T.B.M.M. B : 20 25.12.1991 0:1 Dördüncüsü : Her davranışta İslam âlemine ters düşüyoruz, tşte, işe başlarken, önce "İs­ rail Elçiliğini, büyükelçilik haline getireceğim" diyor; Birleşmiş Milletlerde İslam âlemini bıra­ kıp israil'e uygun oy kullanıyor; Çekiç Gücün kuvvetini artırıyor -daha sonra bütün tatbika­ tında görüldüğü gibi- "Barış Suyunu getireceğiz" diyor; "git, Müslüman ülkeleri tahrip et" diye tncirlik'i Amerikalılara veriyoruz... Barış Suyu Projesinin de, sonuçta, İsrail'i kuraklık­ tan kurtarmak için olduğunu bütün Müslüman ülkeler biliyor. Siz, bütün bu davranışları yaparsanız... Müslüman ülkeler sizin uşağınız mı, köleniz mi? Siz, onlara hep ters tavır takının, onlar sizi sevsinler! Bu davranışı sevmezler. Allah'a şükürler olsun ki, onlar, yönetimin başka milletin başka olduğunu çok iyi biliyorlar. Bu davranış için­ deki yönetimler kabuk yönetimdir, milleti temsil etmez. Millet, bütün Müslümanlarla birdir, beraberdir. Şimdi, Türkiye'nin dünya olayları karşısında bulunduğu nokta budur. Kimse, İslam âle­ minin dağınıklığından dolayı İslam Birliği kurulmayacak zannetmesin. Bakın, huzurlarınız­ da, inanarak söylüyorum : Bugün Refah Partisi iktidara gelsin, o anda 1,5 milyarlık İslam âle­ mi mıknatıslanacak ve bir anda İslam Birliği kuruluverecektir. (RP sıralarından alkışlar) Bu iş, Türkiye'nin davranışına bağlıdır. AT'a mı girilecek, İslam Birliğine mi girilecek?.. Şimdi burada, bu konuyu, bilhassa Ha­ riciyenin kıymetli elemanlarının huzurunda, birkaç cümle ile açıklamak istiyorum ve peşinen bir şeyi belirtmek istiyorum : Demin de söylediğim gibi, İslam Birliği mutlaka kurulacak, Al­ lah'ın izniyle. Biz, vaktiyle "Kıbrıs'ta bir bağımsız devlet kurulması şarttır" dedik, ilk günden itibaren. Bizim hükümet ortaklarımız -Sayın Ecevit- dahi, "Aman Sayın Erbakan, böyle söyle­ meyin. Amerika ile münasebetlerimizi bozuyorsunuz. Bunun konuşulması bile doğru değil" diyordu. Ben ide kendilerine ["Be Ecevit, bırak da biz konuşalım! Sen Amerikalılara de ki "bi­ zim öyle bir ortak var ki!.." Veya "bana şunu da vermen lazım, bunu da..." demen lazım. Gel, takım halinde çalışalım; bırak biz konuşalım!] diyordum. (RP sıralarından alkışlar) Ko­ nuşulmasına bile tahammül edin... Ne oldu?.. Şimdi hepimiz burada, "KKTC'yi güçlendire­ lim, tanıtalım" diyoruz. Hani vaktiyle konuşulmasına bile kimse razı olmuyordu!.. Sonunda, Allah'a şükürler olsun, biz haklı çıktık. Bakın, yine tarihî bir söz söylüyorum : Hepimiz bu milletin evladıyız. İslam Birliği kuru­ lacak. Biz bunu burada söylüyoruz ve ilan ediyoruz. İçinizden biriniz bu gerçeğe ters düşerse­ niz, yarın, İslam Birliği kurulduğu zaman mahcup olacaksınız... Bu zabıtları önünüze koyaca­ ğız, (RP sıralarından alkışlar) "Biz bunları söylerken siz hangi galaksideydiniz?" diyeceğiz. KAMER GENÇ (Tunceli) — Olmazsa; Hoca, siz mahcup olacak mısınız?.. NECMETTİN ERBAKAN (Devamla) — Bundan dolayıdır ki, herkes bir kendine gelsin. Ben sizlerle bir odanın içinde ayrı ayrı konuştuğum, tek başıma oturduğum zaman, bana, "Hoca, doğru söylüyorsun. Elbette İslam Birliği... Bu Avrupalılar bizi zaten almazlar" diyor­ sunuz; buraya geldiğiniz zaman ne oluyorsunuz?!. (RP sıralarından alkışlar) Hangi elektrik sizi sihirliyor da, buraya geldiğiniz zaman kendi aslınıza, kendi özünüze yabancı oluyorsunuz?!. Çay içerken başka, burada başka!.. Yahu, bırakın artık bu hokus pokusu, bırakın bu dış güçle­ rin magnetizmasım; kendimize bir gelelim; siz çıkın, bu İslam Birliğini bizden daha kuvvetle savunun, biz de sizi alkışlayalım. MUSTAFA DURSUN YANGIN (Ankara) — Ben senden daha Müslümanım, — 256 —