin getirdiği bu boyut açısından bu
küçülme, parasitik sığalık geçitlerinin azalması gibi fiziksel faktörler sebebiyle daha hızlı
geçiş sürelerinin olmasına olanak sağladı. Bu sayede de senkron mikroişlemcilerin
10 MHz civarlarında olan saat hızları GHz seviyelerine taşındı. Ayrıca, olabildiğince ufak
transistörlerin tümleşik devrelere yerleştirilmedeki artış, tek bir MİB’de sahip olunan
transistör sayısını ve karmaşıklığı da artırdı. Bu geniş gözlem, Moore Kuralı ile
tanımlanmıştır ve bu kuralın MİB'deki kompleks yapının zamana bağlı olarak artışının
oldukça keskin bir tahminini yapabildiği ispatlanmıştır.

Moore Yasası, Intel şirketinin kurucularından Gordon Moore'un 19
Nisan 1965 yılında Electronics Magazine dergisinde yayınlanan makalesi ile teknoloji
tarihine kendi adıyla geçen yasa.

Her 18 ayda bir tümleşik devre üzerine yerleştirilebilecek bileşen sayısının iki katına
çıkacacağını, bunun bilgisayarların işlem kapasitelerinde büyük artışlar yaratacağını,
üretim maliyetlerinin ise aynı kalacağını, hatta düşme eğilimi göstereceğini öngören
deneysel (ampirik) gözlem.
İşlemci Hızı Neye Göre Belirlenir?

İşlemci hızını işlemcinin saat çarpanının, fsb (front side bus) denilen veri yolu
hızıyla çarpılması sonucu ortaya çıkan sayı belirler. BIOS ayarlarında fsb ayarı
“Advanced Chipset Features” kısmında oluyor ancak “voltage/frequency”
menüsünde de olabilir.
İşlemcinin Çalışırken Fazla Isınma Nedenleri

Çok sayıda program aynı anda çalıştığında, oyun oynandığında veya ağır render
işlemleri yapıldığında

Tozlanma olduğunda, işlemci üstünde macun kalmadığında

İşlemci üstündeki fanın düzgün çalışmaması durumunda

Bazı virüslerde işlemcinin ısınmasına neden olur.
Dağıtık Sistem Modeli:

Dağıtık sistemlerde bilgi işleme, tek bir makinede sınırlanmamış birkaç
bilgisayar üzerine dağıtılmıştır. Büyük bilgisayar tabanlı sistemlerin çoğu
dağıtık sistemlere geçmiştir. Dağıtık sistemlerde; donanım ve yazılım
kaynaklarının paylaşımı yapılabilir, bir hata oluştuktan sonra operasyona
devam edilebilir, eşzamanlı işleme sayesinde performans arttırılabilir,
farklı sağlayıcılardan gelen yazılım ve donanımlar kullanılabilir. Tüm bu
faydaları dışında dağıtık sistemler genelde merkezi sistemlere göre daha
karmaşıktırlar ve sistem yönetimi için daha fazla uğraş gerekir. Çoklu
işlemci mimarileri en basit dağıtık sistem modelidir. Çoklu işlemcilerde,
sistem farklı işlemler üzerinde çalışabilecek çoklu işlemlerden oluşur.
Çok Çekirdekli Kavramı:

Çok çekirdekli işlemcilerde, çekirdek diye bahsedilen aslında fiziksel
manada işlemcinin kendisidir. Zar(die) içinde çok yakın bir zamana kadar
sadece bir tane işlemci çekirdeği bulunuyordu. Ancak, mesela çift
çekirdekli işlemcileri ele aldığımızda, bir zar içerisinde iki tane işlemci
çekirdeği bulunduğunu görürüz. Çok çekirdekli işlemciler denildiği zaman
mutlaka değinilmesi gereken çeşitli kavramlar vardır:
* İple Bağlama(Threading): Aynı anda birden fazla iş parçacığını işleme
sokabilmektir.
* Çoklu İşleme(Multi Processing): Threading ve çekirdekler ile yapılan
çoklu işlemlerin tümüdür.
* Çoklu Görevlendirme(Multi Tasking): Birden fazla programın aynı anda
çalıştırılmasını sağlar.
Çoklu Çekirdek Tasarımı:

