OKULDA İLETİŞİM – ÖĞRENCİLERLE İLETİŞİM SEHER AKDENİZ • Öğretme – öğrenme sürecinin etkili olabilmesi için öğrenen ile öğreten arasında çok özel bir ilişkinin kurulması gerekir. Sınıfta İletişim • Açık bir sistem olan eğitim örgütlerinin girdisi ve çıktısı insandır. İletişim, insan örgütünün kan dolaşımıdır. Eğitim örgütlerinin başarılı olmasında iletişim süreci önemli bir role sahiptir. Öğrenme iletişimden ayrı düşünülemeyeceğinden iyi bir öğrenme iyi bir iletişimin ürünüdür. Yeni öğrenmeler yeni bilgi ve beceriler edinmeyle olacağından iletişim gerçekleşmedikçe öğrenme de gerçekleşmeyecektir. Sınıf içi iletişimde öğretmen kaynağı; öğrenciler ise alıcıyı; öğretmenin öğrencileriyle paylaşmak istediği düşünce, duygu ve becerilerin yer aldığı içerik mesajı; öğretim araç ve yöntemleri kanalı; öğrenci tepkileri ise dönütü yansıtmaktadır. (Ergin, 1998). İLETİŞİM SÜRECİ KAYNAK mesajın ileti birimi Öğretmen MESAJ İletişimin içeriği Kanal Mesaj ALICI mesajın gönderildiği birim Öğrenci Yöntem KANAL mesajın sunuluş biçimi DÖNÜT Alıcının mesaja verdiği tepki 6 Öğretme-Öğrenme Süreci ile İletişim Süreci Arasındaki Benzerlik Öğretmen (Kaynak) Öğretim İçeriği (Mesaj) Öğretim araç ve yöntemleri (Kanal) Öğrenci (Alıcı) Öğrenme Tepkileri (Dönüt) 7 Sınıf ortamında etkili bir iletişimin gerçekleşebilmesi öncelikle kaynak konumunda olan öğretmenin bir konuyu etkili bir şekilde öğretebilmesine ve öğrencileri ile sağlıklı bir iletişim kurmasına bağlıdır. Phillips, Smith ve Modaff (2001)’ın “Özdeğerlilik, İletişim Korkusu ve Sınıf Katılımı” konulu araştırmalarına göre iletişim korkusu sınıf katılımının önemli bir belirleyicisidir ve aralarında güçlü bir ilişki vardır. SÖZSÜZ İLETİŞİM • Öğretmenlerin öğrencileriyle olan iletişimlerinde sergiledikleri sözel olmayan davranışlar öğrencilerin özsaygıları üzerinde çok etkilidir .Çocukların sözel olmayan ipuçlarına gösterdikleri duyarlılığın aksine ,yetişkinler çoğu kez kendilerini iletişimde sözel olmayan bu ipuçlarına tamamen kapatabilmektedir.Jestler ,mimikler , baş ve yüz hareketleri ,vücudun duruşu göz kontağı,sesin tonu ve hızı ,konuşma anındaki duraklamalar hep iletişim anında çeşitli mesajlar sunarlar. (Kuzgun,2000) 196o ‘lı yıllardan beri pozitif sözel olmayan iletişimin öğrencilerin okuldaki performansını artırdığı ve ders başarısını artırdığı ve öğretmen öğrenci arasındaki ilişkiyi kuvvetlendirdiği bilinmektedir. ( Thomas, Becker, & Armstrong, 1968). SÖZEL İLETİŞİM • Gözlemler öğretmenlerin öğrencilerine karşı sınıfta kullandıkları sözcük ve deyimlerin türü itibariyle iki kategoriye ayrılabileceklerini göstermektedir. Kullanılan sözcüklerin bir bölümü güdüleyici, moral verici ,öğrencilerin hoşuna gidici ve onlara değer verildiğini gösteren kavramlardır. Diğer bölümü ise suçlayıcı, küçük düşürücü,mahcup edici,yargılayıcı ve genellikle birinci gruptaki sözcük ve deyimlerin tersine kaygı yaratıcıdır. (Kuzgun,2000) SINIFTA İLETİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER • • • • • • • 1)KAYNAK AÇISINDAN Kaynak Güvenilirliği Uzmanlık İnanırlılık Nesnellik Çekicilik Kaynak alıcı benzerliği • Kaynak Güvenilirliği: İletişim sürecindeki kaynak ve alıcı arasındaki ilişki bir anlamda ver-al ilişkisidir Bu tür ilişkilerin temel özelliği güvene dayalı olmasıdır. Güven duygusu ile yakından alakalı olan güvenirlik, bir bilgi kaynağının algılanan özelliğidir. • Uzmanlık: Konusunda yeterli bilgi ve deneyime sahip olma diğer bir deyişle uzmanlık en önemli özelliğidir. Kaynağın iletişim kurduğu konuya tüm ayrıntı ve yönleriyle hakim olması ve