T. B. M. M. B s 38 petansı, tecrübesi olmayan eller tarafından yapılan nazım plancıklarına yön vermek bakımından da, bu arazi planlamasının gereği açıktır. Kolay ruhsat furyasından yararlanan ve işin ko­ layını tercih eden sanayici veya turizm yatırımcıları, dur - durak bilmeksizin, 1 inci, 2 ncİ, 3 Üncü ve 4 ün­ cü sınıf tarım arazisini kolayca elde edebilmekte, bunların beton yığınları altında heba olmasına ya da atıklarla kirlenerek bozulmasına neden olmaktadır­ lar. Eğer yurt çapında arazi kullanma planı yapılır ve uygulanırsa, söz konusu kötü tasarrufların önle­ neceği tabiîdir. İkinci bir önlem, sanayi ve benzeri tesislerin al­ makla yükümlü olduğu tedbirlerle ilgilidir." Bilindiği gibi. Batıdan üretim teknolojisi transferi yapılırken işin kolayına kaçılmış, kirlenmeyi önleyici karşıt tek­ noloji - arıtma tesisleri, kapalı sistem gibi - transfer edilmemiş, bunların aynı projeler İçinde uygulanması ihmal edilmiştir. Eskiden arıtma tesisleri veya kapa­ lı sistemleri ihmal edilen sanayi tesislerinin bu ek­ sikliklerinin süratle tamamlanması gereklidir. Ayrı­ ca endüstri, turizm ve diğer amaçla arazi kullanan projelere ruhsat verilmeden Önce, sıkı bir incelemeye tabi tutularak, şartlara uymadıkları takdirde ruhsat verilmemesi mutlaka sağlanmalıdır. Ülkemizde 1 inci, 2 nci, 3 üncü ve 4 Uncu sınıf arazinin sadece tarımda kullanılması temin edilmeli­ dir. Bu önlem gelişmiş bölgelerde titizlikle uygulan­ maktadır. Eğer AETye üye olacaksak, OECD'nin eski üyesi isek, bizim de bu kurala uymamız gere­ kir. Çevre sorunlarının oluşmasında iJd olumsuz fak­ tör kendine özgü rol oynamaktadır. Biri, hızlı nü­ fus artışı; diğeri, toprak, su ve doğal bitki kaynak­ larında azalma, tükenme trendi. Birincisi, sosyo ekonomik sorunları artırmanın yanı sıra, çevre sorunlarım korkunç boyunlarda çoğaltmaktadır. 'îdoincisi İse, ekonomik ve sosyal buhranlara kaynak teş­ kil etmekte ve her ikisi de toplumları açlığa ve yok­ sulluğa sürüklemektedir. Açıklıkla beliren gerçek şudur : Doğal kaynak­ ların kullanılmasında, bugünün jenerasyonu için ras­ yonel fayda sağlanması; fakat gelecek kuşakların İse ihtiyaç, yaşam koşulları ve İmkânlarının teminat al­ tına alınması ve böylece istikrarlı ve kalıcı kalkınma ve gelişme stratejisinin gerçekleştirilmesi, politikala­ rının temel felsefesidir. Bu felsefeye İşaret ettikten sonra, diyebiliriz ki, çeşitli çevre sorunlarına karşı önleytld, giderici ve (koruyucu tedbirler bu fdsefe- 11 . 12 . 1986 O :2 nin temel taşları arasında yer almaktadır. Eğer çevre sorunları bu şekilde planlanmazsa, kalkınmanın sağ­ lıklı olmasına imkân yoktur. Sade bir çağrışımla üç Örnek arz etmek isterim : 1968'de Birleşik Amerika'nın altı dilimden oluşan programının hk tanesi çevre sorunılanydı. Arnikamın ve arazi planlamasının ve standartlarının tespitini ve kirletme parametrelerinin tespitini Japonya ta 1970 yılında bitirmiştir. Ben bu kısa konuşmamdan sonra, belgesiz ola­ rak karşınıza gelmekten korktuğum İçin, sadece bir, İki örnek arz ediyorum; sözlerimi bağlamadan önce. Ülkemizde gerçekten söylediklerimizin örnekleri var. Ben hiçbir zaman bu kürsüden İstanbul ve İzmir Be­ lediye Başkanlarını Başbakanımla mukayese etmem. Ben Sayın İstanbul Belediye Başkanına bu kürsüden altı ay önce teşekkür etmiştim; ama Başbakanlığımı­ za, hükümetimize düşen sorunlar ülke çapındadır, yoksa bir şehir çapında değildir; topyekûndur. Murgul faciasını alalım ele : Bu izabe tesisleri­ nin zehirli gaz emisyonu bu çevrede bitki örtüsünü yok etmiş, toprağı hastalandırmıştır. Yatağan Termik Santralının gaz emisyonu ve toz, partıkül dağılımı karşısında sarıçam ormanları ve toprakları topun ağzındadır. Gökova, kara ekolojisiyle, deniz ekolojisiyle tüm eko sistem; denizdeki favnası, o deaızdaki güzellikler ve çok güzel bitki zen­ ginliği olan estetik, dünyada örnek olan yeşil zen­ ginliği de santralların tehdidi altındadır. Denizlerimiz, İzmit ve İzmir körfezleri birçok göl­ lerimiz de; Apolyont, Manyas, göller bölgesindeki Kovada, Eğridir, Beyşehir ve diğerleri, burada artık favna tamamen yok olma durumunda. Ankara'dan Porsuk Çayına gittiğimiz zaman, Porsuk Çayından su içen hayvanların öldüğünü, favnanın kalmadığını 'göırüyoruz; ama Sümeıibanlk yerinde duruyor... Apolyont Gölüne gidiyoruz, Manyas'a gidiyoruz, Mustafa Kemal Paşa Çayına gidiyoruz; orada de­ ğerli bir bölge müdürünün kurduğu 10 tane laboratuvarda tespit edilen kirlenme parametresi 50'yİ bu­ luyor; biyolojik, kimyasal, fiziksel ne İsterseniz. BAŞKAN — Lütfen bağlayınız efendim. MEHMET KEMAL GÖKÇORA (Devamla) — Sözümü bağlıyorum Sayın Başkan. Çevre sorunları üzerindeki düşüncelerimi bağlayabilmem için bir İki küçük noktaya işaret etmem ge­ rekiyor. Hükümet, çevre sorunlarına daha objektif ve ya­ kından bakmak ve lopyekûn bir dinamizm getirmek 458 —