Çoklu çekirdek tasarımının en büyük avantajı, aynı anda birden fazla işlem
yapabilme kapasitesidir. Bu tür işlemcilerde hızı sağlayan asıl etken, aynı
zar üzerindeki iki işlemcinin etkileşmesinin, ayrı ayrı işlemcilerin
etkilenmesinden daha hızlı olmasıyla oluyor. Çok çekirdekli işlemcilerde,
iki çekirdek aynı veri yolu ve aynı bellek bant genişliğini kullanacağından
bu verimin düşmesine neden olur.
İşlemci piyasasında işlemci başarımı çok önemlidir ve bu yüzden başarımı
en mükemmel yapmak gerekir. Var olan üretim teknolojisi kullanılarak saat
hızı ve işleme birimleri arasındaki dengeyi en iyi şekilde sağlayarak
başarımı en iyi duruma getiren taraf, işlemci piyasasındaki başarım
mücadelesini kazanabilir.
Çok iş parçacıklı yazılımlar, çok çekirdekli tek işlemcili ve tek çekirdekli
çok işlemcililerde işletim sisteminin iş parçacıklarını çekirdekler arasında
paylaştırır. Bir bilgisayarın başarımını arttırmak için saat hızını
yükseltmektense daha fazla sayıda çekirdek eklemek başarımı daha fazla
arttırır.
Çok Çekirdekli İşlemciler:

Eski 8086 işlemcilerinden, Athlon 64 ve Intel Pentium 4’e kadarki tüm
işlemciler tek çekirdeklidir. Yani bunlar, üzerlerinde tek bir işlem birimi
taşıyan işlemcilerdir. Tek vuruşlu işlemcilerde, tek bir uygulama varken
saat hızları yüksek olduğunda başarım yüksek olabilir. Çift işlem
çekirdeğine sahip olmak demek teorikte çift işlem gücü demektir ancak
işlem gücünün artabilmesi için uygulamaların çok çekirdekli işlemcilere
göre uyarlanmış olması gereklidir.
Eğer yazılım çok iş parçacıklı çalışmak üzere tasarlanmışsa, daha yüksek
hesaplama gücüne ihtiyaç duyan ağır bir yazılımdır. Bu tür yazılımları
çalıştırmak için çift çekirdekli işlemcileri kullanmak kullanıcıya kolaylık
sağlayacaktır. Ayrıca çift çekirdek, kullanıcı internette dolaşırken aynı
anda elektronik posta gönderebilmesi gibi birden fazla uygulamayı aynı
anda çalıştırmada kolaylık sağlar. Yani çift çekirdek sayesinde aynı anda
birçok uygulama sorunsuz çalışır. Dört çekirdekli işlemcilerin ise güçlerini
gösterebildikleri az sayıda uygulama var. Çünkü uygulamaların birçoğu çok
çekirdekli işlemcilere göre uyarlanmamıştır. Dört çekirdekli işlemciler,
dört adet işlem çekirdeğinin ortak bir önbellekte tek bir yonga içine
sokulmasıyla üretilirler.
Firmaların Çok Çekirdek Çalışmaları:

Çok çekirdekli işlemciler üzerinde çalışan birçok firma
bulunmaktadır. Bunların bazıları: Intel, AMD, IBM ve Sun
Microsystems.
İntel’in Bu İ Serisi Neyi İfade Ediyor?

Intel bu terimleri işlemcilerinin mimari özelliklerinden ziyade ürün sınıfını
birbirinden net olarak ayırabilmek için kullanıyor.

Üretim yılının konseptinde her zaman i7 serili işlemciler üst sınıf ürünlerde, i5
ile başlayanlar orta sınıf ürünlerde, i3 ile başlayanlar ise giriş seviyesi
cihazlarda kullanılırlar.
PEKİ DEĞİŞEN NE O ZAMAN?