alıcının kaynağın bu özelliğini algılaması gerekmektedir • İnanırlılık: İnsanlar, inanılırlığı yüksek diye kabul ettikleri ve kendilerince güvenilir olan kaynaklardan gelen mesajları fazla irdelemeden ve başka destekleyici mesajlara gerek duymadan alırlar, kabul ederler. Diğer bir anlatımla, alıcının mesajdaki sonuçları benimsemesi büyük ölçüde alıcının kaynağın güvenilirliğine ilişkin algısına bağlıdır. Güvenilirliği yüksek olan kaynakların ikna etkileri de yüksektir. Genellikle "neyin söylendiği" değil "kimin söylediği" önemli olmaktadır. • Nesnellik: Kaynağın nesnel yaklaşımları onun tarafsızlığını gösterir. Tarafsızlık kaynağın inanılır bir kişi olmasının temelidir. Kaynağın herhangi bir çıkarı savunması tarafsızlığını dolayısıyla da inanılırlığını zedeler • Çekicilik: Benzerlik , görünüş ,hoşa gitme gibi özellikler güvenilirliği artırmaktadır • Kaynak alıcı benzerliği: Kaynak ve alıcı arasındaki iletişimin etkililiği onların kendilerini ne derece benzer gördükleri ile doğrudan ilişkilidir. Sosyo-ekonomik durum, ilgiler, değerler ve yetenekler gibi birçok yönden ortak özellikleri olduğunu algılayan kişiler, birbirlerinin görüş açılarını kabul etmeye ve ortak birliktelik sağlamaya daha isteklidirler MESAJ AÇISINDAN • Yaşantı alanı: Alıcının kaynağın gönderdiği mesajın ne olduğunu anlamadaki başarısı onun kendi geçmiş yaşantılarıyla öğrenmiş olduğu bilgi ve becerilerine , tutumuna, sosyal ve kültürel ortamın etkilerine ve çevreden gelen uyarıcıları alma,yorumlama ve cevaplama süreçlerini kapsayan iletişim yeteneğine bağlı olacaktır. (Gürsel,2005) • Bilgi miktarı: Bilgi genellikle düzenli,birbiri ile ilgili ve öz olduğu zaman iyi öğrenilir ve kalıcı olur. Aksi durumda bilgiler öğrenilse dahi unutulmaları kolaydır. KANAL AÇISINDAN • Teknik anlamda iletişim duygu, bilgi, düşünce ve fikirlerin ses,yazı,resim ve benzeri semboller yoluyla paylaşımıdır. Kaynak ile alıcının iletişim ortamını fiziksel olarak paylaşmaları gerekmeyebilir. Öğretim açısından düşünüldüğünde araç gereçler öğretmeni desteklemek amacıyla kullanılabileceği gibi tamamen öğretmen yolu üstlenerek içeriği doğrudan öğrencilere aktarmak için de kullanılabilir. İkinci durumda dolaylı bir iletişim söz konusudur. Dolaylı iletişimde araç gereçler üzerine yüklenen mesajları iletirler. SINIFTA İLETİŞİMİ GÜÇLENDİREN BECERİLER 1. Açık ve Saydam Olma Becerisi 2. Konuşma Becerileri 3. Dinleme Becerileri 4. Dönüt sağlama becerileri SINIF İÇİ İLETİŞİMDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN İLKELER • 1. Saygı • 2. İçtenlik ve Dürüstlük • 3. Empatik anlayış İletişim Süreci ve Yaşantı Alanı Öğretmenin yaşantısı Ö Ğ R E N M E Öğrencinin Yaşantısı Ortak Yaşantı 20 SINIFTA İLETİŞİM ENGELLERİ • Psikolojik Engeller : Kişilerin duygusal, algısal ve seçiciliği ile ilgili engellerdir. Psikolojik engellerin ortadan kaldırılabilmesi için öğretmenin iyi bir gözlemci olması gerekmektedir(Gordon, 2005). • Semantik Engeller: Semboller ve kelimeler herkes tarafından farklı algılandıklarından dolayı sınırlıdırlar. Bu durum bir iletişim engelli oluşturur. Dolayısıyla kelime seçiminden kaynaklanan engellere semantik engeller denir, bir kelime sizin için farklı başka biri için farklı anlamlara gelebilir. İletişim kısaca anlamı paylaşarak, ortak hale getirme süreci olarak tanımlanabilir, anlam; duygusal ve düşünsel planda ortak amaçlar üzerinde yoğunlaşmanın ürünüdür(Aydın,1988). • Statü: Kaynak ve alıcının sosyal ve formal statüleri, akademik ve mesleki gelişme farklılıkları iletişim engeline enden olur. • Korunma: Kaynağın