C. Senatosu B : 95 miz çok genç nüfus olduğundan, bu konuda günün ihtiyaçlarına uygun ve geçerli tedbirlerin acilen bulunması gerekliliğine inanıyoruz. Plân, yaygın eğitimin meslekî ve teknik bö­ lümü için mükemmel tedbirler öngörmekte, fa­ kat genel yaygın eğitim alanını bugünkü sakıncalarıyle aynen ortada bırakmaktadır. Plânda gençliğin eğitimi konusunda esaslı görüşler getirilmişse de, kurumsal tedbirler ba­ kımından bir dağınıklığın, belirsizliğin mevcu­ diyeti dikkati çekmektedir. Hızla artan nüfusu­ muz karşısında, eğitim problemi halledilmediği takdirde, yan aydın işsizliğinin yurdumuz için çok kötü sonuçlar doğuracağını belirtmek iste­ riz. Plân; sosyal ve ekonomik yapının, sosyal alışkanlık ve değerlerin kalkınmayı sürekli kı­ lacak bir yönde değişmesine bağlıdır, demek su­ retiyle, gelecek iktidarlara da devrimci bir düzen değişikliği fikri müdirini vermektedir. İşletmeciliği ulusal sayan plân, Devletçilik­ ten titizlikle kaçınmak ve sanayileşmenin yük­ selen yaşam düzeyinin gerektirdiği enerjinin sağlanmasında; Devlet tekelini temel ilke ka­ bul etmesine rağmen; petrollerin Devletleştiril­ mesinden kaçınmak suretiyle, açık çelişkilere de düşmüş bulunmaktadır. Ayrıca, hem fiyat kontrolü yapılacağı, hem serbest yarışmanın ticarette esas olduğunu ka­ bul eden bir politikanın nasıl uygulanacağını da kestirmekte güçlük çekmekteyiz. Sayın senatörler, Üçüncü Beş Yıllık Plânın uygulanmasında karşılaşılacak güçlükler özet olarak şöyledir : 1. Büyük bütçe açığı. 2. Gerekli finansman. 3. ikinci Beş Yıllık Plânda öngörülen ya­ tırımlardan önemli bir bölümünün yeni plân dönemine aktarılması. 4. Plânda öngörülen tedbir ve reformla­ rın gerçekleştirilme şansı. 5. Plânın saptadığı tasarruf oranına riayet ve sağlanması. 6. AET ile ilgili Katma Protokolün kaygı veren hükümleri. 7. 12 Marttan sonraki hükümetlerin güven oyuna mazhar olan programlarında yer alan ve bugün Üçüncü Beş Yıllık Plânda değer kazanan önemli hususların, Plân bütünlüğünü bozması­ 14 . 10 . 1972 0:2 na, Hükümet ve Komisyonun karşı olmasına rağmen, Adalet Partisinin önerge ve oylarıyle değiştirilmesi daha başlangıçtan itibaren plânın başarısızlığının delilleri olarak görünmektedir. Özellikle madencilikle ilgili, ilgi ve ilişkileri olan arkadaşların bu yoldaki çabaları da ibret vericidir. Hükümetin de kaynak ayrılmadığını gerek­ çe olarak gösterip önergelere karşı daha ma­ kul sebepler serdetmemiş olmasını olumlu kar­ şılayamamaktayız. Bu gerçeklerin ışığı altında, Anayasa ve 12 Mart muhtırasının öngördüğü reformların yapılmasını mümkün görmüyoruz. Sayın senatörler, Üçüncü Beş Yıllık Plân, kalkınmayı belirli bir gelir seviyesine ulaşmak değil, ekonomik ve sosyal yapı değişimi olarak tanımlamaktadır. Bu gerçek karşısında, Plânı­ nın başarıya ulaştırılabilmesi için : 1. Devlet yönetiminde, hukukun üstünlü­ ğü baki kalmak şartiyle, disiplinli bir idareye, 2. A dan Z ye kadar kişi, örgüt ve yöneti­ ciler olarak kalkınma için Plânın öngördüğü tedbirlerin alınmasına, 3. Kemerleri sıkma zorunluluğuna inan­ maya, 4. Anayasanın sosyo - ekonomik felsefesine uymaya, 5. Yeraltı ve yerüstü servetlerinin yalnız millileştirilmesine değil, devletleştirilmesi inan­ cına varmaya, 6. Uzun yıllardır tartışılan sosyo - ekono­ mik reformların gerçekleştirilmesine ihtiyaç var­ dır. Bunlar yapılmadığı takdirde en mükemmel belgelerin dahi yararlı olamayacağını bir kez daha ispattan başka bir şey yapmış olmayacağız. Sayın senatörler, sözlerimi bitirirken bir hu­ susa da temas etmeyi yararlı görmekteyim. 22 yıllık dönem sonunda varılacak hedefin örneği bugünkü İtalya'nın seviyesi olarak alın­ mıştır. Çağın koşulları durmadan gelişmeyi zo­ runlu kıldığına göre, tespit edilen hıza ulaşsak dahi, dönem sonunda yine uygar toplumların gerisinde kalacağız. Örnek aldıklarımızın yerin­ de saymayacaklarını düşünmek, kalkınmış Japonyanın dahi hâlâ % 13 hızla ilerlediğini hesaba katarak, Atatürk'ün işaret ettikleri, uygar top­ lumlar düzeyindeki yerimizi alabilmek için, bu-