Her ne kadar nümerik isimleri aynı kalsa da asıl değişen işlemci teknolojisinin
ta kendisi. Ancak bu aile isimleri iX kardeşler kadar popüler olmasa da her
yeni işlemci jenerasyonunun (neslinin) kendine özel isimleri var. İşte Intel
tarafından yakın bir zamanda tanıtımı yapılan ve son dönemlerde ismi bir
hayli telaffuz edilmeye başlayan “Skylake” lar da bunlardan bir tanesi, daha
doğrusu altıncısı ve aynı zamanda da sonuncusu. Tabi ki hal itibari ile de en
çok performans vadeden işlemci ailesi.
İ3, İ5 VE İ7’Yİ BİRBİRLERİNDEN FARKLI
KILAN NEDİR?
Bu işlemci sınıflarını birbirlerinden farklı kılan birçok şey
vardır. Bunlardan başlıcaları;
1.
işlemcilerin sahip olduğu “Core” diye ifade ettiğimiz çekirdek
sayıları,
2.
GHz cinsinden ifade edilen çekirdek hızları,
3.
Turbo Boost diye ifade edilen aşırtma hızları,
4.
Cache Size denilen hafıza özellikleri,
5.
Hyper-Threading denilen sanal çekirdek sayıları
ve son zamanlarda anakartlar yerine işlemcilerle bütünleşik
olarak gelen grafik işlemcilerinin özellikleridir.
1) ÇEKİRDEK SAYILARI

Çekirdek sayıları, bu işlemci sınıfları arasındaki farklar söz konusu olduğunda
en belirgin olanların başında gelir. Genellikle “dual core”, “quad core” ve
“octa core” terimleri ile ifade edilirler.

Dual core iki fiziksel çekirdekli işlemcileri,

Quad core dört fiziksel çekirdekli işlemcileri,

Octa core ise 8 fiziksel çekirdekli işlemcileri ifade etmek için kullanılır.
Core i3 serili bir Intel işlemci genellikle dual core yani iki fiziksel çekirdeğe
sahiptir. Core i5’ler ve i7’ler ise genellikle quad core yani dört çekirdek taşırlar.
Ancak Intel’in yüksek performans için “high end” diye etiketlediği bazı i7
işlemciler de 6 ve 8 çekirdeğe sahiptir.
2) SAAT HIZLARI

İşlemci saat hızları bu farklılıklar listesinde ilk sırada gelir. GHz ifadesi
GigaHertz’in kısaltılmasıdır. GHz, bir saniyede yapılan işlem birimidir. 1 GHz
hızındaki bir işlemci saniyede 1 milyar hertz’lik işlem yapıyor demektir.

Şuan en yaygın olan Intel 4.Nesil işlemcilere kısaca bir göz attığımızda en
yüksek “Cache GHz” kombinasyonlarının i3’te 4M 3.8 GHz, i5’te 6M 3.9 GHz
ve i7 de de 8M 4.4 GHz olduğunu görüyoruz.
3) TURBO BOOST ÖZELLİKLERİ

Intel tarafından pazarlama maksatlı kullanılan bir terim olan Turbo Boost,
çekirdek saat hızının ihtiyaç durumunda normal hızının daha üzerine
yükseltilmesine olanak veren bir teknolojidir. Bu hızın ne kadar bir oranda
artacağını ise işlemcinin çekirdek sayısı, işlemci sıcaklığı ve enerji tüketim
seviyesi gibi özellikleri belirler. Zaman zaman aşırtma olarak da adlandırılan
bu işlem için en önemli husus işlemcinin Watt cinsinden ölçülen TDP (thermal
design power) değeridir. Ayrıca eğer bir işlemcinin sonunda K harfi varsa bu o
işlemcinin kilidinin açıldığını ve overclock (bir işlemciyi normal çalışma
frekansının daha üstünde bir frekansda çalışmaya zorlamak) yapabileceğini
gösterir. Bu arada en son nesil işlemciler de dahil olmak üzere Intel
ekosistemindeki i3’lerde Turbo Boost” özelliği yoktur. Bu özellik sadece i5 ve
i7 sınıfı işlemcilerde bulunur.
4) CACHE KAPASİTELERİ

Cache bir önbellekdir, direkt olarak işlemciye bağlıdır ve ona hizmet eder.
RAM diye bildiğimiz normal belleklerden çok daha hızlıdır ve asıl olarak
çalışmakta olan programa odaklanırlar. O programa ait verileri ve komutları
geçici olarak saklayarak bunları çok yüksek hızlarda işlemciye iletirler.
İşlemcilerdeki Cache kapasitesi genellikle 2 MB ve 8 MB arasında değişiklik
gösterir.