bazı yükümlülüklerin altına girmesi durumunda önceden hazırlayacağı savunma mekanizmaları da bir iletişim engelidir. • Alan : İletişim merkezi ve birimler arasındaki uzaklığı ifade eder. • Hiyerarsi: Katı bir hiyerarşik sınıflama nedeninden dolayı kanalların tıkanıklığını ifade eder. • Uyutma : Kanalların ve iletimdeki organların mesajları ihmal etmesi ya da önemsiz saymasıdır. • Sınırlama :Egitim sisteminde kaynak durumunda olan öğretmenler tarafından zaman zaman yapılan eleştiriler, kabul edici, değer verici, örseleyici olmayan bir ortamda yapıldıkları zaman alıcı durumunda olan öğrencilerde korku ve endişe yaratmazlar.Bunun tam tersi olduğu durumlarda ise öğrencilerde korku ve endişelerin yol açtığı iletişimden kaçma ve rahatlıkla iletişime girememe görülür. Sorun Öğrencideyken Sorun Öğretmendeyken Konuşmayı öğrenci başlatır. Konuşmayı öğretmen başlatır. Öğretmen dinleyendir Öğretmen konuşandır. Öğretmen danışmandır. Öğretmen etkileyendir. Öğretmen öğrenciye yardımcı olmak ister. Öğretmen kendisi için yardım ister. Öğretmen öğrencinin çözümünü kabul eder. Öğretmen sonuçtan hoşnut olmalıdır. Öncelikle öğrencinin gereksinimleri ile ilgilidir Öncelikle kendi gereksinimleri ile ilgilidir. Öğretmen sorunun çözümünde daha edilgendir. Öğretmen sorunun çözümünde daha etkindir. • Büyükyazı (1995), "The Relationships Among The Communicativeness Of Classroom Activities, Student Motivat ion, Communication İn The Classroom, And Achievement İn Language Learning" adlı yüksek lisans tezini oluşturan araştırmasında; bir İngilizce hazırlık sınıfında okuyan 22 öğrencinin aktivitelerini ölçmek istemiştir. Araştırmanın ilk sorusu; öğrencilerin motivasyonunun, sınıf içi iletişimsel aktivitelerle ne düzeyde ilgili olduğu sorusudur.Araştırma sonucunda görülmüştür ki, öğrenci motivasyonu bu aktivitelerle en yüksek düzeye çıkmaktadır. Bu durum, öğrenci motivasyonunda iletişimsel aktivitelerin, yapısal aktivitelerden daha önemli olduğunun göstergesi sayılmıştır • Kerssen-Griep (2001)'in "Öğrenci Motivasyonuyla İlgili Öğretmen İletişim Aktiviteleri" adlı araştırmasında iletişim aktiviteleri olarak; sınıfta yüz yüze çalışma ve öğretimsel iletişim yeterliliği incelenmiştir. Yüz yüze iletişimlerde, öğretmenin yüz ifade desteğinin öğrenci motivasyonunu olumlu yönde etkilediği görülmüştür • Frymier ve Houser (2000)' in "Kişiler Arası İlişki bağlamında Öğretmen-Öğrenci İlişkisi" adlı çalışmasında, öğretmen öğrenci ilişkisindeki iletişim becerileri araştırılmıştır. Öğrenciler temel beceriler olarak, benlik desteği, çalışmalarla baş etmeve etkili öğretmeyi belirtmişler; Belirtilen becerilerden benlik desteği ve öğrencilerle güçlü ilişkilere sahip olma öğrenme ve motivasyon açısından önemli bulunmuştur. • Witty ve De Barshe (1994)'nin öğretmenlerin sınıftaki performans bek lentileri, iletişimleri ve bunlara ilişkin öğrenci ve öğretmen algıları kapsamında gerçekleştirdiği araştırmalarında, 14 lise öğretmeni ile 60 kız öğrenciyi örneklem olarak almışlar ve paralel tarama yöntemi uygulamışlardır. Araştırma sonucuna göre öğrenciler düşük başarı gösterdiklerinde öğretmenlerinin kendilerini daha az yüreklendirdiklerini, öğretmenlerin daha çok övgü davranışında bulunduklannda,olumsuz davranışların daha az olduğu durumlarda kendilerinin daha yüksek basan elde ettiklerini, belirtmişlerdir • İpek (1999)'in "Resmi Liseler İle Özel Liselerde Örgütsel Kültür Ve Öğretmen –Öğrenci İlişkisi" adlı araştırmasında Türk eğitim sistemindeki liselerin sahip olduğu örgütsel kültürün ve bu liselerdeki öğretmen-öğrenci