TBMM B:74 14.3.2006 0:3 Şimdi, değerli arkadaşlar, tabiî, ülkemiz ne yazık ki, bazı fabrikaların üzerine gittiğinde, fab­ rika sahipleri, alması gereken önlemler yerine, diyebilirler ki, biz istihdam yaratıyoruz, adam çalış­ tırıyoruz, vergi veriyoruz, ülke ekonomisine katkı yapıyoruz; eğer üzerimize gelirseniz, Çek Cum­ huriyetine gideriz, Bulgaristan'a gideriz, Türkî cumhuriyetlere gideriz ya da şuraya gideriz, buraya gideriz diye tehditkâr yaklaşabilirler. Şunu çok açıkça söylüyorum ki, özellikle Dilovası'ndaki sanayi kuruluşları gibi kuruluşlar, ancak Türkiye'de faaliyet sürdürebilir. Dünyanın hiçbir ülkesi, o tarz çalışma metoduyla, o tip, kendini yenilememiş, kırk yıldır, elli yıldır yenilememiş kuruluşlara çalışma izni vermez; bu, ancak Türkiye'de rastlanabilecek bir durum. Değerli arkadaşlarım, Sayın Bakanımız çevreyle ilgili olarak basında yer alan bir demecinde, Türkiye'nin Avrupa Birliğinin çöplüğü olmaktan çıktığını, çevre konseptine uymayan fabrikaların faaliyetlerine son verileceğini, 2005'ten sonra bütün fabrikaların çevreye duyarlı bir şekilde üretim yapmak zorunda kalacaklarını, aksi takdirde, 500 000 dolardan 1 000 000 dolara kadar para cezasına çarptırılacaklarını açıkladı. Bu demecinin üzerinden ondört ay geçti; şimdi, buradan, Sayın Bakanıma sormak istiyorum: Dilovası'nda kaç fabrikayı çevreye duyarlı üretim yapar hale getirdiniz? Çevreye uygun üretim yap­ mayan fabrikalar, bugüne kadar kaç milyon dolar cezaya çarptırıldı? Örneğin, ses kirliliği, hava kir­ liliği, görüntü kirliliği, deniz kirliliği ve termik kirlilik yaratan ve bölge halkının en çok şikâyet et­ tiği Çolakoğlu ve Diler Demir-Çelik Fabrikalarına ne kadar ceza yazdınız? Bunların çevreye duyar­ lı üretim yapmalarını sağlamak için neler yaptınız? Polisan hakkında, o, solventleri en çok filtre kur­ madan havaya yayan o büyük fabrika konusunda ne yaptınız? Değerli arkadaşlarım, hepiniz biliyorsunuz, bu tip kuruluşlar, zaman zaman çevreye yönelik ağaçlandırma yaparlar; zaman zaman -üzerine gittiğiniz zaman- bir okul ya da kamuya hibe niteliğinde bir şeyler yaparlar ya da çevre düzenlemesi adı altında birkaç çiçek dikerler; arkasından ödül alırlar. Çok kolaydır onlar için o ilişkileri kurmak, geliştirmek; ama, hem çalışanları açısından hem yörede yaşayanlar açısından hem insanlık açısından, çevre açısından alması gereken önlemleri almaktan her zaman kaçınırlar. Gerçekten, o bölgede, Dilderesi 1970'li yıllarda -en iyi Salih Gün Başkan bilir. Sayın Bakan da, ben de 1970'li yılların başında Kocaeli'ne geldik- benim en çok gittiğim köy Gebze'nin Tavşanlı Köyü idi. Tavşanlı Köyünde o bölgenin en güzel meyvesi; şeftalisi, kirazı birbirinden güzel mey­ velerdi. Bugün, o Dilderesi dediğimiz dereye, kış aylarında yağan karın erimesiyle birlikte Gebze çöplüğü de iniyor, normal yağmur sularıyla birlikte -Sayın Bakan da belirtti- kömür atıkları da, toz­ ları da olduğu gibi iniyor. 70'li yıllarda balık avlanılan dere bugün insan sağlığını tam anlamıyla teh­ dit eder bir konuma gelmiş, ölmüş vaziyettedir. Değerli arkadaşlarım, gerçekten, Kocaeli'ndeki sorunlar bitecek gibi değil. Bakınız, bundan dört ay önce, Sayın Bakanımıza, cevaplandırması istemiyle yazılı bir soru önergesi vermiştim. Buna bugüne kadar cevap alamadım; yani, 9 Kasım 2005 tarihinde verdiğim önerge... Derince'de uzun yıllardan beri 3 000 ton "benzen heksa klorür" adı verilen atık madde son derece elverişsiz koşul­ larda depolanmış, Kocaeli için atom bombası niteliği taşıyan bir depolama Kocaeli'nin merkezin­ de... Sayın Bakanımız da, bu konuda, bunun, mutlaka tasfiye edileceğini, kaldırılacağını vaat etmiş olmasına rağmen, bırakınız, o benzen heksaklorür tanklarını, varillerini oradan attırmayı, benim yazılı soruma bile cevap verme zahmetinde bulunmadı. Yine, değerli arkadaşlar, geçtiğimiz ay, Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin bir Çevre Komisyonu var. Bu Çevre Komisyonu inceleme yapıyor Kocaeli'nde; Pakmayanın, Depa ilaç fabrikasının, Pirel­ imin, Goodyearın, Berksanın, Brissanın, Hyundainin, Yıldız Suntanın çevreyi kirlettiğini; bunun yanında, bazı fabrikaların, örneğin, Kartonsan, Güncallar Piliç, Kordsa, Sakosa, Enerjisa, Çelik Halat gibi fabrikaların da çevreye duyarlı olduklarının tespitini yapmış. Şimdi, İzmit'in doğusundaki bu fabrikalar konusunda Çevre Sağlığı Komisyonunun raporu, Büyükşehir Belediyesince ya da Çevre ve Orman Bakanlığımızca incelenecek mi, takip edilecek mi, bunu bilmiyorum. -515-