Intelin 6. nesil Skylake CPU larına (Desktop) baktığımızda Cache Bellek
ortalamasının i3’ler için 3.7 MB, i5’ler için 6 MB ve i7’ler için 8 MB olduğunu
görüyoruz. Ayrıca yukarıda da belirttiğimiz gibi işlemcilerin GHz cinsinden
ölçülen hızları ancak güçlü Cache bellek desteği ile anlam kazanırlar. Yine 6.
nesil işlemcilerden i3’lerin saat hızları ortalaması 3.58 GHz iken i5’lerinkinin
3.44 GHz olması bizi biraz şaşırtabilir, ancak i5’lerdeki çekirdek sayısı ve
Cache bellek kapasitesi i3’lerin ortalama iki katıdır.
5) GRAFİK İŞLEMCİ (GPU) DESTEKLERİ

Özellikle oyun tutkunları ile video ve fotoğraf tabanlı teknik editörler ya da
3D tasarımcılar için apayrı bir anlam ifade eden grafik işlemciler bir kaç yıl
öncesine kadar anakartlar üzerine haricen yerleştirilen ünitelerden biriydiler.
Ancak son yıllarda anakartlar yerine işlemci üzerinde bütünleşik olarak
kullanılmaya başlandılar. Intel’in şuanki 6.Nesil Skylake işlemcilerinin
hepsinde 350 MHz lik HD graphics 530 GPU bulunuyor. Ve tabi ki yine bu
yerleşik grafik işlemcilerin hızları işlemcinin omuzundaki rütbeye göre 950
MHz ve 1.2 GHz arasında pozitif yönde değişiklik gösteriyor.
6) HYPER-THREADİNG YETENEĞİ

Çoğu kişiye pek de tanıdık gelmeyen “Thread” terimi CPU nun
gerçekleştirmek zorunda olduğu programlanmış yapıların bir dizilimidir. Çok
daha basit ifadesi ile bir birim iştir. Normal şartlarda tek çekirdekli bir CPU bir
seferde sadece tek bir thread yapabilir. Doğal olarak çift çekirdekli
işlemcilerde bir seferde iki thread yapabilir. Intelin şuan ki Skylake serisinde
yalnızca i3’lerde ve i7’lerde bu özellik bulunuyor, i5 lerde ise böyle bir özellik
bulunmuyor.
AMD VE İNTEL İŞLEMCİNİN FARKI

Günümüzde Intel marka işlemciler AMD işlemcilere göre biraz daha ön
plandadır. Son 10 yıl içerisinde evine bilgisayar alanların bilgisayarlarında
%75 civarı Intel işlemci bulunmaktadır. Bunun nedeni; Intel firmasının
reklam politikası ve hazır sistem bilgisayar satan firmalarla olan
anlaşmasıdır. Yani buradan yola çıkarsak, en iyi işlemci Intel'dir anlamı
KESİNLİKLE çıkmamalıdır ve artı olarak kaliteli ve geleceğe dönük bir Intel
marka işlemci almak istediğimizde fiyatı çok yüksek seviyelerdedir. Yani
yeni model bir Intel marka işlemci çok gereksiz ve çok pahalıdır. Artı olarak
Intel işlemciler her yeni modelde soket değiştirmektedir. Yani işlemcimizi
değiştirmek istediğimizde mecburen anakartı da değiştirmek zorunda
kalırız.

