Meclisi Ayan 1: 8 16 Şubat 1336 (1920) onun üzerine ve Heyet-i Umûmiyyenin reyi ile tekrar Encümene iade olunur, yahut katiyyen kabule iktiran eder, tadil ve tashihe de hacet kalmaz. Bundan başka da yol yoktur zannederim. ÂDİL BEY — Rüfekayı kiram tarafından da be­ yan buyurulduğu veçhile, ariza-i cevabiyye, Meclis-i Alinin intihap ettiği Encümeni mahsus tarafından ka­ leme alınmıştır. Ekseriyetin arası da budur. Encüme­ nin selâhiyetine binaen, akalliyette kalanların; bu yol­ da tashih olunsun, şöyle olsun, böyle olsun diye, bir teklif dermeyanına selâhiyetleri yoktur. Eğer, bilüzum fıkralar, yahut noksan yerler var­ sa, beyan buyurur. Zaten müsvedde fıkra fıkra mü­ zakere edilecek, onlar tayy, veya ilave olunur. Emsal­ den bahsediyorlar. Bendeniz, bu ariza-i cevabiyye için emsal değil, misal bile tahattur edemiyorum. Öy­ le müstesna bir zamanda bulunuyoruz ki, Devlet, Devlet olalı, daha böyle bir hale maruz kalmadı. Şim­ di, ahvali adiyyede yazdığımız ariza-i cevabiyyeleri buna misal tutmak doğru olur mu? Zannetmem ki ol­ sun. Koca bir devlet, mahv ve muzmahil oldu. Bu­ nun mesulü yok mu, bundan bahsetmeyelim mi? C: 1 müsveddesi tanzim edildiğinde daima Heyet-i Umû­ miyyede müzakere edilerek tadil veya kabul olunur. Bunun haricinde nasıl olabilir ki, falan zat Encü­ menlere müracaat edip de «Bizim de mülâhazatımızı dinleyin» demeye hakkı yoktur. O Encümende rey vermek, yalnız Heyet-i Celileniz tarafından o Encü­ mene tayin edilen Azaya aittir. YUSUF ZİYA PAŞA — Bendeniz de Encümende bulundum. FERİT PAŞA (Damad-ı Şehriyari) — Söylediğim zâtıdevletinize ait bir mesele değil. Ondan sonra ne için mesele daima arzu edilen noktaya getirilmek- is­ teniyor? Burada her kim mütalaa beyan etmek ister­ se, mütalaasını söyler. Bir Encümenin tanzim ettiği bir müsveddeyi, bir Şube nasıl tasdik eder? Tetkik hakkı Hey'et-i Umûmiyyenindir. Bu müsveddede zaten başka bir şeyden bahsettiği­ miz yok. Bütün kavanini cariyyeden bahsediyoruz. Acaba bunda hata mı ediyoruz? «Kanunun ahkâmı cari olsun» diyoruz. Hükümet de bugün işte bir ta­ mim neşrediyor. Dün gazetelerde gördüm, o da aynı tebligatta bulunuyor. Zaten Hükümet de Meclis-i Ayan da Meclis-i Mebusan da kanunun icrasıyla muhafaza-i ahkamıyla mükelleftir, Biz, «Kanunun ahka­ mı merî olsun» diyoruz. Beyhude yere birtakım söz­ ler söyleniyor. Şimdi fıkra fıkra okunur. Bizim red ve kabul hususunda ısrara hakkımız yoktur. Yalnız bize tevdi olunan vazife, bir ariza-i ceva­ biyye müsveddesi tanzim etmektir, onu yaptık. Heye­ ti Celilenize takdim ettik. O, fıkra fıkra okunur, tayy veya ilave, red veya kabul olunur. Bundan başka ya­ pılacak şey yoktur. YUSUF ZİYA PAŞA — Bendeniz Âdil Beyefen­ dinin itiraz buyurdukları tarzda değil, kendi kendime bir şeyi kaleme aldım. Yoksa kendilerinin yazdıkları­ nı tenkit etmek maksadıyla hareket etmedim. Ekseri­ yetin müsveddesi nassı kati olamaz. Bazı söylenecek sözler vardır. O da Şubelerde müzakere edildikten sonra Heyet-i Umumiyyeye gelmelidir. FERİT PAŞA (Damad-ı Şehiyâri) — Refiki Muh­ teremim Rıza Paşa Hazretlerini gücendirmek istemem. Fakat kendilerinin hatıralarına müracaat ediyorum. Hiç böyle şey vaki olmuş mudur? Ariza-i cevabiyye ADİL BEY — Efendim, zaten Nizamname-i Da­ hilimizde sarihtir. Aza-yı Kiramdan her kim isterse bir Encümende bulunabilir; fakat reye iştirak edemez. Binaenaleyh, Encümenin tanzim ettiği müsveddeye Aza-yı Kiramdan hiçbiri müdahale edemez. Encümen müsveddesi Hey'et-i Umumiyyeye arz edilir ve bura­ da müzakere olunur. Bu hususta Nizamname gayet sarihtir. RIZA PAŞA (Ferik) — Paşa Hazretlerine muhta­ sar bir cevap vereceğim. Bendeniz de hiç kimsenin Encümene gidip de «Benim de reyimi dinleyiniz» de­ diğini işitmedim. Eğer böyle bir şey vukua gelmiş ise, doğru değildir. Çünkü arîza-i cevabiyyeyi tanzime En­ cümen-i mahsus memurdur. Herkes gidip de bir şey söyleyemez. Encümen-i mahsusunun tanzim ettiği müsveddeyi müzakere etmek de gayet doğrudur. Fakat biz «Va­ kit ve zamanın derkâr olan ehemmiyetine binaen Aza-yı Muhtereme beyninde evvelemirde bir itilaf-ı efkâr vücuda getirmek üzere Şubelerde bu ariza-i cevabiyye müsveddesi esası üzerine teati-i efkâr edil­ sin. Orada vukua gelecek itilaf üzerine lazım gelecek tashihat yapıldıktan sonra Hey'et-i Umûmiyyede mü­ zakere olunsun» dedik. Zannederim Damat Paşa Haz­ retlerinin de teslim buyurmaları icap eder ki, iki Şu­ benin birleşerek içtimada bulunacak Aza-yı Kiram, Hey'et-i Umumiyyeyi teşkil eden Azadan ibarettir^ Onlar konuşacaklar, bir tashih hakkında ekseriyet-i ara hâsıl ederlerse, beynlerinde uzlaşırlarsa o tashihi icra ederler, o yolda yazarlar. Eğer uzlaşamazlarsa, Encümen Azasiyle fikren birleşemezlerse, mesele Hey'et-i Umumiyyeye gelir. Hey'et-i Umûmiyyede mu­ haliflerine, nokta-ı nazarlarında İsrar ederler, müta- - - 62 T B M M KÜTÜPHANESİ