T.B.M.M. B:101 3.6.1997 0:1 bölgesine verildi? Yine, her zaman olduğu gibi, batıya ödendi. Ayrıca, zaten, KOBİ kredilerinin toplam krediler içerisindeki payı, sadece yüzde 4'tür. Kısacası, daha fazla geç kalmadan, doğu ve güneydoğuya, ekonomik ve sosyal olarak yatırımların ciddî biçimde başlaması gerekiyor; yoksa, yarın çok geç olacak. Üstelik bölge sorunlarını çözmek için, günlük politikalar doğrultusunda de­ ğil -hani, Türk Cumhuriyetlerinde olduğu gibi; sonuçlar meydanda, hiçbir şey yapamadığımız or­ tada- gerçek manada çözümler üreterek, sorunları halletmek gerektiğine inanmaktayız. Sonuç olarak söylenecek şey: Güneydoğu Anadolu'nun sorunları temelde etnik değil; bu böl­ gede yalnız Kürt asıllı değil, çok sayıda değişik etnik gruplar da var ve bunlar, yüzyıllarca içice, barış içerisinde yaşamışlardır. Bu barış, ancak, kısa bir süre, dışarıdan tahrik edilen Ermeni ayak­ lanması ve saldırılarıyla bozulmuşsa da, sonra yine düzelmiştir. Kurtuluş Savaşından beri de, han­ gi etnik gruptan olursa olsun, tüm bölge halkı, Türk Ulusunun eşit üyeleri olmanın bilinci içinde bütünleşmiş durumdadır. Bölge halkında bölücü akımlara hiçbir yatkınlık yoktur. Bu halk, hangi etnik kökenlerden gelmiş olursa olsun, Türk Ulusunun eşit ve ayrılmaz bir parçasıdır; çektiği bü­ tün acılara, katlandığı yoksunluklara ve zaman zaman uğradığı baskılara karşın bölge halkı, bu ulu­ sa, devlete ve vatana bağlılığını her vesileyle kanıtlamış durumdadır/Bölgede herhangi bir önlem uygulanırken, halka kuşkuyla bakıldığı izlenimini vermekten özenle kaçınılmalıdır. Güneydoğu Anadolunun sorunları, aslında, etnik nedenlerden değil, sosyal ve ekonomik ne­ denlerden, bölgenin feodal yapısından ve bazı dış tertip ve tahriklerden kaynaklanmaktadır; onun için, son zamanlarda ciddî boyutlar edinen içgüvenlik sorunu, ancak, sosyal ve ekonomik sorunlar­ la ve uluslararası ilişkilerle bir arada ve bütünlük içinde değerlendirilerek çözülebilir. Belirtilen nedenlerle, araştırma önergesine olumlu oy vereceğimizi belirtiyoruz, araştırmaya olumlu, baktığımızı söyleyebiliriz; ancak, yine, devletten beklediğimiz şey, doğuya gerçek anlam­ da el atmasıdır; öyle 500 milyarlarla, işte 3,5 trilyonlarla çözümlenebilecek bir olay değildir. Hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar) BAŞKAN - Sayın Bilgir, teşekkür ediyorum. Sayın Hacaloğlu, önergede birinci imza sahibi sıfatıyla; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar) ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; biraz evvel, Refah Partisi Grubu adına Sayın Hüsamettin Korkutata konuştu. Sayın Korkutata konuşurken, muhalefet mi konuşuyor, yoksa İktidarın büyük ortağı, Sayın Başbakanın partisinin sözcüsü mü konuşuyor, gerçekten, anlamakta zorluk çektim. Yani, uyanın artık. (CHP sıralarından alkışlar) Oy aldınız o bölgeden, birinci parti oldunuz, uyanın. Onbir ay geçti, şu sorunlara el atmaya başlayın; ama, sizin derdiniz sorun çözmek değil ne yazık ki! . ~ ' ABDULİLAH FIRAT (Erzurum) - İnsan Hakları Bakanı olarak ne yaptınız?! ALGAN HACALOĞLU (Devamla) - Siz, bırakınız o gönlünüzde yatanı, bırakınız onu bir ya­ na, bu toplumun, bu insanlarımızın taleplerini karşılayınız, ülkenin demokrasisine hizmet ediniz, laik, demokratik cumhuriyete hizmet ediniz. ABDULİLAH FIRAT (Erzurum)-İnsan Hakları Bakanı olarak ne yaptınız?!. ALGAN HACALOĞLU (Devamla) - Şimdi, Sayın Korkutata'ya şunu söylemek istiyorum: Mustafa Kul'un bir önergesi vardı... Evet, önerge vermişsiniz, güzel bir olay; ama, bu dönem, Sa­ yın Mustafa Kul bir önerge verdi, benzeri önerge; ne oldu o önergeye; Refah Partisinin oylarıyla reddedildi. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Peki, bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu!.. HÜSAMETTİN KORKUTATA (Bingöl) - Senin önergeni kabul ettik... ALGAN HACALOĞLU (Devamla) - Yani, takıyye yapa yapa, başınız döndü; bu konuda da takıyye yaptınız, yapmaya devam ediyorsunuz; bundan vazgeçin. - 158-