AMD marka işlemcilerin ise fiyat bakımından tam anlamıyla "ev
kullanıcılarına" hitap eden bir yapısı vardır. Reklamı ve piyasası Intel'den
biraz daha geride olmasına rağmen, performans olarak Intel ile aralarında
çok düşük farklar vardır ve bu farkları günlük kullanımımızda anlamamız
mümkün bile değildir.

Şöyleki; model olarak birbine denk Intel ve AMD işlemcileri (Intel i5 serisi
vs AMD Phenom II x4 serisi veya Intel i7 serisi vs AMD Phenom II x6 serisi)
arasında çok düşük performans farkları vardır ve bu farkları hangi oyun
oynanırsa oynansın, hangi program kullanırsa kullanılsın, yani kısacası ne
yapılırsa yapılsın anlayamayız bile. Artı olarak AMD, her yeni model
işlemcide soket değiştirmez, geriye dönük uyumlu olma politikası vardır.
Yani AMD marka işlemcimizi değiştirmek istediğimizde üstüne bir de
anakartı değiştirmemiz gerekmeyecektir.

Performans olarak birbirine çok benzemelerine rağmen Intel marka bir
işlemci popülerliği nedeniyle AMD marka bir işlemciden çok daha pahalıdır.
Bu nedenle hemen hemen aynı performansı veren iki işlemci arasından
AMD olanını seçmek çok daha mantıklı ve ucuzdur.
Assembly


İkinci kuşak dilidir.
Bu dilde komutlar sembollerle ifade edilir.

Öğrenilmesi zor bir dildir.

Emek ister.

Diğer programlama dillerine göre daha fazla kod kullanımı gerektirir.

Diğer Dillere göre birçok üstünlüğü vardır.

Assembly’den önce kolay bir dil öğrenilmelidir.
0C85:0100 B402 MOV AH,02
0C85:0102 B203 MOV DL,03
0C85:0104 CD21 INT 21
0C85:0106 CD20 INT 20

Mavi renkteki bölümler bellek lokasyonlarıdır.

Kırmızı renkteki yazılar assembly kodlarıdır.

Koyu yeşil kısımlar ise bu assembly kodlarının makina diline çevrilmiş halidir.
Assembly programlama dili örneği
format mz
org 100h
mov ah,09
mov dx,yazi
int 21h
mov ah,00
int 16h
int 20h
yazi db "merhaba dunya$"
Peki Assembly Bize Ne Sağladı?

İşlemci üzerindeki her komuta aracısız erişim sağlar.

Oluşturulacak programın kodlaması esnasında yüksek bir kod hakimiyeti
sağlar.

Az yer kaplar.

Daha hızlı çalışır.
AVANTAJLARI NELERDİR?

İşlemci gücünü en iyi şekilde ortaya koyabilecek tek programlama dilidir.

Çok hızlı çalıştıkları için işletim sistemlerinde kernel ve donanım sürücülerinin
programlanmasında, hız gerektiren kritik uygulamalarda kullanılmaktadır.

Yapısı itibariyle üç boyutlu ekran kartlarında ilgili çizim ve efektlerin
işlenmesi amacıyla hem oyunlar hem de programlar içinde ekran kartına hitap
eden makina dili kodları kullanılmaktadır.

İyi öğrenildiğinde diğer dillerde karşılaşılan büyük problemlerin assembly ile
basit çözümleri olduğu görülür.

Zaman geçtikçe ve insanlar üreten yerine tüketen bilgisayar kullanıcıları
haline geldikçe bu dili bilmenin ayrıcalığı artmaktadır.
DEZAVANTAJLARI NELERDİR?

Dilin öğrenilmesi uzun zaman ister.

Yazılan programlar diğer diller göre daha çok satırdan oluşur.

Yazdığınız programın hangi satırlarının ne iş yaptığını bir süre sonra
anlamayabilirsiniz. İşlemciye birebir bağımlıdır.
BİZİ DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ
3.GRUP
Ayşenur KÜÇÜK
Seray TUNA
Mert ÖZKARA
Ali KÖRÜKÇÜ
Canpolat ESERKAYA
Özgür TEKİN
Download