ilişkisinin, konum (yönetici, öğretmen,öğrenci) ve okul türü (resmi lise, özel lise) değişkenlerine göre karşılaştırmalı olarak incelenmesi amaçlanmıştır. Resmi liselerdeki yönetici, öğretmen ve öğrenci algılan, özel liselerdeki yönetici, öğretmen ve öğrenci algılan ile karşılıklı olarak manidar şekilde farklılık göstermiştir. Resmi liselerde her üç grubun (yönetici, öğretmen, öğrenci) otoriter ilişki boyutuna ilişkin algılan özel liselerdeki algılara göre daha üst düzeyde gerçekleşmiştir. Toplamda da, resmi liselerin otoriter ilişki boyutuna ait algılan özel liselerin algılarından daha yüksek çıkmıştır Bolat (1990) tarafından “Yüksek Öğretimde Öğretim ElemanıÖğrenci İletişimi” isimi, 1989–1990 öğretim yılında Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesinde ders okutan ya da danışmanlık yapan öğretim elemanları ve öğrencileri üzerinde bir araştırma yapmıştır. Öğretim elemanları ve öğrencilerin öğretim elemanı- öğrenci iletişiminde karşılaştıkları engeller konusundaki engeller incelenmiştir. Araştırmadan elde edilen sonuçlardan bazıları şöyledir; Öğrencilere göre; Öğretim elemanlarının öğrencilere soru sormaya, düşüncelerini açıklamaya, dershane dışında görüşmeye cesaretlendirmedikleri, öğrencilere saygı göstermedikleri ve eşit davranmadıkları, sınıf dışında yeterli zaman ayırmadıkları, derslerde konuları açık ve anlaşılır bir dille açıklamadıkları, öğrencilerin düşüncelerini öğretim elemanına özgürce söyleyemedikleri ve konuşmaktan çekindikleri şeklindedir. Öğretim elemanları ise bunları iletişim engeli olarak görmediklerini belirtmişlerdir. Öğrencilerin görüşleri cinsiyetlerine ve okudukları bölümlere göre farklı bulunmuştur. • Çam (1997)‟ın “İletişim Becerileri Eğitimi Programının Öğretmen Adaylarının Ego Durumlarına ve Problem Çözme Becerisi Algılarına Etkisi” başlıklı araştırmasında, iletişim becerilerini geliştirmeye yönelik hazırlanan eğitim programının, öğretmen adaylarının ego durumları puanları ve problem çözme becerisi algıları üzerine etkileri incelenmiştir. Araştırma sonunda; iletişim engellerini geliştirmeye yönelik eğitim programlarının öğretmen adaylarının Eleştirel Ebeveyn, Koruyucu Ebeveyn, Yetişkin, Çocuk ego durumu puanları ve problem çözme becerisi algısı üzerinde olumlu yönde etkisinin olduğu bulunmuştur. Programın çocuk ego durumu puanları üzerinde etkisinin olmadığı görülmüş, deney grubu ego gramının, kontrol grubu ego gramına göre daha uygun olduğu gözlenmiştir • Arslantaş (1998) tarafından yapılan “Sınıf Yönetiminde, Öğretmen İletişim Becerilerine İlişkin Öğretmen ve Öğrenci Görüşleri” isimli araştırmada sınıf yöneticisi olan öğretmenlerin iletişim becerilerinin kendileri ve öğrencileri tarafından nasıl algılandığı ve bağımsız değişkenlere göre bu algıların anlamlı fark gösterip göstermediğini test edilmeye çalışılmıştır. Araştırma sonunda öğretmen iletişim becerilerine ilişkin öğretmen ve öğrenci görüşleri arasında. 05 anlamlılık düzeyinde saydamlık ve eşitlik boyutlarındaki, davranışlarda anlamlı farklar bulunurken, empatik, eşitlik ve yeterlilik boyutlarındaki davranışlarda anlamlı farklar bulunmamıştır. Öğretmenlerin cinsiyet, en son mezun oldukları okul, yaş ve kıdem değişkenlerinin, gösterdikleri iletişim becerileri ile ilişkili olmadığı sonucuna varılmıştır. Öğrencilerin, öğretmen iletişim becerilerine ilişkin görüşleri, cinsiyet, derse olan ilgi ve annelerin eğitim durumlarına göre anlamlı fark gösterirken, babaların eğitim durumu ve kimin yayında kaldığı değişkenlerine göre anlamlı fark göstermediği görülmüştür. TEŞEKKÜRLER…